Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÜST SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONLARI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÜST SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONLARI"— Sunum transkripti:

1 ÜST SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONLARI
Doç. Dr. Ömer CEVİT

2 Üst solunum yolu Burun Nazofarenks Orofarenks Laringofarenks

3 Havayolu filtresi Polenler 10-100 m Sporlar 6-60 m Mantarlar3-100 m
Bakteriler m Virüsler m Sigara dumanı m

4 Soğuk algınlığı ve Grip
Kış deyince akla gelen hastalıklardır. Soğuk algınlığı ve grip ayrı rahatsızlıklardır. Solunum yollarının diğer hastalıkları da kışla artar.

5 Soğuk Algınlığı Nedir? Soğuk algınlığı;
Virüslerin neden olduğu, Damlacık yoluyla kişiden kişiye bulaşan Rinosinüzit şeklinde üst solunum yolunu tutan Kendi kendini sınırlayan 'hafif' seyirli bir hastalıktır. Halk arasında ortalığın hastalığı, nezle ve üşütme olarak ta ifade edilir AKUT NAZOFARENJİT (=ÜSYE, common cold =soğuk algınlığı)çocuklarda görülen en sık enfeksiyon olup nazofarinx, paranazal sinus ve orta kulağı tutar.

6 Soğuk Algınlığı Etkenleri Nelerdir?
Soğuk algınlığında etken %90 virüslerdir. Birincil olarak soğuk algınlığı ile direkt ilişkili ajanlar Rhinovirüsler %15-40 Sıktır Coronavirüsler %10-20 Bazen Birincil olarak başka kliniklerle ilişkili ajanlar Respiratuar sinsial virüsler %6 Bazen İnfluenza virüs Sık değil Parainfluenza virüsü %5-10 Sık değil Adenovirüs Sık değil Enterovirüsler (coxachie A ve B tip) Sık değil

7 Soğuk Algınlığı Bulaştırıcılığı
Bulaştırıcılık semptomlardan birkaç saat önce başlayıp bir iki gün sonraya kadar devam eder. Grup A streptokoklar en sık görülen bakteriyel ajanı oluştururlar. Çocuklar yılda 5-8 defa bu enfeksiyonu geçirirler Çocukların %10-15’i yılda 12 enfeksiyon geçirir 2 yaş altında sıktır. Malnütrisyonda duyarlılık ve komplikasyon riski artar. Erişkinliğe doğru sıklık azalır ve 2-3/yıl’a düşer Kreş çocuklarında evde bakılana göre sıklık %50 fazladır

8 Soğuk Algınlığına Niçin Tekrarlar?
Soğuk algınlığına bir çok virüs sebep olduğundan vücut bunların tümüne direnç geliştiremez. Virüslerle enfeksiyon tam koruyucu immünite bırakmaz Virüsler aj’ik yapı değiştirdiğinden her yıl tekrarlayan soğuk algınlığı geçirilebilir

9 Soğuk Algınlığı Ayırıcı tanı Kızamık, Poliomyelit, Boğmaca, Hepatit, Kabakulak öncelikle akla gelmelidir. Eğer burun akıntısı uzun sürerse ve kanlı ise burunda yabancı cisim veya difteri düşünülebilir. Eğer yenidoğan dönemin de ise Khonal atrezi veya konjenital sifiliz düşünülebilir. Allerjik rhinit de ise nazal akıntı pyrulan olmaz ve ateş eşlik etmez. Beraberinde inatçı hapşırrma, burun ve gözde kaşınma vardır. Nazal mukoza inflamasyondan ve hiperemiden daha çok soluktur ve nazal akıntı da eozinofil bulunur. Ayrıca, antihistaminiklere kesin cevap verir.

10 Soğuk Algınlığı Komplikasyonlar
Otitis Media en sık olup küçük çocukların %25’den fazlasında görülür. Ayrıca sinüzit, servikal lenf adenit, mastoidit, peritonsiller sellülit görülebilir. Ayrıca hastalik sırasında laringo-trakeo-bronşit, bronşiolit, pnömoni gelişebilir. Ayrıca reaktif havayollarına sahip çocuklarda nazofarenjit astma atağını başlatabilir. Önlenim Ø

11 Soğuk Algınlığı TedaviSpesifik değildir, yatak istirahati,
asetaminofen, burun akıntısı için serum fizyolojik ve antihistaminik kullanılabilir. Aspirin verilimi reye sendromuna yol açabileceğinden verilmemelidir. Ortamın nemlendirilmesi yarar sağlayabilir.

12 Soğukalgınlığı Soğukta mı Gelişir?
Havanın soğukluğu soğuk algınlığı hastalığının başlaması ve seyretmesi ile doğrudan ilişkili değildir. Ancak soğukta üşütme genel vücut direncini düşürür. Soğuk burun mukozasındaki silia hücrelerinin hareketliliğini yavaşlatarak, virüslerin solunum yollarından uzak tutulmalarını engeller. Sigara da silia aktivitesini durdurur ve uzun süreli kullanımda ortadan kaldırır.

13 Soğuk Algınlığı nasıl bulaşır?
Küçük partikül solunması Büyük partikül solunması Direkt temas Rinovirüs ve RSV daha çok direkt kontaktla bulaşır İnfluenza virüs ise küçük partikül solunması ile bulaşır

14 Soğuk Algınlığıyla Vücudumuz Nasıl Savaşır?
Bağışıklık sistemi alarma geçer. Semptomlar daha çok organizma tarafından salgılanan sitokinlerce ve olay yerine göçen inflamatuvar hücrelerce oluşturulur

15 Soğukalgınlığı Belirtileri…
Ateş, Hapşırma, Öksürük, Baş VE Boğaz ağrısı, Göğüs doluluğu Akan ya da dolu burun, Konjoktivit, Eklem ve kas ağrısı İştahsızlık, Halsizlik, Yorgunluk hissi, Konjesyon, Tonsiler ve farengeal hiperemi bulunur.

16 Soğukalgınlığı Belirtileri…
İlk görülen boğaz ağrısını nazal tıkanma ve akıntı takip eder 2-3. günde boğaz ağrısı düzelirken nazal semptomlar ön plana çıkar %30 hastada öksürük nazal semptomlara eşlik eder Çoğu vakada 1 hafta sürerken %10 vakada 2 hafta sürer

17 Soğukalgınlığı Belirtileri…
Belirtiler viral enfeksiyondan 1-3 gün sonra başlar Başlangıçta nazal akıntı açık iken sonrada pyrulan hale gelir. Nazal sekresyonun pirulan hale gelmesi bakteriyel enfeksiyonla ilişkili olmayıp nötrofil infiltrasyonuyla ilişkilidir Klinik belirtilerde 3 ayın üstündeki çocuklarda ani ateş, irritabilite, huzursuzluk ve hapşırma ile başlar. Nazal akıntı birkaç saatte başlar ve burun tıkanır. Küçük çocuklarda respiretuar distres görülebilir. Kusma, diyare ve OM görülebilir. Ateşli dönem birkaç saatten 3 güne kadar değişebilir. Daha büyük çocuklarda burunda kuruluk ve irritasyon görülür. Boğaza inmesi sık değildir. Bu semptomları burun tıkanıklığı ve akıntısı, hapşırma, kas ağrısı , öksürük takip edebilir.Çoğu vakada akut faz 2-4 gün sürer.

18 Soğuk Algınlığına yakalanma riskini artıran durumlar…
psikolojik stres, üst solunum yollarını etkileyen alerjiler adet dönemleri Vücut direncini düşüren diğer hastalık ve durumlar

19 Soğukalgınlığında Tedavi…
Tıbbi tedavi gerekmez==>semptomatik tedavi. No Antibiyotik. Tedavili 7 günde tedavisiz 1 haftada geçer. Bols sıvı ve istirahat Ağrı kesici, dekonjestan ve antialerjik özelliği olan soğuk algınlığı ilaçları, hastalığı iyileştirmezler; sadece kas ağrısı, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı gibi belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olabilirler. Buruna serum fizyolojik damlatılması ve oda havasının nemlendirilmesi burun tıkanıklığı şikayetini hafifletebilir. Boğaz pastilleri yararlıdır.

20 Soğukalgınlığında Tedavi…
Öksürükte ya antihistaminiklerin ya da hiperreaktif havayolu varsa bronkodilatörlerin faydası olur. Antihistaminikler kullanılacaksa 1. kuşak kullanılmalıdır. Çünkü burada antikolinerjik etki önemlidir ve bu etki yeni kuşak antihistaminiklerde yoktur. No aspirin because of REYE sendrom and YES for Parasetamol Vitamin C ve nemli hava inhalasyonunun faydası yoktur.

21 Soğukalgınlığında Doktora Başvurmalı mı?…
Aşağıdaki durumlardan herhangi birinin görülmesi halinde ve belirtilerin geçmemesi durumunda mutlaka doktora başvurmak gerekmektedir. 39 C'yi geçen ateş Yutkunurken zorlanma Devamlı kulak ağrısı Nefes alırken ağrı ve Sürekli yada çok kıvamlı balgam üreten öksürük Şişmiş lenf bezleri

22 Soğuk Algınlığında Bulaş Nasıl Önlenir?
En etkili yol ellerin sık yıkanmasıdır. Eller gereksiz şekilde sık ağza ve burna götürülmemeli. Aksırıp, öksürürken mutlaka ağız bir mendille kapatılmalı ve mendiller kapalı bir çöpe atılmalı. Kapalı mekanlardan ve hasta insanlardan özellikle küçük çocuklardan uzak tutulmalı. Tokalaşma ve öpüşmeye dikkat Bulunduğumuz ortamı havalandırmak havadaki mikrop sayısını azaltır.

23 Soğuk Algınlığının komplikasyonları
Otitis media Sinüzit Astım eksaserbasyonu

24 Soğuk Algınlığı ve Grip Farkları
SOĞUK ALGINLIĞI GRİP Ateş nadir 38-39° Baş ağrısı sürekli Genel ağrı ve sızı az genellikle Yorgunluk hafif 2-3 hafta Tıkalı burun bazen Hapşırma Boğaz Ağrısı Öksürük Komplikasyonları sinüzit ve kulak ağrısı bronşit, zatürree Engellemek hiç bir şey yapılamaz Aşılama ve anti viral ilaçlar

25

26 Grip ya da İnfluenza Nedir?
Grip, burun, bronşlar ve akciğerden oluşan solunum sisteminde meydana gelen, virüslerinin neden olduğu yüksek derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. 1-2 hafta içinde hastalar genellikle iyileşirler ancak etkileri haftalarca devam edebilir.

27 İnfluenza veya Grip Etkenleri Neledir?
Influenza A virusu, Influenza B virusu Influenza C virüsu İnfluenza A ve B epidemilerden sorumlu primer patojenlerdir Influenza C virüsu daha çok ÜSYE şeklinde seyreden sporadik olgularla ilişkilidir İnfluenza A ve B’nin farklı suşları mevcuttur

28 İnfluenza Epidemiyolojisi?
Influenza A hayvanlarda ve insanlarda görülebilir. Aj’nik değişim kapasitesi daha yüksektir 15 hemaglütininler (H), 9 nöraminidaz (N) alt gruplar hayvanlardan insanlara bulaşabilir Influenza B’nin aj’nik değişim kapasitesi daha düşüktür ve hayvan rezervuar tanımlanmamıştır En son dramatik pandemi 1918’de gelişip tüm dünyada 20 milyon kişinin ölümüne neden olmuştur Çocuklarda yıl boyunca serolojik enfeksiyon bulgusu %30-50’dir

29 İnfluenza Patogenezi Virüs hemaglütininleriyle hücrelerdeki sialik asit yapısıyla membrana yapışır ==) endositoz ==) virüs hücre membranına eksprese olur. Primer enfeksiyonda replikasyon gün sürer İnfluenza enfeksiyonu ==) solunum epitelin litik enfeksiyonu Silier fonksiyon kaybı, Mukus üretiminde azalma ve Epitel desguamasyonu sonucu ==>sekonder bakteriyel enfeksiyon görülür

30 İnfluenza Patogenezi İnfluenza A ve B myokardit, influenza B myozit yapabilir İnfluenza B enfeksiyon sırasında aspirin alanlarda Reye sendromu görülebilir Virüse karşı oluşan interferon ve TNF-alfa gibi sitokinler virüs enfeksiyonunu sınırlar Hemaglütininlere karşı oluşan ak’lar koruyuculukla paraleldir ve bu aj’e gelişen IgA ak’lar önemlidir İnkübasyon peryodu 2-3 gün gibi kısa olabilir.

31 İnfluenza veya Grip Kliniği…I
Başlangıcı genellikle anidir. Kişi kendini iyi hissediyorken, 1-2 saat içinde; Semptomlar: üşüme, titreme, terleme, Koriza, Kuru öksürük Boğaz ve baş ağrısı-dönmesi, Bitkinlik, Kas ağrıları Diyare, Kusma Gözlerde sulanma, ışığa hassasiyet, ağrı Bulgular: ateş (38-40°C), Rinit, Farenjit, Konjoktivit (hafif), Servikal LAP Pulmoner raller, wheezing veya ronküsler genellikle semptom ve bulgular 2-3 gün içinde düzelme başlar.

32 İnfluenza veya Gripte LAB
Özgün değildir Göreceli lökopeni görülebilir. Hastaların %10’unda akciğerlerinde atelektazi veya infiltrasyon görülebilir.

33 Sonbahar ve Kış aylarında görülür.
Gripte seyir… Grip son derece ciddi bir hastalık olup, kış mevsiminin en şiddetli hastalıklarından biridir. Sonbahar ve Kış aylarında görülür. Pik yaptığı aylar Ekim - Mart aylarıdır. Grip salgınının patlak vermesi her sene görülür ve genellikle 6-8 hafta sürer.

34 Grip Salgınları nasıl gelişir?
Gribin patlama tarzında yayılması influenza virüsünün birkaç özelliği ile açıklanabilir: Hava yoluyla bulaşır ve kuluçka süresi kısadır Enfekte hastaların salgılarında yüksek düzeyde virüs Hastanın bulaştırıcılık süresi görece uzundur Az miktarda virüs enfeksiyona açık kişileri etkileyebilmektedir

35 Gripte Tedavi…I Antiviral ilaçlar
Nöraminidaz inhibitörleri: İnfluenza A ve B’de etkili Zanamivir Oseltamivir İkinci grup influenza A salgınlarında etkili Amantadine Rimantadine

36 Gripte Tedavi…II İstirahat, mümkünse yatak istirahatı.
Bol sıvı alınması, uygun beslenme Gerekirse parasetamol veya ibuprofen ASPİRİN YOK, YOK, HİÇ YOK, LÜTFEN ISRAR ETMEYİN! Reye sendrom riski mevcut

37 Gripten Korunma… Dengeli beslenme. Düzenli egzersiz
Stresten uzak durma. Hijyen önlemleri (ortam ve beden temizliği,tokalaşma, öpüşme) Vücuda zarar veren alışkanlıklardan uzak durma.

38 İnfluenza Komplikasyonları…
Otitis Media. Pnömoni Akut myozitis Myokardit Staf enf süperpozisyonunda toksik şok sendromu

39 İnfluenzayı ağır geçirme yüksek riskli çocuk grupları …
Kronik hastalığı olan kişiler: Kalp hastalığı (konjenital ve akkiz kapak hastalığı bulunan), Akciğer hastalığı, Astımlılar, Kistik fibrozisliler, Bronkopulmoner displazililer Solunum kaslarını ilgilendiren Nöromusküler hastalığı bulunanlar Kronik hastalık dışında bağışıklık sistemleri zayıflamış olan kişiler: Kanserli-lösemili kişiler, İmmün yetmezlik hastalığı olanlar, Uzun süreli aspirin tedavisi alan çocuk ve gençler, Yoğun bakım, yeni doğan gibi direnci zayıf hastaların bakıldığı bölüm çalışanları

40 İnfluenzada prognoz Öksürüğün tamamen geçmesi
Normal aktiviteye geçmek günler yerine haftalar alabilir. Bununla birlikte sonuç komplike olmayan olgularda mükemmeldir

41 İnfluenzanın önlenimi
İnaktive aşıdır Aşı suşları bir önceki kıştaki serotiplerden seçilir 6 aylık ve üzerine aşı uygulanabilir Genellikle aşı şu anda riskli gruplara yapılmakla birlikte gittikçe yaygın kullanılır hale gelmektedir Aşı uygulanımı 9 yaşın altına İlk defa ise 2 doz birer ay arayla 6aylık-3 yaş arasına 0.25 ml (yarı doz) 3-9 yaş arası 0.5 ml (tam doz) İntranasal aşı uygulanımı geliştirildi, yakında uygulanıma girecek

42 Gribin Kemoproflaksisi…
Amantadine ve zanamivir İnfluenza A proflaksisinde lisans aldı Proflaksi influenza salgını sırasında önerilir Yüksek risklilere ve onların bakımıyla görevlilere önerilir Aşı uygulanımı kontrendike ve yüksek riskli hastalara da salgında kemoproflaksi yapılır (Örneğin immün yetmezlikliler)

43

44 AKUT FARENJİT I Tonsillit ve faringotonsilliti içeren hastalık grubudur. Bir yaşın altında sık değildir, 4-7 yaş arası pikini yapar ve çocukluk döneminde ve adültde devam eder. Etyoloji A grubu  hemolitik streptokoklar en sık bakteriyel ajan olup epidemiler dışında % l5'inden daha azını oluşturur. Difteri adenovirüs, EMN, herpanjinada faringeal tutulum olabilir. Klinik Viral faranjit te ateş, halsizlik, iştahsızlık ve boğaz ağrısı meydana gelir, öksürük ve rinit sıkdır, servikal LAP olabilir. Larengeal tutulum ve ses kısıklığı olabilir. Hastalığın erken döneminde PMNL'lerin belirgin olduğu BK artışı (l6000-l8000) olabilir ve bakteriyel ile viral ayırıcı tanısında kullanılmaz.

45 Streptokokal farenjit I
İki yaşın üzeri çocuklarda başağrısı + karın ağrısı ve kusma ile başlar. 40oC’ye varan ateş olur. Ateş ortalama l-4 gün sürer. Şidetli vakalarda 2 hafta kadar hastalık durumu devam edebilir. Hastaların l/3’ünde tonsiller hipertrofi ve exüdasyon ve faringeal hiperemi bulunur. Yutma güçlüğü bulunabilir. Hastaların 2/3’ünde ise tonsiller exüdasyon ve hipertrofi yoktur, hafif eritem vardır. Servikal LAP genelde olur. Yumşak damakta peteşiyel enantem görülebilir. Konjonktivit, rinit, öksürük ve ses kısıklığı streptokokal farenjitte nadiren meydana gelir. Bu semptomlarda iki veya fazlasının bulunması viral enfeksiyona işaret eder.

46 Streptokokal farenjit II
StreptococcosisErken dönemdeki  hem strep enfeksiyonuna işaret eder. Genellikle çocuklar 6 ay-3 yaş grubundadır. Nezle, burun akıntısı, farengeal hiperemi , ateş, kusma, ilginin azalması erken bulgudur. Ateş ilk birkaç gün oC olur ve beraberinde servikal LAP meydana gelir.

47 Streptokokal farenjit III
TanıBoğaz sürüntüsünde streptekokal aj'nin veya mikroorganizmanın kültüre edilmesiyle konulur. Aynı bulgularla boğazda pnömokok veya H. influenza üretilebilir. Membranöz tonsillitin ayırıcı tanısında ==> difteri, EMN, herpanjina, agranulositoz, tonsillektomi sonrası oluşan membran düşünülmelidir. KomplikasyonlarOM, sinüzit, peritonsiller apse, menenjit, AGN, ARF, mezenter lenfadenit olabilir. TedaviViral orjinlide tedaviye gerek yoktur. Streptokokal aj veya kültür müsbetliğinde penisilin verilir. Yatak istirahati, asetaminofen, buhar ve ılık su ile gargara yararlı olabilir.

48 Otitis Media I Orta kulağın ve kulak zarının enfeksiyonudur.
Bakteriyel etkenler % Etken pnömokok (%25-50), H. İnfluenzae (%15-30) ve Moraxella catarrhalis (%3-20) başta olmak üzere bakteriler ve daha az sıklıkla M. pneumoniae ve viruslar olabilir. Viral etiologies %40: RSV, rhinovirus, coronavirus, parainfluenza, adenovirus, and enterovirus Kış ve ilkbahar aylarında daha sık görülür. Mama ile beslenen ve yatar pozisyonda beslenen bebeklerde, aktif veya pasif sigara içenlerde ve erkeklerde daha sık görülür.

49 Otitis Media II Klinik:
Ateş (her zaman olmayabilir) ve kulak ağrısı en önemli semptom-bulgudur. Perfore vakalarda akıntı vardır. Kulak çınlaması, uğultu ve işitmede azalma olabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonu semptomları sıklıkla eşlik eder. Üç yaş altındaki hastalarda semptomlar genellikle non-spesifiktir (irritabilite, ateş, geceleri sık uyanma, beslenme güçlüğü, burun akıntısı, konjunktivit ve bazan denge problemleri).

50 Otitis Media III Komplikasyonlar: İşitme kaybı, mastoidit, timpanik zar perforasyonu, menenjit, beyin absesi, epidural abse, kavernöz sinüs trombozu. Akut otitis mediada tanı öykü ve muayene iledir. Otoskopla saptanan lokal inflamasyon bulguları (kızarıklık, bombeleşme) veya otalji, otore, irritabilite, huzursuzluk, beslenme problemleri ve/veya ateş gibi semptomlar ile birlikte orta kulakta efüzyon.

51 Otitis Media IV Efüzyonlu otitis media (OME)’da tanı kriterleri: AOM’da görülen semptom ve bulgular olmaksızın otoskopla saptanan orta kulak efüzyonu veya anormal timpanometre veya akustik reflektometre bulguları. Timpanik membran bulguları: Opak veya sarı renkte, nötral veya retrakte pozisyonda, mobilite azalmış veya hava-sıvı seviyesi. OME’da pnömatik otoskop kullanılması önemlidir, çünkü konvansiyonel otoskop ile zar hareketleri değerlendirilemez. Heriki kulağında en az 3 ay süreyle sıvı bulunan hastalarda işitme testi yapılması gerekir.

52 Otitis Media V Ayırıcı Tanı: Otitis eksterna, kulakta yabancı cisim, mastoidit, kabakulak, labirintit, herpes zoster otikus, büllöz mirinjit. Tedavi ==> Antibiyotik (10 gün süreyle) Amoxicillin/Klavulanik asit kombinasyonu veya cefuroxime axetil birincil seçenektir Sulbactam/ampicillin, trimethoprim/sulfamethoxazole, clarithromycin, cefaclor, cefoprozil, erythromycin, cefixime, ceftriaxone, Lokal dekonjestan burun damlaları. Non steroid antiinflamatuvar bir ilaç seçimi

53 Vakanın tanısı nedir İki yaşındaki erkek çocuğu ateşsiz bir üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor. Seröz burun akıntısı 5 gün içerisinde düzelirken el yakacak kadar ateş, kusma, huzursuzluk ile başvuruyor. Pediatrist Dr. Ömer Cevit’in muayenesinde nazal pasajda pirulan akıntı ve sağ kulak zarında matlık, hiperemi ve belirgin damalanmada artış saptanıyor.

54 Vakada istenecek tetkikler ve tedavi nedir?
CBC Timpanogram Yapılanlar Antibiyotik Dekonjestan NSAİ Kontrol

55 Sinüzit I Akut Sinüzit : Bir veya birden fazla paranazal sinüsün inflamasyonudur. En sık etkenler pnömokok (%40) ve H. İnfluenzae (%20), M. catarrhalis’dir (%20). S. aureus daha az sıklıkta görülür. Virüsler de %10’unda rol oynarlar. Kronik sinüzitte ise sık rastlanan patojenler Pseudomonas aeruginosa, grup A streptokok, Staphylococcus aureus, bakteroides, fusobakteriler ve Propionobacterium acnes gibi anaeroblardır.

56 Sinüzit II Klinik: Çok yaygın olarak kullanılan bir klinik sınıflama yoksa da, genellikle şu terminoloji kullanılır: Akut Sinüzit: Semptomları 3-4 haftadan (bazı yazarlara göre 8 haftadan) kısa süren; pürülan burun akıntısı, postnazal drenaj, koku alamama, nazal konjesyon, yüz ağrısı, başağrısı, ateş, öksürük gibi üst solunum yolu enfeksiyonu bulgularının uzun sürmesi veya şiddetli olması ile karakterize bir enfeksiyon hastalığıdır. Genellikle bir viral üst solunum yolu enfeksiyonunu takip eder Kronik Sinüzit: Akut sinüzitte görülen semptom ve bulguların 12 haftadan uzun sürdüğü, bazan da çok hafif semptom ve bulgularla ortaya çıkan bir hastalıktır. Rekürren Sinüzit: Akut sinüzitin yılda 3 kez veya daha fazla tekrarlamasıdır.

57 Sinüzit III Komplikasyonlar: Kronik sinüzit, osteomiyelit, orbital sellülit, kavernöz sinüs trombozu. Tanı: Viral ÜSYE’larının %5-10’unda sinüzit gelişir. En önemlisi öyküdür. Bulguların değerlendirilmesi, Nazal sitoloji ve Radyolojiye dayanır. Klinik değerlendirmede genellikle üst solunum yolu enfeksiyonu semptomları 5-7 günden daha fazla uzamış bir hastada sinüsler üzerinde palpasyonla hassasiyet (walleks hassasiyeti), mukozal eritem, pürülan nazal sekresyon, posterior faringeal sekresyonlarda artma (postnazal pirulan akıntı) periorbital ödem bulunabilir.

58 Sinüzit IV Akut sinüzitte sinüs grafilerinde üç bulgu bulunabilir; havalanma azlığı, mukozal kalınlaşma (en az 4 mm) ve hava-sıvı seviyesi. Bunlardan ilk ikisi viral üst solunum yolu enfeksiyonlarında da bulunabileceğinden, tanı değerleri kısıtlıdır. Bu nedenle rutin sinüs grafisi çekilmesi önerilmez. Tipik klinik semptom ve bulgular varsa, tedaviye başlanılabilir. Cevap alınamazsa, kronik vakalarda ve cerrahi müdahale düşünülüyorsa radyolojik değerlendirme gerekir. Nazal sitoloji özellikle tekrarlayan sinüzitli vakalarda allerjik etiyolojiyi saptamak için yararlı olabilir. Bu vakalarda tekrarlayan ataklara neden olabilecek immün yetmezlik, kistik fibrozis ve immotil silia sendromu gibi hastalıklara yönelik testler de gerekebilir.

59 Sinüzit V Ayırıcı Tanı: Soğuk algınlığı, periapikal abse, diş enfeksiyonları, migren, nedeni bilinmeyen başağrısı.

60 Sinüzit==>Tedavi Akut sinüzitlerin % 60’I spontan olarak düzelir. Ancak bu vakaları antibiyotik gereken hastalardan ayırdetmek mümkün olmadığı için, antibiyotik kullanılması gerekir. Antibiyotikler: Etken bakterilerde % oranında beta-laktamaz pozitifliği bulunduğundan Amoxicillin/clavulanate veya sulbactam/ampicillin, clarithromycin, cefaclor, cefuroxime axetil, cefoprozil, erythromycin, ceftriaxone, cefixime, azithromycin, clindamycin. Kronik vakalarda 3. jenerasyon sefalosporinler, clindamycin kullanılabilir. Tedavinin süresi konusunda kesin bir görüş yoksa da, çoğu merkezde gün uygulanır. Kronik vakalarda semptom ve bulgular geçtikten sonra tedaviye 7 gün daha devam edilmesi önerilir. Sık kullanılan bir uygulama; birinci seçenek antibiyotiklerin 5-7 gün uygulanıp, hastanın bu süre sonunda değerlendirilmesi, semptomlar düzelmiş ise aynı ilaçlarla 5-7 gün daha devam edilmesi, düzelmemişse ikinci seçenek ilaçlardan biri ile tedavinin sürdürülmesidir. Lokal dekonjestan burun damlaları Allerjik rinitli hastalarda ortaya çıkan kronik sinüzitlerde antihistaminikler ve nazal veya oral kortikosteroidler yararlı olabilirler. Serum fizyolojik ile nazal irrigasyon ise, kronik sinüzitli vakalardaki akut atakların önlenmesi için kullanılabilir.

61 Sinüs alanları

62 AKUT UVULİTİS Akut UvulitA grubu  hemolitik streptokoklar ve H. ınfluenza sebep olur. Ateş ve yutma zorluğu meydana gelir.

63 Kronik rinit ve nazofarenjit
Kronik rinit ve nazofarenjitÇocuk bir hastalıktan iyileşir diğer bir atağa girer veya devamlı rinit öksürük, hastalık hali vardır. Kronik rinit sebepleriKronik sinuzit, Kronik enfekte adenoidler, Allerjik rinit, Nazal polip, Kistik fibrozis, Difteri, Sifiliz, Yabancı cisim, Septum deviasyonu, Değişik konjenital malformasyonlar, Dismotil silia sendromu olabilir. Ayrıca kronik rinit uzun süre nazal dekonjestan kullanımı ile ilgili olabilir ve buna rinitis medicamentose denir. Kr farenjitNadir olup kronik sinüs, adenoid veya tonsiller enfeksiyona sekonder meydana gelir.

64 Akut Epiglotit I Akut EpiglotitHemofilus influenza ile meydana gelir,
3-7 yaşda görülür. Akut başlar ve yutma güçlüğü vardır. Ateş 39oC yukarısı, lökositoz olup epiglot biraz kırmızısı gibidir. Hastanın nefes alamamasına bağlı solunum yetmezliği açısından trakeostomi için uyanık bulunmalıdır. Öksürük, ağızdan salya akması ve inspratuvar sitridor meydana gelir, hasta öne eğilir, ağız açık ve dil dışarı çıkmıştır.

65 Akut Epiglotit II Klinik: Hastalık ateş ve boğaz ağrısı, çocuklarda ayrıca beslenmeyi reddetme ile başlar. Birkaç saat içerisinde sekresyonların yutulamamasına bağlı hipersalivasyon ve arkasından stiridor ortaya çıkar. Yaş ne kadar küçükse, solunum sıkıntısı o kadar erken gelişir. Genellikle solunumu rahatlatmak için çocuklar başlarını arkaya atarlar (tripod oturuşu). Tipik klinik triad ağızdan salya akması, disfaji ve respiratuvar distresdir. Ateş ve ses kısıklığı sıklıkla görülür, öksürük seyrektir. Epiglot şiş ve kırmızı görülür. Muayene sırasında solunum yolunun açık tutulması için hasta oturur pozisyonda olmalıdır. Hasta genellikle toksik tablodadır. Komplikasyonlar: Solunum yolu obstrüksiyonu, menenjit, pnömoni gibi diğer invazif Hib enfeksiyonlarının birlllllikte bulunması.

66 Akut Epiglotit III Solunum sıkıntılı hastayı dik oturt
Tanı: Ağız muayenesi sırasında dil köküne bastırmak epiglot ödemini artırarak, hastanın ölümüne neden olabilir. Lökositoz sıklıkla vardır. Ayırıcı Tanı: Yabancı cisim inhalasyonu, anafilaksi, krup, laringotrakeobronşit, retrofaringeal abse. Tedavi: Hava yolunu açık tut. Solunum sıkıntılı hastayı dik oturt Endotrakeal tüp ile veya gerekirse trakeostomi ile solunum sağlanmalıdır. Hipoksi varsa oksijen ver. Damar yolu aç Steroidlerin yararı gösterilmemiştir. Antibiyotik olarak Ceftriaxone Korunma: Hib aşısıdır. Temaslılara 3 gün süreyle oral rifampisin

67 EPIGLOTITIS Normal Epiglot Epiglotitis

68 Bakteriyel trakeit Bakteriyel trakeitEn sık staf aureus etkendir. Parainflaunze tip1, moraxella catarrhalis ve H. influenza tesbit edilebilir. Çoğu vakalar 3 yaşın altındadır. Genellikle bir viral enfeksiyonu takiben gelişir ve kendini sesde çatallanma, sert öksürük, ateş ve toxik görünümü ile belli eder. Hastada hızlı ilerleyen inspratuvar sitridor vardır. Krup için buhar, sıvı, aerosol racemik epinefrin (inhaler epinefrin), antibiotik yeterlidir. Bakteriyel trakeit ise ani geliştiğinden yetersiz kalabilir. ve genellikle entübasyon veya trekeostomi gerekebilir. Tanıda ateş, toxik görünüm, hızlı seyir, lökositoz ve epiglotit için tipik olan epiglotititn hiperemisinin olmaması önemlidir. Tedavide antistafilokoksik tedavi + O2 gerekir ve trakeostomi gerekebilir.

69 Akut laringotrageobronşit I
Akut laringotrageobronşitGenellikle çocuklarda görülen ve hemen daima virusların neden olduğu bir enfeksiyondur. Parainfluenza tip 1 (% 65), parainfluenza virus tip 3, influenza virus tip A ve B, RSV, Adeno, kızamık ve ECHO, Rhıno viruslar en sık etkenlerdir. Hemofilüs influenza bakteri olarak etkenlerdendir. En sık sonbahar ve kış aylarında görülür. Dört stage’i vardır; stage I- Ateş, sesde boğulma, inspiratuvar stridor 2- Devamlı respiratuvar stridor, solunum güçlüğü 3- Hipoxi, hiperkapni, anksiyete, solukluk, terleme, hızlı solunum. 4- İntermittant syanoz, devamlı siyanoz.

70 Akut laringotrageobronşit II
Klinik: Yaşı 6 ay ile 6 yıl arasında olan çocuklarda viral krup adı da verilen, ağır bir tablo gelişir. Bu küçük çocuklarda da genellikle 2-3 gün önceden başlayan hafif ateş, öksürük ve burun akıntısı vardır, daha sonra havlar tarzda öksürük, ses kısıklığı ve inspiratuvar stiridor ortaya çıkar. Ağır vakalarda supraklavikular retraksiyonlar ve siyanoz gibi hipoksi bulguları görülebilir. Komplikasyonlar: Hipoksi, subkonjunktival ve serebral kanamalar. Tanı: Klinik tablo tipiktir. Çocukların boğazına bakarken, stres ve üst solunum yoluna temasın laringeal tıkanıklığı artırabileceği unutulmamalıdır. Akut faz reaktanları normaldir. Belirgin solunum sıkıntısı varsa ve tanıda şüphe varsa, radyolojik inceleme yapılabilir. Tıkanıklık subglottik bölgededir ve yumuşak doku dansitesinde çekilmiş yan boyun gragilerinde bu bölgede “kalem ucu görünümü” olarak adlandırılan daralma görülebilir. Kan gazları bakılabilir, ancak çocuk ajite oluyorsa, klinik takiple yetinmek en uygun yoldur.

71 Akut laringotrageobronşit III
Ayırıcı Tanı: Epiglottit, larinkste yabancı cisim, anjionörotik ödem, difteri. Tedavi: Hemofilus influenzaya yönelik antibiyotik gerewk görülen vakalarda verilir. ödem çözücü steroid, O2 ve buhar verilir. Vakaların çoğu evde, bol sıvı, istirahat, antipiretik, sedasyon ve buhar ile tedavi edilebilir. Korunma: Yıllık influenza aşısı dışında etkin bir korunma yöntemi yoktur.

72 Bronşiolit BronşiolitViral bir enfeksiyon ile küçük hava yollarının inflamatuvar obstrüksiyonu sonucu meydana gelir. İlk 2 yaşta görülse de 6 ay pik yaşıdır. Etken %70 RSV’dur. Ventilasyon bozulur, Hiperkapni ve hipoxi meydana gelir, genellikle ateş yoktur. Solunumun ekspriyum fazı uzamıştır. Takipne (60-80/dak), hava açlığı , siyanoz, burun kanatlarının ve yardımcı solunum kaslarının solunuma katılımı vardır. İnterkostal, subkostal retraksiyonlar bulunur. Bronşiolit anında kalp yetmezliği nadirdir.

73

74 Çocuk stajında buluşmak üzere...


"ÜST SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONLARI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları