Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Gelişim Psikolojisi Gelişim psikolojisi bireylere ilişkin ortak özellikleri ve bireysel farklılıklara ilişkin veriler toplar. Bununla birlikte insan gelişiminin.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Gelişim Psikolojisi Gelişim psikolojisi bireylere ilişkin ortak özellikleri ve bireysel farklılıklara ilişkin veriler toplar. Bununla birlikte insan gelişiminin."— Sunum transkripti:

1 Gelişim Psikolojisi Gelişim psikolojisi bireylere ilişkin ortak özellikleri ve bireysel farklılıklara ilişkin veriler toplar. Bununla birlikte insan gelişiminin değişik evrelerindeki davranışları betimlemeye çalışırken aynı zamanda bu gelişimin hangi ilkelere bağlı olarak gerçekleştiğini inceler.

2 Ortak Özellikler: Bireylerin yaşamları boyunca geçirdikleri ortak bedensel, duygusal, zihinsel, sosyal gelişim özellikleri. Ortak özelliklere ilişkin bulgular özellikle değişik gelişim düzeylerine uygun ders programlarının hazırlanmasında önemli bir belirleyici etkendir.

3 Bireysel Farklılıklar: Her bireyde farklı farklı olan ve bireyleri diğer bireylere göre farklılaştıran özelliklerdir. Çağdaş eğitim anlayışı bireysel farklılıkları ihmal etmez. Bireyselleştirilmiş eğitim anlayışı çerçevesinde onları da kullanır. Öğrencilerin  daha yetenekli daha güçlü oldukları alanlarda eğitim almalarına imkan tanır.

4 GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAMLAR
Tanım: Gelişim Psikolojisi insanların yaşamları boyunca geçirdikleri bedensel, zihinsel, duygusal ve toplumsal değişimleri inceleyen bilim dalıdır. Yaş: Bireyin doğumundan söz konusu güne kadar geçen süreye denir. Zaman ile eş anlamlıdır. Yaş tek başına bireylerin durumunu tam olarak belirleyebilen bir faktör değildir. Evre: Bireylerin gelişiminde niteliksel olarak birbirinden farklı olan dönemlerdir. Evrelerin şu özellikleri vardır.

5 Kritik Dönem: Bireylerin yaşamında uygun olan ve olmayan durumların değişmez ve geri dönülmez sonuçlar yaratabildiği belirli zamanlardır. Gelişme:  Doğum öncesi dönemden ölüme kadar bireyleri gösterdikleri niceliksel/niteliksel, olumlu/olumsuz bütün değişmelerdir. Gelişme yaşam boyu sürer. Büyüme: Doğum öncesi dönemden başlayarak yetişkinliğe kadar geçen süre içerisinde bireylerin gösterdikleri niceliksel (boyca ve kiloca) ve pozitif yöndeki değişmelerdir. Büyüme yetişkinliğe kadar sürer.

6 Olgunlaşma: Geniş anlamda olgunlaşma, bireye ait tüm güç ve yeteneklerin dengeli bir şekilde gelişmesini ifade eder. Dar anlamda ise, bireyin ya da bir organın görevini ve ya daha yüksek bir işlevi yerine getirebilmesi için gerekli yapısal değişiklikleri kazanmasıdır. Hazır-oluş: Olgunlaşmaya geçmiş yaşantı (deneyimler) ve motivasyonun eşlik etmesiyle, bireyin bir davranışı yapabilmesi için psikolojik olarak uygun duruma gelmesidir. Egzersiz: Bireyin ya da bir organın bir işlevi yerine getirebilmek için  deneylerle çabalamasına denir.

7 Gelişim Görevi: Yaşamın belli bir döneminde ortaya çıkan ve bireyi daha ileri  düzeydeki bir davranışa götüren gelişim sorumluluklarıdır. Birey herhangi bir evreye özgü gelişim görevlerini yerine getirmeden, daha sonraki evrelerdeki gelişim görevlerini zamanında ve sağlıklı olarak yerine getiremeyeceği gibi genel kişilik gelişiminde de bir takım sorun ve aksaklıkların çıkmasına neden olacaktır.

8 GELİŞİM İLKELERİ 1.Gelişim Süreklidir.
2. Gelişim Hızı Dönemlere Göre Değişir. Örneğin bebeklik çağındaki gelişim ergenlik çağındaki gelişime göre daha yüksektir. 3. Gelişim Belli Bir Sıra İzler. İnsan gelişiminde basitten karmaşığa doğru bir yönelim söz konusudur. Örneğin çocuğun yürüme sürecinde olduğu gibi. 4. Gelişimde Belli bir Yönelim Vardır. a.  Coudal Yönlenme: Gelişmenin baştan ayağa doğru bir sıra izlemesi. (Önce baş daha sonra aşağıya doğru diğer organlar gelişirler) b.  Proksimodistal Yönlenme: Gelişmenin merkezden dışarıya doğru bir yön izlemesi. Örneğin önce omuz kasları sonra kol kasları gelişir.

9 5. Gelişimin Çeşitli Yönleri Etkileşim İçindedir
5. Gelişimin Çeşitli Yönleri Etkileşim İçindedir. Örneğin çocuğun dil gelişimi sosyal gelişimini, zihinsel gelişimi duygusal gelişimini etkiler. 6. Gelişim Hem İç (Genetik Yapı) Hem de Dış Faktörlerin (Kültürel, Sosyal, Çevresel Etkenler) Etkisi Altındadır. Genetik yapı daha çok bedensel yapı ve zeka üzerinde etkilidir. Dış faktörler ise konuşulan dil, alışkanlıklar, arkadaşlık ilişkiler, cinsiyet rolleri, vb. etkinlikler üzerinde etkilidir.)

10 DOĞUM SONRASI DÖNEMLER
0-4 HAFTA YENİDOĞAN (NEONATE) 1 AY – 2 YAŞ BEBEKLİK 3 – 6 YAŞ OKUL ÖNCESİ (İLK ÇOCUKLUK) 7 – 11  YAŞ İLKOKUL (İKİNCİ ÇOCUKLUK) 12 – 17 YAŞ ORTAÖĞRETİM (ERGENLİK)

11 İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİ GELİŞİM GÖREVLERİ (3 – 6 YAŞ)
1.Olgunlaşmaya bağlı olarak yürüme ve konuşmayı geliştirme. 2.Yemek yeme, kendi kendine giyinme, yüzünü yıkama gibi öz-bakım becerilerini kazanma. 3.El – göz koordinasyonu sağlama 4. Cinsel farklılıkların öğrenme, cinsel kimliği kazanmaya başlama. 5. Anne-babayı model alarak, değişik yaş gruplarıyla iletişim kurmayı öğrenme, duygularını fark etmeye başlama. 6. Toplumsal kural ve rolleri öğrenmeye başlama.

12 İKİNCİ ÇOCUKLUK DÖNEMİ GELİŞİM GÖREVLERİ (7 – 11 YAŞ)
1. Kendine karşı tutumlar oluşturma. 2. Yaşıtlarıyla gruplar oluşturabilme, iletişim ve kişiler arası ilişkilerin zenginleşmesi. 3.Okuma, yazma, aritmetikle ilgili üç temel beceriyi geliştirme 4.Büyük ölçüde kendisi için uygun bir model bularak cinsiyetine uygun rolü geliştirme 5.Vicdan ve değerler sistemi geliştirmeye başlama. 6.Kişisel bağımsızlık, kendi başına karar alma, sorumluluk yüklenme.

13 PSİKO-SEKSÜEL GELİŞİM KURAMI (Sigmund FREUD)
BİLİNÇLİLİK Gerçeklere uyumu önde tutan mantıksal düşüncenin egemen olduğu bölmedir. Daha doğrusu bilinçli zihinsel süreçler bu niteliği taşırlar. Bilinçlilikte   düşünce, duygu ve anılardaki neden-sonuç, zaman yer bağlantıları gerçeğe uygun olarak kurulur ve bunlara dayanan eylem uyumsal (adaptive) dır.

14 Gerçeği değerlendirme yetisi ile dış gerçekte olanla zihinde olan birbirinden ayırt edilir. Çocukluğun ilk yıllarında düşünce biçimi böyle mantıksal ve dış gerçeğe uyumsal nitelikte değildir. Çocukluğun ilk dönemlerindeki ilkel ve  gerçeği tanımayan düşünce biçiminden, zamanla olgunlaşma ve öğrenme ile ayrışarak gelişen bilinçli mantıksal düşünceye "ikincil süreç" adı verilir. İşte bilinçlilikte egemen olan düşünce biçimi ikincil süreç niteliği taşır.

15 BİLİNÇDIŞI Kişinin özel bir çabası ile bilince çağrılamayan, farkına varılamayan yaşantıların saklı olduğu ruhsal bölmedir; daha doğru bir deyimle, bu nitelikte olan ruhsal süreçlerdir. Bu yaşantılar ancak özel yöntemlerle: uyutum, serbest çağrışım, düşlerin, anormal ruhsal belirtilerin incelenmesi ile açığa çıkarılabilir. Zihinsel işlemlerin tümü birden kavramsal olarak bölmelere ayrılmış ve bunlara bilinç, bilinçöncesi ve bilinçdışı adları verilmiştir. Bilinçdışını yargılama, algılama, istenç gibi birer yeti olarak görmek yanlış olur.

16 Aslında bunlar arasında kesin sınırlar olduğu da düşünülemez
Aslında bunlar arasında kesin sınırlar olduğu da düşünülemez. Bu kavramlar, bilinçli olarak ayırt edebildiğimiz ve hiç ayırt edemediğimiz psikolojik işlemlerin niteliğini belirten kavramlardır. Hiç kuşkusuz bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışı arasında bir süreklilik ve  bağlantı vardır ve aralarında dinamik bir etkileşim söz konusudur. Önemli olan, bilinçdışında bulunan istek ve anıların zaman ve yer tanımaksızın eski güçlerini, eski enerjilerini sürdürebilmeleri ve çeşitli biçimlerde davranış üzerinde etkili olabilmeleridir.

17 Örneğin, bilinçdışı bir korku, bir saplantı kişiyi yetişkin yaşamında etkileyebilir ve kişi bu etkileyici gücü hiç ayırt edemeyebilir. Öyle ki, insan davranışları tümden mantıksal düşüncenin ve istencin ürünü değildir. Uzun yıllar evlenmeyen ve annesini bırakamayan bir erkek, evliliğe karşı birçok akılcı gibi görünen bilinçli düşünceler ileri sürebilir. Fakat bunların altında, bilinçdışındaki bir Oedipal (Ödipal) saplantı evlenemeyişinin gerçek dinamik kaynağı olabilir.

18 DİRENÇ (Resistance) Bireyde bilinçdışının bilinçlenmesini, anormal davranış, düşünce ve duyguların bırakılmasını, değiştirilmesini, olumlu hasta-hekim ilişkisinin kurulmasını, iç görü kazanmayı, özetle değişmeyi ve iyileşmeyi önleyen ya da güçleştiren ve bireyin içinden gelen her türlü bilinçli ya da bilinçdışı direnme ve savunmadır. Direncin farkına varıldıkça direnç çözülür ve hastanın iç görü kazanmaya yönelik çabaları (serbest çağrışım, terapistle olumlu işbirliği, açılma, boşalma, vb...) verimli yönde gelişir, kolaylaşır.

19 AKTARIM (Transference)
Bireyin çocukluk çağında kendisi için önemli kişilerle (anne, baba, kardeş, vb...) yaşamış olduğu duygu ve tutumları şimdi ilişki kurduğu kişilerle ve duygulara göre değerlendirerek tepkiler göstermesidir. Psikoterapi sürecinde hekime çocukluğunda ana-babası ve başka önemli kişilerle yaşamış olduğu sevgiyi, nefreti, korkuyu, bağımlılığı ya da bu duygularla ilgili  savunucu tutumları hekime aktarır. Hasta hekim ilişkisi içerisinde bunun tanınması, çözümlenmesi (analiz edilmesi), hastanın çocuksu davranışlarının tanınmasına yol açar. Bu da iç görü kazanma ve değişmenin ön koşuludur.

20 KARŞI AKTARIM (Counter-Transference)
Hekimin kendi çocukluğundaki duygu ve tutumları hastasına aktarması olayına denir. Duygulanımın aksi yönde olmasıdır. Psikanalistin, hastanın davranışlarına karşı bilinçli yanıtlardan farklı olarak, hastaya karşı kendi bilinçdışı istekleri ve çatışmalarına dayalı tepkiler vermesidir. Hekimin bunları tanıması ve sağaltım sürecini olumsuz yönde etkilemelerine olanak vermemesi gerekir.

21 İÇ GÖRÜ Rahatsızlık belirtileri ile bunların kaynakları arasındaki bağları görmektir. Bir başka deyimle herhangi bir davranışın altında yatan bilinçdışı nedenlerin (dürtüler, savunmalar, geçmişteki ilişkiler, olaylar, çatışmalar, karmaşalar, vb.) bilincine varmaktır. İç görü kazanmak bir amaç değil, araçtır. Kazanılan iç görü değişmek, iyileşmek, yeni çözüm ve baş etme yolları için kullanılmadıkça, entelektüel bir egzersizden başka bir şey olamaz.

22 BİLİŞSEL GELİŞİM (JEAN PIAGET)
Şema Doğumdan itibaren çocukların dünyayı anlamak ve keşfetmek için yaptığı deneyler (girişimler) sonucunda, fiziksel ve sosyal dünyanın nasıl işlediğine dair oluşturdukları kuramlara şema adı verilir. Özümseme Çocuğun, yeni bir nesneyle/olayla karşılaştığında bu yeni nesne/olayı daha önce edindiği şemayı/şemaları kullanarak yani yeni nesne/olayı daha önce edindiği şemalar içinde şekillendirerek açıklamaya çalışmasıdır.

23 Uyum Sağlama Karşılaşılan yeni durum daha önceki şemaların kullanılmasıyla açıklanamadığında çocuğun, daha önce edindiği şemayı değiştirerek yeni bir şema oluşturmasına uyum sağlama adı verilir. Organize Etme İlk kez karşılaşılan her durum bireyin içinde var olan bilişsel dengeyi bozar ancak özümseme→uyum sağlama süreciyle bu denge yeniden kurulur. Uyum sağlama sürecinden sonra yeni edinilen her şema daha önceki şemalar (davranışlar) arasına alınarak tüm yapnın yeniden düzenlenmesine organize etme adı verilir.

24 Uzlaşma Şema→özümseme→uyum→organize etme süreci ile birey sürekli olarak bilişsel dengesini korur veya bozulan dengeyi yeniden düzenler. Buna bağlı olarak da sosyal ve fiziksel çevreyle yani yaşamla denge/uyum içinde kalmaya çalışır. Buna uzlaşma adı verilir.

25 Bilişsel gelişim aşağıdaki öğeler yoluyla gerçekleşir:
     Deneyim     Sosyal Geçiş     Olgunlaşma      Dengeleme

26 Deneyim Çocukların sosyal ve fiziksel çevreyle (yaşamla) gerçekleştirdikleri her türlü etkileşim ve yaşantılardır. Sosyal Geçiş İçinde yaşanılan toplumun ve kültürün (arkadaş, aile vb.) herhangi bir durum hakkındaki bilgisinin paylaşımıyla yeni şemaların kazanılmasıdır. (Örneğin kelebeğe “kelebek” demek.) Olgunlaşma Bazı bilişsel süreçlerin fiziksel yeterliliklerin artmasına bağlı olarak gelişmesidir. Dil öğrenme gibi. Örneğin, yeterli fiziksel olgunlaşma meydana gelmeden dil gelişimi gerçekleştirilemez. Dengeleme Yukarıdaki üç sürece eşlik eden bir süreç olarak, insan düşüncesinde doğuştan varolan, çevre ilişkilerinde ve kendi içinde gittikçe daha dengeli, ayrıntılı ve tutarlı olma eğilimidir.

27 DUYUSAL MOTOR 0-2  YAŞ Bebek kendisini diğer nesnelerden ayırt eder; uyaran arayışındadır; nesne sürekliliği kazanmıştır.  İlkel şekilde sebep sonuç, zaman ve mekan anlayışı geliştirmiştir. Hayali oyun ve sembolik düşünce başlangıcı vardır

28 İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM 2-7  YAŞ
Sembolik fonksiyonların gelişimi;dilin sembolik olarak kullanımı; sezgisel problem çözme; tersine dönüştüremeden odaklaşmış ve egosantrik düşünce; sayı korunumunun kazanılmasına başlangıç ve kategori halinde düşünme yeteneğiyle ilişkileri görebilme.

29 SOMUT İŞLEMSEL DÖNEM 6/7-11/12
Kütle, uzunluk, ağırlık, hacim korunumu,; tersine dönebilirlik; merkeziyetçilikten uzaklaşma;başkalarının rolünü alabilme;  somut işlemler çerçevesinde mantıki düşünce; sınıflandırma (nesneleri hiyerarşik sınıflar halinde organize etme), nesneleri seri  halinde küçükten büyüğe vb. sıralama,

30 SOYUT İŞLEMSEL DÖNEM 11/12 VE ÜSTÜ
Esneklik, soyutlama, akıldan hipotezler test etme, karmaşık muhakemede olasılıkları ve muhtemel durumları dikkate alma ve problem çözme.


"Gelişim Psikolojisi Gelişim psikolojisi bireylere ilişkin ortak özellikleri ve bireysel farklılıklara ilişkin veriler toplar. Bununla birlikte insan gelişiminin." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları