Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TOPLUM SAĞLIĞI VE HORMONLU GIDALAR

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TOPLUM SAĞLIĞI VE HORMONLU GIDALAR"— Sunum transkripti:

1 TOPLUM SAĞLIĞI VE HORMONLU GIDALAR
Hasan Kıroğlu Ziraat Yüksek Mühendisi 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

2 TOPLUM SAĞLIĞI VE HORMONLU GIDALAR
Bitki hormonları / Bitki Gelişim Düzenleyicileri Gıda kirliliği Riziko / Tehlike / Zarar Sürdürülebilir Tarım 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

3 BİTKİ HORMONLARI BİTKİ GELİŞİM DÜZENLEYİCİLERİ-1
Bitki hormonları bitkilerde çiçeklenme, olgunlaşma, kök gelişmesi, yaprak, sap ve diğer organların bükülmesi ve ölümü, sap uzamasının engellenmesi veya ilerletilmesi, meyvelerin renk alması, yapraklanma veya yaprak dökümünün engellenmesi gibi birçok fizyolojik olayı etkileyen ve bizzat bitkiler tarafından üretilen kimyasallardır. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

4 BİTKİ HORMONLARI BİTKİ GELİŞİM DÜZENLEYİCİLERİ-2
Bitki Gelişim Düzenleyicileri (BGD), bazıları bitkilerden çıkartılan, bazıları da sentez yoluyla elde edilen ve genellikle bitki hormonlarının işlevlerini ilerletmek amacıyla kullanılan kimyasallardır. Gerek doğal ve gerekse insan yapımı olanların BGD olarak adlandırıldığına da sıkça rastlanmaktadır 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

5 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
BGD GRUPLARI Oksinler : IAA, IBA, NAA, 4-CPA, vb. Giberellinler : En yaygını GA3 Sitokininler : Kinetin, Benzyl adenin, vb. Etilen : Ethephon Engelleyiciler : ABA, MH, CCC, vb. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

6 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
BGD’LERİN İŞLEVLERİ-1 Oksinler Bitkiler içerisinde çeşitli tepkilere neden olurlar: Işığa yönelim ile karanlık yanın daha hızlı gelişmesini sağlarlar. Kök gelişmesini ilerletirler. Yan tomurcukların daha yavaş gelişmesini sağlarlar. Çiçek oluşumunu, meyve tutmasını ve gelişmesini ilerletirler. Oksinler çeliklerin daldırılarak köklendirilmesinde kullanılan birçok bileşiğin etkili maddesidir. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

7 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
BGD’LERİN İŞLEVLERİ-2 Giberellinler Hücre bölünmesi ve uzamasını Tohumda uyku halinin kırılmasını ve hızlı çimlenmeyi teşvik ederler. Yaygın kullanımı olan bir giberelik asit GA3 mandarin ve klemantinde meyve tutmunu, çekirdeksiz üzümde meyve iriliğini artırmada kullanılmaktadır. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

8 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
BGD’LERİN İŞLEVLERİ-3 Sitokininler Diğer hormonların aksine, hem bitkilerde, hem de hayvanlarda bulunur. Hücre bölünmesini teşvik eder ve doku kültüründen bitki geliştirmek için kullanılan steril ortamlarda yer alır. Eğer bir BGD karışımı ortamında Sitokinin daha çok ve Oksin daha az ise doku kültürü daha çok sürgün oluşturur. Aksi durumda daha çok kök gelişmesi olur. Sitokinin keza yaşlanmayı ve ölümü geciktirici olarak da kullanılır! 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

9 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
BGD’LERİN İŞLEVLERİ-4 Etilen Kendi başına ayrı bir grup oluşturur ve gaz formundadır. Olgunlaşmayı ilerletir, yaprak dökümüne neden olur. Bitki sitres durumunda Etilen oluşturmayı artırır ve bitkide en çok Etilen bitki ömrünün son aşamasında bulunur. Sonbaharda yaprak dokularında saptanan Etilen artışı yaprak dökümünün bir nedenidir. Etilen keza meyve olgunlaştırmada (örneğin yeşil muzları, erken ve homojen bir hasat için domatesleri olgunlaştırmada) kullanılır. Pamukta koza olgunlaşmasını ve açımını teşvik ederek yağmurlardan önce ve homojen hasat olanağı sağlar. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

10 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
BGD’LERİN İŞLEVLERİ-5 Engelleyiciler Abscisic acid (ABA) genel bir bitki gelişim engelleyicisidir. Uyku hali (dormancy) ni teşvik eder ve tohumun çimlenmesini engeller. Yaprak, Çiçek ve meyve dökülmesini geciktirir ve stomatların kapanmasına neden olur. Yüksek konsantrasyonda bu özelliği ile ABA kurak dönemlerde hücreleri korur. CCC uygulaması ile buğdaylarda sap uzaması geriletilerek (kısa sap sağlanarak) yatmaya karşı dayanıklılık artırılır. MH (Maleic hidrazide) uygulamaları ile patates ve soğanda sürgün verme engellenir. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

11 BGD / Bitki Koruma Ürünleri (Pestisit)
Dünyada BGD’ler, Ruhsat ve denetim, ayrıca çevre ve sağlık açısından, Pestisitler içerisinde bir alt grup olarak işlem görmektedir. Türkiye’de BGD’lerin ithal, üretim ve satışları 1988 yılından itibaren pestisitlerde olduğu gibi ruhsata tabidir. Türkiye’de halen 15 dolayında etkili maddeden 200 den çok BGD ruhsatlıdır. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

12 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
GIDA KİRLİLİĞİ-1 Bozulmuş gıdalar, Bitkide doğal olarak oluşan toksinler, Alışılmadık irilikte ve biçimde meyve ve sebzeler: memeli domates, iri veya şekilsiz çilek, ikiz kiraz... Pestisitler & BGD’ler. Toplu zehirlenmelere, hatta ölümlere neden olabilen bozulmuş gıdalar dışında, gıda kirliliği denilince ilk akla gelenler BGD’ler, yaygın deyiş ile ‘hormonlar’ ve Bitki Koruma Ürünleri, yine yaygın deyiş ile ‘tarım ilaçlarıdır. Herşeyden önce altı çizilmesi gereken en önemli husus günlük tüketimimzde yer alan taze meyve ve sebzelerdeki alışılagelenden değişik görünümlerin genel olarak kullanılan BGD’ler ile bir ilişkisinin bulunmadığıdır. Bazı meyve ve sebzelerin alışılagelenden iri olmalarının nedeni, iyi bakım ve beslemenin dışında, ıslah edilmiş farklı çeşitler olmalarıdır. Örneğin Napolyon kirazı ve yumruk iriliğinde çilek; bunlar tamamen çeşit özelliğidir. Kaldı ki bu ürünlerde BGD kullanımı pek nadirdir. Yine bazı meyvelerde görülen şekil değişiklikleri de pisikolojik olarak veya bilgi eksikliği nedeniyle BGD’ler ile ilişkilendirilmektedir. Örneğin çilek: üzerindeki her kabarcık bir çiçekten oluşan meyveciktir. Oluşum halinde iken bir yaprağa veya sapa yaslanmış bir bölümündeki çiçeklerin döllenememesi durumunda bu bölümler gelişemez ve çilek meyvesi şekilsiz bir biçim alır. Yine ikiz erik, ikiz kiraz meyveleri de tamamen çevre koşullarından kaynaklanan oluşumlardır. Gerçekte ise BGD’lerden kaynaklanabilecek gıda kirliliği, yüzlerce kat daha çok ve yaygın kullanımı olan tarım ilaçlarının tavsiye dışı uygulandıkları durumlarla karşılaştırılamayacak kadar önemsizdir. Nitekim dünyada, gıdalarda pestisit kalıntısı analizleri daha çok BGD’ler için değil fakat tarım ilaçları için yapılmaktadır. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

13 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
GIDA KİRLİLİĞİ-2 Pestisit (ve BGD) kirliliği Doz ilişkisi Zarar Belirtisi Gözlenmeyen Doz : NOEL Günlük Alınabilir Maksimum Doz : ADI - 100 kat Güvenlik Faktörü Maksimum Kalıntı Düzeyi : MRL - Beslenme alışkanlıkları Öte yandan, tarım ilacı veya BGD atılmış bir kültür bitkisinden elde edilen gıdanın, özellikle yaş meyve ve sebzenin, kirli olarak nitelendirilmesi doğru mudur? Durumu açıklığa kavuşturmak bakımından bu maddelerin ruhsat alıncaya dek ne tür işlemlerden geçtiğine bir bakalım. Bir tarım ilacının etkili maddesi onbinlerce kimyasal molekül arasından önce amaca uygun bir potansiyel olarak seçilir yıl süreyle laboratuvarda, sonra doğal koşullarda kısa, orta ve uzun süreli toksikolojisi, çevreye etkisi ve kalıntı durumları araştırılır. Bu süre içerisinde yapılan araştırmalar ortalama 200 milyon dolara malolur ve bunun yarısı toksikolojik araştırmalara gider. Doza bağlı olmaksızın sakıncalı görülen hiçbir kimyasal ruhsata gidemez. Sonradan böyle bir durumu olduğu farkedildiğinde de derhal ruhsatı iptal edilir ve ürün pazardan çekilir. Denetime esas olmak üzere yürütülen kalıntı (rezidü) çalışmalarında önce bir insanın günlük beslenmesiyle ve yaşamı boyunca aldığında hiçbir zarar belirtisi gözlenmeyen doz (NOEL-NO Effective Level) bulunur. Ardından, insanın bu çalışmaların yapıldığı hayvanlardan daha duyarlı olduğu varsayımı ile ve ayrıca çocukların ve yaşlıların duyarlılıkları göz önünde bulundurularak bu doz en az 100 kat güvenlik faktörü ile düzeltilir ve Günlük Alınabilir Maksimum Doz (ADI-Acceptable Daily Intake) bulunur. Daha sonra her ülke, insanlarının beslenme alışkanlıklarını dikkate alarak, her ürün ve gıdada izin verilebilecek Maksimum Kalıntı Düzeylerini (MRL-Maximum Residue Level) belirler. Böylece MRL daha çok ticari bir anlam ifade eder ve üreticileri Bitki Koruma Ürünlerini tavsiyelerine uygun kullanmaya zorlar. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

14 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
RİSK / TEHLİKE / ZARAR-1 Trafik ortamında bulunan bir insan yaya geçidindeyken de risk altındadır; Işıklar düzgün çalışıyor mu?, yol kaygan mı?, yaklaşan aracın freni sağlam mı?, sürücüsü kural tanımaz bir sorumsuz mu?, vb. Eğer o insan caddeyi yaya geçidinin dışında bir yerden geçmeye kalkarsa tehlike içerisinde olacaktır. Bir araç çarpması durumunda ise çeşitli zararlar ortaya çıkacaktır. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

15 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
RİSK / TEHLİKE / ZARAR-2 Dünyada insan yaşamında yer alan kimyasal sayısı: (WHO) Belirli dozun üzerinde alındıklarında kanserojen olabilmektedirler. Gerçekte yaşamda tek kesinlik sonsuza dek yaşayamayacağımızdır. Tümüyle riskten bağımsız bir yaşam başarılabilir değildir. Bununla birlikte potansiyel riskler yönetilebilir. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

16 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
RİSK / TEHLİKE / ZARAR-3 - Gıdamız söz konusu olduğunda güvenli olması konusunda düşünce birliği içerisindeyiz. - Bitki koruma ürünleri tavsiyelerine uygun olarak kullanıldığında, en az 100 kat güvenlik faktörü de hesaba katıldığında, kendimizi güvende sayabiliriz. - Ancak uygulamada kurallara uyulmadığında ve bu yaygınlaştığı ölçüde risk, tehlike ve zarara uğrama söz konusu olabilecektir. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

17 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
RİSK / TEHLİKE / ZARAR-4 Acaba tarımsal ürünlerde hiçbir kimyasal kullanılmasaydı beslenme yönünden daha mı güvende olurduk? Bitkiler hastalık ve böcek saldırılarına karşı kendilerini savunmak için doğal olarak pestisit üretirler ve bu doğal kimyasalların insan yapımı olanlardan binlerce kat daha kanserojen olduğu gösterilmiştir. Çeşitli zararlı ve hastalıklarla kirlenmiş meyve ve sebzeyi kimse satınalmak istemez. Zararlı, hastalık ve yabancıotların neden olduğu ürün kayıpları ortalama %30-40 dolayındadır; bazen %100’ varan kayıplar da olabilmektedir. Daha da yaygınlaşacak açlığa çare olarak tarım alanlarını genişletme olanağı artık kalmamış bulunmaktadır. Öte yandan, Bitki koruma ürünlerinin son 50 yıldan beri tarımsal üretimde kullanımları giderek artmasına karşın yapılan çeşitli araştırma ve değerlendirmeler pek kuşku duymamak gerektiğini göstermektedir; Ortalama insan ömrü giderek artmaktadır, Az gelişmiş bölgelerde tarımda teknoloji, bu arada kimyasal kullanımı çok daha azdır. Buna karşılık bu toplumlarda kansere yakalanma oranının daha çok kimyasal kullanan toplumlara bakışla iki kat daha çok olduğu gösterilmiştir. Sonuç olarak, tarımsal üretimde kimyasal kullanma ve kullanmamanın artı ve eksilerini bir terazinin kefelerine koyduğumuzda bitki korumasız bir tarımın düşünülemeyeceği anlaşılmaktadır. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

18 SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE BİTKİ KORUMA
Bir yandan anlamsız savaşlara, ya da çılgın yaşam lüksüne inanılmaz harcamalar yapılırken, sadece ekmek arayan milyonlarca insanın yaşam kavgasını hatırladığımızda, her insanın sosyal ve etik hakkı olan “beslenme, eğitim, sağlık güvencesinin sağlanabileceğine, bu insanların gelecek kuşaklara sağlıklı bir çevre bırakabileceğine ve tüm insanların gönençli (müreffeh) bir yaşama kavuşabileceğine inanmak pek kolay olmasa gerek. Bununla birlikte, yine de, sosyal ve bilimsel gelişmeleri yönlendiren veya özümleyen insanlar ‘Bu günden yarına herkes için daha iyi bir yaşam olanağı sağlama düşüncesi’ demek olan Sürdürülebilir Gelişme kavramını giderek daha sık öne çıkarma eğilimi göstermektedirler. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

19 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
Sürdürülebilir gelişmenin temel bileşenlerinden biri kuşkusuz Sürdürülebilir Tarım’dır. Sürdürülebilir tarımının hedefi ise yaşayan nüfüsun beslenmesi, gelecek kuşakların beslenme garantisi ve bunların sağlanabilmesi için elde bulundurulma zorunluluğu olan toprak ve suyun, genel olarak çevrenin, korunması, kirletmekten sakınılmasıdır. Sürdürülebilir tarım yaşayan dünya nüfüsunun farklı dilimlerinde kuşkusuz değişik biçimlerde algılanacaktır; Kimi kesimlerde bu, sürekli ekmek bulabilmek veya bugünden yarına yeterince beslenebileceği yiyecek bulabilmek kaygısı olarak anlaşılacaktır. Bizim de gönençlerini paylaşmak çabası içerisinde olduğumuz gelişmiş toplumlarda ise insanlar yeterince üretilen ve kendilerine sunulanla yetinmeyip üretimi yönlendiren bilinçli örgütlenmeler gerçekleştirmektedirler. Artık Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tüketicileri hem kaliteli, hem güvenlikli gıda istemekte ve bu arada çevrenin de bozulmadan kalmasını dayatmaktadırlar. Kuşkusuz üretilenin satınalınabilir olması da gerekmektedir. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

20 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
Tarımsal üretimde farklı beklentiler vardır. Çiftçi en azından emeğinin karşılığını almak, normal olarak da, her yatırımcı gibi, bir miktar kâr etmek ister. Böylece yeni teknikleri ve teknolojileri işletmesine sokmak olanağını bulabilecektir. O nedenle önce ekonomik bir ürün artışı hedefidir. Bunun için bilebildiği ve sağlayabildiği nitelikli üretim materyali, gübre, sulama gibi uygun tarım tekniklerini kullanacaktır. Ancak sürekli bir risk ile karşı karşıyadır; zira çabalarına ters yönde çalışan, diğer bir deyişle bazen yıkım düzeylerinde ürün kayıplarına neden olabilen zararlı, hastalık ve yabancıotlara karşı savaşmak zorundadır. Bu işi gereğince yapmadığında veya yapamadığında sadece ürün değil aynı zamanda kalite kaybı ile de karşı karşıya kalacaktır. Gereğinden çok kullandığında ise, bu kez de, üründe kalıntı ve çevre kirlenmesi gibi can sıkıcı sorunlar ortaya çıkacaktır. 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

21 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
Sürdürülebilir tarıma giden yol, bir tarım işletmesini İyi Tarım Teknikleri kullanarak Sürdürülebilir tarım beklentilerine (kaliteli ve güvenlikli gıda, korunmuş çevre) uygun biçimde yönetmek demek olan, “Entegre Tarımsal Ürün Yönetimi”inden geçer. Diğer bir deyişle, bir tarım işletmesinde Toprak yönetimi, Bitki besleme, Bitki nöbeti, Enerji yönetimi, İzleme ve Denetim, İşletme, Bitki koruma ve Doğal yaşamı koruma gibi teknikleri yenilikler gözetilerek dengeli ve verimli bir biçimde kullanmak gerekmektedir. Ülkemizde dört milyonun üzerinde tarımsal üretim birimi bulunduğu, fakat tarım işletmesi sayılabilecek sayının bir milyon dolayında olduğu tahmin edilmektedir. Sürdürülebilir tarımın ancak tarım işletmelerinde gerçekleşebileceği göz önünde bulundurularak bu bağlamda bir alt yapı düzenlemesi kaçınılmaz görünmektedir. Bu Bakımdan: 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi

22 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi
1) Tarım alanları, miras yasasını da içine alacak biçimde, parçalı durumdan kurtarılmalı ve verimli üretimler sağlayacak işletmeler haline getirilmelidir. 2) İyi Tarım Tekniklerinin gereğince kullanılabilmesi & uygulanabilmesi için etkin ve yaygın bir “Danışmanlık Kurumu” oluşturulmalıdır. 3) Üreticiler, ekonomik donanım kullanımı sağlamaları ve emeklerinin karşılığının önemli bir bölümünü üretimle ilgisi olmayanlara kaptırmamaları için, eğitsel ve maddi boyutlarda desteklenmelidir. 4) Tarımsal üretimin her düzeyinde tüm uygulamaları kapsayan kayıtlar tutulmasını sağlayacak yasal düzenleme gerçekleştirilmelidir. 5) Bitki koruma ürünlerinin gerek uluslararası standartlara uygunluklarını, gerekse tarımsal ürün ve gıdalarda kalıntı durumlarını düzenli denetim altında bulunduracak yeterli alt yapı bir an önce kurulmalıdır. SON 18 Nisan 2003 Mak. Müh. Odası Kartal Şb. Söyleşi


"TOPLUM SAĞLIĞI VE HORMONLU GIDALAR" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları