Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

İSLAMDA ÖVÜLEN VE YERİLEN AHLAKİ DEĞERLER A)-ÖVÜLEN DEĞERLER

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "İSLAMDA ÖVÜLEN VE YERİLEN AHLAKİ DEĞERLER A)-ÖVÜLEN DEĞERLER"— Sunum transkripti:

1 İSLAMDA ÖVÜLEN VE YERİLEN AHLAKİ DEĞERLER A)-ÖVÜLEN DEĞERLER

2 İSLAMDA ÖVÜLEN VE YERİLEN AHLAKİ DAVRANIŞLAR
اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ* وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ* صَلُّوا عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ* صَلُّوا عَلَى طَبي۪بِ قُلُوبِنَا مُحَمَّدٍ* صَلُّوا عَلَى شَفي۪عِ ذُنُوبِنَا مُحَمَّدٍ* رَبِّ اشْرَحْ لِى صَدْرِى وَيَسِّرْ لِى اَمْرِى وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِى يَفْقَهُوا قَوْلِى* اَعُوذُ بِاللَّهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ* بِسْــــمِ اللَّهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ* إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالإِحْسَانِ وَإِيتَاءِ ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ‘‘Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardim etmeyi emreder, çirkin isleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (nahl süresi/90)

3 İslam dini insanların en başta ahlaklı olmasını öğütler
İslam dini insanların en başta ahlaklı olmasını öğütler. Bununla birlikte bazı şartlara sahip olunmadan da iman edilmiş ve Allah’a tam olarak bağlanılmış olunmaz. Bunlar İslam’ın beş şartı olarak bilinir: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek ve her zaman Allah’ın varlığını ve birliğini kelime-i şehadetle onaylamaktır. Bununla birlikte insanların hayatlarında uygulayacakları bazı tutumlarla da ibadetlerini desteklemesi gerekir. İslam dini Allah’a yakaran, tövbe dileyen, Allah’ı seven ve yasaklarından kaçınanları sever. Bunun yanı sıra iyilikte yarışan, fakirlerin yardımına koşan, maddi manevi destek sağlayan, namuslu olan, helal kazanan, çalışan ve paylaşan, güler yüzlü, adil, hoşgörülü, görgülü ve güzel sözlü insanların da davranışlarını onaylar. Bu davranışlar İslam dinince övülen tutum ve davranışlardır. Yaptığımız ibadetlerin yanında bu davranışları da uygulayarak insanlara karşı daha iyimser olur ve Allah’ın takdirini kazanmış oluruz.

4 İSLAMDA ÖVÜLEN AHLAKİ DEĞERLER
1.Allah’I sevmek, O’nun emirlerine uymak ve ona şükretmek: Bizleri yoktan var eden bizlere sayılmayacak kadar nimetler ve imkanlar sunan yüce Yaratıcıyı elbette sevmeli ve emirlerine uymalıyız. O’na şükretmeliyiz.     Allah’ı sevmek O’nun gönderdiği son Peygamber Hz Muhammed Mustafa (SAV) Efendimize uymakla olur. Peygamberimiz (SAV)’i örnek almayan, onun sünnetini uygulamayan kimsenin Allah’ı seviyorum demesinin bir anlamı yoktur.     Kur’an-ı Kerim bu konuda şöyle diyor: قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ:      “(Ey Muhammed) de ki: Eğer siz Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.” (Ali imran /31) Peygamberimiz (SAV)’i örnek almayan, onun sünnetini uygulamayan kimsenin Allah’ı seviyorum demesinin bir anlamı yoktur.

5

6 3- Allah’I YardIma ÇağIrmak (Dua) : Dünyada insanların gücünü aşan işlerde sığınılacak tek yer Allah’tır. İnsan sadece sıkıntı zamanlarında değil her zaman Allah’a dua etmelidir. Kur’an-ı Kerim’deki en güzel dualardan biride Rabbena ve Rabbenağfiirli dualarıdır.Rabbena duasında “Ey rabbimiz bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver, bizi cehennem azabından koru”. Rabbeneğfirli duasında ise “Ey rabbimiz beni annemi, babamı ve bütün müminleri hesap gününde koru ve mağfiret DUA: Allah’ın yüceliği karşısında insanın aczini ve zafiyetini itiraf etmesi, sevgi ve saygı ile O’nun lütuf, nimet ve yardımını, dünya ve âhirette iyilikler ihsan etmesini; üzerindeki sıkıntı, dert ve belayı gidermesini; günah, hata ve kusurlarını bağışlamasını dilemesi; yalvarıp yakarması ve O’na halini arz edip niyazda bulunması demektir. Dua; sınırlı, sonlu ve âciz olan insanın bütün benliğiyle sınırsız, sonsuz ve kudret sahibi olan yüce Allah’a yönelip O’ndan istek ve dilekte bulunması, O’nunla arasında bir köprü ve diyalog kurmasıdır. Dua eden insan; bütün zayıflığı, acizliği ve ihtiyaçları içinde, Yüce Allah’ın sonsuz kudretinin ve yüceliğinin, isteklerini ancak O’nun lütfu ve yardımıyla elde edebileceğinin bilincindedir. Bu bilinçle yapılan dua; insanın Yaratan’ına olan inancının, güveninin ve O’na teslim oluşunun bir göstergesidir.

7   İşte bu gerçeği Peygamberimiz (SAV), şöyle dile getiriyor:    “Allah’a duadan daha değerli bir şey yoktur.”

8   4- İYİLİK VE DOĞRULUK: İslam dini iyi ve doğru olan her fiilin insanlar tarafından işlenmesini istemiştir. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk, hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında doğrucu diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya günaha sürükler. Günah da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı diye yazılır.” (Buhari-Edeb- 69) إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلَائِكَةُ أَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ "Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki'' Korkmayın, üzülmeyin, size va'dedilen cennetle sevinin" (Fussilet / 3)

9 5- İyilikte yardImlaşmak, kötülüğe karşI koymak: İnsanlar iyi işlerde birbirleriyle yardımlaşmak tek başlarına karşı koyamadıkları kötülüklere karşıda birlik olmalıdırlar. Emr-i bi'l-ma'rûf; iyi, güzel ve yararlı olan her şeyi, İslâmî bütün güzellikleri kapsar.  Nehy-i ani'l- münker:  ise kötü, çirkin ve zararlı her şeyi, İslâm'ın bütün yasaklarını içerir. Bu görev, toplumda oto kontrol sistemidir. Toplumun iyiye gitmesinin, fitne ve zarardan korunmasının temel yapı taşıdır.  İyiliği emretmeyen, kötülüklerden kaçındırmayanlar Allah’ın rahmetinden uzak kalmayı hak edecek bir tutum sergilemektedirler.  Öyle ise, Hz. Peygambere ümmet olma şerefine ulaşılmış olan bizler bu şerefe layık olmanın bilinci ve gayreti içinde olmalıyız. Bu konuda K. Kerim’de şöyle buyuruluyor: “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alı korlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler, Allah ve Rasulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir”.(Tevbe süresi /71)

10 6- Namuslu Olmak: Her insanın ahlaklı olmasını emreden İslam, insana ahlaki olmayan her türlü yolu ve namussuzluğu yasaklamıştır. K. Kerim’de şöyle buyuruluyor: “Ve onlar ki, iffetlerini korurlar”.(Mü’minun süresi /5) Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in bir hadisinde: ‘‘Siz bana altı şeyi garanti edin, ben de size cennete girmeyi garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin. Va'dettiğiniz zaman va'dinizi yerine getirin. Size bir şey emanet edildiğinde emanete riâyet edin. Allah'ın yasakladığı günahlardan uzak durmak suretiyle iffetinizi koruyun. Harama bakmaktan sakının. Ve elinizi haramlara dokunmaktan koruyun.’’ (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 323/21695). 7- Arabuluculuk Yapmak: Kavga eden küs olan insanların arasını düzeltmeyi emir eden İslam, üç günden fazla bir müslümanın diğerine küs durmasını yasaklayarak toplumun sevgi, barış ve huzurlu olmasını emretmiştir. Bu konuda K. Kerim’de şöyle buyuruluyor: “Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın.Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve her işte adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever”.(Hucurat süresi /9)

11 8- Emanete Riayet Etmek: Güvenilir Muhammed olan Peygamberin ümmeti olarak bizlere de emanete riayet etmek düşer. Bize verilen bir emaneti kendi malımız gibi korumalı ve zamanı gelince sahibine teslim etmeliyiz. Bu konuda K. Kerim’de şöyle buyuruluyor: “Biz, Onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır”. (Mü’minun süresi /8) Peygamberimiz buyuruyor ki: قَالَ رَسُولُ اللّهِ: أرْبَعٌ  مَنْ كُنَّ فيهِ كَانَ مُنَافِقاً خَالِصاً. وَمَنْ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنْهُنَّ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ النِّفَاقِ حَتّى يَدَعَهَا: إذَا أُؤْتِمِنَ خَانَ، وَإذَا حَدّثَ كَذَبَ، وإذَا عَاهَدَ غَدَرَ، وَإذَا خَاصَمَ فَجَرَ İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:“ Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır  Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir: Emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husumet edince haddi aşar “ [Buharî, İman 24,

12 يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ
9 - Sözünde Durmak: Verilen sözü yerine getirmek çok güzel bir davranış olmakla beraber sözünde durmayanlar toplumda da Allah katında da sevilmezler ve yalancı diye anılırlar. Allah bu tavrı yasaklayarak sözünde durmayı ve doğru konuşmayı emrediyor. Bu konuda K. Kerim’de şöyle buyuruluyor: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ كَبُرَ مَقْتًا عِندَ اللَّهِ أَن تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ “Ey iman edenler! Yapamayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz. Yapamayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır”. (Saf süresi /2-3) 10- İnsanlara iyi davranmak ve güzel söz söylemek: Toplumda huzuru barışı ve güveni sağlamak için bütün önlemleri alan İslam beşeri ilişkilerde huzuru huzur’u dinamitleyen fiilleri engellemek için insanlar arsındaki münasebetleri “güzel söz ve güler yüz” esasına dayandırmıştır. Bu konuda K. Kerim’de şöyle buyuruluyor: “Kullarıma söyle sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan insanın apaçık düşmanıdır”. (İsra süresi / 53)

13 11- Dünya ahiret dengesini Korumak: İnsanlar dünyada yaptıkları işlerin ahirette karşılığını görecekleri bilinciyle hareket etmelidirler. Bu bilinç onlara hep dengeli hareket etmeyi öğretecektir. Bu konuda K. Kerim’de şöyle buyuruluyor: “Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah size mükafatınızı verir”. (Muhammed süresi /36) Bunların dışında, Başkalarına maddi-manevi yardımda bulunmak, Adil olmak, Hoşgörülü ve bağışlayıcı olmak ve Alçak gönüllü olmak gibi bazı davranışlar da vardır. Evet görülüyor ki İslam, insanların huzurları, mutlulukları için bütün önlemleri almış ve bazı fiilleri emrederek bazılarını yasaklamıştır. Dünyada ve ahirette mutlu olmak isteyen her insan bu kurallara uymalıdır ki huzuru ve mutluluğu yakalayabilsin.

14 İSLAM’DA YERİLEN DAVRANIŞLAR
 İslâm ahlâkının benimsediği model insan, iyi ve övülen tutum ve davranışları yaparken, kötü ve yerilen davranışlardan sakınır. Model insan, iyilik ve doğruluk üzere, başkalarına maddi yardımda bulunan, namuslu, emanete riâyet eden, hoşgörü ve bağışlama sahibi, sabırlı, tevazu sahibi, daima sözünde duran, görgülü, insanlarla iyi geçinen, onlara güzel söz söyleyen, yardımsever biridir. İnsanların kaçınmaları gereken kötü davranışlardan bazıları ise aşağıda açıklanmıştır. 1.YALAN: İnsanda huy ve karakter olarak kendini gösteren kötü ahlâkların en çirkinlerinden birisi ve belki en birincisi yalandır. Genel anlamıyla yalan, doğruluğun aksine söz söylemek, olmuş bir olayı olmamış, olmamış bir olayı da olmuş gibi göstermektir. Abdullah bin Mes'ûd radıyallâhu anh'den rivâyet edildiğine göre Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddık (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalancılık sapıklığa sürükler. Sapıklık da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır" (Buhâri, Edeb 69; Müslim, Birr )

15 2. SÖZÜNDE DURMAMAK: İnsanın; verdiği sözde durması, yaptığı anlaşmalara sadık kalması, dostluğa ihanet etmemesi ve iyiliğe karşı nankörlükten sakınmasına vefa denir. Sözünde durma, sözünü yerine getirmeye de ahde vefa denilir. Sözünde durmak, ya da ahde vefa ahlâki değerlerden biridir. Zira bu hal, o kişinin doğru ve dürüst birisi olduğunu gösterir. Hz. Muhammed (s.a.v) şartlar ne olursa olsun verdiği sözde durur, yaptığı antlaşmalara sadık kalırdı. Verdiği söze riâyet etmemek, Hz. Peygamberin ifadesiyle münafıklık alameti sayılmıştır.

16 3. EMANETE HIYANET: Emanet; birisine, koruması için bırakılan maddi ve manevi haktır. İster maddi, ister manevi olsun, emanet bırakılan şeyleri korumak, İslâm’ın kesin emirlerindendir. İslâm dini bu ahlâki faziletlere sahip olmaya teşvik ve rağbet ettiği kadar, buna aykırı halden de o derece kaçındırıp, onları yapmaktan korkutmuştur.   4. HASET: Haset, başkalarının sahip olduğu nimet ve saadeti çekememek, onların yok olmasını dilemektir. Kendisinde haset bulunan insan, başka birinde gördüğü her türlü nimeti kıskanır, çekemez. O nimetlerin kendisine ait olmasını ister ve bu ihtirasla ve kıskançlıkla, ölçülü davranmayı kaybeder. 5. CİMRİLİK: Cimri; hasis, varyemez, pinti gibi anlamlara gelmektedir. Elindeki mal veya parayı harcayamayan, para ve malı çok sevdiğinden dolayı, başkasına bir şey vermeyen ve sıkıntılara katlanma pahasına, daha çok biriktirmeye çalışan kimse için kullanılan bir sıfattır.

17 6.  İSRAF: İsraf, insanın sahip olduğu nimetleri gereksiz ve aşırı tüketmesidir ve bu İslâm dininde uygun görülmemiştir. Bir âyette şöyler buyrulur: "Yiyin için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez" (A'raf, 31).   7. ÖFKE: Öfke, insanı istikametten çıkartan bir davranıştır. Öfkeli insanın adeta, gözü kör, kulakları sağır olur ve aklı da sağlıklı düşünemez. Şeytan öfkeli insanları kendine oyuncak edinir ve onları kolayca yönlendirir. Öfkesine yenilmiş bir insana şeytan en çirkin şeyi bile güzel gösterir. 8. ZİNA: Zina, evlilik bağı ve nikah akdi olmaksızın erkekle kadın arasında cinsel ilişkinin vukua gelmesidir. Büyük günahlar arasında sayılan zina hakkında Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır: "Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir  hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur" (İsra, 32) 9. İÇKİ VE KUMAR: İslâm; aklı, canı, nesli, malı ve dini korumayı esas almış, bunları yerli yerince değerlendirmeyi emretmiş, bu değerlere herhangi bir şekilde zarar verilmesini de şiddetle yasaklamıştır. Dünya ve âhiret mutluluğunu engelleyen kişisel, ailevî ve toplumsal huzursuzluklara yol açan sarhoşluk veren maddeler ile kumar oynamayı yasaklamıştır. İçki ve kumar, insanın ızdırabına, ailelerin dağılmasına, hastalıkların yayılmasına yol açan; sosyal, psikolojik ve ekonomik uzantıları olan ahlâki kötülüklerdir.

18 10. GIYBET: Gıybet, bir kimsenin arkasından, onun aleyhinde konuşmaktır. Birisinin gıyabında hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemek, arkadan çekiştirmektir. Kur’an ve sünnet gıybeti yasaklamıştır. 11. İFTİRA: Olmayan bir şeyi, olmuş gibi anlatmak veya nakletmektir. Bir kimseye yapmadığı bir şeyi, “yaptı” diye söylemektir. İftira, insanların onur ve kişiliklerine saldırıdır. İftira, toplumdaki güzellikleri yakıp bitiren bir ateş gibidir. Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" "Allah ve Resûlü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine: "Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: "Ya benim söylediğim onda varsa, (Bu da mı gıybettir?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir."

19 12. DEDİKODU: Dedikodu; başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşmadır. Bir kimseye, o kimse hakkında bir başkasının söylediği bir sözü, ya da o kimseye yönelik yapmış bulunduğu bir işi-gördüğünü veya duyduğunu öne sürerek- ulaştırma, aktarma, götürme, söz taşıyıcılıktır. 13. İNSANLARIN AYIPLARINI ARAŞTIRMAK: İnsanların ayıplarını, kusurlarını araştırmak, ya da tecessüs, kötü ahlâktandır. Bir Müslüman için asıl olan, Müslüman kardeşinin ayıplarını örtmek, görmemektir. 14.  ANA ve BABAYA İSYAN: Ana ve babaya iyilik ve ihsan evlât üzerine farzdır, onlara isyan etmek haramdır. Hadîs-i şerifte: “Cennet kokusu, beş yüz yıllık mesafeden duyulur. Ana-babasını üzenler ve sılâ-i rahmi terk edenler bunu duyamaz.” buyrulmuştur. 15. KADINLARA KÖTÜ DAVRANMAK: Kadınlar, erkeklere göre, bir takım özellikler bakımından farklı yaratılışlara sahiptirler. Bu kadınlık özellikleri onları, haksızlık ve zulümlerin hedefi yapabilmektedir.  Bazı zamanlarda ve toplumlarda, yaşama haklarından mahrum edildikleri olmuştur. Kız çocukları evlat bile sayılmamışlar, miras alamamışlardır.

20 16. Çocuklara kötü davranmak: Cenab-ı Hak çocukları, aciz ve bakıma muhtaç bir durumda dünyaya göndermiştir. O masum yavrucaklar, sevgiye, şefkate ve eğitime muhtaçtırlar. İslâm dininde gerek anne ve babaya olsun, gerekse toplumun diğer yetişkin bireylerine olsun, çocuklara şefkatle muamele etmeleri emredilmiştir. Ayrıca, çocukların kötü niyetlerle, kötü maksatlar için, yanlış işlerde kullanılmaları da yasaklanmıştır. 17. HIRSIZLIK: Hırsızlık, bir kimsenin kendine ait olmayan mal, değer ve imkânı gizlice alması, kendine mal etmesidir. İslâm, emeği ve mülkiyeti kutsal saymış, mülkiyete haksız olarak el uzatmayı cezalandırmıştır. Bu itibarla bütün ilahi dinlerde olduğu gibi, İslâm’da da hırsızlık dinen ve ahlâken büyük günah ve ayıp sayılmıştır. 18. YETİM MALI YEMEK: Yetim; babası olmayan, ergenlik çağına ermemiş çocuktur. İslâm dini, yetimlere iyi davranılmasını emreder ve onların mallarının korunmasına önem verir.

21 Bunların dışında: Hile ve Sahtekarlık, Riyakarlık, Kibir ve kendini beğenmek, Sır saklamamak, Haksız yere adam öldürmek ve İntihar etmek gibi, İslam’da sevilmeyen yerilen ahlaki davranışları da sayabiliriz. Sonuç olarak: Sevgili Peygamberimizin Ahlakı her yönden bütün insanlar için en güzel örnek olabilecek bir hususa sahip idi. Bizlerde yaşantımızı düzgün hale getirmek, doğrular içinde olup yanlışlıklardan uzak durmak, sevgi dolu muhabbet içerisinde bir hayat geçirmek ve sonuçta güzel bir ölüm mutlu bir ahiret hayatı geçirmek için, gözümüzün nuru, kalbimizin aydınlığı, gönlümüzün süruru olan ve Ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) Efendimize tabi olmalı, O’nun o eşsiz ahlakını hayatımıza aktarmalıyız. Yüce Rabbim güzel bir ahlakı hayatımıza aktarmayı, çirkin davranışlardan uzak kalmayı bizlere nasip etsin. Ahirette Kendisinin şefaatlerine bizleri nail eylesin. Vaazımızı Sevgili Peygamberimizin duasıyla bitiriyorum. “Allah’ım! Yaradılışımı güzel yaptığın gibi, ahlakımı da güzelleştir.” Mecit AKGÜL Paralı Mh. Camii İ.Hatibi (Karasu/SAKARYA)


"İSLAMDA ÖVÜLEN VE YERİLEN AHLAKİ DEĞERLER A)-ÖVÜLEN DEĞERLER" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları