Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ORGANİK TARIMDA YER SEÇİMİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ORGANİK TARIMDA YER SEÇİMİ"— Sunum transkripti:

1 ORGANİK TARIMDA YER SEÇİMİ

2 YER SEÇİMİ - Dikim yapılacak yer çevreden daha yüksek yerde seçilmelidir. Böylece su drenajı sağlamış olur aynı zamanda hastalık-zararlı yoğunluğu azalır. - Daha önceden meyve üretimi yapılmış yerler kök kanseri riski taşıdığı için tercih edilmemelidir. Aynı şekilde kısa zaman önce domates, patates, biber, patlıcan ve tütün gibi Solanaceae familyasına ait ürünlerden birisi ile yetiştiricilik yapılmış yerler Verticillium solgunluğu riskini artacağı için bu tip üretim alanları da tercih edilmemelidir.

3 Organik tarım yapılacak alanlar yabani bitkiler ve diğer bahçelerden m. uzakta kurulmalıdır. - Organik tarım yapılacak alanlarda ayrık otu gibi çok yıllık yabani otlar dikim öncesinde mutlaka kontrol altına alınmalı veya alternatif başka alanlar tercih edilmelidir. Çünkü bu tip çok yıllık otların yoğun olarak bulunduğu tarlalarda kimyasal ilaç (herbisit) kullanılmadan bu yabani otlardan kurtulmak zordur.

4 ORGANİK TARIMDA TOPRAK İŞLEME
Toprak; aşağıdaki amaçlardan bir veya bir kaçını gerçekleştirmek için işleme tabi tutulur. Bunlar: -Tohum yatağı hazırlığı -Toprak ve su korunumu -Erozyonun önlenmesi -Sıkışmış toprağın gevşetilmesi -Yabancı ot kontrolü Toprak işleme, -toprak strüktürünü gevşetir, -granül yapıya kavuşturur, ufalar veya sıkıştırır.

5 EKOLOJİK TARIMDA TOPRAK İŞLEME VE BEKLENTİLER
Toprağın iyileştirilmesi ve içindeki organizmaların korunması ve beslenmesi sağlanmalı; toprak sömürülmemeli; tersine doğal verimlilik arttırılmalıdır. Bunu sağlamak için ekim nöbeti, organik gübreleme yapılmalı ayrıca uygun toprak işleme yöntemleri kullanılmalıdır. 2) Toprak strüktürünü iyileştirici ve humus miktarını arttırıcı önlemlerle beraber toprağı koruyucu, enerji tasarrufu sağlayan, çalışılan yerin koşullarına uygun toprak işleme yöntemleri uygulanmalıdır. Bunun için, toprağın yapısı ve koşullarına dikkat edilmeli, çizici aletlerle çalışılmalı, pulluk gibi toprağı devirerek işleyen aletlere mümkün olduğunca az yer verilmeli ve temel kural olarak gereğinden fazla sayıda toprak işlemeden kaçınılmalıdır.

6 3) Bilindiği gibi tarımsal üretimde, verim ve kalite arasında ters bir orantı mevcuttur. Genel kural olarak ikisi arasında denge kurulmalıdır. Ancak ekolojik tarımda bu denge oluşturulurken kalitenin, ürün miktarına göre öncelik aldığı unutulmamalıdır. 4) Ekolojik üretim yapan tarım işletmesinde başta petrol olmak üzere fosil yakıtlar ve diğer enerji kaynakları optimum verimi sağlayacak düzeyde azami tasarruf kuralına uyularak kullanılmalıdır. Enerji kullanımında güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi gibi doğal enerji kaynakları olabildiğince tercih edilmelidir.

7 Ekolojik tarımda toprak işlemeden beklenenler de aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
1) Toprak işleme, toprakta su ve rüzgar erozyonuna yol açmamalı, 2) Toprak içindeki organizmaların yaşamalarına uygun en iyi ortamı hazırlamalı, 3) Topraktaki makro ve mikro besin elementlerinin kaybolmasını önlemeli, 4) Toprakta sıkışmayı önlemeli, bitkinin kök gelişimine uygun ortamı hazırlamalı, 5) Toprağa verilecek materyalin toprak altına ve özellikle kök bölgesine verilmesini sağlamalı 6) Pulluk gibi toprağı devirerek işleyen aletler mümkün olduğunca az kullanılmalı, bunun yerine çizel, kültivatör gibi toprağı devirmeden işleyen aletler tercih edilmelidir.

8 TOPRAK İŞLEME SİSTEMLERİ
Toprak işleme sistemleri; bitkisel üretim için dipkazan, pulluk, diskaro, vb., toprak işleme makinaları ile toprağın işlenmesi, ekim, hasat, ön bitkiye ait artıkların parçalanması ve kıyılması, pestisit ve kimyasal gübre uygulama gibi toprağı işleme tabi tutan ardışık işlemlerdir. Amaç dikkate alınırsa toprak işleme olarak iki temel grupta tanımlanabilir: geleneksel (conventional) korumalı (conservation) Ayrıca toprak işlemesiz ekim (doğrudan ekim) yöntemi de kullanılmaktadır. Bitkisel üretimde, koruyucu toprak işleme Ekolojik tarıma uygun toprak işleme tekniklerini içermektedir. DİPKAZAN PULLUK DİSKARO

9 Geleneksel Toprak İşleme
Sürgü Geleneksel Toprak İşleme Bu sistemde pullukla toprak işleme esastır. Temel toprak işleme, tohum yatağı hazırlarma ve ekim işleri ayrı ayrı yapılabildiği gibi, tüm işlemler birleştirilerek de uygulanabilir. Tohum yatağı hazırlama sırasında "yaylı kültivatör + döner tırmık” kombinasyonu (kombikürümler) veya diskli tırmık (diskaro) kullanıldığı gibi, toprak fazla kabartılmışsa merdane veya sürgü ile toprak bastırılarak tohum yatağı ekime hazır hale getirilmektedir. Kombikürüm Diskli tırmık Merdane

10 Koruyucu Toprak İşleme
Bu sistemde toprağı devirerek işleyen pulluk kullanılmamaktadır. Derin toprak işleme aleti olarak pulluğun yerini çizel almaktadır. Çizel de sadece toprak sıkışması sorunu olan yerlerde kullanılır. Çizel toprağı devirmeden işler ve toprağı kabartır. Toprak rutubetinin toprak işlemeden sonra azalması pulluğa göre çizelde daha az olmaktadır. Tohum yatağı hazırlamada ise daha çok traktör kuyruk milinden hareket alarak çalışan toprak işleme makinaları (Rototiller, dik rotovatör veya döner tırmık vb.) kullanılmaktadır. Koruyucu toprak işlemede işlemler tek tek yani temel toprak işleme, tohum yatağı hazırlama ve ekim işleri ayrı ayrı yapılabildiği gibi, alet kombinasyonları kullanarak işlem sayısını azaltmak da mümkündür. Çizel Rototiller Dik rotovatör Döner tırmık

11 Koruyucu toprak işlemede iki temel düşüncenin gerçekleşmesi amaçlanır:
Ön bitki veya ikinci ürün artıklarının tarla yüzeyine veya yüzeye yakın katmanlara yerleştirilmesi. Böylece, tarla yüzeyi tüm yıl boyunca erozyon ve toprak kaymak tabakasına karşı korunur. 2. Toprak işlemede işlem sayısının azaltılması. Böylece toprak sıkışıklılığından korunmuş uygun bir toprak yapısı elde edilir.

12 Toprak İşlemeden Ekim (Doğrudan Ekim)
Bu yöntemde toprak işleme yapılmaz. Bir önceki ürünün anızına ekim gerçekleştirilir. Bunun için anızda tıkanmadan çalışabilen özel ekim makinelerine ihtiyaç vardır. Doğrudan ekim sisteminin başarısı iklim ve toprak koşullarına, ekim makinesinin performansına ve yabancı ot mücadelesine bağlıdır.

13 Ekolojik tarımda öncelikle mevcut toprağın kaybedilmemesine ve korunmasına özen gösterilmelidir. Toprak işlemenin erozyona yol açmaması için eğimli arazilerde işlemlerin eğime dik yapılması gerekmektedir. Eğime paralel yapılan işlemler özellikle su erozyonunu artırmaktadır. Bununla birlikte toprak yüzeyinin, rüzgarın taşıma gücüne karşı koyacak büyüklük ve ağırlıkta agregatlardan oluşması sağlanmalıdır.

14 Toprağın organik madde miktarı ve mikrobiyolojik aktivite üzerine farklı toprak işleme yöntemlerinin etkilerinin incelendiği bir çalışmada topraktaki genel bakteri sayısının değişik toprak işleme aletleri ile (rotovatör, goble diskaro, rototiller, kültivatör ve pulluk) toprak işlendikten sonraki durumu karşılaştırılmıştır. Pamuk tarımında, toprak işleme öncesi ve ekim sonrası (1, 2 ve 3 ay sonlarındaki durum) genel bakteri sayıları incelendiğinde goble diskaro, ve rototiller gibi makinalarının kullanıldığı parsellerde benzer ilişki içinde genel bakteri sayısında artış saptanırken, pullukla işlenen parselde genel bakteri sayısında bir azalma olmuştur. Bu da göstermektedir ki pulluk kullanıldığında mikroorganizma faaliyetlerinde bir yavaşlama söz konusudur.

15 Tarımsal üretimde kullanılan toprak işleme tekniklerinden bazıları ekolojik tarımın isteklerine cevap verebilecek durumdadır. Ancak bu tekniklerin hangisinin kullanılması gerektiği konusunda verilecek kararda -üretimi yapılacak bitkinin cinsi ve agroteknik istekleri, -arazinin konumu ve erozyon etkisinde olup olmadığı, -toprak yapısı ve nem durumu vb. gibi kriterlerin dikkate alması gerekmektedir.

16 Koruyucu toprak işleme tekniklerinden bazıları şu şekilde açıklanabilir:
Minimum Toprak İşleme Minimum veya azaltılmış toprak işlemede geleneksel yönteme göre daha az sayıda işlem yapılır. Bu toprak işleme sisteminde bazı uygulamalarda pulluk kullanılmaktaysa da, özellikle traktör kuyruk milinden hareket alarak çalışan toprak işleme makinaları tercih edilmelidir. İşlem sayısının azalması sonucunda tarla trafiği azaldığı için toprak sıkışması en aza indirilmiştir. Ayrıca bu yöntem enerji ve insan işgücü açısından tasarruf sağlamaktadır. Minimum toprak işlemenin ekolojik tarıma uygun tekniği olduğu söylenebilir.

17 Malçlı toprak işleme Malçlı toprak işlemede ağır kültivatörler birincil toprak işleme aletleri olarak kullanılır. İkincil toprak işleme az veya yoktur. İkincil toprak işleme aletleri olarak yaylı kültivatör + tiller döner tırmık kombinasyonu, diskaro veya traktör kuyruk milinden hareket alarak çalışan toprak işleme makinaları kullanılabilir. Malç tarımının amacı, toprak neminin muhafazası, rüzgar ve su erozyonunun azaltılmasıdır. Bu yöntemde ekolojik tarımın isteklerine cevap verebilmektedir ve özellikle erozyon tehlikesi olan topraklarda uygulanabilir. Toprak vüzeyinin saman, kıyılmış mısır sapları gibi bitki artıkları ile kaplanması bölgenin yağmur karakteristiğine, toprak tipine, meyil ve diğer etmenlere bağlı olarak toprak erozyonunu büyük oranda azaltmaktadır. yaylı kültivatör tiller döner tırmık ağır kültivatörler

18 Şeritvari Toprak İşleme
Sonbaharda toprak işleme yapılmış olan tarlada özellikle çapa bitkilerinin yetiştirilmesinde erken ilkbaharda ikincil toprak işlemeden sonra hava koşulları ve toprak sıcaklığı uygun bulunduğunda frezeli ekim gerçekleştirilir. Ekim makinasının gömücü ayakları önünde giden freze organı toprağı 30 cm genişlikte ve 4-5 cm derinlikte işlemekte, arkasından bu işlenmiş sıralara ekim yapılmaktadır. Böylece şeritler halinde toprak işlenmiş (30 cm genişlik) ve işlenmemiş alanlar (sıra arası) oluşturulmaktadır. Bu yöntemin su muhafaza yönünden olumlu özellikleri vardır. Rüzgar erozvonu ve toprak tavının kaçması sorunu büyük ölçüde azalır.

19 Düşey Malçlama - Derin Toprak İşleme
Diğer satıhsal toprak işleme yöntemleriyle etkili bir kök gelişmesi için gerekli ortam her zaman sağlanamamaktadır. Toprak sıkışması sorunu olan topraklarda su infiltrasyonunu ve bitki kök gelişmesi bozulmaktadır. Düşey malçlama tekniğinde ekimden önce bitki sıraları altına dipkazanla işlenmektedir. Özel olarak hazırlanan bir sistemle dipkazanın açtığı çiziye malç malzemesi düşey olarak yerleştirilir.

20 Malç malzemesinin düşey olarak bir duvar şeklinde toprağa yerleştirilmesi dört önemli soruna çözüm getirir. - Bitki artıklarının toprağa gömülmesi, böcek zararını ortadan kaldırır. - Organik maddenin toprağa iadesi ile toprağın durumu iyileşir. - Yerleştirilmiş elastik organik materyal, toprak sıkışması sorununu ortadan olmaz. - Toprağın su geçirgenliği artar, yüzey akışı azalır. Böylece erozyon da önlenmiş olur.

21 Erozyon kontrolü için üç yolla bitki artıkları (malç) kullanılabilir:
1. Bitki artıkları tarlada hasattan sonra bırakılır. Erozyon kontrol değeri bitkinin cinsine ve hasat yöntemine göre değişir. 2. Bitki artıkları toprağa karışabilir. Böylece toprağın fiziksel durumu düzeltilir, infılitrasyon çoğalır, erozyon kontrolü mümkün olur. 3. Bitki artıkları kıyılarak yüzeye serpilerek toprak yüzeyi kaplanır. Ayçiçeği ve pamuk saplarının kıyılması bu bakımdan önemlidir. Malçlı toprak işleme toprak ve su muhafazasını sağlamasına rağmen, yapılan araştırmalar bu tip toprak işlemenin tarladaki otlanmayı artırabileceğini ve haşerelere yataklık edebileceğini göstermektedir. Bu nedenle bu tekniğin uygulanmasında bu konulara çözüm bulunması gerekmektedir.

22 Doğal Kökenli İnorganik Materyallerin Toprak İlave Edilmesinin Organik Tarımdaki Önemi
Toprağa doğal yollarla kazandırılabilen elementlerin başında azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, mağnezyum ve kükürt gelmektedir. Toprakta bağlı bulunan organik formdaki azotun yarayışlı hale geçmesi, toprakta azot bağlayan mikroorganizmaların çalışmaları, baklagil türü bitkilerle toprağa azot kazandırma gibi doğal yollarla toprağa azot temini topraktaki mikrobiyal işlevler sonucu gerçekleşmektedir.

23 Topraklarda genellikle % 0. 02-0
Topraklarda genellikle % arasında bulunan fosforun asıl kaynağı topraktaki kaya ve minerallerdir. Organik fosfor ayrışarak inorganik forma dönmeli ve çözünebilir forma dönen bu fosfor bitkiler tarafından alınmalıdır. Fosfor elementi, kök sisteminin gelişiminde, döllenme olayında, tohum oluşumunda gerekli bir elementtir, Doğal yollarla toprağa fosfor kazandırmada tek yol, öğütülmüş granüle veya toz fosfat kayalarının toprağa ilavesidir. Ülkemizde milyon ton civarında fosfat yatakları bulunmaktadır. Bunların en önemlisi de Mardin Mazı dağındadır.

24 Topraklarda önemli bir bitki besin elementi olan kalsiyum gerektiğinde kireçleme ile veya plajioklaslar, piroksenler, amfibo dolomit, jips gibi minerallerin öğütülerek toprağa ilavesi şeklinde de toprağa kazandırılabilir. Kalsiyum ve mağnezyum özellikle meyvecilikte önemlidir. Meyvelerin etli kısımlarına yetersiz Ca taşınması halinde kahverengi lekeler olarak ortaya çıkar, domatesde meyvede çürüme karnabahar ve kerevizde ise göbek çürümesi şeklinde görülür. Toprağa uygulanan materyallerin boyutları ne kadar ince olursa toprakta reaksiyona girmesi, Ca ve Mg iyonlarının yarayışlı hale gelmesi o derece hızlı olur.

25 Bitkiler için bir diğer gerekli besin elementi olan kükürt, toprağa doğal yollarla tarımsal toz kükürt olarak verilmektedir. Bitkiler S gereksinimini büyük ölçüde toprakların sülfat rezervlerinden sağlarlar. Bunun dışında havadan SO2,SO3 formunda da S alırlar. Elementer 5 veya kükürtlü bileşikler toprakta mikrobiyolojik olarak oksidasyona uğrayarak H dönüşmekte, bu da CaCO3,'a etki ederek CaSO4 oluşturmaktadır. Toprağın değişim kompİeksinde bulunan Na ile yer değiştiren Ca , alkali toprakların ıslahına da yardımcı olmaktadır. Ancak topraklarda oksidasyon koşullarının sağlanması gereklidir. Yine topraklarda yeterli düzeyde S-bakterileri bulunmalı, eğer yoksa aşılama yapılmalıdır. Toprak pH'sını düşürmek için de toz S toprağa serpilerek ve karıştırılarak kullanılmaktadır.

26 Topraktaki Organik Maddenin Devamlılığı ve Korunabilirliği, Organik Tarımdaki Önemi
Bileşiminde % lignin, % protein ile karbonhidratlardan oluşan humus, ligno-proteinat bileşimlidir. Humusun içeriğinde bulunan C ve N oranı C/N dar ise humus kolaylıkla ayrışır, geniş ise zor ayrışır. İşte içerisinde çoğu besin elementlerini de içeren humusun topraklara ilavesi nasıl ki zorunlu ise organik tarımda bu materyalin korunması iki kat daha zorunludur. Yine organik tarımda toprağın organik maddesi ne kadar önemli ise bu organik maddenin uzun yıllar itibariyle kullanabilirliği yani korunumu da o derecede önemlidir.

27 Topraklara ait bir çok fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar üzerine direk veya dolaylı yollarla etkili olan organik madde, ülkemiz mineral topraklarında pek yüksek düzeylerde bulunmamaktadır. Toprağa ait her horizonun organik madde veya humus içeriği de ayrımlı toprak gruplarında olduğu gibi geniş sınırlar içinde dağılım gösterir. Sürekli çayır bitkilerini içeren toprakların en üst horizonlarında % 15'lere çıkan organik madde, tarla topraklarında % 1,5-4 düzeylerine geriler. Turba yataklarında ise yer yer % 100'Iere ulaşabilir.

28 Bitki örtüsünün çeşidi yanında, miktarına ve iklim-toprak koşullarına da bağımlı olan organik maddenin büyük bir kısmı hızla ınineralizasyona uğrarken bir kısmı da humifikasyona girer. Daha önceki konularda da değindiğimiz gibi çeşitli faktörlerin etkilemesi sonucu organik maddenin parçalanıp, ayrışnıası bazı koşullarda ise yıkanarak kaybolması söz konusudur. Bu nedenle toprağa kazandırılan organik maddenin korunması amacına yönelik bazı önlemlerin alınması ve uygulanması zorunludur. Bunları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz;

29 a) Topraktaki organik madde miktarı, toprak işlenmesiyle direk ilişki halindedir. Toprağın işlenmesi organik maddenin ayrışmasını hızlandırır. Bu nedenle topraktaki organik madde düzeyinin düşmesini önlemek gerekir. Toprağın organik madde içeriğini yeniden arttırmak hem zor hem de pahalıdır. Toprakların yüzeysel işlenmesi veya daha az işlenmesi demek, toprağa daha az oksijen girmesi demektir. Bu da organik matervalin kısa sürede ayrışması işlemini geciktirecektir. Bu konuda yapılan birçok araştırma bulunmaktadır. ABD'de yapılan bir çalışmada on yıllık bir süreçde hiç sürülmemiş bir tarla toprağı ile klasik sürüm işlemlerinin uygulandığı aynı tarla toprağının organik madde içerikleri karşılaştırıldığında, hiç sürüm yapılmayan toprağın ilk 5 cm'de % organik madde bulunurken ışlenen toprakta bu değer %2-2.5'lara inmiştir. Özellikle toprak yüzeyine yakın derinliklerde (15-20 cm) belirgin bir organik madde farklılığı saptanmıştır.

30 b) Toprağa verilen organik maddenin temeli azottur
b) Toprağa verilen organik maddenin temeli azottur. Topraktaki organik maddenin yarayışlığı toprağa ilave edilen N ile gerçekleşir. Bu nedenle toprakdaki azot miktarını arttıran baklagil türü bitkilerin toprağa kazandırılması gerekir. c) Kompost denilen materyal olan yaprak, saman, mısır, ot artıkları vb. bitkisel kökenli artıklar uygun koşullarda çürümeye bırakılmalıdır. d) Toprağın organik madde içeriğinin az olması durumunda, topraktaki organik maddenin kökenini oluşturan bitkisel artıkların oluşabilmesi için azot dışında diğer bitki besin elementlerinin de ilavesi zorunludur. e) Topraktan kaldırılan ürün sonrası anız materyali topraktan uzaklaştırılmamalıdır. f) Eğer mümkün ise rotasyon sistemine göre üretim yapılmalıdır. Sürekli çapa bitkisi demek toprağın sürekli işlenmesi, yani organik maddenin hızla ayrışması ve mineralize olması demektir. Oysa tahılgillerin tarımında sürekli çapa yoktur.

31 g) Ülkemizde de geniş yataklar halinde bulunan ve ticari olarak da satılan torf ve turba türü zengin organik madde içeren artıkların da topraklara ilavesi olumludur. h) Organik maddenin ilavesi sonucu toprakta oluşan organomineral bileşikler, organik bileşiklerin mikrobiyel ayrışmaya karşı dayanıklılığını arttırmakta ve ayrışma sürecini geciktirmektedir. ı) Ahır gübresi veya çiftlik gübresi organik madde kazanımında iyi bir kaynaktır. Bitki besin maddeleri ve özellikle de zengin olan ahır gübresinin toprakta yine özellikle uygun toprak işleme ile korunumu da önemlidir. i) Toprağa verilecek organik materyalin toprak yüzeyine serpilmesi yerine bitki kökleri civarına ve belli bir derinliğe (25-30 cm) gömülmesi pratik olarak güç olsa da idealdir.

32 j) Baklagil türü bitkileri içeren yeşil gübreleme toprağa organik madde kazandıran önemli bir girdidir. Ancak bitkilerin mutlaka çiçeklenmenin başlangıcında toprağa karıştırılması ve karıştırmanın pek derin yapılmaması uygundur. Yine mümkün olduğunca az toprak işleme de artı bir girdi sağlayacaktır. k) Özellikle eğimli topraklarda büyük bir kaybı söz konusu olan organik madde, alınacak erozyon önlemleri ile azaltılır. l) Çeşitli doğal kökenli atıklar olan, mezbaha atıkları, tütün fabrikası atıkları, pamuk küspesi, prina, cibre, kemik tozu, kan tozu, tarımsal ürün işleyen fabrika atıkları gibi atıklar laboratuvar analizleri ve hatta tarla kalibrasyon çalışmaları sonucuna göre toprağa organik madde kazandırmada kullanılabilir.

33


"ORGANİK TARIMDA YER SEÇİMİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları