Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KİMYASAL RİSK ETMENLERİ ARGE EĞİTİM

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KİMYASAL RİSK ETMENLERİ ARGE EĞİTİM"— Sunum transkripti:

1 KİMYASAL RİSK ETMENLERİ ARGE EĞİTİM

2 İşyerlerinde çalışanların sağlıklarını etkileyen faktörlerden en önemlilerinden biri de kimyasal faktörlerdir. Kimyasal Faktörler; 1. Metaller Sanayide en yaygın olarak kullanılan madde demir olmakla birlikte, toksikoloji bakımından kurşun, civa, krom, nikel, kadmiyum gibi metaller daha önemlidir. Kurşun, civa , kadmiyum vücutta değişik organlarda birikerek zehirlenme tablolarına yol açarlar. Krom, nikel, kadmiyum ise kanserojen özelliğe sahiptir.

3 2. Çözücüler (Solventler)
Aslında çözücü amaçla en çok kullanılan madde sudur. Sanayide solvent kullanımı söz konusu olduğunda genellikle petrol ürünleri olan organik çözücüler ifade edilir. Boya endüstrisinde, ayakkabı, terlik yapımında, yapıştırıcı imalinde ve kullanımında, çeşitli temizlik işlerinde yaygın şekilde çözücüler kullanılmaktadır.

4 Eski yıllarda en yaygın kullanılan örnekleri, benzen ve türevleri olan
toluen ve ksilen olmuştur. Ancak yakın zamanda özellikle benzenin kanserojen etkisi ortaya konduktan sonra eter, formaldehit, alkoller, triklor etilen, hekzan gibi yeni çözücüler kullanıma girmiştir. Bu maddelerin çoğu merkezi ve periferik sinir sistemi üzerine etkilidir. Ayrıca bazılarının (triklor etilen, toluen vs.) bağımlılık yapıcı etkisi vardır.

5

6 3. Gazlar Gazlar hem sanayide en çok kullanılan maddeler arasında yer alır, hem de çeşitli işlemler sırasında pek çok gaz oluşur. Bazı gazlar vücutta herhangi bir kimyasal işleme karışmaz, ortamda çok miktarda olduğu zaman havanın bileşimindeki oksijen miktarının azalmasına yol açarlar. Karbondioksit, metan gibi gazların bulunduğu bu grup basit boğucu gazlar olarak adlandırılır.

7 Buna karşılık “ kimyasal boğucu gazlar ” olarak bilinen karbon
monoksit, siyanür, hidrojen sülfür gibi gazlar ise vücutta temel bazı kimyasal reaksiyonlarla etkileşime girerek reaksiyonlarda bozulmaya yol açar, hücre zehiri şeklinde etki yapar. Çok az miktarları bile öldürücü etki yapar. Basit veya kimyasal boğucu gazlar dışında bazı gazlar ise (azot oksitleri, kükürt dioksit vb.) su ile karşılaştıklarında asit oluştururlar. Asit oluşumu nedeni ile bu gazlar da irritan etki gösterirler. Amonyak da alkali özelliği nedeni ile irritan etkiye yol açar.

8 4. Asit ve Alkaliler Bu maddeler özellikle konsantre formda kullanıldıklarında daha fazla tehlike oluştururlar. Başlıca riski yanıcı etkileri olmasıdır. Temas halinde giysilerde ve vücutta yanıklara neden olurlar. Buharlaşmaları halinde mukozalar üzerinde iritan etki yaparlar. Kaza sonucu içilmeleri halinde ise ciddi tehlike oluştururlar. Başlıca örnekleri hidroklorik asit, nitrik asit, sülfirik asit gibi asitlerle, sodyum hidroksit, amonyak gibi alkali maddelerdir.

9 5. Pestisidler İstenmeyen sinek ve böcekleri öldürmek amacıyla kullanılanlar insektisid, otlarla mücadele amacıyla kullanılanlar herbisid, fare, sıçan gibi hayvanlara karşı kullanılanlar rodentisid, mantarlara karşı kullanılanlar ise fungusid olarak adlandırılır. Bu gruplar arasında en çok kullanılanlar insektisidlerdir, En bilinenleri organik fosforlu bileşiklerdir. Dünyada kullanılan pestisidlerin %70i organik fosforlu bileşiklerdir.

10 Vücutta asetil kolin esteraz enzimini inhibe eden bu maddeler
parasempatomimetik etki göstererek ciddi zehirlenme tablolarına yol açarlar. Vücuda girişi başlıca solunum ve deri yolu ile olmakla birlikte kaza sonucu veya intihar amaçlı olarak içilmesi sonucu sindirim kanalından da giriş olabilir.

11 Toz, mekanik işlemlerde oluşan katı parçacıkların gaz ile karışması
Tozlar… Toz, mekanik işlemlerde oluşan katı parçacıkların gaz ile karışması halidir. Toz, duman ve sisle birlikte aeresolleri meydana getirir. Tozlar, çeşitli organik ve anorganik maddelerden, aşınma, parçalanma, ufalanma, yanma sonucu oluşan ve kimyasal özellikleri, kendisini oluşturan maddenin özelliklerine benzeyen maddelerdir.

12 Organik Tozlar… Bitkisel kökenli tozlar (pamuk tozu, şeker kamışı,tahta tozu, un tozu, saman tozu…vb.) Hayvansal tozlar (tüy, saç…vb.) Sentetik bileşenlerin tozları

13 Anorganik Tozlar… Metalik tozlar (demir, bakır, çinko…vb.) Metalik olmayan tozlar (kükürt, kömür tozu…vb.) Kimyasal bileşiklerin tozları (çinko oksit, manganez oksit…vb.) Doğal bileşiklerin tozları (mineraller, maden cevherleri…vb.)

14 Solunan tozların tane büyüklükleri ve tutuldukları bölgeler…
TUTULDUĞU BÖLGE > 10 Mikron Geniz bölgesi 5 – 10 Mikron Gırtlaktan akciğere kadar olan bölge 0.5 – 5 Mikron Hiçbir bölgede tutulmaz

15 Anorganik tozlar akciğer parankiminde birikir ve fibrotik reaksiyona yol açmak süreti ile çeşitli solunum hastalıklarına neden olur. Organik tozlar ise allerjik mekanizmalar ile bazı hastalıkların gelişmesine neden olur.

16 Toz tanımına tam olarak uymamakla birlikte, solunum yollarında meydana getirdiği sağlık etkileri benzer olduğu için lif yapısındaki maddelerde tozlar grubunda yer alır. Bir partikülün iki boyutunun oranı (boy/en orantısı:aspect ratio) 3 veya daha fazla olduğunda bu partiküllere lif (fiber) adı verilir, lif yapısındaki maddeler doğada bol olarak bulunur. Bunlar içinde asbest en bilinen örnektir.

17 Asbestin kanser yapıcı özelliği bilindiğinden, yerine kullanılmak üzere MMMF (Man-Made Mineral Fiber) geliştirilmiştir.

18 İşyeri Ortam Faktörlerinin Değerlendirilmesi
İşyeri ortamında varlığı saptanan faktörün de ortamdaki düzeyi ölçümlere dayalı olarak belirlenmelidir. Bir etkenin ortamda bulunan miktarı, etkenin niteliğine göre faklı şekillerde değerlendirilir. Örneğin metaller veya tozların düzeyi işyeri ortamının belirli bir hacminde bulunan tozun miligram cinsinden ifadesi (mg/m3) şeklinde olabilir, öte yandan gazların miktarı da işyeri ortamının belirli bir hacminde gazın kapsadığı hacim ölçüsü olarak ifade edilir

19 Gazlar için milyonda kısım (ppm; parts per million, cm3/m3) veya
milyarda kısım (ppb; parts per billion, mm3/m3) ölçüleri kullanılır. İşyeri ortamının bir metreküp havasında herhangi bir gazın cm3 olarak kapsadığı hacim, milyonda kısım (ppm) olmaktadır. Tozlar veya kurşun vb. metaller için ise bir metreküp havada kaç miligram bulunduğu anlamına gelen mg/m3 ölçüsü kullanılmaktadır.

20 İşyeri ortamında herhangi bir etkenin saptanmasından sonra bulunan
düzeyin, çalışanların sağlığı bakımından tehlike oluşturup oluşturmadığının irdelenmesi gereklidir. Bu konuda uluslararası normlar da dikkate alınarak hazırlanmış olan standartlar vardır. Bu standartlar iki şekilde ifade edilmektedir. Bir tanesi “ işyeri ortamında hiçbir zaman ulaşılmaması veya aşılmaması gereken bir düzey ” anlamına gelen MAK değeri kavramıdır

21 MAK Değeri: (Müsaade edilen azami konsantrasyon)
Atmosfer kirleticilerinin günde 8 saat maruz kalmak suretiyle uzun süre çalışan işçilerin sağlıklarına zararlı etkisi olmadığı kabul edilen en yüksek konsantrasyondur. İşyeri ortamında hiçbir zaman ulaşılmaması veya aşılmaması kabul edilen düzeydir. Aşılması durumunda akut toksik belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle MAK değerin akut toksik belirtilere yol açan maddeler için kullanılması uygun olmaktadır.

22 Eşik Sınır Değer ( ESD ; TLV; Treshold Limit Value )
İkinci kavram ise eşik sınır değer (ESD) kavramıdır. İşyeri havasında var olup, günde 8 saat veya haftada 40 saat çalışma süresi içinde maruz kalındığında tüm işçilerin sağlığına zarar vermediği kabul edilen değerdir. Bu değerin çalışma süresi içinde bazı zamanlarda aşılması akut tehlike oluşturmaz, önemli olan ortalama değerin ESD düzeyini aşmamasıdır.

23 Örneğin 8 saatlik bir iş günü veya 40 saatlik bir çalışma haftası
boyunca değişik zamanlarda yapılan ölçümlerde bazen öngörülen sınır değeri aşan değerler bulunabilir, ancak burada önemli olan, ölçümlerin ortalama değerinin sınırın altında olmasıdır. Günlük uygulamalarda daha çok ESD kullanılmaktadır.

24 Ülkemizde “ Parlayıcı ve patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerle çalışılan işyerlerinde ve işlerde alınacak tedbirler hakkında tüzük” ün ekli çizelgelerinde 300 den fazla kimyasal madde ile ilgili MAK ve ESD miktarları ile tozlara ait sınır değerleri yer almaktadır

25 Çalışanların sağlığının korunması bakımından, uygun işe yerleştirme
ve işyeri ortamındaki risklerin kontrol altına alınması çok önemlidir, ancak işçilerin işyeri ortamında bulunan risklerden kaynaklanabilecek sağlık sorunlarının erken dönemde saptanması amacı ile çalışanlar belli aralıklarla sağlık kontrolünden geçirilirler.

26 Aralıklı kontrol muayenesi yada periyodik kontrol ismi verilen
muayeneler, ikincil düzeyde koruma anlamında önem taşımaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğünde çeşitli durumlarda, hangi aralıklarla yapılacağı ve ne tür muayene ve incelemelerin yapılması (örneğin kurşunla çalışılan yerlerdeki işçilerin 3 ay ara ile muayene edilmesi, tozlu ortamlarda çalışanların da 6 ay aralıklarla muayeneden geçirilmesi ve göğüs röntgenlerin çekilmesi ) gerektiği belirtilmiştir.

27 İşyeri hekimi tıbbi görevini yerine getirebilmesi ve muayenelerde
sorun yaşamaması için işyerinin teknolojik uygunluğu, üretim akışı ve çalışma koşulları ile ilgili bilgi sahibi olması gereklidir. Hekim işyeri durum saptaması yaparak çalışma ortamı koşullarını incelemeli, işyeri risk analizi sonuçlarına ulaşmalı ve risk yönetimi becerisi kazanmalıdır.

28 Bu işlemleri yapmaktaki amaç; zararlı etkenleri saptamak, izlemek ve riski kontrol altında tutmaktır. İşyerinde var olan fizik mekan kağıt üzerine dökülmeli ve üretim (iş akış) şeması üzerinden riskli çalışma türleri saptanarak izlenmelidir. Uzun süreli çalışma, vardiyalı çalışma, gece çalışması, ağır iş yükü, tekrarlı ve monoton işler, montaj bandında çalışma, iş sağlığı kurallarına uyulmayan, iş güvenliği önlemleri alınmayan işler bilinmelidir.

29 İşyeri hekimi zararlı etkenlerden doğan; termal konfor, kimyasal
etkenler, fiziksel etkenler, ağır ve tehlikeli işler, gürültülü işler, uygunsuz postür, ergonomik olmayan koşullarda çalışma, stresli işler, gibi riskli çalışma koşullarını saptayarak izlemelidir. İşyerindeki sağlık risklerinin ( gaz, buhar, toz, gürültü, ısı, nem, basınç, hava akımı, radyasyon) ölçümü yapılmalıdır. Bulunan değerlerin Tehlike Bilgi Formları (TBF) ile uyumu kontrol edilmelidir.

30 Zararlı etkenlerin kaynağı tespit edilerek doz-tepki ilişkisi, etkilenme
ve zarar derecesi saptanmalıdır. TBF; Malzeme Güvenlik Bilgi Formları (MGBF) ya da Kimyasal Güvenlik Bilgi Formları (KGBF) olarak adlandırılır ve kimyasal maddelerin MAK ve ESD hakkında bilgileri içerir. TBF kimyasal madde üreticileri tarafından verilmek zorundadır. Ancak, TBF 'nın sürekli güncellenmesi gerektiği unutulmamalıdır.

31 CLV: Tavan Değeri EU OEL: Avrupa Birliği Mesleki maruziyet limit değerleri MAC: Maksimumu kabul edilebilir konsantrasyon MPC: Maksimum müsaade edilen konsantrasyon

32 OEL: Mesleki maruz kalma limitleri
OSHA PELs: Mesleki güvenlik ve sağlık İdaresi izin verilebilir maruziyet sınırları(PELs) PDK: İzin verilebilir maksimum konsantrasyon STEL: Başka bir süre belirtilmedikçe, 15 dakikalık sürede maruz kalınan, aşılmaması gereken limit değer.

33 Endüstride metallerin işlenmesi ve teknoloji sırasında doğrudan
maruz kalma ile pekçok mesleksel zehirlenme olabilir. (Kronik kurşun, civa, kadmiyum zehirlenmesi gibi). Endüstride metal zehirlenmeleri başlıca inhalasyon yolu ile olmaktadır. Ancak talyum, alkil kurşun, nikel, arsenik ve berilyum gibi metallerin deri yolu ile de absopsiyonları önemlidir.

34 Metallerin toksik etkileri her metalin özelliğine göre değişmektedir.
Ancak genel olarak metallerin hepsi birden fazla organ ve sistemi etkilemektedir. Bu nedenle metal zehirlenmelerinde “hedef veya kritik organ”, o metale en duyarlı olan etki yeri için kullanılmaktadır. Örneğin kadmiyuma en duyarlı organ böbrekler olmakla beraber karaciğer ve akciğerlerde de toksik etki görülür.

35 Ekotoksikoloji çevresel kirleticilerin ekosisteme olan etkilerini inceleyen toksikoloji alt dalıdır.

36 BENZEN Benzen, endüstride bir eritici olarak kullanılır .
Akut benzen zehirlenmelerinde, baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, bazen konfüzyon, küçük kas kasılmaları ve ender olarak çırpınmalar görülür. Yıllar boyu benzene açık kalma sonucu ortaya çıkan kronik zehirlenmelerde, aplastik anemi ve agranülositoz belirir, çünkü kan hücrelerinin yapıldığı kemik iliği yıkılmıştır.

37 HEKZAN Reaktivitesi düşük olduğundan iyi bir çözücü olarak yapıştırıcıların içinde kullanılır. Hekzan buharı havadan ağır olduğu için, zeminde yayılarak uzak mesafelerde tutuşmalara neden olabilmektedir.

38 Kurşun Gerek doğal olarak ve gerekse endüstride sık kullanımına bağlı olarak çevrede sık rastlanılan bir metaldir. İnorganik tuzları: Kurşun arsenat, kurşun arsenit, kurşun kromat, kurşun fluoroborat, kurşun nitrat, kurşun tiyosiyanat Organik tuzları: Tetrametil kurşun, tetraetil kurşun

39 Başlıca maruziyet kaynakları;
-Benzin dumanındaki kurşun (Tetrametil kurşun vuruntuyu önlemek için benzine katılmaktadır. Süper benzine 400mg/L, normal benzine 150 mg/L) -Endüstriyel Maruziyet (Akümülatör, seramik, porselen, kauçuk endüstrilerinde)

40 -Kurşunlu boyalar ( Kurşun bazlı duvar boyaları, oto boyaları)
-İçme suları ( Kurşunlu borular, kurşun içeren endüstriyel emisyonlarla suların kirlenmesi) -Kurşun içeren besinler (Kurşun içeren toprakta yetişen bitkiler, seramik kaplar, teneke kutular)

41 Kurşunun başlıca absorpsiyon yolu gastrointestinal ve solunum
sistemidir. Gastrointestinal absorpsiyon Çocuklarda %40 Yetişkinlerde %10 Organizmaya absorbe olduktan sonra dozun %99’u hemoglobine bağlanır.

42 Önce yumuşak dokularda dağılır.
Atılım hızı çok yavaştır. Maruziyetin devamı halinde kemiklerde depolanmaya başlar. İleri yaşlarda (50-60 yaş) vücut kurşununun %90’ı kemiklerde toplanır.

43 Akut kurşun zehirlenmesi nadir görülür.
Ya kurşun bileşiklerinin oral yolla alınması ya da kurşun buharlarının inhalasyonu ile meydana gelir.Ağızda metalik tat, mide bulantısı, karın ağrısı ve kusma meydana gelir. SSS’deki akut etkiler parestezi, ağrı ve kaslarda güçsüzlük olarak ortaya çıkar. Böbrek harabiyeti ve oligouri meydana gelir. Kronik kurşun zehirlenmesi (Plumbizm) belirtileri: Gastrointestinal, nöromüsküler,nörolojik, hematolojik ve renal etkiler olarak ortaya çıkar.

44 Gastrointestinal etkiler:
-Anoreksi -Kurşun koliği Nörolojik etkiler: -Çocuklarda IQ skorlarında azalma -Kurşun ensefalopatisi -Periferal nöropati

45 Hematolojik etkiler: -Kurşun anemisi
-Hemoglobin sentezinin inhibisyonu -Eritrositlerin yarı ömrünün azalması Renal etkiler: -Proksimal Tubullerde hasar -İnterstisiyel nefropati -Saturnin gut (Ürik asit kristallerinin eklemlerde birikmesi)

46 Yüksek kan basıncı: -Kalsiyum metabolizmasının etkilenmesiyle damar düz kaslarının kontraksiyonu sonucu -Renal toksisite sonucu gingivada mavi-siyah çizgi

47 Kurşuna maruziyetin biyolojik izlenmesi:
-Kanda kurşun düzeyi -İdrar kurşun düzeyi -Dokularda kurşun düzeyi (Diş, saç gibi) -Kanda ALA-D aktivitesi -İdrarda ALA-D aktivitesi, koproporfirin miktarı -Eritrositte protoporfirin miktarı -Hematolojik araştırmalar

48 Civa: Civa normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir. Oda ısısında kolayca buharlaşabilir. Civa yer kabuğunda bulunan temel elementlerden biridir. Doğal dağılımla sürekli serbest hale geçtiği için insan dahil tüm canlılarda iz halinde bulunur.

49 Maden yataklarından, volkanik aktivitelerden, fosil kaynaklı katı ve
sıvı yakıtların yakılmasıyla yılda ton civanın çevreye yayıldığı tahmin edilmektedir.

50 Metalik civa, anorganik ve organik civa bileşikleri en az 80 endüstri
yerinde 300’den fazla değişik şekilde kullanılmaktadır: -Kloralkali ve kağıt endüstrisi -Elektrik cihazları -Boyalar -Fungusit -Amalgam yapımı -Tıpta antiseptik, diüretikve antisifilitik vb.

51 Civanın toksik etkisi kimyasal bileşimine göre değişir.
Genel olarak civa başlıca sinir sistemini ve böbrekleri etkiler. Metalik civa buharlarına akut maruziyet fatal olabilen korrozif bronşit ve pnömoniye neden olabilir. İyileşmeden sonra uzun süreli etkiler gelişebilir. Santral sinir sistemi etkilenerek tremor, aşırı sinirlilik ve duyarlık hali, unutkanlık gibi davranış bozuklukları gözlenen klinik belirtilerdir.

52 Kronik maruziyet sıklıkla merkürializm olarak tanımlanır.
Tremor, tiroid büyümesi, taşikardi, düzensiz nabız, gingivitis gelişir. Motor hareketlerin koordinasyon bozukluğu, davranış bozukluğu, sinirlilik hali, hafıza kaybı, depresyon ve delirium merkezi sinir sisteminin etkilenmesi ile gelişen nöropsikiatrik etkilerdir.

53 Civa tuzları 1 gr gibi küçük dozlarda dahi fatal olabilen toksik ve
korozif maddelerdir. Bu tuzların ağız yoluyla alımı, abdominal kramplara, kanlı diyare, gastrointestinal kanalda ülserasyon ve nekroza neden olur. Şok, dolaşım kollapsı ve ölümle sonuçlanabilir. Eğer iyileşme olmuşsa proksimal tubullerde hasar nedeniyle renal hasar oluşabilir. Civa tuzlarına kronik maruziyet otoimmün hastalıklara da neden olabilir.

54 Organik civa (Metil civa) civanın en toksik formudur.
Özellikle beyinin serebral korteksini ve serebellumunu etkiler. Ağız, dudak ve ekstremitelerde uyuşukluk, ataksiler, yorgunluk hali, konsantrasyon bozukluğu, işitme ve görme kayıpları, tremorlar gelişir.

55 Kadmiyum; Kadmiyum için modern toksik metal denilir.
Kadmiyum doğada başta çinko olmak üzere çeşitli mineral filizlerinde bulunan ve endüstride yoğun kullanımı olan bir metaldir.

56 Endüstride; -Elektrolizle kaplama ve galvanizleme proseslerinde (Antikorrozif) -Boya pigmenti ve plastiklerde -Nikel-kadmiyum pillerinde -Seramik ve cam yapımında vb.

57 Maruziyet başlıca oral ve inhalasyon yolu ile olur.
Çeşitli tip et, balık ve meyvalar 1-50 g/kg Cd içerebilir. Tahıllarda 150 g/kg’a çıkabilir. Midye, istiridye gibi kabuklu deniz hayvanlarında g/kg’a kadar birikebilir. İnhalasyonla alınan kadmiyumun da %30’u absorbe olabilir. Sigara önemli bir Cd kaynağıdır. Bir adet sigara 1-2 g Cd içerir.

58 Ağız yoluyla akut zehirlenme nadirdir.
İnhalasyonla akut maruziyet pnömoni ve pulmoner ödeme neden olur. 5 mg/m3 havanın 8 saat solunması ölüme neden olur. İnhalasyonla kronik maruziyet kronik bronşit, fibrozis ve amfizem gelişimine neden olur. Gerek akut gerekse kronik maruziyetlerde kadmiyum böbrek tübüllerinde (metallotionein sentezini arttırır ve Cd-MT kopleksi halinde) birikir.

59 100-300 g/g Cd böbrek yükü, böbrek tübülleri hücrelerinde hasara
neden olur. Kadmiyum, kalsiyum fosfat ve Vitamin D metabolizmasını bozarak kemikler üzerine de etkili olabilmektedir. Maruz kişilerde osteoporoz veya osteomalasia gelişir.

60 Endüstride; -Kromla kaplama (Korozyona karşı) -Boya endüstrisinde
-Deri ve tekstil endüstrisnde vb. kullanılır.

61 Krom, doğada Cr2 - Cr6 oksidasyon basamaklarında bulunur, ancak
Cr3 ve Cr6 formları biyolojik olarak önemlidirler. En toksik olanı hekzavalan (Kromat) formudur. Hekzavalan formu akciğerler gibi çeşitli doku tiplerinin hücre memranlarından kolayca geçebilir ve hücre içinde Cr3’e indirgenir. Maruziyet başlıca deri ile temas sonucu ve krom içeren toz ve buharların inhalasyonu ile olmaktadır.

62 Endüstride kroma dermal maruziyet kontakt dermatite neden olur.
Hekzavalan krom deri ve burun mukoz memranlarına şiddetli korroziftir (Krom ülserleri ve burun delinmesi). Krom tozları farenjit ve bronşite de neden olur. Hekzavalan kromun akciğer kanserleri ile ilişkisi olduğu gösterilmiştir. IARC’ın insan karsinojenleri (Grup 1) grubundadır.

63 Nikel; Sertliği ve korozyona dayanıklılığı nedeniyle birçok metal alaşımının yapısına girer. Çelik üretimi, elektrolizle kaplama, alkali pil, boya ve elektronik üretimi gibi daha pek çok alanda kullanılır. Nikelin ağız yoluyla alınması, kontamine olmuş besinler aracılığı ile olur. Bir adet sigara 1-3 g Ni içerir.

64 Nikelin başlıca maruziyet, toz ve buharlarının solunması ile olur.
Nikele maruziyetin oluşturabileceği başlıca sağlık riski solunum sistemi kanserleridir. Burun ve akciğer kanserleri de en sık rastlanılanlardır.

65 30 ppm nikel karbonile 30 dak maruziyet fatal olabilmektedir.
Başlangıç semptomları; başağrısı, yorgunluk, halsizlik, bulantı ve kusmadır. 12-36 saat içersinde, soluma zorluğu, göğüs ağrısı oluşur, solunumun bozulmasını pnömoni izler. Nikele maruziyetin birdiğer önemli etkisi de alerjidir. Astım, ürtiker, eritem, kontakt dermatit oluşturabilir.

66 Ağır Metallerin TLV Değerleri

67 METAL ZEHİRLENMELERİNDE ANTİDOT KULLANIMI:
Ağır metaller toksik etkilerini fizyolojik fonk siyonlar için gerekli ligantlarla birleşerek gösterdikleri için, ağır metal antagonistleri olarak, metaller ile kompleks yapma yeteneği olan ve ligantlarla metal katyonlarının bağlanmasını önleyebilir veya tersine çevirebilir özelliği olan maddeler kullanılır (Şelat yapıcı maddeler).

68 Dimerkaprol (BAL): I.M. olarak (%10’luk yağlı çözelti) -100 mg/ml dozda 3ml’lik ampuller kullanılır. Arsenik, kurşun ve cıva zehirlenmelerinin yanı sıra antimon, bizmut, krom, kobalt, altın ve nikel gibi pek çok metal ile dayanıklı şelatlar oluşturabilir.

69 Kalsiyum Disodyum Edetat (Kalsiyum Disodyum Versenat):
%20 EDTA kalsiyum sodyum ; 10x2 ml ampuller halindedir. I.M. veya I.V. kullanılır. Özellikle kurşun zehirlenmesinde kullanılır. Renal toksisitesine dikkat edilmelidir.

70 D-Penisillamin: Wilson hastalığı ve kurşun, civa ve demirin vücuttan uzaklaştırılmasında etkilidir. Oral yolla etkilidir. Yetişkin dozu: g/gün (4 eşit dozda) allerjik reaksiyonlar oluşturabilir. (Anafilaksi, deri reaksiyonları, lökopeni)

71 2,3-Dimerkaptosüksinik Asit (DMSA):
BAL’ın suda çözünen bir türevidir. Çocuklar için oral yolla kullanılabilecek kurşun şelatörüdür. Oral yolla kullanılması ve yan etkilerinin olmaması nedeniyle EDTA’ya göre avantajlıdır.

72 Ağır metal veya kimyasal maddelerle çalışılan işyerlerinde veya bu gibi maddelerle çalışan personelde periyodik olarak; akciğer filmleri kanda kurşun idrarda fenol idrarda hippürik asit karaciğer fonksiyon testleri sedim yapılmalıdır.

73 Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
Proseste kimyasal madde ve çözücüleri (siklohegzanon, hegzan, toluen, ksilen, heptan,kurşun vs.) kullanan işçilerin kimyasal madde ve çözücüler yönünden laboratuar tetkikleri (kan-idrar) belli periyotlarla yaptırılmalı, etkilenmiş olanlar bu işlerden uzaklaştırılmalıdır. Bu tahlil sonuçları iş yeri hekimi veya periyodik sağlık kontrolü yapan hekim tarafından takip edilmelidir.

74 Yapılan risk değerlendirmesi sonucunda sağlık yönünden risk altında olduğu saptanan işçiler uygun sağlık gözetimine tabi tutulurlar. İşyerinde koruyucu önlemlerin alınmasında sağlık gözetimi sonuçları dikkate alınacak ve bu gözetimler özellikle; Belli bir hastalık veya sağlık yönünden olumsuz bir etkilenmeye neden olduğu bilinen tehlikeli kimyasal maddeye maruziyetin söz konusu olduğu, İşçilerin özel çalışma şartlarında hastalık veya etkilenmenin ortaya çıkma olasılığının bulunduğu,

75 İşçiler bu işe başlamadan önce bu durumdan haberdar edileceklerdir.
İşçiler üzerinde yapılacak tetkiklerin oluşturduğu riskin kabul edilebilir düzeyde olduğu, durumlarda yapılacaktır. İşçiler bu işe başlamadan önce bu durumdan haberdar edileceklerdir. Sağlık gözetimine tabi tutulan her işçi için kişisel sağlık ve maruziyet kayıtları tutulacak ve güncelleştirilecektir.

76 Sağlık gözetimi ve kişinin maruziyet düzeyi izleme sonuçlarının bir özetini ihtiva edecektir.
Sağlık gözetiminde biyolojik izleme ve gerekli incelemeler yer alacaktır. İleriki bir tarihte değerlendirilmesi açısından, sağlık ve maruziyet ile ilgili kayıtlar, gizliliği de dikkate alarak, uygun bir şekilde tutulacak ve muhafaza edilecektir. Kayıtların bir örneği, istenmesi halinde Bakanlığa verilecektir.

77 Sağlık gözetimi sonucunda; işyerinde tehlikeli kimyasal maddeye maruz kalan işçide, bu maddeden kaynaklanan tanımlanabilir bir hastalık veya olumsuz sağlık etkisi görülmesi veya biyolojik sınır değerin aşıldığının tespit edilmesi halinde, işçi durumdan haberdar edilecek ve kendisine yapılması gerekli sağlık gözetimi ile ilgili gerekli bilgi ve tavsiyeler verilecektir.

78 Kaynak İşleri; Kaynak işlerinde çalışanlar, kaynak dumanı yoluyla bir takım kimyasallarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunlar arasında nikel, krom, demir, aluminyum, çinko, kadmiyum, bakır, inorganik florür, azot oksit, ozon, karbonmonoksit, karbondioksit, helyum ve argon gazları sayılabilir.

79 Kaynak işlerinde çalışanlar, mor-ötesi ve gamma ışınları gibi iyonize olan radyasyonla, gürültü ve titreşimle, ısı ve yanıklarla da yüzyüze gelebilmektedirler.

80 Kansorejen madde; Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deriye nüfuz ettiğinde kanser oluşumuna neden olan veya kanser oluşumunu hızlandıran maddeleri kastediyoruz.

81 Mutajen madde: Solunduğunda , ağız yoluyla alındığında, deriye nüfuz ettiğinde, kalıtımsal genetik hasarlara yol açabilen veya bu etkinin oluşumunu Hızlandıran maddeleri kastediyoruz.

82 Kansorejen veya mutajen maddelerin güvenli şekilde
depolanması, taşınması veya işlem görmesi için bu maddeler açıkça ve görünür şekilde etiketlenmiş, sızdırmaz kapalı kaplarda bulundurulması yönetmelikler gereğidir.


"KİMYASAL RİSK ETMENLERİ ARGE EĞİTİM" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları