Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Bakara Sûresi: 177 Kur’ân Buluşmaları: 72 ÜMİT ŞİMŞEK.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Bakara Sûresi: 177 Kur’ân Buluşmaları: 72 ÜMİT ŞİMŞEK."— Sunum transkripti:

1 Bakara Sûresi: 177 Kur’ân Buluşmaları: 72 ÜMİT ŞİMŞEK

2 Bakara: 177 لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّ۪نَۚ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّه۪ ذَوِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينَ وَابْنَ السَّب۪يلِ وَالسَّٓائِل۪ينَ وَفِي الرِّقَابِۚ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَۚ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُواۚ وَالصَّابِر۪ينَ فِي الْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَح۪ينَ الْبَأْسِۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ صَدَقُواۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ

3 Bakara: 177 Birre ermek demek, yüzünüzü doğuya, batıya çevirmek demek değildir. Birr, o kimsenin hayra erişidir ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmış; yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, ihtiyacından dolayı isteyene, esaret altındakilere malından seve seve vermiş; namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiştir. Onlar, sözleştikleri zaman sözlerinde duran kimselerdir. Onlar, darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir. Onlar sadıkların tâ kendisi, onlar takvâ sahiplerinin tâ kendisidir.

4 Bakara: 177 | birr Birr bk bölüm / Bakara, 44 her türlü hayra şamil / geniş hayır / ihsanın en ileri derecesi Birr güzel ahlâktır. İsm إثم) ) ise içini tırmalayan ve insanların muttali olmasını istemediğin şeydir. Müslim, Birr: 14-15

5 Bakara: 177 | birr Sizden beklenen iyilik, yüzünüzü şu veya bu yöne çevirmek değil şuraya veya buraya dönmekle birr mertebesine ermiş olmazsınız aksi takdirde, ya önceki kıbleye, ya da sonrakine yönelerek yapılan ibadetler bâtıl olurdu İnsanı insan yapan en üstün özellikleri toplayan âyet iman ibadet sosyal ahlâk ferdî kemalât

6 Bakara: 177 | Âmentü Âmentü
… Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmış... Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse, pek derin bir sapıklığa düşmüş olur. Nisâ, 4:136 Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti; mü’minler de iman ettiler. Onlardan herbiri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti. Allah’ın elçilerini birbirinden ayırt etmeyiz. Onlar “İşittik ve itaat ettik,” dediler. “Senden bizi bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz; dönüşümüz Sanadır.” Bakara, 2:285

7 Bakara: 177 | Âmentü Onlar Allah’a ve âhiret gününe inanır, iyiliği teşvik eder, kötülükten sakındırır, hayırda yarışırlar. İşte onlar iyi ve hayırlı kullardandır. Âl-i İmrân, 3:114 Onlardan ilimde derinlik sahibi olanlar ile sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden mü’minlere, namazlarını dosdoğru kılanlara, zekâtlarını verenlere, Allah’a ve âhiret gününe iman edenlere gelince, Biz onlara pek büyük bir ödül vereceğiz. Nisâ, 4:1652

8 Bakara: 177 | Âmentü Aslında, İblis’in onlar üzerinde hiçbir gücü yoktur; âhirete iman edenlerle ondan şüphe edenleri Biz böylece ayırt ediyoruz. Rabbin ise herşeyi gözetip koruyucudur. Sebe’, 34:212 Kader için bk. İman İlmihali, bölümler [Cibril hadisi]: İman, Allah’a, meleklerine, Allah’a kavuşmaya, peygamberlerine ve yeniden diriltilmeye (ba’s) iman etmendir. Buharî, İman: 37

9 Bakara: 177 | Kadere iman Abdullah ibni Ömer’e soruldu:
Yâ Ebâ Abdirrahmân, aramızda Kur’ân okuyup ilimle uğraşan ve “Kader yoktur” diye iddia eden insanlar zuhur etti. Bunlar “Herşey, öncesinde bir kader olmadan cereyan eder; Allah da ancak vuku bulduktan sonra bunları bilir” diyorlar. Abdullah ibni Ömer: Onlarla karşılaşacak olursan kendilerine şunu haber ver: Ben onlardan uzağım, onlar da benden uzaktır. Allah’a yemin olsun ki, onlardan birinin Uhud dağı kadar altını olsa da hepsini infak etse, kadere iman etmedikçe Allah ondan bunu kabul etmez. ./..

10 Bakara: 177 | Kadere iman ./.. Abdullah ibni Ömer, bundan sonra, babası Hz. Ömer’den Cibril hadisini rivayet etti. Bu hadisin konumuzla ilgili kısmı: [Cebrail] “Bana imandan haber ver” dedi. Resulullah buyurdu ki: İman, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kıyamet gününe inanman ve hayrı ve şerri ile kadere iman etmendir. Cebrail “Doğru söyledin” dedi. Müslim, İman: 1; Tirmizî, İman: 4; Nesâî, İman: 4; İbni Mâce, Mukaddime: 9

11 Bakara: 177 | Kadere iman Biz herşeyi bir kaderle yarattık.
Kamer, 54:49 O Rabbin ki yarattı, düzene koydu. O Rabbin ki kaderini çizdi, yol gösterdi. A’lâ, 87:2-3 De ki: Allah ne yazdıysa başımıza ancak o gelir. Bizim mevlâmız Odur. Mü’minler de ancak Allah’a tevekkül etsinler. Tevbe, 9:51

12 Bakara: 177 | Kadere iman İster yeryüzünde olsun, ister kendi canlarınızda, sizin başınıza gelen ne varsa, daha Biz yaratmadan önce o bir kitapta yazılıdır. Bu ise Allah için pek kolaydır. Tâ ki kaybettiğinize üzülmeyin, size verdiklerimizle de şımarmayın. Çünkü Allah büyüklük taslayan ve böbürlenenlerin hiçbirini sevmez. Hadîd, 57:22-23 İbni Abbas’a (r.a.): Delikanlı, sana bazı sözler öğreteceğim: Allah’ı gözet ki Allah da seni gözetsin. Allah’ı gözet ki Onu yanında bulasın. Birşey isteyeceğin zaman Allah’tan iste. ./..

13 Bakara: 177 | Kadere iman ./.. Yardıma ihtiyacın olduğunda Allah’tan yardım iste. Şunu da bil ki, sana fayda vermek için bütün insanlar toplanacak olsa, senin için Allah’ın yazmış olduğudan başka sana bir faydaları dokunmaz. Sana bir zarar vermek için toplanacak olsalar, senin için Allah’ın yazmış olduğundan başka sana bir zararları dokunmaz. Artık kalemler kaldırılmış, sayfalar kurumuştur. Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme: 59; Müsned, 1:293

14 Bakara: 177 | Sadakalar … yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolculara, ihtiyacından dolayı isteyene, esaret altındakilere malından seve seve vermiş … Malda zekâttan başka bir hak daha vardır. (Resulullah [s.a.v.] daha sonra bu âyet-i kerimeyi okudu.) Tirmizî, Zekât: 27; Dârimî, Zekât: 13

15 Bakara: 177 | Sadakalar

16 Bakara: 177 | Sadakalar Yoksula verilen sadaka bir sadakadır; akrabaya verilen ise iki sayılır: hem sadaka, hem de sıla-i rahim. Tirmizî, Zekât: 26; Nesâî, Zekât: 82 Sadakanın en faziletlisi hangisidir? Düşmanlık güden akrabaya verilen sadaka. Müsned, 3:402

17 Bakara: 177 | Sadakalar Dünyada da, âhirette de. Sana yetimlerden soruyorlar. De ki: Onların durumlarını düzeltmek, en hayırlısıdır. Onlarla bir arada yaşayacak olursanız, zaten onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah ise bozguncuyu ıslah için çalışandan ayırır. Eğer Allah dileseydi, sizi zora koşmasını da bilirdi. Gerçekten Azîzdir, Hakîmdir. Bakara, 2:220 Kendi yetimini veya başkasının yetimini himaye eden kimse ile ben, Cennette – işaret parmağı ile orta parmağını göstererek – şöylece beraberiz. Müslim, Zühd: 2

18 Bakara: 177 | Sadakalar yolda kalmışlar
yolculuk = seferîlik / bazı farklı hükümlerin illeti (namazın kısaltılması, orucun kazâya bırakılması, ilh.) yolda kalan, yolculuğa devam yahut dönüş için imkânı bulunmayan kimseler memleketlerinde zengin de olsalar yolculuğa devam yahut dönüşe imkân verecek kadar zekât verilebilir

19 Bakara: 177 | Sadakalar İsteyen:
Onların mallarında, isteyen ve istemeyen yoksullar için bir pay vardır. Zâriyât, 51:19; Meâric, 70:25 İsteyeni (soranı) azarlama. Duhâ, 93:10

20 Bakara: 177 | Sadakalar Sadakalar kendilerini Allah yoluna vermiş yoksullar içindir ki, onlar yeryüzünde dolaşıp da geçimlerini sağlamaya imkân bulamazlar. Onların halini bilmeyenler, tokgözlülükleri yüzünden, onları zengin sanır. Sen ise onları yüzlerinden tanırsın. Yoksa onlar halktan yüzsüzlükle birşey istemezler. Sizin hayır olarak harcadığınız şeyi ise muhakkak ki Allah bilir. Bakara, 2:273 Miskin, kapı kapı dolaşıp da bir iki lokma veya bir iki hurmayla savuşturulan kimse değildir. Miskin o kimsedir ki, ihtiyacını giderecek birşey bulamadığı halde, ne bu durumu bilinir ki ona sadaka verilsin, ne de kalkıp kendisi insanlardan birşey ister. Buharî, Zekât: 25; Müslim, Zekât: 101, 102

21 Bakara: 177 | Sadakalar Avf ibni Mâlik el-Eşcaî (r.a.), Resulullah’ın (s.a.v.) yedi-sekiz kişilik bir gruptan (1) hiçbir şeyi ortak koşmadan Allah’a ibadet etmek, (2) beş vakit namazı kılmak, (3) Allah’a itaat etmek ve (4) kimseden birşey istememek şartıyla biat aldığını anlattıktan sonra dedi ki: “Yemin ederim, bu gruptan bazılarını görürdüm, kamçısı yere düşerdi de kimseden onu vermesini istemezdi.” Müslim, Zekât: 108; Ebu Dâvud, Zekât: 27

22 Bakara: 177 | Sadakalar Ebû Bişr Kabîsa ibni’l-Muhârık (r.a.) anlatıyor: Yüklendiğim bir kefalet sebebiyle Resulullah’a (s.a.v.) müracaat ettim. “Bekle, sadaka gelsin, ondan sana verdiririm” dedi. Sonra şöyle buyurdu: “Kabîsa, dilenmek sadece üç kişi için helâldir: Kefalet üstlenen kişiye borcunu ödeyinceye kadar helâl olur, sonra bırakır. . / ..

23 Bakara: 177 | Sadakalar . / .. Bütün varlığını yok eden bir felâkete uğramış kişiye, geçimini yoluna koyuncaya kadar helâl olur. Hakkında kendisini tanıyanlardan (kavminden) aklı başında üç kişinin “Filân fakir düştü” diyecekleri kadar yoksulluğa duçar olmuş kimseye, geçimini temin edecek kadar helâl olur. Kabîsa, bunların dışındakiler için dilenmek yoktur; dilenen haram yemiş olur. Müslim, Zekât: 109

24 Bakara: 177 | Sadakalar … seve seve verirler … / sevdiği şeyden verirler Sevdiğiniz şeylerden bağışta bulunmadıkça birr’e ermiş olmazsınız. Sizin hayır için harcadığınız herşeyi ise Allah bilir. Âl-i İmrân, 3:92 Canlarının çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler. İnsan, 76:8

25 Bakara: 177 | Sadakalar Daha önce kendilerine bir yurt edinmiş ve imanı benliklerine sindirmiş olanlar, kendilerine hicret edenlere muhabbet beslerler; onlara verilenlerden dolayı gönüllerinde bir sıkıntı duymazlar; hattâ kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendi nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin tutkularından korunmuşsa, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır. Haşir, 59:9

26 Bakara: 177 | Sadakalar “Hangi sadaka daha faziletli?” sorusuna Resulullah’ın (s.a.v.) cevabı: - Gücün kuvvetin ve sağlığın yerindeyken, - cimriliğin üzerinde olup fakir düşmekten endişe ediyorken, - daha fazla zengin olmayı umarken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. Buharî, Zekât: 11; Müslim, Zekât: 92

27 Bakara: 177 | Namaz-zekât … namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiştir …
bk. 5. bölüm (Bakara, 3) / 19. bölüm (Bakara, 43) Sana vahyolunan kitabı oku; namazı dosdoğru kıl. Hiç şüphe yok ki namaz fuhşiyattan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak ise en büyük iştir. Ve Allah bütün işlediklerinizi bilir. Ankebut, 29:45

28 Bakara: 177 | Namaz-zekât Ailene namazı emret; sen de onda sebat et.
Biz senden rızık istemiyoruz; seni rızıklandıran Biziz. Hayırlı son ise takvâdadır. Tâhâ, 20:132

29 Bakara: 177 | Namaz-zekât Namaz ile zekâtın beraberce geçtiği âyetler
Hac, 22:41 Nur, 24:37, 56 Neml, 27:3 Bakara, 2:43, 83, 110, 177, 277 Lokman, 31:4 Ahzâb, 33:33 Nisâ, 4:77,162 Fussılet, 41:7 Mâide, 5:12, 55 Mücadele, 58:13 Tevbe, 9:5, 11, 18, 71 Müzzemmil, 73:20 Meryem, 19:31, 55 Beyyine, 98:5 Enbiyâ, 21:73

30 Bakara: 177 | Ahid Onlar, sözleştikleri zaman sözlerinde duran kimselerdir Ahid 13. bölüm (Bakara, 27) / 18. bölüm (Bakara, 40) Ruhlar âleminde alınan söz Nimetlerin karşılığında kullara düşen yükümlülükler Özel olarak alınan ahidler Allah adına verilen sözler Genel mânâda her türlü ahid

31 Bakara: 177 | Sabredenler Onlar, darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir be’sâ’ = açlık / ihtiyaç, fakirlik darrâ’ = hastalık / bedene ârız olan zararlar çetin şartlar = savaş, v.s.

32 Bakara: 177 | Sadık-Müttekî
Onlar sadıkların tâ kendisidir İmanlarını amelleriyle doğrulamışlardır Onlar takvâ sahiplerinin tâ kendisidir Takvâ: 4. bölüm (Bakara, 2) Sana hilâlleri soruyorlar. De ki: O, insanlar ve hac için zaman ölçüleridir. Birr’e ermek, evlere arkadan girmekle olmaz. Asıl hayır, takvâ sahibi olanın hayra erişidir. Evlere kapılarından girin ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. Bakara, 2:189

33 İnternet adresleri utesav.org.tr facebook.com/yazarumitsimsek


"Bakara Sûresi: 177 Kur’ân Buluşmaları: 72 ÜMİT ŞİMŞEK." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları