Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ARABULUCULUK Arabulucuda olması gereken temel beceriler:

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ARABULUCULUK Arabulucuda olması gereken temel beceriler:"— Sunum transkripti:

1 ARABULUCULUK Arabulucuda olması gereken temel beceriler:
ihtilaf analizi Yrd. Doç. Dr. İdil Elveriş

2 İhtilaf analizi Arabuluculuk, üçüncü bir kişi eliyle müzakere etmektir. Ancak hiçbir ihtilaf, arabulucunun önüne güzelce paketlenmiş, kolayca anlaşılacak şekilde gelmez. Bu nedenle arabulucu, tarafları aktif şekilde dinler. Bu sayede ihtilafı ve ortada bulunan konuları anlar. Diğer yandan, ihtilaf konuları kadar önemli olan taraflar arasındaki iletişim şeklini/engellerini görür. (Bunlara ilişkin yapması gerekenler olabilir) Ancak arabulucu sadece dinlemez, aynı zamanda ihtilafı analiz de eder. Bu analiz, tarafların daha sonra müzakere edebilmeleri için de bir ilk adımdır.

3 “Evet”e göre müzakere Arabulucu, ihtilafı analiz ederken, “Evet” kitabında yer alan müzakere prensiplerinden yoğun şekilde yararlanır. “Evet”e göre, müzakere bir iletişim sürecidir. Bizim kontrolümüzde olmayan bir şeyi elde etmek için müzakere ederiz. Hatta modern hayatta herkes müzakere eder. Eşinizle hangi filme gideceğiniz, çocukların kaçta yatacakları, bu seneki maaş artışınızın ne olacağı, hocanın size yeni bir sınav hakkı verip vermeyeceği bunların hepsi bir müzakere konusudur.

4 “Evet”e göre müzakere Avukatlara başkaları adına müzakere etmeleri için para ödenir. Bu anlamda müzakere avukatların sık sık yaptıkları bir şeydir. Hatta bu nedenle de iyi müzakereci olduklarını düşünürler. Oysa sık müzakere yapmak etkin bir müzakereci olmak anlamına gelmez. İyi bir müzakereci nasıl tanımlanabilir? Özellikleri nelerdir?

5 Avukatlarca (veya taraflarca) yürütülen müzakerelerde ne olur?
Öncelikle bu tip müzakereler yarışmacıdır: zero-sum (sıfır toplam). Win-lose sonuçlar yaratır. Ben kazanırsam, o kaybeder. O kazanırsa, ben kaybedeceğim. Bu çıkarım, dağıtıcı adalet düşüncesinin sonucudur. Bu nedenle tarafların kendileriyle ilgilendiği bir süreçtir. Ne istediğimi söylerim; birbirimizden taleplerde bulunuruz; bunlar yerine getirilmezse karşı tarafı masadan kalkmakla tehdit ederim. Kazanmak için bilgi saklarım. Aleyhe olan haberler/durumları nasıl “güzel şekilde” paketlerim üstüne kafa yorarım.

6 Avukatlarca (veya taraflarca) yürütülen müzakerelerde ne olur?
Stratejik davranılır. Blöf yapılır. (Elimi hemen açık etmeyeyim) Tehditler savrulur. Hedefler: Açılış rakamları bulunur. Çoğu zaman abartılı taleplerde veya ön-taleplerde bulunulur. Sonrasında azar azar (gıdım gıdım) bu rakamlar düşürülür. Karşı tarafın bilgisi kısıtlıysa bunlar işe de yarar. Hukuki pozisyonlar üzerinden konuşulur. Pozisyon nedir? Tarafların müzakerede somut, paraya çevrilen veya çevrilemeyen talep ve teklifleridir. (Bu araziden çıksın; tazminat bedelini ödesin; yükü boşaltsın; hisseleri iade etsin vs).

7 Avukatlarca (veya taraflarca) yürütülen müzakerelerde ne olur?
Kısaca, pozisyon konuştuğunuzda hukuk konuşursunuz. Mahkeme neye karar verir, sözleşmedeki şartlar nasıl yorumlanır, “ücret”in içine neler girer? Hukuki argümanlar diğer argümanları (vicdani, ahlaki, toplumsal) dışlar. Bunlar hukuki olmadıkları için denklemin dışında bırakılır. Oysa “conflict as property” ne diyor? İnsanlar adalet sisteminden ne bekliyor? Avukatların bu süreçte müvekkillerini can siperane savunması beklenir. Böyle bir düzlemde, kimse kaybetmek istemez!

8 Müzakere Teorisi Fisher-Ury-Patton tarafından Harvard Negotiation Theory kapsamında geliştirilmiş olan, Prensipli Müzakere, win-win (kazan-kazan) sonuçlar üretmek üzerinedir. Müzakereyi, toplamı sıfır olan bir oyun olarak görmez. Tam tersi konuları pozisyonların dışına genişletmeye, pastayı büyütmeye dayanır. (Dar alanda kısa paslardan, saha oyununa) Daha açık şekilde karşı tarafla bilgi paylaşarak; tarafların ortak ve farklı menfaatlerini anlayarak; mevcut menfaatlerin mümkün olan en çoğuna cevap vermek için karşılıklı konuşmaya dayanır.

9 Müzakere Teorisi Prensipli Müzakere, dört temel unsura dayanır.
1. İnsanlar: Sorunla insanları birbirinden ayırın. 2. Menfaatler: Pozisyonlara değil, menfaatlere odaklanın. 3. Seçenekler: Ne yapacağınıza karar vermeden önce bir çok seçenek bulun. 4. Kriterler: Sonucun objektif bir standarda bağlanmasında ısrar edin. Şimdi bunlardan özellikle menfaatleri ele alalım. İhtilaf analizinde en çok yararlanacağımız kavram bu olacak. Ancak müzakere teorisinin bu dört dayanağı arabuluculukta kullanılıyor.

10 Müzakere Teorisi-menfaatler
Menfaat nedir? Tarafların aldıkları pozisyonların arkasında yatan nedenlerdir. İnsanları motive eden kaygılar/arzular. Bir pozisyona karar veririz ama aslında o kararı vermemizin arkasında menfaatlerimiz bulunur. Örneğin, “ben pasta istiyorum”, bir pozisyondur. Bu pozisyonu almanıza neden olan birçok menfaat bulunabilir. Aç olabilirsiniz; kilo almaya çalışıyor olabilirsiniz; pastayı sırf bana kalmasın diye istiyor olabilirsiniz. En önemli menfaatler, insanların en temel ihtiyaçlarına dayanır. Fiziki güvenlik; ekonomik güvenlik; aidiyet hissi; adil ve saygılı davranılma/tanınma; ve hayatını kontrol edebilme.

11 Müzakere teorisi-menfaatler
Ekonomik menfaatler: iyi bir maaş; kar etme; masrafları düşürme veya iş imkanlarını geliştirme Ahlaki ve psikolojik menfaatler: dürüstlük; tutarlılık; adalet; prensipli davranma; kendine saygı; heyecan, stres ve gerginlikten uzak durma Egoya dair menfaatler: kişisel tatmin; başarı; bağımsızlık; güvenlik ve insanlardan saygı görme Etki menfaatleri: şöhret; güvenilirlik; otorite; statü; iyiniyet

12 Müzakere teorisi-menfaatler
İdeolojik menfaatler: dini, siyasi veya vatandaşlık değer ve inançları Sosyal/ilişkisel menfaatler: mevcut ilişkileri korumak ve geliştirmek; gelecekte iyi ilişkiler kurmak; kötü ilişkileri bitirmek Hareket özgürlüğüne dair menfaatler: gelecekteki hareket kabiliyetini kısıtlayacak nahoş örnek ve anlaşmalardan kaçınmak Etkinlik menfaatleri: Sorunları hızla çözme; gelecekteki sorunları çözmek için etkin ve güvenilir usuller belirleme.

13 İhtiyaçlar-menfaatler-pozisyonlar
Pozisyonları uzlaştırmak hemen hemen imkansızdır. Arabuluculuğun amacı pozisyonlardan uzaklaşmak, menfaat ve ihtiyaçlara odaklanmaktır. Menfaatlerimizi ihtiyaçlar belirler. Pozisyonlar Menfaatler İhtiyaçlar

14 Taraflar kendi menfaatlerinden açıkça bahsedebildiğinde, bazı menfaatlerin ortak, bazılarının farklı da olsa birbirlerini tamamlar nitelikte bazılarının da birbirine karşıt olduğunu fark eder. Ortak ya da birbiriyle çelişmeyen menfaatlerin “keşfi” sorun çözücü müzakerenin başlangıcını teşkil eder. “Evet”te portakal örneğinde farklı tercihlerin birbirini tamamlaması sözkonusu olmuştu. Alanında öncü iki şirket bakımından da farklı oluşları aralarındaki sinerjiyi yaratacaktır, vs. Keza “Evet”ten bir başka örnek, İsrail-Mısır arasındaki Sina yarımadası örneği.

15 Müzakere teorisi: pozisyon «out», menfaat «in»
Bir başka deyişle, Fisher vs’nin getirdikleri en önemli yenilik pozisyonlar üzerinden değil menfaatler üzerinden müzakere kavramı: Pozisyon “out”, menfaat “in”. Ancak, tarafların menfaatler üzerinden müzakere etmesine engel bir çok husus var. Öncelikle, taraflar istismar edilmekten korkuyorlar (iyi niyetten faydalanma). Zayıf görünmek istemiyorlar. Bilgi vermemek, kartlarını açmamak bu anlamda makbul. İlk teklifi sunmak bile zayıflık olarak algılanabiliyor.

16 Çatışma nedir? Tırmanma Gerilimin düşmesi Savaş Şiddet Çatışma İhtilaf
Farklılık Savaş Şiddet Sorun Çatışma İhtilaf Anlaşmazlık Tırmanma Gerilimin düşmesi

17 Çatışma nedir? Farklılıklar: Farklıyız, hayatı enteresan kılan farklı olmak. Nelerimiz farklı? Kültür, karakter, menfaatler, değer yargıları statü/güç veya kaynaklara erişim. Farklı şeyleri istiyoruz; olayları farklı görüyoruz… Anlaşmazlık: İnsanlar tercihlerini ve önceliklerini kıyaslamaya başlayınca anlaşmazlık ortaya çıkıyor. (bir iletişim sözkonusu). Bu başlı başına bir sorun olmayabilir. Ben kahve tercih ederim, sen çay. -Ben hard rock dışında herşeyi severim, ne tür müzik yapıyordun sen? –Hard rock… Sorun: Ne zaman ki farklılık veya anlaşmazlık bir taraf için sonuçlar doğurmaya başlıyor, o zaman sorunlardan bahsediyoruz. “Sen de kahve iç”. “Hard rock konserine bilet aldım, gidiyoruz”. İhtilaf: (dispute). Bazen çatışma ve ihtilaf birbirinin yerine kullanılabiliyor. Bu teori bakımından şöyle diyelim: İhtilaf, çatışmaya göre daha kısa vadeli daha kolay çözülür nitelikte. İhtilafta, iki taraf da bir sorun olduğunu kabul ediyor, en azından biri sorunu çözmek istiyor ancak çözümleri diğerini dikkate almıyor. “Ben sadece kahve servisi yapıyorum, beğenmiyorsan git”.

18 Çatışma nedir? Çatışma: (conflict) İki tarafın amaçları birbiriyle uyumsuz. İkisi de “kazanmak” ve “kaybetmemek” istiyor. (İhtilafa göre daha uzun vadeli daha derin). -Bundan sonra burada kahve satılacak. -Hayır çay satılacak. (belediye, yasaklar, başvurular, kapattırma, vergi denetimi) Şiddet: Kazanmak için taraflar birbirlerine zarar vermek, can acıtmak ve birbirlerinin kaynaklarını ya da kendilerini sömürmeye hazır. Fiziksel, duygusal veya psikolojik şiddet. Savaş: Birbirinin gücünü şiddet yoluyla yok etmek. Artık farklılıklar unutulmuştur. Tüm çatışmaların böyle olması gerekmiyor. Taraflar durumu değiştirmek için bir şey yapmayabilir, durabilir veya gerilimi düşürebilir de. İşte bir ihtilafta arabulucunun devreye girmesi için tarafların gerilimi düşürmeye hazır olması gerekiyor. Rıza meselesi! Aksi takdirde arabuluculuğun işe yaraması pek mümkün değil.

19 Kilyos’ta bir Sinoplu İdil’in annesi Kilyos’ta oturuyor. İdil sık sık annesini ziyarete gidiyor ve o sırada uzun yürüyüşlere çıkmaktan hoşlanıyor. Bu yürüyüşler onu dinlendiriyor ve huzur veriyor. Yürüyüşlerde Sinop’tan İstanbul’a göçmüş ve hayvancılıkla uğraşan ve küçük tarlasında marul ve çeşitli sebzeler yetiştiren Ahmet’in oradan geçiyor. Bir gün yine yürüyüşe çıktığında Ahmet’in araziyi dikenli telle çevirttiğini görüyor. Zira Ahmet insanların tohumlara basmasını engelleme hakkı olduğunu düşünüyor. Şu esnada tarla konusunda aralarında bir farklılık var. İkimiz de Sarıyer Postası’nda görüşlerimizi dile getirirsek bu anlaşmazlık olur.

20 Kilyos’ta bir Sinoplu İdil, Sarıyer Belediyesi’ne başvurarak çitin sökülmesini istiyor. Şikayette bulunuyor. Artık sorun aşamasındayız zira Ahmet için bir takım sonuçlar doğmaya başladı. Ne gibi? Oysa Ahmet’in umurunda bile değil. Bunun üzerine İdil avukatına başvurarak çitin sökülmesi için ihtarname çektiriyor. Artık ihtilaf aşamasındalar. İhtarname Ahmet’i çıldırtıyor. Tarlanın etrafına iki kat çit çekiyor ve avukata, oraya yaklaşanlarla gerektiği gibi başa çıkacağını söyleyerek cevap veriyor. Uyuşmazlık artık çatışmaya doğru gidiyor. Nitekim, İdil elinde çit kesicilerle çitin önüne geldiğinde Ahmet’in de elinde av tüfeği görüyor. Şiddet doğmak üzere. SORU: Bu olayda bir sonraki aşamaya geçilmemesi için taraflar neler yapabilirlerdi?

21 Kilyos’ta bir Sinoplu Kilyos’ta bir Sinoplu olayında:
Tarafların pozisyonları, menfaatleri ve ihtiyaçları nelerdir? Taraflar arasında ne tür uyuşmazlıklar var? Olaya sadece pozisyonlar üzerinden yaklaşıyor olsaydık, ne önerirdiniz müvekkilinize? Lütfen grup olarak on dakika düşünün ve tartışalım.

22 Çatışma merdiveni Türkiye’deki siyasal sorunları da bu merdivenle analiz edebiliriz. Örneğin başörtüsü sorunu. Fark neydi? Dini yorumlama biçimi, dini inanç ya da inançsızlık, dinin hayattaki yeri, bir sürü fark olabilir. Anlaşmazlık? Sen başörtüsü takıyorsun ben takmıyorum. (İletişim var ama henüz sonuç yok) Sorun? Okula geleceksen/avukat-doktor olacaksan vs, başını aç. Açmayacaksan, hakkında disiplin işlemi başlatıyorum. (Sonuç doğmaya başladı) İhtilaf? Evet iki taraf için de bu bir sorun, ama “okumanın yolu belli”. (Diğer tarafı dikkate almayan çözüm yolu) “Hayır benim nasıl giyineceğime sen karar veremezsin”.

23 Çatışma merdiveni Çatışma? Daha uzun vadeli ve derin! Eğitim hakkı ihlal ediliyor-eşitliğe aykırı-din vicdan özg v. Laikliğe aykırı- siyasi sembol-baskı unsuru (Pozisyonlar üzerinden tartışma) İki tarafın amaçları birbiriyle uyumsuz: başörtüsüyle okuma amacı v. kamusal alanda dini sembollerin olmaması. İkisi de “kazanmak” ve “kaybetmemek” istiyor, ulusal-uluslararası kamuoyu/AİHM önünde. Şiddet doğmadı neyse ki. Taraflar yıllarca o pozisyonlarda durdu. Gerilim görece düştü: peruk çözümleri vs. Kürt meselesine de bu çerçeveden bakılabilir ki orada şiddet de doğdu!

24 Çatışmaların analizi: Moore modeli
Uyuşmazlık İlişki uyuşmazlıkları Stereotipler Yanlış anlama Olumsuz davranış Menfaat uyuşmazlıkları İçeriğe dair gerçek veya sanılan/algılanan rekabet Farklı psikolojik menfaat veya ihtiyaçlar Değerlere dair uyuşmazlıklar Fikir veya davranışların farklı değerlendirilmesi Kültürel, ideolojik ya da dinsel farklılıklar Yapısal uyuşmazlıklar Eşitsiz güç ve otorite İşbirliğini engelleyen (eşit olmayan kontrol, sahipliği veya kaynak dağılımı) Zaman darlığı Bilgi uyuşmazlıkları Bilgi eksikliği Yanlış bilgi Bilgiyi yorumlamada farklılık Bilginin önemine ilişkin farklı düşünce

25 Çatışmayla başa çıkmanın 5 yolu
Arabulucu tüm bunları yaparken aynı zamanda tarafların çatışmayla baş etme şekli ve stratejilerini anlamalı hem de kendi çatışma stilini bilmelidir. (Thomas & Kilmann, 1977) Çatışmada insanların davranışlarını iki boyut üzerinden değerlendiririz. Birincisi iddiacılık/kendine güven (assertiveness); kişinin kendi arzularını tatmin etmek için yapmaya çalıştıkları. (X aksisi diyelim) İkincisi ise işbirliğine açıklık (cooperativeness); kişinin kendi veya başkasının kaygılarını karşılamaya yönelik yapmaya çalıştıkları. (Y aksisi) İşte bu iki boyut (X ve Y) üzerinden çatışmada sergilenen beş davranış şeklini ele alacağız.

26 Çatışmayla başa çıkmanın 5 yolu
Hangi tipler arabuluculuğa en uygun? çok Kendine güven Yarışmacı (competing) İşbirlikçi (collaborative) Uzlaşmacı (compromising) Kaçınmacı (avoiding) Uyumlu (Accomodating) az çok az İşbirliğine açıklık

27 Çatışmayla başa çıkmanın 5 yolu
Yarışmacı kişi, kendine güvenlidir ve diğer tarafla işbirliği yapmaz. Güce dayanır. Kendi önceliklerini, diğer tarafınkilere aldırmadan, kazanmak için ve gücünü istediği gibi kullanarak elde eder. (önce ben)Yarışmacılık, kendi haklarını savunmak, doğru olduğuna inandığı bir pozisyonu savunmak veya sadece kazanmaya çalışmak anlamına da gelir. İşbirlikçi kişi, hem kendine güvenir hem de karşı tarafla işbirliği yapar. İşbirliği yaptığında kişi, hem kendi hem de karşı tarafın menfaatlerini tamamen karşılayacak bir çözüm bulmak için karşı tarafla çalışmaya gayret eder. Konuyu anlamak için derinleşme ihtiyacındadır.

28 Çatışmayla başa çıkmanın 5 yolu
Uzlaşmacı kişi, hem kendine güvende hem de işbirliğinde orta seviyededir. Uzlaştığınızda, hızlı ve iki tarafça da kabul edilebilir kısmi bir çözümü bulmaya çalışırsınız. Yarışmacı kişiden daha fazla verir ama uyumludan da az. Keza, kaçınmacı kişiye göre konuyla daha doğrudan ilgilenir ama işbirlikçi kişi gibi derinlemesine de ele almaz. Uzlaşmacı, farkı ikiye bölme, al-ver ve orta yolcu taktikler geliştirebilir. Kaçınmacı kişi, hem kendine güvensizdir hem de işbirliğine açık değildir. Kendi veya başkasının kaygılarını dile getirmektense çatışmadan kaçar. Diplomatik şekilde yan çizmek, konuşulacak daha iyi bir zamanı beklemek veya tehditkar bir durumda geride durmak sözkonusu.

29 Çatışmayla başa çıkmanın 5 yolu
Uyumlu kişi, güvensizdir ve işbirliğine açıktır- yarışmacının tersi. Başkasını memnun etmek için kendi kaygılarını ihmal eder, bir tür fedakarlık hali. Kendini düşünmemek, tercih etmese de başkasının emrine uymak veya başkasına yol vermek olarak düşünülebilir. Bunların hangisi doğru yol? Hepsinin işe yaradığı durumlar olabileceği gibi her biri farklı sosyal beceriler gerektiriyor. Bazılarını daha çok kullanıyoruz. İşbirliğine açıklık en optimal yol gibi görünüyor ama işbirliği zaman+enerji isteyen bir şey, ki bunlar da en az sahip olunan kaynaklar. Önemsiz sorunlarda gerekli mi? Riski minimize ederek, başkalarıyla sorumluluk paylaşmak için, evet.

30 Çatışmayla başa çıkmanın 5 yolu
Bazen çabukça, karar alıp uygulamak gerektiğinde yarışmacı yol iyi olabilir. Disiplin sağlamak için, popüler olmayan kuralları kararları uygulamak gerektiğinde. Ama etrafta çok fazla “evet efendim”ci yaratabilir. Hatanızı fark ettiğinizde uzlaşmacılık iyi bir yol. Konunun başkaları için önemi sizin için öneminden daha fazlaysa. Size karşı olanların sayısı fazlaysa seçebilirsiniz. Uyum yaratmak için seçilebilir. İyi niyet gösterisi olabilir. Kaçınmacılıksa konu önemsizse veya daha önemli meseleler varsa seçilebilir. Gücünüz yetersizse veya götürüsü getirisinden fazlaysa seçilebilir. Ancak zamanınızı sürekli kaçınmaya-dikkatli davranmaya harcamamanız lazım.

31 Çatışmayla başa çıkmanın 5 yolu
Uyumluda ise güçler aşağı yukarı eşit olabilir. Zaman baskısı altında hızla bir çözüm bulmak gerekebilir. İşbirliği veya yarışmacılık işe yaramadığında devreye girebilir. İşte farklı ihtilaf tarzları da müzakerede sorun yaratabilir. Yarışmacı birisi, uyumlu birini yenerek, bir “kazanç” elde edebilir ama bunun sonunda tek taraflı ve uzun dayanmayacak bir anlaşmaya varılabilir. Kaçınmacı bir kişi, müzakereler fazla yarışmacı olursa rahatsız olup bir yolunu bulup masadan kalkmak isteyebilir. Arabulucu, öncelikli tarafların hangi çatışma tipinde olduğunu anlamalı. Ona göre müdahale edebilir. Nasıl?

32 Arabulucu ne yapar? Örneğin, yarışmacı birisine taktiklerinin diğer tarafta yarattığı etkiyi anlatabilir veya uyumlu birisine gerçekten ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığını sorabilir. (özel oturumda) Ancak asıl önemlisi, arabulucunun kendi ihtilaf tarzını da bilmesi ve bunun tarafların ihtiyaçlarına cevap verip vermediğini izlemesi gerekir. Arabulucunun kendi tercih ettiği çatışma çözüm yolunu taraflara dayatmaması lazım. Arabulucunun kendisi yarışmacı mı? Uzlaşmacı mı? Ailenizde uyuşmazlıklar nasıl çözülüyordu? Siz uyuşmazlıklarınızı nasıl çözüyorsunuz?

33 İyi bir arabulucuda bulunması gereken özellikler (Collins)
Empati Çok katmanlı düşünebilme-multi tasker Gerçeklik (authenticity) Duygusal zeka ve dürtü kontrolü Varlık (presence) Tarafsızlık Sezgi Tarafların katkısını önemseme-saygı Yetenek Merak


"ARABULUCULUK Arabulucuda olması gereken temel beceriler:" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları