Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

REHBERLİK ve PSİKOLOJİK

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "REHBERLİK ve PSİKOLOJİK"— Sunum transkripti:

1 REHBERLİK ve PSİKOLOJİK
ŞADİ TURGUTLU İ.Ö.O. REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ ‘’SINAV KAYGISI’’ Alim MUŞTU Rehber Öğretmen

2 SINAV KAYGISI Sınav kaygısı öğrencinin sınav anında potansiyeli tam olarak kullanamamasıdır. Öğrenciler sınav anında olumsuz iç konuşmalarla kendini etkiler ve düşünülen bu olumsuz konuların doğruluğuna inanırlar.Bunun sonucu öğrenci çalışmasının karşılığını alamamaktadır.

3 SINAV KAYGISI Sınav heyecanı kendiliğinden ortaya çıkan bizim elimizde olmayan bir şey değildir. Kendimizi heyecanlı hissetmemize yol açan bizim kendi düşüncelerimizdir. Düşüncelerimizin kaynağı da bizdedir. Düşünceyi biz başlatır biz bitiririz. Bizim dışımızda hiçbir olay bizi şu veya bu şekilde düşünmeye yönlendirme gücüne sahip değildir.

4 Sınav öncesinde kendimize bu sınavı başaracağım dersek başarmamız kolay olur. Ama yapamayacağım, başaramayacağım gibi olumsuz düşünceleri aklımıza getirirsek, bu bizim sınavda başarısız olmamıza yol açar. Kaygıyı oluşturan sınavdan başarısız olunacağı ve bu başarısızlığın bazı değerlerin sonu olacağı korkusudur.

5 KAYGI NASIL ORTAYA ÇIKIYOR VE BİZİ NASIL ETKİLİYOR?
Gelin beraberce bakalım. Kaygı nasıl ortaya çıkıyor ve bizi nasıl etkiliyor.

6 Uygulama – 1 : Şimdi ’’Size iki öykü anlatacağım, gözlerinizi kapatın ve benim anlattıklarımı lütfen canlandırmaya çalışın, sadece ve sadece resimlemenizi ve anlattıklarımı yaşamaya çalışmanızı istiyorum".

7 TARİH 08 Haziran 2008 Pazar. Sabah saat 07. 00. Annen. Kalk
TARİH 08 Haziran 2008 Pazar. Sabah saat Annen. Kalk! Sınava iki buçuk saat kaldı, kahvaltı ve hazırlığını yapabilmen için fazlaca zamanın kalmadı, diye seslendi.Bir gece önce geç uyuyabildiğin için kendini yorgun ve halsiz hissediyorsun. Odanın penceresinden dışarı baktın. Dışarıda yağmurlu ve rüzgarlı bir hava var. Sanki kış gününden kalma bir gün. Havanın rüzgarlı olması nedeniyle elektrikler kesilmiş, bu nedenle evinizin içi oldukça karanlık. Banyoya hazırlanmak için gittin. Banyo karanlık ve bir mumla aydınlatılmış. Bu nedenle sabah hazırlığını yeterince yapamıyorsun.Sadece yüzünü yıkayabiliyorsun, saçlarını ıslatıp tarayabiliyorsun. Kahvaltını yapmak üzere kahvaltı yaptığınız yere geçtin. Tüm aile masada hazır, seni bekliyorlar. Sanki herkes senin yüzüne bakıyor. Biraz kaygılı gibiler ama sana belli etmemeye çalışıyorlar. Herkese günaydın diyerek masaya oturuyorsun. Ortama sessizlik hakim. Kimse konuşmuyor. Sadece çatal, bıçak sesleri duyuluyor. Konuşmalar olmasa da bir gerginlik ve sen bunu hissediyorsun. Saat: sınav yerine gitme vakti geldi. ‘’Hadi artık gidelim, evraklarını, belgelerini hazırla’’ dediler. Evraklarını kontrol ediyorsun, nüfus cüzdanın evraklarının arasında yok. Oysa akşam hepsini tek tek kontrol etmiştin.’’Nüfus cüzdanımı bulamıyorum!’’ diyorsun. Evde bir hareketlenme başlıyor. Herkes bir yerlerde nüfus cüzdanını arıyor. ‘’Burada yok’’, ‘’burada da yok’’ diye sesler yükselmeye başlıyor. Saat: 08.30’u geçti. Gittikçe gerilim artıyor. ‘’Kim karıştırdı benim evraklarımı, akşam hepsini kontrol etmiştim’’ diye bağırıyorsun.

8 Sonunda nüfus cüzdanın OKS başvuru kavuzunun arasından çıkıyor ve saat Alelacele giyiniyorsun. Kapının önünde tüm aile hazır ve seni uğurlamak için bekliyorlar. ‘’Senin kazanacağından eminiz, kendine güven’’diyorlar. Bu seni biraz daha gerginleştiriyor. Dışarı çıktınız. Yağmur ve rüzgar oldukça kötü çarpıyor. Arabanıza doğru ilerlediniz ve kendinizi arabaya güçlükle atabildiniz. Baban arabayı çalıştırmak için kontağı çeviriyor. O da ne? Araba bir türlü çalışmıyor. Çalıştırmak için birkaç defa daha deniyorsunuz. Ancak bir türlü çalışmıyor. Aküsü boşalmış. Çalıştırmak için birkaç defa daha deniyorsunuz. Ancak bir türlü çalışmıyor. Hemen bir taksi bulup gitmek için arabadan dışarı çıkıyorsunuz. Pazar günü olduğu için yollar bomboş. Bir türlü taksi geçmiyor. Saat oldu. Sonunda bir taksi bularak yola çıkıyorsunuz. Saat ve nihayet sınava gireceğin okula geldiniz. Sınava girecekleri içeri almışlar, koşarak okulun kapısından içeri giriyorsun ve yerine oturuyorsun. İki sınav görevlisi içeri girdiler. ‘’Çabuk evraklarınızı hazırlayın ve sıranın üzerine bırakın ‘’ dediler. Evraklarını sıranın üstüne koydun ve beklemeye başladın. Görevli gelip evraklarını incelemeye başladı. Adeta kuşkuyla bir sınav kimlik kartına, bir nüfus cüzdanına ve bir yüzüne bakıyor. Bu fotoğraflar pek sana benzemiyor, yoksa fotoğraftaki kişi sen değil misin? Diye soruyor. Adeta kalbin dışarı fırlayacakmış gibi çarpmaya başladı. Boğazında bir şeyler düğümleniyor. Cevap veremiyorsun. Evraklarını inceleyen görevli diğer görevliyle bu durumu görüşüyor. Aralarında bir şeyler konuşuyorlar, ‘’ biri sınava almayalım’’ diyor, öbürü ‘’ bence bu fotoğraftaki kişi bu öğrenci’’ diyor.

9 “Gözlerinizi açabilirsiniz"
Neler yaşadınız? Neler hissettiniz? Kaygılandınız mı? Gözlerinizin önünden neler geçti? Kendinizi nasıl hissettiniz?

10 Eğer uygulamayı ciddiye alarak anlatılanları gözünüzde canlandırdıysanız,kaygılanmanız normal.
Buradan da anlayabileceğimiz gibi, uydurma, gerçekten oldukça uzak, adeta bir oyun oynamak amacıyla yapılmış bir uygulama kaygı düzeyini yükseltebiliyor.

11 İkinci öyküyü anlatıyorum.
Aynı birinci öyküdeki gibi beni dinleyin ve öyküyü gözünüzde canlandırmaya çalışın. İkinci öyküyü anlatıyorum.Aynı birinci öyküdeki gibi beni dinleyin ve öyküyü gözünüzde canlandırmaya çalışın.

12 TARİH 08 Haziran 2008 Pazar. Sabah saat 07. 00. Kendiliğinden uyandın
TARİH 08 Haziran 2008 Pazar. Sabah saat Kendiliğinden uyandın. Camdan dışarı aktın, güneş ilk ışıklarını sunuyor. Ortama sessizlik ve sakinlik hakim. 07 Haziran 2008’den yani bir gün öncesinden farksız. Odandan dışarı çıkıyorsun. Ortam yeterince aydınlık. Annen mutfakta kahvaltı hazırlıyor. Mutfağa gidiyorsun ve birbirinize ‘’Günaydın’’ diyorsunuz. Banyoya geçiyorsun. Baban bir önceki günün gazetesini karıştırıyor, birbirinize ‘’Günaydın’’ diyorsunuz. Sen de göz ucuyla gazetedeki başlıkları okumaya başlıyorsun. Kahvaltı masası hazırlanıyor. Masaya geçiyorsunuz. Annen ya da baban ‘’evraklarını hazırladın mı?’’ diye soruyor. Sen de ‘’her şey tamam diyorsun’’. Kahvaltını yapıyorsun. Kahvaltı sonrasında hazırlığını tamamlayıp evraklarını son bir kez daha kontrol ettikten sonra saat 08.15’te babanla (annenle) birlikte çıkıyorsunuz. Arabanıza biniyorsunuz. Sınava gireceğiniz okula doğru yola çıkıyorsunuz. Ortalık güneşli ve sakin. Saat 08.45, sınava gireceğin okula geldiniz. Okulun bahçesinde sınava girecek öğrenciler ve onlarla birlikte gelen yakınları var. Kimi bir köşede duruyor, kimi bahçede dolaşıyor, kimileri de kendi aralarında konuşuyorlar. Sende sakin bir köşeyi tercih ediyorsun. Aklında biraz sonra gireceğin sınav var. Sınav salonuna girince neler yapacağını planlıyorsun; ‘’Önce cevap kartında basılı olan bilgilerin bana ait olup olmadığını kontrol edeceğim sonra doldurulması ve kodlanması gereken bölümleri doldurup kodlayacağım, soru kitapçıkları dağıtıldıktan sonra öncelikle kitapçık türünü cevap kağıdına kodlayacağım, soru kitapçığının sayfalarını hızlıca çevirerek eksik ya da baskı hatası olan sayfalar olup olmadığını kontrol edeceğim.

13 Tüm bunları yaptıktan sonra ……
Tüm bunları yaptıktan sonra …….. Soruları bölümünden başlayarak yanıtlayacağım, önce çok iyi bildiğim soruların yanıtlarını bulmaya çalışacağım, diğer soruları daha sonra yanıtlayacağım. Yapamadığım sorular olursa moralimi bozmayacağım, hemen diğer soruya geçeceğim ve sadece o soruya konsantre olacağım.’’ gibi planlar yapıyorsun. Sınav salonuna öğrencileri almaya başladılar. Sen de sınav salonuna gidiyorsun. Sınav salonuna girdin, evraklarını sıranın üzerine koydun ve görevlileri beklemeye başladın. Sınav görevlileri içeri girdiler.’’Günaydın arkadaşlar, lütfen belgelerinizi hazırlayın’’ dediler. Kontrol başladı ve sıra senin belgelerinin kontrolüne geldi. Sınav görevlisi kontrolünü yaptı ve diğer sıraya geçti.

14 Hangi öykü sizi daha çok kaygılandırdı?

15 Birincisi değil mi? Çünkü size gerçeğe uygun bir öykü anlatım. Hiçbir şey abartılmış değildi. Bu nedenle ikinci öykü sizi kaygılandırmadı.

16 Uygulama – 2 : Bu uygulamayı aranızdan bir arkadaşınızla birlikte yapalım.

17 “Seninle üçer üçer geriye sayma oyunu oynayalım, 1 dakikalık süre içinde bakalım hangi sayıya kadar gelebileceksin? Kaç hata yapacaksın?“ Evet"345’ten üçer üçer geriye doğru saymaya başla".

18 • Daha hızlı saymalısın, • Hata yapmamalısın, • Çok yavaş gidiyorsun, oysa ben senin daha hızlı olabileceğini düşünüyordum. Bende hayal kırıklığı yarattın. • Bugüne kadar kiminle bu oyunu oynadıysam hepsi senden çok iyiydi. • Süre kısalıyor. • Vah vah bu kadar mı sayabiliyorsun vb.

19 Arkadaşınızın dikkatini dağıttım, beynini rahatsız ettim
Arkadaşınızın dikkatini dağıttım, beynini rahatsız ettim. Gördüğünüz gibi insanlar, çok iyi bildikleri bir konuda bile, kaygının sesine kulak vererek hata yapmaya, gerilmeye ve hatta kendilerini kötü hissetmelerine bile neden olabiliyorlar.

20 &&&. Sınavda da kaygının sesi zaman zaman sizi rahatsız edebilecektir
&&& Sınavda da kaygının sesi zaman zaman sizi rahatsız edebilecektir. Size; • Bir soruyu yapamadığınızda "bu soruyu bile yapamadın, bundan sonrakiler daha zor sorular, onları nasıl yapacaksın? • Herkes bir bölümü bitirdi, sen hâlâ bitiremedin. • Zaman daralıyor, acele etmelisin. • Sorular hiç beklemediğin gibi, işin çok zor. • Sınav bitse de kurtulsan. • Bu gidişle biraz zor kazanacaksın vb. telkinlerde bulunacaktır.

21 Sınavda sizden istenen sadece ve sadece soruları doğru okuyup, algılayıp anlamak ve soru ile ilgili doğru akıl yürütmektir, sınavın sonucu ile ilgili değil. Kaygıyı yakından tanımak onunla mücadele etmenin temel koşuludur. Anlatılan örneklerden de görüldüğü gibi kaygı, dikkat ve konsantrasyonu olumsuz yönde etkileyen, performansı düşüren, sınav motivasyonunu olumsuz yönde etkileyen düşünceler silsilesidir.

22 Şimdi size soruyoruz; bir deneme sınavında sınav görevlisi bir öğretmen başınıza dikilse ve size;
"çok yavaş çözüyorsun, yanıtlarından pek emin değilsin, bak yine hata yaptın" gibi sözler söyleseydi ne hissederdiniz? Bu sözlerin size ne gibi yararı olurdu? Dikkatiniz dağılır mıydı?

23 Öğretmeninize "Lütfen, dikkatim dağılıyor, soruları anlayamıyorum" diyerek sizi rahat bırakmasını kibarca hatırlatır mıydınız? Öyleyse sınav kaygısını ortaya çıkaran düşüncelere, seslere niye aynı tavrı takınmıyorsunuz? Bu sizin elinizde değil mi? Yoksa kendinize söz geçiremiyor musunuz?

24 ‘Sınavı kazanamayacağım’ mı diyorsunuz?
Kaygı, sınava hazırlanan her öğrencide bulunan ruhsal gerginlik halidir. ÖSS ve SBS, öğrencilerin literatürüne girdiği andan itibaren sınav stresi gözlenir. Kaygıyı azaltma yollarını öğrenmeye ne dersiniz?

25 İnsanın kaygıdan kurtulabilmesi için öncelikle vücudunu gevşetmeyi öğrenmesi gerekir.
VÜCUDU GEVŞETMENİN ÜÇ YOLU VARDIR. 1- Doğru Nefes Alma 2- Fizik Egzersizi 3- Düşünce Biçimini Düzenleme

26 DOĞRU NEFES ALMA Doğru nefes alma vücudu rahatlatır, gevşemeyi sağlar.
Doğru nefes almada akciğerin tamamı oksijen ile dolar. Sağ elinizin avuç içini midenize, sol elinizi göğsüne koyun. Nefes aldığınızda sağ eliniz hareket ediyorsa doğru nefes alıyorsunuz demektir. Günde defa doğru nefes alma egzersizi yapmak kaygıyı düşürür.

27 FİZİK EGZERSİZİ Günde dk düzenli egzersiz yapmak kaygıyı azaltır, öğrenmede etkinliği arttırır.Gerginliğin damarlarda daralmaya neden olduğu için hücrelere giden kan miktarı azalma olur.Sınav stresini yaşayan gencin durumu budur. Bu da hücrelerin yetersiz beslenmesi demektir. Bu durumda vücutta salgılanan bazı maddeler öğrenmeyi zorlaştırır ve hücrelerin kapasitelerini tam manasıyla kullanamamasına neden olur. Fizik egzersizi öğrenmeyi kolaylaştırır. Egzersizden sonra rahatlama sırasında salgılana seratonin adındaki madde öğrenmek için gerekli olan zihinsel ortamı hazırlar.

28 Yalnız yorucu fizik egzersizleri yapılmamalıdır.
Yani zıplayarak yapılan yorucu hareketlerden kaçınılmalıdır. Yapılması gereken dk sağa sola eğilme, öne eğilerek eli yere değdirme, dizleri bükerek yere eğilme gibi egzersizler.

29 DÜŞÜNCE BİÇİMİNİ DÜZENLEMEK
Olumsuz düşüncelerinizi, olumluya çevirerek başlamalısınız. ‘’Sınavı kazanamazsam MAHVOLURUM’’ ‘’HAPI YUTARIM’’ gibi düşüncelerin size bir yararı olmadığını unutmayın. YAPAMAYACAĞIM, BAŞARAMAYACAĞIM şeklindeki düşüncelerden kurtulun. Çünkü bu tür düşünceler sınavı baştan kaybetmenize yol açar.

30 PEKİ; SINAV KAYGISI İÇİN BAŞKA NELER YAPMALIYIZ.

31 1- Güven eksikliği; Güven eksikliği; kaygının en önemli sebebidir. Başaracağınıza olan inancınız, motivasyonunuzu arttırır. Öncelikle ilköğretimi bitirecek düzeyde olan her öğrencinin sınavı kazanabileceğini bilmelisiniz. Bunun sonrasında ise yapmanız gereken şey; düzenli ders çalışmak, dolayısıyla konulara hakim olmaktır. Çözebildiğiniz her soru sizi hedefinize yaklaştıracaktır.

32 2- En önemli unsur; En önemli unsur SBS değil, sizsiniz. Sınav çoğu zaman hayatı değiştirecek sihirli bir değnek olarak görülür. Ancak etrafımıza baktığımızda çok iyi üniversitelerde okuyup işsiz kalan gençleri, buna karşılık daha düşük puanla girilen üniversitelerde okuyup, istediği kariyere ulaşan gençleri görebiliriz.

33 3- Öğrencilerin ruh hali;
Sınavda başarılı olan öğrenciler, hedeflerine kilitlendikleri için etraflarında süregelen hadiselere gerektiğinden fazla anlam yüklemezler bunu unutmayın.

34 4- Genelleme yapmayın; Genelleme yapmayın. Daha önce başarısızlık tecrübeleri olan öğrenciler; yine aynı sonucu elde edeceklerini düşünürler, hatta bundan emindirler. Öğrenciler; başarılı olmak için hiçbir çaba sarf etmediyseler, kötü bir sonuç bekleyebilirler. Ancak daha önceki tecrübelerden ders çıkartıp, aynı hataları tekrarlamamak üzere karar veren bireyler, bu sınavdan alınlarının akıyla çıkacaklardır.

35 5- Hikayeler; Öğrencilerin birbirlerinden dinledikleri hikayeler olumsuz etki yapar. Bunların içinde en yaygın olanları, heyecandan, bildiği her şeyi unutan öğrenci hikayeleridir. Adayların heyecanlandığı, evdeki ya da deneme sınavlarındaki gibi olmadığı doğrudur. Heyecan, sınava giren bir öğrenci için olağan bir durumdur. Yaşamımızda önemli olan olaylar, bizi heyecanlandırır. Heyecan dengede tutulursa, fayda bile sağlayabilir. Bunun için adaylar, bu tür söylentileri dikkate almamalı ve heyecanlarını dengede tutmak için sık sık deneme sınavı çözerek prova yapmalıdır.

36 6- Aile ve çevremiz; Aile ve çevreniz sizden başarı bekler. Bu olağan bir durumdur. Öğrenciler başarılı olamadı ise, sevgileri ve güvenleri azalmaz. Güvenin azalması için, adayların kazanmak için hiç çaba sarf etmemiş dolayısıyla sorumluluklarını yerine getirmemiş olması gerekir. Siz eğer böyle bir davranışta bulunursanız, yakınlarınızın önce vicdanı tarafından yargılanırsınız. Gerekli çabayı sarf etmenize rağmen kazanamazsanız, ‘kötü gibi görünen şeylerde, bir hayır olduğunu’ düşünmeli ve başarının tek adresinin OKS olmadığını bilmelisiniz.

37 Kaygının faydası da var!
Eğitim psikolojisi alanında yapılan deneyler; orta düzeyde kaygının, öğrencilerin başarısını arttırdığını göstermekte. Orta düzeyde kaygı, öğrencinin dikkatini toplamasını sağlar. Öğrenci sınavla ilgili hiçbir kaygı taşımıyorsa, bu sınavı ve iyi bir eğitimi önemsemediğini gösterir. Önemsemediğimiz şeylere dikkat etmez ve elde etmek için çaba sarf etmezsiniz. Kaygı, yıl içerisinde de, adayı çalışmaya sevk eden bir güçtür. Sınav yaklaştıkça öğrencilerin daha fazla çalıştıkları gözlemlenmektedir. Bunun nedeni, bu dönemde kaygının artmasıdır.

38 KENDİNİZLE OLUMLU DİYALOG
Kişinin kendi kendine yaptığı olumsuz içerikli konuşmalar, zaman geçtikçe otomatikleşir ve olumlu bir içerik ile kolayca değiştirilmez. Stres düzeyinizi azaltmak istiyorsanız bu olumsuz düşüncelerin farkına varmanız çok önemlidir.  

39 Aşağıda olumsuz tutumlardan 10 tanesini bulacaksınız
Aşağıda olumsuz tutumlardan 10 tanesini bulacaksınız. Bunları okuduktan sonra bu tutumlardan herhangi birinin stres karşısında sizin gösterdiğiniz tepkilere benzeyip benzemediğine ya da size uygun olup olmadığına bakın.

40 1.Ya hep ya hiç türü düşünme; Bu şekilde düşünenler, dünyayı siyah yada beyaz olarak algılar, onlar için gri yoktur. Yaptıkları iş, gösterdikleri performans kendilerini tam anlamıyla tatmin etmiyorsa mutsuz olurlar kendilerini başarısız olarak görürler. Örnek; "Şu ödevi ne hale getirdiğime bir bakın. Bu işi beceremeyeceğimi biliyordum. İnsan bir işi en iyi bir şekilde yapamayacaksa, hiç başlamasın daha iyi."

41 2. Aşırı genelleme; Tek bir olumsuz olaydan hareketle, ardından gelen her şeyi bir yenilgi gibi değerlendirmek, aşırı genelleyici bir yaklaşımdır. Örnek; "Sınavda başarısız oldum. Ailem beni okuldan mutlaka alır."

42 3. Zihinsel süzgeç; Bu tür zihinsel çarpıtmalarda, yalnızca olumsuz ayrıntılar alınıp onlara yoğunlaşılır. Böylelikle gerçeğin tümü olumsuzlaşır. Tıpkı bir damla mürekkebin bir sürahi suyu morartması gibi. Örnek; "Dün derste, öğretmenin sorduğu soruyu nasıl oldu da yanlış yanıtladım. Aynı şeyi geçen haftada yaşadım. Ödevden de kötü not aldım. Hayat dayanılmaz bir hal aldı."

43 4. Olumluyu geçersiz kılmak;
Şu yada bu nedenle olumlu olayların dikkate alınmaması gerektiğinde ısrar ederek, onları yok saymak da bir tür zihinsel çarpıtmadır. Örnek; "Eğer arkadaşım yardım etmeseydi, ben bu notu alamazdım.", "Onlar için bu kadar para harcamazsam, kimse benimle arkadaşlık yapmaz."

44  5. Hemen bir sonuca varma;
Elinizde düşüncenizi destekleyecek kesin kanıtlar olmadığı halde, hemen olumsuz yorumlar yaparsınız. Örnek; "Hoca bugün bana hiçbir şey sormadı. Kızgınlığı devam ediyor olmalı. Yüzümü bile bakmadı. Beni sevmeğinden eminim." , "Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın, onu bu konuda ikna edemezsiniz."

45 6. Aşırı büyütme yada aşırı küçültme;
Kişinin kendi başarısızlıklarını ve başkalarının başarılarını abartması, kendisinin değerli özellikleri ile başka insanların hatalarını önemsiz olarak görmesi sıklıkla yapılan bir başka zihinsel çarpıtmadır. Örnek; "Benim okulda başarısız olmaya hakkım yok, kardeşimin de dersleri kötü ama o daha çok küçük."

46 7. Duygusal mantık yürütme;
O sırada yaşadığınız olumsuz duygularınıza bakarak, gerçeğin bu duygulara göre olduğuna karar vermek; duygulardan hareket edip gerçeği tanımlamaktır. Örnek; "Böyle hissettiğime göre doğru olmalı.", "İçimde büyük bir sıkıntı var. Belli ki, bugün sınavım kötü geçecek."

47 8. Meli-Malı cümleler; Kişi, kendisini suçluluk duyguları altında tutar, yapılacak her şeyi yerine getirecekmiş gibi bir inanca kapılır ve kendisini "yapmalı" ve "yapamamalı" sözcüklerine inandırmaya çalışırsa buda, bir tür zihinsel çarpıtmadır. Örnek; "Evdekilerin hayal kırıklığına uğramaması için başarılı olmak zorundayım.", "İyi bir insan sayılabilmem için başkalarını hep mutlu etmeliyim."

48 9. Kişiselleştirme; Herhangi bir olayla ilginiz ve sorumluluğunuz olmadığı halde, bu olayın nedenini kendinizmiş gibi görmek. Örnek; "Ben olmasaydım belki evdekilerin durumu daha iyi olurdu.", "Arkadaşlarım istedikleri gibi eğlenemiyorlar. Ben olmasaydım belki daha çok eğleneceklerdi."

49 10. Etiketleme ve yanlış etiketleme; Etiketleme, uç noktadaki genellemedir. Bu düşünce tarzına eğilimli olan kişi, hatasını açıklamak ve davranışın üzerinde durmak yerine, kendi kişiliğine, başkalarının hatası nedeniyle kendi kişiliğine olumsuz göndermeler yapar. Yanlış etiketlemede ise kişi herhangi bir olayı duygusal açıdan yoğun ve renkli bir dil kullanarak tanımlar. Örnek; "Yine zayıf not aldım. Ne aptalım ben.", "Yine bana selam vermedi. Demek ki beni hiç sevmiyor."

50 Tüm bu olumsuz ifadeler direkt olarak bizim tutum ve davranışlarımızı olumsuz olarak etkiler ve stresimizin artmasına neden olur. Bundan dolayı, düşüncelerimizi ve duygularımızı hep olumlu bir şekilde ifade etmeye çalışmalıyız.

51 KAYGIYI AZALMAK İÇİN PRATİK ÖNERİLER
• Sınavdan önce zihninizde, geçmişteki başarısızlıklarınızı değil, başarılarınızı vurgulayın. • Başarısızlığa neden olan sebeplerin, yeni başarısızlığa neden olmasına izin vermeyin. • Kendinize kendi değerleriniz altında bir değer biçmeyin.

52 • Sınav için olumlu düşünün.
• Sınav: öğrencinin ilgi, yetenek ve çalışma alışkanlıklarıyla kazanılmış olduğu bilgilerin değerlendirilmesidir. Bu sebeple "sınav başarısı ile kişilik değerinizi bir tutmayın".

53 • Sınavlarda uygulanan testler kişilik testleri olmayıp bilgi ve başarı testleridir. Her hangi bir okulu kazanmak ve üniversiteye girmek bir istek ve tercihtir. "sınavı kazanmalıyım" "kesinlikle şu okula girmeliyim" yerine "sınavı kazanmak istiyorum" "mutlu başarılı olacağıma inanıyorum" diye düşünmek daha gerçekçidir.

54 ÇALIŞIN. GÖRECEKSİNİZ, BAŞARACAKSINIZ.
KENDİNİZE İNANIN, ÇALIŞIN. GÖRECEKSİNİZ, BAŞARACAKSINIZ.


"REHBERLİK ve PSİKOLOJİK" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları