Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SINIF YÖNETİMİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SINIF YÖNETİMİ."— Sunum transkripti:

1 SINIF YÖNETİMİ

2 Sınıf Yönetimi: Sınıf içi etkinlikleri etkili bir biçimde düzenleyip sürdürebilme ve öğrenci davranışlarına rehberlik edebilme becerisi olarak tanımlanır.

3 Sınıf Yönetimi: Öğretmen ve öğrencilerin çalışma engellerinin en aza indirilmesi, öğretim zamanının uygun kullanılması ve öğrencilerin derse etkin katılımının sağlanması olarak da tanımlanır.

4 Sınıf Yönetimi: Önceleri sınıf yönetimi istenmeyen öğrenci davranışları üzerinde kontrolü ifade etmekteydi. Bu yöntemde öğretmenler zamanlarının çoğunu sınıf disiplinine ayırıyorlardı. Öğretmenler öğretme zamanı bulamamaktan şikayet ediyorlardı. Günümüzde sınıf yönetimi öğrenmeyi sağlayıcı sınıf ortamının sağlanması ile açıklanmaktadır.

5 SINIF YÖNETİM YAKLAŞIMLARI
1. Geleneksel Yaklaşım: Öğretmenin tek başına belirlediği sınıf kurallarına öğrencilerin sorgulamadan uymaları beklenir. Öğretmen bilgi aktarır, öğrenci ezberler. 2. Tepkisel Yaklaşım: Sınıf içinde oluşan istenmeyen durum ya da davranışların değiştirilmesi amaçlanır. İstenmeyen davranış ortaya çıktığında hemen tepki verilmesi söz konusudur. 3. Önlemsel Yaklaşım: Öğretmenin sınıfta ortaya çıkabilecek istenmeyen durum ya da davranışları önceden kestirerek önlemler almasını içerir. 4. Gelişimsel Yaklaşım: Öğrencilerin fiziksel ve ruhsal gelişim düzeyleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen sınıf yönetimi yaklaşımıdır. Kurallar seçilirken bu ilke göz önünde bulundurulur. 5. Bütünsel Yaklaşım: Sistem yaklaşımı olarak da bilinir. Yerine göre tüm yaklaşımların kullanılmasıdır. Ayrıca bu yaklaşımda çevrenin sınıfa etkisi göz önünde bulundurularak okul, aile ve arkadaş çevresi de dikkate alınır.

6 SINIFTA DİSİPLİNİ SAĞLAMA
Öğretmenin sınıfta disiplini sağlaması iki başlık altında ele alınabilir. Bunlardan biri sorun ortaya çıkmadan önce alınacak önlemler diğeri ise sorun ortaya çıktıktan sonra nasıl tepki gösterileceği ile ilgilidir.

7 Disiplin Sorunu Çıkmasını Önleyici Yöntemler:
Önleyici yöntemler, öğretmenlerin istenmeyen veya sınıf düzenini bozucu davranışlar meydana gelmeden önce aldıkları önlemlerdir. Olumsuz davranışların henüz daha oluşmadan önlenmesinde veya en aza indirilmesinde rol oynayan yöntemlerden bazıları şunlardır: 1. Planlı çalışmak: 2. Akıcı etkinlik: 3. Tutarlılık: 4. Öğretmen Kontrolü: 5. Öğrencilerle iletişim: 6. Kuralları belirlemek:

8 Disiplin Sorunu Çıkmasını Önleyici Yöntemler:
1. Planlı Çalışmak: Yapılacak çalışma planıyla sınıf içinde oluşacak karmaşıklıklar önlenebilir ve öğretmen sınıftaki zamanını daha etkili kullanabilir. Planlı çalışmada, ihtiyaç duyulan materyaller zamanında sağlanır, öğretme-öğrenme sürecinde öğrencilerin neyi, nasıl, ne zaman, ne kadar yapacakları belli olur. Öğretmen nasihat eden kişi olmaktan çok planı üzerinde yoğunlaşır.

9 Disiplin Sorunu Çıkmasını Önleyici Yöntemler:
2. Akıcı etkinlik: Öğrencilere hiçbir şey yapmadan geçirebilecekleri birkaç dakika bile süre tanınmamalıdır. Örneğin; sınıfa girer girmez tepegözle bir matematik problemi tanıtan bir öğretmen, öğrencilere susun, derse başlıyoruz gibi uyarılarda bulunmak zorunda kalmayacaktır.

10 Disiplin Sorunu Çıkmasını Önleyici Yöntemler:
3. Tutarlılık: Öğrenci göstermesi istenilen davranışlar konusunda öğretmenin tutarlı olduğunu bilirse öğretmenin iyi disiplin sağlama şansı daha fazla olur. Tutarlılık, sınıf ve okul kurallarının uygulanmasında çok önemlidir.

11 Disiplin Sorunu Çıkmasını Önleyici Yöntemler:
4. Öğretmen Kontrolü: Sınıfta neler olduğunun farkında olmak , önlemek için oldukça önemlidir. Dikkatli bir öğretmen, yardıma ihtiyacı olan öğrencileri fark edip onlara yardım eder ve öğrenci davranışlarını yapıcı şeylere yönlendirip istenmeyen durumların ortaya çıkmasını engeller. İyi kontrolün göstergeleri şunlardır: a) Yalnızca yakındaki öğrencilere değil, sınıftaki tüm öğrencilere bakmak b) Sınıf çalışması sırasında sınıfı dolaşmak ve her bir öğrencinin ilerleyişini kontrol etmek c) Öğrencilere kısa yardımlarda bulunmak d) Öğrencilerle göz teması kurmak

12 Disiplin Sorunu Çıkmasını Önleyici Yöntemler:
5. Öğrencilerle iletişim: Öğretmenin öğrencilerle kurmuş olduğu sözlü-sözsüz iletişim davranışları öğrencinin kişiliği ve okul başarısı üzerinde etkili olmaktadır. Öğretmen öğrencileriyle ilişkilerinde olumlu bir durum yarattığı zaman öğrencilerin daha girişimci oldukları, problemleri çözmek için daha fazla çaba gösterdikleri ve öğrenmeye ilişkin motivasyonlarında önemli bir artışın meydana geldiği görülmektedir. Bununla birlikte iletişim zayıflığı istenmeyen davranışların ortaya çıkmasına kaynaklık eder. Öğrenci rolünün sadece sınıfta sessizce oturmak ve öğretmeni dikkatle dinlemek olarak belirlendiği ve öğrencilerin bir iletişim ögesi olarak algılanmadığı ve tek yönlü iletişimin esas alındığı sınıflarda, öğrencinin dikkat süresi ve motivasyonu düşer, istenmeyen davranışlar ortaya çıkabilir.

13 Disiplin Sorunu Çıkmasını Önleyici Yöntemler:
6. Kuralları belirlemek: Sınıf içinde istenmeyen davranışları önleyici en önemli tedbir kurallar oluşturmaktır. Uzun uzun öğütler vermek, nasihat etmek, öğrencileri suçlu hissettirmek öğrenciler arasında kızgınlık ve düşmanlık duygularını güçlendirir. Öğretmen basitçe ve nazikçe kuralı ve bozulduğunda doğuracağı sonuçları açıklamalıdır. Öğretmen öğrencilere kurallara neden ihtiyaç duyulduğunu bir tartışma ortamı içinde anlatmalıdır. İhtiyaç kalmayan bir kural gerektiğinde atılmalı ya da değiştirilmelidir. Öğrencilere kuralları kendilerinin oluşturmaları için fırsatlar tanınmalıdır. Öğrenciler oluşturdukları kuralları sahiplenirler, uygularlar ve ihlal edildiğinde kendilerine uyarıda bulunurlar. Genel ve kesin kurallar bir liste halinde belirtilebilir. Sınıf kurallarına örnek olarak; a) Bir şey sorulduğunda parmak kaldırmak b) Konuşmadan veya kalkıp gitmeden önce izin almak c) İtme, vurma, yaralama ve benzeri davranışlar için yasaklara uymak d) Kitap, defter, kalem ve benzeri ile sınıfa hazır olarak gelmek e) Başkaları konuşurken dinlemek vb.

14 Disiplin Sorununa Tepki (müdahale) Yöntemleri:
Öğrenci davranışlarını denetleme yöntemleri; hiçbir tepki göstermemekten, fazla süre ve çaba gerektiren büyük müdahalelere kadar değişir. Öğretmenler tarafından sorun olan davranışa karşı gösterilen tepkilerin çoğu oldukça kısa ve sıradan bir gözlemci tarafından fark edilemeyecek türden kısa süreli tepkilerdir ve genellikle sözsüzdür. Bu tür tepkiler daha çok öğretmenin kesilmesini istemediği ve öğrencilerin dikkatlerini derse odakladıkları durumlarda kullanılır. Bunlar; 1. Görmezlikten gelmek 2. Fiziksel yakınlık 3. Göz teması ve sözsüz uyarıcılar kullanmak 4. Yeniden yönlendirmek 5. Vazgeç ifadeleri ve uyarılar kullanmak

15 Disiplin Sorununa Tepki (müdahale) Yöntemleri:
Bu yöntemlere ek olarak istenmeyen davranışlarla uğraşırken başka seçeneklerde kullanılabilir. Bazen istenmeyen davranışların uzun sürdüğü, yoğun olduğu ve sınıf etkinliklerini bölme ihtimallerinin yüksek olduğu durumlarda öğrencilere gösterilecek tepkilerin ceza içermesi ihtimali daha fazladır. Diğer müdahale türleri şunlardır: 6. Güçlü vazgeç ifadeleri kullanmak 7. Öğrenciyi yalnız bırakmak veya yerini değiştirmek 8. Sözel azarlama veya mesajlar vermek 9. Eleştirmek 10. Sessizlik zamanı vermek 11. Kısa ara vermek 12. Ceza vermek 13. Mantıksal sonuçlar çıkarmak 14. Öğrenci ile bireysel konuşmak 15. Problemi tanımlamak ve çözmek

16 SINIF YÖNETİMİ VE DİSİPLİN
Disiplin Modelleri Disiplin kavramı ceza kavramı ile eş tutulmaktadır. Ceza yıkıcı davranışa tepkidir. Disiplin yıkıcı davranış ve bundan doğan tepkiyi önlemek içindir. Problemi önlemek için ne yaptığımızın yanında problem doğduğunda ya da oluştuğunda ne yaptığımızla da ilgilidir. Başlıca disiplin modelleri şunlardır;

17 1. Davranış Değişikliği Modeli:
Davranışların çevre tarafından ödül ve ceza yoluyla öğrenildiği görüşü üzerine temellendirilmiştir. Bu modelin esası doğru davranışlar sonunda pekiştireç vererek bu davranışların yapılma sıklığını artırmaktır. İyi öğrenciler kurallara uyan ve ödül alan öğrencilerdir. İstenmeyen davranış gösteren öğrenci ise cezalandırılır.

18 2. Glasser Modeli: Glasser, iyi bir disipline gerçek terapi demeyi uygun bulur. Gerçek terapi görüşüne göre, bireylerin sorunları sevilme ve değer verilme ihtiyaçlarının karşılanamamasından kaynaklanmaktadır. Bu ihtiyaç eksikliği bireylerin olumsuz davranışlar göstermesine ve bireyin çevresindeki gerçek dünyaya yabancılaşmasına neden olur. Glasser’e göre, öğrencinin olumsuz davranışlarından öğretmen sorumludur. Öğretmen olumsuz sınıf koşullarını değiştirerek öğrencileri başarılı kılacak koşullar yaratmalıdır. Ayrıca öğretmenin öğrencilerin doğru davranışları seçmesine yardımcı olması gerekir. Sınıfta gerçeklik terapisinde temel strateji öğrenci ile iletişim kurmak ve ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olmaktır.

19 Glasser’in davranış değiştirme amacıyla önerdiği en önemli teknik, problem çözme yaklaşımıdır. Bu süreç yedi basamaktan oluşmaktadır: Birinci aşama : Öğrencilerle ilişki kurmak. problem çözmeye başlamadan önce, öğrenci ile sıcak, kişisel ilişki kurulması gerekir. İkinci aşama : Davranışa odaklanma. Öğrenciden yaptığı davranışı tanımlaması istenir. Yaptığı davranışın farkında olma davranış değiştirmenin ilk koşuludur. Üçüncü aşama : Öğrenci davranışını değerlendirmelidir. Dördüncü aşama : Sorumluluğu kabul etmek. Öğrenci davranışının olumsuz olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini kabul etmelidir. Beşinci aşama : Bir plan geliştirmek. Bu aşamada plan geliştirilerek öğretmen ve öğrenci planın uygulanmasında üstüne düşen görevleri yapar. Altıncı aşama : Öğrencinin izlenen planla özdeşleşmesini sağlamak. Altıncı ve yedinci aşamalar izleme sürecini içerir. Öğretmen ders içinde öğrenciyi gözlemeli ve planı uygulayıp uygulamadığına bakmalıdır. Yedinci aşama : Bu aşama plan işlemezse gereklidir. Plan işlemediği zaman öğrenci cezalandırılmamalı, ancak özür de kabul edilmemelidir. Öğrenci ile ilk üç aşama kısaca tekrarlandıktan sonra, planın niçin işlemediği konuşularak önlemler alınmalı ya da yeni plan üretilmelidir.

20 3. Kounin Modeli: Kounin modelinde dalgalı etkileri ve grup idaresini önerir. Öğretmenin sınıfta hatalı bir davranışta bulunan öğrenciyi yakaladığında ve davranışı düzelttiğinde, bu durum o öğrencinin yakınındaki diğer öğrencileri de etkilediğini belirtir. Buna dalgalı etki denir. Öğretmen istenmeyen davranışta bulunan öğrenciyi ve davranışı belirlemeli, istenmeyen davranışın yerine hangi davranışın olması gerektiğini belirtmelidir. Bu modelde sert tepkiler önerilmez. Öğretmenlere bir problem karşısında gereksiz uğraşlardan çok dersleriyle ilgilenmeleri, etkinlikleri değiştirmeleri ve öğrencilerin derse etkin katılımını sağlamaları önerilir.

21 4. Öğretmen Etkinlikli Model:
Bu modeli geliştiren Gordon, öğretmenlerin anlayışlı tavırlarıyla istenmeyen davranışların azalabileceğine inanır ve savunur. Sorunların çözümü için problemin kaynağının bulunması gerektiğini belirtir. Gordon Yöntem III dediği “kaybeden yok” yönteminde öğretmen ve öğrenci her iki taraf için kabul edilebilecek ve hiçbirinin kaybetmeden kazanacağı bir çözüm üretme yolundan söz eder. Gordon’a göre hiç kimsenin bir başkasıyla baş etmek zorunda kalmayacağı yeni yollara ihtiyaçlar vardır. Bu yöntem, sorunun özünü araştırmaya ve onu iyileştirmeye yöneliktir. Öğretmen-öğrenci çatışmasında her iki taraf soruna çözüm getirebilmek amacıyla başbaşa verirler ve çeşitli çözümler üretirler. Bu çözüm önerilerinden her iki tarafın ihtiyacına cevap verebilecek birini seçerler. Kazan-kaybet yönteminde, öğretmen kazanır, öğrenci kaybeder. Çatışma sürecinde, öğrenci, öğretmenin sunduğu seçeneği kabul etmek zorundadır. Kaybet-kazan yönteminde öğrenci kazanmakta öğretmen kaybetmektedir. Kazan-kazan yönteminde hem öğretmen hem de öğrenci kazanmaktadır.

22 5. Canter Modeli: Canter, ilk olarak otorite kurmayı göz önüne alır. Otorite kurmanın öğretmen için gerekli olduğunu savunur. İddialı, idealist öğretmenin sağlam bir otorite kurmasının öğrenciler için şart olduğuna inanır. Bu klasik yöntemle öğütler vererek öğrencilerin uygun davranış göstermeleri ve itaat etmeleri sağlanır. Kurallara uyan öğrencilere ödüller verilirken, kuralları ihlal eden öğrencilere ceza verilir.

23 6. Akıl-Sonuç Modeli: Öğrencilerin kendi disiplinlerini geliştirmeleri esasına dayanır. Kurallara uymak veya ihlal etmek mümkündür. Öğrencilere yaklaşım şekli doğru olanı belirtmektir. Bu modelde öğrencilere dünyanın gerçekleri öğretmenlerce gösterilmesi gereği vurgulanmıştır. Ancak bu yolla öğrenciler davranışlarından sorumlu olmayı öğrenirler. İstenmeyen davranışı düzeltmenin anahtarı hata yapan öğrenciyi tanımak ve derhal sorunu anlamaktır. Öğrenci akılcı sonuçlarla davranışlar hakkında bilgilendirilir ve istendik davranışlarda bulunmaları için öğrencilere yardım edilir.

24 SINIF YÖNETİMİ İLE İLGİLİ KURALLAR GELİŞTİRME VE UYGULAMA
Kural; davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke olarak tanımlanmaktadır. Sınıf açısından bakıldığında kural, öğrencilere sınıfta hangi davranışın kabul edilebilir hangi davranışın kabul edilemez olduğunu açıklayan yargı olarak açıklanmaktadır. Bir başka tanıma göre de kural, davranışa yönelik genel beklentiler ya da standartlardır.

25 SINIF YÖNETİMİ İLE İLGİLİ KURALLAR GELİŞTİRME VE UYGULAMA
Okullarda öğretmenlerden bir takım kuralları uygulamaları beklenir. Bu beklentiler, öğretmenler için sınıf içi kuralları oluşturmada büyük bir avantaj sağlar. İlköğretim okullarında hangi davranışların kabul edilemez olduğu İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 109. maddesinde ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Sınıf içi kurallar oluşturulmadan önce bu kuralların bilinmesi ve kuralların bunlara dayalı hazırlanması gerekmektedir. Aksi halde öğretmenin kendi sınıf içi oluşturacağı kurallarla genel kurallar arasında farklılıklar olabilir. Bu farklılıklar da hem öğretmen hem de öğrenciler açısından olumsuz sonuçlara neden olabilir.

26 Kuralların Belirlenmesinde Dikkat Edilecek Noktalar:
1. Sınıf kuralları okul kuralları ile uyumlu olmalıdır. 2. Kurallar öğrencilerle birlikte belirlenmelidir. 3. Sınıfta beklenen olumlu davranışlar tanımlanmalı, olumlu ifadelerle kural cümlesi haline getirilmelidir. 4. Kurallar önemli davranışları kapsamalıdır. 5. Kural sayısı az olmalıdır. İdeal kural sayısı 4-6 arasındır. 6. Kural ifadeleri, kısa ve açık olmalıdır. 7. Kurallar gözlenebilir davranışları belirtmelidir. 8. Kurallara uyma ya da uymama davranışının sonucu belirlenmelidir.

27 Kuralların Uygulanması ve İzlenmesi
Kuralların etkililiğini artırmak için kuralların tutarlı bir şekilde uygulanması ve izlenmesi gerekir. Öğrencilerin kuralları yeterince öğrenmemesi, kuralların anlaşılmaması, kurallara uyulup uyulmadığının denetlenmemesi, öğretmenin tutarsız olması, ara tatiller vb. nedenler kuralları işlevsiz hale getirebilir. Kurallara uyma düzeyini artırmak için şu noktalara dikkat etmek gerekir: 1. Tutarlı olmak 2. Model olmak 3. Kuralları hatırlatmak 4. Yaptırım uygulamak.

28 Kuralların Uygulanması ve İzlenmesi
Sınıfta daha sağlıklı ve güvenli bir ortamın yaratılması amacıyla oluşturulan kurallardan okul yönetimini haberdar etmek önemlidir. Ayrıca sınıf kurallarından okul yönetiminin haberli olması öğretmen ve okul yönetimi arasında öğrencilere karşı daha tutarlı ve kararlı davranışların sergilenmesini sağlar. Kuralların etkililiğini artırmak için öğrenci velilerinin de mutlaka kurallardan haberdar edilmesi gerekir.

29 İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN ÖNLENMESİ VE DEĞİŞTİRİLMESİ
Sorun olarak görülen davranışlar sınıf içinde diğer öğrencileri rahatsız eden, sınıf etkinliklerini bozan, okulun ve öğretmenin beklenti ve kuralları ile ters düşen ya da sınıfta karışıklık yaratan türdeki davranışlardır. Öğrencilerde görülen istenmeyen davranışlar; * Bireysel davranışlar, * Öğrencilerin arkadaşlarıyla olan ilişkisi ve * Öğrencinin öğretmeni ile ilişkisi adı altında üç başlıkta incelenebilir.

30 Bireysel Davranışlar 1. Derse hazırlıksız gelmek
2. Dersle ilgilenmemek 3. Derste söz almadan konuşmak 4. Derste başka derslere çalışmak 5. Derse geç gelmek 6. Gerçek olmayan konuşmalar 7. Başarısızlıkları için sürekli mazeret ileri sürmek 8. Sınıfta gereksiz konuşmak 9. Nezaket kurallarına uymamak 10. Sıralara yazıp çizmek 11. Argo konuşmak 12. Kişisel temizliğine dikkat etmemek 13. Kılık kıyafetine özen göstermemek

31 Arkadaşlarla İlişkiler
1. Arkadaşlarının başarısını kıskanmak 2. Arkadaşlarını öğretmenine şikayet etmek 3. Arkadaşlarına lakap takmak 4. Arkadaşlarını küçük görmek 5. Arkadaşlarını rahatsız etmek 6. El şakası yapmak 7. Başkalarının eşyasını izinsiz almak 8. Arkadaşlarıyla sağlıklı iletişim kuramamak

32 Öğretmenle İlişkiler 1. Verilen görevi yapmamak
2. Verilen ev ödevini yapmamak 3. Öğretmenine karşı gelmek 4. Öğretmenini ailesine şikayet etmek 5. Sınıfta oturma biçimine dikkat etmemek 6. Öğretmenle sağlıklı iletişim kuramamak.

33 Kontrolsüzlükten Kaynaklanan Olumsuz Davranışlar:
Hiperaktiflik, düşünmeden hareket etme, başkalarına zarar verme, ödevlerde özensizlik, kontrolsüz gülme ya da kıkırdama, ilginin kolayca başka yöne kayması, aşırı hızlı koşma, kendi ya da diğerlerinin malına zarar verme, kaba ya da müstehcen dil kullanma, dinlememe, okuldan nefret etme, yanlışlar ya da başarısızlıklarda dolayı başkalarını suçlama, diğerlerini kıyasıya eleştirme, kibirlilik, gösteriş, ilgi görme merakı, tartışmacılık, haşin tavırlar, makul eleştiriye düşmanca tepkiler, huysuzluk nöbetleri, saldırganlık gösterme, kavga etme, arkadaşlarına hükmetme ve onları kontrolü altına alma.

34 Aşırı Kontrolden Kaynaklanan Olumsuz Davranışlar:
Uç noktada utangaçlık, özgüven zayıflığı ya da eksikliği, yalnız kalma eğilimi, okul fobisi, ürkeklik, mücadeleden korkma, konuşmama, oyunlardan uzak durma, hayallere dalma, yersiz kaygılanma, öğrenmeye karşı zayıf güdü, onay ve övgüye zayıf tepki verme.

35 Olumsuz Davranışların Nedenleri
1. Sınıfın Yapısından Kaynaklanan Problemler: Sınıfta öğretmen ve öğrenci dışındaki tüm özellikler sınıfın yapısı altında toplanabilir. Bunlar sınıfın fiziksel özellikleri ve sınıfın kalabalığı olarak kabul edilebilir. Sınıfın fiziksel yapısı denildiğinde, sınıfın görüntüsü, sıraların düzeni ve oturmaya uygunluğu, ısı ve ışık durumu anlaşılmaktadır. Bu ögelerin istenilen nitelikte olmaması sınıf etkileşimini olumsuz yönde etkiler ve problem davranışların meydana gelmesine yol açar. Kalabalık sınıflarda öğretmenin sınıfın bütününü kontrol altında tutması mümkün değildir. Yeterli kontrol sağlanamadığı zaman öğrenme faaliyetlerinden uzaklaşmalar ortaya çıkabilir.

36 Olumsuz Davranışların Nedenleri
2. Öğrenciden Kaynaklanan Problemler: Bireylerin disiplin sorunlarına dair kişisel nedenleri onların yaşantılarıyla doğrudan ilişkilidir. Öğrencilerin kendi içinde gelişen disiplin sorunlarının en yaygın nedeni kendileriyle ilgili geliştirdikleri tutumdur. Öğrenciler kendilerini sevgisiz ya da yetersiz gördüklerinde, bu hislere uygun hareket edeceklerdir. Bazı öğrencilerde gelişim özelliklerinden kaynaklanan dikkati çekme ve karşı gelme isteği olabilir.

37 Olumsuz Davranışların Nedenleri
a) Öğrencinin kişilik özelliklerinden kaynaklanan problemler: Sınıf ortamında bulunan bütün öğrenciler diğerlerinden farklı kişilik özelliklerine sahiptir ve sınıf içerisinde gösterdikleri davranışların büyük bir kısmı bu özelliklerden etkilenir. Kendisine güveni zayıf olan ve kendi yeterliliğini düşük algılayan bireyler, sorumluluk yüklenmekten korkar, kendini sınıf içerisinde önemli bir birey olarak algılamaz. Başarısız olmaktan ve alay edilmekten korktuğu için faaliyetlere katılmaktan kaçınır. Hatta öğretmen sınıfta kendisine bir rol verdiği zaman heyecanlanır, rolü üstlenmemeye çabalar ve bunun için çeşitli mazeretler ileri sürer. Öğretmenler bu çocukları anlamak yerine, çoğunlukla sorumsuzlukla ve görevden kaçmakla suçlar. Bazı öğrenciler ise bunun tam tersi, aşırı aktif, kendini lider olarak gören ve sınıfı kendi hakimiyeti altına almaya çabalayan bir kişilik özelliği göstermektedirler. Bunlar, sınıf faaliyetlerinde hep kendinin merkez olarak görme ve kendi görüşlerinin etkin olmasını arzulama eğilimindedirler. Öğretmen bazı ek çalışmalarla, kendi yeteneklerini sergilemesini sağlayacak faaliyetlere yönlendirmek ve başarısını takdir etmek yoluyla bu çocukları kazanabilir. Ancak bunu yaparken diğer çocukları ihmal etmemek ve onların çabalarından ödün vermemek zorundadır.

38 Olumsuz Davranışların Nedenleri
b) Bireyin geçmiş yaşantısından edindiği değer ve davranış kalıplarından kaynaklanan problemler: Birey, aile ve sosyal çevresiyle sürekli etkileşim halindedir. Aile ve sosyal çevrenin kendine ait olan değerleri bireyde bir davranış kültürü oluşmasını sağlar. Özellikle geleneksel yapı içerisindeki gruplarda bu davranış kalıplarının dışına çıkmak dışlanmaya ve aşağılanmaya yol açar. Sınıfta en fazla karşılaşılan problemlerden biri, bireyin aile ve sosyal çevresinden edindiği değerler ve davranış kalıplarının öğrenme-öğretme ortamında kazandırılanlarla uyuşmaması ve çatışmasıdır. Okul yaşantısının ilk dönemlerine ailede kazanılan davranışlar daha etkin olur ve öğrenci bir süre okul yaşantısında bocalamalar gösterir. Daha sonra okul baskın kültür oluşturur ve çocuk en iyi öğretmen bilir yargısına dayanarak davranışlarını düzenlemeye başlar.

39 Olumsuz Davranışların Nedenleri
c) Başarı durumundan kaynaklanan problemler: Başarı ve başarısızlık öğrencinin kişisel niteliklerini ve sınıf içi davranışlarını önemli derecede etkilemektedir. Başarılı çocuklar sınıf içinde zamanlarının çoğunu öğrenme etkinliklerine ayırmayı ve dikkatlerini öğrenme faaliyetleri üzerinde uzun süre sürdürmeyi başarabilmektedir. Bundan dolayı olumsuz davranışlara yönelme eğilimi göstermezler. Başarılı çocuklar genelde ön sıralarda veya öğretmene yakın merkezi yerlerde oturmayı tercih etmektedirler. Ancak bu çocuklar daha fazla yeni bilgi ve becerilerle karşılaşma ve kendilerini yenileme ve geliştirme eğilimi içindedirler. Eğer faaliyetler öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına cevap vermez, kazandırılan davranışların önemine inanmazlar ve uygun ödüllendirme sağlanmazsa öğrenme faaliyetlerine katılma ve öğrenme çabalarında bir düşme gözlenir. Bunun sonucunda olumsuz davranışlara yönelme, okula ve öğretmene karşı olumsuz bir tutum geliştirme başlar.

40 Olumsuz Davranışların Nedenleri
d) Gelişim döneminin özelliğinden kaynaklanan problemler: Bireyin davranışları gelişim dönemlerinden etkilenmektedir. Bunun en açık ve net görüldüğü dönem ilköğretim II. kademede başlayan ergenliktir. Bu dönemde bireyler çok hızlı değişebilen duygular içinde bulunurlar. Dengesiz duygular, farklı kişilere farklı şekillerde yansır. Bu yansıma hayranlık biçiminde olabileceği gibi öfke, isyan, şiddet biçiminde de olabilir. Aynı zamanda, öğrencilerde kimlik arayışı ve kişilik geliştirmeye yönelik davranışlar ortaya çıkar ve bunlara yönelik eylemler öğrencilerde rol karmaşasına yol açar. Çetelere üye olma, tehdit, fiziksel zarar verme vb. davranışlar çoğunlukla bu dönemde görülür. Bu dönemde birey öğretmeni bir otorite olarak algılar ve otoriteyi yıkmayı bir üstünlük olarak görür. Öğretmen-öğrenci arasındaki en önemli problemler bu dönemde görülür. Öğretmen oldukça duyarlı davranmalı ve öğrencinin üzerine sertlikle gitmemelidir. Öğrencilerin olumlu üstün yönleri vurgulanarak dikkatlerinin bu yöne çekilmesi sağlanmalı ve olumlu bir iletişim içerisinde olumsuz davranışlar önlenmeye çalışılmalıdır .

41 Olumsuz Davranışların Nedenleri
3. Öğretmenden Kaynaklanan Problemler: a)Program ve öğretim stratejileri: Sorun olan davranışların belki de en önemli nedeni öğretmenin planlama ve uygulamalarla ilgili yetersiz hazırlığıdır. Öğretmenin derse ve konuya uygun olmayan öğretim stratejilerini izlemesi, öğrencilerde istenmeyen davranışların oluşmasına katkıda bulunur. Örneğin; derse zamanında başlamama, öğrencilere farklı davranma, öğretim materyallerini zamanında hazırlamama, dersi erken bitirme gibi durumlar disiplin sorunlarının kaynakları olabilir. Sınıf ortamında öğrencinin istenmeyen davranışlara yönelmesini engellemek için yapılması gereken en önemli çaba bireyin öğrenme verimliliğini, motivasyonunu ve öğrenmeye yoğun olarak ayırdığı zaman miktarını artırma üzerinde odaklaşmadır. Bunları gerçekleştirmenin en etkin yolu etkin bir öğretim tarzını kullanmaktır.

42 Olumsuz Davranışların Nedenleri
b) Düşük beklenti geliştirme: Öğretmenler çoğunlukla sınıflardaki öğrencileri çeşitli etkenlerin etkisiyle düşük ve yüksek beklentili öğrenciler olarak algılar ve onlara farklı davranışlar gösterir. Çoğunlukla yüksek beklentili öğrencilere olumlu yönde davranırken, düşük beklentili öğrencilere olumsuz yönde davranırlar. Sınıfta istenmeyen davranışlar çoğunlukla düşük beklentili öğrenciler tarafından gösterilir. Düşük beklentili öğrenciler sınıfta genel olarak pasif kalmayı tercih ederler ve akademik faaliyetlere çok az katılırlar. Bu öğrenciler, sorulan sorulara yanlış cevap vermeleri durumunda öğretmen tarafından azarlanacaklarını ve aşağılanacaklarını düşünmektedirler, çünkü öğretmenin daha önceki davranışları bunu göstermektedir. Bununla birlikte, öğretmenlerin düşük beklentili öğrencilere sorulan sorulara cevap verirken daha az zaman tanımaları, cevaplar yetersiz olduğunda daha az ipucu vermeleri ve doğru cevabı söylemeleri, daha az ödül verirken, başarısızlıklarını daha fazla eleştirmeleri onları sınıfta pasifliğe itmektedir.

43 Olumsuz Davranışların Nedenleri
b) Düşük beklenti geliştirme: Öğrenciye yönelik öğretmen beklentileri çok yüksekse, öğrenci yoğun bir baskı altında kaldığını hissedebilir ve bunun doğal sonucu olarak oldukça fazla başarısızlık yaşayabilir. Çok düşük beklenti düzeyi de öğrencilerde derslerden sıkılma, ödev yapmama rahatsızlık ve huzursuzluk davranışları gözlenmesine neden olabilir. Bu nedenle istek ve beklentilerin öğrencinin düzeyine uygun olması gerekir.

44 Olumsuz Davranışların Nedenleri
c) Öğretmen Özellikleri: Öğretmenin neşeli, mutlu, kendine güvenli, sınıftaki rahatlığı, duygusal durumu öğrencilerle iletişimde ve olumlu sınıf atmosferi oluşturmada önemlidir. Bu özelliklere sahip öğretmenlerin sınıflarında öğrencilerin istenilen davranışlara yönelmesi veya istenilmeyen davranışlardan kaçınmaları daha yüksek olmaktadır. Küçümseme, alay etme, sabırsızlık, hoşgörüsüzlük, sinirlilik, fiziksel veya sözel saldırı, öğrencilerde saldırganlık veya sessizce içerleme yaratabilir.

45 Olumsuz Davranışların Nedenleri
4. Evden kaynaklanan Problemler: Anne babaların çocuklarına birey olarak tepkileri farklılık gösterebilir. Ev içindeki ve genellikle okula da taşınan nedenlerden bir kısmı şunlardır: Anne baba arasındaki zayıf ilişkiler, anne baba ve çocuk arasındaki zayıf ilişkiler, aile bireylerinden birinin ölümü, ayrılık, terk etme, boşanma, anne babanın istenmeyen davranışları, kardeşler arasındaki rekabet ve düşmanlıktır.

46 EĞİTİMDE CEZA Ceza, öğrenci davranışlarını yönlendirme sürecinde en fazla tartışılan ve kötüye kullanılan bir uygulamadır. Cezanın öğrenci davranışlarını değiştirme konusunda uzun sürede etkisiz olduğu bilinmekle birlikte davranışlar üzerindeki geçici etkisi, bazı eğitimcileri ceza kullanmaya yöneltmektedir. Birçok araştırma, öğrenci davranışlarının iyileştirilmesi çalışmalarında daha başarılı olması için öğretmenlere, cezadan daha fazla övgü ve ödül kullanmalarını önermektedir. Ancak, övgünün de etkili bir biçimde kullanılmaması, öğrenciler üzerinde bazı olumsuz etkiler yaratmaktadır.

47 EĞİTİMDE CEZA Ceza bireyin hoş olmayan bir durumla karşılaşması sonucu meydana gelir. İki türlü ceza vardır: 1. Bireye hoş olmayan, onu rahatsız edici bir uyarıcının verilmesi sonucu oluşan ceza. Fiziksel cezalar, azarlama vb. 2. Bireyin bulunduğu ortamdan bireyin hoşuna giden bir uyarıcının çekilmesi ile oluşan ceza. Çocuğun teneffüse çıkmasına izin vermeme, notunu kırma, arkadaşlarından ayırma vb. Olumsuz etkileri nedeniyle, eğitimde mümkün olduğunca cezadan kaçınmak gerekir. Ancak çok zor durumda kalınca ceza uygulanmalıdır. Fiziksel ve çocuğun kişiliğini zedeleyici ceza asla kullanılmamalıdır.

48 Cezanın Olumsuz Yönleri Şunlardır:
1. Ceza öğrenci davranışını baskı ile durdurur, ancak olumsuz davranışın değişmesini sağlamaz. Olumsuz davranış ceza ortamdan çekilince tekrar ortaya çıkar. 2. Ceza öğrenciye doğru davranışın ne olduğunu öğretmez. 3. Ceza kaçınma davranışının gelişmesine neden olur. Ceza almaktan korkan öğrenci yalan söyler, okula gelmez, saklanır, derse katılmaz vb. 4. Öğretmen ceza verirken öğrenciler için olumsuz davranış örneği gösterir. Ceza eylemi verme sırasında saldırganlık vardır. 5. Ceza, öğrencilerin kaygı düzeyini yükselterek öğrenmeyi engeller. 6. Ceza öğrenci üzerinde kızgınlık yaratır. Okula, öğretmene ve derse karşı olumsuz tutum geliştirmesine yol açar. 7. Ceza alan öğrenci yaptığı davranışın karşılığını ödediğini düşünür ve davranışın sorumluluğunu taşımaz.

49 Ceza Verilirken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Şunlardır:
1. Ceza mümkün olduğunca az kullanılmalıdır. 2. Öğrenci uygulanmaması mümkün olmayan şeylerle tehdit edilmemelidir. 3. Öğrenciye karşı kızgınlık duyarken ceza verilmemelidir. 4. Öğrenci için olumsuz ancak öğretim için gerekli olan davranışlar ceza olarak verilmemelidir. 5. Ceza yapılan davranışa uygun olmalıdır. 6. Ceza geciktirilmemelidir. 7. Ceza verilen kişi ya da olay hakkında şüphe bulunmamalıdır. 8. Ceza öğrencinin kişiliğine yönelik olmamalıdır. 9. Ceza verilirken çifte standart uygulanmamalıdır. 10. Cezaya karar verilmişse geri dönülmemelidir

50 FİZİKSEL ORTAMIN DÜZENLENMESİ
Eğitim ve öğretim ortamlarının, öğrencilerin her yönden kendilerini rahat ve huzur içinde hissedecekleri yerler olması gerekir. Fiziksel ve psikolojik yönlerden öğrencilerin kendilerini rahat hissetmedikleri ortamlarda etkili eğitim ve öğretim gerçekleştirilemez. Öğretim ortamlarının uygun bir fiziksel düzene sahip olmasının üç genel fonksiyonu söz konusudur. 1. Öğrencilerin daha kolay öğrenmesini sağlamak 2. Öğrencileri fiziksel olarak daha rahat hissettirmek 3. Öğrencileri derslere karşı motive etmektir

51 Sınıf Ortamının Özellikleri Şu Şekilde Sıralanabilir:
1. Çok boyutluluk: Öğrencilerin, farklı yaşama biçimleri olarak sınıfa getirdiği, kökleri sınıf dışında olan bir olgudur. Öğrencilerin çokluğu ve farklılığı nedeniyle, bir tek olay bile, öğrencilerin özelliklerine göre değişen çok sonuca yol açar. 2. Eşzamanlılık: Sınıfta aynı anda birden çok şey olur. Öğretmen bir öğrenciyi dinlerken öbürünü izler, yeni bir soru düşünür, zamanı kontrol eder. 3. Anındalık-çabukluk özelliği: Kısa sürede çok sayıda olayla karşılaşmak, sınıf ortamının anındalık-çabukluk özelliğidir. Sınıftaki olaylar beklemez, anında yanıt ister. 4. Kestirilemezlik: Olayların en beklenmedik zamanlarda ortaya çıkması, sınıf ortamının kestirilemezlik özelliğidir. 5. Açıklık: Sınıf olaylarına öğrencilerin çoğu, bazen hepsi tanık olur. Gizli saklının yer alamayacağı bir ortam olması, sınıfın açıklık özelliğini oluşturur. Yanlışlar, beceriksizlikler, ortamda oluşan her şey sınıftakiler tarafından görülür. 6. Uzun sürelilik: Bütün bir dönem boyunca, her gün sınıf içinde bulunulur. Bu özellik, davranışları yönlendirici normlar ve deneyimler oluşturmak için öğretmene fırsat sağlar. Bu oluşumlar gelecekteki eylemleri etkiler.

52 Fiziksel Ortamın Değişkenleri
1.Öğrenci Sayısı: Bir sınıfta şu kadar öğrenci olmalıdır demek gerçekçi olmaz. Bu sayının belirleyicilerinden biri sınıfın düzeyidir. İlk yıllarda öğrenciler öğretmenin yardımına daha çok gereksinim duyarlar, ilgi çevreleri dardır. Bu nedenlerle ilk sınıflarda öğrenci sayısı az tutulmalı, gerekiyorsa sınıf düzeyi ile birlikte yükseltilmelidir. Öğrenci sayısının on altının altında olan sınıflara küçük, on altı ile yirmi beş arasındakilere orta, daha fazla sayıda öğrencinin bulunduğu sınıflara büyük sınıf denebilir. Sınıftaki öğrenci sayısının azlığı ile öğretmen ve öğrenci başarısı arasında ilişki bulunmuştur.

53 Fiziksel Ortamın Değişkenleri
2. Isı: Sınıf ısısının normal oda sıcaklığında olması gerekir. Sıcak ve soğuk sınıf ortamları öğrencileri olumsuz yönden etkiler. İdeal sınıf ısısının 19 C ile 21.5 C arasında olduğu kabul edilmektedir. Isının aşırı yükselmesi, fiziksel rahatsızlıklara, ilginin dağılmasına, zihnin gevşemesine yol açar. Düşük ısı, çabaları ısınmaya yöneltmekte, zihnin odaklaşmasını güçleştirmektedir.

54 Fiziksel Ortamın Değişkenleri
Işıktaki değişmelerin öğrencilerin psikolojik yapılarını etkilediği belirlenmiştir. Öğrenci sınıf ortamında tahtayı rahatça görebilmeli ve yazılanları okuyabilmelidir. Bunun için sınıftaki ışıklandırmanın uygun düzeyde olması gerekir. Işığın az veya çok olması öğretmen ve öğrencinin çalışmasını güçleştirir. Yetersiz ya da aşırı aydınlatma, gözü yorar, dikkatsizlik ve sinirliliğe yol açar.

55 Fiziksel Ortamın Değişkenleri
4. Renkler : Renkler öğrencilerin psikolojisini etkilemektedir. Sınıf duvarlarının rengi ve sınıftaki araç gereçlerin rengi, öğrenci davranışları üzerinde etkide bulunmaktadır. Her rengin kendine özgü bir dili vardır. Siyah gücü ve tutkuyu ifade eder. Mavi sakinliği ifade eder ve dinlendirici bir renktir. Yeşil güven veren bir renktir. Lacivert otoriteyi ve verimliliği simgeler. Pembe rahatlatıcı bir renktir. Sarı, geçiciliği ve dikkat çekiciliği ifade eder. Kırmızı uyarıcı bir renktir. Kırmızı rengin kan akışını ve tansiyonu yükselttiği düşünülmektedir. Sınıf duvarları boyanırken açık renkler tercih edilmelidir. Liseye kadar olan sınıflarda açık renklerden sarı, pembe ve turuncu renkleri; daha sonraki sınıflarda mavi ve mavi yeşil karışımı renk tonları kullanılmalıdır.

56 Fiziksel Ortamın Değişkenleri
5. Temizlik: Sınıfta yerlerin, duvarların, pencerelerin, sıra ve masaların, eşyaların, havanın temiz olması, sağlık, kullanım isteği, fiziksel ve düşünsel rahatlık açısından gereklidir. Öğrenciler sınıfı temiz bulmalı, temiz terk etmeyi öğrenmelidir.

57 Fiziksel Ortamın Değişkenleri
6. Gürültü: Gürültü, rahatsız edici, işitmeyi engelleyici, dikkati dağıtıcı, fiziksel ve ruhsal sağlığı bozucu bir değişkendir. Sınıf dışından gelen gürültünün engellenmesi daha güçtür, bu iş okul yapım sürecinde düşünülmelidir. Sınıf içinde gürültüyü azaltmanın temel yolu sınıf kurallarına özenle uyulmasıdır. Gürültülü bir sınıfta öğrenci söyleneni yanlış ya da eksik anlayabilir. Öğretmenin söylenenleri yinelemesi zamanı iyi kullanmasını engeller. Gürültü var diye öğretmen sesinin yükseltmemelidir. Bu gürültüyü daha da artırır. Kısa bir süre sessiz kalmak, varlığını hissettirici bir davranış yapmak veya söz söylemek yararlı olabilir.

58 Fiziksel Ortamın Değişkenleri
7. Görünüm: Sınıf ölçülerinin uyumu, tavanın basık olmaması, duvarların boyalı, badanalı, eşya ve duvar renklerinin uyumu, pencerelerin geniş, perde, çiçek, masa örtüleri albenili bir sınıf ortamı yaratmalıdır. Öğrenci sınıfta rahat bir ev ortamı bulabilmeli, sınıfa-okula isteyerek gelmelidir. Sınıf görünümünde güzellik ve uyum öğrencinin moral ve enerjisini artırır.

59 Sınıf Yerleşim Düzeni 1. Geleneksel (sıralı) yerleşim düzeni:
Eğitim sistemimizde en çok kullanılan yerleşim düzenidir. Öğrenci sıralarının dikey ve yatay bir düzene göre oluşturulduğu ve öğrencilerin birbirlerinin ensesini gördüğü bir oturma düzenidir. Bu oturma düzeninde, öğrencilerin yüzleri aynı yöne dönüktür. Sıralı yerleşim düzeninde, öğrenciler arası etkileşim çok düşük düzeyde kalmaktadır. Öğretmen merkezli öğretim yöntemlerinin uygulandığı sınıflarda kullanılır. Kalabalık sınıfların yapısına uygun bir yerleşim düzeni biçimidir. Bu düzen dinleme-not alma türü etkinlikler için uygundur. Ön sıralara doğru gidildikçe öğrencilerin birbirlerinden haberli olma düzeyi düşer, ders dışı ve bozucu davranışlara eğilimleri artar.

60 Sınıf Yerleşim Düzeni 2. Bireysel yerleşim düzeni:
Öğrencilerin sıralara ve masalara bağımlı olmadan, kendi başlarına kullanabilecekleri tek kişilik masa ve sandalyelerle sağlanabilen oturma düzenidir. Bilgisayar ve yabancı dil laboratuarları bu düzene uygun olarak oluşturulur. Bu oturma düzeninde, öğrenciler değişik şekillerde oturabilirler. Bireysel öğretim düzeni, her öğrencinin kendi hızında öğrenmesine imkan hazırlar. Bireysel öğrenmeyi ön planda tutan bir yerleşim düzenidir.

61 Sınıf Yerleşim Düzeni 3. Çok gruplu yerleşim düzeni:
Sınıf ortamında, birden fazla küçük çalışma grupları oluşturularak gerçekleştirilen sınıf yerleşim düzenidir. Öğrencinin ve dersin özelliklerine göre sınıfta değişik gruplar oluşturulabilir. Çok gruplu yerleşim düzeni, öğrencilerin yardımlaşarak öğrenmesine, liderlik özelliklerini geliştirmesine, işbirliğini, yardımlaşmayı, katılmayı, yaparak ve yaşarak eğitilmesine imkan sağlar. Kalabalık olmayan sınıflarda daha rahat uygulanabilir.

62 Sınıf Yerleşim Düzeni 4. Tek grup yerleşim düzeni:
Bu düzende sınıfın tamamı bir grup olarak ele alınır. Öğrenciler, daire, kare, köşeli U ya da V şeklinde oturabilir. Öğrenciler, öğrenme sürecine aktif olarak katılır. Öğrenci herkesi görebildiği için beden diliyle iletişim kurma dahil olmak üzere çok yönlü bir etkileşim içinde bulunur. Öğrenciler birbirinin yüzünü görür. Bu düzende istenmeyen davranışlara yönelen öğrenciler kolay belirlenir.

63 Sıraların düzenlenmesinde dikkat edilmesi gereken özellikler:
1. Sıraların etrafında öğrencinin kolaylıkla hareket edebileceği, yanındaki arkadaşını rahatsız etmeden çalışabileceği bir boş alan bulunmalıdır. Bu boş alan aynı zamanda öğretmenin öğrencilere yakınlaşmasını ve onların çalışmalarını kontrol etmesine de yardımcı olur. 2. Sıralar sınıfta kullanılan öğretim yöntem ve tekniklerine uygun olarak düzenlenmelidir. Küçük grup çalışmaları ve işbirliğine dayalı öğretim yöntemleri kullanılacağı zaman sıralar gruplar halinde birleştirilmeli, anlatım, demostrasyon gibi tüm gruba yönelik yöntemlerde, sıra, daire ve U biçimi tercih edilmelidir. 3. Sıralar öğretmenin eylem sınırları içinde olmalıdır. 4. Sıralar, öğretmen-öğrenci ve öğrenci-öğrenci etkileşimi göz önünde bulundurularak düzenlenmelidir. 5. Sıralar öğrencilerin sınıfta sunulan uyarıcıları görebilecekleri biçimde düzenlenmelidir. Öğrenci ile sunulan uyarıcı arasında hiçbir engel olmamalıdır. 6. Sıralar öğrencilerin tahta, kütüphane, çöp kutusu gibi sık kullandıkları eşyalara kimseyi rahatsız etmeden ulaşabilecekleri bir biçimde düzenlenmelidir.

64 ZAMAN YÖNETİMİ Hayatımızın büyük bir bölümünü yapmak zorunda olduğumuz işlere ayırırız. Bu nedenle kendimize, ailemize ve dostlarımıza yeterince zaman kalmaz. Etkinliklerimiz arttıkça yapacak işlerimizin sayısı daha da artar ancak buna paralel olarak zamanımız da azalır. Önemli olan çok çalışmak değil, sınırlı zamanı etkili kullanmaktır. Zamanı etkili kullanmanın yolu ve formülü zaman yönetimidir. Zaman, soyut bir kavramdır. Belli bir işi yapabilmek için ihtiyaç duyulan süre; arka arkaya meydana gelen olayların algılanması olarak tanımlanmaktadır.

65 ZAMAN YÖNETİMİ Zamanın algılanış biçimi, kültürlere ve toplumlara göre değişebilir. Geleneksel toplumlarda zaman, oldukça esnek, bitimsiz bir kaynak olarak algılanır. Oysa gelişmiş toplumlarda zaman, en ayrıntılı bir biçimde dilimlere ayrılmış, gündelik ve örgütsel yaşam buna göre düzenlenmiştir. Zamanla ilgili bazı belirlemeler şöyle özetlenebilir: 1. Zaman tasarruf edilemez 2. Zaman kiralanamaz, satın ve ödünç alınamaz 3. Zaman çoğaltılamaz 4. Zaman geri döndürülemez 5. Zaman yalnızca kullanılır.

66 ZAMAN YÖNETİMİ Zaman Yönetimi; Zamanı olabildiğince etkili olarak kullanma ve denetleme sistemi olarak tanımlanır. Bir başka tanıma göre zaman yönetimi, işlerin tamamlanması ve sonuçların zamanında alınması için çok fazla ve iyi çalışmaktır.

67 Covey’in Zaman Yönetimi:
Covey, zaman yönetimine ilişkin görüşlerini sunmaya şu soru ile başlar. “Daha sıkı, daha hızlı ve daha çok çalışmak da sorunu çözmüyorsa, ne çözebilir?” Bu sorunun cevabını verirken, yeni bir soru soruyor. “Kaç kişi ölüm döşeğinde yatarken, işyerinde daha fazla zaman geçirmeyi isterdi?” Bu sorunun cevabı, zaman yönetimine ilişkin yeni ve oldukça farklı bir anlayış getirmiştir.

68 Covey’in Zaman Yönetimi:
Şimdi birkaç saniyenizi ayırarak, yaşamınızda en çok değer verdiğiniz 3 veya 4 şeyin ne olduğunu düşününüz. Bu sorunun cevabını verdikten sonra, bir de sizin için gerçekten önemli gördüğünüz bu şeylere istediğiniz kadar özen gösterip göstermediğinizi, önem verip vermediğinizi ve zaman ayırıp ayırmadığınızı düşününüz. Burada zaman yönetimi kavramının ne olduğunu anlatan iki şeye dikkat çekilmiştir. Öncelikli olana önem verme. Bu beklentileri ifade eder ve insanı önceliklerin peşinden koşmaya doğru yöneltir. Önemli olana öncelik verme. Bu ise amaçları ifade eder ve yaşamı amaçlar doğrultusunda sürdürmeyi sağlar.

69 Covey’in Zaman Yönetimi:
Şu halde yaşadığımız hayat, bizi bazı tercihler yapmaya zorlamaktadır. Yaşantımızı bu yaptığımız tercihlere göre sürdürmemiz gerekmektedir. Yukarıdaki iki durum arasındaki tercih, yaşamın önünde yatan temel sorundur. Bu sorunun cevabı, Covey tarafından saat ve pusula karşıtlığı ile açıklanmıştır. saat, randevuları, programları, etkinlikleri vb. temsil eder. Pusula ise, vizyonumuzu, misyonumuzu, değerlerimizi, ilkelerimizi, vicdanımızı, yönümüzü temsil eder. Yani, önemli olduğunu hissettiklerimizi, yaşamımıza nasıl yön verdiğimizi simgeler.

70 Covey’in Zaman Yönetimi:
Zaman yönetimi ile ilgili temel sorun, saat ile pusula arasında bir boşluk oluştuğunu hissetmekle başlar. Daha açık bir ifade ile yaptıklarımız, yaşamımızdaki en önemli şeylere katkıda bulunmadığında, zaman ve zaman yönetiminin ne olduğu daha iyi anlaşılır. Bu boşluğu hissettiğimizde eyvah deriz. İnsan hayatında eyvahlar ve keşkeler ne kadar çok ise zaman da o kadar kötü kullanılmış ve yönetilmiştir. Bu acıyı Covey şöyle açıklamıştır. Hayatta başarı merdivenlerini tek tek çıkarız. Ancak en üst basamağa çıktığımızda aniden merdivenin yanlış duvara dayalı olduğunu görürseniz ne hissedersiniz?

71 Covey’in Zaman Yönetimi:
Covey, temel insan ihtiyaçlarını fiziksel ihtiyaçlar, toplumsal ihtiyaçlar, ruhsal ihtiyaçlar, zihinsel ihtiyaçlar olarak sıralamaktadır. Bu temel ihtiyaçların karşılanması, işimizdeki ateşi alevlendirir. Böylece, insan temel ihtiyaçların karşılanması için yaşamaya çalışan varlık olmaktan kurtulup, içindeki alevi, özü ortaya çıkaracak işlere yönelir ve bu öze yakışan amaçlara ulaşabilmek için temel ihtiyaçlarını karşılayan varlıklar olarak zamanını yönetir.

72 Covey’in Zaman Yönetimi:
Zaman yönetiminin bu şekilde algılanması, insanın içindeki ateşi alevlendirir ve alevlenen bu ateş ona sinerji sağlar. Sinerji, bir gücü oluşturan güçler toplamından çok daha fazla güç elde etmek olarak tanımlanır. Zamanı yönetmek, yaşam kalitesini artırmak demektir.

73 Yaşam kalitesini artıran dört temel yeti (gizilgüç) vardır.
Öz-bilinç: Kendimize dışardan bakarak düşünce tarzımızı, hareket nedenlerimizi, geçmişimizi, alışkanlıklarımızı, eğilimlerimizi inceleme yetisidir. Bir başka deyişle öz-bilinç, aynaya bakabilmek ve kendini burada tanıyabilmektir. Vicdan: İç yönlendirme sistemimiz olarak bilinir. İlkelere aykırı hareket edip etmediğimizi, etmeyi düşünüp düşünmediğimizi anlamamıza yardım eder. Vicdan, sosyal yaşamda ahlaki değerlerin doğru-yanlış sorularıyla ilgilenir. Özgür irade: Harekete geçme yetimizdir. Akıntıya karşı yüzme, senaryolarımızı yeniden yazma, duygu ve koşullara göre değil ilkelere göre davranma gücü veren yeti olarak tanımlanır. Yaratıcı hayal gücü: Gelecekteki bir durumu gözümüzde canlandırma, zihnimizde şekillendirme ve çözebilme yetisidir.

74 Zaman Yönetiminde Temel Yaklaşımlar
1. Düzen Yaklaşımı: Bu yaklaşıma göre zaman yönetimi ile ilgili sorunlar hayatımızdaki düzensizlikten kaynaklanır. Bu düzensizlik aradığımız şeyi bulamamak ve karışıklığı getirir. Bu konuda üç alan üzerinde odaklaşmak gerekir. Nesneleri düzenlemek, görevleri düzenlemek, insanları düzenlemek.

75 Zaman Yönetiminde Temel Yaklaşımlar
2. Zamana sahip çıkma yaklaşımı: Bu yaklaşım, iş ortamının yoğun temposu ve baskısı içinde bulunan insanın kendini korumak, yeterince verimli ve bağımsız çalışabilmek amacıyla zamanına sahip çıkması üzerine odaklanmıştır. Bu konuda çeşitli teknikler vardır. Bunlar: Kendini yalıtmak, yalnız kalmak ve yetki devretmek olarak sıralanır.

76 Zaman Yönetiminde Temel Yaklaşımlar
3. Başarı yaklaşımı: Bu yaklaşımda ne istediğini bilmek ve başarmak için çaba harcamak esastır. Kısa, orta ve uzun vadeli planlama, hedef belirleme, kendinin motive etme ve olumlu bir düşünce tarzı yaratma gibi teknikleri içerir.

77 Zaman Yönetiminde Temel Yaklaşımlar
4. ABC yaklaşımı: Bu yaklaşım, başarı (hedef) yaklaşımından yola çıkarak çabaların öncelikle en önemli işler üzerine yoğunlaşması esasını getirmektedir. Eğer neye ulaşılmak istenildiği bilinirse ve çabalar öncelikle o işlere yönelirse sonuç mutluluk getirir. ABC yaklaşımında bizi önceliklerden uzaklaştıran birçok tuzak vardır. Bunlara örnek olarak acil işler, krizler, panikler, rahat ve kolay işler verilebilir. A grubuna giren işler, birinci derece önemli ve vazgeçilemeyecek işlerdir. B grubu işler, orta derecede önemlidir. Belli bir süre ertelenebilir. Ancak yerine getirilmesi gereken işlerdir. C grubu işler ise sona bırakılabilir. Yapılmaması belli bir zarar doğurmayabilir.

78 Zaman Yönetiminde Temel Yaklaşımlar
5. Teknoloji yaklaşımı: Doğru planlama, doğru takvim ve doğru bilgisayar programı gibi araçları bize yaşam kalitesi vereceği düşüncesine dayanmaktadır. Bu araçlar günlük yaşantımızda işleri planlama, öncelikleri izleme ve temel bilgilere ulaşmayı sağlar.

79 Zaman Yönetiminde Temel Yaklaşımlar
6. Beceri Yaklaşımı: Bu yaklaşım zaman yönetiminin bir beceri olduğu görüşüne dayanır. Zaman yönetiminde etkili olabilmek için şu becerilerde uzman olmamızı zorunlu kılar. Bir planlayıcı veya randevu defteri kullanma, yapılacak işler listesi oluşturma, hedef belirleme, yetki devretme, planlama ve öncelikleri sıralama

80 Sınıfta Zaman Kazandırıcı Yollar:
Etkili okullar üzerine yapılan bazı araştırmalar, söz konusu okullarda zamanın iyi örgütlenip kullanıldığını göstermektedir. Etkili öğretmenlerde sınıfta geçen süre içinde derse hazırlık, sıraların düzenlenmesi, dersle ilgili hazırlıkların yapılması, istenmeyen öğrenci davranışlarının önlenmesi, disiplinin sağlanması gibi konularda daha az, öğrenme ve öğretme etkinliklerine ise daha fazla zaman ayırmaktadır.

81 Sınıfta Zaman Kazandırıcı Yollar:
Ders öncesinde bazı hazırlıkların gerçekleştirilmiş olması, gerek öğretmene, gerekse öğrencilere zaman kazandırabilir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir: 1. Öğrencilerin dersle ilgili hazırlıklarını önceden yapması 2. Öğretmen ve öğrencilerin derse zamanında girmesi 3. Öğretmenin kendisinin zaman kullanımı konusunda öğrencilere iyi bir model oluşturması 4. Öğretmenin derse öğrenci dikkatini toplayıcı etkili bir giriş yapması 5. Derse isim okuyarak yoklama yerine başka yolların kullanılması 6. Sınıf defterinin dersin başında değil de ders sonunda imzalanması 7. Tahtaya yazılacak bazı yazıların dersten önce yazılması 8. Derste gerekli olacak araç, gereç ve eğitim teknolojilerinin dersten önce hazırlanması 9. Öğrencilerin kendi kendini denetleme alışkanlığı kazanması 10. Okul yönetimi tarafından ders zamanının kesintiye uğratılmaması

82 Sınıfta Zaman Tuzakları
Sınıfta zaman yönetimi açısından zaman tuzaklarından bazıları şunlar olabilir: 1. Sınıf dışı ortamlardaki gürültüler 2. Sınıfa ve derse geç gelen öğrenciler 3. Ders başladıktan sonra sınıftan dışarı çıkmak isteyen öğrenciler 4. Ders başladıktan sonra sınıftan dışarı çağırılan öğrenciler 5. Sınıflarda okul yönetimi tarafından okutulan duyular 6. Çeşitli nedenlere bağlı olarak sınıfta istenmeyen öğrenci davranışlarının meydana gelmesi 7. Derslerin zamanında başlayıp bitirilememesi, teneffüs ve diğer derslerden zaman çalınması 8. Derse başlangıçta, ders sırasında ve sonunda öğretmenden kaynaklanan bazı durumlar

83 Katılımınız için teşekkür ederim.


"SINIF YÖNETİMİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları