Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

NEDİR KRİTİK ANALİTİK DÜŞÜNCE?

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "NEDİR KRİTİK ANALİTİK DÜŞÜNCE?"— Sunum transkripti:

1 NEDİR KRİTİK ANALİTİK DÜŞÜNCE?
Bir konuyu, sorunu ya da problemi alt başlıklarına ayrıştırıp tümden gelimle ve her bir başlığı ayrı ayrı irdeleyip eleştirerek ve her biri arasındaki bağlantıları gerçekçi kanıtlarıyla ortaya koyarak, yani tüme varımla düşünmek ve değerlendirmektir.

2 HAYATIN GERÇEKLİĞİNİ KARMAŞIK GÖSTERİP ASIL AMÇTAN UZAKLAŞTIRIYORLAR

3 Velazquez'in “Las Meninas”

4 POZİTİF GELİŞİM

5

6 DÜŞÜNME NEDİR? “Bir sonuca varmak için bilgileri, kavramları inceleme karşılaştırma ve aralarında ilişkiler kurarak başka düşünceler üretmek işlemidir.” Eleştirel düşünme akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi zihinsel süreçlerden oluşan bir düşünme biçimidir. Eleştirel düşünme sağduyu ve bilimsel kanıtlarla uyuşan net hükümlere varmak için somut veya soyut konular üzerinde düşünme süreçlerini de içermektedir.

7 İlgililik: Geliştirilen argüman ve argümanı meydana getiren öğeler ele alınan konuya ilişkin olmalıdır. Geçerlilik: Argümanı teşkil eden önermeler sağduyu, veri, bilgi ve kanıta dayalı olarak savunulabilir ve geçerlenebilir olmalıdır. Açıklık ve anlaşılabilirlik: Argümanı meydana getiren önerme ve çıkarımlar herhangi bir yanlış anlamaya veya anlam karmaşasına meydan vermemelidir. Dengelilik (genişlik ve derinlik): Argümanı meydana getiren önermelerin kapsamı ve ayrıntı düzeyi yeterli olmalıdır. Mantıklılık: Önermeler doğru biçimde sıralanmalı ve birbirleri ile doğru olarak ilişkilendirilmeli, argüman uygun bir mantık silsilesi izlemelidir. Doğruluk: Argümanın sonunda varılan sonuçlar, argümana temel oluşturan veri, bilgi, kanıt ve varsayımlar tarafından desteklenmelidir. Adillik: Argüman konunun paydaşları arasında—özellikle sağduyu ve bilgi sahibi olanlarda—güvenilirlik ve adalet hissi uyandırmalıdır.

8 Kad Aşamaları: •Bilgi toplamak aşamasında; tarafsız olmak, doğru bilgi kaynaklarını seçmek, doğrudan bilgi toplamak ve birden fazla bilgi kaynağına başvurmak önemlidir. •Mevcut durumu anlamak aşamasında; 5N-1K olarak formüle edilen sorulara cevap vermek, problemden kaynaklanan temel soruyu iyi tespit etmek, soruları olabildiğince açık ve kesin ifadelerle belirlemek, cevapları gerçekçi, duygusallıktan uzak ve ön yargısız değerlendirmek önemlidir. •Sorunu alt gruplarına ayrıştırma aşamasında; alt gruplar, soruna etkili olan faktörlere göre sınıflandırılmalı, önemlerine göre gruplandırılmalı, diğer durumlarla ilişkilerine göre değerlendirilmelidir. •Olayı tanımlamak aşamasında; görülen sebeplerin gerçek olup olmadığı,sonuçların gerçek olup olmadığı, başka beklenen sonuçların bulunup bulunmadığı, olayı kimin, neden ve nasıl yaptığı gibi temel sorulara tarafsız ve doğru cevaplar verilerek olay gerçek anlamda tanımlanmalıdır. •Sorunun çözümü için hedef belirlemek aşamasında; amaç ve hedef, açık ve net olmalıdır. Varsa, benzer amaçların ayrımı yapılmış olmalıdır. Mevcut veriler, istatistikler, bilimsel gerçekler, geçmiş olaylar ve geleceğe ilişkin tahminler göz önünde bulundurulmalıdır. Göz önüne alınması gereken başka bir yaklaşım olup olmadığı kontrol edilmelidir.

9 •Uygulanacak yöntemi belirlemek ve uygulamak aşamasında; hedefe ulaşmak için kullanılacak yöntem ile ilgili gerekli bilgileri uygun yöntemlerle toplamalı, uygulama aşamaları belirlenmeli ve uygulama takvimi yapılmalı, gerekli koordinasyonlar sağlanarak kararlılıkla uygulanmalıdır. Uygulama sırasında belirli aşamalarda amaca uygunluk açısından kontroller yapılmalıdır. •Sonuç ile ilgili analiz yapma aşamasında; uygulama sonuçları çeşitli boyutları ile değerlendirilmeli, hedefe ulaşılıp ulaşılmadığı tarafsızca tespit edilmeli, hedefe ulaşılamamış ise nedenleri tespit edilmeli, nerelerde hata yapıldığı belirlenmeli, gerekli ise değişiklikler yapılarak yeniden uygulama yapılmalıdır Bu sıralama kritik ve analitik düşünerek problem çözmenin aşamalarını göstermektedir.

10 İNSANİ ENGELLER Engel Tanım Örnek KAD Duygusal engeller Öfke
Aşırı sevgi Sevinç Kin – Nefret İnsan öfkeliyken verdiği kararlar isabetli yaklaşımlar içermez. Duyguların yoğun olduğu zamanlarda karar vermekten kaçının. Hafıza hataları, Bir olayı anlatırken içine hayal gücünü karıştırmak Geçmiş deneyimlerimizi bazen o an yaşadıklarımıza göre yeniden şekillendiririz.Zaman geçtikçe gerçekten farklı bir hayale inanmaya başlarız. Polis bir cinayet sanığının resmini tanıklara göstermeden önce onun şahitliğini dinlemelidir. Hafızadaki hatıralara veya başkalarının şahitliğine değil ispatlanmış gerçeklere güvenin. Hafızanızın sınırlı olduğunu bilin. Yetersiz bilgi Bir konuda bir hükme varmadan önce o konu hakkında gerekli arka plan bilgisine sahip olmama Sihirbazların nesneleri yerinden kaldırabileceğine inanırken kullandığı ince tellerin farkında olmamak. Bir sonuca varmadan önce konu hakkında araştırma yapın. Algılama sınırları İnsanın gerçek hakkında yanlış bir kanıya varmasına neden olacak algı sınırlarını bilmemesi. Geceleyin yıldızlara bakıp onların ay ve güneşten küçük olduğunu veya onlar kadar yakın olduğunu düşünmek. Duyularımızın sınırlı olduğunu unutmayın.

11 “Kur’anı ancak alimler anlar,biz anlayamayız.” “KAD zordur”
Kişisel önyargılar Peşin hükümlülük Hepimizin tarafsız ve eleştirel düşünmemizi engelleyen kişisel önyargılarımız vardır. “Kur’anı ancak alimler anlar,biz anlayamayız.” “KAD zordur” Verileri ve kaynaklarını sorgulayarak önyargılarınızla savaşın. Fiziksel engeller Stres,yorgunluk,ilaç kullanımı gibi etmenler düşünmemizi etkileyebilir. Uzun süre uykusuz kalmışsanız yaptıklarınızın farkında olamayabilirsiniz. Çok yorgun ve stresli olduğunuzda önemli kararlar vermekten kaçının. Başkalarının şahitliğine güvenme Başkalarının deneyimleri ve anlattıkları inançlarımızı etkiler.Halbuki bunlar genelde sübjektif,önyargılı hatta bazen kandırma amaçlıdır. Van gölü canavarını gördüğünü söyleyenlerin olması Van gölünde canavar olduğunu göstermez. Sadece başkalarının deneyimlerine bakarak karar vermekten kaçının.

12 DİLİ YANLIŞ KULANMAKTAN
KAYNAKLANAN ENGELLER Engel Tanım Örnek KAD Elastiki ifadeler Birden fazla şekilde anlaşılabilecek ifadeler. “Tam bir yalan uzmanıdır” yalan söylemede mi uzman yoksa söylenen yalanı anlamada mı? Bir cümle size belirsiz geliyorsa bundan hüküm çıkarmaktan kaçının.Önce ifadeyi netleştirmeye çalışın. İkna edici ifadeler Bir argümanın gerçekliliğini sorgulamanıza engel olan ifadeler “Herkesin bildiği gibi” “Tecrübeler gösteriyor ki” diye başlayan ifadeler Bu tarz ifadeleri dikkate almayın verilerin doğruluğunu sorgulayın. Teknik terimler kullanarak muhatabı yanıltmak. Başkalarını etkilemek için basit bir şeyi karmaşık,önemsiz bir şeyi önemli gösterecek şekilde teknik terimler kullanmak. Anti-kalsiyum,self-clean,antidrip,ter türlü kumaşa uyumlu termostatik ısı kontrollü ütü(kireç tutmama,kendi kendine temizleme, damlatmayan ,sıcaklık ayarı olan ütü ) Bu tarz ifadelerin albenisine kanmayın.Arkasındaki gerçek içeriği anlamaya çalışın. Duygusal içerik İnsanları negatif veya pozitif etkilemek için duyguları kullanmak. “Muhaliflerin öldürülmesi” yerine “etkisiz hale getirmek” ifadesini kullanmak Kullanılan dilde duyguları yönlendiren ifadeleri belirleyin.

13 Engel Tanım Örnek KAD Kaçamak cevap vermek Kullanılan kelimelerden dolayı muhatabının farklı şekilde düşünmesini sağlamak -saat kaçta yattın -1’i geçmişti Kaçamak cevapların farkında olun Anlamsız karşılaştırmalar Bir şeyin üstün olduğunu söylerken neyle kıyaslandığının belirtilmemesi Bu pil % 25 daha uzun ömürlü Nelerin karşılaştırıldığı tam olarak belirtilmiyorsa güvenmekte acele etmeyin Alakasız şeyler arasında bağlantı kurma Alakasız şeyler arasında bağlantı olduğu gibi bir yanlış inanca sahip olma Öğrencinin mavi renkli kalem kullandığında sınav sonucunun değiştiğine inanması. Alakasız tesadüflerle sebep sonuç ilişkileri arasındaki ayrımı unutmayın.

14 MUHAKEME VE ALGILAMA HATALARINDAN KAYNAKLANAN ENGELLER
Tanım Örnek KAD Yanlış benzetmeler yapmak Bir iddianın doğruluğunu ispatlamak için yanlış benzetmeler yapmak Hapishanede mahkumların aynı ortamda kalmasının kötü davranışlara sebep olmasından hareketle çocukların aynı odada kalmasının sakıncalı olduğunu savunmak Yanlış benzetmelerle varılan yanlış yargıları sorgulayın Büyük sayılar kuralı Yeterince malzemeniz varsa tesadüfi verilerle anlamlı birçok bilgi çıkarabilirsiniz 11 eylül ile 11 sayısı arasında bağ kurmak. Kur’an-ı Kerim de sayılar ve harfler arasında bağlantı kurularak gizli şifrelerinin olduğunun savunulması. Rakamların objektif bir şekilde kullanıldığından emin olun pareidolia Ne olduğu belirsiz bir şeyi belirgin gibi algılama Ufo,Van canavarı görmek Tuhaf bir görüntüyle karşılaştığınızda bunun pek çok mantıklı gerekçesi olduğunu unutmayın

15 PSİKOLOJİK VE SOSYOLOJİK ENGELLER
Tanım Örnek KAD Kazananın yanında olma içgüdüsü Bir iddianın popüler olduğu için kabul edilmesi Binlerce yıl önce dünyanın düz olduğuna inanılıyordu.çünkü herkes öyle düşünüyordu Bir iddianın popüler olması değil dayandığı deliller önemlidir. Toplum zorlaması Bir topluluğun üyelerinin çoğunun sıklıkla dile getirerek dayanaksız bir düşünceye insanları inandırması Bermuda şeytan üçgeni Herkes aynı şeyi söylüyor diye bir topluluğun fikrini benimsemeyin, kendiniz düşünün Duygusal etki Bir olayın arkasındaki duygusal etkinin mantıklı düşünmeyi engellemesi Bir ürünün rakibinden daha iyi olduğuna dair bir kanıt olmaksızın insanların duygusal zaafları kullanılarak reklamının yapılması Duygusal etkilerin mantıklı karar vermenize karışmasına engel olun Dikkati dağıtma konuyu başka yöne çekme Kişinin haksız olduğu konuda dikkati dağıtarak konuyu başka yöne çekmesi Bir politikacının eleştiri alacağı toplantıda rakipleri ile ilgili dosyaları açıklaması. Konuyu değiştirmeye çalışanların farkında olun

16 Engel Tanım Örnek KAD Yanlış ikilem Alternatifleri bilerek kısıtlandırarak başka alternatif yokmuş gibi kişiyi seçim yapmaya zorlamak “ya bizden yanasın yada teröristlerden yana, seçimini yap” Bir olay karşısında alternatiflerinizi iyi inceleyin,başka alternatiflerin olabileceğini unutmayın. Bir otoritenin kabulüne dayanmak Tartışmalı bir konuda tanınmış birinin görüşünü referans alıp o öyle düşünüyorsa doğrudur demek AB idam kalkmalı diyorsa idamın kalkması yerinde bir karardır. Bir argümanı savunmak için ünlü bir kişinin o konuda öyle düşünmesinin yeterli olmayacağını unutmayın Sunulan vaatlere kanma Kendine güvenen,karizmatik prestijli insanların sağlık,güzellik, mutluluk vaat eden sözlerine düşünmeden kanma Jim Jones adlı bir sapık tarikat lideri 914 kişiyi toplu intihar etme konusunda ikna etti Objektif bir karar vermeden önce karizmatik insanların etkisinde kalmadığınızdan emin olun Zorla gündeme getirme Bir olay sonrasında konuyla alakası olmasa da alakalandırıp o konunun gündeme gelmesini sağlamak Danıştay saldırısı sonrası başörtüsü ve irticanın gündeme getirilmesi Belli konuları gündeme getirmek için fırsat arayanların olabileceğini unutmayın

17 Vizyon bir GELECEK DUYGUSUDUR.
Vizyon nedir? Vizyon bir GELECEK DUYGUSUDUR. Gelecekte ULAŞMAK İSTEDİĞİMİZ HEDEFLERİN, GERÇEĞE UYGUN DÜŞLERİNİ KURMAKTIR. VİZYON NE HAM HAYALDİR, NE DE GERÇEKLEŞMEYECEK BİR DÜŞ. TAM OLARAK NEYİ BAŞARMAK İSTİYORSUN? Başarmak istediğin bir hayalin var mı? Ev almak, araba almak, iş bulmak, evlenmek Peki bunlar için düşünmeye, plana hatta uykudan fırlamaya değer mi? NE ZAMAN BAŞARMAK İSTİYORSUN? Ulaşmak İstediğin Hedefine Tahminen Ne Zaman Ulaşırsın. BAŞARMANIN ÖNÜNDEKİ İÇ ENGELLERİ TEMİZLEDİN Mİ? Geçmişinizdeki Başarısızlıkların Tesirinden Kurtulun OTOMATİK PİLOTUNUZU OLUMLU BİÇİMDE PROGRAMLAYIN

18 HEDEFLERİNİZİ YAZARAK PLANLAYIN. HEDEFLERİNİZİ TAKVİME BAĞLAYIN.
HEDEFLERİNİZİ İMGELEYİN.

19 ALGI NEDİR? Algı, çevreden alınan duyu uyarılarının zihinde anlamlı deneyime çevrilme sürecidir. Duyu organımıza yansıyan ışık , ses gibi uyaranlar ve bu uyaranlardan doğan deneyimdir algı. Algı, insan deneyiminin temeli olarak psikolojinin konusudur ancak çevre algısıyla ilgili olarak fizik biliminin, görsel sistem (göz,sinirler-beyin) işlevleri nedeniyle biyoloji, fizyoloji, sinir bilimlerinin , felsefe ile sanat felsefesi olan estetiğin de konusu olmuştur. Algılama, duyu organlarını uyaran nesnelerin, niteliklerin veya olayların farkında olunmasıdır. ALGI : ZİHİNSEL İNŞAAT Dünyanın bize nasıl göründüğü retinaya yansıyan imge ile sınırlı değildir. Zihnimiz, çevredeki bir imgeyi basitçe kaydetmek yerine kendi resmini yaratır. Zihin inşa eder. Aldığımız bilgi uyarırları duyular aracılığı ile bize ulaşır, ve zihinde inşa edilir. Biz renkler, ses tonları, tat ve koku algılarız Bizim algıladığımız kırmızı, mavi, yeşil renkler fizikçi için belli frekanstaki elektromanyetik dalganın yüzeyde yansımasıdır, aldığımız tat ve koku fizikçi için kimyevi bir bileşimdir. Müzik dinlerken sesin farklı tonunu algılarız,fizikçi farklı frekansta titreşimi olan ses olarak niteler. Renk, ses tonu, tat alma ve koku duyu uyarırlarıyla oluşan zihinsel yapılardır. Algılarımız, gerçeğin doğrudan kaydı değil, zihnimizde inşa edilen bilgi deneyimidir.

20 Gestalt psikologları "Bütün, kendisini oluşturan parçaların toplamından farklıdır" ilkesini vurgulamışlardır. Gestaltçılar uyarıcıların nesneye yönelik olarak örgütlenmesi biçiminde beliren temel eğilimin, bireyin duyu organları ve sinir sistemlerinin doğuştan gelen bir özelliği olduğunu kabul ederler. Şekil-zemin ilişkisi: Bütün algılamalarda bir şekil ve zemin vardır. Şekil- zemin ilişkisi bütün duyu organlarını kapsar. Herhangi bir zamanda çevremizdeki uyaranlardan, dikkat ettiğimiz ve gruplandırdığımız uyaranları şekil ve bunun dışında kalanları da zemin olarak algılıyoruz. Görsel alanda şekil bize daha yakındır ve bir nesne izlenimini verir, bir biçimi vardır, zemin ise tanımlanması zor bir madde izlenimi taşır. Şekil ve zeminin birbiriyle yer değiştirdiği algılamalarımız vardır. Bir biçimi önce şekil olarak görürken, biraz sonra zemin olarak görebiliriz. Ancak bir biçimi, aynı anda hem şekil hem de zemin olarak göremeyiz. Şekil-zemin algılaması doğuştan gelen bir özelliktir.

21 Küresel Güçlerin Yeni İllüzyonu: Algı Yönetimi
Son yıllarda sıkça telaffuz edilmeye başlanan algı yönetimi kavramı her ne kadar yakın bir zaman diliminde ABD Savunma Bakanlığına bağlı birimler tarafından terminolojiye kazandırılmış olsa da söz konusu kavrama yüklenen içerik incelendiğinde oldukça eski bir yöntem olduğu anlaşılmaktadır. Zira algı yönetiminin özünü “ikna ve inandırma faaliyetleri” oluşturmaktadır. Algı yönetimi teriminin mucidi olan ABD Savunma Bakanlığına tarafından kavramın tanımı ise şu şekilde yapılmıştır; “Kitlelerin duygu, düşünce, amaç, mantık, istihbarat sistemleri ve liderlerini etkileyerek seçili bilgilerin yayılması veya durdurulması; bunun sonucunda hedef davranış ve düşüncelerinin hedefleyenin istekleri doğrultusunda yönlendirilmesi. Algı yönetimi gerçekler, yansıtma, yanıltma ve psikolojik operasyonların bir bütünüdür.” Bu tanıma göre grupların tutum, davranış, mantık ve duyguları algı yönetimi tarafından etkilenmekte ve şekillenmektedir. Başka bir ifade algı yönetimi; yabancı ülkelerdeki hedef kitlenin, görüşlerini etkilemek için yapılan aktivitelerin tamamını içerir.

22 Yeni Dünya Düzeninde Medya Kitle Psikolojisi Ve Algı Yönetimi
Yeni dünya düzeni, doğal kaynakların bölüşümünü esas alan, güçlü- nün hakimiyetini ve menfaatini önceleyen, siyasi ve ideolojik boyutu da olan, uluslar ve inançlar üstü bir düzeni ifade etmektedir. Soğuk savaş sonrası uluslararası sermaye tarafından geliştirilen ve ABD merkezli olan yeni stratejinin nirengi noktası, gelecekte bu merkeze rakip olabilecek tüm güçleri önceden tasfiye edebilmek için gereken önlemleri almak üzerine kurgulanmıştır. Algıyı yönetmek iletişimi yönetmektir. “Mantık ikna eder, ancak duygular motive eder’’. Algıyı yönetebilmek için muhatabın motive edilmesi ve onunla duygusal iletişim kurulması gerekir.  Algılama Yönetiminin Aşamaları: Hedef Kitlenin Kültürü, Değerleri ve Tutumlarını Göz Önünde Bulundurmak: Günümüz koşulları altında bir kuruluşun hedef kitlesi ile iş birliği yapmadan, görüşlerini dikkate almadan yaşaması, ya da uzun ömürlü olması imkânsızdır. Bu nedenle AYnin, iletişim çalışmalarında kendilerine sormaları gereken,  hedef kitle ile uygun iletişimi nasıl kurabilirim? Sorusu olmalıdır. Algılamayı hedef kitlenin kültürüne, değerlerine ve tutumlarına uygun şekilde yönetmek, bu soruya verilecek en uygun cevaplardan biridir.

23 Global şirketler, iletişim çalışmalarında ‘’ global düşün, yerel hareket et’’ ilkesini benimsemişlerdir. Bu ilkeden hareketle bulunduğu ülkenin çeşitli yörelerinin dahi değer sistemlerine ve kültürel farklılıklarına saygı göstermeye büyük önem vermektedirler. Buna en güzel örnek Coca-Cola’ nın iletişim çalışması olabilir. Coca-Cola Türkiye’nin 11 değişik bölgesinin ritim ve duygusuna göre yeniden cıngıllar düzenlemiştir. Hatta ramazan aylarında dini kültür ve değerlere uygun ve saygılı reklamlar yapmaya özen göstermiştir. İnsanlar eşitler arasından sevdiklerini tercih ederler. Bu, belki basit ancak sonuçları etkileyici saptama, marka ve algılama yönetimiyle ilgilenenlerin unutmaması gereken kuralların başında gelir. Hazırlanan reklamlar veya diğer pazarlama iletişim unsurları  (halkla ilişkiler, satış promosyonları, kişisel satış vb.) mükemmel kreatif ürünler olabilirler ve pek çok reklam ödülleri de alabilirler. Fakat hedef kitlenin duygularına ulaşmıyorsa, bu reklamların pek bir anlamı yoktur. Değerler sisteminin kilit taşı dindir. Bir iletişimci dindar veya inançlı olmak zorunda değildir, ama iletişim faaliyeti içinde bulunacağı ülkenin insanlarının inanç kodlarını, dini sembollerini anlamak ve onlara saygı göstermek zorundadır. Ülke insanın gelenek ve göreneklerine aşina olması gerekir.

24 MESAJIN YALIN VE ANLAŞILIR OLMASI
İnsanlar günde ortalama beş bin kadar reklama, yani marka ve mesaja maruz kalmaktadır. Bu mesaj bombardımanı içerisinde insanların dikkatini çekmek, farkındalığı sağlamak için öncelikle onların algılarına seslenmek gerekir. Algılarımız seçicidir. AY nin amacı, bu algılama süzgecinden geçerek, binlerce mesaj arasından fark edilmeyi sağlamaktır. DOĞRULARI SÖYLEMEK Algılamayı doğru yönetmek istiyorsak, söylediklerimizi doğrulara dayandırmamız gerekir. Aksi halde hedef kitlenin zihninde ‘’yalancı’’ imajını oluştururuz. Bu imajı düzeltmek kimi zaman şirketin isminin değiştirmekle mümkün olabilir ancak. Halkla ilişkiler çalışmalarında güven en önemli unsurlardan biridir. İmaj ve itibar gibi kurum kimliğini ortaya çıkaran öğeler güven unsuru üzerine inşa edilir. Hedef kitlesine doğruyu söylemeyen bir kurum ne kadar iyi ve kaliteli çalışmalar yapsa da hedef kitlesinin zihninde, amaçlana imajı itibarı oluşturamaz.·       

25 TEKRAR ETMEK Kişinin uyarı ile karşılaşma sıklığı artarsa bu uyarıya vereceği tepki çabuklaşır ve artar. Reklam kampanyasının başarısında tüketiciyi ürünün faydasına ikna etmek büyük önem taşır. Bunun için pazarlamacılar tarafından sıklıkla geliştirilen strateji, basit ürün vaatlerini tekrar etmektir. Araştırmalarda bir reklamın tekrar edilmesinin reklamı yapılan markayla ilgili hafızayı pekiştirdiği saptanmıştır. Aynı reklamın pek çok kez gösterilmesinin, önce reklamı yapılan ürüne karşı pozitif bir tutumun takınılmasını, ardından da giderek bu pozitif tutumun etkisini kaybettiği görülmüştür. Araştırmalarda, tekrarla tetiklenen aşinalığın, ürünün temel vaadine olan inancı kuvvetlendirdiği gözlenmiştir.        Görselliği Önplana Çıkarma İnsan, parçaları değil, o parçalar arasındaki bütünsel işleyişi görür. Örneğin, kişi izlediği bir reklam filminde, salt tüketimi önerilen ürünü değil, o ürünün tüketildiği ortamın yaşam biçimini de algılar. Bir geştalt, değişik şekillerin birbiriyle ilişki içinde, parçalardan farklı olan yeni bir bütünsel şekil oluşturması halinde, ilginin odağını simgeler. Bu bir nesne, bir örüntü vb. olabilir.Zemin  ise, bu nesnenin içinde bulunduğu çevredir. Örneğin, duvara asılı bilboard reklamında ağır vasıta motor yağı kutusu yanında duran güzel bir kadın resmi görsek de, burada ilginin odağı motor yağı figürü olmalıdır. Ancak reklamı yapılan ürünün uyarı cazibesi hemen hiç yoktur. Zemin olması gereken güzel kadın, figür olmak üzere kurgulanmıştır. Çünkü ağır vasıta motor yağı satın alma potansiyeli olan bir kamyon şoförü için uyaranın cinsi olarak cazip,  güzel kadın, motor yağından daha çekicidir. Algılama uyaranı erotik bir unsura yönlendirilir; ürün bu erotik uyaranın himayesinde dikkat alanına dahil edilir. Yani kişinin algısı görsel öğelere daha duyarlıdır. Bu görsel öğeler dikkat çekici unsurlarla bezenerek ( cinsellik, ölüm,mizah vb.) kişinin algısı istenilen yönde etkilenebilir.

26 Duygulara ve Bilinçaltına Seslenmek
Duygular hafıza üzerinde büyük rol oynamaktadır. Bazı şeyleri tek bir defa duymuş olmamıza rağmen, dakikalarca değil, hayatımız boyunca hatırlayabiliyoruz. Bazen duygular ve hatıralar öylesine iç içe olabiliyor ki hiç hatırlamak istemediğimiz şeyleri bile hatırlayabiliyoruz. Reklamcılar insanların duygularına seslenmek ve akılda kalıcılığı artırmak için bilinçaltı ve örtülü reklamlara yönelmektedir. Marketing Türkiye dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre genç tüketiciler, filmlerdeki ürün yerleştirmeye daha fazla karşılık veriyor ve filmlerde gördükleri bir ürünü denemeye daha çok eğilim gösteriyorlar. Gençlerin beğendiği oyuncuların rol aldığı filmlerde gençleri özendirecek şekilde çeşitli ürünlerin reklamları yapılmaktadır. Bilinçaltı reklamları çoğu zaman eleştirilse de tüketici üzerindeki etkisi kaçınılmazdır. Bilinçaltı reklamcılık algıya dayanmaktadır ve insanlar algılarını ‘’gerçek’’ olarak kabul etmektedirler. Bilinçaltı zihin, pazarlamacıların üzerinde çıkarma yaptığı ve rekabete dayalı avantaj elde ettiği önemli bir bölgeyi temsil eder. Hiçbir firma, bu fırsatlar bölgesini egemenliği altına almadıkça tüketicileri anladığını iddia edemez. Gerçektende firmalar, eğer bu bölgedeki gizli hazineyi ortaya çıkarmak istiyorsa, bilinçli ve bilinçaltı düşünme şekillerinin nasıl etkileştiğini ve birbirlerini nasıl şekillendirdiğini iyi kavramalıdır. Aynı şekilde önemli olan bir şey ise, pazarlamacılar, kendi bilinçaltı zihinlerinin pazarlama karışımını ve diğer önemli kararları etkilediğini bilmelidir. Pazarın zihni, hem yöneticilerin, hem de tüketicilerin bilinçli ve bilinçaltı düşünme şekillerinin etkileşmesiyle oluşur. Zihin, beyinin ne yaptığıdır ve pazarlama yöneticiler, zihni karakterize eden işleme tarzlarına ve paradokslara oldukça dikkat etmelidir.

27 SAFSATA KILAVUZU Kendi düşüncelerimizi  geçerli olarak ifade etmemizi,  başkalarının düşüncelerini ise  doğru anlamamamızı  sağlayan, akıl yürütme, muhakeme, düşünme, ispat ve çıkarım yapma metoduna mantık diyoruz.   Mantık hataları ya da bir diğer deyişle hatalı çıkarımlar sonucu ortaya çıkan  boş, temelsiz, asılsız  ahkâma ise safsata diyoruz.  Safsatalar, insanlar arası iletişimin önündeki   en önemli engelleri teşkil ediyorlar. Düşünürken ya da konuşurken, acele karar vermek, önyargılı davranmak, söyleyeceklerimizi yeterince tartmadan söylemek, çok genel ifadeler kullanmak, yeterince bilgi sahibi olmadığımız  konularda başkalarına ahkâm kesmek, ünlü kişilerin sözlerini kendi iddialarımızın doğruluğunu kanıtlamak  amacıyla kullanmak, fikrimizi kabul ettirmek için karşımızdakini aşağılamak, baskı altına almak, statümüzü veya  popülaritemizi ileri sürmek, bir başkasının fikrini layıkıyla anlamadan savunmaya geçmek veya saldırmak.

28 Önerme {Osm.; kaziye} Türkçe’nin söz dizimine uygun olarak ifade edilen hüküm cümlelerine,  önerme adı verilir.  Önerme, bir  saptamanın,  bir verinin, bir  yargının  ya da inancın  Türk dilinin kurallarına uygun olarak ifadesidir.   Aşağıdaki cümlelerden ilki doğru önermeye, ikincisi ise yanlış önermeye örnek olarak verilmiştir:              Ankara, Türkiye’nin başkentidir.   Argüman   Bir iddiayı, bir tezi, bir görüşü desteklemek, doğrulamak veya güçlendirmek amacıyla, bir  ya da daha fazla sayıda öncül ya da kabulden belli bir sonucun çıkarsandığı kanıtlama tarzı ya da formuna argüman denir. Bir argüman geçerli ya da geçersiz olabilir, güçlü ya da zayıf olabilir ama bir argümanın  kesin olarak doğru ya da yanlış olduğu söylenemez. Argümanların,  ancak bileşenlerinin yani   öncüllerinin, çıkarımının  ya da sonucunun ayrı ayrı doğru veya yanlış olduğundan bahsedilebilir.   Çünkü;   argüman,  “bir önerme  veya bir görüş ileri sürmek için oluşturulan  birbirine bağlı bir dizi  ifade” olarak  tanımlanmaktadır.

29 Evrenin bir başlangıcı vardır. (öncül)
Her başlangıç bir olaydır. (öncül) Her olayın bir sebebi vardır.(öncül) Evrenin başlangıcı bir olaydır.(çıkarım) Evrenin oluşumunun bir sebebi vardır.(sonuç) Bir argümanın üç bileşeni olur:  Öncülleri, çıkarımı ve sonucu.   Şimdi  bu  bileşenleri  gözden geçirelim.  ÖNCÜL: Akıl yürütmeyi belli bir sonuca ulaştırmada  temel alınan  veya bir çıkarım için esas alınan önermeye öncül  adı verilir.   Bir argümanın sonuca varabilmek için, genellikle birden çok öncüle gereksinimi olur.  Bu önermelerin, argümanın sonucuna mantık kurallarına uygun olarak varılmasını sağlayacak açıklıkta olması  istenir çünkü, öncülleri ifade etmedeki başarısızlık, argümanın kuşku ile karşılanmasına neden olur ve kabul edilmesini güçleştirir.  Öte yandan, bir argümanda öncül görevi gören bir önerme, bir başka argümanda sonuç yerine geçebilir. 

30  Çıkarım           Doğru olduğu kabul edilen öncüllerden  elde edilen sonuçtur.  Bir veya daha çok ifade, hüküm yada önermeden başka bir ifade hüküm ya da önermenin çıkarsanması işlemine çıkarım denir.  Çıkarım tek bir öncülle olabileceği gibi birden fazla öncülle de olabilir.  Çıkarımda bulunmak için kabul edilmiş bir veya daha fazla öncül gerekir.  Yukarda belirttiğimiz gibi  bir çıkarım  yeni bir önerme oluşturmakta kullanılabilir. Argüman ilerledikçe çıkarım için gerekli ifade sayısı artar. Su kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur. Tenceredeki su kaynamıştır.  Elini sokarsan yanarsın.  Kaynayan suya elini sokmamalısın

31 Sonuç   Sonuç,  bir argümanı oluşturan  öncüllerden doğru bir akıl yürütme ile çıkarsanan vargıdır.    Vargı,  bir argümanın son önermesidir,  genel olarak  “o halde”, “öyleyse”, “sonuç olarak”, “bundan dolayı” , “bu nedenle” gibi bağlaçlarla başlar.  Bir argümandaki son çıkarım olarak,  ispatlamaya çalışılan iddiayı içerir.  Yukarıdaki kaynar su argümanında görüldüğü  gibi,  bir argümandaki sonuç  (kaynayan suya sokulan elin yanacağı  iddiası)  başka bir  argümanda  (kaynayan suya elin sokulmaması gerektiği  iddiası)  öncül olabilir.  Geçerlilik & Geçersizlik Bir argümanda  öncül ya da öncüller  sonucu kaçınılmaz  kılıyorsa, o argümanın  geçerli olduğu söylenir.  Geçerlilik  çıkarımda öncülleri doğru kılan sebeplerin sonucu da doğru kılması halidir.     İskambil bir deste kağıt ile oynanır. Bir deste kağıdımız yok. O halde iskambil oynayamayız. Ancak, mantıkta geçerlilik ile doğruluk birbirinden farklı şeylerdir. Doğruluk  önermelerin içeriğiyle ilgilidir  (iskambilin bir deste kâğıt ile oynanıp oynanmaması),  geçerlilik  ise  akıl  yürütmenin mantık kurallarına uygun olup olmadığına (kağıdımız yoksa iskambil oynayamayız).   

32 Yukarıdaki örnekte olduğu gibi,  sonucun öncüllerden çıkarıldığı bir argüman,  geçerli olarak nitelenirken, sonucu öncüllerden zorunlu olarak çıkarılmayan, öncülleri sonucu desteklemeyen   veya doğrulamayan çıkarım  ya da argüman geçersiz olarak nitelenir.  Örnekte  görüldüğü gibi öncüller  teker teker doğru, ama çıkarım geçersiz olduğu için argüman da  geçersiz olabilir.  İskambil bir deste kağıt ile oynanır. Annem kuaförden henüz dönmedi.     O halde iskambil oynayamayız.         “Yeni dünya anlayışı, yeni değerleri yakalama çabası diplomasideki bütün bu anlamsız kuralları kaldırıp bir tarafa fırlattı. Bugün dünyanın en güçlü liderleri uluslararası bir sorunu çözmek amacıyla gerektiğinde binlerce kilometre uçuyorlar, küçücük bir ülkenin liderinin ayağına gidip dil döküyorlar.              Hiçbiri “Böyle bir davranış bizi küçültür” diye düşünmüyor. Ama biz işin özünü bir yana bıraktık, sorunu “Sezer Ecevit’i aramalı, hayır Ecevit Sezer’i aramalı” inatlaşmasına indirgedik.                    (Tufan Türenç, , Hürriyet)                      Yazarın birinci öncülü  “Genelleştirme” içerdiğinden,  doğruluğu tartışmalıdır.   İkinci öncülündeki  “küçük ülke”  tanımı,  ülkeden beklenenlerin de “küçücük” olması anlamına gelmez.  Ecevit ve Sezer, aynı ülkenin insanlarıdır.  Türkiye’nin özelindeki bu tartışmanın  “inatlaşma dolayısıyla çözülmediği” hatalı bir çıkarsamadır.                   

33 Yanlış ve Geçerliler, Doğru ve Geçerlilere karşı
            Yanlış ve Geçerli  tümdengelimsel  argümanı tanımak için  aşağıda verdiğimiz   şu  örneğe bakalım:   Yanlış ve Geçerli Bütün insanlar yeşildir. (öncül) Sokrat bir insandır. (öncül) Sokrat yeşildir. (sonuç)            Birinci öncül istisnasız herkesin yanlış  olduğunu bildiği bir öncüldür.  Buna rağmen argüman geçerli, yani o öncül bağlamında mantıksız değildir.  Ancak,  tümdengelimsel  argümanlarda kullanılan öncüllerin doğru ya da yanlış oldukları her zaman bu kadar  açık  değildir.   Günlük hayatta çoğu zaman doğruluğunu bilmediğimiz, emin olmadığımız, ya da düpedüz yalan olan pek çok öncülden yola çıkan tümdengelimsel argümanlar sırf  çıkarsama kurallarına uygun oldukları için mantıklı görünebilirler

34     TPAO kayıtlarına göre bir  milyon dolarlık  christmas tree  alınmış.
    Christmas tree  bir noel süsüdür.     TPAO  ülkenin parasını korkunç  bir şekilde savurmaktadır.  (veya)     TPAO  birilerini zengin etmektedir.  Tümdengelimli argümanlarda sonuca öncüllerden yola çıkarak varıldığına göre,   buradaki mesele geçersizlik  değildir.   Mesele,  ikinci öncülün  doğru olmamasından kaynaklanmaktadır.  “Christmas tree” petrolcülükte sondaj aletinin ucuna takılan parçanın adıdır.  Bunun böyle olduğunu bilmiyorsanız, geçerli olduğu kadar yanlış olan bu argümandan etkilenmeniz kaçınılmazdır Geçerli olduğu kadar da doğru bir tümdengelimsel argüman örneği aşağıdaki gibidir.  Doğru ve Geçerli Bütün insanlar ölümlüdür. (öncül) Sokrat bir insandır. (öncül) Sokrat ölümlüdür. (sonuç)

35 Öte yandan, Tümevarımsal Argümanlar gözlem ve deneylere dayanır
Öte yandan,  Tümevarımsal  Argümanlar gözlem ve deneylere dayanır.  Gözlem ve deneysel  verilerden yola çıkılarak genel bir sonuca varılmaya çalışılır.  Ancak, sonuç Tümdengelim Argümanlarında olduğu gibi kesin değildir, çünkü ihtimaliyete/olasılığa  dayanmaktadır.  Öncüllerin doğru oldukları kabul edilirse, sonucun da doğru olduğu varsayılır.      Ne zaman kızıl bir gün batımı görsem, ertesi gün hava güzel olur.(öncül) Bugün kızıl bir gün batımı var(öncül) O halde yarın hava çok güzel olacaktır.(sonuç)                     ... Burada da, Amerika'da da... Şimdi çıkıp da Katmandu edebiyatı yapmalarına biz ağzımızla gülmeyiz. Hele günümüzde buna hiç gerek yok, çünkü gençlik artık bol ve kolay uyuşturucu da bulabiliyor, şehirli ve paralı kesimi tavşanlar gibi hababam da çiftleşebiliyor... Yani bir nevi küçük Amerika olduk bile... Haa, sanayi toplumunun getirdiği özel sorunlardan bunalmak istiyorsanız, önce o sanayiyi kurun da sıkıntısını ondan sonra yaşarsınız! (Engin Ardıç Star )

36 Amerika’da gençlik kolay ve bol uyuşturucu bulabilir.(öncül)
             Amerika’da gençlik tavşanlar gibi hababam çiftleşebilir.(öncül)              Türkiye’de de şehirli ve paralı kesim tavşanlar gibi hababam    çiftleşebiliyor...(öncül)              Türkiye’de de“...gençlik artık bol ve kolay uyuşturucu da bulabiliyor,(öncül)              SONUÇ:  Yani bir nevi küçük Amerika olduk bile. Şehirli ve paralı gençlik “Türkiye” yi temsil etmeyeceğinden yapılan çıkarım geçersizdir.   Tümevarım Argümanlarında  istatiki  verilerin doğruluğu  önem kazanır.   Doğru verilerden yanlış sonuç çıkarma bir hatadır ve “İstatistiksel Hatalar” dır.

37 Cinaslı Safsata (Fallacy of Equivocation)
Bir cümlede kelimelerin veya ifadelerin açık olarak kullanılmamasından doğan hatalara belirsizlik safsataları adı verilir. Türkçe’yi  iyi kullanamamaktan kaynaklanan safsatalar grubudur. İki türlü ortaya çıkar:  (1)  Kelime veya ifade çok anlamlı olabilir. Bu durumda birden çok anlam ortaya çıkar.  (2)  Kelime veya ifadede belirsizlik vardır. Bu durumda kesin bir anlam ortaya çıkmaz.  Tanım:  Aynı kelimenin, ifadenin iki farklı kısmında, iki farklı anlamda kullanılmasından doğan hatalı çıkarım. Örnek:  Kanuna karşı gelenler hapse atılır. Sen yerçekimi kanununa karşı geldin. O halde hapse atılman lazım!              Yarime bir gül dedim, bir gül verdi bana.           Çocuğa bu masalı okuduktan sonra yat dedim o da çamura yattı.

38 Gerçek hayattan Örnek 1:
             Yaşlanmanın nedeni vücuttaki serbest radikallermiş, İnsanoğlu ne çekiyorsa radikalden çekiyor. (İlker Sarıer, , Sabah) Yazar, radikal kelimesinin birinci kullandığı anlamdan farklı bir anlamda çıkarım yapıyor.

39 [A Dicto Simpliciter Ad Dictum Secundum Quid ]
Özelleştirme Safsatası (Fallacy Of Accident) [A Dicto Simpliciter Ad Dictum Secundum Quid ] Az rastlanan olaylardan genel kurallar çıkarmak kıyaslama hataları (fallacies involving statistical syllogisms) olarak adlandırılır. Özelleştirme Safsatası  ve  Genelleştirme Safsatası olmak üzere  iki  türü vardır.    Tanım:  Genel ilke veya ifadenin istisnai durumlar için de geçerli olduğunu düşünme hatası. Örnek 1:   Kural, “İnsanlara vurmak yanlıştır”. O halde saldırıya uğradığında karşılık vermemelisin. Örnek 2:   Kural, “Hiç kimse yalan söylememelidir”. Bir katil, işleyeceği başka bir cinayet için bilgi almak için seni zorlasa bile.yalan söylememelisin.

40 Örnek 3:   Trafik kurallarına göre, şehir içinde saatte 70 km den daha hızlı gitmek yasaktır, Ağır yaralı birini hastaneye yetiştirmeye çalışsan bile. Örnek 4:   Ödünç aldığın bir şeyi geri vermek gerekir. Bu nedenle ödünç aldığın bu otomatik tüfeği akıl hastasına geri vermelisin. Örnek 5:   Hıristiyanlar genellikle ateistleri sevmez. Sen de Hıristiyansın, o halde ateistleri sevmezsin.

41 Alakasız Sonuç Safsatası (Irrelevant Conclusion),
[İgnoratio Elenchi] Tanım: İddia edilen şeyle alakası olmayan bir sonuç çıkarılmasından doğan hata . Örnek 1:     Hükümet enflasyonu düşürmeye niyetli ama Cumhurbaşkanı KHK’yi imzalamayarak hükümeti engelliyor. Örnek 2:     Öğrenciler çok not istediğine göre, hocanın notu kıt olmalı.

42 Güncel Örnek 2: Konuşmamızın bu noktasında, evlenme yıldönümü davetinde kendisinin anlattığı, yaşanmış bir olayı hatırladım bu kez.               Eşi Sevinç İnönü mutfaktan bağırıyor;              - Erdaal, çabuk yetiş!              Erdal İnönü rahatça oturduğu koltuğundan cevap veriyor;              "Ne var, neden bağırıyorsun?"              - Fare var, koş. İnönü'nün cevabı;              - Neden geleyim, ben kedi miyim?              Aynı mentalite diye düşünüyorum. Orada eşinin yardım çağrısını “kedi olmadığı” için reddediyor, burada onursal başkanlığını kabul ettiği partiye (ve ülkeye) katkıda bulunmayı “siyasette olmadığı” için..              (Ruhat Mengi, , Sabah)              Yazar, Erdal İnönü’nün fareyi “kedi” olmadığı için kovalamadığı fikrinden yola çıkarak siyasette olmadığı için partiye katkıda bulunmayı reddettiği çıkarımını yapıyor.

43 İddiayı Zayıflatma Safsatası (Fallacy of the Straw-Man)
Tanım:  Kendi iddiasını güçlendirmek için, karşı tarafın gerçek iddiası yerine iddianın en zayıf ve duygusal yönünü bularak buna hücum etme durumu. Samandan  yapılmış bir korkuluğu  devirmek gerçek bir adamı yere sermekten daha kolay olduğu için bu safsataya  “Korkuluk Safsatası ”  da denilmektedir. Örnek 1:     Askere gitmeliyiz. İnsanlar rahat bulmadıkları için orduya girmek istemezler. Fakat şunu bilmeliyiz ki rahatlıktan daha önemli şeyler de var. Örnek 2:     Ayşe: Ali ardiyeyi temizlemelisin. Çok dağınık ve kirli.              Ali: Geçen sene temizlemiştim. Bu kadar sık temizlemeye gerek var mı?              Ayşe: Bütün ıvır zıvır eşyaları ardiyede tutmak isteyen sensin, asıl gereksiz olan bu. Örnek 3:     Bazıları, nükleer santralin gereksiz olduğunu savunuyor. Bizleri enerjisiz bırakmaya kimsenin hakkı yok.

44 Örnek 4: Bazıları nükleer santralin gerekli olduğunu savunuyor
Örnek 4:     Bazıları nükleer santralin gerekli olduğunu savunuyor. Çevreyi katletmeye kimsenin hakkı yok. Örnek 5:     Ateist olmak için, Tanrının olmadığına mutlak bir kesinlikle inanmalısın. Kendini mutlak kesinliğe inandırabilmek için de, Tanrının bulunabilme ihtimalinin olduğu bütün yerleri ve evreni incelemelisin. Bunu yapamayacağına göre haklı veya mazur görülemezsin. Örnek 6:     Temel ve Dursun kahvenin önünde oturuyorlarmış.                    Bir turist gelmiş ve Temel'e İngilizce konuşarak yolu sormuş.              Temel’de ses yok. Turist bu defa Almanca konuşarak sormuş.              Temel’de yine ses yok. Turist bu defa Fransızca konuşmuş.              Yine ses yok. İspanyolca, yine ses yok.              Turist kızmış; bağırıp çağırdıktan sonra çekip gitmiş.              Bunun üzerine Dursun, Temel’e              -Bir lisan öğrenmemizin zamanı geldi galiba?” demiş.              Temel ise Dursun'a dönerek:              -Boş ver, ne gerek var? Adam 4 lisan biliyor. Bir meramını anlatabildi mi?

45 Konuyu Saptırma Safsatası (Fallacy of Red Herring)
Tanım:  Savunulan şey hakkındaki bir eleştiriyi konuyu başka bir yere çekerek göz ardı etmekten oluşan hata. Örnek 1:   “Ölüm cezalarının suç işlemeye karşı caydırıcılığı yetersizdir” diyorsunuz. Peki, suçlular hakkında ne düşünüyorsunuz? Oğlu öldürülen bir anne ne hissedecektir? Oğlunu öldüren katilin hapishanede beslenmesi ve barınması için vergi vermesi doğru mudur? Örnek 2:   Evin taksitlerini zamanında ödemelisin, aksi takdirde buradaki komşularımızı görmeye devam edemeyeceğiz, zaten karşı komşu beni hiç sevmedi.

46 Güncel Örnek 1: İçinde Atatürk ismi geçmeyen namaz, namazdan sayılır mı, sayılmaz mı? Haydi bakalım çıkın işin içinden çıkabilirseniz? 30 Ağustos Ordu Günü, Cottarelli hazretleri Ankara’ya geliyor, elinde 300 milyon dolarlık bir yardım ve destek çeki ile birlikte! (Atilla Özdür, , Akit) Yazar, İçinde Atatürk ismi geçmeyen namazın namazdan sayılıp sayılmayacağını soruyor, akabinde de 30 Ağustos’ta Ordu Gününde Cotarelli’nin 300 milyon dolarlık çekle gelmesini anlatıyor.  Birbirinden bağımsız İki konu arasında alaka kurmaya çalışıyor Güncel Örnek 2: Konu dinle ilişkili olduğu için FP lideri Recai Kutan’a da sormuşlar: “Dinen kadın dövme doğru mudur değil midir diye tartışılıyor, siz ne dersiniz?” Kutan’ın yanıtı tarihe geçecek bir şey: “Ben konunun uzmanı değilim,” demiş! Kadınlara dayak atmanın bir uzmanlık işi olduğunu ilk kez işitiyorum. (Türker ALKAN, , Radikal) Yazar, Recai Kutan’ın kadın dövme hakkındaki soruya verdiği   ben konunun uzmanı değilim,  cevabını saptırarak kadın dövmenin  uzmanlığı şeklinde  çıkarım yapıyor.

47 Ya Siyah ya Beyaz Safsatası (False Dilemma, Black And White Fallacy)
Tanım:  Gerçekte çok seçenek olmasına rağmen, karşıdakini iki seçenek arasında bırakmak suretiyle yapılan hata. Örnek 1:     Beni sevmiyorsan, benden nefret ediyorsun demektir. Örnek 2:     Ya bana karşısın ya da benim yanımdasın. Örnek 3:     İnsanlar ya melektir ya da şeytan. Örnek 4:     Ülkeni ya sev ya da terket. Örnek 5:     Hakan: Ben Liselere din dersinin konulmasını destekliyorum.                       Koray: Ben böyle bir şeyin faydasına inanmıyorum.                      Hakan: Sen ateist misin yoksa Koray?

48 Güncel Örnek 1:                    “Komünist-Kapitalist” çatışması nasıl aşıldı, aşılıyor?              Özellikle son 2 yüzyılı kapsamış olan bu çatışmanın temeli, şu 2 sorunun değerlendirilme biçiminde yatar: 1.     “İnsan beyni” Doğa’nın, yahut Kainat’ın, yahut Evren’in, yahut Kozmos’un genel bütünü içinde ve onun bir “parçası” olan bir olgu mudur? 2.     “İnsan beyni” Doğa’nın, yahut Kainat’ın, yahut Evren’in, yahut Kozmos’un genel bütünü dışında ve kendine özgü “ayrı” bir olgu mudur?              Birinci soruya “evet” diyenler, “Monist” bir değerlendirmenin düşünürleridir; ikinci soruya “evet” diyenler ise, “Düalist” bir değerlendirmenin.. Bu 2 ayrı değerlendirme yüzünden son 2 yüzyılda milyonlarca ve milyonlarca insan öldü...                    (Çetin Altan, , Sabah)              Yazar son iki yüzyılı kapsayan Komünist-Kapitalist çatışmasını iki tür değerlendirmeden çıktığı yorumunu yaparak insanların birine evet diğerine hayır cevabını vermek zorunda oldukları çıkarımını yapıyor.

49 Sınırlı Seçenek Safsatası (Fallacy of Limited Alternatives)
Tanım: Tam bir inceleme araştırma ve delil ortaya koymadan, bir hareket seyrinin başka seçenekleri yok saydığı veya dışladığı konusunda ısrar etme yanlışlığı. Örnek 1:     Vergi yasalarında reform yapılması için hükümeti düşürmeliyiz. Başka seçeneğimiz yok, çünkü iktidardaki hükümet geçmişte vergileri indirmemişti. Örnek 2:     Microsoft’un yazılım endüstrisine hakim olmasına memnunum. Eğer onlar olmasalardı şu anda sahip olduğumuz bilgisayar verimliliği olmayacaktı. Örnek 3:     Eğer Demirel’i yeniden Cumhurbaşkanlığa seçmezsek istikrar bozulur.

50 Güncel Örnek 1:                    Bir üniversite, hemşirelik okulunu durup dururken niçin kapatır?.. Çünkü orada genç kızlara türbanlı eğitim veriliyordu. YÖK, bu okulun eğitime böyle devam edemeyeceğini Fatih Üniversitesi’ne defalarca ve sözlü olarak bildirmişti. Bunun üzerine kapatıldı.                    (Emin Çölaşan, , Hürriyet)              Yazar ortaya delil koymadan sanki okulun kapatılmasına tek sebep türbanlı eğitim verilmesiymiş gibi çıkarımda bulunuyor .  

51 Yanlış Sebep Safsatası (Fallacy of False Cause)
[Non causa pro causa] Yanlış Sebep Safsatası,  ortak noktalarının argümanların sonucunda bir şeyin diğerinin nedeni olarak kabul edildiği  Tartışmalı Sebep Safsataları  grubuna dahildir. Bu gruptaki safsatalarda neden-sonuç ilişkisi oldukça karmaşık olup,  kolayca hata yapılabilir.  Yanlış Neden Safsatasından başka  Öncesinde Safsatası, Müşterek Etki Safsatası, Önemsiz Etki Safsatası ve Karmaşık Nedenler Safsatası bu gruba dahil safsatalardır. Tanım:  İki olayda, yeterli delil olmaksızın birinin diğerinin meydana gelişine neden olduğu şeklindeki akıl yürütme.

52 Örnek 1: Torun sahibi olmak kalp krizi olasılığını arttırır
Örnek 1:     Torun sahibi olmak kalp krizi olasılığını arttırır. Çünkü torun sahibi kişilerde kalp krizi geçirme oranı yüksektir. Örnek 2:     Nine: Evlenmek insanın boyunu uzatıyor. Çünkü ben evlendikten sonra boyum çok uzadı.                    Torun: Kaç yaşında evlendin?                         Nine: 13 yaşında. Örnek 3:     5 Mayıs’ta gezegenler aynı hizaya geleceğinden deprem olacakmış.

53 Karmaşık Nedenler Safsatası (Complex Cause)
Tanım: Sonuca pek çok olay etki etmesine rağmen, sonucun tek bir etkiye bağlanması hatası.  Pek  çok nedenden birisinin etkisini abartmak hatası ile karıştırılmamalıdır. Örnek 1:     Reklam tabelasının yanlış yere konulması kazaya neden oldu.                    (Doğru, fakat sürücünün alkol alması ve/veya uykusuz olması, bir yayanın yola fırlaması, vs. dikkate alınmamaktadır.) Örnek 2:     Orman yangınlarına sıcak havalar neden oldu.                    (Sabotaj, dikkatsiz ateş yakılması vs dikkate alınmalıdır.) Örnek 3:     Suç oranlarındaki artış,  sitelerde yaşamak isteyenlerin  sayısını  arttırıyor. (Statü, gelir, sitelerin sosyal tesisleri  vb. etkiler dikkate alınmamıştır)

54 Güncel Örnek : En çarpıcı örneklerden biri ise, mesleki eğitim adı altında heba edilen trilyonlar. Çağdaş meslek alanları yerine modası geçmiş meslekleri öğretme konusunda ısrar eden ve bu yüzden yüzde 30, 40 kapasite ile çalışan meslek okulları, en büyük israf kapılarımızdan biri...                    (Abbas Güçlü, , Milliyet) Yazar mesleki eğitim kurumlarının %30-40 kapasite ile çalışmasının birçok nedeni olabileceği halde sadece modası geçmiş meslekleri öğretmek konusundaki ısrar olduğunu söylüyor.

55 Kumarbaz Safsatası (Gambler’s Fallacy)
Tanım: Bir olayın geçmişte nadir geçekleşmiş olmasına  dayanarak, gelecekte daha yüksek ihtimalle ortaya çıkabileceğini kabul etme yanılgısı. Olasılık teorisinde, her olay ya da oluşumun bir öncekinden bağımsız olduğu kabulünü reddederek, örneğin madeni paranın on kez tura geldikten sonra, on birincide yazı geleceğini iddia etmekten oluşan hata.  Örnek 1:     Zar atma masasına yine gitmelisin. Yedi atma şansı altıda bir, zarları beş kez attığın halde yedi tutturamadın. Elin mahkum, şimdi yedi atacaksın. Örnek 2:     Yakında zengin olacağım. Nasıl bu kadar eminsin? Biliyorsun, her hafta Spor Loto oynuyorum. Şimdiye kadar hiç kazanmadım. Bu nedenle kazanma ihtimalim gittikçe artıyor. KADINA ŞİDDET YASASI

56 Özelleştirme safsatasının tersi genelleştirme safsatası
Önceki gün, Güney Kıbrıs’taki ekonomik krizin Türkiye’yi ilgilendiren olası siyasal etkilerini incelediğimiz yazıda, Rumların Doğu Akdeniz’de giriştiği doğalgaz arama faaliyetinin yeni bir sorun olarak ortaya çıkabileceğini belirtmiştik. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, Rum yönetimi ile anlaşıp bu çalışmalara katılan ünlü İtalyan şirketi ENİ’nin Türkiye’deki faaliyetinin askıya alınmasına karar verildiğini açıklaması, sözünü ettiğimiz ihtimali doğruladı. Hükümet, tek yanlı hareket eden Rum yönetimi ile böyle bir işe girişmemesi için yaptığı uyarıyı dinlemediği gerekçesiyle -ve herhalde başkalarına da ibret olur düşüncesiyle- ENİ’ye bir nevi boykot ilan etmiş oldu. *** Aslında Ankara ENİ gibi Türkiye’de birçok dev projeye ortak olan bir şirketi saf dışı etme kararı vermekle ciddi bir risk almış bulunuyor. Şimdi her şey ENİ’nin bu karar karşısında nasıl hareket edeceğine bağlı. İtalyan devletinin yüzde 30 oranında ortak olduğu şirket, geçen ocakta Rum Yönetimi’yle imzaladığı anlaşmadan çekilmeye razı olacak mı? Göreceğiz. Ancak açıkçası Ankara’nın kararı sadece İtalya’da değil, enerji konularıyla yakından ilgilenen diğer ülkelerde de şaşkınlık ve rahatsızlık yarattı. Doğu Akdeniz’deki sondajlara katılan veya katılmayı planlayan (Fransız’ından Korelisine kadar) daha birçok yabancı şirket var. Acaba Ankara onları da aynı şekilde cezalandırma yolunu mu seçecek? Boykot gibi zorlamalar veya güç gösterileriyle bu konuda bir sonuç sağlamak mümkün değildir. Bölgedeki konjonktürden yararlanarak bu işi, genel siyasi çözüm çerçevesi içinde görüşerek çözümlemek için yeni bir “açılım”a ihtiyaç vardır. Özelleştirme safsatasının tersi genelleştirme safsatası 29 Mart Milliyet.com.tr /Sami Kohen/ ENİ’yi boykotla sorun biter mi?

57 29 Mart 2013 /Melih Aşık Mutlu ve mutsuz!
                 Batman’da “Ne mutlu Türküm diyene” ibaresini silenler topu birbirine atıyor... Vali haberim yok diyor... Belediye Başkanı olaydan habersiz görünüyor. Başbakan ise dün yaptığı toplantıda, “Sen ne mutlu Türküm dersen, dağa taşa yazarsan, öbürü de ne mutlu Kürtüm diye bunu yaparsa ne olacak?” diyerek Batman’a destek çıkıyor. “Ne mutlu Türküm” demek başka “Ne mutlu Türküm diyene” sözü başka anlam taşıyor. Ama kime anlatacaksınız? Gazeteci Banu Avar, geçmişte Fransızların ünlü siyasetçilerinden Patrick Deveciyan ile röportajyaparken soruyor: - Siz bir Ermeni olarak 1915 olayları hakkında ne düşünüyorsunuz? Deveciyan: Ben Ermeni değilim Fransız’ım. Avar: Ama siz Ermeni kökenlisiniz. Deveciyan: Burası bir ulus devlet ve ben de Fransız yurttaşıyım. Yani Fransız’ım. Avar: Ama siz değil misiniz Türkiye’de insanlara, Kürt, Laz, Çerkez, Süryani denilmeli diyen? Deveciyan: O başka... Deveciyan’ın iki yüzlü siyaseti Türkiye’de yürürlüğe konmuş. Bu arada “Ne mutlu Türküm diyene” sözünün silinmesine karşı CHP’den güçlü tepki çıkmaması dikkat çekici... Oysa söz konusu olan bir sözün silinmesi değil. Bir habis kampanya... Türkü, Atatürk’ü, laikliği, demokrasiyi, cumhuriyeti adım adım silerek bir ulusun temel direklerini yıkıyorlar. Onu görmek isteyen yok.

58 GEREKÇE VE DELİLLER NASIL SORGULANIR?
AYDINLATICI SORULAR …  ile ne demek istiyorsunuz? Esas söylemek istediğiniz nedir? …  nın… ile ne gibi bir ilgisi var? Bunu başka bir şekilde ifade edebilir misiniz? Esas söylemek istediğiniz… mı yoksa… mıdır? Buradaki esas konunun/ meselenin ne olduğunu düşünüyorsunuz? Sizi doğru anlayıp anlamadığımı bilmeme izin verin. Demek istediğiniz… mı yoksa… mıdır? Bunun tartıştığımız konu ile ilgisi nedir? Ali, bu yorum ile neyi kastediyorsun? Ali’nin bu yorumundan ne anlıyorsunuz? Ali, Mehmet’in söylediklerini kendi cümlelerinle özetleyebilir misin? Mehmet kastettiğin tam olarak bu mudur? Bir örnek verebilir misiniz? Şu söyledikleriniz için bir örnek olabilir mi? Bunu biraz daha açıklayabilir misiniz? Bunun hakkında daha fazla bir şey söyleyebilir misiniz? Bunu neden söylüyorsunuz? GEREKÇE VE DELİLLER NASIL SORGULANIR? Bu duruma örnek olarak ne verilebilir? Nereden biliyorsunuz? Neden bunun doğru olduğunu düşünüyorsunuz? Bunun için bir deliliniz var mı? Böyle olması/olmaması ne fark eder? Böyle söylemenizin sebepleri nelerdir? Başka hangi bilgilere ihtiyacınız var? Gerekçelerinizi bize açıklayabilir misiniz? Bu gerekçeler yeterli midir? Bunu niçin söylüyorsunuz? ... buradaki olaya nasıl uygulanır? Bu konudaki görüşünüzü ne değiştirirdi? Acaba, bu şekilde inanmak için bahsettiğiniz iyi bir delil midir? Bu delilde şüphe uyandıracak bir sebep var mıdır? Bunun doğru olup olmadığını bilecek konumdaki kimdir? … diyen birisine ne söylerdiniz? Birileri bu bakışı destekleyecek bir delil sunabilir mi? Bu sonuca hangi muhakeme ile ulaştınız? Bunun doğru olup olmadığını nasıl bulabilirdik?

59 …nın etik/ahlaki olmadığını söylersek… nın durumu ne olacak?
İMALI ANLATIMLAR VE ÇIKARIMLAR NASIL SORGULANIR? Genç öğrenciler için “ima etmek ya da kast etmek” terimlerinin açıklanması gerekecektir. Bununla neyi ima ediyorsunuz? Bununla neyi kast ediyorsunuz? … dediğinizde kast ettiğiniz… mıdır? O gerçekleşen hariç başka ne gibi sonuçları olabilirdi, Neden? Ne gibi etkileri olabilirdi? Onun olması zorunlu mu yoksa muhtemel midir? Alternatifi nedir? Eğer… ve… durum ise o zaman neyin de doğru olması gerekirdi? …nın etik/ahlaki olmadığını söylersek…  nın durumu ne olacak? BAKIŞ AÇILARI NASIL YAKALANIR? Konuya açısından yaklaştığınız görülüyor. Neden yı değil de bunu tercih ettiniz? Diğer insanlar veya gruplar buna nasıl tepki gösterirlerdi? Neden?  Onları bu konuda neler etkilerdi? Bu konuya yapılabilecek bir itirazı nasıl cevaplardınız? Bu konuda yapılabilecek gibi bir itirazı nasıl cevaplardınız? düşüncesine sahip birisi olabilir mi? düşüncesine sahip birisi ne yapardı? Herhangi birisi bunu başka bir şekilde anladı/anlayabilir mi? Aynı fikirde olmayan birisi ne söylerdi? Alternatif görüş nedir? Ali ve Mehmet’in görüşleri nasıl benzerlik göstermektedir? Ali ve Mehmet’in görüşleri nasıl farklılık göstermektedir?


"NEDİR KRİTİK ANALİTİK DÜŞÜNCE?" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları