Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

HZ. PEYGAMBER’E TABİ OLMANIN ÖZELLİKLERİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "HZ. PEYGAMBER’E TABİ OLMANIN ÖZELLİKLERİ"— Sunum transkripti:

1 HZ. PEYGAMBER’E TABİ OLMANIN ÖZELLİKLERİ

2 Hz. Peygamber Allah tarafından “ebedi risalet”le görevlendirilmiş olması açısından en büyük imtiyaza mazhar olmakla beraber, hem bir insan ve kul, hem de kendi deyimiyle “ahlaki güzellikleri tamamlamak için” gönderilmiş bir rehber, bütün ömrünü erdemli yaşamaya adamış olması bakımından da en seçkin insandır ve bu yüzden “üsve-i hasene”dir.

3 Hiç kimsenin Rasulullah’dan daha ileri bir müslüman olma imkanı yoktur
Hiç kimsenin Rasulullah’dan daha ileri bir müslüman olma imkanı yoktur. Müslümanlıktan daha fazla müslüman olmakta mümkün değildir. O halde en iyi müslüman, dini çerçeveye daha büyük oranda uyabilen, Hz. Peygamber’i hayatının her safhasında örnek ve önder edinen kişidir.

4 قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُونٖى يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَحٖيم “De ki : Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın .Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Al-i İmran 3/31 )

5 31. AYETİN İNİŞ SEBEBİ Ayetin sebeb-i nüzulü olarak değişik hâdiseler rivâyet edilmektedir: 1. Hz. Peygamber (sav) zamanında bazı kimseler: "Yâ Resûlallah! Biz Allah'ı seviyoruz" dediler, bunun üzerine bu âyet nâzil oldu. 2. Hz. Peygamber (sav) putlara tapan Kureyş kavmine hitaben: "Siz dedeniz Hz. İbrahim ve İsmail 'in dinine muhalefet ediyorsunuz. Onlar putlara değil, Allah'a ibadet ediyorlardı." Kureyşliler de: "Biz Allah'ı sevdiğimizden dolayı bu putlara ibadet ediyoruz ve böylece Allah'a yaklaşmak istiyoruz" diye cevap verince bu âyet nazil oldu. 3. Yahudiler: "Biz Allah'ın çocukları ve sevdiği insanlarız" dediklerinde bu âyet nazil oldu. 4. Necran Hıristiyanları: "Biz Allah'ı sevdiğimiz için. Hz. İsa (s)'yı tazim ediyor ve ona ibadet ediyoruz" demeleri üzerine nazil olmuştur.

6 Ayette Allah sevgisinin belirtisi ve şartı olarak Hz. Peygamber’e tabi olunmasını öngörmektedir.

7 İTTİBA   Sözlükte “bir kimseye uymak, birinin peşinden gitmek; din ıstılahında ise Allah ve Peygamber’in uyulmasını emrettiği şeylere uymak” demektir. Uyan kimseye “tabi” denir. İttiba kavramı itaat kavramını da içine alır. Her ittiba, itaattir. Kur’an’ da ittiba, tabi olunana göre emredilmiş veya yasaklanmış, övülmüş veya yerilmiştir.

8 Allah’ın rızasına (Al-i İmran, 3/162) , Allah’ın yoluna (Mümin, 40/7), Kur’an’a (Bakara, 2/170),Peygamber’e (Bakara, 2/143) uymak emredilmiş ve övülmüştür. Buna mukabil Şeytana (Bakara, 2/168), kafirlerin, ehl-i kitabın, ayetleri yalanlayanların ve bilmeyenlerin heva ve heveslerine (En’am, 6/56, 150, Ra’d, 13/37, Casiye, 45/80), Allah’ı kızdıran şeylere (Muhammed, 47/28), zalimlerin emirlerine (Hud, 11/59 ) …uymak nehyedilmiş ve yerilmiştir.

9 HER İTTİBA İTAATTİR “Kim Allah’a ve Peygamber’ine itaat ederse Allah onu, altlarından ırmaklar akan cennetlerine koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar; işte büyük kurtuluş budur.” (Nisa 4/13) “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin ki , rahmete erdirilesiniz.” (Al-i İmran 3/132) “Kim peygambere itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.” (Nisa 4/80)

10 Hz. Peygamber’e itaatı adeta şart koşan bu ayetlerde görüldüğü gibi, salt Allah’ a itaat etmek ve O’nu sevmek yeterli olmayıp, aynı zamanda peygamberinde sevilmesi ve O’na da itaat edilmesi gerekli görülmektedir. Ayetler Hz. Peygamber’e itaatı ihtiyari bırakmayıp zorunlu kılmaktadır.

11 Peygamber Efendimiz bir hadisinde; “Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum, siz ise benim elimden kurtulmaya çalışıyorsunuz.” (Müslim, Fedail, H. No:18) Peygamberimizin vefatından sonra O’na itaat etmenin, tabi olmanın yolu O’nun sünnetine uymaktan geçmektedir.

12 Hadisi şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyurur: “Şüphesiz ben, size kendilerine sarıldığınız sürece hiç sapıtmayacağınız iki şey bıraktım : Bunlar, Allah’ın kitabı ve Peygamber’in sünnetidir.” (Malik, Muvatta, Kader,H.No:3) Hz. Peygamber’in sünnetini reddedenlere karşı söylemiş olduğu pek çok hadisi vardır. “Sizlerden birinizi, koltuğuna yaslanmış bir vaziyette iken kendisine benim emir ve nehiylerimden birisi geldiğinde;Biz anlamayız , Allah’ın kitabında ne bulduysak ancak ona tabi oluruz, derken bulmayayım.” (Ebu Davud, Sünnet, B.5; Tirmizi, İlim, B.10)

13 HZ. PEYGAMBER’E TABİ OLMANIN ANLAMI
Kimisi Peygamber’e tabi olmak (ittiba) ile onu taklit etmeyi; O’nu örnek almak (teessi) ile ona benzemeyi (teşebbüh) birbirine karıştırmaktadır.

14 Örnek almak herzaman bilinçli ve istemli bir davranıştır
Örnek almak herzaman bilinçli ve istemli bir davranıştır. Taklitte ise bilinç çoğu zaman bulunmaz. Örnek almak, amacını, delilliğini ve kaynağını bilerek bir görüş ve davranışı izlemektir. Örnek almada örnek alınan davranış içselleştirilir,taklitte bu yoktur çünkü taklit biçimsel bir eylemdir. Örnek almak, insanın kişilik ve davranışlarında ciddi ve kalıcı değişikliklere yol açar. Taklit ise sadece biçimsel ve yüzeysel bir değişim doğurur. Ku’ran bizden Hz. Peygamber’i taklit etmemizi değil, örnek alıp tabi olmamızı ister.

15 Hz. Peygamber’e tabi olmak ,O’nun beşer olarak yaptığı, bağlayıcı olmayan hareketlerini ve davranışlarını hiçbir ayrıma tutmadan onlara uymak demek değildir. Hz. Peygamber’in dürüstlüğü, adaleti, cömertliği, kardeşliği, iffeti, hürriyet anlayışı, şecaatı, cesareti, diğergamlığı, şefkat ve merhameti, iyilikseverliği, vb. evrensel mahiyette olan ilkeleri örnek olarak alınmalıdır.

16 Hz. Peygamber bir hadisinde şöyle buyurur:
“Ben de bir insanım, size dininizle ilgili birşey emrettiğim zaman onu alın; size kendi görüşümden birşey emrettiğim zaman (bunları almayabilirsiniz çünkü) ben de nihayet bir insanım.”

17 Hurma aşılama konusunda ki rivayet :
Şüphesiz ben bir tahminde bulunmuştum, beni kanatimden dolayı sorgulamayın.Fakat ben size Allah’tan bir şey bildirirsem onu alın.Çünkü ben asla Allah adına yalan söylemem (Müslim, "Fedail", 140; İbn Mâce, "Ruhûn", 15).

18 Sahabe keler yemeğinin haram olup olmadığını sorduğunda ;Hz
Sahabe keler yemeğinin haram olup olmadığını sorduğunda ;Hz. Peygamber de bunun haram olmadığını, ancak kendisinin bu yemekten hoşlanmadığını ifade etmiştir. Sahabenin bu konuda Hz. Peygamber’i örnek almadığını görüyoruz. (Buhari, Zebaih, B.33, İ’tisam, B.24, Et’ime, B.14, 16)

19 Sünnetin en güzel bir şekilde anlaşılması için hadislerin söylenirken özel bir sebebe dayanıp dayanmadığına veya belirli bir gerekçeye (illete) bağlı olup olmadığına bakılmasıdır. Hz. Peygamber’i salt şekilsel olarak anlamak, Sünnet’in özünü, ruhunu anlamadan onu tıpa tıp taklit etmek Sünnet değildir.

20 Hz. Peygamber’i rasul ve kul kimliği ikilisi ve dengesi içerisinde anlamak gerekir. Bu çerçevede yaptıgı her söz ve hareketin aynı kategoride değerlendiremeyeceği, O’nun, vahiyle ilgisi olmayan kul ve beşeri özelliklerini yansıtan söz ve hareketleri olduğu gibi, vahiyle ilişkili rasul yönünü yansıtan söz ve hareketleride vardır.

21 İmran ibn Husayn Hz.Peygamber’in Sünnetinden bahsederken birisi araya girerek Sünnet’i küçümser vaziyette “Ey Ebu Nüceyd, bize Kur’an’dan bahset!” demiştir.Bunun üzerine İmran adama şu cevabı vermiştir: Sen Kur’an’ı okumuyor musun, bana namazın nasıl kılınacağından, zekatın hangi mallardan verileceğinden, hac ibadetinin nasıl yapılacağından (vb. Konulardan ) bahsedebilirmisin? İmran bu tür açıklamaları ile adamı susturmuştur. (Hakim en-Nisaburi, el- Müstedrek, I, )

22 Hz. Peygamber’e tabi olmanın nasıl olması gerektiği konusunda yanlış anlayışların sebepleri nedir diye düşündüğümüzde şu cevapları verebiliriz:

23 1) Hz. Peygamber’e tabi olmanın anlamını doğru tesbit edebilmek için, öncelikle nübüvvet ve risalet müessesesini, Hz. Peygamber'in gönderiliş gayesini, tebliğ etmekle mükellef olduğu bilgilerin alanını ve vazifelerini çok iyi bilmek gerekir.

24 Onun sergilediği hayat tarzı içinde her meslekten insan için ilke ve prensipler bulunduğu bilinmelidir.

25 O’nun örnekliği kızgın çölün bereketsiz toprağında meydana getirdiği toplumun dinamiklerinde ve o toplumu her türlü manevi mikroptan nasıl arındırdığında (tezkiye) aranacaktır.

26 O’nun örnekliği hastalıklı kalpleri nasıl tedavi ettiğinde aranacak ve onun bedenleri tedavi eden biri (tabibu’l-ebdan) olmayıp, ruhları ve kalpleri tedavi eden bir doktor (tabibu’l-kulûb) olduğu bilinecektir.

27 O’nun örnekliği aşağıların aşağısına yuvarlanmış insanlığı yüksek değerlere nasıl kavuşturduğunda veya getirdiği değerlerin, insanlığın süfli bir hayattan ulvi bir hayata yükselişi için nasıl miraç vazifesi gördüğünde aranacaktır.

28 2) Hz. Peygambere benzemeye çalışmak örnek almaya (teessi), yani taklit ittibaya tercih edilmiştir. (Hz. Peygamber’in her türlü söz ve davranışının ahlakı belirlediği )

29 3) Yeryüzünde İslam Peygamber'i kadar bütün söz ve davranışları, hayatının en ince teferruatı tarih sayfalarına kaydedilen başka bir şahsiyet olduğunu bilmiyoruz. Ne var ki sözlü ve yazılı kültürle oluşan bu malzemenin çokluğu, bazen asıl mesajın buharlaşmasına ve kaybolmasına sebep olabilir.

30 PEYGAMBER’E TABİ OLMANIN ÖZELLİKLERİ
Hz. Peygamber neyi verdiyse onu almak ve neyden sakındırdıysa ondan kaçınmak. “Peygamber size ne verirse ve ne getirirse ve ne de emrederse onu alın ve sizi neden sakındırıp yasaklarsa ondan elinizi çekin, yolunuzu Allah’ın kitabıyla bulmaya çalışın, çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (el- Haşr, 59/7) O’nun rızasını ve hatırını her şeyden üstün tutmak. “O münafıklar, sizi hoşnut etmek için iyi niyetle edip eyledikleri konusunda, yüzünüze karşı Allah’a yemin ederler. Oysa gerçekten inanmış olsalardı, herkesten önce Allah’ı ve O’nun elçisini hoşnut etmeye çalışmaları gerekirdi.” (et-Tevbe, 9/62)

31 Vermiş olduğu hükme boyun eğip rıza göstermek.
Allah ve elçisi, bir konuda hüküm verdikten sonra, artık inanmış bir erkek ve kadının, kendi işlerinde tercih hakları yoktur. Ama böyle bir hakkı kendilerinde görerek, Allah’a ve elçisine isyan eden kimse, apaçık bir sapıklıkla sapıtmış olur.”(Ahzâb, 33/36) O’nu kendi canından üstün tutmak. “Peygamber mü’minlere kendi canlarından her konuda tercih edilmeye ve sözü dinlenmeye daha yakın ve daha layık olandır.” (el-Ahzâb, 33/6)

32 DİNDE İTTİBANIN YERİ 1) İBADETLERİN KABULU İÇİN İTTİBA Peygamberimiz bir hadis şerifte mealen şöyle buyurmuştur: “Benim namaz kıldığım gibi sizler de öylece namaz kılın demiştir.”

33 2) İTTİBA CENNETE GİRİŞ SEBEBİR
Cennete girmenin olmazsa olma şartı ,Hz.Muhammed e (s.a.v) tabi olmak ve onun getirdiklerine uymakla olur. “Bütün ümmetim cennete girecektir, ancak yüz çevirenler müstesna! Dediler ki: “Ey Allah’ın Rasulu, yüz çeviren kimdir?” Hz. Peygamber de “Kim bana itaat ederse Cennete girer. Bana isyan edene gelince, o yüz çevirmiştir.” Buyurdular. (Buhari, İ’tisam, B.2.)

34 3) İTTİBA ALLAH’A MUHABBETİN DELİLİDİR
De ki: “Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki,Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlamasın.Çünkü Allah çok bağışlayandır”. (Al-i imran 3/31)

35 4) İTTİBA MÜMİNLER İÇİN GEREKLİ SIFATLARDANDIR
“Müminler aralarında hüküm vermek için, Allah’ın kitabına ve peygamberine çağrıldığı vakit ,onların sözü ancak dinledik ve itaat ettik demeleridir. İşte bunlar zafer bulacak olanlardır.” (Nisa 4/64)

36 5) İTTİBA TAKVA ALAMETLERİNDEN BİR ALAMETTİR
“Her kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvasındandır.( Hac, 32)

37 O’na tabi olmayan, yüz çevirenlerin akıbeti ise şöyle zikredilmektedir:
Acı, alçaltıcı ve ebedî bir azaba uğratılacaktır. “Kim de Allah’a ve elçisine isyan eder, O’nun kanunlarını çiğneyip geçerse, Allah onu ebedi kalacağı ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.” (en-Nisâ, 4/14)

38 Peygamberimiz (s.a.v.) ancak bir tebliğcidir ve O’na itaat etmeyenlerden sorumlu değildir.
“Öyleyse, Allah’a ve elçisine itaat edin, kötülüklere karşı her zaman sakınarak hazırlıklı olun. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki bizim elçimizin görevi kendisine emanet edilen mesajı apaçık tebliğden ibarettir ( el-Mâide, 5/92)

39 O’na isyan edenler âhirette yer yarılıp içine girmiş olmayı isteyeceklerdir.
“Gerçekleri örtbas edenler ve peygambere itaatsizlik yapanlar o gün yerin dibine batırılmayı isteyecekler, ama onlar olup biten hiçbir şeyi Allah’tan gizleyemeyeceklerdir.” (en-Nisâ, 4/42)

40 O’na itaat etmeyenler fasıklardan olup amelleri boşa çıkarılacak ve hidayetten uzak olacaklardır.
De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, mensup olduğunuz oymak ve kabile, kazanıp biriktirdiğiniz mallar, kötüye gitmesinden kaygılandığınız ticaret, hoşlandığınız konutlar size göre, Allah’tan ve O’nun elçisinden ve O’nun yolunda savaşmaktan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu getirinceye kadar, yani dünya ve ahirette başınıza bir bela gelinceye kadar bekleyin. Şüphesiz ki, Allah kendi yasalarını çiğneyenleri asla doğru yola iletmez (et-Tevbe, 9/24)

41 Allah ve Rasûlü’nü incitenler rahmetten mahrum olup Allah onları lanetlemiştir.
“Allah’ı ve Rasûlünü incitenlere gelince, Allah onları bu dünyada ve ahirette rahmetinden yoksun bırakacak ve onlar için alçaltıcı bir azap hazırlayacaktır. (el-Ahzâb, 33/57)

42 KUR’AN KURSU ÖĞRETİCİSİ
EBEDİ RİSALETE SARIL EBEDİ SAADETE KAVUŞ… ZEYNEP TOÇOĞLU SERDİVAN MEDİNE CAMİİ KUR’AN KURSU ÖĞRETİCİSİ


"HZ. PEYGAMBER’E TABİ OLMANIN ÖZELLİKLERİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları