Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

İKTİSAT BİLİMİNİN GELİŞİMİNDE BÜYÜK BİR İKTİSATÇI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "İKTİSAT BİLİMİNİN GELİŞİMİNDE BÜYÜK BİR İKTİSATÇI"— Sunum transkripti:

1 İKTİSAT BİLİMİNİN GELİŞİMİNDE BÜYÜK BİR İKTİSATÇI
Adam Smith Hazırlayan: Mehmet Feridun SEZER

2 ADAM SMİTH Adam Smith Öğretisinin Temelleri Servet İş bölümü
Liberal Klasik Okulun kurucusudur. “Ulusların Zenginliği” adlı kitabı ekonominin bilim haline gelmesini sağlayan temel yapıtlardan biri sayılmaktadır. Adam Smith Öğretisinin Temelleri Servet İş bölümü Değer Sermaye Ekonomik düzen Ekonomik politika Gelirlerin üretim öğeleri arasında bölüşülmesi

3 Ekonomik Büyümenin İtici Güçleri
Büyümenin itici gücünü işbölümü oluşturmaktadır. İşbölümü, üretim artışına teknik ilerlemeye sermaye birikimine yol açmaktadır. Büyümeyi sağlayan diğer bir unsur sermaye birikimidir. Büyümenin başarılı olması için Toplumsal Kurumsal Hukuksal çerçevenin doğru yapıda olması gerekmektedir.

4 İş Bölümü A. Smith, işbölümü sonucunda emeğin veriminin arttığını belirtmektedir. İşbölümü sayesinde bir işçinin günlük toplu iğne üretimi 20 iğneden iğneye çıkmaktadır. Ekonomik iş bölümünün yararları: Bolluk, kitle üretiminin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. İnsanların becerisini arttırmakta, Bir işten diğer işe geçmede zaman kazandırmakta, Makine kullanımını kolaylaştırmaktadır. İş bölümü

5 Sermaye Smith, sermayeyi emeği arttıran her şey ve emeğin daha verimli çalışmasını sağlayan bir etken olarak tanımlar. Alet, makina, toprak, gübre... birer sermayedir. Smith'e göre sermayeye konacak bir vergi, üretimi azaltacaktır. Smith’e göre ekonomik gelişmenin koşulu sermaye birikimidir.

6 Tasarrufların sermaye birikimindeki rolü
Tasarruf bir ihtiyacın giderilmesinden vazgeçilmesidir. Tasarruf işçiler için zordur. Rant ve kâr sahipleri için daha kolaydır. Adam Smith’e göre tasarruflar derhal yatırıma aktarılmalıdır. Böylece verimli işlerde kullanılır ve bu yoldan ihtiyaçlarını karşılamak üzere işçilerin eline geçmiş olur. Yani Tüketim azalmaz, türü değişmiş olur. Tasarruflar bu şekilde yatırımlar aracılığıyla teknik sermayenin doğmasına ve gelişmesine ve arazinin iyileştirilmesine ayrılmış olur. Tasarruf olmayınca sermaye birikimi olmayacağından üretim artmaz. Ulus da zenginleşmez.

7 Gelirlerin üretim öğeleri arasında bölüşülmesi
Adam Smith’e göre üç türlü gelir vardır: Ücret, kâr ve rant. Ücret Emeğin bedeline ücret denir. Kâr Sermayelerini üretime ayıranlarla, borç-ödünç verenlerin gelirleri kârdır. Faiz ise kârın bir şeklidir. Faiz paranın değil sermayenin bir geliridir. Rant Arazinin kullanılması karşılığı arazi sahiplerine ödenen bedeldir.

8 Adam Smith ve Tam Rekabet
Smith ekonomiyi doğa kanunlarının varlığıyla açıklamaya çalışmıştır. Smith'e göre iktisadi hayat bireycidir. Kişisel menfaat iktisadi hayat için itici bir güçtür. Kişi en az zahmetle en çok tatmine ulaşmaya çalışacaktır, doğası gereği. Bu amaçla, Smith, arz ve talep eşitliğini otomatik olarak gerçekleştiren fiyat mekanizması üzerinde durur.

9 Dengenin oluşumu ve piyasa örneği
Smith'e göre fiyatlar denge unsurudur. Dengesizlik hâli Arz Talep Bu dengesizlik Smith’e göre kusursuz işleyen bir fiyat mekanizması tarafından düzeltilir. Talep ve arz eşitleninceye kadar fiyat mekanizması bir çark görevi görür. Terazinin kollarını aşağı ve yukarı doğru hareket ettirebilen fiyat mekanizması sonuçta talebi ve arzı eşitler ve dengeyi oluşturur.

10 Piyasa örneği: ekmek Ekmek arzı (üretimi) azalırsa;
Kişiler ihtiyacı olan birim ekmeğe ulaşmak için daha çok çaba harcayacaktır. (Smith’in “Kişisel menfaat iktisadi hayat için itici bir güçtür.” sözünü hatırlayalım.) Bu artan çaba ister istemez fiyatları artıracaktır. Çünkü kişiler ihtiyaçlarını karşılamak için az sayıda olan ekmekleri alabilmek için daha fazla para ödemeye razı olacaklardır. Fiyatların yükselmesi firmaları daha çok kâr elde etmek için üretim yapmalarına teşvik edecektir. Böylece arz, daha önceden artmış olan talebe gittikçe yaklaşacaktır. Sonuçta denge sağlanmış olacaktır. Bu arz artışı eğer talebi aşarsa piyasada gerektiğinden daha fazla ekmek olacak ve bu durum kişilerin zaten bol miktarda bulunan ekmeklere düşük fiyat vermesine yol açacaktır. Bu da fiyatları düşürecek ve zarar etmekten korkan üreticiler(firmalar) üretimlerini(arzı) azaltacaklardır. Talepten fazla artmış olan arz böylece talebe yaklaşacak ve eşit duruma gelince piyasa dengesi oluşacaktır.

11 Tam rekabet durumunda Kişiler ve firmalar kendi çıkarlarını en çoklaştırırlarken aynı zamanda toplumun da çıkarına hizmet ederler. Örnek olarak, tam rekabet ortamında fiyatlar düşer ve fiyatlar düşünce bundan tüketiciler yararlanır. Üreticiler ve tüketiciler arasında bir çıkar çatışması yoktur. Kaynakların optimal etkin dağılımı gerçekleşecektir. Tam rekabet ortamında üreticiler ile tüketiciler üretim ve tüketim artıklarını eşit şekilde paylaşırlar.

12 Ancak, aşağıdaki etkenler tam rakebet ortamında kurulan dengeyi bozabilir:
Devletin vergilerini arttırması. Üretim faktörlerinin optimum bileşimlerinin bozulması, bazı mallarda nadirlik rantı yaratır(nadirlik rantı bir malın piyasada az olması ve mala olan talebin çok olmasından dolayı fiyatının maliyetinden yüksek olmasından dolayı elde edilen kârdır). Üreticilerin üretim kararlarında yanılma ve üretim kararsızlıkları. Uluslararası ilişkilerin kısılması veya kopması. Siyasal istikrarsızlığın artması.

13 Tam rekabet parçalanıyor
Uluslararası ilişkilerin kopması Siyasal istikrarsızlık Vergilerin arttırılması

14 Uluslararası dış ticaret
Adam Smith ülke içinde ve ülkeler arasında serbest mal dolaşımını ilke olarak savunmuş, bunu uluslararası dış ticaretin temel ilkesi olarak benimsemiştir. Serbest ticaretin gerek ülkelerin ve gerekse dünya refahının artması bakımından çok daha yararlı olacağını savunmuştur. Smith’e göre akıllı bir aile reisinin dışarıda daha ucuza satın alabileceği bir şeyi hiçbir zaman evde yapmaması gerektiğini savunarak işbölümüne verdiği değeri ortaya koymuştur. Bir ülke bir malı diğerine göre daha ucuza üretiyorsa, o malın üretiminde uzmanlaşmalı, buna karşılık üstünlüğe sahip olmadığı malların üretimini ve ihracatını üstünlüğe sahip ülkelere bırakmalıdır. Böylece dünya üretiminde bir artış sağlanacak ve birbirleri ile ticaret yapan tüm ülkeler bundan yararlanacaktır.

15 Örneğin; Türkiye tekstil üretiminde diğer ülkelere göre daha ucuz üretimi gerçekleştirebiliyorsa Tekstil üretiminde uzmanlaşmalıdır. Japonya bilgisayar üretiminde diğer ülkelere göre daha ucuz üretimi gerçekleştirebiliyorsa Bilgisayar üretiminde uzmanlaşmalıdır.

16 Kaynaklar Dinler, Z., 2006: İktisada Giriş, 12. Baskı, Ekin Kitapevi Yayınları, Bursa Pekin, T., 2007: Ekonomiye Giriş, 4. Baskı, Zeus Kitapevi Yayınları, İzmir İnternet Adresleri


"İKTİSAT BİLİMİNİN GELİŞİMİNDE BÜYÜK BİR İKTİSATÇI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları