Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÇALIŞAN ÇOCUKLAR BÜŞRA İNAN ZÜMRE ÜZEL TUĞBA ÖZVEREN GAMZE KİRTİL GAMZE ÇELİK.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÇALIŞAN ÇOCUKLAR BÜŞRA İNAN ZÜMRE ÜZEL TUĞBA ÖZVEREN GAMZE KİRTİL GAMZE ÇELİK."— Sunum transkripti:

1 ÇALIŞAN ÇOCUKLAR BÜŞRA İNAN ZÜMRE ÜZEL TUĞBA ÖZVEREN GAMZE KİRTİL GAMZE ÇELİK

2 ÇOCUK KAVRAMI Psikoloji ve tıp alanında çocuk; doğumundan başlayarak ergenliğe kadarki devrede bulunan kişidir. Hukuk alanında ise belli bir yaşın altındakiler çocuk olarak kabul edilir.

3 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na göre henüz 18 yaşını doldurmamış kişiye çocuk denir. 4857 sayılı İş Kanunun 71. maddesine göre 18 yaşından küçükleri ‘çocuk’ ve ‘genç işçiler’ olarak iki kategoriye ayırmıştır. Genç işçi, on beş yaşını tamamlamamış on sekiz yaşını bitirmemiş kişiler için Çocuk işçi; on beş yaşından küçük kişiler için kullanılmaktadır.

4 ÇALIŞAN ÇOCUK KAVRAMI Çocuk işçi, sosyo-ekonomik konumları gereği esnaf ve sanatkarlar yanında, sanayi iş kolunda, tarım sektöründe maddi kazanç elde etmek ya da meslek edinmek amacıyla üretime katılan 18 ve daha küçük yaştaki kimselerdir.

5 BM Çocuk Hakları Sözleşmesinin 1. maddesine göre 18 yaşına kadar her insan çocuktur. Sözleşme tüm çocukların eşit olduğunu, sağlıklı ve yeterli beslenme hakkına sahip olduklarını, eğitim ve oyun oynama hakları bulunduğunu söylemekte, çocukların çalışmamaları, istismar edilmemeleri gerektiğine işaret etmektedir. Medeni hukukta rüşt yaşı dikkate alındığında 18 yaşını doldurmamış olan herkes küçük olarak adlandırılmaktadır.

6 Türk İş Hukuku’nda 18 yaşından küçük işçiler; çocuk ve genç işçiler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, 15 yaşını doldurmamış olanlara çocuk işçi, 15 yaşını doldurup henüz 18 yaşını doldurmamış olanlara da genç işçi denilmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) tarafından çocuk işgücü tanımında benimsenen yaş sınırı ise 15’tir.

7 Çocuk ve İşçilerin çalıştırılması Usul ve Esasları hakkında yönetmelik ise çocuk işçiyi 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamamış kişi; genç işçiyi 15 yaşını tamamlamış, 18 yaşını tamamlamamış kişi olarak tanımlanmaktadır. 18 yaşını dolduranlar Sendika Kurma Hakkına, 16 yaşını doldurmuş kişiler sendika üyesi olma hakkına sahiptirler. 16 yaşını dolduran çocuklar yetişkinlerle aynı asgari ücrete hak kazanırlar

8 Çalışan çocuk konusunda karşımıza çıkan bir diğer kavram ise ‘çırak’ kavramıdır. 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanunu’na göre ‘çırak; bir sanatı, o sanat için düzenlenen teorik öğrenim programına göre o iş yerinde öğrenmek, sanatın gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını geliştirmek amacıyla temelde iktisadi olmayan, emeğiyle ve çıraklık sözleşmesiyle işyeri sahibinin hizmetine giren öğrenci statüsündeki kişidir.’ şeklinde tanımlanmaktadır.

9 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanunu’na göre çırak olabilmek için; 13 yaşını doldurmamış olma 19 yaşından gün almamış olma En az ilkokul mezunu olma Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olma özelliklerini gerektirmektedir.

10 ÇALIŞAN ÇOCUKLAR: Fizyolojik gelişmelerini henüz tamamlamamış, eğitim çağında olması gereken küçük yaştaki çocukların ağır işlerde çalıştırılıyor olmaları, hem kendi sağlıkları hem de gelecek nesillerin ve onların oluşturacakları toplumların sağlıkları ile süreklilikleri noktasında birçok problemi beraberinde getirmektedir. Çalışan çocuklar aile bütçesine katkıda bulunmak ve bir meslek öğrenmek amacıyla genellikle sanayide, tarımsal alanda, esnaf ve sanatkarlar yanında, evde, sokakta çalışan küçük yaştaki kimselerdir.

11 UNİCEF, sokaktaki çocuklar ve sokak çocukları arasında bir ayrım yapmıştır. Sokaktaki çocuklar ya da sokakta çalışan çocuklar; ailesinden giderek daha az destek alan, ailenin geçim sorunluluğunu sokaklarda, pazarlarda çalışarak paylaşmak zorunda kalan insanlardır. Sokak Çocukları ise günlük geçim mücadelesini, ailelerinden hiçbir destek almaksızın yalnız başlarına veren sayısı sokaktaki çocuklarından daha az olan gruptur.

12 ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ: SANAYİ DEVRİMİNDEN ÖNCE: Çocukların ve gençlerin çalıştırılmasına tarihin her döneminde rastlanmaktadır. Eski çağlarda çocuk iş güvenliğinin korunmasına ilişkin hukuk kuralları mevcut değildi. Roma’da ustaya çırağı üzerinde geniş bir uslandırma yetkisi verilmekteydi. Babanın çocuk üzerindeki hakimiyet yetkisi ustaya devredilmekteydi. Ortaçağ’da çocuklar daha çok esnaf ve küçük sanatkarlar yanında çırak olarak çalıştırılmışlardır. Türkiye’de ise esnaf ve sanatkar kuruluşlarının eleman yetiştirme, işleyiş ve denetimlerini düzenleyen ahilik kurumu çocuk üzerinde etkiye sahipti.

13 SANAYİ DEVRİMİ VE SONRASI Sanayileşmeyle birlikte lonca düzeni yıkılmış ve işçi sınıfı ortaya çıkmıştır. Devletler arası rekabetin başlamasıyla birlikte üretim maliyetini azaltmak için ucuz işgücü olarak çocuklar çalıştırılmıştır. Sanayi devriminin yarattığı sonuçlar karşısında çocukların iş güvenliğinin korunmasını içeren konunlar çıkarılmaya başlanmıştır. Osmanlı toplumunda ise I. Dünya savaşı sebebiyle artan işgücü gereksinimini karşılamak amacıyla çalışanlar içerisinde kadın ve çocuk oranları artmıştır. Cumhuriyet Döneminde ise çalışan çocuklara ilişkin hükümlerin yanında okul ve çevre ilişkilerine önem verilmiş ve bölgelerin eğitim gereksinimi üzerinde yoğunlaşılmıştır.

14 ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN SEBEPLERİ Ülkemizin sosyolojik, ekonomik ve kültürel yapısı, çocuğun çeşitli nedenlerle çalışma yaşamında yer almasına neden olmaktadır. 1-Sosyolojik Nedenler a)Göç: Sosyolojik nedenler arasında başlıca etmen, köyden kente yoğun göçlerdir. Göçle kente gelen kişilerin, büyük çoğunluğu tarım sektöründe istihdam edilmediklerinden, kentsel işgücü piyasasının aradığı özellikleri taşımamaktadırlar. Bu nedenle, bu kişiler kentte iş bulamamakta, aileler ise yaşamlarını devam ettirebilmek amacıyla çocuklarını çalışma hayatına itmek zorunda kalmaktadır.

15 Eğitim: Bugün çocuğun çalışma yaşamında yer almasının bir nedeni de, ülkenin eğitim olanaklarının sınırlı olması ve eğitim sisteminin çocuğa meslek kazandırıcı niteliğinin bulunmamasıdır. 2-Ekonomik Nedenler a)Yoksulluk: Çocuk işçiliği üzerine yapılan araştırmalar ve yürütülen çalışmalar çocuk işçiliğinin ana nedenini yoksulluk olarak göstermektedir. Ailelerin yeterli bütçeye sahip olmaması ve ekonomik güçlükler, ailelerin çocuklarını okuldan alarak çalışma hayatına itmelerine neden olmaktadır.

16 b)İşsizlik: Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 Mayıs verilerine göre işsizlik oranı %8.8 olarak açıklanmıştır. İşsizliğin daha çok kentlerde ve genç yaş grubunda(15-24) yoğunlaştığı görülmektedir. Çocuğun çalışmasında aile bireylerinden anne ve babanın işsiz olmasının etkisi oldukça fazladır. c)Düşük Maliyetteki Çocuk İşgücü: İşverenlerin çeşitli nedenlerle çocuk işgücünü tercih etmeleri, çocukların çalıştırılmasında diğer önemli bir faktördür.

17 İşverenlerin Çocuk İşgücü Tercih Etmesinin Nedenleri: -Piyasa şartları -Ekonomik ve mali sıkıntılar -Küçük İşletmelerin ekonomik ve teknik imkanlarının yetersiz oluşu -Bazı ailelerin çocuklarını meslek sahibi olabilmesi için işverenlerden talepleri -Çocuğun ucuz işgücü olması -Çocukların bazı işler için uygun olmaları -Çocukların haklarını arayamamaları vb.

18 d)Tüketim Arzusu: Bu yeni anlayış daha önce var olan beceri edinmek, meslek edinmek ya da geleceğini garanti altına almak için çalışmak anlayışının yerini almaya başlamıştır. Bu durum hem çocukların hem de yetişkinlerin fazla seçici olmadan daha çok ve çabuk para kazandırıcı işlere yönelmeleri eğilimini arttırmıştır. 3-Kültürel Nedenler Zanaat öğrenmeye yönelik usta çırak ilişkisi içinde çocuğu çalıştırmak geleneksel bir anlayıştır. Ülkemizde çocukların çalışmasının yaygın olmasında toplumun geleneksel bakış açısından kaynaklanan çocuğun çalışarak adam olabileceği düşüncesi ve çalışmanın çocuk eğitimine olumlu katkılar yapacağı düşüncesidir.

19

20 Hukuksal ve Mevzuat Eksiklikleri Ülkemizde çalışma hayatını düzenleyen, 4857 sayılı İş Kanunu ve bu kanuna göre hazırlanan yönetmelikler, uluslararası mevzuat ve normlarla uyum içerisindedir. Mevzuatla ilgili en önemli sıkıntı, tarım sektöründe yaşanmaktadır. Tarım sektöründe işgücünün denetimi, 50’den daha fazla, daimi statüde, tam zamanlı işçi çalıştıran işletmelerde yapılabilmektedir. Dolayısıyla, 50’den daha az işçi çalıştıran tarım işletmelerinde işgücünün denetimi mümkün değildir. Bu nedenle, çocukların çalışma koşulları ve güvenliği açısından önemli risklere sahip tarım sektöründe, mesleki, iş sağlığı ve güvenliği açısından önlem almak durumu zorlaştırmaktadır.

21 Bir diğer sorun da Genç İşçilerin Korunmasına ilişkin Avrupa Birliği direktifi ile ilgilidir. Bu direktife göre, yetkili makamın vereceği izne bağlı olmak koşulu ile küçük çocukların kültürel, sanatsal, sportif ve reklamcılık faaliyetlerinde çalıştırılabilmelerine olanak tanınmaktadır. Bu bakımdan, 4857 sayılı İşçi Kanunu ile bu direktif arasında uyum sağlanabilmesi için on sekiz yaşını doldurmamış çocukların sinema, tiyatro, müzik, bale ve dans gibi güzel sanatlar kapsamındaki işlerle sirk, radyo, televizyon, film çekimi, reklamcılık ve modellik gibi sanatsal faaliyetlerde çalıştırılmasına yönelik düzenleme yapılması gerekmektedir.

22 Dünyada Çocuk İşçiliği Çocuk işçiliği dünya genelinde önlenmesi gereken bir sorundur. Bu sorun, yalnızca gelişmekte olan ülkelerin sorunu değildir. Çünkü gelişmekte olan ülkelerde sıklıkla görülen çocuk işçiliğine gelişmiş ülkelerde de rastlanılmaktadır. Örneğin; Güney Amerika ülkelerinden Kolombiya’da çocuk işçiliği çok yaygındır. Asya ülkelerinden Filipinler’de ağaç ve giyim sanayilerinde yapılan bir araştırmaya göre; bu sanayi kollarındaki çocukların çalışma koşullarının önemli sağlık problemleri doğurduğu tespit edilmiştir. Hindistan’da 2001 yılı nüfus sayımına göre 12.7 milyon çocuğun görünür-görünmez, kayıtlı-kayıtsız, ücretli-ücretsiz olarak tanımlanabilecek birçok farklı alanda ve farklı faaliyetlerde yer aldığı tespit edilmiştir.

23 Afrika’da kakao tarlasında çalışıp çikolatanın tadını bilmeyen milyonlarda çocuk vardır.

24 Türkiye’de Çocuk İşçiliği Çocuk işçiliği sorunu Türkiye için de önem taşıyan bir konudur. Ülkemizde çocuk işçiliğine, yoksulluk, aşırı nüfus artışı, kırdan kente göç, eğitim imkanına ulaşamama ve eğitim sistemindeki sorunlar, işsizlik, kayıt dışı ekonomi, ailelerin eğitimsizliği gibi sosyal ve ekonomik nedenler yol açmaktadır.

25 2004 yılında Türkiye’de nüfusun %25,6’sı neredeyse 18 milyonu, yoksulluk içinde yaşadığından birçok aile gelirini artırmak için çocukların işgücüne ihtiyaç duymaktadır. Çocuk işçiler çoğu zaman okulu bıraktıklarından ya da okula hiç kaydolmadıklarından dolayı onların durumlarını iyileştirme olanakları da oldukça azdır. Bu durumdaki pek çok ailenin, çocukları için istediği en önemli şey, erkek çocukları için onlara ait bir işyeri, kız çocukları için ise erken evlilik ve kendilerine ait bir evdir.

26 Çalışan çocukların büyük çoğunluğu, yılın büyük bir kısmında tarım sektöründe düşük ücretle çalışan ve bir iş bulmak için gezen göçmen ailelerden gelmektedir. Bu aileler çoğu zaman çok kötü koşullarda yaşamakta, çocukları için sağlık ve eğitim hizmetlerine erişememektedir. Sokakta yaşamaya itilen çocukların artan sayısı, şehir merkezlerinde ve büyük ilçelerde yolda, sokakta bir şeyler satmaya çalışan çocukların sayısını da arttırmıştır.

27 Ülkemizde çocuk işçiliğini önleme adına yapılan çalışmalar 1992 yılında kapsamlı bir şekilde başlamıştır. Gerek devlet ve devlet kuruluşları, gerekse sivil toplum örgütleri sorunun çözümü için koordineli bir çalışma başlatmışlardır. Nitekim Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) bu alanda çalışmalar yapan kuruluşlardan biridir. Türkiye’de çocuk işçiliği önemli bir sorundur. Çocuklar genellikle, aile çiftliklerinde, endüstride ve kayıt dışı işlerde çalışmaktadırlar. Türkiye’de çok fazla sayıda sokak satıcısı veya dilenmeye zorlanan sokak çocuğu vardır. Çocuk işçiliği azaltma çabaları devam etmesine rağmen, bunların yetersiz olduğu ve mevcut düzenlemelerde eksiklikler olduğu görülmektedir.

28 Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu, Dünya Ticaret Örgütünde(WTO) 11 Aralık 2007’de bir Türkiye raporu yayınlanmıştır. Rapor, zorla çalıştırmanın ve çocuk işçiliğinin devam ettiğini vurgulamaktadır. Türkiye, 138 sayılı Asgari Ücret Sözleşmesini 1998 yılında ve Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimleri ile ilgili 182 sayılı Sözleşmeyi 2001 yılında onaylamıştır. Kanun, 15 yaşından küçük çocukların istihdam edilmesini ve 16 yaşından küçüklerin ise günde 8 saatten fazla çalışmalarını yasaklamaktadır. Okula giden çocukların günde 2 saatten veya haftada 10 saatten fazla çalıştırılmasını yasaklamıştır. Kanun ayrıca, hiçbir insanın yaşına, cinsiyetine ve niteliklerine uygun olmayan işlerde çalıştırılamayacağını öngörmektedir.

29 TUİK 2006 Çocuk İşgücü Araştırması sonuçları 6-17 yaş grubunda ülkemizde ekonomik faaliyetlerde çalışan çocuk sayısının son 12 yılda tüm sektörlerde toplam olarak %58 oranında azaldığını göstermektedir. 18 yaşından küçükler tanımından hareketle 2011 yılında Türkiye’de 22,7 milyon çocuk vardır ve bu da nüfusun %30,3’ünü oluşturmaktadır. 2012 yılının 4. döneminde gerçekleştirilen Çalışan Çocuklar Anketi sonuçlarına bakıldığında; Çocukların %91,5’i okula devam ederken; %8,5’i okula devam etmemektedir.

30 Sayısal olarak değerlendirildiğinde 6-17 yaş grubu çocuklar için istihdamının arttığı tek sektör ’’tarım’’ olmuştur. 2006 yılında tarım sektöründe çalışan çocuk sayısı 326 bin iken, 2012 yılında bu sayı 399 bine yükselmiştir.  Son verilerin elde edildiği Çocuk İşgücü Anketinin 2012 verilerinde çocuk istihdamının olduğu tarım sektöründen sonra diğer sektörler %24,3’ü sanayi ve %31’i hizmet sektöründe yer aldığı görülmektedir. Sektör bazındaki sonuçlar, 2006 yılı sonuçları ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 8,1 puan artarken, sanayi sektörünün payı 6,6 puan ve hizmet sektörünün payı ise 1,5 puan azalmıştır.

31 Türkiye genelinde ekonomik faaliyette bulunan çocukların %79’u ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır. Kentsel alanda bu oran %24 iken, kırsal alanlarda %92’ye yükselmektedir. Bu durum, çocukların küçük yaşlardan itibaren tarımsal alanda aile gelirine ve ekonomik faaliyetlere ücret almadan katkıda bulunduklarını göstermektedir. Altuntaş’ın araştırma(2002) sonuçları çocukların birçoğunun çalışmaya erken yaşlarda başladıklarını göstermektedir. Ortalama olarak ilk çalışmaya başlama yaşının 8-10 yaş arasında değiştiği görülmektedir. Bununla birlikte henüz ilköğretim çağına gelmeden çok küçük yaşlarda çalışmaya başlayanların da azımsanmayacak oranda olduğu belirtilmektedir.

32 Türkiye’de çalışan her 100 kişiden 5’i 6-14 yaş grubu çalışan çocuklar; her 100 kişiden 14’ü 15-19 yaş grubu gençler; her 100 kişiden 18’i 6-19 yaş grubu çalışan çocuklar veya gençlerdir.

33 Çocuk ve gençlerin çalışma durumlarına ilişkin hakların korunması hususu, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Anayasamızın 50. maddesine göre, ’’Kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar’’. 1475 Sayılı İş Kanunu Madde 67: 15 yaşından aşağı çocukların çalışmaları yasaktır. Ancak, çocukların sağlık ve gelişmelerine, okul veya mesleki eğitim ve mesleğe yönelme programlarına, devamlarına yahut öğrenimden faydalanma kabiliyetlerine zarar vermeyecek nitelikteki hafif işlerde 13 yaşını doldurmuş çocukların çalıştırılması mümkündür.

34 Madde 68: Yeraltında ve sualtında çalışılacak işlerde asgari yaş haddi 18 olarak belirtilmiştir. Madde 78: 16 yaşını doldurmamış çocuklar ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz. Hangi işlerin ağır ve tehlikeli işlerden sayılacağı, kadınlarla veya 16 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını bitirmemiş çocukların hangi çeşit ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılabilecekleri Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğünde yer almaktadır.

35 Çocukların Çalıştıkları Yerler Yapılan çeşitli araştırma ve gözlemler, çocuk işçilerin daha çok eski teknoloji kullanılan işyerlerinde, düşük eğitim ve beceri gerektirmeyen işlerde çalıştıklarını göstermektedir. İş yerlerindeki sağlık ve güvenlik standartlarının düşük olması ve kötü çalışma koşullar/düzenlemeler çocukların yaşamlarını kaybetmelerine, sakatlanmalarına ya da hastalanmalarına neden olmaktadır. Tehlikeli çocuk işçiliği, Çocuk İşçiliğin En Kötü Biçimleri’nin en büyük kategorisini oluşturmaktadır. Tarım, madencilik, inşaat, imalat, hizmet sektörü, oteller, barlar, restoranlar, fast-food sanayi ve temizlik işleri gibi çok çeşitli sektörlerde tehlikeli koşullar altında çalışan, yaşları 5-17 arasında değişen tahmini 126 milyon çocuk bulunmaktadır.

36 Uluslararası Çalışma Örgütü’nün(ILO) 182 sayılı Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Sözleşmesi’ne göre en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliği: A)Çocukların alım-satımı ve ticareti, borç karşılığı veya bağımlı olarak çalıştırılması, askeri çatışmalarda çocukların zorlanması gibi kölelik ve kölelik benzeri tüm uygulamaları B)Çocukların pornografik yapılarda kullanılmasını C)Uyuşturucu maddelerin üretimi ve ticaretinde kullanılması gibi yasal olmayan faaliyetlerde kullanılmasını D)Doğası gerçekleştirildiği koşullar itibariyle çocukların, sağlık, güvenlik veya ahlaki gelişimleri açısından zararlı olan işleri kapsar

37 1.Tarım Alanında 2012 Çocuk İşgücü Anketi’ne göre, çalışan çocukların %44,7’si tarımda çalışmaktadır. Çocuklar genellikle tarım bölgelerinde ailelerine yardım amacıyla çalışmaktadırlar. Bu çalışma onların aileye yardım görevi olarak kabul edilmekte ve hukuki bakımdan da iş kabul edilmemektedir. Çocukların bir kısmı da mevsimlik işlerde başkalarının tarlalarında ucuz işgücü olarak da çalışmaktadır. Tarımda ücretli olarak çalıştırılan çocukların bir bölümü, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde aileleri tarafından tarım işletmeleri olan kişilere toplu para karşılığında mevsimlik olarak kiralanmaktadır.

38 2.Sanayi Alanında Sanayi çocuk işçilerin çalıştığı önemli bir alandır. 2012 Çocuk İşgücü Anketi sonuçlarına göre 6-17 yaş grubunda çalışan çocukların %24’ü sanayide çalışmaktadır. Sanayide çocuklar genellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışmaktadır. Bu tür iş yerlerindeki çalışma ortamı, koşulları ve ilişkileri büyük ölçeklilere göre daha sağlıksızdır.

39 Hizmet sektörü kavramı, lokanta, otel, kahvehane, mağaza, market, berber, kuru temizleme ve fotoğrafçı gibi insanlara doğrudan hizmet veren işletmeleri kapsamaktadır. 2012 Çocuk İşgücü Anketi sonuçlarına göre çocukların %31’i hizmet sektöründe çalışmaktadır.

40 4.Ev İşlerinde Çalışma ’’Ev işerinde çalışmak, temizlik yapmak, çamaşır, bulaşık yıkamak, küçük çocuklara-yaşlı ve bakıma muhtaç hastalara bakmak, yemek pişirmek, eve yakacak, su taşıma’’ gibi işler olarak tanımlanabilir. Ev işlerinde çalışan çocuklar; 1-Kendi evlerinde çalışan çocuklar 2-Başka evlerde çalışan çocuklar a)Akrabalarının yanında b)Akraba olmayanların yanında

41 Ev işlerinde çalışan çocuklar diğer işlerde çalışan çocuklara nazaran çok daha şanssız bir konumdadırlar. Zira, ev hizmetkarlarının yasal hakları bulunmamakta, yapılan işe ilişkin çalışma koşulları düzenlenmemekte ve çalışma hayatında kapalı kapılar altında kalmaktadır. Bu şekilde çalıştırılan çocukların sayısı tam olarak bilinmemektedir. Çünkü yapılan iş, geleneksel işgücü piyasası denetim mekanizmaları dışında kalan, bir tür ’’saklı iş’’ olarak tanımlanabilmektedir.

42 5.Sokakta Çalışma Sokak çocukları; sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocuklar şeklinde iki grupta sınıflandırılır. Çocukları sokakta oluş sebeplerine göre şu şekilde belirtmek mümkündür: -Sokağı mesken edinen çocuklar(sokak çocuğu ya da köprü atı çocukları) -Dilenci çocuklar -Sokak çeteleri -Başıboş çocuklar -Sokakta çalışan çocuklar

43 Çocuk İşçilerin Çalıştırılamayacakları İşler ÇSGB’nin Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinde yer alan Ek 3’e göre çocuk ve genç işçilerin çalıştırılamayacakları işler aşağıda maddelermiştir. Buna göre bu işlerden bazıları; 4857 sayılı İş kanununun 69uncu maddesinde belirtilen gece dönemine rastlayan sürelerde yapılan işler, Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya sualtında çalışılacak işler, Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliğinde 18 yaşını doldurmamış kişilerin çalışmasının yasaklandığı işler,

44 Alkol, sigara ve bağımlılığa yol açan maddelerin üretimi ve toptan satış işleri, Gürültü ve/veya vibrasyonun yüksek olduğu ortamlarda yapılan işler, Aşırı sıcak ve soğuk ortamda çalışma gerektiren işler ile sağlığa zararlı ve meslek hastalığına yol açan maddeler ile yapılan işler, Radyoaktif maddelere ve zararlı ışınlara maruz kalınması ihtimali olan işler, Fazla dikkat isteyen ve aralıksız ayakta durmayı gerektiren işler, Para taşıma ve tahsilat işleri, İş bitiminde evine veya ailesinin yanına dönesine olanak sağlamayan işler(eğitim amaçlı işler hariç)

45 Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde en önemli çevre sorunlarını yetersiz ve temiz olmayan içme ve kullanma suyu, atıkları giderme sistemlerinin yokluğu, sağlık sorunları, hava kirlenmesi, kötü barınma ve beslenme faktörlerinin varlığı oluştururken bu durum çalışan çocukları da ciddi şekilde etkilemektedir. Günümüzde artık çocuklara nasıl davranıldığı tek bir ulusun sorunu olmaktan çıkmıştır. Çalışan çocukların çalışma koşulları

46 Modern iletişim teknolojileri aracılığıyla gelişmekte olan ülkedeki çalışan çocukların durumu bütün dünyada yankı uyandırmış ve çocuklara yönelik bu sömürünün sonlandırılması için uluslararası çözüm sürecinin başlanılması kaçınılmaz olmuştur. Ancak yine de konunun sadece güncel bir konu olarak değerlendirilmesi, konuya gereken önemin verilmemesi, çözümlerde disiplinler arası yaklaşımının olmaması, yasal eksiklikler sorunların büyümesine neden olmaktadır.

47 Sokakta çalışan çocuk; aileleri, yakınları, çeşitli çıkarcı kişi veya gruplar tarafından sokak, meydan, pazar veya alışveriş merkezlerinde çalıştırılarak geçimlerini temin etmede araç olarak kullanılan çocuklardır. Sokakta çalışan coçuklar eğitimden koptukları gibi zamanla ailelerinden de kopmaktadırlar. Birçok şehirde sokakta yaşayan veya çalışan çocuklara sunulan hizmetler, çocukların madde bağımlılığından kurtarılması, çocukların ailelerine geri döndürülmesi ya da ailelerin çocuklarını sokakta çalışmaktan vazgeçmesinin sağlanması ve geçici barınma imkanlarının sağlanmasına odaklanmıştır.

48 Bazı durumlarda bu rolü sivil toplum kuruluşları ve belediyeler üstlenmiştir. Çocuklar daha çok büyük kentlerde formel sektörün yanında çeşitli faaliyetlerle genişleyen enformel sektörde çalışmaktadır. Enformel sektör kurumsallaşmamış üretim ve çalışma ilişkilerini ifade etmektedir. Enformel sektörün temel özelliği az sermaye ve yoğun emek ile üretimin yapılması ve nitelikli iş gücüne fazla gereksinim olmamasıdır.

49 Düşük ücretle çocuk istihdamı çalışan çocukların bedensel ve ruhsal açıdan sömürülmesinin yanı sıra haksız rekabete de yol açan yanlış bir uygulamadır. Çalışan çocukların büyük kısmının herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmamaları, yasal yaş sınırının altında çalışanlar açısından jak arama imkanları imkanlarına sahip olmayan bu çocuklar işsizlik riski ile karşılaşmamak için her türlü kötü muameleye boyun eğmek durumunda kalmaktadır. İşyerinde hakaret, dayak gibi kötü muamelelerle karşı karşıya kalan çocuklar gelecekte suça itilme riski de taşımaktadır.

50 Sokakta çalışan çocuklar su, balon, simit satıp, ayakkabı boyayıp, hamallık gibi sık sık iş değiştirmektedirler. Bu çocuklar uzun sürelerde çalışmakta, genellikle az para kazanmakta, yetersiz beslenmekte, ağır yük taşınmakta, çeşitli kazalara uğramaktadır. Çocuklar fiziksel ve cinsel istismara açık ortam ve koşullarda çalışmaktadır. Sokakların tehlikeli ortamlarında çalışan çocuklar sıklıkla ailesi ve okulla ilişkisi kesilerek sokak çocuğu olmaya aday önemli sayıda çalışan çocuğun olduğunu araştırmalar ortaya koymuştur.

51 ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN GELİŞİMSEL ÖZELLİKLERİ Çocuk kavramının tanımlanmasında çeşitli yaş grupları ölçü olarak kabul edilmektedir. Çünkü çocukluk döneminin bitişi hakkında kesin bir yaş sınırı yoktur. Bu nedenle tanımlamalar sosyolojik, hukuki ve siyasi bakımından farklılıklar göstermektedir. Çocuk için yaş sınırı, ülkenin gelişme seviyesine, zaman ve değişen toplumsal anlayışa göre değişebilmektedir.

52 Çocuğun korunması, yetişmesi ve eğitimi için gerekli olduğuna inanılan sürenin uzaması çocukluk dönemi yaş sınırını uzatma eğilimini artırmaktadır. Bu sebeple çocuk yaş sınırı, koruyucu mevzuatta da yukarı çekilmeye çalışılmaktadır. Çalışmaya zorlanan çocukların eğitimi, sağlığı, beden gelişimi ve kişilik gelişimlerinde problemlere yol açabilmektedir. Uzun vadede çocukların çalıştırılması verimsiz bir yatırım olarak değerlendirilir. Çünkü çocuğun en verimli olduğu dönemde okula gönderilmeyip çalışmaya zorlanması onu bir yetişkin gibi işçi kategorisine girmeye zorlamaktadır. Çalışan çocukların gelişim durumları sosyal gelişim ve fiziksel gelişim olarak 2’ye ayrılır.

53 1-SOSYAL GELİŞİM VE EĞİTİM DURUMLARI Çocukluğunu yaşayamadan çok küçük yaşta çalışma hayatına atılan çocuk ailesine ve topluma karşı yabancılık gösterecektir. Çocuğun kişiliği doğuşundan itibaren başlar,hayatı boyunca devam ederek ilişki ve etkileşimlere göre şekillenir. Çocuk inançlarını, amaçlarını ve kendisine yol gösteren yeteneklerini sosyalleştirme sürecinde geliştirir. Böylece çocuğun toplumdaki ilişki ve etkileşimleri onun kişilik sisteminin temel taşını oluşturur. Sosyalleşme sürecinde çocuğun akranlarıyla etkileşimleri ve yaşama tarzlarının geleceğini belirlemeye ve yön vermeye etkileri kaçınılmazdır.

54 Çocuklar para kazanmaya başladıklarında kendilerini öncekinden daha önemli oldukları duygusuna kapılırlar. Çok az gelirleri olmasına karşın ailelerine ekonomik açıdan yardımcı olmakta ve bunun sonucu da aile içinde onlara önem verilmektedir. Çocuk aile içinde kendisine gösterilen ilgiden çok zevk almaktadır. Kendisini aynı yaştaki çocuklardan daha büyük ve ayrıcalıklı görmektedir. Çünkü çocuk çalışma yaşamında yetişkinlerle birliktedir ve hafta sonu tatillerini nasıl geçireceği konusunda karar vermede, çalışması ve para kazanması nedeniyle çalışmayan çocuklara oranla daha bağımsızdır.

55 Bunlar çocuğa önem ve bağımsızlık duygusunu vermektedir. Bu bağımsızlık duygusunu artırmak için çocuk sık sık tutumsuz harcamalara yönelmekte, sigara ve alkol kullanma gibi kötü alışkanlıklar kazanmaktadır. Çocuklar çalıştıkları yerlerde sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar erkeklerle birliktedirler. Çocukların sosyal yaşamlarının olmayışı, sosyal ilişkilerde etkisini göstermektedir.

56 Kendisine ve oynamaya zaman ayıramayan çocuğun hayal gücü ve yaratıcılığı gelişememektedir. Çakışma sürelerinin uzaması halinde verim azalmakta, üretim kalitesi düşmektedir. Ayrıca uzun süre çalışmanın meydana getirdiği yorgunluk sonucu dikkat azalmakta ve bu durum iş kazası olasılığını da arttırmaktadır. Çocuk yaşta para kazanmaya mahkum edilen bu çocuklar erişkin gibi davranmak zorunda kaldıklarından psikososyal gelişimleri etkilenmektedir.

57 2-FİZİKSEL GELİŞİM Çocuğun çalışmaya başladığı yaş, cinsiyet, hastalığın olup olmaması, çalışma süresi, yaptığı işin türü çocuğun sağlık durumunu ve gelişimini etkilemektedir. Çocuklar ve kadınlar, çalışma ortamında bulunan pek çok faktöre karşı erişkinlere ve erkeklere oranla daha duyarlıdır. Bu nedenle iş yerlerinde bir takım tedbirlerin alınması gerekmektedir.

58 Çocuklar, çalıştıkları işyerlerinde ve sokaklarda istenmeyen davranış ve alışkanlıklara sahip olmakta, çeşitli tehlike ve istismar durumları ile karşılaşmaktadır. Çocukların çalışma ortamında maruz kaldıkları fiziksel, biyolojik, sosyal, ruhsal tehlikeler vardır. Bunlardan en fazla görülen fiziksel zarardır. Sanayi devriminin hakim olması çalışan anne-baba denetiminden uzak, zor koşullar altına itmiştir. Evin bir işyeri olduğu dönemlerde çocukların durumlarının kısmen daha iyi olduğu söylenebilir. Çünkü bu ortamda çocuklar aileleri ile birlikte ebeveynlerinin gözetiminde ve gücü oranında çalışmaktaydılar.

59 Çocuk işçiliğinin çocukların hem gelişimlerinde hem de eğitimlerindeki olumsuz etkileri kısaca şöyledir: Çocukların zihinsel, bedensel, ruhsal gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Çocukların okula devam etmelerini engellemekte, zorunlu eğitimlerini yarıda bırakmalarına neden olmaktadır. Çocukların ileriki çalışma yaşamlarında gerekli olan bilgi, beceri ve donanımdan yoksun kalmalarına neden olmaktadır. Çocukların orta ve uzun vadede üretken bireyler yerine yardıma muhtaç kişiler haline gelmelerine neden olmaktadır. Çocukların bugün ucuz emek olarak görülmeleri uzun vadede pahalı ekmek anlamına gelmektedir.

60 ÇALIŞAN ÇOCUKLAR İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Çocukların çalışmaları çocukluklarını yaşayamamaları, eğitimden uzaklaşmaları, fiziksel ve ruhsal gelişimlerini olumsuz etkilemesine ve çeşitli istismarlara uğramalarına neden olmaktadır. Çocukların çalıştırılmaları, başka bir anlatımla ekonomik istismar, çalışan çocuk istismarının en yaygın biçimidir. Çocuk istismar edildiği bugünkü yapı, çalışan çocuklar konusunun köklü bir biçimde ele alınmasını, çalışan çocukların sorunlarının çözümü yönünde yol ve yöntemler bulunması, çocuk işçiliğine karşı mücadelede rolleri bulunan kişi, kurum ve kuruluşların çabalarını yoğunlaştırmalarını gerektirmektedir.

61 Bu amaçla ilk olarak sokakta çalışan çocuklar sorunun çözümüne ilişkin, önleyici ve insan yaşamının niteliğini yükseltici politikalar ve uygulamalar gerekmektedir. Bu da eğitim ve sağlığın yaygınlaştırılması ve ulaşılabilirliğinin sağlanması ile yakından ilişkilidir. Gelir dağılımının, yoksulluğu ortadan kaldırıcı ve asgari koşullarda dahi olsa birey ve aileleri kendi kendine yeter hale getirici olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

62 AİLELERİN GÜÇLENDİRİLMESİ Sağlıklı bir birey olarak toplu hayatında yer alabilmek, ilk olarak aile içinde alınması gereken ahlaki temellere daha sonra da okullarda alınan öğrenimlere bağlıdır. Yaşlarının gereği olan imkanlardan mahrum kalmaları, toplum hayatında uyum problemlerini beraberinde getirmektedir. Bunun için öncelikle ailelerde soruna ilişkin farkındalık uyandırılmalıdır.

63 Çalışan çocuk için aile çok önemli bir noktada olduğundan dolayı çocuğun çalışma yaşamına atılması veya okula gitmesindeki önemli belirleyiciler; ailenin tutumu, çocuğa verdikleri değer, ekonomik durumu, eğitim düzeyleri, medeni durumları, toplumsal cinsiyet rollerindeki dağılım ve evdeki psikolojik ortam olarak sıralanabilir. Küçük yaşta çalışmanın beraberinde getirdiği olası riskleri bilmeyen veya değerlendiremeyen ebeveynlerin öncelikle sokağın getireceği riskler konusunda bilgilendirilmesine, bilinçlendirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.

64 Ailede çalışmayan ebeveynler varsa öncelikle onların çalışabilmesi için gerekenler yapılmalıdır. Eğer yaşı yasal açıdan uygunsa, hem ücret alarak eve gelir sağlayabilmesi hem de meslek öğrenerek hayatını kazanabilmesi için çocuğun sokaktan alınarak çıraklık sistemine dahil edilmesi sağlanmalıdır. Bu ve benzeri yaklaşımlara karşın sonuç değişmiyorsa koruyucu aile hizmetlerinden yararlanılmalıdır.

65 UNICEF de çocukları sokakta yaşamaya ve çalışmaya iten nedenler noktasında çocuklar ve aileler için çözüm önerilerinde bulunmuştur. Bunlar; Ebeveynlerin ve çocukların aile içi iletişimi geliştirmek için eğitim, beceri ve bilgiye ihtiyacı vardır. Çocukların sağlık, eğitim ve gelişim ihtiyaçlarının karşılanmasına dair hakları ailelerce ve hizmet sunanlarca korunmalıdır. Ergenlerin spor, dinlenme, eğlence ve eğitim etkinlikleri gibi, sokak yaşantısına gerçek alternatifler oluşturacak aktivitelere ihtiyacı vardır. Çocukların mevcut hizmet sunumundaki boşluklar nedeniyle gözden kaçırılmasını önlemek için daha fazla koordinasyona ihtiyaç vardır.

66 Kısaltmalar ILO; Uluslararası Çalışma Örgütü(International Labour Organization) IPEC; Çocuk İşçiliğinin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Program(International Programme on the Elimination of Child Labour) SHÇEK; Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu(Social Service and Children Protection Institution (of Turkey))

67 ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN ULUSAL VE ULUSLARARASI PLATFORMDA DEĞERLENDİRİLMESİ Birlemiş Milletler tarafından kabul edilen ‘’Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’’, ‘’BM Ekonomik ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’’ ve ‘’Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’’, Avrupa Birliği tarafından kabul edilen ‘’Avrupa Sosyal Şartı’’ çocukların korunmasına yönelik hükümler içermektedir. Kuruluşundan bu yana çocuk işçiliğini önemli bir konu olarak ele alan ILO, çocuk işçiliğine karşı mücadelede uluslararası çalışma standartlarının benimsenmesi ve uygulanmasına katkıda bulunmaktadır.

68

69 ILO’nun bu kapsamda kabul ettiği sözleşmeler; çeşitli ekonomik faaliyet alanlarına göre tespit edilen en az yaş sözleşmeleri, çocukların sağlık ve güvenliğine dair sözleşmeler ve çocukların sağlık kontrollerine dair sözleşmeler olarak sınıflandırılabilmektedir. Türkiye, ILO’nun kabul ettiği bazı sözleşmeleri imzalamış, bazılarını ise imzalamamıştır. ILO’nun sözleşmeleri kabul etmedeki temel amacı; çocuk ve gençlerin belli bir yaştan önce istihdam edilmelerini önlemek ve çalışan çocukların çalışma şartlarını iyileştirmektir. Türkiye, çocuk işgücüne yönelik alınan uluslararası kararlara hızla uyum göstermektedir. Sokak çocukları ile yapılan çalışmalarda son yıllarda sokak çocuklarındaki hızlı artışının bir tehdit oluşturmasından yola çıkılarak; ‘’Çocukları Sokağa Düşüren Nedenlerle Sokak Çocuklarının Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi’’ amacıyla 2005 yılında Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuş, komisyon çalışmalarını tamamlamış ve çözüm önerileriyle birlikte raporu açıklamıştır.

70 -Sokaklarda çalışan/yaşayan çocukların sayıları bilinmemektedir. -Çocuk işçiliğine karşı mücadelede kurum ve kuruşlar arasında koordinasyon yoktur. -Çocukların sokaklarda yaşamalarına ve çocuk işçiliğine karşı mücadelede ekonomik kaynaklar yetersizdir. -Türkiye tarafından onaylanan uluslararası sözleşmeler ulusal mevzuata tam anlamıyla yansıtılmamıştır. -Mevcut cezaevlerinin düzeni çocukların ıslahı bir yana, çocukların yeni suç teknikleri öğrenmelerine neden olmaktadır. -Bazı illerde valilikler bölgelerinde çalışan çocuklarla ilgili sorunlar olmadığını belirterek, çocuk işçiliğine karşı mücadelede yer almamışlardır.

71 Mart 2005’te yayımlanan Başbakanlık Genelgesinde, ‘’Sokakta yaşayan, her türlü madde bağımlılığına açık olan ve bir kısmının hırsızlık, gasp, kapkaç gibi olaylara da karıştığı bilinen çocukların tedavi, rehabilitasyon ve eğitimleri sağlanarak topluma kazandırılmaları ancak etkin ve kalıcı önlemlerle mümkün görülmekte, sorunun temelden çözümü için de, ulusal ve yerel düzeyde planlı ve organize uygulamaların derhal başlatılması zorunlu bulunmaktır.’’ İfadesine yer verilmiş ve bu amaçla, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun bağlı olduğu bakanlığın koordinatörlüğünde, Adalet Bakanlığı, İç İşleri Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Sağlık Bakanı’nın katılımıyla bir komite kurulmuş, ‘’kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerin belirlenmesi çalışmalarına başlandığı’’ belirtilmiştir.

72 Çocuk işçiliğine karşı ILO’nun ve ülkemizdeki pek çok kişi, kurum ve kuruluşun benimsediği gibi, etkili bir mücadele iki yönlü olarak ortaya koyulabilmektedir. Ülke koşullarında çocuklar daha uzun bir süre çalışacaklarına göre, çocukları çalışırken korumak mücadelenin ilk yönünü ve kısa vadede kısa süreli çalışmanın çerçevesini çizmektedir. Bu durumda yapılması geren, çocukların eğitim haklarına sahip çıkarak, psiko-sosyal gereksinimlerini de karşılayarak, çalışan çocukların çalışma koşullarını iyileştirmek üzere projeler geliştirmek ve bu projeleri yaygınlaştırmak, yaşama geçirmektir. İkinci yönü, çocuk işçiliğinin sona erdirilmesidir. Yapılan araştırmalar, çocukların aile gelirine katkıda bulunmak için çalışmak zorunda olduklarını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, öncelikle ailelerin gelir düzeylerini yükseltecek sosyo-ekonomik önlemler alınmalıdır. Yasal düzenlemelere uyulmasını sağlayacak olan iş denetimi, yeni yaklaşım temelinde yeniden yapılandırılmalıdır. Yeni denetim anlayışı çocuk çalıştırılması sorununa bütünsel yaklaşmalı; ekip denetimi temelinde örgütlenmeli; iş müfettişleri bu anlayışa uygun olarak eğitilmelidir.

73 DUYARLILIK VE SOSYAL SEFERBERLİĞİN ARTIRILMASI Çocuk işçiliğine yönelik çözüm önerileri; Çocuk işçiliğinin çocuk üzerindeki zararlı etkileri hakkında kamunun farkındalığının artırılması Çocukların ucuz işgücü olarak sömürülmesini önlemek için tarım sektörünün daha iyi düzenlenmesi Sokakta yaşayan çocukların sayısını azaltmak için şehir meclislerine destek verilmesi Okula dönen çocuk işçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için esnek bir müfredat uygulanması Artan erişime uygun olarak okul ve derslik sayısının artırılması Eğitim kalitesini iyileştirmek için daha fazla finansman sağlanması Çocuk işçiliğini kolayca kabullenen ailevi ve kültürel geleneklere müdahale edilmesidir.

74

75 Çocuk emeğiyle üretilmiş malların uluslararası alanda boykot edileceği gerçeğinden hareketle işverenler bu konuda uyarılmalı, bilinçlendirilmeli, ülkemizin küresel rekabette üstün olması için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerden biri de ‘’çocuk emeği kullanılmamıştır’’ etiketlemesine gidilmesidir. Zorunlu temel eğitim çağındaki tüm çocuklar okula yönlendirilmeli, bunu sağlayacak kampanyalar yapılmalı, kaynaklar harekete geçirilerek yoksul aileler ekonomik açıdan desteklenmelidir. ‘Çocuk emeği kullanılmamıştır’

76 Ayrıca bu çocuklar ; Daha iyi sağlık, daha iyi eğitim ve gelişim potansiyelini gerçekleştirme haklarından faydalanacaktır, Toplumun sosyal olarak daha yeterli, daha sorumlu ve üretken üyeleri haline geleceklerdir, Türkiye’nin kazanımları ise aşağıdaki maddeleri içermektedir. Hem çocuk işçiliği hem de uygulanan politika ve programların etkililiğini izleme kapasitesi ile anlayış gelişecektir, Çocuk işçiliğinin zararlı etkileri hakkında kamuoyu farkındalığı artacaktır, Çalışan çocukların sayısı azalacaktır, Okula devam etme oranları artacaktır, Kalkınmayı destekleyecek daha eğitimli ve vasıflı insan kaynakları artacaktır, Çocuk işçiliğini ortadan kaldırmaya yönelik 1992 IPEC anlaşmasının ilk altı katılımcı ülkesinden biri olarak Türkiye, verdiği taahhüdü yerine getirecektir.

77 Hoşgör(2009), çocuk işçiliği konusunda gelecekte karşılaşılabilecek güçlükleri ve yapılması gerekenleri değişik kesimler için şu şekilde sıralamıştır; Araştırmacılar için Araştırmacılar için -Ev içi çocuk işçileri ve mevsimlik-geçici tarım işlerinde çalışan çocukların görünür olmayan çocuk işçiliğinin önemli bir kısmını oluşturduklarına ve bu kişilerin yüksek risk grupları olarak araştırmada yeterli düzeylerde yer almamaları durumuna Türkiye İstatistik Kurumu için Türkiye İstatistik Kurumu için -Çocuk İşçiliği Araştırması çocuk işçiliğine ait sorularda yaş kategorileri yerine yaş, ayrıca kazandıklarını kime verdikleri sorularını içermesine Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF gibi uluslararası kuruluşlar için Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF gibi uluslararası kuruluşlar için -‘Çocukları okulda nasıl tutarız?’ ve ‘Okul öncesi eğitimi nasıl yaygınlaştırırız?’ sorularına cevap aranmasına Genel politika yapıcılar için ise Genel politika yapıcılar için ise -Çocuk işçiliğinin çocuk yoksulluğu ve haklar düzeyinde ele alınmasına, çocukların sadece iş gücü üzerinden ele alınmayıp hak temelli tüm konular –kadın hakları, insan hakları gibi- üzerinden ele alınmasına ve böylece ‘çocuk temelli yaklaşım’ üzerinden politika sürecinin gerçekleşmesi gerektiğine işaret etmektedir.

78 ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ ÖNLEME KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALAR Bahsedilen önerilerin yanında birçok resmi ve özel kuruluşlar il üniversiteler de bu çocuklar için projeler geliştirerek çözüme yönelik katkılar sağladıkları görülmektedir. 1992 yılından bugüne kadar IPEC çerçevesinde gerçekleştirilen faaliyetler özetlenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık Eğitim Merkezleri öğretmenleri için duyarlılık arttırma çalışmaları yapılmıştır. Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından çocuk işçiliği konusundaki önemli istatistikleri toplamak amacıyla ulusal hane halkı araştırması yapılmış, 6- 14 yaş grubu çocuklar incelenmiştir.

79 Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu İstanbul’daki üyelerini çocuk işçiliği konusunda eğitmiştir. TESK bünyesinde İşyeri Danışma ve Denetleme Grubu(İDDG) sistemini kurulmuş, üyeleri çocuk işçiliğiyle mücadele konusunda eğitilmiştir. Mersin’de çalışan çocukların ailelerini iş sahibi yaparak çocuklarını çalışma yaşamından çekmelerini amaçlayan Kendi İşini Kendin Kur programını başlatılmıştır. İnsan Kaynakları Vakfı İlköğretim müfettişlerini çocuk işçiliği konusunda eğitmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü Küçükleri Koruma Birimi, çocuklara daha iyi hizmet sunmak amacıyla kapasitesini geliştirmiştir.

80 *** Ayrıca ‘Sokakta Çalışan Çocukların Eğitime Yönlendirilmesi Projesi’ Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu(SHÇEK) tarafından 11 ilde uygulamaya konmuştur. Bu iller; Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Şanlıurfa’dır. 6.700 çocuğun hedeflendiği projede çocukların çalışma yaşamından çekilerek eğitime yönlenmeleri amaçlanmıştır. 1.000 ailenin de mesleki eğitim ve gelir getirici etkinliklere katılımı sağlanmıştır.


"ÇALIŞAN ÇOCUKLAR BÜŞRA İNAN ZÜMRE ÜZEL TUĞBA ÖZVEREN GAMZE KİRTİL GAMZE ÇELİK." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları