Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TOPLUMSAL BİR KURUM OLARAK

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TOPLUMSAL BİR KURUM OLARAK"— Sunum transkripti:

1 TOPLUMSAL BİR KURUM OLARAK
EĞİTİM KURUMLAR SOSYOLOJİSİ

2 EĞİTİMİN GENEL KARAKTERİ
Bireylerin sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilmeleri için çeşitli bilgi ve değerleri öğrenmeleri gerekir. En azından bir bireyin doğaya uyum sağlayabilmesi onu çok iyi bir biçimde tanımasına bağlıdır. F. Bacon’un dediği gibi ‘bilgi kuvvettir.’ İnsan yapısı gereği, doğada ve toplum içinde sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için bilgi öğrenmek ve onu kendi amacı doğrultusunda kullanan bir varlık olarak yaşamını sürdürmek zorundadır. EĞİTİM

3 EĞİTİMİN GENEL KARAKTERİ
Varlığa bilgi aracılığıyla nüfuz etmek ihtiyacı öğrenme sürecini öğrenme süreci de zaman içerisinde gelişerek eğitimle ilgili davranişları ve bu davranışlar da giderek eğitimin kurumsal bir yapı oluşturmasını sağlamıştır Eğitimin bu kurumsal karakteri bilgi ve uygarlık öğelerinin gelişmesine koşut olarak somut bir güç uygulamasına dönüşmüş ve böylece ders okul organizasyon gibi örgütlü kurumsal eğitici yapılar ortaya çıkmiştır EĞİTİMİN GENEL KARAKTERİ

4 EĞİTİM NEDİR? Eğitim düşünce ve uygulamalarında bireyin ve toplumun iç dünyasından gelen ve bu fışkırış halinde kendini gösteren duygusal yaşamıyla istence dayalı yapıp etmelerinin doğayla kaynaşmış etkili bir sentezi yer alır. Yani eğitim içinde cereyan ettiği toplumun sahip olduğu kamu bilincini oluşturan temel öğeler yanında incelmiş haldeki çeşitli zihinsel ürünlerle çağdaş uygarlığın gerek bilişsel ve gerekse genel kültür öğelerinin karışıp kaynaşmasıyla oluşan düşünce eylem ve eğiliöleri içine alan toplumsal bir kurum ve aynı zamanda da örgütlü bir uygulama biçimi olarak karşimiza çıkar. EĞİTİM

5 Eğitim, yalnızca yetiştirmeyi amaçlayan bilgi aktarımıyla ilgili bir eğitici çaba değildir. Bununla birlikte eğitim, bir araştırma, anlama ve yeniden biçimlendirme faaliyetidir de. Sanırım eğitimin sanatsal ve normatif karakteri yanında, bilimsel niteliği de burada aranmalıdır. Aslinda bu temel özellik, kullanılan malzemeyi tanıma ve anlama ihtiyaç ve arzusundan doğmuştur denilebilir. EĞİTİM NEDİR

6 EĞİTİMİN BİREYSEL KARAKTERİ
Her şeyden önce eğitim ve öğretim anlayış ve uygulamaları birey ve toplum için bir iç olaydır. J.J. Rousseau ile başlatılan pedagojik düşünce oluşumundaki çocuğun doğasına dönüş hareketi, J.F. Herbart ‘da çok güçlü bir felsefi pedagojik ve psikolojik içeriğe sahip olmuştur. Yirminci yüzyılın ünlü kadın eğitimcisi olan E. Key çocuğu bağımsız bir varlık olarak ele almaya çalışırken, aslında onun kendine özgü bir dünyasının bulunduğunu göstermek istiyordu. EĞİTİM

7 Çağdaş eğitimcilerden F. Y
Çağdaş eğitimcilerden F.Y. Eggersdorfer’e göre eğitim, insanın bütün iç güçlerinin açılıp gelişmesini sağlayan sürekli bir oluşumdur. Bu tanıma göre bireyin iç güçlerinin iyi bir şekilde bilinmesidir. Bireyin potansiyel haldeki güçlerinin tanınmasından sonra, bunu ortaya çıkarıp geliştirecek ve olgunlaştıracak yollar düşünülmelidir. Bu eğitim düşünürleri, eğitim aracılığıyla bireyin içten kavranmasını, iç dünyasının dışa vurumunu ve bu yönde biçimlenmesini savunurlar. EĞİTİM

8 Eğitim bireyi kendi gelişme yönüne ve yasalarına uygun olarak mükemmelleştirme ve kişilikli hale getirme işinden başka bir şey değildir. Stuart Mill ve Herbert Spencer gibi filozofların eğitime bakış açılarına göre bireyin eğitimi toplumun eğitiminin hatta insanlık eğitiminin özünü oluşturur. Ampirik felsefe ekolünün psikolojiye yansımasıyla ortaya çıkan deneyimci-davranışçı görüş, eğitim anlayış ve uygulamalarını da önemli ölçüde etkilemiştir. Bu eğitim anlayışına göre insan zihni, doğuşu itibarıyla ‘boş bir levha gibidir.’ İnsan organik doğasının dışında hiçbir şey getirmez ve her şeyi deneyim aracılığıyla kazanır. EĞİTİM

9 UZLAŞTIRICI EĞİTİM TANIMLARI
Fenomeloji, existansiyalizm, yaşam felsefesi ve yine bütüncü psikoloji ekollerinin eğitime bakışı birleştirici özellikler taşır. K. Jaspers varoluşçu felsefenin öncülerinden birisidir. Eğitimi şöyle tanımlar: Eğitim, bireyi bir aile babası, bir birliğin üyesi ve bir iş yerinin yöneticisi yapma işidir. Eğitimin toplumsal karakterini inkar etmemekle birlikte bireysel özellikleri savunan ve telifçi tavrıyla dikkati çeken ünlü Amerikalı eğitim filozofu J. Devey eğitim aracılığıyla yeni bir toplum modelinin oluşturulabileceğini savunur. EĞİTİM

10 UZLAŞTIRICI EĞİTİM TANIMLARI
J. Dewey’in bu eğitim tanımlarında sentezci bir anlayış sezilmektedir. Özellikle bireyin varlığı toplumsal bir zeminde ele alınmak zorundadır. Özellikle G. Kerschensteiner, bireysel gelişmenin gereği olan eğitim ilkeleri (bireysellik, özgürlük, aktivite) ile, toplumsal varlığı ifade eden eğitim ve öğretim ilkelerini (sosyalite, totalite, otorite ve nasyonalite) iş prensibi içerisinde birlikte ele alır. Başka bir anlayış biçimiyle G. Kerschensteiner, bireysel gelişimi hedefleyen eğitim çabaları ile yurttaşlık eğitimini birlikte düşünür ve iyi bir birey ve iyi bir yurttaş yetiştirmek ister. UZLAŞTIRICI EĞİTİM TANIMLARI

11 EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ
19. Yüzyılın ortalarında kendini gösteren eğitimin toplumsal karakterinin olduğu ya da eğitim aracılığıyla ‘toplumsal bir varlık yaratma’ düşüncesi, iki yönlü bir gelişme göstermiştir: Bu düşüncelerden birincisi Büyük Fransız Devriminin de etkisiyle eğitimi temel bir hak olarak sınıf, zümre, tabaka, ırk din ve cinsiyet farkı gözetilmeksizin toplum tabanına yayılmalı, ‘imkan ve fırsat eşitliği’ sağlanmalı ve bu konuda devlet bütün olanaklarını kullanmalıdır. EĞİTİM

12 EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ
Eğitimin toplumsal karakterini ön plana alan ikinci ana eğilim ise toplumun istediği, hatta idealize ettiği birey ve toplum tipinin yaratılmasıyla ilgilidir. Bizim düşünce tarihimizin son dönemlerinde Mehmet Said Paşa, Emrullah Efendi, Ziya Gökalp ve daha sonraki yıllarda da Mümtaz Turhan tarafından geliştirilen ‘Türk güzidelerinin yetiştirilmesi’ ve ‘birinci sınıf uzman yetiştirmek’ biçiminde özetleyebileceğimiz bu düşünce akımını kucaklamak üzere, üstün nitelikli birey ve ulusal değerlere bağlı yurttaş yetiştirmeyi de amaçlar. EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ

13 EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ
Paul Natorp’a göre, insanın eğitimiyle ilgili bütün faaliyetler, toplumsal zemine dayanmak ve bu zeminin gereğine uygun olarak biçimlenmek zorundadır. Toplumdan soyutlanan insan ‘fizikçinin atomu’ gibi soyut, hatta hayal edilen bir varlıktır. Paul Natorp’a göre eğitimi en güzel yansıtan toplumsal karakteridir. Özellikle eğitimin toplumsal karakterini vurgulamakla, bizim eğitimin kurumsal niteliği konusundaki görüşlerimize katkıda bulunduğu ve bazı pedagogların bireysel eğitim görüşlerini dengelediği ortadadır. EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ

14 EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ
Eğitimi toplumsal ve kültürel değerleri koruyan ve bu değerler aracılığıyla bireyi mükemmelleştiren bir olay biçiminde tanımlayan düşünür ve uygulayıcılardan biri de H. Lietz’dir. H. Lietz ‘Kır Eğitimi Hareketi’nin öncülerinden birisidir. ‘Asfalt Kültürü’ olarak adlandırdıkları hızlı sanayileşmenin yarattığı kültürel yozlaşma, toplum yapısını oluşturan çeşitli toplumsal sistem ve kültürel kurumların bozulmasını gündeme getirmiştir. EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ

15 EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ
Eğitimi toplumsal çevre ve boutuyla ele almaya ve tanımlamaya çalışanlardan biri deTheodor Geiger’dir. Bu Alman sosyolog eğitim olmadan bir toplumun var olamayacağını ve varlığını sürdüremeyeceğini söyler. Durkheim de eğitim ve okul kavramlarını şöyle ele alır: Eğitim ve okul sisteminin özünü kavramak istiyorsak onun şu andakikisvesini çıkarıp tarihine ulaşmamız gerekir. Onun günümüzdeki öğelerini var eden toplumun tarihsel kaynağıdır. Yalnızca tarih eğitimin nedenlerini neticelerini ve bunların arasındaki zincirin halkalarını aydınlatabilir. EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ

16 EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ
Eğitimin amacı, biireysel varlığımızın yanında toplumsal varlığımızı yani milli varlığımızı kurmaktır. Eğitim nasıl bir olaydır? sorusuna Weber, ‘ bireyin daha sonraki toplum yaşamında yerini belirleyen beceri ve deneyim kazandığı bir faaliyet çeşididir.’ der. Kısacası eğitim ile toplumsal oluş arasındaki ilşki en az bireysel güçlerin geliştirilmesi için gösterilen çabalar kadar önemlidir. EĞİTİMİN TOPLUMSAL KARAKTERİ

17 EĞİTİMİN AMACI Eğitim bireysel güçleri geliştirmeyi amaçlayan bir nitelikle varlığını sürdürür. Doğal olarak eğitim bir yandan evrensel insani değerleri genç kuşaklara ve çocuklara aşılarken, diğer yandan da toplumsal bilinci oluşturan ulusal değer ve ülküleri de onlara kazandırmak zorundadır. Eğitimin birinci yönünün muhafazakar bir tavır sergilemesine karşın ikinci yönü atılımcı ve gelişimci bir nitelik taşır. EĞİTİM

18 İnsanlık bilincinin uyandırılması Bireysel gelişimin sağlanması
EĞİTİMİN AMACI Eğitimin amaçları saptanırken çağın gerçekleri ile toplumun ve bireyin ihtiyaçlarının dengelenmesini temel koşullardan biri olarak görmek gerekir. Bu bağlamda eğitim ve öğretimin dört çeşit amacından söz edilebilir: İnsanlık bilincinin uyandırılması Bireysel gelişimin sağlanması Bireyin güçlerinin saptanarak kendi doğrultusunda açılıp gelişimi öngören bir eğitim anlayışı ve uygulaması Toplumsal karakterin oluşturulması ve iyi bir yurttaş yetiştirmek EĞİTİMİN AMACI

19 EĞİTİMİN İŞLEVLERİ EĞİTİM

20 Eğitim kurumu insanların yarattığı kurumsal davranışların oluşturduğu en eski toplumsal yapılardan biridir. O doğal yaşayışın bir parçası gibi görünmesine rağmen aslında istence dayalı çabaların sonucudur. Hatta günümüzde eğitim toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasi etmenlerin kesiştiği bir nevi bileşke görünümündedir.

21 Eğitimin kurumsal ve genel işlevlerini 4 ana madde altında karakterize etmek mümkündür.
1- Önemli bir kontrol mekanizması geliştirerek muhafazakar bir tutum sergilemek. 2- Çeşitli toplumsal kültürel ve ekonomik değişmelere uygun olarak yapı elamanlarını revizyona tabi tutmak ve bunlara uyum sağlamak. 3- Planlı ve programlı bir değişim sürecinin odağı olmak. 4- Değişme istek ve girişimleri ile toplumun stabil ögeleri arasında denge kurmak.

22 BİREYDE İNSANLIK BİLİNCİNİN UYANDIRILMASI VE BU BİLİNCİN BELİRGİN BİR DAVRANIŞ FORMUNA VE İÇERİĞİNE KAVUŞTURULMASI Öğretim kurumunun önemli toplumsal işlevlerinden biri, birey olarak insanı kendini ve başkalarını tanımasıdır. Öğretimde bütün insanları sevgiye ve saygıya layık varlıklar olduğu vurgulanır. Bu nedenle öğretimde insanları birbirine yaklaştıran bilgi değer ve ögelerin yer alması evrensel bir insan imajına olduğu kadar uygarlık ürünlerinin kısaca benimsenmesine insanlar arası kin ve düşmanlık duygularının azalmasına ben merkezli (etnosantrizm) ön yargıya dayanan tutumların önlenmesine ve bunlara bağlı olarak yapay düşmanlıkların kalkmasına hizmet edebilir.

23 BİREYE TOPLUMSAL BİR KİMLİK-KİŞİLİK KAZANDIRMA VE İYİ BİR YURTTAŞ İŞLEVİ
Bireyin 3. doğasını toplumsal varlığı oluşturur. Bu doğanın oluşumunda en etkili kurum hiç kuşkusuz ailedir. Ancak ailenin yapmış olduğu çeşitli etki ve yönlendirme çabaları zaman zaman istenmeyen davranış biçimlerini gündeme getirebilir. Öğretim eyleminin mekanı olan okul verdiği çeşitli bilgiler aracılığıyla öğrenciyi iyi bir yurttaş ve iyi bir tolum mensubu yapmayı amaçladığından yapıp etmeyi buna göre düzenler.

24 İyi bir yurttaşlık eğitimi içersin de şunlar yer almaktadır:
1- Öğretim toplum kültürünü işleyerek muhafaza eder ve öğrenmenin ilkelerine uygun bir biçimde tasnif ederek kullanıma hazır hale getirir. 2-Öğretim ulusal dilin düzgün ve doğru bir biçimde konuşulmasını ve yazılmasın sağlayacak şekilde programlarını düzenler. 3- Öğretim öğrencilere toplum kural ve ölçülerine göre davranışta bulunma gereğini telkin eder.

25 BİREYİ İYİ BİR ÜRETİCİ VE AKILLI BİR TÜKETİCİ YAPMA İŞLEVİ
Öğretim bireyselliğe özgü ana ögeleri işlerken ondaki girişimcilik yetisini saptayarak geliştirmek, iş yapma kudret ve kapasitesini artırmak zorundadır. Öğretim aracılığıyla kazanılan beceriler ve öğrenilen bilgiler toplumun yetişmesi ve olgunlaşması için değerli hale getirilir.

26 BİLGİ ÜRETİMİ VE BİLGİNİN AKTARMA İŞLEVİ
Günümüzde bilginin toplumsal koşullarının nedenlerini ve işlevlerini inceleyen çok yeni bir sosyoloji disiplini gelişmiş bulunmaktadır. Bu sosyoloji bilimi ‘’Bilgi Sosyolojisi’’dir. Toplumsal etki ve şartların insanın sahip olduğu bilgi düzeyini etkileyerek şekillendirdiği konusunu gündeme getiren ilk filozoflardan birisi Bacon’dur. Ona göre bilgi bir güç bir iktidar vasıtasıdır. Doğaya egemen olmak için onun özüne nüfuz etmek yasa ve ilkelerin dayandığı özü kavramak gerekir. Eğer insan egemen bir konuma gelmek istiyorsa bilgiye sahip olmak zorundadır.

27 Bilginin mahiyeti yanında toplumsal işlevi konumunda çalışan çok sayıda düşünür bulunmaktadır. Bu düşünürlerden en önemlisi Karl mannheim’in özel bir yerinin bulunduğunu söylemeliyiz. Karl Manheim’e göre toplumsal ve kültürel yapılar arasındaki ilişkileri genel bir nedenselliğe bağlamak yerine, işlevsel etkilere, yani bir iş bir aksiyon ifade eden ögelere dayandırmak daha tutarlıdır. Çünkü düşünce mutlaka bir varlığa bağlantılı olmalıdır. Toplumu oluşturan çeşitli varlıklar, belirgin bir objeye dayanırlar ve sürekli ve olarak işlevsel bakımdan birbirlerini etkilerler. İşte bu etkileme işinde en önemli öge bilgi’dir.

28 EĞİTİMİN KÜLTÜREL İŞLEVLERİ
Eğitim süreciyle kültürel doku arasında çok sıkı bir ilişkinin bulunduğunu biliyoruz. Özellikle bu ilişki kültürel ögelerin korunması ve değiştirilmesi açısında ele alınabilir. Burada eğitimciyi ilgilendiren ana sorunlardan biri programlama yaparken kültürün hangi ögelerinin değiştirilmesi ve hangi ögelerinin ise korunarak güçlenmesi gerektiğinin irdelenmesidir. Eğitimin temel anaçlarından biri insanın bir bütün olarak gelişmesine ve olgunlaşmasına yardımcı olmaktır. İnsan eğitim aracılığıyla gelişip olgunlaştıkça onu kuşatan sosyo-kültürel ortam ve onun üzerine kurulu olan çeşitli yapılarında farkına varacaktır.

29 EĞİTİMİN TOPLUMSAL HAREKETLİLİĞİ SAĞLAMA İŞLEVİ
Bir toplumun yapısını oluşturan çeşitli parça ve ögelerin farklılaşmasıyla ortaya çıkan ilişki değişimine toplumsal hareketlilik denir. Toplumsal hareketlilik yatay ve dikey olmak üzere 2 ye ayrılır. Çağdaş ve demokratik bir siyasal yönetim biçiminde uygulanan eğitimin en önemi işlev ve görevlerinden biri ayrım gözetmeksizin eğitici şemsiye altına almasıdır. Devlet bu önemli toplumsal işlevi yerine getirdiğinde yurttaşlar arsında imkan ve fırsat eşitliği sağlamış olur ki toplumsal hareketliliğin dinamiklerini burada aramak gerekir.

30 EĞİTİMİN TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMEYİ GERÇEKLEİTİRME İŞLEVİ
Toplumsal değişim sürecinde eğitimin 3 çeşit işlevinden söz edilebilir. 1- Değişme karşısında muhafazakar bir tavır takınarak direnç gösterme 2- Bizzat değişme sürecinin odağında yer alarak onu yönlendirmek 3- Değişme eğilimlerinin karşısın da alternatif önlemler üreterek bir sentez düşüncenin oluşmasını sağlamak.

31 HAZIRLAYANLAR NAİME DİLEKÇİ 130603049 ÖZGE KAPLAN 130603018
SEVDA BAYAR Nevrotik İhtiyaçlar HAZIRLAYANLAR


"TOPLUMSAL BİR KURUM OLARAK" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları