Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KLASİK YÖNETİM VE ORGANİZASYON TEORİSİ-1

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KLASİK YÖNETİM VE ORGANİZASYON TEORİSİ-1"— Sunum transkripti:

1 KLASİK YÖNETİM VE ORGANİZASYON TEORİSİ-1
B

2 ÖĞRENME HEDEFLERİ Klasik yönetim anlayışını ve işletmelere bakış açısını anlayabilmek, Klasik yönetim düşüncesi kapsamında yer alan yönetim teorilerini anlayabilmek, Klasik yönetim yaklaşımının işletmelerin verimli ve etkin bir şekilde yönetilmeleri konusunda temel çıkış noktalarını kavrayabilmek, Klasik yönetim teorilerini günümüz yönetim anlayışları ile karşılaştırmalı olarak değerlendirmek, Bilimsel Yönetim Yaklaşımını kavrayabilmek

3 İÇİNDEKİLER KLASİK YAKLAŞIM ÖNCESİ UYGULAMALAR VE KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARINA GENEL BİR BAKIŞ KLASİK ÖNCESİ YAKLAŞIMA KATKIDA BULUNANLAR KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞININ TEMEL ÖZELLİKLERİ BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMINA YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER

4 KLASİK ÖNCESİ YAKLAŞIMA KATKIDA BULUNANLAR
Dünyanın her yerinde milyonlarca insan, mal ve hizmet üretmek amacıyla, günün her saatinde durmadan çalışmakta ve didinmekte, yüz binlerce kişi de bu çalışmaları yönetmektedir. Bütün bu faaliyetler, dünyanın her yerinde, örgüt adı verilen, iktisadî, sosyal, kültürel, askerî, dinî ve siyasî amaçlı, işbirliği sistemleri içinde yerine getirilmektedir. Örgütler, insanların tek başlarına gerçekleştiremedikleri amaçlarına ulaşmalarını; gerçekleştirebildiklerini de, daha etkili ve verimli bir biçimde başarmalarını sağlayan, toplumsal yaşam kadar eski, sosyal bir bulgu ve araç niteliğini taşırlar. Yönetim ve örgüt teorileri, XX. yüzyılın ürünü olmakla birlikte, en geniş anlamda, yönetim ve örgütlerle ilgili bilgi topluluğu olarak tanımlayabileceğimiz, yönetim düşüncesi milâttan önceki devirlere kadar gerilere gider.

5 KLASİK ÖNCESİ YAKLAŞIMA KATKIDA BULUNANLAR
Yönetim uygulamaları toplumsal yaşam kadar eskidir. Nitekim yönetim düşünce tarihi incelemeleri, milâttan önce ve orta çağlarda, kralların buyruklarında, düşünürlerin eser ve sohbetlerinde; krallara, prenslere kumandan ve devlet adamlarına verilen öğütlerde; din kitaplarında, bugünkü yönetim kavram, ilke ve tekniklerine benzer bir takım fikir ve görüşlerin yer aldığını göstermektedir. Öte yandan milâttan önce yönetim uygulamalarının da ileri olduğu, kurmay (danışma) hizmetlerine önem verildiği; iş ve metot etütleri yapıldığı; görevlerin tanımlandığı; planlama, örgütleme ve kontrol tekniklerinin uygulandığı, personel seçimi ve eğitimine yer verildiği, tarihsel kayıt ve kanıtlardan anlaşılmaktadır

6 KLASİK ÖNCESİ YAKLAŞIMA KATKIDA BULUNANLAR
Mısır medeniyetinde, sulama sistemleri ve piramitleri, Hammurabi’nin Babil'i yönetmek için bugün bile yöneticilere ve kanun koyuculara rehberlik edebilecek nitelikte kanunlar, Romalılar ve daha sonra da Osmanlılar büyük imparatorluklarını o günün gelişmemiş teknolojisi ve haberleşme sistemleri ile coğrafi bölgelere ve coğrafi bölgeleri de vilayetlere ayırarak yetki devri ve yerinden yönetim ilkelerine göre asırlarca başarı ile yönetebilmişlerdir. Bu durum, insanoğlu var olduğundan beri yönetim ve başarılı yönetim uygulamalarının olduğunun en güzel göstergeleridir. Ne yazık ki, yazılı belgelerinin sayılarının kısıtlı olması, o zamandan günümüze kadar toplanan bilgilerin yetersiz olmasına yol açmış, kişilerin o değerli yönetsel tecrübelerinden yararlanma imkanları azalmıştır

7 KLASİK ÖNCESİ YAKLAŞIMA KATKIDA BULUNANLAR
XVIII. yüz yılın ikinci yansında İngiltere’de başlayan, XIX ve XX. yüz yıllarda Avrupa ve Amerika'ya da yayılan Sanayi devrimi, yönetim düşüncesi bakımından son derece önemli bir olaydır. Sanayi devrimiyle ortaya çıkan fabrika sistemi, el sanatları ve ev sanayiinin küçük ve dağınık üretim birimlerinin bir çatı altında toplanması ve merkezileşmesi sonucu doğurmuştur. Böylece, sanayi devriminden bu yana örgütlerin, sayı ve büyüklükleri artmış, bünyeleri karmaşıklaşmış ve faaliyet alanları çeşitlenmiştir. Bu gelişmeler sonucu, örgütler toplumların egemen kurumu haline gelmişlerdir. Yönetim literatüründe bu gelişmeler, örgütsel devrim olarak nitelendirilmektedir.

8 KLASİK ÖNCESİ YAKLAŞIMA KATKIDA BULUNANLAR
Sanayi devriminin, XIX. ve XX. yüz yıllarda, ortaya çıkardığı önemli sonuçlardan biri de, girişimcinin fonksiyonları arasında yer alan yönetimin, ücretli profesyonel yöneticilere devredilmesi ve sahiplik da sermayedarlık ile yöneticiliğin birbirinden ayrılmasıdır. Sanayi devriminin beraberinde getirdiği yeni teknoloji, sermaye ihtiyacının artmasına ve sermaye maliyetlerinin yükselmesine yol açmıştır. Büyük sermayeleri kendi kaynaklarından sağlayamayan girişimciler sermaye şirketleri ve birleme yoluyla sermayelerini artırmışlardır. Ancak bu yol işletme sahipliği ile yönetimin ayrı ellerde toplanmasına neden olmuştur. Büyüklüğün de etkisiyle örgütlerin yönetici ihtiyacı artmış, bütün bu gelişmeler sonucu yöneticiler sınıfı oluşmaya başlamıştır. Bu gelişme, yönetim literatüründe yönetsel devrim olarak nitelendirilmektedir.

9 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
18. yüzyılda sanayi devriminin etkisiyle sosyal hayatta ve iş hayatında yaşanan değişim yönetim açısından önemli bir dönüşümün yanşamasına neden olmuştur. Kentlerin büyümesi, yeni üretim araçlarının kullanıldığı fabrika gibi üretim sistemlerinin oluşturulması ve çok sayıda çalışanın olduğu işletmelerin oluşması bu üretim faktörlerinin organize edilmesini, koordinasyon içinde çalışmasını ve bunun kontrol edilmesini zorunlu kılmıştır. Ayrıca makine ile üretim uzmanlaşma, iş bölümü, iş standartları gibi yeni kavramları da beraberinde getirmiştir. Bu kavramlardan hareketle işletmelerin nasıl daha etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesi gerektiği ile ilgili farklı ilkeler ortaya atılmıştır. Bu farklı yaklaşımlar, klasik yönetim anlayışını oluşturmaktadır

10 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
Yönetim ve organizasyon alanında genel kabul gören ve doğrudan işletmeler ve yönetimleri üzerinde odaklanan ilk sistematik görüşler olması ve halen günümüzde de kullanılıyor olması dolayısıyla klasik veya geleneksel yaklaşım olarak adlandırılan bu yaklaşım, esasında farklı ülkelerde farklı zamanlarda ileri sürülen görüşlerin toplamından oluşmaktadır.

11 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
Klasik Yaklaşım, üç ayrı odakta toplanan görüşlerden oluşmaktadır: Bilimsel Yönetim Yaklaşımı (Scientific Management Approach): Amerika Birleşik Devletleri'nde, kendisi de fiilen yöneticilik uygulaması yapan Frederick W. Taylor'un uyguladığı ve ilkelerini 1911'de yayımladığı Bilimsel Yönetimin ilkeleri (The Principles of Scientific Management) kitabı etrafında yoğunlaşan görüşler. Yönetim Süreci Yaklaşımı (Management Process Approach): Fransa'da, fiilen yöneticilik uygulaması yapan Henri Fayol'un uygulama ve görüşlerini 1916 yılında yayımladığı Sanayi ve Genel Faaliyetlerde Yönetim (Administration Industrielle et Generale) başlıklı kitabı etrafında yoğunlaşan görüşler. Bürokrasi Yaklaşımı (Bureaucracy Approach): Almanya'da, kendisi sosyolog ve üniversite öğretim üyesi olan Max Weber'in eserleri etrafında yoğunlaşmaktadır. Yazarın 1904 yılında yayımlanan The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism ve 1924'te yayımlanan The Theory of Social and Economic Organisation isimli eserleri ve bunların içinden Bürokrasi ile ilgili görüşleri ön plana çıkarılarak oluşturulan görüşler topluluğudur.

12 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
Farklı zamanlarda ve yerlerde ortaya çıkan bu üç yaklaşımın tamamının aynı teori içinde yer almasının nedenleri: Aynı ekonomik, siyasal, hukuki, politik ve sosyo-kültürel ortam özelliklerinde ortaya çıkmış olmaları İnsanları yönetmenin tek ve doğru bir yolu olduğuna inanmaları Örgüt yapısının bir ihtiyaç olduğunu fark etmeleri ve tüm dikkatlerini ideal tek bir örgüt yapısına yöneltmeleri, çevreyi göz önünde bulundurmayıp, örgütün sadece iç yapısı ve işleyişi üzerinde durmaları (kapalı sistem anlayışı) İnsan doğasına ilişkin varsayımlarının benzer olması,

13 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
Etkinlik ve verimlilik kavramları üzerine odaklanmaları, Her yerde ve her koşulda geçerli (evrensel) ilkeleri savunmaları, Yönetimin sadece sezgi ve tecrübeye dayalı faaliyet olmadığını vurgulamaları, Bireysel farklılıklar ve bu farklılıkların davranış ve örgüt işleyişi üzerindeki etkilerini yadsımaları, Akılcı-iktisadi (rasyonel-ekonomik) insan modelini benimsemeleri, Biçimsel olamayan örgütle ilgilenmemeleri Örgüt içinde olanları açıklamaya yönelik değil de, olması gerekenleri belirtmeye yönelik olmaları

14 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
Klasik Yönetim Yaklaşımları başlıca iki konuyu vurgulamaktadır: İşletmelerde etkinliğin ve verimliliğin artırılması, Bunu sağlayacak olan formel organizasyon yapısının ve bu yapı içindeki yönetim faaliyetlerinin düzenlenmesi. Bu görüşlerle ilgili olarak; Taylor'un Bilimsel Yönetim Yaklaşımı çalışanların verimliliğinin etkinliğinin nasıl artırılabileceği üzerinde, Fayol'un Yönetim Süreci Yaklaşımı, bir işletmede yönetim süre olarak adlandırılan bir dizi birbirine bağlı faaliyetin neler olduğu ve iyi bir formal organizasyonun nasıl oluşturulabileceği üzerinde, Weber’in Bürokrasi Yaklaşımı, daha çok sosyolojik çerçevede ve Marksist görüşe karşı bir toplumda insanların birbirini neden ve nasıl etkiledikleri ve bunu nasıl meşrulaştırdıkları konusunu incelemektedir.

15 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
Klasik teorinin üç temel düşüncesinin ilki makineler yardımıyla rutin işlerde insanların daha etkin bir şekilde kullanılması, ikincisi formel organizasyon yapısının bir düzen çerçevesinde oluşturulması ve sonuncusu etkinlik ve verimlilik amacıyla kaynakların rasyonel bir şekilde değerlendirilmesi konularını incelemişlerdir.

16 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
Bu teori, etkinlik ve verimliliğin artırılması ve en iyi bir organizasyon yapısı ve yönetim uygulaması için uyulması gereken ilkeleri belirlemeye çalışmışmış olması sebebiyle İlkeler Yaklaşımı olarak da adlandırılmıştır. Buna göre klasik yönetimin ortaya koyduğu ilkelere uyulduğu takdirde etkinlik ve verimliliğin artacağı ve bu ilkelerin her ye de ve her organizasyon için geçerli olduğu fikri ileri sürülmüştür. Bu anlamda, bu yaklaşımın ilkeleri üniversal (her yerde geçerli) bir nitelik taşımaktadır. Bu ilkelerin evrensel olarak nitelendirilmesinin temel sebebi klasik yönetim düşüncesinde işletmelerin örgüt dışındaki faktörlerden etkilenmeyen kapalı ve mekanik bir sistem olarak ele alınmasıdır.

17 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞININ TEMEL ÖZELLİKLERİ
Klasik yönetim teorisi, yapı nasıl dizayn edilmeli ki örgüt verimli ve bir makine gibi çalışsın sorusuna cevap aramaktadır. Buradan hareketle yapı-iş ve süreç birlikte ele alınmakta ve formal bir organizasyon yapısı oluşturulmaktadır. Ancak insanın oluşturulan yapıya uyacağı düşünüldüğünden insan faktörü dikkate alınmamaktadır. Dolayısıyla Teori, net ve ayrıntılı olarak belirlenmiş iş yapma usul ve teknikleri ile açık, seçik ve net olarak belirlenmiş bir organizasyon yapısı ve yetki ilişkileri ile verimliliğin nasıl artırılabileceği konusunu işlemektedir.

18 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞININ TEMEL ÖZELLİKLERİ
Klasik yönetim teorilerinin insana ilişkin varsayımları İnsanlar çoğunlukla rasyonel davranırlar. Yani duygularıyla değil, akıllarıyla karar verir ve ekonomik çıkarlarını daima ön planda tutarlar. İnsanlar doğuştan tembel olup, çalışmayı sevmezler. Bu nedenle verimlilikte artış sağlamak için sıkı denetim gerekir. İşgörenler öncelikle maddi ihtiyaçlarını tatmin etmek için çaba gösterirler. Bu sebeple çalışanları isteklendirmek için en önemli araç paradır. Ortalama bir çalışan başkaları tarafından yönetilme ihtiyacı duyar ve detaylı bir yönlendirme ve denetim süreci olmadan gücünü başkalarıyla uyumlu hale getirmeyi başaramaz. İşgören için iş güvenliği, karar verme ve iş başında özgürce davranabilmekten çok daha büyük önem taşır.

19 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞININ TEMEL ÖZELLİKLERİ
Klasik yönetim teorilerinin örgüte ilişkin varsayımları Bir örgütün verimliliğini yükseltmek tamamen teknik bir sorun olup, kıt kaynakların en ekonomik şekilde kullanılmasına bağlıdır. Örgütte işler en ince noktalarına kadar belirlendiği takdirde, işçiler daha üretken çalışır ve buna bağlı olarak örgütte verimlilik artar. Gelecek hakkında kesin bilgi edinmek ve bu bilgilere dayanarak örgütsel eylemlere ilişkin ayrıntılı planlar hazırlamak mümkündür ve gereklidir. Yönetim örgüt üyelerinin insana ilişkin sorunlarıyla değil, fakat işe ilişkin sorunlarıyla ilgilenmelidir.

20 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞININ TEMEL ÖZELLİKLERİ
Klasik yönetim teorilerinin örgüte ilişkin varsayımları Uzmanlaşma, her işçinin belirli bir işte uzmanlık kazanmasını mümkün hale getireceği için bireysel ve dolayısıyla örgütsel verimliliği yükseltmede gerekli ve yararlı bir olgudur. Örgütte otorite ve karar verme yetkisi en üst kademede toplanmalıdır. Üst kademe yönetici istemesi ve gerekli görmesi halinde otoritesinin bir kısmını daha alt kademelere uygun gördüğü ölçüde devredebilir. Yönetimin fonksiyonları insan ve çevre unsurları dikkate alınmaksızın her yerde ve her zaman geçerli bilimsel ilkeler uygun olarak yerine getirilmelidir.

21 KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞININ TEMEL ÖZELLİKLERİ
Klasik bir organizasyonun tasarımın sürecinin aşağıdaki aşamalardan oluşur: Amaçların belirlenmesi Amaçlara ulaştıracak işlerin belirlenmesi Uzmanlaşmayı sağlamak için işlerin bölünmesi İşlerin bir araya toplanarak mevki ve pozisyonların oluşturulması Departmanlaşmanın sağlanması Departmanların hiyerarşik bir yapı içinde koordinasyonunu sağlamak üzere birleştirilmesi

22 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
YÖNETİM VE ORGANİZASYON BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI B

23 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
1880'lerde, Frederick W. Taylor'un öncülük ettiği bilimsel yönetim, XX. yüzyılın başlarında Taylor'un izinden giden, F. Gilberth, H.L. Gantt, H. Emerson, G. Barth, M. Cooke'un çabaları ve araştırmaları ile bir akım haline gelmiştir. Bilimsel yönetim, ABD’de ortaya çıkmış, XX. yüzyılın başlarında, Avrupa'da Taylorizm ya da Rasyonalizasyon hareketi adı altında hızla yayılmıştır

24 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Bilimsel Yönetim Yaklaşımının esasını Taylor’un çalışmakta olduğu Bethlehem Steel Company'de başlattığı bir dizi yeni uygulamalar oluşturmaktadır. Bu uygulama ve araştırmalar, İşlerin dizayn ve yapılma şeklinin mühendislik ve bilimsel bir yaklaşımla incelenerek yeniden düzenlenmesi ile hem verimliliğin artacağını, hem maliyetlerin düşeceğini, hem de işletme ve çalışanların bu yeni düzenlemeden daha fazla pay elde edeceklerini göstermiştir. 1899'da başladığı bu çalışmalarını ve sonuçlarını daha sonra 1911'de yayımladığı "The Principles of Scientific Management" adlı kitabında açıklamıştır.

25 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Taylor, incelemelerinde, sanayide çalışan işçilerin ekonomik olarak çalıştırılmadıklarını gözlemlemiştir. Bu durumun iki zararlı sonucu olmaktaydı: İnsan iş için gerekli olmayan bir takım hareketleri yapmaktaydı. Böylece, işe harcayacağı enerji ve zamanın büyük bir kısmı boşa gidiyordu. En basit yapabileceği işleri, daha güç ve karmaşık yol ve yöntemlerden hareket ederek yaptığı için çabuk yoruluyordu, Çalışma zamanını tamamlayıp belli bir süre sonra işe paydos etmesi sonucunda, elde edilen verim düşük olmaktaydı. Çünkü kişinin gerekli hareketler yanında gereksiz olanlarını da yapması hem saat başına üretimi azalmakta ve hem de işçiyi daha çok yorarak, çalışma saatleri ilerledikçe verimini düşürmekteydi.

26 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Taylor sanayide tespit ettiği verimsizliği ortadan kaldırmak kaynak israfını önlemek için bilimsel bir yönetim anlayışını etkin olacağını öne sürmüştür. Bu anlayışta yönetimin ve işçilerin bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu savunmaktadır. Yapıyı dış faktörlerden etkilenmeyen bir makine gibi gördüğünden ‘Makine Modeli ya da Metaforu’ olarak adlandırılmıştır. Bilimsel yönetimin öncüleri işe uygun eleman seçimine de önem vermişlerdir. Çalışmalarını, hareket ve zaman etütlerine dayandıran bilimsel yönetimin öncüleri, ayrıca hareket ve zaman etütleriyle ilgili yöntem, teknik ve araçlar geliştirmişlerdir. Bilimsel yönetim uygulamaları ile verimlilikte % artış sağlamışlardır

27 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Bilimsel yönetimin öncüleri, özellikle üretim faaliyetlerinde israf ve kayıpları azaltmak suretiyle verimliliğin arttırılmasını amaçlamışlardır. Bu amaçla; Standart iş usulleri geliştirdiler; Hammadde, alet ve teçhizatta standartlaştırmaya gittiler, İşleri basitleştirdiler, Uzmanlaşmayı önerdiler, Planlama ve programlama görevlerini işçiden alıp yönetimin görevi haline getirdiler, Ayrıca, teşvikli ücret sitemlerinin verimliliğin artırılmasında büyük rol oynayacağını düşünerek, teşvikli ücret sistemleri geliştirdiler, Bilimsel yönetimin öncüleri işe uygun eleman seçimine önem verdiler, Hareket ve zaman etütleriyle ilgili yöntem, teknik ve araçlar geliştirdiler.

28 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Taylorizmin temel ilkeleri şunlardır: Gelişigüzel, herkesin kendi bildiğine göre değil, bilimsel olarak tanımlanmış bir çalışma düzeni Çalışanın kendisine kalmış iş yapma ve davranış tarzı değil, her yönü sistematize edilmiş, ölçülmüş ve tanımlanmış iş görme davranışları Başıbozuk ve birbirinden kopuk çalışma düzeni değil, tarif edilmiş ahenk ve koordinasyon Bireysellik değil, yardımlaşma Düşük verim değil, maksimum çıktı Her işe en uygun işgörenin seçimi için gerekli tanımların yapılması ve sistemin kurulması Her çalışanın mümkün olan en yüksek verimlilik düzeyine çıkarılabilmesi için eğitilmesi Standartları belirlenmiş üretimi gerçekleştirenlerin ek ücret ödemeleri ile teşvik edilmesi

29 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Bilimsel yönetimin ilkelerinin organizasyona aktarılması şu şekilde olmuştur: Her iş, bu işi oluşturan unsurlarına (görevlere, hangi hareket ve davranışlardan oluştuğuna) ayrılmalı Bu görevlerin her biri bilimsel açıdan ayrıntılı olarak incelenmeli Bu inceleme yapılırken görevlerin nasıl daha kısa sürede ve daha etkin yapılabileceği (metot), bunun için hangi araç ve gereçlerin nasıl kullanılması gerektiği (zaman ve hareket), görevi yapanın nasıl davranması ve hangi hareketleri nasıl yapması gerektiği araştırılmalı İşi yapan kişide yorgunluğu artıran, zaman kaybı ve israf olan hareketler belirlenerek bunlar ortadan kaldırılmalı

30 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Böylece görev ve işlerin en iyi yapılma şekli bulunduktan sonra, bunlar zaman, metot ve davranış olarak standartlaştırılmalı Daha sonra standartları belli olan bu işleri yapabilecek, fiziki ve zihni kabiliyeti yeterli olan kişiler seçilmeli Bu kişiler uygun bir şekilde eğitilerek işi öngörülen şekilde yapabilecek hale getirilmeli Teşvik edici ücret sistemi geliştirilerek işgörenlerin öngörülen şekilde çalışmaları finansal olarak desteklenmeli Yönetim bu sistemin işleyişini sürekli olarak denetlemeli, aksaklıklar yine bilimsel olarak incelenmelidir.

31 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Bilismel Yaklaşım olarak bilinen Taylor’un yaklaşımı aşağıdaki dört hareket biçiminin rehber alınmasını önermektedir: Her iş için hareket yöntemleri, standardize edilmiş iş gerekleri ve uygun (kusursuz) iş koşullarından oluşan bir bilgiyi geliştirme, İş için gerçek becerilere sahip çalışanların dikkatli bir şekilde seçilmesi, İşi yapmaları için işgörenlerin dikkatli bir şekilde eğitimden geçirilmesi ve onlara işbirliği içinde çalışma bilgisi için gerekli uygun motivasyonun verilmesi, İşlerini dikkatli bir şekilde planlamak ve işlerin kolay bir şekilde yapılmasını sağlamak için destek vermek.

32 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI
Bilimsel yönetim yaklaşımının katkılarını şu şekilde sıralamak mümkündür: Takım çalışması ile iş verimliliğinin artacağını öngörmüştür ve bilimsel yönetim ilkeleri sanayi işletmelerinin yanı sıra birçok işletmede uygulanabilir niteliktedir. Bu ilkelerle işlerin daha verimli ve rasyonel bir şekilde yapılması mümkündür. Bilimsel eğitim ve personel seçimi çalışanların etkinliğini artırmaktadır. Bir işin en iyi nasıl yapılacağını göstermektedir. Böylece yönetimde uzmanlaşma ve sorunların rasyonel bir şekilde çözümüne imkan sağlamaktadır.

33 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMINA YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER
Bilimsel yönetim yaklaşımının ortaya koyduğu bazı kavramlar ve ilkeler birçok yönetim sorunlarında uygulanamaması, planlama ve mavi yakalı işçilerin denetimi dışındaki sorunlara yeterince odaklanılmamış olması, makinelerin rutin işlerde kullanımı arttıkça zaman ve hareket etütlerinin önemini yitirmeye başlaması ve en önemlisi çalışanların sadece daha fazla gelir elde etme düşüncesi ile motive edilebileceğini öngörmesi diğer bir ifade insanı bir makine gibi görmesi gibi gerekçelere dayanmaktadır. Bu haliyle bilimsel yönetim akımının öncüleri insanın sosyo- psikolojik ihtiyaçlarını görmezden gelmişlerdir

34 BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMINA YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı, tüm yönetim işini kapsayan ayrıntılı bir yönetim ve organizasyon teorisi değildir. Bu yaklaşım daha çok organizasyonun alt kademelerinde, fiilen fabrika, atölye, üretim yeri düzeyindeki işleri esas alarak bunlarla ilgili standartların oluşturulmasına dönük ilkeler geliştirmiştir. Ancak bu ilkelerin uygulanması sonucu elde edilen verimlilik artışları bu yaklaşımın kısa sürede yaygın bir şekilde uygulanmasını sağlamıştır ve bugün dahi bu ilkeler geçerliliğini korumaktadır


"KLASİK YÖNETİM VE ORGANİZASYON TEORİSİ-1" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları