Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Toplum ve Siyaset.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Toplum ve Siyaset."— Sunum transkripti:

1 Toplum ve Siyaset

2 Toplum ve Siyaset Sosyolojinin nesnesi nedir?
Bunu araştırmak için iki yakın bilim dalının –sosyoloji ve siyaset bilimi- karşılaştırmasını yapalım Basitçe ifade edersek siyaset biliminin inceleme nesnesi siyasal olan ya da siyasal alan, sosyolojinin inceleme nesnesine ise toplumsal olandır diyebiliriz.

3 Toplum ve Siyaset Neyin siyasal neyin toplumsal olduğunu nasıl belirleyebiliriz? Aristoteles: zoon politikon // insan toplumsal bir varlıktır Yani insanlar zorunlu olarak/doğal olarak bir arada yaşarlar. Aristoteles’e göre insan biraradalığının (toplumsallığın) en yetkin formu ise polis (devlet)’tir. Dolayısıyla Aristoteles şunu kastetmiş olur: Toplumsal birliktelikler yetkinleştikçe siyasal bir form almaya yazgılıdır.

4 Toplum ve Siyaset Burada toplumsal olanın politik olandan önce geldiğini ancak politik olan karşısında ikincil olduğunu anlıyoruz. Politik toplum (polis) geliştikçe, toplumsal olan, “insan” (vatandaş) için önemini gittikçe kaybedecektir.

5 Toplum ve Siyaset Kendisini biyolojik hayatın idamesine adamış, daha doğrusu bu alanın (oikos) dışına çıkamamış ve siyasal toplumun işlerinden uzaklaşmış (toplumsal olanda sabitlenmiş) insan adeta tam bir insan formuna ulaşmamış bir varlık olarak görülür.

6 Toplum ve Siyaset Ortaçağ’ın sonlarına geldiğimizde T. Aquinas Aristoteles’in tanımını değiştirerek kullanacaktır: “İnsan siyasal ve toplumsal bir varlık”tır. Dikkat edersek, Aristoteles siyasal’ı hem toplumsal hem de siyasal’ı içerecek bir biçimde kullanır ve biri (sonraki) diğerini içererek aşar. Fakat Aquinas’ta bu iki alan aynı anda, bir arada bulunur.

7 Toplum ve Siyaset Bu yeni tanımda Orta Çağ’ın sonundaki gelişmelerin etkisi vardır. Ortaçağ’ın sonunda Avrupa’da bazı şehirler siyasetten kendilerini özerkleştirmeye başlar. Ticaret burjuvazisinin başını çektiği şehir yaşamı siyasi iktidarlara şehir üzerinde bazı sınırlamalar getirir. Bunun anlamı şudur: Bundan sonra siyasi iktidarlar meşruiyetlerini sürdürmek istiyorlarsa şehrin onayını almak zorundadırlar.

8 Toplum ve Siyaset Aquinas Avrupa’da gerçekleşmekte olan değişimi sezmiş ve bunu siyaset teorisinde ifade etmiştir. Şehrin kendini siyasi iktidardan özerkleştirmesi aslında toplumsal olanın siyasal olandan özerkleşmesi ve toplumsal kategorisinin siyasal karşısındaki öneminin arttığı anlamına gelir. Siyasal olan ancak toplumsal olanın rızasını aldığı oranda varlığını sürdürür.

9 Toplum ve Siyaset Liberal siyaset teorisinin kurucu ismi J. Locke bu kavrayışı daha net bir şekilde temellendirecektir. Buna göre insanlar devletin bulunmadığı doğa durumunda doğal haklara sahip olarak yaşarlar ve fakat çıkan bazı sorunlardan dolayı cezalandırma yetkilerini bir üst kuruma devretmeyi öngören bir sözleşmeyle “sivil toplum”a geçerler. Böylece devlet bireylerin doğal haklarını korumak şartıyla cezalandırma yetkisini elinde bulunduran bir kurum olarak ortaya çıkar.

10 Toplum ve Siyaset Devletin görevi iç ve dış güvenliği sağlayıp vatandaşlar arasındaki anlaşmazlıklara çözüm getirmekle sınırlıdır. Bireyler ise toplumsal yaşamda kendi iyileri peşinde koşmakta serbesttirler. Bireyin bu yaşamda doğal olarak sahip olduğu özgürlük, hayat ve mülkiyet haklarına zarar gelmesi halinde ise devletin meşruiyeti ortadan kalkar ve direnme hakkı ortaya çıkar. Anlaşılabileceği gibi toplumsal olan siyasal olan karşısında özerkliğini ilan ettiği gibi hayatın seyri içerisinde daha belirleyici ve önemli bir alan haline gelmiştir.

11 Toplum ve Siyaset Ancak modern düşünürler içinde de eski kavrayış biçimini sürdürenler vardır. Örneğin Rousseau özgürlüğü temellendirirken insanın muhakkak tek bir yasaya tabi olmasını, böyle olduğunda aslında hiç kimseye bağlı olmayacağını ifade eder. Bu yasa ilkel (doğa durumundaki) insan için doğa yasasıyken, modern insan için kendi yaptığı yasa olmalıdır. Öyleyse herkes kişisel çıkarlarını bir tarafa bırakıp genel iradeyi oluşturarak bir siyasal alanının yaratılmasına katkı sağlamalıdır.

12 Toplum ve Siyaset Rousseau’ya göre sivil toplum kişilerin bireysel çıkarlarının peşinden koştuğu ve ayrıca başkalarına olan bağımlılığının arttığı bir alandır. Bunu aşmak için yapılması gereken bu toplumu siyasal bir birliktelik haline getirmektir. Anlaşılabileceği gibi Rousseau, Aristoteles gibi toplumsal olanı küçümsemekte, onu siyasal olan karşısında ikinci plana atmakta ve insan yaşamındaki belirleyicilik alanını daraltmaya çalışmaktadır.

13 Toplum ve Siyaset Kant: Fransız Devrimi, Öznel(l)ik ve Toplum
Toplumsal olanla siyasal olan arasındaki ayrım modern dönemde –özellikle toplumun bilimsel incelemesinin toplumun siyasallığı fikriyle beraber geliştiğini düşünürsek- gittikçe daha muğlak hale gelir. Toplumsal, siyasal olan karşısında –özellikle modern siyasi düşüncede- özerk bir kategori olarak ortaya çıkıyor ve fakat toplumun (society’nin) kuruluşuyla birlikte toplumsal olan siyasal olanla daha fazla içiçe geçen bir hal alıyordu. En azından fikirde.

14 Toplum ve Siyaset Fransız Devrimi, Öznel(l)ik ve Toplum
Toplumsal aktörlerin siyasallaştığı, siyasetin temel konusu olan siyasal iktidarın «modern» devlet aracılığıyla toplumsal olana yayıldığı bir ortamda neyin siyasal (iktidarla ilgili), neyin toplumsal olduğunu belirlemek kritik hale gelir. M. Foucault iktidarın söylem aracılığıyla her yere yayıldığını söyler örneğin. Öyleyse toplumsallık içindeki her söylem ve her tür öznellik aynı zamanda siyasal bir fonksiyonu da bünyesinde taşıyacaktır.

15 Toplum ve Siyaset Antiklere Dönüş
Bu noktada bir parantez açarak faşizmler ve totaliter hükümetler altında siyasal olanın gittikçe daraltılan fonksiyonuna dikkat çeken Hannah Arendt’in iddiasını bir karşı iddia olarak öne sürmeliyiz. O Antik Yunan polisinde var olan ve Aristoteles’te de ifadesini bulan siyasallığın kapsayıcı formunu, insanın varoluşsal anlamına uygun bulur ve modern dönemi –sadece faşizmleri yüzünden değil- özellikle kapitalizmin ve piyasanın insan yaşamının önemli bir kısmını işgal etmesi dolayısıyla, Antik Yunan’ın zıttı bir gelişmenin dönemi olarak eleştirir. Buna göre, modern insan hayatının büyük kısmını oikos’ta geçirmektedir. Yani biyolojik varlığın idamesi için gerekli faaliyetler alanında. Yani insan denen varlığın ayırt edici özelliğini ortaya koyamadığı alanda.

16 Cevap? «Toplumsal olan nedir?» sorusuna hala bir net bir cevap veremediğimiz ortada. Ya da en azından toplumsal olanın nerede bittiği, siyasal olanın nerede başladığını tespit etmek oldukça güç. Öyleyse, bir cevap bulma umuduyla, şimdi de siyasal olanın ya da siyasetin ne olduğunu cevaplamaya çalışalım.

17 Siyasal Olan Siyasetin konusu nedir?
Gündelik kullanımının çeşitliliğinin yanında bilimsel olarak, ilk elden verilen cevabın devlet olduğu, siyasetin devlet olgusu çerçevesinde var olduğu fikri öne sürülür. Buna göre bir siyaset biliminin amacı da devletin ve devlet kurumlarının incelenmesi olacaktır.

18 Devlet Nedir? Devletin siyasetin odaklaştığı bir mekan olduğunu kabul edebiliriz. “Eğer siyasetin bir özelliği de kamu düzenini gerçekleştirmek ve toplumun yönetilebilirliğine yönelik bir eylem alanı oluşturmak ise hiç şüphe yok ki, toplumu yönetenlerin en mükemmel biçimde örgütlendikleri odak devlettir.” Peki devlet hangi işlevleriyle ve kurumlarıyla tanımlıyoruz?

19 Devlet Nedir? 1. Weber’in devlet tanımı bugün literatürdeki hakim tanımların başında gelir. Ona göre devlet, “belirli sınırlara sahip bir toprak bütünlüğü üzerinde hakimiyet kuran ve meşru şiddet tekelini (fiziki zor kullanma) elinde bulunduran, toplum içindeki en kapsamlı organizasyondur. 2. Devletin tanımlayıcı bir başka özelliği belirli bir hukuk düzenine sahip olmasıdır: Hukuk Devleti. Hukuk devletinden bir devlet düzenin de hiç kimsenin yürürlükteki hukuk kuralları çerçevesinin dışına çıkmamasını anlıyoruz. 3. Devletin belirli topraklar üzerindeki hakimiyetini gerçekleştirmesini sağlayan ve onun tanımlayıcı özelliklerinden bir diğeri ise belirli alanlarda uzmanlaşmış kamu görevlilerinden oluşan bir bürokrasiye sahip olmasıdır.

20 Devlet Nedir? Öyleyse şimdiki soru şudur: Devleti bu özellikleriyle tanımladığımızda hangi devletten bahsediyoruzdur? Kuşkusuz bunun cevabı “modern” devlettir. Bu da şu anlama gelir ki siyaset bilimi evrensel bir bilim değil, olsa olsa modern toplumlar içindeki siyasal örgütlenmenin bilimidir.

21 Devlet Nedir? Devlet (state) evrensel bir kurum değildir. Ancak yöneten-yönetilen ilişkisi evrensel bir olgudur. Bu ayrımı kabul ettiğimizde siyasetin veya siyasal olanın içeriğini ve siyaset biliminin inceleme nesnesini (evrensel olarak) belirlemiş oluyoruz. İktidar İtirazlar…………

22 Siyasal Olan Öncelik Bu noktada ortaya çıkan sorulardan biri, siyasal olanın mı toplumsal olanı biçimlendirdiği, yoksa toplumsal olanın mı siyasal olanı biçimlendirdiği tartışması olmuştur. Kimileri siyasal alanın, bu alandaki kurumların ve süreçlerin özgüllüğünü ve özerkliğini küçümsemişlerdir (Marx). Kimileri ise siyasal alanın hakim alanı oluşturduğu, sosyal alanın ikincil önemde olduğunu ileri sürmüşlerdir (Elit Teorileri-Pareto ve Mosca gibi).

23 Siyasal Olan Eğer toplum içerisinde yaşayan her birey toplumsal değişimin öznesi olabiliyorsa bu onun aynı zamanda –”politik” bir görev almaksızın, yani devlet kurumlarında bir mevki kazanmaksızın da- politik bir özne olduğu anlamına gelir.

24 Siyasal Olan Toplumsal bir eylemin siyasal sonuçları olabileceği gibi politik olan bir eylem, karar veya fikrin toplumsalın şekillenmesinde belirleyici bir etkisi olabileceğini de öngörebiliriz. Bu durumda neyin toplumsal neyin politik olduğunun cevabı dahi politik olabilir. Örneğin eğitim faaliyeti siyasi bir kurum olarak devletin toplumu şekillendirmesinde kullandığı toplumsal bir kurum olabilir. Kişiler eğitim aracılığıyla belirli bir şekilde politik bireylere dönüştürülmek istenebilir. Aynı şekilde Özel bir eğitim kurumu hiç bunu öngörmemiş olsa da devletin belirlemiş olduğu politik sosyalleşmenin karşıtı bir sonuç doğuracak bir eğitim müfredatı uyguladığında politik bir eylemlilik içine girmiş olacaktır.

25 Siyasal Olan Foucault’yu hatırlayalım: “her şey politiktir.” Çünkü siyasetin temel inceleme nesnesi iktidar ise ve iktidarın Foucault’un iddiasıyla bütün toplumsal kurumların kılcal damarlarına kadar ve gündelik söylemin içine kadar işlediği doğruysa, toplumsal yaşamın her meselesi bizatihi politiktir. Bu iddiayı ele aldığımızda her türlü toplumsal-siyasal olgu politik sosyolojinin konusuna girebilir. Ancak kimileri farklı bir iddiayla, siyasal alanın dışında bir alanın bulunduğu ve kişinin bu alanda kendi iyi’sinin peşinde koşma izninin verilmesi gerektiği düşüncesini ileri sürerek iki disiplini birlikte düşünmemizi gerektirmeyen alanların varlığını savunabilir.

26 Sosyolojinin Nesnesi Başka bir deyişle sosyolojinin alanına ampirik olarak neyin dahil olacağı sorusunun net bir cevabı yoktur; bu konu çeşitli bilimsel akım ve ekollerin tartışma konularından olacaktır. Ancak şunu belirtmeliyiz: bir bilim dalını ayırt edici kılan nesnesi değil, yöntemidir.


"Toplum ve Siyaset." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları