Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÖLÜM VE ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÖLÜM VE ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK"— Sunum transkripti:

1 ÖLÜM VE ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK
Emin YAVUZYİĞİT UZMAN İMAM HATİP Facebook: Muhammed Emin Yavuzyiğit Facebook Grup: VAAZ DOSYALARI

2 BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ اِلَيْنَا تُرْجَعُونَ «Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.» (Ankebut suresi 57)

3 ÖLÜM VAR UNUTMA! Ölüm, Allah’tan gelen fermandır. «HER CAN ÖLÜMÜ TADACAKTIR» ayeti bu gerçeği ortaya koymaktadır. Ölüm bir gerçektir hayatın gerçeğidir. İnsan doğar, yaşar ve sonun da hakka yürür. Dünya hayatı ahiret yurdu için imtihan yurdu ve ekim zamanıdır. Ekim zamanında yani dünyada akıllı davranıp ahiret yurduna yatırım yapılmalı ve ölüm gerçeği asla göz ardı edilmeden hayatımızı düzgün ameller ile geçirerek ahiretteki hesabımızın kolay geçmesine gayret göstermeliyiz.

4 DÜNYA HAYATI İMTİHAN SALONUDUR
İlahi ferman dünya hayatının imtihan salonu olduğunu açık ve net ortaya koymaktadır: كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ «Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.»(Enbiye suresi 35)

5 EFENDİMİZ (SAV)’E KALMAYAN DÜNYA KİMSEYE KALMAYACAKTIR
Allah Kuran-ı Kerim dünyada hiç kimsenin kalmayacağını bizlere şöyle beyan buyuruluyor: اِنَّكَ مَيِّتٌ وَاِنَّهُمْ مَيِّتُونَ «(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir.» (Zuhruf suresi 30) ÖLÜM VAR ÖLÜM UNUTMA!

6 UNUTMA! HİÇ KİMSE ÖLÜMSÜZ DEĞİLDİR
وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَ اَفَاٸِنْ مِتَّ فَهُمُ الْخَالِدُونَ «Biz, senden önce de hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar?» (Enbiya suresi 34)

7 HER MİLLETİN DE BİR ECELİ VARDIR
وَلِكُلِّ اُمَّةٍ اَجَلٌ فَاِذَا جَاءَ اَجَلُهُمْ لَا يَسْتَاْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ «Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.» (Araf suresi 34)

8 ALLAH ZULÜMLERİ YÜZÜNDEN İNSANLARI DÜNYADA CEZANLANDIRMIYOR DİYE AHİRETTE HESABI SORULMAYACAĞINIMI ZANNEDİYORSUNUZ وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللّٰهُ النَّاسَ بِظُلْمِهِمْ مَا تَرَكَ عَلَيْهَا مِنْ دَابَّةٍ وَلٰكِنْ يُؤَخِّرُهُمْ اِلٰى اَجَلٍ مُسَمًّى فَاِذَا جَاءَ اَجَلُهُمْ لَا يَسْتَاْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ «Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.» (Nahl suresi 61)

9 ECEL ANSIZIN GELEBİLİR DİKKAT!
Enes b. Mâlik (R.A)’den rivayetle: خطّ رَسُولُ اللّهِ صلى الله عليه وسلم خطاً وقال: هذَا اﻹنسَانُ، وخطَّ إلى جانبهِ خطاً وقال: هذا أجلُهُ، وَخطّ آخرَ بعيداً منهُ وقالَ: هذَا اﻷملُ، فبيْنَما هُوَ كَذلِكَ إذ جاءهُ اﻷقربُ «Bir kere Peygamber (a.s.) bir takım çizgiler çizerek şöyle buyurdu: İşte bu çizgi insanın umduğu emelidir. Şu çizgide ecelidir. İnsan uzaktaki emelini beklerken kendisine en yakın olan ecel ansızın geliverir.» (Buhârî, Rikak 4; VII, 171.)

10 CAN ALINMASINDA ASLA KUSUR EDİLMEZ
وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهٖ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةً حَتّٰى اِذَا جَاءَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ «O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler.» (Enam suresi 61)

11 ÖLÜME ÇARE VARMI? Ölüme çare olsaydı dünya yaşanmaz hale gelirdir, zalimler hüküm sürerdi ve insanın değeri kalmazdı. Güçlünün hakim olduğu ve güçsüzün her daim ezildiği bir yurt haline gelirdi. Ölüm aslında insan için mutluluğun kaynağı ve huzurun merkezi olmalıdır. Çünkü ölümün farkında olunması yanlışa düşme oranını düşürür ve huzurlu toplumlar oluşmasına vesile olur.

12 ÖLEN GERİ DÖNMEZ! DÖNEMEZ!
فَلَوْلَا اِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ وَاَنْتُمْ حٖينَئِذٍ تَنْظُرُونَ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْكُمْ وَلٰكِنْ لَا تُبْصِرُونَ «Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz.» (Vakıa suresi 83-85)

13 ÖLÜM RAB’BE SEVK EDİLİŞTİR
كَلَّا اِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِیَ وَقٖيلَ مَنْ رَاقٍ وَظَنَّ اَنَّهُ الْفِرَاقُ وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ «Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.» (Kıyamet suresi 26-30)

14 ÖLÜMDEN KAÇIŞ YOK Kİ! http://www.dinihaberler.com.tr/
Ölüm hayatın bir gerçeğidir. Ölümden kaçış olmadığını hem yaşayarak görüyoruz ve hem de Kerim Kitabımız bu ölüm gerçeğini net olarak ortaya koymaktadır. Bu ölüm gerçek ortada iken dünya hayatına dalmak ve sanki hiç ölmeyecekmiş gibi hayat neden süreriz ki anlaması mümkün değildir. Ölüm bir gerçek ise ölüme hazırlıklı olmalıyız.

15 ÖLÜMDEN KAÇMAK MI? وَجَاءَتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّ ذٰلِكَ مَا كُنْتَ مِنْهُ تَحٖيدُ «Ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelir de ona, "İşte bu, senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir" denir.» (Kaf suresi 19)

16 ALLAH,GİZLİ AŞİKAR YAPTIKLARIMIZI BİZLERE HABER VERECEKTİR UNUTMA!
Allah bizler açıklasak ta gizlesek te sinelerdekini bizler eksiksiz haber verecektir. Allah kendisine tüm insanları döndürecek ve hesabı soracaktır: قُلْ اِنَّ الْمَوْتَ الَّذٖى تَفِرُّونَ مِنْهُ فَاِنَّهُ مُلَاقٖيكُمْ ثُمَّ تُرَدُّونَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ «De ki: "Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.» (Cuma suresi 8)

17 ÖLÜMDEN KAÇMAK İÇİN DEMİRDEN KALELEREMİ SIĞINACAKMISIN Kİ!
İnsanoğlu nereye kaçarsa kaçsın, nereye sığınırsa sığınsın hatta demir kaleler içine sığınsa da Allah hükmünü vermiş ve ölüm insanoğlunu nerede olursa olsun ansızın yakalayacaktır: اَيْنَ مَا تَكُونُوا يُدْرِكْكُمُ الْمَوْتُ وَلَوْ كُنْتُمْ فٖى بُرُوجٍ مُشَيَّدَةٍ وَاِنْ تُصِبْهُمْ حَسَنَةٌ يَقُولُوا هٰذِهٖ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ وَاِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَقُولُوا هٰذِهٖ مِنْ عِنْدِكَ قُلْ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ فَمَالِ هٰؤُلَاءِ الْقَوْمِ لَا يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ حَدٖيثًا «Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, "Bu, Allah'tandır" derler. Onlara bir kötülük gelirse, "Bu, senin yüzündendir" derler. (Ey Muhammed!) De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!» (Nisa suresi 78)

18 ÖLÜM ANINDA ÖLECEK KİMSEYE KELİME-İ TEVHİD TELKİN EDİLMELİDİR
Ölmek üzere olan kimselere ölüm anında «لاإلَهَ إَّﻻ اللّهُ ) telkin edilmesi gerekli olduğunu Efendimiz (S.A.V) bizlere beyan buyurmuş olup bu konuyu bir hadislerinde şöyle ifade ifa de etmiştir: لَقِّنُوا مَوْتَاكُمْ لاإلَهَ إَّﻻ اللّهُ «Ölülerinize (ölmek üzere olan hastalarınıza) kelime-i tevhidi telkin ediniz.» (Müslim, Cenaiz 1, 2, VI, 631; Tirmizî, Cenaiz 7, III,). Buyurdu.

19 ÖLÜMÜN PERDE ARKASI; SEVİNÇ VEYA FERYAD
Ölen kimsenin ya sevin var olduğundan yerine acele gitmek ister veya feryadı varsa beni götürmeyin diye feryad eder. Bir hadislerinde bu konuyu Peygamber Efendimiz (S.A.V.)şöyle açıklıyor: إِذَا وُضِعَتِ الْجِنَازَةُ فَاحْتَمَلَهَا الرِّجَالُ عَلَى أَعْنَاقِهِمْ فَإِنْ كَانَتْ صَالِحَةً قَالَتْ قَدِّمُونِي قَدِّمُونِي وَإِنْ كَانَتْ غَيْرَ صَالِحَةٍ قَالَتْ يَا وَيْلَهَا أَيْنَ يَذْهَبُونَ بِهَا يَسْمَعُ صَوْتَهَا كُلُّ شَيْءٍ إِلَّا الْإِنْسَانَ وَلَوْ سَمِعَهُ لصَعِق «Cenaze tabuta konulup erkekler omuzlarına yüklendiklerinde o cenaze iyi bir kişi ise: Beni acele olarak gideceğim yere ulaştırınız, der. Eğer o cenaze kötü bir kişi ise: Eyvah! Bu cenazeyi nereye götürüyorsunuz, diye feryat eder. Cenazenin bu feryadını insandan başka her şey işitir. Eğer insan bu feryadı duysaydı, dayanamayarak bayılırdı.» (Buhârî, Rikâk 42)

20 YAŞANMIŞ BİR KABİR ARKA PLANI
Sakız ağa mezarlığında mezarlıklara hizmet eden bir adam vardı muhterem bir insandı. O’na şöyle bir soru sordum sen bu kabirlere hizmet ederken farklı bir olayla karşılaştın mı dedim ve o da az düşündükten sonra evet dedi ibretlik iki olay yaşadım. Mezar kazılıyordu bende mezar kazılırken yanlarına kazanların yanlarına gittim dedi. Ve sonra ne oldu dedim o da mezardan öyle güzel koku geliyordu ki bu kokuyu hiç duymamıştım mest oldum dedi ve gelen cenazeyi beklemeye başladım gelen insan için biraz araştırdım ki hakka hukuka riayet eden ve İslam-i yaşamdan taviz vermeyen bir kişi olduğunu öğrendim ve ne mutlu sana ey kul, mezar bile seni bekliyor dedim Bir günde yine mezar kazılıyordu mezarın başına gittim ki mezar leş gibi kokuyordu ve yine geleni beklemeye başladım ve araştırmam sonun da gelen hak hukuk demeden haksızca insanların malını yiyen ve İslam düşmanı bir kişi olduğunu öğrendim ve dedim ki sende gel mezar sana göre şekil almış bekliyor. -Anladım ki bu iki olay karşısından mezar bile gelen şahsa göre şekil alıyor gelen müminse kabri cennet kokuyor gelen kafirse kabri leş kokuyor. Bu ibretli iki olaya baktığımızda ibret almamak mümkün!

21 EY MÜSLÜMAN! BÜYÜK FIRTINA(MAHŞER)DAN ÖNCE, KABİRDE Kİ SORGUYA HAZIRLIKLIMISIN?
Büyük fırtına yaklaşıyor. Her geçen gün zaman yenileniyor ama insan eskiyor ve var olan zamanını tüketiyor. Gün geçtikçe nefes sayıları azalıyor. Ölüm habercileri devrede, hastalanma, saçların dökülüp beyazlaşması, yakınlarından ölüm haberleri… Her şey ölümü haber veriyor insana ve insan ise ya uyanmada ya da aldanışta bekliyor ölümü. Ölüm herkese yakın bir gerçeklik. Daha dünyadan ayrılmadan ve kıyametin(ölümün) kopmadan dön Rabbine kulluğa. Ey insanoğlu İlahi yasa her şeyin hesabının sorulacağını bizlere beyan etmektedir; “Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.” (Zilzal 7-8) ilahi yasa işleyecek ve zerre haksızlık yapılmayacağı gün büyük fırtına yaklaşmakta… Ölüm kapıyı her an çalabilir ve Azrail her an canını alabilir.

22 Bu nedenle insanın kabirdeki halinin nasıl olacağını bir hadis-i şerifte şöyle ifade edilmektedir:
Abdullah b. Ömer'den (r.a.) rivayet olunduğuna göre, Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz öldüğü zaman sabaha-akşam, (cennet ve cehennemde ona ait olan) oturağı kendisine gösterilir. Eğer ölü cennet ehlinden ise, kendisine cennet ehlinin oturağı gösterilir. Eğer ölü cehennem ehlinden ise, kendisine cehennem ehlinin oturağı gösterilir." (Buhari Hadis No: 3001, Müslim, 2866)diye buyurulmaktadır. Acaba bizlere kabirde Cennet oturağı mı? Yoksa Cehennem oturağı mı? Gösterilecek bunun farkında mıyız? Kabir insan için ya aydınlığa(Cennete) açılan bir kapı ya da karanlığa(Cehenneme) açılan bir kapı olacaktır. Kabir azabı haktır ve Kabir azabının hak olduğunu Efendimiz (SAV)’in bir hadislerinde şöyle ifade edilmektedir:

23 H.z. Âişe (R.A)’den rivayet olunan hadis ise şöyledir:
"Yahudî bir kadın Âişe'nin (R:A) yanına girmiş, kabir azabını zikretmiş ve ona şöyle demiştir: Allah seni kabir azabından korusun! Bunun üzerine Aişe (R.A) Rasûlullah (S.A.V.)'e kabir azabı hakkında sormuş, o da şöyle buyurmuştur: 'Evet kabir azabı vardır.' Âişe -Allah ondan râzı olsun- der ki: (S.A.V.)'i o günden sonra her kıldığı namazın ardından kabir azabından Allah'a sığınmadığını görmedim." (Buhârî, Cenâiz 1283, Müslim, Kusûf 903) Efendimiz sav kabir azabından her zaman Allah’a sığınıyor, acaba bizler de hal-i hazırda ve kemal-i afiyette kabir azabından Allah’a sığınıyor muyuz? Kabirde bizleri bekleyen Münker ve Nekir melekleri, bizleri sorguya çekmek ve bizleri soruları ile terletmek için bekliyorlar, ilk sorguya çekilmeye hazırlıklı mısın?

24 KABİRDE SORULACAK SORULAR 1)RABBİN KİM?)
Kabirde Rabbin kim diye sorulunca bu soruya cevap vermek için dünyada Rabbimize tam manası ile iman etmeli, O’nu iyi tanımalıdır. Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklarından sakınarak hayat sürmeliyiz ki Münker ve Nekir meleklerinin Rabbin kimdir sorusuna cevap verme güç ve takatimiz olsun. İnsanoğlu nasıl yaşarsa öyle ölür ve kabirde ki sorgusu da dünya da nasıl yaşadığı ile doğru orantılıdır. İnsanoğlu, Allah’ı dünyada iyi tanırsa ve O’na tam manası ile iman ederse kabirde Rabbin kimdir sorusuna cevabını kolayca verir. Allah’tan başka ilah olmadığını kolayca söyler. Allah’a kul olanın cevabı bütün her şeyi yaratan, yaşatan Allah Teala olduğunu ikrar eder ve O noksanlıklardan ve eksikliklerden münezzeh olan Allah’tır der. Bu soruyu kolaylıkla cevap verir. Ve benim Rabbim Allah’tır diyecektir. -Ey Müslüman! Kabirde Rabbin kimdir sorusunu cevaplamaya hazırlıklı mısın?

25 -Ey Müslüman! Kabir de kitabın nedir sorusuna hazırlıklı mısın?
2) KİTABIN NEDİR? Dünya hayatında Kuran’ı Kerim’i rehber edinen ve O’nu hayatına uygulayan kişi bu soruya kolaylıkla cevap vere bilecektir. Aksi takdirde Kuran’ın emirlerine uymayan ve yasaklanan şeylerden kaçınmayan bu soruya cevap veremeyecektir. Dünyada yaşarken Kuran Allah tarafından indirilmiş ve zerresinden kürresine kadar hepsi Allah’tan geldiğine iman ettim yol rehberim kabul ettim diyen ve hayatına uygulayan kişi bu soruya kolaylıkla cevap verecektir. Ve benim kitabım Kuran’ı Azimuşşan’dır diyecektir. -Ey Müslüman! Kabir de kitabın nedir sorusuna hazırlıklı mısın?

26 -Ey Müslüman! Kabir de senin dinin nedir sorusuna hazırlıklı mısın?
Yeryüzünde hak din sadece İslam dinidir. İnsanoğlu yeryüzün de yaşarken Allah katında geçerli olan hak dini bulamazsa, dini bulup o dini öğrenmezse ve o dine göre amel etmezse dinin nedir sorusuna cevap veremeyecektir. Kul Dinim İslam’dır diyebilmesi için o dine inanması ve o dinin kural ve kaidelerine göre amel etmesi ile mümkün olacaktır. Benim dinim Allah katında makbul olan hak din İslam’dır demenin yolu İslam Dinine göre yaşamakla olur. İslam dinini kabul eden ve o dine göre hayat süren kişi bu soruya kolayca cevap verecektir. Ve dinim İslam’dır diyecektir. -Ey Müslüman! Kabir de senin dinin nedir sorusuna hazırlıklı mısın?

27 4)RESULÜN KİMDİR? Benim Resulüm alemlere rahmet olarak gönderilen ve Hatemen Nebiyyin H.z Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz olduğuna şahitlik etmektir. İnsanoğlu, Allah’ın hak olarak gönderdiği peygamber olduğuna şahitlik edebilmesi için mutlak manada efendimize inanmalı, O’nu her şeyden çok sevmeli, O’nun getirdiği risalete ve hak peygamber olduğuna mutlak manada inanmalıdır ki bu soruya cevap vere bilsin aksi takdirde cevap vermesi mümkün olmayacaktır. Efendimize inanan ve O’nun hak peygamber olduğunu kabul eden ve sünneti seniyyesine uyan kişiler bu soruya rahatlıkla cevap verecektir. Ve Resulüm Hz Muhammed Mustafa sav’ dir diyecektir. -Ey Müslüman! Kabirde Resulün kimdir sorusuna cevap vermeye hazırlıklı mısın?

28 5)ŞERİATIN NEDİR? Benim şeriatım Kuran, Sünnet, İcma ve Kıyas-ı Fukaha üzerine kurulu İslam şeriatıdır. İnsanoğlu Edille-i Şeriyeye göre hayatını düzene sokmaz ise ve İslam şeriatine göre hareket etmez ise bu soruya cevap veremeyecektir. Edille-i Şeriyeye göre hayatını tanzim edip düzene sokan, hurafe ve bidatlerden sakınan şeriatın nedir sorusuna kolay cevap verecektir. Ve benim şeriatim islam şeriatidir, diyecektir. -Ey Müslüman! Kabirde Şeriat’in nedir sorusuna cevap vermeye hazırlıklı mısın?

29 6) HANGİ ÜMMETTENSİN? Ben Hz Muhammed Mustafa SAV’in ümmetindenim ve ben O’ndan razıyım Ümmet olduğumdan dolayı O’ndan şeref duyuyorum. Hz muhammed sav peygamber kabul edenleri Allah birbirleri ile kardeş kılmıştır ve bu kardeşliğin manevi reisi Hz Muhammed mustafa sav’dir. İnsanoğlu Muhammed Mustafayı kabul etmemişse ve O’nu canında çok sevmemişse ümmet bilincinin ve islam kardeşliğinin farkında değilse bu soruya cevap veremeyecektir. Ama Efendimizi peygamber kabul eden ve onun yolunda gitmek şereftir düsturu ile hareket eden müminler bu soruya rahatlıkla cevap verecektir. Ve ben Hz Muhammed Mustafa sav efendimizin ümmetindenim, diyecektir. -Ey Müslüman! Kabirde hangi ümmettensin sorusuna cevap vermeye hazırlıklı mısın?

30 Her kula dünyada kazandığına göre, ahirette muamele edilecektir
Her kula dünyada kazandığına göre, ahirette muamele edilecektir. Allah Kuran-ı Kerim de herkes kazandığı karşılığında rehin olacağını şöyle buyurmaktadır: وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَاتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّيَّتُهُمْ بِاٖيمَانٍ اَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَا اَلَتْنَاهُمْ مِنْ عَمَلِهِمْ مِنْ شَیْءٍ كُلُّ امْرِئٍ بِمَا كَسَبَ رَهٖينٌ “İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazandığı karşılığında rehindir.” (Tur suresi 21)

31 ÖLÜMDEN İBRET ALMALIYIZ
فَاعْتَبِرُوا يَا اُولِى الْاَبْصَارِ «Ey basiret sahipleri, ibret alın.» (Haşir suresi 2) -dünya hayatı ne olursa olsun tul-i emellerden vaz geçip bu ilahi sese kulak vermeliyiz ki uyanalım gafletten… Hz. Ali (r.a); الناس نيام فاذا ماتو انتبهوا “ «İnsanlar uykudadırlar, öldüklerinde uyanırlar.» buyuruyor. (Ebu'l-Hayr Muhammed b. Abdurrahman es-Sehâvî Rivayet Numarası: 1240

32 ÖLÜM SONRASI İÇİN HAZIRLIK YAPMALIYIZ
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmaktadır: اَلْكَيِّسُ مَنْ دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ «Akıllı kimse bu dünyada kendini sorgulayan ve ölüm sonrası için çalışandır.”(Tirmizî, Kıyame 26) buyurur. Hz. Ömer (r.a.) in şu uyarısı da ölüme hazırlık konusunda bize yeni bir bakış açısı kazandıracak niteliktedir. حاسبوا انفسكم قبا ان تحاسبوا و تزينوا للعرض الاكبر و انما يخف الحساب يوم القيامة على من حاسب نفسه في الدنيا «Hesaba çekilmeden önce nefislerinizi hesaba çekiniz. Kendinizi en büyük buluşma için hazırlayınız. Kıyamet gününde hesap, ancak dünyada kendini sorgulayanlar için kolay olur.» (Tirmizi, Kıyame 25)

33 ÖLÜME HAZIRLIKLI OLMALIYIZ
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) çok ilgi çekici hadisinde şöyle buyurmaktadır: أكْثروا ﺫ ﻛﺮهَاذِ ﻡﺍﻟﻟﺬﺍﺕ «Ağız tadını bozan ölümü çok hatırlayınız» (Tirmizi, Zühd 4) buyurmaktadır. Cennetle müjdelenen on sahabi arasında yer alan Hz. Ömer'in, yüzüğünün kaşına şöyle yazdırmıştır: بالموت واعظا يا عمر كفي «Ölüm sana vaiz olarak yeter, ey Ömer!» (Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IV, 288.) Ölüm gelmeden önce ölün için hazırlık yapmayı hidayet alameti sayan Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Abdullah b. Ömer’in omzundan tutarak onun şahsında bütün inananlara şöyle nasihat etmektedir: كُنْ في الدُّ نْيَا كأنَّكَ غريبٌ أو عابرُ سبيل وعُدَّ نفسكَ فى أهل القبور «Dünyada sanki gurbette imiş gibi veyahut yolculukta bulunuyormuş gibi ol. Kendini mezarlıktakilerden kabul et.» (Tirmizî, Zühd, 25.)

34 Allâh’ın Elçisinden (s. a. v. ) bu öğüdü alan İbn-i Ömer (r. a
Allâh’ın Elçisinden (s.a.v.) bu öğüdü alan İbn-i Ömer (r.a.) şöyle der: وكان ابن عمر رضى اللّه عنهُما يقولُ: إذَا أمْسَيْتَ ﻓﻼ َتَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ، وإذَا أصْبَحْتَ ﻓﻼ تَنْتَظِرِ المسَاءَ، وخُذْ منْ صحّتِكَ لمرضِكَ، ومنْ حياتِكَ لموْتِكَ «Akşamlayınca sabahtan bahsetme. Sabahladığın zaman da kendine akşamdan söz etme. Hastalanmadan önce sıhhatinden, ölümünden evvelde hayatından faydalan» (Buhârî, Rikak 3) Ey müslüman dikkat bu nasihatler cennetle müjdelenmiş sahabeye yapılıyor ve biz bunun farkındamıyız!

35 DÜNYA HAYATI İŞ GÜNÜ, AHİRET HAYATI HESAP GÜNÜDÜR
ارْتَحَلَتِ الدُّ نْيَا مُدْ بِرَةً وَارْتَحَلَتِ الْآخِرَةُ مُقْبِلَةً وَلِكُلِّ وَاحِدَةٍ مِنْهُمَا بَنُونَ فَكُونُوا مِنْ أَبْنَاءِ الْآخِرَةِ وَلَا تَكُونُوا مِنْ أَبْنَاءِ الدّ ُنْيَا فَإِنَّ الْيَوْمَ عَمَلٌ وَلَا حِسَابَ وَغَدًا حِسَابٌ وَلَا عَمَلٌ «Ey müminler! Dünya arkasını çevirerek yel gibi esip gitmekte, ahiret de ona karşı aynı süratle gelmektedir. Bu iki alemin insanlar arasında çocukları vardır. Ey Müslümanlar! Sizler, dünyanın değil ahiretin çocukları olunuz. Bu dünya iş günüdür, hesap günü değildir. Fakat yarın (ahiret) hesap günüdür, iş günü değildir.» (Buhârî, Rikâk 4,)

36 EY MÜSLÜMAN ANLA ARTIK AHİRETTEN GERİYE DÖNÜŞ YOK
وَلَوْ تَرٰى اِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُوا رُؤُسِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ رَبَّنَا اَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا اِنَّا مُوقِنُونَ «Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, "Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız" dedikleri vakit, (onları) bir görsen!» (Secde suresi 12)

37 UNUTMA AHİRETTEN DÖNMEYE ENGEL BİR PERDE VARDIR
حَتّٰى اِذَا جَاءَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ لَعَلّٖى اَعْمَلُ صَالِحًا فٖيمَا تَرَكْتُ كَلَّا اِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا وَمِنْ وَرَائِهِمْ بَرْزَخٌ اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ «Nihayet onlardan birine ölüm gelince, "Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım" der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.» (Müminun suresi )

38 UYARICILARA RAĞMEN RABBİMİZE DÖNEMİYORSAK TADILACAKTIR AZAP
وَهُمْ يَصْطَرِخُونَ فٖيهَا رَبَّنَا اَخْرِجْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا غَيْرَ الَّذٖى كُنَّا نَعْمَلُ اَوَلَمْ نُعَمِّرْكُمْ مَا يَتَذَكَّرُ فٖيهِ مَنْ تَذَكَّرَ وَجَاءَكُمُ النَّذٖيرُ فَذُوقُوا فَمَا لِلظَّالِمٖينَ مِنْ نَصٖيرٍ «Onlar cehennemde, "Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim" diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir:) "Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.» (Fatır suresi 37)

39 SONUÇ OLARAK Sonuç olarak dünya hayatı ahiret yurdunda kazanç elde etmek ve cenneti hak etmek içindir. Allah’ın gazabını celp etmekten korunmak üzere dünya hayatının bir imtihan olduğunun farkında olarak Allah’ın rızasını hedefe koyarak hareket etmeliyiz ki kazanalım. Allah, dünya hayatını tarif ederken «dünya hayatı oyun ve oyalanmadan ibarettir» buyurarak dünya hayatı fani olduğunun ve dünyayı isteyenler oyun istediklerinin farkında değillerdir. Efendimiz (S.A.V.) de dünya hayatı bir ağacın gölgesinde gölgelenmektir buyurarak dünya hayatı kısa olduğunun farkında olmamızı bizlere haber vermektedir. Kısaca dünya hayatı oyun, oyalanmadır ve üstelikte çok kısadır. Bizler bu kısacık hayatı Allah’ın rızasına göre geçirirsek hem dünyada ve hem de ahirette kazanmış oluruz

40 ÖLÜME HAZIRLIK İÇİN YAPILMASI GEREKLİ OLANLAR
1) Kamil iman sahibi olmalıyız. 2) Amellerimizi tam ve eksiksiz olark ihlas ile yapmalıyız. 3) Dünya hayatının geçici olduğunun farkında olarak haklara ve hukuklara azami riayet etmeliyiz. 4) Her zaman tövbe üzere olmalıyız ve her zaman tövbe etmeliyiz. 5) Nefsimize ve şeytana uymamaya azami gayret göstermeliyiz. 6) Tam bir şahsiyet ve ahlak sahibi olmalıyız.

41 7) Allah’ın her emrine boyun eğmeliyiz ve Efendimiz (S. A. V
7) Allah’ın her emrine boyun eğmeliyiz ve Efendimiz (S.A.V.)’in gösterdiği yoldan hiç sapmadan gitmeye çalışmalıyız. 8) Mazlumun yanında zalimin karşısında saf tutmalıyız ve kardeşlerimizi zalimlere ezdirmemeliyiz. 9) Her zaman hayır sahibi olmaya ve her şeye merhamet göstermeye gayret gösterilmeliyiz. 10) Her an ölecekmiş gibi ahiret yurdundaki hesaba hazırlıklı olmalıyız

42 DUAMIZ ALLAHIM DÜNYADA BİZLERE İYİLİKLER VE GÜZELLİKLER İHSAN EYLE
ALLAHIM AHİRETE BİZLERE GÜZELLİKLER VE İYİLİKLER İHSAN EYLE ALLAHIM HEPİMİZİ VE ÖLMÜŞLERİMİZİ CEHENNEM AZABINDAN KORU ALLAHIM ÖLÜM ANINDA, KABİRDE, MAHŞERDE, MİZANDA, SIRAT KÖPRÜSÜNDE VE CEHENNEME DÜŞERKEN BİZLERİ AFFET AMİN (Not: Bu sunum vaaz Diyanet KM ve diğer dökümanlar dan faydalanarak hazırlanmıştır.


"ÖLÜM VE ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları