Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ VE ARAÇLARI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ VE ARAÇLARI"— Sunum transkripti:

1 GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ VE ARAÇLARI
Görüntü herhangi bir objenin uygun materyaller üzerinde ki geçici veya kalıcı izdüşümüdür.Bu ders tıbbi alanda kullanılan görüntülere göz atacağız.Tıbbi alanda görüntü elde etmek için kullanılan cihazlar hekimlere,tıbbi uygulamalarda yüksek rahatlık ve konfor sunarken;hastaların bu müdahalelerden en az şekilde etkilenmelerini sağlamak için üretilirler.

2 Ancak günümüzde bu araçları birbirinden ayırmak oldukça güç bir hale gelmiştir zira birçok tedavi cihazı aynı zamanda teşhis cihazında bulunan bazı özellikleri de kapsamaktadır.Tıpta yönelim de uzun vadede tüm özelliklerin bir arada toplandığı kompleks cihazlar doğrultusundadır.Ayrıca bu cihazların gelecekte teşhis ve tedavi masraflarını aşağı çekmesi aynı zamanda tanı ve tedavi sürelerini azaltması beklenmektedir.

3 RÖNTGEN Temel tanı yöntemlerinden ilkidir.Kullanılan ışın, X-ışınıdır.X-ışınlarının radyolojide kullanılmasını sağlayan temel özellik;dokuyu geçebilme yetenekleridir. İnsan vücudu değişik atom ağırlığında,değişik kalınlıkta ve değişik yoğunlukta dokulardan oluştuğundan X-ışınının absorbsiyonu da farklı olacaktır.Farklı absorbsiyon ve gerginlik sonucu röntgen filmi üzerine değişik oranlarda düşen X-ışınları geçtikleri vücut parçasının bir görüntüsünü oluştururlar.

4

5 1)KONVANSİYONEL RÖNTGEN
Konvansiyonel röntgende radyoskopi ve radyografi olmak üzere iki temel yöntem vardır.

6 1.1) RADYOSKOPİ Bu yöntemde hasta, X-ışını kaynağı ile flüoresan ekran arasındadır.Hastayı geçen X-ışınları bu ekran üzerinde bir görüntü oluştururlar.Bu görüntünün izlenebilmesi için gözün karanlığa uyumu gerekmektedir.Fakat görüntünün aydınlıkta görülmesini sağlayan görüntü kuvvetlendirici aygıtlar geliştirilmiştir.Bu aygıtlar aracılığıyla görüntü kapalı bir devre televizyon ekranında izlenebilir.

7 Radyoskopi yöntemiyle diyafram gibi hareketli organlar incelenebilir
Radyoskopi yöntemiyle diyafram gibi hareketli organlar incelenebilir.Günümüzde yaygın olarak sindirim sistemi,idrar yolları ve vücudun daha birçok bölümünün incelenmesinde kullanılmaktadır.Normal filmlerde görünmeyen yapılar kontrast madde denilen ilaçlarla boyanarak görünür.Kontrast maddeler baryum,iyot gibi radyoopak maddeler içeren ilaçlardır.Bu ilaçların verilmesi takiben incelenen organ doktor tarafından ekranda izlenerek çeşitli pozisyonlarda filmler çekilir.Hasta,inceleme esnasında az miktarda radyasyon alır.Çekimi yapan doktor ve teknisyenler radyasyona her gün maruz kalmamak için koruyucu bir bölmenin arkasında veya kurşun önlük giyinerek kendilerini korurlar.

8 1.2) RADYOGRAFİ Bu yöntemde hastayı geçen X-ışınları bir röntgen filmi üzerine düşürülerek görüntü elde edilir.Üzerinde görüntü oluşmuş röntgen filmine “röntgenogram” denir.Radyografi ya incelenecek bölgeden doğrudan X-ışını geçirerek yada incelenecek yapının içine kontrast madde verildikten sonra X-ışını geçirilerek yapılır.Radyografinin değişik amaçlar için değişik tekniklerin uygulandığı birçok şekli vardır.Bunlardan en önemlisi tomografidir.

9 2) DİJİTAL RÖNTGEN Dijital röntgende X-ışınları görüntüleri bilgisayar aracılığı ile oluşturulur.Teknik ustalığa gerek yoktur.Film banyo işlemi yoktur. İşlem süresi kısadır.Alınan ışının dozu azaltılmıştır.Maliyeti düşüktür. Röntgen X-ışınları dalga uzunluğu en kısa olan ışınlardır.Cam ve kurşun hariç,insan vücudu,tahta,kauçuk,plastik ve birçok maddeden kolayca geçebilme özelliğine sahiptir.

10 Radyasyon kelimesini duymak bile çoğu insanın içinde endişe uyandırır
Radyasyon kelimesini duymak bile çoğu insanın içinde endişe uyandırır. Bu endişede kuşkusuz radyasyonun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ile ilgili yayınlar, filmler ve medya haberleri önemli rol oynar. Özellikle ikinci dünya savaşını sona erdiren dram ve Çernobil faciası gibi radyasyonla direkt ilgili olayların sonrasında görülen ölümlerin yanısıra kanser hastalarında görülen artış radyasyonun insanların gözünde korkunç bir yer edinmesine neden olmuştur.

11 X ışınları ya da röntgen ışınları temas ettikleri maddelerin elektron kaybetmelerine yani iyonize olmalarına neden olan yüksek enerjili radyasyondur. Doza bağlı olarak hücre bölünmesi ve genetik yapısında bozulmalara neden olabilirler. Röntgen ışınlarının da dahil olduğu iyonize radyasyona en hassas olan hücreler hızlı bölünen hücrelerdir bu nedenle gelişmekte olan fetus ve ona ait dokular bu ışınlardan en fazla zarar görmesi beklenilen yapılardır.

12 Tüm tanı ve tedavi yöntemlerinde olduğu gibi röntgen filmlerinin de potansiyel yarar ve zararları mevcuttur. Bu hem hamile olan hem de olmayan kişiler için geçerlidir İyonize radyasyon hızlı bölünen ve çoğalan hücreler üzerinde daha fazla tahrip edici etkiye sahip olduğu için gelişmekte olan fetus üzerinde de zararlı etkileri olabilir. Ancak bu etkilerin doz ve süreye bağlı olduğu unutulmamalıdır.

13 Örneğin en sık karşılaştığımız sorulardan biri olan hamilelikte diş röntgeni konusuna baktığımızda ağızda çekilen tam 21 adet film neticesinde bebeğe ulaşan radyasyon dozu anne adayının doğadan güneş ışınları vb. ile 3 günde aldığı dozdan daha azdır. Bu kadar düşük bir dozun bebekte kalıcı hasara neden olması ve ilerideki dönemde kansere yol açması yok denecek kadar düşük bir olasılıktır. .

14

15 BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ CİHAZI (CT)
Bu cihaz x-ışın cihazlarının en gelişmişidir.Bu cihaz ile hekimler vücudun belli bir bölgesinin kesit görüntüsünü inceleyebilmişlerdir.Cihaz diğer röntgen cihazları gibi bir x-ışını tüpüne sahiptir.Ancak bu cihazın sabit bir tüp yapısı yerine hareketli bir GANTRY üzerinde monte edilmiş bir tüp yapısı vardır.

16 Bu gantry sürekli ve belirli bir hızda dönerek şüpheli vücut bölgesinin üzerini taramış olur.Bu tarama; x-ışını dedektörüne gelen veriler doğrultusunda görüntü işleme bilgisayarıyla CT görüntüleri oluşturulur.CT cihazının etkili olduğu dokuları ve vücut bölgelerini incelediğimizde daha çok yapısı ve çalışma prensibi itibariyle kemikli dokuların incelenmesinde, yumuşak dokularınkine göre daha başarılıdır.

17 İnceleme sırasında hasta bilgisayarlı tomografi cihazının sedyesinde hareket etmeksizin yatırılır. İstenilen görüntüyü elde etmek için ihtiyaç duyulan kesitlere uygun gelecek şekilde sedye; manuel ya da uzaktan kumanda ile cihazın ''gantry'' adı verilen açıklığına sokulur. Bir bilgisayara bağlı olan bu Cihaz; X-ışını tüpünü, sedye uygun kesit pozisyonuna geldiği anda aktifleştirir.Gantry’de bulunan dedektörlerle hastadan geçen X-ışını demetlerini absorbe eder.

18 Dedektörden gelen veriler BT bilgisayarlarında işlenerek BT görüntüleri oluşturulur.Sonuçta dokuların birbiri ardı sıra kesitsel görüntüleri oluşturulmuş olur. Oluşturulan görüntüler bilgisayar ekranından izlenebilir ya da bu görüntüler filme aktarılabileceği gibi gerektiğinde tekrar bilgisayar ekranına getirmek üzere optik diskte de depolanabilir. Özet olarak Bilgisayarlı Tomografi Cihazı X-Işınları yardımı ile vücuttan yatay kesitler alarak çalışan bir tanı ve teşhis cihazıdır.

19 Tomografi cihazlarını teker teker inceleyecek olursak;
Göğüs kafesi ve batın içi görüntülemelerde kullanım alanı çok geniştir. Özellikle bu bölgelerde var olan kitlelerin sınırlarını ve çevreye yayılmalarını açıkça ortaya koyar. Kafa içi incelemelerde BT ilk başvurulan yöntemdir. En sık kullanıldığı alan ise kafaiçi kanamaların acil olarak görüntülenmesini gerektiren durumlardır. Tomografi cihazlarını teker teker inceleyecek olursak;

20 1.Birinci Jenerasyon Cihazlar
Pencil-Beam(kalem-ışıması) x-ışını ve karşısında tek bir detektörün bulunduğu bu tür cihazlar çevirme-döndürme prensibi ile çalışmaktadır. İncelenecek olan obje, lineer bir doğrultuda,bir uçtan bir uca tarandıktan sonra tüp 10 ‘lik açı ile dönüş hareketi yapmakta ve obje tekrar lineer olarak taranmaktadır. Bu tarama ve dönüş hareketleri 1800 ‘lik bir dönüşe kadar devam ettirilmektedir. İlk jenerasyon cihazlarda kesit alım süresi bu nedenle oldukça uzundur.

21 2.İkinci Jenerasyon Cihazlar
Bu cihazlarda tek detektör yerine lineer dizilmiş birden fazla detektör kullanılmış ve X-ışını huzmesi de kalem ışıması yerine detektör genişliğine göre yelpaze biçiminde genişletilmiştir. İkinci jenerasyon cihazlarda birinci jenerasyonda olduğu gibi çevirme-döndürme (translaterotate) tekniği söz konusudur..

22 3.Üçüncü Jenerasyon Cihazlar
Bir ve ikinci jenerasyon cihazlardan sonra , döndürme-döndürme (rotate-rotate) prensibi ile çalışan üçüncü Jenerasyon aygıtlar geliştirilmiştir.Bu cihazlar x-ışını kaynağı ve bu kaynağın karşısına yerleştirilmiş, konveks dedektörlerden oluşturulmuştur.Xışını demeti, karşısına denk gelen dedektörlerin tümünü içine alacak şekilde yelpaze biçimindedir. X-ışını tüpü ve dedektörler,incelenecek olan obje etrafında birbirleri ile kordineli biçimde hareket ederek, birinci ve ikinci jenerasyon cihazlarla gerçekleştirilemeyen 3600’lik dönüş gerçekleştirilmiştir.

23 4.Dördüncü Jenerasyon Cihazlar
Döndürme-sabit (Rotate-stationary) tekniği olarak da adlandırılan sistemde sadece X-ışını kaynağı hareketlidir. Tek bir X-ışını kaynağı incelenecek obje etrafında 3600’lik bir dönüş hareketi gerçekleştirirken,detektörler oyuk yada “gantry” boyunca dizilmiş ve sabitlenmiştir. Böylelikle kesit alım süresi 1-2 saniye düzeylerine indirgenmiştir.

24 5.Beşinci Jenerasyon Cihazlar
Son derece hızlı (Ultrafast) BT olarakta tanımlanmaktadır. Dönüşhareketi yapan X-ışını tüpü ve oyuk(gantry), yerini yüksek güçlü 4 tungsten hedef anotlu elektron ışınına bırakmıştır. Cihazda hareketli unsurlar bulunmadığından ve X-ışını çok odaklı elektron demeti şeklinde uygulandığından kesit alım süresi saniyenin altına indirgenmiş yada aynı sürede birkaç kesit elde etme imkanı yaratılmıştır. Günümüzde henüz yaygın kullanıma girmemiş beşinci jenerasyon cihazlar halihazırda geliştirilme aşamasındadır.

25 Bilgisayarlı Tomografinin Sağlığa Etkisi
Yakın çevremizden duymuşuzdur; bir makine olsa,içine girsem tüm hastalıklarım ortaya çıksa diye.İşte insanlar tomografiye bu gözle bakmaya başladılar.Fakat tehlikenin farkında değiller.O tehlike “kanser”. İngilterede tomografiye giren her 50 hastadan 1 tanesinin kanser olması nedeniyle İngiltere Sağlık Bakanlığı sağlıklı kişilerin tarama amaçlı tomografi çektirmesini yasakladı.

26 Bundan 10 yıl önce risk bu kadar yüksek değildi
Bundan 10 yıl önce risk bu kadar yüksek değildi.Şuanda ise daha çok kesit alma imkanı ve tüm vücudu kısa sürede tarama imkanı olduğu için vücutta kalacak radyasyon miktarı yeni makinalarda daha fazladır.Bu cihazlarda çekim yapılan bir bireyde 2-5 yıl içerisinde lösemiye,25-30 yıl içerisinde ise mide kanserine, akciğer kanserine ve tiroid kanserine yakalanma riskleri artıyor.

27 Fakat tüm bunların aksine halk, doktorlara tomografi için ısrar ediyorlar.Bazı doktorlarda en ufak şikayetlere tomografi çekilmesini istiyorlar.Tomografi tüm vücudu tarayabildiği için, onu kısa yoldan teşhis olarak görülüyor.

28

29 5.Pozitron Emisyon Tomografisi (PET)
“Emisyon” tekniğine dayalı bir görüntüleme yöntemidir. PET görüntüleme tekniğinde pozitron yayan radyoaktif çekirdekler kullanılır. PET de oksijen, karbon, azot veya florin izotopları kullanılmaktadır. verilen düşük dozdaki radyoaktif çekirdeklerden yayılan gama ışınlarını saptayarak vücut içerisindeki dağılımlarını belirleyen ve 3 boyutlu görüntülere çeviren en gelişmiş nükleer tıp yöntemidir. Radyoaktif madde insan vücuduna verildiğinde, o maddenin uğradığı insan dokusunun görüntüsü oluşturulur.Cihaz; radyoaktif özelliğe sahip maddenin, dokunun içerisinde hangi kimyasallarla reaksiyonlara girdiğini, hangi vücut bölgelerine gönderildiğini, hangi dokularda parçalandığını vb fizyolojik doku bilgilerini üretir.

30 6.Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)
Manyetik rezonans adından da anlaşılabileceği üzere manyetik titreşim anlamına gelir. MR cihazı protonların manyetik alan altındaki titreşimlerinden yola çıkarak oluşturulmuş ve tanı amaçlı kullanılmaktadır. Protonlar, yani H+ iyonları normal ortamlarda kendi eksenlerinde spin (titreşim) hareketi yaparlar. Bu iyonlar bir manyetik alana girdiklerinde ise manyetik alanın yönüne göre ( N kutbuna) dizilme eğilimi gösterir ve bu yön doğrultusunda spin hareketlerine devam ederler. Üzerlerine yüksek frekanslı RF dalgası uygulandığında ise bu protonlar RF dalgalarının bazılarını soğurur bazılarını ise yayarlar. Bu durum protonların (H+ iyonları) yoğunluk, dağılım ve dizilişlerine göre değişiklikler gösterir. İşte MR cihazı protonların RF ve Manyetik Alan altındaki bu özelliklerine dayanarak görüntülerini oluşturur .

31 Manyetik Rezonans Cihazı protonların SPIN hareketini referans alarak çalışan, vücuttan dikey kesit alabilen bir Tanı ve Görüntüleme cihazıdır.

32 Manyetik Rezonans Cihazı;
• Akciğer, Bronş ve Soluk Borusu detaylı incelenmesinde. • Böbrek, İdrar yolları ve mesane incelenmesinde. • Eklem yerleri ve romatizmal bulgularda. • Sporcu sakatlanmalarında. • Bağırsak ve batın incelemelerinde. vb yumuşak doku görüntüleme ve incelemesinde sıklıkla kullanılır. Örnek olarak Beyin Omurilik Zarının yırtılması sonucu oluşan komplikasyonlar ancak hastanın MR cihazına sokulması ile anlaşılabilmektedir.

33 MR cihazının en önemli parçası olan magnetin yapısını incelediğimizde geçmişten günümüze birçok magnet çeşitleri üretilmiş ancak en kabul gören Süper İletken Magnette karar kılınmıştır. Bunun yanı sıra Rezistif Magnet Açık MR sisteminde kullanılmaktadır.Rezistif ve Süper İletken Magnetleri inceleyelim; • Rezistif Magnetler: Bu mıknatıslarda manyetik alan sanal bir iletkenden akım geçirilmesiyle sağlanır.Oluşturdukları ısı ve elektriksel kayıp oranlarından dolayı pratik alan şiddeti 0,2 T ile sınırlıdır. Bu tür mıknatısların bir dezavantajı ise yüksek miktarda elektriğe ihtiyaç duymalarıdır. Oldukça kolay ve ucuz bir şekilde üretilebilmeleri en önemli yararlarındandır.

34 • Süper İletken Magnetler: Bu magnet çalışma prensibi süper iletkenlik yasasına dayanır. Bilindiği üzere süper iletkenlik yasası; “Mutlak Sıfıra (-2730C, 00 K) soğutulmuş iletkenlerin direnci sıfır olur.” der. Bu magnetler bir tank içerisine iletken sargıların döşenmesi ile kurulur. Sargı döşeli bu tank içerisindeki iletkenlerin mutlak sıfır sıcaklığına indirebilmek için sıvı Helyum (He) kullanılır. Sıvı He -2690C’dir ve çok yüksek basınç uygulandığında oda sıcaklığında da sıvı halde kalabilir. İşte bu çok yüksek basınca dayanıklı tanka sıvı helyum depolandığında sargıların sıcaklığı mutlak sıfıra çok yakın bir sıcaklık olan -2690C ye soğumuş olur. Bu sıcaklıkta sargıların iç direnci yok denecek kadar azdır. Daha sonra sargılara verilen 600A’lik akım (1.5T’lık Manyetik alan için) direnç sıfıra çok yakın olacağı için; uzun bir süre yaklaşık olarak aynı değerde sargılarda devir daim yapacaktır.Bu yöntemle çok uzun süreli ve gayet yüksek manyetik alan yaratılmış olur. Bunun yanı sıra bu tarz bir magnetin; yapısından dolayı çok yüksek maliyetinin olacağı açıktır.

35 MR’ın Sağlığa Etkisi MR; tomografide ki gibi x-ışınları ile değil,manyetik alan ve radyo frekansı ile çalıştığından sağlığa olumsuz bir etkisi yoktur.Bu nedenle hamilelerinde MR çektirmesinde bir sakınca yoktur.Fakat hamileliğin ilk 3 ayında organ gelişimi olduğu için eğer çok acil değilse önerilmiyor bunun yanında ilk 3 ayda acil nedenlerle çekilen MR’ın fetüse bir etkisi olmadığı saptanmıştır.

36 MR’ın Dezavantajları • Tetkik süresinin uzundur • MRG Pahalı bir incelemedir. Cihazın yüksek maliyeti ; harcamalarının fazlalığı,kontrast ilacının pahalı oluşu nedeniyle artmakta bu durum ise tetkik ücretlerini artırmaktadır. • Dar ve kapalı bir yerde uzun bir süre kalma gerekliği nedeni ile klostrofobisi (dar ve kapalı yerde kalma korkusu ) olan hastaların incelemesi zordur. Günümüzde böyle bir korkusu bulunan hastalar için açık dizayn (open design ) manyetler de geliştirilmiştir. Bu tür cihazlar genellikle daha düşük T gücünde manyete sahiptirler. • Vücudunda kalp pili , metalik impland vb. taşıyan hastalar MR cihazının yüksek manyetik alanından etkilenme riski nedeniyle tetkike alınmazlar.

37 7. SİNTİGRAFİ Bu yöntemde vücuda düşük dozda radyoaktif madde verilir.Bu maddenin vücut içindeki metabolizma olaylarına katılması sağlanmakta ve maddenin yaydığı ışınların yardımıyla biyolojik olayın nitelikleri ayrıntılarıyla incelenebilmektedir. Bu maddelerin temini ve kullanımı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Sintigrafi raporunu doktor harici kişilerin yazması yasaklanmıştır.Bu yöntemde elde edilen bilgilerin çok iyi analiz edilmesi gerekir.Aksi takdirde yanlış tedavi yöntemleri kullanılabilir.Sintigrafi hamilelere uygulanmaz. Teşhis, ya diğer tetkiklerle konmaya çalışılır, ya da sintigrafi çekimi, hamilelik sonrasına ertelenir. Hemen belirtelim ki; bir hamileye kaza ile sintigrafi çekilmiş olması durumunda;10 rad’ın altında radyasyon almış hamilelerin bebeklerinde, sakatlık veya kanser görülme oranı, diğer hamilelerin bebeklerindeki orandan farklı değildir. 10 – 60 rad arasının şüpheli görüldüğü, 60 rad’ın üzerinde riskin arttığı söylenmektedir. 

38

39 8.Ultrasonografi (USG) Ultrasonografi, vücuda çok yüksek frekanslı ses dalgaları göndererek farklı doku yüzeylerinden gelen ekoları(yankıları) saptama esasına dayanan bir görüntüleme yöntemidir. Ultrason insan kulağının işitmeyeceği kadar çok yüksek frekanslı ses dalgasıdır. Kullanımının kolay olması ve iyonizan radyasyon riskini taşımaması nedeniyle sıklıkla başvurulan bir yöntemdir.Özellikle yumuşak doku ve parankimal organların(Bir organ yada bezin görev gören dokusudur.) incelenmesinde temel tanı yöntemidir.

40 Ultrasesin Elde Edilmesi
USG cihazlarında kullanılan ses dalgalarının frekansı 2-10 MHz arasındadır. Bu kadar yüksek frekanslı ses elde etmek için “Piezoelektrik özellikten”(basınç-elektrik)’ten yararlanılmaktadır.Bu özellik bazı malzemelere uygulanan mekanik basınç sonucunda, malzemenin elektrik alan ya da elektrik potansiyel yaratmasıdır.Bunun sonucunda ultrases dalgaları oluşur.

41 Ses-Doku Etkileşimi 1)YANSIMA (REFLEKSİYON):Ultratrasonik görüntülemede görüntü, ses demetinin yansıyan kısmı ile oluşturulur.İletilen ses görüntü oluşumuna katkıda bulunmaz, ancak sesin iletimi derin dokularda da eko üretmeye yetecek kadar kuvvetli olmalıdır.

42 2)KIRILMA(REFRAKSİYON):Ses bir ortamdan farlı bir ortama geçince frekansı sabit kalır, hızı ve dalga boyu yeni ortama uyar.Ses demeti ikinci bir ortama açıyla girdiği zaman dalga boyundaki değişiklik ses yönünde de değişikliğe yol açar.Kırılma; ses demetinin dalga boyunun, çarptığı ortamın dalga boyundan daha küçük olduğu durumda ortaya çıkmaktadır.Kırılma, görüntü kaybına neden olduğundan istenilmeyen bir etkidir.

43 3)ABSORBSİYON:Ses dalgasının enerjisinin dokular tarafından soğurularak ısıya dönüşmesidir.

44 Ultrason çoğunlukla karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler, mesane, yumurtalıklar ve rahim gibi karın içi organların görüntülenmesi için kullanılır.Ultrason çekilmesi için başvuran hastaların en sık şikayeti karın ağrısıdır. Karaciğer ve dalak gibi karın içi organların büyümesi, safra kesesi ve böbrek taşları, apandisit, yumurtalık kistleri ve karın içindeki tümörler ultrason ile teşhis edilebilen hastalıklardan bazılarıdır.

45 Doppler USG (Renkli USG)
Doppler ultrasonografi hareketli bir cisimden yansıyan ses  dalgalarının frekansındaki değişimden faydalanarak cismin hareket hızının hesaplanabilmesi prensibine dayanır.Yani hareket eden  cisme belli frekansta ses dalgaları yollanırsa, bu cisimden geri yansıyan ses dalgaları frekansında değişim olur.

46 Gebelikte çektirilen doppler ultrasonun amacı bebeği renkli görmek değil kalbin içinde,damarlarda kanın akışını izlemektir.Ayrıca gebelik dışında da yapılan bu işlem damariçi kan akımı hakkında bilgi verir. Doppler yardımı ile damariçi pıhtıları, plakları ve doğumsal oluşum bozukluklarını görebiliriz. Damarlardaki kan akım hızına göre hekime anjiyo için karar vermesine yardımcı olur.

47 2 Boyutlu Ultrason: en-boy görüntülenmesine imkan tanıyan cihazlardır.
3 Boyutlu Ultrason: en- boy-derinlik görüntülenmesine imkan tanıyan cihazlardır.Ancak 2 boyutlu görüntünün 3 boyutluya dönüşmesi biraz zaman alıcıdır.(10-15 dakika )  4 Boyutlu Ultrason: en- boy-derinlik içeren 3 boyutlu görünümün eş zamanlı olarak monitörde görünmesidir.

48 4 boyutlu ve 3 boyutlu USG klasik 2 boyutlu USG kullanımını gereksiz kılacak ölçüde bir yöntem değildir.Klasik USG’ de saptanması zor olan durumlarda avantaj sağlamaktadır.Özellikle bebeğin dış yapısının incelenmesinde avantajdır.

49

50 9.Elektron Mikroskobu Elektron mikroskobu bir cismin büyük görüntüsünü elde etmek için kullanılır.Bir cismi yaklaşık bir milyon defa büyütüp, bunu bir ekranda göstermek ve buradan fotoğrafını almak mümkündür. Elektron mikroskobu yüksek vakum bölgesinde yer alır; hava molekülleri tarafından saptırılamaz.Elektron mikroskobunda ışıktan daha çok elektronlar kullanılır.

51 Elektron mikroskobunun ışık mikroskobuna göre birçok avantajı vardır
Elektron mikroskobunun ışık mikroskobuna göre birçok avantajı vardır.Elektron mikroskobunda aydınlanma kaynağı olarak hızlandırılmış elektron demeti kullanılır.Elektron mikroskopları daha çok çözme gücüne sahiptir ve daha fazla büyümüş görüntü elde edebilir.Elektronun sağladığı büyük çözünürlük ışık fotonunun dalga boyundan çok,küçük olan elektronun dalga boyundan kaynaklanır.Görüntü oluşturulurken elektrostatik ve elektromanyetik mercekler kullanılır.Elektron mikroskopları 2 çeşittir.

52 Transmisyon Elektron Mikroskobu (TEM):
Bu mikroskopta elektron ışını çok ince bir örneğe yönlendirilir.Işık demeti bun örneğin içinden geçirilir.Bu geçiş sırasında görüntü merceklere iletilir.

53 Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM):
Daha kalın örnekler elektron ışınlarının yüzeyden yansıması ile incelenebilir. Bu inceleme SEM ile yapılabilmektedir. Elektron ışını örnek yüzeyine odaklanır ve örnek yüzeyini taramaya başlar. Işınının örnek yüzeyini taramayası ile görüntü oluşur.

54

55

56 NAZLI NUMANOĞLU 232048 3-A (gece)


"GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ VE ARAÇLARI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları