Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

HEK İ M İ N İ HBAR YÜKÜMLÜLÜ Ğ ÜNDE ET İ K-HUKUK ÇEL İŞ K İ S İ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "HEK İ M İ N İ HBAR YÜKÜMLÜLÜ Ğ ÜNDE ET İ K-HUKUK ÇEL İŞ K İ S İ."— Sunum transkripti:

1 HEK İ M İ N İ HBAR YÜKÜMLÜLÜ Ğ ÜNDE ET İ K-HUKUK ÇEL İŞ K İ S İ

2  Ki ş inin kendi ahlaki inanı ş ına kar ş ı olsa bile kanunlara uyma ödevi altında bulunması pozitif hukukun temel kuralıdır.  Ahlak, pozitif hukukun kapsamını sosyal etik anlamında geni ş ölçü de etkilemi ş, hukuk düzeninin yürürlü ğ ü ve hukuk düzenine uymanın sa ğ lanmasında önemli bir oynamı ş tır.  Ne var ki ahlak kuralları ile hukuk kuralları arasında önemli ayrılıklar bulunmakta ve de hukuk normlarının ahlaka uygunlu ğ u ve aykırılı ğ ı sorunu farklı biçimlerde görünür olmaktadır.

3 - Bir normun hukuk niteli ğ i kazabilmesi, hukuk idesi ve ahlaka uygunluk amaçlarına yönelmesine ba ğ lıdır. - Açık ş ekilde ahlakın, insanlı ğ ın ve adaletin temel ilkelerine aykırı olan kurallar, yetkili organlarca çıkarılsalar bile geçerli sayılmamalıdırlar. - Yetkili organlarca, usulüne uygun ş ekilde çıkarılan ve toplumda “minimum etkenli ğ e” sahip normlar sistemine giren hukuk kuralları geçerli sayılmalıdır.

4  Bununla birlikte ba ş ta Sokrates olmak üzere, sofistlere göre, “insan her ş eyin ölçüsüdür.”  Bu ilke yüzyıllar öncesinden günümüze uzanır ve ş u hali ile görünür olur; “insanın menfaat ve mutlulu ğ u, bilimin veya toplumun menfaatlerinden üstündür.”

5  Buna kar ş ın kimi kez ahlaki ilkeler göz ardı edilmekte, insanın menfaat ve mutlulu ğ u ikincil plana atılarak ahlakla çeli ş en normatif düzenlemelerle toplumsal yarar sa ğ lanmaya çalı ş ılmaktadır.  TCK’nın 280.maddesi ile sa ğ lık mesle ğ i mensuplarının görevlerini yaptıkları sırada ö ğ rendikleri suçlar kar ş ısında tepkisiz kalmamaları, bu suçları gecikme göstermeksizin yetkili makamlara bildirmeleri kamusal bir görev anlayı ş ıyla amaçlanmı ş, ne var ki insanın en temel hakkı olan ve gerek etik ilkeler gerekse de iç hukukumuzda ve evrensel hukukta üzerinde önemle durulan insanın “ya ş ama hakkı” göz ardı edilmi ş tir.  Bu çalı ş ma ile amaçlanan Türk Ceza Kanununun 280.maddesi ile getirilen düzenlemenin, hukuk kuralları ve etik açısından yerindeli ğ ini sorgulamaktır.

6 765 sayılı ETCK’nın “Cürmü Haber Vermekte Zühul” ba ş lıklı 530.maddesi uyarınca; “Hekim, cerrah, ebe yahut sair sıhhiye memurları ş ahıslar aleyhinde i ş lenmi ş bir cürüm asarını gösteren ahvalde sanatlarının icabetti ğ i yardımı ifa ettikten sonra keyfiyeti adliyeye veya zabıtaya bildirmezler yahut ihbar Hususunda teahhur gösterirlerse bu ihbar kendisine yardım ettikleri kimseye takibata maruz kılacak ahval müstesna olmak üzere otuz liraya kadar hafif cezayı nakdiye mahkûm olurlar”

7  “(1) Görevini yaptı ğ ı sırada bir suçun i ş lendi ğ i yönünde bir belirti ile kar ş ıla ş masına ra ğ men, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sa ğ lık mesle ğ i mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.  (2) Sa ğ lık mesle ğ i mensubu deyiminden tabip, di ş tabibi, eczacı, ebe, hem ş ire ve sa ğ lık hizmeti veren di ğ er ki ş iler anla ş ılır”

8  ETCK’nın 530.maddesi ile YTCK’nın 280.maddesi arasında ilk önemli fark ETCK’nın 530.maddesinde ihbar yükümlülü ğ ü ki ş iler aleyhine i ş lenen suçlar ile sınırlı iken 280.maddede bu tür bir ayrımın yapılmaması hekimin i ş lendi ğ i yönünde herhangi bir belirtisi ile kar ş ıla ş tı ğ ı herhangi bir suçu ihbarla yükümlü kılınmasıdır. Belirtilen yönü ile YTCK hekimin ihbar yükümlü ğ ünün kapsamını geni ş letmi ş, pozitif normun ba ş ta hekimin sır saklama ve tedavi yükümlü ğ ü gibi bir çok etik ilkeyle çeli ş ir bir durumunun ortaya çıkmasına neden olmu ş tur. 280.maddeye göre hekimin görevini yaptı ğ ı sırada bir suçun i ş lendi ğ i yönünde bir belirti ile kar ş ıla ş ması durumunda ihbar yükümlülü ğ ü söz konusu olacaktır. Ö ğ renilen suçun hekimin yerine getirdi ğ i sa ğ lık hizmeti ile ba ğ lantısının olup olmaması önemli de ğ ildir.

9  İ ki düzenleme arasında ki ikinci önemli fark ise ş udur; ETCK da “…bu ihbar kendisine yardım ettikleri kimseye takibata maruz kılacak ahval müstesna olmak üzere…” denilerek hekimin kendisine yardım etti ğ i kimse hakkında kovu ş turma yapılmasını gerektirecek durumlarda ihbar yükümlülü ğ ü bulunmadı ğ ı açıkça ortaya konulmu ş ken, YTCK da hekime tedavisine yardım etti ğ i ki ş inin suç i ş ledi ğ i yolunda sadece bir belirti ile kar ş ıla ş ması halinde dahi ihbar yükümlülü ğ ü getirilmi ş tir. Bu durum herhangi bir ş ekilde suça bula ş mı ş bir kimsenin tedavi hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Her insanın Anayasa ile güvence altına alınmı ş ya ş ama, maddi ve manevi varlı ğ ını koruma ve geli ş tirme hakkı bulunmaktadır. Bu düzenleme ile ki ş inin ruh ve beden bütünlü ğ ünü koruma ve geli ş tirmeye dönük hakları kısıtlanmı ş tır.

10  İ ki düzenleme arasındaki bir di ğ er temel fark ise, ETCK da hekim mesleki görevini tamamladıktan sonra suçu adli makamlara bildirmekle yükümlüyken, YTCK da bu tarz bir düzenlemeye gidilmemi ş olmasıdır. Bir ba ş ka deyi ş le hekimlik mesle ğ inin amacı YTCK ile ikincil plana sürüklenmi ş tir. Hekimin tek amacı hastayı iyile ş tirmek, sa ğ lı ğ ına kavu ş turmak, tıp sanatını uygulamaya koymaktır. Yapılan yeni düzenleme ile öncelikli olarak hastayı ruhen ve bedenen sa ğ lı ğ ına kavu ş turma amacıyla yükümlü olan hekimin bu önemli yükümlülü ğ ü geri planda bırakılarak, hekim için ikincil planda yer alan “suçu önleme ve suçu ihbar” yükümlülü ğ ü ön plana çıkarılmı ş tır.

11  Her iki düzenleme arasında de ğ inilmesi gereken bir di ğ er farkta cezanın a ğ ırla ş tırılmı ş olmasıdır. Eski düzenlemede hafif para cezası öngörülmü ş ken YTCK da ihbar yükümlülü ğ ünü yerine getirmeyen hekime 1 yıla kadar hapis cezası uygulanması hükme ba ğ lanmı ş tır.

12  Hekimin ihbar yükümlülü ğ ünü yerine getirmemesi suçu, i ş lendi ğ i yönünde bir belirti ile kar ş ıla ş tı ğ ı suçu yetkili makamlara “bildirmemesi” yada bu hususta “gecikme göstermesi” hareketlerinden birinin gerçekle ş mesi ile olu ş ur.  Kanunda ihbar süresinin ne kadar oldu ğ u öngörülmemi ş olup bu sürenin makul bir süre olup olmadı ğ ına hakim karar verecektir.  İ hbar “yetkili makama” yapılmalıdır. CMK m.158/1 uyarınca yetkili makam Cumhuriyet Ba ş savcısı yada kolluk makamlarıdır. Bununla birlikte Valilik, Kaymakamlık yada Mahkemeye yapılan ihbarlarda Cumhuriyet Ba ş savcısına gönderilecektir.  Hekimin suçu ihbar etmemesi dolayısıyla açılacak olan davaya bakmak sulh ceza mahkemesinin görevine aittir.  Suçun dava zamana ş ımı süresi YTCK m.66/1-e uyarınca sekiz yıldır.

13  Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 17.maddesi uyarınca herkes ya ş ama, maddi ve manevi varlı ğ ını koruma ve geli ş tirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazı haller dı ş ında, ki ş inin beden bütünlü ğ üne dokunulamaz, rızası olmadan tıbbi ve bilimsel deneylere tabi tutulamaz.  Yine Anayasamızın 56.maddesi uyarınca, herkesin sa ğ lıklı ve dengeli bir çevrede ya ş ama hakkı bulunmaktadır.

14  Hasta, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sa ğ lıklı ya ş amanın te ş vik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sa ğ lık hizmetleri de dahil olmak üzere, sa ğ lık hizmetlerinden ihtiyaçlarına uygun olarak faydalanma hakkına sahiptir.  Hekim bedeni, sosyal ve ruhi yönden ya ş ama hakkının en temel insan hakkı oldu ğ u ilkesini hizmetin her safhasında göz önünde bulundurmakla yükümlüdür.  Aynı Yönetmelik uyarınca hiçbir mercii yada kimsenin hastanın ya ş ama hakkını ortadan kaldırma hakkı ve yetkisi bulunmamaktadır. Hekimin hastanın mahremiyetine saygı göstermesi esastır. Bununla birlikte ancak Kanun ile müsaade edilen haller ile tıbbi zorunluluk bulunması halinde hastanın özel ve aile hayatının gizlili ğ ine dokunulabilir. Hukuki ve ahlaki yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın hastaya zarar verme ihtimali bulunan bilginin if ş a edilmesi, hekimin hukuki ve cezai sorunlulu ğ unu gerektirecektir.

15  Hekimin ilk görevi, insan sa ğ lı ğ ına, hayatına ve ş ahsiyetine özen ve saygı göstermektir.  Hekim hastanın cinsiyeti, ırkı, milliyeti, dini ve mezhebi, ahlaki dü ş ünceleri, karakter ve ş ahsiyeti, mevkii ve siyasi kanaati ne olursa olsun, muayene ve tedavi hususunda azami dikkat ve özeni göstermekle yükümlü kılınmı ş tır.  Hekim meslek ve sanatının uygulanması esnasında ö ğ renmi ş oldu ğ u sırları yasal zorunluluk olmadıkça açıklayamaz.  Yine hekim mesle ğ ini icra ederken meslek ahlak ve adabı ile uyu ş mayan davranı ş lardan kaçınmakla yükümlüdür. Hekim mesle ğ ini icra ederken hiçbir baskıya kapılmaksızın vicdani ve mesleki kanaatine göre hareket etmek zorundadır. Hekim hastanın özel ve ailevi i ş lerine karı ş amaz.  Bununla birlikte hastalarda hekimlerini özgürce seçme hakkına sahiptirler.

16 Hekim görevini yerine getirirken ş u evrensel tıbbi etik ilkelerine uymakla yükümlüdür;  Yararlılık  Zarar vermeme  Adalet  Özerklik Hekim hastası ölmü ş yada kendisi ile olan ili ş kisi sonlamı ş dahi olsa, hastasından mesle ğ ini uygularken ö ğ renmi ş oldu ğ u sırları açıklayamaz. Hekim ba ş ta İ nsan Hakları Evrensel Bildirgesi olmak üzere, tüm insan hakları belgelerine ve hekimlikle ilgili ortak kurallara uymakla yükümlüdür.

17 İ nsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İ nsan Hakları Sözle ş mesi “Yaşamak bireyin temel hakkıdır ve yasayla koruma altına alınmıştır.”

18  Her bir birey hastalıktan korunmak için uygun tedavi hizmeti alma hakkına sahiptir. Sa ğ lık hizmetleri herkese e ş it olarak verilmeli ve hastalı ğ ın türü, zamanı, ikamet yeri veya mali kaynaklar konusunda ayrım yapılmamalıdır.  Her birey farklı tedavi prosedürleri ve tedaviyi verecek hekimler arasında seçim yapma hakkına sahiptir.  Her birey ki ş isel bilgilerinin, sa ğ lık durumu, yapılan te ş his ve tedavi konuları ve özel ziyaretlerinin gizli tutulmasını talep etme hakkına sahiptir.  Her birey hızlı ve önceden belirlenen süre içerisinde gerekli tedaviyi alma hakkına sahiptir. Bu hak tedavinin her a ş amasında geçerlidir.

19  Sa ğ lık reformları insan onuru, hakkaniyet, dayanı ş ma ve meslek ahlakı kurallarına dayandırılmalı, sa ğ lı ğ ın korunması ve iyile ş tirilmesi tüm toplumun temel ilgi alanı olmalıdır.  Yine sa ğ lık reformları demokratik süreç içinde vatanda ş ların sa ğ lık ve sa ğ lık hizmetlerinden beklentilerini hesaba katarak, ihtiyaçlarını göz önünde tutmalıdır.  Bununla birlikte vatanda ş ın sesi ve tercihi sa ğ lık hizmetlerinin düzenlenmesinde önemli bir etken olmalıdır.

20  Tıbbı insanlı ğ ın hizmetine uygulamak, ki ş iler arasında herhangi bir ayrım yapmadan beden ve ruh sa ğ lı ğ ını korumak ve iyile ş tirmek, hastaların acılarını dindirmek ve onları rahatlatmak tıp doktorlarına tanınmı ş bir ayrıcalıktır.  Hekim, tıbbi açıdan sorumlu oldu ğ u ki ş inin bakımıyla ilgili bir karar verirken klinik yönden bütünüyle ba ğ ımsız olmalıdır. Hekimin temel görevi, izledi ğ i ki ş ilerin sıkıntısını azaltmaktır; ki ş isel, toplumsal ya da politik hiçbir güdü, bu yüce amaçtan daha üstün sayılmayacaktır.

21  Hekim pratik, etik ve yasal tüm zorlukların bilincinde olarak her ko ş ulda vicdanının sesini dinleyerek hasta için en iyi olanı yapmalıdır.  Her insan ayrımcılık yapılmaksızın tıbbi bakım görme hakkına sahiptir. Hasta her zaman yararına en uygun biçimde tedavi edilmelidir. Uygulanan tedavi genel kabul gören tıp ilkelerine uygun olmalıdır.  Hastanın dı ş arıdan herhangi bir karı ş ma olmadan, klinik ve ahlaki yargılara Özgürce varabilen bir hekim tarafından bakılmaya hakkı vardır.  Hasta hekimden hem tıbbi hem de özel hayatına ili ş kin bilgilerin gizlili ğ ine saygı duyulmasını bekleme hakkına sahiptir. Hastanın sa ğ lık durumu, tıbbi durumu, tanısı, prognozu, tedavisi ve ki ş iye özel di ğ er tüm bilgiler ölümden sonra bile gizli olarak korunmalıdır.

22  Kadın ve erkek herkesin insan olması dolayısıyla saygı görmeye hakkı vardır.  Herkes kendi ya ş amını belirleme hakkına sahiptir. Herkes fiziksel ve mental bütünlü ğ e sahip olmaya ve ki ş i olarak güvenli bir ya ş am sürdürme hakkına sahiptir.  Herkes hastalıkların önlenmesi ve sa ğ lık bakımı için yeterli ölçüde çaba gösterilerek sa ğ lı ğ ının korunması ve kendisi için edinilebilir en yüksek sa ğ lık seviyesine kavu ş ma fırsatı hakkına sahiptir.  Hastaya ait gizli bilgiler yalnızca hastanın açık izni ve mahkemenin kesin iste ğ i üzerine açıklanır.  Sa ğ lık hizmetleri herkes için e ş it ula ş ılabilirlikte ve sürekli olmalı; ayrımsız ve maddi, insani, finasman kaynaklarından ba ğ ımsız olarak hizmet verilen toplum için mevcut olmalıdır. Bu hakların kullanılması ayrım olmaksızın sa ğ lanmalı ve hakların uygulanmasında, hastalar yalnızca insan hakları belgeleri ile uyumlu sınırlılıkların ve yasa ile belirlenen prosedürlerin hükmü altındadırlar.

23  Biyoloji ve tıbbın uygulanmasında, insan onuru ve bireyin temel hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli tedbirlerin alınması kararına varılarak kabul edilmi ş tir.  Sözle ş menin tarafları, tüm insanların haysiyetini ve kimli ğ ini koruyacak ve biyoloji ve tıbbın uygulanmasında, ayırım yapmadan herkesin, bütünlü ğ üne ve di ğ er hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesini güvence altına alacaklardır.  Sözle ş menin tarafları sözle ş me hükümlerinin yürürlü ğ e sokulması bakımından kendi iç hukuklarında gerekli tedbiri alacaklardır. Sözle ş meye göre insanın menfaat ve refahı, bilim veya toplumun menfaatlerinin üstünde tutulacaktır.  Anılan sözle ş me ülkemizce 3.12.2003 tarihinde kabul edilerek 9.12.2003 tarihinde yürürlü ğ e girmi ş tir.

24  Sa ğ lık hizmetlerinin kar ş ılanmasında iç hukukumuzda, evrensel hukukta ve evrensel tıp eti ğ i ilkelerinde egemen olan yakla ş ım, gerek hasta gerekse de hekim için insan ve ya ş ama hakkı eksenli özgürlük idealidir. Her birey ya ş ama hakkına sahip oldu ğ u gibi bu temel hakla ba ğ lantılı olarak sa ğ lı ğ ını korumak, gözetmek ve özgür ş artlarda sa ğ lık hizmeti alarak fiziki ve manevi bütünlü ğ ü devam ettirmek hakkına sahiptir. Hekim ise hastasını evrensel etik ve hukuk ilkelerinin kendisine yükledi ğ i ödevler çerçevesinde sa ğ lı ğ ına kavu ş turmak, mesle ğ ini tüm kısıtlamaların uza ğ ında yerine getirerek hastasının ya ş amını devam ettirmeye çabalamakla yükümlüdür.

25  İ ç hukukta, Anayasamız ve di ğ er normatif düzenlemeler ile evrensel hukuk ve etik kurallar insan sa ğ lı ğ ını her türlü toplumsal ve bilimsel yararının üzerinde yorumlarken, TCK’nın 280.maddesi ile hekimlere getirilen a ğ ır ihbar yükümlülü ğ ünün hukuksal amacını anlamak oldukça zordur.  Hekime ihbar yükümlülü ğ ü getirilirken ku ş kusuz kamu düzeninin korunması ve devletin adli fonksiyonlarını eksiksiz yerine getirmesinin sa ğ lanması amaçlanmı ş olsa da, söz konu bu düzenleme ile hasta ve hekim için pozitif hukuk tüm a ğ ırlı ğ ını bir kez daha hissettirmi ş tir.  Düzenleme ile kamu düzenin korunması amaçlanmı ş ne var ki hekimin mesle ğ ini özgür ve bilimin gerekleri çerçevesinde yerine getirmesi ve de hekimin tüm etik sorumlulukları unutulmu ş tur. Düzenleme ile devletin adli fonksiyonlarını eksiksiz yerine getirmesi, suçunun önlenmesi amaçlanmı ş ne var ki bu yapılırken durumu ne olursa olsun tedaviye ihtiyaç duyan her insanın ya ş ama ve sa ğ lı ğ ına kavu ş ma hakkı oldu ğ u unutulmu ş tur.  Devlet hekimine güvenmek zorundadır. TCK’nın 278.maddesinde “suçu bildirmeme” suçu düzenlenmi ş tir. Bu hüküm tüm Türk Vatanda ş ları için uygulama niteli ğ ine haizdir. Her hekim kamu düzenin korunması ba ğ lamında somut olaya göre gerekli ayrımı yapma, suçu ayırt etme ve yetkili mercilere bildirme bilincine sahiptir. Bu düzenlemenin varlı ğ ına ra ğ men hekimlere tüm iç hukuk ve evrensel hukuk metinleri ile etik kurallarla çeli ş ir bir yükümlülük getirilmesi anla ş ılır gibi de ğ ildir.

26  TCK’nın genel gerekçesinde belirtildi ğ i üzere, “demokratik bir ceza kanunu, ortaya çıkan ihtiyaçların baskısıyla veya gere ğ i olarak gelecek ku ş aklar tarafından mutlaka de ğ i ş tirilir. Toplumun de ğ erler sıralamasında meydana gelen geli ş melere göre, kanunun de ğ i ş mesi, elbette ki, normal sayılmalıdır. Suç ve ceza siyaseti bakımından en önemli husus de ğ i ş en de ğ erleri fazla zaman geçirmeden ceza kanunlarına yansıtabilmektir. Ancak yukarıda da de ğ inildi ğ i üzere, bütün bu de ğ i ş ikliklerin uygun ş ekilde tertiplenmi ş bir suç ve ceza siyasetine göre yapılması gerekmektedir. Oysa bizde, sözü edilen kanun de ğ i ş ikliklerinin tümünün belirlenmi ş bir suç ve ceza siyasetine dayanılarak gerçekle ş tirilmi ş bulundu ğ unu söylemek olanaklı de ğ ildir.”  Kanun koyucu bu yakla ş ımına kar ş ın 280.maddeyi uygulamaya sokmu ş tur. Bundan sonra yapılması gereken hukuksal ve etik de ğ erlerle çatı ş an bu düzenlemenin de ğ i ş imi yönünde çalı ş malara hız vermektir.  İ mmanuel Kant “yukarıda ki gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası” diyerek pozitif hukukun baskıcı yönünün kar ş ısına insanın iç ahlakını çıkarmı ş tır. Modern ve özgürlükçü bir devletin bireylerine en yüksek düzeyde güvenmesi, onları kendi ahlakları ile ba ş ba ş a bırakması zorunludur.

27  280.madde ile hekimler mesleklerini icra ederken suç i ş leme korkusu ile ba ş ba ş a bırakılmı ş ladır.  Bununla birlikte her ne kadar yerinde bir düzenleme olmasa da 280.madde artık uygulamadadır ve hekimler bu hukuksal yükümlülü ğ ü yerine getirmek zorundadırlar. Sokrates ölüm cezasına çarptırılmasına neden olsa da, ele ş tirdi ğ i kanunlara uyulması gerekti ğ ini söylemi ş tir. Roma Hukukundan günümüze gelen yakla ş ım “dura lex, sad lex” yani “kanun serttir, ama kanundur” ilkesi burada da kar ş ımızdadır.

28  215. Bir doktor operatör bıça ğ ı ile derin bir yarık açarsa ve onu tedavi ederse ya da bir operatör bıça ğ ı ile (gözün üstünde) bir tümörü açarsa ve gözü kurtarırsa on ş ikel alır.  218. Bir doktor operatör bıça ğ ı ile derin bir yarık açarsa ve hastayı öldürürse ya da bıçak ile bir tümörü açıp gözü keserse doktorun elleri kesilir.  219. Bir doktor operatör bıça ğ ı ile azad edilmi ş bir adamın kölesinde derin bir yarık açarsa ve onu öldürürse o köleyi ba ş ka bir köle ile ikame etmelidir.  220. E ğ er operatör bıça ğ ı ile bir tümörü açar ve gözünü çıkarırsa kölenin de ğ erinin yarısını öder.  221. E ğ er bir doktor kırık bir kemi ğ i ya da insanların hastalıklı kısımlarını iyile ş tirirse hastalar ona nakit olarak be ş ş ikel verirler. Te ş ekkürlerimle… Av. Osman Fırat TURAN Haziran 2009, Mu ğ la

29  Prof.Dr.Ernest H İ R Ş - Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Dersleri  Prof.Dr.Adnan GÜR İ Z – Hukuk Felsefesi  Prof.Dr.Nevzat TOROSLU – Ceza Hukuku Özel Kısım  Necati MERAN – Yeni Türk Ceza Kanunun  Ali PARLAR – Muzaffer HAT İ PO Ğ LU – Türk Ceza Kanunun Yorumu  Hasan ÖZKAN – Sunay AKYILDIZ – Hasta-Hekim Hakları ve Davaları  Necati MERAN – Kamu Görevlisine ve Adliyeye İ li ş kin Suçlar  Hakan HAKER İ – Tıp Hukuku  Av.Cemal ÖZTÜRKLER – Tıbbi Sorumluluk, Te ş his, Tedavi ve Tıbbi Müdahaleden Do ğ an Tazminat Davaları  ARTUK – GÖKCEN – YEN İ DÜNYA – Ceza Hukuku Özel Hükümler  Battal YILMAZ – Hekimin Hukuki Sorumlulu ğ u  Prof.Dr.O ğ uz POLAT – Tıbbi Uygulama Hataları  Metin GÜNDÜZ - Beden Tamlı ğ ının İ hlali ve Ölüm Hallerinde Do ğ an Maddi Zararın Hesaplanması ve Tazminatın Tayini  Prof.Dr.Hamit HANCI – Malpraktis  Tu ğ rul KATO Ğ LU – Ceza Hukukunda Hukuka Aykırılık  Ergin ERGÜL – Avrupa İ nsan Hakları Mahkemesi ve Uygulaması  Nur CENTEL – Türk Ceza Hukukuna Giri ş  Aytekin ATAAY – Ş ahıslar Hukuku


"HEK İ M İ N İ HBAR YÜKÜMLÜLÜ Ğ ÜNDE ET İ K-HUKUK ÇEL İŞ K İ S İ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları