Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Hz. Peygamber Ve Insan Onuru

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Hz. Peygamber Ve Insan Onuru"— Sunum transkripti:

1 Hz. Peygamber Ve Insan Onuru
“Yavrum, öyle bir hayat yaşayın ki, Allah’ın sizi yarattığına değsin!” İdris YAVUZYİĞİT

2 İnsan, onurlu doğar; onurla yaşar; onurla ölür.
Merhamet, onurdandır. Onuruma dokunma… İnsan onuru dokunulmazdır. Hz. peygamber toplumun her kesimini onurlandırdı: İnsanı kurtardı… Kadını onurlandırdı… Çocuğu onurlandırdı… Yaşlıyı onurlandırdı… Köleyi onurlandırdı… Yetim ve öksüzleri onurlandırdı… Fakir ve muhtaçları onurlandırdı… Yaratılan her şeyi onurlandırdı… Arzı, semayı, suyu, havayı, Hayvanı, bitkiyi, Ağacı… Dağları, taşı… Katılaşmış taş kalpleri onurlandırdı… Zulüm en büyük onursuzluktur.

3 Zira yaratan Allah, yaratılan insandır.
Allah’ın yeryüzüne insan olarak gönderdiği her varlık, varoluş itibarı ile onurlu yaratılmıştır. Yaratılışından itibaren onur simgesi olan insan, Allahın muhatap kabul ettiği ve onurunu en iyi şekilde koruyacağı bir takım ilahi hitap, emir ve yasaklara muhatap tutulmuştur. Bu onurun devamı, ilahi tebliğe inanma ve ilahi yasalar çerçevesinde hareket etmekle mümkündür. Zira yaratan Allah, yaratılan insandır. Ve insan onurunu en iyi koruyacak yasaları bilme ve belirleme yetkisi, âlemlerin sahibi, yegâne varlık, Alllah’a mahsustur. İnsan, insanlık şeref ve haysiyetini, onur ve kerametini Allah ve peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)’in öğretilerinde bulmuş, onunla yücelmiş, varlıklar arasında hak ettiği konumu almıştır.

4 لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ فٖى اَحْسَنِ تَقْوٖيمٍ
1. Allah’ın en güzel şekilde yarattığı ve bütün organlarını tastamam yaptığı varlıktır: insan لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ فٖى اَحْسَنِ تَقْوٖيمٍ “İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.” (Tîn 4.) 2. Ruhundan üfleyerek şereflendirdiği yegane varlıktır:insan ثُمَّ سَوّٰیهُ وَنَفَخَ فٖيهِ مِنْ رُوحِهٖ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْپِدَةَ قَلٖيلًا مَا تَشْكُرُونَ “Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!” (Secde 9. / Sâd 72)

5 وَصَوَّرَكُمْ فَاَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ
3. Allahın tertemiz rızıklar verdiği varlıktır: insan وَصَوَّرَكُمْ فَاَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ “Size şekil verip de şeklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle rızıklandıran Allah'tır.” (Mü'min 64.) 4. Yaratılmışlara üstün kıldığı ve şan şeref sahibi yaptığı varlıktır: insan وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنٖى اٰدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِى الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلٰى كَثٖيرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضٖيلًا “Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.” (İsrâ 70.)

6 5. Yaratılan her şeyi istifadesine sunduğu varlıktır: insan
اَلَمْ تَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ سَخَّرَ لَكُمْ مَا فِى السَّمٰوَاتِ وَمَا فِى الْاَرْضِ وَاَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةً “Allah'ın, göklerde ve yerdeki (nice varlık ve imkânları) sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmediniz mi?” (Lokman 20.) 6. Akıl, irade ve özgürlük verdiği varlıktır: insan  يُؤْتِى الْحِكْمَةَ مَنْ يَشَاءُ وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ اُوتِىَ خَيْرًا كَثٖيرًا وَمَا يَذَّكَّرُ اِلَّا اُولُوا الْاَلْبَابِ “Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.” (Bakara 269.)

7 وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
7. Vahiy, peygamberler ve kitaplar göndermek suretiyle doğru yolu gösterdiği varlıktır: insan  فَاٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِهِ النَّبِىِّ الْاُمِّىِّ الَّذٖى يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَكَلِمَاتِهٖ وَاتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ “Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve O'na uyun ki doğru yolu bulasınız.” (A'raf 158. / İsrâ 97. / Nûr 54. / Şuara 78 / En'âm 153) 8. İradeli ve bilinçli olarak iman ve ibadet etmesini istediği varlıktır: insan وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât 6.)

8 9. İyilik yapanları mükâfatlandırıp kötülük yapanları cezalandıracağı ve Sorumlu kıldığı varlıktır: insan وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ﴿٨﴾ فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ ﴿٧﴾ “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” (Zilzâl 7-8) 10. Bilmediği şeyleri Allah’ın kendisine öğrettiği varlıktır: insan 11. Allah’ın tertemiz fıtrat üzere yarattığı ve değiştirilmesini arzulamadığı varlıktır: insan 12. Şah damarından daha yakın olduğunu bildirdiği varlıktır: insan

9

10 İnsan Allah’ın En Güzel Şekilde Yarattığı Ve Bütün Organlarını Tastamam Yaptığı, Tertemiz Rızıklar Verdiği, Ruhundan Üfleyerek Şereflendirdiği, Allah’ın Muhatap Aldığı Ve Yeryüzünde Halifesi Kabul Ettiği, Yaratılmışlara Üstün Kıldığı Ve Şan Şeref Sahibi Yaptığı, Yaratılan Her Şeyi İstifadesine Sunduğu, Akıl, İrade Ve Özgürlük Verdiği, Vahiy, Peygamberler Ve Kitaplar Göndermek Suretiyle Doğru Yolu Gösterdiği, İradeli Ve Bilinçli Olarak İman Ve İbadet Etmesini İstediği, İyilik Yapanları Mükâfatlandırıp Kötülük Yapanları Cezalandıracağı Ve Sorumlu Kıldığı Varlıktır

11 Demek ki onur: “İnsanın, Allah’ın kendisini yarattığı, saf ve masum hali, salim fıtratı koruyabilecek ölçüde bir hayat yaşamak ve başkalarına yaşatabilmektir.” Onur ya da şeref, değerli ve erdemli olma hâlidir. Onur, izzetinefis, şeref, saygı, itibar haysiyet; kişinin kendisinde kabul ettiği öz değerler, başkalarının duyduğu saygının dayandığı kişisel değer olarak tarif edilmektedir.

12 İlim, makam, mevki, servet sahibi olmakla ya da bunlara sahip olan kimselere yakınlığıyla nefsine pay çıkaran, bunu şeref vesilesi addeden insan, keşke, Asıl onur ve şerefin âlemlerin rabbine kul, alemlere rahmet, nebiye ümmet kılınmakta olduğunu idrak edebilse! Rabbimiz bize böylesine değer vermişken, biz insan onurunu maddi kriterler, sosyal statülerle ölçer olduk. Ya Rabbi! Senden uzak düştükçe yabancılaştık kendimize. Bilemedik ne kendi değerimizi, ne birbirimizin kıymetini. Beceremedik insan olmayı. İnsanlığa değer olabilmeyi…

13

14 Biz yazık ettik bize! Ellerimizi ve dillerimizi uzatmamalıydık, bir kardeşimizin canına, malına, ırzına, izzetine (Müslim, Birr, 32). Edep tacını giyinmeliydik, takva elbisesini kuşanmalıydık, kadın, erkek, genç, yaşlı, ana, baba, evlat, kardeş hep birlikte.

15

16 ÇOCUĞUN ONURU DOKUNULMAZDI:
Yılda yaklaşık olarak 50 milyon cocuk sadece kürtaj sebebiyle daha dünyaya gelmeden hayat haklarından mahrum kalmaktadır. (WHO) Adalet Bakanlığı verilerine göre de yılda ortalama 7 bin çocuk tecavüz ve tacize uğruyor. Türkiye’de ilk kez yapılan araştırma, ülke genelinde toplam 30 bin 891 çocuğun hayatını sokaklarda devam ettirdiğine dikkat çekiyor. Tahminlere göre 2002 yılında tüm dünyada çocuk cinayete kurban gitmiştir. Sigara , Hap, Alkol, Esrar, Eroin, Kokain vb nedenlerle adliyelere sevk edilen çocuk sayısı:

17 Oysa, çocuk emanetimizdi, cennet kokumuz, göz aydınlığımızdı.
Titremeliydi yüreğimiz bir üşüyen gördüğümüzde. Düşenin elinden tutup kaldırmalıydık, uykularımız kaçmalıydı dertli bir can gördüğümüzde. Ayağına diken battığında bir çocuğun, sancısını yüreğimizde hissetmeliydik. Tokluktan midelerimiz ifsad olacak kadar yemek yerken biz, açlıktan susuzluktan ölmemeliydi Afrika’lı, Arakan’lı, dünyalı çocuklar, bizim çocuklarımız…

18 Çocuklarımız cennet çiçeğimizdi. Ne renk bıraktık ne koku.
Hz. Peygamber (s.a.v.), çocukları çok sever, onları gördüğünde neşelenir, onlara selam verir, hal ve hatırlarını sorar, onlarla konuşur, şakalaşır, oynar, onlarla adeta çocuklaşır, aralarında herhangi bir sebeple ayrım yapmaz ve yapılmasını da istemezdi… “Her kim, büluğ çağına ulaşıncaya kadar iki kız çocuğu büyütür, yetiştirir, bunların bakımlarını, eğitim-öğretimlerini sağlarsa, o kimse ile ben kıyamet günü şöyle –iki parmağını birleştirdi- yan yana bulunacağız.” (Müslim Terc., VIII, 99 nr. 2631/149.) Çocuklarımız cennet çiçeğimizdi. Ne renk bıraktık ne koku.

19 PEYGAMBERİMİZİ AĞLATAN BİR OLAY
Birgün bir sahabe, Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sav) huzuruna gelerek cahiliye devrine ait bir vahşiliği şöyle dile getirir: Ya Resulallah! Biz cahiliye devrinde kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim de bir kız çocuğum vardı. Annesine, “Bunu giydir, dayısına götüreceğim” dedim. (Kadın bunun ne demek olduğunu iyi bilirdi. Ciğerparesi, biricik evladı biraz sonra bir kuyuya atılacak ve orada çırpına çırpına can verecekti. Ne var ki, kadının böyle bir canavarlığın önüne geçme imkânı yoktu. Yapabileceği tek şey, için için ağlayıp kanlı gözyaşı dökmekti). Hanımım dediğimi yaptı. Çocuk gerçekten dayısına gideceğini zannediyor ve cıvıl cıvıl koşuşuyordu. Çocuğun elinden tutup daha önce kazdığım bir kuyunun yanına getirdim. Ona kuyuya bakmasını söyledim. O tam kuyuya bakayım derken, sırtına bir tekme vurdum ve onu kuyuya yuvarladım. Fakat her nasılsa, eliyle kuyunun ağzına tutundu. Bir taraftan çırpınıyor, diğer taraftan da “Babacığım üzerin toz oldu” deyip elbisemi silmeye çalışıyordu. Buna rağmen bir tekme daha vurdum ve onu diri diri toprağa gömdüm. Adam bunu anlatırken Sevgili Peygamberimiz ve yanındakiler hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Orada oturanlardan birisi “Be adam, Resulullah’ı, çok üzdün!” deyince, Efendimiz, adama “Bir daha anlat” dedi. Adam olayı bir kere daha anlattı. İki Cihan Güneşi Peygamberimizin gözlerinden süzülen yaşlar mübarek sakalından aşağıya damla damla akıyordu. Allah Resulü hadiseyi tekrar ettirmekle sanki şunu anlatmak istiyordu: “İşte siz İslam’dan önce böyleydiniz. İslam öncesi kömür ve demir gibiydiniz. Şimdi ise altın ve elmas gibisiniz. Tekrar tekrar anlattırdım ki, İslam’ın size kazandırdığı insanlığı, güzel özellikleri bir kere daha hatırlayın!”

20

21 YETİM VE KİMSESİZLERİMİZ VAR:
Anne babanın sahip çıkmadığı yada hayatlarını kaybedip akrabaların sahip çıkmadığı Koruma altına alınan, sevgi evleri, çocuk evi, çocuk yuvası, erkek ve kız yetiştirme yurtlarında fiilen kayıtlı kişi var. Hz. Peygamber’in sevgi, şefkat ve merhameti toplumdaki yetim ve kimsesiz çocukları da kuşatmıştır. Yetim ve kimsesizlere hep acınır. Oysa unutulmaması gerekir ki onlar, bizler için bu toplumda Allah’ın rızasını kazanmamıza vesile olacak birer can simididirler.

22 Sevgi ve şefkat, insan kalbinin merhemidir.
Sevgi, saygı ve merhamet duygusundan uzak olan kimseler, katı yürekli olmanın yolunu tutmuşlar demektir. Bu duruma düşenler derhal bundan kurtulmanın çarelerini aramaya koyulmalıdırlar. Hz. Peygamber’e bir sahâbî gelerek kalbinin katılaştığını hissettiğinden şikayet etti. Allah elçisi, ona: - “Kalbinin yumuşamasını istersen yoksulları doyur ve yetim başını okşa,” buyurdu. (İbn Hanbel, II, 263, 387. ) Ahmed b. Hanbel’in Müsned’indeki bir başka rivayete göre ise; “Kim, Allah için bir yetimin başını şefkatle okşarsa, elinin değdiği her saç teline karşılık o kişiye sevap verilir,” diyerek bu ilgi ve sevgiye ihtiyacı olan çocuklara fiziki temasın önemine dikkat çekmiştir. (İbn Hanbel, V, 250, 265 krş. IV, 3.)

23

24 YAŞLILARIMIZ VAR KIYMETİNİ BİLEMEDİĞİMİZ
Türkiye'de Yaşlılara Hizmet Veren Kuruluşlarda bakılan yaşlı sayımız bugün kişidir. Gündüz bakım evlerimizde de 1115 kişi… Ailemiz, en büyük zenginliğimiz idi. Anne-babanın hürmeti Allah’a itaatin yanı başında geliyordu (İsrâ, 17/23). رِضَى الرَّبِّ فِي رِضَى الْوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ فِي سَخَطِ الْوَالِدِ “Allah’ın rızası, ana-babanın rızasında; Allah’ın gazabı da ana-babının kızmasındadır”. (Tirmizi, Birr, 3) Varlık sebebimiz olan bu insanları sığdıramaz olduk evlerimize.

25

26 2011 yılında kadına karşı cinsel saldırı 3.327
KADIN ONURLU KILINMIŞTI HANİ: Kız doğduğunda babasına cennet kapısı açılır; Evlendiğinde kacasının imanının yarısı tamamlanır; Anne olduğunda cennet ayaklarına serilir… 2011 yılında kadına ve çocuğa karşı öldürme töre namus adına cinayet işlendi 2011 yılında kadına karşı kasten yaralama 2011 yılında kadına karşı cinsel saldırı 3.327 2012 yılında evlilik olayı meydana gelmiş; Zina Cana kast ve pek fena muamele Cürüm ve haysiyetsizlik Terk Akıl hastalığı Geçimsizlik vb. nedenlerle boşanma meydana gelmiş.

27 وَمِنْ اٰيَاتِهٖ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً “Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır. ” (Rum, 30/21). Eşler verdi Rabbimiz birbirimizde huzur bulalım diye, sevgi ve rahmet koydu kalplerimize

28 İslam'da kadın, erkek, çocuk, genç, yetişkin ve yaşlı kim olursa olsun, hiçbir cins, renk, yaş ve statü farkı gözetilmeksizin hepsi aynı öneme sahiptir. Kadının maddi ve manevi kişiliği, malı, canı ve ırzı erkeğinki gibi değerlidir; her türlü hakaret, saldırı ve iftiradan korunmalıdır. Kadın, yaratılış itibariyle erkeğe göre ikinci derecede bir değere sahip değildir. Çünkü insanın kendi cinsiyetini belirleme hakkı yoktur. Bu Allah’ın iradesine bağlıdır. (Şura, 42/49-50.) Kur’an, kadına anne olması itibarıyla, hiçbir medeniyette benzeri görülmeyen bir yücelik ve değer vermiştir. (İsra, 17/23-25.) Peygamberimiz de, “Cennet annelerin ayakları altındadır.” (Nesai, Cihad, 6.) buyurarak annelik ve kadınlık onuruna verdiği değeri göstermiştir.

29 وَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ
“Kişi zevcesinin yüzüne sevgi ve merhametle baktığı vakit zevcesi de onun yüzüne aynı duygularla bakarsa Allah her ikisine de rahmet nazarıyla bakar. Keza erkek hanımının ellerini avucuna alınca, o da zevcinin ellerini tutarsa parmaklarının arasından günahları dökülür.” (Feyzü'l-Kadir, 2/333.) وَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ Aramıza sevgiyi sen koymuştun, (Enfâl 63) Rabbim. Sevgiyi de tükettik, rahmeti de. Şiddeti iletişim dili hâline getirince ne huzur kaldı, ne onur, hanelerimizde. Yılanı bile deliğinden çıkaracak kadar etkili olan tatlı dilimizi kullanmak yerine eleştiri, hakaret, küçümseme ve daha nice yanlışlarla kırdık birbirimizi.

30

31 RENK VE IRK AYRIMI YOKTUR İSLAMDA:
Sahâbeden Ebû Zerr, zenci-siyah renkli olan Bilal’i annesinin de güya renk özürlü olmasından dolayı kınadı, küçümsedi ve onurunu kırdı. Bilal el-Habeşî, durumu Peygamber’e arzetti. Bunun üzerine Resûlullah, Ebû Zerr’i sert bir dille eleştirdi: “Sen, Bilal’i annesinin rengi sebebiyle ayıpladın, hor gördün öyle mi! Şüphesiz sen içinde hala cahiliye döneminin taassub ve kabalığını taşıyan birisin.” (Buhârî, İman 22)

32 MESCİDİ TEMİZLEYEN SİYAHİ KADIN
Ebu Hüreyre’den nakledildiğine göre siyah tenli bir kadın (Ümmü Mihcen), mescidi süpürüyordu. (Bir gün) Rasulullah (s.a.s.) onu görememiş ve kendisini sormuştu. Oysa sahabe, onu çok fazla önemsemedikleri için öldüğünü Hz. Peygamber (s.a.s.)’e haber verip kendisini rahatsız etmek istememişler, götürüp cenazesini defnetmişlerdi. Bunu duyan Rasulullah (s.a.s.): “Bana haber vermeli değil miydiniz?” diye serzenişte bulundu ve onun kabrini kendisine göstermelerini istedi, gidip kabrinin üzerinde cenaze namazını kıldı. (Buhârî, “Salât”, 72, “Cenâiz”, 5)

33 ÖLÜLERİN DAHİ İSLAMDA ONURU VAR:
Hz. Peygamberin hadislerinden anlaşıldığı üzere onura sahip olma bakımından insanın dirisi ile ölüsü arasında herhangi bir fark yoktur, ölüsü de dirisi gibi saygındır. Bunun için olmalı ki, Hz. Peygamber (s.a.s.), Bedir Gazvesi’nde öldürülmüş olan müşriklerin kabir kazılarak defnedilmesini emretmiş, ölülere her türlü insanlık dışı muameleyi yasaklamıştır. Bir seferinde Allah Rasulü ashabı ile birlikte açık alanda otururken yanlarından cenaze geçer. Allah Rasulü ayağa kalkar. Sahabeden biri, “Ama ya Rasulallah! O bir Yahudi cenazesiydi.” deyince Peygamberimiz, “O bir insan değil mi?” demiştir. (Buhari, Cenaiz, 50) İnsana insan olduğu için saygı göstermek ahlaki bir erdemdir. Saygılı olan saygı görür. Biz hayattaki dostlarımızın kıymetini bilemedik. Beytullah’ı hayranlıkla seyrederken bile müminin hürmet ve dokunulmazlığının, Kabe’nin hürmetinden büyük olduğunu ilan ediyordunuz (İbn Mace, Fiten, 2), ama biz ellerimizle ve dillerimizle birbirimize dokunmaktan hiç çekinmedik.

34 YARDIMDA DAHİ ONUR: Hz. Peygamber (s.a.s.), hadislerinde, dilenciliği yüzsüzlük ve onursuzluk olarak nitelemiş, el emeğini ve çalışmayı övmüştür. (Ebû Dâvûd, “Büyû‘”, 77) Kur’an-ı Kerim, ihtiyaç sahibi insanlara yardımda onur kırıcı davranışı ısrarlı bir şekilde yasaklamıştır. Yaptığı yardımı başa kakıp (menn) incitici tutum sergilemeyi (bakara (2), ), Kötü, kıymetsiz, kalitesiz mallardan seçerek vermeyi yasaklamakta (bakara (2), 267.), Aleni yerine gizli vermenin daha hayırlı olduğunu belirtmekte (bakara (2), 271), Yardımın sırf allah rızası için yapılmasını (bakara (2), 273) ve Bir teşekkür bile olsa karşılık beklenmemesini istemektedir. (İnsan (76), 8-9)

35 KÖLE DAHİ OLSAN İNSAN DEĞİL Mİ?
“Köleler sizin kardeşlerinizdir, onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onlara altından kalkamayacakları yükü yüklemeyin, yükleyecek olursanız onlara yardım edin.” (Buhari, İman 22 ) Ebu Mes’ûd’u kölesini döverken gördü ve arkasından seslendi: “Ebu Mes’ûd! Allah senden daha güçlüdür ve Allah’ın senin üzerindeki hakkı, senin kölen üzerindeki hakkından daha büyüktür.” Köleleri kaça kadar affetmem gerekir diye soran birine, “Her gün onları yetmiş defa affet.” buyurdu.

36

37 İnsana insan olduğu için değer vermeliyiz.
Yaratılanı hoş görmeliyiz yaratandan ötürü. Yaratanın onur ve izzetini, yarattığı varlıkta/ varlıklarda koruyabilmeliyiz. HZ. mevlana der ki: “Dertli insan, içi duman dolu odaya benzer. Onu dinlemek o odaya bir pencere açmak gibidir.”

38

39 وَعِبَادُ الرَّحْمٰنِ الَّذٖينَ يَمْشُونَ عَلَى الْاَرْضِ هَوْنًا وَاِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا Biz Rahman’ın kullarını hor gördük, yenik düştük cahilliğimize (Furkan, 25/63). Türkiye de “aile bireyleri arasında” işlendiği iddialarına istinaden kolluk mercilerine yapılan başvurular veya re’sen gerçekleştirilen müdahaleler üzerine kayıtlara intikal eden vakıaların samsunda ki rakamı 2011 yılında 1531; türkiye genelinde ise dir. Trafik olaylarından dolayı her yıl ülkemizde en az civarında ölüm, kadar yaralanma, yüze elli trilyonu bulan maddi hasar oluşmaktadır. Öldürme, Yaralama, Cinsel suçlar, Tehdit, Hırsızlık vb suç işlenmiştir.

40 المُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِم لا يخُونُه ولا يكْذِبُهُ ولا يخْذُلُهُ ، كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حرامٌ عِرْضُهُ ومالُه ودمُهُ التَّقْوَى هَاهُنا “Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona ihanet etmez, yalan söylemez ve yardımı terk etmez. Her Müslüman’ın, diğer Müslüman’a ırzı, malı ve kanı haramdır. Takvâ buradadır.”  (Tirmizî, Birr 18)

41 مَنْ لا يرْحَم النَّاس لا يرْحمْهُ اللَّه
“İnsanlara merhamet göstermeyen kimseye Allah da merhamet etmez.” (Buhârî, Edeb 18) “Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüze hürmet göstermeyen bizden değildir.” (Tirmizi, Birr ve sıla, 15) buyuruyordu Efendimiz. Tutabilseydik buyruğunu, uyabilseydik sünnetine...

42

43 مَنْ عَيَّرَ اَخَاه بِذَنْبٍ لَمْ يَمُتْ حَتَّى يَعْمَلَهُ
 لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ عَسٰى اَنْ يَكُونُوا خَيْرًا مِنْهُمْ وَلَا تَلْمِزُوا اَنْفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْاَلْقَابِ يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثٖيرًا مِنَ الظَّنِّ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا Alay etmek, kötü isim takmak, su-i zan yapmak, kusur araştırmak, gizliyi deşmek, arkadan çekiştirmek sığar mıydı kardeşliğe? (Hucurât, 49/10-12) مَنْ عَيَّرَ اَخَاه بِذَنْبٍ لَمْ يَمُتْ حَتَّى يَعْمَلَهُ   “Bir kimse kardeşini bir kusur ile ayıplarsa, o kusuru işlemeden, o kimse ölmez.” (Seçme Hadisler, s. 239) buyurmana rağmen biz ayıpladık, gizli hallerini meydana döktük, ufak tefek hatalarla birbirimize yazık ettik.

44 İnsanın Her Türlü Hayatı Kutsaldır, Dokunulmazdır.
İnsan Var Olmazsa, Boş Bir Dünya Neye Yarar? Bütün Evren Ve İçindeki Yaratılan Her Şey, İnsan İçindir.” İnançtan Yoksunluk, İbadetsiz Bir Yaşam, Ahlaki Çöküntü; Yalan, İftira, Gıybet, Dedikodu, Lakap Takmak, Küfretmek, Hor Ve Hakir Görmek, Küçümsemek, Alay Etmek, Cinsiyet, Irk, Soy Vb. Ayrımcılık Yapmak, Namus Ve İffetine Dokunmak, Bencillik, Adaletsizlik, Bireysel Ve Toplumsal Sorumlulukları Yerine Getirmemek Dilencilik İnsan Onurunu, İzzet Ve Şerefini Zedeleyen Durumlardan Bazılarıdır.

45

46 المُسْلِمُ أخُو المُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ في حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللّهُ في حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِماً سَتَرَهُ اللّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ. "Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalnız bırakmaz. Kim, kardeşinin ihtiyacını görürse Allah da onun ihtiyacını görür. Kim bir Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da o sebeple onu Kıyamet gününün sıkıntısından kurtarır. Kim bir Müslüman’ı örterse, Allah da onu kıyamet günü örter." (Ebû Dâvud, Edeb 46)

47 يَا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰیكُمْ اِنَّ اللّٰهَ عَلٖيمٌ خَبٖيرٌ “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat 13) Hz. Peygamber (s.a.s.), Veda Hutbesinde, bu sonuca işaret ederek şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Rabbiniz bir, atanız birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Dikkat edin Arab’ın kendi dışındaki bir ırka, onların da Arab’a; beyazın/zenciye, zencinin de beyaza Allah’ın emir ve yasaklarına saygı derecesi dışında bir üstünlüğü yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, V, 411)

48 GÜLÜ İNCİTME GÖNÜL Çiçeklerle hoş geçin, Balı incitme gönül. Bir küçük meyve için Dalı incitme gönül. Konuşmak bize mahsus, Olsa da bir güzel süs, ‘Ya hayır de, yahut sus,’ Dili incitme gönül. Sevmekten geri kalma, Yapan ol, yıkan olma, Sevene diken olma, Gülü incitme gönül. Başın olsa da yüksek, Gözün enginde gerek, Kibirle yürüyerek, Yolu incitme gönül. Mevlâ verince azma, Geri alınca kızma, Tüten ocağı bozma, Külü incitme gönül. Dokunur gayretine, Karışma hikmetine. Sahibi hürmetine Kulu incitme gönül. Bestami YAZGAN 

49 HZ. Peygamber Müslüman Ve Mü’min’i Bize Tanıtıyor
المسلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ، وَالْمُؤمِنُ مَنْ أمِنهُ الناسُ على دمائهم وأمْوَالِهِمْ "Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mü'min de, halkın, can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir." (Tirmizî, İman 12) buyurdun. Biz güven duygumuzu kaybettik. Elimizi ve dilimizi kardeşimize fütursuzca uzattık.

50 خَيْرُ النَّاسِ مَنْ اَنْفَعُهُمْ لِالنَّاسِ
“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” (Buhari, Megazi, 35) buyurdunuz. Biz iyilikte ve hayr’da yarışamadık. لَا تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلَا تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا “Allah'a yemin ederim ki; sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek iman etmiş olamazsınız." (Müslim, İman, 81) Cennete giden yolun ve imanın kemalinin birbirimizi sevmekten geçtiğine dikkat çektiniz, lakin biz muhabbet fedaileri olamadık.

51 “Harabat ehlini hor görme şakir, Hazineye malik viraneler var”
Lakin biz kulağımızı bu hakikate kapayıp, garibanları hor görmekten geri durmadık. اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup sakının umulur ki esirgenirsiniz" (el-Hucurat 49/10). Buyurmana rağmen biz kardeşliğimizi zedeleyecek davranışlar peşinde olduk. Sevgi, bizim mutluluk ve manevî hayatımızı besleyen en önemli kaynaktır. Kendi içimiz nispetinde dışarısı güzeldir. Başkalarını sevdiğimiz oranda sevilmeye layık oluruz. Bu da bizi huzurlu yapar, mutlu kılar. Herhalde saadetin baş şartı, kendinden başkasını sevebilmek kabiliyetidir.

52 Sevgili peygamberimiz (s. a. v
Sevgili peygamberimiz (s.a.v.), çevresindeki insanları cahiliye devri öncesi kabile taassubu merkezli düşünce, anlayış, adet ve kalıntılardan kurtarmak, halîfetullah olan insanı layık olduğu şerefli ve onurlu bir yere getirmek için çok büyük gayret sarfetmiştir. “İnsanoğlu, Allah’ın yapısıdır, bu yapıyı yıkan, ona karşı şiddet gösteren mel’ûndur.” Yunus Emre bu gerçeği, ne güzel dile getirmiştir: “Yaradılanı hoş gör, yaradandan ötürü.”

53 İnsan Onurunu, İzzet Ve Şerefini pekiştiren Durumlardan Bazılarıdır.
İnsanın Her Türlü Hayatı Kutsaldır, Dokunulmazdır. İnsan Var Olmazsa, Boş Bir Dünya Neye Yarar? Bütün Evren Ve İçindeki Yaratılan Her Şey, İnsan İçindir.” İman İbadetler Ahlaki değerlere Sahip olmak, Kurana bağlılığın gereğini yerine getirmek Doğru söz İyi niyet, Haklara riayet Alçak gönüllü ve mütevazı olmak, Merhametli olmak Hakkına razı olmak Sevmek İnsan Onurunu, İzzet Ve Şerefini pekiştiren Durumlardan Bazılarıdır.

54 İSLAMIN İNSAN ONURUNU KORUMAK İÇİN ALDIĞI TEDBİRLER
Can Koruma Altına Alınmış Ve Bir İnsanı Öldürme İnsanlığı Öldürme Sayılmıştır Kürtaj Yasaklanmıştır İşkence Yasaklanmıştır. Masumiyet Esastır Kimsenin Suçu Başkasına Yüklenemez Kişilerin Din Ve Vicdan Özgürlüğü Vardır Özel Hayatın Gizliliği Korunmuştur İnsanlarla Alay Etmek, Küçük Düşürmek Yasaklanmıştır Kötü Zan Yasaklanmıştır Gıybet Yasaklanmıştır Köleliğin Kaldırılmasına Yönelik Yapılanlar Çocuklara Da Haklar Tanınmıştır Kadınlara Verilen Değer Sadakanın Gizli Verilmesi Kul Hakkının Affedilmemesi Miraçta Peygamberimizin Cebrail’in Önüne Geçmesi

55

56  لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فى رَسُولِ اللّهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّهَ وَالْيَوْمَ الْاخِرَ وَذَكَرَ اللّهَ كَثيرًا "Gerçekten sizin için, Allah'a ve Ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için Allah'ın Rasülü'nde çok güzel bir örnek vardır." (Ahzab, 33/21) O'nu örnek almak demek; Güvenilir olmak demek, (Emanetlerini O'na veriyorlar, "Emin" diyorlardı.) Affedici olmak demek, (Mekkelileri toptan affetmişti.) Merhametli olmak demek, (Ağır tahriklere rağmen beddua etmemiştir) Hoşgörülü olmak demek, (Mescide bevl, zinaya müsaade isteyen genç…) Sözünde durmak demek, (Hudeybiye günü Ebu Cendel'i geri vermesi.) Cömert olmak demek, (Ölüm hastalığında üç dinarı dağıtmak..) Alçakgönüllü olmak demek, (kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum…) Çalışkan olmak demek, (İşlerini kendisi yapmak isterdi, söküğünü dikerdi..) Dosdoğru olmak demek, (Size bir düşman saldıracak desem inanır mısınız?) Adaletli olmak demek, (Kızım Fatıma dahi çalsa…) Vefakar olmak demek, (Geceler boyu ayakta durup ibadet etmek.)

57 وَكُونُوا عِبَادَ اللّهِ إِخْوَانًا
“Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz” (Müslim, Birr, 25) diye uyarmanıza rağmen, kardeş olmayı bir türlü beceremedik ama çok kolay düşman olduk, düşmanlar ürettik…

58 Şimdi Ya Rasulullah, cümle ettiklerimize pişman olduk, tövbe etmek istiyoruz. Bunca günaha bulanmış beden ve gönüllerimizi istiğfar ile arıtmak diliyoruz. İmanımızı ve ahdimizi tazelemek muradımız. Kırdığımız kalpleri onarmak, paraladığımız onurları tamir etmek, ihlal ettiğimiz hak sahipleriyle helalleşmektir borcumuz. Yaratıldığına değer bir insan olmak, bize elçi, mürşid ve en güzel örnek olarak gönderilmiş olmanızın hakkını teslim etmek üzere ellerimizi uzattık, sana yeniden iman ve biat ediyoruz: “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasuluh.”


"Hz. Peygamber Ve Insan Onuru" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları