Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

RAHMET PEYGAMBERİNİ ANIYORUZ Osman ÇELİK- Uzman İmam- Hatip

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "RAHMET PEYGAMBERİNİ ANIYORUZ Osman ÇELİK- Uzman İmam- Hatip"— Sunum transkripti:

1 RAHMET PEYGAMBERİNİ ANIYORUZ Osman ÇELİK- Uzman İmam- Hatip
HZ. MUHAMMED (SAV) 1445. DOĞUM YILDÖNÜMÜNDE RAHMET PEYGAMBERİNİ ANIYORUZ MEVLİD KANDİLİ 2015 Osman ÇELİK- Uzman İmam- Hatip

2 مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِ
Muhammed, Allah'ın Resûlüdür. Fetih suresi29 قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُون۪ي يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.» (Âl-i İmrân, 31)

3 إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا  Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. AHZAB-56

4

5 HZ. İBRAHİM KABEYİ İNŞA EDERKERKEN… Duası
رَبَّنَا وَابْعَثْ فِيهِمْ رَسُولاً مِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ إِنَّكَ أَنتَ العَزِيزُ الحَكِيمُ “Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara âyetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.” BAKARA-129

6 HZ. İSA ŞÖYLE MÜJDELEMİŞTİ
وَإِذْ قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ إِنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُم مُّصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرَاةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَأْتِي مِن بَعْدِي اسْمُهُ أَحْمَدُ فَلَمَّا جَاءهُم بِالْبَيِّنَاتِ قَالُوا هَذَا سِحْرٌ مُّبِينٌ Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince: Bu apaçık bir büyüdür, dediler. Saff-6

7 BEKLEYİŞte İdİ İNSANLIK!
Gel, ey Muhammed, bahardır...  Dudaklar ardında saklı  Âminlerimiz vardır...  Hacdan döner gibi gel;  Mi’râc’dan iner gibi gel;  Bekliyoruz yıllardır! Arif Nihat Asyalı Ondört asır evvel, yine bir böyle geceydi,  Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!  Lâkin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler;  Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi! M.Akif Ersoy

8 Rebiullevvel ayının 12.gününe rastlayan Pazartesi sabahıydı..
Fil yılıydı… Rebiullevvel ayının 12.gününe rastlayan Pazartesi sabahıydı.. 20 nisan 571 tarihiydi.. Doğdu ol saatte ol sultânı dîn Nûra gark oldû semâvât ü zemîn

9 Kâinattaki her şey edip seda, Çağrışarak dediler ki, merhaba
Kâinattaki her şey edip seda, Çağrışarak dediler ki, merhaba! Merhaba, ey âl-i sultan merhaba! Merhaba, ey kân-i irfan merhaba! Merhaba, ey sırr-ı furkan merhaba! Merhaba, ey derde derman merhaba! Merhaba, EY RAHMETEN LİL-ÂLEMİN! Merhaba, sensin şefial müznibin! Bütün dertlilerin dermanı sensin, Cümle âlemlerin sultanı sensin. Dedesi Abdülmuutalib’e torununa ne ad koydun diye sorunca o da:MUHAMMED dedi. Atalarında böyle bir ad yoktur,bu ismi koymandan maksadın nedir? Denilince “Umarim ki O’nu gökte Hak,yerde halk çok medhedecektir” diye cevap verdi.

10 BİR BEŞER OLARAK DOĞMUŞTUR Ama beşerin imamesidir
مُحمَّدٌ بَشَرٌ لَا كَالْبَشَرِ بَلْ هُوَ كَالْيَاقُوتِ بَيْنَ الْحَجَرِ «Muhammed bir beşerdir. Fakat o, diğer insanlar gibi değildir. O, taşlar arasında yakut gibidir.» O AHMED DİR O MAHMUD DUR O MUHAMMED DİR O MUSTAFA DIR (sallalhü aleyhi vesellem)

11 HZ MUHAMMED SAV NEBİLERİN SONUNCUSUDUR
مَا كَانَ مُحَمَّدٌ اَبَا اَحَدٍ مِنْ رِجَالِكُمْ وَلٰكِنْ رَسُولَ اللّٰهِ وَخَاتَمَ النَّبِيّٖنَ وَكَانَ اللّٰهُ بِكُلِّ شَیْءٍ عَلٖيمًا “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir”. ( Ahzab suresi 40)

12 وَمَا اَرْسَلْنَاكَ اِلاَّ رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَ
“Biz seni, ancak âlemlere rahmet için gönderdik.Enbiya -107

13 إنِّي إنَّمَا بُعِثْتُ رَحْمَةً وَلَمْ اُبْعَثَ لَعّاناً
“Ben lânet etmek için, gönderilmedim. Ben rahmet için gönderildim.” Müslim, Birr 87

14 قالَ رسولُ اللّهِ  مَا مِنْ شئ أثْقَلُ في مِيزَانِ المُؤمِنِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ خُلُقٍ حَسَنٍ،
“Kıyâmet günü, amellerin tartıldığı teraziye konacak şeylerin en ağırı güzel ahlâktır.” İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/343.

15 Osman ÇELİK- Uzman İmam- Hatip
لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir. TEVBE-128 Osman ÇELİK- Uzman İmam- Hatip

16 وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا
ONA İTAAT ETMEK VE ONUN GETİRDİKLERİNİ ALMAK ALLAH’IN EMRİDİR. وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا “Peygamber size neyi getirmiş ve emretmişse, onu alın (yapın); neyi yasaklamış ise, ondan sakının” (Haşr, 59/7) مَّنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَ اللّهَ “Kim Peygambere itâat ederse, gerçekte Allah'a itâat etmiştir.” (Nisa, 4/80)

17 O ALLAH TARAFINDAN GÖSTERİLEN “ÖRNEK” KİŞİLİKTİR
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ ف۪ي رَسُولِاللّٰهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَ وَذَكَرَاللّٰهَ كَث۪يراًۜ Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır Ahzap-21

18 O’nun Örnekliğinden Önemli bazıları
وَاِنَّكَ لَعَلٰى خُلُقٍ عَظ۪يمٍ Sen elbette üstün bir ahlâka sahipsin. Kalem : 4

19 "Siz Kur’an'ı okumuyor musunuz? Onun Ahlâkı Kur’an'dı.” Bidaye, VI/35
Sahabîlerin, Peygamberimizin ahlâkı hakkında bilgi almak istemeleri üzerine, Efendimizin hanımı Hz. Âişe şu cevabı vermişti: "Siz Kur’an'ı okumuyor musunuz? Onun Ahlâkı Kur’an'dı.” Bidaye, VI/35

20 اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
İslâm, güzel ahlâktır. Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.

21 Rasulullah (s.a.s.) güler yüzlü, tatlı sözlüydü,
Kimseye kötü söylemez, kimsenin sözünü kesmezdi, Sert değil yumuşak huyluydu, Edep ve hayâ âbidesiydi,

22 Boş ve lüzumsuz konuşmazdı.
İnsan severdi, Dosttu, Çok mütevâzi, Vâkur, Alçak Gönüllü idi. Boş ve lüzumsuz konuşmazdı.

23 Çocukları çok severdi. Bir hadisi şeriflerinde şöyle buyururlar : "Büyüklerimize hürmet etmeyen, küçüklerimize merhamet etmeyen bizden değildir.”

24 Doğru sözlüydü Dinlemeyi severdi. Sözünde mutlaka dururdu.
Muhammed’ül Emin-Güvenilirdi. Doğru sözlüydü Sözünde mutlaka dururdu. Dinlemeyi severdi.

25 İnsanlara saygı gösterirdi.
Akrabasını ve komşusunu unutmaz, onlara ikrâmdâ bulunurdu. Cömertti, şefkatliydi,

26 Atılgandı, korkmazdı, Cesurdu.
Namazı hafif kıldırırdı. Kahkaha ile gülmez, fakat daima tebessüm ederdi. Verilen nimetlere şükrederdi, İlim, hikmet sahibi, sabır timsaliydi, Atılgandı, korkmazdı, Cesurdu.

27 Özel işlerini kendisi yapardı.
Hanımlarına yumuşak huylu ve güleryüzlüydü, Ne yer, ne içerse hizmetçisine de aynısını verirdi, Vefat ederken son anlarında dahi "Elinizin altındakilere iyi davranmamızı, onların haklarını gözetmemizi ve namaza dikkat etmemizi" tavsiye buyurmuştu. Temizliğe son derece önem verirdi. Özel işlerini kendisi yapardı.

28 Çok adildi. Sosyal adaleti ve kardeşlik hukukunu en güzel o uyguladı.
Dünya malına asla rağbet göstermezdi, Bir gün yanında dünyalıktan bahsettiler,Buyurdu ki: "İşitmiyor musunuz? Sâde hayat imandandır" Kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı, Çok adildi. Sosyal adaleti ve kardeşlik hukukunu en güzel o uyguladı.

29 Çalışmayı, ilim ve irfanı,teşvik etmiştir.
Hakk'ın ve haklının yılmaz savunucusuydu. Zulüm ve sömürünün düşmanıydı. İnsanlara fayda için,rahatını terkederdi, İnsanlara mevkisine göre değil, takvâ ve ahlâkına göre değer verirdi. Hayatı iman ve cihad olarak görmüştür,

30 Hz. Hatice, Hz. Peygamber (sav)’ e ilk olarak vahiy gelir gelmez hiç tereddüt etmeden inanmış, Peygamberimiz (sav)’ in üzerindeki telaşı görünce de teskin etmiş, merak ve endişesini gidermişti. Hz. Hatice, Peygamberimiz (sav)’ i şöyle teselli ediyordu: "Allah, seni kat'iyyen utandırmaz. Çünkü sen akrabalarına iyi davranır, çaresizlerin yardımına koşar, yoksulu himaye eder, mazlumun elinden tutar, misafirlere ikram eder, hak yolunda musibete uğrayanları gözetir bir insansın."

31 Hz. Âişe ise,Peygamberimiz(sav)’in ahlâkını şöyle anlatıyor:
" Resulullah (sav)’ in ahlâkı Kurân’dı. Resulullah (sav), şahsı için hiçbir zaman kin tutmaz ve intikam almazdı. Bir şeye kızarsa, ona, Kur'ân kızdığı için kızardı. Bir şeyi beğenirse, Kur'ân onu beğendiği için beğenirdi”.

32 Resulullah (sav) iki şeyden birisini tercih edecek olsa, muhakkak onların en kolay olanını seçerdi. Şayet o kolay olan şey günah bir şey ise, Resulullah (sav) ondan da insanların en uzak duranı olurdu. Ne kötü söz söyler, ne de kimseye kötülük etmek isterdi. Resulullah (sav) konuşurken sözleri birbirine ulamaz, uzatmazdı. Sözü ayıra ayıra söyler, dinleyenlerin gönüllerine sindirirdi. Bir şey anlatırken de kelimeleri tane tane söylerdi. O kadar ki, isteyen onları sayabilir, ezberleyebilirdi."

33 Üç şeyden titizlikle uzak dururlardı:
Hz. Ali ise Sevgili Peygamberimiz (sav)’in ahlâkî güzelliklerini şöyle sıralıyor: " Peygamber (sav) Efendimiz her zaman güler yüzlü, yumuşak huylu ve engin gönüllü idi. Asla asık suratlı, katı kalpli, kavgacı,kusur bulucu, ve kıskanç değildi. Hoşlanmadığı şeyleri görmezlikten gelir, kendisinden beklentisi olan kimseleri hayâl kırıklığına uğratmaz ve onları isteklerinden bütünüyle mahrum etmezdi. Üç şeyden titizlikle uzak dururlardı: Ağız kavgası, boşboğazlık ve faydasız şeyler. Şu üç husustan da titizlikle sakınırlardı: Hiç kimseyi kötülemezler, kınamazlar ve hiç kimsenin ayıbı ve gizli yanlarını öğrenmeye çalışmazlardı Sadece faydalı olacaklarını ümit ettikleri konularda konuşurlardı. Peygamberimiz (sav) konuşurken meclisinde bulunan dinleyiciler, başlarının üzerine kuş konmuşçasına hiç kımıldamadan kulak kesilirlerdi. Kendileri susunca da, konuşma ihtiyacı duyanlar söz alırlardı.”

34 Sahabelerinin güldüklerine kendileri de güler, onların hayret ettikleri şeylere kendileri de hayretlerini ifade ederlerdi. Huzurlarına gelen gariplerin kaba saba konuşmaları ile yerli yersiz sorularının yol açtığı tatsızlıklara sabrederlerdi. Sahabelerin gelip soru sormalarını çok isterlerdi.”

35 HZ. MUHAMMED(SAV)GÜVENİLİR BİR İNSANDI
HZ. MUHAMMED ( SAV ) MERHAMETLİYDİ “Merhamet edene Allah’ta merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin” “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” “Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, muhakkak ki insanlar çevrenden dağılır giderlerdi.. ” Ali İmran 159

36 HZ. MUHAMMED (SAV) YETİMLERE ŞEFKATLE DAVRANIRDI
Kocası öldüğü halde çocuklarının başında bekleyen, onları büyütüp yetiştiren, hayâta hazırlayan, edep ve ahlâk öğreten, dul bir hanımın, Peygamber (sav)’in gözünde çok büyük yeri vardır. Şöyle buyuruyorlar: "Cennetin kapısını ilk önce ben açacağım. Bununla birlikte bir kadının Cennetin kapısını açmak üzere beni geçmek istediğini görünce: "Ne oluyor, sen kimsin?"diye sorarım.O da: "Dünyada iken yetim kalan çocuklarımın başını bekleyen bir kadınım" diye cevap verir.

37 Peygamberimiz (sav) ismini sordu:
Peygamberimiz (sav) bir bayram namazından sonra mescitten çıktığında, çocukların neşe ve sevinç içinde oynadıklarını gördü. Bir duvarın dibinde de perişan kılıklı ve mahzun bir çocuk ağlayıp duruyordu. Dikkatini çekti. Doğru onun yanına vardı. " Yavrum, neyin var, niçin böyle üzgün duruyorsun? Arkadaşlarınla birlikte niçin oynamıyorsun?" Çocuk bir yetimdi. Babası Uhud'da şehit olmuştu. Annesi de başka biriyle evlenince çocuk sahipsiz kalmıştı. Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz çocuğun elinden tuttu. Başını okşadı, gönlünü aldı. Sevindirici bir haber verdi: “Neden ağlıyorsun? Ben baban, Âişe annen, Fatıma kardeşin olsun, istemez misin?” Çocuk sevincinden uçacak gibiydi. Heyecanla, "Nasıl razı olmam, Yâ Resulallah?" diyebildi. Peygamberimiz (sav) ismini sordu: "Buceyr" dedi. "Hayır. Senin ismin Beşir olsun" Peygamberimiz (sav) çocuğu aldı, evine götürdü. Yedirip içirdi, üstünü başını giydirdi. Çocuk bir süre sonra oynayan çocukların arasına karışmak üzere sokağa çıktı.

38 " İşte şimdi yetim kaldım, işte şimdi garip oldum."
Arkadaşları Beşir'in halindeki değişikliği görünce etrafına toplandılar. Merakla sordular: "Sen daha önce ağlayıp duruyordun. Şimdi nasıl oldun da bu hale geldin?" Beşir cevap verdi: " Açtım, doydum; çıplaktım, giyindim; yetimdim, Resulullah (sav) babam, Âişe annem oldu." Bunun üzerine diğer çocuklar Beşir'e gıpta ederek şöyle dediler: " Ne olaydı, keşke bizim de babalarımız Uhud'da şehit olaydı da, biz de öyle bahtiyar bir babaya kavuşmuş olaydık." Peygamberimiz (sav)’in vefatına kadar Beşir bin Akra onun yanında kaldı. Peygamberimiz (sav) ebedî âleme göçtükten sonra Beşir. Şöyle ağlıyordu: " İşte şimdi yetim kaldım, işte şimdi garip oldum." Yetimin sadece başını okşamak bile çok büyük bir sevaptır. Efendimiz (sav) bu sevabı şöyle ifade buyururlar: " Kim sırf Allah rızası için şefkatle yetimin başını okşarsa, elinin değdiği saçlar sayısınca ecir ve sevap kazanır. Yanındaki yetime iyilik yapan kimse ile ben şu iki parmak gibi Cennette beraber olacağız." Daha sonra da orta parmağı ile işaret parmağının aralarını açarak gösterdi.”

39 ALLAH’IN ÖRNEK DEDİĞİ Çok konuşmazdı Her işe besmele ile başlardı
Daima düşünceliydi Boş şeylerle uğraşmazdı  Herkese selam verirdi Kötü söz söylemezdi  Güvenilir bir insandı Kimseyle çelişmezdi

40 Komşu ilişkilerinde çok hassastı
Her zaman ağırbaşlıydı  Merhametliydi,Affetmeyi severdi Dünya işleri için hiç kızmazdı  Arkadaşlarının hatırını sorardı Umutsuzluğa düşürmezdi  Hasta ziyaretini ihmal etmezdi Kimsenin kusurunu araştırmazdı

41 Emanete ihanet etmezdi…
Affediciliği tabii idi ,intikam almazdı  Misafire ikram etmeyi severdi Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı  Evine selam vererek girerdi Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi  İnsanlar arsında hiçbir ayırım yapmazdı Sade kıyafet giyerdi; gösterişten hoşlanmazdı.

42 Sıkıntılı hallerde kabalaşmaz, bağırmazdı Yemeğin sonunda şükrederdi
Güler yüzlüydü Sıkıntılı hallerde kabalaşmaz, bağırmazdı  Yemeğin sonunda şükrederdi Kimseye, hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı  Hep hayrı ve iyiliği tavsiye ederdi

43 Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi 
Ayıpları asla yüze vurmazdı Yanında, en son konuşanı, ilk önce konuşan gibi dinlerdi  Çocuklarla şakalaşırdı… Âdet üzere sarf edilen hiçbir kötü sözü ağzına almamıştı Temizliğe çok önem verirdi Her zaman mütebessim bir haletle dururlardı

44 Verdiği sözde dururdu…
Fakirler ile beraber yerdi, öyle ki onlardan ayırt edilmezdi Yoksullara yardım ederdi… Sıradan değildi;ama sıradan insanlar gibi yaşardı İlim öğrenenlere destek verirdi Hiç kimseyi ne yüzüne karşı ne de arkasından kınar, ayıplardı

45 Düşmanlarını sadece affetmekle kalmaz, onlara şeref, değer verirdi
Lüzumsuz yere konuşmaz; konuştuğunda ne fazla ne eksik söz kullanırdı Bir toplulukta bulunduğu zaman bir şeye gülerlerse O da güler; Bir şeye hayret ederlerse O da onlara uyarak hayret ederdi Konuşurken yüzünü başka yere çevirmez,  Bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı

46 Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü;  Ayaklarını yerden canlıca kaldırır, İki yanına salınmaz, Adımlarını geniş atar,  Yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilir,  Vakar ve sükunetle rahatça yürürdü

47 Sabahları evinden çıkarken şöyle derdi: “İlahi, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan,  Kanmaktan ve kandırılmaktan,  Haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, Saygısızlık etmekten ve saygısızlığa uğramaktan Sana sığınırım.”

48 EFENDİM BİZ SENİ NE KADAR ANLATABİLİRİZ Kİ:
Hassan B. Sabit der ki: وَمَا مَدَحْتُ مُحَمَّدًا بِمَقَالَتِى وَلٰكَنْ مَدَحْتُ مَقَالَتِى بِمُحَمَّدٍ «Ben sözlerimle Muhammed’i (SAV) övmedim. Fakat onunla sözlerimi methettim.»

49 O'nu örnek almak demek; Güvenilir olmak demek, (Emanetlerini O'na veriyorlar, "Emin" diyorlardı.) Affedici olmak demek, (Mekkenin fethinde Mekkelileri toptan affetmişti.) Merhametli olmak demek,(Ağır tahriklere rağmen beddua etmemiştir.Taif) Hoşgörülü olmak demek, (Mescide bevl, zinaya müsaade isteyen genç…) Sözünde durmak demek, (Hudeybiye günü Ebu Cendel'i geri vermesi.) Cömert olmak demek,(Ölüm hastalığında yanında bulunan üç dinarı dağıtmak) Alçakgönüllü olmak demek, (Ben kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum) Çalışkan olmak demek, (İşlerini kendisi yapmak isterdi, söküğünü dikerdi.) Dosdoğru olmak demek, (Size bir düşman saldıracak desem bana inanır mısınız?) Adaletli olmak demek, (Kızım Fatıma dahi çalsa. Taif Dönüşü sırasında Çaban Addas’a koyunları sahibine vermesini istemesi) Vefakar olmak demek, (Geceler boyu ayakta durup ibadet etmek.)

50 لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ
O’nu çok sevmek gerek… لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَالِدِهِ وَوَلَدِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ “Sizden biriniz, beni anasından- babasından, çoluk-çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz” (Buhâri,İman 8;Müslim,İmân 70)

51 O’nun Ahlakını örnek alanlar
O’nun Sünnetlerini davranış modeli olarak yaşatanlar gerçek salavat yapmış olurlar.

52


"RAHMET PEYGAMBERİNİ ANIYORUZ Osman ÇELİK- Uzman İmam- Hatip" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları