Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Kur’ân Buluşmaları: 19 Bakara Sûresi: 42-43 ÜMİT ŞİMŞEK.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Kur’ân Buluşmaları: 19 Bakara Sûresi: 42-43 ÜMİT ŞİMŞEK."— Sunum transkripti:

1 Kur’ân Buluşmaları: 19 Bakara Sûresi: 42-43 ÜMİT ŞİMŞEK

2 Hakkı bâtıl ile karıştırmayın; bile bile hakkı gizlemeyin.
Bakara: 42 وَلَا تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ Hakkı bâtıl ile karıştırmayın; bile bile hakkı gizlemeyin.

3 Bakara: 42 1. Hakka bâtılı bulaştırmayın 2. Hakkı gizlemeyin
1. En zahir mânâsı: Hak dine bâtıl inanışları bulaştırmayın Genel prensip: Doğruya yanlış bulaştırmayın

4 Bakara: 42 Kitap Ehlinden bir kısmı da var ki, kitabı okurken dillerini eğip bükerler — tâ ki, okudukları şeyi kitaptan sanasınız. Oysa o kitaptan değildir. Bir de derler ki, “Bu Allah katındandır.” Oysa o Allah katından değildir. Böylece, bile bile Allah hakkında yalan söyleyip dururlar. Âl-i İmrân, 3:78

5 Bakara: 42 Ey Kitap Ehli! Niçin hakkı bâtıl ile karıştırıyor ve bildiğiniz halde hakikati gizliyorsunuz? Âl-i İmrân, 3:71 İman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmamış olanlar — korkudan emin olmak işte onların hakkıdır; doğru yolda olanlar da onlardır. En’âm, 6:82

6 Bakara: 42 Bir de, Allah’ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan, Allah’a da bir pay ayırdılar ve akıllarınca “Bu Allah’ın, bu da şeriklerimizin” dediler. Şeriklerinin payını Allah için ayırdıklarına katmazlar; ama Allah için ayırdıklarını şeriklerinin payına katarlar. Ne kötü birşeydir o hükmettikleri! İşte böylece, müşriklerin çoğuna, insan ve cin şeytanlarından olan ortakları, dinlerini karıştırarak onları mahvetmek için, çocuklarını katletmeyi bile hoş göstermiştir. Allah dileseydi onlar bunu yapamazdı; onun için sen onları uydurduklarıyla baş başa bırak. En’âm, 6:

7 Bakara: 42 Şeytanlar semâ ehlinden kulak hırsızlığıyla öğrendiği bir habere yüz yalan katarak dostlarına iletirler. Bk. Buharî, Tefsir: 15:1; Müslim, Selâm: Her peygambere insan ve cin şeytanlarını Biz böylece düşman ettik ki, bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler ilham ederler. Eğer Rabbin dileseydi onlar bunu yapamazdı; onun için sen onları uydurduklarıyla baş başa bırak. En’âm, 6:112

8 Bakara: 42 2. Bile bile hakkı gizlemeyin:
Şahitliği saklamayın. Onu saklayanın tâ kalbi günahkâr olur. Allah ise sizin yaptıklarınızı bilir. Günah onun kalbine işler ve iman mahalli olan kalbi günahkâr hale getirir. Bakara, 2:283 Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu, kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Yine de onlardan bir zümre var ki, bile bile hakkı gizliyor. Bakara, 2:146

9 Bakara: 42 Biz onları kitapta insanlara açıkladıktan sonra, indirmiş olduğumuz delilleri ve hidayeti saklayanlara gelince: Allah onları rahmetinden uzak tutar; lânet edebilecek olanlar da onlara lânet eder. Bakara, 2:159

10 Bakara: 42 Allah’ın indirdiği kitaptan birşeyi gizleyen ve onu az bir para karşılığında satan kimselere gelince, onlar ancak karınlarına ateş dolduruyorlar. Kıyamet gününde Allah ne onlarla konuşur, ne de kendilerini temize çıkarır; onların hakkı, acı bir azaptır. Onlar doğru yolu sapıklıkla, bağışlanmayı azapla değiştirmiş olan kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklı şey bunlar! Bakara, 2:174

11 Bakara: 42 Hani, kendilerine kitap verilenlerden, Allah, “Bu kitabı halka açıklayacak, onu asla saklamayacaksınız” diye ahit almıştı. Onlar ise bu ahdi kulak ardı edip az bir paraya satıvermişlerdi. Ne kötü bir alışverişti o! Âl-i İmrân, 3:187 Onlar, kendileri cimrilik ettiği gibi başkalarını da cimriliğe teşvik eden ve Allah’ın onlara lütfettiği nimetleri saklayan kimselerdir. Biz ise o kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır. Nisâ, 4:37

12 Bakara: 43 وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِع۪ينَ  Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükûa varın.

13 Bakara: 43 İman + amel-i salih Namaz: bedenî / ferdî
Zekât: malî / içtimaî Cemaat: içtimaî Önceki ümmetlerde de bu ibadetler vardı

14 Bakara: 43 [İbrahim:] Yâ Rabbi, beni ve neslimden olanları namazda devamlı kıl. Rabbimiz, duamı kabul buyur. İbrahim, 14:40 Kitapta İsmail’i de an. O sözünde sadık idi ve Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdi. Ailesine namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbinin katında da rızaya erişmişti. ... Onların ardından namazı bırakan ve şehvetlerinin peşine düşen bir nesil geldi ki, onlar da azgınlıklarının cezasını bulacaklar. Meryem, 19:54-59

15 Bakara: 43 Çocuk dedi ki: “Ben Allah’ın kuluyum. O bana kitap verdi, beni peygamber yaptı. “Bulunduğum her yerde beni mübarek kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı öğütledi. Meryem, 19:30-31 [Lokman:] Oğlum, namazı dosdoğru kıl, iyiliği tavsiye et, kötülükten sakındır, başına gelene sabret. İşte bunlar, uğrunda azmedilmeye değer işlerdendir. Lokman, 31:17

16 Bakara: 43 [Musa’ya:] Ben Allah’ım; Benden başta tanrı yoktur. Yalnız Bana kulluk et. Beni anmak için de namaz kıl. Tâhâ, 20:14 Zekeriya mihrapta namaz kılmaktayken melekler ona “Allah seni Yahya ile müjdeliyor” diye seslendiler. Âl-i İmrân, 3:39

17 Bakara: 43 Ailene namazı emret; sen de onda sebat et. Biz senden rızık istemiyoruz; seni rızıklandıran Biziz. Hayırlı son ise takvâdadır. Tâhâ, 20: 132 Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekileceği şey namazdır. Tirmizî, Mevâkît: 188; Ebû Dâvûd, Salât: 149; Nesâî, Salât: 9; İbni Mâce, İkamet: 202 Cennetin anahtarı namazdır. Tirmizî, Tahâret: 1

18 Bakara: 43 Sana vahyolunan kitabı oku; namazı dosdoğru kıl. Hiç şüphe yok ki namaz fuhşiyattan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak ise en büyük iştir. Ve Allah bütün işlediklerinizi bilir. Ankebut, 29:45

19 Bakara: 43 İnsan hırslı ve tez canlı yaratılmıştır.
Kendisine kötülük dokunduğunda feryattadır. Hayır eriştiğinde ise cimrileşir. Ancak namaz kılanlar müstesnadır. Onlar namazlarında devamlı olanlardır. Mallarında da belirli bir pay vardır: İsteyen ve istemeyen yoksullar için. Meâric, 70:19-25

20 Bakara: 43 Hz. Ömer’den valilere:
Benim nazarımda en mühim vazifeniz namazdır. Onu vaktinde kılan ve koruyan, dinini korumuş olur. Onu ihmal eden ise, diğer işlerinde daha da ihmalkârdır. Muvatta’, Vukut: 1

21 Bakara: 43 Zekât: artma / arınma
Allah faizi mahveder, sadakaları bereketlendirir. Çünkü Allah nankörlükte ve günahta azıtanların hiçbirini sevmez. İman eden, güzel işler yapan, namazlarını dosdoğru kılan ve zekâtlarını veren kimselerin ise Rableri katında ödülleri vardır. Ne bir korku olur onlar için, ne de mahzun olurlar. Bakara, 2: Allah zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı. Ebû Dâvud, Zekât: 32

22 Bakara: 43 Bedevîlerden öylesi vardır ki, hayır için harcadığını ziyan olmuş sayar ve başınıza felâketlerin gelmesini bekler. Felâket onların başına insin! Allah herşeyi işitiyor, herşeyi biliyor. Fakat bedevîlerden öylesi de var ki, Allah’a ve âhiret gününe iman eder, hayır için harcadığını Allah katında yakınlığa ve Peygamberin duasına vesile sayar. Gerçekten de bu onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine eriştirecektir. Çünkü Allah Gafûrdur, Rahîmdir. Tevbe, 9:98-99

23 Bakara: 43 Onları temizleyip arındırmak için mallarından bir miktar sadaka al ve onlar için dua et. Senin duan onlar için bir tesellîdir. Allah ise herşeyi işitir, herşeyi bilir. Tevbe, 9:103

24 Bakara: 43 Kendilerine kitap verilenler, onlara delil geldikten sonra anlaşmazlığa düştüler. Oysa onlar sadece bâtıl dinlerden uzaklaşarak saf bir inançla Allah’a kulluk etmek, namaz kılmak ve zekât vermekle emrolunmuşlardı ki, dosdoğru din de zaten budur. Beyyine, 98:4-5

25 Bakara: 43 Yine hatırlayın ki, Biz İsrailoğullarından “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin; anne ve babaya, akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik yapın; insanlara güzel söz söyleyin; namazı dosdoğru kılın; zekâtı verin” diye söz almıştık. Sonra, pek azınız müstesna, sözünüzden döndünüz; hâlâ da yüz çeviriyorsunuz. Bakara, 2:83

26 Bakara: 43 Onları [İbrahim, Lût, İshak] emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar yalnız Bize ibadet eden kullardı. Enbiyâ, 21:73

27 Bakara: 43 Namaz nur, zekât [kişinin iman dâvâsındaki doğruluğuna] burhandır. İbni Mâce, Tahâret: 5 Sadaka maldan eksiltmez. Müslim, Birr: 69 Su nasıl ateşi söndürürse, zekât da öylece günahları söndürür. Tirmizî, Cum’a: 79; İbni Mâce, Zühd: 22

28 Bakara: 43 Rükû’ edenlerle birlikte siz de rükûa varın.
Cüz’-küll alâkası > namaz / Yahudilere muhalefet “Ey Meryem, Rabbinin huzurunda saygı ile dur, secdeye kapan, rükû edenlerle beraber sen de rükûa var.” Âl-i İmrân, 3:43 Vaktiyle Biz İbrahim’e Beytin yerini göstermiş ve şöyle buyurmuştuk: “Hiçbir şeyi Bana ortak koşma; Beytimi de, tavaf edenler, Allah huzurunda duranlar, rükû ve secde edenler için temiz tut. Hac, 22:26

29 Bakara: 43 Güzel işlerinde Müslümanlarla beraber olmak / en güzel iş: namaz Cemaatin vücubuna delil Allah’a çağıran, güzel işler yapan ve “Ben Müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel sözlü kim var? Fussılet, 41:33

30 Bakara: 43 Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha faziletlidir. Buharî, Ezan: 30; Müslim, Mesâcid: 249 Bir beldede veya kırda üç kişi beraber bulunur da namazı cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları avucunun içine alır. Onun için, cemaate devam edin; yoksa sürüden ayrılan koyunu kurt kapar. Ebû Dâvud, Salât: 46

31 Bakara: 43 Özet Hakka bâtılı, doğruya yanlışı bulaştırmayın
Hakkı gizlemeyin Namazı kılın Zekâtı verin Namazı cemaatle kılın

32 İnternet adresleri utesav.org.tr facebook.com/yazarumitsimsek


"Kur’ân Buluşmaları: 19 Bakara Sûresi: 42-43 ÜMİT ŞİMŞEK." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları