Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TERBİ Kelime anlamı “dörtleme” dir.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TERBİ Kelime anlamı “dörtleme” dir."— Sunum transkripti:

1

2 TERBİ Kelime anlamı “dörtleme” dir.
Bir gazelin beyitlerinin üstüne başka bir şair tarafından aynı ölçü ve uyakta ikişer dize eklenerek yazılan murabbaya denir. Kafiye şeması: (aa)aa (bb)ba (cc)ca... Az kullanılmış bir nazım biçimidir.

3

4 2. BEŞLİLER a. MUHAMMES (5) Bu biçimde şarkılar da yazılabilir.  b. TARDİYE (5) Muhammesin özel bir biçimidir. Şeyh Galip, Hüsn ü Aşk’ta kullanmıştır. c. TAHMİS (5) Bir şairin gazeline aynı ölçü ve kafiyede üçer mısra eklemeyle oluşur. Nazım biçimi şöyledir: (aaa)aa – (bbb)ba- (ccc)ca... d. TAŞTİR (5) Gazelin beyitleri arasına üç mısra eklenmesiyle oluşur: a(aaa)a- b(bbb)a- c(ccc)a

5 Namık Kemal, Muhammes(Aslı 33 beşlik içerir.)
Âh! Yaktık şu mübarek vatanın her yerini Saçtık eflâke kadar dûdini, ateşlerini Kapadı gözde olanlar çıkası gözlerini Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini Yok imiş kurtaracak bahtı kara mâderini Serilip hâk-i hakârette vatan can veriyor “Yetişin, son nefesimdir, gelin imdâde!” diyor Sevgili valdemiz akıbet elden gidiyor

6 TARDİYYE , Şeyh Gâlib Çıkdım ser-i dâra hemçü Mansûr Âvâzım ezân-ı nefha-i sûr Gal kıldı gülûmu şâh-ı mansûr Oldum sipeh-i belâya mahsûr Ol pâdişehin peyâmı yok mu Kâm aldı bu çerhden gedâlar Ferdâlara kaldı âşinalar Durmaz mı o ahdler vefâlar Geçmez mi bu etdiğim duâlar Hâl-i dilin intizâmı yok mu Dil hayret-i gâmla lâl kaldı Gâlib gibi bî-mecâl kaldı Gönderdiğim arz-ı hâl kaldı El’ân bir ihtimâl kaldı İnsâfın o yerde nâmı yok mu Hoş geldin eyâ berîd-i cânân Bahşet bana bir nüvîd-i cânân Cân ola fedâ-yı iyd-i cânân Bî-sûd ola mı ümîd-i cânân Yârin bize bir selâmı yok mu Ey Hızr-ı fütâdegân söyle Bu sırrı idüp iyân söyle Ol sen bana tercemân söyle Ketm etme yegân yegân söyle Gâm defterinin tamâmı yok mu Yâ Rabb ne intizârdır bu Geçmez nice rûzgârdır bu Hep gussa vü hârhârdır bu Duysam ki ne şîve-kârdır bu Vuslat gibi bir merâmı yok mu

7 Cepheden topları ejder gibi bârû-efken
TAHMİS: Başka bir şairin gazelinin üstüne üç mısra daha eklemekle oluşan şiir. (aaa)aa – (bbb)ba- (ccc)ca Aşağıdaki tahmis Yahya Kemal Beyatlı’nın Sultan Reşad’ın gazelini tahmis etmesiyle meydana gelmiştir. Her beşliğin sarı renkli son iki dizesi(beyit) Sultan Reşad’a aittir. Cepheden topları ejder gibi bârû-efken Arkasında gemiler bir sürü dîv-i âhen Gökte tayyârelerinden saçarak nâr u fiten Savlet etmişti Çanakkale’ye bahr ü berden Ehl-i İslâm’ın iki hasm-ı kavîsi birden Kadın erkek anadan tâ süt emen yavrumuza Hepimiz canla sarıldık tâ vatan duygumuza İntizâr eyledi gafletle âdû korkumuza Lâkin imdâd-i İlâhî yetişip ordumuza Oldu her bir neferi kal’a-yı pûlâd-beden Şükür Allah’a ki gördüm bu mübârek sînde Kahraman ordumu serhadde muzaffer zinde Müjde İran ile Turan’a Çin ü Hind’e Asker evlatlarının pîş-geh-i azminde Aczini eyledi idrâk nihâyet düşmen Allah Allah nidâsıyla muhâcim ahrar Tepelerden boşalıp sâika-vâri kahhâr Ettiler düşmeni bir öyle ki iclâ-yı kenâr Kadr ü haysiyyeti pâymâl olarak etti firâr Kalb-i İslâm’a nüfûz eylemeğe gelmişken Rûh-ı peygamberi tebşîre giderken şühedâ Millet arkada bugün vecd ile tekbîr-serâ Sen de mihrâb-ı hilâfette cebîn-sâ-yı senâ Kapanıp secde-i şükrâna Reşâd eyle dua Milk-i İslâm’ı Hudâ eyleye dâim me’men

8 TAŞTİR: Gazelin beyitleri arasına üç mısra eklenmesiyle oluşur: a(aaa)a- b(bbb)a- c(ccc)a
1 4 Fermân-ı aşka cân iledir inkıyâdımız Pürdür hayâl-ı yâr ile her lâhza yâdımız Mevkûfdur o mâhe samîm-i fuâdımız Hır varınca haddine hestî-i şâdımız Hükm-î kazâye zerre kadar yok inâdımız Zühd ü salâha eylemeziz ilticâ hele Sâr-ı ittikâye bedel câm alıp ele Dünyâda vârımız yoğumuz vermişiz yele Çekmekteyiz kavâfil-i uşşâka meş'ale Tuttu eğerçi âlem-i kevn'ı fesâdımız 5 2 Bâş eğmeziz edâniye dünyâ-yı dûn içün Ettik fedâ zevâhir-i şevkî-i derûn içün Sattık metâ-ı ömrü mey-î lâl-gûn içün Nevbet çalınca rıhlet-i milk-î sükûn içün Allaha'dır tevekkülümüz i'timâdımız. Meyden safâ-yı bâtın-ı humdur garaz heman Değmezdi yoksa sekrine peymâne-î mugan Her câm içinde seyredilür başka bir cihan Şürb-î müdâm içün neye kıldık fedâ-yı can Erbâb-ı zâhir anlayamazlar murâdımız. 3 6 Biz müttekâ-yı zerkeş-i câhe dayanmazız Bâlîn-i baht-ı cây-i mübâhât sanmazız Pervâne-vâr şem'i mükâfâte yanmazız İkbâl içün mevâid-i İblîse kanmazız Hakk'ın kemâl-i lûtfunadır istinâdımız Minnet Hudâ'ye devlet-i dünyâ fenâ bulur Elhak gazelde neşve-i Bâkî bekâ bulur Ahlâf o nazm'e gûş tutarken safâ bulur Taştîrimiz bu sâyede az çok bahâ bulur Bâkî kalur sahîfe-i âlemde âdımız.

9 3. ALTILILAR a. MÜSEDDES (6) Bentleri 6 dizedir. b. TESDİS (6) Bentleri 6 dizedir. aaaaaa-bbbbba-ccccca-ddddda-eeeeea

10 Şeyh Galib, Müseddes 1.Tedbirini terket; takdir Allah'ındır. Sen yoksun; o benlikler hep vehmindir; zannındır. Birdenbire aşkı bul, bu armağan bulanındır. Devran , devran olalı , temiz kişilerindir. (İlahi zevk sahiplerinindir) Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır. (Pir-i Mugan, ateşperestlerin piri , ulusu, dini lideri demektir. Şarap ateşe benzetilmiş, meyhaneciye de pir-i mugan denmiştir. Mecazen bu kainat , bereket ve neş'e meyhanesi; şarap da neş'e, feyz ve bereket gibi düşünülmüştür. Pir-i mugan o neş'eyi sunan bir tekke şeyhidir). Tedbirini terkeyle takdir hüda'nındır Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümanındır Birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır Devran olalı devran erbab-ı safanındır Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır Meyhaneyi seyrettim uşşaka mataf olmuş Teklif ü tekellüften sükkanı maaf olmuş Bir neşe gelüp meclis bi havf u hilaf olmuş Gam sohbeti yad olmaz meşrebleri saf olmuş Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır Ey dil sen o dildara layık mı değilsin ya Da'va-yı mahabete sadık mı değilsin ya Özrü nedir Azra'nın Vamık mı değilsin ya Bu gam ne gezer sende aşık mı değilsin ya Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır Mahzun idi bir gün dil meyhane i ma'nade İnkara döşenmiştim efkar düşüp yade Bir pir gelüp nagah pend etti alel- ade Al destine bir bade derd ü gamı ver bade Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır Bir bade çek efzun kap mecliste zeber-dest ol Atma ayağın taşra meyhanede pa- best ol Alçağa akar sular Pay i huma düş mest ol Pür cuş olayım dersen Galib gibi düş mest ol Aşıkta keder neyler gam halkı cihanındır Koyma kadehi elden söz pir-i muganındır 2. Meyhaneyi seyrettim; aşıkların, çevresinde dönüp durdukları yer olmuş; orada oturanlar tekliften de , tekellüften de affedilmişler. Bir neşe gelmiş; mecliste ne korku kalmış, ne aykırılık; gama dair bir sohbet yapılmıyor, çünkü hepsinin de meşrebi tertermiz bir hale gelmiş. Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır. 3. Ey gönül, sen o gönül alana layık mı değilsin; yoksa sevgi davasında gerçek mi değilsin? Azra'nın özrü nedir; sen Vamık mı değilsin. Sen de bu gam ne gezer; yoksa aşık mık değilsin. (Vamık ve Azra, Fars edebiyatında işlenmiş hikayelerden biridir. Azra, Vamık adlı erkeğin sevgilisidir). Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır. 4.Bir gönül , mana meyhanesinde mahzundu; hatıra fikirler düşmüştü; inkara döşenmiştim. Bir pir, ansızın geldi alelade öğüt verdi; eline bir şarap kadehi al, dedi ve gamı yele ver gitsin dedi. Aşıkta keder neyler? Gam , dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır. 5. Bir kadeh (aşktan) şarap çek, içtikçe iç; meclisten yücel; sözün üstün olsun, ayağını dışarıya atma; meyhanede ayak dire, oraya bağlan. Sular alçağa akar; sen de küpün ayak ucuna düş; mest ol. Coşup köpüreyim dersen Galib gibi sarhoş ol. Aşıkta keder neyler? Gam, dünya halkınındır; feyiz ve neşe kadehini elinden bırakma, söz pir-i muganındır.

11 4. MÜSEBBA (7) Bentleri 7 dizelidir
4. MÜSEBBA (7) Bentleri 7 dizelidir. aaaaaaa-bbbbbba-cccccca-dddddda-eeeeeea 5. MÜSEMMEN (8) Bentleri 8 dizelidir. 6. MÜTESSA  (9) Bentleri 9 dizelidir. 7. MUAŞŞER (10) Bentleri 10 dizelidir. 8. TA’ŞÎR(10) Bir başkasının gazelinin beyitlerine 8 mısra eklemektir.

12 Kan ağlasın bu dide-i dür-barım ağlasın
Müsemmen :Bentlerinin dize sayısı sekiz olan divan şiiri nazım biçimidir. Uyak düzeni genellikle aaaaaaaa-bbbbbbba-ccccccca-ddddddda-eeeeeeea.... şeklindedir. Ancak aaaaaabb-ccccccdd-eeeeeff-gggggghh... şeklinde olanları da vardır. Kan ağlasın bu dide-i dür-barım ağlasın Ansın benim o yâr-ı vefâdarım ağlasın Çeşm ü dehan u ârız u ruhsârım ağlasın Baştan başa bu cism-i siyeh-karım ağlasın Agyarım ağlasın bana hem yârım ağlasın Gûşeyleyen hikâtet-i Esrarım ağlasın Na-dîde bir güher telef ettim dirîg u ah Hâk içre defnedüp gerü gittim dirîg u ah Bu inciler yağdıran gözün kan ağlasın; benim o vefalı dostumu ansın, ağlasın. Gözüm, ağzım, yüzüm, yanağım, baştan başa şu karalara batmış, (yaslara girmiş) bedenim ağlasın; bana hem yabancılarım ağlasın; hem de dostlarım ağlasın, Esrar'ımın hikayesini duyan ağlasın.Yazık görülmemiş bir inciyi kaybettim; yazık, toprağa gömüp geri gittim. Zât-ı şerîfi âleme bir yâdgâr idi Fakr u fenâ vu aşk u huner ber-karar idi Her şeb misâl-i şem' benimle yanar idi Sâye gibi yanımda enîs-i nehâr idi Hakka tamam âşık idi yâr-ı gâr idi Birkaç zaman muammer olaydı ne var idi Allah verdi aldı yine kurb-i hazrete Biz kaldık intîzar rûz-i kıyamete Yüce zâtı aleme bir yadigardı. Varlıktan geçiş, yokluğa eriş, aşk, hüner hepsi de onda vardı. Her gece benimle mum gibi yanardı; gündüz de gölge gibi bana eş dost olurdu. Gerçekten tam bir âşıktı, en sıkıntılı demde, mağarda bile eşti, dosttu. Birkaç zaman yaşasaydı ne vardı? Allah verdi, gene manevi yakınlık makamını aldı.Kıyamet gününü bekleyerek biz kalakaldık. Âhır nefeste sohbeti oldu mahabbet âh Bir yâre urdu bağrıma ah derd-i firkat âh Gelmezdi hiç kalb-i fakıyre bu sûret âh Ey kâş etmeyeydim o âşıkla sohbet âh Yakmazdı belki cânımı bû nâr-ı hasret âh Telhettikâmımı o zehirnak şerbet âh Eyvah elden o gul-i handanım aldı mevt Esrar'ım aldı cümle dil ü canım aldı mevt Son nefeste konuştuğu, söylediği söz, sevgiydi ah. Ayrılık derdi, bağrıma bir yara açtı ki, ah.Yoksulun gönlüne böyle birşeye uğrayacağı hiç gelmezdi; ah. Ah, keşke o aşıkla tanışmamış, görüşmemiş olsaydım; belki canımı bu hasret ateşi yakmazdı, ah. O zehirli şerbet, dilimi, damağımı, acıttı, ah. Eyvah, o gülen gülümü ölüm, elden aldı; Esrar'ımı aldı ölüm, gönlümü, canımı aldı. Olsun mübârek ol mehe kabr-i saadeti Mevlâ müesser ede makam-ı şefaati Bitmiş ne çâre dâne vü gelmişti saati Dehrin budur hemişe muhibbana adeti Tefrıyk içündür etse de izhar vuslatı Zehri yutulmaz ağza alınmaz harâreti Ben gördüm bu dar-ı fenaın fenasıdır Bâkıy Hudâ rızası bakaa hak bakaasıdır Kutlu kabri o Ay'a mübârek olsun; Tanrı, şefaat makamına erişmeyi ona kolaylaştırsın. Ne çare yiyeceği tanesi bitmişti, ecel saati gelmişti. Zamanın aşıklara âdeti, daima budur. Buluşup kavuşmayı meydana getirmesi bile ayırmak içindir; zehri yutulmaz; sıcaklığı yüzünden ağza alınmaz. Benim gördüğüm yokluk yurdunun yokluğudur; kalan ancak Allah rızâsıdır; ebedilik, ancak Allah'ındır. Meydan-ı Mevlevide nişan aşikar edip Pervâz ederdi şevk ile ankaa şikar edip Eylerdi nay u defle semâ ah u zar edip Bulmuştu kan-ı matlabı Hak'ta karar edip Almıştı müjde kûyuna yarın güzâr edip Gitti ne çâre Gâlib'i hasretle yâr edip Olsun visal-i hazret-i piranla kam-yab Kıldı karin-i kabr-i Fasih-i felek-cenab Mevlevi meydanında apaçık bir aşk nişanı dikmişti; şevkle uçar, zümrüdü ankayı bile avlardı. Ah edip ağlar, inler, neyle,defle sema ederdi. Hak varlığında karar ederek madenini bulmuştu.Sevgilinin civarına uğrayıp müjde almıştı. Ne çare, Galib'i hasrete eş dost edip gitti. Pîrlerle buluşarak muradına ersin; Eşiği gökyüzü olan Fasih'in kalbine komşu oldu.


"TERBİ Kelime anlamı “dörtleme” dir." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları