Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SPORCU, AİLE, ANTRENÖR ve SEYİRCİ PSİKOLOJİSİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SPORCU, AİLE, ANTRENÖR ve SEYİRCİ PSİKOLOJİSİ"— Sunum transkripti:

1 SPORCU, AİLE, ANTRENÖR ve SEYİRCİ PSİKOLOJİSİ
Hazırlayan ve Sunan Göksoy DOĞAN

2 Psikolojik faktörler Psikolojik faktörler, sporda başarıya ulaşmak için önemli unsurlardan birisidir.

3 Bu bölümde antrenman uygulamasının başka bir boyutu olan antrenörün psikolojisi, antrenörün özellikleri, yönetim stili ve başarıyı etkileyen en önemli faktör olan sportif motivasyonu; sporcunun psikolojik özellikleri; ailelerin özellikleri ve seyircilerin psikolojisi incelenerek temel bilgiler aktarılacaktır.

4 Sağlık Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sağlığın tarifini, “insanin bedenen, ruhen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik halidir” şeklinde yapar.

5 Antrenör ve Amacı Antrenörün ilgilendiği sporcuların belli bir grup olduğu ve bu gruptaki sporcuların belirgin bir amaç için bir araya geldiğini düşünerek yola çıkmalıyız. Antrenörün amacı, bireydeki bedensel performans özelliklerini yapılan spor dalına uygun biçimde artırmak ve takımın amaçlanan hedefe ulaşmasında aktif olarak sporcuları yönlendirmektir. Bunun için sporcuları çalıştırması, motive etmesi, organizasyon ve gerekli planlamayı yapması gerekir.

6 Seyirci Sosyal psikoloji açısından yapılan bir incelemede seyirci “grup” olarak ele alınmaktadır. Çeşitli grup tanımları arasında ortaya atılan ve grubu “belli ihtiyaçları karşılamak amacıyla birlikte hareket eden bireylerin oluşturduğu topluluk” şeklinde tanımlayan yaklaşım, spor seyircisiyle uygunluk göstermektedir(MAVİLİ AKTAŞ, A., 1997)

7 GENÇLİK SPORLARINDA KOÇ-AİLE İŞBİRLİĞİNİ GELİŞTİRME
Koçların, çocukların spor çevresinde direkt bir etkiye sahip olmasına rağmen, çocukların spora katılmaya karar vermesinde aileler daha önemli bir etkiye sahiptir. Koç, atlet ve aileyi içeren “atletik üçgen” gençlik sporlarının doğal bir yanıdır ve programın başarılı olmasında aile ve koç işbirliği çok önemlidir.

8 Ne yazık ki bazı ailelerin olumsuz etkileri oldukça kesindir
Ne yazık ki bazı ailelerin olumsuz etkileri oldukça kesindir. Bazı aileler bilgisizlikten gençlik spor programlarının temel hedeflerini görmezden gelebilirler ve katılımla ortaya çıkabilecek faydaları engellerler. Koçlar, atletlerin spor deneyiminin değerini artırmak için anne babaları doğruya yönlendiren bir pozisyonda olmalıdır.

9 Bu bölüm, ailelerle etkili işbirliği içinde çalışan koçlara yardımcı olmak için bilgi sağlar ve aileler ile iletişim kurmaya istekli olanlar için işbirliği şansını artırır.

10 Bu bölümü tamamladıktan sonra koçlar;
Profesyonel spor modelleri ve gençler arasındaki farkı, Kazanma felsefesini kapsayan gençlik spor hedeflerini, Ailelerin rollerini ve sorumluluklarını, Aileler arasında etkili ikili iletişimi nasıl başaracağını ve Anne ve babalarla nasıl bağlantı kurulacağını daha iyi anlayabilirler.

11 Amatör ve Profesyonel Spor Modelleri
Açıklanması gereken temel konu profesyonel ve gençlik spor modelleri arasındaki farktır. Gençlik sporları, fiziksel ve psiko-sosyal gelişim için eğitimin merkezi olarak bilinir. Diğer yandan profesyonel sporlar geniş bir ticari alana sahiptir. Profesyonel sporların amacı, temel olarak belirtilirse eğlenmek ve para kazanmaktır.

12 Görünüşte kazanma olarak adlandırılan başarı aslında parasal başarıdır.
Bu yanlış mı? Kesinlikle hayır! Profesyonel spor dünyası eğlence sektörünün bir parçasıdır ve bizim toplumumuzda bu şekilde değerlendirilir.

13 O zaman sorun ne? Gençlik sporlarının eğitici ve eğlenceli yönlerinin yanlış olarak empoze edilmesi sonucunda negatif sonuçlar ortaya çıkabilir. Tamamen kazanmaya odaklandırıldıklarında genç atletlerin ilgi ve ihtiyaçları kolayca kaybolur.

14 Gençlik Sporlarının Amaçları
“Sporun genç atlete en büyük katkısı karakterini oluşturmasıdır.”

15 “Çocuklara profesyonel sporcu gibi davranılması, eğlence amacını en çabuk azaltan yoldur.”

16 Ya kazanma? Genel yargı; “zafer, başarıdır.”
Fakat, “kazanma her şeydir” felsefesi genç atletlere; sosyal ve duygusal olarak gelişmeyi, eğlenceye katılım ve becerilerini geliştirme şansını kaybettirir.

17 “Kazanma başarıya eş değildir ve başarısızlıkta kaybetmeyle aynı değildir”

18 “Atletlerin kontrol edebildikleri tek şey harcadıkları çabadır
“Atletlerin kontrol edebildikleri tek şey harcadıkları çabadır. Kontrol edemedikleri tek şey ise sonuçtur.”

19 Kazanmanın dışındaki kriterler nelerdir?
Martens, “Çocuk Sporlarında Eğlence ve Üzüntü” adlı kitabında bu soruya cevap verdi: - Rakip ile karşılaşıldığında rekabetin eksikliğini zayıflık olarak düşündüğünde, -Rakibinin haksız avantajları ile düzenlenmiş stratejileri öğrettiğinde, -Gençler, başarı için zorlandığında, aldatmak için ikna edildiğinde ve gençlere ilaçlar verildiğinde, -Kendine güven, sağlık, beceri, kendine değer, saygı; arkadaş kazanmaktan çok oyun kazanmak olduğunda,

20 Kazanmak, bu bakış açısı ile bakıldığında; çocuklar ikinci, kazanma birinci sırada gelmektedir.
Bu durumda kazanma-kaybetmeye odaklanmaktansa en önemli şey, genç atletlere sağlanan deneyimlerin kalitesidir.

21 Ya, başarıya ulaşmak için genç atletlerin amaçları nelerdir?
Michogen eyaletinde ’den fazla genç spor katılımcısına yapılan anketler gösteriyor ki, genç sporcular aşağıdaki nedenler için spora katılırlar; -Eğlence için, -Yeni beceriler öğrenmek ve bunları geliştirmek için, -Arkadaşları ile olmak ve yeni arkadaşlar edinmek için, -Başarılı olmak ve kazanmak için

22 “Koçlar, anne-babalar ve spor yetkilileri, genel hedefleri başarmak için bir ekip olmalılar.”

23 Anne - Babanın Sorumlulukları ve Rolleri
“Spora katılmak çocukların hakkıdır ve bu spora katılmama hakkını da içerir” “Eğer anne ve babalar, sporun takdirini ve anlayışını kazanırlarsa çocuklardan daha fazla eğlenebilirler.”

24 Ailenin stresini azaltmayı sağlayan temel faktör ne olabilir?
Bütün anne-babalar, çocuklarını bazı ölçülerle değerlendirir ve onların iyi yapmasını isterler. Maalesef bazı durumlarda değerlendirme derecesi en üst seviyeye çıkar.

25 Çocuklar, anne-baba için değerlidirler
Çocuklar, anne-baba için değerlidirler. Bundan dolayı, anne-babalar çocuklarının başarılı olması ile kendilerine olan güvenlerini tanımlamaya başlarlar.

26 Bazı anne-babalar bu yüzden çocukları ile birlikte kazanan ve kaybeden olurlar ve bu baskı çocuklara, mükemmel olma düşüncesini aşırı derecede yerleştirir. Bir çocuk başarılı olmak zorundadır, aksi halde anne-babanın imajını zedeleyebilir.

27 “Spor bir oyun olmaktan çok artık görev olur”
Performansın yeterliliği, anne-baba sevgisine ve takdire bağlı olduğunda, spor strese bağımlı olur.

28 Anne ve babalar eğlencenin, kişisel gelişimin ve katılımın olduğu bir ortamda her çocuğun kendini geliştirme hakkının olduğunu bilmelidir.

29 Major Lig eski Baseball oyuncusu Al Rosen, anne-babaların sorumluluklarını yerine getirmeleri için teşvik edici bazı sorular geliştirdi:

30 1- Anne ve babalar çocuklarından vazgeçebilirler mi?
Bu, çocukların spor deneyimlerinde koçlarına güvenerek onları koçlarının eline bırakmayı gerektirir. Bu, koç otoritesini kabullenmeyi gerektirir, patron koçtur ve ilk kez sadece anne ve babasına gösterdiği sevgi ve hayranlığı kazanmakla sağlanabilir.

31 2- Aileler, kendi hatalarını kabul edebilir mi ?
Aileler, hatalı bir cevap vermek yerine, konu hakkında bir şey bilmediğini söylemenin dürüst bir yaklaşım olduğuna ikna edilmelidir. “Dürüst bir cevap yanlış bir cevaptan daha iyidir.”

32 3- Anne ve babalar çocuklarının zaferlerini kabul edebilirler mi?
Her çocuk, her atlet, yarışma sürecinin bir parçası olarak, “yenilginin acısını” ve “kazanmanın tadını” tecrübe eder. Çocuğun zaferlerini kabul etmek kolaydır, ama her zaman değil. Bazı anne-babalar bunu fark etmezler, özellikle babalar oğulları ile yarışma, rekabet halinde olabilirler. Örneğin, bir çocuk yarışmada iyiyse, babası küçük hatalara takılır, diğerlerinin daha iyi olduğunu söyler ya da kendi spor başarılarını daha etkili olarak dile getirir.

33 4- Anne-babalar çocuklarının hayal kırıklıklarını kabul edebilirler mi?
Anne-babaların, çocuklarının atletik başarılarını kabul ettikleri gibi çocukları hayal kırıklığına uğradıklarında ve incindiklerinde de onlara destek olmalıdır. Bu destek diğerleri kazanırken, onların yarışmayı kaybetmelerini sabırla sonuna kadar izlemek veya yarışmayı kaybettikten sonra ağlamalarına kızmamak, sinirlenmemek, ağlamalarından dolayı utanmamak şeklinde olabilir.

34 5- Anne-babalar çocuklarına biraz zaman vermeliler mi?
Bazı anne-babalar çok meşguldür. Ki bu bir problem haline gelir. Çünkü ilgilenmek ve onları cesaretlendirmek isterler. Çocukların hayal kırıklığına uğramamaları ve potansiyel çelişkilere düşememeleri için, koçların anne-babalara verebileceği en önemli tavsiye, çocuklara ayırabilecekleri zaman konusunda fazla söz vermemek ve zamanın kısıtlı olduğu durumlarda yeterince ilgilenmektir.

35 6- Anne-babalar çocukların kendi kararlarını vermelerine izin vermeliler mi?
Bu anne-babalar için gerçek bir tehdit ve çocukların büyümesi için gerekli bir bölümdür. Anne-babalar belirli ölçüler dahilinde çocuklarının kendi yollarına gitmelerine izin vermelidirler. Spor, onlara, izin verme sürecinin başlangıcı olabilir.

36 7- Anne-babalar çocuklarına kendi kontrollerini gösterebilir mi?
- Anne-babalara, çocuklarını davranışları için önemli bir model oldukları hatırlatılmalıdır. -Kendi kontrollerini kaybeden anne-babaların, eksik otokontrol ve duygusal patlamalara eğilimli çocuklara sahip olması şaşırtıcı değildir. -En fark edilebilir anne-baba problemi, yarışmalardaki yanlış davranışlardır

37 Anne-babaların davranışları belirli standartlarda olmalıdır
Bu anlamda, Martens ve Seefeldt şu kuralları tavsiye eder: Yarışma boyunca anne ve babalar izleyici alanında oturmalı, Anne ve babalar çocuklarını eleştirmemeli veya emirler vermemeli, Anne ve babalar karşı takımdaki oyunculara, karşı takım oyuncusunun anne-babasına, görevlilere veya hakemlere aşağılayıcı yorumlarda bulunmamalı, Anne ve babalar, çocukların koçuna karışmamalı, yarışma süresince, çocukları için sorumluluklarını bilmelidir. Seyirciler arasındaki iyi sportmenlik bu amaç için değer.

38 İki Yönlü İletişim Anne-babaların, çocuklarının katıldığı sporu da içeren faaliyetleri sorgulama hakları vardır. Bu sebeple koçlar, soruları cevaplamaya istekli olmalı ve ailelerin isteklerini karşılamaya açık olmalıdır. Bu ailelerin, koçlardan aldıkları güvenceyle gerçek düşüncelerini ifade etmeleri için ailelere açık bir davettir.

39 Bu tür etkileşim, gençlerinde olduğu, yarışma ya da alıştırma sürecinde olmamalıdır.
Aileler ve koçlar arasındaki en belirgin çelişki, çocukların yetenekleri hakkındaki farklı düşüncelerdir. Koçun yapması gereken tek şey savunmaya geçmemesidir. Koçlar, son sözün kendilerine ait olduğunu bilmelidir ve hiç kimseyi memnun etmek zorunda değillerdir.

40 Bazı genel problem çeşitleri ve önerileri aşağıda tanımlanmaktadır
a- İlgisiz anne-babalar İlgisiz ailelerin en belirgin karakter özelliği, çocuklarının yer aldığı takım faaliyetlerindeki yokluklarıdır. - Koçlar bu durumda ne yapmalı? Koçlar, anne-babaların neden katılmadığını ve katkıda bulunmadığını keşfetmelidir.

41 b- Aşırı eleştiren anne-babalar
Eleştirici anne-babalar sık sık çocuklarını azarlar ve bağırırlar. Bazı aileler çocuklarının performanslarından asla memnun olmazlar. Sporcuların oyunu olmasından çok kendi oyunları olduğu etkisini yaratırlar. Koçlar ne yapmalı? Önceden de bahsedildiği gibi bazı aileler bilinçsizce çocuklarının başarısını veya başarısızlığını kendi başarılarıyla ya da başarısızlıklarıyla ilişkilendirirler.

42 -Koçlar ne söyleyebilir?
-Mr. Jones, biliyorum sadece Billy’e yardım etmeye çalışıyorsunuz, fakat onu eleştirdiğinizde o kadar çok sinirleniyor ki daha kötü oynuyor ve bu onun için eğlence olmaktan çıkıyor. Ya da, -Mr. Jones, eğer oğlunuzu eleştirmek yerine, onu cesaretlendirirseniz, spor her ikiniz içinde oldukça eğlenceli olacaktır. Sonuçta bu çocukların oyunudur. Eğlence için oynarlar ve daha fazla eleştiri onları bunaltır.

43 c- Sahanın arkasında bağıran anne-babalar
Bazı anne-babalar sağlam ciğerlere büyük ses sistemine sahip gibi görünürler. Onlar koçların kulak arkasında belirgin bir tehlike şeklinde, saha arkasında otururlar. Onlar devamlı bağırırlar ve koçta dahil o alanda bulunan herkesin konuşmasını engellerler. Herkes onların sözlü tacizlerinin hedefidir (koçlar, karşı takım üyeleri ve yetkililer).

44 - Koçlar ne yapmalı? Koçlar, bağıran anne-babalarla tartışmaya girmemelidir. Bu hiçbir yarar sağlamayacağı gibi muhtemelen bazı şeyleri daha kötü hale getirecektir. Koçlar, sorunlu ailelere takıma yardımcı olacak işler, görevler verebilir (rakipleri keşfetmek, statta bulunmak ve malzemeleri kontrol etmek gibi). Bu onlarda sorumluluk duygusunun oluşmasını sağlayacağı gibi onların oyun boyunca sessiz kalmalarını da sağlayabilir.

45 - Koçlar ne söylemeli? Biliyorum ki heyecanlanmak kolaydır, fakat bu çocuklar iyi vakit geçirmek için dışarıdadırlar. Oyunu çok fazla ciddiye almamayı deneyin, olur mu? Ya da, Neden maçtan sonra bir araya gelmiyoruz ve koçluk hakkında bazı fikirler almıyoruz? Bu bilgilere daha sonra sahip olmak isterim, çünkü maç boyunca çok endişeli oluyorlar.

46 Yan saha koçları? Koçlar ne yapmalı?
Yan saha koçluğunu benimseyen anne-babalar, çoğu zaman sahanın yanında sporculara önerilerde bulunmak için bulunurlar. Onlar koçun talimatlarına karışırlar ve takımı rahatsız ederler. Koçlar ne yapmalı? Koçlar, ilk olarak anne-babalara birden çok kişinin sporculara müdahalesinin ne kadar can sıkıcı olduğunu anlatmalıdır. Koçlar, ailelerden ya tam yardımcı koç olmalarını ya da tam izleyici olmalarını isteyebilir. Koçlar ne söyleyebilir? Ms. Jones, takım için düşünce ve isteğinizi takdir ediyorum. Fakat saha kenarında Kay’a koçluk yaptığınızda bu rahatsız edici oluyor ve onu yavaşlatıyor. Biliyorum iyi fikirleriniz var ve onları duymak istiyorum, ama lütfen oyundan sonra.

47 d- Aşırı koruyucu anne-babalar
Çoğunlukla, aşırı koruyucu aileler anneler olmakla beraber, bu tip anne-babaların, kızları ya da oğulları oynadığında yarışmayı kaygı dolu gözlerle izledikleri görülür. Aşırı korumacı anne-babalar spora katılımın tehlikelerinden dolayı bazen çocuklarının korkmasına neden olabilirler.

48 - Koçlar ne yapmalı? Koçlar, oyunun güvenli olduğu konusunda aileleri ikna ederek, yaralanma korkusunu yok etmeye çalışmalıdır. Koçlar, sporcuları koruyan aletleri ve kuralları anlatabilirler. Aynı zamanda iyi koçluğu, program yönetimini ve sporun güvenli olduğunu gösterebilirler.

49 - Koçlar ne söylemeli? Ms. Jones, sporcular için, oyunu olabildiği kadar güvenli hale getirmeye çalışıyoruz. Eğer onlara dikkat etmesem ya da sporun onlar için tehlikeli olduğunu düşünsem, çocuklara koçluk yapmayacağımı bilmenizi isterim. Ya da, Ms. Jones, bu çocukların her birine dikkat ediyorum ve onlar için tehlikeli olduğunu düşündüğüm hiçbir şey yapmalarına izin vermem.

50 Koç – Aile Toplantısı Problemli aileler ile baş etme gibi bir külfetle karşılaşmaktansa, vaktinden önce yapılan bir toplantı olumsuz deneyimler yaşama riskini düşürmede anahtardır. Bu bölüm etkili koç-aile toplantılarını planlamak ve yönetmek için bir rehberdir. Çünkü her koç kendine özgüdür, biz burada koçları bilgileri ve önerileri değerlendirmeye ve kişisel durumlarını uygun değişiklikler yapmaya sevk ediyoruz.

51 Buluşmanın Amacı Bir koç-aile toplantısının en kapsamlı amacı, aileleri gençlik sporları ve başarma isteği hakkında bilgilendirmektir. Bu bilgiler, çocukların fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimi için spora katılmanın değerini artırabilir.

52 Planlama ve Hazırlık Bir koç-aile toplantısını idare etmede koçun tereddüte düşeceği noktalardan biri, bir grup aileyi yönetmede kendini güvende hissetmeyebileceğidir. Daha önce ailelerle görüşme yapan koçlar bunun çok külfetli bir deneyim olmadığını ve kazanımların toplantıyı karlı çıkardığını işaret ederler. Gereken konuları görüşmek en fazla ¼ saat (15 dk) sürer. Toplantı başarılı olmak zorunda değildir. Fakat iyi hazırlanma ve organize olma abartılmamalıdır.

53 “Aileler toplantıya katılmalı mı?”
Bazı koçlar buna karşı çıkmaz ve bunun katılanlar arasında iletişimi artıracağına inanırlar. Diğer koçlar toplantıyı atletler olmadan yürütmenin daha faydalı olacağına inanırlar Ailelere öğrenciler aracılığı ile toplantının öneminin ve toplantı tarihinin, saatinin, yerinin, yönünün ve katılımının hakkında kısa bilgiler içeren bir kişisel davetiye gönderilmelidir.

54 Toplantının Konusu Ve Yürütülmesi
Daha önce belirtildiği gibi, etkili bir iletişim iki yönlü paylaşıma dayanır. Çünkü, toplantıyı yürütürken koç, velilere ders vermek yerine onları tartışmaya katmalıdır. Koç, bunu; Velileri soru sorması için yönlendirerek Onlara zaman zaman soru yönelterek gerçekleştirebilir.

55 Açılış ( 5 dakika ) Koç, toplantıya kendini ve yardımcı koçları tanıtarak başlar. Velilere hoş geldiniz derken, onların ilgilerinin ve yaklaşımlarının takdir edildiğinin bilinmesini sağlar. Son olarak koç, toplantının amacını açıklar ve sporun önemi hakkında nasıl bilgi sağlayacağını anlatır(Onları bir pratik toplantısına katılmaya davet eder).

56 Dikkat edilmesi gereken bir nokta var sırada;
Eğer bir koç, koç-aile toplantısını ilk kez yürütüyorsa ya da aileleri yönetmek hakkında çok az deneyime sahip ise toplantıya bunun kişisel bir kusur olduğunu söyleyerek ya da ailelerin aflarını isteyerek başlamamalıdır. Bu gibi ifadeler çocuklarının koçları olarak ona olan inancı ve desteği azaltabilir.

57 Gençlik Sporlarının Amacı ( 10 dakika)
Açılış konuşmasından sonra kazanmanın sağlam bir felsefesini içeren çocuk atletizminin hedeflerinin tartışılması gerekmektedir. Ayrıca koç ailelerin hangi hedeflerden bahsedilmesini istediklerini ortaya çıkarmalıdır.

58 Spor Programının Detayları (10 dakika)
Koç, spor programının yürütülmesi ile ilgili detayları sunar. Diğer düşüncelerine ek olarak sıradakilere de önem vermelidir; Gereken ekipmanlar ve nereden alınacağı Pratik ve yarışmalar için zaman takvimleri Pratiklerin ve yarışmaların uzunluğu Takım seyahat planları Genel takım kuralları ve yol göstericileri Bu seviyedeki yarışmalarda kullanılan özel kural uygulamaları Medikal sınavlar Sigorta Para toplama projeleri İptal için iletişim sistemleri ve Sezon öncesi ve sezon sonrası olaylar

59 Koçun Rolleri ve İlişkileri (10 dakika)
Aileler, koçun stili hakkındaki bilgilerden fayda sağlayacaktır. Kullandığı pozitif yaklaşımı anlatmanın yanında, koç, aileleri bu yaklaşımı çocuklarıyla olan iletişimlerinde kullanmaya teşvik etmelidir

60 Ailelerin Rolleri ve Sorumlulukları (20 dakika)
Koç bu bölümde daha önce işlenmiş olan sıradaki konuları da ele almalıdır: Öğrencilerle konuşarak ve onları dinleyerek, onların oynamak istedikleri oyunların yarışma seviyeleri ve spor seçimi hakkında danışmanlık yapmak Aileler tarafından çocuklarla yaşanabilecek kimlik tehlikesi ve bu sürecin negatif etkisi Ailelerin kararları-Ailelerin mutlaka dürüstçe “evet” olarak cevaplaması gereken 7 önemeli soru (sayfa 60–61 ) Yarışmalarda aile davranışları için kurallar. Koç, takımından; aileler, kendi davranışlarından sorumludur.

61 Koç-Aile İlişkisi (5 dakika)
Koç, oluşabilecek her türlü problemi tartışmaya gönüllü olduğunu mutlaka söylemelidir. Karşılıklı konuşma en önemlisidir. Koç, onlara hangi saatin ve yerin uygun olacağını bildirmelidir.

62 Kapanış (20-30 dakika) Koç-aile toplantısı soru-cevap bölümüyle noktalanmalıdır. Soru cevap bölümünü başlatmak için etkili bir yöntem vardır; Koç soru oluşturarak giriş yapabilir. Koç, bir sorunun cevabını bilmiyorsa, bunu itiraf etmekten utanmamalıdır. Aileler dürüstlüğe değer verirler. Yetersiz ya da yanlış bir cevap vermektense, bunun hem koçun hem de ailenin araştırabileceği konu olduğunu söyleyebilir.

63 Sonraki Toplantılar Eğer mümkünse, ailelerle ara dönem toplantıları ayarlamak istenen ve faydalı bir durumdur. Bu bazı konuları tazelemek, atletin başarılarını görüşmek ve var olan problemlere çözüm bulmak için ortam sağlayacaktır.

64 ÖZET Bu bölüm de gençlik sporlarının çoğunlukla göz ardı edilen yanları ele alındı. Yani koçlar ile aileler arasındaki iletişim ele alındı. Atletlerin spor deneyimlerinin kalitesini arttırmak için etkili koç-aile ilişkisini geliştirmeye önem verildi. Böylelikle aşağıdaki temel noktalar ele alındı:

65 Koçlar ve aileler, genç atletlerin spor deneyimlerinde önemli rol oynarlar.
Geliştirilmiş bir model, spor başarısının kişisel büyüme ve gelişme açısından ölçüldüğü bir öğrenme ortamı oluşturur. Gençlik sporlarına katılım, fiziksel becerileri ve zindeliği arttırır, “karakter” oluşturur, sosyal yeteneği geliştirir, aileleri bir araya getirir ve genç insanlar için eğlenceli, dinlendirici deneyimler sağlar. Eğlence oyunun en önemli yanıdır ve başarılı gençlik spor deneyimlerinin temelini oluşturur. Genç atletlere, mükemmel olmak için maksimum çabayı gösterdikleri müddetçe, onların hiçbir zaman “kaybeden” olmadığı ve olmayacağı öğretilmelidir. Bir çok genç spora eğlenmek, yeni beceriler öğrenmek ve yeni arkadaşlar edinmek için katılırlar. Diğer amaçlarla kıyaslandığında kazanmanın amacı göreceli olarak önemsizdir.

66 Aileler çocuklarını bir spora yönlendirmek için baskı yapmamalı, korkutmamalı ya da rüşvet vermemelidir. Aileler basit spor kurallarını, becerilerini ve stratejilerini öğrenmelidir. Koçlar, değerli bir kaynak görevi üstlenmeli ve ailelerin sorularını mümkün olduğunca cevaplamalıdır. Ailelerin ürettiği stresi azaltmanın anahtarı, gençlik sporlarının genç aileler için olduğunu onlara açıklamaktır. Aileler çocuklarının gençlik sporlarına katılmalarına ve koçun programına destek vermelidir. Aileler yarışmalarda davranışların kabul edilebilir standartlarına uymalıdır.

67 Ailelerle çalışırken, onlarla açık ve sağlıklı bir iletişim kurmak gereklidir.
Etkili iletişim hem konuşmayı hem de dinlemeyi gerektiren çift şeritli bir yoldur. Sezon öncesi yapılan bir koç-aile toplantısı hoş olmayan deneyimlerden kaçınmanın bir anahtarıdır. Koç-aile toplantısının temel amacı onların gençlik sporlarına olan düşüncelerini geliştirmektir.

68 Seyirci Psikolojisi Bir karşılaşmayı, yarışmayı izleyen kimseye seyirci denir (SAVAŞ, İ., 1995). Başka bir tanımda ise çıkarı aynı olan ve bir spor yarışmasında aynı tepkiyi gösteren, daha önce organize edilmemiş insan grubuna seyirci denmektedir. Seyirci; oyun gösteri veya spor müsabakalarını, olayın meydana geldiği yerde bulunarak gören kişidir (ARIKAN, A. N., 2000).

69 İnsanların izlemesi ya da spora seyirci olarak katılmasının bir nedeni, estetik gereksinmedir. İnsanlar belli bir estetik duygu ve tatmin elde ettikleri ve böylece bir doyuma ulaştıkları için sporu seyretmektedirler. Spor yarışmalarına izleyici olarak katılanlar, başka türlü gereksinimleri için de doyum arayışları içerisindedir. Bunların başında “biz duygusu” gelmektedir.

70 Ortak kimlik arayışı, insanlar için vazgeçilmez bir gereksinimdir
Ortak kimlik arayışı, insanlar için vazgeçilmez bir gereksinimdir. İnsanlar toplumsal bir varlık olduğuna göre, toplumsallığı ancak kolektif kimlik çerçevesinde ortaya çıkarabilmekte ve birey tarafından algılanmaktadır. Spor alanındaki yarışma, böyle bir kimlik boyutunu gündeme getirerek kazanmak ya da kaybetmek üzerine kurulmakla birlikte, kolektif kimliği ön plana çıkarmaktadır.

71 Günlük hayatlarını masa başında geçiren insanlar saldırganlık duygularını içlerine bastırmışlardır. Morris’e göre 20. yy kabile insanları, kendileri avlanmadıkları için bu ilkel dürtülerin yerine futbolu ikame ederek rahatlamaktadırlar. Bu nedenle bir futbol karşılaşması, sıradan bir zaman geçirme aracı değil, çok ciddi bir iş haline gelmiştir. “Kale avlanabilecek bir hayvandır ve yeni kabile, silahı olan topla öldürülmelidir. Bir gol atılmasıyla ortaya çıkan taşkınlık, eylemin ( yuvarlanmış bir meşin parçasının iki direk arasından geçmesi) kıyas edilemeyecek denli fazladır. Çünkü, “gol” sözcüğünün altında yatan sembolik anlam, normalde sakin olan insanların yerlerinden fırlayıp sesleri kısılana kadar bağırmalarına yol açacak kadar güçlüdür. Çağdaş toplumda sevinç ve üzüntünün, zafer ve mutsuzluğun böylesi abartılı bir şekilde ifade edildiği bir başka olay yoktur (YAZAN, Ü. M., 1997).

72 Rakibe zarar vermek ve kendi takımından yararlanmak
Gabler, Schulz, Weber’in yaptıkları çalışmada seyircilerin saldırgan davranışlarındaki belli başlı amaçları şöyle sıralamışlardır (VOİGT, D., 1998) : Rakibe zarar vermek ve kendi takımından yararlanmak Sosyal açıdan kabul görme arzusu Bir gruba ait olma gereksinimi Güçlü olma isteği

73 Bir başka araştırmacı Opashowski, seyircilerin sporla ilgili eğlence arzusunu dört gereksinime bağlamış, bu gereksinimleri: Haz duymak Gerilim yaşamak Aynı düşüncede olan insanlarla birlikte olmak Heyecanlanmak (VOİGT, D., 1998) şeklinde ifade ederek seyircilerin spor alanlarına daha çok deşarj olmak için gittiklerini vurgulamıştır.

74 Bu ruhsal boşalma bütün spor alanlarında aynı sonucu vermektedir
Bu ruhsal boşalma bütün spor alanlarında aynı sonucu vermektedir. Her şeyi sınıfsal öğelerle açıklamak doğru değildir. İlle de ezilmişlik ya da yoksulluk konumunu paylaşmış olmak gerekmemektedir. Harrington’un yapmış olduğu çalışma bulgularına göre, 1968’den daha önce bazı futbol fanatiklerinin toplumsal kademenin üst tabakalarından geldiği ortaya çıkmıştır.

75 Seyirci Tipleri Şiddet; bir hareketin bir kuvvetin veya gücün değerlendirilmesi, sert hareket etmek, sert davranmak, kaba kuvvete başvurmak şeklinde tanımlanmıştır (Acet, M., 2001). Spor seyircileri arasında bir gruplandırmaya gidilmiş, seyircilerin tepki ve davranış özelliklerine göre değişik tipler arasında yer aldıkları tespit edilmiştir. Değişik yapıdaki seyirciler bir araya gelerek bu tiplerin oluşmasında oldukça önemli bir rol oynamışlardır (TAŞĞIN, Ö., 2000).

76 Bu seyirci tiplerini genelde aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:
Fanatikler Kazanmak için her yolu meşru görürler Kalpleri yalnız takımlarının rengi ve ismi için çarpar Onlar, oyuna bakmazlar; galibiyete, sonuca bakarlar Tuttukları takım öne geçince bağırmaya, heyecanlarını dışarı taşırmaya başlarlar Takımları mağlup duruma düştüğü zaman yukarıdaki ruh halinin tam tersi bir hal alırlar. Önce bir tereddüt, inanmak istemeyiş, sonra gerçeğin önünde boyun eğiş ve sağa sola sataşmaya başlarlar ( ABAÇ, S., 1935 )

77 Mekancılar Her karşılaşmada sahanın aynı yerinde oturmayı severler. Bulundukları yer görüş açısı bakımından çok elverişli olmasa da, onlar başka yerde maç seyretmekten hoşlanmazlar. Eğer bunların yerleri dolu ise oturanların en arkasında ayakta maç seyretmeyi tercih ederler ( TAŞĞIN, Ö., 2000).

78 Doyumsuzlar Hiçbir sonuçtan ve başarılı gelişmeden tatmin olmazlar. Tuttukları takım o sene bütün kupaları kazansa da, sezonun son maçındaki bir yenilgi yüzünden teknik direktörü, yönetimi ve sporcuları eleştirirler. Takımlarının 1-0’lık veya 2-1’lik galibiyetlerine bile sevinmezler.

79 Sabırsızlar Genellikle karşılaşma saatinden önce stadyuma gelirler. Her şeyin bir an önce olup bitmesini isterler, ancak maç başlayana kadar sıkıntıdan ne yapacaklarını şaşırırlar. Maçın bir an önce başlamasını ve bir an önce takımlarının gol atmasını isterler.

80 Deplasmancılar En büyük mutlulukları deplasmana gitmektir. Takımlarının kendi sahalarındaki maçlarını zaten kaçırmazlar. Bu tür seyirciler maddi açıdan sıkıştıkları zaman kollarındaki saatlerini satarak deplasman maçlarına gidebilmektedir. Bu taraftar tipine amiyane tabirle “hasta” denmektedir. Bu taraftar tipi, takımını kendi ilişkilerinin bir parçası olarak görür. “Biz duygusu”nun kaynağı olan takım ne kadar başarılı ise, doyum ve coşkuda o kadar yoğunlaşır ( ERKAL, M. ve Ark., 1998).

81 Takımla Şahlananlar Spor sahalarına saatler öncesinden girseler de takımları sahaya çıkana kadar sakin otururlar. Ancak takımlarını sahaya çıkmasıyla beraber kendilerini kaybederler. Takımlarının yenik duruma düşmesi onları takımlarını desteklemekten alıkoymaz. Çünkü karşılaşma bitimine kadar takımlarının öne geçmesini beklerler.

82 Uğura İnanlar Her ayrıntının, tuttukları takımın lehine ve aleyhine olabileceğini düşünürler. İçlerinde, maça giderken otobüste, trende takımları için dua almaya çalışanlara bile rastlanır. Penaltı atılırken yanındakiyle yer değiştirenler, gözlerini kapatanlar ve sırtını dönenler de vardır (YAZICI, F., 1991). Bu seyirci tipi, takımları arka arkaya birkaç mağlubiyet aldığı zaman veya takımın topları direkten döndüğü zaman, kendi takımlarına büyü yapıldığını ve kurşun dökmek gerektiğini düşünürler. Tuttukları takım kaybedince, bazı bahanelerin arkasına da sığınabilirler. Karşı takımın kalleşçe oynadığını, şansın onlardan yana olduğunu, topun onları sevdiğini ifade ederler. Kendilerini avutarak takımlarını savunmaya çalışırlar.

83 Bilmişler Jup Derwall’in ifadesi ile “Seyircinin yaptığı takım asla yenilmez, çünkü hiçbir zaman sahaya çıkmaz”

84 Rasyonel (Akılcı) Seyirciler
Bu tip seyirciler, sahada uygulayarak değil, seyrederek görmeye çalışırlar ve bundan zevk alırlar. Karşılaşmayı bir taraftarın gözü ile değil, objektif bir yaklaşımla seyrederler.


"SPORCU, AİLE, ANTRENÖR ve SEYİRCİ PSİKOLOJİSİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları