Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DOÇ. DR. MÜDRİYE YILDIZ BIÇAKÇI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DOÇ. DR. MÜDRİYE YILDIZ BIÇAKÇI"— Sunum transkripti:

1 DOÇ. DR. MÜDRİYE YILDIZ BIÇAKÇI
ÇOCUK GELİŞİMİ VE PSİKOLOJİSİ DERSİ Gelişim Kuramları Fiziksel Gelişim Motor Gelişim DOÇ. DR. MÜDRİYE YILDIZ BIÇAKÇI

2 FİZİKSEL GELİŞİM

3 DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM DÖLÜT DÖNEMİ
Döllenmeden itibaren geçen 15 günlük süreye “dölüt dönemi” denir. Tohum Evresi-tutunma Evresi- Dölüt Dönemi 3

4 Yaşam, anneden gelen bir ovum veya yumurta hücresinin, babadan gelen bir sperm hücresi tarafından döllenmesiyle başlar. Zigot adı verilen döllenmiş yumurtada, anneden gelen 23 adet kromozom ile babadan gelen 23 adet kromozomdan oluşan 46 kromozom içerisinde çocuğun bütün biyolojik kalıtımı gizlenmiştir. 4

5 DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM EMBRİYO DÖNEMİ
İkinci haftadan, sekizinci haftaya kadar olan döneme ise embriyo dönemi adı verilir. 5

6 Embriyo dönemi, implantasyon tamamlandığında başlar
Embriyo dönemi, implantasyon tamamlandığında başlar. Blastosistin dış tabakası, her biri çok önemli destek yapıları oluşturan iki hücre zarına dönüşür. İçteki hücre zarı, içindeki embriyonun yüzdüğü amniyon sıvısını barındıran ve amniyon olarak adlandırılan bir çeşit kese ya da torbaya dönüşür. 6

7 Destek yapıları gelişirken, embriyonun kendisini oluşturacak hücre kütlesi deri, duyu reseptörleri
sinir hücreleri, kaslar, dolaşım sistemi, ve iç organların temellerini oluşturacak birkaç tipte hücreye daha ayrılır. Bu süreç organogenez olarak anılır. 7

8 Embriyo döneminde hücreler farklılaşmaya ve ilerde vücut organlarını oluşturacak şekilde tabakalar meydana getirmeye başlar. Embriyoda farklılaşmış üç tabaka bulunur. En dıştaki tabaka ‘ekdoderm’ adını alır. Ekdodermden sinir sistemi, saç, tırnak, dişler, deri bezleri, duyu organları meydana gelir. 8

9 Ortada ise ‘mezoderm’ adı verilen tabaka oluşur
Ortada ise ‘mezoderm’ adı verilen tabaka oluşur. Mezoderm tabakasından kas, kemik, dolaşım sistemi oluşur. İçte ise endoderm tabakası meydana gelir. Endoderm tabakasından ise sindirim sistemi, ağız, boğaz gibi organlar meydana gelir. 9

10 Embriyo döneminde organizma insan görünümünü almaya başlar
Embriyo döneminde organizma insan görünümünü almaya başlar. Yüz, ağız, gözler ve kulaklar tanımlanabilir bir hale gelir. Boy yaklaşık 1cm’ye ulaşır. Merkezi sinir sistemi gelişmeye başlar. Beşinci haftada kalp meydana gelir ve bir hafta sonra dakikada 60 defa atar. Benzer bir şekilde görülen bu hızlı değişim, diğer organlarda da görülmeye başlar. Kol ve bacaklar oluşur. 10

11 Sekizinci haftada ise, iç organlar işlevsel hale gelir
Sekizinci haftada ise, iç organlar işlevsel hale gelir. Kan damarları sistemi gelişmeye, temel yapısıyla cinsel organlar sperm/ yumurta üretmeye başlar. Yine bu dönemde beyin gelişimi hızlı ve ön plandadır. 11

12 Bu nedenle organizma bu dönemde özellikle annenin aldığı ilaçlar, kötü beslenme ya da fetüsü etkileyebilecek diğer etmenlere (rubella, alkol, radyasyona maruz kalma vb.) karşı duyarlıdır. Bebeğin gelişimi, başta beyin gelişimi olmak üzere diğer gelişim alanları da etkilenebilir. 12

13 DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM FETUS DÖNEMİ
İkinci ayın sonundan doğuma kadar olan döneme fetüs dönemi denir. Fetüs on ikinci haftanın sonunda yaklaşık 7.5 cm. boyunda ve 14 gram ağırlığındadır. Bu dönemde baş orantısız bir şekilde büyük olmasına rağmen daha fazla insan şeklini alır. Fetüsün hareketlerini on altıncı haftanın sonunda anne hissedebilir. Dördüncü ve altıncı ayda fetüsün temel anatomik yapısı iyice belirginleşir. 13

14 Fetüsün kalp atışı doktor tarafından bulunabilir
Fetüsün kalp atışı doktor tarafından bulunabilir. İskelet sisteminde ise, kemikleşme ve sertleşme başlar. Beş ve altıncı ayda deri biraz daha kalınlaşır ve tırnaklar oluşur, beden ve yüz iyice belirginleşir.Kas kontrolü gelişmeye başlar ve fetüsün hareketlerinde artış görülür. Beşinci ayın sonunda fetüs, artık insan organizmasının temel yapısını oluşturduğu gibi yürüme, emme gibi doğumdan sonra gerekli olan bir çok davranış biçimini de kazanmıştır. 14

15 Fetüs, yeni doğan bebekte gözlenen bazı fiziksel ve davranışsal özellikler kazanmasına rağmen, beşinci ayı tamamlamadan doğan bebekler nadiren yaşayabilirler. Fetüsün yaşayabilmesi için en az 28 haftalık olması gerekir.Bu dönemde dünyaya gelirse prematüre olarak yaşama şansı vardır. Ancak emme ve yutma güçsüz, solunum düzensiz ve yüzeyseldir. 15

16 Yedinci aydan itibaren fetüsde boy ve kilo artışında belirgin farklılık görülür. Kas tonusu güçlenir, hareketleri daha güçlü hale gelir. Ayrıca, görsel ve işitsel tepkilerin de güçlendiği belirlenmiştir. Cilt altı yağ dokusu gelişmekte ve kas kitlesi hızla artmaktadır. 16

17 Yedi aylik fetüs 1200 gram ağırlığa ve 37,5 cm boya ulaşmaktadır
Yedi aylik fetüs 1200 gram ağırlığa ve 37,5 cm boya ulaşmaktadır. Fetüsün sekizinci ayda boyu 46 cm’ye vücut ağırlığı ise 2500 grama ulaşır. Bu dönemde fetüsün sinir, dolaşım ve diğer vücut sistemleri dış çevreye uyum sağlayacak biçimde yeterince gelişmiştir. 17

18 BEBEKLİK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM (0-2 YAŞ)
18

19 Doğum öncesi gelişim dönemi, yaşam süresindeki en hızlı gelişim dönemidir. Fetüs doğduğunda boyu ortalama cm. ağırlığı ise gr. arasındadır. 19

20 İnsan yaşamının ilk iki yılında, büyüme çok hızlı bir şekilde devam eder. İlk yılın sonunda normal bir bebeğin boyu, doğum boyunun % 50’ si kadar uzar. İki yaşına geldiğinde ise doğum boyundan % 75 daha uzundur. Görüldüğü gibi, boyca uzama ilk yıldan sonra giderek azalmaktadır. 20

21 Ağırlıkça artma da doğumdan sonraki ilk yılda çok hızlıdır
Ağırlıkça artma da doğumdan sonraki ilk yılda çok hızlıdır. Bebek beşinci aya kadar doğum ağırlığının iki katına, bir yaşında üç katına ulaşır. İlk altı ayda normal gelişim gösteren bir çocuk günde gram (veya haftada gram) alır. 21

22 İkinci altı ayda ise büyüme biraz yavaşlar ve çocuk günde grama (haftada gram ) kadar düşer. Bir ve iki yaşlar arasındaki sağlıklı bir çocuk ortalama haftada 50 gram alır ve iki yaşın sonunda doğum ağırlığının iki katına ulaşır. 22

23 Bir bebeğin vücut organları aynı oranda büyümez
Bir bebeğin vücut organları aynı oranda büyümez. Yeni doğan bir bebeğin baş çevresi yaklaşık 35 cm dir. Bebeğin başı, vücudunun dörtte bir oranındadır.Yetişkinlikte ise bu oran sekizde birdir. 23

24 Baş yetişkinlikteki ölçüsüne ulaşmak için doğuştaki ölçüsünün yalnızca iki katı büyümesine rağmen, doğuştaki bacak ve kolların uzunluğu altı kat büyüyerek yetişkindeki bacak ve kolların uzunluğuna ulaşmaktadır. Bu nedenle bebeklikte, beden, bacak ve kollar baştan daha hızlı büyürler 24

25 Bebeğin, doğumdaki kas ağırlığının toplam vücut ağırlığına oranı beşte bir iken, yetişkinlikte bu oran beşte ikidir. Gelişim baştan-ayağa, içten-dışa doğru prensibine uygun olarak, önce baş ve boyun kasları gelişirken, daha sonra karın ve omuz kasları, el kol ve ayak kasları gelişir. 25

26 Bu nedenden dolayı, çocuk önce büyük kas hareketlerini, daha sonra küçük kas hareketlerini yapabilir. Örneğin, kolların etkin kullanımı, ellerin kullanım yeteneğinden önce gelir. 26

27 Büyümenin bir başka prensibi de karmaşık becerilerin daha basit beceriler üzerine inşa edilmesidir. Hiyerarşik entegrasyon prensibi basit becerilerin ayrı ayrı ve bağımsız olarak geliştiğini ifade eder. 27

28 Daha sonra bu basit beceriler daha karmaşık becerilere dönüşür
Daha sonra bu basit beceriler daha karmaşık becerilere dönüşür. Örneğin, bebekler elle kavrama hareketini, her parmağın hareketini nasıl kontrol edeceğini ve bir araya getireceğini öğreninceye kadar başaramaz. 28

29 Gelişmenin son prensibi de sistemlerin bağımsızlığıdır
Gelişmenin son prensibi de sistemlerin bağımsızlığıdır. Buna göre, farklı vücut sistemleri farklı oranlarda büyümektedir. Bir sistemdeki büyüme diğer sistemlerde de büyüme olacağını göstermez. Örneğin, vücut büyüklüğü, sinir sistemi ve cinsel özelliklerin gelişme oranları ve zamanlaması birbirinden bağımsızdır. 29

30 Bebeğin sinir sistemi de gelişim ilkelerine uygun bir şekilde merkezden uçlara, içerden dışa doğru bir gelişim gösterir. Baştaki sinirler, ayaktaki sinirlere göre daha gelişmiştir. 30

31 Dolaşım sisteminin gelişimi incelendiğinde de, bebeğin kan basıncı doğuşta çok düşüktür, altıncı haftadan sonra artmaya başlar. Kalp vücuda göre daha büyüktür. Kalp atışı, dakikada ortalama arasındadır. Bu hızlı atışlar bir yaşına kadar sürer. Bebeğin kalbinin çalışması, kalp kaslarının gelişmesiyle düzenli bir duruma gelir. Dakikadaki kalp atışının sayısı yavaş yavaş azalır ve yetişkinlikteki düzeyine ulaşır. 31

32 Yeni doğan bebeklerin solunum sistemi de yetişkinlerden farklıdır
Yeni doğan bebeklerin solunum sistemi de yetişkinlerden farklıdır. Solunum sayısı dakikada arasındadır. Bu sayı bir yıl içersinde 30-35’e düşer. İlk yıllardaki hızlı solunum sayısı kaburga kemiklerinin yatay durumda olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de bebekte solunum daha çok karın yardımıyla olmaktadır. 32

33 Sindirim sistemi ise, ancak anne sütü ve onun bileşimine yakın gıdaları sindirebilecek özelliktedir. Sindirime yardımcı olan salgıların özelliği ve miktarı farklılaştıkça çocuk diğer besinleri de kolaylıkla sindirebilir. 33

34 Boşaltım sisteminin özelliklerine bakıldığında, boşaltım sistemi vücuttan zararlı maddeleri atabilecek güçtedir. Önceleri böbreklerin çalışması ve bebeklerin idrar yapmaları oldukça düzensizdir. Bebeğin idrar yapma sayısı beslenmeye bağlı olarak farklılıklar gösterir. Alınan sıvı ve besin miktarının artması ile, idrar yapma sayısı da o oranda artar. İdrar kontrolü aylar arasında gerçekleşir. 34

35 İskelet sisteminde ise, kemikler büyük ölçüde sertleşmediğinden daha yumuşak ve esnektir, kırılmalara karşı daha fazla direnç gösterir. Ancak, daha büyük çocuklara ve yetişkinlere göre bebeklerde deformasyon daha fazla görülebilir. Bireyler arasında kemikleşmenin zamanlaması ve oranı açısından da farklılıklar bulunur. 35

36 İskeletin bazı bölümleri daha geç sertleşir
İskeletin bazı bölümleri daha geç sertleşir. Örneğin, bazı çocuklarda ilk yılın sonuna kadar 28 el ve bilek kemiğinin sadece üçü gelişmiştir. Yeni doğmuş bebeğin kafatasında altı yumuşak nokta bulunur. Bunlara fontanel adı verilir. Fontanellerin beş tanesi, doğumdan sonraki ilk günlerde kapanırken, tepede bulunan fontanel, aylar arasında kapanır. 36

37 Fontaneller yavaş yavaş sertleşir ve çocuk iki yaşına gelinceye kadar kaybolmazlar. Fontanellerin erken ya da geç kapanması, beyin gelişiminde bir problem olduğunun göstergesidir. Kafatası kemiklerine göre diğer kemikler daha geç gelişirler. 37

38 Bebeğin süt dişleri altıncı ve yedinci aylarda çıkmaya başlar
Bebeğin süt dişleri altıncı ve yedinci aylarda çıkmaya başlar. Ancak değişik ülkelerdeki çocuklarda dişlerin gelişimi açısından farklılıklar olduğu görülmektedir. Ayrıca, bazı bebeklerin doğduklarında bir veya birkaç dişi de olabilmektedir. 38

39 Bunlar süt dişleri veya geçici dişler olarak adlandırılır
Bunlar süt dişleri veya geçici dişler olarak adlandırılır. Süt dişleri iki- ikibuçuk yaşlarına doğru tamamlanır. Bebeklerin yaklaşık ikibuçuk yaşında bebekte 20 adet süt dişi vardır. 39

40 İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM (2-6 YAŞ)
40

41 Fiziksel gelişimin hızı bebeklik dönemine göre iki-altı yaş döneminde yavaşlamıştır. Ağırlıktaki artış, birinci yaşın sonunda, doğumdaki ağırlığın üç katı olmasına rağmen, altıncı yaşın sonunda ancak yedi katı olmuştur. Dört yaşındaki çocuğun boyu ise, doğum boyunun iki katına ulaşmıştır. 41

42 İki yaşından ergenlik dönemine kadar boy uzunluğu artışı, yılda ortalama beş santimetredir. Vücut ağırlığı ise, yılda ortalama iki-ikibuçuk kilogramdır. Çok belirgin olmasa da kız ve erkek çocuklar arasında boy ve ağırlık artışında farklılıklar görülür. Okul öncesi dönemde erkek çocuklarının boy uzunluğu ve vücut ağırlıkları kızlara göre biraz daha fazladır. 42

43 Ayrıca, ekonomik yönden gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çocukları arasında da önemli farklılıklar görülür. Örneğin, dört yaşındaki İsveçli bir çocuk Bangladeş’teki altı yaşındaki bir çocukla aynı boydadır. 43

44 Okul öncesi dönemde beden oranlarında değişiklikler görülür
Okul öncesi dönemde beden oranlarında değişiklikler görülür. Bu dönemde erkek ve kızlar daha az kilolu ve incedir, bebeklik görünümünden uzaklaşmaya başlar. Baş ve vücudun organları arasındaki oran yetişkin oranlarına benzer. İçsel olarak da fiziksel değişiklikler görülmektedir. Çocukların adaleleri gelişirken ve kemikleri sağlamlaşırken daha da güçlü olurlar. 44

45 Kız çocukları kemik gelişimi bakımından erkek çocuklardan bir yıl ilerdedir. Bu dönemde kemikler tam olarak sertleşmemiştir. Bu nedenle, düşmeleri sonucunda kemiklerde kırılma görülmez. Ancak, kemiklerin sertleşmemiş olmasının olumsuz sonuçları da vardır. Örneğin, yanlış duruş ve travma sonucunda kemiklerin biçimi kolaylıkla bozulabilir. 45

46 Duyu organları da gelişimlerini sürdürürler
Duyu organları da gelişimlerini sürdürürler. Örneğin, kulaktaki östaki borusu (kulağın dış kısmından gelen sesleri iç kısma taşır) doğuşta hemen hemen yere paralel bir durumdan daha açısal bir duruma geçer. Bu değişiklik bazen okul öncesi yıllarda kulak ağrılarının sıklığında bir artışa neden olabilir. 46

47 Diş gelişimi de oldukça hızlıdır
Diş gelişimi de oldukça hızlıdır. İkinci yıl içinde sekiz diş daha çıkar ve toplam diş sayısı olur. İkibuçuk yaşına kadar 20 süt dişi tamamlanır. Bu süt dişleri, altı yaşına kadar çocukların besinleri çiğneme ve sindirmelerine yardımcı olur. Çocuklar altı yaşına geldiklerinde süt dişleri düşmekte ve yerine kalıcı dişler çıkmaktadır. 47

48 Bu dönemde beyin gelişimi daha hızlıdır
Bu dönemde beyin gelişimi daha hızlıdır. Örneğin, iki yaşındaki çocuğun beyninin ağırlığı yetişkinlikteki ağırlığının % 75 ‘ine, beş yaşında ise % 90’nına ulaşır. 48

49 OKUL DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM
(6-12 YAŞ) 49

50 Okul döneminde boy uzunluğu ve ağırlık artışı sabit ve yavaştır (Kail, 2004). Yıllık boy artışı ortalama 5.5 cm. dir. On yaşındaki bir çocuğun boyu yaklaşık olarak 140 cm. dir. Erkek ve kız çocukların boyu onbir-oniki yaşlarında ortalama 145 cm. dolayındadır. Kızlar sadece bu dönemde erkeklerden daha uzundur. Bunun nedeni de kızların erkeklerden daha önce ergenlik dönemine girmiş olmalarıdır. 50

51 Kilo artışı da benzer özellik göstermektedir
Kilo artışı da benzer özellik göstermektedir. Bu dönemde çocuklar ortalama yılda üç- üçbuçuk kilogram artar. Bir çocuğun ağırlığı yedi yaşında 24 kg. dolayındadır. Ancak bireysel farklılıklar her zaman söz konusudur. Bireysel farklılıkların sadece kalıtıma bağlanması doğru olmaz.Bu tür farklılıkları beslenme alışkanlıkları, gelişmişlik düzeyi artırabilir . 51

52 İskelet sistemi de bu dönemde gelişimini sürdürür
İskelet sistemi de bu dönemde gelişimini sürdürür. Kemikler daha da uzar ve genişler. Ancak, iskelet sisteminin her parçası aynı oranda büyüyüp sertleşmez. Öncelikle kafatası ve eller olgunlaşırken, ayak kemiklerinin olgunlaşması ergenliğin sonunu bulur. Çocuklar olgunlaştıkça ayak bileği eklemleri ve ayaklar, kol bileği ve eller daha çok kemikleşir. 52

53 Bir yaşındaki çocuğun kemik sayısı ve bağlantısı ergenlik dönemindeki bir çocuktan daha azdır. Kemik ve iskelet sistemindeki gelişme, kas sisteminden daha ilerde olduğu için bazen buna bağlı olarak büyüme ağrıları meydana gelebilir. Bu dönemdeki çocukların henüz daha bilek ve parmak kemikleri ince ve hassas işleri yapabilecek olgunluğa ulaşmamıştır. 53

54 Bu nedenle birinci sınıftaki çocuklar küçük el işlerini, incelik isteyen ödevleri yapmada zorlanırlar. Ayrıca, kemiklerdeki sertleşme son halini almadığı için kemiklerin biçimi bozulabilir. Kol, bacak ve omurga kemiklerine aşırı yüklemeler ve zorlamalar iskelet gelişimini olumsuz etkileyebilir. 54

55 Beyin gelişimi, görsel bilgiye ulaşma ve işlemden geçirme yeteneğindeki gelişmelerle bağlantılıdır. Bu beceriler okumayı öğrenmede önemlidir. Çocuğun dikkatini sürdürme ve dikkatini dağıtanları görüntü dışında bırakma yeteneğini sağlayan beynin bölümleri yaklaşık dört ve yedi yaşlarında hızlı bir şekilde belirginleşir. 55

56 Bu nedenle bir çok çocuk, bu yaşlarda okuma yazma becerilerine odaklanmaya hazır duruma gelir. Çocukların görsel bilgiyi işlemden geçirme hızı çocukluk dönemi boyunca gelişmekte ve ergenliğin başında yetişkin düzeyine ulaşmaktadır. Ayrıca, çocukların görsel materyalleri sistemli bir şekilde okuma yeteneği de yedi- sekiz yaşlarında gelişmektedir. 56

57 Çocukların yetenekleri arttıkça aktif nöronlar arasındaki sinaptik bağlar da artar. Çocuklar doğduklarında gerektiğinden daha fazla nörona sahiptir. Ancak, kullanılmayan nöronlar ve bağlantılar yok olmaktadır. Bu yıllarda nöronlar daha seçici olur ve yalnızca kesin bir kimyasal mesaja tepki verirler. Bunun sonucunda okul çocukları daha etkili ve esnek bir düşünme yeteneği kazanırlar. 57

58 ERGENLİK DÖNEMİ (12-18) 58

59 Ergenlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir
Ergenlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Çocukluk döneminde yavaşlayan fiziksel gelişim, ergenlik döneminde yeniden hızlanarak, dönem sonunda yetişkin ölçülerine ulaşır. Ergenlik döneminde kız ve erkek çocuklarının vücut oranları, bebeklik ve çocuklukta benzer olmalarına rağmen, büyük farklılıklar gösterir. 59

60 Bu duruma cinsiyet hormonlarının salgıları neden olur
Bu duruma cinsiyet hormonlarının salgıları neden olur. Erkeklerin omuzları kalçalarına oranla, kızların ise, kalçaları bellerine oranla genişler. Ayrıca, erkek çocuklar kızlardan daha uzun boylu ve daha ağır olurlar. Bunun nedeni erkeklerin ön ergenlik döneminde kızlardan iki yıl daha fazla bir zamana sahip olmalarıdır. 60

61 Genel olarak kızlar, erkeklerden yaklaşık iki yıl daha önce ergenlik dönemine girerler ve bu dönem yaklaşık altı yıl sürer. Kızlar ortalama onbir yaş civarında erkekler ise, on üç yaşlarında ergenliğe girerler. 61

62 Kızlarda boy uzaması ve ağırlık artışı on bir yaş dolaylarında başlar on beş yaşına doğru yavaşlar. Göğüsler sertleşir ve büyür. Uterus ve vajina da gelişmeye başlar Aynı zamanda bu yaşlarda menstruasyon (ilk adet kanamaları) meydana gelir.Genellikle boy uzadıktan ve kilo artışı olduktan sonra menstruasyon görülür. 62

63 Genç kızlar ilk aylarda düzenli olarak mestruasyon görmeyebilir
Genç kızlar ilk aylarda düzenli olarak mestruasyon görmeyebilir. Ergenliğin sonuna kadar menstruasyonun düzene girmesi beklenir., Bu arada cinsel organ bölgesinde kıllanma başlar. Bu dönemde çenede, yanaklarda ve dudakların üst kısmında da hafif bir tüylenme görülür. Seste hafif kalınlaşma olur. 63

64 Erkeklerde yumurtalar ve penisin gelişimi on iki- on üç yaşlarında başlar, ortalama olarak ani boy artışı ondört- onbeş yaşlarında görülür. Bu dönemde cinsel organlar çevresinde de kıllanmalar başlar. İlk ereksiyon on bir-on altı yaşlarında masturbasyon veya rüya sonucu görülebilir. 64

65 İnce tüyler, on beş yaş civarında sert kıllara dönüşür
İnce tüyler, on beş yaş civarında sert kıllara dönüşür. Daha sonra, koltuk altı ve yüzde ayva tüyleri çoğalır. Sert kıllardan oluşan sakal on altı- on yedi yaşlarında çıkmaya başlar. Bu arada kol, bacak ve göğüste de kıllanmalar görülür. 65

66 Sivilceler, yüzde yağlanma, saçta kepeklenme, sesin kalınlaşması, göğüslerde kabarma ve sertleşme sonucu oluşan göğüs düğümcükleri bu dönemde görülen diğer özelliklerdir. Ancak, bireyler arasında ergenliğe girme ve ergenliği tamamlama zamanları arasında büyük farklılıklar olabilir. 66

67 Ergenlik döneminde büyüme ters yönde gelişir
Ergenlik döneminde büyüme ters yönde gelişir. Önce eller, bacaklar ve ayaklar büyür, sonra kol ve bacaklar daha sonra da beden gelişir. Beden gelişimi sırasında kızlarda yağ dokusu, erkeklerde kas dokusu artar. Ayrıca erkeklerin akciğer ve kalbinin kızlardan daha büyük olduğu gözlenir. Bu nedenle kuvvet ve hıza dayalı etkinliklerde erkekler daha fazla başarı gösterirler. 67

68 İskelet sisteminde meydana gelen bu hızlı değişiklik ergenin vücut koordinasyonunu sağlayamamasına neden olur. Ergenlerdeki ki bu geçici durum utanıp çekindikleri zaman daha fazla ortaya çıkar. Ergenler birden bire irileşmiş bedenlerine uyum sağlamakta zorlanırlar. Ergenlik döneminde baş ve yüz görünümü de değişir. Okul yıllarında çocukların kalıcı dişleri yerleşirken çene yapısı da değişmiştir. 68

69 Bu dönemde çene öne doğru büyür ve alın çıkık bir hale gelir
Bu dönemde çene öne doğru büyür ve alın çıkık bir hale gelir. Bu değişiklikler, ergenlerin yüzünde, özellikle erkeklerde köşeli ve kemikli bir görünüme neden olur. Ayrıca, son dönemlerdeki cinsel gelişimlerinden dolayı bir takım yeni ilgiler uyanmıştır ve bunları ifade etmede oldukça beceriksizlerdir. Ergenler bu durumla ilgili ne diyeceğini bilemez, en sonunda kurtuluşu kaçmakta bulur en sonunda kurtuluşu kaçmakta bulur. 69

70 MOTOR GELİŞİM

71 Motor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Bir başka deyişle, temelinde hareket olan becerilerin kazanılmasını içeren ve doğum öncesi dönemde başlayıp ömür boyu süren bir süreçtir. Bu süreçte büyük (bedeni kullanma) ve küçük kas hareketleri (nesne kullanma) olmak üzere iki hareket türü kazanılır. Bu iki tür hareketi yetişkinler yapabilecek düzeydedir. Ancak çocuklar bu kazanımları süreç içinde öğrenirler.

72 MOTOR GELİŞİM Baştan Ayağa 3. Büyük kaslardan Küçük kaslara
1. Proksimodistal Baştan Ayağa 2.Sefalokaudal İçten Dışa 3. Büyük kaslardan Küçük kaslara

73 MOTOR GELİŞİM Motor gelişim büyük kas ve küçük kas gelişim olmak üzere iki alanda ele alınır. 

74 Büyük kas motor gelişim: Bu gelişim “kaba motor becerileri” olarak ifade edilir.. Bir bütün olarak vücudun genel hareketlerini ve denge dinamiğini kapsar. Emekleme, ayakta durma, yürüme, koşma, salınım, dönme, yuvarlanma, zıplama, denge gibi hareketler üzerideki kontrolü anlatmak için kullanılmaktadır.  Küçük kas motor gelişim: Bu gelişim”ince devinimsel beceriler” olarak ifade edilir. Eli ve ayağın kullanması ile ilgili becerileri kapsar. Tutma, kavrama, yazma, yırtma, çizme, yapıştırma, kesme gibi beceriler örnek olarak gösterilebilir. 

75 MOTOR YETENEKLER Motor yetenek, vücudun bir ya da birden fazla organının katıldığı kas hareketi ya da işlemidir.  

76 MOTOR YETENEKLER Dikkat, kelime anlamı ile ‘duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde toplama’ olarak tanımlanır. Dikkat, göz veya kulağa gelen uyaranların bir kısmının sonraki süreçler için seçilmesidir. Dikkat kavramı, yoğunlaşma ve zihinsel kurgularla eş anlamlı olarak kullanılır . 

77 MOTOR YETENEKLER Kuvvet; bir direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak da tanımlanabilir.

78 MOTOR YETENEKLER Denge, belli bir yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürme, durumunu devam ettirme olarak tanımlanabilir. İlk önemli denge biçimleri; oturma ve ayakta durabilmedir. Çocuklarda motor becerilerde denge, daima önemli bir güdü olacaktır. Vücut kısımlarını, vücudun ağırlık merkezine göre etkili olarak kullanmayı öğrenecektir. Denge; yürüme, koşma ve atlama becerilerinin kazanılmasında da çok önemli bir faktördür.

79 MOTOR YETENEKLER İnsanların duyu organlarını harekete geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış durum değişikliğine uyarıcı; dışarıdan ya da içeriden gelen uyarıcılara karşı organizmanın gösterdiği davranış tepki olarak tanımlanır. 

80 MOTOR YETENEKLER Harekete hazır olma şeklinde ifade edilebilecek olan tepki hızı için vücudun, dışarıdan aldığı uyarıcılara karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir. (etki-tepki süreci) Etki ile bu etkiye yapılan tepki arasında geçen zaman, reaksiyon zamanıdır. Reaksiyon zamanı ne kadar kısa olursa motor öğrenme de o kadar hızlı olur. Motor öğrenmede genel olarak bütün vücudun tepkiye hazır olması gereklidir. Özellikle kolların, bacakların ve elin tepki yapabilecek olgunluğa ulaşması gerekir.

81 MOTOR YETENEKLER Eş güdüm (koordinasyon), belli bir amaca ulaşmak için; bilinçli motor hareketlerin devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir.

82 MOTOR YETENEKLER Esneklik: Vücudun gerektiği zaman öne, yana, geriye ve istenen yönlere eğilmesi, yani esnek olması gereklidir.

83 MOTOR GELİŞİM AŞAMALARI

84 REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)
Bebekler bedenlerinin çeşitli bölümlerini hareket ettirmeyi sağlayan genel bir yetenekle ve refleks olarak isimlendirilen davranışsal tepkiler dizisi ile birlikte doğarlar. Bir refleks, bir uyaran türüne özel otomatik bir tepki oluşturur. Örneğin, ışık tutulduğunda göz bebeği otomatik olarak büzülür. Aşağı beyin merkezlerinin kontrolündeki ilkel refleksler gebeliğin 18. haftasından itibaren fötüste görülmeye başlar.

85 REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)
Refleksler genellikle yeni doğanın beslenmesini emniyete alma ve koruma gibi çift fonksiyonludurlar. Bir başka deyişle, yaşamı sürdürmeye katkıda bulunurlar. Yeni doğanın yanağına dokunan annenin memesi, başın refleksif dönüşünü uyarır, dudaklara değen meme başı refleksif emmeyi meydana getirir, gırtlağı uyaran süt refleksif yutmaya yol açar.

86 REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)
UYARICI TEPKİ DÖNEM Moro Bebeği ani olarak sarsmak veya kollarından tutup kaldırıp tekrar yatağa bırakmak. Kollarını elleriyle birlikte açar ve sonra kucaklama hareketi yapar gibi kapar. Yaklaşık 3-6. Aylarda kaybolur. Adımlama Yeni doğanı koltuk-altlarından kavrayıp ayakta tutmak. Yürüyormuş gibi adım atar. 3-4. Hafta kaybolur. Arama Bebeğin yanağına veya dudağına dokunmak. Başını uyarıldığı yöne çevirir ve ağzını açarak meme arar. 3. Ayda kaybolur. Yakalama/Kavrama Bebeğin avuç içine parmak veya herhangi bir nesneyle dokunmak. Parmakları kapar, parmağı ya da çubuğu yakalayarak kavrar. 3-4 ayda kaybolur. Emme Parmağı yeni doğanın ağzına sokmak ve dudaklara dokunmak. Ritmik bir şekilde emer. Uyanık durumda 4., uykuda 7. Aya kadar sürer. Babinski Ayak tabanına, ayak parmaklarından topuğa doğru parmak ya da benzeri bir nesneyle hafifçe dokunmak/çizmek. Ayak parmaklarını yelpaze gibi açar. Baş parmak bükülüdür. 8-12. Aylarda kaybolur. Göz Kırpma Yeni doğanın gözlerine parlak ışık tutmak. Hemen gözlerini kapatır. Kalıcıdır.

87 REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)
Zamanla korteks daha geniş çapta idare etme gücü kazanır ve istemli hareketler başlar. Bir çok refleks zamanla kaybolur ya da istemli hareketlerle bütünleşir . Bebekler kasları üzerinde istemli kontrol geliştirdiklerinde istedikleri zaman emerler, istedikleri yere bakarlar, nesneyi yakalarlar. Davranış, artık özel bir uyaran tarafından kontrol edilemez. 

88 REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)
Refleksif hareketler dönemi, birbirini izleyen iki aşama halinde ele alınır. Bilgi Toplama Evresi: Bu evre doğum öncesi dönemden başlayarak bebekliğin dördüncü ayına kadar sürer. Bu evrede refleksler, bebeğin hareketler yolu ile bilgi toplama, besin arama ve korunmasında temel araç olmaktadırlar. Bilgi Çözme Evresi: Bebeklik döneminde yaklaşık dördüncü ayda başlayan bu evrede, beyin merkezlerinin gelişimine bağlı olarak, refleksler giderek yasaklanır. Oturma, emekleme, sıralama, yakalama, bırakma gibi istemli hareketler ortaya çıkar.

89 İLKEL HAREKETLER DÖNEMİ (1-2 YAŞ)
İlkel hareketler, ilk iki yaşta gözlenen istemli hareketlerin ilk biçimidir. Bebeğin oturması, emeklemesi, ayakta durabilmesi, gelişimde olgunlaşmanın önemini ortaya koymaktadır.

90 İLKEL HAREKETLER DÖNEMİ (1-2 YAŞ)
Yaşam için gerekli olan istemli hareketlerin temelini oluşturan ilkel hareketler baş, boyun ve gövde kaslarının kontrolü gibi dengeleme hareketleri, uzanma, bırakma, yakalama gibi manipülatif becerileri, sürünme, emekleme, yürüme gibi lokomotor hareketleri kapsar.

91 TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ (2-7 YAŞ)
Yaşamın ikinci yılından başlayarak yedinci yılına kadar geçen süre temel becerilerin kazanıldığı dönemdir. Tüm çocukların ortak özellik taşıması ve yaşam için gerekli beceriler olduğundan “temel beceriler” olarak ifade edilir. Bunlar; koşma, atlama, sıçrama, sekme, yakalama, fırlatma, topa ayakla vurma gibi hareketlerdir. 

92 TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ (2-7 YAŞ)
Başlangıç Evresi: Bu evrede çocuklar, kendi bedenlerinin hareket yeteneklerini anlamak ve bunları denemek için çaba gösterirler. Hareketler sırasında beden ya çok abartılı ya da çok sınırlı biçimde kullanılır. Ritm ve koordinasyon zayıftır. İlk Evre: Bu evrede, kontrol ve ritmik koordinasyon arttığı için çocuğun hareketleri daha uyumlu ve kontrollü olmaya başlar. Buna rağmen, abartma ve sınırlama vardır. Üç dört yaş çocukları gözlendiğinde bu evrenin özelliklerini taşıyan pek çok hareket görülebilir. Olgunluk Evresi: Bu evrede, çocuklar mekanik yönden etkili, uyumlu ve kontrollü, gelişmiş hareket şekillerini sergilerler. Beş altı yaşına gelen çocukların bu evreye ulaşmış olmaları gerekir. 

93 SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 )YAŞ
Bu dönem, genelde yedi ile on iki yaş arasını kapsar. İlkokul çocukları, yeni beceriler kazanmaktan çok, daha önce kazandıkları temel becerileri daha akıcı ve doğru olarak ortaya koyarlar.

94 SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12) YAŞ
Sporla ilişkili hareketler dönemi, spor becerilerine geçiş evresi, spor becerilerini uygulama evresi ve spor aktivitelerine yaşam boyu katılım evresi olmak üzere üç evre halinde incelenmektedir.

95 SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12) YAŞ
Spor becerilerine geçiş evresi: Çocuklar yedi ve sekiz yaşlarında geliştirdikleri becerilerini, birleştirerek daha kompleks ve özel formlara dönüştürmeye başlarlar. Bu becerileri günlük yaşamda, çeşitli oyunlarda, rekreasyonel ve spora özgü ortamlarda uygularlar. Bu evrede çocuklar, kendilerini fizyolojik, anatomik ve çevresel faktörler tarafından sınırlanmış hissetmezler. Beceri düzeylerini, kilo, boy kuvvet, esneklik, dayanıklılık gibi fiziksel özelliklerini dikkate almaksızın tüm spor branşları ile ilgilenirler.

96 Kaynaklar Aral, N. ve G. Baran,  (editör), Çocuk gelişimi. Ya-Pa Yayın Pazarlama Sanayi ve Tic. A.Ş., İstanbul, 2011.


"DOÇ. DR. MÜDRİYE YILDIZ BIÇAKÇI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları