Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Kırıkkale Rehberlik ve Araştırma Merkezi

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Kırıkkale Rehberlik ve Araştırma Merkezi"— Sunum transkripti:

1 Kırıkkale Rehberlik ve Araştırma Merkezi
Anne Baba Eğitimi Kırıkkale Rehberlik ve Araştırma Merkezi

2 En değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın yetiştirilmesi bilgi,sezgi,sevgi,akılcı ve tutarlı davranış gerektiren zor bir “sanat”tır. Bu sanatı yeterince gerçekleştirebilmek için hepimizin öğreneceği bir şeyler vardır. Ana –baba arasındaki anlayış birliği ve tutarlılık, çocuğun yetiştiği ortamın sağlıklı olması için çok önemlidir

3 Çocuklarımızı iyi yetiştirelim derken farkında olmadan birçok yanlışlıklar yapıyoruz. Çocuklarımızı dinlemiyor, dinliyormuş gibi yapıyoruz. Duygularını anlamaya çalışmıyor, öğütler veriyor, 1-2 saat süren hayat dersleri veriyor,yeri geliyor kızıyor,bağırıyor hatta denetliyor ve tehdit ediyoruz. Ya da tam tersi aşırı ve abartılı bir sevgi seline kaptırıyoruz kendimizi, her şeylerine göz yumuyoruz.

4 Çocuklarınızın 10-15 yıl sonra sizinle ilgili hangi anılarınızı hatırlamalarını isterdiniz?
“Ailemle çok güzel günler geçirdim, her zaman beni destekleyen, cesaretlendiren, kendim olmama izin veren, beni ben olduğum için seven bir aileydi’’demesini mi? Yoksa… “Ailemde hiç huzur bulamamıştım. Sürekli tartışma ortamı, birbirini eleştirme, yasaklar, başkalarıyla kıyaslamalar,arkadaşlıklarıma karışmaların olduğu bir aileydi’’demesini mi?

5 Nasıl bir Aileyiz?

6 Eğer ailede; hoşgörü,güvenli,samimi,sıcak ilişkiler yerine otoriter ve baskıcı,katı kuralların koyulduğu,çocuktan kayıtsız şartsız itaatin beklendiği,sevginin şartlı olarak sunulduğu ve ceza anlayışının sevgiden mahrum etmek olduğunu kabullenen bir anlayış varsa OTORİTER VE BASKICI bir ailesiniz demektir.

7 Bu ailelerde yetişen çocuklar kendilerini değersiz bulurlar. Çekingen,küskün,başkalarının etkisi altında kolayca kalabilen bir kişilik geliştirirler. Buna bir örnek verecek olursak;bazı anneler vardır ev telefonlarını dinler,kızının odasını karıştırır,tuttuğu günlüğü okur,mektup arar…

8 Eğer ailede çocuğun her türlü davranışları olumlu ya da olumsuz,(bu saldırganlık da olabilir) kabul ediliyorsa,kurallara uyulmadığında yaptırım uygulanmıyorsa,aşırı ve abartılı bir sevgi anlayışı varsa İZİN VERİCİ,AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ bir ailesiniz demektir. Genelde bu tür tutum ve davranışlar orta yaş üzerinde çocuk sahibi olan kişilerde yada kalabalık yetişkinler içinde büyüyen tek çocuklu ailelerde sıkça görülür.

9 Bu ailelerde yetişen çocuklar da vurucu kırıcı ve saldırgan davranışlar sergileyebilirler. Toplum kurallarını öğrenme de güçlük çekerler. Özdenetimden yoksun ,hep almaya alışmış,paylaşma ve işbirliği yönünden yoksun olarak büyürler.

10 Eğer ailede çocuklara yeteri kadar zaman ayrılmıyorsa,iletişim yok denecek kadar azsa,herkes kendi hayatını yaşıyormuşçasına bir durum söz konusu ise İLGİSİZ VE KAYITSIZ bir ailesiniz demektir. Bu ailelerde babalar çocuğuna ve ev yaşamına ilgi duymayan ve başka çocuk istemeyen kişilerdir. Anneler ise ev işlerinden hoşlanmayan,eğitime önem vermeyen,annelik görevlerini benimsemeyen,çocuğa karşı mesafeli ve uzak kişilerdir. Bu tür ailelerde çocuk istismarı bile söz konusu olabilir.

11 ... Eğer ailede anne babadan birisi aşırı merhametli,hoşgörülü, diğeri sert ve otoriterse,çocuğun bir davranışını anne onaylıyor baba onaylamıyorsa ve bu durum sık sık yaşanıyorsa DENGESİZ VE KARARSIZ bir ailesiniz demektir. Bu kararsızlık anne babanın görüş ayrılığından kaynaklanabileceği gibi anne ya da babanın kendi içindeki tutarsızlıktan da kaynaklanabilir.

12 Eğer ailede çocuğa gereğinden fazla önem veriliyorsa,gereksinimleri anne ya da baba tarafından karşılanıyorsa Ör; özellikle ilkokul döneminde çocuğun yapması gereken ödevleri anne ya da baba yapıyorsa KORUYUCU AİLE siniz demektir. Bu ailelerde yetişen çocuklar bağımlı, özgüven duygularından yoksun,kendi başına karar almaktan,kendi başına kalmaktan çekinen kişiler olurlar. Arkadaş guruplarına katılmazlar. Katılsalar bile grubun en pasif üyesi olurlar. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki bu tür bir koruyuculuğun altında annenin duygusal yalnızlığı rol oynamaktadır.

13 Eğer ailede uyulması gereken kurallar ve standartlar önceden belirlenip,çocuklara açıklama yapılmışsa, kesin sınırlamalar yerine çocuğa seçme şansı tanıyan seçenekler sunuluyorsa,karşılıksız sevgi varsa ve bu sevgi davranışlarda açık ve net olarak görülüyorsa,cezalar ılımlı ve eğitici nitelik taşıyorsa DEMOKRATİK VE SAĞLIKLI ailesiniz demektir.

14 Bu ailelerde yetişen çocuklar
Kendine güvenen, Sosyal yönden gelişmiş, Kendini seven, İçinde bulunduğu toplum veya arkadaş gurupları tarafından istenilen, Arkadaş canlısı, Sorumlu, Dengeli bireyler olurlar.

15 İLKOKUL ÇAĞINDA SIK RASTLANILAN RUHSAL PROBLEMLER

16 Davranış Bozuklukları
Saldırganlık Hırsızlık Yalan Söyleme Küfür Okuldan Kaçma

17 Duygusal Bozukluklar Kekemelik Tikler Okul Fobisi Gece işemesi
Tırnak yeme Öğrenme Güçlüğü

18 Davranış Bozukluğu Nedir?
Davranış bozuklukları çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı iç çatışmalarını davranışlarına aktarmasıdır. Bir çocuğun davranışının bozukluk sayılabilmesi için bazı ölçütler gerekir…

19 1-Yaşa uygunluk: Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır.Örn;2 yaş çocuğu negatif hareketlidir ve istenilen şeyi yapmaz. Bu yaşlarda çocuk,özerk bir birey olduğunu öğrenir.Kendisi istemeyince altının değiştirilmesini istemez,öpülmeyi reddeder.3-5 yaş çocuğu dikkat çekmek ister.Hayal dünyası çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatabilir.Henüz yalanla yalan olmayanı ayırt edemezler. Bu nedenle  bu yaşlardaki çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmezken, yaşlarındaki çocuklarda görülen yalan normalden sapan bir davranış olarak kabul edilir.

20 2-Yoğunluk: 5 yaş çocuğunda öfke ve huysuzluk doğalken,bu davranış başkasına fiziki zarar verme şekline dönüşürse, davranış bozukluğu kategorisine girer. 3-Süreklilik: Çocuğun belirli bir davranış türünü ısrarlı bir biçimde ve uzun zaman devam ettirmesidir. 4-Cinsel rol beklentileri: Erkeklerin kızlara oranla daha saldırgan olmaları beklenirken, erkeklere benzer saldırgan davranışlarda bulunan kızların davranışları normalden sapan davranış kategorisine girer.

21 GENEL OLARAK DAVRANIŞ BOZUKLUKLARININ NEDENLERI

22 Dikkat çekmek Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği: İntikam alma isteği: Özellikle dayak yiyen,sevgi verilmeyen çocuk ana-babasından intikam almak ister.Aşırı otoriter ve baskıcı tutum,katı disiplin ana-babaya karşı öfke ve nefret duygularının gelişmesine ve buna paralel olarak başkaldırıcı bir bireyin oluşmasına neden olur. Yetersizlik: Çocuğun kendine güvensiz olması davranış bozukluklarına neden olur. Anne-babanın aşırı koruyucu,hoşgörülü tutumu,çocuğa gerektiğinden fazla özen gösterilmesi fazla kontrol anlamına gelir. Sonuçta çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan,duygusal olarak çabuk kırılan bir kişi olur.Bu durum çocuğun kendi kendisine yetmesine olanak vermez ve davranış bozukluklarına neden olur.

23 DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARLA OLUMLU İLİŞKİ NASIL KURULUR?

24 Karşılıklı saygı: Azarlamak, bağırmak,vurmak, susturmak,tutarsız davranmak çocuğa saygısızlığın göstergesidir. Her ana-baba çocuklarına saygı göstermeyi öğrenmelidir. Çocuğa zaman ayırmak: Çocukla ilgilenmek,ona zaman ayırmak gerekir. Birlikte geçirilecek zaman nicelik değil, nitelik olarak önemlidir..

25 Cesaretlendirme:Çocuğun kendine güvenmesini istiyorsa önce anne-baba çocuğa güvenmelidir. Çocuğun çabasını övmeli ve yüreklendirmelidir. Cesaretlendirme çocuğu olduğu gibi  kabul edip, kendi olduğu için değer vermedir. Sevgiyi anlatmak: Çocuğun kendini güvenli hissedebilmesi için,en azından sevildiğini bilmesi ve sevmesi gerekir.

26 SALDIRGANLIK

27 Saldırganlık küçük çocuklarda normal bir tepki biçimidir
Saldırganlık küçük çocuklarda normal bir tepki biçimidir. Çocuğun güvenlik,mutluluk yada başka bir gereksiniminin şekil değiştirerek başka bir biçimde ortaya çıkmasıdır.Saldırganlığı kişisel bir yaralanmanın bir başka şekilde sonuçlanması olarak tanımlayabiliriz. Sürekli ve aşırı biçimde saldırgan olan çocuk sinirli,anlaşılmaz,eyleme hazır ve aşırı geçimsizdir.İlişkileri gergin ve sürtüşmelidir. Hemen parlar ve kavgaya hazırdır.Durmadan kuralları çiğner ve ceza görür.Bu çocuklar cezadan etkilenmez yada  kısa süreli etkilenmiş gibi görünürler.Olağan anlaşmazlıkları bile bilek gücüyle çözmeye çalışırlar.Tepkileri ölçüsüz ve durumla orantısızdır.Öfkesini yenemez ve hep kendini haklı çıkarmaya çalışır.Bu çocuklar evde okulda sürekli sorun yaratırlar ve yetişkinlerle sürekli çatışma içindedirler.Genellikle erkek çocuklar daha saldırgandırlar.

28 SALDIRGANLIĞIN NEDENLERI
SALDIRGANLIĞIN NEDENLERI

29 Saldırgan davranışların ebeveynler tarafından ödüllendirilmesi
Çocuğun yetişkinlerden katı ceza, anlayışsızlık ve yetersiz sevgi görmesi Babanın uzun süreli yokluğunda, annenin sürekli çocuğun etrafında olmasıyla ortaya çıkan feministik ortam TV ve kitle iletişim araçlarının olumsuz etkisi (Kurtlar Vadisi) Ana-baba tutumlarının olumsuzluğu, çocukla aralarındaki iletişimin iyi olmaması Çocuğun ana-babasından dayak yemesi Beyin zarı iltihabı,beyin zedelenmesi gibi fizyolojik sorunlar

30 SALDIRGAN DAVRANIŞLARI NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ?
SALDIRGAN DAVRANIŞLARI NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ?

31 Her şeyden önce ana-baba çocuğa saldırganlık modeli olmamalıdır
Her şeyden önce ana-baba çocuğa saldırganlık modeli olmamalıdır.Çünkü dayak herkes için olumsuz duygular yaratır. Çok fazla saldırgan davranışlara tolerans gösterilmemelidir.Çocuğun istekleri bu tip davranışlar yapınca yerine getiriliyorsa,çocuk isteklerini yaptırmada araç olarak görmeye başlar.Saldırgan davranışlar ödüllendirilmemeli ve onun bu davranışının istenmeyen bir davranış olduğu hemen gösterilmelidir.

32 Saldırgan davranışlar asla dayakla cezalandırılmamalıdır.Ana-babanın ilgisi sevgisi azaldığında ve fiziksel cezalar uzun süre devam ettiğinde, çocukta saldırgan,asi,sorumsuz davranışlar gelişir. Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmamalı,sakinleşmesini beklemeli ve daha sonra davranışı ile ilgili konuşulmalıdır. Çocuğa sosyal olgunluğuna uygun çeşitli sorumluluklar verilmeli, başarabileceği kadarıyla bir çok şeyleri başlatıp,bitirmesi sağlanmalıdır.Çocuk başarma duygusunu yaşamalıdır. Çocuğa bu davranışın dezavantajları gösterilmelidir.Saldırgan davranışları ile isteklerini elde edemeyeceğini, istediği şeyleri kaybettiğini görmeli ve yaşamalıdır.

33 Olumlu davranışı pekiştirme:Ana-baba ve diğer yetişkinler çocuğun olumlu davranışını görüp,olumsuz davranışı görmezlikten gelmelidir.Çocuk bu davranışı yapmadığında sözel olarak ödüllendirilmelidir. Çocuğun dışarıda oynamasına izin verme.Bu,çocuğun gerilimini azaltır ve enerjisini boşaltma imkanı sağlar. Saldırgan davranış diğer çocukların güvenliğini ciddi bir şekilde tehdit etmedikçe bu davranışın üstünde durmamak gerekir. Kendi kendine konuşma.Çocuk oldukça dürtüsel davranıyorsa ve onun bu yönünü kontrol etmede güçlük yaşanıyorsa,çocuğa başkalarına vuracağı zaman, kendi kendini engelleyici cümleler söylemesi öğretilebilir.

34 … Çocuk saldırgan modellerle karşı karşıya getirilmemelidir.
Kızgınlıktan kurtulmak için alternatifler bulunabilir. Her yaş ve dönemde çocuğun temel ihtiyaçları zamanında yerine getirilmelidir. Bu çocukların özellikle baba ile daha çok birlikte olması sağlanmalıdır. Anne-babalar bu çocuklarla iletişim kurarken ben dilini kullanmalıdır.

35 ÇALMA Çalma,kendine ait olmayan bir eşyayı izinsiz olarak alıp ona sahip olmaktır.İlkokulun1-2.sınıflarında çocukların birbirlerinin renkli kalem, silgi gibi eşyalarında gözü kalır.Bu yaşlardaki,diğerlerinin eşyalarını alma davranışını çalma olarak kabul etmemek gerekir. Okul çağlarında görülen ve sık tekrarlayan  çalmalar üzerinde önemle durmak gerekir. 10 yaşından sonra sürekli olarak devam ederse   bu çocukta ciddi bir duygusal bozukluğun göstergesidir ve profesyonel yardım almak gerekir.

36 NEDENLERİ Çocuğa yeterli harçlık verilmemesi
Çocuğun hayatında önemli bir yoksunluk olması.Böylece çalma sembolik olarak ana-babanın sevgi, ilgi eksikliğinin yerini tutar. Sevilmediğini düşünen çocuk,ilgi çekmek için çalabilir.Bazen ana- baba kaybından sonrada ortaya çıkabilir. Çocukta mülkiyet fikrinin gelişmemiş olması. İntikam almak.

37 Ana-babanın çocuğun yaptığı bu davranıştan bilinç altı zevk alması.Çocuk bunu hisseder ve çalmaya devam eder. Çocuk özdeşleşmek için kendine kötü örnek seçmiş olabilir. Özgüvenini artırmak için. Çocuğun anne-baba ile hesaplaşmasının bir yolu olabilir. Depresyon,yeni doğan kardeşe duyulan kıskançlık veya öfkenin çocukta yarattığı stresin göstergesi olabilir.

38 Nasıl Davranmak Gerekir?
Aşırı tepki göstermemek, Çocuğu kötü olarak damgalamamak , Çocuğun aldığı eşyayı geri vermesi sağlamak, Çocukla konuşarak,sorun çözme yöntemi denenebilir.Çocuktan bu durumu net bir şekilde tanımlaması istenir.Örn; "eşyayı alırken aklından neler geçiyordu?"diye sorulabilir.

39 … Çocuğun,hatalı davranışı iş yaparak ödemesi sağlanmalıdır..
Şüphelenilen durumlarda çocukla konuşmak gerekir.

40 YALAN Korkudan söylenen yalanlar,
Dikkat çekmek için söylenen yalanlar, Kıskançlıktan söylenen yalanlar, Travma sonrası stresle başa çıkmak için söylenen yalanlar, Takdir edilmek için söylenen yalanlar.

41 Çocuğa iyi model olmak, NASIL ÖNLENIR? Aşırı tepki göstermemek,
Çocuklardan başaramayacakları şeyler beklememelidir. Fazla baskıdan kaçınmalı ve kurallarla çocuğun yaşamını fazla sınırlanmamalıdır. Yetişkinler çocuğu araç olarak kullanmamalıdır. Çocuğu diğer çocuklarla kıyaslamamak gerekir. Ana-baba,çocuk iletişimi olumlu olmalıdır.Yalan söylediği için çocuk suçlanmamalıdır. Doğrudan emin olmak için kontrol edilmelidir.

42 KÜFÜR Küfür üç temel gruba ayrılır:
Ya beddua etmek yada birine zarar verilmesi dileğini yansıtan konuşma biçimi Cinsel içerikli küfürler, müstehcen konuşmalar Kişiliğe yönelik küfürler.Manyak, salak...

43 NEDENLERİ Dikkat çekme: Bazı çocuklar ana-babadan yeterli ilgiyi göremiyorlarsa,dikkat çekmek için küfrederler. Sarsılma: Bazı çocuklar için yetişkinleri şok etme, rahatsız etme eğlenceli olabilir. Ağızdan kaçıverme: İnsanlarda engellenme yada kızgınlık hissedildiğinde yada fiziksel bir gerginlik olduğunda küfrün ağızdan çıkıvermesi çok doğaldır. Savunma:Bazıları için kötü söz söyleme bir savunma davranışıdır.Küfür etmenin tam anlamıyla yasak olduğu çevrede yetişenler,isyan ederek bağımsızlıklarını göstermek isterler. Olgunlaşma: Bazen de çocuklar yetişkin olmanın bir sembolü olarak,kötü söz söylerler. Akranları tarafından onaylanması.

44 Nasıl Davranmak Gerekir?
Model olma, Dürtülerini ifade edebilme: Eğer çocuk,size olan kızgınlıklarını rahatlıkla dile getirebiliyorsa,bu özgürlüğe sahip ise, olumsuz duygularını belirtmek için daha az küfürlü sözcük kullanacaktır. Tartışma: Bu kelimeler bir kağıda yazılarak tanımlanır ve daha sonra tartışılır. "Dilsizlik Oyunu": Ana-babalar böyle durumlarda şoke olmaktan çok,sessizlik oyunu oynayarak çocuğu yönlendirebilirler.“Senin kullandığın kelimenin anlamı nedir?", "anlamıyorum",denilerek çocuktan yanıtlaması istenir.

45 … Yaratıcı olmaya özendirmek.
Kötü sözcüklerin yıpratılması: Çocuk bu kelimeyi kullandığında 5 dakika boyunca bu kelimeyi söylemesini isteyin. Bunu yapmak istemezse,ancak verilen cezayı uyguladıktan sonra,istediğini yapabileceğini söyleyin. Ciddi cezalandırmama: Eğer çocuğunuzu, döverek,bağırarak,tehdit ederek cezalandırırsanız çocuğunuz bu kelimeleri yakalanıp cezalandırılmamak için gizlice kullanmayı öğrenir. Uygun olmayan bu sözcüklerin yerine uygun,kabul edilebilir sözcükler kullanması için çocuğu bilgilendirmek gerekir.

46 DUYGUSAL BOZUKLUKLAR Kekemelik
Çoğunlukla 2-7 yas grubu çocuklarda , konuşmanın en hızlı geliştiği dönemde görülen bir konuşma bozukluğudur.Normal konuşan çocuk;yaşadığı aile içi kavga,hayvandan korkma, dövülme,trafik kazası gibi herhangi bir korku sonucu zamanla ve ya aniden kekelemeye başlayabilir.Toplulukta kekemelik artar.Öğrencide zamanla çekingenlik,güvensizlik,başarısında düşüklük,arkadaşları ile geçimsizlik görülür.Ağır konuşma bozuklukları sınıf içi destekle çözümlenemiyorsa,öğrenci ve ailesi ruh sağlığı uzmanı bir hekime başvurmalıdır.

47 Tikler Tikler ani bir korku ve gerilimle ortaya çıkan göz kırpma,kaş kaldırma,burun oynatma gibi belirtilerdir.Daha çok 6 yaşından sonra görülür.Çok önemli bir belirti olmamasına karşın,çocuk ve gençlerin bu belirtiye verdikleri önem onların ruh sağlığını etkiler.Öğretmen,tiki olan çocukların sorunlarıyla ilgilenmeli ancak sınıfta veya başka bir zaman öğrenciyi bu belirtiyi düzeltmesi için uyarmamalıdır.

48 Okul Korkusu Çoğunlukla ilkokulun ilk sınıflarında ortaya çıkar. Ailenin yakınmasına,hatta öğretmeni suçlamasına sebep olabilecek ölçülere varır.Büyük ölçüde okula gitmek istememe,karın ağrıları,bulantılar gibi belirtiler okul saatlerinde görülür.Çocuk okula gitmeye zorlanırsa huysuzlaşır,ağlar,tehditlerde bulunur.Okula gitmeyince bu şikayetler kaybolur. Böyle bir durumda öğrencinin okula ait bir sorunu olup olmadığını öğretmenin araştırması doğru olur. Bazen dikkat çeken bir olay öğrenciyi korkutabilir arkadaşlarına yaklaşmaktan kaçınmasına neden olabilir.Böyle bir sorunun çözümlenmesi öğrenciyi yeniden okula döndürür.Anne ve baba çocuğa soğukkanlı davranmalı,korkutmadan ve cezadan uzak durmalıdır.

49 Gece İşemesi Gece işemelerinin %5 kadarı bedensel hastalıklar sonucunda ortaya çıkar. Bağırsak paraziti,idrar yolu iltihapları, omurganın doğumdan kaynaklanan bozuklukları gibi.Geri kalan nedenler arasında akrabalarda da aynı sorunun görülmüş olması yani kalıtım etkeni önemli yer tutar.Erken ve baskılı tuvalet eğitimi, kardeş doğumu,kardeş kıskançlığı,anne ile çocuğun ilişki bozukluğu,sert cezalar, korku ve ayrılıklar belli baslı ruhsal etkenlerdir.Altını ıslatan çocuklarda %60 uyku derinliği görülür.

50 Tırnak Yeme Tırnak yeme ve parmak emme genellikle 5-6 yaşlarında başlayan bir güvensizlik işaretidir.Ailede yetersiz ilgi ve sevgi gören çocukta, okulda baskılı eğitim alan öğrencide, sıkıntı – gerilim ve saldırganlık duygusunun açığa vurulmadığı hallerde ve huzursuz çocuklarda sıkça görülmektedir.

51 Nasıl Davranılmalı? En etkili yöntem 3-4 yaşlarına kadar bu alışkanlığın anne baba tarafından görmezlikten gelinmesidir.Daha sonra bu alışkanlık devam ederse çocuğun gerginlik ve uyumsuzluk nedenleri iyice araştırılmalı ve bunlar saptanarak çözüm getirilmelidir. Çocuğu azarlamak,korkutmak,ceza vermek gibi zorlayıcı yöntemlerin uygulanması yararlı olmamaktadır. Çocukları korku kaygı yaratacak durumlardan uzak tutmak gerekir. Küçük çocukların kaygı korku verici televizyon filmlerini izlemeleri,kavgalı olaylarda bulunmaları çocuğu heyecanlandıracağı için sakıncalıdır.

52 Tırnak yiyen çocuklara geceleri yatarken eski hafif eldivenleri giydirmek yararlı olabilir. Parmak ve tırnağa acı fakat zararsız bir sıvı sürülebilir.Bu hem hatırlatıcı ve hem de tırnağını ağzına götürdüğü zaman acı ile birleştiğinde terk etmeye yardımcı olabilir. Çocukların ilgisi başka yöne çekilebilir.

53 Çocukları ara sıra başarılarından dolayı ödüllendirme bazı durumlarda yarar sağlayabilir. Tırnak derin kesilebilir. Çocuğun kendi tırnak bakımıyla uğraşması da yararlı olabilir.Bunun içinde çocuğa manikür ve pedikür malzemeleri alınabilir. Son söz ve bir önlem olarak tırnak yemenin ve ısırmanın çok kötü bir alışkanlık olmadığı ve bunu isteyenlerin kolaylıkla terk edebilecekleri çocuklara anlatılmalıdır.Çocuk buna inandırıldığı zaman bu alışkanlıktan vazgeçmek için çaba gösterecektir. Çünkü dış etkenler çocuğun bu alışkanlıktan vazgeçmesine fazla etkili olmamakla bazı hallerde alışkanlığın kökleşmesine ve başkalarını kızdırmak ve huzursuz etmek için bir araç olarak kullanılmasına neden olmaktadır

54 Öğrenme Güçlüğü Okul başarısı birçok uygun faktörün bir arada bulunmasına bağlıdır.Her şeyden önce çocukta zeka gelişmesi çocuğun yaşına uygunluk göstermelidir.Bunun yanında başka etkenler de vardır.Örn; çocuğun duyu organlarında görme bozukluğu işitme azlığı gibi bir bozukluk olmamalıdır.Öğrenme uygun ortamda gerçekleşebilir. Evdeki uyarı ve ilgi okuldaki öğretime temeldir.Yoksul çocuklar,öksüz yuva çocukları arasında bedensel gelişim geriliği,zeka geriliği gösterenlere de sık rastlanmaktadır. Yetenekler ancak,uygun ortamda ve sevgiyle gelişirler.Çocuğun ruhsal dengesinin yerinde olup olmadığı da başarısızlığında bir neden olarak ele alınmalıdır.Aile içindeki geçimsizlikler,yoksulluk, ağır hastalıklar,ayrılıklar,çocuğun içine dönük,sıkılgan olması gibi durumlar da öğrenmeyi etkiler. Bu durumdaki çocuklar yetenekleri ölçüsünde başarı gösteremezler.

55 EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR,OKULDA ŞEKİLLENİR,HAYATIN İÇİNDE KAZANILIR…
TEŞEKKÜRLER


"Kırıkkale Rehberlik ve Araştırma Merkezi" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları