Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Sosyolog Derya Kaylı EKAM 13.04.2006.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Sosyolog Derya Kaylı EKAM 13.04.2006."— Sunum transkripti:

1 Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Sosyolog Derya Kaylı
EKAM

2 Mutlaka rastlamışsınızdır, erkeklerin dünyasında başarılı olabilmek için, büyük ihtimalle yaşamı boyunca mücadele etmiş, sanatçı, bilim kadını, yada başka bir profesyonel meslek sahibi kadın; “Kadınların ezildiğinden, acı çektiğinden bahseder ve “ancak ben feminist değilim” diye bitirir. Beklersiniz, ve niye feminist olmadığını söyledi diye düşünürsünüz?! Acaba, feminizm hakkında hiç kafa yormuş mudur? Feminist yayınlardan en az birini takip etmiş yada okumuş mudur? Eğer bunları yapsaydı neden böylesi bir uyarıda bulundu diye kendinize sorarsınız. Feminizm gerçekten nedir

3 Erkek düşmanlığımıdır?
Erkeklerle eşit olma yarışı mıdır? Evliliğe karşı olan bir avuç kadın hareketimidir? Huzurlu mutlu yuvalarımızı kıskandıkları için onu yıkmaya çalışan çirkin kadınlar topluluğu mudur? Anne olmak istemeyen, anneliği küçümseyen, evde kalmış, kavgacı, bakımsız kadınlar mıdır? Kadınlarımızı olmayacak dualara Amin dedirtmeye çalışan toplumunun gerçekliklerinden habersiz orta sınıf kadın çılgınlığımıdır?

4 Gerçekten Bu kadar kötü müdür feministler? Eğer değillerse
nedir feminizm??? Femin, Fransızca bir kelime, anlamında kadın İzm de bildiğiniz gibi düşüncedir. Düşünce sistemidir. Tıpkı, kapitalizm liberalizm gibi. Feminizm cinsiyetçiliği cinsiyetçi sömürü ve baskıyı sona erdirmeye çalışan bir harekettir. Tek bir kuramsal temeli olmadığı gibi birçok çeşidi vardır: Aydınlanmacı feminizm, Kültürel feminizm, Var oluşçu feminizm vb gibi.

5 Feminizm yeni gelişen ihtiyaçlarla sürekli değişir
Feminizm yeni gelişen ihtiyaçlarla sürekli değişir. Hatta dünyanın her yerinde farklı ifade edilir. Feminizmin ne olduğuna dair iki tanımı sizlerle paylaşmak istiyorum 1-Feminizm; Toplumda, çalışma hayatında ve aile içinde kadınlara yönelik baskının ve sömürünün farkında olmak ve bu durumu değiştirmek için bilinçli eylemlerde bulunmak. 2-Feminizm; Kadınların emeğinin, doğurganlığının ve cinselliğinin, toplumsal yaşamın her alanında, ataerkil sistemin denetimine tabi olduğunun farkında olarak mevcut durumu değiştirmek için, kadınların ve erkeklerin bilinçli mücadele etmesidir.

6 Bin yıllardır erkekler erkek egemen sistemin nimetlerinden faydalanmaktadır. Fakat sürülen sefanın da bir bedeli vardır: Erkekler erkek egemen sistemin nimetlerinden vazgeçmemek için gerekirse kadına yönelik şiddet uygulamayı, bastırmayı sömürgeyi kendilerine hak olarak görmektedirler. Fakat hangi erkek , bu kadar aşağıladığı kadından korkmaz. Korksa da düzenin değişmesini istemez. Çünkü yerine gelecek düzen hakkında hiçbiri fikir sahibi değildir. Şunu rahatlıkla söylüyorum biz kadınlar ve erkekler feminizmin ne olduğunu öğrendiğimizde ondan korkmayacağız. Çünkü feminizm hem kadın için hem erkek için ataerkinin köleliğini sona erdirecek. Feminizm kendini gerçekleştirmiş kadın ve erkekler olarak özlenen toplumu yaratabilmemizi mümkün kılacak özgürlük adalet ve hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz herkesin eşit yaratıldığı bir toplumda yaşayabilme imkanı verecektir.

7 Şunu söyleyebiliriz; toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığı kabul eden, erkek egemen bir sistemde yaşadığımızın farkında olan ve bunu değiştirmek için eylemde olan herkes feministtir. En güzeli de nedir biliyor musunuz? Feminist olmak için bir örgüte dahil olmanız şart değildir. Bireysel olarak yaşadığı ayrımcılığa karşı hayır deme cesaretini gösteren her kadın feministtir. Örneğin; çalışma mücadelesi veren, örtünmek istemediği için örtünmeyi kabul etmeyen, topluma rağmen kız ve erkek çocuğuna eşit davranmak için çaba gösteren, kadınlığın kaderi olarak bize öğretilmiş çaresizliğe ve acizliğe karşı çıkan her kadın feministtir.

8 * Kadınların vatandaş sayılmadığı
* oy hakkı, miras hakkı, mülkiyet, eğitim hakkı, boşanma ve doğum kontrolü hakkının olmadığı feminist hareketinin ilk dönemlerinde kadınlar mağdur bırakılmaktan dolayı duydukları öfkeyi ve kızgınlığı dışa vuramıyorlardı. Fakat zamanla ezilmiş ve sömürülmüş olduklarına inanan ve kaderini değiştirmek isteyen bir çok kadın toplanmaya ve konuşmaya başladılar. Bu toplantılar bir nevi tedavi atmosferi yaratıyordu. Böylece işte ki ve evdeki ataerkiyle mücadele etme gücü kazandılar sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkan bu mücadele hareketi birinci dalga feminist hareket olarak ifade edildi. Şu an yasal olarak erkeklerle eşit haklara sahipsek, gerekli hukuki reformlar yapılmışsa, bu dönemde ki feminist mücadele sayesinde olmuştur. Bu gün ise kazandığı hakların bilinciyle feministler artık, sadece yasal reformları değil ev içinde erkek hakimiyetini, toplumda, çalışma hayatında, dinde yapılan yasalara rağmen devam eden ikinciliğini sorguluyor. Kadınlık ve erkeklik durumlarını analiz ediyor.

9 Feminizm kadınlar için erkeklerle eşit, sosyal ve siyasal hakları savunan bir ideolojidir, bir inanç sistemidir. Ayrıca feminist akademisyenlerin, düşünürlerin ve yazarların, ataerkil bilgi ve ideolojiye karşın oluşturdukları bilgi, düşünce ve kuram bütünüdür. Feminizm anlam üretme sürecidir. Feminizm tek boyutlu toplumsal bir eleştiri değildir. Çok katmanlı değişime açık, siyasi ve etik bir uygulamadır. Feminizm, feminist araştırmalar ile akademisyenlerin toplumsal kurumları, toplumsal ilişkileri kadın bakış açısıyla ele aldıkları çalışmalarla daima desteklenmektedir. Bu çalışmalar, kadınları insanlığın saklı bir parçası olarak kabullenmek yerine, etkin bir özne olarak ortaya çıkarmış ve çıkarmaya devam edecektir.

10 Biz kadınlar kendi deneyimlerimizden şunu biliyoruz;
İçinde yaşadığımız toplumun erkek egemen düşünce tarzı bizleri kendisini, erkeklerden daha aşağı gören ataerkinin (babamızın, ağabeyimizin, kocamızın, işverenimizin) gözüne girmek için birbiriyle kıyasıya rekabet eden kıskançlık, korku, husumet besleyerek birbirini hor gören kadınlar olarak sosyalleştirdi. Ne denir, kadın kadının kurdudur. Cinsiyetçi düşünce, bize birbirimizi merhametsizce yargılamayı ve acımasızca cezalandırmayı öğretti. Feminist düşünce ise bize, biz kadınların kendimize karşı duyduğumuz nefreti kafamızdan atmamız konusunda yardımcı oldu. Feminist hareket kadın dostluğunun oluşması için, yani bizim çıkarımızı korumak için oluşturuldu

11 Kadınlar için olduğu kadar erkekler içinde feminizm kişisel bir mücadeledir. Örgütlü çalışmalar kadar bireysel eylemlerde kadınların haklarını elde etmenin yolunu açar. Feminizm çok sesli çok odaklı ve çok boyutlu bir harekettir. Hatta bir feministin ilgilendiği konular yaşamının her evresinde farklı olanları kapsayabilir. Bir öğrenci olarak eğitim kurumlarında ki ayrımcılıkla mücadele ederken, çalışan bir kadın olduğunda kadınlar için uygun çalışma koşulları için mücadele edebilir. Çalışan bir anne olduğunda çocuk kitaplarında ki cinsiyetçilikle mücadele edebilir. İşte bu nedenlerle feminizmin, insana kazandırdığı eleştirel bakış hayatın her döneminde farklı mücadelelerde kendini gösterir

12 Peki hep söylediğimiz Patriyorka, Ataerki Nedir?
Ataerkil sistem, erkeklerin ailenin tüm bireylerini mülkleri olarak görmeleri temelinde yükselen, ekonomiyi denetim altında tutma ve önemli karar verme yetkisine sahip olduğu bir sistemdir. Bu toplumsal sistem, erkeğin kadından üstün olduğundan hareketle kadınları denetleyen ve erkeğin mülkü, namusu sayan bir düşüncedir. Evdeki otoriteyi kaybetmemek için her türlü davranışı meşru sayan bir sistemdir.( namus cinayetleri, ev içi şiddet) Bu bakış açısına göre, kadınların yaptıkları üretim aile gelirine sadece katkıda bulunmak içindir. Bu nedenle erkekle eşit iş yapsa bile erkekten daha az ücret alması doğaldır.

13 Ev Kadınından Feminist Olur mu?
Feministler ev kadınlığını ya da ev işlerini küçümsemez veya hor görmez. Önemli mücadelelerden biri de ev işinin görünür olması ve bedelinin olmasıdır. Ve şöyle düşünürler; ev işleri yeterli saygınlığa ulaşırsa erkekler, onaylamakla kalmayıp üstlenmeye de çalışılabilir. Gerçekte feministlerin yürüttüğü kampanyalar sayesinde hükümetler kadınları ev işlerine harcadığı ücretsiz emeğin maddi değerini hesapladı Birleşmiş milletler Kalkınma Fonu 1995 İnsani Kalkınma Raporunda kadınların yaptığı ve ücret almadığı işlerin toplam değerinin yılda 11 trilyon dolar olduğu açıkladı. Ev kadını olmaya seçen kişiliklerini ve yeteneklerini bu alanda tümüyle kullanabileceğini düşünen her kadın feminist olabilir. Feminist olmak mutlaka evin dışında çalışmayı gerektirmez eğer bir feminist bağımsızlığını ve kişiliğini koruyabiliyor kazancı olmadığı için, eşi tarafından ezilmiyorsa ve onu tatmin eden gerçekler buysa tam gün ev hanımı olmayı seçebilir.

14 Feminizm kadınların yapması ya da yapmaması gereken şeylerle ilgili tavsiyelerde bulunmaz.
Feministler; kadınların seçimlerini özgürce yapabilecekleri ev kadını olmaya zorlanmayacakları dişil rollere ve düşük ücretli kadın işlerine itilmeyecekleri ve saygı görecekleri bir toplum için mücadele etmektedir. Her kız çocuğunun hayatta yapmak istediklerini gerçekleştirme ve yeteneklerini geliştirme özgürlüğü olmalıdır. Sırf kız doğduğu için oyuncak bebekler kap kaçaklar kollarını bacaklarının özgürce hareketini engelleyen giysiler yegane kıyafet olmamalıdır. Ne zorla evin dört duvarına hapsedilmeli ne kocasının ailesine uyum göstermek adına boyun eğmeye ve itaate zorlanmalıdır. İşte feministlerin kaygıları bu kadar kabul edilebilirdirler. 1995 Pekin Konferansının ana sloganına göre Feminizm dünyaya kadınların gözüyle bakmaktır. Dünyada ki her sorun kadınlarında sorunudur.   

15 Feministler Evlilik Kurumuna Ve Aileye Karşımıdır?
Evliliğe ve aileye karşı olan feminist yoktur. Fakat mutsuz, eşitliğin olmadığı, kadının aşağılanıp şiddet gördüğü evliliklere karşı birçok feminist vardır. Bir kadın eşitlik, adalet istemeye başladığında sorun çıkar, acı çekmekten, hakarete uğramaktan bıktığında ve şikayetlerini dile getirdiğinde evde ki huzur bozulur. Dışardan huzurluymuş gibi görünen bu evlerin içinde kişiliği duyguları hayalleri yıkılmış sayısız kadın yaşar. Kadınlar yaşadığı haksızlıklara karşı çıkmadığı sürece huzur sürer. Feministler kadının aşağılanıp, yok sayıldığı, şiddete maruz kaldığı, erkek egemen sistemin değer yargılarıyla çaresizliğin üzerindeki örtüyü kaldırarak, aile ortamını, her iki cinsin de daha mutlu olacağı bir yer haline getirmeye çabalarlar. Bedenimizde ki hastalığı teşhis etti diye doktora düşman diyebilir miyiz?

16 Feministler kadınların çocuk sahibi olmasına karşı değildir.
Feministler anneliğe karşı mıdır? Feministlerin anneliğe karşı olduğu inancı, feminizme duyulan tedirginliği açığa vurur. Feministler kadınların çocuk sahibi olmasına karşı değildir. Ancak anne olmak kadının kaderi değildir yada, kadınlık annelikle eş tutulamaz. Annelik öncelikle kadının seçimi olmalıdır, Kadın anne olsun yada olmasın,kız yada oğlan çocuk doğurmuş olsun her durumda toplumdaki statüsü aynı olmalıdır. Ataerkil sitem ve kapitalizm, erkeklere çocuk bakma ve yetiştirme fırsat tanımaz, bu görev kadına aittir. Bunun sonucunda erkekler sert, duyarsız ve sevgisiz insanlar olur çıkarlar. Her birimizin içinde bir erkek ve bir kadın vardır. Her ikisinin de beslenerek geliştirilmesi gerekmektedir.

17 Peki Feministler, ataerkil sistemin yerine anaerkinin geçmesini isterler mi?
Böyle bir düşünce feminizm doğasına aykırıdır. Her şey hiyerarşiden ibaret değildir. Sizin toplumsal cinsiyet eşitliğini kabul etmememizden kaynaklanmaktadır. Feministler,kölelik, hiyerarşi, adaletsizlik ve eşitliğin her türüne karşıdırlar ve özgürlük, eşitlik, adalet için mücadele ederler. Ataerkil sistem erkeklere başka, kadınlara başka nitelikler dayattığı için sorunlar ortaya çıkmaktadır. Hükmeden, tahammülsüz, saldırgan erkekler, köle ruhlu, ürkek kendi ruhunu ve bedenini tanımaktan aciz kadınlar yaratmaktadır. Şurası açıktır, bizim gibi her toplumda her kadın içinde feminizmin tohumlarını taşır. Feminist olmak için ne feminist literatürü bilmeniz nede feminist kavramla donanmış olmanız gerekiyor. Gerekli olan kadına karşı ayrımcılığı ve haksızlığı görüp son vermek için cesaretle üzerine gitmek gerekiyor

18 Feminizm Erkek Düşmanlığı mıdır?
Feminizm erkek düşmanlığı değildir. Feminizm, ataerkil sitemin şiddetle, hoşgörüsüzlükle, paylaşımsızlıkla tanımlanmış eril özelliklere ve bu özellikleri içselleştiren kadınlara karşıdır. Sistemlerin devamını sağlayan, insanlara tecavüz eden, dayak atan, kadınları kendilerine eş saymayan, kadınları meta gibi gören erkek anlayışına tabi ki karşıdır. Şunu söylemek gerekir. Kadınlar nasıl ki doğuş tan anaç değillerse, erkeklerde doğuştan egemen değillerdir. Bu özellikler toplum tarafından bireylere kazandırılır.

19 Bu anlattıklarımdan kabul etmediğiniz bir şey var mı
Bu anlattıklarımdan kabul etmediğiniz bir şey var mı? Hangisi insana aykırı düşünceler Öyleyse neden feminizm bir tehdit olarak algılanıyor? Düşünün bir kadının bilinci yükselirse erkek egemen yapıların değer yargılarını çözerse, ezilmeye, sömürülmeye, şiddete bu kadar sessiz kalır mı? Aynı işi düşük ücretle yapmaya gönüllü olur mu? Bu kadar doğal kocam dır yapar der mi? Ayrıca, güzelliği tapınılası bir yere çıkaran, kadınları yalnız bedenden ibaretmiş gibi gösteren kozmetik sanayisi bu kadar iş yapar mı? Ayrıca, gelirinin büyük bir bölümünü savaş aletlerine yatıran bir ülke, savaşa karşı olan her düşünceye baktığı gibi feminizme de tabi ki kuşkuyla bakacaktır

20 Feminizm, diğer ideolojilerin aksine evin içine mahrem alana girmiştir.
Oradaki kemikleşmiş ve kadının kaderi olan dengeleri zorlamaktadır. İnançlarımızı değerlerimizi sorgulamaktadır. Eğer doğruluğundan eminseniz ve kendinizi suçlu görmüyorsanız neden siz erkeler sorgulanmaktan ve eleştirilmekten bu kadar korkuyorsunuz?

21 İtiraz etmek böyle gelmiş gider dememek elbette ki varolan sistem için istenmeyen bir durumdur. Ve ataerki için bir tehdittir. Feminizm, kadınlığımızı kullanarak, kadınsı numaralarla sömürüye araç olup olmadığımızı, başkalarını sömürüp sömürmediğimizi, ailede ve örgüt içinde buyurgan ve antidemokratik davranışlarda bulunup bulunmadığımızı sorgulamamızı ister. Daha açık söylersek feminizm kendi içimizdeki ataerkil kişiliği erkekliğin, saldırganlığın ve iktidar hırsının kaynağını sorgulamamızı ister. Bakın etrafınıza pek çok kadın erkelerin üstün olduğunu düşünür. Bu nedenle kız çocuklarına ayrımcı davranır onların hareketlerini kısıtlar, seçeneklerini sınırlar ve seslerini ellerinden alırlar. Biz kadınlar için yıllardır inandırıldığımız değerleri sorgulamak yıpratıcı ve zor bir süreçtir. Fakat feminizm bize dayatılan şekliyle değil, farklı ve kendi geliştirdiğimiz yöntemlerle yeniyi tekrar düşünmeyi ve inşa etmeyi öğretir.

22 Pek çok kadın için feminizm, hayat kurtaran özgürleştirici ve güçlendirici bir deneyimdir.
Öncelikle bizleri her şeyi kendi hatamız olduğu duygusundan, eğer dayak yemiş yada tecavüze uğramışsak bunu hak ettiğimiz düşüncesinden kurtardı. Suçluluk duymaktan, yetersizlik hissinden, seçenekleri olmayan, sağır ve dilsiz bir yaşamdan kurtardı. Feminizm bize şunu da öğretti. Bizi kadınsı yada erkeksi yapanın kadınlara ayrı, erkelere ayrı roller biçen, faklı haklar tanıyan, değişik sorumluluklar yükleyenin toplum olduğunu öğretti. Artık ne kurban nede bir nesne değiliz. Hayatta kalmayı başarmayı, kendi kendimize karar verebilmeyi, bir özne olarak, kendi hayatlarımızı kavramayı öğrendik.

23 Feministler kadınların da insan olduğunu ; kadın haklarının insan hakları olduğunu, dünyaya ilan etti. Artık bizler toplumsal cinsiyet rollerini ve ilişkilerini yeniden tanımlamak ve oluşturmak, alternatif aile yapılarını keşfetmek, daha eşit kadın erkek ilişkileri yaratmak için gerekli güce sahibiz. Feminizmin, bize sunduğu en değerli armağan; sevinçlerimizi ve göz yaşlarımızı paylaşan, söylediklerimizi ve söylemediklerimizi anlayan, durmadan konuşmamıza yada susup oturmamıza, hıçkıra hıçkıra ağlamamıza yada kahkahalarla gülmemize imkan veren, bize öğretilen kadınlar arasında hüküm sürdüğüne inandığımız kıskançlıktan, güvensizlikten, acizlikten sıyrılıp gerçek kadın arkadaşlıkları kurmayı öğretti

24 NEDEN ERKEKLER FEMİNİZMDEN BU KADAR KORKUYOR?
Erkeklerin tümü feminizmden korkmuyor, yada feminizme karşı değiller. Fakat önemli bir sayıda erkek, feminizm deyince bir duraksıyor. Çünkü varolan ataerkil sistem onların işine geliyor. Erkek egemenliğini sorgulayan feminizm, erkeklere bir ayna tutarak kendilerini gözden geçirmeye zorluyor. Bu durum erkekler için niçin istenir bir durum olsun. Söyler misiniz kim oturduğu koltuktan inmek ister ki? Feministlerden korkarlar, niçin mi? Feministler, kadın erkek ilişkisinde eşitsizliğin, adaletsizliğin, şiddetin örtüsünü kaldırmışlardır. Feminizm, kurulu düzenin varolan sistemin erkek lehine düzenlenmiş, yasalarına, uygulamalarına, kısacası haksız ayrıcalığı kendinde hak bellemiş erkeklerin bu ayrıcalıkları kaybetmelerine, neden olacak değişiklikler önerdiği için bir kısım erkekler, korkarlar feminizmden.

25 Erkekler farkında olmasa da, feminizm uzun vadede, erkeklerin de yararınadır.
Feministler, ailede eşitsizliğin, egemenliğin ve baskının her şeklini ortadan kaldırıp, daha adil bir toplum inancı taşımaktadır. Bu durumda erkekler ayrıcalıklarının bir kısmını kaybedecekler ama kazanan toplum olacaktır. Örneğin toplumun her bölgesinde, oğlan yada kız çocuğuna eşit eğitim fırsatı verilir ve eşit derece yüreklendirilirse, toplum için de daha fazla yetenek ve yaratıcılık söz konusu olacaktır. Kadınlar sürekli bağımlı olmaya, muhtaç olmaya zorlanmazlarsa, hem ailenin hem ülkenin refahını arttıracaklardır Erkekler ekonomik sorumluluğun yükünü kadınla birlikte taşıyacak, ilgilerini geliştirme fırsatı bulacak ve kadınlar için görülen işlerde çalışabileceklerdir. Şimdi ki ataerkil toplumun dayattığı, zorunluluklardan kurtulup, feminizm sayesinde özgürleşeceklerdir.

26 Şunu söylemek lazım feminizm kadınların erkekler gibi olmasından yada değildir.
Amacı; dişil ve eril alanda ki faydalı davranış ve düşünce kalıplarını alıp alternatif bir kültür yaratmaktadır. Feminizm önemli bir öğrenme ve kaydetme sürecidir. Feminist kadınlar arasında bile, farklılıklar olmasının nedeni budur. Çünkü öğrenme süreci hepimiz için devam etmektedir ve herkes sürecin farklı bir aşamasında bulunmaktadır. Feminizm heyecan vericidir çünkü daima devam eden, sürekli bir yolculuktur. Bireyler kadar toplumsal yapının da değişimini öngören bir hareket olarak feminizm hepimiz için ömür boyu sürecek bir yolculuktur.

27 Gelin hep beraber bu yolculukta keşfedelim
ve öğrenelim...

28 Dinlediğiniz için teşekkür ederim
EKAM 13 Nisan 2006


"Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Sosyolog Derya Kaylı EKAM 13.04.2006." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları