Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

RAHMET VE HİDAYET KAYNAĞI CAMİLERİMİZ (CAMİ,CEMAAT VE GENÇLİĞİN ÖNEMİ)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "RAHMET VE HİDAYET KAYNAĞI CAMİLERİMİZ (CAMİ,CEMAAT VE GENÇLİĞİN ÖNEMİ)"— Sunum transkripti:

1 RAHMET VE HİDAYET KAYNAĞI CAMİLERİMİZ (CAMİ,CEMAAT VE GENÇLİĞİN ÖNEMİ)
Emin YAVUZYİĞİT UZMAN İMAM HATİP Facebook: Emin Yavuzyiğit Facebook Grup: VAAZ DOSYALARI

2 BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذٖى بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِلْعَالَمٖينَ «Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke'de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ'be'dir.» (Ali İmran suresi 96)

3

4 CAMİ VE MESCİD NEDİR?

5 CAMİ (MESCİD) NEDİR? SÖZLÜKTE: Dağınık şeyi toplamak, biriktirmek, birleştirmek, elbise giymek anlamındaki "c-m-`a" kökünden türeyen câmi', toplayan, bir araya getiren, birleştiren, müellif, mürettip demektir. ISTILAHİ (DİNİ TERİM OLARAK) CAMİ: Toplu ibâdet edilen yerlere denir. Kur'ân ve sünnette câmi, mescid kavramı ile ifade edilmiştir.

6 MESCİD: Secde edilen yer demektir
MESCİD: Secde edilen yer demektir. Yeryüzünde ilk yapılan mescid, Mekke'deki Mescid-i Haram'dır (Müslim, Mesâcid, 1). Hz. Muhammed (a.s.)'in ilk yaptığı mescid ise Medine yakınındaki Kuba Mescidi, daha sonra da Mescid-i Nebevî'dir. Mescidler; beldelerin Allah'a en sevimli mekânları (Müslim, Mesâcid, 288) ve Allah'ın evleridir (Münâvî, II,445).

7 TOPLUMUN TEMEL DİNAMİĞİ CAMİLERİMİZ
Camiler ve mescidler İslam tarihinde şehirleşmenin en belirgin özelliğidir. Hz Muhammed SAV Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret ederken ilk yaptığı iş Kuba mescidini inşa etmesi ve Medine şehrine varınca de ilk iş Mescidi Nebevi’yi inşa etmek olmuştur. Yüzyıllar boyunca müslümanlar her gittiği yere Peygamberimiz SAV Efendimizin izinden giderek cami veya mescid inşa etmişlerdir. Camileri yaşamın ve hayatın merkezine almışlar ve şehirler camilere göre şekillendirilmişlerdir. İslam tarihinde takva üzere kurulan ilk Mescid Kuba mescididir. Bu günde bizler mescid kurarken ve cami inşa ederken takva üzere inşa etmeliyiz ki her camiye giren huzur bulsun ve ibadetin samimiyetine varsın

8 İSLAM TARİHİNDE İLK MESCİD KUBA MESCİDİDİR
İslâm tarihinde bugünkü anladığımız mânâda sadece ibadete hasredilmek üzere bina edilen ilk mescid, daha önce Mekke'den hicret eden ilk muhacirlerin Medine-i Münevvere'nin dış mahallelerinde yer alan Kubâ mıntıkasındaki Amr b. Avfoğullarının hurma bahçesinin bulunduğu yeri düzenleyerek namaz kılmaya başladıkları yerdir. Efendimiz (SAV) hicret esnasında henüz Medine'ye varmadan bu bölgeye gelmiş, birkaç gün kalmış ve burayı biraz daha genişleterek Kubâ mescidini inşa etmiştir. Kaynaklarda Mescid'in inşasında en büyük gayretin Ammar b. Yâsir (ra) tarafından göstermiş olduğu zikredilir. Dolayısıyla kendisi hakkında 'İslâm'da ilk mescid bina eden kimse' denilir. Allahu Teâla Tevbe Sûresi 108. âyette bu mescidi:

9 TAKVA ÜZERE KURULAN KUBA MESCİDİ
لَا تَقُمْ فٖيهِ اَبَدًا لَمَسْجِدٌ اُسِّسَ عَلَى التَّقْوٰى مِنْ اَوَّلِ يَوْمٍ اَحَقُّ اَنْ تَقُومَ فٖيهِ فٖيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ اَنْ يَتَطَهَّرُوا وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّرٖينَ «Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever.» (Tevbe suresi 108)

10 Efendimiz (SAV) cumartesi, bazı rivayetlerde de pazartesi günleri mutat şekilde bu mescidi ziyaret ettiği, burada namaz kıldığı söylenir. Bir rivayette de 'Kim güzel bir şekilde abdest alır, sonra Kubâ Mescidine gelir ve orada namaz kılarsa onun için umre sevabı vardır.» buyurmuştur» (İbn Mâce, İkâme, 198; Tirmîzi, Sâlat, 242)

11

12 TEFRİKALAR MERKEZİ MESCİDİ DIRAR
وَالَّذٖينَ اتَّخَذُوا مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْرٖيقًا بَيْنَ الْمُؤْمِنٖينَ وَاِرْصَادًا لِمَنْ حَارَبَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ مِنْ قَبْلُ وَلَيَحْلِفُنَّ اِنْ اَرَدْنَا اِلَّا الْحُسْنٰى وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ «Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü'minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar, "Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok" diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar.» (Tevbe suresi 107)

13 MESCİDİ DIRAR (MÜNAFIKLARINMESCİDİ)
MESCİDİ KUBA (MÜMİNLERİN MESCİDİ) اَفَمَنْ اَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلٰى تَقْوٰى مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ اَمْ مَنْ اَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلٰى شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِهٖ فٖى نَارِ جَهَنَّمَ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِى الْقَوْمَ الظَّالِمٖينَ «Binasını takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) ve O'nun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kurup, onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.» (Tevbe suresi 109)

14 Takva üzere yapılan ilk İsalam Mescid Kuba mescidi bir de ümmeti Muhammedi kandırmak ve tefrika oluşturmak için kurulan münafıkların yaptığı Mescidi Dırar. Bu gün müslümanlar arasına baktığımızda özellikle Avrupa da ki müslüman grupların kendisine has camiler inşa etmişler veya camiye alternatif dini merkezler kurmuşlar bunlar aslında İslamın ruhundan habersiz olan menfaat peres protestan müslümanlar hani Allah bizi kardeş kılmıştı senin camin benim camim diye neden tefrika çıkarılıyor anlaşılması mümkün olamayan bu tefrika Kuran’a ve Sünnete uymayan yaşam şekilleri ve ibadet merkezleri olmuşlar. Nezaman kardeş olup aynı safta yan yana namaz kılacağız tüm müslümanlar olarak bizler. Ne zaman camilerimiz ve ruhlarımız birleşirse işte o zaman dünyada ezilen mağdur ve mazlum insanlar kurtulurlar aksi takdirde mescidi Dırarlar olduğu sürece kedinin Fare ile oynadığı gibi dünya egemen güçleri bizimle oynamaya devam edecektir. Rabbim bizleri uyandırsın.

15 CAMİLERİN FONKSİYONLARI

16

17 CAMİLERİN FONKSİYONLARI
1) Camiler ilim merkezleridir. Camilerde İslam toplumu temel dini bilgileri ve ahlaki özellikleri öğrenmektedir. Kuran eğitimi camilerden alınmaktadır. İslam’ın temeli olan namazın nasıl kılınacağı, orucun nasıl tutulacağı. Zekatın nasıl verileceği ve haccın nasıl yapılacağı eğitimi camilerde verilmektedir.

18 2) Camiler, ahlaki değerlerin ve toplumsal prensiplerin öğrenileceği merkezlerdir. İnsanı kendisini tanıması ve etrafı ile olan ilişkileri nasıl olacağının öğrenebileceği merkezler camilerdir. Kişisel ahlakın ve toplumsal ahlakın nasıl yaşanılacağının öğrenileceği merkezlerdir camiler.

19 3) Camiler toplumsal olaylarda karar alınacak merkezlerdir
3) Camiler toplumsal olaylarda karar alınacak merkezlerdir. Yakın tarihimizde Kahraman Maraşta Fransız işgaline karşı ayaklanma camilerden başlamıştır. TBMM Hacı Bayram camiinde kılınan namazdan sonra dualarla açılmıştır. Kurtuluş savaşında halkımız vaaz ve hutbelerle bilinçlendirilmiştir.

20 4) CAMİLER ALLAH’IN ADININ ANILDIĞI MERKEZLERDİR
اَلَّذٖينَ اُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ اِلَّا اَنْ يَقُولُوا رَبُّنَا اللّٰهُ وَلَوْلَا دَفْعُ اللّٰهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَهُدِّمَتْ صَوَامِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَاتٌ وَمَسَاجِدُ يُذْكَرُ فٖيهَا اسْمُ اللّٰهِ كَثٖيرًا وَلَيَنْصُرَنَّ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُ اِنَّ اللّٰهَ لَقَوِىٌّ عَزٖيزٌ «Onlar, haksız yere, sırf, "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.» (Hac suresi 40)

21 DİNİMİZDE MESCİDİN YERİ VE ÖNEMİ

22

23 MESCİDLER ALLAH’INDIR
وَاَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلّٰهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللّٰهِ اَحَدًا «Şüphesiz mescitler, Allah'ındır. O hâlde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin.» (Cin suresi 18)

24 MESCİDİN YERİ VE ÖNEMİ اِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللّٰهِ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَ وَلَمْ يَخْشَ اِلَّا اللّٰهَ فَعَسٰى اُولٰئِكَ اَنْ يَكُونُوا مِنَ الْمُهْتَدٖينَ «Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.» (Tevbe suresi 18)

25 HZ MUHAMMED SAV EFENDİMİZ ŞÖYLE BUYURUYOR:
«Yeryüzünde Allah'a en sevimli yerlerin mescidler' olduğunu bildirmiştir.» (Müslim, Salât, 53)

26 MECİDLERİN BAKIM VE ONARIMI

27

28 MESCİDLERİN BAKIM VE ONARIMI
اَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَجَاهَدَ فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ لَا يَسْتَوُنَ عِنْدَ اللّٰهِ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِى الْقَوْمَ الظَّالِمٖينَ «Siz hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ın bakım ve onarımını, Allah'a ve âhiret gününe iman edip Allah yolunda cihad eden kimse(lerin amelleri) gibi mi tuttunuz? Bunlar Allah katında eşit olmazlar. Allah, zâlim topluluğu doğru yola erdirmez.» (Tevbe suresi 19)

29 MESCİDLERE TEMİZ GİDİLMELİ يَا بَنٖى اٰدَمَ خُذُوا زٖينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفٖينَ «Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.» (Araf suresi 31)

30 ALLAH MESCİDLERİ TOPLANTI VE GÜVEN YERİ KILMIŞTIR
وَاِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِلنَّاسِ وَاَمْنًا وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ اِبْرٰهٖيمَ مُصَلًّى وَعَهِدْنَا اِلٰى اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْمٰعٖيلَ اَنْ طَهِّرَا بَيْتِىَ لِلطَّائِفٖينَ وَالْعَاكِفٖينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ «Hani, biz Kâbe'yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim'den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe'yi) tertemiz tutun.» (Bakara suresi 125)

31 MESCİD YAPTIRANLARA CENNETTE ALLAH KÖŞK VADEDİYOR
مَنْ بَنَى مَسْجِدًا يُذْكَرُ فِيهِ اسْمُ اللَّهِ بَنَى اللَّهُ لَهُ بَيْتًا فِي الْجَنَّةِ “Kim Allah rızasını gözeterek, Allah için bir mescid yaptırırsa, Allah da onun için cennette bir köşk yaptırır.” (Müslim, Zühd, 3)

32 CAMİLERDE BEKLEMEK İBADET SAYILIR
'Ebu Ümame'den (ra) gelen bir rivayette Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur: "Temiz (abdestli) olarak kim farz namaz kılmaya yönelirse / devam ederse ona ihramlı olarak hac yapana verilen ecir gibi sevap vardır. Kim duhâ namazını kılmaya yönelirse / devam ederse ona umre yapana verilen ecir gibi sevap vardır. Aralarında gereksiz fiil / söz olmaksızın bir namazdan diğer namaz (vaktine) kadar beklemenin karşılığı yüce makamlarda (illiyyunda) yazılmış (amel) olur." (Ravi) Ebu Ümame (ra) dedi ki: mescidlere geliş ve gidiş Allah yolunda cihad etmekten (onun parçasından) sayılır. (İbn Hanbel, V, 267) Bu babtan olmak üzere mescidlerde namaz beklemek ayrı bir ibadet kabul edilmektedir: 'Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den (ra): Rasûlullah'ın (ams) şöyle dediğini duydum: 'Kim namaz (vaktini) beklemek için mescitte oturursa, o kişi namazda sayılır.' (İbn Hanbel, V, 332)

33 Merhum Ali Ulvi Kurucu : CAMİLERDE ECDADIMIZ DÜNYA KELAMI ETMEZDİ
Ecdadımız Osmanlı, Mecsid-i Nebevî'de çalışanların mescide ve Efendimiz'e saygısızlık olur diye, dünya kelâmı etmemeleri için tamimde bulunmuş; araç ve gereçlere sembolik zikir tahsis etmiş, mesela süpürge için (bir defa Subhanallah), temizlik bezi için (Elhamdülillah) ne bileyim faraş için (iki kez Subhanallah) gibi. Çalışan farzu muhal süpürgeye mi ihtiyacı var 'süpürgeyi uzat' demiyor, (bir kez Subhanallah) diyor. Karşısındaki de onu anlıyor, bu şekilde Efendimiz'in ruhaniyetini de incitmemiş oluyorlardı.'

34 MESCİDLERE ZARAR VERİLMESİ VE ALLAH’IN ADININ ANILMASINI YAŞAKLAYAN KİMSE ZALİMDİR
وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللّٰهِ اَنْ يُذْكَرَ فٖيهَا اسْمُهُ وَسَعٰى فٖى خَرَابِهَا اُولٰئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ اَنْ يَدْخُلُوهَا اِلَّا خَائِفٖينَ لَهُمْ فِى الدُّنْيَا خِزْىٌ وَلَهُمْ فِى الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ عَظٖيمٌ «Allah'ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.» (Bakara suresi 114)

35 CAMİ CEMAATİ OLMANIN ÖNEMİ

36

37 وَاِذَا كُنْتَ فٖيهِمْ فَاَقَمْتَ لَهُمُ الصَّلٰوةَ فَلْتَقُمْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ مَعَكَ وَلْيَاْخُذُوا اَسْلِحَتَهُمْ فَاِذَا سَجَدُوا فَلْيَكُونُوا مِنْ وَرَائِكُمْ وَلْتَاْتِ طَائِفَةٌ اُخْرٰى لَمْ يُصَلُّوا فَلْيُصَلُّوا مَعَكَ وَلْيَاْخُذُوا حِذْرَهُمْ وَاَسْلِحَتَهُمْ وَدَّ الَّذٖينَ كَفَرُوا لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ اَسْلِحَتِكُمْ وَاَمْتِعَتِكُمْ فَيَمٖيلُونَ عَلَيْكُمْ مَيْلَةً وَاحِدَةً وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اِنْ كَانَ بِكُمْ اَذًى مِنْ مَطَرٍ اَوْ كُنْتُمْ مَرْضٰى اَنْ تَضَعُوا اَسْلِحَتَكُمْ وَخُذُوا حِذْرَكُمْ اِنَّ اللّٰهَ اَعَدَّ لِلْكَافِرٖينَ عَذَابًا مُهٖينًا «(Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekât kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar. İnkâr edenler arzu ederler ki, silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah, inkârcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.» (Nisa suresi 102)

38 CEMAATLE NAMAZ FERDİ NAMAZDAN 27 DERECE DAHA ÜSTÜNDÜR
صَلَاةُ الْجَمَاعَةِ تَفْضُلُ صَلَاةَ الْفَذِّ بِسَبْعٍ وَعِشْرِينَ دَرَجَةً «Cemâatle kılınan namaz, bir insanın tek başına kıldığı namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.» (Buhârî, Ezan 30)

39 CAMİYE CEMAATE GİDENİN GÜNAHLARI SİLİNİR
مَنْ تَوَضَّأَ فَأَحْسَنَ وُضُوءَهُ ثُمَّ رَاحَ فَوَجَدَ النَّاسَ قَدْ صَلَّوْا أَعْطَاهُ اللَّهُ جَلَّ وَعَزَّ مِثْلَ أَجْرِ مَنْ صَلَّاهَا وَحَضَرَهَا لَا يَنْقُصُ ذَلِكَ مِنْ أَجْرِهِمْ شَيْئًا «Bir kimse güzelce abdest alır, sırf namaz için câmiye giderse, camiye varıncaya kadar atmış olduğu her adıma mukabil bir derece yükselir ve bir günahı silinir.» (Ebû Davud,'Salât,8).

40 صَلَّى الْعِشَاءَ فِي جَمَاعَةٍ كَانَ كَقِيَامِ نِصْفِ لَيْلَةٍ وَمَنْ صَلَّى الْعِشَاءَ وَالْفَجْرَ فِي جَمَاعَةٍ كَانَ كَقِيَامِ لَيْلَةٍ «Kim yatsıyı cemâatle kılarsa, gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi olur. Kim hem yatsı hem de sabahı cemâatle kılarsa, bir geceyi ibadetle geçirmiş gibi olur.» (Ebû Davûd, es-Salâ, 45).

41 CEMAATE KATILMAYANLARIN EVLERİNİ CAYIR CAYIR YAKAYIM BUYURUYOR HZ MUHAMMED MUSTAFA SAV: «Vallahi içimden öyle arzu ediyorum ki, namaza durulmasını emredeyim de ikâme edilsin, sonra bir adama emredeyim halka namaz kıldırsın. Bu emirden sonra beraberinde odun demetleri olan bir kaç' adamı, cemâate gelmeyen gurüha götürüp de üzerlerine evlerini cayır cayır yakayım.» (el-Muvattâ', Cemâa 3; İbn Mâce, Mesâcid, 17).

42 CEMAATLE NAMAZDAN UZAKLAŞMAK KALBİN MÜHÜRLENMESİNE SEBEBP OLUR HZ MUHAMMED SAV EFENDİMİZ ŞÖYLE BUYURUYOR: «Vallahi bazı kavimler cemâatleri terk etmekten vaz geçecekler ya da Allah onların kalblerini mühürleyecektir. Sonra da muhakkak gafillerden olacaklardır.» (İbn Mâce, Mesâcid, 17).

43 CEMAATLE NAMAZ KILMANIN MEZHEPLERE GÖRE HÜKMÜ
Cemâatle namaz, Hanefi mezhebine göre sünnet-i müekke'de; Şâfiî mezhebine göre, farz-ı kifâye -sünnet-i müekke'de-; Mâliki mezhebine göre, sünnet-i müekke'de-farz-ı kifâye, Hanbeli mezhebi ve Dâvud ez-Zahirî'ye göre ise; farz-ı ayın'dır. (Tecrid-i Sarih Tercümesi, II, 604).

44 CEMAATLE NAMAZ KILMANIN FAYDALARI

45

46 CEMAATLE NAMAZ KILMANIN FAYDALARI
1-Vaktin evvelinde namaza gitmek, 2- İslâm şiârını açığa vurmak, 3- İbadet üzerinde toplanarak yardımlaşmakla şeytanı çileden çıkarmak, 4- İbadete karşı gevşekliği olanın canlanması, 5- Münâfıklık vasfından ve süizandan selâmette bulunmak, 6- Komşular arasında kaynaşma düzeninin kurulması, 7- Namaz vakitlerinde semt sakinlerinin buluşmaları, 8- Müslümanlar arasında bulunması gerekli olan birlik ve beraberliğin örnek bir misâlini vermek ve pekiştirmek. (Halid ERBOĞA, Mescit, Ş. İsl. Ans.)

47 CAMİ ADABI

48 CAMİ ADABI Cami “Allah’ın evi” diye nitelendirilerek yüceltilen camilere girecek kimselerin maddî pisliklerden temizlenmiş olmaları yanında cünüplük gibi hükmî ve küfür gibi mânevî kirliliklerden de arınmış olmaları gerekir. Bu sebeple cünüp, hayız ve nifas halinde bulunan kimselerin gusül abdesti almadan camiye girmeleri haramdır. (Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 93; İbn Mâce, “Tahâret”, 126). (İslam ank)

49 CAMİ ADAPLARI ÇOKTUR LAKİN AZ ÖZ OLANLARI MADDELER HALİNDE SİZLERE ARZ EDELİM
Cami ve mescidlere asla abdestsiz girmemelidir. Bilhassa cünüp olanlar asla girmemelidirler. Böyle bir saygısızlığı yapan kişi çokça istiğfar etmelidi Cami ve mescidler asla kirletilmemelidir. Camiyi kirletecek şeyler camiye taşınmamak, camiye getirilmemelidir. Camiler yol edinilmemeli, geçiş için kullanılmamalıdır. Camiler çarşı haline getirilmemeli, alış – veriş yapılmamalıdır. Cami edebine uyamayacak yaşta küçük çocuklar camiye getirilmemelidir.

50 Cemaatin huzurunu bozacak derecede aklî dengesi yerinde olmayanların camiye gelmeleri engellenmelidir. Oralarda yüksek sesle konuşulmamalıdır. Camide yitik aramamalıdır. Parmaklan birbirine geçirerek oturmamalıdır. Fuzuli şeyler konuşulmamak, dünyalık sohbetler yapılmamalıdır. Asla yerlere tükürülmemelidir.

51 Saygıya uymayan bir tavırla, ayakları uzatarak veya dizlerini dikip karnına çekerek, ellerini de dizlerim bağlayacak şekilde birbirine geçirerek oturmamalıdır. (Peygamber Efendimiz bu oturuştan, tek elbise giyen kişinin avret mahalli açılabilir veya uykusu gelirde abdesti bozulabilir endişesi ile nehyetmiştir denilmiştir.) Camiye gelirken soğan sarımsak gibi kokulu şeyler yenilmemelidir. Ter kokan elbiselerle asla camiye gelmemelidir. Namaz kılanın önünden asla geçmemelidir. Mekruhtur. Geçen günahkâr olur.

52 Namazların arasında fuzuli şeyler konuşmamalıdır.
Namazdan önce veya namaz aralarında zaruret olmadan kıbleden başka yöne dönerek oturmamalıdır. Cami veya mescidin içerisinde dilencilik yapmak asla doğru olmadığı gibi, dilenciye para vermek de doğru değildir. Dilencilik yapmak haram, dilenciye para vermek mekruhtur.

53 CAMİ GENÇLERLE YEŞERİR

54

55 ÇOCUK 7 YAŞINDA NAMAZA BAŞLATILMALI
« مُرُوا الصَّبِيَّ بِالصَّلاَةِ إِذَا بَلَغَ سَبْعَ سِنِينَ » «Çocuk yedi yaşına ulaşıp (sağını solunu ayırt etmeye başladı) mı, ona namazı emredin.» (Ebü Davud, Salât 26/497)

56 ALLAH KENDİSİNE İTAAT EDEN GENCİ SEVER
إِنَّ الّٰلهَ يُحِبُّ الشَّابَّ الَّذِى يُفْنِى شَبَابَهُ فِى طَاعَةِ اللّٰهِ «Allah, Gençliğini, kendisine itaat etmekle geçiren genci sever» (Aclunî, Keşfu’l Hafa, hadis no:748)

57 ALLAH ŞEHVET PEŞİNDE KOŞMAYAN GENCİ SEVER
تَعَجَّبَ رَبُّكَ مِنَ الشَّبَابِ لَيْسَتْ لَهُ صَبْوَةٌ «“Senin Rabbin, (kendisinde eğlencelere ve fani zevklere karşı meyil bulunmayan, gençliğini hakk’a itaat yoluna bağlayan ve) gayri meşru şehvet peşinde olmayan bir genci beğenmekte ve ondan hoşnut olmaktadır.» (Ahmet b. Hanbel, Müsnet, 4/151)

58 GENÇLİĞİMİZİ ATEŞTEN KORUMALIYIZ
َا اَيُّهَا الَّذينَ اٰمَنُوا قُوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْليكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ «Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.» (Tahrîm suresi 6) Hz. Ömer (RA): «Yâ Rasûlallah! Nefislerimizi koruruz fakat ailemizi nasıl koruyabiliriz?" demişti. Allah Rasûlü (SAV) şöyle buyurdu: "Allah'ın sizi nehyettiği şeylerden onları nehyeder ve Allah'ın size emrettiği şeyleri onlara emrederseniz. Bu şekilde onları korumuş olursunuz.» (Hakk Dini Kur'an Dili, c; 6 sh: )

59 ARŞIN GÖLGESİNDE GÖLGELENMEK İÇİN GEMÇLİĞİNİ İBADETLE GEÇİREN GENÇ
سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمْ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَوْمَ لَا ظِلَّ إِلَّا ظِلُّهُ إِمَامٌ عَادِلٌ وَشَابٌّ نَشَأَ فِي عِبَادَةِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ … وَرَجُلٌ دَعَتْهُ امْرَأَةٌ ذَاتُ مَنْصِبٍ وَجَمَالٍ إِلَى نَفْسِهَا فَقَالَ إِنِّي أَخَافُ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ … Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: «Yedi kişi var, Allah onları hiçbir gölgenin olmadığı Kıyamet gününde kendi gölgesinde gölgeler: Adil imam, Allah'a ibadet içinde yetişen genç, Tekrar dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan kimse, Allah için birbirlerini seven, Allah rızası için bir araya gelip, Allah rızası için ayrılan iki kişi, Güzel ve makam sahibi bir kadın tarafından davet edildiği halde; "Ben Allah'tan korkarım" de(yip icabet etmey)en kimse, Allah'ı tek başına zikrederken gözlerinden yaş boşanan kimse. Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli görmeyen; verdiğini gizli veren kimse" (Nesâi, Kudât 2)

60 EY GENÇ AKLI GİDERECEK İHTİYARLIĞIMI BEKLİYORSUNUZ
بَادِرُوا بِالاعْمَالِ سَبْعاً؛ هَلْ تَنْتَظُرونَ إلاَّ فَقْراً مُنْسِياً، أوْ غَنىً مُطْغِياً، أوْ مَرَضاً مُفْسِداً، أوْ هَرمَاً مُفْنِداً، أوْ مَوْتاً مُجْهِزاً، أوِ الدَّجَّالَ، فَشَرُّ غَائِبٌ يُنْتَظَرُ، أوِ السَّاعَةُ أدْهَى وَأمَرُّ. Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Resulullah (a.s) buyurdular ki: "Yedi şeyden önce amelde acele edin: Unutturucu fakirliği mi bekliyorsunuz? Tuğyan ettirip azdırıcı zenginliği mi bekliyorsunuz? İfsad edici hastalığı mı bekliyorsunuz? Aklınızı götürecek ihtiyarlığı mı bekliyorsunuz? Ani ölüm mü bekliyorsunuz? Deccali mi bekliyorsunuz. Bu beklenen gaib bir şerdir. Yoksa kıyameti mi bekliyorsunuz? Kıyamet ise hepsinden kötü, hepsinden daha acıdır.» (Tirmizî, Zühd 4)

61 İMAMI GAZALİ İNSANLAR ÜÇ GRUPTUR DER
SEN HANGİ GRUBA DAHİLSİN..! Birinci grup, gıdâ gibidir; herkese her zaman lâzımdır. İkinci grup, Devâ /ilâç gibidir; bazı insanlara bazen lâzım olur. Üçüncü grup ise, illet (maraz, derd, hastalık) gibidir; herkes ondan kaçar, ama o, insanlara bulaşır.”

62 İHTİYARLIK GELMEDEN GENÇLİĞİN KIYMETİ BİLİNMELİ
اِغْتَنِمْ خَمْسًا قَبْلَ خَمْسٍ: شَبَابَكَ قَبْلَ هَرَمِكَ وَغِنَاءَكَ قَبْلَ فَقْرِكَ وَصِحَّتَكَ قَبْلَ سَقَمِكَ وَحَيَاتَكَ قَبْلَ مَوْتِكَ وَفَرَاغَكَ قَبْلَ شُغْلِكَ “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz: İhtiyârlıktan önce gençliğin, Fakîrlikten önce zenginliğin, Hastalıktan önce sıhhatin, Meşguliyetten önce boş vaktin, Ölmeden önce hayâtın kıymetini biliniz.” [Hâkim]

63 GENÇLİĞİNİN NEREDE TÜKETTİĞİN SORULACAKTIR
لاَ تَزُولُ قَدَمَا ابْنِ آدَمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ عِنْدِ رَبِّهِ حَتَّى يُسْأَلَ عَنْ خَمْسٍ عَنْ عُمْرِهِ فِيمَا أَفْنَاهُ وَعَنْ شَبَابِهِ فِيمَا أَبْلاَهُ وَمَالِهِ مِنْ أَيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفِيمَ أَنْفَقَهُ وَمَاذَا عَمِلَ فِيمَا عَلِمَ . İbn Mesut (r.a) Rasulullah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu söyledi: Ademoğlu şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe Rabbinin huzurundan ayrılamaz: Ömrünü nerede geçirdiğinden. Gençliğini nerede tükettiğinden. Malını nerden kazandığından. Nereye harcadığından. İlmiyle nasıl amel ettiğinden. (Tirmizi, Kıyame, 2601)

64 GENÇLERİN EN HAYIRLISI İHTİYARLARA BENZEMESİDİR
خَيْرُ شَبَابِكُمْ مَنْ تَشَبَّهَ بِكُهُولِكُمْ وَشَرُّ كُهُولِكُمْ مَنْ تَشَبَّهَ بِشَبَابِكُمْ Enes b. malik (RA)’den rivayetle hz. peygamber efendimiz şöyle buyurmuşlardır: «Gençlerinizin en hayırlısı, (sefahetten uzak durmakta ve temkinli davranmakta) ihtiyarlara benzeyendir. Yaşlılarınızın en fenası ise, (başını gaflete sokmakta ve nefsinin arzularına uymakta) gençlere benzeyenlerdir.» (Taberani, Mu’cemul Kebir,22/83)

65 GENÇLİĞİNDE BÜYÜĞE SAYGI GÖSTEREN GENCE, YAŞLANDIĞINDA DA ALLAH O’NA HİZMET EDECEK KİMSELER LUTFEDER
مَا أَكْرَمَ شَابٌّ شَيْخًا لِسِنِّهِ إِلَّا قَيَّضَ اللَّهُ لَهُ مَنْ يُكْرِمُهُ عِنْدَ سِنِّهِ Enes İbni Mâlik (r.a)’den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: «Allah Teâlâ, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence, yaşlılığında hizmet edecek kimseler lütfeder.» (Tirmizî, Birr 75)

66 TEVBE GÜZELDİR GENÇTE OLURSA
سِتَّةُ أَشْيَاءَ حَسَنٌ وَلٰكِنْ فِى سِتَّةٍ مِنَ النَّاسِ اَحْسَنُ اَلْعَدْلُ حَسَنٌ وَلٰكِنْ فِى الْاُمَرَاءِ اَحْسَنُ وَالسَّخَاءُ حَسَنٌ وَلٰكِنْ فِى الْاَغْنِيَاءِ اَحْسَنُ وَالْوَرَعُ حَسَنٌ وَلٰكِنْ فِى الْعُلَمَاءِ اَحْسَنُ وَالصَّبْرُ حَسَنٌ وَلٰكِنْ فِى الْفُقَرَاءِ اَحْسَنُ وَالتَّوْبَة حَسَنٌ وَلٰكِنْ فِى الشَّبَابِ اَحْسَنُ وَالْحَيَاءُ حَسَنٌ وَلٰكِنْ فِى النِّسَاءِ اَحْسَنُ Hz. Ali (R.a.)dan rivayetle Hz. Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: «Altı şey güzeldir. Fakat bu altı şey, altı sınıf insanda olunca daha güzeldir: Adalet güzeldir, fakat idarecilerde olursa daha güzeldir. Cömertlik güzeldir, fakat zenginde olursa daha güzeldir. Dinde titiz olmak (şüpheli hususları terk etmek) güzeldir, fakat alimlerde olursa daha güzeldir. Sabır güzeldir, fakat fakirlerde olursa daha güzeldir. Tevbe güzeldir, fakat gençlerde olursa daha güzeldir. Haya güzeldir, fakat kadınlarda olursa daha güzeldir.» (Münavi, Feyzu’l Kadîr, 4/378)

67 GENÇLER ÇOK DİKKATLİ OLMALI VE EVLENMEYE GAYRET ETMELİDİR
يَا مَعْشَرَ الشَّبَابِ مَنْ اسْتَطَاعَ الْبَاءَةَ فَلْيَتَزَوَّجْ فَإِنَّهُ أَغَضُّ لِلْبَصَرِ وَأَحْصَنُ لِلْفَرْجِ وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَعَلَيْهِ بِالصَّوْمِ فَإِنَّهُ لَهُ وِجَاءٌ «Gençler, içinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira evlenmek gözü (haramdan) daha çok yumdurucu, iffeti daha çok koruyucudur. Gücü yetmeyen ise oruç tutsun, çünkü orucun şehveti kıran bir özelliği vardır.» (Buhârî, Nikah, 3/4678)

68 ÖZET OLARAK CAMİLERİMİZ;
Camilerimiz birlik ve beraberliğin şiarlarıdır. Camilerimiz Mutlu ve sevinçli günlerin acı ve üzüntülü günlerin paylaşıldığı yerlerdir, camilerimiz kültürel etkinliklerin ifa edildiği merkezlerdir. Millî ve dini değerlerimizin gelişiminde çok önemli yer tutar. Zenginiyle fakiriyle, cemiyetin farklı ve renkli statülerinden köylü veya şehirlisiyle, büyüğüyle, küçüğüyle aynı safta omuz omuza her kesimi bünyesinde toplayan bilen yegâne mekânlardır. İbadet edilen yer olmanın yanı sıra eğitim, öğretim merkezi camilerimiz, geleceğimizin teminatı konumundadır. "Mâbeddeki bu güzellik ve mânânın; gözleri, gönülleri dolduran ve doyuran bir mûsikî gibi ruhlarımıza nasıl nüfuz ettiğini anlamak için îmâna uyanmış olmak ve mâbedin kendine has şîvesine de âşina bulunmak şarttır."

69 DUAMIZ CAMİLERİMİZİ EZANSIZ, KURANSIZ VE MÜMİNSİZ BIRAKMA ALLAHIM GENÇLİĞİMİZİ MANEVİYATSIZ, BAŞI BOŞ VE PEJMÜRDE HALDE BIRAKMA ALLAHIM MÜMİNLERE SABIRLA CAMİLERE DEVAM EDEN VE DAİMA SENİN YOLUNDA HAYATINI HARCAYAN KUL OLMAYI NASİP EYLE ALLAHIM KALBİMİZİ İMANSIZ YAŞAMIMIZI AMELSİZ BIRAKMA ALLAHIM SANA GÜVENDİK, SANA DAYANDIK BİZLERİ GAFLETE DÜŞÜRME ALLAHIM GENÇLİĞİMİZİ BOZMAYA ŞALIŞANLARA VE AİLE DÜZENİMİZİ TAHRİP ETMEYE ÇALIŞANLAR FIRSAT VERME ALLAHIM GAZABINDAN RAHMETİNE SIĞINIYORUZ BİZİ KORU ALLAHIM AMİN


"RAHMET VE HİDAYET KAYNAĞI CAMİLERİMİZ (CAMİ,CEMAAT VE GENÇLİĞİN ÖNEMİ)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları