Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE BAŞA ÇIKMAK

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE BAŞA ÇIKMAK"— Sunum transkripti:

1 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE BAŞA ÇIKMAK
Dr. Nuran Talu 29 Mayıs 2014, Eskişehir

2 AKIŞ DÜNYAYA BİR BAKIŞ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÇEVREYE, EKONOMİYE VE TOPLUMA ETKİSİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ ÖNEMSEMEK TÜRKİYE İKLİM DOSTU MU KALKINIYOR? KENTLER VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ HAREKETE GEÇMEK LAZIM

3 DÜNYAYA BİR BAKIŞ

4 YÜKSELEN 2 TEHDİT İKLİM GIDA

5 GIDA Kıtlık, Sağlık, İklim

6 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ? DİKKAT: Neden “Küresel Isınma” Demiyorum?
“İklim değişikliği”, karşılaştırabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda iklimde oluşan değişiklik... UNFCCC, (1992)

7 TARTIŞMA BİTTİ… Artık bilim çevrelerinde (de) iklim değişikliğinin varlığını (veya olmadığını) ortaya koyma tartışmaları bitti. İnsan kaynaklı iklim değişikliği kesin. Üstelik bu tartışmalar yerini, emisyon azaltmadan öte, iklim değişikliğinin etkilerinin neler olacağını tahmin etme ve çözüm için alternatifler üretme çabalarına bıraktı.

8 FELAKETİN AYAK SESLERİ… (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli-Intergovernmental Panel on Climate Change/IPCC) Küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında döneminde 1.4 C° ile 5.8 C° arasında bir artış olacak İklim değişikliğinin etkilerinin geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmesi anlamı taşıyan küresel sıcaklık artış miktarının 2 C°’nin altında tutulması için zaman azalıyor. 1950’den bu yana dünyada aşırı hava olayları istatistiksel anlamda önemli miktarda arttı ve Gezegenimiz 1-2 bin yıl sonra normal olarak gireceği doğal ısınım safhasına, insan etkisiyle hızlandırılmış olarak vaktinden önce girdi. Son 30 yılda küresel ölçekte şiddetli hava olaylarının neden olduğu sigorta ödemeleri 20 kat arttı (İklim Değişikliğine Uyumu Geliştirmek için Aşırı Hava Olaylarının Riskini ve Afetleri Yönetmek Özel Raporu/SREX, IPCC, 2012).

9 Grönland Buzulunun yüzey tabakasının %97’si 4 günde eridi!
Grönland ve Antarktika'da mevcut erime hızının devamı durumunda, 2080’de Grönland ve Batı Antarktika'daki tüm buzullar eriyecek

10 IPCC 5. Raporu ve Mesajları Ekim 2013
Bilim insanları, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar sıcaklık artışlarının sorumlusunun bizler olduğundan emin. Kuraklıklar, seller ve fırtınalar için kritik eşik sayılan ortalama 2 derecelik sıcaklık artış sınırı, çok büyük ihtimalle 2100 yılına kadar aşılmış olacak. Okyanuslardaki su seviyesi büyük bir hızla yükseliyor. Bu artış hızı beklenenden % 60 daha hızlı. Bu hızla ada devletlerinin tamamen su altında kalması beklenenden daha önce gerçekleşebilir (Maldiv Ulusu’nun sonu: Maldivler için bir ölüm fermanı: “Deniz yüzeyi, ortalama iki metre daha yükselirse, Maldiv Adaları sular altında kalacak) Son 15 senede, sıcaklık artışının yavaşlaması büyük resimdeki küresel ısınma gerçeğini etkilemiyor. Dünyanın kritik sıcaklık artışlarına ulaşmaması için yakabileceğimiz fosil yakıt miktarı, toprağın altında yatan miktardan daha az.

11 7 KIYAMET ALAMETİ (IPCC Raporu , 2014)
Kuzey Kutbu beklenilenden daha hızlı ısınıyor  Aşırı hava koşulları daha da şiddetleniyor Tarımsal üretim tahminlerinde belirsizlik devam ediyor Deniz seviyesi beklenilenden daha hızlı yükseliyor  Her zamankinken fazla C02 üretiyoruz  Sera gazı, emisyonu dursa bile iklim değişiyor Isı stresi öldürücü boyutlarda 

12 TEHDİTLER, FIRSATLAR… Mesele ‘tehdit’ ve ‘fırsat’ kelimelerinin doğru algılanmasında (Özel sektör, siyasiler ise işin ‘fırsat’ yönüyle pek ilgili). Sivil toplum ve bilim camiası ise “tehdit” yönüyle… (Türkiye risk grubu ülkeler arasında, sular, ormanlar, geçim kaynakları tehdit). İklim değişikliğinin enerji, iklim, su, tarım, toplumsal kalkınma, kentselleşme ve finans öncelikli konular ve politikalar (Haziran 2012, Rio+20 Sonuç Dokümanı) ile bağı “Sürdürülebilir Kalkınma”nın yeniden doğuşu (business işe el atıyor)

13 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KİMİN İÇİN?
Sürdürülebilirlikten 1972’de, 1992’de ne anlıyorduk, 2012’de ne anlıyoruz? Doğayı ve kaynaklarını üretim ve tüketim süreçlerinde sınırsız kullanmaya odaklanmak! Öncelik doğada mı insan da mı? parada mı? (Çevre “hak” temelli bir kavram insan hakkı, doğa hakkı kalkınma hakkı) Şirketlerin varlıklarını ençoklamak (sürdürülebilir borsa), Sürdürülebilirliğin harakirisi: Yanlış ekonomik faaliyetlere teşvik - geri dönüşsüz ekolojik süreçler Yeşil büyüme (kalkınmaya yönelik yeni bir paradigmaya doğru)

14 Yeşil Ofis, Yeşil Bina, Yeşil Bilişim Yeşil Sosyal Demokrasi
BAK YEŞİL, YEŞİL… Yeşil Kent Yeşil, İş, Yeşil Yaka Yeşil Ofis, Yeşil Bina, Yeşil Bilişim Yeşil Sosyal Demokrasi Yeşil Kapitalizm… Çevreci olmak yeşil olmak mı demek? Açıklayıcı Bir Örnek: Hibrid (melez) araba çevre dostu motor teknolojisi açısından “çevreci”dir, benzin sarfiyatı azdır vb.,ancak ne zamanki o araç üretilirken ihtiyaç duyulan enerji, kömür santralinden değil de yenilenebilir bir enerji kaynağından temin edilir, o zaman o araba “yeşil”dir.

15 PEKİ “DOĞA”NIN HAKKI… Odak noktası/çıkış noktası birey mi, tabiat mı?“Sağlıklı Çevrede Yaşama Hakkı” yeterli mi? “Doğa Hakkı” tartışılmalı (Haziran 2012’de Birleşmiş Milletler’in politika belgelerine ilk kez “Toprak Ana”yı korumak yer aldı) Yaşam kalitesinden ne anlıyoruz? Kendi çevre hakkından haberdar değilsen, doğanın hakkını koruman zor “Çevrenin korunması” artık soyut söylem. Bunun yerine “doğanın/ekosistem hizmetlerinin (doğa sermayesi ve yaşam kalitesi arasındaki denge) korunması”, demek ve bunun altını doldurmak lazım. Ekolojik Anayasa tartışmalarımız … Elalem Anayasasına “Climate Resilient Future” ilkesi koydu. (Tunus, Ekvator, Dominiq Cumhuriyeti)

16 DOĞANIN DEĞERİ Kullanım Değerleri Kullanım Dışı Değerleri Aktif
Pasif Kullanım Seçenek Değeri Miras - Kültür Değeri Varlık Değeri Biyoçeşitlilik Gen bankaları Biyosfer rezervleri Tohum meşcereleri Tehlikedeki türler Kırılgan ekosistemler Odun hammaddesi Rekreasyon Su Odun dışı orman ürünleri Ekoturizm Milli parklar Tabiat anıtları Karbon tutma Sel, çığ ve taşkınlar Toprak koruma Su rejimi düzenleme

17 NEDEN DOĞA HAKKI ÇOK ÖNEMLİ? Üstün kamu yararı bu satırlarda gizli…
Para vermeden aldığımız tek hizmet alanı “doğa”. Sömürme de böyle başlıyor Koruduğumuz alanlar yoksullukla mücadelede geçim kaynağı Koruduğumuz alanlar içme suyu kaynağı, (Dünya üzerindeki en büyük 105 şehrin 33’ü içme sularını korunmuş alanlardan sağlıyor Dünyada nesli tehlike altındaki türlerin % 80’i korunmuş alanlarda yaşıyor Özellikle doğal yaşlı ormanlar elmas değerinde CO2 emisyonlarında boğulmamızı onlar engelliyor Doğal sistemlerin insanlığa sağladığı hizmetlerin bir değeri var. “Doğa”nın kıymet takdiri şart Rekabet gücünün elinde tutmanın en önemli kuralı; doğal kaynaklarına, doğal varlıklarına sahip çıkmak Biyolojik kapasiteye yatırım yapmalı, üretken alanların verimliliğini artırmalıyız, o zaman dünyanın en büyük 10. ekonomisi olacağız demenin bir manası var. Yani ekolojik açığın kapatılması, Türkiye’nin sürdürülebilir geleceğin ön koşulu Ekolojik darboğaza giren her ülkenin dışa bağımlılığı artar (Bakınız Türkiye )

18 EKOSİSTEM DİLİ Ekosistemdeki canlılardan biri diğerini besin olarak alır (Ekosistem Besin Zinciri) Örnek: Biz insanlar solucan yemeyiz ama solucan yiyen tavuk yeriz. Besin zincirini oluşturan canlılar arasında böyle bir denge var. Herhangi bir basamakta bir değişim olursa hayvan popülasyonları arasındaki denge de bozuluyor. Örnek: Fareler ortadan kalktığında, fare ile beslenen yılan, tilki çakal, yırtıcı kuşlar, baykuş gibi hayvanlar açlıktan ölüyor. Örnek: Artvin’in ayıları (Veroğlu)

19 Günübirlik yaşayalım, geleceği sadece Allah bilir
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAŞAM İSTİYOR MUYUZ? Bu bir felsefe ve sorumluluk anlayışı Günübirlik yaşayalım, geleceği sadece Allah bilir (İnsanların hatalarını Allaha maletmek) Gelecekten tüm canlılar adına biz insanlar sorumluyuz

20 LÜTFEN KAFALAR KARIŞMASIN…
İktisadi büyüme: Milli gelirde bir yıldan ötekine meydana gelen artışlar (büyüme hızı=milli gelirdeki artış oranı) Büyüme : Bir gövde genişlemesi Kalkınma (gelişme): Ulusun iktisadi, sosyal ve siyasal hayatındaki topyekun ilerleme Sürdürülebilir Kalkınma: “Bugünkü ve gelecek kuşakların, sağlıklı bir çevrede yaşamasını güvence altına alan çevresel, ekonomik ve sosyal hedefler arasında denge kurulması esasına dayalı kalkınma/gelişme” (Çevre Kanunu tanımı)

21 İKTİSADİ BÜYÜME, SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA DEĞİLDİR ÇÜNKÜ; BİR YANDAN EKONOMİ BÜYÜRKEN, ÖTE YANDAN…
Kentler Yaşanmaz Hale Geliyorsa, Ülkenin Siyasal Bağımlılığı Artıyorsa, Gelir Dağılımı Bozuluyorsa, Mülksüzlük Yaygınlaşıyorsa, Doğa Elden Gidiyorsa, Toplumu Bir Arada Tutan Tüm Sosyal Değerler, Yerine Yenileri Konulmadan Yıkılıyorsa, En Basit İhtiyaçlar Karşılanamazken En Lüks Mallar Üretiliyorsa, YANİ…YANLIŞ EKONOMİK KARARLARLA GERİ DÖNÜŞSÜZ EKOLOJİK VE SOSYOLOJİK YIKIMLAR/KRİZLER VARSA, BU OLGU ARTIK KALKINMA DEĞİLDİR VE SÜRDÜRÜLEMEZ.

22 YEŞİL KALKINMA Büyümeyi; kaynak kullanımına karbon emisyonlarına
çevresel zararlara yönelik ağır bağımlılıktan kurtaran kalkınma modeli Yeni yeşil ürün pazarlarının, teknolojilerin, yatırımların ve tüketim ve koruma davranışında değişikliklerin yaratılması yoluyla büyümeyi teşvik eden bir model Küresel iklim sorununu çözmek için yeşil büyümeye ihtiyaç vardır Yeşil kalkınmanın ön şartı: devletin rolüyle sağlam bir pazar ekonomisinin yeniden tanımlanması. Geleneksel akıl: büyüme ancak ve ancak çevre pahasına elde edilebilir, o yüzden “önce büyü, sonra temizlen”. Yeşil Kalkınma: Gerçekte, “büyüme” ve “temizlik” aynı anda elde edilebilir ve bu ikisi karşılıklı birbirini güçlendirir.

23 MESELE YAŞAMSA, HANGİSİ ÖNCELİKLİ…

24 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÇEVREYE, EKONOMİYE VE TOPLUMA ETKİSİ Etkilere Uyum Sağlamak…

25 Durum çok çok daha kötü”,
2006’dan bugüne… "İklim değişikliği hakkında yanılmışım. Durum çok çok daha kötü”, Lord Stern, Davos, Mart 2013 N STERN - The Economics of Climate Change (2006, Stern: 10 yıl içinde küresel ısınmanın maliyeti önlem alınmaz ise 5,5 trilyon Euro olacak. A GIDDENS - The Politics of Climate Change (2011, sürdürülemez kalkınma siyasası) "İklim değişikliği hakkında ortodoks siyasete meydan okuyorum. İklim sorunu karşısında yeni bir siyaset oluşturmak lazım, Anthony Giddens, LSE, Londra, Ekim 2011

26 İNSANOĞLUNUN ÇABALARI
Azaltım (Mitigasyon) İklim değişikliğine neden olan insan kaynaklı (en çok endüstriden, motorlu taşıtlardan ve ısıtmadan) sera gazlarının kontrol altına alınması, azaltılması ve tutulmasına yönelik Önlemler Uyum (Adaptasyon) İklim olaylarının (risklerinin) etkileriyle mücadele etmek, fayda sağlamak ve etkileri yönetebilmek için stratejilerin güçlendirilmesi, geliştirilmesi ve uygulanması süreci... Çözümler genel olarak sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda iklimsel riskleri en aza indirebilecek tedbirlerin alınmasında Yatar…

27 İKLİM MÜCADELESİ DERKEN…
İklim değişikliği ile mücadelede çözümler deyince ilk akla enerji tasarrufu, yenilenebilir enerji kaynakları uygulamaları ve sürdürülebilir ulaşım geliyor Neden iklim afetleri risk yönetimi, su yönetimi,yeşil alan sistemi, kır geleneklerinin kentte devamı vb. gelmiyor? Oysa; sera gazı Azaltım kadar iklim değişikliğinin yarattığı etkilere Uyum (Adaptasyon) önemli.

28 AZALTIM Sera gazları; , CO2, N2O ve CH4’e ilave olarak sülfür heksaflorid (SF6), hidroflorokarbonlar (HFC’lar) ve perflorokarbonlar (PFC’lar) (Kyoto Protokolü). Sera Gazı Etkisi: Dünya, enerjiyi uzaya güneşten enerjiyi aldığı oranda iletmelidir. Güneş enerjisi, uzun dalga boyundaki kızıl ötesi radyasyon şeklinde gelmektedir. Dünyanın yüzeyi tarafından yukarıya doğru yansıtılan kızıl ötesi radyasyonun büyük bölümü, su, buhar, karbondioksit ve diğer doğal olarak meydana gelen gazlar tarafından atmosferde emilmektedir. Bu gazlar, enerjinin yüzeyden doğrudan uzaya geçmesini önler. Bunun yerine birçok etkileşimli süreç (radyasyon, hava akımları, buharlaşma, bulut oluşumu ve yağmur dahil) enerjiyi atmosferin yüksek noktalarına taşımaktadır. Enerji, bu noktadan uzaya yayılabilir. Ancak zaman içinde atmosferin kızıl ötesi enerjiyi emme kapasitesini artıran sera gazı emisyonları, iklimin gelen ve giden enerji arasındaki bu dengeyi sürdürme şeklini aksatmaya başlamış olup, bilimsel çalışmalar sera gazları yoğunlaşmasının iki katına çıkması (21. yüzyıl), başka hiçbir şey değişmediği takdirde gezegenin enerjiyi uzaya iletme hızını yaklaşık % 2 oranında azaltacağını göstermektedir (Talu, MDGF, İDEP, 2012).

29 UYUM İklim değişikliğinin etkilerine karşı uyum sağlama; dar anlamı ile yeni veya değişen ortama göre gerçekleşen intibak olarak tanımlanırken, geniş anlamda uyum; doğal sistemlerde veya insan sistemlerinde gerçek veya öngörülen iklim değişikliği ve değişkenliğinden etkilenebilirlik düzeyinin indirilmesini veya fırsatlardan yararlanılmasını amaçlayan ayarlamalar olarak söylenebilir. Etkilenebilirlik, bir sistemin maruz kaldığı iklim değişikliğinin ve değişkenliğinin özelliği, boyutu ve hızının, duyarlılığının ve uyum sağlama kapasitesinin bir fonksiyonudur. Uyum Neden Gerekli? İklim değişikliğine sebep olan kaynaklar azaltılsa ve hatta hemen simdi kesilse bile atmosferdeki sera gazları, iklim olaylarını değiştirmeye devam edecek “Sera gazı salımlarının azaltılması (mitigation actions) ve etkilere uyum önlemlerinin (adaptation measures) ekonomik maliyeti, iklim değişikliğinin vereceği zararın maliyetinden çok daha düşük olacak.”. IPCC 4. Raporu, 2007).

30 ETKİLERE UYUM SAĞLAMAK
İklim değişikliği risklerini yönetme kapasitesinin geliştirilmesi bu “uyum” demek Neden risk diyoruz çünkü belirsizlik var. Yumuşak” uyum: “Yumuşak” uyum sağlama önlemleri, bilgi, kapasite oluşturma, politika ve strateji belirleme ve kurumsal düzenlemelere ağırlık verir (soft adaptation). “Sert” uyum: “Sert" uyum sağlama önlemleri, setler, deniz duvarları ve takviye edilmiş binalar gibi sermaye mallarını içeren belirli teknolojiler ve önlemlerin kullanılmasını içerir (hard adaptation).

31 NASIL ETKİLENİYORUZ? Yağış düzeninin değişmesi su sıkıntısı ve/veya sellere yol açıyor Kar yağış ve erime dönemlerinin değişimi nedeniyle sel ve taşkın gibi doğal afetler artıyor Artan sıcaklıklar;bitkisel üretim dönemlerini değiştirip gıda güvenliğini tehdit ediyor Bulaşıcı hastalıklara neden olan etkiler artıyor Hassas ekosistemlerin ve türlerin yok olmasına sebep oluyor, orman yangınlarının sıklığı artıyor Su, toprak gibi doğal kaynaklara dayanan tarımsal yapı ve ürün deseni etkileniyor Doğaya dayalı tarım ve hayvancılık gibi sektörlerde çalışan kesimlerin geçim kaynakları tehdit altında Deniz seviyesinin yükselmesi kıyı bölgelerinde özellikle deltalara zarar veriyor

32 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM SAĞLAMAK ONU KABULLENMEK ANLAMINA GELMEZ…
“We also need to remember that adapting to climate change does not mean that we accept it. We still need to eliminate global warming by reducing the production of greenhouse gases” (BM Genel Sekreteri, Ban Ki-moon, 2012) Obama’nın İklim Değişikliği Eylem Planı azaltımla birlikte aynı ağırlıkta etkilere uyumu da kapsıyor (ABD Hurricane Kum Fırtınası önemli bir ders). Federal Hükümet Uyumla ilgili özel bir tim kurdu. (Task Force on Climate Preparedness and Resilience) - dünya gıda verimliliği, gelecekteki seller, kentleşme eğilimlerindeki artış vb inceliyorlar. 20 Milyar ABD Doları karşılığında Newyork İklim Direnç Planı (Climate Resiliency Plan for New York) var (New York City Eski Belediye Başkanı Michael Bloomberg dönemi).

33 ÖNEMLİ İKLİM OLAYLARI Kaynak: www.yesilgazete.org
Tuna nehri Avrupa’yı etkisini alan muazzam soğuk dalgasından ötürü dondu ve akmadı (Şubat 2012) “Tuna nehri akmam diyor, etrafımı yıkmam diyor…”. Bulgaristan’ın güneyinde eriyen kar ile sağanak yağışlar nedeniyle seller meydana geldi (Şubat 2012). Ülkede Studen Kladenets, İvaylovgrad, Borovitsa, Kamçiya, Yasna Polyana, Yovkovtsi barajlarını taşdı. Bulgaristan’ın Harmanlı Kasabası yakınlarındaki İvanova Barajı bu ağırlığa dayanamayıp çöktü. Önüne geçilemeyen sulardan ötürü Meriç ve Tunca nehirleri yataklarından çıkarak taştı ve iki nehir tek nehir gibi akmaya başladı. Edirne’de aralarında, 54. Mekanize Tugay Komutanlığı, Emniyet Müdürlüğü, Devlet Su İşleri, Trakya Üniversitesi ve Milli Eğitim Müdürlüğü gibi yapıların da bulunduğu birçok bina sular altında kaldı. Avrupa genelinde soğuklardan ötürü ölü sayısı 130’u geçti. Kosova’da çığ düşmesi sebebiyle 10 kişi öldü. Çin’in İç Moğolistan bölgesinden -50 dereceyi bulan hava sıcaklıklarından ötürü yaklaşık 40 bin kişinin Asya’da yaşam mücadelesi verdi. Bölgede 1600 çiftlik hayvanının soğuklar nedeniyle öldü civarında ev dondurucu soğuk nedeniyle çatladı. Soğuklar ın maddi kayıpları, 2 milyon doların üzerinde. İroni …; Orman yangınları ile mücadele eden Şili’de polis, kokteyller için kullanılmak amacıyla ülkenin Patagonya bölgesindeki buzullardan beş ton buz çalmakla suçlanan bir kişiyi tutukladı. Bilim insanları, buz kütlelerinin çalındığı Bernardo O’Higgins Ulusal Parkı’nın bir parçası olan Jorge Montt buzulunun yılda yarım mil kadar gerilediğini, bu gerileme ile birlikte Jorge Montt buzulun dünyanın en hızlı eriyen buzul parçası olduğunu açıkladı. ABD Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar, Kuzey Buz denizindeki buzul tabakasının yüzölçümünün 2007′de rekor şekilde küçülmesinden beri, Kuzey Amerika, Avrupa kıtası ve Çin’in geniş bölümünde normalin üzerinde kar yağışı görüldüğünü belirtti. İstanbul’da Ocak 2012 ayının son günlerinde ölçülen değerler, son 33 yılın en soğuk günleri oldu. Doğu Anadolu’da en düşük hava sıcaklıkları Erzurum ve Ağrı’da ölçüldü. 2012 yılında Türkiye’de de, dünyanın büyük bölümünde olduğu gibi birçok iklim değişikliği ile ilişkili afet yaşandı. Samsun, Sinop ve Trakya’daki seller, Akdeniz’deki hortumlar, tarımsal kuraklık gibi afetler bunun örnekleriydi. Filipinler’de 2013 yılı sonunda yaşanan Haiyan tayfunu - Binlerce insanın ölmesine ve milyonlarca insanın barınaksız kalmasına neden olan iklim felaketleri

34 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ ÖNEMSEMEK…

35 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇEVRE SORUNU MU
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇEVRE SORUNU MU? İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri ,sadece ekolojik hayatı etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda ekonomi, enerji, sanayi tarım yatırımları, sosyal hayat ve hukuk ile ilgili alanları da doğrudan etkilemekte… 1 Düşük Emisyonlu Ekonomilere Doğru Pazar Geçişi (21. Yüzyılın kalkınma ekonomisi-yeşil ekonomi) 2 İklime Dirençli Ekonomiler ve Ekosistemler İçin Kapasite Arttırma (Biyokıymetlendirme - Doğa korumanın ekonomik sisteme entegrasyonu)

36 İKLİM MESELESİ Apolitik değil
Ekonomi-politik: Suyun, bitkinin piyasa malı olduğunun/olmadığının tartışıldığı bir ekonomi-politik Kısa vadeli fayda sağlama ekonomi politiği Global diplomasiyi harekete geçiren bir alan İklim değişikliğine karşı artık sadece bilim adamları değil, politikacılar da çare arıyor. BM Güvenlik Konseyi, 2007’de ilk kez küresel ısınmayı tartıştı. - “Küresel ısınma kollektif bir güvenlik sorununa dönüştü”mesajı. İklim değişikliği önümüzdeki 10 yılda küresel ekonomiyi etkileyecek ilk beş risk arasında. (Global Risks 2013, World Economic Forum) Enerji -politik : Dünyadaki fosil yakıtlar, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine güç vermenin yanı sıra, politikalarına da yön vermektedir, hatta bazı menfaatleri de beslemektedir. Kirletmenin fiyatlandırılmasını gündeme getirecek kadar tehlikeli bir ekonomi politik - kirletme, sosyal refaha dönüşsün su kullanım hakkından kazandığını halkla paylaş) Tarım emperyalizmi, gıdadaki uluslararası emperyal oyunlar Adalete konu olan bir alan (İklim adaleti olmadan ekonomik adalet olmaz) Orta Doğudaki savaş, kirli enerji kime gam  Yeşil ile yıkanacak eski ekonomi kuramları mı?, yeşil kapitalizm mi? masum çabalar mı? O zaman sistemle ilgisini kurmak şart (“İklimi Değil, Sistemi Değiştir” Küresel Eylem Grubu)

37 “POLICY” DEĞİL, “POLITICS”…
“Karbon Merkezli Büyüme” siyasi bir tercihtir. (“2010 yılı envanter sonuçları, Türkiye’nin inşaat ve elektrik enerjisi üretimi merkezli büyümesinin iklim için tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde kömür santrali hedeflerine inşaat sektörü üstünden ekonomik büyüme motivasyonunu da eklediğimizde Türkiye’nin karbon merkezli bir büyüme hedefinde hızla ilerlediğini görüyoruz,” Ö Algedik, 2012). “Doğa Odaklı Büyüme” de siyasi bir tercihtir. Kalkınma doğal kaynaklardan beslenir ve sosyal, ekonomik ve çevresel kazanımlar sağlar. İklim de dahil olmak üzere çevresel şartların değişmesi, kaynakların bozulması ve/veya azalması kalkınma çabalarını olumlu veya olumsuz etkiler.

38 NEDEN SİYASET? İklim değişikliği halen ufuktaki bir sorun olarak algılanmaktadır ve ufuktaki sorunlar, özellikle kamunun menfaatiyle ilgili olanlar, çözülmesi en zor sorunlardır. Uzun vadeli politik vizyon isteyene… İklim değişikliği ile ilgili kamuoyu kaygılar artmakta olmasına karşın politikacılar, üretilen politikaların doğrudan ve dolaylı mali etkilerine maruz kalan seçmenlerinin (karbon ve enerji vergileri, fiyat artışları, işini kaybeden kesimler gibi) iklim eylemlerini daha az destekleme eğiliminde olacaklarını varsayarak, seçmenlerinden korkmaktadırlar. Siyasiler tarafından benimsenen politikalar, bu politikaları öne çıkaracak/yüceltecek kamuoyu desteğinden yoksun kalırsa, siyasi gelecekleri de tehlikeye girecektir. Nitekim, “oy”a dönüşmeyecek diye, iklim değişikliği mücadele politikalarını gündemlerine almazlar ise örneğin, tarımsal ürün sigortası rejimini sürdürülebilir bir iklim politikası anlayışıyla geliştirmez, kuraklık, sel nedeniyle çiftçilerin kayıplarına karşı tedarikli olmalarını sağlayacak inisiyatifleri almaz ya da afet risklerine ve iklim şoklarına karşı riskleri önceden belirleme, korunma ve hazırlıklı olmak gibi konuları ihmal ederlerse hatalar başlamış demektir. Yüksek karbon ekonomisini faturalarımızla finanse ediyor ve fosil yakıt ekonomisini desteklemiş oluyoruz. Ödediğimiz (elektrik, doğal gaz) faturalar devasa bir ekonomi yaratıyor. Devlet enerji ihtiyacından çok vergi ihtiyacı için para topluyor, faturalar şişiyor.

39 SİYASETE KÖTÜ ALET EDİLEBİLİR…
Felaketler, siyasette kıvraklığa yol açabilecek “odak olaylar” olarak kullanılabilir Halkın, afetler yaşandıktan sonra kayıpların telafisine hak kazandıkları beklentisi içinde olmaları, siyasetçinin iklim etkilerine karşı koruyucu tedbirleri baştan ihmal ettiğinin bir göstergesidir ve vebali afet kayıpları üstünden yapılan seçim yatırımlarında aranmalıdır. Oysa burada siyasetten beklenen, iklim değişikliği kaygılarını dikkate alan bir vizyon planlamasının yapılmasıdır ki, bu da iklim siyasetinde iradeli devlet politikaları gerektirmektedir.

40 SİYASAL TARTIŞMA ZEMİNİNDEYİZ ARTIK…
Siyaset = toplum bilimi değil mi? o zaman… siyasetin temeli hayattır, nesnesi toplumdur Halkın geçim kaynağından ve yaşam kalitesinden politikacılar sorumlu. Bununla oy alıyorlar Çevrecilik “Partiler üstü” bir devlet politikası mı? Yoksa, çevrenin korunmasına dair tercih ve tutumlar, siyasal ve ideolojik mi? HEPİMİZ ÇEVRECİYİZ! (VEroğlu çevreci ise, ben 35 yılımı çöpe atarım) Artık siyasiler, popülist politikalarla kolay siyaset yaparak çevreyi koruyamıyorlar, iş zorlaştı Bu bir siyasi tercih, fosille büyümek, ama nereye kadar. Doğa Sermayesi bitince...

41 GEZİ’den yükselen bu ses neden “POLİTİK EKOLOJİK” bir temaya sahip?
Ekoloji mücadelesinin ve yaşamı savunma hareketinin aynı zamanda demokrasi mücadelesi (temel hak ve hürriyetler) olduğunu gösteren bir öfke patlaması Erdoğan: “Bu iş ideolojik boyut kazandı” evet çünkü çevre koruma bir ideolojidir, siyasidir, apolitik değildir. Yeşil savunmak kadar önemli bir “ideoloji” yok artık dünyada… Türkiye’nin en haklı çevre protestosu toplumsal bir direnişe/başkaldırmaya nasıl dönüşür. İşte politik ekoloji tam da böyle bir şey…

42

43 Varşova Konferansını (Kasım 2013) terk eden sivil toplum kuruluşları arasında yer alan WWF’in Küresel İklim ve Enerji Girişimi Lideri Samantha Smith, “İklim değişikliği tehdidi karşısında iki seçenekle karşı karşıyayız. Haiyan tayfunu gibi yıkıcı hava olaylarının standart hale geldiği bir dünya ya da temiz ve yenilenebilir enerjiden gücünü alan bir dünya” diyor.

44 AB, TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYUYOR MU?
Avrupa Birliği, iklim değişikliğini küresel bir sorun olarak görmekte ancak sanayileşmiş ülkelerin katı kurallara tabi tutulmasını kabul etmektedir. AB, sanayileşme öncesine göre ısı artışının 2 C dereceyi geçmemesini amaçlamaktadır.

45 AVRUPA BİRLİĞİ’NDE… “Doğal Kaynak Etkin bir Avrupa”
AB üyesi ülkeler yaşadıkları ekonomik krizden kurtulmak için atılması gereken adımın “yeşil ekonomi”ye tam anlamıyla geçilmesi gerektiği ana fikrine dayanıyor. Ekonomi politikte yepyeni bir viraj-yeni bir paradigma: “Doğal Kaynak Etkin bir Avrupa”

46 AB’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA POLİTİKALARI (1997 Amsterdam, 2001 Gothenburg, 2003, 2006-2010…)
İklim değişikliği ve temiz enerji (Azaltım+uyum) Sürdürülebilir ulaşım Sürdürülebilir üretim ve tüketim Halk sağlığına yönelik tehditler Doğal kaynakların daha iyi yönetilmesi (öncelikli alan su yönetimi) Sosyal katılım, nüfus ve göç Küresel yoksullukla mücadele

47 AVRUPA BİRLİĞİ “İKLİM VE ENERJİ” POLİTİKALARI
2020 yılına kadar Sera Gazı Emisyonlarının %20 azaltılması 2020 yılına kadar enerji verimliliğinin %20 artırılması 2020 yılına kadar yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimindeki oranının %20 oranına getirilmesi.

48 YENİ, YENİ YENİ…. Avrupa Komisyonu, iklim değişikliğini önlemeye ilişkin yeni paketini açıkladı… 28 Ocak 2014 Kullanılan yenilenebilir enerji oranını (güneş, rüzgâr, hidrolik ve termal enerji ) 2030’a kadar % 27 oranında arttırmak. Zararlı sera gazlarının salımlarını 1990 yılı seviyelerine göre 2030 yılına kadar % 40 oranında azaltmak.

49 AB ETKİLERE UYUMU DA YOĞUN ÇALIŞIYOR...
Avrupa İklim Değişikliği Uyum Konferansı ilk defa Mart 2013 tarihleri arasında Hamburg’da yapıldı En iyimser sera gazı emisyon azaltımı senaryosunda bile belli ölçüde iklim değişikliği etkilerine maruz kalınacağı bilinmektedir. İklim değişikliğinin ilk etkileri gerek Avrupa gerekse dünya çapında hissedilmeye başlandı. Bu etkiler bazıları için yeni fırsatlar oluştururken yeni riskler ve kırılganlıkları da beraberinde getirmektedir. Avrupa Komisyonu Araştırma & İnnovasyon Genel Müdürlüğü Müdür Vekili Andrea Tilche konuşmasında “İklim Değişikliği ve Adaptasyon” konusunun Avrupa Birliği’nin önümüzdeki dönemde en önemli konularından bir tanesi olacağı ifade ederek, toplam fonların %35’lik kısmının bu konuda harcanmasının gündeme geldiğini ifade etti. 2012 yılı Mart ayında Avrupa Komisyonu ile Avrupa Çevre Ajansı ortak girişimi Avrupa İklim Uyum Platformu (Climate-ADAPT) kurulmuştur. Ve Avrupa Komisyonu “Avrupa Uyum Stratejisi”ni Mart 2013 de yayınlandı.

50 AB ÜYE DEVLETLERİNCE BAŞKA HANGİ EYLEMLER YAPILMASI GEREKİYOR?
Uyum Stratejisi üye devletleri ulusal uyarlanma stratejileri benimsemeye teşvik etmektedir. Bunlar eylem ve yatırımları öncelik sırasına koymak için kilit önemde araçlardır. Günümüze kadar 15 AB üye devleti uyum için ulusal stratejiler benimsemiştir.. Diğerleri hazırlık aşamasındadır. Ancak, çoğu durumda uyum henüz erken bir aşamada olup nispeten az sayıda somut tedbir uygulamaya geçirilmiştir. Komisyon 2017’ye kadar ulusal stratejilerin kapsamı ve kalitesinde ilerlemeyi yetersiz bulursa, hukuken bağlayıcı bir araç teklif etmeyi düşünecektir.

51 AB – İKLİM UYUMUNUN MALİYETLERİ
İklim değişikliğine uyumun asgari maliyeti, bir bütün olarak AB için 2020’de yıllık 100 milyar € seviyesinden 2050’de 250 milyar € seviyesine kadar olabilecektir. 1980 ve 2011 arasında, su baskınları nedeniyle AB’de oluşan dolaysız ekonomik zararlar 90 milyar € seviyesini aşmıştır. Bu miktarın artması bekleniyor, çünkü nehirlerin taşmasından ileri gelen hasarın yıllık maliyetinin 2020’lere kadar 20 milyar € ve 2050’lere kadar 46 milyar € olacağı tahmin edilmektedir. İklim değişimin sosyal maliyeti de ciddi olabilir. AB’de su baskınları döneminde 2.500’ten çok ölüme sebep olmuştur ve 5,5 milyondan çok insanı etkilemiştir. Daha ileri uyum tedbirleri alınmaması halinde, 2020’lere kadar her yıl aşırı sıcak nedeniyle kişi daha ölebilir ve bu rakam 2050’lere kadar yılda ölüme çıkabilir. AB’de uyum maliyetleri hakkında kapsamlı bir genel değerlendirme olmasa da, su baskınlarına karşı ilave koruma tedbirlerinin 2020’lere kadar yılda 1,7 milyar € ve 2050’lere kadar yılda 3,4 milyar € maliyet getireceği tahmin edilmektedir. Bu tedbirler çok verimli olabilmektedir, zira su baskınlarından korunmak için harcanan her avroya karşılık hasar maliyetinden altı avro tasarruf edilebilmektedir. Harekete geçmemek veya harekete geçmekte gecikmek AB bütünleşmesini zorlaştırabilir ve iklim değişikliğinin etkilerinin AB içindeki sosyal farkları genişletmesi de beklenmektedir. Örneğin kötü sağlık şartları, düşük gelir, yetersiz konut imkânları veya yetersiz mobilite (devingenlik/yer değiştirebilme) nedeniyle risklere en çok açık olan ve zaten dezavantajlı durumda bulunan sosyal gruplara ve bölgelere özel dikkat gösterilmesi gerekli olacaktır.

52 AB VE YEŞİL EKONOMİ (Yedinci Çevre Eylem Programı’nın Özü)
Doğal kaynak etkin bir Avrupa Düşük Karbon Ekonomisi Esas AB üyesi ülkeler yaşadığı ekonomik krizden kurtulmak için atılması gereken adımın, yeşil ekonomiye tam anlamıyla geçilmesi olduğu ana fikrinde buluşuyorlar "Finansal kriz küresel ısınmaya karşı harekete geçmemek için bir neden olamaz. Tam tersine Küresel finansal krizle mücadeleye yönelik politikalar, istihdam yaratmak ve ekonomiyi canlandırmaya yönelik politikalarla çok fazla sayıda ortak noktaya sahip. “Küresel ısınmayı ekonomilerimizi yeşillendirmek, büyümeyi canlandırmak ve yeni teknolojilere yatırımı hızlandırmak için bir fırsat olarak görmeliyiz.“ diyorlar…  AB yüksek emisyon azaltma kararının ekonomik getirilerini düşünerek yapıyor illaki.

53 7. ÇEVRE EYLEM PROGRAMINDA 9 ADIM
7. Çevre Eylem Programı (7EAP/ ) Gelecek 10 yıl için hazırlandı (Europe Growth 2020 Strategy’sine uygun olarak) Ekonomik gelişmeye yeni bir yaklaşım getirmek, bu açıdan “AB Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi”ni yeniden formule etmek (araştırma, yenilikçilik, işgücü politikaları ile bağını kurmak vb.) İlk 3 Öncelikli Tematik Amaç: Doğayı Korumak ve Ekolojik Direnci Güçlendirmek (Natural Capital) Sürdürülebilir - verimli düşük karbon ekonomisini geliştirmek/ilerletmek Sağlık üzerine çevresel bozulmadan kaynaklanan tehditler için etkili bağlar kurmak

54 BU 3 AMAÇ İÇİN 4 ÖNCELİKLİ ADIM AB 7.ÇEVRE EYLEM PROGRAMI…
Çevre mevzuatının etkin uygulanmasını desteklemek, teşvik etmek Bilim ve teknolojinin politikalara faydasını sağlamak/güçlendirmek Çevre ve iklim değişikliği politikalarını destekleyici gerekli yatırımları yapmak Diğer politikalar için çevresel ihtiyaçları ve duyarlılığı geliştirmek

55 DİĞER 2 ÖNCELİKLİ ADIM 7.ÇEVRE EYLEM PROGRAMI…
AB şehirlerinin sürdürülebilirliğini artırmak/geliştirmek Çevre ve iklim değişikliği ile ilgili bölgesel ve global tehditler için AB’nin etkinliğini geliştirmek

56 2013 AB İLERLEME RAPORU KULAĞIMIZI ÇEKİYOR…
3. Köprü, 3. Havalanı, Sinop ve Akkuyu Nükleer Santralleri ÇED’den muaf. Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) Direktifinin uyumlaştırılmasına henüz başlanmamıştır. Tabiatı ve Biyolojik Çeşitlilik Kanunu Tasarısı AB standartlarıa uygun değil İDEP’in sera gazı emisyonu takibi çok zayıf Bakanlık (ÇOB) yapısında yapılan değişiklikler çevre politikaları kapsamında devletin idare kapasitesinde zayıflamaya neden oldu. Gıda güvenliği konusunda AB standartları yakalanmadı ÖNEMLİ NOT: 2012 ve sonrası Çevre Faslı başlığı Çevre ve İklim Değişikliği” oldu (Chapter 27).

57 2013 AB İLERLEME RAPORU KULAĞIMIZI ÇEKİYOR… İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ (1)
Türkiye’nin ulusal İklim Değişikliği Eylem Planında genel bir ulusal sera gazı emisyon hedefi yer almamaktadır. Katılım Öncesi Ekonomik Programı ( ) çerçevesinde, iklim ve enerji verimliliği önceliklerinin ulusal gelir politikasında dikkate alınması gerekmektedir. Yenilenebilir enerji kanununun, enerji verimliliği stratejisinin ve bazı farkındalık yaratma projelerinin kabul edilmesiyle, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımları artmaktadır. İklim değişikliğiyle mücadeleye ve özellikle iklim değişikliğine uyum sağlamaya ilişkin olarak tüm düzeylerde farkındalık yaratılması gerekmektedir. Türkiye’nin özel koşulları, uluslararası düzeyde, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) ve Kyoto Protokolü çerçevesinde tanınmıştır. Türkiye, en büyük sera gazı emisyonu gerçekleştiren ülkelerden biri olmakla birlikte, henüz bir sera gazı emisyon azaltım hedefi belirlememiştir ve BMİDÇS kapsamında ikinci ulusal bildirimini henüz sunmamıştır.

58 2013 AB İLERLEME RAPORU KULAĞIMIZI ÇEKİYOR… İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ (2)
Türkiye, sera gazı envanterlerini gerektiği şekilde yıllık bazda sunmaktadır. Türkiye, AB’nin bazı resmi tutumlarını benimsemiştir. Türkiye, artık Katılım İçin Bölgesel Çevre Ağı (RENA) kapsamındaki iklim ile ilgili çalışmalara düzenli katılım sağlamamaktadır. İklim değişikliği alanında, AB müktesebatına uyum konusunda ilerleme kaydedilmemiştir. Genel bir sera gazı emisyon hedefinin mevcut olmaması Türkiye’de karbon piyasası mekanizmalarının daha da gelişmesinin önünde bir engel oluşturmaktadır. Bir izleme, raporlama ve doğrulama (MRV) sisteminin oluşturulmasına ve uygulanmasına, AB iklim politikasına ilişkin düzenleyici etki ve sektörel etki analizleri ile arazi kullanımı, arazi kullanımında değişiklik ve ormancılık (LULUCF) ve florlu gazlar konularında kapasite artırımına yönelik hazırlıklar devam etmektedir. Türkiye, 2030 iklim ve enerji çerçevesini AB tarafından yayımlanan “2030 İklim ve Enerji Politikaları Çerçevesi” başlıklı Yeşil Kitap ile uyumlaştırmaya davet edilmektedir.

59 AB ULUSAL TÜRKİYE STRATEJİ BELGESİ (2014-2020)
Ulaştırma sektörü: Türkiye’de ulaştırma sektörünün bugünkü profiline bakıldığında karayoluna güçlü bir bağımlılık görülmekte (yük ve yolcu taşımacılığında karayollarının payı %90’dır) ve demiryollarının payı ihmal edilebilir düzeyde kalmaktadır. Bu durum, hemen hemen tüm petrolünü ithal etmek zorunda olan bir ülkede sürdürülebilirlik açısından ciddi sorunlar ortaya çıkaracaktır. Bu açıdan bakıldığında, iklim değişikliği gündemine uyum sağlanması ve düşük karbonlu bir topluma geçilmesi önemli çabaları gerektirecektir. Enerji sektörü: Türkiye’nin enerji politikasının Avrupa 2020 kaynak etkinliği ve iklim eylem hedeflerine yönlendirilmesi için somut ve iyi zamanlanmış girişimler gerekmektedir. Bu girişimlerin, sera gazlarını azaltması, yenilenebilir kaynakların daha fazla kullanılmasını sağlaması, enerji etkinliğini artırması ve Türkiye ve AB için arz güvenliğini güçlendirecek enterkonnekte ve ortak işletilen bir enerji sistemini oluşturması beklenmektedir. Tarım sektörü: Türkiye ayrıca iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerini hafifletme kapasitesini geliştirme durumundadır

60 AB’ye Girmek İklimde de Yalan mı? Yalandan bakanlar, bakanlıklar…
2010 sonu verilerine göre AB 1990 yılına göre emisyonlarını % 11 oranında azaltmış. Türkiye ise yılları arasında % 133’lük bir artışa imza attı.   AB-15'de enerji sektörü 1990 yılında 3 bin 278 teragram (Tg) sera gazı emisyonuna (CO2 eşdeğeri) neden olurken 2010'da bu rakam 3 bin 42 Tg olmuş; yaklaşık yüzde 10 azalmış. Türkiye'de ise azalma değil, iki kattan daha fazla (132'den 285 milyon tona çıkmış) bir artış var. Avrupa enerji sektörünü karbonsuzlaştırırken biz tersini yapmışız. Endüstriyel işlemler sonucu ortaya çıkan sera gazı miktarı AB-15'de % 25 civarında azalırken bizde üç kattan fazla artmış. İki enerji yoğun sektörün payı büyük, demir-çelik ve çimento. Örneğin, Türkiye'de çimento sektörü güçlenirken Avrupa'da güç kaybetmiş. İki tarafta da tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı miktarı azalmış, bu da herhalde AB'nin tarım sektörünü küçültme politikalarının Türkiye'de de uygulanıyor olmasından kaynaklanıyor. AB ile Türkiye: AB sera gazı emisyonlarını azaltarak Kyoto hedefini yakalarken Türkiye hedef almamanın verdiği rahatlıkla sera gazı emisyonlarını hızla arttırıyor. Türkiye'de atıklardan kaynaklanan sera gazı emisyonları üç kattan daha fazla artarken Avrupa'da arasında % 20'lere yaklaşan bir azalma eğilimi var. Avrupa'da rüzgar enerjisi bugün 200 bine yakın insana iş sağlıyor. Bundan iki yıl önce bu rakam 155 bin idi ile 2007 yılları arasında rüzgar enerjisi sektöründe doğrudan çalışan işçi sayısı % 125 arttı, her gün 33 kişiye istihdam sağlandı. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (EWEA), 2020 yılında sektörde çalışan sayısının 446 bin, 2030 yılında ise 479 bine ulaşacağını öngörüyor. Kaynak: Özgür Gürbüz, “Avrupa ve Türkiye'nin İklim Politikaları Ne Kadar Farklı?” Gazeteci - Enerji Analisti, 21 Mayıs 2012

61 AB - TÜRKİYE… Kim doğru söylüyor..
“Türkiye, düşük karbonlu büyümeyi stratejik öncelikleri arasına alarak AB'nin dekarbonizasyon modeline uyum sağlayacak” diyor, Bir Dönemin AB Bakanı EBağış. AB ne diyor: “Türkiye, en büyük sera gazı emisyonu gerçekleştiren ülkelerden biri olmakla birlikte, 2020 yılı için henüz bir sera gazı emisyon azaltım hedefi belirlememiştir. Türkiye, emisyon ticareti konusunda farkındalık yaratmak için bazı adımlar atmıştır. (Azaltım hedefi olmayınca ne kadar manalı?) STK’larla anlamlı bir kamu istişare süreci yok. Hem yurt içinde hem de uluslararası düzeyde iddialı ve koordineli bir iklim politikası lazım. İklim değişikliği alanındaki diğer mevzuata ilişkin olarak ilerleme kaydedilmemiştir - Tabiatı koruma , Afet mevzuatı, vb” (İlerleme Raporu, Kasım 2012).

62 TÜRKİYE İKLİM DOSTU KALKINMIYOR…

63 Türkiye Seragazı Salımında Avrupa 3.sü (Nisan 2013)
Türkiye 2012 yılını “Kömür Yılı” ilan etti. Toplam seragazı emisyonu 2012 yılında 439,9 Mt CO2 eşdeğerine yükseldi Envanter sonuçlarına göre, 2012 yılında toplam seragazı emisyonu CO2 eşdeğeri olarak 439,9 milyon ton (Mt) olarak hesaplandı yılı emisyonlarında CO2 eşdeğeri olarak en büyük payı %70,2 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken, bunu sırasıyla %14,3 ile endüstriyel işlemler, %8,2 ile atık ve %7,3 ile tarımsal faaliyetler takip etti (TÜİK, Seragazı Emisyon Envanteri -2012). Kişi başı seragazı emisyonları arttı 1990 yılında kişi başı CO2 eşdeğer emisyonu 3,4 ton/kişi olarak hesaplanırken, bu değer 2012 yılında 5,9 ton/kişi olarak hesaplandı.(TÜİK, Seragazı Emisyon Envanteri -2012). CO2 eşdeğeri olarak 2012 yılı toplam seragazı emisyonu 1990 yılına göre %133,4 artış gösterdi.

64 TÜRKİYE IPCC'nin "Ürkütücü" Tablosundan... (AR5, Ekim 2013)
Türkiye etkilenebilirlik açısından gelecekteki durumu değerlendirildiğinde, 21. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa ve Orta Asya Bölgesinde aşırı iklim olaylarına en çok maruz kalacak 3. ülke olacak. Sıcak hava dalgaları sıklığı arttı; Türkiye'de sıcaklıklar artıyor. 90’lardan itibaren yaz mevsimleri daha fazla ısınıyor;  2000'li yıllar 1960 ve 70'li yıllara göre 1,5 derece ısındı. Projeksiyonlara göre, yaz sıcaklığı kışa göre daha çok artacak. Sıcak dönem genişleyecek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde sıcaklık artışı daha fazla olacak. Yaklaşık üçte ikisi Akdeniz ikliminin hakim olduğu Türkiye'de, yağışlar 10 yılda yüzde 25 azaldı; kuraklık eğilimi var. Türkiye su stresi olan ülke kategorisinden su kıtlığı kategorisine düşecek. Yağışa bağlı tarım olumsuz etkilenecek. Hidroelektrik enerjisi azalacak. Artan sıcakla orman yangınları artacak.

65 İktidar İklimi Değiştiriyor…
TÜİK’in açıklamış olduğu 2012 yılı seragazı envater verilerine göre AKP öncesi 11 yılda  kişi başına düşen emisyonlar 0,9 ton artarken, AKP iktidarını kapsayan 11 yıllık dönemde 1,5 ton arttı. Nitekim, AKP öncesi 11 yılda toplam emisyonlar %48 artarken, 11 yıllık AKP döneminde %58 arttı. Ormana otoyol, ovaya kömür santrali, kentiçine otoyol politikaları kendini seragazı emisyonlarında göstermiş oldu. (ÖAlgedik, Nisan 2014)

66 POLİTİKA Resmi doğrudan TC Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi
(YPK Onaylı, Mayıs 2010) İklim Değişikliği 1. ve 2. Ulusal Bildirim İklim Değişikliği Eylem Planı (İDEP) İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı Genel Politika Dokümanları (8., 9., 10. Plan… Sektörel Stratejiler Tarım, kırsal kalkınma, ormancılık, enerji verimliliği, yenilik, kentleşme, verimlilik..

67 İLGİLİ ULUSAL, SEKTÖREL VE TEMATİK STRATEJİ BELGELERİ (Kalkınma Bakanlığı İşbirliği ve Koordinasyonunda) Tarım Stratejisi (sektörel) Türkiye Sanayi Politikası (sektörel) Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi (ulusal) KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı (ulusal) Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı (tematik) Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleştirme Strateji Belgesi (sektörel) Türkiye Turizm Stratejisi ve Eylem Planı (sektörel) AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi (ulusal) KENTGES (tematik)

68 YARDIMCI POLİTİKALAR YOK MU?
Doğrudan Sürdürülebilir orman yönetimi (Türkiye’de nüfusun %16’sı ormanlardan geçiniyor); Tarımda suyun akılcı kullanımı (su kullanımı konusunda en büyük pay %75 ile tarım sektöründe); Su kaynaklarının yönetiminde çağdaş yaklaşımlar: Entegre Su Havzası Yönetimi. Kırsal kalkınma politikaları Dolaylı Hemen her sektör

69 Onuncu Kalkınma Planının Yapısı
Yenilikçi Üretim, İstikrarlı Yüksek Büyüme Yaşanabilir Mekanlar, Sürdürülebilir Çevre Kalkınma İçin Uluslararası İşbirliği Nitelikli İnsan, Güçlü Toplum Öncelikli Dönüşüm Programları Uygulama, İzleme, Değerlendirme

70 Küresel Değer Zinciri (10
Küresel Değer Zinciri (10.Plan) (Türkiye’nin Büyüme Siyasası – Öncelikli Dönüşüm Programları) Türkiye karayolu taşımacılığı sektöründe filo büyüklüğü bakımından AB ve çevre ülkeleri arasında lider ve bu devam edecek Şehirleşmeyi büyümenin odağına yerleştirmek lazım (şehir ekonomileri ve yaşam tarzı); Türkiye’nin şehirleri daha rekabetçi, daha yaşanabilir ve daha sürdürülebilir olacak ve o zaman kalkınma hedeflerine ulaşabilecek “Yeşil büyüme” kavramının önemi (küresel değerler zinciri...)

71 10. PLAN - 3. YAŞANABİLİR MEKANLAR, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE
ÇEVRE VE AFET YÖNETİMİ Hedefler: Toplumun çevre bilincinin artırılması ile çevrenin korunması ve kalitesinin yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Onuncu Kalkınma Planı döneminde Çevre yönetimi güçlendirilecek, Çevre dostu uygulamalar desteklenecek, Doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı sağlanacak, İklim değişikliği ile mücadele ve uyum çalışmaları sürdürülecektir. Bilinç düzeyi ve yerleşimlerin afetlere karşı dayanıklılığı artırılacaktır. İmar planlaması süreçlerinde afet riskleri dikkate alınacaktır. Kritik önemdeki altyapıların güçlendirilmesine öncelik verilecektir. Afet bilgi yönetim sistemi kurulacaktır.

72 10. PLAN GENEL TESPİT N Talu
Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretiminin payının beş yılda yalnızca yüzde 2 artacağı öngörüsü var “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nda iklim değişikliği yok Uyuma yönelik ekonomi politika seçenekleri ve ekonomiye olan risklerin tespiti yok Sektörler arasında kombine etkilerin dikkate alınması çok zayıf Yerel düzeyde politikalar ve uygulamaları yok ya da zayıf… İstisnai uygulamalar, yasama ve yargı ihlalleri bunlara ne demeli…

73 Türkiye 2015 Paris Zirvesine bu zihniyetle gidiyor...

74 TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİLERİ
Su meselesi, iklim değişikliği uyum politikaları kapsamında da çok önemli (AB Su Çerçeve Direktifi, Taşkın Direktifi vb) İklim değişikliği ile mücadelede odaklanılacak olanlar: su ve yenilenebilir enerji kaynakları (Bunlar sürdürülebilir bir kalkınma için çimento vazifesi gören alanlar) Doğa koruma ve ekosistem servisleri

75 SON DAKİKA…SON DAKİKA…
Sulak alanların yok edilmesi (Sen misin 3. Havalimanının önünü tıkayan...İmzaladığım uluslararası sözleşmeleri de çiğnerim, “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği”, tarih ve sayılı RG) Ormanların Talanı ( tarih ve sayılı RG - ‘Orman Kanununun 17/3 ve 18. Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği’ - enerji üretim santralleri, petrol ve doğalgaz boru hattı, petrol ve doğalgaz arama tesisleri, haberleşme tesisleri, işletilme ve yeraltı doğalgaz depolanma tesisleri, eğitim ve spor tesisleri, yol, liman geri hizmet alanı, havaalanı, demiryolu, teleferik hattı, tünel gibi ulaşım tesisleri…)

76 MEMLEKET… Türkiye’de iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelen sellerin neden olduğu maddi kayıplar, deprem hasarlarına yaklaştı. Her yıl yaşanan ortalama 200 civarında sel afeti sonucunda, yılda ortalama 100 milyon dolar maddi kayıp meydana geliyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 450 hektarlık orman alanını tahrip eden orman yangınlarında 2007’den bu yana artış gözleniyor. Bugün ortaya çıkan tablo, Türkiye’de 100 yılda bir görülebilecek şiddetteki yağışların neden olduğu sel ve kuraklıkların, 2070 yılına kadar her 10 ila 50 yılda bir tekrarlanabileceğini gösteriyor. Kaynak. 2. Ulusal Bildirim Notlarından., Ö Kuntasal, 2012

77 TÜRKİYE RİSK GRUBU ÜLKELER ARASINDA “Etkilenebilirlik Alanları” da belli
Su Kaynakları ve Su Kaynakları Yönetimi (kıyı alanları nehir yatakları…) Tarım (iklime bağlı en kritik sektör) ve Gıda Güvenliği (bitki üretimi, hayvancılık, balıkçılık…) Doğal Afet/İklim Değişikliği Risk Yönetimi (Kent ağırlıklı) Ekosistem Servislerine Baskı (ormanlar, biyolojik çeşitlilik, diğer karasal ekosistemler vb) Unutmayalım, biyolojik çeşitlilik ve doğal ekosistemler dünyanın yaşam destek kaynaklarıdır… Aşırı Hava Olaylarının İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri, Bulaşıcı Hastalıklar, Tropikal Hastalıklar

78 TEMEL AMACIMIZ NE OLMALI
TEMEL AMACIMIZ NE OLMALI? yılına kadar Türkiye üzerindeki yıllık ortalama sıcaklıklarda yaklaşık 1-3°C artış olacak (IPCC) Türkiye genelinde iklim değişikliği risklerini yönetme kapasitesinin geliştirilmesi

79 YEREL DÜZEY

80 İklim değişikliği kentlerde planlama mesleğinin karşılaştığı en zor meydan okumalardan birini temsil etmektedir.

81 UNUTMAYALIM İKLİM DÜŞMANI KENT PAHALIDIR VE CEBİMİZE YANSIR
MADEM ŞEHİRLEŞMEYİ BÜYÜMENİN ODAĞINA OTURTTUK… Kentlerimiz “İklim Dostu” olsun istemez miyiz? Enerji tasarrufu ve verimliliği (sera gazı dediğimiz ısınmayı yükselten gazları/CO2 başta) azaltmak), ve yenilenebilir enerjide yerel politikalar Su yönetimi (tasarruf) Yeşil alan sistemi Gıda güvencesi Kır -Kent Bağı …Karbon Ayak İzi, Su Ayak İzi, Ekolojik Ayak İzi, Gıda Ayak İzi… UNUTMAYALIM İKLİM DÜŞMANI KENT PAHALIDIR VE CEBİMİZE YANSIR

82 KENT BAHÇELERİNDE KADIN Kendin yetiştir kendin pişir

83 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KENT Hem suçlu hem kurban...
Kentlerin Etkilenebilirliği Kentsel Faaliyetlerin İklim Değişikliğine Etkisi Üretim ve Tüketim Yaklaşımına Göre Kentsel Sera Gazı Salımları Sektörlere Göre Kentlerde Sera Gazı Üretimi (Binalar - AÇA’ya göre 2010 yılında Avrupa'nın enerjiden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının yüzde 25'inden haneler sorumlu - Ulaşım,Atıklar, Sanayi) Artan Kentsel Nüfusun İklim Değişikliği Üzerindeki Etkisi Fırtına Olaylarının Şiddet ve Sıklığında Artış Küresel Isıda Değişme Yağış Rejiminde Değişiklik Deniz Seviyesinde Değişme Küresel gıda krizinden etkilenen kentler

84 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KENT
Kentlerin Etkilenebilirliği Kentsel Faaliyetlerin İklim Değişikliğine Etkisi Küresel Isıda Değişme ABD’de büyük kentlerde 1°C lik artış enerji talebinde %3 ila 5 arasıartışa neden olmaktadır (McCarney, 2009). Türkiye’de, 2007 yılı yazında aşırı sıcaklar nedeniyle artan enerji talebi, planlı elektrik kesintilerini de beraberinde getirmiştir. TEİAŞ, Antalya, Denizli ve Isparta’da planlı elektrik kesintilerini başlattı. Yağış Rejiminde Değişiklik 30° kuzey enleminin kuzey kısmında yağış oranı arttı. Yağış sıklığındaki ve miktarındaki artış ve uç yağış olayları özellikle zayıf ve eski kentsel su temini ve kanalizasyon altyapısında olumsuz etkilere neden olur. Aşırı yağışlar kentsel altyapıyı tahribatına ek olarak yüzeysel ve yeraltı sularının kalitesini de bozmakta, su kaynaklarını kirletmekte, su kaynaklı hastalıklara neden olmakta, ölüm oranlarını arttırmakta, meskun ve ticari bölgelerde, ulaşım hizmeti sellerden ötürü tahrip olmaktadır. Bunun tam tersi, yağışlarda kuraklığa neden olacak değişimlerde ise kentte gıda krizi, su kesintiler, kentler arası veya kırsaldan kente göç gibi etkiler gözlemlenmektedir yılında yaşanan kuraklık ve yönetim hatalarından dolayı Ankara’daki barajların doluluk seviyesi %’17’ye düşmüş ve kentte su kesintileri yaşanmıştır Fırtına Olaylarının Şiddet ve Sıklığında Artış Katrina, 1,836 kişinin yaşamını Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en yıkıcı ve en ölümcül kasırgalarından biri, 2005, Kıyıdaki yerel sulak alanların %20 sini su basmasından dolayı kıyıda yetiştirilen deniz memelilerinden kahverengi pelikanlar, deniz kaplumbağaları ve Göçmen kızıl başlı ördeklerin zarar gördüğü belirtilmiştir, Fırtına tahmini 81.2 milyar ABD Doları verdiği zararla ABD tarihinin en yüksek maddi hasar getiren doğal felaketi olmuştur ABD'de Sandy Kasırgası nedeniyle meydana gelen can kaybı sayısı 50'ye yükseldi. New York eyaletinde "Büyük Afet" ilan eden Başkan Sizce kasırga isimleri niye kadın  Katrina, Ophelia, Rita, Wilma, Sandy… Deniz Seviyesinde Değişme IPCC’ye göre geçtiğimiz on yılda deniz seviyesi yılda ortalama 3,1 mm. yükselmiştir. Daha önceki yıllarda kaydedilen yıllık ortalama yükselmenin 1,8 mm. olduğu dikkate alınarak, ortalama deniz seviyesinin 2040 yılına kadar 18 cm. ve 2100 yılına kadar ise 48 cm. yükselebileceği öngörülmektedir (IPPC, 2007a). Dünyada düşük kodlu kıyı şeridinde yeralan toplam 3351 kent bulunmaktadır. Bu kentlerin yaklaşık 2000’i deniz seviyesinin yükselmesiyle çeşitli tehditlere maruz kalmaktadır (Arnold et al, 2003). Günümüzde kentlerde yaşayan 40 milyon kişi 100 yılda bir sel baskınına maruz kalmakta ve rakamın 2070 yılına kadar 150 milyon kişiye çıkması beklenmektedir yılında 400 milyar ABD Doları civarında hesaplanan ekonomik hasarın ise, 2070 yılına kadar 35 trilyon ABD Doları’na yükseleceği tahmin edilmektedir (Nicholls et al., 2007). Günümüzde deniz seviyesi yükselmesi sonucunda sel baskını ile karşı karşıya kalacak nüfusun yarısı 10 kentte toplanmaktadır. Bu kentler Miami, Guangzhou, New York, Kalküta, Şangay, Mumbai, Tianjin, Tokyo, Hong Kong, ve Bangkok olarak sıralanmaktadır (Nicholls et al., 2007). Kıyı alanları yoğun kentsel nüfusun yanı sıra, bu nüfusun ekonomik faaliyetlerinin dayandığı zengin ekosistemleri ve altyapıyı da barındırmaktadır. Sahil şeridinde yoğunlaşan altyapıya örnek olarak rafineriler, limanlar, nükleer santraller verilebilir. Küresel gıda krizinden etkilenen kentler (Port-au-Prince, Dhaka, Kahire, Douala, Manila, Jakarta, Yemen ve Burkina Faso) Üretim ve Tüketim Yaklaşımına Göre Kentsel Sera Gazı Salımları Dünyanın toplam enerjisinin %75’i kentlerde tüketildiği kabul edilmekte (BM, 2007) ve buna bağlı olarak dünyanın ürettiği toplam sera gazının %75-80 civarının kentsel kaynaklı olduğu tahmin edilmektedir. tüketim bakış açısıyla kent kaynaklı sera gazı miktarı toplam sera gazının %80’i iken, üretim kaynaklı bakıldığında bu oran %30’a düşmektedir Sektörlere Göre Kentlerde Sera Gazı Üretimi (Binalar, Ulaşım, Atıklar, Sanayi) Kentsel Nüfusun İklim Değişikliği Üzerindeki Etkisi Dünya kentsel nüfusundaki artışın büyük bir kısmı düşük ve orta gelir seviyesindeki ülkelerde gerçekleşmekte ve böyle devam edeceği tahmin edilmektedir.. Bu bakımdan kentleşme ve kentsel seragazı salım miktarı arasındaki ilişki gelişmekte olan ülkelerdeki kentleşmeden en üst seviyede etklenencektir. BM Nüfus bölümü verilerine göre yılları arasında kentsel nüfustaki artış küresel nüfus artışının %82sine denk gelmektedir. Bu miktarın yaklaşık %90’ı düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerdedir 2020 yılları arası için ise %94 oranında bir artış tahmin edilmektedir. (UN,2008). “yüzyılın ortasına kadar milyon kişinin kentlerden göç etmek zorunda kalacağı tahmin edilmektedir” (Stern, 2006).

85 KENTLER SUÇLU... Kentler dünyanın enerjisinin çoğunu harcıyor, büyük miktarda çöp ve sera gazı üretiyor” (Ban Ki Moon, Dünya Kentleşme Forumu, 2009) Kentler iklim değişikliği etkilerine karşı en hassas bölgelerin başında geliyor “Arazi kullanımı, arazi bozulumu, kentleşme ve kirlenme gibi doğal olmayan süreçler sistemi doğrudan ve dolaylı olarak etkiliyor...Bu etkilerin sonuçları hem yerel hem küresel düzeyde hissediliyor” (IPPC AR4)

86 TÜRKİYE’DE… 30 büyükşehirle birlikte Türkiye yüzölçümünü % 51’i, nüfusun % 77’si büyükşehirlerde yaşayacağı beklenmekte (10. Plan) 2015 yılında 8 milyon ve üstü nüfusa sahip olacak 33 şehirden 21’i deniz kenarında 3225 – 2950 (2101) belediye, bunlar nasıl iklim dostu olacak; Kent ve kır bıçak gibi ayrılacak mı? Kentleşmede post modernist yaklaşımlara göz kırpma işe yarayacak mı? (Ekolojik, Yeşil, Akıllı, Akıllı Yeşil Şehir (Şehirlerde ekosistemin bilişim teknolojileri tabanlı yönetimi, 2050’lerde bekleniyor), Yavaş, Kadın Dostu, Çocuk Dostu, Engelli Dostu, İklim Dostu )

87 İKLİM DOSTU KENT (1) ENERJİ KENT İÇİ ULAŞTIRMA
Enerji verimli cihazların kullanılması, Akıllı şebeke yönetim sistemlerinin kurulması Isınma ve aydınlatmada, jeotermal enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynağı (YEK) kullanımının yaygınlaştırılması Toplu konut projelerine YEK üretiminin entegre edilmesi Kentlere ait sera gazı envanterlerinin hazırlanması Mevcut binalar, model binalar ile kıyaslanarak binalarda enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik hedefler belirlenmesi Çevre dostu teknolojilerin kullanılması Özellikle “yeşil binalar” konsepti hızla hayatımıza giriyor. Bu seneden itibaren bütün yeni konutlarda “enerji kimlik belgesi” uygulamasının yürürlüğe girmesi, sanayi işletmelerinde enerji verimliliği üzerine yapılması gereken çalışmaların yasal yükümlülük haline gelmesi ve yakın bir gelecekte karbon salınım raporlaması zorunluluğuna geçilecek olması tüm sektörleri ve hatta her bireyin yaşam tarzını doğrudan etkileyecek gelişmeler arasında yer alıyor. Buna yönelik olarak kimya, plastik, yalıtım, inşaat malzemeleri, makine ve teçhizatları üreten ve satışını yapan bütün firmalar bu süreçte başrol oyuncusu olarak öne çıkıyor. Elektrikli araçların yaygınlaştırılması ve dolum istasyonları kurulması Bisiklet ve yaya yollarını cazip kılacak düzenlemelerin yapılması Toplu taşımanın yaygınlaştırılması Düşük emisyonlu ve tasarruflu yakıt tüketimi olan araçların teşvik edilmesi Akıcı trafik düzeni, raylı sistem vb. toplu taşıma sistemlerinin kullanımının sağlanması, çevre yollarının yapılarak şehir içi trafiğinin azaltılması

88 İKLİM DOSTU KENT (2) EKOSİSTEM DOĞAL AFET DİRENCİ
Kişi başına düşen yeşil alan miktarının arttırılması Geniş rekreasyon ve kent orman alanları oluşturulması Taşkın riskinin yüksek olmadığı derelerde kanallaştırmanın önlenmesi ve derelerin bitkisel öğelerle restorasyonunun sağlanması Aşırı hava olaylarına dayanıklı yapılar, Kuraklık durumunda suya erişim olanaklarının önceden planlanması, Isı yalıtımı, Sele karşı altyapının güçlendirilmesi vb. Kuraklık ve Taşkın Bilgi Sistemi kurulması Doğal afetler için izleme tahmin ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi

89 İKLİM DOSTU KENT (3) ATIK YÖNETİMİ SU VE TOPRAK YÖNETİMİ
Ambalaj atıkları (kağıt, cam, metal, plastik vb.), organik atıklar ile tehlikeli atıkların (pil, batarya, akü, florasan lamba, kartuş, toner vb.) kaynağında ayrı toplanmasına yönelik altyapının oluşturulması Pil, akü, atık yağ, elektronik eşya, mobilya vb. atıkların maddesel veya enerji maksatlı geri kazanımının sağlanması İnşaat ve yıkıntı atıklarından metal, plastik, ahşap, cam vb. materyalin ayrıştırılarak geri kazanımının sağlanması Beton blokların kırma öğütme makinalarında işlenerek tekrar inşaat malzemesi ve dolgu malzemesi olarak değerlendirilmesi Tehlikeli atıkların ayrı toplanarak lisanslı tesislerde bertaraf edilmesi Asfalt atıklarının yeni yollarda ve köy yollarında kullanılması Organik atıklardan fermantasyon ile biyogaz elde edilerek elektrik enerjisi üretilmesi ve kalan artıktan gübre üretilmesi Arıtma çamurlarının ve geri dönüşümü ekonomik olmayan ancak kalorifik değeri yüksek atıkların yakıt olarak değerlendirmesi Bitkisel atık yağların biyodizel olarak değerlendirilmesi ve belediyenin toplu taşıma araçlarında ek akaryakıt olarak kullanılması ve jeneratörlerde direkt olarak elektrik enerjisine dönüştürülmesi Hayvansal atıkların gübre olarak kullanılması ve biyogazdan elektrik enerjisi elde edilmesi Ömrünü tamamlamış lastiklerin çocuk parkı, koşu pisti, halı saha gibi yerlerde kullanılması ve çimento gibi sektörlerde ek yakıt olarak değerlendirilmesi Kentsel altyapının güçlendirilmesi Dünya standartlarına uygun içme suyu kalitesinin sağlanması Fiziki su kayıp ve kaçaklarının azaltılması Tam maliyet esaslı su ve atık su tarifelerinin uygulanması Atık suyun toplanması ve arıtılması  Arıtma çamurlarının uygun bertarafının sağlanması Vahşi depolama yerine düzenli katı atık depolama tesislerine geçilmesi Kanalizasyon ve yağmur suyu toplama sistemlerinin ayrılması ve Yağmur suyu geri kazanım sistemlerini içeren yapılaşmanın özendirilmesi İçme suyu arıtma tesislerinin verimli hale getirilmesi

90 İKLİM DOSTU KENT (4) HAVA YÖNETİMİ DENİZ VE KIYI YÖNETİMİ Özellikle rüzgar yönü göz önünde bulundurularak yerleşim ve sanayi alanlarının belirlenmesi Organize Sanayi Bölgeleri ve sanayi tesisleri yer seçiminde yerleşim alanlarının hava kirliliğinden etkilenme durumunun dikkate alınması Yerleşim alanı ile sanayi alanı arasında yeşil kuşakların oluşturulması Kaliteli kömür kullanımı ve doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması Yalıtım tedbirleri alınarak ısı verimliliğinin sağlanması Binaların hava akımlarını kesmeyecek yükseklik ve biçimde yapılması Çevre Düzeni Planları, Nazım İmar Planları ve Uygulama İmar Planlarının hazırlanması aşamasında şehirlerde akustik planlamanın yapılması ve yapıların mimari projelerinde yalıtım tedbirlerinin alınması Büyük kentlerde hava kirliliğinin ve gürültünün azaltılması amacıyla “trafik sıkışıklığı vergisi”nin oluşturulması Şehirlerin gürültü haritalarının oluşturulması ve hassas alanların belirlenmesi Turizm kentlerinde yerleşmelerin, verimli tarım alanları dışına ve kıyı kanununa uygun biçimde planlanması, Deniz ekosistemi ve eko-parkların oluşturulması, Liman kentlerde denizcilik faaliyetlerinin etkilerini azaltmak için doğal marinalar oluşturulması, yenilenebilir enerji kullanılması

91 TÜRKİYE’DE… İklim düşmanı kentler geliyor ne gam 
Kentlerde enerji, ulaşım, atık, bina sektörü ve etkilere uyum politikaları şart Bina ölçeğinde iklim dostu olmak farklı, şehir ölçeğinde iklim dostu olmak farklı; Yeşil binayı oturtursunuz, ama kuraklık ve seli kontrol edemezseniz...Burada “Uyum” sihirli kelime.

92 TÜRKİYE KENTLERİNDE TEMEL TESPİTLER
Minimum sıcaklıklardaki bu ısınma eğilimlerinde Türkiye’deki hızlı kentleşmenin etkisi büyük Türkiye için Temel Etkilenebilirlik Meselelerinden biri iklim değişikliklerine bağı doğal afetler, o da kentlerde. Sürdürülebilir kentlerimiz yok kentsel direnç, altyapı,erken uyarı sistemleri, taşkın kontrolü yeşil alan sistematiği vb. Lüks konut tüketiminin tırmanması başlı başına bir sorun. Kent kadını çok daha fazla tüketici (farkındalık eksikliği)

93 ÇARPIK ZİHNİYET Yeşil alanları konutların içerisine mi saklıyorsunuz da biz görmüyoruz? Rant odaklı değil, insan odaklı bu mu demek acaba? Binaları mantolayacaksın, ekolojik/yeşil! ve akıllı binalar yapacaksın, ama doğayı katledeceksin… Sürdürülebilir kentleşmeyi “karbon free” binaya endekslemekle, binalarda doğal iklimlenme yapmakla bizi kandıramazsın…

94 NASIL? İklim değişikliği ile mücadeleyi kafamıza koyduysak, meselesini öne çıkamaya çalışmak lazım, çünkü artık sadece belediyelerin çevre altyapı yatırımları değil, vizyonlu bir bakış açısı ile hizmet yapmaları lazım.

95 ULUSLARARASI (Kasım 2013) DURAKLAR...
Doha/Katar 2012 “İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Kayıp ve Zararlar” yeni bir kavram olarak uluslararası müzakerelere eklendi. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan zararları finansal olarak tazmin etmesi, teknoloji ve kapasite geliştirme desteğini ortaya koyması bekleniyor. Bu süreç ile ilgili mekanizması ise ara toplantılar ve araştırmalar ile şekillenecek dendi. Doha’da, yerel yönetimler, Mexico City Paktı (2010 Dünya Belediye başkanları Dünya İklim Zirvesi) , Durban Uyum Şartı, Seoul Deklarasyonu (enerji odaklı) küresel iklim girişimlerinin uygulanmasındaki ilerlemeyi kanıtladılar.

96 DURBAN 2011 Yerel Yönetimler Uyum Şartı
Tüm yerel yönetim imar planlamasının kilit bilgilendiricisi olarak, uyumun ana akım haline getirilmesi 2. Etki ve savunmasızlık değerlendirmeleri yapmak suretiyle iklim risklerinin anlaşılması 3. Zayıf noktaların azaltılması için tasarlanan entegre edilmiş, dahil edici ve uzun vadeli yerel uyum stratejilerinin hazırlanması ve uygulanması  4. Uyum stratejilerinin, etki azaltma stratejileriyle uyumlu olmasının temin edilmesi. 5. Hassas toplulukların ihtiyaçlarını tanıyan ve sürdürülebilir yerel ekonomik kalkınmayı temin eden adaptasyon uygulamasının desteklenmesi 6. İşleyen ekosistemlerin, belediyelerin çekirdek yeşil altyapısı olma rolüne öncelik verilmesi 7. Fonlama fırsatlarına doğrudan erişim oluşturulmaya çalışılması 8. Kabul edilebilir, sağlam, şeffaf, ölçülebilir, rapor edilebilir ve doğrulanabilir (MRV) sicilinin geliştirilmesi 9. Yerel iklim eylemi konusunda çok kademeli ve entegre edilmiş yönetişimin desteklenmesi ve ulus-altı ve ulusal yönetimlerle ortaklık için savunuculuk yapılması 10. Tüm kademelerde ortaklıkların ve kentler-arası işbirliğinin ve bilgi alışverişinin desteklenmesi 

97 DÜNYA HAREKETLİ… Sürdürülebilirlik için Yerel Yönetimler Birliği (ICLEI) - Kentsel CO2 azaltımı projesini 1991 yılında başlattığından beri iklim değişikliği konusunda çalışır. Kentler ve Yerel Yönetimler Birliği (UCLG) - Savunuculuk: Uluslararası iklim değişikliği politika sürecinde yerel yönetimlerin tanınmasını; daha fazla söz ve olanak (teknik ve finansal olanaklar) sahibi olmasını sağlamak. LG Action Yerel yönetimlerde enerji ve iklim değişikliği, Avrupa C40 Kentleri (C40) büyük kentsel projeleri destekleyen “Karbon Pozitif Programı”;ABD Clinton İklim Girişimi (CCI) İklim Değişikliği Dünya Başkanları Konseyi ( WMCCC/The World Mayors Council on Climate Change) BM-HABITAT “İklim Değişikliği ve Kentler Girişimi”(Climate Change and Cities Initiative)

98 DÜNYA KENTLERİ BOŞ DURMUYOR…
Roterdam, Hague, Londra ve Newcastle gibi bazı kentler “karbonsuz kent” olmak ile ilgili hedefler koyuyor (Etkin kentsel planlama, enerji verimliliği, toplu taşımın yaygınlaştırılması ve yenilenebilir enerji kullanımında artış vb. faaliyetlerle düşük karbonlu kentler mümkün. Bunun gerçekleşebilmesi için ise kent yönetiminin kentsel CO2 azaltma hedefini belirlemesi gerekli). Sao Paulo enerji ve iklim değişikliği projeleri İlk kez İngiltere’de “Yerel yönetimler için Karbon Ticareti” uygulamaları başlıyor, onu Danimarka izliyor (zaten İngiltere Bakanlık kurarak bu alandaki iddiasını sürdürüyor…The Department of Energy and Climate Change) Yerel yönetimler iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarını ‘ICLEI İklim Dostu Kentler Kampanyası’ gibi faaliyetlere girerek de sürdürüyor. Türkiye’de 2009 yılında 10 ilden 14 belediye bu kampanyaya dahil oluyor. Alanya, Beyoğlu, Bodrum, Çankaya, Halkapınar, Kadıköy, Karadeniz Ereğli, Keçiören, Muğla, Nevşehir, Nilüfer, Sivas, Şişli ve Yalova Belediyeleri. Türkiye’deki aktifler: İstanbul, Bursa, Alanya, Yalova, Gaziantep 2500’in üzerinde yerel yönetimin iklim değişikliği ile mücadele etme taahhütlerde bulundular. Bu yerel yönetimlerden %97’si Ek I ülkesi ve %33’ü, Kyoto’ya taraf olmamış olan ABD’dir (ICLEI, 2009). ABD’de New York İklim Planı, Kaliforniya Uyum Planı gibi birçok yerel bazlı planlama ve uygulama örnek çalışmaları yürütmektedir; AB’nin 2020 yılında %20 olan salım azaltım hedefinin daha ötesine geçen AB üye ülke yerel yönetimleri vardır. Örneğin Londra Büyükşehir Belediyesi 2025 yılı emisyon seviyesini 1990 seviyesinin %60 altına sabitlemeyi planlamaktadır. Londra Belediyesinin Uyum Stratejisi de var.

99 BELEDİYE BAŞKANLARI İMZALAR ÇAKIYOR…
Dünya Belediye Başkanları ve Yerel Yönetimleri İklim Değişikliği Anlaşması / The World Mayors and Local Governments Climate Protection Agreement, (Bali 2007) Anlaşma, yerel yönetimlerin iklim değişikliği konusundaki öneminin altını çizdikten sonra, dünya genelinde emisyonlarını 2050 yılına kadar 1990 yılı miktarına göre %60 oranında azaltılması ve gelişmiş ülkelerin salımlarını 1990 yılına göre % 80 oranında azaltması çağrısında bulunmayı da içeren birçok faaliyeti içermektedir. ABD, Avustralya ve İsveç gibi gelişmiş ülkelerle birlikte Endonezya, Kolombiya ve Meksika’dan belediyelerin arasında bulunduğu toplam 112 imzacı belediye var. Türkiye’den hiç belediye başkanı imzalamadı. Başkanlar, İklim Değişikliği Yerel Liderler Zirvesi düzenliyorlar, pozisyon belgesi yayınlıyorlar: “Yerel Yönetimler İklim Değişikliği Liderler Zirvesi/Local Government Climate Change Leadership Summit” (700’den fazla lider, Haziran 2009); “Yerel Yönetimler Pozisyon Belgesi” (Kasım 2009)

100 YEREL YÖNETİMLER İKLİM YOL HARİTASI
Yerel Yönetimler İklim Yol Haritası/Local Government Climate Roadmap (Bali, 2007). Sürece dahil olanlar: CEMR, ASPAC, FLACMA, Eurocities, Energie-Cités, Climate Alliance, Italian LA21 Koordinasyon Komitesi, LGA UK, Norwegian Association of Local Governments, Geneva ve Kopenhag Kentleri, UNEP, UN-Habitat. Yol Haritası sürecine Türkiye’den dahil olan bir belediye olmadı.

101 KENT İKLİM KATALOĞU PROGRAMI
ICLEI tarafından başlatılan Kent İklim Kataloğu Programı/The Cities Climate Catalogue iklim değişikliğine karşı mücadelede hedef ve öncelikleri olan tüm yerel yönetimlerin bu hedeflerini duyurmayı amaçladı. Bu Programa dahil olarak salım azaltım hedeflerini duyuran 2865 yerel yönetim, 3244 hedef belirledi. Kataloğa Türkiye’den sadece İstanbul BB dahil oldu, ammmmmaaaaa hiçbir salım hedefi belirlemedi. Katalog, meşhur Kopenhag Zirvesinde (2009); İklim Değişikliği ile Mücadelede Kopenhag Kent Kataloğu (the Copenhagen World Climate Catalogue of City Commitments to Combat Climate Change) başlığı ile yayınlandı.

102 CARBONN CITIES CLIMATE REGISTRY 2012
Carbonn Cities Climate Registry yerel iklim eylemi konusunda dünyanın en büyük veri tabanı. Buna göre 2012’de: 235 milyon insanı mukimi temsil eden 25 ülkeden 232 kent, şunları rapor etmiştir: 557 enerji ve iklim taahhüdü, 1,5 gigaton CO2e seviyesinde yıllık topluluk GHG emisyonu miktarında 561 GHG envanteri ve yerel iklim değişikliği etki azaltma ve uyum eylemi Bu girişimler, GHG emisyonlarını azaltmayı, iklim riskine karşı uyum hazırlığını arttırmayı ve düşük emisyonlu geliştirmeye yönelmeyi amaçlayan küresel hedef seviyesinin yükseltilmesinde kentlerin liderliğini vurgulamaktadır.

103 VARŞOVA’DAN... Kentlerde Uyum (1)
“Herhangi bir olayın tek başına iklim değişikliğiyle ilişkilendirilemeyeceği” ezberi artık kimseyi ikna etmiyor. Filipinler devlet başkanı Aquino, Haiyan Tayfununun bu tarihte ve bu büyüklükte Leyte eyalet adası ve başkenti Tacloban’da yaşanmasının görülmüş bir şey olmadığını, sorumlunun iklim değişikliği olduğunu vurguluyor... Kentsel Direnç mekanizmalarının yokluğu ve en acı deneyimi - Filipinler Varşova’da ilk iki gün en fazla  konuşulan konulardan biri Kayıp ve zararları nasıl telafi ve tazmin edilecek . İllaki “Ortak fakat farklılşatırılmış sorumluluk “. İklim felaketlerinden en fazla zararı görüyorlar ve üstelik zengin ülkelerin aksine bu felaketlere yanıt verme kapasiteleri de çok zayıf. Özellikle ada ülkeleri, tropik kuşaktaki ülkeler, Afrika ve Asya ülkeleri büyük tehdit altında. Varşova’da ‘iklim adaleti’ teması nın ağır basıyor. Varşova COP19, ADP Çalıştayı: İklim Değişikliği, Kentleşme ve Hükümetlerin Rolü temalı ADP Çalıştayından notlar... (ADP: Ad Hoc Working Group on the Durban Platform for Enhanced Action - Geliştirilmiş Eylem için Durban Platformu Geçici Çalışma Grubu 2011 Durban’da kurulmuştu).

104 VARŞOVA’DAN... Kentlerde Uyum (2)
2012 yılında 32 milyonu aşkın kişi sel, kasırga ve deprem gibi iklim felaketleri yüzünden yaşadıkları kentlerden göç etmek zorunda kaldı. Bu göçlerin % 98′i iklim değişikliğine bağlı. İklim değişiminin yarattığı sorunlardan en çok Asya ile Batı ve Orta Afrika etkilendi.Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerden de yaklaşık 1,3 milyon kişi bu tür felaketler nedeniyle yerinden yurdundan oldu. Yerinden Edilenleri Gözleme Merkezi ve Norveç Mülteci Konseyi tarafından verilen bilgilere göre Hindistan ve Nijerya’da yaşanan göçlerin % 41′i sellere bağlı olarak meydana geldi.

105 VARŞOVA’DAN... Filipinler Haiyan Tayfunu, Tacloban Şehri, Leyte Adası

106 VARŞOVA’DAN... Kentlerde Uyum (3)
“Bu dünya artık kentleşme dünyası” (ICLEI-Local Governments for Sustainablity /Sürdürülebilir Kentler Birliği, 10 binin üstünde belediye üye) Şehirlerde iklim eylemlerini hükümetlerin kolaylaştırmaları lazım, teşvikler lazım vb. Dünya yeni iklim mimarisini konuşuyor, yapıyor. Kent ve iskan tasarımlarının değişmesi uyum için şart , arazi kullanımı ve kent plasnlaması esas Uyum altyapısı için çok para lazım, afetlerin arkasındaki dev ekonomik altyapı yatırımları, kredi pazarları, sigorta sektörü...(WB) Yurttaşlar anahtar aktör İklim değişikliği ile bağlantı kuruluyor mu hayır, felaketten sonra yara sarma herşey buna oddaklı yani riskler, risklerin yönetimi arada kaynıyor Varşova’da. Varşova COP19, ADP Çalıştayı: İklim Değişikliği, Kentleşme ve Hükümetlerin Rolü temalı ADP Çalıştayından notlar...

107 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELEDE DÜNYADAN KENTLER...

108 AMERİKA’DAKİ İLK NESİL (EYALET VE BELEDİYE) İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PLANLARI
2008 yılı itibariyle ilk nesil kent iklim değişikliği eylem planlarını Amarika’da görüyoruz (29 eyaletin bir çeşit iklim değişikliği planı var ve 170 yerel yönetim de ( nüfusun üstü) bu işe soyunmuş durumda. Bunlar emisyon-azaltım amaçları, emisyon envanterleri, paydaşların rolü gibi konuları içeriyor, ama çoğunun uygulama önlemleri hayata geçmemiş. Bu planların hemen hepsi tamamen emisyon azaltımla ilgili, uyum” ele alınmamış (29 eyalette 6, 35 şehirde 5’i uyum ile ilgili) Özetle bininci nesil planlar emisyon ölçümlerinin başlamasına ve kamuoyu bilincinin artmasına yaramış en çok. Ama bireysel davranışların değişmesi konusunda isteksizlik var. Yani bireyin yaşam sitili ve tüketim kalıpları (alışkanlıkları) ile bir bağ kurulammış durumda.

109 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN YOK EDECEĞİ ŞEHİRLER
Male, Maldiv Adaları Ada halkı yükselen deniz seviyesi sebebiyle bir süre sonra sular altında kalacak olan topraklarda yaşıyor. Soruna çözüm olarak, Maldiv Adaları başbakanı vatandaşlarının yeniden yerleşimi için başka ülkelerden toprak kiralamayı deneyecek kadar ileri gitti. Bu plan gerçekleşmeyecek olsa da yükselen deniz suları sebebiyle ada halkının zamanı tükeniyor.

110 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TEHDİT ETTİĞİ ŞEHİRLER
Phoenix, Arizona Şehrin bağımlı olduğu kuraklıktan kırılan çöl suları şehri felakete sürüklüyor, milyonlarca insan kullanılabilir su kaynaklarını kurutuyor. Peki, su bittiğinde ne olacak? Kum fırtınalarının hali hazırda büyük bir sorun olduğu şehirde, şehir yönetimi kuraklık sebebiyle vatandaşlarıçimlerini sökmeye teşvik etmeye çalışıyor.

111 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TEHDİT ETTİĞİ ŞEHİRLER
Kivalina, Alaska Bu küçük adanın sakinleri ilk iklim değişikliği mültecileri olmaya aday. Deniz buzu tarafından korunan adanın burnu, bu buzun erimesiyle yavaş yavaş kayboluyor.

112 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TEHDİT ETTİĞİ ŞEHİRLER
Miami, Florida Güney Florida gibi Miami yerleşim birimleri de deniz seviyesinin hemen üstünde ve sel tehlikesi ile karşı karşıya. Florida doldurulmuş alanlar üzerine tatil beldeleri inşa edilmeden önce bataklık bir alandı.

113 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TEHDİT ETTİĞİ ŞEHİRLER
Dhaka, Bangladeş Bangladeş yerleşim yerleri yoğunlukla sele eğimli bölge olan Ganj deltası üzerinde. Tropik fırtınalar ve kuvvetli muson yağmurları hali hazırda çok can kaybına sebep olurken yükselen deniz seviyesi tehlikenin boyutlarını ağırlaştırabilir.

114 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TEHDİT ETTİĞİ ŞEHİRLER
Venedik, İtalya Sadece Adriyatik Denizindeki su seviyeleri yükselmiyor aynı zamanda çürüyen ahşap yapıları ve tükenen akiferleri sebebiyle Venedik batıyor. Lagünün başlangıcındaki bariyerler sel suyunu durdurmayı amaçlasa da San Marco Meydanını yılda birkaç kez su basmaya devam ediyor.

115 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TEHDİT ETTİĞİ ŞEHİRLER
Sahel Şehirleri (Senegal, Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad, Sudan ve Eritre), Sahraaltı Afrika Sahel bölgesi Sahra Çölü’nün güneyinde yer alan yarı kurak alandır. Kuraklık Sahra’nın güneyde genişlemesine ve binlerce insanın yer değiştirmek zorunda kalmasına sebep oluyor.

116 DENVER, CO VE COLORADO SPRİNGS, CO
Etkiler ABD Meteoroloji Teşkilatına göre, Denver’da Temmuz 2012, meteoroloji kayıtlarının tutulmaya başlandığı 1872 yılından bu yana en sıcak Temmuz ayı oldu. Haziran–Temmuz 2012’de, Colorado Springs’in kuzeybatısındaki Waldo Kanyonu Yangını, yaklaşık 346 evi imha etmiş ve Colorado’daki en pahalı yangın olmuştur.  Denver’in sıcaklığı, Temmuz ayının yedi gününde 100 dereceyi aşarak, Temmuz ayında en fazla sayıda 100 dereceli gün konusunda 2005 yılı rekorunu yinelemiştir. • Eyaletin tarihinde sigorta alacak taleplerinin toplamı milyon $’ı aştı (Kaynak: Rocky Mountain Insurance Information Association). Colorado yangınlarından kaynaklanan duman, Colorado Springs, Boulder ve Denver’deki hava kalitesini de bozmuş ve yaşlı insanları ve solunum sorunu olanları riske attı. Eylemler • Denver’in Çevre Sağlığı Departmanı, gelecekte beklenen iklim şartları için, kent kuruluşlarından oluşan bir çalışma grubu ile, iklim değişikliğine uyum planlamasını koordine ediyor. • Denver’in iklim değişikliğine uyum çalışma grubu, kırılgan noktalara ilişkin bir değerlendirme geliştirmiştir, müdahale stratejileri hazırlandı, bu stratejileri uygulamak ve başarıyı ölçmek için Denver’in Çevre Yönetim Sistemini kullanılıyor. Kaynak: City and County of Denver

117 TOKYO İklim şoklarına karşı su yönetimi. Amaç; Tokyo’yu ani bir sel baskınından kurtarmak Tokyo Sel Tahliye Tünelleri - Tokyo yepyeni bir teknoloji ile yağışı depolayan dev bir tünel/tüneller (giant tunels) ile tanklarını yapıyor (başlandı, 1 kuşak sürecek tamamlanması). Yakın gelecekte, “DOĞANIN KUVVETİNİ YÖNETME TEKNOLOJİSİ” sinin en önemli örneklerinden biri bu. Hard Adaptation

118 LONDRA

119 ONTARİO

120 ROTTERDAM

121 ROTTERDAM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PROGRAMI
Hollanda’daki karbon emisyonlarının yaklaşık %16’sından sorumlu Rotterdam Climate Initiative (RCI), 2025 yılında karbon emisyonlarını (1990’a kıyasla) %50 azaltacak Yeşil hedefler için 31 milyon Euro yatırım yapılıyor

122 ROTTERDAM UYUM Uyum en temel konulardan biri yılına kadar Rotterdam iklimin etkilerine karşı %100 korunmuş hale gelecek (2014 Rotterdam Uyum Stratejisi) Rotterdam Climate-Proof (RCP) programı, kaçınılmaz iklim değişikliğinin, sadece bir tehdit olmaktan ziyade bir fırsat olarak görülebilmesini mümkün kılmak için oluşturulmuş Rotterdam’ı 2025 yılına kadar iklimin etkilerine karşı korunmuş hale getirmek için tahminen 4-5 milyar € tutarında yatırım yapılması gerekecektir En büyük yatırım, yerel makamları içeren makamlar tarafından yapılacaktır. Onlar tahminen, tüm yatırımların %80’inden sorumlu olacaklardır. Rotterdam’ın, en sürdürülebilir dünya liman kenti olarak sunulması, planlarımızın kilit bir konseptidir. Bu yatırımlar, her yıl doğrudan kadar iş yaratacak ve dolaylı olarak 1.000’den fazla kalıcı iş ve 940 geçici iş yaratacaktır. Rotterdam su politikalarının uygulanması, 2025’e kadar her yıl toplam ilave iş yaratacaktır.

123 ROTTERDAM EYLEMLER... “Uzun vadede, ‘ağaçların ve yeşil alanların, sağlık, gürültü kontrolü, iklim, su depolama ve hava kalitesi alanlarını hedefleyen araçların standart bir parçası haline geldiğini görmek isteriz”. Düşük kotlu bir delta kenti olarak, deniz seviyesindeki yükselmenin etkileriyle ve bazen yüksek, bazen çok düşük olan, değişen nehir seviyeleri ile baş etmek Çatı parkları – çifte arazi kullanım çözümleri Daha fazla bitki örtüsü (2011 ve 2012’de yılda ilave ağaç) 2014 yılına kadar, kentte m²’lik ilave yeşil çatılar ve yeşil cepheler Daha fazla yağmur sularını depolama yatırımı Suyun depolanmasına yardımcı yeşil çatılar... ...

124 2009 İSTANBUL 31 ölü İstanbul’da bu sel felaketinin sigorta sektörüne maliyeti 150 milyon doları aştı Türkiye’de her yıl yaşanan ortalama 200 civarında sel afeti sonucunda kentlerde yılda ortalama 100 milyon dolar maddi kayıp meydana geliyor. Türkiye’de sigorta sektörü, son 20 yılda sel felaketlerine toplam 140 milyon dolara yakın hasar ödemesi yaptı.

125 KENTLERDEKİ İKLİM UYUM POLİTİKALARI ...
Uyum Strateji ve Eylem Planı Katılımcı Etkilenebilirlik Analizi Uyum Eğitimleri (İzmir, Samsun, Şanlıurfa, nehir havzalarına sahip iller) İDEP ve İDES Yerleşimlere yönelik akademik çalışmalar 2011 Türkiye’de Sürdürülebilir Kentler (burada sadece düşük karbonlu sürece geçiş nasıl yönetilir konuşuluyor) KENTGES Kurumsal (bakanlıklar, İDHYKK..)

126 ETKİLENEBİLİR ALANLAR VE YATAY KESEN ORTAK KONULAR
Su Kaynakları Yönetimi Tarım ve Gıda Güvenliği Doğal Afet Risk Yönetimi Ormancılık, Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Halk Sağlığı Kapasite Artırımı ve Farkındalık Teknoloji, Araştırma ve Geliştirme Finans Politikaları ve Finansal Mekanizmalar Yönetişim, Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

127 10. PLAN ve KENTLER ( ) “Para 114. Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde hızlı şehirleşme sürecine paralel olarak büyük şehirler göçlerin yoğun bir şekilde yönlendiği merkezler olmaya devam etmiş, şehir nüfusunun toplam nüfusa oranı yüzde 67,5’ten yüzde 72,3’e yükselmiştir yılı itibarıyla Türkiye’de nüfusu bir milyonun üzerinde olan şehir sayısı 10’a ulaşmıştır. Kaçak yapılaşma ve gecekondulaşma hâlihazırda önemini yitirmekle birlikte, şehirlerde ekonomik ve sosyal ihtiyaçların karşılanması ve doğal afet kaynaklı risklerin azaltılması yönünde mevcut şehir dokusunun yenilenmesi daha fazla ağırlık kazanmaktadır”. “YAŞANABİLİR MEKÂNLAR, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE: Para İklim değişikliğinin de bir sonucu olarak afetlerin sıklığı artmış ve etkileri ciddi boyutlara ulaşmıştır. Ülkemizde afet yönetimi ve afet öncesi risk azaltımına yönelik tedbirlerde ilerlemeler sağlanmakla birlikte, bütünleşik afet tehlike ve risk haritalarının hazırlanarak, yerleşme düzeni ve imar planlaması süreçlerine dâhil edilmesi ihtiyacı devam etmektedir”. 30 büyükşehirle birlikte Türkiye yüzölçümünü % 51’i, nüfusun % 77’si büyükşehirlerde yaşayacağı beklenmekte 1395 belediye var, bunlar nasıl iklim dostu olacak; kent ve kır bıçak gibi ayrılacak mı?

128 10. PLAN ve KENTLER ( ) Küresel Değer Zincirleri (Türkiye’nin Büyüme Siyasası/Öncelikli Dönüşüm Programları ) Şehirleşme büyümenin odağında olmalı (şehir ekonomileri ve yaşam tarzı) Türkiye’nin şehirleri daha rekabetçi, daha yaşanabilir ve daha sürdürülebilir olacak ve o zaman kalkınma hedeflerine ulaşabilecek “Para İklim değişikliği ile mücadele ve uyum çalışmaları ülke gerçekleri gözetilerek “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” ile “göreceli kabiliyetler” ilkeleri doğrultusunda sürdürülecektir”.

129 Güzel çalışmalar... İklim Dostu Kentler Kampanyasına girmeler...
Bursa Nilüfer; 50 daireden büyük sitelerde bahçe sulama için yağmur suyunun depola tesisi yapılması Ankara Çankaya’da kuraklığa toleranslı peyzaj bitkileri – İklim Projesi (2013) Su kayıp &kaçaklarını azaltma Akılllı kentler Ekolojik – düşük karbonlu tasarımlu binalar – ağaçları sökerek!

130 YALOVA- ORGANİK ULAŞIM
Hedef koymanın rolü! Toplu taşımada minibüsler büyütülüyor, bütün toplu taşıma engelli dostu oluyor. 42 km bisiklet yolu hedefinin 22 km'sini gerçekleştirmiş. Hedef bisiklet ulaşımının payını %8'e çıkarmak! Yalova’da trafiği buharlaştıracak araçların neredeyse %50’si şehir dışı otoparklardan içeri giremeyecek! Organik Ulaşım’ın maliyeti 30 Milyon, TL, 21 Milyon TL’si otopark yapmak.

131 BELEDİYE HİZMETLERİ İLE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARASINDA BAĞI KURMAK...
Planlama (fiziksel, yönetsel, kalkınma) Yönetim - Performans Programı 2013 Alt Yapı ve Finansmanı - Su ve Kanalizasyon Hizmetleri Ulaşım - Toplu Taşıma Hizmetleri Konut Sağlık Temizlik ve Çevre Sağlığı Hizmetleri Canlı Hayat - Sahipsiz Sokak Hayvanları Park Bahçe - Yeşil Alan Hizmeti Sosyal hizmet Katılım Sanat/Spor/Eğlence Eğitim Kır-kent Hizmetleri HASSAS NOT belediye hizmetleri çöp, ulaşım, yol, çevre vb…) ve Bugün Türkiye’de kamu malı üretimini (başta su olmak üzere) ticarileştirme bugünkü belediyeciliğin temel işlevi olarak görülüyor

132 TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLER 1 OCAK 2013 SONRASININ ŞEKİLLENMESİNDE NEREDE?
İklim değişikliğinin sadece küresel olduğunu algılama var Yerel yönetimler iklim değişikliği konusunu kendilerine uzak görüyor. Tek bir yerel yönetiminin sera gazı emisyonlarında azaltıma gitmesinin iklim değişikliği üzerinde ölçülebilir bir fark yaratmayacak olması belediyelerin harekete geçmelerini önlüyor Temel hizmetleriyle ilişkilendirmede farkındalıkları zayıf/yok. Bir arada harekete geçmek için ulusal stratejilerden güç almaları lazım Kümülatif etki lazım - belediyelerin tek başına hareket ederek etkili olması zor. Tüm belediyelerin birarada harekete geçmelerinin önündeki en önemli neden, merkezi yönetimlerin yerel yönetimlere bu alanda sorumluluk ve görev vermemeleri. Laf var, eylem yok, teşvik yok. İklim değişikliğine dirençli kentler için bütünleşik bir planlama yaklaşımından hala habersiziz

133 BİZE ‘YEŞİL BAŞKENT’ LAZIM…
Avrupa Komisyonu (2010’dan beri) “Avrupa Yeşil Başkenti” Ödülü veriyor. Stockholm (İsveç), Hamburg (Almanya) Vitoria-Gasteiz (İspanya) Nantes Fransa 2014 için Türkiye'den de 2 iki kent, Bursa ve Trabzon aday. Ayranı Var İçmeye… Kişi başına düşen TOKİ oranından bahsetmiyoruz…. Yeşil Başkent olacağız diyorsanız öncelikle ciddi/rakamla kentin iklim hedeflerini belirleyeceksiniz. Örneğin Hamburg'un 2020 yılında karbondioksit emisyonlarını 1990'a göre % 40, 2050'de ise % 80 oranında azaltma hedefi var. Metro hatları, bisiklet yolları, yayalara ayrılmış kent merkezleri, pasif binaları, eko mimari örnekleri, su şebekesinde en az kayıp oranı (Örneğin Hamburg da bu oranı sadece % 4, İstanbul'da şebeke kaybı % 25) kişi başına düşen yeşil alan büyüklüğü (Hamburg’un % 40'ı park), orman ve insanların tarım yapabildikleri kent bahçeleri….ri…ri… Not: Burada ‘başkent’ yeşil kentlerin ‘başı’ manasında.

134 SİYASET İNSANA VE MEKANA YANSIDIĞI ANDA ÇEVRE SORGULAMASI BAŞLAR
Türkiye 2050 yılında 99.7 milyon olacak, %80’i kentlerde yaşayacak… Başbakan Buyruğu “Doğurun ve Kentlileşin”

135 SİVİL TOPLUM ROLÜ

136 GÜVENMEYİN, MEDET UMMAYIN...
Bize Ne ulusaldan Ne uluslararasından... fayda var... İŞ BAŞA DÜŞTÜ

137 GEZİ ÖĞRETİSİ= KATMIYORLARMIŞ
Yerel yetkililer vatandaşı katmak için onların öz örgütlenmelerine bakmalılar. Parklar, forumlar, sosyal medya mecrası Bu hiç belediye meclisi toplantılarına benziyor mu?

138 BUNLAR HİÇ KENT KONSEYİ TOPLANTILARINA BENZİYOR MU?

139 SİVİL TOPLUM DERKEN… İklim değişikliği ile mücadelede sivil topluma biçilen rol yeterli mi? Kamuoyunda farkındalık yaratma rolü yeterli mi? Devlet bizi “pasif dışlıyor”. En fazla “devleti tamamlayıcılık” rolü alıyoruz. Oysa Ortak Tutum lazım. Farkındalık projeleri yaparken İD ile mücadele kavramlarına ne kadar hakimiz (azaltım, adaptasyon, maladaptasyon, dayanıklılık, yumuşak uyum, sert uyum vb… Küresel iklim hareketleri Türkiye’deki sürece destek mi? (Kyoto’yu İmzala ile başlayan 2007Küresel Eylem Grubu ve diğerleri; 5 yıl geçmiş, bizim “iklim hareketimiz” Türkiye’de ne değişirdi?)

140 SİVİL TOPLUM DERKEN… Hükümetin politika belgelerinde eğitim bilinçlendirmede çalış diyorlar ((örnek: Rio Sözleşmesi Kapsamında Türkiye’nin Ulusal Kapasitesinin Değerlendirilmesi UNEP/GEF Projesi – 2011 Ulusal Kapasite Eylem Planı 56 kuruluşun 9 u STK’msı. Paydaşların aktif katılımına dair eylemlerde sadece özel sektör sorumluluk alsın deniyor. STK’lar bilinçlendirme ve eğitim süreçlerine katılsın diyor. ) (İklim dostu okul projeleri de revaşta) Üst kurumsal yapıda hangi STK var (İDKK, Afet Platformu, Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu) Kalkınma Programlarında STK’lar en çok/fazla biyolojik çeşitliliğin korunmasına yakıştırılıyor (O zaman Tabiatı Koruma Yasası, Su Kanunu’na dair görüşlerimiz dikkate alınıyor mu?) 10. Kalkınma Planı ÖİK’lara ne kadar çağırıldık ? (Örn: 10. Plan Yerel Yönetimler Komisyonu Raporu - Planda uyumla ilgili hiç bir ilişkilendirme yok yazdık, afet dedik, yeşil alan sistemleri, teşvik dedik, fırsat dedik, dedik de dedik ...)

141 SİVİL TOPLUM DERKEN… İklim değişikliği ile günlük yaşam alışkanlıkları/geçim kaynakları arasında bağlantı kurmalarına yardımcı mıyız? (yerel düzeyde İD afet dernekleri nerede) –İklim mücadelesinde “yurttaş odaklı” bir talep oluşturabiliyor muyuz? Sel felaketi sıcak hava dalgası, çiftçinin kurak toprağı, kimin meselesi? Çaycuma’da çöken köprü, kaybolan canlar ile iklim “hard uyum” arasında hiçbir bağlantı yok mu? Örnekler: Van güneş panelleri ve uçaklar konusu; Mardin’li ev kadınının toz bulutu sorunu; Antalya’da çöpten metan gazı-elektrikle ucuz sera elektriği; Gölbaşı çiftçisinin ucuz sulama suyu vb…

142 SİVİL TOPLUM DERKEN… Mücadele yöntemlerimiz doğru mu?
Hükümetler politikalarını eleştirmek daha mı keyifli (Reaktifiz, proaktif değil)? Kendi işimize odaklanan gönüllü kuruluşlar mıyız sadece? yaptığımız işlerin sürekliliği Hukuk mücadelesi nereye kadar? Anayasal ve evrensel hakların yargıda mücadelesi sonuç vermiyor. basın açıklamaları işe yaramıyorsa… Küresel sorun dediğimizde, gündelik yaşama sokmak zorlaşıyor Yerel düzeyde/saha deneyimlerimizi ve yerel çevre mücadeleleri ve iklim hareketini buluşturma becerimiz

143 SİVİL TOPLUM DERKEN… İklim değişikliği ile günlük yaşam alışkanlıkları/geçim kaynakları arasında bağlantı kurmalarına yardımcı mıyız? (yerel düzeyde İD afet dernekleri nerede) Halkın mağduriyetleri bizim konumuz mu? Mücadelenin maliyetinin halka yükü/faydası (Çanakkale belediyesi Meclis kararıyla yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği çalışmaları olan binalardan çevre vergisinin bir kısmından muhafiyet sağlamış) - bunun savunucusu olmalı mıyız? Sel felaketi sıcak hava dalgası, çiftçinin kurak toprağı, kimin meselesi? Çaycuma’da çözen köprü, kaybolan canlar ile iklim “hard uyum” arasında hiçbir bağlantı yok mu? Örnekler: Van güneş panelleri ve uçaklar konusu; Mardin’li ev kadınının toz bulutu sorunu; Antalya’da çöpten metan gazı-elektrikle ucuz sera elektriği; Gölbaşı çiftçisinin ucuz sulama suyu vb…

144 SİVİL TOPLUM ROLÜ Hükümetler ya da toplum üzerinden işi ele almak
Hesapları gezegen üzerine değil “cep” üzerine yapanlarla mücadele Gelişmişlerin yanısıra, gelişmekte olanlara baskı – WWF, Friends of Earth, Oxfam, Action Aid, Chirtian Aid, Uluslar arası İşçi Sendikaları Konf.) – yoksul ülkeler de sütten çıkmış ak kaşık değil. Kasım 2013 Varşova – Filipinler Delegasyonu Başkanı Yeb Sano’nun 13 gün süren açlık grevi, 6 günde imza ile (Haiyan Tayfunu) 2013 Varşova – “İklim Adaleti” yürüyüşü Almanya’ya özel baskı – 2020’de emisyon azaltımını en az % 55 olarak belirle, Kopenhag’da verdiği finansman desteği sözünü yerine getir) Sivil İklim Zirvesi Manifestosu, 2020’e %15 (2011’e göre). 2015’e Paris Kampanyasına hazırlıklar lazım… AB de söylüyor: STK’larla anlamlı bir kamu istişare süreci yok (AB 2012 İlerleme Raporu’ndan). Peki İsteyen/İnanan Var mı? (TEMA, WWF, İklim Ağı…) Almanya’da “2 Derece Vakfı”, Türkiye’de “350 Ankara”. Ve SİVİL İKLİM ZİRVESİ, SİZ… SİZ… SİZ…

145

146

147 FARKINDALIK… EN TEMEL TESPİT
İklim değişikliği ile günlük yaşam alışkanlıkları/geçim kaynakları arasında bağlantıyı kurmak şart

148 NEYİN FARKINDA OLMALIYIZ
Küresel dünyayı yönetenlerin insanların kafalarını karıştırıp, amaçlarını gerçekleştirmek için yaygın olarak kullandıkları yöntemin anlaşılamayan kavramları (STK, sürdürülebilir kalkınma) “piyasa”ya sürmek (görünür fayda – gizlenen emel) olduğunun, Sürdürülebilir Kalkınma; “Sürdürülebilirlik” – sürdürülebilir marka mı, sürdürülebilir doğa mı? sürdürülebilir yaşam mı –bu bilinçle konuşmak gerektiğinin, “Yurttaş odaklı iklim gündemi” oluşturmak zorunda olduğumuzun, İklim değişikliğinin yol açtığı tehlikenin gündelik hayatta el ile tutulur ya da görünür değil. Bunun adı. ““GIDDENS Paradoksu” işte bu paradoksla başa çıkma yollarını aramamız gerektiğinin, Asıl çözüm kimde bu iyi tanımlamamaız gerektiğinin (“Hükümetler ve İş Camiası” ile “Sivil ve Bilim Camiası”!!!) Özel Sektörün rolüne dikkat etmemiz gerektiğinin (Piyasanın iklim değişikliği ile mücadelede oynayacağı rol önemli. Yüksek emisyonu düşürmenin ekonomik getirileri dikkate alacak olanlar özel sektör, yeşil iktisatla işimiz var! - İnşaat sektörü, emlak yatırımcıları, iklim dostu yatırım maliyetleri geleneksel yapılara göre %15 - %20 yüksek oluyor, ama enerji, su vb kaynak tasarrufu kendini hızla amorti ediyor), “İklim Etiği”nin (Yoksul ya da gelişen ülkeler de sütten çıkmış ak kaşık değil), “İklim Adaleti”nin (Zengin ülkelerin tarihi sorumlulukları), Uluslararası zayıf taahhütler, muğlak planlar, kağıt üstü önemli (miş) kararların süregeleceğinin, Bırakalım, devletler kendi başarısızlıklarıyla uğraşa dursunlar. Kendimize bakmamız gerektiğinin, İklim felaketlerinde kayıp ve zararların doğrudan bireye dokunduğunun.

149 GÜNDELİK YAŞAM SORUNLARINI ÖNE ÇIKARMAK
Nasıl bir kentte/yerleşmede yaşamak istediğimiz sorusu, doğa ile ne tür bir ilişki içinde olacağımızda saklı Halk hareketine dönüşürse – yani tam manasıyla gündelik hayata girerse Geçim kaynakları için de bu böyle değil mi? Halkın geçim kaynağından ve hayat alışkanlıklarından/yaşam kalitesinden politikacılar sorumlu. Bununla oy alıyorlar Siyasal alanda yeşil düşünceyi etkili kılmak ve daha geniş bir kitleye seslenebilmek için, geleceğin olası sorunlarına odaklanmak yerine, bugünün mevcut sorunlarına dönük çalışmalar yapmak, “Küresel” değil de “yerel” gereksinimlerle ilgilenmek, toplumun önemli bir bölümü tarafından “lüks” sayılan konulara değil de, gündelik yaşama ilişkin konulara yönelik politikalar izlemek kaçınılmaz gibi görünüyor.

150 TÜKETİCİNİN ÇIKARLARINI ÖNEMSEMEK
Kentte vergi mükellefi olmak ve çevre siyaseti ilişkisi Halkın mağduriyetleri bizim konumuz değil mi? (Van güneş panelleri ve uçaklar konusu vb. Yüksek karbon ekonomisini faturalarımızla finanse ediyor ve fosil yakıt ekonomisini desteklemiş oluyoruz. Ödediğimiz (elektrik, doğal gaz) faturalar devasa bir ekonomi yaratıyor. Devlet enerji ihtiyacından çok vergi ihtiyacı için para topluyor, faturalar şişiyor.

151 TÜKETİM KALIPLARINI DEĞİŞTİREMEZSEK…
Tehdit: karanlıkta kalırsınız ha… Enerji santrallerini daha az karbon üretenlerle değiştirmeniz tüketiciyi rahatsız etmez, onların ilgilendiği  ihtiyaç duydukları elektriğe kavuşup kavuşmamaktır. Dikte edilen otomobil kültürünü reddetmek zor; otomobile, uçağa alıştırılan tüketiciye trene veya bisiklete bin dediğinizde ise buna direnebilir; alışamayabilir. Ne kadar lüks konut istiyoruz, ne pahasına ABD'nin Kyoto konusundaki en büyük tereddütü, emisyonları azaltmak için alınacak tedbirlerin aslında hızlı tüketime dayalı yaşam biçimini değiştirmeye zorlayacak olması.

152 MEVCUT EŞİTSİZLİKLER DOĞAL AFETLERDE HANGİ CİNSİN ÖLECEĞİNİ DE BELİRLİYOR…
Doğal afet yönetiminde cinsiyet perspektifinden risklerin azaltılması çok önemli. Çünkü kadınlar iklim değişikliğinin neden olduğu doğal afetlerin yarattığı sonuçlardan daha çok etkileniyor. Bangladeş siklon ve sel felaketi kadınlar yanlarında bir erkek olmadan evden çıkmaları yasak, erkekleri beklerden, kadınlarda ölüm oranı erkeklerden 5 kat fazla oldu Orta Amerika Mitch Kasırgası (Bu defa erkekler çok öldü - erkeklerden kahramanlık bekleyen ve onlara risk alma cesareti veren toplumsal cinsiyet normları)

153 ERKEK CO2 KADIN CO2 Genel olarak, tüketimin (kimin neyi satın aldığı ve satın alma kararlarını kimin verdiği), üstlenilen cinsiyet rolleriyle ilişkili olduğunu söylemek mümkün. Kadınların ve erkeklerin özellikle de karbondioksit emisyonları konusunda olmak üzere iklim değişikliğine katkıları da farklı Özellikle mobilite konusunda: Örneğin İsveç’te orta yaştaki erkekler kadınların tükettiğinin iki katına yakın enerji tüketiyor. Enerji tüketimindeki bu fark; öncelikle kadın erkek arasındaki motorlu araç kullanımındaki fark ve ayrıca erkeklerin kendilerini arabalarıyla özdeşleştirmeleri Enformasyon ve iletişim teknolojilerinde ve elektronik ürünlerin kullanımındaki farklılık.

154 EĞLENCELİ ARAŞTIRMALAR…
FERRARİ’Lİ ERKEKLER Genç kızlar, Ferrari’lerin bir erkeği seksi yapmadığını farketmeye, Ferrari’lerin içindeki genç yakışıklılara hayran olmamaya başlayarak, iklim değişikliği ile mücadele edebilirler (Birleşik Krallık, Professor Sir David King, Bilim İnsanı, 2007 Araştırması). Hey yakışıklı; niye Ferrari alıyorsun? Ucuz olduğu ya da düşük CO2 emisyonu saldığı için mi?  Erkekler Ferrari’ler oldukları için, genç kızlara “seksi”yiz mesajını verdiklerini düşünüyorlar. İşte bu “tüketim kültürü değişikliği” ihtiyacının ele alınmasına dair bir konu. YEŞİL DÜĞÜNLER İngiltere’de yapılan düğünlerin ortalama karbondioksit miktarı ise 14.5 ton. Yeşil Düğün isteyin kızlarrrrrrrrr…

155 SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM nurantalu@gmail.com www.nurantalu.com


"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE BAŞA ÇIKMAK" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları