Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

BİTKİ PATOJENLERİNİN KONTROL YÖNTEMLERİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "BİTKİ PATOJENLERİNİN KONTROL YÖNTEMLERİ"— Sunum transkripti:

1 BİTKİ PATOJENLERİNİN KONTROL YÖNTEMLERİ
BURCU OMUZBÜKEN

2 BİTKİLERDE HASTALIĞA YOL AÇAN BİYOTİK FAKTÖRLER
Bir bitkide hastalığın gelişimi PATOJEN, KONUKÇU BİTKİ VE ÇEVRE üçlüsünün birbiri ile ilişkisine bağlıdır. Hastalığa neden olan biyotik canlılar arasında; funguslar en fazla hastalığa neden olan etmen ya da organizma olarak bilinirken bakteriler, virüsler ve diğer mikroorganizmalar sırasıyla takip eder. Hastalık nedeni olan patojen mikroorganizmalar; bitkide çeşitli morfolojik değişimler ya da semptomlara neden olurlar. (örn: zeytin dal kanseri- Pseudomonas savastanoi ve zeytin solgunluğu-Verticillium dahliae)

3 Hastalık Belirtileri ( Semptomlar )
Ölüm ya da nekrozlar(özellikle yapraklarda, değişik şekil ve ölçülerde nekrotik lezyonlar) Dokularda anormal gelişmeler( hypertrophy:bitki dokularındaki hücre büyüklüğünde artış ya da hyperplasia: bitki hücrelerinin sayısında artış) Gelişmenin durması(Hypoplasia:normal büyüklük ya da gelişiminini tamamlayamama) Renk değişikliği( Sararma ya da kloroz yaygın bir hastalık belirtisidir ve tüm bitkide olabileceği gibi, nekrotik (ölü) dokuları çevreleyen dokularda da görülebilir. Bu durum renk oluşumundan sorumlu klorofil parçalanması sonucu oluşmaktadır. Diğer renklerde görülebilir, örneğin aşırı antoksiyanin birikiminden kaynaklanan kırmızı renklenme gibi. Bu tür semptomlara virüs, mikoplazmalar gibi biyotik etmenler sebep olabileceği gibi, besin elementi gibi abiyotik etmenlerde neden olabilir ) Solgunluk( Bitki içerisinde su ya da besin elementlerinin hareketlerinin engellenmesi sonucu görülür )

4 Hastalık Belirtileri ( Semptomlar )
Bitki organlarının bozulması ya da alışılmamış şekilde gelişimi (Bazı bitki türlerinde, infekteli bitkiler normal stamen oluştururken, bazılarında, özellikle buğday rastığı ile infekteli bitkilerde daneler nişata yerine fungusun sporları ile dolmaktadır.Taş çekirdekli meyvelerde ise infekteli meyveler infekteli meyveler mumyalaşmış meyvelere dönüşmektedir) Doku parçalanması (Bu hastalık belirtileri genellikle meyve infeksiyonlarında görülmektedir ve çürüklük olarak da ifade edilmektedir) Zamklanma (Bazı patojenler aşırı zamk oluşumuna neden olabilir, özellikle ağaç infeksiyonlarından sorumlu patojenlerde görülmektedir )

5 Mücadele Yöntemleri Hastalık kontrolü ya da mücadelesi;hastalığın engellenmesi veya hastalığın varlığının şiddetinde azalma veya durdurma olarak ifade edilir. Mücadelede bireysel bitkidense bitki populasyonu üzerinde çalışılır. Birçok hastalığın önlenebilmesi entegre çalışmaya bağlıdır. Entegre mücadele fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörleri kapsayacak şekilde işlenir. Örneğin: zeytin dal kanserinde Pseudomonas savastanoi ile savaşmak için kültürel önlemler olarak; sık sık don olaylarının meydana geldiği yerlerde, zeytin dikilmemelidir. Fazla su tutan, tabanı killi topraklarda zeytin dikiminden kaçınılmalı, dikim yapılmışsa toprağın fazla suyu, drenaj yapılarak akıtılmalıdır. Ağaçlara gereğinden fazla azotlu gübre verilmemelidir. Budama artıkları bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Ayrıca kimyasal mücadele olarak da;

6 Mücadele Yöntemleri Tümör belirtilerinin belirgin olarak ortaya çıktığı, temmuz ağustos aylarında urlu kurumuş dallar temizlenmeli ve yara yerine %5’lik göztaşı eriyiği sürülmelidir. Bulaşık bahçelerde “% 1-2’lik Bordo Bulamacı” ile “yılda 4 defa” ilaçlama yapılmalıdır…. Benzeri örnekler verilebilir. Etkili bir kontrol patojenin ve konukçunun özelliklerinin bilinmesine bağlı olduğu gibi, ürünün yetiştirildiği kültürel ve iklim koşullarının bilinmesine de bağlıdır. Hastalığın kontrol edilmesinde ki önlemleri genellersek; kültürel kimyasal genetiksel biyolojik mücadele yöntemlerine ulaşırız.

7 Bitki Zararlıları ile Savaşın Genel İlkeleri
Doğal denge Ekonomik zarar seviyesi ve ekonomik zarar eşiği Maliyet/Potansiyel yarar oranı Önceden tahmin ve erken uyarı Tarımsal savaşa karar vermede rol oynayan faktörler

8 A. Doğal Denge : Doğadaki organizmalar birbirleri ile çok yönlü ilişkilere sahiptirler. Böcek türlerinden bazıları bitkilerde herhangi bir şekilde kayba neden olarak insanlar için zararlı konumda görülürken, diğer pek çok böcek türü ise zararlı olan böcekleri kontrol altında tutarak faydalı böcekler olarak nitelenirler. Faydalı ve zararlı böcekler doğada genel olarak denge halinde bir ilişkiye sahiptirler. Buna doğal denge denilir. Bu durumda zararlının populasyonları Ekonomik Zarar Eşiği’nin altındadır. Yani zararlı türün yoğunluğu mücadele yapmayı gerektirmeyecek bir seviyededir. Doğal dengeyi bozan etkenler doğal afetler, kültür şeklinin değiştirilmesi, ormanların azalması, çayır meraların azalması, uygun olmayan tarımsal savaş yöntemleri olarak sıralanabilir.

9 B. Ekonomik Zarar Seviyesi ve Ekonomik Zarar Eşiği :
Herhangi bir zararlının ekonomik zarara neden olan en düşük populasyon yoğunluğuna Ekonomik Zarar Seviyesi (EZS) adı verilir. Zararlı populasyonları bu seviyeye ulaşmadan önce gerekli önlemler alınmalıdır. Herhangi bir zararlının artan populasyonu karşısında ekonomik zarar seviyesine ulaşmadan populasyonu düşürme girişimlerinin gerekli olduğu noktaya Ekonomik Zarar Eşiği (EZE) denilir. Kısaca belirtilecek olursak zararlıya karşı savaşın gerekli olduğu en düşük zararlı populasyonudur. Zararlı populasyonlarının EZE civarında tutulmasıyla hem zararlı türün meydana getireceği zarar engellenmiş, hem de faydalı böceklerin korunması sağlanmış olur.

10 C. Maliyet/Potansiyel Yarar Oranı :
Bir zararlıya karşı mücadele yapmadan önce maliyet/potansiyel yarar oranı gözden geçirilerek mücadele yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Bu oranda payda ne kadar büyük olursa savaşın o kadar ekonomik ve karlı olduğu ortaya çıkar.

11 D. Önceden Tahmin ve Erken Uyarı :
Zararlı populasyonunun değişiminde etkili olan tüm faktörleri değerlendirerek, zararlının ekonomik zarar eşiğine ulaşıp ulaşamayacağını, eğer ulaşacaksa bunun zamanını tahmin ederek önceden uyarmaktır. Böylece savaşın başarısı artarken maliyet azalacak, ayrıca doğru, zamanında ve daha az sayıda uygulanan savaş ile doğal denge daha iyi korunacaktır. Önceden tahmin ve erken uyarı çalışmalarında 4 ayrı yöntemden bir arada yararlanılabilir. Zararlının biyolojisinin incelenmesi Bitki fenolojisinin incelenmesi Toplam sıcaklık isteği Yaşam alanları ve klimogram

12 E. Tarımsal Savaşa Karar Vermede Rol Oynayan Faktörler
Zararlının türü Zararlının biyolojisi Bitkinin çeşidi Bitkinin fenolojisi Doğal düşmanlar İklim faktörleri Ekonomik zarar eşiği Maliyet/Potansiyel yarar oranı

13 Patojenlere Karşı Savaş Yöntemleri
Zararlılara karşı savaş yöntemlerini 6 grup altında toplamak mümkündür. Günümüzde zararlılara karşı savaşta tercih edilmesi gereken yöntem olarak Entegre Savaş gösterilmektedir. Entegre Savaş ya da Tüm Savaş olarak isimlendirilen bu yöntemde mümkün olan bütün savaş yöntemlerinden, yeri geldiğince birbirleriyle uyum içinde olacak ve kimyasal mücadeleye en az düzeyde yer verecek şekilde yararlanmak hedeflenmektedir.

14 Patojenlere Karşı Savaş Yöntemleri
1.Karantina 2.Sanitasyon 3.Dirençli ürün varyeteleri (GDO) 4.Ürün rotasyonu 5.Pestisitten yararlanma 6.Biyolojik kontrol

15 1) KARANTİNA Karantina önlemlerini iç ve dış karantina olmak üzere 2 kısımda incelemek mümkündür. Yurdumuzda herhangi bir bölgesinde bulunan zararlı ve hastalık etmenlerinin başka bölgelere taşınmasını engellemek amacıyla alınan önlemlere iç karantina denilir. Belirli aralıklarla bir iç karantina listesi hazırlanarak bu kapsama giren hastalık ve zararlılar belirlenir. Özellikle tohum, çelik,fide ve fidanlar bu amaçla kontrol edilir ve sağlık sertifikası verilir.

16 1) KARANTİNA Ülkemizde bulunmayan hastalık ve zararlı etmenlerinin yurdumuza girmesini engellemeye yönelik tedbirlere ise dış karantina denilir. Bu amaçla ülkeye girecek olan materyaller dış karantina listesinde yer alan zararlı ve hastalıklar bakımından gözden geçirilerek temiz bulunanların girişine izin verilir. Karantina tedbirleri gerek ülkede bulunmayan zararlı ve hastalıkların girişini gerekse mevcut olanların yayılmasını önlemeye yönelik olup, hastalık ve zararlı sorunlarını oluşmadan engellemeye yönelik önemli savaş yöntemidir.

17 2) SANİTASYON Hastalık inokulum kaynaklarının yok edilmesi ve hastalığın bulunmadığı alanlara patojenin girişinin ya da yerleşmesinin engellenmesidir. Patojenleri engelleme ya da yok etme yöntemlerinden bazıları; 1) Bitki materyallerini muayene 2) Sertifikalı bitki materyallerinin kullanımı 3) Karantina ile sınırlamalar 4) Vektörlerin eleminasyonu

18 3) DİRENÇLİ ÜRÜN VARYETELERİ
Dayanıklı Bitki Tür ve Çeşitleri Yetiştirmek: Zararlılar farklı bitki tür ve çeşitleri üzerinde farklı düzeyde zarar yapma ve yaşama yeteneğindedirler. Bu özellikten yararlanarak o bitki için önem arz eden zararlılara karşı dayanıklı olan bitkilerin yetiştirilmesi ile zarar engellenebilir. Bitkilerde böceklere karşı dayanıklılık başlıca 3 şekilde olur. 1. Tercih olunmama : Bazı bitkiler böceklerce tercih edilmezler. 2. Antibiosis : Bitkilerdeki bazı bileşiklerin varlığı, bazılarının ise yokluğu böceğin gelişmesini etkiler. 3. Tolerans : Bazı bitkiler zarar gören dokularını yenileyebilme ve böylece zararı telafi edebilme yeteneğindedirler.

19 4) ÜRÜN ROTASYONU Zararlıların yaşayışını bozan, çoğalmalarını ve böylece sorun yaratmalarını engelleyen tarımsal işlemlere kültürel önlemler denir. Kuvvetli ve Sağlam Bitkiler Yetiştirmek:Bitkileri sağlıklı tutabilmek için çeşitli önlemlerin alınmasına ihtiyaç vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Uygun toprak ve yön seçimi 2. Toprak işleme 3. Gübreleme 4. Tohum temizliği 5. Seyrek yetiştirme 6. Sulama ve drenaj 7. Budama

20 4) ÜRÜN ROTASYONU Zararlılar bazı bitkileri daha fazla tercih ederler. Bu tip bitkilerin sürekli yetiştirilmesi o zararlının artışına neden olur. Bu nedenle o bölgede yetişebilir kültür bitkilerinin belirli bir nöbetleşme usulü ile yetiştirilmesi yararlı olabilir. Bu yöntem özellikle polifag olmayan ve hareket kabiliyeti sınırlı toprak altı zararlılarına karşı başarılı olmaktadır. Konukçu çevre patojen

21 5) PESTİSİTTEN YARARLANMA
Kimyasal maddeler kullanarak böceklerin öldürülmesine Kimyasal Savaş denmektedir. Ancak burada diğer bütün mücadele yöntemlerinde olduğu gibi amacın zararlıları tamamen ortadan kaldırmak yerine onların populasyonlarını ekonomik zarar eşiği altında tutmak olduğu hatırlanmalıdır. Kimyasal mücadele diğer bütün mücadele yöntemleri içinde en son düşünülmesi gereken yöntemdir. Yine de avantajları düşünüldüğünde birçok koşulda öncelikle tercih edilen bir yöntem konumundadır.

22 5) PESTİSİTTEN YARARLANMA
Tarımsal mücadele amacıyla kullanılan kimyasal maddelerin tamamına Pestisit denilmektedir. Pest : zararlı cide : öldürücü Pestisitlerin Sınıflandırılması Etkiledikleri canlı grubuna göre : İnsektisit (Böcek öldürücü) Akarisit (Akar öldürücü) Nematisit(Nematot öldürücü) Molluskisit (Yumuşakçaları öldürücü) Rodentisit (Kemirgen öldürücü) Avisit (Kuş öldürücü) Fungisit (Fungus öldürücü) Bakterisit (Bakteri öldürücü) Herbisit (Yabancı ot öldürücü) Algisit (Algleri öldürücü)

23 6) BİYOLOJİK KONTROL Biyolojik savaşta kullanılan etmenleri; faydalı böcek ve akarlar, nematodlar, mikroorganizmalar ve omurgalılar olarak gruplandırabiliriz. Faydalı böcek ve akarları; parazit, parazitoid ve predatörler diye sınıflandırmak mümkündür. Parazitler; yaşamını genellikle tek bir konukçu bireyi üzerinde tamamlayan ve konukçusunu öldürmeyip zayıflatan organizmalardır. Parazitoidler; yaşamını tek bir konukçu bireyi üzerinde tamamlayan ve konukçusunu belirli bir süre sonra öldüren canlılardır. Predatörler; yaşamlarını birden fazla konukçu bireyi üzerinde, onları yok ederek tamamlayan faydalılardır. Nematodların birçoğu bitki zararlısı olduğu gibi bazı türleri özellikle böcekler üzerinde yaşayarak onları yok ederler. Bunlardan önemli olanları Mermis, Agamermis ve Howardula cinslerine bağlı türlerdir.

24 6) BİYOLOJİK KONTROL Zararlıları baskı altında tutan mikroorganizmalar içinde bakteri, fungus, virus, rickettsia, protozoa gibi canlılar yer almaktadır. Bunları kullanarak yapılan biyolojik savaşa mikrobiyal savaş denilir. Günümüzde zararlılara karşı en fazla kullanılan entomopatojen bakterileridir. Bunlardan en çok bilineni ise Bacillus thuringiensis ve çok sayıdaki varyeteleridir. Bu bakterilerin varyetelerinden ve bunların karışımlarından yapılmış preparatlar Lepidoptera, Coleoptera ve Diptera takımından böceklere karşı uzun zamandır başarıyla kullanılmaktadır. Entomopatojen funguslardan yapılmış bazı preparatlar daha ziyade toprakta yaşayan zararlılara karşı kullanılmaktadır. Entomophthora, Verticillium, Beuvaria ve Metarhizium cinslerine bağlı funguslar en çok bilinenleridir. Virüslerden özellikle polihedral olanlar böceklerde hastalık meydana getirerek onları öldürürler. Rickettsia ve protozoonlar ise daha dar bir kullanım imkanına sahiptirler. Gambusia cinsinden bazı balıklar sulardaki sivrisinek larvalarına karşı kullanılmaktadır.

25 KAYNAKLAR: http://www2.omu.edu.tr/docs/dersnotu/1491


"BİTKİ PATOJENLERİNİN KONTROL YÖNTEMLERİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları