Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KAZAKİSTAN (DENGELER – İSTİKRAR - ÇOK BOYUTLULUK- ÇOK TARAFLILIK)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KAZAKİSTAN (DENGELER – İSTİKRAR - ÇOK BOYUTLULUK- ÇOK TARAFLILIK)"— Sunum transkripti:

1 KAZAKİSTAN (DENGELER – İSTİKRAR - ÇOK BOYUTLULUK- ÇOK TARAFLILIK)
PROF. DR. ÖMER GÖKSEL İŞYAR

2

3 KONUMU

4 Kısa Siyasi Tarihi Kazak halkı milattan önceden beri bu topraklarda hayvancılıkla uğraşan bir kavim olarak yaşamlarını sürdürmüştür. M.S. 10. ve 12. yüzyılda KARAHANLILAR, Kazakistan’ın güneyine hâkim oldular. 12. yüzyılda Türk asıllı Budist dinine mensup KARAHITAYLAR, ülkenin büyük bir kısmında hâkimiyet oluşturdular. 13. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar MOĞOLLARIN istilasıyla karşı karşıya kalan bu bölge büyük tahribata uğramış çağın, en gelişmiş kentleri Moğol atlarının ayakları altında yıkılıp gitmiştir. 15. yüzyılda Harezm ve Maveraünnehir bölgelerinin ÖZBEKLERİN hâkimiyetine geçmesiyle birlikte bu topraklardan Moğolistan’a göçler başladı. 16. yüzyılda KÂSIM HAN’ın hâkimiyetiyle birlikte Kazak kabileleri bir araya geldiler ve ilk kez Kazakların siyasal birliği kurulmuş oldu. 17. yüzyılın başında Kasım Han’ın ölümüyle birlikte kabileler arasında çatışmalar tekrar başladı ve nihayet kuzeyde büyük ordu (ULUCÜZ), orta ordu (Ortacüz) ve güneyde Hazar ve Aral kıyılarında küçük ordu (Kişicüz) kuruldu. Kazakların 3’e bölünmesini fırsat bilen Budist KALMIKLAR, Çinliler ve Ruslar kazak topraklarına saldırılarına hız verdiler, ülke toprakları dış aktörlerin hâkimiyet kavgası sahasına dönüştü. Ruslarla Kazaklar arasındaki münasebetler hızlı bir şekilde gelişti. Rusların bölgeye hâkimiyetine karşı bazı direniş hareketleri gelişse de 19. yüzyılda Kazakistan tamamıyla Rus hâkimiyetine girmiş oldu. Rusların hâkimiyetiyle birlikte Kazakistan’a Rus göçmenlerin akını hız kazandı. Rus göçmenlere karşı 1916 yılında büyük bir AYAKLANMA yapıldıysa da ayaklanma Rus ordusu tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı.

5 Yakın tarihi 19. yüzyılda Rusların yardımıyla MÜSLÜMANLIK Kazaklar arasında yayılmaya başladı. Rusların Kazakların Müslümanlaştırılması doğrultusundaki hedefi, bölge insanının tek parça haline dönüştürülerek daha rahat kontrol edilmesi ve bölgede Rus hâkimiyetinin kurulmasına yönelik bir hareket olarak değerlendiriliyor. Dinî yardımlar… 1917 Sovyet devrimiyle birlikte Kazakistan toprakları Bolşeviklerle karşı devrimci beyaz ordu mensuplarının çatışmasına sahne oldu. 1920’de Sovyetler hâkimiyetlerini pekiştirdi ardından 26 Ekim 1920’de “Kazakistan Özerk Sosyalist Cumhuriyeti” kurulmuş oldu. 5 Aralık 1936’da ise “Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” kurulmuş oldu. Sovyetler Birliği döneminde Stalin’in uygulamaları ve özellikle özel mülkiyetin ortadan kaldırılarak kolhozlaşma politikaları sırasında Kazak halkı çok büyük baskılara maruz kalmış, bu dönemde yüz binlerce Kazak vatandaşı hayvanlarına el konulması ve yanlış ekonomik tedbirlerden ötürü açlıktan ve yokluktan yaşamını yitirmiştir. 1978 yılında Rusların Kazakistan topraklarına göçüne ve Sovyetlerin bu yöndeki siyasetine itiraz etmek için ve Kazakların üniversite kontenjanında kendi sayılarının artırılması doğrultusunda Kazak gençleri dönemin başkenti Almatı’da bir yürüyüş gerçekleştirmişlerdir. Yine 1979 ve 1981 yılları arasında Almatı’da ayaklanmalar yaşanmış özellikle Kazaklar kendi vatandaşlarının Afganistan’a gönderilmesi ve bu ülkede ölmelerine karşı itirazlarını dile getirmişlerdir. Nihayet 16 Aralık 1986 yılında dönemin Kazakistan Komünist Partisi Genel Sekreteri DİNMUHAMMED KONAYEV, yolsuzluk gerekçesiyle görevden alınıp yerine RUS ASILLI GENNADY KOLBİN atanınca büyük bir halk ayaklanması gerçekleşti.

6 KUNAYEV KOLBİN

7 Kunayev-Kolbin-Nazarbayev
Konayev Gorbaçov döneminde görevden alınarak yerine Rus asıllı Kolbin atanınca ülkede büyük olaylar yaşanmaya başlanmıştır. Kazakistan siyasal hayatında “JELTOKSAN (ARALIK) HADİSESİ” diye anılan olaylar sırasında, yüzlerce Kazak vatandaşı öldürülüp, yaralandı. (Aralık 1986) Başkent Almatı (Alma-Ata) ve diğer şehirlerde gösteriler ve olaylar meydana geldi. Glasnost etkisiyle ilk kez öğrenci olayları resmî haber ajanslarında haber yapıldı. Görevden alınan Dinmuhammed Kunayev’in kardeşi Kazakistan İlimler Akademisi Başkanı Askar Kunayev, KAZAK MİLLÎ TARİHİNİ YAZMAYA BAŞLADI. Bu da suçtu ve görevinden alındı. Bu gelişmeler Rusya’yı rahatsız etti. Çünkü Kazakistan, buğday ve petrol deposu durumundaydı. Moskova, olayları bastırmak için, Kolbin’e dokunulmadı ancak, Kazakistan Komünist Partisi 2. Sekreteri Rus asıllı MİROŞKİN, görevinden alındı ve yerine Kazak asıllı SAİDULLAH KUBAŞEV getirildi. Sovyet yönetimi bu şekilde taviz vermiş oldu. Bu olaylar büyük bir şoka sebep olunca nihayet 1989 (22 Haziran) yılında bu makama (Komünist Partisi başkanlığına) Nursultan Nazarbayev getirildi ve ardından 1990 yılında Cumhurbaşkanlığına atandı.

8 Nursultan Abişuli NAZARBAYEV

9 NAZARBAYEV: “Kazakistan Moskova’dan değil, Almatı’dan yönetilmelidir.”
“Devletler, milli kaynakları (doğal kaynaklarının fiyatlandırılması konusu gibi…) konusunda söz sahibi olmalıdırlar.” Nazarbayev, Eylül 1989’da resmî dili Rusçadan, KAZAKÇAYA dönüştürdü. Bu karar Ruslar tarafından sert eleştirildi. Ancak Nazarbayev, Kazakların bağımsızlık yönünde taşkınlık göstermelerine de engel oldu. 24 Nisan 1990 tarihinde Parlamento, Nazarbayev’i ilk Kazak Cumhurbaşkanı olarak seçmiştir. İlk icraatı da, Kazak halkının ölümüne neden olan Semipalatisk nükleer deneme tesisini kapattı. Bu aşamada Ruslardan bazı çevreler şu iddiayı dile getirdiler: (Aleksander Soljenitsin gibi…) ‘Kuzey Kazakistan’ın Rusya’ya katılması’. 1989 yılında meydana gelen ekonomik krizler ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kazakistan 16 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlığına kavuşmuş oldu. 1 Aralık 1991’de seçimler yapıldı ve Nazarbayev halk tarafından cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Nazarbayev, Kazak törelerine göre yemin ederek makamına oturmuştur. Eski Kazak hanları vazifeye başlarken beyaz keçe üzerinde yürüyüp makamlarına otururlardı. Nazarbayev de, beyaz keçe üzerinde yürüyerek makamına çıktı. Nazarbayev: Rusların yoğun olduğu kuzey bölgelerindeki Kazak egemenliğini pekiştirmek için 1995’ten itibaren ülkenin başkentini Astana’ya (AKMOLA) taşımaya başladı.

10

11 Bağımsızlık sonrası… Bağımsız cumhuriyetler arasında en kritik durumda olanıdır. Neden? Rusya ile uzun sınırı var. (6.900 KM’YE YAKIN) Kuzeydeki Ruslar bu şehirlerde genel nüfusun %80’i idi. Moskova çevreleri, Kuzey Kazakistan’ı istiyor. Nursultan Nazarbayev yönetimindeki Kazakistan Devleti ülkenin birliğini ve istikrarını sağlamak amacıyla bazı tedbirlere başvurmuştur. Bu doğrultuda, Rus asıllı Kazak vatandaşlarının ülkeye bağlılıklarını pekiştirmek amacıyla özelleştirmelerde bu vatandaşlara önemli pay verilerek başarı elde edilmiştir. Öte yandan: Ülkede denge kurmak amacıyla, Olcas Süleymenov ve Muhtar Şahanov’a Kazakistan’ın milli birliğini sağlamlaştırmak amacıyla bir siyasi parti kurma izni verilmiştir. Olcas Süleymenov 1980’li yıllarda çevreci bir sivil toplum örgütü olan “Nevada-Semey’i” kurmuştu. (Nükleer denemelerin kurbanı kızılderililerin Nevada'sı ve Kazakların Semey'inin (Semipalatinsk) ortak kaderi). Şahanov ise Aralık 1986 Almatı olaylarını araştırmak için kurulan komisyonun başkanlığını üstlenmiş ve olaylara karışan Milliyetçi Kazakları beraat ettirmişti. İkisi de milliyetçi…

12 Nazarbayev yönetiminde: rasyonel politika uygulanması ve ılımlılık
Ülkede siyasî istikrar sorunu yaşanmadı. Kazak milletinin oluşması için; tarihî, millî ve dinî değerleri ön planda tutan bir eğitim ve kültür politikası izlemektedir. Reform politikaları izlendi. Ekonomik sıkıntılar çekilse bile, bu ilk geçiş döneminde sosyo-etnik çatışmalar yaşanmamıştır. Bu aşamada, ülkedeki Rusların bir kısmı, Rusya’ya göç etmişlerdir. Ancak önemli askerî ve bürokratik mevkilerde bulundukları için, Ruslara karşı ayrımcılık ve baskı uygulanmamıştır.

13 NAZARBAYEV’in siyasî kariyeri
24 Nisan 1990 Kazak SSC Yüksek Sovyeti Nazarbayev’i Kazakistan’ın ilk cumhurbaşkanı olarak seçti. 1 Aralık 1991'de Nazarbayev, oyların %98,7’sini alarak Kazakistan’ın halk tarafından seçilen ilk devlet başkanı oldu. 29 Nisan 1995'te Kazakistan’da yapılan REFERANDUM ile, görev süresi 1996’da bitecek olan N.A. Nazarbayev’in görev süresinin 2000 yılına kadar uzatılması kabul edildi.  10 Ocak 1999 ve 4 Aralık 2005: Kazakistan’da HALK OYLAMASIYLA yapılan devlet başkanlığı seçimlerini Nazarbayev oyların %79,78’ini ve %91.15 alarak kazandı. Mayıs 2007’de, Kazakistan Parlamentosu, Nazarbayev’in ‘hayat boyu’ cumhurbaşkanı olması yönünde karar ihdas etmiştir.

14 NAZARBAYEV’İN “TÜRKÇÜLÜK” DÜŞÜNCESİ
2-3 Ekim 2009'da Nahcivan'da yapılan Türk Dili Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi'nde TÜRK DİLLİ ÜLKELER İŞBİRLİĞİ KONSEYİ'NİN (TDİK) kurulmasını teklif etmiş ve oy birliğiyle kabul edilmiştir. Zirvede ayrıca Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki işbirliğine Türkiye’den sonra en büyük katkıyı yapan ve bu işbirliğini candan destekleyen Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev Kazakistan’da bir ‘TÜRK DÜNYASI AKADEMİSİ’NİN kurulmasını teklif etti ve bu teklif başta Türkiye olmak üzere Türk Dünyası ülkeleri tarafından olumlu karşılandı. Zirve toplantısında Nazarbayev’in samimî heyecanı dikkat çekiciydi. Nazarbayev “TÜRKLÜĞÜMÜZÜ ÇOCUKLARIMIZA VE BÜTÜN DÜNYAYA ÖĞRETELİM” dedi.

15 NAZARBAYEV’İN “AVRASYACILIK” ve ENTEGRASYON DÜŞÜNCESİ
Nazarbayev’in zihniyetinde, BDT’nin kurulması, tek bir ekonomik alanın tesisi anlamında bir Avrasya Ortak Pazarı’nın oluşması için işlevsel olacaktı. 1994 yılındaki ekonomik kriz ortamında, Nazarbayev, Avrasya Birliği Projesini ortaya atmıştır. Nazarbayev: bu krizler, birlik içinde aşılmalıydı. Birliğin alt yapısında ise, EKONOMİK ENTEGRASYON FİKRİ bulunmaktaydı. NAZARBAYEV: Nitekim bu birliğe önce Rusya, Kazakistan, Beyaz Rusya, Kırgistan, Tacikistan dâhil olmalı, sonrasında ise Ermenistan, Özbekistan ve Ukrayna katılmalıydı. AMA: Rusya ve Kazakistan`ın Avrasya yönelimleri arasında şöyle bir tezatlık bulunmaktaydı: Rusya kendine ait bir bölge oluşturmaya çalışırken; Kazakistan ve diğerleri bu projeyi AB ve NATO ile yakınlaşabilmek için bir araç olarak görmüşlerdir.

16 Avrasya’da Birliğin Önemi…
Kazakistan, Avrasya ülkelerinin birlik halinde daha da güçleneceğini düşünmektedir. Orta Asya´da Avrasyacılığın; hâlihazırda, üzerinde destek bulup şekillenebildiği 3 temel platform bulunmaktadır: Avrasya Ekonomik-Gümrük Birliği ve Ortak Pazarı, RF – Kazakistan – Belarus arasında olup; 2014 yılında hayata geçirilmesi beklenmekteydi. Lukaşenko’nun önerisiyle 2014 sonu tamamlanacak; Gerekçe: bazı uyumsuzlukların düzeltilmesi itibarıyla Ermenistan’ı da içerecek şekilde yürürlüğe girecek… Kolektif Güvenlik Antlaşması (Örgütü) Uluslararası Avrasya Hareketi. (Aleksander Dugin liderliğindeki hareket…)

17 Kazakistan ve Avrasya Hareketi
Aleksander Dugin önderliğinde kurulan Uluslararası Avrasya Hareketi çerçevesinde, bölge toplumlarının birbirleri ile entegre edilmesi istikametinde; Elit-entelektüel diyalog ve iletişiminin yanında, Avrasya bölgesinde bulunan üniversiteler çerçevesinde bir bütünleşme sağlanarak, Bilimsel camianın da diyaloğunun geliştirilmesi hedeflenmektedir.

18 Kazakistan’ın Özel Yapısı: Tipik Avrasyalı
Kazakistan´ın yapısı da, yaklaşımı da, ortak Avrasya amacını kolaylaştırıcı niteliktedir. DİNÎ DENGE: Zira bu ülke, kendi bünyesinde, bir Müslüman-Hıristiyan bütünlüğünü sembolize etmektedir. BÜYÜK COĞRAFYA: Kazakistan, ayrıca, Avrasya yaklaşımına uygun olarak, büyük ve kıtasal bir devlettir. İSLAMA ILIMLI BAKIŞ: Öte yandan Başkan Nazarbayev, diğer komşu ülkelerden farklı olarak, İslami tehdit olgusu ve fikrini benimsememekle birlikte, her türden radikalizm ve fundamentalizmi de sert bir şekilde protesto etmektedir.

19 Avrasya’da Birlikteliği Gerektiren Sebepler:
Nazarbayev ULUSAL EGEMENLİK MEVHUMUNA hassas derecede vurgu yapan Orta Asyalı liderlerin aksine, en başından itibaren Avrasya Birliği’nin kurulmasını önermiştir. Bunun arkasında: Sovyetler Birliği’nde birbirlerine bağımlı halde bulunan yeni cumhuriyetlerin yaşanan zorluk ve krizleri birbirine destek olarak beraberce aşabilmeleri; dış tehditlere karşı birlikte direnebilmek; uluslararası terör, kaçakçılık, uyuşturucu ticareti gibi sorunlarla beraberce başedebilmek gibi sebepler bulunmaktaydı.

20 AVRASYA’DA EKONOMİK ENTEGRASYON GEREKLİLİĞİ
DÜNYA EKONOMİK KRİZİNİN baş gösterdiği yılları arasında, Nazarbayev, Avrasya’da entegrasyon teklifinde ısrarcı olmuştur. Ona göre, bilhassa bu devrede ortaklaşa sorunlar yine ortaklaşa aşılmalıydı. Daha da ötesi, Nazarbayev, BM DENETİMİNDE TEK BİR PARA BİRİMİ kullanımına geçilmesini önermiştir. Bu geçiş TEDRİCİ olmalıydı. Ama buna karşı SİYASÎ OLARAK (STRATEJİK AÇIDAN) ÇOK KUTUPLU SİSTEMİ güçlendirici adımlar atılmalıydı. Yani Nazarbayev, EKONOMİK TEK KUTUPLULUĞU DESTEKLERKEN, SİYASÎ ÇOK KUTUPLULUĞU da önermiştir. Ona göre, küresel ekonomik kriz, Batı liberalizmi ve serbest piyasa mantığının artık insanlığın tek çözüm yolu olmadığını göstermiştir. Dolayısıyla Francis Fukuyama’nın Soğuk Savaş’ın sonunda belirttiği “Tarihin Sonu Tezi” geçerliliğini yitirmiştir. Bundan sonra, farklı ekonomik ve siyasî modeller varlık gösterebileceklerdir. Yeni dönemde artık, tek bir modelin hâkimiyeti olmayacaktır. Bu ise, dünyada çok kutupluluk ve bölgeciliği/bölgeselleşmeyi destekleyecektir.

21 AŞAMALI AVRASYA STRATEJİSİ
Nazarbayev’in Avrasya entegrasyonu 3 aşamadan ibarettir: 1. Ekonomik entegrasyon, 2. Stratejik-siyasî entegrasyon, 3. Sosyal-kültürel entegrasyon.

22 Entegrasyonun Ekonomik ve Teknik Boyutu
Entegrasyonun ilk aşamasında, AVRASYA EKONOMİK BİRLİĞİ kurulmalıdır. Avrasya bölgesinde ekonomik entegrasyonu kolaylaştırıcı araç ve kurumlar, hâlihazırda, faliyetlerini sürdürmektedirler. Örneğin, AVRASYA KALKINMA BANKASI bölge genelindeki birçok projeyi finanse etmektedir. Bunun yanında Avrasya Ekonomik Birliği’nin Moskova’daki Şubat 2009 zirvesinde, bir ULUSLARARASI TEKNOLOJİ MERKEZİNİN kurulması ve küresel finans krizine karşı 10 milyar $’lık bir FON tahsis edilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, Avrasya’da ORTAK BİR ENERJİ SİSTEMİ kurulacaktır. Kazakistan, Rusya’dan işlenmiş akaryakıt alıyor. (2014 yılı için bin ton alınacak…) Bölgede, ATOM ENERJİSİNİN BARIŞÇIL AMAÇLARLA ÜRETİLİP-KULLANILMASI da hedeflerden biridir. AVRASYA NAKLİYAT KORİDORUNUN inşası da gündeme alınmıştır. Öte yandan; Kazakistan, Rusya ve Beyaz Rusya arasında bir GÜMRÜK BİRLİĞİ oluşturulmaya çalışılmaktadır. AVRASYA ORTAK PARA BİRİMİ oluşturma teşebbüsü de gündemde olan maddelerden biridir.

23 Entegrasyonun Stratejik Boyutu
Avrasya bütünleşmesinin stratejik boyutu, 1992-TAŞKENT ANTLAŞMASI vasıtasıyla oluşturulan KOLEKTİF GÜVENLİK ANTLAŞMASI ÖRGÜTÜ çerçevesinde geliştirilecektir. Yani bu örgüt, bölgedeki stratejik işbirliğinin temeli olacaktır. NAZARBAYEV, bu örgütü, KOLEKTİF GÜVENLİK ANTLAŞMASI BİRLİĞİ’ne dönüştürmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda, Şubat 2009’da, Moskova’da gerekli durumlarda hızlı müdahale amacıyla BÖLGESEL SEYYAR ASKERÎ KUVVET (ACİL MÜDAHALE GÜCÜ) oluşturulmuştur. Dolayısıyla Avrasya, bölge ülkeleri tarafından TEK BİR ASKERÎ GÜVENLİK BÖLGESİ olarak görülmeye çalışılmaktadır. BDT içinde, ANTİ-TERÖR MERKEZİ de oluşturulmuştur. Kazakistan, 2014 yılı içinde RF’de S-300 hava savunma sistemleri almıştır.

24 Entegrasyonun, ihmal edilmeyen sosyo-kültürel boyutu
Nazabayev, Avrasya entegrasyonunun sosyo-kültürel boyutu için BİLİM ADAMLARI TOPLULUĞU ve ORTAK HABER ALANI gibi girişimlerde bulunmuştur. Son zamanlarda, Avrasya’da sosyo-kültürel entegrasyona da öncelik verilmiş görünmektedir. Bu çerçevede BDT ülkelerinde 2009, “GENÇLİK YILI” olarak kabul edilmişken; 2010, “BİLİM YILI” olarak ilan edilmiştir. Bunlar toplumsal entegrasyona hizmet edebilir. Kazakistan’da en büyük ulusal bayramlardan biri 9 MAYIS: ZAFER BAYRAMIDIR. (Sovyet Kızıl Ordusu’nun Berlin’e girişi ve NAZİleri yıkışının yıldönümleri-bu yıl 69.su) – Kazakistan savaşta kızıl orduya 1 milyon 366 bin kişi nefer vermişti.

25 Türk ve Kazak Avrasya Anlayışının Benzerliği
Nazarbayev zihniyetindeki Avrasyacılık, Türk Avrasyacılarının da, zaman zaman düştükleri ÇELİŞKİDEN KURTULAMAMIŞTIR. Türkiye’de bazı çevreler Avrasya seçeneğini (stratejisini); ABD ve AB’yi de gözeterek Rusya, İran ve Çin ile yakınlaşma süreci olarak gördüler. Kazakistan’ın Avrasyacı stratejisinde de bunu andıran bir çelişkiye rastlanıyor. O da; Rusya merkezli işbirliği yanında, Batı yönünde ilerleyip AB ve NATO ile entegre olmak gibi amaçlar içermesidir. Yani bir anlamda, Kazakistan Avrasyacılığı, DOĞU-BATI SENTEZİNE dayandırılmıştır. Dolayısıyla, Astana, PAN-TÜRKİZM VE PAN-İSLAMİZM GİBİ HAREKETLERE OLDUKÇA UZAK DURMAKTADIR.

26 Rusya’ya Bağlılık… Nazarbayev’e göre Avrasya Birliği idealinin gelişebilmesi, RUSYA’NIN DEMOKRATİKLEŞMESİNE de bağlı olacaktır. Esasen, Avrasyacılık, Kazakistan’ı, AB örneğinde olduğu gibi bölgeselleşme üzerinden (temelinde) global zemine götürmelidir.

27 Rus Avrasyacılığı (AVRUSYACILIĞI) ile Tezatlık
Ancak, Kazak ve Rus Avrasyacılığı bütün uyumlu görüntülerine rağmen önemli bir GÖRÜŞ AYRILIĞI içine düşmüşlerdir. Bu iki Avrasyacı yaklaşımın birbirlerine uymadıkları nokta; Kazak versiyonun, Rus versiyonun genelde savunduğu İMPARATORLUK BENZERİ HÂKİMİYET YAPILARINA PEK OLUMLU BAKMAMASIDIR. Zira Kazakistan için, Avrasya bölgesi her hangi bir SÖMÜRGECİ YAKLAŞIMI kaldıramaz.

28 Nazarbayev’in Orta Asya Birliği Fikri
Nazarbayev, 18 Şubat 2005 tarihinde yapmış olduğu Ulusa Sesleniş konuşmasında “dünya ekonomisinin daimi bir hammadde kaynağı olmak ve süpergüçlerin etkisi altında kalmayı beklemek yerine, Orta Asya bölgesini entegre etmeye çalıştığını” ifade etmiştir. Bu noktada Nazarbayev, Rusyasız bir entegrasyon projesine de yeşil ışık yakmıştır. Kazak lider bu düşüncesinin alt yapısını daha önceden hazırlamıştı (1994). Nitekim daha evvel, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan (bunlar Avrasya Troikası olarak adlandırılıyor) arasında bir Ebedi Dostluk Antlaşması’nın (1997) aktedilmesini önermişti. Zira ona göre bu üç ülkenin dini, dili, ekonomik çıkarları, tarihi kökenleri ve çevre sorunları ortaktı. Dolayısıyla bu üç ülke için AB (Avrupa Birliği) modeli ışık tutabilirdi. Kazakistan liderine göre, bu modelden hareketle, işe; Ekonomik entegrasyonla başlanmalıydı. Bu çerçevede üç ülke arasından ortak pazar ve ortak para birimi tesis edilmeliydi. Nazarbayev’e göre, bu birliğe ileride isterse Rusya da dâhil olabilirdi. Kazakistan bu modelde, Avrasya’nın birleştiricisi rolünü oynamalıydı. Nitekim Kazakistan’ın coğrafî özellikleri de buna müsaitti. Bu ülke, tarihî İpek Yolu üzerinde bulunmaktadır. Birçok önemli şehri (Sulyap, Kulan, Taras, Balasagun, Sıganak) Türklerin ilk tarihî merkezleri üzerinde olup, bunlar Asya ile Avrupa arasında önemli bağlatılar sağlamışlardır.

29 Kazakistan – Ukrayna Benzerliği
Kazakistan’ın pozisyonu, kısmen Ukrayna’nın durumunu da yansıtmaktadır. Her ikisi de Avrupa ile Avrasya teşkilatları arasında bulunmaktadırlar. Kazakistan 2010’da AGİT Başkanlığı yapmış olmasına rağmen, Avrasya yönlü girişimlerin de önemli bir aktörü olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla, Kazakistan Avrasyacılığı, “Medeniyetler Çatışması” tezini reddetmenin de ötesinde, buna alternatif geliştirmenin yollarını aramaktadır. Kazakistan, bu noktada, ünlü edebiyatçılarından biri olan Olcas Süleymanov’un Rus-Kazak Birliği tezini de savunabilmelidir. Bu anlamda, Süleymanov’un “Az i Ya” adlı eseri, Kazak Avrasyacılığı’nın çekirdeği/nüvesi olarak kabul edilmektedir. Ona göre, Avrasya’da, farklı ancak birbirlerini bütünleyen bir Ying-Yang sembolü olarak, stepler ve orman kültürü; göçebe ve yerleşik hayat tarzları; İslam ve Ortodoksluk; Doğu ve Batı hep iç içe olmalıdır.

30 Olcas Suleymanov Az i Ya (Sen ve Ben)

31 Açılımın Somut Bir Sonucu
Kazakistan Hükümeti, Avrasya açılımını bariz biçimde desteklemektedir. Bunun son örneklerinden biri, Hükümetin 24 Aralık 2008 tarihli 1235 sayılı kararıdır. Bu karar, ulus adını KAZAKİSTANLI olarak değiştirmiştir. Ancak, Kazak milliyetçileri bu kararı yoğun şekilde eleştirip, geniş çaplı protesto gösterileri düzenlemişlerdir. Bunun üzerine Kazakistan Hükümeti geri adım atarak, bu kararı iptal etmiştir. Daha Türkçü bir yaklaşım ise: KAZAKELİ önerisi… (Şubat 2014)

32 Jeopolitik önemi Kazakistan Cumhuriyeti Orta Asya’nın en geniş topraklara sahip ülkesidir. Kazakistan Sovyetler Birliği döneminde, Rusya’dan sonra ikinci en büyük cumhuriyet konumundaydı. Bu ülke Asya ile Avrupa arasında ve Rusya’yla Çin arasında çok büyük topraklara sahip bulunduğundan jeopolitik ve jeostratejik bakımdan büyük önem taşımaktadır.

33 Stratejik önemi Kazakistan’ın stratejik konumundan dolayı Sovyetler Birliği döneminde Kazak toprakları balistik ve nükleer başlık taşıyan kıtalar arası füze rampalarının konuşlandırıldığı bir bölge haline getirilmiştir. Ayrıca Kızılorda kentinin yakınlarında dünyanın en büyük ve en eski uzay istasyonu olan “Baykonur Uzay Üssü” (1955) kurulmuştur. Bugün bu merkez uzaya fırlatılan uyduların en önemli üssü konumundadır. 1961’de uzaya ilk giden insan Yuri Gagarin bu üsten uzaya çıkmıştı. RF, 2050’ye kadar bu üssü kullanacak. (yılda 115 milyon $ kira veriyor.) Sovyetler Birliği döneminde Kazakistan nükleer denemelerin yapıldığı ve depolandığı bir coğrafyaydı. Kazakistan, 2006’da KasCosmos kurumunu oluşturdu: Türk dünyasında uzayla ilgilenen tek ülke Kazakistan yılında Kazakistan, ilk kez kendi yerli imalatı olan uyduyu fırlattı.

34

35 KONUMU ve YÜZÖLÇÜMÜ Kuzeyde Rusya, güneyde Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan, doğuda Çin Halk Cumhuriyeti bulunur. Ülkenin ayrıca Hazar Denizi ve Aral Gölü'ne kıyısı vardır. Kazakistan, yüzölçümüne göre, Rusya, Kanada, Çin, ABD, Brezilya, Avustralya, Hindistan ve Arjantin’den sonra 9. sıradadır. Ülkenin doğusuyla batısı arasındaki en uzak nokta 3000 km, kuzeyiyle güneyi arasındaki mesafe ise 2000 km’yi bulmaktadır. Kazakistan büyük arazilere, otlaklara, geniş steplere ve verimli arazilere sahiptir.

36 SINIRLARI Rusya Federasyonu ile 6.846 km, Özbekistan ile 2.203 km,
Çin Halk Cumhuriyeti ile km, Kırgızistan ile km, Türkmenistan ile 379 km. Hazar’da km.

37 Doğal özellikleri Doğal kaynaklar bakımından da benzersiz zenginliklere sahiptir. Ülkede 8500 civarında büyüklü küçüklü akarsu vardır.  Bunlardan 7’sinin uzunluğu 1000 km’yi aşmaktadır. Mesela, Ertis (İrtiş) Nehri (4348 km), Esil Nehri (2450 km), Ural Nehri (2428 km), Siri-Derya Nehri (2219 km), Şu Nehri (1186 km), Tobıl Nehri (1191 km), Nura Nehirlerinin (978 km) yanı sıra Ülke genelinde 4800 civarında irili ufaklı göl bulunmaktadır. Bunlardan Aral, Balkaş, Zaisan, Alaköl, Tenghiz ve Seletenghiz gölleri öne çıkmaktadır.

38 Doğal kaynakları Dünya çapında Kazakistan, dünyanın volframı en fazla üreten ülkedir ve rezerv miktarına göre de birincidir. Krom ve fosfor rezervlerine göre dünyanın ikinci ülkesi olan Kazakistan, Demir rezervlerine göre Brezilya, Avustralya, Kanada, ABD, Hindistan, Rusya ve Ukrayna’dan sonra sekizinci sıradadır. Ülke ham petrol, doğalgaz ve diğer madenler bakımından çok zengin bir konumdadır. Öyle ki uranyum, kurşun, kalay kaynakları bakımından dünya 2.’sidir. Magnezyum bakımından dünya 3.’sü, Bakır bakımından dünya 5.’si, Doğalgaz bakımından dünya 12.’si, 2014 yılında 41 milyar m3 üretecek ( milyar m3) Petrol bakımından dünya 13.’sü, (2014 yılında 83 milyon ton üretecek ( milyon ton) Alüminyum bakımından dünya 17.’sidir. Kazakistan; kömür, demir ve altın bakımdan da dünyanın en önemli 10 ülkesi arasındadır.

39 Petrol ve doğalgaz rezervleri
Kazakistan’a tüm ülke hudutlarına yayılmış 14 aktif üretim bölgesi bulunmaktadır ve günümüze kadar 160 petrol ve doğalgaz yatağı bulunmuştur. Çıkarılabilir petrol rezervleri 2.7 Milyar Tondur. Son 30 yıldır dünyada keşfedilen en büyük petrol rezervi KAŞAGAN’dadır. (50 milyar $)

40 YAPAY ADA: Günde 1 milyon varil çıkacak…

41 Resmi Dil: Kazakça resmi dil olarak kullanılmaktadır.
Ticari Dil: Ticari dil olarak Rusça kullanılmaktadır. Din: Müslüman % 47 ,Rus Ortodoks % 44, Protestan % 2, Diğer % 7. Etnik grupların dağılımı şöyledir: Kazaklar %62,2, (ilk yıllarda %53.4) Ruslar:%25,6, (ilk yıllarda % 38) Ukraynalılar: %2,9, Alman:%1,4, Özbek:%2,9, Tatar:%1,9, Uygur:%1,8. Ülkedeki tüm Türk halkları nüfusun %68,8'ine (%69) tekabül etmektedir. Tenge ülke içerisinde geçerli olan resmi para birimidir.

42 Etnik Çeşitlilik – İstikrar – Kazakistan Modeli
Bazı düşünür ve yazarlar; 2014 yılı içinde Ortadoğu için Kazakistan Modeli’ni uygulamayı önerdiler. (şu an eğitim sistemimizde bile bu model baz alındı): Kazakistan’da 130’dan fazla etnik grup bir arada ve sürekli barış ve diyalog ortamı içinde yaşamayı başarıyor.

43 Rusya açısından önemi Rus (Don) Kazakları XV. yüzyıldan itibaren Rusya'nın güneyinde "Kazak" (Koşak) adiyle bir zümre türemişti. Bunlar, Rus boylarının ve knezlerinin zulmünden kaçan aşağı tabaka, bilhassa soylu zümrelerinden teşekkül etmekte idi. Bilhassa Don nehri ve Özü ırmağı boylarındaki muhtelif semtleri yurt edinen bu kaçaklar, "kanun ve hâkimiyet tanımayan" kimseler manasına gelen ve aslen Türkçe bir söz olan "Kazak" adını almışlardı. Rus Kazakları'ndan önce, güney Rusya'da "Kazak" adiyle Türk zümrelerinin bulunduğu anlaşılıyor; Rus "Kazakları" işte bu Türk "Kazak"larının yaşayış tarzlarını ve teşkilâtlarını taklid etmişler, ona bazı Rus hususiyetlerini katmışlardı. Geçim vasıtaları Don ve Dnepr boyunca yaptıkları balıkçılık, mahdut miktarda ziraat olmakla beraber, en mühim faaliyetleri çapulculuktu. Lehistan-Litvanya arazisinden başka, Don ve Dnepr boyunca inerek Karadeniz'e kadar çıktıkları ve hattâ Anadolu sahillerinde çapulculuk yaptıkları olurdu.Moskova'dan Azak ve Kefe şehirlerine gidip gelen Rus tüccarları da bu Kazaklar'ın hücumuna maruz kalırdı. Kazaklar, kendi aralarından seçtikleri başbuğları (atamanları)nın idaresinde, birkaç bin kişilik kitle halinde harekete geçerler, komşu yerleşik memleketlerde soygunculuk ederlerdi. Don boyundaki Kazaklar'ın birçoğu yakalandı ve öldürüldü; bir kısmı da İdil yakınına kaçtılar ve buradan yukarıya çıkarak Kama boyuna geldiler. Bu zümrenin şefi sonraları "Sibir fatihi" adını alacak, Yermak Timofeyeviç idi. Hakikî adının ne olduğu tesbit edilemiyor, ancak Türkçe bir kökten geldiği tahmin edilen "Yermak" adının sonradan uydurulduğu anlaşılıyor.

44 Önemli yerleşim yerleri
Kazakistan çok büyük bir arazi üzerinde kurulmasına rağmen kentleşme oranı çok yüksek bir coğrafyadır. Yeni kurulan başkent Astana (2012 Türk Dünyası kültür başkenti) Kültür, sanat ve ticaret merkezi olan eski başkent Almatı, Sanayi ve maden kenti Karaganda, Petrol ve petrokimya kenti olan Hazar kıyısındaki liman kent Atırau, Kuruluşu 12. yüzyıla dayanan sanayi ve eğitim kenti olan güneydeki Çimkent, Kuzeydoğu da Ertis Nehri kıyısında bulunan sanayi ve petrokimyanın merkezi olan Pavlodar, Tarihi binalarıyla dikkat çeken güneydeki Taraz, Kuşkusuz Türk Dünyasının manevi başkenti sayılan ve Türk-İslam medeniyetinin önde gelen âlimlerinden Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesinin bulunduğu tarihi Türkistan şehri ülkeye büyük değer katmaktadır.

45 Astana Almatı (Alma-Ata): 1929-1997 arası başkent.
Astana, Kazakistan'ın başkenti ve en büyük 2. şehridir. Nüfusu civarındadır.  1998'de Kazakistan'ın başkenti ilan edilen şehir Akmola Eyaleti sınırlarında bulunmaktadır. Kazakistan'ın orta kesimindedir. (1998’de Akmola’nın adı, Astana olarak değiştirildi). İnsanların güney kesiminde yığılmasını önlemek için başkent buraya taşınmıştır. Astana Kazakça'da "başkent" anlamına gelmektedir. (Eski Türkçede “Asitane”) Eski isimleri sırasıyla Akmolinsk (Çarlık Rusyası dönemi), Tselinograd (Sovyetler Birliği dönemi) ve son dönem Akmola'dır.

46

47 Başkent değişiminin anlam ve önemi
Yeni başkent, Kazakistan’ın jeopolitik olarak ÇOK VEKTÖRLÜ bir yaklaşım içinde olacağını sembolize etmiştir. Buna göre, devlet artık, kuzey, güney, doğu ve batı istikametine eşit ağırlık vereceğini vurgulamıştır. Bu yeni başkent, sınırlardan uzakta, bir bakıma da Orta Asya’nın gerginliklerinden uzaklaşmak istendiği şeklinde bir izlenim vermiştir. Öte yandan, ülkedeki tüm etnik grupların uyumu da bu şekilde sağlanmaya çalışılmıştır.

48 Özerk bölgeler (oblastlar) sistemi: 14 oblast.

49 Özel statüye sahip şehirler: Almatı ve Astana
ALMATI

50 Rusya tarafından yönetilen şehir : BAYKONUR (2050’ye kadar…)

51 Anayasal yapı Kazakistan Anayasası Ocak 1993’de kabul edildi.
Anayasaya göre Kazakistan üniter, laik ve demokratik bir ülkedir. Anayasanın 8. maddesi ise özel mülkiyeti güvence altına almış; yalnız ÜLKENİN DOĞAL KAYNAKLARININ MÜLKİYETİNİN DEVLETE AİT OLDUĞUNU belirtmiştir. 29 Nisan 1995 yılında ANAYASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER referanduma sunulmuş ve halkın %89 oyuyla kabul edilmiştir. Yeni anayasada, önceki anayasaya göre bazı değişiklikler yapılmıştır;  Yasama, yargı ve yürütme erklerinin birbirinden bağımsızlığı. Etnik grupların, kimlik ve hürriyetleri anayasal güvence altına alınmıştır. Daha önceki anayasada ülkenin tek meclisi konumunda bulunan “Yüksek Cumhuriyet Konseyi” yerine “Milli Meclis ve Senato” oluşturulmuştur.  Cumhurbaşkanının yetkileri artırılmıştır. Anayasanın 72. maddesi HALKA ÖZEL MÜLKİYET HAKKINI TANIMIŞTIR.

52 Siyasi yapısı ‘Nur Otan (Nurlu Vatan) Halk Demokratik Partisi’ iktidardadır seçimlerinde oy oranı: % : %81.

53 Çok partili siyasi hayata geçişin nedenleri
Ekonomik nedenler: 2012 dünya ekonomik kriz dalgasının Kazakistan’a gelmesi ihtimali. Kriz gelmeden hazırlık yapılması. Ekonomik-sosyal modernleşmenin devam ettirilmesi için… Bağımsızlığın 20. yılının demokratikleşmeye sahne olması gereği. Çoğulculuk istenci (en az 2 partiden oluşan meclis olacaktı) Baraj yine %7 olacaktır.

54

55 Sonuçta Nazarbayev, 16 Kasım 2011’de Parlamentoyu fesh ve seçim tarihinin öne alınmasını kabul etti.
Seçim, 15 Ocak 2012’de yapılmıştır.

56 Ayrılıkçılık Kazakistan kuzeyinde de olabilirdi…

57 Kazakistan ve genel dış politikası
2014 yılı içinde DTÖ’ye katılmaya çalışıyor. Çok yönlü dış pol. Var. Kazak Hazar filosu kurmaya çalışıyor. Liberalleşme süreci hızlandırıldı. Nazarbayev: “2014’te ülkeyi yabancı yatırımcılar için cennete çevirin” direktifi verildi. ABD ile yakınlığı var: Hankendi kapatılınca, ABD’ye üs verebileceği tartışmaları yapılmıştı. Nazarbayev: William Burns’e (ABD DiB yar.): “ABD ile işbirliğini artırmak istiyoruz.” Nazarbayev: “RF ile çatışmak istemiyoruz.” ŞİÖ üyesi. AGİT üyesi (dönem başkanlığı yaptı) İsrail ile stratejik antlaşması var.(askeri işb. Antl.) “SSCB’nin yeniden kurulması mümkün değil.”

58 BİTTİ.


"KAZAKİSTAN (DENGELER – İSTİKRAR - ÇOK BOYUTLULUK- ÇOK TARAFLILIK)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları