Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Eylül 2012. Sekülerleşip günlük hayatına dini sokmayanlar insanın dirisine ve ölüsüne “din penceresinden” değil, “çıkar penceresinden” bakarlar. İnsanlarla.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Eylül 2012. Sekülerleşip günlük hayatına dini sokmayanlar insanın dirisine ve ölüsüne “din penceresinden” değil, “çıkar penceresinden” bakarlar. İnsanlarla."— Sunum transkripti:

1 Eylül 2012

2 Sekülerleşip günlük hayatına dini sokmayanlar insanın dirisine ve ölüsüne “din penceresinden” değil, “çıkar penceresinden” bakarlar. İnsanlarla ilişkiler “bilgi ve samimi olma” üzerine inşa edilmelidir; yoksa, ilişkiler “gaflet, rant (menfaat) veya ‘ayıp olmasın’ (ikiyüzlülük)” üzerine kurulur. Cenazeye formaliteden katılanlar buna örnek gösterilebilir. Bir Müslüman davranışlarının hesabını insanlara değil, Yüce Allah’a vereceği bilincinde olan kişidir. Bu sebeple; insanlarla ilişkilerini “ayıp olmasın” temeline değil, “İslâm” temeli üzerine oturtur. Tersi; içte kendini kandırmak, dışta riyadır. Böyleleri İslâmın tanımladığı “Müslüman” tanımına uygun düşmezler. Sekülerleşip günlük hayatına dini sokmayanlar insanın dirisine ve ölüsüne “din penceresinden” değil, “çıkar penceresinden” bakarlar. İnsanlarla ilişkiler “bilgi ve samimi olma” üzerine inşa edilmelidir; yoksa, ilişkiler “gaflet, rant (menfaat) veya ‘ayıp olmasın’ (ikiyüzlülük)” üzerine kurulur. Cenazeye formaliteden katılanlar buna örnek gösterilebilir. Bir Müslüman davranışlarının hesabını insanlara değil, Yüce Allah’a vereceği bilincinde olan kişidir. Bu sebeple; insanlarla ilişkilerini “ayıp olmasın” temeline değil, “İslâm” temeli üzerine oturtur. Tersi; içte kendini kandırmak, dışta riyadır. Böyleleri İslâmın tanımladığı “Müslüman” tanımına uygun düşmezler.

3 BİRGÖZLEMDENHAREKETLE Emekli olmanın getirdiği serbestlikten faydalanarak yaz aylarını hanımın memleketinde (Güney Ege’de bir sahil köyünde) geçiriyorum… Bu bölgenin “doğruları(!)” benim bildiklerimden çok farklı. Emekli olmanın getirdiği serbestlikten faydalanarak yaz aylarını hanımın memleketinde (Güney Ege’de bir sahil köyünde) geçiriyorum… Bu bölgenin “doğruları(!)” benim bildiklerimden çok farklı. Köyün merkezinde randevum var. Arabayı park ederken ezan okunmaya başladı. Köyün merkezinde randevum var. Arabayı park ederken ezan okunmaya başladı. Camiye yakınım, saate baktım daha zamanım var. Abdestimde olduğuna göre Camiye yakınım, saate baktım daha zamanım var. Abdestimde olduğuna göre namazı cemaatle kılayım istedim ve camiye girdim. Caminin içi boş sayılır, bu bölgede normal… Namaz çıkışında avluda bir tabut ve başında bekleyen tanımadığım birkaç kişi… Cenaze namazına katılacak kadar zamanım yok, avlu dışına çıkıyorum. namazı cemaatle kılayım istedim ve camiye girdim. Caminin içi boş sayılır, bu bölgede normal… Namaz çıkışında avluda bir tabut ve başında bekleyen tanımadığım birkaç kişi… Cenaze namazına katılacak kadar zamanım yok, avlu dışına çıkıyorum. O da ne? Karşı duvarın gölgesinde bir yığın insan ayakta veya oturarak bekliyor ve aralarında konuşuyorlar. Belli ki cenaze için gelmişler ve cenaze namazının kılınmasını bekliyorlar. Yoğun sigara dumanına bakılırsa oruçlusu da az olmalı. RAMAZANAYINDAYIZ

4 DÜNYA HAYATI YENİDENYARADILIŞ ÖNCERUHYARATILMIŞTIR AHİRET HAYATI DİRİLİŞ (Ruhun Yeni Bedene Kavuşması ve Hesap Verme) ve Hesap Verme) EBEDİHAYAT Spermanın yumurtayı döllemesi ile başlayan insanın maddi varlığı, anne karnında su içinde gelişir. İnsan doğumla birlikte atmosfer içindeki hayatına başlar… Bu hayat da sınırlıdır ve bir gün biter. Buna dünya lisanıyla “ölüm” denilse de “yok olma” anlamında insan ölmez; ruhu ile varlığı bir başka boyutta devam ettirilir… KIYAMET (Kâinatın sonu) CENNETveyaCEHENNEM Bu süreç; dünya zamanından, coğrafi bölgelerden, etnik yapıdan, inanç yapısından, cinsiyetten bağımsız olarak her insan için ayrı ayrı işleyecektir… Ve her insan kendi “ebedi hayatını” yaşayacaktır. (Grafik olarak tekrarlayalım) Önceki konularımızdan bir alıntı ile devam edelim… Geniş Bilgi için: İNSAN ÖLÜR MÜ? Konusuna bakınız.

5 Bir Müslüman (insan olarak) her nefesinde ölümüne biraz daha yaklaşır ve kendisine takdir edilen “ömür” (süre) dolduğunda ruhu bedenini terk eder; geriye işlevsiz beden (ceset) kalır. Sonuçta: Ruh hesap vermek için varlığını sürdürürken, beden çürümeye başlar. MÜSLÜMANINÖLÜMÜ MÜSLÜMANKİMDİR? MÜMİN: Allah’a, Hz. Peygamber’e ve O’nun haber verdiği şeylere (Allah’ın varlığına ve birliğine, ahiret gününe, kitaplarına, meleklerine, kadere ve peygamberlerine) gönülden inanıp, kabul ve tasdik eden kimse. Mümin, vahye iman edendir. MÜSLÜMAN : İslam dinine “bağlanan / teslimiyet gösteren” (vahyin yap dediklerini yapan, yapma dediklerini yapmayan) kimse. Müslüman, vahye uygun eylem sahibidir. İslâma göre: Bir insanın ölümünde “ruh yok olmaz, bedeninden ayrılır”. Bedenden ayrılmak ruhu yok etmez, bedeni işlevsiz kılar. Yönetilmeyen beden “insan değil, görevini tamamlamış bir cesettir”. Cesede “saygı duyulmalı” ve gereği yerine getirilmeli. CESEDE SAYGI Yaşayanlar, bir Müslüman kardeşinin “cansız vücudunu” (cesedini) sahiplenmek zorundadır. Bir diğer ifade ile onu ortada bırakamaz, onu usulüne göre define hazırlar, namazını kılar ve dualarla gömer… Tersi, hayvani bir davranıştır; çünkü; hayvanlar ölülerini sahiplenmez.

6 DİNKURALKOYAR DENİR

7 “Hayatı sona ermiş (artık yaşamayan) bir Müslümanın kefenlenip tabuta konmuş vücudu” veya “gömülmeye hazırlanmış insan ölüsü”dür.CENAZE CENAZENAMAZI Yıkanıp kefenlenen ölüye dua yapmak üzere cenaze namazı kılınır. Cenaze namazı, abdestli ve kıbleye yönelik olarak kılınır. Bu namaz, Allah için namaz ve ölen kimse için duadır. Yaşayanlar bu yolla ölen din kardeşinin günah ve kusurlarının bağışlanmasını Allah'tan dilerler. Müslüman, bir diğer Müslümanın ölümünü duyunca görevi başlar. İlk olarak; Bakara Süresi 156’ıncı ayetinden "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" der. Meali: “Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz”. Devamında: "Ya Rabbi onu salihlere kat, rahmetine eriştir, çoluk çocuğuna iyilikler ihsan et, bizi de onu da mağfiret et" (Hadis) diye dua eder. Özetle; ilk görev duadır ve kendinin de öleceğini idrak etmektir. Müslüman, bir diğer Müslümanın ölümünü duyunca görevi başlar. İlk olarak; Bakara Süresi 156’ıncı ayetinden "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" der. Meali: “Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz”. Devamında: "Ya Rabbi onu salihlere kat, rahmetine eriştir, çoluk çocuğuna iyilikler ihsan et, bizi de onu da mağfiret et" (Hadis) diye dua eder. Özetle; ilk görev duadır ve kendinin de öleceğini idrak etmektir. Müslüman, bir yakınının “ölümünü” soğukkanlı karşılar… Allah'a isyan anlamına gelecek sözler söylemek, dövünmek, saç baş yolmak, yüksek sesle ağlamak, matem tutmak, siyah elbise giymek veya işaretler taşımak Müslüman, bir yakınının “ölümünü” soğukkanlı karşılar… Allah'a isyan anlamına gelecek sözler söylemek, dövünmek, saç baş yolmak, yüksek sesle ağlamak, matem tutmak, siyah elbise giymek veya işaretler taşımak ona yakışmaz. Yakışanı; kalben kederlenmek, istiyorsa sessizce göz yaşı dökmektir. Müslüman, ölenle yakınlık derecesine göre yapılması gerekenleri sırayla yerine getirir; getirenlere yardımcı olur. Durumu müsait ise, cenaze namazına ve defin işlemine katılır, ölenin yakınlarına taziyede bulur. Müslüman, ölenle yakınlık derecesine göre yapılması gerekenleri sırayla yerine getirir; getirenlere yardımcı olur. Durumu müsait ise, cenaze namazına ve defin işlemine katılır, ölenin yakınlarına taziyede bulur. Ölen bir Müslümanı yıkamak, kefenlemek, onun için namaz kılıp dua etmek ve kabre gömmek Müslümanlar için farz-ı kifâyedir. Birileri bunları yaparsa, görev diğer Müslümanlar üzerinden kalkar.

8 CENAZENİN TAŞINMASI CENAZENİN TAŞINMASI ● Cenazeyi alkışlamak, slogan atmak, müzik veya korna ● Cenazeyi alkışlamak, slogan atmak, müzik veya korna çalmak vb. ölüye ve ölü sahiplerine saygısızlıktır ve İslâm çalmak vb. ölüye ve ölü sahiplerine saygısızlıktır ve İslâm dininin esaslarına aykırıdır. Bunları yapanlar yaptıklarının dine aykırı olduğunu bilmiyorlarsa “gaflet”, bilerek yapıyorlarsa “dine düşmanlık” içindedir. Her iki halde insana böyle sapkınlıklar yaptırır. dininin esaslarına aykırıdır. Bunları yapanlar yaptıklarının dine aykırı olduğunu bilmiyorlarsa “gaflet”, bilerek yapıyorlarsa “dine düşmanlık” içindedir. Her iki halde insana böyle sapkınlıklar yaptırır. ● Mezarlığın yakın olduğu yerlerde cenazenin omuzlarda kabre götürülmesi bir saygının ifadesidir. (Bu “ölümün hiçlik olmadığını anlatmak amacına” yöneliktir.) Cenazenin arkasından mezara kadar gitmek sünnettir, bunda büyük sevap vardır. Yol boyunca bir Müslümana yakışanı; cenazeyi vakar içinde taşımak, üzüntü ortamına uygun şekilde davranmak, gerekmedikçe konuşmamak ve tefekkür etmektir. NAMAZSONRASI Bir Müslüman bu hayatın sonlu olduğunu, bir gün kendi hayatının da son bulacağını, kendisinin de böyle eller üzerinde taşınacağının idraki içinde olmalıdır. Cenazeye katılmak bu idraki tazeler… O, kendisi için “İyi insandı" dedirtmenin sebebini işler. CENAZENİN GÖMÜLMESİ (DEFİN) CENAZENİN GÖMÜLMESİ (DEFİN) Kabri başına getirilen cenaze omuzlardan indirilinceye kadar Kabri başına getirilen cenaze omuzlardan indirilinceye kadar cemaat ayakta bekler. Cenaze yere indirildikten sonra da iş cemaat ayakta bekler. Cenaze yere indirildikten sonra da iş yapmayanlar (gayrimüslimler gibi ayakta durmaz) oturur veya çömelir… Cenaze İslâm esaslarına aykırı olmayan örfe göre gömülür. Defin esnasında ve sonrasında Kur’an’dan bölümler okunur, dualar edilir, “telkin” verilir… Sessizce kabristan terk edilir. yapmayanlar (gayrimüslimler gibi ayakta durmaz) oturur veya çömelir… Cenaze İslâm esaslarına aykırı olmayan örfe göre gömülür. Defin esnasında ve sonrasında Kur’an’dan bölümler okunur, dualar edilir, “telkin” verilir… Sessizce kabristan terk edilir.

9 ● Taziye, ölünün yakınlarına “üzüntüsünün paylaşıldığını” uygun bir ses tonuyla söylemektir. ● Taziye için çoğunlukla "Allah size sabırlar versin", "Başınız sağ olsun. Allah geride kalanlara hayırlı ömür versin", “Allah cennette buluştursun” gibi teselli edici sözler söylenir. ● Ölü yakınlarının normal hayata daha çabuk dönebilmeleri için taziyenin (aynı yerde yaşayanlar için) üç günde bitirilmesi uygun görülmüştür. Haberi olmayanların daha sonraki günlerde taziyede bulunmasında da sakınca görülmemiştir. TELKİNveTAZİYE Peygamberimiz bir cenaze gömüldükten sonra hemen dönmez, bir müddet mezar başında bekler ve cemaate şöyle derdi:

10 Ha!.. Unutmadan “ayıp olmasın” diye üzerine mermer koydular haberin olsun. Ha!.. Unutmadan “ayıp olmasın” diye üzerine mermer koydular haberin olsun. ● Beklemiyordun değil mi? Ama sen artık “ölüsün”. Çok değer verdiğin bedenin artık bir “ceset”. Bakma çevrende ağlayıp sızlananlara. Seni biran önce gömmeliler, yoksa kokuşursun. ● Seni kefenlediler ve caminin yolunu tuttular. Yolda bazıları “cenaze” diye saygı gösterdi, bazıları ise “trafiği engelledi” diye homurdandı. ● Bak, bazı dostlar “cenaze namazına” durdu. Formaliteden gelenler ise karşıda namazın bitmesini bekliyor. Sana duayı bile çok gördüler. ● Çukur seni bekliyor; ne kadar da küçük. Yanında sadece bir kefenin var, onun da cebi yok; ama muhakkak “defnedilmen” gerekiyor. Kürek kürek toprağı üzerine atıp çukuru doldurmaları ne kadar da kısa sürdü. Hocanın “telkini”ni duyuyorsun değil mi? Geride bıraktığın mallarını sıralamıyor; Allah’tan, peygamberden bahsediyor. ● Gelenler “taziyede” bulunup dönüyor. Mirasçılar telaşta; benim benim diyerek yoksullarla paylaşmadıklarını sahiplenmek istiyorlar… ● Sen ise yapayalnızsın… Senin hissene; bakteriler, böcekler ve bir de amellerin (sevapların ve günahların) kaldı…

11 Kendini Müslüman olarak tanımlayan birinin karşı duvarın önünde dikilmesi veya “Ben de geldim” dercesine ortalıkta dolaşmasına rağmen namaza katılmaması neyle izah edilebilir? Namazını kılmayacağın cenazeye niçin katılıyorsun? Ölen kişinin sana en çok gerek duyduğu bu anda duadan niçin kaçıyorsun? Sen “ölü için değil” sağlara karşı “ayıp olmasın” diye mi geldin? a) Müslümandı, Allah rızası için vazifemi yapayım. b) Görüneyim, yoksa ayıp olur. ● Ezeli ve ebedi olan sadece yaratıcı Yüce Allah'tır. O, canlı ve cansız her yarattığı için işleyen kurallar koymuştur. Bu kurallardan biri de her insanın ölecek olması ve hesap vereceğidir. ● Mutlaka yaşanacak olan ahiret hayatı için insanın bu dünyada özel bir hazırlık yapmasına gerek yoktur. Allah'ın emirlerine uymak ve Hz. Peygamberin tavsiyelerini dikkate almak yeterlidir… Komşuya ayıp olmasın veya biran önce kurtulalım psikolojisi ile katılanların donuk tavırları veya ikiyüzlülerce veya (…) ile kalkmasını istemiyorsak; ÖLÜ İÇİN NAMAZ KILMAK, ONUN İÇİN “ALLAH’TAN BAĞIŞLANMA” DİLEMEKTİR. ÖLÜ İÇİN NAMAZ KILMAK, ONUN İÇİN “ALLAH’TAN BAĞIŞLANMA” DİLEMEKTİR.BİTİRİRKEN HANGİSİ? Cenazeye katılma sebebini herkes kendi vicdanına sormalı Kendi cenazemizin deKENDİMİZE ÇEKİ DÜZEN VERELİM

12 Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...


"Eylül 2012. Sekülerleşip günlük hayatına dini sokmayanlar insanın dirisine ve ölüsüne “din penceresinden” değil, “çıkar penceresinden” bakarlar. İnsanlarla." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları