Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

İKTİSADİ KALKINMA MODELLERİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "İKTİSADİ KALKINMA MODELLERİ."— Sunum transkripti:

1 İKTİSADİ KALKINMA MODELLERİ

2 KALKINMA TEORİLERİ II. Dünya savaşına ıkadardahaçok gelişmiş ülkelerin sorunlarına dönük çözüm önerileri üretilirken; Savaş sonrası dönemde az gelişmiş ülkelerin problemlerine odaklanılmıştır. Zira savaş sonrasında pek çok koloni devleti özgürlüğüne kavuştu. Bu ülkeler, 19. ve 20 yy da bağlı bulundukları imparatorlukların ihmalleri yüzünden yoksulluk içindeydi. Kalkınma teorilerinin ortaya çıkışı esas olarak bağımsızlığını yeni kazanmış bu ülkelerin sahip oldukları yegane kaynak olan doğal kaynaklarını geliştirmek için ekonomistlerden almış oldukları tavsiyelere dayanır. larda bu tavsiyelerin kapsamı genişlemişi, Ekonomik dönüşümün kısa sürede nasıl gerçekleştirileceği, Tarım, sanayi, eğitim ve ulus.arası ticaretteki yanlışların nasıl düzeltileceği cevap arayan konular olmuşlardır. Azgelişmiş ülkeler içn kalkınma modellerine geçmeden önce klasik ve marx’ın yaklaşımlarına bakalım:

3 Klasik durgunluk yaklaşımı
Klasik iktisatçılar, İngiltere’de endüstriyel devrimin doğurduğu sosyal ve ekonomik değişimler yaşanırken, yaklaşık 50 yıl boyunca bu değişimi konu alan eserler verdiler. Değişimlerin konu edildiği bu eserler, bir anlamda kalkınma ekonomisinin de ilk işareti olarak kabul edilebilirler. Kalkınma ekonomisininöncülerinden sayılabilecel olan Arthur Lewis, Lord Bauer, Colin Clark ve W. Rostow çalışmalarında klasik disiplinin temellerinden esinlenmişlerdir.

4 Ticaret ve snayinin öenmi artmış ancak ingiltered e18 ve 19 yybıoyunca hala baskın bir tarım ekonomisi vardı. 19 yy boyunca ülkede feodal tarım kurumunun izleri süregelmiştir. Klasik ekonomistlerin altın çağı Avruğada demografik değişimle aynı zamana rastlar. İngiltere’de nüfus artmıştır: çünkü 1-Doğum ornaı arttı, 2-bebk ölümlerindeki düşüş, 3-irlandalıların göçü. Bu olağanüstü nüfus artışı da klasiklerin düşünceleri şekillendirdi.

5 Sabit miktarda toprak old varsayımı, :Malthusun nüfus baskısı ile kombine edilince klasikler, tarımda emeğin azalan dönüşlerinin yaşandığı DÜAL bir ekonomi modeli oluşiturdu. Gelecekle ilgili kötümser bir bakış açısı ortaya çıktı. 19. yy boyunca ingilterede gıda ve gıda dışı ürün tüketiminde önemli artışlar oldu. Elastik olmayan toprak arzı, gıda ve kira fiyatlarını, endüstriyel malların fiyatlarından daha hızlı artırıyordu. Bu ise düşük gelirli insanların yaşam malyetleri yükseltiyordu. Klasik iktisatçılar, Ekonomik değişimin yoksulluğu artırdığının farkındaydı.

6 19 yy. sermaye birikimi artıyor ancak gelir ve refah bölüşümünde eşitsizlikte artıyordu.
Özetle klasik iktisatçılar, günümüzün gelişen ekonomileribin karşılaştıkları pek çok durumla ilgilenmişrlerdir. Bu nedenle, kalkınma ekonomistlerinden bazıları, gelişen ekonomilerin ihtiuyaçlarına cevap verebilmek üzere klasik fikirleri tekrar gözden geçirmektedir. Ör: A. Lewis, Klasik kavramları kalkınma ekonomisne uyarlamada önemli ölçüde başarılıdır.

7 Marx’ın Tarihi Materyalizmi
Karl Marx’ın ( ) görüşleri, yaşadaığı dönemde batı avrupğadaki radikal değişmelerden olan Fransız devrimi ( ), endüstirleşme ve kapitalist üreitmi artması, politik ve işçi ayaklanmaları ve artan laik rasyonalizm doğrutusunda şekillendi. Firiklerini, tarihsel materyalizm isimli dünya görüşü ile ortaya koydu. Ekonomik analzilerinde Tarihi diyakektik (mantık esasları) yaklaşımına dayanır. Marksistler, klasik ve sonraki ortodoks ekonomik analizleri belirli bir zamnadaki gerçekleri gösteren bir FOTOĞRAF gibi kabul ederler; diyalektik yaklşaım ise FİLM şeridine benzer ve sosyal olaylara; nerede nasıl oldu, ne gibi değişimlere yolaçtığı bakış açılarıyla ele alır.

8 Marx’a göre tarih aşamalardan ibarettir. Bir aşama bitince diğer başlar.
İlkel komünizm (Asya tip üretim tarzı) Kölelik çağı Feodalizm Kapitalizm Geçici sosyaliz Pür komünizm 3 ve 4 numara diğerlerine göre daha sancılıdır.kapitlizmin çöküntiye uğramasıyla sosyalizme geçilir. Ardından herkesin retip bir havuza koyacağı ve ihtiyacı oranında tüketceği varsayımına dayanan PÜR KOMÜNİZM aşaması başlayacaktır.

9 Marx’a göre kapitalizm sürekli krizlere maruz kalır
Marx’a göre kapitalizm sürekli krizlere maruz kalır. Çünkü, piyasaların düzenli şekilde çalışması işçi sınıfının tüketim seviyesine bağlıdır. İşçi tüketimindeki artış ise, üretim seviyesindeki artıştan daha yavaş olur. Sonuçta atıl kapasite ortaya çıkar. Marx’ın tabiri ile gizli işsizler ordusu oluşur. Atrıca monopol artar, küçük işyeri sahipleri, el işi ile uğraşanalri, çiftçiler artık kendine ait bir mülke sahip olamaz. Ücretli çalışanlar ayaklanır ve sermayenin kontrolünü eline geçirir. Sosyalizmi ilan eder. Eleştiri: işçi ayaklanmaların sanayileşmiş batı avrupa ülkelerind eortaya çıkacağını öne sürmüş ancak işçi ayaklanmaları ilk kez Avrupanın en az kapitalist ülkesi olan Rusya’da meydana gelmiştir.

10 Tarihsel perspektifte hangi modeller incelenecek?
Rostow’un Aşamalar Yaklaşımı Rosenstein-Rodan’ın Büyük İtiş Gerschenkron’un Geri Kalmışlık Yaklaşımı Lewis’in İkili Yapı Nurkse’nin Fakirliğin Kısır Döngüsü Hirshman yaklaşımı

11 Walt Whitman Rostow (1916 - 2003)
Doğum yeri: Amerika Birleşik Devletleri Çalışma Alanları: Uluslararası iktisat, kalkınma ekonomisi Walt Whitman Rostow, Columbia üniversitesinde 1940’da başladığı kariyerine Oxford ve Cambridge üniversiteleri ile Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de devam etmiştir. Aynı zamanda Johnson döneminde “Birleşmiş Milletler Ulusal Güvenlik Danışmanı” olarak görev yapmıştır. Ekonomik kalkınma modellerinin en önemlilerinden olan Rostow Take-off modelini geliştirmiştir. Çeşitli Çalışmaları: "Investment and the Great Depression", 1938, Econ History Review "The Terms of Trade in Theory and Practice", 1950, Econ History Review "The Historical Analysis of Terms of Trade", 1951, Econ History Review The Process of Economic Growth, 1952. "The Take-Off into Self-Sustained Growth", 1956, EJ "The Stages of Economic Growth", 1959, Econ History Review The Stages of Economic Growth: A non-communist manifesto, 1960. How it All Began: Origins of the modern economy, 1975. The World Economy: History and prospect, 1978. Why the Poor Get Richer and the Rich Slow Down: Essays in the Marshallian long period, 1980. Theorists of Economic Growth from David Hume to the Present, 1990. The Great Population Spike and After, 1998

12 Safha teorisini ilk defa 1958 Cambridge de verdiği seminerler dizisinde dile getirmiş,
The Stages of Economic Growth: A non-communist manifesto, adlı e serind eise görüşlerini sistemleştirmiştir. Görüşleri, Marx’ıbn tarihi materyalizmine karşı alternatif olarak ileri sürülmüştür. Rostowa göre: her toplum gelişme sürecinde farklı 5 aşamadan geçer. Bugunun gelişmiş ülkeleri bu süreçleri kısmen yaşamıştır. En son (en gelişmiş aşamaya) ulaşan ilk ülke ABD’dir. Sosyalist ülkelerde dahil tüm ülkeler bu süreçten geçecektir. Az gelişmiş ülkelerde bu srüeçlerden geçecektir. Ancak sürecin şu an başlarında bulunmaktadırlar. Tek ayırım kriteri: gelişmiş ülkeler sürecin sonunda, az gelişmişler ise başında yer almaktadır.

13 Rostow’un Büyüme Teorisi
Ünite: 6 Rostow’un Büyüme Teorisi XIX. asır boyunca başlıca batı ülkeleri hızlı endüstrileşme süreciyle birlikte bir ekonomik kalkınmaya tanık oldular. Bir yandan ücretlilerin artışı ve işletmelerin artan bir şekilde yoğunlaşması, diğer yandan kitle tüketiminin ortaya çıkması batı ülkelerinin başarılı bir büyüme süreci yaşamalarına neden oldu. Rostow, batı ülkelerinin yaşadıkları deneyimlere bakarak en endüstriyel ülkenin kalkınma düzeylerine ulaşmak için ülkelerin peş peşe bazı aşamaları geçmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. 13

14 Rostow’un iktisadi gelişme sürecinde her toplumun geçeceğini varsaydığı 5 safha
Geleneksel toplum safhası (traditional society) Kalkış öncesi hazırlık aşaması (pre-conditions for take-off) Kalkış safhası (yada hızlı kalkınma safhası) take-off Olgunluk safhası (yada olgunluğa gidiş) drive to maturity Kitle tüketim çağı (the age of high mass-consupmtion)

15 Rostow’da Kalkınma Sürecinin Aşamaları
1. Geleneksel aşama

16 Kullanılan teknoloji ilkeldir. Kişi başına gelir çok düşük düzeydedir.
Ünite: 6 Geleneksel Toplum Aşaması: Bu aşamanın özelliği, toplam üretim içinde tarımsal ürünlerin ağırlığının fazlalığıdır. Kullanılan teknoloji ilkeldir. Kişi başına gelir çok düşük düzeydedir. Bu aşamada tarımsal ekonomiler bir durgun dengede kalmaktadır. Dışsal olumsuz ekonomiler ve teknolojik değişmenin olmaması nedeniyle ekonomik büyüme çok sınırlı düzeyde kalmaktadır. 18.yy. öncesi devir önceki devir (yada Newton ( ) öncesi dönemi kapsar) Newton ile insanların doğayı sistemli bir şekilde üretim amacıyla kullanmaya başladıkları bir tarih dönemi kastedilir. Bu döneme örnek olarak: Çindeki hanedanlar, Ortadoğu ve Akdeniz medeniyetleri, Ortaçağ Avrupası 16

17 Rostow’da Kalkınma Sürecinin Aşamaları
2. Kalkış Öncesi Hazırlık Aşaması

18 Rostow’un Büyüme Teorisi
Ünite: 6 Rostow’un Büyüme Teorisi Kalkış Öncesi Hazırlık Aşaması: Bu aşama, büyümeye başlangıç koşullarının hazırlandığı dönemdir. İç dinamikler: Bir yandan tarım sektöründe özellikle yeni teknikler sayesinde bir artı değer oluşmaktadır. Dış dinamikler: Diğer yandan daha gelişmiş ülkelerin uyguladıkları dış baskılarla, ülkede zihinsel gelişme olmakta, eğitim düzeyi yükselmekte ve bankalar gibi yeni kurumlar kurulmaya başlamaktadır. 18

19 Batı Avrupada 17. yy sonu ve 18 yy başlarında dnya pazarlarını tek taraflı genişlemesi, ve bu pazarlarda hakimiyeti ele geçirebilmek için yapılan rakebetin getirdiği dinamizmin sonucunda oluşan teknolojik gelişmelerin tarım ve sanayiye uygulanmasıyla HAZIRLIK ALTYAPISI tamamlanmıştır. Pek çok açıdan en uygun durumda olan İngiltere, hazırlıkları tam anlamıyla tamamlayan ilk ülke olmuştur. Ayrıca, tasarrufları harekete geçiren bir müteşebbis sınıfı doğar. Buna ilaveten bankacılık sektörü gelişir. Bu aşama sırasında geleneksel toplum, düalist (ikili) yapılı bir topluma dönüşmektedir. Temelde geleneksel tarım ekonomisi koşulları içinde olan tarım sektörüyle birlikte bir modern sektör oluşmaya başlamaktadır. Ancak tarım hala ekonomide ağırlıklıdır. Baskındır. (istihdamın %75 tarım.) Başarılı bir geçiş safhasının temel ŞARTI: yatırımların artırılmasının yanı sıra, TOPRAK başata olmak üzere o zamana kadar kullanılmayan yeniliklerin uygulanması ve bu surette üretim artışının imkan dahiline sokulmasıdır. Özellikle tarım kesiminde yenilikler uygulanmada ve bu kesimde üretim artırılmadan bir geçiş safhası geçirmek mümkün değildir.

20 S:Tarım sektörü neden bu kadar önemlidir?
1. Artan nüfusu doyurmak, döviz kaybına yol açacak gıda ithalatına müracat etmemek 2. Bu sayede sermaye birikimine katkı sağlamak 3. tarımsal gelirlerin artmasıyla, vergi gelirlerinde de makul bir artış sözkonusu olabilir. (bu vergi gelirleri ile hazırlık aşamasında devletin üzerinde düşen faaliyetler finanse edilebilir) 4. Tarım kesiminde elde edilen gelir fazlasının önemli bir kısmı, modern kesimin finansmanında kullanılabilir. (19. yy da Japonya ve Rusya’da tarım ve toprak reformunun teme gerekçesi, altypı ve modern sektörün finansmanına katkı sağlamaktır)

21 S: Başarılı bir geçiş sürecinin ne gibi özellikleri vardır?
Altyapı, (ulaştırma vb.) diğer değişimler (sosyal, siyasal, psikolojik) Devlete düşen görevler

22 1-Altyapı (Ulaştırma vb): Geçiş sürecinde altyapı büyük önem arzeder (sabit sermaye yatırımları&ulaştırma yatırımları vb.) Bu yatırımların özellikleri nelerdir? 1. geri dönüşümü uzun vadeli. Amortismanı uzun vadeli 2. harcama bir defalıktır 3. getirinin doğrudan ve dolaylı olumlu etkileri vardır. (topluma dolaylı etkiler) Bu faktörlerden dolayı, özelden ziyade kamu eliyle yapılmalıdır. Abd gibi son derece kapitalist bir toplumda bile, kalkışa hazırlık aşamasının yaşandığı döneminde devlet&mahalli idareler bu tür yatırımları üstlenmiştir.

23 2- Diğer Değişimler Sosyal, siyasal ve psikolojik değişimlerdir.
Öncelikle modern bir sanayi toplumu kurmayı hedefleyen ELİt bir TA:BAKA yada LİDER (ler) ortaya çıkmalıdır. Siyasal anlamda ise, ETKİLİ bir merkeziyetçi MİLLİ devlet kurulması da Geçiş (kalkışa hazırlık) safhasının en önemli tarafını temsil eder. Almanya’da bu şieski nefretlere ve müstakbel ümitlere dayanan bir milliyetçilik akımı yapmıştır. Frakfurt’ta ihtilalini yapan ve Alman kalkınmasının başlangıcını gerçekleştirecek çatıyı KURAN kuvvetin Alman milliyetçiliği od. Kabul edilir..

24 3-Devlete düşen görevler
Mevcut kaynakları modernelesme yoluna aktarabilecek bir VERGİ sistemi ve mali sistem kurmalı Hükümet, milil politikalaırn uygulandığı tüm sahalarda faaliyetlerde ekonominin ve toplumun modernelşemesine odaklamalıdır.

25 3. Kalkış Safhası (Take-off )

26 Ünite: 6 Kalkış Aşaması: Bu aşamada, toplum kendi düzenli büyümesine karşı koyan engelleri devirmektedir yıl süren bu dönemde teknik ilerleme, tarım sektörüne ulaşmaktadır. Diğer yandan yeni endüstriler gelişmekte ve bu süreç geri kalan ekonomi üzerinde sürükleyici bir etki yaratmaktadır. Ekonomiler artık büyümeyi artan yatırımlara ve sürükleyici endüstrilere bağlı olarak normal ve kalıcı bir olgu olarak görmeye başlamaktadır. 26

27 Modern toplumların tarihindeki en önemli aşamadır.
İktisadi gelişmeyi gerçekleştirien güçler bu safhada gelişir ve topluma hakim olur. S:Bu aşamada neler değişir? Tarımda yeni teknik kullanımı artar Yeni sanayi kolları ortaya çıkar ve süratle gelişir Yeni müteşebbis sınıfı gittikçe büyür Modern gelişmeyi teşvik eden ve buna uyum sağlayan yeni bir sosyal ve politik kadro ortaya çıkar.

28 Kalkış aşamasının Tanımı (Göstergeleri)
Geniş bir açıdan bakılınca, kalkış safhası sınai devrim terimi ve tanımıyla büyük oranda örtüşür. Kalkış aşamasının olmazsa olmaz şartları nelerdir? 1. Kuşkusuz ekonomide yatırımların yapılabilmesi için tasarrufların GSMH içindeki payı % 5'ler, % 10’lar ve hatta daha yüksek bir düzeye ulaşmaktadır. 2. gelişmede öncü rol oynayabilecek, yüksek gelişme hızı gösteren bir yada daha fazla İMALAT sanayi kolunun ort.çıkması 3. modern gelişmeyi teşvik edecek, tasarrufları etkin bir şekilde yönendirebilecek SİYASİ, POLİTİK, İDARİ BİR yapılanma ve kadro ortaya çıkmalıdır. İngiltere ve Japonya vd. ülkelerde kalkış aşamasında hiç sermaye ithal edilmedi. ABD, Rusya ve Kanada’da uzun süre yabancı sermaye ithal edildi.

29 Birinci dereceden gelişen sektörler
KALKIŞ AŞAMASI GENELLİKLE; Bir yada daha fazla sanayi kolunda Ada bazı ekonomiik faaliyet kollarında hızlı bir gelişmenin gerçekleştirildiği, Bir kesim yada kesimlerin öne çıkarak ekonominin tamamının gelişmesinde rol oynadığı görülmektedir. Sürükleyici sektörün illa ki sanayiden çıkması şartı yoktur. Tarımsal hammaddeler, tarımsal tüketim maddeleri, ihracat gibi kollar da bu etkileşimi sağlayabilir. Gelişme sürecindeki etkileri itibariyle bir ekonominin sektörleri 3 temel gruba ayrılabilir: Birinci dereceden gelişen sektörler Tamamlayıcı gelişme halindeki sektörler Tali derecede gelişen sektörler

30 1.Birinci dereceden gelişen sektörler (Uyarıcı&Önderlik edici)
Yeni ele alınan yada, henüz keşfedilen kaynakların kullanılması Yada yenilik yapma imkanları, Yüksek bir gelişme hızına sebebiyet verir ve diğer sektörleri harekete geçirir 2.Tamamlayıcı gelişme halindeki sektörler: Birinci derecede gelişen sektörlerdeki ilerlemenin direkt yada dolaylı etkisine bağlı olarak hızlı bir gelişme süreci görülür. ÖR: demiryollarındaki gelişme neticesinde, kömür, demir ve makine sanayi üzerinde uyarıcı etkide bulunması 3.Tali derecede gelişen sektörler: Bu sektörler, gelir, nüfus, sınai üretim artışı ve diğer bazu alanlardaki gelişmelelerle yakın ilişki içerisindeki sektörlerdir. Nüfus artışı sonrası, gıda ve konut piyasası ilişkisi gibi.

31 Rostow’un lider sektörünün özellikleri
Lider olacak sektörün ürettiği ürünün piyasası hızla genişleyebilmelidir Lider sektör ikincil piyasa genişlemeleri yaratabilmelidir (diğer sektörleri etkileyebilmedlir) Kârların yeniden ilgili sektöre yatırılmasını olanaklı kılacak, sürekli bir sermaye arzı söz konusu olmalıdır Lider sektöre yeni üretim fonksiyonları yani teknolojik ilerleme girebilmelidir

32 Kalkışta önderlik eden bazı sektörler
Pamuklu dokuma, Demiryolu, Askeri maddelere dayanan ağır sanayi Kereste Selüloz Çiftlik ürünleri Çok çeşitli tüketim maddeleri, Bunlardan En fazla etkili olan demiryolları inşaasıdır

33 Demiryolu inşaatı Demiryolları inşaası, ABD, Fransa, almanya, Kanada, Rusya vb ülkelerde kalkış safhasında hayati bir rol oynamıştır. Ayrıca İsveç ve Japonyada kısmen etkili olmuştur. S: demiryolu inşaası neden önemlidir? 1. Ulaştırma masrafları azalmış, yeni mamüller ve sahalar ticarete dahil edilmiştir. A. Smith’in öne sürdüğü gibi piyasaların genişlemesi fonk. icra etmiştir. 2. bu sayede ihracaat sektörü doğmuş ve gelişmiştir 3. Demryolu inşaası, modern anlamda demir, kömür ve makine sanayilerinin doğmasına ve gelişmesine yol açmıştır. NOT: kalkış için gerekli ön şartlar (idari, sosyal ve siyasi altyapı tesisi gibi) sağlanmadığı bir ortamda, demiryolu inşaatları olsa bile ülke gelişme (take-off) sürecine giremeyecektir. Ör hindistan, Çin 1985 öncesi Kanada, 1914 öncesi Arjkantinde old.gibi. (demiryolu lşebekesi kendi başına kalkış aşamasını başlatmayı başaramamıştır.)

34 Diğer Lider Sektörler Hammadde üretimi , gıda maddeleri:
İsveç’te kereste sanayi ve ardından kağıt hamuru sanayne geçiş, Danimarka’da 1873 sonrası çiftik üretimine dönüş Bunlar hem döviz getirmiş hem de sanayii sektörünün gelişmesine katkı sağlamıştır Japonya ipek ipliği ihracatı Öte yandan: tüketim maddleri ithal edilmesi yerine yurt içinde üretilmeye başlanması (ithal ikameci strateji) Avustralya, Arjantin, ve Türkiye gibi ülkelerde kalkış aşamasında etkili rol oynamıştır

35 Kalkış aşamasını başlatan Faktörler ve süre
1. ABD, Avustralyai İsveç: gelişme dar bir süreçte başladı. Bu safha için sosyal yada politik bir değişme gerekli olmamış, daha önce kullanılmayan doğal kaynakların kullanımı yeterli olmuştuır. 2. Bazı ülkelerde ise Kalkış, sosyal ve politik devrimle olmuştur: 1848 Almanya, 1868 Japonya Meji Restarosyanu Hindistanın bağımsızlığa kavuşması Çindeki komünist zaferi

36 1848 Almanya Devrimi

37 1868 Meiji Restorasyon Dönemi

38 1848 Devrimleri 1848  yılında Avrupanın  çeşitli ülkelerinde ortaya çıkan ayaklanma, devrim ve özgürlük hareketleridir. Özellikle İtalya, Almanya, Fransa,Avusturya, Polonya, Romanya ve Macaristan  bu dönemde büyük sarsıntılar geçirmiş; dönemin diğer büyük güçleri olan Rusya, Osmanlı, UK,  ve Hollanda ise bu olaylardan nispeten etkilenmemişlerdir. NEDENLERI: 19. yy. ortalarına gelindiğinde Avrupa'da Sanayi Devrimi  büyük ölçüde tamamlanmış, sanayicilerin ve şirketlerin gelirlerinde büyük bir artış görülmesine karşılık köylerde ve kentlerde yaşayan fakir halk bu zenginlikten nasibini almamıştı. İşçiler  günde saat çalışıyorlar, sağlıksız ve kirli konutlarda zor koşullarda yaşamaya devam ediyorlardı. Köylerde artan nüfus işsizliğe ve toprak yetersizliğine yol açmış, alt yapının yetersiz kalmasına neden olmuştu. 1845 ve 1846 hasat mevsimlerinde Belçika ortaya çıkarak diğer Avrupa ülkelerine yayılan Patates Hastalığı (Phytophthora infestans') Avrupa’da büyük bir açlık salgınına yol açmış toplumun yoksul kesimlerinde büyük bir tatminsizlik duygusuna neden olmuştu. Aynı yıllarda Alman Karl Marx  ve Friedrich Engels'in birlikte yazdığı ve 1 Şubat 1848 tarihinde yayınlanan Komünist Manifesto özel mülkiyeti bir devrimle ortadan kaldırarak sınıfsız ve devletsiz bir toplum düzenini gerçekleştirmesi gerektiğini iddia etmekteydi. Bu koşullar altında devrim düşüncesi toplumun çeşitli kesimlerinde çok sayıda taraftar bulmuş ve sonunda1848 yılında bu devrimler bütün şiddetiyle patlak vermiştir.

39 1947 Hindistan’ın bağımsızlığını ilan etmesi

40 3. Teknolojik yenilikler: Demiryolu inşaatı vb.
4. Yeni dış tic.sahalarının bulunması & dış tic.şartlarının ülke lehine çevrilmesi. 1860 sonrası İngiltere ve Fransa pazarlarının İsveç kerestesine açılması Dış tic.şartlarını ülke aleyhine dönmesi: Bunun neticesinde İthal ikameci politiklalar uyg. ( arasında dış tic.hadlerinin alyhe dönmesi ve svaş sırasında dış tic.geirilen kısıtlamalar. )

41 Kalkış aşamasına giren ilk ülke İngiltere’dir. Bu harekette,
İngiltere’nin 17 yydan beri Roma kilisesinden ayrılma gayretleri İspanya, Holland ave Fransa ile ekonom, askeri ve pol.mücadeleleri, Elizabeth devri ile bu ülkede yeni milliyetçilik bilincinin doğmasına neden olmuştur. Ayrıca buhar makinesinin de uygulanmasıyla demir- çelik sanayisi gelişmiş, dokuma sannayi kurulmuş, ve dış ticaret ile beslenebilmiştir.

42 Gelişmiş Ülkelerin Take-Off Tarihleri
Büyük Britanya Fransa ABD Almanya İsveç Japonya Rusya Arjantin 1935 Türkiye Çin 1952-…. Hindistan 1952-… Türk ekonomisi: yılları arsında gerçekleştirilen sanayileşme faaliyetleri söz konsudur. Ancak bu politika, takip eden yıllarda sürdürülememiştir. Sanayi ve dışa açıklık at başı olarak ilerlememiştir.

43 Kalkış safhası sonrası uzun ve kuvvetli bir safhaya girilir.
Olgunluk Aşaması: Kalkış döneminin sona ermesinden aşağı yukarı 60 yıl sonra başlayan olgunluk aşaması boyunca yeni teknolojiler yeni endüstrilerin gelişmesine izin verirken, diğer sektörler bazı güçlüklerle karşılaşmaya başlamaktadır. Kalkış safhası sonrası uzun ve kuvvetli bir safhaya girilir. 43

44 Yeni modern sektörler hamle yaparak kalkış aşamasında öncü rolü oynayan sektörlerin yerini alır.
Ör: kalkış sürecinde demryolu inşaasıyla gelişme gösteren demir- kömür ve ağır makine sanayi, Olgunluk aşamasında yerini çelik, gemi inşaatı, kimyevi maddeler, elektrik ve modern makine sanayilerini bırakır.

45 Olgunluğa geçiş İngiltere 1850 ABD 1900 Almanya 1910 Fransa İsveç 1930
Japonya 1940 Rusya 1950 Kanada

46

47

48

49

50 Olgnluğa geçişte hakim sektörleri tayin eden şey sadece teknolojinin gelişmesi değil, bunun yanı sıra Doğal kaynakların durumu, Kalkış safhasının karakteri ve onun harekete geçirdiği kuvvetler, Ve bir dereceye kadar izlenen hükümet politikalarıdır.

51 Olgunluk Safhasındaki Etkin Sektörler ve Ülke Örnekleri
Kalkıl safhasının öncü rolündeki sektörler, olgunluk aşamasında yerini kendilerinin devamı niteliğinde olan yeni gelişen sektörlere bırakır ve yeni sektörler ekonominin gelişme hızını tayin eder. İngiltere: Kalkış aşamasında etkin rol oynana faktör pamuklu dokuma sanayindeki süratli gelişmeler ve bunu diğer sektörler üzerinde meydana getirdiği dolaylı ve dolaysız etkilerdir. Bu etkiler arasında pamuk eğirme makinelerinin icadı, buharlı makinenin ıslahı, dönemindeki büyük demiryolu hareketi gibi birbirinden farklı ancak aynı zaman dilimine rastlayan gelişmeler sayılabilr

52

53

54 ABD, Almanya, Fransa: Demiryolları etkin rol oynamıştır. Modern çelik sanayinin kurulması demiryllarının bir sonucudur. Çelik sanayi, Batı varupa ve Amerikada demiryolu hareeketinden sonra olgunluğa geçişin seöbolü haline gelmiştir.

55 İsveç: Kalkış şamasında kereste ihtacatı ve demiryolu etkildir.
1890 da başlayan olgunluğa geçiş dönemi bi krizin neticesi olarak kabul edilir. Zira, yatırım sürecinin bir gereği olarak her sektörde yaşanan gelişmenin bir sınırı vardır. Nitekim İsveç’te böyle olmuştur. Kalkış aşamasındaki temel sektörler gelişmelerini tamamlamışlar ve onların etkileriyle yeni faaliyet kolları gelişmiştir. Bu yeni faaliyet kolları: keresteden kağıt sanayine; plansız bir inşaar tahtası ihracatından planlı bir ihracata; pik demir üretiminde yüksek kaliteli çelik ve makine sanayine doğru bir hamle yapmış. Çok yükske kalitede elektrik makineleri sanayi için zemin hazırlamıştır.

56 Volvo Group'un tarihi 1927'ye kadar uzanmaktadır
Volvo Group'un tarihi 1927'ye kadar uzanmaktadır. Bu tarihte ilk Volvo arabası İsveç, Göteborg'daki fabrikadan çıkmıştır. O yıl ancak 297 araba üretilmişti. "Serie 1" adıyla tanınan ilk Volvo kamyonu Ocak 1928'de fabrikadan çıktı ve çok kısa sürede ülke dışında da dikkatleri üzerine çekti. 1930'da Volvo 639 binek araç sattı. Bu tarihten başlayarak Avrupa'ya kamyon ihracatına da başladı. Arabalarının uluslararası pazara çıkması ise ancak II. Dünya Savaşı'ndan sonra oldu

57 Japonya: arası 60 yıllık bir dönemde, son derece çalışkan bir millet dokusu oluşturulmuş; modern tek.kulanarak sınırlı kaynaklardna max fayda elde edilmiştir. 20. yy ilk 40 yılında sanayide yapısal değişim sağlanmıştır. Özellikle I. Dünya savaşının etkisiyle suni gübre, çelik, elektrik makineleri kollarında zorunlu gelişmeler olmuştur. Fransa ve Almanyadan 30 yıl; isveç’ten de 10 yıl sonra, 1940 yılında oldun bir ekonomi niteliği kazanmıştır.

58 Rusya: Kalkış safhasına hazırlık, Çar Peronun modernleşme düşüncesiyle başlattığı batılılaşma hareketlerine kadar uzanır. Ancka geleneklerine tkisiyle Rus toplumu çok ağğır bir gelişme sergilemiştir. 1861 da serflere hürriyet verilmesi ve altyapının oluşturulup modern sektörün temellerinin atılmasıyla 1890 de kalkış aşamasına girilmiştir. Bu tarihlerde dünya hububat fiyatlarındaki artış ülkenin kaderini etkilemiştir arasında İrlandadaki patates kıtlığı, arasında Amerika ve Batı Avrupadaki hububat kıtlığı, Rusya’da demiryollarının gelişmesind etkili omuştuır. Rusya’yı I. Dünya savaşı öncesinde ekalkışa geçiren faktör, demiryolları ve diğer sektörler üzerinde etkiliolmuıştur. Bu devredei demir, kömür, makine sanayi ve dokuma sanayi kurulmuş ayrıca Bakü’de petrol sanayi gelişmiştir.

59 Olgunluk Sahfhasının Karakteristik Özellikleri:
1-Olgunluğa giriş döneminde sektörlerin yada bölgelerin tümü aynı gelişmişlik düzeyinde olmayabilir. Böyle bir zorunluluk yoktur. Ör: Fransada olgunluk döneminde bazı sektörler ve kırsal kesim modern tek.kullanmaktan oldukça uzaktı. Japonya’da 1940’lı yıllarda işgücünün büyük bir kısmı tarımda istihdam ediliyordu. Rusya’da işgücünün % 40 tan fazlası tarım sektöründe idi. Tarım, dokuma sanayi ve diğer tüketim maddeleri sanayi kollarında modern tek.henüz kullanılmıyordu.

60 2-Ülke çok iyi bir yönetici yada lider kadrosuna sahiptir.
1815 sonrası İngiltere, İç harpten ( ) sonraki Amerika 1870 sonrası Bismark Almanyası, lerin Japonyası, Beş yıllık planlara göre idare edilen Stalin Rusyası ( )

61 Stalin Rusya’sı - Bismark Almanya’sı

62 3-Olgunluk döneminde, kentli nüfus artar
3-Olgunluk döneminde, kentli nüfus artar. İşgücünün niteliğindeki artış, kentli ailelerden kaynaklanır.

63 Rostow’da Kalkınma Sürecinin Aşamaları
5. Kitle Tüketimi aşaması

64 Kitle Tüketimi Aşaması:
Toplum artık arz yerine taleple, üretim yerine tüketimle, bir adım dah aileriye gidersek tüketim yerine REFAH MAX ile ilgilenr. Üreitm daha çok dayanıklı tüketim malz. Doğru kayar. Kentleşme artar. Kitle tüketimi aşamasında, üçüncü sektör ve dayanıklı tüketim mallan üretimi gelişmekte ve ekonomik büyümede hizmetler temel rol oynamaya başlamaktadır. Kitle tüketim çağı, bir ideal sürecin sonu olarak görünmektedir. Daha önce endüstrileşmiş ülkelerce ulaşılan bu aşamaya şimdi gelişen ülkeler ulaşmaya başlamaktadır. 64

65 Gelişme sürecini tamamlamış olan bu safhada toplumlarda çeşitli hedefler ortaya çıkar:
1-Dış pol.ve askeri alanda üstünlük sağlama çabası 2-Ekonomik hedeflerin yanında sosyal hedeflere odaklanılması Olgunluk safhasına ilk giren ülke ABD’dir. H.Ford’un kitlevi otomobil imalı bu safhanın başlangıcı sayılır. ( ) Batı Avrupa ve Japonya bu safhaya larda girmiştir. S: Avrupa bu safhaya neden geç girmiştir? 1-I.Dünya savaşının olumsuz etkileri, krizinin atlatılabilmesi için zamana ihtiyaç duyulması, 3-diğer sebepler.

66 2-KISIR DÖNGÜ TEORİLERİ
KAPALI ÇEMBER Teorisi olarak ta bilinir. Kökeni klasik iktisatçılara dayanır. Bu yaklaşım, hem arz hem de talep yönünden değerlendirmeler yapılarak, az gelişmiş ülkeler için bir çok konuda KISIR DÖNGÜLER tespit eden singer ve R. Nurkse tarafından kalkınma literatürüne kazandırılmıştır. Neden sonuç ilişkisi vardır. Açıklayıcı değişken aynı zamanda açıklanan değişkendir. Nereden başlanırsa başlansın, bir sonraki faktörü olumsuz etkileyen süreç sonunda yine OLUMSUZ başlangıç noktasına dönülür.

67 Varsayımları: Döngü bir noktadan başlar ve yine o noktaya zorunlu dönüş yapar. Faktörler arası etkileşim tek yönlüdür Bir faktörü sadece bir diğer faktör etkiler

68 Klasiklerde Kısır Döngü:
A.Smith: Sınırlı işbölümü…..düşük verimlilik……düşük kar….yetersiz serm.birikimi,….sınırlı Pazar…..sınırlı işbölümü

69 2.1. YOKSULLUK KISIR DÖNGÜSÜ Ragnar Nurkse (1907 - 1959)
Doğum yeri: Estonya Çalışma Alanları: Uluslararası iktisat, uluslararası finans, kalkınma ekonomisi 1907 Estonya’da doğan Nurkse, 1930’larda Kanada’ya göç eder. Edinburg üniversitesinden mezun olduktan sonra, bir süre Viyana üniversitesinde de çalışan Nurkse, arasında Uluslar Topluluğunda (League of Nations), 1945’den ölümüne kadar Columbia üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Nurkse dengeli büyüme doktrinini ilk ortaya atan iktisatçılardandır. Çeşitli Çalışmaları: "The Schematic Representation of the Structure of Production", 1934, RES Conditions of International Monetary Equilibrium, 1945. Problems of Capital-Formation in Underdeveloped Countries, 1953. Patterns of Trade and Development, 1959. Equilibrium and Growth in the World Economy, 1961.

70 Nurkse’nin Fakirliğin Kısır Döngüsü
başlangıç

71 Bir ülke fakir olduğu için fakirdir.
En çok kullanılan kısır döngü teorisidir. Bir ülke fakir olduğu için fakirdir. Ragnar Nurkse

72 Fakirlik Çemberinin Kırılması
Ünite: 5 Fakirlik Çemberinin Kırılması Gelişmemenin temel teorik dayanağı fakirlik esasına dayandırılarak kapalı bir çember içinde düşünülmektedir. Bu görüşü elle tutulur hale getiren R. Nurkse, hem arz hem de talep yönünden geliştirerek aşağıdaki şekilde olduğu gibi açıklamaktadır. 72

73 Arz yönünden: Düşük kişi başı sermaye……işgücü veriminin düşük olması…düşük gelir (başlangıç noktasına geldik) Talep yönünden: Gelirlerin düşük olması…..toplam talep düşüklüğü….müteşebbislerin yatırım düşüklüğü…..düşük verimlilik……düşük gelir (başlangıç noktasına geldik) 73

74 S:Fakirlik Çemberi nasıl kırılabilir?
Fakirliğin kapalı çemberinin kırılması, gelişme sorunları içinde en önemli olanı sayılabilir. Kökleri sosyal ve kültürel birikimlere dayanan bu olgu, toplumun fakirlikten kurtulması için çeşitli çarelere başvurmasını gerektirir. Tasarrufların arttırılması (hem iç hem de dış tasarrufların, yani, yabancı sermaye yatırımları, dış yardımlar v.s. vasıtasıyla), tüketim malı üretimi yerine ara ve yatırım malları üretimine geçiş çabaları, verimliliğin tüm alanlarda arttırılması, çemberin bir noktada kırılmasına ilişkin tedbirler olarak ele alınabilir. Bunların daha detaylı incelemelerinde; sermaye/hasıla oranı, gönüllü ve cebri tasarruf, nüfus hızı düşürme gibi unsurları kontrol etmek gerekmektedir. 74

75 Fakirlik Çemberinin Kırılması
Nüfus artış oranının azaltılmasının ekonomik büyüme ve sonrasında kalkınmayı sağlayacağı görüşü, günümüzde geçerliliğini yitirmiştir. Zira Çin Halk Cumhuriyeti, bu görüşü destekleyen en iyi örnektir. Günümüzde İnsan Kaynağı, üretim faktörleri içerisinde elastikiyeti en yüksek olan ve verimliliğe en çok katkısı olan unsurdur. Nüfus artış hızının yavaşlatılması yerine, sahip olunan bu zenginliğin iyi eğitilmesi ile bir ülkenin kalkınması çok daha hızlı ve kalıcı olabilecektir. 75

76 2.2 Diğer Kısır Döngü Yaklaşımları
Sağlık alanında kısır döngü: Yoksulluk…yetersiz beslenme…çalışma gücünün azalması…düşük verimliik…düşük gelir..yoksulluk Eğitim alanıda kısır döngü Yoksulluk…yetersiz eğitim..düşük verim…düşük gelir…yoksulluk

77 Kısır döngü teorilerinin irdelenmesi
1-Döngünün başladığı yere tekrar dönmesi varsayımı eleştiriliyor 2-Bazı önemli değişkenler göz ardı edilmiştir: İnsan iradesi, tarihsel süreç vb 3- 77

78 3-Yapısal Değişim Modelleri
Az gelişmiş ülkelerde Düal bir yapı vardır. Geleneksel ve Modern. Yapısal değişim ile kastedilen, toplam çıktı, talep, istihdam, X ve M deki meydana gelen değişikliktir. Bu modeller içinde öne çıkan Arthur Lewis’in sınırsız emek arzı ile kalkınma olarak biline teorik modelidir.

79 A.Lewis 'in "Sınırsız Emek Arzı İle Kalkınma" Modeli
Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun çoğunun gizli işsiz olduğu tarım sektörü, sanayi sektörüne işgücü arz eden bir depo görevi görür. Tarım sektöründen sanayi sektörüne aktarılacak işçiye ödenecek ücretin en az geçim düzeyinin biraz üzerinde olması gerekir. En az geçim ücreti dolayında bir ücret için EMEK ARZI SONSUZDUR. Sanayi sektöründe, sermaye birikimi arttıkça gerekli olan emek, sınırsız olarak temin edilebilir. 79

80 İstihdam artışının gerçekleşmesi, sermaye birikimi artışına bağlıdır.
Sermaye birikimi ise üretimin kar ile ücret arasındaki bölüşümüne bağlıdır. A.Lewis'e göre KÂR, TASARRUFUN TEK KAYNAĞIDIR. Emeğin marjinal prodüktivitesi artarken, ücretler yükseltilmez ise, kar payı artışı ile sermaye birikimi hızlanır. Bu durumda tarımdaki gizli işsizler, sanayi sektöründe ücretli işçi niteliği kazanmış olur. 80

81 Ancak tarım sektöründen sanayi sektörüne işçi aktarmak kolaylıkla sağlanmaz.
Sanayi teknolojisinin vasıfsız işçiyi de istihdam edecek şekilde geliştirilmesi ile sermaye ve diğer üretim faktörlerinin hızla arttırılması durumunda tarım sektöründen emek transfer etmek kolaylaşır. Gelişmekte olan ülkelerin önemli bir özelliği nüfusun çoğunluğunun tarımda, daha az bir kısmının ticaret, ulaşım ve hizmet sektöründe, çok daha az bir kısmının ise sanayi sektöründe toplanmış olmasıdır. 81

82 Lewis modelinin irdelenmesi
Karların yeniden yatırımlara dönüşeceği kesin değildir. Az gelişmiş ülkelerde gösteriş hakimdir. Emek transferi sonucunda, tarım sektöründe ücretler yükselebilir. Sanayiye nüfus kaydıkça, kentte fiyatlar artar. Bu da ücretlerde artış yönünde baskı yapar. Bu eksiklikler, Lewis’in modelinin az gelişmiş ülkeler için geçerliliği konusunda tartışma yaratmaktadır

83 4-Uluslararası Bağımlılık Teorileri
Kalkınmayı İçsel faktörlerle ele alan Safha Teorisi ve Yapısal Değişim modelleri başarısız olunca (yeterli ilgiyi görmeyince) yeni arayışlar sözkonusu oldu. Bu yeni yaklaşım DIŞSAL faktörleri dikkate almıştır. Siyasal boyutları ağır basan bağımlılık modelleri, Marksist düşüncenin bir ürünüdür. Buna göre; Az gelişmişliğin mevcudiyeti ve devamı, ulus.arası kapitalist sistemin tarihsel evriminin bir sonucudur. Kapitailzmin nihai safhası olan emperyalizm medeniyle MERKEZ ülke ve ÇEVRe ülke olmak üzere 2 grup oluşmuştur. Merkez ülke zengin ülkeleri; çevre ülke fakir ülkeleri temsil eder.

84 Bu iki ülke grubunda elit tabaka arasında bir uyum vardır.
Tarihsel süreçte bağımlılığın dönemler itibariyle farklı şekillerde ort. Çıktığı görülür: 1-Koloniyal bağımlılık: ticari temeller üzerine oturan, doğal kaynakların sömürülmesi, 2-Finans ve endüstriyel bağımlılık: tüm ekonomik yönler anlamında bağımlılık 3-Teknolojik ve endüstriyel bağımlılık: II. Dünya savaşı sonrasında Çok Uluslu şirketleirn önderlğinde yapılan yatırımlar

85 Paul Rosenstein-Rodan (1902 - 1985)
Doğum yeri: Avusturya Çalışma Alanları: Kalkınma ekonomisi, pür iktisat teorisi, marjinal fayda, tamamlayıcılık, ihtiyaçlar hiyerarşisi. 1943 tarihli Economic Journal’de çıkan “Problems of Industrialization of Eastern and South-Eastern Europe” (Doğu ve Güney-Doğu Avrupa’nın Sanayileşme Sorunları) adlı makalesi, ekonomik kalkınma literatürünün adeta başlatıcısı olarak değerlendirilmektedir. Çeşitli Çalışmaları: "Marginal Utility", 1927, Handworterbuch der Staatswissenschaften "Das Zeitmoment in der Mathematischen Theorie des Wirschaftlichen Gleichgewichtes", 1929, ZfN "The Role of Time in Economic Theory", 1934, Economica "A Coordination of the Theories of Money and Price", 1936, Economica "Problems of Industrialization of Eastern and South- Eastern Europe", 1943, EJ "The International Development of Economically Backward Areas", 1944, International Affairs Disguised Underemployment and Under-employment in Agriculture, 1956. "International Aid for Underdeveloped Countries", 1961, REStat "Notes on the Theory of the Big Push", 1961, in Ellis, editor, Economic Development for Latin America

86 Dış kaynaklı kalkınmadan bahseden diğer önemli kalkınma teorilerinden biri de Rodan tarafından ortaya atılan büyük itiş (big push) teorisidir. Rodan’ın fikri, büyük itiş olarak tanınmış ve bütün üçüncü dünya ekonomilerinin problemlerine uygulanabilmesinden dolayı geniş çapta ilgi uyandırmıştır.  Rodan ekonomik kalkınmanın öncüsü olarak sanayileşmeyi görmüştür. Rodan’a göre sanayileşmenin Olması gereken modeli uluslararası işbölümünün hakim olduğu dışa açık sanayileşme modelidir.  Rodan’a göre planlı bir sanayileşmenin başlayabilmesi için yatırımlarda büyük itişin ortaya çıkması gerekmektedir. Bunun için ise sermaye birikiminin yeterli olması gerekmektedir. İşte bu noktada Rodan, yatırımlarını tasarruflarıyla karşılayamayan azgelişmiş ülkeler için dış yardımların gerekliliğini ortaya koymaktadır. Azgelişmiş ülkeler dışarıdan aldıkları yardımlar sayesinde durgun olan ekonomilerini büyüme sürecine geçirmiş olacaklardır.

87 DENGESİZ KALKINMA MODELİ:
Azgelişmiş ekonomilerin kalkınmasında statiklik söz konusu değildir. Bu ülkelerde kalkınma daha sert başlangıçlarla ve durgun bir ekonomi ile gerçekleşmektedir. Dönem dönem yaşanan dalgalanmalar, ekonomik şoklar ve hareketlilikler, dinamik bir yapıda devam etmektedir. 87

88 Hirschman’ın Dengesiz Kalkınma Modeli
Dengesiz kalkınma modelinin kurucusu Hirschman’dır. Hirschman azgelişmiş ülkelerde dengeli kalkınmanın söz konusu olamayacağını, zira o denli büyük kaynaklara sahip olan bir ülkenin zaten gelişmiş bir ülke olması gerektiğini belirtmektedir. Burada kaynak kıtlığı yanında müteşebbis kıtlığı da dengeli kalkınmaya ENGEL olarak görülmektedir. Hirschman modelinde, kalkınma süreci birbirini takip eden bir dizi dengesizliğin yer aldığı dinamik bir süreç olarak ele alınmaktadır. 88

89 Hirschman’ın Dengesiz Kalkınma Modeli:
Bir ülkede yetersiz sermaye birikimi varsa, elde var olan kaynakların çok etken kullanılması gerekir. «Tek bir mermin var, onu da boşa kullanma, etkili kullan» «Ekonominin bazı sektörlerine öncelik verilip, yatırımların bu sektörlere kaydırılması esastır.» Hirschman’a göre elde var olan ve zaten kıt olan sermaye birikimi , ekonomide çok büyük bir etkinlik yaratacak TEK BİR SEKTÖRE AKTARILMALIDIR. Yani öyle bir sektör seçmeliyiz ki , bu sektörde meydana gelen gelişme, zincirleme olarak ekonomideki diğer sektörleri de etkilesin ve geliştirsin. Hirschman, bu sektörü ÖNCÜ SEKTÖR olarak adlandırmıştır. 89

90 Örneğin öncü sektör olarak otomotiv sektörü seçildiğinde, bu sektörde meydana gelen gelişme bir çok sektörü de beraberinde geliştirir. Hirschman’a göre devlet, kalkınma için ekonomide sürekli olarak dengesizlik yaratmalıdır. Yani devletin amacı ekonomide dengeyi değil, dengesizliği sağlamak olmalıdır. Devlet DPT’yi(Devlet planlama teşkilatı) kurar ve ve DPT sektörler arasından öncü bir sektör seçer. Daha sonra bu öncü sektöre ağırlık verir. Örneğin 1970’lerde Türkiye’de Tekstil öncü sektör olarak seçilmiştir da yapılan yeni araştırmada öncü sektörün hala tekstil olduğu görülmüştür. 90


"İKTİSADİ KALKINMA MODELLERİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları