Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

OKYANUS HAZİRAN 2004 NO:1.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "OKYANUS HAZİRAN 2004 NO:1."— Sunum transkripti:

1 OKYANUS HAZİRAN 2004 NO:1

2

3 PAZAR YERİNDE KERMES ŞENLİĞİ
Ulusal Eğitime Destek Kampanyası çerçevesinde konuya halkın ilgisini çekmek ve katkısını sağlamak amacıyla Antalya 4.Eğitim Bölgesindeki okulların düzenlediği “Kermes” şenlik havasında geçti. Antalya Altınkum “Sabit Pazar Yerine” stand kuran okullar Veli-Öğretmen ve Öğrencilerin el emekleri eşya ve yiyecek maddelerini pazarlayarak kampanyaya destek sağladılar. Kermes’e Halk Oyunları Ekibi ile renk katan, halkın kermese ilgisi göstermesinde büyük gayret gösteren Konyaaltı Koleji Özel Müzeyyen Çelebioğlu Yönetici, Öğretmen ve öğrencilerin hazırladıkları standdaki eşyalar da halk tarafından büyük ilgi gördü. Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin BÖCEK ve İl Milli Eğitim Müdürü Adnan Menderes BULUT düzenlenen Kermesi ziyaret ederek etkinlikte yer alan okul yönetici ve görevlilerini kutladılar, kampanyaya desteklerinden dolayı teşekkür ettiler.

4 MİNİKLERİN FOLKLOR SEVDASI
Özel Müzeyyen Çelebioğlu İlköğretim Okulu, yıldızlar ve minikler folklor ekiplerinin öğrencileri, halk oyunları çok sevdikleri, yarışmalarda aldıkları ödüllerini kendilerini motive ettiğini söyledi. Özel Müzeyyen Çelebioğlu İlköğretim Okulu kurucusu Müzeyyen Çelebioğlu, okullarında kültürlerin genç kuşaklara aktarılması konusunda büyük önem verdiğini iade etti. Bu nedenle okulda folklor ekibi oluşturduklarını belirten Müzeyyen ÇELEBİOĞLU, “Öğrencilerimiz bu konuda çok hevesli ve yetenekli. Geçen günlerde düzenlenen Valilik Kupası Halk Oyunları Yarışması’nda bşarılı bir oyun sergilediler ve jüri özel ödülünü aldılar” dedi. Fisun ERÖZEL

5 BENİM GÖZÜMLE 29 EKİM Kumsal Yağmur BOYAR 6/A
29 Ekim deyince aklıma ilk gelen,Sevgili Atatürk’ümün bizlere armağan ettiği devletimizin temeli olan,Cumhuriyet Bayramı’dır.Her 29 Ekim’de çok mutlu oluyorum. Atatürk’ümün Cumhuriyeti kurup bizi daha ileri bir devlet olmamızı sağladığı için her insan gibi ben de gurur duyuyorum.Benim için çok farklı bir gün.Bilmiyorum ama sanki kendimi diğer insanlardan o an için daha mutlu kılıyorum bu çok özel bir gün. O gün içimi öyle bir huzur kaplıyor ki bütün bedenim sevgi ile dolup taştığını iliklerime kadar hisediyorum.O sabah erkenden katkıya camdan baktığımda,gördüğüm o manzara karşında kendimi unutuyor,bir başka alıyorum.Hani bütün insanlar camlarına o mükemmel derecede güzel olan,şehitlerimizin kanıyla süslenen kıpkırmızı,ayyılzlı bayrakları asıyorlar ya içimden bu güzel günün ne kadar önem taşıdığını daha iyi anlıyorum.Ve diyorum ki;keşke o güzel bayrağım o güzel insanlarım camlarından balkonlarından hiç inmesin,hep orada kalsın istiyorum.Gözlerimi açtığımda dalgalanarak bana gülümseyen bayrağım karşımda dursun. İşte o muhteşem gün büyük bir heyecanla annemle birlikte meydana gidiyoruz.Tanrım bu ne güzellik caddeleri yolları meydana giden akın akın insanlar doldurmuş.Küçüçük kalbim neredeyse yerinden çıkacak.Harika duygu bu benim için Töreni izlerken gözlerimi alamıyorum. Bütün milletim coşuyor ve ben Atatürk’ümün İlke ve İnkılaplarına daha sıkı sarılmak için kendime söz veriyorum.Atatürk’ümü daha çok seviyorum.Onun resmini en önde görmek bir duygu seli içine itiyor beni. 1992 doğumluyum sevgili ailem ve altı yıllık okul hayatımda değerli öğretmenlerim sayesinde tanıdım ben Atatürk’ü.Ben Atatürk’ün çocuğuyum.Ona her zaman bağlı kalacak ve onu her zaman seveceğim. Sevgili Atatürk’üm söz veriyorum.Yaşadığım sürece Cumhuriyeti hep yaşatacak ve koruyacağım. Kumsal Yağmur BOYAR 6/A

6 23 NİSAN Bugün bizim bayramımız Bugün 23 Nisan
Kutlamalıyız bayramımızı neşeyle Atamızdan hediyedir 23 Nisan bize. Bugün bizim bayramımız, çocuk bayramı Süslemişiz sınıfımızı, evimizi caddeleri Mutluyuz, coşkuluyuz bugün biz Bize Atamızdan armağan, bu güzel vatan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramındayız, 23 Nisan bugün. Bugün kalpler kinle dolmasın, Sevgiyle dolsun. Büşra GÜLEL 6/A 23 NİSAN

7 KARDAN ADAMIM Uzun zamandır görmediğim karı görünce çok heyecanlandım.Kendimi hemen karın içine attım. Karla oynarken aklıma kardan adam yapmak geldi. Kardan adam yapmak için havuç, kömür ve domates kabuğu gerekiyordu. Bunları almak için eve koştum. Annem ve anneanneme görünmeden gerekenleri alıp, bahçeye çıktım. Kar yağıyordu bende kardan adamımı yapmaya çalışıyordum. Karları kürekle toplayıp üst üste yığdıktan sonra sıra şekillendirmeye geldi.Büyük bir özenle karları şekillendirdim. Gövdeyi yaptıktan sonra şekillendirmeye başından devam ettim.Kendimi öyle kaptırmışım ki zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Ama yavaş yavaş hava soğumaya ve kararmaya başlamıştı. Ama ben kararmakta olan havaya aldırmadım. Kardan adamımı akşamüstü saat beş gibi bitirdim. Kardan adamımda bir eksiklik vardı, ama bu eksik neydi? Düşünürken kardan adamıma atkı, süpürge, bere ve düğme gerekiyordu. Kardan adamımın bu eksikliklerini tamamladıktan sonra bitti. Sıra kardan adamıma isim bulmaya gelmişti. Kardan adamımın ismini Beyazdede koydum. Tam bu sırada annemin endişeli sesini duydum. Ne olduğunu anlamak için eve koştum. Koşarken aklıma anneme haber vermeden dışarı çıktığım geldi.Bu sefer daha hızlı koşmaya başladım.Eve gittiğimde annemin beni azarlamasından kurtulamadım.Anneme karla oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımı söyleyince sinirleri biraz olsun yatıştı. Ben “iyi geceler” deyip odama gittim. Uyumadan önce son kez kardan adamıma bakıp uyudum. Ertesi günü uyandığım zaman havanın kapalı olduğunu gördüm. Bu benim, daha çok da Beyazdede’nin işine yarayacktı. Kahvaltımı yapıp içmek için yanıma su alıp dışarı çıktım. Ama oda ne, Beyazdede orda yoktu! Bunun nasıl olduğunu düşünmeye başladım. Eriyip gitme ihtimali yoktu, çünkü bere,atkı da eriyemezdi. Bunları düşünürken bir yandan da ormanda yürümeye başladım. Yürürken ormanın kuzeyinden bir ses geldiğini fark ettim. Ürkek bir tavırla sese doğru yürüdüm. Parlak bir ışık gözümü aldı. Bu ışığa doğru yürümeye devam ettim. İşte o anda inanılmaz bir şey gördüm. Beyazdede dans ediyordu. Kardan adamlar yapıldıkları ilk gündüz buraya gelip ederlermiş. Buranın ismide Beyaz Şehirmiş. Öğlen güneş çıkmıştı ve Beyazdede’yi eve götüremeden eridi. Begüm ÖNCÜL 5/A

8 GÜNÜN FIKRASI Kadının biri temizlik yaparken bir lamba bulmuş.Bunun tozunu alırken içinden bir Cin çıkmış ve “Dile benden ne dilersen...”demiş.”Ama sakın unutma,benden sadece 3 dilek dileme hakkın var ve de her isteğinin iki katı kocana vereceğim”demiş. Kadın da “Tamam” demiş.Ve ilk dileği “Beni dünyanın en güzel kadını yap”olmuş.Cin,”Bak ama kocan iki kat daha yakışıklı olacak” demiş.Kadın”Sorun değil”demiş.İkinci dileği,dünyanın en zengin kadını olmak olmuş.Cin ”Kocan iki kat daha zengin olacak”diye kadını yine uyarmış...Sıra üçüncü ve sonuncu dileğe gelmiş ve kadın gülerek; “Şimdi de beni öldürmeyecek hafiflikte bir kalp krizi geçirmemi sağla...”demiş.

9 BİLİNEMİYOR AMA ARAŞTIRILIYOR
Bir gün bir okula Müfettiş gelecekmiş. Öğretmen Ahmet’e söyler. Ahmet sen Ali ne derse onu tekrarlayacaksın demiş. Ahmet cevap vermiş. Peki öğretmenim Müfettiş gelmiş Ali’ye sormuş İstanbul’u kim fethetti? Ali, Fatih Sultan Mehmet Peki kaç yılında? 1453.Ayda hayat var mı? Bilinemiyor ama araştırılıyor. Sıra Ahmet’e gelir. Müfettiş sorar. Adın ne? Fatih Sultan Mehmet Kaç yaşındasın? 1453 Müfettiş, oğlum sen deli misin? Ahmet: Bilinemiyor ama araştırılıyor demiş.

10

11 ESPİRİLER Zorla güzellik olmaz estetikle olur.
Ağlarsa anam ağlar gerisi pleybek yapar. Aşk havuzuna aptallar düşer ama beni ittiler. BİLMECELER Daldan dala atlar. Kuyruğundan sarkar? 10 ‘ay yatar 2 ay kalkar. Feneri yakar Etrafa bakar? Attım siyah yumurtayı Tuttum beyaz yumurtayı? Hangi bağda üzüm yetişmez? Ben giderim O gider Arkamda tintin eder? Yer altında Sakallı Dede? Bilmece bildirmece Dil üstünde kaydırmaca? Hangi yaprak büyümez? Bir Japon Ne zaman Günaydın der? Batuhan BİTER 5/A

12 Ufak şeyleri dert etmeyin.
Kusursuz olabileceğinizi kabullenin Sevgi kapasitenizi geliştirin Kendi düşüncelerinizin gücünü bilin Kimsenin sözünü kesmeyin,cümlesini siz bitirmeyin. Birisine bir iyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin. Bırakın ilgiyi başkaları toplasın İçinde bulunduğunuz anı yaşamayı öğrenin. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün. Bırakın çoğu zaman başkaları haklı olsun. Daha sabırlı olun. Kendinize sorun,1 yıl sonra bunun bir önemi olacak mı? Gerçeği kabul edin:Hayat adil değildir. Bırakın canınız sıkılsın. Tanımadığınız insanları gözlerine bakın ve gülümseyerek “merhaba” deyin. Hergün kendinize biraz “sesiz zaman” ayırın. Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar veya 100 yaşında ihtiyarlar olarak düşünün. Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin. Daha bir dinleyici olun. Hayat bir sınavdır. “Bu da geçer”demeyi öğrenin. Bugün 3 kişiye onları ne çok sevdiğinizi söyleyin. Hergün en az bir kişiye beğendiğiniz bir özelliğini söyleyin. En inatla savunduğunuz 5 iddianızı sıralayın ve bu konularda yumuşamaya çalışın. Nereye giderseniz siz oradasınız. Aynı anda birkaç şey yapmaya kalkmayın. Planlarınızda esnek olun Dr.Richard CARİSON

13 ZAVALLI KEDİCİK Bundan 2 yıl önce bir bayram sabahıydı. Şeker bayramı ya ablamla beraber sabah 10 civarında şeker almaya çıkmıştık. Hava birkaç gündür yağışlıydı. Yollar çamur, her yer su içindeydi. Yolu yarılamıştık ki birde ne görelim küçücük bir yavru kedi. Zavallı kedicik suyun içinde kımıldamadan duruyordu. Hemen alıp eve getirdik. Soğuktan kaskatı kesilmiş ve sırılsıklamdı. Evde onu iyice kurutup sardık. Karnını doyurduk. Ama yinede hiç tepki vermiyordu. Arada soğuktan kısılmış sesiyle miyavlaya çalışıyordu. Onu öyle sevmiştim ki1 Bir an olsun başından ayrılmamaya gösterdim. Fakat ne yazık ki onu yaşatma sevincim akşam sona erdi. Kedimle hiç ses çıkarmıyordu. Hiçbir şekilde uyanmıyordu. Öldüğünü anlayınca çok üzüldüm. Oysa ona ne çok alışmıştım, ablamla gidip onu gördük. Böyle bir ey yine başıma gelse yine yapardım. Her ne kadar yaşatamadıysam da onu evime alıp çok büyük bir iyilik yaptığımı biliyorum. Çağla ANTEPOĞLU 4/A

14 KÜÇÜK BALIK TELEVİZYON Televizyon severim. Çizgi film izlerim,
Zarar vermesin diye, Onu uzaktan seyrederim Uyku saatim gelince Annem tamam deyince Hiç karşı koymadan Yatağıma giderim. Aytekin ŞATIROĞLU 2/A 35 KÜÇÜK BALIK Balıkçının biri akşama dek uğraştı. Sonunda bir balık tutabildi. Bu küçük bir balıktı.Balık; -Ne olur beni bırakın!Diye yalvardı. Balıkçı: Niye bırakayım seni?dedi. Balık;Ben çok küçüğüm,senin işine yaramam ki!...

15 ÇANTANIN İÇİNDEKİLER Üçüncü sınıf öğretmeni ders anlatırken Şevket’in dersi dinlemediğini fark etti. Öğretmen; -Oğlum Şevket,bana soyut bir sözcük söyle bakalım. Şevket: Çantanın içindekiler öğretmenim. Öğretmen: -Çok şaşırdım doğrusu. Nasıl olur? Bunda anlaşılmayacak ne var, çantanın kapağını kapatınca içindekiler görünmez de ondan öğretmenim. Özge TAŞKIRAN 3/A

16 SON MEKTUP Didem ARICAN 7/A
Grass kapıyı büyük bir sevinçle kapatarak merdivenlerden aşağıya hızla indi.Her Pazar olduğu gibi bu Pazar da balığa götürüyordu onu üvey babası. Filmlerdeki kötü üvey babalara benzemiyordu Sam.O çok iyi biriydi.Grass’de çok iyi davranıyordu.İkisi de birbirlerini çok seviyordu....Seviyorsu sevmesine Grass ama,kalbinin çok kuytu köşelerinde beynini tırmalamaya çalışan o düşünceyi aklından bir çıkartabilseydi... O zaman hem daha mutlu olacak,hem de Sam ile daha çok vakit geçirebilecekti.Düşüncesi ise “Babama acaba ihanet mi ediyorum?Üvey babamı sevmekle onu unutuyor muyum?Bu yüzden Sam’i sevmemeliyim”idi. İşte Grass sokak kapısına kadar mutluydu;yeni kimseler onu görmezken,ama Sam ve annesinin yanında hiçbir şeyden zevk almıyordu.Sırf Sam ile annesini görmesin diye. Oysa annesi ile Sam her şeyin farkındaydı.Bu yüzden onun sevdiği şeyleri (o ne kadar zevk almıyormuş gibi yapsada) yapıyorlardı.Çünkü onlar her şeyi biliyorlardı.Sam’i ne kadar sevdiğini bile... Balıktan döndükten sonra Grass,odasına kapandı ve düşünmeye başladı.”Daha ben altı yaşındayken babam öldü.Bir yıl sonrada annem Sam ile evlendi.Onu seviyorum ama babamıda...Ona ihanet edemem”bir süre durakladı ve sonra “Ama babam da Sam’i sevip mutlu olmamı isterdi.” O sırada salonda Sam ile annesi arasında şu konuşmalar geçiyordu. Annesi: George bunu vasiyetiyle birlikte bırakmıştı dedi elindeki zarfı göstererek. Sam: Okuyabilir miyim? Annesi: Hayır!Bunu bana güvendiği için rahatlıkla vermişti.Onu ben bile daha okumadım.O gün bunu bana teslim ederken şöyle dedi.”Seni seviyorum.Oğlumuda,Ama ben olmayacağıma göre,eğer evlenirsen ki bunu çok doğal karşılıyorum,evlendiğin kişi ve oğlum arasında bir problem olursa bunu Grass’e ver.” Sam: Peki niçin dört yıl boyunca bekledin? Annesi:Bir süre onu unutmayı denedim kendi ruh sağlığım için...Ama artık vakti geldi. Grass hâlâ düşünüyordu.Artık hem ağlıyor hem de düşünüyordu.Derken kapıyı çaldı. _ ”Grass tatlım kapıyı açarmısın”diye seslendi annesi Grass önce gözlerini sildi.Ama ağladığı apaçık ortadaydı.Her şeye rağmen kapıya koştu.Açtı.Ama kimseler yoktu;yerdeki küçük zarf haricinde.Üzerinde Grass’e yazıyordu.Aldı ve çatıdaki odana hızla koştu.Kapıyı heyecanla çarptı. Tabiki de babasından olduğunu tahmin etti.Çünkü küçükken hep aynı renkteki,üzerine Grass’e yazılmış zarflar getirirdi babası ona.Heyecanla açtı.İçinde şunlar yazıyordu, “Canımdan çok sevdiğim oğlum, İçinde bulunduğun karmaşık durumu önceden tahmin ettiğim için sana bu mektubu mektubu yazdım. Sakın annene kızma.Bu onun hakkı.Ben de aynı durumda olsam,aynı şeyi yapardım. Ama eminim ki seçtiği kişi seni en az benim kadar seven biri olacaktır. Bana ne kadar cana yakın davranıyordunsa,beni ne kadar sevdiysen,onu da o kadar sevmeye çalış!Sev! Umarım babanın bu son mektubuna kulak verirsin.Seni her zaman dünyanın en iyi çocuğu olarak gören babanın son sözlerini yerine getirmeye çalışırsın.Emin ol böyle daha çok mutlu olacaksın!” Seni çok seven Baban! Bunları okuduktan sonra Grass hızla merdivenleri indi.Evleri güm güm indi.Salona girdi ve Sam’in boynuna sarıldı. _ “Seni seviyorum Sam!” Didem ARICAN 7/A

17 ATATÜRK 1881’de,Selânik’te; Bir ışık parladı yeryüzünde
Milleti için canını feda edebilen. Bir lider çıktı Selânik’ten! Osmanlı parçalanmak üzereydi O gelmişken Birden vatanın kaderini değiştirdi,gerilmekten. Dedi ki:”Türk,övün,çalış,güven.... İleriye gitmek için oku,öğren! 1923’te,Ankara’da; Bir Cumhuriyet kuruldu Anadolu’da. Çabaladıkça çabaladı,yılmadı da Büyük işler yaptı kısa zamanda! Mert VAROL 7/A

18 GİTME ATAM Yoksun sen bu gün, Gömdün bizi üzüntüye, Hediye ettin bize,
Üzüntüyü,kederi. Ne oldu sana? Eskiden sevinç verirken Şimdi üzüntü,mutsuzluk Ve keder veriyorsun. Neden yoksun? Neden bizi bırakıp gidiyorsun? Haydi yeni bir devrim yapsana! Öyle suskun durma! Gitme muhtacız biz sana! Gitme ülkeni bırakıp gitme Konuş bizimle yapma milletine bunu Bu millet artık dokuzu beş geçe denince Ağlamasın. Gitme! Yasemin SOYDABAŞ 6/A

19 NERDESİN? Benim canım öğretmenim. Senin o güzel yüzün, Mis kokun,
Hiç gitmedi gözlerimin önünden. Sesin kulaklarımda bir beste gibi, Kokun soluğumda sümbül gibi, Nerdesin öğretmenim? Seni çok özledim. Günlerdir bir haberini bekledim, Gece gündüz seni gözledim. Unutamadım,unutamadım seni. Gözlerim yollarda Bir nefes olsun uzanmayı bekledim. İrem POSTACI 7/A

20

21 HAZIRLAYANLAR TÜRKÇE ÖĞRETMENİ Büşra GÜLEL 6/A Burak Can İLDİRİ 6/A
İlknur ELİTOK Büşra GÜLEL 6/A Burak Can İLDİRİ 6/A Merve Hilal GÖKAY 7/A 7/A Ali Mert ÇELEBİ Web:


"OKYANUS HAZİRAN 2004 NO:1." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları