Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

PROGRAM GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ; 1. Felsefi temeller 2. Toplumsal Temeller 3. Psikolojik Temeller Doç.Dr. Mehmet Erdo ğ an.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "PROGRAM GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ; 1. Felsefi temeller 2. Toplumsal Temeller 3. Psikolojik Temeller Doç.Dr. Mehmet Erdo ğ an."— Sunum transkripti:

1 PROGRAM GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ; 1. Felsefi temeller 2. Toplumsal Temeller 3. Psikolojik Temeller Doç.Dr. Mehmet Erdo ğ an

2 Felsefi Temeller DOÇ. DR.MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

3 Felsefe sözcü ğ ünün kayna ğ ı nedir?  Özel bir bilgi türü olarak felsefe, Yunanca “bilgelik” ya da genel olarak “bilgi” anlamına gelen sophia ve “sevgi” anlamına gelen philia sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur.  Bu çerçevede felsefe (philosophia), bilgi ve bilgelik sevgisi, anlamına gelmektedir.  Filozof (philosophos)da bilgeli ğ i seven, bilgiyi arayan, ve ona ulaşmak isteyen kişidir.

4  Felsefi düşünce ile insan zihni “Niçin” sorusuna odaklanmakta,  Varlığı, bilgiyi ve değeri anlamaya ve temellendirmeye çalışmaktadır.

5 Bilgi Türleri Bilginin kaynağı bakımından felsefi bilgi diğer bilgi türlerinden ayrılmaktadır. Gündelik bilgi Dini bilgi Teknik bilgi Sanat bilgisi Bilimsel Bilgi

6 Felsefe Bilgisi… İnsan yaşamının ve içinde yaşadığı evrenin anlamının ne olduğu sorularının ortaya çıkardığı problemlerdir. Varlık – bilgi – değer ile ilgili sorulara yanıt arar

7 Felsefenin Alanları  Felsefenin temelinde soru sorabilme yeteneği vardır.  Ele alınan konular ve problemler, sorulan sorulara bağlıdır  Felsefenin dallarından bazıları çağlara, toplumlara ve tarihsel koşullara göre değişebilmektedir

8 Felsefenin Alanları Varlık Felsefesi (Ontoloji):  Varlık felsefesi, varlığı bir bütün olarak ve varlık olmak bakımından ele alır.  Var olmanın ne anlama geldiğini ve varlığın ilk nedenlerini araştırır.  Aristoteles tarafından ortaya konulmuştur  Varlık evrende var olan her şeyin ortak adıdır.  Varlık nedir? Varlık var mıdır? Sorularını sorar

9 Bilgi Felsefesi (Epistemoloji): Bilgi felsefesi, bilgi konusunu genel olarak ele alır;  Doğru bilginin olanaklı olup olmadığını, bilginin kaynağının ne olduğu konularını araştırır  İlk soru “bilginin mümkün olup olmadığıdır” Acaba zihindeki bilgiler nasıl meydana gelmiştir? Bilginin meydana gelmesine rol oynayan etmenler nelerdir? Akıl mı? Deney mi? Yoksa başka faktörler mi?

10 Ahlâk Felsefesi (Aksiyoloji):  İ nsanın yaşamıyla ilgili temel de ğ erleri ele alır.  İ nsanın yaşamında uyması gereken ilkeler ve erdemlerin neler oldu ğ unu araştırır.  İ nsan davranışını, olmasını gereken ve ideal olana göre de ğ erlendirmektir. İ yi – kötünü ne oldu ğ unu ve Ahlakın ne anlama geldi ğ ini Hangi eylemler ahlakidir?

11  Bilim adamları arasında bilimsel araştırma ve yöntemler açısından standart oluşmuştur  Bilimin önermeleri do ğ rulanabilir  Bilimde pratik yarar söz konusudur  Bilim varlı ğ ı tanımaya çalışırken onu parçalamakta ve varlı ğ a belli bir açıdan bakmaktadır  Filozoflar arasında araştırma ve yöntemi açısından herhangi bir standart yoktur  Felsefenin önermeleri do ğ rulanamayabilir  Felsefede böyle bir yarar yoktur; felsefe insanın bilme ve anlama merakını gidermektedir  Felsefe; bir düşünme eylemidir  Felsefe; varlı ğ ı parçalamadan onu bir bütün alarak ele alır BİLİMFELSEFE

12  E ğ itim felsefesi normla ilgili ölçütlerin oluşturulması ve amaçların belirlenmesinde yardımcı olur.  E ğ itimin temel işlevi, insanı gelişti rme ve güzelleştirmektir. Felsefenin de işlevi bir anlamda insani gelişim oldu ğ u söylenebilir. Bu durumda e ğ itimciler bir ölçüde felsefenin ortaya koydu ğ u görüşleri insanlara uygulama sorunuyla ilgilenirler.  Filozof, insanın özüne ilişkin teorik sorunlarla u ğ raşırken, e ğ itimci bu teoriyi gündelik yaşamla ilişkilendirir. Felsefe – Eğitim İlişkisi

13  Gerçekli ğ i tinsel sayan ve dış dünyayı düşüncenin yansıması olarak gören bir akımdır.  G erçekli ğ in mükemmel bir düzeni vardır ve de ğ iştirilemez; mutlak olan, gerçek olan hep aynı kalır.  İ nsanın temel görevi, aklını kullanarak bu i dealara ulaşmaktır. İ nsan ancak bu şekilde kendini gerçekleştirebilir. İ dealar, aynı zamanda mükemmel bir düzen içerisinde bulunan evreni yaratan Tanrı’yı da simgelemektedir. İ dealizm (Platon)

14  İ dealist e ğ itimin merkezinde konular, dersler, evrensel do ğ rular ve ö ğ retmen bulunmaktadır. Bu nedenle idealistler konu alanı- bilgi merkezli e ğ itim programı geliştirme yaklaşımını benimsemişlerdir.

15 Realizm  G erçek dünyanın algı veya anla ğ ımızdan (bizim dışımızda) ba ğ ımsız olarak var oldu ğ una ö ğ retisidir.  Nesnel gerçekli ğ in de ğ işmez ve mutlak oldu ğ u kabul edilince, insanın yapaca ğ ı mutlak do ğ ruya ulaşması ve bunun için aklını kullanmasıdır.  Realistlere göre e ğ itimin amacı, toplumun kültürel birikimini genç nesillere aktarmak, aklı kullanma yolunu geliştirmek ve bu sayede insanları mutlak do ğ ruya ulaştırmak ve mutlu etmektir.  Realist e ğ itimin temelinde konu alanı ve ö ğ retmen vardır. De ğ işiklikler daha çok ö ğ retim yöntemleri üzerinde gerçekleştirilir.

16 Pragmatizm – J. Dewey  Do ğ rulu ğ u ve gerçekli ğ i yalnızca eylemlerin sonucuna göre de ğ erlendiren ve yararı öne çıkaran akımdır. Başka bir deyişle, do ğ ruluk ve gerçeklik insan eylemlerinin sonuçları, başarıları ve yararlılıkları ile de ğ erlendirilmektedir.  Pragmatizme göre bütün bilgiler ve kuramlar insan yaşamını kolaylaştırmak içindir. Şu halde bir kuram ya da düşünce işe yararlılı ğ ıyla ölçülmektedir.  Pragmatistlere göre, bilimde, felsefede ve teknolojide hiçbir tanım ya da formül kesin, nihai ve de ğ işmez de ğ ildir.  Kuramdan çok uygulamayı öne çıkaran pragmatistler, de ğ işme kavramıyla birlikte ö ğ renciyi merkeze almışlardır.

17 Varoluşçuluk - Nietsche & Kierkegaard  Çıkış noktası olarak insanın varoluş sorunları gösterilebilir. Bireye aşırı vurgu yaparlar  Din, politika ve yaşama bakışlarında de ğ işik görüşlere açık (eklektik) bir anlayış sergilerler.  Varoluşçulara göre bilgi kesin ve objektif de ğ ildir. Bilgi insanın kendi yaşantısı ve tasarımlarının bir sonucudur.  E ğ itim insanın yaşantısını oluşturan tüm deneyimleri oldu ğ u gibi yansıtmalıdır.  Ö ğ retme-ö ğ renme süreci sübjektif eylemeler ve beklentiler çerçevesinde örgütlenmelidir. Bu durumda e ğ itimin hedefi, insanın kendi varoluşunu gerçekleştirmesine yardım etmelidir.

18 E ğ itim Akımları  Daimicilik (Perennilasim)  Esasicilik (Essentialism)  İ lerlemecilik (Progressivism)  Yeniden Kurmacılık (Reconstructionism)

19 Daimicilik  Daimicilik, idealist felsefeye dayanır. En tutucu e ğ itim felsefesidir.  Daimicili ğ e göre insan do ğ ası, ahlâki ilkele gerçeklik ve do ğ rular hiç de ğ işmeyen evrensel olgulardır.  Do ğ ru bilgini kayna ğ ı akıldır. İ nsan, aklı sayesinde gerçekli ğ in bilgisine ulaşabilir. E ğ itimin amacı da zaten insanın aklını etkinleştirmektir. Çünkü, insan Tanrı’dan akıl taşır. Bu durumda bir e ğ itim programı, Tanrı, insan ve evren arasındaki ilişkileri ele almalıdır.

20 Esasicilik  Esasicili ğ in kökeni realizme dayanır. Daimiciler kadar olmasa da tutucu bir özelli ğ e sahiptirler. Daimicilerin savundu ğ u ideal dünya yerine, gerçek dünyayı referans alırlar.  Esasicilerde de akıl, merkezi bir kavramdır. Başlangıçta boş bir levhaya benzeyen zihin, rasyonel bir çabanın sonucunda (deney ve gözlem) bilgiyle donatılır.  Ö ğ retmeni merkeze alan bu anlayış, ö ğ renciyi ezberci ve pasif dinleyici durumuna düşürmektedir.  Dersler, kültürel mirasın aktarılma aracıdır ve ana vurgu, aklın disipline edilmesi üzerinde toplanmıştır.  Burada okulun işlevi, gelenekselin sürdürülmesiyle sınırlıdır. Toplumsal düzenleme ve reformlara kapalıdır.

21 İ lerlemecilik  İ lerlemecili ğ in temeli pragmatizme dayanır. Esasicili ğ e bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel e ğ itimin baskıcı ve tutucu niteli ğ ine karşı daha radikal ve daha özgürlükçü bir söylem kullanmıştır.  Pragmatizmin “gerçe ğ in özü de ğ işmedir” görüşü ilerlemecili ğ in temel çıkış noktası olmuştur. Buna göre, do ğ adaki gelişme ve farklılaşma e ğ itimin betimleyici bir normu olarak kabul edilmiştir. Şüphesiz, gelişen yaşamla iç içe olan e ğ itim, do ğ al olarak ilerlemeci olacaktır.  İ lerlemeci e ğ itim sisteminin merkezinde kendi yaşantıları aracılı ğ ıyla gelişen ve ö ğ renmeyi ö ğ renen ö ğ renciler vardır. E ğ itim programlarında ise de ğ işmenin do ğ asını kavrayan, demokratik tutum geliştiren davranışlar hedeflenmiştir.

22 Yeniden Kurmacılık  Yeniden kurmacılık pragmatik felsefeyi referans almıştır. Bunalım felsefesi olarak adlandırılabilir. Bu akıma göre insanlık bir yol ayrımına gelmiştir; ya yok olacak ya da yeni bir uygarlık inşa edecektir.  Yeniden kurmacılı ğ ın merkezi kavramı de ğ işmedir. E ğ itimin görevi, toplumu sürekli olarak yeniden şekillendirmek ve kurmaktır. Aynı şekilde e ğ itimin amacı, dünya uygarlı ğ ı fikrini canlı tutmaktır.  Yeniden kurmacılık, ö ğ renci-merkezli e ğ itimi yanlış bulmuş ve toplum merkezli bir e ğ itim modeli önermiştir.

23 Toplumsal Temeller DOÇ. DR.MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

24 Eğitim; toplumsal çevrenin insan üzerinde meydana getirdiği etkilerdir (E.Durkheim) Bireyin içinde yaşadığı çevreye uyarlanması, Sosyo-kültürel değerlerin aşılanması Bireyin toplumun değişim koşullarına ayak uydurması...vb Eğitim kapsamında gerçekleştirilir.

25 EĞİTİM Bireyin yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve diğer olumlu davranış biçimlerini geliştirdiği süreçler toplamı Toplum Bilim; toplumsal olay ve olguları sistematik olarak bilimsel yöntemlerle inceleyen bir bilim dalı. SOSYOLOJİ

26 E ğ iti min Toplumsal İşlevi Eğitim Kültürel: Her ülke kendi insanına toplumunun kültürünü aktarmakta ve geliştirmektedir. Toplumsal: Her ülke insanlarını içinde yaşamış olduğu topluma uyum sağlamasını ve onunla iletişim kurmasını amaçlamaktadır. Siyasal: Her ülke kendi siyasal yapısına uygun ve o siyasal yapıyı koruyan ve geliştiren yurttaşlar yetiştirmektedir Ekonomik: Her ülke kendi ekonomisinin, sanayisinin ihtiyaç duymuş olduğu insan gücünü ve beyin gücünü yetiştirmektedir

27 AİLE DİN EKONOMİ SERBEST ZAMAN SİYASET NÜFUS EĞİTİM

28 Din – Eğitim  İlk örgün eğitim dinsel kurumlar tarafından verilmiştir  Sümer, Eti ve Elam gibi devletlerde tapınaklar eğitim kurumu olarak kullanılmıştır  Hıristiyanlık ve İslamiyetin kabulu ile okullar kilise ve camilerin yanına kurulmuştur.  Din ve devlet işlerinin iç içe olduğu Osmanlıda, eğitim kurumları dinin egemenliği altında idi.  Eğitimin, dinden köklü olarak ayrılması 3 Mart 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat ile gerçekleşti.  Günümüzde, Din Eğitimi, örgün eğitimde yer alır.  Temel Eğitim (DİKAB yolu ile), İmam hatip liseleri, İlahiyat Fakülteleri din eğitimi veren kurumlardır.

29 Aile - Eğitim  Aile, bir eğitim kurumudur.  Çocuk ilk toplumsal davranışları, aile üyeleri ile etkileşim kurarak, onları taklit ederek öğrenir.  İlkel ve tarım toplumlarında ise aile yegane eğitim ortamıdır.  Sanayi toplumlarında ise eğitim kurumları bu görevi üstlenmiştir. İlkel ve tarım toplumları Sanayi toplumları EĞİTİMAİLEOKUL

30 Ekonomi - Eğitim İlkel Toplumlar * Ekonomi; avcı ve toplayıcı niteliktedir, ve beden gücüne dayanır * Temel beceriler aile kurumu içinde kazandırılır. Tarım Toplumları * Beden gücünün yerini hayvan gücü alır * Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, Tarım teknolojileri kullanılmaya başlanmış Sanayi Toplumları * Örgün eğitim kurumlarına talep artmıştır * Tarım işçisinin yerini fabrika işçisi almış * Karmaşıklaşan sanayi toplumu yapısı ile uzmanlık gereksinimi artmış ve üniversiteler kurulmuştur Sanayi Sonrası Toplumları * İnsan gücü yerine makineler almış * Teknolojiyi takip edebilecek beyin gücü * Yürksek öğretim önemi artmış

31 Toplum Tipi İnsan gücü niteliği Eğitim şekli Eğitim kurumlarının gelişmesi ve değişmesi

32 Siyaset - Eğitim  Eğitim devletin bir işlevidir.  Eğitim-Siyaset ilişkisi Eğitimin, mevcut siyasel düzene sadık, bağlı vatandaşlar yetiştirmesi Her toplumda devlet yönetimi üstlenen siyasal kurumlar, eğitim aracılığıyla toplumdaki bireylere kendi siyasal ideolojilerini benimseterek mevcut düzeni koruyan ve milli bütünleşmeye katkıda bulunan vatandaşlar yetiştirmeye amaçlar Eğitimin siyasi önderler yetiştirmesi

33 Nüfus - Eğitim  Nüfus, demografiyi araştırır; yaş, cinsiyet, ekonomik çalışma alanları, bölgelere göre dağılım  Toplumsal yapının belirli özelliklerine bağlıdır  Toplumda nüfusun artması veya azalması Toplumdaki işgücünün sayısını Üretim-tüketim miktarını Ulusal gelirdeki artışı Gelirin bireylere dağılımını etkiler  Eğitim-nüfus ilişkisi; Eğitim düzeyi yüksedikçe,birey sağlıklı kalma yollarını araştırır ve ölüm oranı düşer. Eğitim düzeyi yükseldikçe, ailenin çocuk sayısı azalır Eğitim düzeyi düşük toplumlarda bebek ölümü oranı yüksektir

34 Eğitim Kurumlarının İşlevleri 1. Toplumsallaştırma:  Bireyin toplumun bir üyesi durumuna gelmesine verilen ad.  Okul ortamındaki toplumsal ilişkiler çocuğu toplumsallaştırır. 2. Kültürel Mirasın Aktarılması:  Okullar, kültürel özellikler içinden öğrencilerin yaşlarına ve gereksinimlerine uygun olanları seçerek, bunları planlı ve amaçlı bir şekilde öğrencilere kazandırır.

35 3. Siyasal Düzeni Koruma:  Her toplum, kendi siyasi rejimini korumak ister  Toplumdaki bireyleri milli ideolojiyi, değerleri ve idealleri kazandırmak onları mevcut siyasal düzene bağlı vatandaşlar olarak yetiştirmek  Atatürk ilkelerine bağlı, TC devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen, milletini ve vatanını seven birey yetiştirmek amaçlanır. 4. Seçme ve Yöneltme:  Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre eğitilmesi ve yönlendirilmesi

36 5. Toplumsal Kalkınma:  Her düzeyde ve alanda kalkınmanın gerektirdiği nitelikte ve nicelikte insan gücü yetiştirilmesi okullar sayasinde gerçekleşir.  Bu durum, eğitimin bir yatırım olarak görülmesi ile yakından ilişkilidir.  Kalkınmış ülkelerde, okullaşma oranları yüksek ve eğitilmiş insan gücü fazladır.

37 Psikolojik Temeller DOÇ. DR.MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

38 Psikoloji  Psikoloji “insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilim dalı”dır (Morris, 2002).  Psikoloji üç alanda bireylere fayda sa ğ lamaktadır. İ nsanın kendini daha iyi tanıması, davranışlarının nedenlerini anlaması fırsatı sunmak Di ğ er bireyleri, hayvanları daha iyi anlamayı ve onlarla empati kurmayı sa ğ lamak Anne babadan başlayarak çevredeki insanları, çevredeki grupları, toplumu daha iyi anlayarak çevreyle uyum kurmayı sa ğ lamak Uyum ise psikolojik dengenin temelini oluşturmaktadır.

39 E ğ itim Psikolojisi  Psikolojinin e ğ itim ile kesişti ğ i nokta e ğ itim psikolojisinin konu alanını oluşturmaktadır.  Uygulamalı psikolojinin alt dallarından e ğ itim psikolojisi genel olarak gelişim psikolojisi ve ö ğ renme psikolojisini kapsamaktadır.  Bunun yanı sıra e ğ itim psikolojisinden özürlü ve üstün zekâlı çocukların e ğ itimlerinde, sivil savunma birimleri ve ordu için, güvenlik, arama, kurtarma amaçlı, ayrıca sirkler için gösteri amaçlı olarak köpek fil, aslan, papa ğ an ve atların e ğ itilmesinde de yararlanılmaktadır.

40 Gelişim Psikolojisi  Gelişim psikolojisinin kapsamında döllenmeden başlayarak ölüme kadar geçen süreç içerisindeki fiziksel, zihinsel, ahlaki vb. her türlü gelişim alanındaki de ğ işiklikler incelenmektedir.  Gelişim psikolojisi, biyolojik, psikolojik ve davranışsal yeteneklerin basitten karmaşık sistemlere do ğ ru de ğ işiminin incelenmesi olarak da tanımlanmaktadır (Woolfolk, 1998, 12).  Fiziksel gelişim, devinişsel gelişim, dil gelişimi, zihinsel gelişim, psiko- sosyal gelişim...vb

41 BÜYÜME  Genel olarak tüm vücudun, iç ve dış organların kilo, hacim, boy, genişlik açısından sayısal artışıdır. Büyüme vücudun de ğ işik organlarında de ğ işik hızlarda gerçekleşmektedir.  Örn: Çocu ğ un kilosunun artması, boyunun- parmaklarının uzaması, kapladı ğ ı hacmin artması...vb.  Büyümenin en hızlı oldu ğ u dönem anne karnındaki 38 haftalık dönemdir.  İ lk iki yaş, büyümenin anne karnından sonraki en hızlı oldu ğ u dönemdir. Temel Kavramlar

42 OLGUNLAŞMA  Vücut organlarının kendilerinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilecek düzeye gelmesi için, ö ğ renme yaşantılarından ba ğ ımsız olarak, kalıtımın etkisiyle geçirdi ğ i biyolojik bir de ğ işmedir (Senemo ğ lu, 2005)  Büyüme olmadan olgunlaşma olmaz.  Örn; bir çocu ğ un yürüyebilmesi için bacaklarının belli bir olgunlu ğ a ulaşması gerekmektedir.  Yürüme, koşma, atlama...vb olgunlaşma ürünü davranışlardır.

43 Ö Ğ RENME  Bireyin çevresiyle belli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış de ğ işimleridir (Senemo ğ lu, 2005, 13; Fidan, 1986, 13).  Büyüme ve olgunlaşma sonrasındda yapılan davranışlar ö ğ renilmiş davranışlar de ğ ildir.  Ö ğ renme bir yaşantı sonrasında elde edilen davranış de ğ işiklikleridir.  Örn: vatan sevgisi, araba sürmeyi ö ğ renme, çevre sorunlarının etkilerini bilme...vb.

44 HAZIRBULUNUŞLUK  Büyüme ve olgunlaşmayı içine alan bir kavramdır.  Yeni bir ö ğ renme durumu için her türlü gelişim alanının hazır hale gelmesini ifade etmektedir.  Hazırbulunuşluk seviyesinde henüz yeni ö ğ renme gerçekleşmemiştir.  Hazırbulunuşluk seviyesi eşik düzeyini ifade eder.  Örn: bir çocu ğ a okuma-yazma ö ğ retebilmek için çocu ğ un dil gelişimi açısından konuşmayı ö ğ renmiş olması, okuma- yazmaya güdülenmiş olması...vb gerekir.

45 DAVRANIŞ  Organizmanın her türlü hareketine davranış adı verilmektedir.  Organizmanın gözlenebilen ya da gözlenemeyen, açık ya da örtük etkinliklerinin tümüdür.  Örne ğ in konuşma, yazma, düşünme, kalbin çalışması vb. (Senemo ğ lu, 2005, 91).

46 Do ğ uştan Gelen Davranışlar; Kalıtımla birlikte getirilen, ve belirli bir türün fertlerinde aynı olarak yapılan hareketler Örn: Reflexler ve işgüdüsel davranışlar Sonradan Kazanılan Ö ğ renilmiş Davranışlar; Bireyin kendi yaşantısı ile kazandı ğ ı kalıcı izli davranışlar Örn: istendik davranışlar (düzenli okula gitmek) ve istenmedik davranışlar (küfür etmek) Geçici Davranışlar; Uykusuzluk, yorgunluk, hastalık, İ laç etkisi ile yapılan istemsiz ve sürekli olmayan hareketler DAVRANIŞ

47 GEL İ Ş İ M DÖNEMLER İ  Belirli özelliklerin ön plana çıktı ğ ı gelişim aşamalarına dönem denilmektedir.  En basit dönem sınıflaması yaşa göre yapılandır (Bayraktar, 1991, 182).  Örn; Zihinsel gelişimde, Piaget 4 dönem tanımlamıştır Duyusal motor dönem (0-2 yaş) İ şlem öncesi dönem (2-7 yaş) Somut işlemler dönemi (7-11 yaş) Soyut işlemler dönemi (11-18 yaş)

48 KR İ T İ K DÖNEM  Çocukların bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda belli tür ö ğ renmelere karşı yüksek duyarlılık gösterdikleri dönemlere kritik gelişim dönemi denmektedir.  Bu dönemlerde çocuklar çevrede düzenlenen belli ö ğ renme yaşantılarını di ğ er dönemlerden daha hızlı kazanmaktadırlar  Örn: dil gelişimi açısından kritik dönem 2-4 yaşlarıdır. Bu dönemde çocuk yeni ö ğ renme için hazırbulunuşluluk seviyesindedir.

49 GELİŞİM KURAMLARI PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI (FREUD) PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI (ERİKSON) ZİHİNSEL GELİŞİM KURAMI (PİAGET)

50 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI (FREUD) Cinsel gelişim kişilik gelişimini etkiler İlk 6 yaşın kişilik gelişiminde önemi büyüktür. Kişiliğin normal gelişimi için her dönemde bireyin temel geresinmleri doyurulmalıdır.

51 Oral Dönem (0-1/1,5 Yaş); - Temel haz kayna ğ ı emmedir. - Memeden erken ya da geç ayrılması ileriki yaşlarda fazla sigara içme sakız çi ğ neme,...vb neden olabilmektedir. Anal Dönem (1/1,5 - 3 Yaş); - Fiziksel haz olarak idrarını ve kakasını tutmak veya bırakmak. - Bu dönemde tuvalet e ğ itimi yaşantısı önemlidir - Cezalandırıcı bir tuvalet e ğ itimi, çocu ğ un bu döneme ba ğ ımlı kalmasına neden olabilir. -Tuvalet e ğ itiminin katı veya gevşek verilmesi sonucu çocukta cimri, inatçı veya aldırmaz, da ğ ınık, düzensiz olabilir. Fallik Dönem (3-6 Yaş); - Cinsel kimli ğ in kazanılmaya başlandı ğ ı bu dönemde, çocuk cinsiyet farklılı ğ ını fark eder. - Merakı yüzünden kızılan veya cezalandırılan çocuklar ileriki yaşlarda cinsel kimli ğ inde sorun yaşayabilir. - Bu döneme saplanma sonucunda aileden kopamama, eş seçememe aşırı çekingenlik...vb gelişebilir Gizil Dönem (6-12 Yaş); - Çocu ğ un cinsel dürtüsü gizlidir. - Çocuk cinsiyeti ile ilgili konuşuldu ğ unda hoşlanmaz - Daha çok oyunla ilgilenir. - Kendi cinsiyetinden çocuklarla oynamaktan hoşlanır. Genital Dönem (12-18 Yaş); - Genital organlarda ve hormonlarda de ğ işiklik olmaya başlar. - Hızla büyüme, bulu ğ a erme ve cinsel dürtüler artar. -Karşı cinsten hoşlanma, olgun cinsellik özellikleri gelişir.

52 PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI (E.ERİKSON) İnsanın 8 evresi Yaşamboyu gelişim önemsenmiştir Normal ve normal olmayan kişilik gelişimini açıklamaktadır.

53 Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0-2 yaş) - Bebeklikte güven duygusunun gelişti ğ i dönemdir. - Beslenme ve uyku gibi ihtiyaçlarının giderilmesi bir düzen ve rahatlı ğ ın bulunuşu ile mümkündür. Ba ğ ımsızlı ğ a Karşı Kuşku ve Utanç (2 - 3,5 yaş) - Bu dönemde, çocuklar ile yetişkinlerin istekleri çatışmaktadır - Yetişkenler, çocuklarının ne yiyeceklerine, ne giyeceklerine karar vermek isterler. - Yetişkinler çocuklarının kararlarına saygılı olurlarsa çocuklarda sa ğ lıklı bir özerklik geliş. Aksi takdirde çocuklarda yetersizlik ve utanma gelişebilir. Girişkenli ğ e Karşı Suçluluk (4-6 yaş) - Çocuklar etkinlik alanlarını ve dillerini ve merak duyguları gelişmektedir. - Büyükler onların sorgulamalarına, deneme-yanılma yapmalarına olanak sa ğ larlarsa çocukların girişkenlik duygusu gelişir. Aksi takdirde Suçluluk duygusu geliştirebilirler. Başarıya Karşı Yetersizlik (6-12 yaş) - Okula başlama ile birlikte, ö ğ retmen ve arkadaşlar ile sosyal ilişkiler geliştirilen dönemdir. - Çocuklar başarı duygusu geliştirerek, kendine karşı olumlu bir tutum kazanmaktadır. Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karmaşası (12-18 yaş) - Kim oldu ğ una ve ne olaca ğ ına yönelik sorulara yanıt arar. - Kendi cinsel gelişimini, artan gücünü ve de ğ işen vücut yapısını di ğ erleri ile karşılaştırır. - Çevresindeki büyüklerden model alır. - Kimlik bocalaması yaşar; nedeni – meslek seçimi, cinsel de ğ işimler düşünce sistemindeki de ğ işim... Yaşlılı ğ a Karşı Uzaklık -Evlenme iste ğ i ve karşı cinsle yakın ilişkiler kurma çabası - Uzun süreli ve doyurucu ilişkiler kuramayan genç karşı cinsten uzak durmak ister. Üretkenli ğ e Karşı Durgunluk - Orta yaşları kapsaaktadır - Hem bilgi hem deneyim açısından üst düzeye ulaşmış - Yetişkin kendinden sonrakilere bir ürün bırakmak ister e ğ er bir ürün üretemiyorsa, kendini faydasız ve dura ğ an hissedebilir Benlik Bütünlü ğ e Karşı Umutsuzluk - Yaşlılık dönemini kapsar - Kişi tüm yaşamının muhasebesini yapar

54 Dengesizlik Yeni bilgiler Bilişsel dengeyi bozmakta Bilinmeyenleri anlama ve bu bişişsel dengesizlikden kurtulma istenmekte Dengeleme Dürtüsü Yeni bilinmeyene uyum kurarak tekrar dengelemeye çalışır Uyum Asimilasyon (özümleme); Örn; yeni bir renk gördüğümüzde bunu bildiğimiz renklerle açıklama. Turkuaz için mavi - yeşil arası demek Bilinmeyenle ilgili yeni bir şema açılmaz Çocuğun tüm sakallılara dede demesi. Akomodasyon; Uyumsama yaparak uyum kurmak. Bilinmeyen ile ilgili bir şema açılır veya var olan şemalar düzeltilir veya ekleme yapılır. Örn; Yeni bir renk için isim öğrenilir. Yeni şema açılır.

55  Piaget zekâyı çevreye uyum yapabilme yetene ğ i olarak tanımlamaktadır. Piaget bilişsel yapılardaki de ğ işimle ö ğ renmeyi açıklamıştır.  Şema zihnimizde oluşturdu ğ umuz bilişsel dosyalardır. Şemalar içlerinde her türlü bilişsel (renk şeması), duyuşsal (inanç şeması), davranışsal (araba kullanma şeması) bilgiyi barındırmaktadırlar.  Bilgiler çevreye uyum sa ğ lamamızı ve davranışlarımızı gerçekleştirmemizi sa ğ lamaktadır.  Piaget insanların do ğ uştan üç temel bilişsel şema ile dünyaya geldiklerini ifade etmektedir. Bunlar emme, yakalama-kavrama, a ğ lama şemalarıdır. Bu üç şema bebe ğ in dünyaya uyum sa ğ layarak hayatını devam ettirmesine yetmektedir. Zihinsel Gelişim Kuramı (J. Piaget)

56 1. Duyusal – Motor Dönem (0-2 yaş)  Bebek duyuları ve motor becerileri ile içinde bulunduğu dünyayı anlamaya çalışır.  Basit sembolleri kullanmaya başlarlar.  Bebek ilk aylarda gözünün önünden giden nesnelerin yok olduğunu düşünür.  Taklit eder. Görmüş olduğu bir olayı bir süre aklında turar ve daha sonra tekrarlar  Çocuğun içinde bulunduğu dünya ile ilgili bilgileri oldukça sınırlıdırancak motor hareketleri ile etrafı hakkında bilgi edinir.  Yaklaşık 7 aylık olduklarında nesnenin kalıcığını kazırlar. Bu kazanım özellikle hafıza (bellek) gelişimini gösterdiği için oldukça önemlidir.

57 2. İ şlem Öncesi Dönem (2-7 yaş)  Dil gelişimi gerçekleşir. Dildeki her öğe bir semboldür  Tek boyutlu düşünme hakimdir.  Örn: Deodorant - koltuk altı denilince, çocuk salondaki koltuğun altı anlamaktadır.  Çocuklar bir kelimeyi sürekli tekrarlarlar.  Oyundaki nesneler bir semboldür; at, ev...vb  Ben-merkeziyetçilik gelişmiştir. Dünyanın merkezinde kendisi vardır.  Çocuk herşeyi kendisi için sanır. Örn: merketteki tüm dordurmalar...vb. Spikerin sadece kendine konuştuğunu sanar.  Aninizm (canlandırmacılık) – canlıya cansız gibi, cansıza canlı gibi davranmak. Örn: çocuğun kendi bebeğine canlı gibi davranması – üstünü örtmesi, yemek yedirmeye çalışması...vb

58 3. Somut İşlemler Dönemi (7-11 yaş)  Somut işlemleri yapabilir – gözle görülen elle tutulabilen işlemler  Çocuk bir kaç boyutları dikkate alarak sınıflandırma yapabilir.  Korunum kavramı gelişir. Maddenin bulunduğu hali, şekli..vb değişse bile kendinden bir şey eksilmez. Örn; Eşit miktardaki suyun biri ucun biri kısa bardağa konulması.  Çocuklar ben merkeziyetçilikten kurtulurlar ve ikinci kişinin varlığını kabul ederler

59 4. Soyut İşlemler Dönemi (11 – Ergenliğin sonu)  Yetişkin gibi düşünebilme ve soyut düşünmeya başlar.  Olasılıklı düşünebilmektedir. Alternatifleri ile birlikte düşünme.  Piaget; toplumun ¼ ü soyut işlemler dönemine geçebilmiştir.  Ergenler, başlarına gelen bir problemin dünyada sadece onların başına geldiğini düşünürler. Bundan dolayı ergenlere anlayışlı yaklaşmak gerekir.

60 GÜDÜLENME (MOT İ VASYON)  İ htiyaçların giderilmesi amacıyla belli bir davranış yapmaya isteklilik, e ğ ilim olarak tanımlanmaktadır.  Güdülenmiş davranış e ğ er kişi kendisi istedi ğ i için yapılmış ise içsel güdülenme, dışarıdaki bir kişinin etkisiyle yapılmışsa dışsal güdülenme adını almaktadır.

61 Öğrenme Kuramları Davranışçı Kuram Sosyal Ö ğ renme Kuramı Bilgiyi İ şleme Kuramı Gestalt Kuramı

62  Ö ğ renmeyi kolaylaştıran başlıca faktörler iki grupta toplanabilir.  Birinci grupta bireyin kendisinden kaynaklanan faktörler bulunmaktadır. Bunlar olgunlaşma, yaş, zekâ, güdülenme, genel uyarılmışlık hali, kaygı, fizyolojik durum, önceki ö ğ renmelerin aktarımı, türe özgü hazır oluştur.  İ kinci grupta bireyin ö ğ renme çevresinden kaynaklanan faktörler bulunmaktadır. Bunlar ö ğ retme yöntem ve teknikleri, ö ğ renilecek malzeme, ö ğ renme ortamı gibi faktörlerdir.

63 Ö ğ renmeyi Etkileyen Faktörler A. Ö ğ renen İ le ilgili Faktörler 1. Türe özgü hazır oluş 2. Olgunlaşma 3. Genel Uyarılmışlık – Kaygı 4. Geçmiş yaşantılar – transfer 5. Bireysel farklar ( yetenek ve beceri) 6. Dikkat (algı, duyum, alışma, duyarsızlaşma) B. Ö ğ renme Yöntemi ile ilgili Faktörler 1. Ö ğ renme zamanı 2. Ö ğ renilecek konunun yapısı 3. Geri bildirim – dönüt 4. Ö ğ renenin katılım düzeyi C. Ö ğ renme malzemesi (konu) ile ilgili Faktörler 1. Metnin zorlu ğ u 2. Algısal ayırt edebilirlik 3. Anlamsal ça ğ rışım 4. Kavramsal gruplama D. Ö ğ renme Ortamı 1. Fiziksel çevre 2. Sosyal çevre

64 Ö ğ renme - Olgunlaşma İ lişkisi Büyüme Olgunlaşma Hazır Bulunuşluluk Ö ğ renme Gelişme

65 Ö ğ renme – Uyarılma (Kaygı) İ lişkisi

66 Ö ğ renmede ön yaşantılar  Aktarma (olumlu – olumsuz) Önceki Ö ğ renmeler Sonraki Ö ğ renmeler Kolaylaştırm a Önceki Ö ğ renmeler Sonraki Ö ğ renmeler Zorlaştırma Küçük yaşta bisiklet sürmesini öğrenmiş bir bireyin, bilmeyenlere göre motosiklet kullanmasını daha kolay öğrenmesi Türkiye’de araba kullanan bir bireyin, KIBRIS veya İngiltere’de araba sürmede zorluk yaşaması

67 Ö ğ renme – Güdü / Motivasyon GüdüDavranış Doyum ve Rahatlama Güdüler şekildeki gibi gerçekleşir (1) İhtiyacın hissedilmesi, (2) İhtiyacı gidermeye yönelik davranış ve (3) Doyum ve rahatlama

68 İ htiyaçlar Hiyerarşisi Kendini Gerçekleştir me Bilme, anlama, merak, ö ğ renme, keşfetme Statü, saygınlık, prestij, takdir edilme, be ğ enilme Sevgi, Ait olma, paylaşma Güvenlik ve barınma Temel Fizyolojik İ htiyaçlar, açlık, susuzluk, nefes alma, uyuma..vb Temel ihtiyaçlar Sosyal ve Psikolojik İhtiyaçlar

69 Ö ğ renme - Zaman İ lişkisi  Toplu Çalışarak Ö ğ renme; Ö ğ renenin hiç ara vermeden, zamanı bölmeden bir oturuşta çalışarak ö ğ renmesi. Kalıcı ve etkili bir ö ğ renme sa ğ lamaz Bilgiler taze oldu ğ undan (anlık) başarı elde edilir  Aralıkla Çalışarak Ö ğ renme; Ö ğ renenin konuyu anlamlı parçalara bölerek ve zamana yayarak çalışması Kalıcı ve etkili bir ö ğ renme sa ğ lar

70 Ö ğ renme - Ö ğ renenin Aktifli ğ i İ lişkisi Ö ğ renenin aktiflik (katılım )düzeyi arttıkça, ö ğ renmenin etkilili ğ i o oranda artar Okuma Dinleme İ zleme Yazma Sorma Tartışma Anlatma Yaşama %10 %30%20 %70%75 %80 %100 %60 %50 %40 %85

71 Anlamsal / kavramsal Ça ğ rışım - Ö ğ renme  Kavramın anlam veya içerik olarak başka bir kavramı hatırlatması ve ça ğ rıştırması  Ça ğ rışımlar yolu ile yeni kavramlar zihindeki şemalara yerleştirilir.  Ça ğ rışıma yol açmayana bilgilerin ö ğ renilmesi güçtür.  Kavramlar ön bilgiler / yaşantılar ile ilişkilendirilirse yeni bilgileri hatırlamak kolay olur.  Zihinde bilgiler birbirleri ile ba ğ lantılı bulunur.  E ğ er ba ğ lantı kurulmazsa yeni bilgiler unutulur ve kaybolur.

72 Fiziksel / sosyal ortam - Ö ğ renme Fiziksel Ortam; Gürültü, ışık, ses, darlık, sıcaklık vb. Sosyal Ortam; Kalabalık, aile ortamı, arkadaş çevresi, ekonomik şartlar vb.


"PROGRAM GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ; 1. Felsefi temeller 2. Toplumsal Temeller 3. Psikolojik Temeller Doç.Dr. Mehmet Erdo ğ an." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları