Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I"— Sunum transkripti:

1 Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I
Bölüm – 7

2 Bölüm - 7 İşgaller Karşısında Ulusun ve Ülkenin Durumu, Cemiyetler ve Faaliyetleri, Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a Gelişi ve İşgallere Tepkisi

3 İşgaller Karşısında Memleketin Durumu ve İşgallere Tepkiler
Türk Milletinin Tepkisi İşgali önleme amacıyla pek çok millî cemiyet kurulmuştur. Bütün cemiyetlerin ortak amacı, tecavüzlere karşı millî hakların müdafaası idi. İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti, Hareket-i Millîye-Reddi İlhak Derneği, Türklere işgale karşı direnmek için örgütlenmiş, kurdukları silahlı birliklerle Yunan ordusuna karşı koymaya çalışmışlardır. Doğuda Ermenilere karşı Vilayet-i Şarkiye (Doğu Anadolu) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Trabzon’da da Rum Pontus devletine karşı Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti kurulmuştur. Doktor Esat Paşa (Işık) 29 Kasım 1919’da İstanbul’da kurduğu “Millî Kongre” ile “ülkenin haklarını korumak için harekete geçen Kuvayi Milliye’nin ortak gayeye doğru sevk ve idaresini sağlamak için bütün kurum, dernek ve fırkaları birleştirmek” istemiştir. Kars’ta da 17 Ocak 1919’da Cenubi Garbî Kafkas Hükümeti Muvakkat-i Milliyesi (Güney Batı Kafkasya Geçici Millî Cemiyeti) adıyla kurulan örgüt ise İngilizler tarafından dağıtılmış ve Kars Ermenilerin eline geçmiştir. 1919 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında Balıkesir ve Alaşehir’de millî kongreler toplanmış ve Batı Anadolu’daki Kuvayi Milliye birliklerinin insan ve malzeme bakımından beslenmelerine ve ortak bir cephe oluşturulmasına çalışılmıştır. Aralarında birlik ve bağlantı olmayan bütün bu millî teşekkülleri Mustafa Kemal Paşa biraraya getirerek örgütlemiş ve bağımsızlık mücadelesine yöneltmiştir. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi - I

4 Azınlıkların Faaliyetleri
İzmir’in işgali o zamana kadar devletin durumunu dikkatle izleyen azınlıklar üzerinde de büyük etkiler yaratmıştır. Azınlıklar işgalcilerle beraber çalışıp, onlara yardımcı olmuşlar, kurdukları örgütlerle bir kısmı bağımsız birer devlet kurmaya çalışırken, Rumlar da Yunan işgalini kolaylaştırmaya yönelik faaliyetler yürütmüşlerdir. Osmanlı topraklarında Yunan menfaatlerini temsil eden ve savunan Rum Patrikhanesi bu etkinliklerin merkezi olmuştur. Patrikhane ve Yunan hükümeti kurulan Rum derneklerini desteklemişlerdir. “Yunan Komitesi” ve “Trakya Komitesi” adlı dernekler Trakya’daki Türk direnişi kırmaya çalışmıştır. “Mavri Mira” Derneği ise Rumları silahlandırmış ve olaylar yaratmıştır. Bu amaçla kurulan derneklerden biri de “Göçmenler Komisyonu”dur. 1814’de kurulmuş olan “Etniki Eterya” adlı dernek de Karadeniz’de Samsun-Trabzon merkezli bir Pontus devleti kurmaya çalışıyordu. İngilizler tarafından kurulan “İngiliz Muhipleri Cemiyeti” Hilafeti destekleyerek Türk halkının uyanan Milliyetçilik bilincini yok etmeye çalışmıştır. Padişah Vahdettin ve Damat Ferit de bu derneğe üyedirler seçimlerinde Hürriyet ve İtilaf Partisi’ni destekleyen bu dernek 1921 yılı sonunda silinmiştir. Yıkıcı faaliyetler içinde Ermeniler de yer almaktadır. Adana’da Fransızların yardımı ile kurulan Ermeni İntikam Alayı büyük ölçüde tedhiş hareketlerine girişirken, Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan kurabilmek için bu bölgede çoğunlukta olduklarını bildirerek Anlaşma Devletlerinden destek istemişlerdir. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi - I

5 Azınlıkların Faaliyetleri
1919 Mayıs’ında Seyyit Abdülkadir tarafından kurulan Kürdistan Teali Cemiyeti ise Kürtleri ayrı bir kavim olarak sayıyor ve Ermeniler gibi Wilson ilkelerine dayanarak bağımsız bir Kürdistan kurmayı amaçlıyordu. Teali-i İslâm Cemiyeti de milli varlığa düşman cemiyetlerden biridir. İskilipli Mehmet Akif Efendi başkanıdır. Osmanlı Devleti’nin dinî esaslara bağlı kalınarak kurtarılabileceğini, bu nedenle Saltanat ve Hilafetin güçlendirilmesi gerektiği savunarak, Anadolu hareketine karşı çıkmıştır. 1911’de İttihat ve Terakki Partisi’ne karşı kurulan Hürriyet ve İtilaf Partisi de bazı zararlı cemiyetler tarafından desteklenmiştir. Tevfik Paşa’nın sadrazam olması üzere silinmişlerdir. Başka ülkelerin himayesinde yaşama yolunu seçen kişilerce bazı dernekler kurulmuştur. Wilson Prensipleri Cemiyeti bunlardan biridir. Halide Edip, Celalettin Muhtar, Refik Halid bu cemiyetin üyesidirler. Bu cemiyet, Amerika Birleşik Devletlerinin himayesinde Osmanlı Devleti’nin kalkınabileceğini savunmuşlardır ancak Millî Mücadele ilerledikçe bu kişiler Anadolu’ya katılmışlardır. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi - I

6 Mustafa Kemal Paşa’nın Tepkisi
Mustafa Kemal Paşa’nın tepkisine Birinci Dünya Savaşı sırasındaki ve Ateşkes Anlaşmasının İmzalanmasından sonra İstanbul’da bulunduğu sıradaki tepkisi olarak iki açıdan bakılabilir: Birinci Dünya Savaşı Sırasındaki Tepkisi Mustafa Kemal’in I. Dünya Savaşı’na Almanya’nın kazanacağı savı ile girilmemesini, ordunun hazırlıklı olmadığını bildirdiği görüşü ilgililer tarafından kabul edilmemiştir. Ve Osmanlı Devleti Almanya ile savaşa katılmıştır. Mustafa Kemal Paşa, savaş başladıktan sonra Tekirdağ’daki 19. Tümen komutanlığına atanmıştır. Çanakkale’deki başarılarından sonra 1916’da Tuğgeneralliğe (Mirliva) terfi etmiştir. Sonrasında Doğu Cephesinde görev yapmış ve 5 Temmuz 1917’de Yedinci Ordu Komutanlığına atanmıştır. Tüm bu görevler esnasında biliyordu ki, şartlar aleyhimize doğru gelişmekteydi. Enver Paşa’ya, Başbakan Talat Paşa’ya ve Cemal Paşa’ya yazdığı raporlarda, halkın ve ordunun savaştan bitkin durumda olduğunu, idareye artık güvenmediğini, ekonomik hayatın çok güçsüzleştiğini belirterek güçlü bir ordu kurulmasını ve idarenin güçlendirilmesini istiyordu. Bu fikirleri onaylanmayan Mustafa Kemal istifa ederek İstanbul’a gitmiş ve buradan veliahd Vahdettin ile bir ziyaret için Almanya’ya gitmiştir. Bu esnada Osmanlı Devleti’nin birlikte savaştığı Almanya’nın içinde bulunduğu durumu görmüştür. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi - I

7 Mustafa Kemal Paşa’nın Tepkisi
Birinci Dünya Savaşı Sırasındaki Tepkisi 5 Temmuz 1918’de padişah olan Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa’yı 7. Ordu Komutanlığına atamıştır ve Mustafa Kemal Paşa orduyu toparlayarak düşmanı Halep’te durdurmayı başarmıştır. 14 Ekim 1919’da Başkomutanlığa yolladığı bir yazıyla orduların savaş gücünü kaybettiklerini, hemen barışa girilmezse tüm yurdun kaybedilmesi ihtimalinin bulunduğunu bildirmiştir. Ancak bu öneriler reddilmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın yakın arkadaşlarına “Bu iş artık ulusun kendine kaldı” dediği kaydedilmektedir. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi - I

8 Mustafa Kemal Paşa’nın Tepkisi
Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığında Adana’da Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal Paşa, Ateşkes hükümlerinin harfiyen uygulanması durumunda yurdun tamamen işgal edileceğinin anlamıştır. Hükümet Mustafa Kemal Paşa’dan, yayılmaya devam eden işgal ordularına karşı nezaket göstermesini, ateş açılsa dahi karşı konmamasını istemiştir. 6 Kasım’da verdiği cevapta, bu emri uygulamaya yaradılışının elverişli olmadığını, her ne sebep ve bahaneyle olursa olsun İskenderun’a çıkacak düşman askerlerine ateş açılacağını bildirirken, verilen emirleri uygulayacak yeni bir komutan atanmasını istemiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın hükümet ile olan bu durumu fazla uzun sürememiş ve 7. Ordu ve Yıldırım Ordular Grubu lağvedilmiştir ve Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a dönmüştür. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi - I

9 Mustafa Kemal Paşa’nın Tepkisi
Gelişmeleri yakından izleyen Mustafa Kemal Paşa, Türk halkının ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız ve şartsız olarak bağımsız, yeni bir Türk devleti kuracak güçte olduğuna inanmaktadır. Hükümetin teslimiyetçi tutumunun karşısında tek kurtuluşun Millî Mücadele ile olacağının farkındadır. İstanbul’da kurtuluş için mücadele planlarını gerçekleştirmek için İsmet Bey, Ali Fuat ve Kazım Karabekir Paşalarla görüşmüştür. Ancak millî mücadeleyi İstanbul’da başlatamazdı. Bu sebeple Anadolu’ya geçmek için çareler arıyordu. Ateşkes Anlaması’nın İmzalanmasından Sonra İstanbul’da Bulunduğu Sıradaki Tepkisi Mustafa Kemal Paşa, Ateşkes imzalandıktan sonra İstanbul’a dönmüştür. Durumun ciddiyetinin farkındadır. Türk milletine tehlikeyi anlatarak düşmana karşı gelinebileceğini düşünmektedir. Bu sebeple İstanbul’da demirli duran İtilaf Devletlerinin filosunu görünce, “Geldikleri gibi giderler” demiştir. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi - I


"Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları