Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Ancak, Kalkınma sorunları,

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Ancak, Kalkınma sorunları,"— Sunum transkripti:

1 Kalkınma-1 Kalkınma İktisadı, Doğuşu-bugünü Az gelişmişlik ve özellikleri

2 Ancak, Kalkınma sorunları,
Teme Alanı az gelişmiş ülkeler ve bunların kalkınma sorunu olan Kalkınma İktisadıdın bir alt disiplin olarak bağımsızlığını kazanması II. Dünya savaşı sonrasına denk gleir. Ancak, Kalkınma sorunları, teknik anlamda Sanayi devriminden (1750) ekonomik anlamda ise A. Smith (1776) eserinden bu yana araştırmalara konudur.

3 Kalkınma iktisadı gelişim süreci iki ana bölüme ayrılır:
II. Dünya savaşı öncesi Bu dönemde, Sanayi devrimi ve Batı Avrupadaki diğer oluşumların, büyüme –kalkınma üzerindeki etkisinin GELENEKSEL iktisat kapsamında analiz edildiği öncü bir dönemdir II. Dünya savaşı sonrası: Bu dönemde ise GELENEKSEL iktisasın kalkınma analizlerinde yetersizliğinin eleştirilidği ve yeni arayışların gündeme geldiği dönemdir

4 II. Dünya Savası sonrası olan bu dönemde süreç 3’e ayrılır:
Kalkınma İktisadının Doğuşu Yükselişi Ve duraklaması

5 II. Dünya Savaşı Öncesi (Sanayi devriminden II. Dünya savaşına)
Sanayi devrimi öncesinde ülkeler arasında gelir ve yaşam stand. anlamında pek farklılıklar yoktu. Tüm toplumlarda sefalet, salgın, savaşlar hakimdi Sanayi devrimiyle, teknolojik buluşlar neticesinde ekonomik, sosyal, politk ve kültürel alanlarda önemli gelişmeler oldu. Dönüm noktaları: James Watt 1765 buhar makinesini bulması, teknolojik açıdan, A. Smith’in 1776 eseri ekonomi bilimi açısından, 1789 Fransız Devrimi ise politik gelişmeler açısından belirleyici dönüm noktaları olmuştur.

6 Bu süreçte, üretim, evdeki tezgahtan fabrikaya taşındı.
Kentleşme arttı. Aile yapısı, geniş aileden çekirdek aileye doğru kaydı Tarım toplumunu köylüleri, endüstri işçisi oldu. Toprak sahipleri aristokratlar yerine, sermaye sahipleri burjuvaziler oluştu. Özetle, sanayi toplumu denen bir yeni bir toplumsal yapı doğdu. NOT: Sanayileşmenin maliyeti ağır olmuştur.

7 Bu teknoll. Gelişmelerin en önemli sonucu:
İş bölümü ve uzmanlaşma hızlı bir şekilde artmasıdır. bu sayede üretimde patlamalar oldu. Üretimi artırmak için gerekli hammadde kaynaklarının yetersiz olması, ülkeleri dışpazar arayışına sokmuştur. Bu ise yeni sömürgecilik anlayışını da beraberinde getirmiştir. Üretimdeki patlamanın doğal bir sonucu olarak, İngiltere hükümeti liberal politikalara ağırlık vermeye başlamıştır. Merkantilist yaklaşımdan, liberal yaklaşıma kayılmıştır

8 Sanayi Devrimin külfetleri
Sosyal bir tabakalaşma oldu 16 saat boğaz tokluğuna, güvencesiz çalışan işçi sınıfı, Bunu sürdürülemez old.anlaşılınca 1873 sonrasında (sanayileşmenin ikinci dönemi) kapitalizmin kendini yenilemesi adına bazı sosyal güvenlik düzenlemeleri yapıldı. Bu sayede toplumsal bütünleşme hedeflendi ancak başlatılan dengesizlik sürecini durdurmak mümkün olamadı.

9 Aynı zamanda EKONOMİK anlamda da bir kutuplaşma oldu.
Ulusal bazda kısmen halledilen bu sorun, ulus.arası düzeyde müşteri buldu. Bu ideolojik bir ürün ahline getirildi. Bu ürünün adı Marx’izm idi. Alıcıları Rusya ve Doğu Bloğu ülkeleri oldu. Sanayileşmenin sonucu ortaya çıkan ikili sınıfsal yapı, İDEOLOJİK anlamda Batı ve doğu bloğu olarak adlandırılan iki kutuplu yeni bir dünya düzeni yaratmış oldu. Aynı zamanda EKONOMİK anlamda da bir kutuplaşma oldu. Sanayileşme sürecine katılamayan ülkeler Üçüncü dünya ülkeleri olarak ayrı bir blok oluşturdu. Bunlar bazen Doğu blokunun bazen Batının etkisi altında kalmıştır. Ancak bu arayış, gelişmiş ülkeleri temsile den Kuzey ile az gelişmişliği temsil eden Güney şeklindeki EKONOMİK kutuplaşmanın önüne geçemedi.

10 Sanayi devrimi sonrası Büyüme-Kalkınma konularının analizi
Sanayi devrimi ile II. Dünya savaşı arasında; Büyüme-kalkınma konuları analiz edilirken 1-Klasik iktisat, 2-tamamlayıcı ekolleri ve 3-Marxizm etkili olmuştur. Klasik iktisatçılar: bu sürecin ortaya çıktığı İngiltereden yola çıkarak, bu yeni oluşumun temel dinamiklerinin meşruiyetini ve sürekliliğini sağlayacak, evrensel geçerliliğe sahip yasalar çıkarmaya çalışmıtr. Klasik ikt., Bir bakıma büyüme iktisadıdır. Klasik iktisatta, bir numara olan büyüme iktisadı, neo-klasik ekolde ikinci plan düşmüştür. (Klasiklerin öngörülerinin gerçekleşmemiş olması bunda etkili olmuştur). Şöyleki: 19. yy.sonuna doğru batı avrupadaki hızlı tek. gelişme; yükselen ücretler, azalan nuf.artış oranı, payı düşen toprak rantı dolayısıyla klasiklerin «uzun dönem durgunluk tezi» önemini yitirmiştir.

11 II. Dünya savaşı sonrası
Kalkınma İktisadının doğuş gerekçeleri: 1-Aydınlama geleneği/felsefesi: (insanın akıl ve bilimsel bilgi ile doğayı denetim almasına denir). İnsan unsurunu merkezine alır. Batı Avrupada Feodalizmin yıkılmasına etkili olmuştur yylarda bilimsel düşüncenin gelişmesine ivme kazandırmıştır. (A Smith’in yaşadığı dönemdeki düşünce iklimidir. Bu düşünceye göre insan Akıl yürütme ile sadece fen değil, sosyal bilimlerde de geçerli yasaları keşfederler. Smith, bu yaklaşımdan etkilenmiştir. Smith, aynı zamanda Doğal Düzen (Fizyokrasi)den de etkilenmiştir.).

12 Kalkınma İktisadının, Geleneksel/Klasik iktisattan ayrı bir disiplin olarak ortaya çıkmasının önemli bir diğer gerekçesi: 2-Geleneksel iktisadın az gelişmiş ülkelerin kalkınmışlık problemlerini çözemediği ve çözemeyeceği konusunda oluşan ortak anlayış: Kalkınma iktisatçıları, geleneksel iktisatçıları ağır bir şekilde eleştiri yağmuruna tutmuştur. Karşılaştırmalı üstünlüklere yapılan eleştiri (az gelişmişler hep tarım ürünü mü üretecek) Az gelişmişlik farkı sadece sayılarla mı ifade edilir, nitelik boyutunu niye dikkate almıyorsunuz. Az gelişmiş ülkelerde, piyasa mek.tam işlemediği için devlete görev düşer. Az gelişmiş ülkelerde, bir süreliğine ithal ikameci pol. uygulanabilir. (Güney Kore uygulamıştır) Toplumsal yapı da mutlaka dikkate alınmalıdır

13 3-Keynesin 1929 krizine dönük önerileri, Kalkınma iktisadının doğuşuna dolaylı katkı yapmıştır.
4- II.dünya savaşı sonrasına ABD’nin Marshall yardımları AB yi yeniden imarı hedefledi. hatta Türkiye’ye de uzandı. Diğer taraftan SSCB’nin aynı gayeyle harekete geçmesi az gelişmişliği dünya gündemine taşıdı. 5- Pek çok ülkenin sömürgecilik sonrası siyasi özgürlüğüne kavuşması, ve ekonomik özgürlüklerini kazanma yolunda uğraş vermesi, iktisadi yazında, az gelişmişliği popüler kıldı.

14 Teorik öncüler , yaklaşımlar
1939 A. Fischer 1940 C. Clark «ekonomik ilerlemenin şartları» P.Rosenstein-Rodan (1943) batı Avrupanın yeniden inşası üzerine çalıştı. Rodan: büyük itiş kuramı Kalkınma iktsadının ilk 15 yılında, büyüme merkezli iktisatçılar (klasik, neo-klasik) damgasını vurdu. Bundan dolayı yıllarda bu paralelde ortaya çıkan teorilerde, ekonomik kalkınma büyüme ile özdeş tutuldu. Nurkse: fakirlik bir kısır döngüdür. Kırmak içi dışarıdan sermaye girmelidir Rostow: sermaye fak.önemlidir Lewis: sınırsız emek arzı ile kalkınmaya odaklandı.(tarımdaki emek arzı fazlasını sanayiye kaydır). Doğuştan sonraki bu yılda, çeşitli dillerde yayınlanan eser sayısı 20 bine ulaşmıştır.

15 Kalkıma İktisadının yükselişi
: dönemidir. Modern altın çağ olarak tanımlanır. Gelişmekte olan ülkeler , hızlı bir ekon.performans sergilemiştir. Ancak 75 sonrası olumsuz gelişmeler oldu: Hammadde fiyatlarından önemli düşüşler oldu. Petrol krizleri yaşandı. II. Petrol krizinde faizler arttı. Bu ülkelerin de dış borç yükü arttı. 80 li yılardaki, durgun konj.nedeniyle korumacı pol.izlenince, ihracatları azaldı. Fiyatlarda düşmüştü

16 Kalkınma iktisadının gerilemesi
Bu süreçteki dış şoklar nedeniyle, kalkınma iktisadı da sürekli gerileme dönemine girdi. Bu dönem 2 başlık altında irdelenebilir: AGÜlerin bütünlüğünün bozulması Ve teorik anlamda Kal.İktisadının analitik çerçevesinin yetersizliği bağlamında ele alınabilir.

17 1-AGÜlerin bütünlüğünün bozulması
Ör: petrol fiyatları yükselince, petrol ihracatçısı AGÜ’ler kazançlı, diğerleri kaybedenler sınıfında yer aldı.

18 2-Kal.İktisadının analitik çerçevesinin yetersizliği
Kal.İktisadının, doğuşu ve gelişimi sürecinde hakim olan yaklaşım, büyüme merkezli bir yaklaşımdır. Geliştirilen teoriler, gelişme sürecinin karmaşıklığını kavramaktan uzak, son derece basit modellerdi. Eleştiriler, genelde büyüme merkezli olmasına dönük idi. Büyüme merkezli yaklaşıma eleştiriler şunlardı: Tarihsel, kurumsal ve syasal unsurların dikkate alınmaması, Sosyal ve siyasal yapıların veri alınması Ülke içindeki bölgesel, sektörel ve gelir eşitsizlikleri yok sayılmıştır. Analizlerde kısa dönem gözardı edilmiştir. Kalkınma İktisadının iki teme öğesi önemini yitirdi: 1-Planlama (SSCB’nin yıkılmasıyla, ulus devletleri özgür olmuş ve planlama önemini yitirmiştir. 2-Dış yardımlar: resmi kaynaklar yerine, özel finans piyasalarından piyasa şartlarında borçlanmaya dönüşmüştür.

19 10. Bölüm Az Gelişmiş Ülkelerin Profili
Az gelişmişlik 1950 sonrası bilim adamları ve politikacıların yoğun olarak gündemine oturmuştur/görüşülmüştür. Sorun, zamanla disiplinler arası bir boyut kazanmıştır. Bunda etkili olan; sorunun sadece ekonomik değil, başka boyutlarının da olmasıdır.

20 20. Yüzyıldaki gelişmeler

21 Az gelişmişliğin adlandırılması
Görüldüğü zaman tanınması kolay fakat tanımlanması güç olan zürafaya benzemektedir. (Singer) En çok kullanılan kavramlar: Az gelişmiş, gelişmemişi, geri kalmış, gelişmekte olan, yoksul, geri bırakılmış, dar boğaz ekonomileri sanayileşmemiş ekonomiler, düalist ekonomiler, tarım ülkeleri, hammadde ülkeleri

22 Gelişmekte olan kavramı, bu durumu ifade eden en yeni kavramdır.
Nezaket ve Politik nedenlerle, yaygın olarak bu kavram kullanılmaktadır. Sanayileşmemiş ülke kavramı: buna göre gelişme sanayileşme ile eş anlamlıdır. Ancak gelişmenin, sanayi dışında diğer sektörlerden de kaynaklanabileceğini gösteren ülkeler vardır. İsviçre hizmetler sektörü gibi. Geri bırakılmış/kalmış kavramı: neden olarak dış güçler gösterilir. İdeolojik bir yaklaşımdır. Ör: emperyalist güçler nedeniyle

23 Tarım ülkesi yaklaşımı: ihraç ürünlerinin büyük kısmını tarım ürünleri oluşturur. Nüfusun büyük ksımı tarımda istihdam edilir. Ancak ileri tekn.kullanıldığı anlamına gelmez.

24 Azgelişmişliğin Tanımı
Kuznets’e göre krieterler: Uluslararası gelişme farklılıkları Ekonomik kaynakların kullanım potansiyelli Toplumsal ve bireysel temel ihtiyaçların karşılanması

25 Uluslararası Gelişme Farklılıkları
Azgelişmiş ülkeler mevcut tüm ülkelere ilişkin gelişme skalasının en alt sıralarında yer alan ülkelerdir. Bu durumda belirlenen kıstaslara göre ülkeleri bir sıralamaya sokmak ve gelişmişlerle azgelişmişleri ayıran sınırları tanımlamak yeterli olacaktır. Bu durumda azgelişmişliğin tanımlanmasında gelişmiş ülkelerin yapısal özelliklerinden hareket edilecektir. Ölçüt olarak: GDP per capita

26 Gelir gruplarına göre ülkeler
Yüksek gelir $ Yüksek orta gelir 4.125 $ Düşük orta gleir 1.045 $ Düşük gelir

27 Yüksek gelir grubundaki ülkeler

28 Yüksekorta gelir grubundaki ülkeler

29 Orta gelir grubundaki ülkeler

30 Düşük gelir grubundaki ülkeler

31 2-Ekonomik Kaynakların Kullanım Potansiyelli
Üretim düzeyinin tam ve etkin kullanımı Üretim olanakları eğrisinin altında kalması Ülkede gerçekleştirilen üretim düzeyi bu potansiyelden düşük olması Filli durum ile potansiyel durum karşılaştırılacak: GDP açığı, bu açık ne kadar fazlaysa, az gelişmişlik düzeyi de o kadar fazladır

32 3-Toplumsal ve Bireysel Temel İhtiyaçların Karşılanması
İnsanın temel ihtiyaçlarının bilimsel kıstaslarla, saptanmış ölçütler, kalıplar çerçevesinde karşılanması temel alınır. İnsanca yaşamak için gerekli masrafların giderilmemesi

33 Azgelişmişliğin Ölçülmesi
Parasal Ölçütler Toplam GSMH Kişi Başına GSMH Parasal Olmayan Ölçütler Fiziksel tüketim Toplumsal ve bireysel temel ihtiyaçların karşılanması Elektrik tüketimi

34 Azgelişmişliğin Özellikleri
Bu başlık altında azgelişmiş ülkeleri en açık biçimde belirleyen kimi makro ekonomik özelliklere değineceğiz. Bunlar, 1-EKONOMİK ÖZELLİKLER Kişi başına düşük gelir, Dengesiz gelir dağılımı, Büyük Oranlı Yoksulluk Tüketim yapısı içinde gıda maddelerinin ve zorunlu İhtiyaçları gideren malların payının yüksek olması, Düşük tasarruf ve düşük yatırım oranı, İşgücü başına düşük sermaye teçhizatı 2-SİYASAL VE YÖNETSEL ÖZELLİKLER 3-EĞİTİM ÖZELLİKLER 4-SAĞLIK ÖZELLİKLER 5-YÜKSEK ORANLI NÜFUS ARTIŞI 6-YÜKSEK ORANLI İŞSİZLİK VE EKSİK İSTİHDAM 7-TARIMIN SEK. HAKİM NİTELİĞİ 8-SOSYAL YAPI ÖZELLİKLERİ

35 a-Kişi Başına Düşük Gelir
Azgelişmiş ülkelerde kişi başına düşen milli gelirin, özellikle karşılaştırmaya vurulduğunda, son derece zayıf ve yetersiz kaldığı kesindir. Bu durum, buna bağlı olan öbür büyüklükleri de olumsuz yönde etkilemektedir. Konuya dünya ölçüsünde baktığımızda, gelişmiş ülkeler ile azgelişmiş ülkeler arasındaki dengesizlik giderek daha da artmakta; “zaman” adeta azgelişmişlerin aleyhine işlemektedir. Kalkınma çabalarını bir yarışa benzetirsek, gelişmiş ve azgelişmiş ülkeler arasındaki mevcut dengesizliğin giderilebilmesinde “zaman”ın taşıdığı rolün önemini nasıl değerlendirebiliriz. GDP per capitanın düşük olması pek çok sorunu da beraberinde getirir. Tasar.oranları ve buna bağlı olarak ser.birikimi yetersiz olur. Bu ise Fakirlik Kısır döngüsü sürecinin işlemesine nedne olur. Ayrıca, hayat beklentisi, okuryazar oranı, bebek ölümü gibi göstergeleri de olumsuz etkiler.

36 b-Dengesiz Gelir Dağılımı
Gelir dağılımı konusunda bir fikir vermesi bakımından, en üst gelir grubunu oluşturan nüfus ile geriye kalan nüfusun toplam gelirdeki paylarının karşılaştırılması yeterlidir. Gelir dağılımındaki dengesizliğin boyutu, bir ülkenin aynı zamanda kalkınma derecesi hakkında ipuçları verir. Bir ülkenin yoksulluğu ya da azgelişmişliği oranında, gelir dağılımındaki adaletsizliği de artmaktadır. Günümüz gelişmiş ülkelerinde ise gelir dağılımındaki dengesizlik giderek azalma eğilimi göstermektedir. Gelir dağılımına ilişkin istatistiksel verilere göre, azgelişmiş ülkelerin zengini çok zengin, fakiri ise çok fakirdir. Nijeryadan özel uçakla UK’ye diş tedavisine gidilmesi.

37 Tüik http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16083
Lorenz eğrisi: Grafikte eşit dağılımı ifade eden mutlak eşitlik doğrusu vardır. gelir dağılımı adaletsiz oldukça, Lorenz eğrisi Mutlak eşitlik doğrusundan uzaklaşır. arasında önemli bir değişme olmamış.

38 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2013
Yüzde 20’lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %46,6 iken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %6,1 oldu. En zengin kesimin geliri en yoksul kesimin gelirinin 7,7 katı oldu Tablo: Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı yüzde 20’lik gruplar,

39 Gini katsayısı Bu katsayı, Lorenz eğrisi yarıdmıuyla elde edilir.
Lorenz eğrisinin alanının, üçgenin alanına bölünmesiyle elde edilir. Lorenz eğrisi, aşağıya sarktıkça (adaletsiz gelir dağılımı arttıkça), bu oran da büyüyecektir. Katsayı, 0-1 arasıdır. En adil: 0 En adaletsiz: 1’dir. Adaletsiz durum arttıkça 1’e yaklaşır.

40

41 Kuznet Ters U hipotezi Buna göre,
Gelir düzeyi çok düşük ülkelerden orta gelirli ülkelere gidildikçe gelir dağılımındaki adaletsizlik artar. Orta gelirli ülkelerden yüksek gelirli ülkelere gidildikçe gelir dağılımındaki adaletsizlik azalır. Kuznet bu durumu, 1995’te tespit etmiştir. Size göre bu değişimin nedeni ne olabilir? Siz ekstradan neye bakabilirsiniz/bakarsınız?

42 c-Büyük oranlı yoksulluk
Poverty Herkesin kaçmak istediği bir durumdur. Kişi başına gelir önemlidir. Ancak gelirin adil dağılımı daha da önemlidir. Yoksulluk sınırı: temel ihtiyaçların dikkate alınmasıyla hesaplanır (yeme, içme, giyinme, barınma). Bu yaklaşıma göre PPP (SAGP) hesaplaması dikkate alınarak günlük 2 $ altında gelir elde edenler yoksul kabul edilirler. Açlık sınırı: sadece gıda üzerinden yapılan hesaplamadır.

43 Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk ORANLARI, 2002-2013
Yöntemler Methods 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Türkiye-Turkey Kişi başı günlük 2,15 $'ın altı (1) Below 2,15 $ per capita per day (1) 3.04 2.39 2.49 1.55 1.41 0.52 0.47 0.22 0.21 0.14 0.06 Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı (1) Below 4,3 $ per capita per day (1) 30.30 23.75 20.89 16.36 13.33 8.41 6.83 4.35 3.66 2.79 2.27 2.06 KENT-URBAN 2.37 1.54 1.23 0.97 0.24 0.09 0.19 0.04 0.02 24.62 18.31 13.51 10.05 6.13 4.40 3.07 0.96 0.94 0.60 0.64 KIR-RURAL 4.06 3.71 4.51 3.36 1.49 1.11 0.63 0.57 0.42 0.13 38.82 32.18 32.62 26.59 25.35 17.59 15.33 11.92 9.61 5.88 5.13

44 Çalışmada uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan yoksulluk sınırları tanımlanmıştır. Bu bağlamda,cari satın almagücü paritesine göre günlük kişibaşına 2,15 dolar ve 4,3 dolar değerleri yoksulluk sınırları olarak tanımlanmıştır. Eşdeğer fert başına tüketim harcaması, cari satınalma gücüparitesine göre günlük kişibaşına 2,15 dolar ve 4,3 doların altında kalanlar yoksul olarak belirlenmiştir.

45 Açlık&Yoksuluk sınırı
 Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Nisan ayında gıda harcamalarının %2.49 arttığını, dört kişilik ailenin Açlık sınırının bin 334 liraya, Yoksulluk sınırının ise 4 bin 344 liraya yükseldiğini açıkladı. Nisan 2015

46 Kalıcı yoksulluk http://www.poverty.org.uk/e15/index.shtml

47

48 d)-Tüketimin Bileşiminde Gıda Maddelerinin Yüksek Payı
Azgelişmiş ülkelerde gelir dağılımındaki dengesizlik, özel tüketimin bileşimine de yansır. Toplam özel tüketim içinde özellikle gıda maddelerinin sahip olduğu büyükçe pay, azgelişmişliğin önemli bir göstergesidir. Bu pay, azgelişmiş ülkeler arasında da önemli farklılıklar gösterebilir. Sanayileşmenin başlarında bulunan azgelişmiş ülkelerde, gıda maddelerine yapılan toplam harcama daha düşük görülebilir. Bunun nedeni, gıda maddeleri fiyatlarının, öbür mallara kıyasla daha düşük olmasıdır.

49 e)-Tasarruf ve Yatırımların Düşüklüğü
Azgelişmiş ülkelerde gelirin kullanımıyla ilgili olarak tasarruf eğiliminin düşük olması, gelirin dağılımı ile ilgili olarak da tasarrufların dengesiz dağılımı ve halkın büyük bir bölümünün hiç tasarrufta bulunmaması önemli bir özelliktir. Bu nedenlerle tasarrufların düşük düzeyde olması bir yana, bu fonların çoğu zaman “gösteriş” ya da geleneksel amaçlı tüketime yönelme tehlikesi de vardır. Her şeye rağmen düşük tasarruf eğilimi, sonuçta yatırım oranının da düşük olması sonucunu doğuracaktır. Yatırımların düşük düzeyde olmasında, yatırım fırsat ve isteğinin zayıf olması da önemli bir etkendir.

50 f)-Yetersiz Sermaye Birikimi
Sermaye birikiminin kaynağı net yatırımlar olduğuna göre, azgelişmiş ülkelerde, sermaye birikiminin neden yetersiz olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Oysa sermaye birikimi, daha sonraki bölümlerde ayrıntısıyla göreceğimiz gibi, bir ülkede gerek gelirin, gerekse üretim kapasitesinin artmasında, kısacası iktisadi kalkınmanın başarılmasında en stratejik unsurdur.

51 2-SİYASAL ve YÖNETSEL ÖZELLİKLER
Belirli bir sosyo-ekonomik ve kültür ürünü olan batı demokrasisi, bunu benimseyen çoğu azgelişmiş ülkede tam anlamıyla başarılı olamamış ya sürekli istikrarsızlıklara ya da diktatörlüklere yol açmıştır. Batı demokrasisinin siyasal yapı ve mekanizmalarının, azgelişmişlik olgusunu çözümlemede ne derece başarılı olacağı pek açıklığa kavuşmamıştır. Çoğulcu demokratik kurum ve düzenlemeleri benimseyen çoğu azgelişmiş ülkede, hala değişik siyasal mekanizmaların aranması, kimi zaman yazılı hukuk kurallarının -anayasal düzen- dahil hiçe sayılması sık görülen uygulamalardır. Bütün bunlar, insan haklarının olanca önemiyle öne çıktığı günümüz dünyasında bu ülkelerin sosyal, ekonomik ve kültürel koşullarını çağdaş bir demokratik düzenin gereklerine uydurmalarının kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Az gelişmiş ülkeler, siyasi bağımsızlıklarını II. Dünya harbi sonrası elde etmeye başlamıştır. Son 200 yılda özelikle 19 yy da Japonya hariç pek ok Asya ve Afrika ülkesi sömürge konumunda idi. Lütfen: xls: UK Sömürge ülkeleri . Kaynak:

52 Country Date Year Notes
Coutries or territories that have voted to remain in the United Kingdom[edit]                         Country Date Year Notes  Anguilla July 1971 Although not the result of a vote; Anguilla declared independence from St Kitts and Nevis in 1969, following a revolution, in favour of returning to British authority in 1971 with full overseas territory status returning in 1980.  Bermuda 16 August 1995 Bermudans voted against independence for the territory in a 1995 referendum by 73.6% to 25.7%.  Falkland Islands 11 March 2013 Falkland islanders voted in favour of remaining a British overseas territory by 99.8% to 0.2%.  Gibraltar 7 November 2002 Gibraltar held a referendum on whether or not to share sovereignty with Spain. They rejected the proposal by 98.48% to 1.02% in favour of remaining solely a British overseas territory.  Northern Ireland 8 March 1973 Voters in Northern Ireland were asked to decide if they wanted to remain in the United Kingdom or to leave and join with the Republic of Ireland. They voted in favour of the United Kingdom by 98.9% to 1.1%.  Scotland 19 September 2014 In the Scottish independence referendum, 2014, Scottish voters chose to stay within the United Kingdom by 55.3% to 44.7%.

53 Yönetsel Özellikler Bu sömürge ülkeleirn pek çoğu, idaresinde oldukları ülkenin siyasal ve yönetim özelliklerini benimsemiştir. Azgelişmiş ülkelerde devlet yönetiminin aşmak zorunda olduğu çok büyük engeller vardır. 1-Devlet, bir yandan geleneksel yönetim işlevlerini yerine getirmeye çalışırken, 2-Öte yandan da iktisadi kalkınma ile ilgili sorunları çözümlemeye çabalamaktadır. Özellikle iktisadi kalkınma için uygun bir ortamın yaratılması, yönetimin en önemli görevidir. Bu alanda göze çarpan başlıca aksaklıklar: planlamanın etkin olmaması, geniş anlamıyla altyapının yaratılamaması, vergi sistemi ile bütçe uygulamasının başarısızlığıdır.

54 Batı demokrasilerinden farklı olarak az gelişmiş ülkelerde politik kontrol nispeten küçük bir kesimin elinde toplanmıştır. Bu grubun içerisinde hükümet üzerinde doğrudan/dolaylı etkilere sahip olanlar bulunabilir (politik liderler, prensler, şeyhler, askerler, işadamları, cemiyet yöneticileri, toprak ağaları vb. Bir anlamda ülkeyi yönetmek bu elit tabakayla konsensüs sağlamaktan geçer. (Mısır, Mursi örneği)

55 Yönetsel Özellikler Azgelişmiş ülkelerdeki devlet yönetim mekanizmasının işleyişi üzerinde araştırmalarda bulunan Myrdal’a göre, azgelişmiş ülkelerde devlet yönetiminin etkinliğini önleyen en önemli eksiklik, toplumsal disiplindir. Myrdal toplumsal disiplin kavramını, esas olarak, Sorumlulukları üstlenme, Yasaları tam anlamıyla uygulama Ve onlara sıkı sıkıya uyma Devlet memurlarının görevlerini eksiksiz yerine getirmeleri konularında toplumun iyi niyetli davranışları olarak özetliyor.

56 Güney Kore’nin eski başbakanı Lee Wan-koo, dün savcılığa giderek ifade verdi. İntihar eden bir işadamının cebinden çıkan rüşvet listesinde adının geçmesi nedeniyle zor durumda kalan Lee, suçlamaları reddetmiş ancak artan kamuoyu baskısı üzerine koltuğunu bırakmıştı. İstifaya neden olan meblağ ise 27 bin dolar. ( )

57 Bu olumsuz durumları Riggs ve Lewis’e dayanarak şöylece sıralayabiliriz:
Memurlara ödenen maaşların genellikle düşük ve yetenekli memurların başarıları oranında yükselme olanaklarının kısıtlı olması. Yönetim organlarının faaliyetlerinde, ekonomik yaşamı düzenleyen temel hukuk kurallarına genellikle uymaması, yönetimin uygulamalarında tutarsızlıkların sıkça görülmesi. Bu arada, merkezi kontrol mekanizmasının etkin olmaması nedeniyle keyfi kararların alınmasının alışkanlık haline gelmesi; yönetimin hukuk dışı davranışlarından zarar görenlerin dertlerini anlatacak, haklarını alacak bir makamı bulamamaları. (Bkz. Ombudsman) Organizasyon yapısının ve yönetim uygulamasının siyasal, sosyal ve ekonomik gereklere uyum gösterememesi; Aşırı merkeziyetçilik, Yerel organlara yeterince yetki devredilmemesi; Açık olmayan ve sürekli değişen yetki ve sorumluluk dağılımı, Devlet kurum, organ ve kuruluşları arasında koordinasyon eksikliği, Alt yönetim kademelerinin aşırı bir biçimde doldurulması, Yönetim faaliyetlerinin yetersiz kontrolü gibi.

58 Ombudsman Ombudsman, şikayetleri ve bir takım teşebbüsleri ele alıp değerlendiren ve bunlara her iki taraf için de tatmin edici çözümler bulan kişidir. Kelime kökeni açısından İsveççe'de “arabulucu” anlamına gelen ‘ombuds’ ve “kişi” anlamına gelen ‘man’ kelimelerinden oluşmuştur ve aracı kişi anlamına gelmektedir

59 Ombudsman’ın Türkçe karşılığı için kamu denetçisi, arabulucu, kamu hakemi, medeni hakların savunucusu, parlamento komiseri gibi tanımlamalar teklif edilmiştir. Sonuç olarak, Ombudsman kamu hizmetlerinin yürütülüşündeki adaletsizlikler hakkında, konudan etkilenenlerden şikayetleri almak, bu konularda araştırmalar yapmak ve sorunları çözmekle görevlendirilmiş, bağımsız bir kamu otoritesidir.

60

61 KDK 29/6/2012 tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu ile idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak üzere TBMM’ye bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz özel bütçeli Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmuş olup, 29/3/2013 tarihi itibariyle şikayet başvuruları alınmaya başlanmıştır. Lütfen : Pdf KDK ve KDK 2015 dosyalarını açınız

62 https://freedomhouse.org/report-types/freedom-press#.VUuCcPntlHw

63 3-EĞİTİM ÖZELLİKLERİ Eğitim analizinde başvrulan temel kriterler:
Okur-yazarlık oranı, Okullaşa oranları, Eğitime GSYH den ayrılan pay Kurumlarda Öğretmen, öğrenci ve teknik eleman sayısı

64 Tablo 10.3 s. 217 Yürütülen programlar sayesinde 1960’tan 1980 li yıllara kadar geçen sürede okullaşma oranları neredeyse 2 kat artmıştır.

65 Resmi olarak organize edilmiş ilköğretim ve daha yüksek öğretim
EĞİTİM ve EKONOMİK KALKINMA Emeğin niceliksel kapasitesinin artırılması için yapılan faaliyetler Sağlık hizmetleri Meslek-içi eğitim Resmi olarak organize edilmiş ilköğretim ve daha yüksek öğretim 4. Firmaların kendi meslek-içi eğitimleri dışında organize edilmiş olan yetişkin eğitim programları 5. Değişen iş yaşamı ile ilgili olanaklar karşısında kişilerin ve ailelerinin uyum sağlayabilmeleri adına düzenlenen eğitim faaliyetleri (Bu sayede, yapısal işsizlikle mücadele edilebilir)

66 Az gelişmiş ülkelere bebeklerde
4-SAĞLIK ÖZELLİKLER Az gelişmiş ülkelere bebeklerde hastalığa yakalanma oranı ve ölüm oranlarının yüksek oluşunun sebebi yoksulluktur. Yoksulluğun doğurduğu sorunlar: Kanalizasyon, çöp, temiz suya erişim vb.

67 Tablo 10.4

68 Ekonomik Kalkınmanın Anahtarlarından Biri: Sağlıklı Toplum
Daha sağlıklı toplum, daha yüksek emek verimliliği anlamında... 1993 Dünya Bankası Raporuna göre, “... AGÜ’lerdeki elverişsiz sağlık koşulları, gelişmiş ülkelerdeki ile kıyaslandığında, 1000 kişi başına günlük iki veya üç katı daha fazla iş günü kaybına yol açıyor...” Örneğin, Hindistan’daki 645 bin cüzamlı hastanın deformasyonunun iyileştirilmesi sonucu, bu kişilerin çalışabildikleri gün sayısının arttığı, bunun da Hindistan’ın GSMH rakamlarına 130 milyon $ ek gelir olarak yansıdığı belirtilmektedir. Bu rakam Hindistan’ın o yıl aldığı dış yardım miktarının yüzde 10’una eşittir.

69 Afrika’da Açlık ve Yetersiz Beslenme

70 Seçilmiş Bazı Ülkelerde Çocuk Ölümleri, 2006
(1000 yeni doğan içinden) ABD Bangladeş Fransa Hindistan Kenya İsveç 6.4 60.8 4.2 54.6 59.3 2.8 Japonya Mozambik Norveç Nijerya Pakistan 3.2 129.2 3.7 97.1 70.5

71 Country Name 2012 bebek ölüm sayısı India 1,073,768 Nigeria 519,406
Pakistan 336,606 Congo, Dem. Rep. 236,818 China 216,772 Ethiopia 139,207 Indonesia 122,994 Bangladesh 108,120 Angola 94,707 Afghanistan 74,229 Kenya 72,610 Tanzania 69,341 Uganda 69,317 Sudan 63,992 Mozambique 59,444 Philippines 55,477 Mali 52,977 Cote d'Ivoire 51,951 Niger 50,843 Lütfen: XLS dosyasını açınız WDI 2012

72 Dünyanın En Yüksek Doğum ve Ölüm Oranına Sahip Ülkeler, 2005
Nüfustaki Hızlı Büyümenin Nedenleri Dünyanın En Yüksek Doğum ve Ölüm Oranına Sahip Ülkeler, 2005 (1000 kişi başına) Nijer Malawi Sierra-Leone Nijerya Afganistan Doğum Oranı 56 50 47 43 48 Ölüm Oranı 22 19 24 Sahra-Altı Afrika Pakistan Brezilya Türkiye Kanada 41 34 21 10 17 7 ABD G.Kore Litvanya Macaristan Almanya 14 9 8 5 12 13

73 Gelişmekte Olan Ülkelerin Sağlık Alanında
Karşılaştığı Başlıca Problemler Kaynak dağılımındaki yetersizlikler Eşitsizlik Etkinsizlik Artan maliyetler

74 Seçilmiş Ülkelerde Sağlık Harcamalarının
GSYİH’daki Payı, 2003 (%) ABD 15.2 Hindistan 4.8 Afganistan 6.5 İsveç 9.4 Almanya 11.1 İsviçre 11.5 Bangladeş 3.4 İtalya 8.4 Belçika Nijerya 5.0 Endonezya 3.1 Norveç 10.3 Fransa 10.1 Pakistan 2.4 Filipinler 3.2 Türkiye 7.6

75 Country Name (en İYİLER) 2012 Sağlık harc/GDP United States 17.0
Marshall Islands 15.6 Tuvalu 15.0 Micronesia, Fed. Sts. 12.8 Netherlands 12.7 Lesotho 12.1 Moldova 11.8 France 11.6 Switzerland 11.4 Maldives Germany 11.3 Rwanda 11.2 Austria 11.1 Denmark 11.0 Canada 10.9 Belgium Sierra Leone Serbia 10.6 Japan 10.3 New Zealand 10.2 Country Name (en KÖTÜLER) 2012 Sağlık harc/GDP Timor-Leste 1.4 Myanmar 1.8 Turkmenistan 1.9 Lao PDR Qatar 2.2 Brunei Darussalam 2.3 Kuwait 2.6 Oman 2.7 South Sudan Pakistan 2.8 United Arab Emirat 3.0 Eritrea Indonesia Sri Lanka 3.1 Syrian Arab Rep 3.3 Madagascar Nigeria 3.4 Equatorial Guinea Angola 3.5 Bangladesh

76 Lütfen : XLS dosyasına bakınız

77 5-YÜKSEK ORANLI NÜFUS ARTIŞI
Dünya nüfus artışının en yüksek olduğu bölge Sahra altı Afrikadır (sub-Saharan). %2,4

78

79

80

81

82

83

84

85

86

87

88

89

90 Nüfus artış hızı farkı? Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızlı nüfus artışının temel sebebi, doğum oranlarının yüksek oluşudur. Bu sayede 0-14 arası nüfus ta artar. Ör: 2009 yılında az gelişmiş ülkelerde 0-14 yaş arası toplam nüfusun % 36,9 iken, bu oran gelişmiş ülkelerde % 18,5 idi. Bağımlılık oranı: [Toplam nüfus/15-64]x100 Yani=tüketen nüfus/üreten nüfus Bu oran, az gelişmiş ülkelerde daha yüksektir. Çünkü, 0-14 yaş arası tüketen nüfus burada daha fazladır.

91 Çeşitli Ülkelere Göre Nüfus Artış Hızı, %
ABD İsrail Slovenya Macaristan BAE 1.0 2.3 0.4 - 0.1 7.2 0.9 1.6 - 0.1 - 0.3 2.7 Norveç Pakistan Uganda Madagaskar Rwanda 0.5 2.9 3.3 2.5 2.0 3.7 2.1 Nijerya Malawi Etiyopya Ekvator Türkiye 3.1 2.8 2.2 1.4 1.2

92 Dünyada Nüfus Açısından 10 Büyük Ülke, 2005 (milyon)
1. Çin 1,304 6. Pakistan 162 2. Hindistan 1,104 7. Bangladeş 144 3. ABD 296 8. Rusya 143 4. Endonezya 222 9. Nijerya 132 5. Brezilya 184 10. Japonya 128 Lütfen: xls Ülkelerin Nüfusu dosyasını açınız

93 Dünya Nüfusunun Genel Seyri (milyar)
1000 1250 1500 1750 1800 1900 1920 0.30 0.31 0.40 0.50 0.79 0.98 1.65 1.86 1940 1980 1990 2005 2020 2030 2040 2050 2.30 4.44 5.27 6.47 7.57 8.19 8.70 9.07 Farklı Doğum Oranlarına Göre Dünya Nüfusu Tahminleri (milyar) 2010 2020 2030 2040 2050 Düşük Doğum Oranı 6.78 7.28 7.62 7.75 7.68 Orta Doğum Oranı 6.84 7.57 8.20 8.70 9.07 Yüksek Doğum Oranı 6.90 7.87 8.78 9.71 10.64 Sabit Doğum Oranı 6.88 7.82 8.85 10.0 11.65 Bazı Ülkelerin 2050 Yılına ait Nüfus Tahminleri (000) Bangladeş Çin Etiyopya Endonezya Brezilya 242,917 1,392,307 170,190 284,640 253,105 Hindistan Meksika Japonya ABD Türkiye 1,592,704 139,015 112,198 394,976 101,208

94 Hızlı Nüfus Artışının Ekonomik Kalkınma Açısından Sorunları

95 6-YÜKSEK ORANLI İŞSİZLİK VE EKSİK İSTİHDAM
Az gelişmiş ülkelerde işsizlik oranı % arasıdır. Daha önemlisi: yaş grubu eğitimli bireylerin işsizlik oranı, ortalamanın 2 katıdır. Yani nitelikli işgücünden yararlanılmayarak, ek bir maliyet oluşturulmaktadır. İşgücünün ağırlıklı bir kısmı vasıfsızdır.

96 7-TARIMIN SEK. HAKİM NİTELİĞİ
Az gelişmiş ülkelerde, tarım eski tek. İle yapılır. Büyük çiftlikler ve tarım arazilerinde yapılmaz. Genelde kendileri için üretirler. İstihdamdaki Paylar: Tarım Sanayi Hizmetler Az gelişmiş % % %10-30 Gelişmiş % 10 dan düşük % %60-70 Türkiye %24 % %54 Üretimdeki Pay Tarım Sanayi Hizmetler Türkiye %10 % %56

97 Tablo 10.6

98 8-SOSYAL YAPI ÖZELLİKLERİ
Az gelişmiş toplumun özellikleri: Kadının sosyal statüsü, Çocuk işçileri fazlalığı, Orta sınıfın az olması, Çoğu az gelişmiş ülkede, gelenek, dini inançlar hakimdir. Bu tür toplumlarda bireysel ilişkilerde, akrabalık, hemşehrilik, bir gruba bağlı olma belirleyicidir. Ekonomik anlamda bireycilik ve girişimcilik duyguları körelmiştir. Bunun yerine herşeyin devletten beklendiği (bazı Arap ülkeleri) kamucu yada hazırcı bir anlayış hakimdir.

99 Azgelişmişliğin Pazar Yapısı Özellikleri
İkili yapı özelliği

100 Pazar Yapısı ve Sorunları
Bir ekonomide pazar yapısı, kurumsal yapı tarafından belirlenir. Pazar yapısı, bir ekonomide kaynak kullanım tercihlerini etkileyen ve geçmişteki tercihleri yansıtan bir araç değişkendir. S:Pazar yapısı kavramında ne anlaşılır? C: Ekonomide faaliyette bulunan girişim ve işletmelerin hukuksal yapısı, mülkiyet yapısı, bunların sayıları, büyüklükleri, çalışma koşulları anlaşılır. Böylece pazar yapısı, pazara giriş koşullarını (serbest giriş ya da kayıtlı giriş), rekabet koşullarını, fiyat oluşum koşullarını, karar birimlerinin niteliğini, teknolojik düzeyi ve genel üretim koşullarını yansıtır.

101 Az gelişmiş ülkelerde Pazar Yapısı ve Sorunları
1. Pazar koşullarını olumsuz kılan geleneksel davranışlar: Bu davranış biçimi, paralı değişim sürecini önleyen bir dizi olumsuz sosyal mekanizmalar, kurallar ve kurumlarla azgelişmiş ülkelere özgü bir pazar yapısı yaratır. 2. Bizzat özel girişim ve işletmelerin pazarı yönlendirici ve rekabeti önleyici davranışları Başka bir deyişle az sayıda büyük yabancı ya da yerli girişimin tekelci eğilimleri. (ÖR: Afrika Kıtasında yer altı zenginliklerinin işlenmesi.) 3. Son olarak devletin gerek mal gerekse faktör pazarlarına çeşitli gerekçelerle müdahalede bulunması.

102 İkili Yapı Özelliği Bu ülkelerde bir yandan ileri gelişmişlik düzeyindeki ülkelerin pazar yapısına, ileri teknolojisine, gelişmiş sosyal ilişkilere, ileri kurum ve organizasyonlara rastlanabileceği gibi, (Bu nitelikler azgelişmiş ekonomilerin Modern kesimini TEMSİL EDER) Öte yandan geri kalmışlığın tipik özelliklerinden aile ekonomisi, geri ve ilkel teknoloji, durgun bir sosyal yapı, geleneksel kurum ve organizasyonlara rastlanabilir. Sayılan bu niteliklerden azgelişmiş Geleneksel kesimi temsil eder.

103 a)-Modern Kesim Üretim ve tüketimin birbirinden bağımsız birimlerce yapıldığı, paralı, hatta kredili değişimin yapıldığı, pazarların uluslararası boyutlara ulaştığı kesimdir. Modern kesim ihtiyaç duyduğu işgücü ve hammaddeyi geleneksel kesimden sağlar. Sermaye mallarını genellikle dış ülkelerden ithal eder. Bu kesimde yabancı ortaklı yerli girişimcilik oldukça yaygındır. Oldukça ileri üretim tekniklerinin kullanıldığı bu kesimde üretim organizasyonu da modern bir niteliktedir.

104 b)-Geleneksel Kesim Kapalı bir ekonomi görümündedir. Üretim ve tüketim genellikle aynı birimlerde toplanmıştır; dolayısıyla pazar yapısını oluşturacak değişim süreci gelişmemiştir. Bu kesimde işgücünün marjinal verimliliği sıfır ya da sıfıra çok yakındır. Geleneksel davranış biçimlerinin egemen olduğu bu kesimde sosyal akıcılık yok denecek kadar azdır. Nüfus artışı sürekli ve hızlıdır. Sermaye birikiminin yetersiz oluşu ve doğal kaynakların azlığı, artan nüfusun istihdam edilmesini engeller ve gizli işsizlik büyür.

105 Azgelişmiş Ülkelerin Özellikleri
Ekonomik özellikleri Kişi başı düşük gelir. Yetersiz sermaye. Hammadde ihracatı fazla. Çalışan nüfusun yaş ortalaması düşük. Yaşam standartları düşük. Tasarruflar azdır. Tarım özellikleri İklime bağımlılık fazla. Tarımsal üretim düşük. İlkel tarım metotları. Tarımda çalışan kişi sayısı fazla . Tarımda makineleşme az. Tarımsal ürünlere dayalı sanayi faaliyetleri ön plan çıkar.

106 Azgelişmiş Ülkelerin Özellikleri
Demografik Özellikler Nüfusun büyük kısmı kırsal bölgede yaşar. Bebek doğum ve ölüm oranları yüksektir. Ölüm oranları yüksektir. Çocuk ve genç nüfusu ülke nüfusunun büyük bir kısmını oluşturur. Ortalama yaşam süresi kısadır. Yaşlı nüfus azdır. Kültürel Siyasal Özellikler Eğitimin yetersiz olması. Okur yazar oranının düşük olması. Kitap,Dergi Gazete okuma oranının düşük olması. Eğitim sebepli göçlerin fazla olması. Kız çocukların okula gönderilme oranının düşük olması. Bölgeler arası sosyalleşme farklılıkları.

107 Azgelişmiş Ülkelerin Özellikleri
Teknolojik ve diğer özellikler Teknolojik imkanlardan halkın yeterince yararlanamaması. Kişi başına düşen elektrik kullanımın az olması. Teknolojik yetersizlik. Üretim düzeyi düşüktür. Teknolojik gelişimin şehirlerde yoğunluk kazanması. Sanayileşme süreci geri kalmış ve yavaştır.

108 Az gelişmişliğin şematik çerçevesi Todaro (1989)

109 Az gelişmişlik ve Gelişmişlik: Çok boyutlu şematik özet
Tadora (1989)’a göre az gelişmişliğin üç önemli unsuru vardır: Düşük yaşam standartları, Düşük kendine saygı Sınırlı özgürlükler

110 Az gelişmişlik ve Gelişmişlik: Çok boyutlu şematik özet
Düşük yaşam standartları: düşük gelirden kaynaklanır. Düşük gelir ise düşük emek verimliliğinden kaynaklanır. Burada emek verimliliğiyle ilgili kısır bir döngü vardır. Arz yönü: kötü beslenme&sağlık Düşük emek verimliliği düşük gelir, Talep yönü: Sınırlı eğitim olanakları yetersiz yönetim becerisi düşük emek verimliliği düşük gelir

111 2. Düşük kendine saygı: Belirli bir gelir düzeyine sahip olan bireylerin gelir kaybına, refah kaybına uğramaları neticesinde kendine olan saygıları ve asaletleri de olumsuz etkilenir. ÖR: Japonların evsiz kalmaları ve toplumdan kopmaları Ancak, az gelişmiş ülkeler zaten çok düşük gelir düzeyinde olduklarından dolayı, böyle bir duygu içerisine girmezler.

112 3. Sınırlı özgürlükler : ülkeleri ve insanları zayıflığa ve uluslarası ekonomik kuralları kabule zorlar. Bununla birlikte bu ikisi arasında (düşük kendine saygı-sınırlı özgürlükler) nedensellik ilişkisi de vardır. Düşük kendine saygı düzeyine sahip toplumların, psikolojik ve fiziki dayanırlılıkları yoktur ve seçme özgürlüklerini kaybederler.


"Ancak, Kalkınma sorunları," indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları