Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla"— Sunum transkripti:

1 Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
ABESE SURESİ 1

2 ABESE SURESİ عَبَسَ وَتَوَلّٰى ﴿١ اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢
1 O (KİBİRLİ ADAM) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢ 2 Yanına âmâ geldi diye… *** Ama biri geldi diye yüzünü ekşitti ve arkasını döndü *** (M.Okuyan) 2

3 وَمَا يُدْرٖيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰى ﴿٣
ABESE SURESİ وَمَا يُدْرٖيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰى ﴿٣ 3 “Ve (sana gelince Ey Nebi!) Sen nereden bileceksin o (müşrikin) arınacağına dair bir ihtimal bulunduğunu; اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرٰى ﴿٤ 4 Veya alacağı öğütün kendisine yarar sağlayacağını? *** (Ey Peygamber) Nereden biliyorsun, belki de o (ama kişi) Arınacak ya da öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecek(ti) *** (M.Okuyan) 3

4 اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰى ﴿٥
ABESE SURESİ اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰى ﴿٥ 5 Fakat, kendi kendine yettiğini sanan kimseye gelince: Kendini (hiçbir şeye) muhtaç görmeyene gelince; فَاَنْتَ لَهُ تَصَدّٰى ﴿٦ 6 Sen bütün ilgini ona yönelttiyorsun; وَمَا عَلَيْكَ اَلَّا يَزَّكّٰى ﴿٧ 7 Oysa ki, onun temizlenip arınmamasından Sen sorumlu değilsin; 4

5 وَاَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعٰى ﴿٨
ABESE SURESİ وَاَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعٰى ﴿٨ 8 Fakat sana büyük bir iştiyakla gelen var ya: وَهُوَ يَخْشٰى ﴿٩ 9 Ki o Allah’a saygıda kusur etmez فَاَنْتَ عَنْهُ تَلَهّٰى ﴿١٠ 10 İşte sen onu ihmal ediyorsun. 5

6 كَلَّا اِنَّهَا تَذْكِرَةٌ ﴿١١
ABESE SURESİ كَلَّا اِنَّهَا تَذْكِرَةٌ ﴿١١ 11 Hayır (Hayır Bu davranış doğru değil), Hiç şüphe yok ki bu hitab bir öğüt ve uyarıdan ibarettir: فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ ﴿١٢ 12 Dileyen herkes ondan öğüt alabilir, فٖى صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ ﴿١٣ 13 (Kur’an) Kutsal ve seçkin kayıtlarda (sahifelerde) korunmuştur; 6

7 مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ ﴿١٤
ABESE SURESİ مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ ﴿١٤ 14 (Bu kayıtlar, Sahifeler) Yüce ve şaibesiz بِاَيْدٖى سَفَرَةٍ ﴿١٥ 15 Elçilerin ellerinde; كِرَامٍ بَرَرَةٍ ﴿١٦ 16 (Ki bu elçiler) Türünün en iyisi ve hata yapmayan (elçilerdir). 7

8 قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَا اَكْفَرَهُ ﴿١٧
ABESE SURESİ قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَا اَكْفَرَهُ ﴿١٧ 17 Hakkını vermediği hayattan mahrum kalası insanoğlu (kahrolası insan), nankörlükte ne kadar da sınır tanımazdır? (Gereçeği nasıl da inkar eder?) مِنْ اَىِّ شَیْءٍ خَلَقَهُ ﴿١٨ 18 Allah, insanı neyden yarattı (bir düşünse ya)? مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ ﴿١٩ 19 (Elbette) basit bir hayat tohumundan. Önce yarattı, ardından ona şekil verdi (takdir yeteneği verdi); 8

9 ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠
ABESE SURESİ ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠ 20 Sonra ona yolu (hayatı) kolaylaştırdı; ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُ ﴿٢١ 21 En sonunda onun için ölümü takdir etti ve kabre koydurdu; ثُمَّ اِذَا شَاءَ اَنْشَرَهُ ﴿٢٢ 22 Nihayet dilediğinde onu tekrar diriltecektir. 9

10 كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا اَمَرَهُ ﴿٢٣
ABESE SURESİ كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا اَمَرَهُ ﴿٢٣ 23 Gerçek şu ki, (bu insan tipi) O’nun (Allah’ın) ona emrettiğini yerine getirmedi. فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤ 24 (Allah’ın emrettiğini yapmayan bu) İnsan yediklerine bir baksın: اَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا ﴿٢٥ 25 Elbet suyu tarifsiz bir cömertlikle Biz indirmekteyiz; 10

11 ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّا ﴿٢٦
ABESE SURESİ ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّا ﴿٢٦ 26 Sonra (bu sayede) toprağı tarifsiz bir incelikle yarmaktayız; فَاَنْبَتْنَا فٖيهَا حَبًّا ﴿٢٧ 27 Derken orada tohumu yetiştirmekteyiz… وَعِنَبًا وَقَضْبًا ﴿٢٨ 28 Mesela; üzüm bağları, sebze bahçeleri, 11

12 وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا ﴿٢٩
ABESE SURESİ وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا ﴿٢٩ 29 Zeytinlik ve hurmalıklar, وَحَدَائِقَ غُلْبًا ﴿٣٠ 30 Balta girmemiş sulak ormanlar, وَفَاكِهَةً وَاَبًّا ﴿٣١ 31 Meyveli ve meyvesiz bitkiler; 12

13 مَتَاعًا لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْ ﴿٣٢
ABESE SURESİ مَتَاعًا لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْ ﴿٣٢ 32 Sizin ve hayvanlarınızın (beslenmesi) için… فَاِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ ﴿٣٣ 33 VE NİHAYET kulakları sağır eden o (mahşer) çığlığı koptuğunda; يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخٖيهِ ﴿٣٤ 34 O gün kişi kardeşinden kaçacak; 13

14 وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦
ABESE SURESİ وَاُمِّهٖ وَاَبٖيهِ ﴿٣٥ 35 Annesinden ve babasından; وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦ 36 Hanımından ve çocuklarından kaçacak. لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَاْنٌ يُغْنٖيهِ ﴿٣٧ 37 O gün herkesin birbirinden kaçmak için yeterli meşguliyeti olacak. 14

15 وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ ﴿٣٨
ABESE SURESİ وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ ﴿٣٨ 38 Bazı yüzler vardır: o gün ışıl ışıl, ağardıkça ağaracak; ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ ﴿٣٩ 39 Şen-şakrak… وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ ﴿٤٠ 40 Bazı yüzler de vardır: o gün bütünüyle toztoprak (keder) vardır; 15

16 تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ ﴿٤١
ABESE SURESİ تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ ﴿٤١ 41 (Hüzünden adeta) Karardıkça kararacak, اُولٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿٤٢ 42 İşte bunlar, inkârın dibini boylayan ve yoldan sapan sorumsuz kimseler olacak. 16

17 ABESE SURESİ Nuzul Sıra 27 Ayet Sayısı 42 Nuzul Yılı 4 Mushaf Sıra 80
SURENİN KİMLİĞİ ABESE SURESİ Nuzul Sıra 27 Ayet Sayısı 42 Nuzul Yılı 4 Mushaf Sıra 80

18 NÜZUL YERİ

19

20 ABESE SURESİ KONUSU (8) Sorumluluk Ahlakı ile Davranış Ahlakı arasındaki Denge (Ümmü Mektum olayı) 2. Özürlüye Öncelik Tanıyın (Ümmü Mektum olayı). 3. Sosyal statü ve konumlar kişinin değerini belirlemez (Ümmü Mektum olayı).

21 ABESE SURESİ KONUSU 4. Tebliğde Öncelik Kimindir? (Ümmü Mektum olayı) 5. Soru soran kişi azarlanmamalıdır? 6. Peygamber bile hata yapabilir. 21

22 ABESE SURESİ KONUSU 7. Hiçbir insan Allah’ın emirlerini kusursuz olarak yerine getiremez. 8. Hesap Gününde 2 grup İnsan; Bazı yüzler ışıl ışıl, Bazı yüzler kapkara. 22

23 Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
ABESE SURESİ

24 ABESE SURESİ عَبَسَ وَتَوَلّٰى ﴿١ اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢
1 O (KİBİRLİ ADAM) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢ 2 Yanına âmâ geldi diye… *** Ama biri geldi diye yüzünü ekşitti ve arkasını döndü *** (M.Okuyan) 24

25 ABESE SURESİ Allah Rasulü’nün karşısında; Mekke’nin elebaşıları olan; Utbe b. Rabi’a Şeybe b. Rabi’a Ebu Cehil b.Hişam, Abbas b. Abdulmuttalib Ubeyy b. Halef Ümeyye b. Halef Velid b. Muğire var. 25

26 ABESE SURESİ 26 Ama olan, Abdullah Ümmü Mektum tam bu sırada gelmiş ve
Allah Rasulünden, Allah’ın kendisine öğrettiklerinden öğretmesini istemiştir. O sırada, Allah Rasulü bu kişilere hitap ediyordu. Onların Müslüman olması demek tüm Mekke’nin Müslüman olması demekti. Bu kadar önemli bir toplantı. Bu nedenle ama bir sahabi ile gerektiği şekilde ilgilenmemiş idi. İşte bu olay üzerine surenin bu ayetleriyle başlayan pasaj inmiştir. Daha sonra Abdullah Ümmü Mektum’a, kendisi yüzünden Allah’ın beni uyardığı kişi diyerek özel ilgi göstermiştir. 26

27 ABESE SURESİ عَبَسَ وَتَوَلّٰى ﴿١ اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢
1 O (KİBİRLİ ADAM) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢ 2 Yanına âmâ geldi diye… *** YÜZÜNÜ EKŞİTİP ARKASINI DÖNEN KİM? *** 27

28 ABESE SURESİ 28 Yüzünü ekşitip arkasını dönen Kim?
1. Allah Rasulü Olabilir; Abdullah Ümmü Mektum, başlamış bir tebliğ faaliyetinin arasına girince Allah Rasulü bundan hoşlanmamış olmalı. Sahabe, her ne kadar görme engelli olsa da işitebiliyor olmalı ve Allah Rasulünün birileriyle konuştuğunu duymalı ve araya girmemeliydi. Ümmü Mektum, müslümandı ve daha önce Allah Rasulünü dinlemiş idi. Şimdi daha acil bir durum var. Aceleci olmamalıydı. Buradan bakılınca Allah Rasulü haklı görülebilir. 28

29 ABESE SURESİ Ancak; Mü’minlere kol kanat germesi emri (Şu’ara 215) gereği, bu görevi yapmadığı için uyarılmış olabilir. Toplumdaki fakir ve düşkünlerin ikinci plana itildiği gibi bir kanaat oluşmaması için uyarılmış ve davranışının yanlışlığı mesajı kendisine verilmiş olabilir. 29

30 ABESE SURESİ 30 Müşriklerin temsilcisi olabilir;
Yüzünü çevirip suratını ekşiten, Allah Rasulünün karşısındaki müşriklerin temsilcisi Velid b. Muğire’dir. ‘’Abese’’ kelimesi Kur’an’da iki defa geçer. Birinde Velid b. Muğire’ye diğerinde Allah Rasulüne nispet edilmesi pek uygun görünmemektedir. Bu kişi kendini diğer insanlardan üstün gören ve başkalarının dertleriyle ilgilenmemekte ısrarcı biri olmalıdır. Abdullah Ümmü Mektum geldiğinde, yüzünü ekşitip arkasını dönmüş olabilir. 30

31 ABESE SURESİ 31 Peygamberin yanında bulunan mağdur ve mazlum kişilerin
yanlarından uzaklaştırılmasını istemek kafir yöneticilere ait bir talep olduğu ve bunun örneğinin Hz Nuh’a gelen kafir elebaşıların, Hz Nuhun yanında bulunanları ayak takımı olarak nitelemeleri ve onların uzaklaştırılmasını istemeleri verilmektedir. Küfrün her zaman yaklaşımı bu olduğu için, burada da küfrün elebaşıları böyle bir tavır sergilemiş olabilirler. Onlar, statü ve sınıf farkı istiyorlardı 31

32 ABESE SURESİ عَبَسَ وَتَوَلّٰى ﴿١ اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢
1 O (KİBİRLİ ADAM) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢ 2 Yanına âmâ geldi diye… *** TEBLİĞDE ÖNCELİK KİMİNDİR? *** 32

33 ABESE SURESİ 33 Tebliğde Öncelik Kimindir?
Öncelik; öğütten yararlanmak ve gerçeği öğrenmek isteyenindir. Öncelik, toplumda statü ve nufuz sahibi olan değildir. Öncelik, kıyametin azametinden korkanlarındır. 33

34 ABESE SURESİ عَبَسَ وَتَوَلّٰى ﴿١ اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢
1 O (KİBİRLİ ADAM) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢ 2 Yanına âmâ geldi diye… *** BİR İNSAN, PEYGAMBER BİLE OLSA HATA YAPABİLİR *** 34

35 ABESE SURESİ 35 Bir İnsan Peygamber bile olsa hata yapabilir.
Bir insan peygamber bile olsa hata yapabilir ancak önemli olan, hatada ısrar etmemektir. Peygamberler de hata yaparlar ancak onlar diğer insanlardan farklı olarak bir hatayı iki defa yapmazlar, sürekli hata yapmazlar. 35

36 ABESE SURESİ عَبَسَ وَتَوَلّٰى ﴿١ اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢
1 O (KİBİRLİ ADAM) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, اَنْ جَاءَهُ الْاَعْمٰى ﴿٢ 2 Yanına âmâ geldi diye… *** ENGELLİLERE KARŞI NASIL DAVRANILMALI? *** 36

37 ABESE SURESİ 37 Bedensel Engellilere karşı nasıl davranılmalı?
Bedensel engelli insanlara ayrıcalıklı ve öncelikli davranılmalıdır. Bedensel engellilere öncelik verilmeli ve onlar hayattan dışlanmamalı. Engelli doğacağı belli olan çocuklar öldürülmemeli. Bedensel engelliler, herkes için bir imtihandır. Engelli bir insanla yeterince ilgilenmemek uyarı gerektiren bir davranıştır. Bedensel engelliler herkes için bir imtihandır. Herkes bu imtihanı geçmelidir. 37

38 ABESE SURESİ Bu uyarı, Sorumluluk ahlâkı ile davranış ahlâkı arasındaki dengenin korunmasına yöneliktir. Aynı zamanda toplum içinde özürlüye öncelik tanıyan bir tavır öne çıkarılır. Bu ilk pasajın ana teması, sosyal statü ve konumların kişinin değerini belirleyici olamayacağıdır 38

39 ABESE SURESİ 39 Bundan sonraki 10 ayette, Allah, Rasulünü;
Tebliğin mahiyeti ve Nasıl yapılması gerektiği noktasında inşa etmektedir. 39

40 وَمَا يُدْرٖيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰى ﴿٣
ABESE SURESİ وَمَا يُدْرٖيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰى ﴿٣ 3 “Ve (sana gelince Ey Nebi!) Sen nereden bileceksin o (müşrikin) arınacağına dair bir ihtimal bulunduğunu; اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرٰى ﴿٤ 4 Veya alacağı öğütün kendisine yarar sağlayacağını? *** (Ey Peygamber) Nereden biliyorsun, belki de o (ama kişi) Arınacak ya da öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecek(ti) *** (M.Okuyan) 40

41 ABESE SURESİ 41 Öğüt Kime Fayda Verir? (Arınma-İstek İlişkisi)
Vahiy gibi arıtan bir öznenin varlığı tek başına yetmez. Onun yanında insan da arınmaya gönüllü olmalıdır ki işlem tamamlansın. Öğüdün kime fayda vereceği konusu gaybi bir konudur. Kimin öğütten yararlanacağını hiç kimse bilemez. İnsanlara tebliğde bulunurken ekonomik gücü, sosyal statüsü, sınıf farkı gözeten bir tutum sergilenmemelidir. Bu konuda, kendi anlayışımıza göre bir sıralama yapmamalıyız. Kim daha çok istek gösteriyorsa ve yürekten gelen bir çaba ortaya koyuyorsa sıralamada öncelik onun hakkı olmalıdır. Dış görünüşlere bakmadan görev yapmak en uygun yol ve yöntemdir. 41

42 اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰى ﴿٥
ABESE SURESİ اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰى ﴿٥ 5 Fakat, kendi kendine yettiğini sanan kimseye gelince: Kendini (hiçbir şeye) muhtaç görmeyene gelince; فَاَنْتَ لَهُ تَصَدّٰى ﴿٦ 6 Sen bütün ilgini ona yöneltiyorsun; وَمَا عَلَيْكَ اَلَّا يَزَّكّٰى ﴿٧ 7 Oysa ki, onun temizlenip arınmamasından Sen sorumlu değilsin; 42

43 وَاَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعٰى ﴿٨
ABESE SURESİ وَاَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعٰى ﴿٨ 8 Fakat sana büyük bir iştiyakla gelen var ya: وَهُوَ يَخْشٰى ﴿٩ 9 Ki o Allah’a saygıda kusur etmez فَاَنْتَ عَنْهُ تَلَهّٰى ﴿١٠ 10 İşte sen onu ihmal ediyorsun. 43

44 ABESE SURESİ 44 Bu 6 ayetlik bölümde;
Hz Peygamberin, ‘’tebliğden yararlanıp Müslüman olurlar’’ beklentisiyle kendilerine yöneldiği kibirli insan tipi tanıtılmaktadır. Böylelerine karşı ısrarcı olmanın doğru olmadığı bilgisi verilmektedir. Arınma duygusuyla gelen kişiyle yeterince ilgilenmemenin yanlışlığı vurgulanmaktadır. 44

45 ABESE SURESİ اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰى ﴿٥
5 Fakat, kendi kendine yettiğini sanan kimseye gelince: Kendini (hiçbir şeye) muhtaç görmeyene gelince; İstiğna; Layık olmamasına ve gerekli özellikleri taşımamasına rağmen öyleymiş gibi görünmeyi ifade eder. Zengin ve ihtiyaçsız olmamasına rağmen kendini böyle sanan Ukalalık yapan, pervasız, futursuz kişi anlamına gelir. 45

46 ABESE SURESİ فَاَنْتَ لَهُ تَصَدّٰى ﴿٦
6 Sen bütün ilgini ona yöneltiyorsun; *** KİBİRLİYE ISRAR DOĞRU DEĞİLDİR *** 46

47 ABESE SURESİ 47 Kibirliye Israr Doğru Değildir:
Zımnen: “böyle yapmak sana yakışmadı”. Bu Allah Rasulü’ne açıkça “Bir daha böyle yapma” uyarısıdır. Burada soru şudur: Vahiy seyrek de olsa ara sıra yer verdiği Hz. Peygamber’e ait bu gibi ‘zelle’leri örtemez miydi? Eğer örtseydi, kimsenin haberi olmazdı. Peki, o zaman ne diye dile getirip onları ölümsüzleştirdi? 47

48 ABESE SURESİ Bu ve buna benzer tüm soruların cevabı bu sûrenin 23. âyetinde verilmiştir: Hatasız kul olmaz. Peygamberler de buna dahildir. Şu halde Hz. Peygamber’in görevi “Nasıl hatasız kul olunur?” sorusunun isbatını ortaya koymak değil, “Hata yapılınca nasıl özür dilenir, nasıl tevbe edilir, nasıl geri dönülür?” sorularının isbatını ortaya koymaktır. Allah’ın kendi elçisine “Ben de sizin gibi ölümlü bir insanım” demesini emretmesinin temelinde yatan sebep de bu olsa gerektir. 48

49 ABESE SURESİ وَمَا عَلَيْكَ اَلَّا يَزَّكّٰى ﴿٧
7 Oysa ki, onun temizlenip arınmamasından Sen sorumlu değilsin; *** ARINMAK İSTEMEYENİN SORUMLULUĞU KENDİNEDİR *** 49

50 ABESE SURESİ 50 Arınmak İstemeyenin Sorumluluğu Kendinedir;
İlâhî şefkatin beliğ bir ifadesi. Demek ki uyarı alan bu davranışın temelinde Nebi’nin aşırı sorumluluk duygusu vardı. Bu âyet Rasulullah’ın içtihad ettiğinin ve içtihadında yanıldığında Allah’ın onu düzelttiğinin beyanıdır. Düzeltilen o içtihat “varlıklı ve hatırlı kimselerle fazla ilgilenilirse imana geleceklerine dair” yanlış görüştür. Eğer vahyin müdalahesi olmamış olsaydı, onun ictihadı “sünnet” olacaktı. 50

51 ABESE SURESİ Hz. Peygamber Amiroğullarından olan babası yerine soylu Mahzumoğlullarından olan annesine nisbetle anılan İbn Ümmi Mektum’u gördüğünde “Merhaba ey Rabbimin kendisi yüzünden beni uyardığı kişi” dermiştir. Biz Kur’an’da anlatılan diğer peygamberlerin kıssalarında da onaylanmayan içtihatlar görüyoruz. Hz. Musa’nın bir kulun davranışlarına karşı içtihatları (Kehf: 71, 74, 77), Hz. Nûh’un oğlu hakkındaki içtihadı (Hûd: 45), Hz. İbrahim’in soyu ve babası hakkındaki içtihadı gibi (Tevbe: 114). 51

52 وَاَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعٰى ﴿٨
ABESE SURESİ وَاَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعٰى ﴿٨ 8 Fakat sana büyük bir iştiyakla gelen var ya: وَهُوَ يَخْشٰى ﴿٩ 9 Ki o Allah’a saygıda kusur etmez فَاَنْتَ عَنْهُ تَلَهّٰى ﴿١٠ 10 İşte sen onu ihmal ediyorsun. 52

53 ABESE SURESİ 53 Samimiyet – İlgi İlişkisi;
Fakat sana büyük bir iştiyakla gelen var ya; Ki o Allah’a saygıda kusur etmez. Haşyet: Korkulanın yüceliğinden kaynaklanan ve kaynağını bilgiden alan bir saygıdır. Haşyet: Hakikatin bilgisiyle dolu kalbin Allah’a saygı duyması ve hayatı bu saygının kontrol edişidir. Bu görmeyen (ama) sahabi; O günün şartlarında, zalimlerin zulmüne rağmen tercihini Rasulullah’tan yana kullanması, O’nun ayağına gitmesi önemlidir. 53

54 ABESE SURESİ 54 Hakikate Gitmek Gerekir
Ümmi Mektum, bizlere, öğrenmek için ilmin ayağına gitmek gerektiği ahlakını kazandırmayı amaçlamıştır. Ayrıca; Edeble gitmek, Muhatabı rencide etmemek, Adabı elden bırakmamak, Bedensel engelliye öncelik tanımak, İlahi iradenin engelliler için takındığı hassas tavrı hayat prensibi yapmak, Atılan her adımın, Allah rızasını gözeterek atılmasını sağlamak İnanalar için önemli birer eğitim ilkesidir. 54

55 ABESE SURESİ 55 Öğrenmeye Gelenle İlgilenmek Gerekir
Sen onunla ilgilenmiyorsun (ihmal ediyorsun, görmezden geliyorsun). Bu ayet bizlere; Gereksiz işlerden uzak kalmayı, daha önemli olan işlere yönelmemiz gerektiğini ve önemine binaen bazı işleri öncelememizin zorunluluğunu öğretmeyi amaçlamaktadır. 55

56 ABESE SURESİ كَلَّا اِنَّهَا تَذْكِرَةٌ ﴿١١ فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ ﴿١٢
11 Hayır (Hayır Bu davranış doğru değil), Hiç şüphe yok ki bu hitab bir öğüt ve uyarıdan ibarettir: فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ ﴿١٢ 12 Dileyen herkes ondan öğüt alabilir, *** KUR’AN – ÖĞÜT – DİNLEME İLİŞKİSİ *** 56

57 ABESE SURESİ 57 Kur’an – Öğüt – Dinleme İlişkisi:
Kur’an Ayetleri Birer Öğüttür. Dileyen Öğüt Alır. Allah, tüm insanların öğüt alması için bu Kur’an’ı göndermiştir. O’nun öğüt oluşunun asıl anlamı; sunduğu yol haritasından ve insanlara bu noktada yaptığı rehberlikten yararlanılmasıdır. Öğüt almanın şartı, istemektir. İnanç dayatılmaz. İmkan sunulur. İnsan, hür iradesiyle tercih eder veya etmez. Hidayet vermek ve doğru yolu göstermek sadece Yüce Allah’a aittir. Gösterilen bu yolu tercih etmek ise insana bırakılmıştır. 57

58 ABESE SURESİ 58 Dileyen Öğüt Alır.
Peygamber bile olsan istemeyeni zorla hidayete erdiremesin, istemeyene zorla öğüt veremesin. Hidayet, bir isteğin sonucudur. İlahi irade, senaryoyu yazıp bütün rolleri insanlara dağıtmış değildir. Allah, senaryoyu yazmış, yani kuralları belirlemiş ancak rolleri dağıtmamıştır, rolleri tanıtmıştır. İnsanlar, bu rollerden istediklerini seçebilecekler ve seçimlerine göre bir işleme tabi tutulacaklardır. 58

59 فٖى صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ ﴿١٣
ABESE SURESİ فٖى صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ ﴿١٣ 13 (Kur’an) Kutsal ve seçkin kayıtlarda (sahifelerde) korunmuştur; مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ ﴿١٤ 14 (Bu kayıtlar, Sahifeler) Yüce ve şaibesiz بِاَيْدٖى سَفَرَةٍ ﴿١٥ 15 Elçilerin ellerinde; كِرَامٍ بَرَرَةٍ ﴿١٦ 16 (Ki bu elçiler) Türünün en iyisi ve hata yapmayan (elçilerdir). 59

60 ABESE SURESİ 60 Vahyin Kaynağı ve Güvenilirliği:
1. Kur’an Kıymetli Sayfalardadır Kur’an, levhi mahfuzda orijinal halde muhafaza edilmektedir. Mekke’nin ileri gelenlerinin bu dine girmesi, bu Kur’an’a bir değer katmaz. İlahi kaynaklı oluşu bunun için yeterlidir. 60

61 فٖى صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ ﴿١٣
ABESE SURESİ فٖى صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ ﴿١٣ 13 (Kur’an) Kutsal ve seçkin kayıtlarda (sahifelerde) korunmuştur; مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ ﴿١٤ 14 (Bu kayıtlar, Sahifeler) Yüce ve şaibesiz بِاَيْدٖى سَفَرَةٍ ﴿١٥ 15 Elçilerin ellerinde; كِرَامٍ بَرَرَةٍ ﴿١٦ 16 (Ki bu elçiler) Türünün en iyisi ve hata yapmayan (elçilerdir). 61

62 ABESE SURESİ 62 2. Kur’an, Yücedir ve Arı-Durudur
Levhi Mahfuz’da her türlü şaibeden ve müdahaleden uzak tutulmuştur. O’nun yüceliği sahibinden kaynaklanmaktadır. Kur’an’ı insanların yüceltmesine gerek yoktur, çünkü O, zaten yücedir. Kur’an, insanları yüceltmelidir. Kur’anı yüceltmek değil, Kur’an’la yücelmek gayemiz olmalıdır. Kur’an’a gösterilmesi gereken saygı ve hürmet önemlidir. Ancak Kur’an’a asıl saygı ve hürmet, dediklerini yapmak, yasaklarından kaçınmakla olur. Kabını koruyacağız diyerek içindeki mesajını öldürmemeliyiz. 62

63 فٖى صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ ﴿١٣
ABESE SURESİ فٖى صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ ﴿١٣ 13 (Kur’an) Kutsal ve seçkin kayıtlarda (sahifelerde) korunmuştur; مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ ﴿١٤ 14 (Bu kayıtlar, Sahifeler) Yüce ve şaibesiz بِاَيْدٖى سَفَرَةٍ ﴿١٥ 15 Elçilerin ellerinde; كِرَامٍ بَرَرَةٍ ﴿١٦ 16 (Ki bu elçiler) Türünün en iyisi ve hata yapmayan (elçilerdir). 63

64 ABESE SURESİ 64 3. Kur’an, Elçilerin Güvenli Ellerindedir
3.1. Elçiler Güçlüdür Kur’an, Levhi Mahfuz’dadır ve müdahalelerden uzak tutulmuştur. İnsanlık alemine indirilişi de güvenli bir şekilde olmuş ve güvenilir insanlar tarafından yazıya dökülmüştür. Gönderen varlık ‘’güvenin kaynağı olan yüce Allah’’, aracı ‘’güvenilir elçi melekler’’, ilk muhtap ‘’güvenilir peygamber’’, ilk yazıya geçirenler ‘’güvenilir vahiy katipleri’’dir. Bu durum, Vahyin nasıl bir güven ortamından geldiğini göstermektedir. 64

65 ABESE SURESİ 65 3.2. Elçiler Değerli ve Erdemlidir.
Melekler kastedilmektedir. Buradan, Vahyin nasıl bir güvenilirliğe sahip olduğunu anlayabiliriz. Kur’an’ı ezberlemiş olarak veya anlamını hayatında uygulayarak okuyanlar, değerli, erdemli ve güvenilir elçilerle birlikte olacaktır. Onu zorlanarak okuyanlara iki ecir vardır’’ Hadis. 65

66 قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَا اَكْفَرَهُ ﴿١٧
ABESE SURESİ قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَا اَكْفَرَهُ ﴿١٧ 17 Hakkını vermediği hayattan mahrum kalası insanoğlu (kahrolası insan), nankörlükte ne kadar da sınır tanımazdır? (Gereçeği nasıl da inkar eder?) مِنْ اَىِّ شَیْءٍ خَلَقَهُ ﴿١٨ 18 Allah, insanı neyden yarattı (bir düşünse ya)? مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ ﴿١٩ 19 (Elbette) basit bir hayat tohumundan. Önce yarattı, ardından ona şekil verdi (takdir yeteneği verdi); 66

67 ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠
ABESE SURESİ ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠ 20 Sonra ona yolu (hayatı) kolaylaştırdı; ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُ ﴿٢١ 21 En sonunda onun için ölümü takdir etti ve kabre koydurdu; ثُمَّ اِذَا شَاءَ اَنْشَرَهُ ﴿٢٢ 22 Nihayet dilediğinde onu tekrar diriltecektir. 67

68 ABESE SURESİ كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا اَمَرَهُ ﴿٢٣
23 Gerçek şu ki, (bu insan tipi) O’nun (Allah’ın) ona emrettiğini yerine getirmedi. 68

69 ABESE SURESİ Bu ayetlerde, Nankör insan tipinin, kendi yaratılışının muhteşem düzenine karşı ilgisizliği ve umursamazlığı dikkatlere sunulmaktadır 69

70 قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَا اَكْفَرَهُ ﴿١٧
ABESE SURESİ قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَا اَكْفَرَهُ ﴿١٧ 17 Hakkını vermediği hayattan mahrum kalası insanoğlu (kahrolası insan), nankörlükte ne kadar da sınır tanımazdır? (Gereçeği nasıl da inkar eder?) مِنْ اَىِّ شَیْءٍ خَلَقَهُ ﴿١٨ 18 Allah, insanı neyden yarattı (bir düşünse ya)? مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ ﴿١٩ 19 (Elbette) basit bir hayat tohumundan. Önce yarattı, ardından ona şekil verdi (takdir yeteneği verdi); 70

71 ABESE SURESİ 71 Nankör İnsan Tipi;
Allah’ın bu tip’e hitabı; ‘’Kahrolası İnsan’’. Bu tipler, yaratılış süreçlerini unutup yaratıcı yokmuş gibi davranan tiplerdir. İnsan’ın Yaratılış ve Hayat Serüveni; Sonraki ayetler, insanın yaratılış sürecinden bir kesit sunmakta, ölüm ve yeniden diriltmeye dair bilgiler vermekte ve nankörlüğün aslında nerelerden başladığına dikkatleri çekmektedir. 71

72 ABESE SURESİ 72 İnsan, Neyden Yaratıldığını Düşünmelidir
İnsanın, neyden yaratıldığını düşünmemesi kınanmakta ve ayıplanmaktadır. Hangi şeyden yaratıldı ki, kalkmış da nankörlük yapıyor? Yaratıldığı nesneye bakmadan ve geçmiş halini düşünmeden insanın nankörlüğe kalkışması, onun inanç durumunun ne kadar temelsiz olduğunu ortaya koymaktadır. Ey insan yaratılışına bak ve haddini bil. 72

73 قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَا اَكْفَرَهُ ﴿١٧
ABESE SURESİ قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَا اَكْفَرَهُ ﴿١٧ 17 Hakkını vermediği hayattan mahrum kalası insanoğlu (kahrolası insan), nankörlükte ne kadar da sınır tanımazdır? (Gereçeği nasıl da inkar eder?) مِنْ اَىِّ شَیْءٍ خَلَقَهُ ﴿١٨ 18 Allah, insanı neyden yarattı (bir düşünse ya)? مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ ﴿١٩ 19 (Elbette) basit bir hayat tohumundan. Önce yarattı, ardından ona şekil verdi (takdir yeteneği verdi); 73

74 ABESE SURESİ 74 İnsan, Zigot’tan (nutfeden-döllenmiş yumurtadan)
yaratılıp şekillendirilmiştir Biyolojik yaratılışın ilk aşamasıdır. İnsan, belirli bir plan ve program çerçevesinde yaratılış süreci devam etmiştir. Yaratılışta, Rastgelelik ve amaçsızlık söz konusu olamaz. Yarattığı gibi insan takdir yeteneği de vermiştir. 74

75 ABESE SURESİ 75 Gadderahu Hem “kaderini yaratmayı”,
Hem “miktarını takdir etmeyi”, Hem de takdir yeteneği vermeyi” ifade eder. Kainatta da Ölçü Vardır Yüce Allah’ın yaratmasında herhangi bir düzensizlik ve veya uygunsuzluk yoktur. Mülk 3-4 Allah her şey için birölçü koymuştur. Talak 3 Ölçülü yaratılmış olmak, boşuna yaratılmamış olmaktır. Ölçülü yaratılmış olmak, yaratılışta oyun ve eğlencenin amaçlanmadığını ifade eder. 75

76 ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠
ABESE SURESİ ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠ 20 Sonra ona yolu (hayatı) kolaylaştırdı; ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُ ﴿٢١ 21 En sonunda onun için ölümü takdir etti ve kabre koydurdu; ثُمَّ اِذَا شَاءَ اَنْشَرَهُ ﴿٢٢ 22 Nihayet dilediğinde onu tekrar diriltecektir. 76

77 ABESE SURESİ 77 Hayat Yolu İnsana Kolaylaştırılmıştır
Kolaylaştırılan yol: İnsanın ana Rahminden çıkması olabilir. Kolaylaştırılan yol: Hayır veya Şer yolu olabilir. İnsan, hayır ve şer anlamında iki yol tutabilecek şekilde yaratılmıştır. Hangi yolu tercih ederse o yol ona kolaylaştırılır. Tercih insana aittir. İnsanın bu tercihini kolaylaştıran varlık ise Allah’tır. Hayır tercih edilmişse; hayrın kendisi, ona ulaşma yolları ve onun ulaştıracağı cennet yolu Yüce Allah tarafından kolaylaştırılır. Şer tercih edilmişse; bu defa kolaylaştırılan yol cehenneme giden yoldur. 77

78 ABESE SURESİ Kolaylaştırılan yol; hak ve hayır yolu olan İslam olabilir. Maksat, Kur’an’ın ve onu anlamanın kolaylaştırıldığının bildirilmesidir. Kolaylaştırılan yol; Ebedi kurtuluşa ulaşan yoldur. Bunu, Akıl, İrade ve Vahiy ile kolaylaştırdı (krş. Beled: 10). Burada tercih edilecek olan husus, ilk husustur. 78

79 ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠
ABESE SURESİ ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠ 20 Sonra ona yolu (hayatı) kolaylaştırdı; ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُ ﴿٢١ 21 En sonunda onun için ölümü takdir etti ve kabre koydurdu; ثُمَّ اِذَا شَاءَ اَنْشَرَهُ ﴿٢٢ 22 Nihayet dilediğinde onu tekrar diriltecektir. 79

80 ABESE SURESİ 80 Öldürme Yetkisi Yüce Allah’ındır
Varlık, yaratılış, sistemin devamı, sona erdirilmesi ve yeniden inşa edilmesi sadece Allah’ın yetkisindedir. İnkarcı insana bu hatırlatmalar yapılarak Ahiret bilinci oluşturulmak istenmektedir. Ey insan, yaratıldığın gibi, öldürüleceksin, kabre gireceksin ve yeniden diriltileceksin. Ayağını denk al. 80

81 ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠
ABESE SURESİ ثُمَّ السَّبٖيلَ يَسَّرَهُ ﴿٢٠ 20 Sonra ona yolu (hayatı) kolaylaştırdı; ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُ ﴿٢١ 21 En sonunda onun için ölümü takdir etti ve kabre koydurdu; ثُمَّ اِذَا شَاءَ اَنْشَرَهُ ﴿٢٢ 22 Nihayet dilediğinde onu tekrar diriltecektir. 81

82 ABESE SURESİ 82 İnsanı Ahrette Yüce Allah Diriltecektir
Yeniden diriltilme zamanını Allah belirleyecektir. İnsan bilemez. Diriltme işleminden kurtulan olmayacaktır. Kabre konmak boşuna ve anlamsız değildir. 82

83 ABESE SURESİ كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا اَمَرَهُ ﴿٢٣
23 Gerçek şu ki, (bu insan tipi) O’nun (Allah’ın) ona emrettiğini yerine getirmedi. Nankörlük – Kulluk Yapmama İlişkisi Önceki ayetlerle bağlantılı okunduğunda, bu nankör insan tipinin tuttuğu yolun yanlışlığı vurgulanmış olmaktadır. Yapılan bunca bilgilendirmeye rağmen hala yanlış bir yolun tercih edilmesi sarsıcı bir uslub ile ifade edilmektedir. 83

84 ABESE SURESİ 84 Nankörlük – Kulluk Yapmama İlişkisi
Hz Adem’den buyana tüm insanlık, ilahi emirleri tam anlamıyla yerine getiremediği şeklinde okursak, burada, ilk ayetlerde uyarılan peygamberin bu şekilde teselli edildiği ve ‘’kusursuz kul olmaz’’ denilerek rahatlatılmak istendiği belirtilmektedir. Eğer nankör insan tipi kastediliyorsa; Yüce Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen kişi bu nankör insan tipidir şeklinde anlayabiliriz. 84

85 ABESE SURESİ 85 Nankörlük – Kulluk Yapmama İlişkisi
Netice olarak; Vahyin aydınlatıcı yüzünden yararlanmayan, peygamberin tebliğ ettiği gerçeklere kulak vermeyen, dahası kendi yaratılış sürecine hiç dikkat etmeyen, doğumunu, hayatını, ölümünü ve kabre konuluşunu sorgulamayan, sonunda yeniden diriltileceği gerçeğini bütünüyle kulak ardı eden nankör insan tipinin , hayatının hiçbir zamanında kendisinden beklenen görevleri yapmadığı bu şekilde ortaya konulmaktadır.. 85

86 فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤
ABESE SURESİ فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤ 24 (Allah’ın emrettiğini yapmayan bu) İnsan yediklerine bir baksın: اَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا ﴿٢٥ 25 Elbet suyu tarifsiz bir cömertlikle Biz indirmekteyiz; ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّا ﴿٢٦ 26 Sonra (bu sayede) toprağı tarifsiz bir incelikle yarmaktayız; 86

87 فَاَنْبَتْنَا فٖيهَا حَبًّا ﴿٢٧
ABESE SURESİ فَاَنْبَتْنَا فٖيهَا حَبًّا ﴿٢٧ 27 Derken orada tohumu yetiştirmekteyiz… وَعِنَبًا وَقَضْبًا ﴿٢٨ 28 Mesela; üzüm bağları, sebze bahçeleri, وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا ﴿٢٩ 29 Zeytinlik ve hurmalıklar, 87

88 وَفَاكِهَةً وَاَبًّا ﴿٣١
ABESE SURESİ وَحَدَائِقَ غُلْبًا ﴿٣٠ 30 Balta girmemiş sulak ormanlar, وَفَاكِهَةً وَاَبًّا ﴿٣١ 31 Meyveli ve meyvesiz bitkiler; مَتَاعًا لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْ ﴿٣٢ 32 Sizin ve hayvanlarınızın (beslenmesi) için… 88

89 ABESE SURESİ Ayet 24-32: (Allah’ın emrettiğini yapmayan) bu insan, yediğine bir baksın. Sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak için, yağmuru bolca yağdırmakta, ardından toprağı göz göz yarmakta, bu şekilde orada tahıl ürünleri, üzümler, sebzeler, zeytinler, hurmalar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar yetiştirmekteyiz. Burada adeta, Ey Nankör İnsan. Çevrene ibretle bak. Yaratılana bakarak yaratanını gör. 89

90 ABESE SURESİ 90 Tabiata İbretle Bakma Gereği
Tabiat; Yüce Allah’ın İki Kitabından biridir İki Kitap; Vahyedilen veya okunan kitap. Kainata yazılmış kitap (Kainata konmuş kanunlar). Kainat Kitabı ibretle okunmalıdır. İlahi Kitapla olduğu kadar, O’nun bir emri olarak kainat kitabıyla da yeterince ilgilenmek, araştırmak müslümanın asıl görevlerinden olmalıdır. 90

91 فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤
ABESE SURESİ فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤ 24 (Allah’ın emrettiğini yapmayan bu) İnsan yediklerine bir baksın: اَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا ﴿٢٥ 25 Elbet suyu tarifsiz bir cömertlikle Biz indirmekteyiz; ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّا ﴿٢٦ 26 Sonra (bu sayede) toprağı tarifsiz bir incelikle yarmaktayız; 91

92 ABESE SURESİ 92 İnsan, yediğine ibretle bakmalıdır
İnsan, kendi yaratılışını, tabiattaki bitkilerin oluşumunu, bu bitkilerin insanda gıdaya dönüşümünü düşünürse, bu sistemin nasıl işlediğini araştırırsa, bu sistemin sahibinin ahrette yeni bir sistem kurmada zorlanmayacağını anlayacaktır. 92

93 فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤
ABESE SURESİ فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤ 24 (Allah’ın emrettiğini yapmayan bu) İnsan yediklerine bir baksın: اَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا ﴿٢٥ 25 Elbet suyu tarifsiz bir cömertlikle Biz indirmekteyiz; ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّا ﴿٢٦ 26 Sonra (bu sayede) toprağı tarifsiz bir incelikle yarmaktayız; 93

94 ABESE SURESİ 94 Yağmurun Yağdırılması;
Nankör insan, gıdasına bir baksın ki, onu oluşturan suyu nasıl bol bol indirmişizdir. Hayatın kaynağı sudur. İnsanın yaratılışı da sudandır. 94

95 فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤
ABESE SURESİ فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ ﴿٢٤ 24 (Allah’ın emrettiğini yapmayan bu) İnsan yediklerine bir baksın: اَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا ﴿٢٥ 25 Elbet suyu tarifsiz bir cömertlikle Biz indirmekteyiz; ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّا ﴿٢٦ 26 Sonra (bu sayede) toprağı tarifsiz bir incelikle yarmaktayız; 95

96 ABESE SURESİ 96 Toprağın Yarılması; Suyun toprakta yaptığı değişim.
Topraktaki bitkilerin canlanması ve toprağı yararak dışarı çıkması. Suyun toprakta yaptığı bu değişim, öldükten sonra mahşerdeki yeniden diriltilmeyle ilişkilendirilmektedir. 96

97 فَاَنْبَتْنَا فٖيهَا حَبًّا ﴿٢٧
ABESE SURESİ فَاَنْبَتْنَا فٖيهَا حَبًّا ﴿٢٧ 27 Derken orada tohumu yetiştirmekteyiz… وَعِنَبًا وَقَضْبًا ﴿٢٨ 28 Mesela; üzüm bağları, sebze bahçeleri, وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا ﴿٢٩ 29 Zeytinlik ve hurmalıklar, 97

98 وَفَاكِهَةً وَاَبًّا ﴿٣١
ABESE SURESİ وَحَدَائِقَ غُلْبًا ﴿٣٠ 30 Balta girmemiş sulak ormanlar, وَفَاكِهَةً وَاَبًّا ﴿٣١ 31 Meyveli ve meyvesiz bitkiler; مَتَاعًا لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْ ﴿٣٢ 32 Sizin ve hayvanlarınızın (beslenmesi) için… 98

99 ABESE SURESİ 99 Ürünlerin Yetiştirilmesi;
İnsan yediğine bir baksa, onun su ve topraktan Allah’ın yasalarına bağlı olarak meydana geldiğini görecektir. Mesela; her gün yediğiniz tahıl ürünleri. Nasıl meydana geldiğini bir düşündünüz mü? Beni yaratan biri var diye haykırıyor. Hayatı, kaynağından bağımsız yaşamaya kalkmayınız. Mesela; Üzüm Bağları ve sebze bahçeleri. Mesela; Zeytinlik ve Hurmalıklar. Mesela; Sık ağaçlı bahçeler. Mesela; Meyveler ve çayırlar. 99

100 وَفَاكِهَةً وَاَبًّا ﴿٣١
ABESE SURESİ وَحَدَائِقَ غُلْبًا ﴿٣٠ 30 Balta girmemiş sulak ormanlar, وَفَاكِهَةً وَاَبًّا ﴿٣١ 31 Meyveli ve meyvesiz bitkiler; مَتَاعًا لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْ ﴿٣٢ 32 Sizin ve hayvanlarınızın (beslenmesi) için… 100100

101 ABESE SURESİ 101101 Hayat – Nimet İlişkisi
Tüm bunlar, sizin ve hayvanlarınızın beslenmesi içindir. Yaratan, yarattığını sahipsiz ve hayata elverişsiz bir şekilde bırakıp terk etmemiştir. Tüm yaratılanların yaratılış gayesi insanlar ve hayvanların geçimi içindir. Tüm bu anlatımlarla verilmek istenen mesaj, ‘’öldükten sonra diriltilmeye iman’’dır. Bu inançtan yoksun olmak, felaketin en büyüklerindendir. Şimdi sunulacak ayetler grubunda, Yüce Allah, öncelikle ahrete inanmayan nankör insan tipine, ardından da bütün insanlığa yönelik olarak mahşeri ve yargılanma öncesinde özellikle inkarcı tiplerin kaçışlarını hatırlatmaktadır. 101101

102 فَاِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ ﴿٣٣
ABESE SURESİ فَاِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ ﴿٣٣ 33 VE NİHAYET kulakları sağır eden o (mahşer) çığlığı koptuğunda; يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخٖيهِ ﴿٣٤ 34 O gün kişi kardeşinden kaçacak; 102102

103 وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦
ABESE SURESİ وَاُمِّهٖ وَاَبٖيهِ ﴿٣٥ 35 Annesinden ve babasından; وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦ 36 Hanımından ve çocuklarından kaçacak. لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَاْنٌ يُغْنٖيهِ ﴿٣٧ 37 O gün herkesin birbirinden kaçmak için yeterli meşguliyeti olacak. 103103

104 وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ ﴿٣٨
ABESE SURESİ وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ ﴿٣٨ 38 Bazı yüzler vardır: o gün ışıl ışıl, ağardıkça ağaracak; ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ ﴿٣٩ 39 Şen-şakrak… وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ ﴿٤٠ 40 Bazı yüzler de vardır: o gün bütünüyle toztoprak (keder) vardır; 104104

105 تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ ﴿٤١
ABESE SURESİ تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ ﴿٤١ 41 (Hüzünden adeta) Karardıkça kararacak, اُولٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿٤٢ 42 İşte bunlar, inkârın dibini boylayan ve yoldan sapan sorumsuz kimseler olacak. ………………………………….. 105105

106 فَاِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ ﴿٣٣
ABESE SURESİ فَاِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ ﴿٣٣ 33 VE NİHAYET kulakları sağır eden o (mahşer) çığlığı koptuğunda; يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخٖيهِ ﴿٣٤ 34 O gün kişi kardeşinden kaçacak; 106106

107 ABESE SURESİ 107107 Mahşerden Sahneler; Gürültü Kopacak
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde;… Kıyamet koptuğunda, Mahşer için insanların yeniden diriltilmesine yönelik sesleniş yapıldığında (sur’a üflendiğinde), Mahşer duruşmasının başlangıcı esnasında (yargılamanın hemen öncesinde) yaşanacak bağrışmalar, suçlu insanların feryatları geldiğinde, 107107

108 فَاِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ ﴿٣٣
ABESE SURESİ فَاِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ ﴿٣٣ 33 VE NİHAYET kulakları sağır eden o (mahşer) çığlığı koptuğunda; يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخٖيهِ ﴿٣٤ 34 O gün kişi kardeşinden kaçacak; 108108

109 وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦
ABESE SURESİ وَاُمِّهٖ وَاَبٖيهِ ﴿٣٥ 35 Annesinden ve babasından; وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦ 36 Hanımından ve çocuklarından kaçacak. لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَاْنٌ يُغْنٖيهِ ﴿٣٧ 37 O gün herkesin birbirinden kaçmak için yeterli meşguliyeti olacak. 109109

110 ABESE SURESİ 110110 Kaçışmalar Yaşanacak
Kaçışmaların yaşanacağı o günde, kulakları patlatan o dehşetli gürültü meydana gelecektir. Kaçmak, Uzaklaşmak (Kimlerden); Kardeşinden, Annesinden, Babasından, Eşinden, Çocuklarından kaçış. 110110

111 ABESE SURESİ Başkalarından kaçmak bir yana, insanın en yakınlarından bile kaçmasını gerektirecek ciddiyette bir olayla karşı karşıya kalınacağı mesajı verilmektedir. İnsan daha çok kendi yakınlarına karşı yanlışlık yapmaktadır. 111111

112 ABESE SURESİ 112112 Yakınlara Yardımdan Kaçmak, Uzaklaşmak;
Başkasına yardım etmek bir yana, kişinin kendi yakınlarıyla bile ilgilenemeyek oluşu, yargılamada insanların birbirleriyle kesinlikle yardımlaşa-mayacağını göstermektedir. (Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunun taşıyamayacak, bir başkasının günah yükünü çekemeyecektir.) En’am 164, İsra 15, ….. (Hiç kimse başkasından yani hiçbir baba oğlundan, oğul da babasından bir şey gideremeyecektir.) Lokman 33 (Yardım isteyenin imdadına yetişmek mümkün olmayacağı gibi kendisinden yardım istenenler de buna güç yetiremeyeceklerdir) Yasin 75 112112

113 ABESE SURESİ Neden hanımı ve çocukları kişiden değil de, kişi hanımından ve çocuklarından kaçacak? Bunun cevabı şu âyette saklıdır: “Kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan tarifsiz bir ateşten koruyunuz!” (Tahrîm: 6). Bu emri dinlemeyip dünyada sorumluluktan kaçan kocalar ve babalar, ahirette hanımlarından ve çocuklarından kaçacaklar. Onların yüzüne bakamayacaklar, “Bizi ateşten niçin koruyamadın?” sorgulamalarına muhatap olmak istemeyecekler. Bir önceki âyet sorumsuz çocukların da, sorumsuzluklarını yerine getiren anne-babalarından kaçacaklarını ifade eder. 113113

114 ABESE SURESİ 114114 Bu kaçışma yargılanma öncesidir.
Yargılanma sonrası, cennetlik oldukları ortaya çıkanlar Salih olan babaları, eşleri, çocukları .. ile birlikte olacaklar. Ra’d 23, Yasin 56, Tur 21 Öyleyse, Mahşerde, birbirinden kaçmayı gerektirecek davranışlardan bu dünyada kaçınmak gerekmektedir. Dünya hayatında, malına, şöhretine, parasına, makamına ve çevresine güvenip mahşer duruşmasını inkar eden ve bu surenin başından beri davranışları kınanan nankör insan tipi başta olmak üzere, bütün insanlar bu sese kulak vermeli ve dünya hayatlarını Allah’ın istediği şekilde yaşamaya gayret göstermelidirler. 114114

115 وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦
ABESE SURESİ وَاُمِّهٖ وَاَبٖيهِ ﴿٣٥ 35 Annesinden ve babasından; وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦ 36 Hanımından ve çocuklarından kaçacak. لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَاْنٌ يُغْنٖيهِ ﴿٣٧ 37 O gün herkesin birbirinden kaçmak için yeterli meşguliyeti olacak. 115115

116 ABESE SURESİ 116116 Kaçışmaların Nedenleri;
Çünkü o gün, herkesin kendisine yetip artacak bir işi, meşguliyeti olacaktır. Kişi, kendi durumunu düşünmek, ve kendi meselesiyle ilgilenmekten başka bir işe fırsatının ve imkanının bulunmayacağı ortaya çıkmaktadır. 116116

117 ABESE SURESİ 117117 Mahşer duruşması için 7 aşama; Diriltme Toplanma
Allah’a sunulma Bilgilendirilme Sorgulanma Değerlendirilme (yargılanma) Cennet veya cehenneme sevkedilme. Bu kaçış, diriltme ve toplanma aşamaları arasında gerçekleşecektir. 117117

118 ABESE SURESİ 118118 Oluşacak Yüz İfadeleri;
Yürekleri hoplatan gürültü, insanların en yakınlarından bile kaçışması ve herkesin kendi derdiyle baş başa kalmasından sonra artık hüküm verilmiş ve değerlendirme aşamasına gelinmiş olacaktır. İşte bu esnada, insanların yüz ifadelerinde de iki ana grup oluşacaktır. 118118

119 SEVİNÇLİ YÜZLER وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ ﴿٣٨
38 Bazı yüzler vardır: o gün ışıl ışıl, ağardıkça ağaracak; ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ ﴿٣٩ 39 Şen-şakrak… 119119

120 ABESE SURESİ 120120 Sevinçli Yüzler
‘’O gün, bir takım yüzler parıl parıldır, güler ve müjdelere sevinir.’’ Böyle yüzler; Mü’min İtaatkar ve Cennetlik olduğu müjdelenen insanların yüzlerdir. 120120

121 PERİŞAN YÜZLER وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ ﴿٤٠
40 Bazı yüzler de vardır: o gün bütünüyle toztoprak (keder) vardır; تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ ﴿٤١ 41 (Hüzünden adeta) Karardıkça kararacak, اُولٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿٤٢ 42 İşte bunlar, inkârın dibini boylayan ve yoldan sapan sorumsuz kimseler olacak. ………………………………….. 121121

122 ABESE SURESİ 122122 Perişan Yüzler
‘’O gün, bir takım yüzlerde toz toprak (keder) vardır. (hüzünden adeta) kapkara kesilmiştir.’’ Böyle yüzler; İnkar eden (Al-i İmran ) İsyankar ve günahkarlar Cehennemlik olduğu müjdelenen insanların yüzlerdir. 122122

123 PERİŞAN YÜZLER وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ ﴿٤٠
40 Bazı yüzler de vardır: o gün bütünüyle toztoprak (keder) vardır; تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ ﴿٤١ 41 (Hüzünden adeta) Karardıkça kararacak, اُولٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿٤٢ 42 İşte bunlar, inkârın dibini boylayan ve yoldan sapan sorumsuz kimseler olacak. ………………………………….. 123123

124 ABESE SURESİ اُولٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿٤٢
42 İşte bunlar, inkârın dibini boylayan ve yoldan sapan sorumsuz kimseler olacaktır. Perişanlık Kafirler İçindir ‘’İşte bunlar; Kafirlerdir (küfrü hayat tarzı edinenler), Günaha dalan suçlu insanlardır (futursuzca günah işleyen, ilahi emirlere hiç itaat etmeyen, yoldan çıkmış, sorumsuz kimselerdir).’’ 124124

125 ABESE SURESİ Surenin başından beri kendilerinden söz edilen, nankörlük yaptıkları belirtilen, yaratılışı hakkında hiç düşünüp ibret almadığı gibi çevresine de bakmayan bu tiplerin, nankörlükte ileri giden ve bütünüyle yoldan çıkanlar olduğu açıkça beyan edilmiş olmaktadır. Bu tipler, Yüce Allah’ın kesin emirlerini görmezlikten geldikleri gibi, haramlarını da tereddütsüz bir şekilde işleyenlerdir. 125125

126 ABESE SURESİ Bu insanlar, dünyada gerçeğin üzerini örttükleri gibi, ahirettede zillet kendilerini örtecek, adeta tanınmaz hale gelecektir. Her günahkar için bu böyledir diye anlaşılmamalıdır. Allah, dilediği kişinin küçük günahlarını bağışlayacağını bildirmektedir. Bakara 284 / Nisa 48 / Zümer 53 126126


"Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları