Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

MAKRO EKONOMİ 6. HAFTA.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "MAKRO EKONOMİ 6. HAFTA."— Sunum transkripti:

1 MAKRO EKONOMİ 6. HAFTA

2 4. ENFLASYON Bir ekonomide fiyatlar genel seviyesinin sürekli yükselmesine enflasyon denir. Bu tanımda başlıca üç nokta üzerinde durmak gerekir: Enflasyon sadece bir malın fiyatındaki artışla değil, ekonomideki bütün malların fiyatlarındaki artışla ilgili bir kavramdır. Enflasyonun tanımında yer alan fiyat artışının sürekli olmasıdır. Enflasyon olgusunda, toplam talep ile toplam arz arasındaki denge bozulur. Bu bozulma, toplam talebin toplam arzı aşması şeklinde olabileceği gibi, toplam arzın toplam talebin altına düşmesi şeklinde de olabilir. Birinci durumda toplam arz sabitken toplam talebin artmasına talep şoku, ikinci durumda toplam talep sabitken toplam arzın azalmasına arz şoku denir. Her iki durumda da ekonomideki toplam talep ile toplam arz arasında belirli bir fiyat (cari fiyat) seviyesinde kurulmuş olan denge bozulmakta ve daha yüksek bir fiyat seviyesinde tekrar sağlanmaktadır.

3 4. ENFLASYON Enflasyon Türleri
Toplam arz toplam talebi karşılamaya yetecek büyüklükte değilse, arz talep kanununa göre, toplam arzı oluşturan malların ve hizmetlerin fiyatları (fiyatlar genel seviyesi) yükselmeye başlayacaktır. Başlangıçtaki bu fiyat artışı enflasyon değildir. Ancak alınacak tedbirlerle; Toplam talebi toplam arz seviyesine indiremezsek Toplam arzı toplam talep seviyesine çıkaramazsak ekonomideki fiyat artışları sürekli bir hale dönüşür ve ekonomi enflasyon hastalığına yakalanır.

4 4. ENFLASYON Enflasyonun iki türü vardır:
Talep Enflasyonu: Bir ekonomide; devletin açık finansman politikası izlemesi (karşılıksız para basması), kredi hacminin genişlemesi (banka kredilerinin çoğalması ile toplam talebin artması), gerçek kişilerin ve kurumların daha önce yastık altında tuttukları paraları dolaşıma sokmaları, ödemeler dengesi fazlalığından doğan gelir artışları gibi nedenlerle, cari fiyat seviyesinde toplam talebin yükselerek toplam arzı aşması sonucu ortaya çıkan sürekli fiyat artışlarına talep enflasyonu denir. Arz Enflasyonu: Bir ekonomide, yurt içinden ve dışından sağlanan girdi (enerji) ve hammadde fiyatları ile emek piyasasındaki işgücü ücretlerinin artması sonucu maliyetlerin yükselmesi ve üretimin karlılığının azalması nedeniyle, cari fiyat seviyesinde toplam arzın azalarak, toplam talebin altına düşmesi sonucu ortaya çıkan sürekli fiyat artışlarına arz enflasyonu denir.

5 4. ENFLASYON Enflasyon Etkileri Enflasyonun Gelir Dağılımına Etkisi
Toplumun geliri enflasyon oranında artarsa, ekonomi enflasyondan etkilenmez. Toplumda memur, işçi ve emekli gibi gelirlerinin satın alma gücünü enflasyona karşı koruyamayan sabit gelirli kesimlerin yanında; sendikalı işçi, serbest meslek erbabı ve işverenler gibi gelirlerinin satın alma gücünü enflasyona karşı koruyabilen kesimler de bulunur. Sabit gelirli kesim enflasyondan en fazla zarar gören kesimdir. Enflasyon sabit gelirli kesimin gelirini, kendilerini enflasyona karşı koruyabilen kesime doğru aktardığı için toplumda gelir dağılımı adaletini bozarak orta direği çökertir.

6 4. ENFLASYON Enflasyonun Tasarruf ve Yatırımlara Etkisi
Enflasyonun tasarruflar üzerinde etkisini düşük gelirli gruplar, orta gelirli gruplar ve yüksek gelirli gruplara göre ayrı ayrı incelemek gerekir. Tasarrufların faiz yoluyla değerlendirilebilmesi için faiz oranının enflasyon oranından yüksek olması gerekir. Aksi taktirde kimse parasını faize yatırarak değerlendirmek istemez. Enflasyon dönemlerinde düşük ve orta gelir grupları, faiz oranının enflasyon oranı altında kalacağı endişesi ile tasarruflarını faize yatırmaktansa harcama yoluna giderler. Böylece tüketim harcamaları artar. Bu durum bir yandan tüketim malları fiyatlarını yükseltirken öte yandan düşük ve orta gelir gruplarının tasarruftan kaçmasına ve yatırımları besleyen tasarruf kaynaklarının kurumasına yol açar. Yüksek gelir grubu, enflasyon döneminde daha da zenginleşeceği için tasarruflarını çoğaltır. Ancak bu tasarruflar yatırımlara yönelmeyip, arsa, altın, döviz gibi spekülatif alanlara kaçar. Enflasyon döneminde tasarruflarla yatırımlar arasındaki bağın kopması toplam arzı azaltarak enflasyonu daha da şiddetlendirir.

7 4. ENFLASYON Enflasyonun Ödemeler Dengesi ve Kaynak Dağılımına Etkisi
Enflasyon dönemlerinde iç fiyatlar yükselirken ithal mallar ucuzlar. Bir başka deyişle, bir malı yurt içinden satın almaktansa dış ülkelerden satın almak daha ucuz hale gelir. Bu durumda ithalat artar, ihracat azalır ve dış ticaret dengesi açık vermeye başlar. Bu durumda ya ithalatı kısmak veya milli paranın dış değerini düşürmek gerekir. Milli paranın dış değerinin düşürülmesine devalüasyon denir. İthalat kısıtlaması, ithal hammaddelerin teminini zorlaştırırken, ihracatı ucuzlatır. Üretiminde ithal girdi kullanan yerli endüstriler sarsılır. Toplam arz düşer, fiyat artışı şiddetlenir. İthal edilemeyen mallar yurt içinde üretilmeye başlayınca, fiyat, kalite ve servis açısından dış dünya ile rekabet edemeyen kalitesiz mallar çoğalır. Ülke kaynakları (üretim faktörleri) rekabetçi üretim alanlarından kaçar, rekabetten uzak üretim alanlarına yönelir ve kaynak dağılımı bozulur.

8 4. ENFLASYON Enflasyonun Borçlu ve Alacaklıya Etkisi
Enflasyon dönemlerinde milli para ile borç vermek kayıplı, borç almak ise kazançlı bir iştir. Enflasyonun tesiri ile milli paranın değeri sürekli olarak düştüğü için, milli para cinsinden borç verenler, vadesi sonunda borç verdikleri parayı geri alsalar bile, enflasyon oranında zarara uğrarlar. Buna karşılık milli para cinsinden borç alanlar, vadesi sonunda borç aldıkları parayı geri öderken enflasyon oranında kazançlı çıkarlar. Bu nedenle enflasyon döneminde hiç kimse milli para cinsinden borç vermek istemez. Borçların döviz (dolar) cinsinden verilmesi yaygınlaşır. Bu durumda milli para değişim ve değer saklama fonksiyonlarını yitirir. Ekonomide dolar kullanımı (dolarizasyon) yaygınlaşır.

9 4. ENFLASYON Enflasyon Oranının Yıllık Olarak Hesaplanması
Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) TÜFE, bir ülkede şehir merkezlerinde oturan tüketicilerin, satın aldığı yerli ve ithal mal ve hizmetlerden oluşan belirli bir mal listesinin fiyatlarında meydana gelen değişmeleri ölçen bir sayıdır. TÜFE hesaplanırken, önce tüketicilerin en fazla kullandığı yerli ve ithal mal ve hizmetlerin bir listesi yapılır. Bu listeye mal sepeti denir. Daha sonra, bu sepete giren mal ve hizmetlerin fiyatlarının, bir yıllık bir dönemde hangi yönde değiştiği hesaplanır.

10 4. ENFLASYON TÜFE İle Enflasyon Oranının Hesaplanması
EO = İ𝒍𝒈𝒊𝒍𝒊 𝒀𝚤𝒍𝚤𝒏 𝑬𝒏𝒇𝒍𝒂𝒔𝒚𝒐𝒏 𝑶𝒓𝒂𝒏𝚤 −𝑩𝒊𝒓 Ö𝒏𝒄𝒆𝒌𝒊 𝒀𝚤𝒍𝚤𝒏 𝑬𝒏𝒇𝒍𝒂𝒔𝒚𝒐𝒏 𝑶𝒓𝒂𝒏𝚤 𝑩𝒊𝒓 Ö𝒏𝒄𝒆𝒌𝒊 𝒀𝚤𝒍𝚤𝒏 𝑬𝒏𝒇𝒍𝒂𝒔𝒚𝒐𝒏 𝑶𝒓𝒂𝒏𝚤 x 100 Örneğin; Türkiye’nin 2011 yılı TÜFE Endeksi = 200,8 Türkiye’nin 2010 yılı TÜFE Endeksi = 181,8 ise EO(2011)= 200,8 −181,8 181,8 x 100 = %10,45

11 4. ENFLASYON Enflasyonla Mücadele : Anti-Enflasyonist Politikalar
Bir yandan toplam arzın artırılması Öte yandan toplam talebin kısılması gerekmektedir. Fiyatlar genel seviyesinin yükselişini kontrol altına almak ve fiyatlar genel seviyesine istikrar kazandırmak amacıyla, toplam arzı artırmaya ve toplam talebi kısmaya yönelik politikaların bütününe anti-enflasyonist (enflasyona karşı) politikalar denir.

12 4. ENFLASYON Toplam Arzı Artırmaya Yönelik Anti Enflasyonist Politikalar İthalatın artırılması: Ekonomide kıtlığı çekilen malların arzını arttırmada izlenebilecek kısa vadeli en kestirme yol, bu tür malları ithal etmek yani yurt dışından satın almaktır. İthalat sonucunda bollaşan malların fiyatları arz talep kanunu gereğince derhal düşecektir. Kısa Vadeli Yatırımların Teşvik Edilmesi: Bir yıl içinde üretime geçebilecek kısa vadeli yatırımların teşvik edilmesidir. Bu politika ile arz yetersizliğine kısmi bir çözüm bulunabilir. İflas Etmekte Olan Şirketlerin Devletçe Kurtarılması: İflas etmesi durumunda ekonomide önemli bir arz yetersizliğine yol açacak olan özel sektör firmalarının devletçe kurtarılması da mevcut arz seviyesini muhafaza etmek için bir yöntemdir. Küçük bir finansman desteği ile bir özel sektör firmasının iflasını önlemek, şirket battıktan sonra yeniden canlandırılması için büyük ölçekli sermaye bulunmasından daha kolaydır. İflasın önlenmesi sadece arz yetersizliğinin önüne geçmekle kalmaz aynı zamanda söz konusu şirketin ve yan sanayisinin istihdam, kapasite ve vergi kayıplarına da mani olur. Verimliliğin Artırılması: Ekonomide oluşturulacak verimlilik bilinci ve bu bilincin üretim sürecine yansıması ile, üretimde kullanılan girdi miktarını arttırmadan üretim miktarını ve böylece toplam arzı artırmak mümkündür.

13 4. ENFLASYON Toplam Talebi Azaltmaya Yönelik Anti Enflasyonist Politikalar Mevduat faiz oranlarının yükseltilmesi: Mevduat faiz oranı, ticari bankaya vadeli para yatırdığınız yani vadeli mevduat hesabı açtırdığınız zaman bankanın, yatırdığınız paraya karşılık olarak belirli bir vade sonunda size ödeyeceği faiz oranıdır. Mevduat faiz oranları yükseldiği zaman insanlar paralarını harcamaktansa faiz geliri elde etmek için vadeli mevduat hesabına yatırırlar. Bu durumda toplam harcamalar ertelenmiş ve toplam talep kısılmış olur. Reeskont oranının yükseltilmesi: Bir ekonomide bir Merkez Bankası ile birlikte çok sayıda banka bir arada bulunur. Nakit para rezervleri geçici olarak belirli bir düzeyin altına inen bankalar, Merkez Bankası’ndan borç alabilirler. Bankaların bu yolla borçlanmaları para arzını ve toplam talebi arttırır. Merkez Bankası’nın bu borçlara uyguladığı faize reeskont oranı denir. Merkez Bankası reeskont oranını yükselttiği zaman, bankaların borçlanma maliyetleri artacağı için Merkez Bankası’ndan borç almak istemeyeceklerdir. Bu durumda para arzı kısılır ve toplam talep düşer.

14 4. ENFLASYON Kanuni karşılık oranının yükseltilmesi: Ticari bankaya vadeli para yatırıldığında, bankalar bu mevduat karşılığında faiz ödeyecektir. Ancak, banka sizden aldığı mevduatın tamamını kredi olarak satamaz. Çünkü devlet, mevduat sahiplerini korumak amacıyla bankaya, kabul ettiği mevduatın belirli bir oranını Merkez Bankası’na yatırma zorunluğu getirmiştir. Bu orana kanuni karşılık oranı denir. Sonuç olarak, kanuni karşılık oranı piyasaya çıkacak olan nakit kredi miktarını sınırlandırmaktadır. Piyasaya çıkacak nakit miktarının azalması, toplam talebi kısacaktır. Enflasyonla mücadelede Merkez Bankası, kanuni karşılık oranının yükselterek, piyasaya kredi şeklinde nakit çıkışını önlemiş ve bu yolla toplam talebi kısmış olur. Disponibilite oranının yükseltilmesi: Disponibilite, bankaların para ve kolayca paraya çevrilebilir değerleridir. Disponibilite oranı, bankaların disponibl (kolayca paraya çevrilebilir) değerlerinin, taahhütlerine oranıdır. Bankalar sahip oldukları vadeli ve vadesiz mevduatların belirli bir yüzdesini (örneğin %2sini) para ve paraya çevrilebilir değerler şeklinde ellerinde tutmak zorundadırlar. Elde tuttukları değerleri kredi olarak piyasaya satamayacakları için bu zorunluluk, kredileri ve toplam talebi düşürür. Disponibilite oranı yükseldikçe, toplam talep kısılacaktır.

15 4. ENFLASYON Açık piyasa işlemleri yoluyla Merkez Bankası’nın piyasaya devlet tahvili satması: Merkez Bankası, elindeki varlıkların bir kısmını nakit para, bir kısmını da devlet tahvili şeklinde tutar. Merkez Bankası’nın devlet tahvili alıp satmasına açık piyasa işlemleri denir. Merkez Bankası’nın enflasyon dönemlerinde elinde bulunan devlet tahvillerini satması gerekir. Bu durumda bankanın elinde bulunan devlet tahvilleri piyasaya çıkacak, buna karşılık piyasadaki nakit para, bankanın kasasına girecektir. Piyasadaki nakit paranın Merkez Bankası kasalarında toplanması, toplam talebin kısılması anlamına gelir. Diğer para ve kredi kontrol araçları: İthalatçılar, ithal ettikleri malın lira değerinin belirli bir bölümünü Merkez Bankası’na yatırmak zorundadırlar. Bu mecburiyet, piyasaya para çıkışını engellediği için toplam talep kısılır. Taksitli satışlar enflasyona yol açar: Tüketiciler, ellerinde bugün para bulunmadığı halde ileride ödemek vaadiyle bugünden mal ve hizmet satın alabilirler. Bu durumda, ödemeler ileride, mal teslimatı ise hemen yapılmaktadır. Doğal olarak taksitli satışlar toplam talebi artırır ve enflasyonu körükler. Enflasyonla mücadelede taksitli satışlar zorlaştırılmalı, bu yolla toplam talep kısılmalıdır. Merkez Bankası, ticari bankalara kredi plafonu uygulayabilir: Kredi plafonu, Merkez Bankası’nın her bir ticari bankanın verebileceği kredi miktarına bir üst sınır yani tavan koyarak, kredileri sınırlandırması işlemidir. Bu yolla bankaların kredileri sınırlandırılır, piyasaya çıkan para engellenir ve toplam talep kısılır. Merkez Bankası, enflasyon dönemlerinde selektif (seçici) kredi kontrolü uygulayabilir: Selektif kredi kontrolü, kredilerin hangi sektörlere yönlendirileceğini Merkez Bankası’nın önceden belirlemesidir. Bu durumda, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerine verilecek krediler yönlendirilerek, sektörlere göre toplam talep kısılmaya çalışılır.

16 4. ENFLASYON Denk bütçe veya fazla bütçe yapılması: Bütçe, kamu gelirleri ile kamu giderlerini birlikte gösteren bir belgedir. Kamu gelirleri ile kamu giderlerinin birbirine eşit olduğu bütçeye denk bütçe, kamu giderlerinin kamu gelirlerinden fazla olduğu bütçeye açık bütçe, kamu gelirlerinin kamu giderlerinden fazla olduğu bütçeye de fazla bütçe denir. Açık bütçe önemli bir enflasyon kaynağıdır. Kamunun gelirleri ile giderlerini karşılayamadığı durumda, karşılıksız para basarak bu farkı giderme yoluna gitmesi, açık bütçenin enflasyonu doğurmasına neden olur. Denk bütçe ve fazla bütçe enflasyona yol açmaz. Uzun vadeli yatırımların kısılması: Uzun vadede mal ve hizmet üretimine geçecek tesisler için yapılan yatırımlar, kısa vadede toplam arza bir katkı yapmadıkları halde, sürekli olarak toplam talebi artırmaktadır ve toplam talepteki artış, fiyatlar genel seviyesini yükseltmekte ve enflasyona yol açmaktadır. Bu nedenle, enflasyonla mücadele ederken, uzun vadeli yatırımların yavaşlatılması veya durdurulması tavsiye edilir. Karşılıksız para basımının durdurulması: Devletin borçlarını karşılıksız para basarak ödemesi, en önemli enflasyon sebeplerinden biridir. Karşılıksız basılan para toplam talebi artırmakta ve enflasyonu tetiklemektedir. Enflasyonla mücadelede Merkez Bankası’nın bağımsızlığı sağlanmalı ve karşılıksız para basması önlenmelidir.

17 4. ENFLASYON www.yunusemreaytekin.com DERS BİTMİŞTİR
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER! GÖRDÜĞÜNÜZ BU DERS SUNUMUNA internet adresinden ulaşabilirsiniz.


"MAKRO EKONOMİ 6. HAFTA." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları