Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Otizm Nedir Otizm iletişim ve sosyal gelişim alanlarındaki kısıtlılıkla seyreden ve çocuğun gelişimini önemli derecede olumsuz etkileyen bir bozukluktur.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Otizm Nedir Otizm iletişim ve sosyal gelişim alanlarındaki kısıtlılıkla seyreden ve çocuğun gelişimini önemli derecede olumsuz etkileyen bir bozukluktur."— Sunum transkripti:

1 Otizm Nedir Otizm iletişim ve sosyal gelişim alanlarındaki kısıtlılıkla seyreden ve çocuğun gelişimini önemli derecede olumsuz etkileyen bir bozukluktur. Doğuştan gelen bir bozukluk olmasına rağmen, belirtiler bebeklik ve erken çocukluk döneminde belirmeye başlar. Konuşmanın gecikmesi veya gelişmemesi, ilgi alanlarında sınırlılık, insanlar ile ilişki kurma yerine cansız nesnelerle ilgilenme, oyuna ilgi duymama, yaşıtlarıyla oyun oynamama ve tekrar edici basmakalıp davranışlarda bulunma gibi özellikler ile kendini gösterir

2 Otistik çocuklarda normalden sapan davranışlar 4 grupta toplanır.
1.Sosyal etkileşimde yetersizlik: Gözlerinize bakmazlar, Kayıtsızdırlar, İsmi ile çağrıldığında çoğu kez aldırmazlar, Duymuyormuş gibi davranırlar, Yaşıtları ile oyun oynamazlar Tek başlarına kalırlar,

3 Başkalarının duygularını ve düşüncelerini anlamakta güçlük çekerler ya da uygun İletişimde ve oyunda yetersizlik: Konuşma gecikir, dil gelişimi geride kalır, Konuşmayı bir iletişim amacı ya da aracı olarak kullanmazlar Beden dilini kullanmada ya da anlamada zorlanırlar Oyuna ve oyuncağa ilgisiz kalırlar Rol yapmazlar, hayali oyunları yoktur.

4 3. Takıntılar: Nesne takıntıları vardır, herhangi bir nesneyi özellikle sert nesneleri ellerinde tutarlar, taşırlar. Çevirerek, döndürerek izlerler ya da koklarlar El çırpma, sallama, sallanma, koşma, dönme gibi yineleyen davranışları vardır, Sadece bir ya da birkaç kısıtlı konu ile ilgilenirler, Günlük yaşamda belli işleri, belli şekillerde yapma konusunda aşırı ısrar ederler . Düzen değişikliklerine ya da aksamalara karşı aşırı tepkide bulunurlar. Genellikle değişime direnç gösterirler . Aynılıkta ısrarları vardır

5 Diğer belirtiler: Görme, işitme, tat, koku ya da dokunma duyularının bazılarında ya da tümünde aşırı duyarlık gösterirler, Acıya karşı duyarsızdırlar. Düştüklerinde, yaralandıklarında canının yandığına ilişkin tepki göstermezler, Aşırı hareketlilik ya da hareketsizlik gösterirler, Tehlikeler karşısında duyarsızdırlar. Bu belirtilerin birkaçı ya da çoğu bir arada gözlenebilir

6 Otistik çocuklarda dikkat edilmesi gerekenler
Otistik çocuğu olan aileler için en önemli soru, kendilerini nelerin beklediği ve çocuklarını ileride nasıl olacağıdır. Özellikle çok erken yaşlardaki duruma bakıp çocuğun ileride hangi noktaya geleceğini ve nasıl bir gelişim göstereceğini kestirmek zordur. Aileler çocuklarının öncelikli olarak konuşup konuşamayacağını sonra, okula gidip gidemeyeceğini giderse ne tür güçlüklerle karşılaşacaklarını bilmek isterler. Çocuğun içinde bulunduğu durumun erken fark edilmesi ve eğitim aldığı sürece çocuğun izlenmesi, güçlü ve zayıf taraflarının ortaya çıkarılması aileye ve eğitimciye yol gösterir. Otizmde ilerisi için umudu artıran etkenlerden birincisi erken tanıdır

7 Çocuğun yaşı ve gereksinimi göz önüne alınarak bireysel tedavi uygulanmalıdır.

8 Otistik çocukların kendi haline bırakılmaması gerekir
Otistik çocukların kendi haline bırakılmaması gerekir. Bu nedenle belirli bir düzen içinde eğitim ve öğretim olanaklarından yararlanması sağlanmalıdır.

9 Otistik çocuğun gelişimini etkileyen bir diğer faktör de çocuğun için de bulunduğu çevredir. Otistik çocukların da tüm çocuklar gibi bol uyarana gereksinimleri vardır. Çocuğun uyaranları kabul derecesine göre çevresi düzenlenmelidir. Çocuğa;  dokunmak  onunla konuşmak  çevresinde olup biteni onun anlayabileceği gibi sade bir dille ona anlatmak, yaşadıklarını, birlikte geçirdikleri anları çocuğa anlatmak,  masal ve hikaye okumak,  resimli kitaplara bakmak ve  günlük kullanım alanı içindeki eşyaların adını, işlevini öğretmek önemlidir. Oyun alanı, oyuncaklar, yaşıtlarıyla birlikte olma, sosyal yaşamın bir parçası olma çocuğun gelişimini hızlandırır.

10 Otistik çocuklarla ilgilenirken birinci adım çocukla ilişki kurmaktır
Otistik çocuklarla ilgilenirken birinci adım çocukla ilişki kurmaktır. Çocukla ilişki kurarken, eğer çocuğun tercih ettiği bir ilişki ya da oyun varsa, öncelikle onun seçilmesi ve sürdürülmesi gerekir. Çocuğun ilişki biçimi ya da oyunu tek düze olsa bile, bu oyun ya da ilişki şekli, yetişkin tarafından zaman içinde zenginleştirilebilir. Ancak otistik çocukların çoğu ilişki aramaz, kendi başına yineleyici davranışlar yaparlar. Bu durum da anne babayı ümitsizliğe düşürür ve çabuk pes etmelerine neden olabilir. Bu durumda ilişki kurmanın çeşitli yolları denenmeli ve pes etmeden uygun olan yol bulunmalıdır. Genellikle her çocuk gıdıklanma, hoplatma, kucakta yüz yüze oturarak sallanma ve şarkı söyleme gibi oyuncaksız oynanabilen oyunlardan keyif alır. Çocukla ilişki kurmaya çalışırken ve oyunlar oynanırken; - çocukla yüz yüze ve göz göze gelmeye çalışılmalıdır - çocukla oynayan kişinin oyunlara keyifle ve içtenlikle katılması önemlidir. Mekanik ve ödev gibi yapılan oyunlara çocuklar da içtenlikle katılmazlar. Çabuk geri çekilirler.

11 İlişki kurma yollarından bir diğeri de, hayali oyunların geliştirilmesidir. Otizmi olan çocukların temel belirtilerinden bir tanesi de kendiliğinden hayali oyuna başlamamaları ya da katılmamalarıdır. Bu tür oyunlar için, evcilik oyuncakları gibi hayali oyunlar oynayabileceği oyuncaklar gerekir. Günlük yaşamını anlayabileceği ve anlamlandırabileceği yeme yedirme, uyku, alışveriş ve pikniğe gitme gibi oyunların oynanması yararlıdır. Oynanan oyunlar çocuğun ilgisini çekmiyormuş gibi görünse bile oyun sürdürülmelidir. Oyuna ilgi çekebilmek için önce oyuncağın işlevi gösterilir sonra çocuğun yaşantısıyla ilgili önemli olaylar oyunlaştırılır. Bütün çocuklar için yemek yemek, yedirmek, uyumak ve uyutmak, banyo yapmak berbere gitmek, doktora gitme önemli olaylardır. Hayali oyunlar çocuğun belleğinin gelişmesini, hayal kurmasını, olayları akılda tutmasını sağlar. Yaşam olayları, günlük yapılan faaliyetler kısa hayali oyun senaryoları haline getirilip, 2-3 cümlelik oyunlar şeklinde oynanabilir. Eğer oyun çocuğun ilgisini çekmediyse 4-5 dakika sürdürülür ve belirli sonuç bölümüyle sonlandırılır. Bu oyunlar esnasında öncelikle çocuğun ilgilendiği oyun üzerinden ve onu izleyerek oynamaya dikkat edilmelidir.

12 Etkinlikler çocuğun gelişimsel düzeyine, dikkatini toplama süresine, bellek kapasitesine ve el becerisine uygun olmalıdır. Çocuğun gelişim düzeyinin üstündeki etkinlikler onu başarısız hissettireceğinden hevesini azaltacaktır.

13 Çocukla ilişki kurulurken ve eğitimde kullanılan dil çocuğun düzeyine uygun olmalıdır. İletişim problemi olan çocuk için kısa ve net cümleler kullanmak önemlidir.  Çocuğun oyun ve eğitim saatlerini tek ve uzun bir sürede yapmaktansa kısa sürelerde sık sık tekrar ekmekte yarar vardır.  Çocuk ile konuşurken onun göz seviyesine eğilmek ve ona bakarak konuşmak gerekir.  Çocuktan bir şey yapması istenirken kısa ve net cümleler kullanılmalıdır, örneğin “buraya gel” gibi ve vurgulanarak söylenmelidir.  Çevrede çocuğun dikkatini dağıtacak uyaranlar olmamasına özen gösterilmelidir.  Oyun kurulacak malzeme ile çocuğun önceden serbestçe oynayıp keşfetmesi çocuğun oyuna merakını arttırır.  Çocuğun dikkatini toplamasını kolaylaştırmak için abartılı mimikler, tonlamalar yapmak etkili olacaktır. İlişki kurma aşamasında zorluk çekilen davranışlar arasında; göz göze gelme adıyla çağrıldığında bakma, selamlaşma, anlama, taklit, istekleri yerine getirme, farkındalık davranışları sayılabilir. Göz göze gelme ve adı söylendiğinde bakma sağlandıktan sonra, ilişki kurma boyutunda çok önemli bir mesafe kaydedilmiş

14 Otistik çocukların öğrenme özellikleri
Organizasyon Güçlüğü; otistik çocuk için organizasyon karmaşık, birbiriyle bağlantılı ve soyut bir durumdur. Sistematik alışkanlıklar ve çalışma rutini oluşturulması bu güçlüklerin giderilmesinde etkili olur. Bu amaçla organizasyon güçlükleri için beceri kontrol listeleri hazırlanabilir. Görsel programlar ile çocuklara neyi tamamlamış oldukları bundan sonraki aşamada yapılması gereken şeylerin neler olduğu ve ne şekilde devam edileceği gösterilmiş olur.

15 Dikkatin Kolaylıkla Dağılması; otistik çocukların dikkatleri bir biçimde dağılıyor olsa da, dikkatlerini dağıtan unsur çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bu durumda çocuğun dikkatini dağıtan unsur belirlenmeli ve ona uygun bir çevre düzenlemesi yapılmalıdır.

16 Otistik çocuklar yapmaları gereken işlerin sırasını sıklıkla unuturlar
Otistik çocuklar yapmaları gereken işlerin sırasını sıklıkla unuturlar. Sıralamalar var olan ilişkilerin fark edilmesini gerektirdiğinden eğitimci tarafından genellikle göz ardı edilir.  Genelleme güçlükleri yaşarlar, belirli bir ortamda öğrendiklerini diğer bir ortama aktarmakta güçlük yaşarlar. Uygun genellemeler yapılabilmesi sıralamalar için gereken ilkelerin anlaşılmasını ve benzer durumlarda uygulanmasını gerektirir. Genelleme becerilerinin geliştirilmesi için anne babalarla uzmanların dayanışma içinde olmaları, benzer yaklaşımları benimsemeleri ve benzer becerilerin geliştirilmesine odaklanmaları gerekir.

17 Acaba otistik kişiler zihinlerini açmayan kişiler midir?
Otizm duygusal bir bozukluk değil, az çok yetiştirilme çevresine ve ev ortamına zihinlerini kapatan ve psikolojik bir hastalıktır. Bu demektir ki; otistik çocukların zihinlerini kreş ve eğitim ile açtıramazsınız. Şu kesindir ki, bilgi girdisi ve bilgiyi işleme gibi doğuştan gelen sorunlarından dolayı, otistik çocuklar ile sıradan yollarla iletişim kurmak bizim için zordur. Dil öğrenme zorluğu gibi onların doğuştan gelen iletişim sorunları onları uygunsuz davranışlara yöneltir, ama bu uygunsuz davranışlar bizim tutumlarımızın sonucudur. Örneğin, bebeklik çağında çocukların konuşmaması hakkında sağa sola danışıp aldığınız tavsiye üzerine çocuğu konuşmaya çok zorlamak, onun daha çok kafasının karışarak dilinizi anlamamasına sebep olur. Mesela dilini bilmediğiniz yabancı bir ülkeye gittiğinizi düşünün. Yabancılar size hızlı ve bağırarak konuşuyor. İşte otistik çocuklar için de bu yabancılar biz büyükler olabiliriz.

18 . Ailelere ve uzman otistik çocuk eğitimcilerine söylenecek iki önemli şey vardır.
1- Otistik çocukları daha kolay anlamak için iletişim araçları yapmak zorundayız. Bir çok otistik çocuk görsel bilgiden etkilenirler.Bu onların görerek düşündüklerini gösterir. Sizin görsel örnekler göstermeniz önemlidir. Bunun yeterliliği otistik çocuğun görsel gücünün karakterine bağlıdır. Resim gibi araçların otistik çocukların konuşma işlevini geliştirdiği hakkında bir çok araştırmalar vardır.

19 2-Otistik çocukların iletişim becerilerini geliştirmek zorundayız.
İlk işlerimizden biri ‘konu öğrenme’ dir. Çünkü daha çok anımsama kabiliyeti geliştirmek daha çok iletişim becerisi gelişimini sağlar. Örnek olarak, renk, şekil vs. öğreniminden sonra Dada, panik duygusu olmadan, duygularına öncekinden daha çok hakim oldu. Dada’nın, dünyasını aklında düzenlemiş olduğunu anlayabiliyorduk. Dada’ya çeşitli deneyimler de verdik. Hem konu öğrenimi hem de boş zaman etkinliği olarak resim yapma, paten kayma vs. gibi çeşitli deneyimlerin işbirliğiyle yürüyeceğini görüyoruz. Bireysel olarak, çocukların gereksinimleri hakkında düşünün.

20 Otistik Çocuklar için Sesle Dikkat Toplama Noktaları
Otistik çocuklar dil güçlüğü çekerler. Çok kelime bilseler bile, cümleleri düzenlemek onlar için hala güçtür. Belki de bu sebeple konuşmaları anlamak onlar için zordur. Sonuç olarak, onların kolaylıkla anlamalarını sağlayacak yolu bulmak zorundayız. Bunun içinde,

21 Açık ve Kısa Cümleler Örneğin,odayı kirlettiklerinde aşağıdaki cümleleri kullanmamalısınız. “Odaya çöp atmamalısın. Oda kirleniyor. Bundan herkes nefret eder, bunun için çöpleri topla ve temizce çöpe at.” Bu uzun ve kibar cümleleri otistik çocukların anlaması çok zordur. Dahası ,otistik çocukların “herkes”in kim olduğunu “nefret etmenin” ne olduğunu anlamaları zordur. Bu durumda “çöpleri topla” demek otistik çocuğun anlaması için kolay ve basittir ve de “temizce” kelimesi de onlar için zor bir kelimedir. Otistik çocukların soyut kelimeleri anlaması çok güçtür. Öyleyse otistik çocuklara bunu nasıl anlatalım? Daha somut bir biçimde açıklamalıyız. Mesela, “Çöpe at”. Otistik bir çocuğa “çöpleri çöpe atma” yı bir resimle göstermek iyi bir yoldur

22 Olumlu cümleler kullanın: (×) uygun olmayan ifade (○)Uygun ifade
Kapıyı kapatmadan odaya giriyor. Kapıyı açık bırakma. (×) Kapıyı kapat.( ○) Elişi dersinde kili atıyor. Kili atma. (×) Kili sıraya koy. (○) Tuvaletten sonra pantolonunu çekmeden sınıfa geliyor. Böyle yapılmaz, çok ayıp. (×) Pantolonunu çek. (○)

23 İstemediğiniz şeyleri (×) ile gösterin
Su ile oynamayı seven bir çok otistik çocuk vardır. Dada beklenmedik bir şekilde musluğu kapatıp bizi kızdırdı. Azarlamanın faydası olmadı. O anda oynamayı kesti ama sonra yine yaptı. Musluğun üzerine “Dokunma” yazan ve büyük kırmızı bir “×” bulunan bir kart koymak fayda sağladı. Yasaklama kartı azarlamaktan daha iyidir. Dada kartı okuyarak uslandı. Suyla oynamaya gelince, biz Dada’nın suyla oynama isteğini ev işlerine yönlendirdik. Mesela yemek pişirmek ve bulaşık yıkamak gibi. Dada başarma duygusunu hissediyor gibi görünüyor, çünkü ona övgüler yağdırıyoruz.

24 Beklenti Gereksinimleri
Otistik çocukların zaman kavramını anlamaları zordur. Otistik çocuklar belirsiz zaman akışını iyi algılayamazlar. Gelecek her zaman umutları kapsar, öte taraftan gelecek bilinmeyendir ve bir çok endişeyi de beraberinde getirir. Biz bir şey yapmadan önce aklımızda canlandırırız. Deneyimlerden elde ettiğimiz ipuçlarıyla, olabilecekleri tahmin ederek hareket edebiliriz. Otistik çocuklar geleceği öngöremezler. Otistik çocuklar kavramı anlamakta iyi değildirler, bu sebeple toplundaki neden-sonuç ilişkisini anlayamazlar. Otistik çocuklar bazen iyi, bazen kötü mü gittiklerini algılayamazlar. Neticeyi bilmek onları rahatlatır. Böylece aynı kalıptaki davranışları yapmak isterler.

25 İyi Davranışlar Kazandırmak
Çocuk büyütürken onları azarlamamak bizim için zordur. Bazen tehlikelerden kendilerini korumaları için onları uyarmak zorundayız. Otistik çocukların iletişim ve sosyal gelişim sorunları vardır. Kelimelerin anlamlarını, toplundaki neden-sonuç ilişkisini anlayamazlar. Onların duyumlarına göre davranışlarını değiştirmeleri çok zordur. İyi derecede konuşma diliyle iletişim kuran otistik çocukta bile bu böyledir. Yetiştirmek için bize göre iyi davranışlar kazandırmak gereklidir.

26 Dünyamızda çok fazla “Bunu yapma” kelimeleri vardır “Sen beni hiç anlamıyorsun.” (×) “Hiç yapmadığını söyledin”(×) . Otistik çocuklar sözlü dili kendi zihinlerinde görsel dile çevirerek sesleri anlarlar. Otistik çocuklar yüksek sesten son derece rahatsız olabilirler. Bir düşünsenize, “bunu yapma”, yanlış yol”, “X” gibi dönütleri tekrar tekrar gözünüzün önüne getiriyorsunuz, hem de gürültülü bir sesle. Otistik çocukları sadece ölümcül bir kazayı önlemek veya ahlaki bir yasaklama durumunda yüksek sesle uyarabilirsiniz. Nadir durumlarda yüksek sesle uyarmak onların anlamaları için etkili olacaktır.

27 Otistik çocuklara somut örnekler vermeliyiz ve sonra bir şeyler elde ettiklerinde onları kutlamalıyız. Dada okuluna 45 dakika yürüyerek ulaşıyor. Yolda kanal ilgisini çeker ve sık sık kanalın içine iner. Ona “kanaldan dışarı çık” deriz, “kanalın içine inme” demeyiz. Dada kanaldan çıktığında hemen onu kutlarız. Kanalın içine inmek gibi yanlış bir davranış sergileyen otistik bir çocuğa sert bir tepki vermek iyi olmaz.Tehlike yoksa sakince gözünüzle onu takip edebilir ve uygun bir zamanlamayla, “kanaldan dışarı çık,” diyebiliriz. Otistik çocukların sağdan mı, yoksa soldan mı yürüyeceklerini bilmeleri zordur. Ona “soldan yürüme,” demeyiz, “sağdan yürü,” deriz. Eğer Dada sağ tarafa geçerse onu kutlarız; “sağdan yürüyebiliyorsun, seninle gurur duyuyoruz,” deriz.

28 İyi Davranışta Bulunmak
. Başlangıçta düzenli olarak iyi davranış gösterdiğinde övmelisiniz ve daha sonraları, eğer otistik çocuk kanala inmeyi bıraktıysa, sağ taraftan yürüyorsa, bu gibi olumlu davranışları gösterdiğinde övmeyi bırakabilirsiniz. Spor antrenörleri bu tekniği kullanır. İlk zamanlar bir çok hata yapabilirsiniz. Eğer doğru zamanlamayla överseniz başarılı olursunuz, kendinizi iyi hissedersiniz ve başarıya tekrar ulaşırsınız. Öte taraftan eğer otistik bir çocuk öncekinde daha fazla hata yapsa bile, onu tekrar övebilirsiniz. Neyi Kuvvetlendirebiliyorsunuz? Mesela Matematik dersinde otistik çocuk “ben matematik yapmam,” dedi ve siz de ona uydunuz ve sonra beraber kağıttan bir ev yaptınız. Kağıt ev çok güzel oldu ve bunun için onu övdünüz. “Onu sen yaptın, bu harika oldu”. Bu yöntem yanlıştır, çünkü siz onun kaçış davranışını övmüş olursunuz.

29 Boş Zamanları Nasıl Değerlendirebilir?
Otistik insanlar boş zamanları değerlendirmede başarılı değildirler. Boş zamanları olduğunda ne yapacaklarını bilemezler, şaşırırlar. Boş zaman onları sıkıntıya sokar, çünkü ne yapmaları gerektiğini bilemezler. Tekrarlanan vücut hareketleri, sorun davranışlar vb. sık sık bu boş zamanlardan ötürü ortaya çıkar. Araştırmalar otistik insanlarda durağan günlük iki önemli nokta olduğunu söylüyor. Bunlar ev işleri ve boş zaman. Kendilerinin becerisi ve zengin boş zaman otistik insanlar için çok önemlidir. Bunun için otistik çocuklar, çocukluklarında hazırlanmalıdır.

30 Ev İşi Sadece hayatta kalmak için kendilerine bakmak değil, aynı zamanda bir ailenin bir üyesi olarak bazı roller üstlenmek onlarda da çok önemlidir. Birine yardım etme hissi, insanoğlu için gereklidir. Mesela sabahları gazeteyi getirmek, ninesine akşam yemeğinin hazır olduğunu söylemek gibi. Temizlik, bulaşık, yemek pişirme bile hayatındaki bir rol iken, bunlar otistik çocuklara gelecekteki bağımsızlıklarını getirir. Boş zamanlarda yemek yapmaktan zevk alır.

31 Resim Çizme 4 yaşına kadar Dada hemen hemen hiç resim çizmedi.
Dada kalem tutamazdı ve çizmek için annesinin kolunu vinç gibi kaldırırdı.Şimdilerde Dada resim çizmeyi çok seviyor. Dada her zaman kalemini ve resim defterini yanında getirir. Dada’nın pratikte hiç kelimesi yok. Annesi, Dada en azından resin yapabildiği için umutlu. Dada küçük boş bir yeri bile boyayabildiğinde annesi onu, mesela “Onu sen yaptın” gibi sözlerle övdü. Dada tren resmini, çizgilerin üzerinden geçerek annesinin yardımıyla çizdi. Zamanla Dada çizgilerin üzerinden gitmekte isteksiz olacaktı ve kendi resimlerini çizecekti. Resim hobisi Dada’yı hayatında mutlu etti ve bize de yardım etti. Çünkü doktor danışmasında sırasını beklerken, dışarıda yemeğe gittiğimizde de Dada resim yapıyor.

32 Bizi İlerleten Sözler “Mutluluğun anlamını bilmiyorum.” (Dr. Temple Grandin) Geçen yaz konferansta öğrendiğimiz sözler bizi ilerletti. Dr. Temple Grandin hayvancılık becerileri uzmanı ve Kolorado Eyalet Üniversitesinde Hayvan Bilimleri Profesörü. O, yüksek fonksiyonlu bir otistik bir kişi. Mutluluk, barış, vb. gibi kelimeleri anlamak onun için bile zordur. Mutluluk her insanda farklı görüntülere neden olur. Bazısı borsada başarıyı görebilir, bazısı plajda uzanmayı, bazısı sevdiği müziği dinlemeyi, bazısı sıcak tatlı yemeyi, vs. Örneğin satır aralarını okumak gibi bu çeşitli görüntülerden dolayı kesin olmayan bölümleri başkalarına anlatabilirsiniz. Birbirimizle belirsiz mutluluğun paylaşımını hissedebiliriz.Çünkü kendi yaşantılarımızdan gerekli açıklamayı, durumu anlatan gerekli kelimeleri bulabiliriz. Bunu otistik insanlar yapamazlar. Otistik insanlar görüntüleri kelimelere kadar genişletemezler ama somut resimlerle kelimeleri bağdaştırabilirler.

33 Resimlerle Düşünme Bu gösteriyor ki, daha somut görsel bilgiyi ve değişken kelimeleri resimlerle anlamak kolaydır. Otistik insanlar kavramlarla değil resimlerle düşünürler. Bu konu hakkında bir çok kabul görmüş fikir vardır. Biz Dada’nın resimlerle düşündüğü kanaatindeyiz. Dada her zaman aynı yoldan gitmek ister veya aynı durumda aynı şeyleri yapmak ister. Bu bize onun resimleri ezberlediğini gösterir. Hatta süpermarkete gideceğimizi söylersek, Dada süpermarkete farklı yollardan gidildiği için endişeye kapılır. Bazen Dada sanki sözlü konuşmaya anlamıyor. Dada harflerle veya resimlerle kolayca anlayabilir. Becerilerin genelleştirilmesindeki zorluğu anlıyoruz, diğer bir değişle Dada farklı durumlarda becerilerini kullanamıyor .Bu da Dada’nın bireysel, somut görsel durumlarla becerilerinin bağlantısını gösteriyor. Dada somut resimlerde “mutluluk”, “sevgi” gibi kavramları dahi düşünebiliyor.

34 Günlük Yaşantıyı Geliştirme
Rutinler; günlük hayatta yaptığımız düzenli işlerdir. Günlük hayatta bir çok rutinlerimiz vardır. Mesela, kalktıktan sonra yüz yıkamak, diş fırçalamak, giyinmek. Aslında rutinler günlük hayatı şekillendirir. Otistik çocuğun yararlı rutinleri arttırmasında günlük hayatının düzenli olması etkilidir.Uygulaması zor gibi gelse de, zor değildir. Neyi, nasıl yapacağını resimlerle ve somut şeylerle otistik çocuklara öğretirseniz, yapabilirler. Eğer rutinlere bir defa alışırlarsa her zaman görevmiş gibi yapacaklardır. Rutinleri artırmak otistik çocukların önceden ne yapacaklarını bilmelerini, günlük yaşantılarının kolaylaşıp düzenlenmesini sağlayacaktır.Günlük hayat faaliyetlerinin ritmi değişmezse sorunlu davranışlar azalır ve dışarıda yeni bir işe başlamayı kolaylaştırır.

35 Küçük Adımları Unutmayın
İlk adım olarak otistik çocuğa işi öğrettiğinizde ,küçük adımları düşünmelisiniz. Mesela eğer otistik çocuğa “haydi diş fırçalayalım,” derseniz, yapmaz. Diş fırçalamak diş macununu eline almak, kapağı açmak, diş fırçasını almak, diş fırçasını dişlerin üzerine koymak, fırçayı aşağı yukarı hareket ettirmek, fırçayı aşağı-yukarı hareket ettirmek, öne arkaya fırçalamak, sağa sola fırçalamak ,musluğu kapatmak diş fırçasını yıkamak bardağa su koymak ve düzgün bir şekilde gargara yapmaktır. Otistik çocuklara adım adım ve küçük adımlarla bu yolları anlatmanız gerekir.Bazıları otistik çocuklar için kolaydır, bazıları değil. Ama övgülerle, adımları aşamalı olarak öğrenirler. Bölünmüş faaliyet süreci, kazanma duygusunu kolaylıkla verebilir ve kazanma duygusu otistik çocukların toptan kazanmalarını sağlar. Süreçlerin sözlü açıklaması, talimatlar için zordur ve otistik çocukla,r bilindiği gibi sözlü iletişim zorluğu çekerler. Bu yüzden otistik kişilerin düşünmesini resimlerle sağlayabilirsiniz. Otistik çocuklara bir seri süreçlerin sıralı resimlerini gösterebilirsiniz İlk anda işi resimlerle yapabilir. Daha sonra işi otomatik olarak yapabileceklerdir.

36 Öğretme Tekniklerinin Düzenlenmesi
Otizmi olan çocuklarla çalışırken öğretme tekniklerinin de görsel ve sistemli hale getirilmesi gerekir. Bu düzenlemede göz önünde bulundurulması gereken 3 temel nokta şöyledir: 1. Çalışma materyellerinin "soldan sağa" sistemiyle düzenlenmesi gerekir. Hem bağımsız çalışmada, hem de öğretmenle bireysel çalışma sırasında çalışılacak materyeller çocuğun solunda, tamamlanmış materyellerin içine konması için kullanılacak olan "bitti sepeti" de çocuğun sağında yer almalıdır. Böylece çocuk sağında duran materyeller çalışılıp bitti sepetine koyulduğunda çalışmanın bittiğini daha kolay anlayabilir.

37 2. Otizmin getirdiği en önemli güçlüklerden biri alıcı dil güçlüğü olduğu için, bu çocuklarla konuşurken kısa cümlelerle ve net bir şekilde konuşmaya özen gösterilmelidir. "Şimdi senden bu aktiviteleri bitirip ondan sonra oyun oymanı istiyorum" gibi uzun bir cümle kullanmak yerine "önce çalış, sonra oyna" gibi kısa ve net bir komut onlar için çok daha anlaşılabilir olur. Ayrıca konuşurken bu çocukların görsel ipuçlarından yaralandığı da unutulmamalıdır. Söyleyeceklerimiz aynı zamanda işaretle gösterildiğinde daha anlaşılabilir hale gelecektir

38 3. Eğitim sırasında kullanılan ödül ve pekiştireçler çocukların motivasyonunu artıracak şekilde ve bireysel olarak seçilmelidir. Bunlar bazı çocuklar için sevdikleri bir yiyecek, bazıları için favori bir materyel, bazıları içinse sterotipik davranışlarına, örneğin bir pazılın parçalarını yan yana dizmeye bir süre izin vermek olabilir.

39 Aşağıda okuyacağınız yazı otizm kültürü felsefesini ve otizmi olan kişilerin yerine kendimizi koyarak onları daha da iyi anlayabilmemiz için bize bir yol gösterici olmalıdır:

40 Kendinizi şöyle çevresel şartlarda düşünün: Kendi seçiminizin dışında, hiç bilmediginiz, dilini bile anlamadığınız ve konuşamadığınız bir ülkeye getirip sizi bırakıyorlar ve “bu ülkede yaşamını sürdürmek zorundasın” diyorlar. Bu ülkenin öncelikle dilini bilmiyorsunuz veya yalnızca bir kaç kelime konuşabiliyorsunuz. İnsanlar ancak “ çok yavaş ve kısa cümlelerle” konuşurlarsa anlayabiliyorsunuz. Etrafınızdaki insanlar bunu bilseler de hızlı ve karmaşık cümlelerle konuşmaya devam ediyorlar ve sizden kendilerini anlamanızı bekliyorlar. Onlarla iletişim kuramamak ve beklentilerini anlayamamak sizi üzüyor ve kaygılandırıyor. ( Konuşma ve iletişim güçlügü ) Bu ülkede bulunduğunuz yer çok kalabalık ve çok gürültülü. Sokaklarda inşaatlar var. Satıcılar oradan buradan bağırıyorlar. İnşaat gürültüsü ve satıcıların bağırmaları arasında yaşamak sizin için çok zor, çünkü hem gürültüye tahammülünüz yok, hem de bu gürültüler arasında bir türlü dikkatinizi toparlayıp konsantre olamıyorsunuz. Sanki gürültüler kafanızın içinde yankılanıyor. ( Uyarıcı bombardımanı, sese karşı aşırı duyarlılık, dikkat dağınıklığı

41 Bu ülkenin kültürü hakkında hiç bir bilginiz yok
Bu ülkenin kültürü hakkında hiç bir bilginiz yok. İnsanların beklentilerini anlayamıyorsunuz. Hangi hareketleri yaparsanız insanların beklentilerine yanıt verebilirsiniz, hangilerini yaparsanız garip karşılanır bilmiyorsunuz. Sizin için çok normal olan bir yaşam tarzı ve ilgi alanlarınız bu ülkede kabul gören bir yaşam tarzı mıdır bilmiyorsunuz. ( Beklentileri anlayamama, sosyalleşme güçlügü ) Ayrıca bu ülkenin parasını kullanmayı da bilmiyorsunuz. Parasını kullanmayı bilmediğiniz gibi, alış veriş nasıl yapılır, hangi ihtiyacınız nerede satılır, bir dükkana girdiğinizde ne söylemeniz gerekli bilmiyorsunuz. Ulaşım nasıl yapılır, bilet nereden alınır, neye binip, nereye gidilir bilmiyorsunuz. ( Toplumsal becerileri öğrenme güçlüğü ) Bu ülkede insanlar zaman kavramını nasıl algılıyorlar bilmiyorsunuz. İş kaçta başlar, kaçta biter; hafta içi ve hafta sonu kavramları insanlar için ne ifade ediyor bilmiyorsunuz. Yani yarın ne olacak hafta sonu ne gibi aktiviteler sizi bekliyor bilmiyor ve sezemiyorsunuz. ( Olayların sıralamasını ve Yakın geleceği sezememe,planlayamama )

42 Bunlara ek olarak şöyle bir fiziksel yapınız var ki insanlara dokunmaktan ve kendinize dokunulmasından hiç hoşlanmıyorsunuz. Ama bu ülkede insanlar hep birbirlerine dokunarak konuşuyorlar. İnsanlara dokunulmaktan hoşlanmadığınızı anlatamıyorsunuz ve bu sizi daha da kaygılandırıyor. ( Duyusal problemler ) İşte böyle çevresel şartlarda yaşamak zorunda bırakılsanız ne gibi duygular içinde olurdunuz? Herhalde yardım alarak ortama uyum sağlayana dek sürekli bir belirsizlik ve kaygı içinde yaşama devam ederdiniz. İşte otizmi olan çocuklar da böyle sürekli bir kaygı ve belirsizlik içinde yaşamaktadırlar. Dilimizi ve beklentilerimizi anlayamıyorlar yani alıcı dil güçlüğü yaşıyorlar ancak onlarla kısa ve net cümlelerle konuşulmadıkça; dikkatlerini toplayıp konsantre olamıyorlar çünkü etraftaki uyarıcılar, sesler, görüntüler, ayrıntılar çok fazla; toplumsal becerileri yerine getiremiyorlar ancak teker teker öğretilmedikçe; zaman kavramları yok, olayların sıralamasını sezip yakın gelecekle ilgili plan yapamıyorlar ancak hayatları yapılandırılıp belirli bir düzene oturtulmadıkça

43 OTİSTİK ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ

44 . Öncelikle çocuğun varolan performansı belirlenir ve hangi alanlarda beceri eksikliğinin olduğu saptanır. 2. Beceri eksiklikleri belirlendikten sonra bu beceriler kendi içinde alt basamaklara ayrılır..

45 Yaşıtlarından farklı özellikler gösteren birçok çocuk için eğitimin amacı;
Yetersizliklerin üstesinden gelmelerini sağlamak, - Davranış problemlerini azaltmak, - Öz bakım becerilerini geliştirmek, - Akademik beceriler kazandırmak, - Yaşamdan mümkün olduğu kadar zevk almalarını sağlamak olarak sıralanabilir. Bu amaçlar doğrultusunda, eğitime mümkün olduğu kadar erken başlanması, çocuğun birçok temel beceriyi bir an önce kazanarak aile ve toplum yaşantısına uyum sağlamasını kolaylaştırması açısından yararlı olacaktır.

46 Çocukla çalışırken çalışmalara nereden ve nasıl başlamalıyız?
1. Öğrenmeye Hazırlık Becerileri: Her çocuğun yeni becerileri öğrenmesi için bazı temel becerileri öğrenmesi gerekmektedir. Biz bu temel becerilere “Öğrenmeye Hazırlık Becerileri” diyoruz. Bunlar: “Göz Kontağı Kurma” “Oturma” “Gel”, “Otur” “Basit emirlere uyma” olarak sıralanabilir. Çocukla çalışmaya başlarken onun bu becerileri kazanıp kazanmadığı kontrol edilmeli, eğer kazanmamışsa bu becerileri kazandırmak ana hedefimiz olmalıdır.

47 “Göz Kontağı Kurma”, çocuğa her “bana bak”dendiğinde çocuğun yetişkinin gözüne bakma becerisidir. Eğer çocuk hiç göz kontağı kurmuyorsa-bir rastlantı sonucu da olsa-bize baktığı her zaman onu ödüllendirerek işe başlayabiliriz. Daha sonra çocuğun bize bakmasını istediğimiz zaman, çenesini tutarak, yüzünü kendimize çevirerek göz kontağını kurmasını sağlayabiliriz. Çocuk bu beceriyi çevresindeki diğer kişilerle yineleyene ve artık herhangi bir kimseyle kendiliğinden göz kontağı kurmaya başlayana kadar, çalışmalarımıza devam etmemiz gerekmektedir.

48 Oturma”, çocuktan oturması istendiği zaman, onun birkaç saniye bile olsa, sandalyede ellerini dizlerinin üstüne koyarak oturma becerisidir. Çocuğa “otur” dediğimiz zaman, hiçbir tepki vermiyorsa, kollarından tutarak onun sandalyeye oturmasını sağlamalı ve sonrada ödüllendirmeliyiz. Kollarından tutma şeklinde yapacağımız yardımı, yavaş yavaş azaltmalıyız. Çocuk belli bir süre masa başında oturmayı öğrendiği zaman, hem yeni beceriler öğrenmesi kolay olacak, hem de masa başında ailece yapılan birçok etkiliği paylaşabilecektir.

49 Öğrenmeye hazırlık becerilerinin üçüncüsü de, basit emirlere uyma becerisidir. Çocuğa “Gel” emrini verdiğimizde hiçbir tepki göstermiyorsa, ona yardım ederek elinden tutmalı, istediğimiz yere getirerek ödüllendirmeliyiz. Bir süre sonra çağrımıza uyması için elimizle “gel” işareti yapmamız yetecektir. Çocuğu ismi ile çağırdığımız zaman, bizimle birlikte masa başında oturuyor ve istediğimiz zaman bizimle göz kontağı kuruyorsa, artık yeni birçok beceriyi kazanmak için hazır durumda demektir.

50 2. Özbakım Becerileri: Özbakım becerilerini öğretirken, her bir beceriyi kolaydan zora giden basamaklara, aşamalara ayırarak öğretmemiz gerekmektedir. Her beceri için en iyi yöntem, en kolay olan en son olan aşamayla başlamak, sondan başa doğru ilerlemektir. Ayrıca bu beceriler kendi aralarında kolaydan zora doğru sıralanmalı, en kolayından başlanarak zora doğru öğretilmelidir. Örneğin yemek yemek ile ilgili beceriler, “Bardaktan su içmek”, “El yıkamak”, “Kaşıkla yemek”, “Çatalla yemek”, “Bıçak kullanmak” şeklinde sıralarsak, başlangıç olarak “Bardaktan su içmek” becerisini öğrenmek gerekmektedir. Ayrıca, özbakım becerilerini tamamen öğrenmiş bile olsa, kazandığı becerileri her zaman kullanması için çocuğu cesaretlendirmeli, desteklemeliyiz.

51 3. Tuvalet Eğitimi Tuvalet eğitiminin tamamlanması çok uzun zaman alabilir; bu cesaretimizi kırmamalıdır. Burada en önemli nokta, çocuk altına kaçırdığı zaman hemen altını değiştirmek, düzenli olarak tuvalete götürmektir. Böylece ıslak durmaya alışması önlenerek, ıslak olduğu zaman rahatsız olması sağlanmaya çalışılmalıdır. Çocuğu tuvalete götürmek, tuvalete oturtmak, korkuyorsa sarılmak, kucaklamak, ödüllendirmek, tuvalet eğitiminin temel noktalarıdır. Eğer altını kirletmişse izleyeceğimiz yol, hiç tepki göstermeden giysisini değiştirmek olmalıdır

52 4. Konuşma Eğitimi: Otistik özellikteki çocukların konuşma becerilerini geliştirmek için sesleri, kelimeleri, zaman zaman da cümleleri taklit ettirmek uygun bir yoldur. Bunun için çalışmalarımızı iki grupta toplayabiliriz. 1. Çocuğun kelime hazinesini geliştirmek için öncelikle kelimeleri taklit ettirmeliyiz. Bu kelimeler: a. Özel isimler (kedi adı, anne-baba adı, yaşadığı şehir vs.) b. Çevresinde gördüğü nesnelerin isimleri (çatal, kaşık gibi mutfak eşyaları, hayvanların, taşıtların isimleri vs.) c. Fiiller (uyumak, koşmak, yürümek vs.) d. Sıfatlar (güzel, çirkin iyi, kötü vs.)

53 2. Çocuğun konuşmayı bir iletişim aracı olarak kullanabilmesini sağlamak için sorulan soruları anlamak ve cevap verme becerisini geliştirebilmek. a. “Ne”, “Kim”, “Ne yapıyor” soruları b. “Nerede” sorusu ve “içinde”, “altında”, üstünde” gibi cevaplar c. “Niçin”, “Neden” sorusu ve “Çünkü...” ile başlayan cevaplar çalışmalarımızın temelini oluşturabilir.

54 DAVRANIŞ PROBLEMLERİNİN AZALTILMASI
Otistik çocuklarda görülen öfke nöbetleri bağırma kendine veya çevresine zarar verme gibi davranışları çocuğun, -çevresine uyumu zorlaştırır; -yeni beceriler öğrenmesini engeller; -birlikte yaşadığı kişileri rahatsız etmesine yol açar . Problem davranışları değiştirmek, azaltmak veya ortadan kaldırmak oldukça güç bir iştir.

55 DAVRANIŞ PROBLEMLERİNİN AZALTILMASI
Davranış problemleri ile çalışmaya başlarken dikkat edilmesi gereken nokta, davranışın nedenini ve hangi ortamlarda ortaya çıktığının fark edilmesidir. Çocuk hangi zamanlarda öne arkaya sallanıyor? En çok hangi zamanlarda öfke nöbeti geçiriyor? Bir isteği yapılmadığı zaman mı, yoksa hiç kimsenin onunla ilgilenmediği zaman mı ellerini ısırıyor? Öncelikle bu tip bilgileri her problem davranış için bir araya getirmeliyiz.

56 - DAVRANIŞ PROBLEMLERİNİN AZALTILMASI
Herhangi bir şekilde ödüllendirdiğimiz davranışın çocuk tarafından yinelendiği, ödüllendirilmeyen davranışın ise azaldığını veya ortadan kalktığını hatırımızdan çıkarmamalıyız. Çocuğun herkese tükürmesi karşısında, ona bağırmamız, hatta onu dövmemiz bile onun için istemediğimiz bir ödül olabilir. Oysa problem davranışı görmezlikten gelmeye çalışmamız, olumlu veya olumsuz hiçbir karşılık vermemiz ve bunu tutarlı bir biçimde sürdürmemiz ile davranış azalacaktır. Kuşkusuz birçok davranışı görmezlikten gelmek oldukça güçtür.

57 Çocukların problem davranışlarının yerini almak üzere, bazı olumlu davranışlar öğretilebilir. Oyun oynamak, televizyon seyretmek, resim yapmak gibi çocuğun hoşlanacağı etkinlikler, başlamış bir davranışı durdurmaz, ancak davranışın ortaya çıkmasını engelleyebilir. d. Eğer çocuğun davranışı ile ilgili bir önlem alındıysa, davranış ortaya çıkar çıkmaz uygulanmaya başlanılmalıdır.

58 Kendi kendine zarar veren davranışlar
Ellerini ısırma, başını vurma, kendini tırmalama gibi davranışlar, hem çocuğa fiziksel zarar vermekte, hem de anne-babaları şaşkına çevirmekte, endişelendirmektedir. Bu tür davranışlar azaltılması, değiştirilmesi en güç davranışlardır. Şimdi çocuğun bu tür davranışları karşısında ne tür tepkiler gösterdiğimizi düşünelim. Bazen kızıyor, bağırıyor ve onu durdurmaya çalışıyoruz. Aslında kaçınılması çok zor olan bu tepkiler, zaman zaman çocuğun davranışını sürdürmesinde önemli rol oynamaktadır. Çünkü, davranışı sonucunda çevresindeki herkes ona koşmakta, onu durdurmaya çalışmaktadır. Böylece çocuk, çevrenin tüm ilgisini çekmiş olmaktadır. Bu tip davranışlar karşısında ilk denememiz gereken yo, davranışı görmezlikten gelmektir. Aslında anne-babalar için çocuğa seyirci kalmak oldukça güçtür; ancak bu yol bazı davranışların azaltılmasında oldukça yararlı olmaktadır.

59 -Kendi kendine zarar veren davranışlar
Çocuğun kendisine zarar verdiği bu davranışların genellikle korku, kızgınlık, endişe, engellenme, yeni bir beceriyi öğrenme ve başarısızlık durumunda ortaya çıktığı gözlenmektedir. Birçok anne-baba davranışın ortaya çıkacağı zamanı hisseder. Bu durumda davranışın ortaya çıkmasını engellemek ve çocuğun içinde bulunduğu ortamı değiştirmek yararlı olabilir. Çocuğa fiziksel zarar veren bu davranışların azaltılmasında etkili bir yöntemin de ceza olduğu düşünülmektedir. Burada ceza, çocuğun hiç hoşlanmadığı bir davranış olabilir. Burada dikkat etmemiz gereken nokta, çocuk problem davranışı başlatır başlatmaz seçtiğimiz cezayı hemen uygulamaktır. Ayrıca kullandığımız cezanın ne kadar etkili olduğunu gözlemek, etkisiz kalıyorsa değiştirmek yöntemin bir başka temel noktasıdır.

60 -Kendi kendine zarar veren davranışlar
Kendiliğinden Başlayan Hareketler Oturduğu yerde öne arkaya sallanma, kollarını çırpma, dönme, parmaklarını gözünün önünde hareket ettirme gibi davranışların, çocuğun boş kaldığı zamanlarda ortaya çıktığı gözlenmektedir. Ayrıca, sınırlı sosyal becerileri olan çocuğun yaşıtlarıyla ve yetişkinlerle ilişki kuramamışsa da çocuğu bu tip davranışlara yöneltebilir. Bu davranışı önlemek için anne-babanın yaklaşımı, çocuğa yeni olumlu davranışlar öğretmek olmalıdır. Çocuğu şarkı söylemek, televizyon seyretmek, bir oyuncakla oynatmak gibi etkinliklere yönelttiğimiz zaman istemeyen davranışları azaltacaktır.

61 -Kendi kendine zarar veren davranışlar
-Öfke Nöbetleri ve Bağırmalar Çocuk çığlık atmaya başladığı zaman neler yapıyoruz? Onu durdurmaya uğraşıyor, istediğini hemen yapıyor, bazen de vuruyoruz. Daha önce açıkladığımız gibi bu tür tepkiler davranışın tekrarlanmasını önleyemeyecektir. Eğer istediğini yerine getiriyorsak, bundan sonra istediklerini elde etmek için hep bağıracak, çığlıklar atacaktır. Vuruyorsak, ilk zamanlarda çığlık atmaktan vazgeçecek, ancak zaman geçtikçe vurmamıza alışacaktır

62 Burada gözden kaçırılmaması gereken önemli nokta, çocuğun bu tür davranışlarla dikkatimizi çekmesine fırsat vermemek ve farkında olmadan dikkatimizle ödüllendirmemektir. İstediğimiz davranışları gösterdiği zaman onu ödüllendirmeye çalışmalıyız.


"Otizm Nedir Otizm iletişim ve sosyal gelişim alanlarındaki kısıtlılıkla seyreden ve çocuğun gelişimini önemli derecede olumsuz etkileyen bir bozukluktur." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları