Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÜNİTE 6 YAŞAYAN DEMOKRASİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÜNİTE 6 YAŞAYAN DEMOKRASİ"— Sunum transkripti:

1 ÜNİTE 6 YAŞAYAN DEMOKRASİ

2 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKLERDE EGEMENLİK ANLAYIŞI VE YÖNETİM ŞEKİLLERİ 1-ORTA ASYA TÜRK DEVLETLERİNDE

3

4

5

6 2-ESKİ TÜRK DEVLET GELENEĞİNDE OLDUĞU GİBİ, BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ’NDE DE ÜLKE TOPRAKLARI HANEDANIN ORTAK MALI SAYILIYORDU. Bundan dolayı Büyük Selçuklu toprakları eyaletlere bölünmüştü. Eyaletlerin yönetimi de Melik olarak adlandırılan hanedanın erkek üyelerine bırakılmıştı. devlet işleri "Divan-ı Âlâ" adı verilen bir kurulda görüşülür ve karara bağlanırdı. Ayrıca maliye, askerlik ve adalet işleriyle uğraşan başka divanlar da vardı.

7 3-OSMANLI DEVLETİNDE: Kimin padişah olacağı konusunda kesin bir kural yoktu. Osmanlı ailesinin bütün erkekleri taht üzerinde hak sahibi idiler. Onun için padişah ölünce oğullarının hangisinin tahta geçeceği konusunda devlet yönetimindeki etkili grupların(ümera, ulema vb.) tercihleri önemli rol oynuyordu. Eski Türk Devlet geleneğinden kaynaklanan bu sistem (Kut anlayışı) taht kavgalarına neden  oluyordu. Eski Türk devletlerinde olduğu gibi yönetim şekli MUTLAKİYETTİR.

8 Fatih ve I. Ahmet dönemlerinde veraset sistemi ile ilgili önemli değişiklikler yapılmıştır. Devlet işleri bugünkü Bakanlar Kurulu gibi çalışan Divan-ı Hümayun da görüşülürdü. Divan teşkilatı II. Mahmut döneminde kaldırılarak yerine bakanlıklar kuruldu. 1839 Tanzimat Fermanı Türk Tarihinde demokratikleşmenin ilk adımı olarak kabul edilir. Bu fermanda tüm vatandaşların, mal, can ve namus güvenliğinin sağlanması, vergide adalet, yargılamada açıklık gibi konular yer almıştır. Buradaki amaç, iktidarı saraydan alıp bürokrasiye vermek ve devlet yönetiminde merkezileşmeyi sağlamaktı.

9 1876’da Türk Tarihinin ilk yazılı anayasasının ilan edilmesi ile büyük bir değişim yaşanmış, padişahın yanında kısmen de olsa halkın yönetime katılmasını sağlayan Meşrutiyet yönetimine geçilmiştir.

10 23 Nisan 1920’de Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin açılması ile bir süre sonra milli egemenlik ilkesi devletin temel öğelerinden biri haline gelmiştir. 20 Ocak 1921'de kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun birinci maddesi, "Hakimiyet bila kayd ü şart milletindir" ( Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir) ilkesini ilan ederek önemli bir adım atılmıştır. Bu ilke, öncelikle padişaha ve onun şahsında somutlaşan geleneksel güçler dengesine verilmiş bir cevaptır. "Milleti" temsil ettiği kabul edilen Meclis'in, kendi dışında hiçbir güç ve irade tanımadığı bildirilmiştir. Artık halk kendi yöneticilerini kendisi seçecek ve yönetimde halk söz sahibi olacaktı. 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilan edilmesi ile yeni Türk devletinin yönetim anlayışı da belirlenmiştir.

11

12 EGEMENLİK, DEMOKRATİK DEVLET, SOSYAL DEVLET VE HUKUK DEVLETİ NE DEMEKTİR?
Yukarıdaki kavramları anlayabilmek için önce nerelerde geçtiklerini bir görelim.1982 Anayasasının ilk 3maddesi şöyledir. DEVLETİN ŞEKLİ MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. CUMHURİYETİN NİTELİKLERİ MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. III.  DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜ, RESMÎ DİLİ, BAYRAĞI, MİLLÎ MARŞI VE BAŞKENTİ MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

13 SOSYAL DEVLET: Vatandaşlarının huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayan, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. HUKUK DEVLETİ: Hukukun bilinen ve tüm uygar ülkelerin benimseyip uyduğu ilkeleri,hukukun üstün kurallarını benimseyen, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkelerine bağlı, insan haklarına saygılı,hak ve özgürlükleri güçlendiren,adaletli bir hukuk düzenini sürdüren devlettir.Vatandaşlar sorunlarının çözümünde adaletin eşit olarak uygulandığı mahkemelere başvurabilir. DEMOKRATİ DEVLET: Türk milleti kendisini yönetecek olan kişileri seçimle işbaşına getirir. Genel seçimler dört yılda bir yapılırken, Cumhurbaşkanını da halk seçer ve görev süresi 5 yıldır. Mahalli seçimler ( muhtar ve belediye başkanı) 5 yılda bir yapılır. Seçimlerde aday olarak ya da oy kullanarak vatandaşlar yönetimde söz sahibi olurlar.

14 Atatürk’ün egemenlik, bağımsızlık, demokrasi, yönetim ve insan hakları ile ilgili bazı sözleri:
*Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. *Millete efendilik yoktur. Hizmet etme vardır. Bu millete hizmet eden, onun efendisi olur. *Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlâtlarından ibarettir. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

15 Yeni Türkiye Cumhuriyetinin yapısının ruhu, milli egemenliktir
* Yeni Türkiye Cumhuriyetinin yapısının ruhu, milli egemenliktir. Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir. Bir milletin egemenliğini anlayabilmesi ve onu güvenle koruyabilmesi, bir takım özel niteliklere ve üstün eğitime sahip olmasına bağlıdır. Bir milletin ki siyasi eğitiminde, sosyal eğitiminde, vatan sevgisinde eksik vardır; öyle bir millet egemenliğini gerektiği derecede elinde tutamaz.

16 Yasama:Yasa yapma. Yürütme:Kanunları uygulamadır.Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılır. Yargı:Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerinde göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar. Günlük hayatın işleyişinde bir takım kurallar dizisi hakimdir.Bunun nedeni insanların topluluk halinde yaşamalarıdır.İnsanların bu ihtiyaçları soncu belli esaslara göre işleyen gelişme olanaklarına sahip devletler kurulmuştur.Bu devletlerin işleyişlerinde ise yazılı ve yazısız kurallar dizisi etkili olmuştur.

17 Yasa Tasarısı: Hükümet tarafından hazırlanarak yasalaşması için meclise gönderilen kanun metni.
Devlet:Devlet belli bir toplumu yöneten, onu yabancı ülkelere karşı temsil eden, savunan toplumun içinden çıkan güçle örgütlenen toplumda daha üst bir kuruluş tanımayan kendisine özgü bir kişiliği bulunan üstün bir toplumsal kurumdur. Bir devlette düzeni sağlamaya yönelik yasalarda vardır.

18 YASALAR TBMM’DE NASIL ÇIKARILIR?
1)Anayasamızın 88. maddesine göre kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir. 2)Kanun tasarı ve teklifleri Türkiye Büyük Millet Meclisinde Komisyonlar tarafından görüşülür. 3)Komisyon tarafından kabul edilen yasa rapor olarak TBMM Genel Kuruluna sunulur.

19 YASALAR TBMM’DE NASIL ÇIKARILIR?
4)Daha sonra meclis tarafından çıkartılan kanun Cumhurbaşkanının onayına sunulur. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları on beş gün içinde yayımlar ya da yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Geri göndermesine veto denir.

20 YASALAR TBMM’DE NASIL ÇIKARILIR?
5)Son olarak Cumhurbaşkanının onaylamasından sonra çıkan kanunun Resmi Gazetede yayımlanması ile kanun yürürlüğe girer.

21 KANUN NASIL YAPILIR? TBMM BAŞKANLIĞI KOMİSYONLAR KOMİSYON RAPORU
TASARI TASARI TBMM BAŞKANLIĞI KOMİSYONLAR KOMİSYON RAPORU TBMM GENEL KURULU KANUN CUMHURBAŞKANI RESMİ GAZETE

22 ÇEVRE YASASI 9 Nisan 2006 tarihinde İstanbul’un Tuzla ilçesinin Orhanlı Beldesinde patlak veren zehirli variller skandalından sonra yeniden gündeme gelen Çevre Yasası TBMM'den geçti. 1983’de çıkarılan yasa eksik yönleri ve cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle 1995’de ilk defa değişiklik yapılması yönünde gündeme gelmiş, değişiklik tasarısı verilmiş ancak bir türlü Meclis genel Kurulunda görüşülememişti. Varil olayından sonra tekrar gündeme gelen yasa 26 Nisan 2006’da Meclis Genel Kurulunda kabul edildi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in onaylaması ve Resmi Gazetede yayımlanması ile yürürlüğe girdi. Türkiye'de artık Sanayiciler, iş yeri sahipleri ve çevre mühendisliği (arıtma, ÇED vb.) hizmeti veren firmalar; yeni yasa ile ciddi yükümlülükler altına girdi.

23 Çevresel etki değerlendirmesi ( ÇED): Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz  yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalardır.

24 Yeni Çevre Yasasının İşletmelere Getirdiği Yükümlülükler
*Atık su arıtma ve katı atık bertaraf tesislerini kurma yükümlülüğünü yerine getirmeyen belediyelere ve işletmelere idari para cezası kesilecek *Yasak atıkları toprağa verenlere, 24 bin YTL ceza kesilecek. *Balık çiftlikleri, kapalı koy ve körfezler ile doğal ve arkeolojik sit alanlarında kurulamayacak.   *Tehlikeli kimyasalları yasalara aykırı üreten, işleyen, ithal eden, taşıyan, depolayan ve satışa sunanlara 1 milyon YTL ceza verilecek.   *Arıtma tesisi kurmayanlar ile kurup da çalıştırmayanlara 60 bin YTL para cezası verilecek.

25 *Arıtma tesisi kuranların tesiste kullandıkları elektrik tarifesi yarıya kadar indirilecek.
*Bundan böyle, liman, tersane, marina gibi işletmeler kendi atık ve atık su arıtma tesisini yaptıracak. **Zehirli varil olayında olduğu gibi, yasadaki koşullar dışında tehlikeli atıkları toplayan, taşıyan, bertaraf eden ve ömrü dolan bertaraf tesislerini kapatmayanlara 100 bin YTL.den 1 milyon YTL.ye kadar para cezası. *Çevre cezalarını artık valilik değil bakanlık görevlileri kesecek. *Bakanlar Kurulu, idari para cezalarını 10 katına kadar artırabilecek. *Çevreyi kirleten veya bozan bir faaliyetten zarar gören  veya haberdar olan herkes ilgili mercilere başvurarak faaliyetle ilgili gerekli önlemlerin alınmasını  veya faaliyetin durdurulmasını isteyebilir.  Umuma açık yerlerde her ne şekilde olursa olsun çevreyi kirletenlere 100 Türk Lirası idarî para cezası verilir.

26 İZCİNİN PAROLASI: “İZCİ DAİMA HAZIRDIR.”
Şu anda dünyada 200’den fazla ülkede 28 milyonun üzerinde izci bulunmaktadır. İZCİLİĞİN KISA TARİHİ BADEN POWELL (1857 – 1941) İzcilik, Robert Baden Powell (B.P.) tarafından başlatılmıştır. B.P. gençliğinde de açık havada olmayı severdi. Arazide bir avcı ya da gözcü gibi davranarak saatler geçirirdi. Kardeşleriyle sahilleri keşif için tekneyle geziye çıkarlar, sırt çantalarına malzemelerini koyarak arazide yürüyüşler yaparlardı. B.P. okulu bitirdikten sonra İngiliz ordusuna katıldı. Hindistan’da ve Güney Afrika’da görev yaptı. Güney Afrika’dayken B.P. Boerlere karşı Mafeking isimli küçük bir kasabanın savunmasını komuta etti. Yedi ay süren kuşatma boyunca, çok az askeri olan B.P. yerli gençleri haberci olarak kullandı. Yardım gelmesiyle B.P. kuşatmadan kurtuldu. Belirli seviyeye ulaşmış liderlerin boynuna taktığı tahta fikri, Şef Dinizulu’ya ait dizili tahtalardan oluşan bir kolyeden türemiştir. B.P., eğitimini tamamlamış ilk liderlere bu kolyenin tahtalarından vermiştir. İngiltere’ye döndüğünde gençlerin spordan başka vakit geçirecek fazla bir şeylerinin olmadığını gördü. Güney Afrika’da öğrendiklerini hatırladı ve bu becerileri gençlere öğretmeye karar verdi.

27 BADEN POWELL (1857 – 1941)

28

29 ERKEK VE KIZ ÇOCUKLAR İÇİN İZCİLİK: Kamptan sonra B. P
ERKEK VE KIZ ÇOCUKLAR İÇİN İZCİLİK: Kamptan sonra B.P. ordudaki ve Brownsea Adası’ndaki deneyimlerine dayanarak “Erkek Çocuklar İçin İzcilik (Scouting for Boys)” isimli kitabını yazdı. Ülkedeki binlerce genç kitabı satın aldı ve obalar kurup okudukları faaliyetleri uygulamaya başladı. Obalar yetişkinlerden liderleri olmalarını istedi ve böylece üniteler şekillendirildi.Kızlar da izciliğe katılmak istedi. Kız izci teşkilatı, 1910 yılında B.P.’nin eşi Ola ve Baden Powell tarafından kuruldu ve yönetildi.

30 İZCİ ANDI Tanrıya ve vatanıma karşı vazifelerimi yerine getireceğime, izcilik türesine uyacağıma, başkalarına her zaman yardımda bulunacağıma, kendimi bedence sağlam, fikirce uyanık ve ahlâkça dürüst tutmak için elimden geleni yapacağıma şerefim üzerine and içerim.

31 İ Z C İ TÜRESİ 1-İzci, sözünün eridir. Şeref ve haysiyetini her şeyin üstünde tutar. 2-İzci, yurduna, milletine, ailesine ve izci liderlerine sadıktır. 3-İzci, başkalarına yardımcı ve yararlı olur. 4-İzci, herkesin arkadaşı ve bütün izcilerin kardeşidir. 5-İzci, herkese karşı naziktir. 6-İzci, bitki ve hayvanları sever ve korur. 7-İzci, büyüklerinin sözünü dinler, küçüklerini sever ve korur. 8-İzci, cesurdur, her türlü şartlar altında neşeli ve güler yüzlüdür. 9-İzci, tutumludur. 10-İzci, fikir, söz ve hareketlerinde açık ve dürüsttür.

32 İZCİLİĞİN AMACI İzcilik teşkilatına katılan genci; 1-Karakterli, iyi vasıflı, toplum içinde yapıcı duruma sahip, 2-Kanun, nizam, talimat ve emirlere uyan, saygılı, disiplinli, 3-Başkalarını düşünen, 4-Başkalarına yardım etmekten zevk duyan, 5-Kendisi için gerekli el maharetlerine sahip, 6-Kendisine güvenen, sorumluluk almaya istekli ve hazırlıklı, 7-Sağlıklı ve olumlu düşünen 8-Doğa ve kültür eserlerini seven ve koruyan bir insan olarak yetiştirmektir

33 ÜNİTE DEĞERLENDİRME TESTİ
1-Orta Asya Türk Devletleri, Türk boylarının birleşmesi ile oluşmuştur. Boy beyleri, halk tarafından adaletli, yetenekli, güçlü ve bilgili kişiler arasından seçilirdi. Devletle ilgili kararların alındığı Kurultaylara boy beyleri de katılırdı. Bu bilgilere dayanarak Orta Asya Türk Devletleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Orta Asya Türk Devletleri boyların bir araya gelmesiyle oluşmuştur. B) Hükümdarlığın kaynağının ilahi olduğu inancı (kut anlayışı)vardır. C) Halk devlet yönetiminde güvenilir kişilerin olmasına önem vermiştir. D) Boy beyleri yönetimde söz sahibidir.

34 2- Orta Asya Türk devletleri’nin yazılı kanunları yoktu
2- Orta Asya Türk devletleri’nin yazılı kanunları yoktu. Adalet, gelenek ve göreneklere göre yürütülüyordu. Orta Asya Türk devletleri’ndeki bu adalet sistemine ne ad verilirdi? A)Yuğ B)Töre C)Balbal D)Şad 3-Demokrasilerde hakimiyetin asıl sahibi aşağıdakilerden hangisidir? A) Cumhurbaşkanı B) Halk C) Başbakan D) Mahkemeler

35 4- Aşağıdakilerden hangisi iktidar partisinin tanımıdır?
A) Hükümeti yıkan partidir. B) Seçimlerde en düşük oy alan partidir. C) Seçim barajını aşan partilerdir. D) Hükümeti kuran partidir. 5-Yasama, yürütme ve yargı yetkilerini ayrı ayrı organlarda toplayan, bunların birbirlerini denetlemesini sağlayan ve halk egemenliğine dayanan yönetim biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) Teokrasi B) Monarşi C) Demokrasi D) Oligarşi

36 6- Aşağıdakilerden hangisi, halkın seçtiği kişilerce TBMM’de “temsili demokrasi”nin özelliklerinden biri değildir? A) Ulus egemenliğini esas alması B) Seçilenlerin ulusu temsil etmesi C) Temsilin belli bir süresinin olması D) Temsilin sürekli olması 7-Aşağıdakilerden hangisi, bir ülkenin demokrasiyle yönetildiğinin en belirgin kanıtıdır? A) Herkesten gelirine göre vergi alınması B) Kanunların herkes için geçerli olması C) Millet hakimiyetinin olması D) Eğitim hizmetlerinden herkesin yararlanması

37 8- Atatürk “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
8- Atatürk “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” sözüyle demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinden hangi ilkenin önemini vurgulamıştır? A) Seçimler ve temsil B) Hürriyet ve eşitlik C) Hukukun üstünlüğü D) Ulusal egemenlik

38 9-Aşağıdakilerden hangisi demokrasinin temel ilkelerinden değildir?
A) Milli egemenlik B) Hürriyet ve eşitlik C) Siyasi partiler D)Yönetenlere ayrıcalık 10- Aşağıdakilerden hangisi demokrasinin korunmasında bireylere düşen görevlerden değildir? A)Başkalarının hakkına saygılı olmak B)İyi bir vatandaş olmak C)Başkalarının bizim gibi düşünmesini sağlamak D)Yöneticilerin yaptığı işleri takip etmek

39 12- Yasama görevi hangi organımızındır?
11-Eski Türklerde kağana Gök Tanrı tarafından verildiğine inanılan yönetme yetkisine ne ad verilirdi? A)Töre B)Toy C)Kut D)Kurultay 12- Yasama görevi hangi organımızındır? a-Bakanlar kurulu b-TBMM c-Mahkemelerin d-Cumhurbaşkanı

40 13-“Herkes dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi(inanç), mezhep vb. sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Yukarıdaki açıklama anayasamızdaki hangi temel ilkeyi ifade eder? A)Siyasi Partiler B)Basın C)Eşitlik D)Kamuoyu

41 UĞUR YÜCEBAĞ


"ÜNİTE 6 YAŞAYAN DEMOKRASİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları