Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

HAYATIN BAŞLAGICI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER I. Hayatın Başlangıcı İle İlgili Görüşler Dünyanın tahmini olarak 5 milyar yıl önce meydana geldiği düşünülmektedir.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "HAYATIN BAŞLAGICI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER I. Hayatın Başlangıcı İle İlgili Görüşler Dünyanın tahmini olarak 5 milyar yıl önce meydana geldiği düşünülmektedir."— Sunum transkripti:

1 HAYATIN BAŞLAGICI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER I. Hayatın Başlangıcı İle İlgili Görüşler Dünyanın tahmini olarak 5 milyar yıl önce meydana geldiği düşünülmektedir. Hayatın nasıl gerçekleştiği ve ilk canlının nasıl meydana geldiği soruları hep merak konusu olmuştur.Hayatın başlangıcıyla ilgili başlıca 5 görüş vardır. A. Kendiliğinden Oluş ( Abiyogenez ) Görüşü : Aristo tarafından ortaya atılmış bir tezdir.Buna göre döllenmiş yumurta gibi bazı maddelerin içinde “aktif öz” adını verdiği bir güç bulunmaktadır. Aristo bu gücü bir madde olarak tanımlamamış iş yapabilme yeteneği olarak düşünmüştür.Örneğin kazların okyanus kenarındaki ağaçlardan oluştuğu düşüncesi, besinlerin kurtlanması hep aktif özün neticesinde meydana gelen olaylardır. F.Redi 1668 yılında canlıların yine kendine benzer canlılardan oluştuğu ( biyogenez ) görüşü ileri sürülmüştür.Buna göre “canlılar kendiliğinden değil, daha önceki atalarından türemiştir” görüşü hakimdir.Fakat ilk canlının oluşumunu açıklayamamıştır.

2 B.Panspermia (Canlıların Uzaydan Gelmesi ) Görüşü : Buna göre gök taşları ve kozmik tozlar üzerinde uzaydan Dünya ya gelmiş olan mikroorganizmaların evrimleşerek diğer canlıları oluşturduğu görüşüdür.Fakat uzayın hiçbir mikroorganizma için uygun olmaması bu görüşü çürütmüştür. C.Ototrof Görüşü : Buna göre tüm canlıların besine ihtiyaç duymasından dolayı ilk oluşan canlının ototrof bir canlıdır.Diğer canlılarda bu ilk ototrof canlıdan oluşmuştur.Fakat ilk oluşan canlının dünyanın meydana gelişi sırasındaki olumsuz ortamlarda nasıl ve ne şekilde oluştuğunu açıklayamamıştır. D.Heterotrof Görüşü Bu hipoteze göre ilk canlının cansız maddelerden oluştuğu görüşüdür.Bu hipotez abiyogenez görüşünden farklıdır.Abiyogenez görüşüne göre canlılar cansız maddelerden aniden oluşmaktadır.Heterotrof hipotezine göre ise ilk canlı inorganik maddelerden uzun süre içerisinde oluşan ve ihtiyacı olan besini sentezleyemeyen canlılardır.

3 Bu hipotezi savunan bilim adamlarından Miller dünyanın ilk atmosferinde metan (CH 4 ), amonyak (NH 3 ), hidrojen gazı (H 2 ) ve su buharı (H 2 O) gibi bileşiklerin bulunduğunu savunmuştur. Hazırladığı özel deney düzeneği ile bu bileşiklerden bazı basit yapılı organik maddeler üretmiştir. Fakat yapılan çalışmalarda dünyanın oldukça sıcak olan ilk atmosferinde metan ve amonyak gibi bileşiklerin değil N 2 ve CO 2 gibi gazların bulunabileceğini göstermiştir.Aynı deney bu gazları kullanarak tekrarlandığında organik bileşikler oluşmamıştır.Ve protein ve nükleik asit gibi kompleks yapılı organik bileşiklerin oluşmasının zorluğu hipotezin zayıf taraflarıdır.

4 E.Yaratılış Görüşü : Dünyadaki bütün dinlerin ortak görüşü ; tüm canlıların bugünkü şekilleriyle oldukları gibi ayrı ayrı yaratılmış olup, canlıların birbirlerine değişimleri söz konusu olmadığı şeklindedir. Yaratılış görüşü ; tabiat üstü bir gücün, bir gayeye yönelik tamamlanmış bir özel yaratılma olayını kabul eder. Tamamlanmış olan ilk yaratılış mükemmeldir ve o zamandan beri bozulma olmamaktadır. II. Canlıların Evrimi İle İlgili Görüşler Yeryüzünde 2 milyondan fazla canlı türü yaşamaktadır.Canlılar bulundukları ortamlara en uygun biçimde adapte olabilecek şekilde meydana gelmişlerdir.İşte evrim canlıların çevresel değişimlere nasıl uyum sağladığını ve canlılardaki değişimlerin nasıl meydana geldiğini araştırır. Canlılarda meydana gelen bu değişimleri bazı bilim dalları ve bilimsel kavramlarla açıklamaya çalışır. Bu bilim dalları ve kavramlar şunlardır :

5  Paleontolojik (Fosil) Kanıtları : Paleontoloji geçmişte yaşamış canlıların kalıntılarını inceleyen sınıflandıran bilim dalıdır.Yeryüzündeki fosil örnekleri incelendiği zaman en alt tabakada az gelişmiş üst tabakalarda ise daha gelişmiş canlıların bulunduğu ve sıralamanın basitten karmaşığa doğru olduğu tespit edilmiştir.

6

7 37 Milyon yıllık bir Ringa Balığı fosili

8 50 Bin yıllık bir ayı fosili

9 50 Milyon yıllık bir çınar yaprağı fosili

10  Embriyolojik Veriler Çeşitli omurgalı embriyoları karşılaştırıldığı zaman bazı ortak yönleri olduğu tespit edilmiştir.Buda ortak bir kökenden gelebilecekleri hakkında bilgi verir.  Biyokimyasal ve Fizyolojik Veriler Evrimsel açıdan birbirine yakın canlılardaki protein yapılarında benzerlikler görülebilmektedir.

11  Morfolojik Veriler Canlılarda organlar homolog (kökendeş) ve analog (görevdeş) olmak üzere ikiye ayrılır. Morfoloji homolog organlar arasındaki benzerlikleri evrim açışından inceler.Yapılan araştırmalarda birbirleriyle genetik olarak benzer canlılardaki homolog organlar arasında benzerlikler görülebilmektedir.

12 Canlılarda bulunan bazı organlar ise zamanla görevini yitirerek körelmiştir.Örneğin insanda yirmi yaş dişi, kör bağırsak yılanın akciğerlerinden biri ve atlarda parmakların körelmesi verilebilir.  Sistematikten Elde Edilen Veriler Bugünkü sistematik biliminde sınıflandırmanın esasını akrabalık, morfolojik benzerlik oluşturmaktadır.Ve canlılar belirli bir hiyerarşik düzene göre gruplanır.  Evcilleştirme İle İlgili Veriler Uzun zamandan beri insanlar değişik hayvan ve bitkileri seçmiş ve beslemişlerdir.Bugün insanlar birçok bitki ve hayvan türü arasında melezleme yapabilmektedir.Melezleşen canlıların çiftleşip verimli döller verebilmesi onların genetik akrabalıklarını kanıtlar.

13  Parazit Enfeksiyonlarından Elde Edilen Veriler Parazitlerin fizyolojik olarak özelleşmiş ortamlarda yaşarlar. Örneğin domuz tenyası insanda, bağırsak tenyası ise domuzda hastalık yapamaz.Bu iki bağırsak türü genetik akrabalıklarına rağmen uyum sonucu farklılaşmışlardır.  Sitoloji ve Genetik Bilimlerinden Elde Edilen Veriler Canlıların tamamı hücresel yapılardan oluşmuştur. Hücredeki organellerin görevleri yönünden büyük benzerlikler vardır.Bu benzerlikler onların kökenleri hakkında ipuçları verir.  Biyocoğrafyadan Elde Edilen Veriler Biyocoğrafyaya göre canlılar yeryüzüne tek bir noktadan ve bir defada ortaya çıkmıştır.Farklı çevre şartlarında farklı bitki ve hayvan türleri bulunur.Bazı durumlarda aynı iklim şartlarında farklı canlılar bulunabilir.Belli ekolojik kurallarla ifade edilen özellikler türler arasındaki farklılaşmayı gösterir.Bu kurallar şunlardır :

14 a) Allen Kuralı Soğuk iklimde yaşayan memeli ve kuşların üyeleri,vücut çıkıntıları sıcak iklimdekilerine göre daha küçüktür.Bu uyumun nedeni vücut sıcaklığını yüzey azaltılarak korumaktır. b) Bergman Kuralı Memeli ve kuşların içerisinde akraba gruplarında sıcak bölgelerdekiler soğuk bölgelerdekilerine göre küçük vücutludur.Bunun sebebi vücut büyüdükçe yüzey/hacim orantısı küçülmektedir.Vücut sıcaklığı hacimle doğru yüzeyle ters orantılıdır.Soğuk bölgede yaşayanlar hacimlerine oranla ekvatora yakın bölgelerde yaşayan diğer akrabalarından daha az yüzeye sahiptir.

15 c) Dollo Kuralı Evrimsel gelişmenin ileriye yönelik olduğu sistemler olduğunu savunur. d.Cupe Kuralı Evrimsel gelişim sırasında omurgalı hayvanlar vücutlarını büyütme eğilimindedirler. Bunun nedeni vücudun büyümesi çevresel bağımlılığı azaltmasıdır. e.Gloger Kuralı Bazı kuş ve memeli türleri sıcaklığın düşük olduğu bölgelerde açık renkli iken, sıcaklığın yüksek olduğu bölgelerde koyu renklidirler.Bu da kutuplardaki hayvanların bölgeye daha iyi adapte olmasını sağlar. Evrim Teorisini temelini oluşturan görüşlere sahip iki bilim adamı Lamarck ve Darwin’dir.

16

17

18

19 1) Lamarck’ın Evrim İle İlgili Görüşleri Canlıların evrimiyle ilgili ilk düşünceleri sistemleştiren Lamarck’tır. Lamarck yayınladığı “zoolojinin felsefesi” isimli kitabında şu görüşlere yer vermiştir: Eğer bir vücut uzvu tekrar tekrar kullanılırsa gelişir, kullanılmazsa körelir yada zayıflar. Örnek olarak haltercilerin kas yapısı verebiliriz. Lamarck’a göre çevrenin etkisiyle kazanılmış davranışlar nesilden nesile aktarılabilmektedir. Örnek olarak zürafaların beslenmek için yaptıkları hamleler sayesinde ön ayakları ve boyunları uzamıştır.Ve bu özellik nesilden nesile aktarılmıştır. Lamarck’ın görüşlerinden esinlenen Weismann farelerin kuyruklarını 20 döl boyunca kesmiş fakat 21. dölde bile kuyruklu kurbağalar olduğunu görmüştür. Bu gün artık,çevre etkisiyle bireyde meydana gelen değişimler (modifikasyon) sadece o canlıyı etkileyebildiği ve diğer nesilleri etkilemediği bilinmektedir.

20 2) Darwin’in Evrim İle İlgili Görüşleri Darwin ‘in evrimle ilgili görüşleri Atlas Okyanusunda bulunan birçok değişik yere yaptığı 5 yıl süren inceleme gezisiyle başlamıştır.Özellikle hayvan ve bitki türleri bakımından oldukça zengin olan Galapagos Adaları Darwin için ilham kaynağı olmuştur. Gözlemlediği canlılardaki farklılıkları ve bu farklılıkların nasıl meydana geldiğini merak etmiştir.Darwin yaptığı gözlemler neticesinde şu sonuçlara varmıştır.  Türlerin sayıları ve özellikleri sabit olmayıp, uzun zaman aralıklarında değişim geçirmektedirler.Darwin bu düşünceye gezide yanına aldığı aynı türe ait farklı ırk olan canlıları çaprazlayarak elde ettiği sonuçlar neticesinde varmıştır.Örneğin değişik güvercin türlerini çiftleştirerek farklı güvercinler elde etmiştir.  Darwin yaptığı bu gözlemlerden istenilen özellikteki canlıların çiftleştirilmesiyle istenilen özellikte canlıların meydana gelebileceği sonucunu çıkarmıştır. Buna seçilim (seleksiyon) denir.

21 Darwin insanlar tarafından kısa zamanda yapılan bu seçilimin doğada daha yavaş olduğu düşünmüştür.Buna doğal seleksiyon denir. Darwin doğal seçilimle ilgili şu fikri ortaya atmıştır: “ Doğadaki sınırlı kaynakları kullanma bakımından popülasyonu oluşturan bireyler arasında yaşamı sürdürmek için sürekli bir mücadele vardır.Bu mücadelede üstün gelenler yaşamlarını sürdürerek gelecek kuşaklara kalıtsal özelliklerini aktarırlar.Diğerleri ise bu mücadeleyi kaybederek doğal seçilim sonucu ortadan kalkarlar.” “ Bir popülasyondaki bireylerin sahip oldukları kalıtsal varyasyonlara bağlı bazı özellikler, popülasyon içinde o bireylere diğerlerine oranla çevresel kaynakları daha etkin kullanma daha iyi yaşam sürme ve daha iyi üreme avantajı sağlar. “ Canlılar belirli bir çevreye uyum sağlayacak şekilde meydana gelmişlerdir. Bu uyum özelliklerini kazanmalarına adaptasyon denir. Örneğin Örneğin kutup ayıları renk itibariyle kutup bölgelerinde yaşamaya adapte olmuştur

22

23 HAYATIN BAŞLANGICI İLE İLGİLİ ÖRNEK SORULAR 1.

24 2.

25 3.

26 4.

27 5.

28 6.

29 Himalaya tavşanlarında kuyruk, kulak ve ayak uçları siyah, vücudun diğer kısımları beyaz renklidir. Bir deneyde, bir Himalaya tavşanının sırt bölgesindeki bir alan tıraş edilip bu kısma buz yastığı konmuştur. Bu bölgede yeni çıkan kılların siyah olduğu görülmüştür. Deneyin bundan sonraki aşamalarında: I. Yukarıda sözü edilen tavşan, sırt bölgesinde çıkan siyah kıllar tıraş edildikten sonra, doğal ortama bırakıldığında bu bölgede tekrar beyaz kılların çıkması II. Başka bir tavşanın sırt kılları tıraş edilip bu bölgeye sıcak yastık uygulanması sonucunda bölgede beyaz kılların çıkması III. Sırtında siyah bölge oluşturulan başka bir tavşanın doğal üreme ortamında üremesiyle oluşan yavruların kıl renklerinin Himalaya tavşanlarının normal kıl renklerinde olması durumunda, bunlardan hangileri modifikasyon kanıtı olarak kullanılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III 7.

30 8.

31 9.

32 10.


"HAYATIN BAŞLAGICI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER I. Hayatın Başlangıcı İle İlgili Görüşler Dünyanın tahmini olarak 5 milyar yıl önce meydana geldiği düşünülmektedir." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları