Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

YMM Emre KARTALOĞLU Öğretim Görevlisi İstanbul,

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "YMM Emre KARTALOĞLU Öğretim Görevlisi İstanbul,"— Sunum transkripti:

1 YMM Emre KARTALOĞLU Öğretim Görevlisi İstanbul, 19.11.2011
ÖRTÜLÜ SERMAYE & TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI & DEĞERLEME & DÖNEM SONU İŞLEMLERİ YMM Emre KARTALOĞLU Öğretim Görevlisi İstanbul,

2 ÖRTÜLÜ SERMAYEDEN BAHSEDEBİLMEK İÇİN
Doğrudan veya dolaylı olarak ortak veya ortakla ilişkili kişiden bir borç temin edilmesi, Borcun işletmede kullanılması, Bu şekilde kullanılan borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşması gerekmektedir.

3 ORTAKLA İLİŞKİLİ KİŞİ KAVRAMI
Ortaklık ilişkisi İMKB’de işlem gören hisselerin edinilmesi ile doğuyorsa en az % 10 oranında ortaklık payı sınırı getirilmiştir. Ayrıca örtülü sermayenin tespiti amacıyla yapılacak kıyaslama sırasında, ana faaliyet konusuna uygun olarak faaliyette bulunan ve ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan banka veya benzeri kredi kurumlarından yapılan borçlanmalar % 50 oranında dikkate alınacaktır.

4 ORTAKLA İLİŞKİLİ KİŞİ KAVRAMI
Yalnızca ilişkili şirketlere finansman temin eden kredi şirketlerinden yapılan borçlanmalarda %50 oranı dikkate alınmayacak olup genel kurallar çerçevesinde işlem yapılacaktır.

5 ORTAKLA İLİŞKİLİ KİŞİ KAVRAMI
Ortaklık payları ve borç tutarları ile ilgili oranların, borç veren ortaklar ve ortakların ilişkide bulunduğu kişiler için ayrı ayrı değil, topluca dikkate alınması gerekmektedir.

6 ORTAKLA İLİŞKİLİ KİŞİ KAVRAMI
Örneğin, Öz sermayesi 100 birim olan bir kurumun Ortağından 200 birim, Ortakla ilişkili bankadan da 300 birim borç aldığını kabul edelim. Bu durumda öz sermaye ile kıyaslanacak borç tutarı ortaktan alınan 200 birim ile bankadan alınan 300 birimin yarısının toplamı [200 + (300/2) =] 350 birim olacaktır. Öz sermayenin 3 katını aşan 50 birimlik borca ait faiz veya kur farkı kurum kazancından indirilemeyecektir.

7 BORÇ / ÖZ SERMAYE ORANI Kıyaslamada dikkate alınacak öz sermaye hesap dönemi başındaki öz sermayedir. Borcun niteliğine ilişkin herhangi bir belirleme yapılmamıştır. Bu nedenle, ticari borçlar da mali borçlar gibi kıyaslamada dikkate alınabilecektir. Bu kapsamda, örneğin, ortak veya ortakla ilişkili kişilerden yapılan ithalat sonucunda doğan borçlar üzerinden hesaplanan kur farkları da kanunen kabul edilmeyen gider olacaktır.

8 ÖRTÜLÜ SERMAYE SAYILMAYACAK BORÇLANMALAR
Kurumların ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin sağladığı gayrinakdî teminatlar karşılığında üçüncü kişilerden yapılan borçlanmalar.

9 ÖRTÜLÜ SERMAYE SAYILMAYACAK BORÇLANMALAR
Kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin, banka ve finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmalar. Ancak % 3 ile yapılan bir borçlanma % 4 ile ilişkili kuruma aktarılırsa ödenen faizin tamamı mı? Yoksa % 1’lik kısmı mı? Gider olarak kabul edilmeyecektir. Ya da bunun tersi ???????

10 ÖRTÜLÜ SERMAYE SAYILMAYACAK BORÇLANMALAR
Bankalar tarafından yapılan borçlanmalar. Finansal kiralama şirketleri, finansman ve faktoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının bu faaliyetleriyle ilgili olarak ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan bankalardan yaptıkları borçlanmalar.

11 KARŞI KURUM DÜZELTMESİ
Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz ve benzerleri, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır. Ancak, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan kur farkları kar payı sayılmayacaktır.

12 KARŞI KURUM DÜZELTMESİ
Bu şekilde dağıtılmış kâr payı, net kâr payı tutarı olarak kabul edilecek ve brüte tamamlanması sonucu bulunacak tutar üzerinden ortakların hukuki niteliğine göre belirlenen oranlarda vergi kesintisi yapılacaktır.

13 KARŞI KURUM DÜZELTMESİ
Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, tam mükellef kurumlar nezdinde yapılacak düzeltmede örtülü sermayeye ilişkin kur farklarını da kapsayacak şekilde, taraf olan mükellefler nezdinde düzeltilir. Ancak bu düzeltmenin yapılabilmesi için, örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması gerekmektedir.

14 KARŞI KURUM DÜZELTMESİ
Hesap dönemi kapanmadan, ilgili geçici vergilendirme döneminde mükellefler karşı kurum düzeltmesini kendileri yapacaklardır. Hesap dönemi kapandıktan sonra ise vergi dairesine düzeltme talebinde bulunulması gerekmektedir. İnceleme yapılması halinde ise, bu düzeltmenin ne şekilde yapılacağı tebliğde belirtilmemiş, kanaatimizce, bu durumda düzeltmenin, düzeltme talebi ile yapılması gerekmektedir.

15 ÖRTÜLÜ SERMAYENİN TESPİTİ SONUCUNDA YAPILACAK İŞLEMLER
1- Borç alan kurum nezdinde gider reddi 2- Kur farkı dışında ödenen veya hesaplanan tutarlar üzerinden kar dağıtım stopajı Borç veren tam mükellef kurum ise bu stopaj yapılamayacak (KVK md.15’e göre tam mükellef kurumların elde ettiği kar payları için stopaj yapılmaz.) Borç veren dar mükellef kurum (işyeri veya daimi temsilcileri ile gelir elde edenler hariç) ise stopaj yapılır. Borç veren gerçek kişi ise stopaj yapılır.

16 ÖRTÜLÜ SERMAYENİN TESPİTİ SONUCUNDA YAPILACAK İŞLEMLER
3- Kar dağıtımı sayılan faiz, kur farkı ve benzeri ödemeler borç veren kurum/kişi nezdinde gelir reddi yapılır.

17 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
KUR FARKI GELİRLERİNİN DURUMU Örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda YTL’nin değer kazanması sonucu oluşacak kur farkı gelirleri söz konusu borcun örtülü yoldan konulan bir sermaye olarak kabul edilmesinin bir sonucu olarak, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması söz konusu olmayacaktır. Ancak, Kanun’da KKE Gelir diye bir düzenleme yok!!!!!!!!!!

18 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
DÖVİZ CİNSİNDEN YAPILAN BORÇLANMALARDA KIYASLAMADA DİKKATE ALINACAK BORÇ TUTARI Yabancı para üzerinden yapılan borçlanmalara ilişkin borç/öz sermaye hesabında, her bir borcun alındığı tarihte geçerli olan döviz kuru esas alınacaktır. Yabancı para üzerinden alınan borcun vadesinin izleyen yıla sarkması halinde, izleyen yıl için söz konusu hesaplama, borcun ödenmeyen tutarının bilanço günü itibarıyla Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre değerlenmiş tutarı esas alınmak suretiyle yapılacaktır.

19 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
MAL VE HİZMET ALIMI NEDENİYLE OLUŞAN BORÇLAR Piyasa koşulları ve ticari teamüllere göre yapılan vadeli mal ve hizmet alımları ile ilgili olarak ortaya çıkan borçlanmalarda, vade farkı tutarları ayrıca hesaplanmış olsa da bu borç tutarları örtülü sermayenin varlığının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Söz konusu süreleri aşan vadeli alımlar nedeniyle ortaya çıkan borçlar örtülü sermayenin varlığının tespitinde dikkate alınacak; bu şekilde hesaplanan örtülü sermaye tutarına isabet eden vade farkları tespit edilerek örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz olarak kabul edilecektir.

20 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
ALINAN AVANSLAR Avanslar hangi amaçla verilirse verilsin işletmeye finansman imkanı sağlarlar. Dolayısıyla, alınan avanslar da işletme bakımından alınan borç olarak değerlendirilecek ve örtülü sermaye hesaplamasında dikkate alınacaktır. Ancak, inşaat işlerinde yapılan iş kısmı ile orantılı olarak hesaplanıp ödenen istihkak bedellerinin avans olarak kabul edilip örtülü sermayenin hesabında borç unsuru olarak dikkate alınması söz konusu değildir.

21 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
MALİYETİ OLMAYAN BORÇLANMALAR KIYASLAMADA DİKKATE ALINACAK MI? Örneğin; öz sermaye 100 birim, faiz hesaplanan borç tutarı 200 birim, faiz hesaplamayan borç tutarı 200 birim, örtülü sermaye var mı?

22 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
ATİK ALIMI NEDENİYLE OLUŞAN BORÇLAR Burada KKEG olarak dikkate alınması gereken kur farkları veya faizler sabit kıymetin maliyetine eklenmiş ise bunların amortisman yoluyla itfa edildikleri dönemlerde dikkate alınmaları gerekmektedir.

23 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
BORCU KULLANAN KURUMUN BORÇ ALINAN KİŞİDEN ALACAĞI OLMASI DURUMUNDA ÖRTÜLÜ SERMAYE Bu durumda alacağın borca mahsup edilmesi söz konusu değildir.

24 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
İLİŞKİLİ KİŞİLER ARACILIĞIYLA DOLAYLI OLARAK YAPILAN BORÇLANMALAR Bu tür borçlanmalarda sadece aktarılan borç tutarı öz sermaye ile kıyaslanır ve örtülü sermayenin varlığı tespit edilir.

25 Borcun Dolaylı Temin Edilmesi
DOLAYLI İLİŞKİ Borcun Dolaylı Temin Edilmesi A B BORÇ BORÇ BORÇ C D E BORÇ BORÇ

26 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
ÖRTÜLÜ SERMAYE UYGULAMASINDA GERÇEK KİŞİ ORTAKLARIN ÜSTSOY, ALTSOY VE YANSOYLARI İLİŞKİLİ KİŞİ BELİRLEMESİNDE DİKKATE ALINACAK MIDIR? Evet, Kanun dolaylı olarak temin edilen borçları da bu kapsamda değerlendirmektedir.

27 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
Kurumun zararlı olması ve geçmiş yıllardan kar dağıtmaya uygun fonlarının bulunmaması halinde örtülü sermaye (kar dağıtımı) ?

28 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
Örtülü sermayeye ilişkin ödenen veya hesaplanan kur farkları nedeniyle KDV indirimi yapılamaz. (KDVK md. 30/d) Geçici vergilendirme dönemlerinde de örtülü sermaye uygulanır.

29 ÖZELLİK ARZEDEN KONULAR
Vergi planlamasına imkan sağlaması

30 TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI

31 TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI
YENİ K.V.K.’NIN 13. MADDESİNE GÖRE, kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır.

32 TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI
5615 SAYILI KANUNLA GVK’NIN 41. MADDESİNE EKLENEN (5) NUMARALI BENDE GÖRE; teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır.

33 YURT İÇİ İŞLEMLERİN DURUMU
5766 sayılı Kanun ile ’den itibaren Tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesidir

34 YILLAR İTİBARİYLE ÖRTÜLÜ KAZANÇ
2005 ve önceki hesap dönemleri için 5422 sayılı KVK’nın 17. maddesi uygulanacak. 2006 hesap dönemi için örtülü kazanca ilişkin hiçbir hüküm uygulanamayacak fikrindeyiz. (1 nolu KVK GT sayılı KVK’nın17. maddesi uygulanacak diyor.) 2007 hesap dönemi için hem yurt içi hem de yurt dışı işlemlerde herhangi bir şart olmaksızın 5520 sayılı KVK Md. 13 uygulanacak. 2008 ve sonraki hesap dönemlerinde yurt içindeki kurumların, yurt içi işlemlerine 5520 sayılı KVK Md. 13’ün uygulanması “hazine zararı”nın varlığına bağlandı.

35 İLİŞKİLİ KİŞİ TEBLİĞ’DE ÇOK AYRINTILI BİR İLİŞKİLİ KİŞİ TANIMLAMASI YAPILMIŞTIR. ÖRNEĞİN; (A) kurumun, iştiraki (B) kurumu, (B) kurumunun genel müdürü (C), genel müdür (C)’nin üye olduğu (D) derneği, (D) derneğinde çalışan muhasebe yetkilisi (E) ilişkili kişi sayılmıştır.

36 İLİŞKİLİ KİŞİ Eş kavramı, yasal evlilik bağı bulunan kişiyi ifade etmektedir. Eski eşler (boşanma nedeniyle) ortakla ilişkili kişi sayılmaz. Evliliğin sona ermesi ile kayın hısımlığı sona ermemektedir. Bu nedenle eski eşin babası ortakla ilişkili kişi sayılacaktır.

37 İLİŞKİLİ KİŞİ (bayilik ilişkisi)
Bir gerçek kişi/kurum ile bir başka gerçek kişi/kurum arasında olağan ticari faaliyet çerçevesinde sadece bayilik ilişkisinin bulunması durumunda söz konusu gerçek kişi veya kurumlar bayiliğe ilişkin mal ve hizmetler bakımından ilişkili kişi kapsamında değerlendirilmeyecektir. TF GT. 2’de distribütör (ana dağıtıcı) ilişkili kişi olarak değerlendirilmiş.

38 İLİŞKİLİ KİŞİ (bayilik ilişkisi)
Örneğin; bir cep telefonu bayiinin, ana kurum ile yaptığı ödünç para alınması veya verilmesi işlemleri transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri çerçevesinde değerlendirilecektir. Ya da ana kurum ile bayii arasında başka türden bir ilişki olması durumunda (akrabalık vb.) yapılan cep telefonu ticareti transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri çerçevesinde değerlendirilecektir.

39 İLİŞKİLİ KİŞİ (hizmet erbabı)
Kurum çalışanlarının söz konusu kurum ile ilişkilerinin sadece işveren-hizmet erbabı ilişkisi içinde bulunması durumunda ilgili kurum ile kurum çalışanı, yapılan ücret ödemeleri bakımından ilişkili kişi kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak, kurum ile çalışanları arasında yukarıda belirtilen istihdam ilişkisi dışındaki işlemler, ilişkili kişilerle yapılan işlem kapsamında değerlendirilecektir.

40 İLİŞKİLİ KİŞİ (hizmet erbabı)
Örneğin; bir kurum, ortaklarından birinin kardeşini ücretli olarak çalıştırmakta ise çalışan, ilişkili kişi olarak değerlendirilecektir. Çünkü, bu durumda ilişki sadece istihdam ilişkisinden ibaret değildir. Ya da çalışanlara mal satılması durumunda transfer fiyatlandırması söz konusu olacaktır.

41 EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİ
Emsallere uygunluk ilkesi ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder.

42 EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİ
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerde uygulanacak fiyat veya bedeller, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanı kullanarak tespit edilir. (Geleneksel Yöntemler) Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi, Maliyet Artı Yöntemi, Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi,

43 EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİ
Bu yöntemler aslında emsal bedel tespit yöntemleridir. Emsallere uygun fiyat veya bedele ulaşmak için öncelikle iç emsal kullanılacak, bu şekilde kullanılacak fiyat veya bedellerin bulunmaması ya da güvenilir olmaması halinde dış emsal karşılaştırmada esas alınacaktır.

44 EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİ
İç emsaller, şirket içi veya grup içi emsaller olabilir. Dış emsal olarak halka açık şirketlerin kamuya açıklanan bilgilerinden faydalanılabilir Diğer şirketlerde emsal tespitinde sorunlar yaşanabilir. Avrupa’daki bazı özel şirketlerin (AMEDEUS) ticari veri tabanları var. Dış emsal ticari sır niteliğindedir ve korunur.

45 EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİ
Emsal bedel araştırmasında seçilen firmaların benzer fonksiyonlara sahip olmaları, benzer ürünlere sahip olmaları gerekmektedir. Firma büyüklükleri, firmanın ne zamandan beri faaliyette bulunduğu, aktif olup olmadığı, firmanın başından geçen önemli olaylar, yeterli finansal verisinin bulunması vs. bilgi ve veriler karşılaştırma analizinin sağlıklı yapılabilmesi için önemlidir.

46 EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİ
Bu ilkenin uygulanabilmesi, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerle ilişkisiz kişiler arasındaki  işlemlerin karşılaştırılabilir olmasına dayanmaktadır. Bu noktada bazı kavramların bilinmesi gerekmektedir. Bunlar; Karşılaştırılabilirlik Analizi Emsal Fiyat Aralığı

47 EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİ
1. KARŞILAŞTIRILABİLİRLİK ANALİZİ Genel olarak ilişkili kişiler arasındaki mal veya  hizmet alım ya da satımına konu olan işlemdeki koşullarla, aralarında ilişki bulunmayan kişiler arasındaki benzer nitelikteki işlemlerin koşullarının karşılaştırılmasına dayanmaktadır. Örneğin; Bir kurum tarafından aynı niteliklere sahip bir malın ilişkili kişilere vadeli, ilişkisiz kişilere peşin olarak satıldığı durumda, ödeme koşullarındaki bu farklılık dikkate alınarak yapılacak düzeltim sonucu iki işlemin karşılaştırılabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, emsallere uygun fiyata ulaşmak mümkün olmayacaktır.

48 EMSALLERE UYGUNLUK İLKESİ
Bu kapsamda; Mal veya Hizmetlerin Nitelikleri (“marka” özelliği dikkate alınarak karşılaştırma yapılmalıdır.) İşlev Analizi (ilişkisiz kişiler arasındaki işlemlerde, her bir tarafın kullandığı varlıklar ve üstlendiği riskler dikkate alınmalıdır.) Ekonomik Koşullar (örneğin, rekabet koşulları dikkate alınarak gerekli düzeltmeler yapılmalıdır.) İş Stratejileri (örneğin; pazara girmeye veya pazar payını artırmaya çalışan şirket ile pazar payını korumaya çalışan şirketin izleyeceği stratejiler farklı olabilir. Dolayısıyla karşılaştırmada bu hususun da dikkate alınması gerekecektir.)

49 KARŞILAŞTIRILABİLİR FİYAT YÖNTEMİ
Bu yöntem, bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım veya satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek ya da tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade etmektedir.

50 KARŞILAŞTIRILABİLİR FİYAT YÖNTEMİ
Tam anlamıyla emsal fiyat tespit yöntemidir. (öncelikle iç emsal daha sonra dış emsal aranacaktır.) Karşılaştırılabilirlik analizine göre gerekli düzeltmelerin yapılması gerekir. Doğrudan karşılaştırma yapılmasına olanak veren bu yöntem, uygulamada en sık kullanılan yöntemdir.

51 KARŞILAŞTIRILABİLİR FİYAT YÖNTEMİ
Kullanım alanları olarak; ticari emtia alım satım işlemleri, lisans ödemeleri, borçlanma işlemlerinde faiz oranı tespiti örnek verilebilir.

52 MALİYET ARTI YÖNTEMİ Bu yöntem, emsallere uygun fiyatın, ilgili mal ya da hizmetin maliyet bedelinin uygun bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade etmektedir. Buradaki uygun brüt kâr oranı, söz konusu mal veya hizmet alım veya satım anında ilişkisiz kişilere satılması halinde uygulanacak fiyatı yansıtan kâr oranını ifade etmektedir.

53 MALİYET ARTI YÖNTEMİ Bu yöntem, aslında, iç emsale göre tespit edilen brüt kar oranının ilişkili kişilerle yapılan işlemlere uygulanması yöntemidir. İç emsal yoksa dış emsale göre de kar oranı tespit edilebilecektir. Bu yöntem özellikle hammadde ve yarı mamuller ile imal edilen mallara ilişkin işlemlerde ve fason imalatlarda uygulama alanı bulmaktadır.

54 YENİDEN SATIŞ FİYATI YÖNTEMİ
Bu yöntem ile emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir bağlantı bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan uygun bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade etmektedir. Buradaki uygun brüt satış kârı, söz konusu mal ya da hizmet için işlem anında uygulanabilecek, piyasa koşullarına göre belirlenen ya da belirlenebilecek objektif nitelikte bir oran ile saptanan kârı ifade etmektedir.

55 YENİDEN SATIŞ FİYATI YÖNTEMİ
Bu yöntemde, ilişkili kişilerden alınan mal veya hizmetin ilişkisiz kişilere yeniden satış fiyatından, iç veya dış emsale göre bulunan kar oranın düşülmesi ile emsallere uygun fiyat bulunacaktır. Farklı ürünlerin söz konusu olduğu işlemler için de kullanılabilecek olan bu yöntem, özellikle pazarlama faaliyetleri gibi ilişkili şirketin satın aldığı mal veya hizmeti ilişkisiz kişilere sattığı işlemlerde güvenilir sonuçlar vermektedir.

56 DİĞER YÖNTEMLER Kar Bölüşüm Yöntemi
İşleme Dayalı Net Kar Marjı Yöntemi MB GİB ile Anlaşma Yöntemi

57 KAR BÖLÜŞÜM YÖNTEMİ Bu yöntem, ilişkili kişilerin bir veya daha fazla sayıdaki kontrol altındaki işlemlere ilişkin toplam faaliyet kârı ya da zararının, üstlendikleri işlevler ve yüklendikleri riskler nispetinde ilişkili kişiler arasında emsallere uygun olarak bölüştürülmesini esas almaktadır. Kar bölüşümü emsal kar marjları dikkate alınarak yapılır. Örneğin, bütün üretim ve organizasyon faaliyetleri Türkiye’de yapılıp, pazarlama faaliyetleri bir vergi cennetinde yapılarak kar orada bırakılıyorsa, bu yöntem uygulanabilir.

58 İŞLEME DAYALI NET KAR MARJI YÖNTEMİ
Bu yöntemde, mükellefin kontrol altındaki bir işleme ilişkin net kâr marjının maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi değerlere göre hesaplanması gerekmektedir. Dolayısıyla kâr düzey göstergeleri esas alınarak kontrol altındaki işlemlerle kontrol dışı işlemler karşılaştırılacaktır.

59 YÖNTEMLERİN SEÇİMİ KOŞULLAR YÖNTEM
1. Aynı ürün satılıyorsa ya da ürünler arasında fark yoksa ya da farklar düzeltilebiliyorsa Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi 2. Ürünler arasında maddi farklılıklar varsa ve ayarlama yapılamıyorsa, ürünlerin özelliklerinden daha çok yapılan işlevler, üstlenilen riskler ve sahip olunan varlıklar dikkate alınarak brüt kar marjları karşılaştırılıyorsa 2 Seçenek Vardır. a) Ürünlerin maliyet verilerine ilişkin ayrıntılı bilgi elde ediliyor ve ürünlere değer artırıcı bir katkıda bulunuluyor ve ürünün fiziksel yapısı değiştiriliyor ise Maliyet Artı Yöntemi b) Ürünlerin maliyet verilerine ilişkin ayrıntılı bilgi elde edilemiyor ve ürünlere değer artırıcı bir katkıda bulunulmuyor ve ürünün fiziksel yapısı değiştirilmiyor ise Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi 3. Geleneksel işlem yöntemlerini uygulayacak yeterli bilgi yoksa veya farklılıkları giderecek ayarlama yapılamıyorsa a) İşlemlerin birbirinin ayrılmaz parçası olduğu olaylarda Kar Bölüşüm Yön. b) Ürünlerin maliyet verilerine ilişkin ayrıntılı bilgi elde edilemiyor ve brüt kar marjları karşılaştırılabilir nitelikte değilse, hesaplamada net faal. kar marjı dikkate alınıyorsa İşleme Dayalı Net Kar Marjı Yöntemi

60 GİB İLE ANLAŞMA YÖNTEMİ
Bu yöntem, üç yılı aşmamak üzere belirlenen süre ve koşullar altında kesinlik taşıyacak ve bu şekilde tespit edilen yöntem, belirlenen koşullar altında eleştiri konusu yapılamayacaktır. Uygulayacağı yöntem konusunda tereddütü bulunan mükellefin gerekli bilgi ve belgelerle birlikte İdare'ye başvurarak belli bir dönem için yöntem tespiti talebinde bulunabilmesi mümkündür.

61 GİB İLE ANLAŞMA YÖNTEMİ
Tebliğ’de başvuru için verilmesi gereken 17 adet belgeden ve yıl sonunda verilmesi gereken 1 adet rapordan bahsediliyor. Peşin fiyatlandırma anlaşmasının kapsamına kurumlar vergisi mükellefleri girmektedir. Bu çerçevede, 01/01/2008 tarihinden itibaren Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'na kayıtlı mükelleflerin, 01/01/2009 tarihinden itibaren ise tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptıkları yurt dışı işlemlerine ilişkin olarak belirlenecek yöntem konusunda İdare'ye başvurmaları mümkün bulunmaktadır.

62 GİB İLE ANLAŞMA YÖNTEMİ
2008/13490 sayılı BKK ile Serbest bölgelerde bulunan mükelleflerle ve bu mükelleflerin yurt içinde yaptığı işlemler için de PFA talep etmelerine olanak tanındı.

63 TF’DE YILLIK BELGELENDİRME
17 adet ayrıntılı bilgi ve belge isteniyor. Bu da iş yükünün artması anlamına geliyor. Ayrıca, bu durum mükelleflere ilişkili kişilerle yaptıkları işlemlerde uyguladıkları fiyatın emsale uygun fiyat olduğunu ispatlama imkanı sağlıyor.

64 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASININ YARATTIĞI PARADOKS
Özsermayesi 100 birim olan (A) kurumunun ortağı (B)’den 400 birim borcu %10 faizle aldığını ve bu borçlanma için 10 birim faiz ödediğini kabul edelim. Bu durumda; Örtülü Sermaye Tutarı: 100 birim Örtülü Sermayeye İsabet Eden Faiz: 2,5 birim (A) kurumu nezdinde KKEG: 2,5 birim (B) kurumu nezdinde gelir reddi: 2,5 birim (A kurumu için yapılan tarhiyatın kesinleştiği ve ödendiği dönemde)

65 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASININ YARATTIĞI PARADOKS
Öte yandan borçlanmalarda uygulanan emsal faiz oranının % 20 olduğunu kabul edelim. Bu durumda; (B) kurumu adına gelir tarhiyatı: 10 birim (A) kurumunda, karşı kurum düzeltmesi nedeniyle yazdırılması gereken gider: 2,5 birim Ancak, bu borçlanma örtülü sermaye olduğu için (A) kurumunda gider yazılabilecek mi ???????

66 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASININ YARATTIĞI PARADOKS
Dolayısıyla, ödünç işlemlerinde, hem örtülü sermaye nedeniyle gider yazılamayan bir tutar ortaya çıkıyor. Hem de emsalden farklı faiz uygulanırsa, örtülü kazanç nedeniyle gider yazdırılması gereken bir tutar ortaya çıkıyor.

67 KDV DÜZELTİLECEK Mİ? Örneğin;
Emsallere uygun fiyatı 100 lira olan bir malın, (A) kurumu tarafından tarihinde 50 liraya satıldığını ve bu tutar üzerinden 9 lira KDV hesaplandığını kabul edelim. Malı satın alan (B) kurumu da Ocak 2011 KDV beyannamesinde 9 lira KDV’yi indirim konusu yapmış, (A) kurumu 2012 yılı içerisinde vergi incelemesine tabi tutulmuş, Bu durumda, (A) kurumu için 50 lira matrah farkı üzerinden 10 lira KV ve 9 lira da KDV tarhiyatı yapılacaktır.

68 KDV DÜZELTİLECEK Mİ? Tarh edilecek 10 lira KV’nin ödendiği ve kesinleştiği dönemde (B) kurum nezdinde karşı kurum düzeltmesi yapılacak ve bu kurumun Ocak 2008 dönemi maliyetleri ya da giderleri 50 lira artırılacaktır. Ancak, (B) kurumunun Ocak 2008 vergilendirme döneminde indirim olarak dikkate aldığı 9 lira KDV’nin 18 liraya yükseltilip yükseltilemeyeceği belirsizdir. Kanaatimizce bu durumda, KDV’nin düzeltilmemesi gerekmektedir. Fakat, KDV’nin düzeltilmemesi “hazine yararı” kavramının yeniden tartışılmasına neden olacaktır.

69 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASI
Örtülü sermayeye ilişkin faiz ve benzeri ödemeler ile örtülü yoldan dağıtılan kazançlar bir yandan kanunen kabul edilmeyen gider olması yanında, diğer yandan bu ödemeler hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı sayıldığı hususu unutulmamalı ve ödenen bu tutarlar brütleştirilmek suretiyle üzerinden kar dağıtımına ilişkin %15 oranında yapılacak vergi kesintisine ilişkin muhtasar beyannamenin tarihine kadar verilmesi ve kesilen verginin günü akşamına kadar ödenmesi sağlanmalıdır.

70 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASI
Örnek 1. (X) A.Ş. Ortaktan aldığı TL. borç karşılığında 2011’de TL faiz ödemiş ve finansman gideri yazmıştır. Dönem başı öz sermayesi TL.dir. Örtülü Sermaye Tutarı = Ort. Alınan Borç - (Öz sermaye x 3) TL = – ( x 3) Örtülü Ser.İlişkin Faiz = Örtülü Sermaye x Ort.Ödenen Faiz Ort. Alınan Borç Toplamı TL = x (K.K.E.Gider yazılır.) Dağıtılan net kar payı = Ört.Sermayeye ilişkin faiz olup TL’dir. Dağıtılan kar payının net tutarı %15 kesinti oranına göre brüt tutarı = x 100/ 85 = ,06 TL olup, bu tutar üzerinden yapılacak vergi kesintisi (17.647,06 x %15) = 2.647,06 TL olacaktır. Bu tutar vergi günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilip günü akşamına kadar ödenmesi ve ödenen bu tutar kurumca 2012 yılı kayıtlarına KKEG yazılması gerekir.

71 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASI
Örnek 2. (X) A.Ş yılında ilişkisiz kişiye TL sattığı malın bir benzerini aynı vade ve koşullarda ortağının eşine TL satmıştır. Transf. Fiy.Yoluyla Örtülü Dağıtılan Kazanç = Emsal Fiyatı - Ort. Eşine Satış Bedeli. TL = TL – TL Transf. Fiy. Yoluyla Örtülü olarak dağıtılan TL KKEG olarak kurum kazancına eklenmesi yanında ayrıca dağıtılan net kar payının olarak %15 vergi kesintisine tabi tutulacaktır. Buna göre TL’ nin %15 kesinti oranına göre brüt tutarı = x 100/ 85 = TL olup, bu tutar üzerinden yapılacak vergi kesintisi ( x %15) = TL olacaktır. Bu tutar vergi günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilip günü akşamına kadar ödenmesi ve ödenen bu vergi tutar kurumca 2012 yılı kayıtlarına KKEG yazılması gerekir.

72 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASI
Kar payı KDV’ye tabi değildir midir? KVK’nın 12/7. maddesi ve KDVK’nın 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulanmasında gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılmaktadır. Yani mevcut yasal düzenlemelere göre, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan tutarlar dönem sonu itibariyle iştirak kazancı veya kâr payı olarak kabul edilmektedir. KDVK’nın 1. maddesinde KDV’nin konusunu teşkil eden işlemlere yer verilmiş olup, iştirak kazançları veya kâr payları katma değer vergisinin konusuna girmemektedir. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen tarih ve sayılı özelgede de örtülü sermaye faizlerinin KDV’ye tabi olmadığı belirtilmiştir. GİB tarafından verilen tarihli özelgede ise Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulanmasında örtülü sermaye olarak değerlendirilerek dağıtılmış kar payı sayılan faizlerin, KDV açısından işlemin finansman temin hizmeti olmasını etkilemediği belirtilmiştir.

73 2011 BEYANNAMESİ İLE TF, KEYK ve ÖS’ye ilişkin form verilecek.
TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORU 1. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’na kayıtlı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi ve yurt dışı işlemleri, 2. Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi işlemleri, 3. Diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptıkları yurt dışı işlemleri için Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporunu kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresine kadar hazırlamaları ve bu süre sona erdikten sonra istenmesi durumunda İdare’ye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz etmeleri zorunludur.

74 2011 BEYANNAMESİ İLE KV mükellefleri yurt içi, GV mükellefleri de yurt içi ve dışı işlemleri için tebliğde belirtilen belgeleri hazırlamalı ve istendiğinde idareye ve vergi incelemesine ibraz etmelidirler.

75 İSTİSNALARA İLİŞKİN GİDER VE ZARARLARIN DURUMU
İstisna kazançlara ilişkin giderler. (İştirak hissesi alımı ile ilgili finansman giderleri hariç) İstisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararlar. KVK’nın 5/3. maddesinde; iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, 1- kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya 2- istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Örnek: Yurt dışı inşaat işinden kaynaklanan zararlar. Örnek : (A) Kurumu, tam mükellef (B) Kurumuna ait TL değerindeki hisse senetlerini satın almış olup, finansman için kullanmış olduğu kredi için 2010 yılında toplam TL kredi faizi ödemiştir. (A) Kurumu ayrıca, söz konusu hisse senetlerinin alımı için aracılık eden (C) Kurumuna komisyon gideri olarak TL ödemede bulunmuştur. Örnekte yer alan, TL’lik finansman gideri kurum kazancından düşülebilecektir. Komisyon gideri olarak ödenen TL’nin ise KKEG olarak dikkate alınması gerekir.

76 İSTİSNALARA İLİŞKİN GİDER VE ZARARLARIN DURUMU
ÖRNEĞİN; İştirak edilen kurumun genel kuruluna katılmak için yapılan giderlerin, Yurt dışında bulunan iştirak hissesinin satılması amacıyla yurt dışında yapılan giderlerin, Aktifte 2 yıldan fazla süreyle kayıtlı olan taşınmazın satışı sırasında yapılan giderlerin, Yurt dışında işyeri açılması amacıyla yapılan giderlerin, Yurt dışında oluşturulan inşaat şantiyesi için yapılan giderlerin kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir.

77 İSTİSNALARA İLİŞKİN GİDER VE ZARARLARIN DURUMU
Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışı İle İlgili Giderlerin Durumu Taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasına ilişkin giderlerin istisna kazanca isabet eden kısmı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, elde edilen kazancın %75’i istisna olduğu için, istisnaya ilişkin giderlerin de %75’inin KKEG olarak değerlendirilmesi gerektiğidir. Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışlarından Kaynaklanan Zararın Durumu Gerek, taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından kaynaklanan zararların “istisna faaliyetlerden doğan zararlar” tanımına girmemesi; gerekse, istisna uygulamasının mükelleflerin ihtiyarında olan bir takım şartlara bağlanmış olması hususları göz önünde bulundurulduğunda, taşınmaz ve iştirak hissesi satış işlemlerinden kaynaklanan zararların kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği görüşündeyiz. İVDB zararı indiremezsiniz (B.07.1.GİB /KVK-5/e), GİB indirebilirsiniz diyor ( /074720).

78 YATIRIM İNDİRİMİ NE OLDU ?
5479 sayılı Kanun ile GVK’nin yatırım indirimini düzenleyen 19. maddesi tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Aynı Kanun ile GVK’ye eklenen geçici 69. madde uyarınca, mükellefler tarihi itibarıyla mevcut olup, 2005 yılı kazançlarından indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile devam eden bazı yatırımlar nedeniyle hesaplanan yatırım indirimi istisnası tutarlarını bazı şartlarla (gelir vergisi ve kurumlar vergisi oranları yüksek uygulamak şartıyla) 2006, 2007 ve 2008 yıllarında indirim konusu yapabileceklerdi. GVK’nin geçici 69. maddesinde yer alan “… (vergi oranına ilişkin hükümler dahil) …” ile “... sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait ...” ibarelerinin iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemi ile yeteri sayıda milletvekili tarafından 2006/95 Esas Sayısı ile dava açılmıştı.

79 YATIRIM İNDİRİMİ NE OLDU ?
Anayasa Mahkemesi, 15 Ekim 2009 Perşembe tarihli toplantısında konuyu esastan görüşmüş ve “… (vergi oranına ilişkin hükümler dahil) …” ibaresinin REDDİNE, “... sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait ...” ibaresinin İPTALİNE, Karar vermiştir. Bu karar tarihli R.G.!de yayımlanmıştır. Bu yayım tarihi nedeniyle de Maliye Bakanlığı 2009 yılı için yatırım indiriminden tararlanılmayacağını belirtmiştir. 6009 sayılı Kanun ile 2010 ve izleyen yıllarda devreden ve devam eden yatırım harcamaları için yatırım indiriminden yararlanılabileceği belirtilmiştir. Ancak, yapılan düzenlemede, vergi matrahlarının tespitinde yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yapılacak tutarın, ilgili yıl kazancının % 25’ini aşamayacağı, kalan kazanç üzerinden yürürlükteki vergi oranına göre vergi hesaplanacağı belirtilmiştir.

80 DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ Vergi Usul Kanunu’nun 261. maddesinde, değerlemenin, iktisadi kıymetin nevi ve mahiyetine göre, aşağıdaki ölçülerden biri ile yapılacağı belirtilmiştir. Maliyet bedeli Borsa rayici Tasarruf değeri Mukayyet değer İtibari değer Vergi değeri Rayiç bedel Emsal bedeli ve ücreti.

81 Bütünleyici parça ve eklenti Tesisat ve makineler,
GAYRİMENKULLERDE VE GAYRİMENKUL GİBİ DEĞERLENEN İKTİSADİ KIYMETLERDE DEĞERLEME İŞLEMLERİ Vergi Usul Kanunu’nun 269. maddesi hükmü uyarınca, gayrimenkuller ile aşağıda yazılı iktisadi kıymetler maliyet bedeli ile değerlenir. Bütünleyici parça ve eklenti Tesisat ve makineler, Gemiler ve diğer taşıtlar, Gayrimaddi haklar.

82 GAYRİMENKUL İKTİSABINDA KULLANILAN KREDİ FAİZLERİ VE KUR FARKLARI
Kur yükselmeleri için VUK GT.163 Kur düşmeleri için VUK GT.334

83 Seçimlik hak sonradan değiştirilebilir mi ?
SABİT KIYMET ALIMINDA KULLANILAN KREDİLERİN FAİZLERİ VE OLUŞAN KUR FARKLARI Seçimlik hak sonradan değiştirilebilir mi ? Bir yıl kur yükselmesi ertesi yıl ise kur düşmesi durumunda ne şekilde işlem yapılacaktır.

84 GAYRİMENKULLERDE MALİYET BEDELİNİN ARTMASI
Gayrimenkullerde maliyet bedelini artıracak giderler Vergi Usul Kanunu’nun 272. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak amacıyla yapılan giderler, gayrimenkulün maliyet bedeline eklenir.

85 ÖZEL MALİYET BEDELİ Yapılan bir harcamanın özel maliyet bedeli olarak değerlendirilmesi için şu şartların sağlanmış olması gerekmektedir. Harcamanın yapılmış olduğu gayrimenkul (veya gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymet ?) başkasına ait olmalı ve kiralanmış olmalıdır. Harcamalar kiracı tarafından yapılmış olmalıdır. Yapılan harcamalar; normal tamir, bakım ve temizleme giderleri dışında gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak amacıyla yapılmış olmalıdır. Başka bir deyişle, yapılan harcama gayrimenkulun maliyet bedeline eklenmesi gereken türden olmalıdır.

86 ÖZEL MALİYET BEDELİNİN İTFASI
Özel maliyet bedellerinin itfası Vergi Usul Kanunu’nun 327. maddesinde hüküm altına alınmış olup anılan madde şu şekildedir; “Gayrimenkullerin, elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının ve gemilerin iktisadî kıymetlerini artıran ve 272'nci maddede yazılı özel maliyet bedelleri, kira veya işletme hakkı süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilir. Kira veya işletme hakkı süresi dolmadan, kiralanan veya işletme hakkı alınan şeyin boşaltılması veya işletme hakkının herhangi bir sebepten sona ermesi halinde henüz itfa edilmemiş olan giderler, boşaltma veya hakkın sona erdiği yılda bir defada gider yazılır.”

87 ÖZEL MALİYET BEDELİNİN İTFASI
“Kira süresi” ifadesinden, özel maliyet harcamasının yapıldığı tarihten itibaren kira süresinin sonuna kadar olan kısmın anlaşılması gerekir. Örneğin, dört yıllığına kiralanmış bir gayrimenkul için kira süresinin ikinci yılında yapılan bir özel maliyet harcaması, kalan süre içerisinde yani üç yılda amortisman ayrılmak suretiyle itfa edilecektir.

88 ÖZEL MALİYET BEDELİNİN İTFASI
Özel maliyetin azalan bakiyelere göre itfası mümkün mü ? Kira süresi belli değil ise itfa ne şekilde yapılacak ? (VUK GT ) Kira süresi bir yıl ise itfa ne şekilde yapılacak ? Kira süresi çok uzun ise itfa ne şekilde yapılacak ? Kira süresi dolmadan ekonomik ömür tükenir ise itfa ne şekilde yapılacak ?

89 ÇALINAN MAKİNE VE TEÇHİZATIN DURUMU
Söz konusu iktisadi kıymetlerin alış bedelini veya maliyet bedelinin gider yazılabileceğine ilişkin olarak gerek GVK gerekse KVK’da herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle çalınan makine ve teçhizatların alış veya maliyet bedelinin, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Çalınan amortismana tabi iktisadi kıymetler için fevkalade amortisman uygulanması mümkün değildir. (Doğal afet, cebri çalışma, yeni icat) Çalınan iktisadi kıymet bedelinin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması suretiyle muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu husus, İstanbul Defterdarlığı tarafında verilen tarih ve 5026 sayılı muktezada da belirtilmiştir.

90 FEVKALADE AMORTİSMAN Meydana gelen afet sonucunda, sigortadan tazminat alınması halinde, hasar ister tam ister kısmi olsun, sabit kıymetteki değer kaybı fevkalade amortisman yolu ile zarar yazılır. Alınan sigorta tazminatı ayrıca kara intikal ettirilir. Sigorta tazminatı, zarar tutarından düşülmek suretiyle, ayrılacak amortisman miktarı azaltılamaz.

91 AMORTİSMANDA SÜRE Gayrimenkullerde Maliyet Artırıcı Giderlerin İtfa Süresi Gayrimenkulün kullanma ömrünü uzatıcı nitelikteki giderlerin, asıl gayrimenkulün itfa süresi ile eşit sürede, aktifleştirildikleri ilk yıldan başlayarak itfa edilmeleri gerekmektedir. Gayrimenkulun fonksiyonunu artırıcı giderlerin ise asıl gayrimenkulun kalan itfa süresi içinde itfa edilmesi gerekmektedir.

92 ATİK SATIŞI Amortisman ayrılmış iktisadi kıymetlerin değeri, ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağlardır. Bu hükmün uygulamasında fiilen ayrılmış olan amortismanların düşülmesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

93 ATİK SİGORTA TAZMİNATI
Vergi Usul Kanunu’nun 329. maddesinin birinci fıkrasında yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerinden (amortismanlı olanlarda ayrılmış olan amortisman çıktıktan sonra kalan değerden) fazla veya eksik olduğu takdirde bu farkın kar veya zarar hesabına geçirileceği belirtilmiştir.

94 YENİLEME FONU (ŞARTLARI)
Yenileme Fonu Ayrılabilmesi İçin Bilanço Esasına Göre Defter Tutulmalıdır Yenileme Fonu Sadece Amortismana Tabi İktisadi Kıymetler İçin Ayrılabilir Yenilemenin Zorunlu Olması ya da Yenileme Konusunda Karar Alınıp Teşebbüse Geçilmesi Satılan İktisadi Kıymet ile Yeni Alınan İktisadi Kıymet Aynı Nitelikte Olmalıdır

95 YENİLEME FONU (KULLANIMI)
Birikmiş amortismanı TL ve kayıtlı maliyet bedeli TL olan bir iktisadi kıymetin tarihinde TL’ye satıldığını varsayalım. Bu satıştan doğan TL tutarındaki kar yenileme fonuna alınmıştır. Aynı yıl içinde TL’ye aynı nitelikteki yeni bir iktisadi kıymet satın alınmıştır. Yeni alınan iktisadi kıymetin amortisman oranı %20’dir. Normal amortisman usulünde, yeni alınan iktisadi kıymetin 2011 hesap dönemi amortismanı TL olacaktır. Bu tutarın tamamı aynı yıl yenileme fonuna mahsup edilecektir hesap döneminde hesaplanacak TL tutarındaki amortismanın TL tutarındaki kısmı yenileme fonuna mahsup edilecek ve kalan TL tutarındaki kısım ise o dönemin amortisman gideri olarak kayıtlara intikal ettirilecektir. Sonraki yıllarda normal amortisman uygulamasına devam edilecektir.

96 YENİLEME FONU (3 YILLIK SÜRE SORUNU)
1. Görüş: Üç yılın hesabında satışın yapıldığı yılın da dikkate alınması gerekmektedir (Bakanlık Görüşü). 2. Görüş: Üç yıllık süreden üç hesap döneminin değil, üç yıl pasifte bekletilmenin anlaşılması gerekmektedir. Bu görüşe göre, satış tarihinden itibaren üç yıllık sürenin geçmesi beklenmelidir Danıştay’ın bu yönde kararları vardır). 3. Görüş: Vergi Usul Kanunu’nun sürelerin hesaplanması ile ilgili 18. maddesinden hareket edilmelidir. Buna göre, sürenin sabit kıymetin satıldığı günü izleyen günden başlaması ve üç yıl sonra satışa tekabül eden günün akşamı bitmesi gerekmektedir.

97 SATIN ALINAN EMTİANIN DEĞERLEMESİ
Vergi Usul Kanunu'nun 5024 sayılı Kanun ile tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değiştirilen 274. maddesinde emtianın maliyet bedeliyle değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri % 10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellef, maliyet bedeli yerine 267 nci maddenin ikinci sırasındaki usul hariç olmak üzere, emsal bedeli ölçüsünü tatbik edebilir. Bu hüküm mamuller için de uygulanabilir.

98 SATIN ALINAN EMTİANIN DEĞERLEMESİNDE KUR FARKLARI VE KREDİ FAZİLERİ
Emtia Değerlemesinde Kredi Faizleri ve Kur Farklarının Durumu (VUK GT.238): Emtianın işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan, - Kur farkları ilgili stokların maliyetine eklemek zorundadır. - Kredi faizleri ve komisyonlar maliyet veya gider olarak dikkate alınabilecektir. Emtianın işletme stoklarına girdiği tarihten sonra oluşan, kur farkları, kredi faizleri ve komisyonlar maliyet veya gider olarak dikkate alınabilecektir.

99 SATIN ALINAN EMTİANIN DEĞERLEMESİNDE VADE FARKLARI
İster fatura bedeline dahil olsun, ister sonradan doğduğu için ayrıca fatura edilmiş olsun vade farkları doğrudan malın alışı ile ilgilidirler ve bu nedenle malın maliyetine eklenirler. Mal satışından sonra doğan vade farkları ise eklenecek oldukları malın maliyet bedeli sonuç hesaplarına aktarılmış olacağı için maliyete eklenmeden doğrudan gider yazılır.

100 KIYMETİ DÜŞEN EMTİANIN DEĞERLEMESİ
Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesinde kıymeti düşen malların ne şekilde değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Ticari malların değeri düşen mal kapsamında emsal bedel ile değerlenebilmesi için değer kaybının şu nedenlerden kaynaklanmış olması gerekmektedir. Değer kaybı ticari faaliyetin normal gerekleri dahilindeki bozulma, çürüme, kırılma, çatlama, paslanma gibi olaylar sonucunda meydana gelmiş olmalıdır. Veya yangın, deprem, su basması gibi doğal bir afet yüzünden değer kaybına uğramalıdır.

101 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ÇALINAN VE KAYBOLAN MALLAR Çalınan veya kaybolan malların zarar yazılabileceğine dair vergi kanunlarında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Çalınan veya kaybolan mallar ile ilgili olarak, söz konusu malların kıymeti düşen emtia olarak değerlenmesi ve vergi matrahı ile ilişki kurulması da mümkün değildir. Çalınan mallar işletme için sermayede vukua gelen bir eksilmedir ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 88. maddesi uyarınca gider olarak dikkate alınamayacaktır.

102 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ÇALINAN VE KAYBOLAN MALLAR Hırsızlık olayı polis kayıtları vb. belgeler ile kanıtlanabiliyorsa, çalınan mallar maliyet bedeli üzerinden kanunen kabul edilmeyen gider olarak kaydedilmelidir. (Ayrıca KDVK Md. 30/c)

103 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ÇALINAN VE KAYBOLAN MALLAR Hırsızlık olayının polis kayıtları vb. kayıtlar ile kanıtlanamaması halinde ise çalınan malın emsal satış bedeli ile değerlenerek ortaklara satış gibi işlem yapılması gerekmektedir. Bu işlem ile ilgili olarak, ayrıca katma değer vergisi hesaplanması gerekecektir.

104 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
İŞLETMEDEN ÇEKİLEN MALLAR GVK Md. 41 ve KVK Md. 13 gereğince işletmeden çekilen mallar hasılat sayılmalıdır. İşletmeden yapılan çekişlerin Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesi gereğince emsal bedelle değerlenerek (kurumlar vergisi mükellefleri için KVK Md. 13’e göre değerlenerek) hasılat kaydedilmesi ve stoklardan çıkış kayıtlarının yapılması gerekmektedir.

105 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ALINAN PRİMLER VE YAPILAN İSKONTOLAR Vergi idaresinin KDV açısından yaptığı yorum (KDV Genel Tebliği 26), bizleri, verilen primler ve yapılan iskontoların, emtia maliyeti ile ilişkilendirilmeksizin doğrudan gelir olarak dikkate alınması gerekeceği sonucuna ulaştırmaktadır. Diğer taraftan, mal alımı sırasında yapılan ve fatura ve benzeri belgelerde gösterilen iskontoların maliyet bedelini etkileyeceği şüphesizdir.

106 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ÖDENEN AVANSLAR KVK GT.1’de borç olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.

107 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
İmha edilen malların KDV’leri düzeltilecek (KDVK GT.113)

108 MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ
Hisse senetleri ile fon portföyünün en az % 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile Borsa rayici yoksa ya da borsa rayici muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır (KIST GETİRİ). Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kâr ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler alış bedeli ile değerlenir.

109 MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ
Kıst dönem getiriye basit bir örnek olarak vadesine 6 ay kalmış, TL. itibari değeri olan 1 yıl vadeli TL bedelle iktisap edilmiş finansman bonosunu verebiliriz. Bu bononun, değerleme gününde [ (50.000*6/12)=] YTL bedelle değerlemesi gerekmektedir. Bu durumda gelir olarak dikkate alınacak tutar YTL olacaktır.

110 YABANCI PARALARDA, YABANCI PARA İLE OLAN ALACAK VE BORÇLARDA DEĞERLEME
Yabancı paraların normal değerleme ölçüsü, Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesine göre borsa rayicidir. Aynı maddede, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. 130 seri numaralı VUK GT’ de ve 217 seri numaralı GVK GT’de belirtildiği üzere, değerleme günü itibariyle Maliye Bakanlığınca kur ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurların esas alınması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kurunun (bulunmaması halinde döviz alış kurunun), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun uygulanması gerekmektedir.

111 ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ
Vergi Usul Kanunu’nun 281 ve 285. maddeleri uyarınca alacak ve borçlar mukayyet değerleri ile değerlemeye tabi tutulur. Ancak, alacak ve borç senetleri için reeskonta tabi tutulma imkanının getirilmesi ile senetli alacak ve borçların tasarruf değeri ile değerlenmesi mümkün hale gelmiştir. 5228 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun 281 ve 285. maddelerinde önemli değişiklikler yapılarak mevduat ve kredi sözleşmelerine dayanan alacak ve borçların değerlemesinde yeni usul ve esaslar belirlenmiştir. Alacak ve borçların değerlemesinde iki önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi senede bağlı alacak ve borçların reeskonta tabi tutulması diğeri ise mevduat ve kredi sözleşmelerine dayanan alacak ve borçların değerlemesidir.

112 REESKONT UYGULAMASININ ŞARTLARI
Reeskonta Tabi Tutulacak Alacak veya Borç İktisadi İşletme ile İlgili Olmalıdır Reeskonta Tabi Tutulacak Alacak veya Borç Senede Bağlı Olmalıdır Alacak ve Borç Senedinin Vade İçeriyor Olması Gerekmektedir

113 REESKONT UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR
Reeskont İşlemi İsteğe Bağlıdır (Alacak senetlerini reeskonta tabi tutan mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde işleme tabi tutmak zorundadırlar.) Hatır Senetleri Müflisten Olan Senetli Alacaklar (Borçlunun gayrimenkul ipoteği ile teminata bağlanmış alacakları dışında kalan alacakları, borçlunun iflasının açılması ile muaccel olur.) Şüpheli Alacak Mahiyetini Kazanmış Senetli Alacaklar KDV Dahil Olan Alacak Senetlerinde Reeskont Uygulaması

114 VADELİ ÇEK REESKONTU 5941 sayılı yeni Çek Kanunu’nun geçici 1. maddesinde “31/12/2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme rağmen 41 seri numaralı VUK Sirkülerinde çekler için reeskont hesaplanamayacağı belirtilmiştir.

115 REESKONT UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR
Danıştay’ın istikrar kazanmış görüşlerine ve Maliye Bakanlığı muktezalarına göre, teminata verilen senetlerin reeskonta tabi tutulması mümkündür. Değerleme günüde henüz tahsil edilmemiş olmaları şartıyla, tahsile verilen alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması mümkündür. Reeskont uygulaması yapılırken tüm alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması gerekir. Bir kısım alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması bir kısmının ise tabi tutulmaması, yani alacak senetleri açısından kısmi reeskont işleminin yapılması vergi idaresince kabul edilmemektedir. Ancak, Danıştay 4. Dairesi tarih ve E:1985/5206, K:1986/1684 sayılı kararında kısmi reeskont uygulamasının mümkün olduğunu belirtmiştir.

116 MEVDUAT VE KREDİ SÖZLEŞMELERİNE DAYANAN ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ
5228 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun 281. maddesinin birinci fıkrası, tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.”

117 MEVDUAT VE KREDİ SÖZLEŞMELERİNE DAYANAN ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ
Diğer taraftan 5228 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun 285. maddesinin birinci fıkrası tarihinde yürürlüğe girmek üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.”

118 VADELİ MEVDUATLARDA STOPAJ MAHSUBU
Vadesi değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile vadeli mevduat hesaplarına ilişkin olarak, değerleme gününe kadar tahakkuk eden ve ticari kazancın tespitinde gelir olarak dikkate alınan faiz tutarları üzerinden, ilgili dönem beyannamesinin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar tevkif edilmiş olan verginin, beyannameye ithal edilen gelire isabet eden kısmı hesaplanan vergiden mahsup edilecektir. Buna göre; vadesi değerleme gününden ( 31 Aralık 2011 ) sonra, ancak beyanname verme tarihinden önce dolan mevduat hesaplarında kıst olarak hesaplanıp gelir yazılan işlemiş faizlere isabet eden gelir vergisi stopajı mahsuba konu edilebilecektir. Vadesi beyanname verme süresinden sonra dolan mevduat hesaplarında ise stopajın tamamı faiz ödemesinin yapıldığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan vergilerden yapılacaktır.

119 VADELİ MEVDUATLARDA STOPAJ MAHSUBU
Örneğin; Liman Limited Şirketi vadesi tarihinde dolan 6 ay vadeli mevduat hesabından TL brüt faiz geliri elde etmiş, Bankaca faiz ödemesi sırasında TL gelir vergisi tevkifatı yapılmıştır. Söz konusu faiz gelirinin – tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan TL 2011 yılı kurum kazancının hesabında, – tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan TL ise 2012 yılı kurum kazancının hesabında gelir olarak dikkate alınacaktır. Aynı şekilde bankaca faiz ödemesi sırasında yapılan TL gelir vergisi tevkifatının – tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan TL 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde, – tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan TL ise 2012 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir.

120 VADELİ MEVDUATLARDA STOPAJ MAHSUBU
Aynı örnekte mevduat hesabının vadesinin 25 Nisan 2012 tarihinden sonraki bir tarihte dolacağı, dolayısıyla gelir vergisi stopajının da bu tarihten sonra yapıldığı bir durumda ise yapılan stopajın tamamı 2012 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecek, 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde ise bu gerekçe ile herhangi bir mahsup yapılmayacaktır.

121 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI
Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde, tahsili şüpheli hale gelen alacaklar için değerleme gününün tasarruf değeri ile karşılık ayrılabileceği belirtilmiştir.

122 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI AYIRABİLMENİN ŞARTLARI
Karşılık ayrılabilmesi için alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili bir olay nedeniyle doğmuş olması gerekmektedir. Bilanço Esasına Göre Defter Tutulması Gerekmektedir . Alacak Şüpheli Hale Gelmiş Olmalıdır

123 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI AYIRABİLMENİN ŞARTLARI
Alacağın Teminatsız Olması Gerekmektedir - Alacağın teminatlı olup olmadığına, hangi tarih itibariyle itibariyle bakılmalıdır ? - Alacağın ne kadarlık kısmının teminatlı, ne kadarlık kısmının teminatsız olduğunun tespitinde zorluklar yaşanıyorsa ? - İzleyen dönemlerde icra takibinin sonuçlanması ve haciz uygulaması sonucu teminatlı hale gelmesi durumunda; daha önce karşılık yolu ile gider yazılmış tutarın bu defa gelir yazılması gerekecek midir ? - Haciz uygulanması hali ? - Şahsi kefalet teminat sayılır mı ? - Adi ortaklıklardan olan alacaklar ? - Ciro edilerek gelen senetler ? - Kamu idaresinden olan alacaklar ?

124 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR
Şüpheli Hale Gelen Alacaklar Karşılık Ayrılarak Zarar Yazılabilirler Şüpheli Alacak Karşılığının Ayrılacağı Dönem Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılmasında Hatır Senetleri İflas Halinde Şüpheli Alacak Karşılığı Uygulaması Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın "İflas ertelemesi hükümleri kapsamında dava ve icra takibine konu edilmeyen alacaklar hakkında şüpheli alacak karşılığı ayırabileceği yönünde" verilmiş özelgesi bulunmaktadır. (İstanbul Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı gün, sayı: 25281) İştiraklerden Olan Alacakların Durumu Aciz Vesikasına Bağlanan Alacakların Durumu

125 Tahsil Edilemeyen KDV İçin Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılabilir mi?
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR Tahsil Edilemeyen KDV İçin Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılabilir mi? Avans Niteliğindeki Alacaklarda Karşılık Uygulaması Yurt Dışından ve Döviz Cinsinden Olan Şüpheli Alacakların Durumu , Borçlunun Konkordato Talebinde Bulunması Durumunda Alacakların Durumu Karşılık Ayrılan Alacağın Tahsil Edilmesi

126 DEĞERSİZ ALACAKLAR Değersiz alacaklar, Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmü aşağıdaki gibidir. “Madde 322: Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.”

127 DEĞERSİZ ALACAKLAR İÇİN GEREKEN ŞARTLAR
Alacak Ticari İşle veya İşletmeyle İlgili Olmalıdır Alacak, Bilanço veya İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutan Ticari veya Zirai Kazançla İştigal Eden İşletmelere Ait Olmalıdır Alacağın Tahsili, Kazai Bir Hükme veya Kanaat Verici Bir Vesikaya Göre İmkansız Hale Gelmelidir Alacak, Ticari ve Zirai Kazancın Elde Edilmesi ve Devam Ettirilmesi ile İlgili Olmalıdır

128 DEĞERSİZ ALACAKLARDA ÖZELLİK ARZEDEN HUSUSLAR
Hatır Senetlerinin Durumu Aciz Vesikalarının Durumu Vade Konkordatosunda Değersiz Alacaklar İflas Durumunda Değersiz Alacak Ayrılabilecek midir? Değersiz Alacağın Zarar Yazılacağı Dönem Zarar Yazılan Değersiz Alacakların Sonradan Tahsili

129 VAZGEÇİLEN ALACAKLAR Vergi Usul Kanunu’nun 324. maddesinde; konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacakların, borçlunun defterinde özel bir karşılık hesabına alınacağı, bu hesabın muhteviyatının ise alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunacağı belirtilmiştir. Konkordato ya da sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, alacaklı mükellef açısından değersiz alacak niteliğindedir. Borçlu yönünden ise bu durum, vazgeçilen alacaktır ve gelir ya da kar niteliğindedir. Vazgeçilen alacağın borçlu tarafından karşılık hesabında tutulabilmesi için işletmenin bilanço esasına göre defter tutuyor olması gerekir. Borçlunun işletme hesabı esasına göre defter tutması halinde ödenmeyen borç aynı yıl gelir yazılmalıdır. Çünkü karşılık hesabı sadece bilanço usulüne göre defter tutan mükellefler için kullanılmaktadır.

130 VAZGEÇİLEN ALACAKLAR ZARAR MAHSUP YÖNTEMİ
Vergi Usul Kanunu’nun 324. maddesinde vazgeçilen alacağın alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunacağı belirtilmiştir. Yani alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde işletme bünyesinde bir zarar doğarsa bu alacaklar söz konusu zarara mahsup edilir. Geçmiş yıl zararları kaynağı ne olursa olsun, bekleme süresi içinde vazgeçilen alacaktan mahsup edilemez.

131 VAZGEÇİLEN ALACAKLAR ZARAR MAHSUP YÖNTEMİ
Söz konusu maddede, vazgeçilen alacağın zararla itfa edilebilmesi için üç yıllık süre tanınmış ve bu sürenin alacaktan vazgeçilen yılın sonundan başlayacağı belirtilmiştir. Örneğin, 2007 yılında bir firmanın alacağından vazgeçtiğini kabul edersek; borcunu ifa ödevinden kurtulan firmanın 2007, 2008 ve 2009 hesap dönemlerinde oluşacak zararı ile vazgeçilen alacağı mahsup etmesi gerekmektedir. Bu yıllarda zarar oluşmuyor ise karşılık hesabına alınan tutarın 2010 hesap döneminde gelir yazılması gerekecektir.

132 ÖZELGELERLE ÇEŞİTLİ KONULAR
Taraflardan birinin ödediği damga vergisini diğer tarafa fatura ile yansıtmasında KDV hesaplanmayacaktır. Finansal Kiralama Şirketlerinin, kiracılarına yansıttıkları MTV’ler ve emlak vergileri finansal kiralama sözleşmesinde geçerli oran üzerinden KDV’ye tabi tutulacaktır. Süresinde düzenlenmemesi nedeniyle hiç düzenlenmemiş sayılan faturalar, gider belgesi olarak kabul edilebilir. KDV’leri indirilebilir. Adi ortaklığın ortakları tarafından hisseleri oranında para konulması işlemi, adi ortaklığın gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmaması, adi ortaklığın kullanımına bırakılacak paranın sonuçta ortakların hesabını ilgilendirmesi, dolayısıyla böyle bir durumda borç alan ve kullananların aynı kurumlar olması nedeniyle, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edilemeyecektir. Bu itibarla söz konusu paralar için faiz hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır. Yurt dışındaki ana firma tarafından temin edilip aynı koşullarla yansıtılan krediye ait faiz ödemeleri örtülü sermaye kapsamına girmez, ancak, yurt dışındaki ana firma finans kurumu olmadığı için KVK Md. 30 uyarınca alacak faizi üzerinden vergi kesintisi yapılması gerekir.

133 ÖZELGELERLE ÇEŞİTLİ KONULAR
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan ve kanuni veya iş merkezleri serbest bölgede bulunan şirketlerin tam mükellef kurum olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle; serbest bölgede faaliyet gösteren mükellefler tarafından kâr dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden kârı elde edenin hukuki statüsüne göre, tevkifat yapılması gerekir. Belediye tarafından düzenlenen festival çerçevesinde dans topluluğu getirilmesine yönelik olarak bir başka şirkete ödenen tutarlar, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentleri kapsamında değerlendirilerek kurum kazancından indirilemez. İhracatta malın satıcının Türkiye’deki işyerinde teslim alınması hariç olmak üzere, gerçekleştirilen ihracat faaliyetlerine ilişkin elde edilen gelirin fiili ihraç tarihi itibarıyla tahakkuk ettiğinin kabul edilmesi ve bu tarihin içinde bulunduğu takvim yılının kurum kazancı olarak değerlendirilmesi gerekir.

134 ÖZELGELERLE ÇEŞİTLİ KONULAR
Enflasyon düzeltmesi işlemi ile yeniden değerleme müessesesi kaldırıldığından, enflasyon düzeltmesi haricinde başka bir değerleme işlemi yapılamaz. Öte yandan, şirket aktifinde yer alan taşınmazın değerinin, Asliye Ticaret Mahkemesi veya gayrimenkul değerleme şirketlerince yeniden tespit edilmesi halinde, ortaya çıkan farkların bilançonun dipnotlarında sadece bilgi amaçlı gösterilmesi mümkündür. Avanslar gelecekte yapılacak olan mal veya hizmet teslimleri karşılığında peşin alınan veya verilen değerleri ifade ettiğinden, işle ilgili olarak alınan avansların değerlemesinden kaynaklanan kur farklarının işe ait kazancın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Mal alınan satıcılara verilen banka teminat mektubu masraf ve komisyonları, KDV’nin konusuna giren bir işlemin karşılığını teşkil etmediğinden, söz konusu masraf ve komisyonların, satıcılara aynen fatura edilmek suretiyle yansıtılması işleminde de KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

135 ÖZELGELERLE ÇEŞİTLİ KONULAR
Son kullanma tarihi geçmiş ilaçların emsal bedelleri, takdir komisyonları aracılığıyla belirlenmesi gerekmekte ise de; ilaçların ilgili Bakanlık elemanlarından oluşmuş komisyon nezdinde tespit edilmek suretiyle, tutanak düzenlenerek imhasının yapılması ve istenildiğinde bu tutanakların ibrazı şartıyla muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır. Yenileme fonuna alınan karın, bilahare mükerrer 290 ıncı madde kapsamında finansal kiralama yoluyla edinilen sabit kıymetlerin kullanma hakkı üzerinden ayrılan amortismanların, bu hesapta tutulan tutardan (yenileme fonundan) mahsup edilmesi mümkündür. Bu mahsup için kiralama konusu iktisadi kıymetlerin mülkiyetinin şirketinize intikal etmesi beklenmeyecek, mahsup iktisadi kıymeti kullanma hakkının itfa edilmeye başlanıldığı yıldan itibaren yapılacaktır. Yenileme fonunun kullanılacağı iktisadi kıymetlerin aynı neviden olması şartı yer almış, ancak adet sınırlaması yer almamıştır. Bu nedenle, satılan kıymetler ile aynı neviden olması koşulu ile (satılan uçağın yerine uçak motoru veya ekipmanı değil, yeni uçak alımı) yeni alınan kıymetlerin satılan kıymetler ile aynı sayıda olması gibi bir şart bulunmamaktadır.

136 ÖZELGELERLE ÇEŞİTLİ KONULAR
İşletmelere ait web sitelerinin tanıtım amaçlı veya ticari amaçlı olarak kullanılması mümkündür. Buna göre, web sitesinin tasarımına ilişkin harcamaların, eğer web sitesi işletme bakımından gelir yaratıcı bir işleve sahipse “4.3.Bilgisayar Yazılımları” sınıflandırması uyarınca 3 yılda ve %33,33 amortisman oranı ile itfa edilmesi gerekmekte olup, web sitesinin sadece işletmenin tanıtımına yönelik olarak kullanılması halinde söz konusu harcamaların aktifleştirilmeyip doğrudan gider yazılması mümkün bulunmaktadır. Şirket müdürü adına düzenlenmiş alacak senetlerinin, niteliğine göre şüpheli alacak veya değersiz alacak olarak kaydedilmesi mümkündür. Şirketinizce, malların pazarlamasını yürüten firmaya olan borcunuza mahsuben temlik edilen tutarlar için şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır. Mülga 5422 sayılı Kanun hükümlerinin yürürlükte olduğu dönemde hazine zararı şartının uygulanması mümkün değildir.

137 Teşekkürler…..


"YMM Emre KARTALOĞLU Öğretim Görevlisi İstanbul," indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları