Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DEĞERLEME & DÖNEM SONU İŞLEMLERİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DEĞERLEME & DÖNEM SONU İŞLEMLERİ"— Sunum transkripti:

1 DEĞERLEME & DÖNEM SONU İŞLEMLERİ
Emre KARTALOĞLU Gelirler Kontrolörü İstanbul,

2 İSTİSNALARA İLİŞKİN GİDER VE ZARARLARIN DURUMU
İstisna kazançlara ilişkin giderler. (İştirak hissesi alımı ile ilgili finansman giderleri hariç) İstisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararlar. KVK’nın 5/3. maddesinde; iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, 1- kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya 2- istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Örnek: Yurt dışı inşaat işinden kaynaklanan zararlar. Örnek : (A) Kurumu, tam mükellef (B) Kurumuna ait TL değerindeki hisse senetlerini satın almış olup, finansman için kullanmış olduğu kredi için 2010 yılında toplam TL kredi faizi ödemiştir. (A) Kurumu ayrıca, söz konusu hisse senetlerinin alımı için aracılık eden (C) Kurumuna komisyon gideri olarak TL ödemede bulunmuştur. Örnekte yer alan, TL’lik finansman gideri kurum kazancından düşülebilecektir. Komisyon gideri olarak ödenen TL’nin ise KKEG olarak dikkate alınması gerekir.

3 İSTİSNALARA İLİŞKİN GİDER VE ZARARLARIN DURUMU
ÖRNEĞİN; İştirak edilen kurumun genel kuruluna katılmak için yapılan giderlerin, Yurt dışında bulunan iştirak hissesinin satılması amacıyla yurt dışında yapılan giderlerin, Aktifte 2 yıldan fazla süreyle kayıtlı olan taşınmazın satışı sırasında yapılan giderlerin, Yurt dışında işyeri açılması amacıyla yapılan giderlerin, Yurt dışında oluşturulan inşaat şantiyesi için yapılan giderlerin kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir.

4 İSTİSNALARA İLİŞKİN GİDER VE ZARARLARIN DURUMU
Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışı İle İlgili Giderlerin Durumu Taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasına ilişkin giderlerin istisna kazanca isabet eden kısmı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, elde edilen kazancın %75’i istisna olduğu için, istisnaya ilişkin giderlerin de %75’inin KKEG olarak değerlendirilmesi gerektiğidir. Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışlarından Kaynaklanan Zararın Durumu Gerek, taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından kaynaklanan zararların “istisna faaliyetlerden doğan zararlar” tanımına girmemesi; gerekse, istisna uygulamasının mükelleflerin ihtiyarında olan bir takım şartlara bağlanmış olması hususları göz önünde bulundurulduğunda, taşınmaz ve iştirak hissesi satış işlemlerinden kaynaklanan zararların kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği görüşündeyiz. İVDB zararı indiremezsiniz (B.07.1.GİB /KVK-5/e), GİB indirebilirsiniz diyor ( /074720).

5 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASI
Örtülü sermayeye ilişkin faiz ve benzeri ödemeler ile örtülü yoldan dağıtılan kazançlar bir yandan kanunen kabul edilmeyen gider olması yanında, diğer yandan bu ödemeler hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı sayıldığı hususu unutulmamalı ve ödenen bu tutarlar brütleştirilmek suretiyle üzerinden kar dağıtımına ilişkin %15 oranında yapılacak vergi kesintisine ilişkin muhtasar beyannamenin tarihine kadar verilmesi ve kesilen verginin günü akşamına kadar ödenmesi sağlanmalıdır.

6 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASI
Örnek 1. (X) A.Ş. Ortaktan aldığı TL. borç karşılığında 2010’da TL faiz ödemiş ve finansman gideri yazmıştır. Dönem başı öz sermayesi TL.dir. Örtülü Sermaye Tutarı = Ort. Alınan Borç - (Öz sermaye x 3) TL = – ( x 3) Örtülü Ser.İlişkin Faiz = Örtülü Sermaye x Ort.Ödenen Faiz Ort. Alınan Borç Toplamı TL = x (K.K.E.Gider yazılır.) Dağıtılan net kar payı = Ört.Sermayeye ilişkin faiz olup TL’dir. Dağıtılan kar payının net tutarı %15 kesinti oranına göre brüt tutarı = x 100/ 85 = ,06 TL olup, bu tutar üzerinden yapılacak vergi kesintisi (17.647,06 x %15) = 2.647,06 TL olacaktır. Bu tutar vergi günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilip günü akşamına kadar ödenmesi ve ödenen bu tutar kurumca 2011 yılı kayıtlarına KKEG yazılması gerekir.

7 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASI
Örnek 2. (X) A.Ş yılında ilişkisiz kişiye TL sattığı malın bir benzerini aynı vade ve koşullarda ortağının eşine TL satmıştır. Transf. Fiy.Yoluyla Örtülü Dağıtılan Kazanç = Emsal Fiyatı - Ort. Eşine Satış Bedeli. TL = TL – TL Transf. Fiy. Yoluyla Örtülü olarak dağıtılan TL KKEG olarak kurum kazancına eklenmesi yanında ayrıca dağıtılan net kar payının olarak %15 vergi kesintisine tabi tutulacaktır. Buna göre TL’ nin %15 kesinti oranına göre brüt tutarı = x 100/ 85 = TL olup, bu tutar üzerinden yapılacak vergi kesintisi ( x %15) = TL olacaktır. Bu tutar vergi günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilip günü akşamına kadar ödenmesi ve ödenen bu vergi tutar kurumca 2011 yılı kayıtlarına KKEG yazılması gerekir.

8 ÖRTÜLÜ SERMAYE VE TRANSFER FİYATLANDIRMASI
Kar payı KDV’ye tabi değildir midir? KVK’nın 12/7. maddesi ve KDVK’nın 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulanmasında gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılmaktadır. Yani mevcut yasal düzenlemelere göre, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan tutarlar dönem sonu itibariyle iştirak kazancı veya kâr payı olarak kabul edilmektedir. KDVK’nın 1. maddesinde KDV’nin konusunu teşkil eden işlemlere yer verilmiş olup, iştirak kazançları veya kâr payları katma değer vergisinin konusuna girmemektedir. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen tarih ve sayılı özelgede de örtülü sermaye faizlerinin KDV’ye tabi olmadığı belirtilmiştir.

9 2010 BEYANNAMESİ İLE TF, KEYK ve ÖS’ye ilişkin form verilecek.
TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORU 1. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’na kayıtlı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi ve yurt dışı işlemleri, 2. Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi işlemleri, 3. Diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptıkları yurt dışı işlemleri için Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporunu kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresine kadar hazırlamaları ve bu süre sona erdikten sonra istenmesi durumunda İdare’ye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz etmeleri zorunludur.

10 2010 BEYANNAMESİ İLE KV mükellefleri yurt içi, GV mükellefleri de yurt içi ve dışı işlemleri için tebliğde belirtilen belgeleri hazırlamalı ve istendiğinde idareye ve vergi incelemesine ibraz etmelidirler.

11 YATIRIM İNDİRİMİ NE OLDU ?
5479 sayılı Kanun ile GVK’nin yatırım indirimini düzenleyen 19. maddesi tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Aynı Kanun ile GVK’ye eklenen geçici 69. madde uyarınca, mükellefler tarihi itibarıyla mevcut olup, 2005 yılı kazançlarından indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile devam eden bazı yatırımlar nedeniyle hesaplanan yatırım indirimi istisnası tutarlarını bazı şartlarla (gelir vergisi ve kurumlar vergisi oranları yüksek uygulamak şartıyla) 2006, 2007 ve 2008 yıllarında indirim konusu yapabileceklerdi. GVK’nin geçici 69. maddesinde yer alan “… (vergi oranına ilişkin hükümler dahil) …” ile “... sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait ...” ibarelerinin iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemi ile yeteri sayıda milletvekili tarafından 2006/95 Esas Sayısı ile dava açılmıştı.

12 YATIRIM İNDİRİMİ NE OLDU ?
Anayasa Mahkemesi, 15 Ekim 2009 Perşembe tarihli toplantısında konuyu esastan görüşmüş ve “… (vergi oranına ilişkin hükümler dahil) …” ibaresinin REDDİNE, “... sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait ...” ibaresinin İPTALİNE, Karar vermiştir. Bu karar tarihli R.G.!de yayımlanmıştır. Bu yayım tarihi nedeniyle de Maliye Bakanlığı 2009 yılı için yatırım indiriminden tararlanılmayacağını belirtmiştir. 6009 sayılı Kanun ile 2010 ve izleyen yıllarda devreden ve devam eden yatırım harcamaları için yatırım indiriminden yararlanılabileceği belirtilmiştir. Ancak, yapılan düzenlemede, vergi matrahlarının tespitinde yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yapılacak tutarın, ilgili yıl kazancının % 25’ini aşamayacağı, kalan kazanç üzerinden yürürlükteki vergi oranına göre vergi hesaplanacağı belirtilmiştir.

13 ENVANTER TANIMI Türk Ticaret Kanunu’nun 73. maddesinde envanter çıkarmanın; saymak, ölçmek, tartmak ve değerlendirmek suretiyle, bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları, kat’i bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmek olduğu, mevcutlar alacaklar ve borçların işletmeye dahil iktisadi kıymetleri ifade ettiği hüküm altına alınmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun 186. maddesinde ise envanter çıkarmanın, bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmek olduğu şu kadar ki ticari teamüle göre tartılması, sayılması ve ölçülmesi mutad olmayan malların değerinin tahminen tespit olunacağı, mevcutlar, alacaklar ve borçlar işletmeye dahil iktisadi kıymetleri ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.

14 BİLANÇO GÜNÜ Bir diğer açıdan baktığımızda envanter, muhasebe kayıtlarının doğruluğunu ölçmek için muhasebe dışında, bu kayıtlardaki rakamların temsil ettikleri mevcutların, borç ve alacakların tespiti ve değerlenmesi suretiyle kontrolüdür. Yani, muhasebe kayıtlarıyla gerçek durum arasındaki farkın tespitidir. “Bilanço günü” deyimi, envanter ve bilançoların düzenlendiği hesap döneminin son gününü ifade etmektedir. İktisadi kıymetlere ilişkin envanter işlemi ne zaman tamamlanırsa tamamlansın, envanter sonuçları 31 Aralık tarihli bilanço günündeki neticeleri gösterir.

15 ENVANTER İŞLEMLERİ ŞU SIRA DAHİLİNDE YAPILIR.
Muhasebe dışı envanterin yapılarak iktisadi kıymetlerin gerçek durumunun tespit edilmesi, Muhasebe dışı envanter sonuçları ile genel geçici mizandaki hesap kalanlarının karşılaştırılıp, farkların tespit edilmesi, Farkların nedenlerine göre gerekli düzenleyici kayıtlar ile, devir kayıtlarının yapılarak, muhasebe içi envanterin tamamlanması, Kesin mizanın düzenlenmesi, Envanter sonuçlarını yansıtan mali tabloların düzenlenmesi.

16 DEĞERLEMENİN TANIMI Değerleme, muhasebe dışı envanterin fiziki sayımdan sonraki ikinci aşamasını oluşturur ve fiziki sayımları yapılmış olan iktisadi kıymetlerin bilanço günündeki parasal kıymetlerinin belirlenmesidir. Kazancın tespitini özsermaye mukayesesine bağlayan sistemlerde vergi matrahı, dönem sonu ve dönem başında işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin değerleri esas alınmak suretiyle tespit edilir.

17 DEĞERLEMENİN TANIMI Vergi Usul Kanunu’nun 258. maddesinde değerleme, vergi matrahlarının hesaplanması ile ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti şeklinde tanımlanmış ve aynı Kanunun 259. maddesinde, “Değerlemede, iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz oldukları kıymetler esas tutulur.” ifadesine yer verilmiştir. Vergi Usul Kanunu’nun 258 ve müteakip maddelerinde, bilançoda yer alan aktif ve pasif kıymetlerin ne şekilde değerleneceği her bir iktisadi kıymet açısından hüküm altına alınmıştır.

18 DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ Vergi Usul Kanunu’nun 261. maddesinde, değerlemenin, iktisadi kıymetin nevi ve mahiyetine göre, aşağıdaki ölçülerden biri ile yapılacağı belirtilmiştir. Maliyet bedeli Borsa rayici Tasarruf değeri Mukayyet değer İtibari değer Vergi değeri Rayiç bedel Emsal bedeli ve ücreti.

19 KASA HESABI Kasa hesabı, daima borç bakiyesi verir veya sıfır olur. Hiçbir şekilde alacak bakiyesi vermemesi gerekir. Kasa hesabının alacak bakiyesi vermesi; muhasebe işlemlerinde hata olduğunu gösterir. Muhasebe işlemlerinin doğru olduğu iddia edildiğinde ise bu durum ya gelirlerin gizlendiği ya da gerçek dışı ödemelerin sanki yapılmış gibi kayıtlara intikal ettirildiği anlamına gelir ki bu da V.U.K.’nun 30/4. maddesine göre re’sen takdir nedeni olup, cezalı tarhiyata yol açabilir.

20 KASA HESABI Dönem sonu kasa bakiyesinin çok büyük meblağlarda olması halinde bu paranın kasada olamayacağı ortaklar tarafından kullanılmış olduğu gerekçesiyle örtülü kazanç dağıtımı sayılarak cezalı tarhiyata muhatap olunabilir. Bu nedenle dönem sonu kasa bakiyesinin işletmenin büyüklüğüne iş hacmine ve kasa işlemlerinin yoğunluğuna uygun bir rakam olması gerekir. Kasada mevcut yabancı paralar efektif alış kuru ile değerlenir. Döviz cinsinden değerleme farkları olumlu ise, kambiyo karı olarak, olumsuz farklar ise kambiyo zararı olarak dönem matrahının tespitinde dikkate alınır.

21 Bütünleyici parça ve eklenti Tesisat ve makineler,
GAYRİMENKULLERDE VE GAYRİMENKUL GİBİ DEĞERLENEN İKTİSADİ KIYMETLERDE DEĞERLEME İŞLEMLERİ Vergi Usul Kanunu’nun 269. maddesi hükmü uyarınca, gayrimenkuller ile aşağıda yazılı iktisadi kıymetler maliyet bedeli ile değerlenir. Bütünleyici parça ve eklenti Tesisat ve makineler, Gemiler ve diğer taşıtlar, Gayrimaddi haklar.

22 GAYRİMENKUL İKTİSABINDA KULLANILAN KREDİ FAİZLERİ VE KUR FARKLARI
Kur yükselmeleri için VUK GT.163 Kur düşmeleri için VUK GT.334

23 Seçimlik hak sonradan değiştirilebilir mi ?
SABİT KIYMET ALIMINDA KULLANILAN KREDİLERİN FAİZLERİ VE OLUŞAN KUR FARKLARI Seçimlik hak sonradan değiştirilebilir mi ? Bir yıl kur yükselmesi ertesi yıl ise kur düşmesi durumunda ne şekilde işlem yapılacaktır.

24 GAYRİMENKULLERDE MALİYET BEDELİNİN ARTMASI
Gayrimenkullerde maliyet bedelini artıracak giderler Vergi Usul Kanunu’nun 272. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak amacıyla yapılan giderler, gayrimenkulün maliyet bedeline eklenir.

25 ÖZEL MALİYET BEDELİ Yapılan bir harcamanın özel maliyet bedeli olarak değerlendirilmesi için şu şartların sağlanmış olması gerekmektedir. Harcamanın yapılmış olduğu gayrimenkul (veya gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymet ?) başkasına ait olmalı ve kiralanmış olmalıdır. Harcamalar kiracı tarafından yapılmış olmalıdır. Yapılan harcamalar; normal tamir, bakım ve temizleme giderleri dışında gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak amacıyla yapılmış olmalıdır. Başka bir deyişle, yapılan harcama gayrimenkulun maliyet bedeline eklenmesi gereken türden olmalıdır.

26 ÖZEL MALİYET BEDELİNİN İTFASI
Özel maliyet bedellerinin itfası Vergi Usul Kanunu’nun 327. maddesinde hüküm altına alınmış olup anılan madde şu şekildedir; “Gayrimenkullerin, elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının ve gemilerin iktisadî kıymetlerini artıran ve 272'nci maddede yazılı özel maliyet bedelleri, kira veya işletme hakkı süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilir. Kira veya işletme hakkı süresi dolmadan, kiralanan veya işletme hakkı alınan şeyin boşaltılması veya işletme hakkının herhangi bir sebepten sona ermesi halinde henüz itfa edilmemiş olan giderler, boşaltma veya hakkın sona erdiği yılda bir defada gider yazılır.”

27 ÖZEL MALİYET BEDELİNİN İTFASI
“Kira süresi” ifadesinden, özel maliyet harcamasının yapıldığı tarihten itibaren kira süresinin sonuna kadar olan kısmın anlaşılması gerekir. Örneğin, dört yıllığına kiralanmış bir gayrimenkul için kira süresinin ikinci yılında yapılan bir özel maliyet harcaması, kalan süre içerisinde yani üç yılda amortisman ayrılmak suretiyle itfa edilecektir.

28 ÖZEL MALİYET BEDELİNİN İTFASI
Özel maliyetin azalan bakiyelere göre itfası mümkün mü ? Kira süresi belli değil ise itfa ne şekilde yapılacak ? (VUK GT ) Kira süresi bir yıl ise itfa ne şekilde yapılacak ? Kira süresi çok uzun ise itfa ne şekilde yapılacak ? Kira süresi dolmadan ekonomik ömür tükenir ise itfa ne şekilde yapılacak ?

29 ÇALINAN MAKİNE VE TEÇHİZATIN DURUMU
Söz konusu iktisadi kıymetlerin alış bedelini veya maliyet bedelinin gider yazılabileceğine ilişkin olarak gerek GVK gerekse KVK’da herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle çalınan makine ve teçhizatların alış veya maliyet bedelinin, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Çalınan amortismana tabi iktisadi kıymetler için fevkalade amortisman uygulanması mümkün değildir. (Doğal afet, cebri çalışma, yeni icat) Çalınan iktisadi kıymet bedelinin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması suretiyle muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu husus, İstanbul Defterdarlığı tarafında verilen tarih ve 5026 sayılı muktezada da belirtilmiştir.

30 AMORTİSMAN AYIRMA ŞARTLARI
İktisadi Kıymetin İşletmenin Envanterine Dahil Olması İktisadi Kıymetin İşletmede Bir Yıldan Fazla Kullanılması İktisadi Kıymetin Yıpranma, Aşınma ve Değerden Düşmeye Maruz Bulunması

31 AMORTİSMAN AYIRMA ŞARTLARI
DAHA ÖNCE KULLANILMIŞ VE TAMAMEN İTFA OLMUŞ BİR İKTİSADİ KIYMETİN SATIN ALINMASI DURUMUNDA BU KIYMETLER İÇİN YENİDEN AMORTİSMAN AYRILABİLİR Mİ? Sabit kıymetlerin daha önceki maliki tarafından tamamen veya kısmen amorti edilmiş olması, bu kıymetlerin maliyet bedeli üzerinden amortisman hesaplanmasına engel teşkil etmez. “Evvelce amortisman süresini doldurmuş bulunan iktisadi kıymetlerin değerlendirilerek başka bir işletmeye ayni sermaye olarak konulması, bu kıymetler için amortisman ayrılmasına engel değildir.” (Dn.4.D T.,E1975/496, K1975/2654 sayılı Kararı) “Eski sahipleri elinde amortisman süresini doldurmuş bulunan iktisadi kıymetlerin yeni sahipleri tarafından yeniden amortisman ayrılabilir.” (Dn.4.D, T.,E1962/10876, K1986/1285 sayılı Kararı)

32 AMORTİSMAN AYIRMA YÖNTEMLERİ
Geçici 26. maddede, tarihinden önce aktife giren iktisadi kıymetler hakkında aktife alındıkları yılda yürürlükte olan sürelere göre amortisman ayrılmasına devam edileceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, amortisman uygulamasına ilişkin olarak 5024 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nda yapılan diğer değişikliklerin yürürlük tarihi de ’dür.

33 Birden Fazla Sektörde Kullanılan İktisadi Kıymetlerde Oran Tespiti
NORMAL AMORTİSMAN YÖNTEMİ ( Tarihinden Sonra Aktife Giren İktisadi Kıymetler İçin Normal Amortisman Yöntemi) Birden Fazla Sektörde Kullanılan İktisadi Kıymetlerde Oran Tespiti Söz konusu tebliğlerle tespit edilen en yüksek faydalı ömre ve en düşük amortisman oranına sahip olan sektöre ait faydalı ömür ve amortisman oranı üzerinden amortisman uygulaması yapılacağı 339 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde belirtilmiştir.

34 FEVKALADE AMORTİSMAN Vergi Usul Kanunu’nun 317. maddesinde, amortismana tabi olan menkul, gayrimenkul ve haklardan; 1. Yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybedenlerin, 2. Yeni icatlar dolayısıyla teknik verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelenlerin, 3. Cebri çalışmaya tabi tutuldukları için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalanların, mükelleflerin müracaatları üzerine ve ilgili bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığınca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen “fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri” ile amortismana tabi tutulacağı hüküm altına alınmıştır.

35 FEVKALADE AMORTİSMAN Meydana gelen afet sonucunda, sigortadan tazminat alınması halinde, hasar ister tam ister kısmi olsun, sabit kıymetteki değer kaybı fevkalade amortisman yolu ile zarar yazılır. Alınan sigorta tazminatı ayrıca kara intikal ettirilir. Sigorta tazminatı, zarar tutarından düşülmek suretiyle, ayrılacak amortisman miktarı azaltılamaz.

36 KIST AMORTİSMAN Vergi Usul Kanunu'nun 320. maddesinin ikinci fıkrasında, işletmelere ait binek otomobiller için aktife girdiği ilk hesap döneminde, aktife girdiği tarihten sonra kalan dönem sonuna kadar olan süre dikkate alınarak (kıst dönem) amortisman ayrılması esası benimsenmiştir. Bu hükme göre, kıst amortisman uygulaması yalnızca işletmelerin aktifinde kayıtlı binek otomobillerine münhasır olup, binek otomobilleri dışında kalan amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler için aktife alındıkları yılda tam amortisman ayrılacaktır. Bu hesaplamada, kıymetin aktife girdiği ay kesri tam sayılacaktır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye kısım ise, son yılda ayrılacak amortisman tutarına ilave edilmek suretiyle itfa edilecektir.

37 AMORTİSMANDA SÜRE Gayrimenkullerde Maliyet Artırıcı Giderlerin İtfa Süresi Gayrimenkulün kullanma ömrünü uzatıcı nitelikteki giderlerin, asıl gayrimenkulün itfa süresi ile eşit sürede, aktifleştirildikleri ilk yıldan başlayarak itfa edilmeleri gerekmektedir. Gayrimenkulun fonksiyonunu artırıcı giderlerin ise asıl gayrimenkulun kalan itfa süresi içinde itfa edilmesi gerekmektedir.

38 ATİK SATIŞI Amortisman ayrılmış iktisadi kıymetlerin değeri, ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağlardır. Bu hükmün uygulamasında fiilen ayrılmış olan amortismanların düşülmesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

39 ATİK SİGORTA TAZMİNATI
Vergi Usul Kanunu’nun 329. maddesinin birinci fıkrasında yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerinden (amortismanlı olanlarda ayrılmış olan amortisman çıktıktan sonra kalan değerden) fazla veya eksik olduğu takdirde bu farkın kar veya zarar hesabına geçirileceği belirtilmiştir.

40 YENİLEME FONU (ŞARTLARI)
Yenileme Fonu Ayrılabilmesi İçin Bilanço Esasına Göre Defter Tutulmalıdır Yenileme Fonu Sadece Amortismana Tabi İktisadi Kıymetler İçin Ayrılabilir Yenilemenin Zorunlu Olması ya da Yenileme Konusunda Karar Alınıp Teşebbüse Geçilmesi Satılan İktisadi Kıymet ile Yeni Alınan İktisadi Kıymet Aynı Nitelikte Olmalıdır

41 YENİLEME FONU (KULLANIMI)
Birikmiş amortismanı TL ve kayıtlı maliyet bedeli TL olan bir iktisadi kıymetin tarihinde TL’ye satıldığını varsayalım. Bu satıştan doğan TL tutarındaki kar yenileme fonuna alınmıştır. Aynı yıl içinde TL’ye aynı nitelikteki yeni bir iktisadi kıymet satın alınmıştır. Yeni alınan iktisadi kıymetin amortisman oranı %20’dir. Normal amortisman usulünde, yeni alınan iktisadi kıymetin 2010 hesap dönemi amortismanı TL olacaktır. Bu tutarın tamamı aynı yıl yenileme fonuna mahsup edilecektir hesap döneminde hesaplanacak TL tutarındaki amortismanın TL tutarındaki kısmı yenileme fonuna mahsup edilecek ve kalan TL tutarındaki kısım ise o dönemin amortisman gideri olarak kayıtlara intikal ettirilecektir. Sonraki yıllarda normal amortisman uygulamasına devam edilecektir.

42 YENİLEME FONU (3 YILLIK SÜRE SORUNU)
1. Görüş: Üç yılın hesabında satışın yapıldığı yılın da dikkate alınması gerekmektedir (Bakanlık Görüşü). 2. Görüş: Üç yıllık süreden üç hesap döneminin değil, üç yıl pasifte bekletilmenin anlaşılması gerekmektedir. Bu görüşe göre, satış tarihinden itibaren üç yıllık sürenin geçmesi beklenmelidir Danıştay’ın bu yönde kararları vardır). 3. Görüş: Vergi Usul Kanunu’nun sürelerin hesaplanması ile ilgili 18. maddesinden hareket edilmelidir. Buna göre, sürenin sabit kıymetin satıldığı günü izleyen günden başlaması ve üç yıl sonra satışa tekabül eden günün akşamı bitmesi gerekmektedir.

43 STOK DEĞERLEMESİ İşletmeler dönem sonları itibariyle stoklarının fiziki miktarlarını kesin bir şekilde ve ayrıntılı olarak tespit etmek durumundadırlar (VUK Md.286) . Bu nedenle stokların envanteri çıkarılırken gerek fiziki sayım gerekse değerleme aşamasında hata yapılmaması gerekmektedir. Stokların fiziki miktarının tespitinde; Satın alınmış ve kayıtlara geçirilmiş olduğu halde henüz işletmeye gelmemiş malların bulunup bulunmadığı, Satıldığı ve kayıtlara intikal ettirildiği halde henüz alıcıya gönderilmemiş mal bulunup bulunmadığı, Çalınmış veya kaybolmuş mal bulunup bulunmadığı, İşletmeye ait olduğu halde çeşitli sebeplerle başka yerlerde bulunan mal olup olmadığı, Başka şahıslara ait olup, emanet olarak işletmeye bırakılan mal olup olmadığı. hususlarına dikkat edilmesi gerekmektedir.

44 SATIN ALINAN EMTİANIN DEĞERLEMESİ
Vergi Usul Kanunu'nun 5024 sayılı Kanun ile tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değiştirilen 274. maddesinde emtianın maliyet bedeliyle değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri % 10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellef, maliyet bedeli yerine 267 nci maddenin ikinci sırasındaki usul hariç olmak üzere, emsal bedeli ölçüsünü tatbik edebilir. Bu hüküm mamuller için de uygulanabilir.

45 SATIN ALINAN EMTİANIN DEĞERLEMESİNDE KUR FARKLARI VE KREDİ FAZİLERİ
Emtia Değerlemesinde Kredi Faizleri ve Kur Farklarının Durumu (VUK GT.238): Emtianın işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan, - Kur farkları ilgili stokların maliyetine eklemek zorundadır. - Kredi faizleri ve komisyonlar maliyet veya gider olarak dikkate alınabilecektir. Emtianın işletme stoklarına girdiği tarihten sonra oluşan, kur farkları, kredi faizleri ve komisyonlar maliyet veya gider olarak dikkate alınabilecektir.

46 SATIN ALINAN EMTİANIN DEĞERLEMESİNDE VADE FARKLARI
İster fatura bedeline dahil olsun, ister sonradan doğduğu için ayrıca fatura edilmiş olsun vade farkları doğrudan malın alışı ile ilgilidirler ve bu nedenle malın maliyetine eklenirler. Mal satışından sonra doğan vade farkları ise eklenecek oldukları malın maliyet bedeli sonuç hesaplarına aktarılmış olacağı için maliyete eklenmeden doğrudan gider yazılır.

47 KIYMETİ DÜŞEN EMTİANIN DEĞERLEMESİ
Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesinde kıymeti düşen malların ne şekilde değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Ticari malların değeri düşen mal kapsamında emsal bedel ile değerlenebilmesi için değer kaybının şu nedenlerden kaynaklanmış olması gerekmektedir. Değer kaybı ticari faaliyetin normal gerekleri dahilindeki bozulma, çürüme, kırılma, çatlama, paslanma gibi olaylar sonucunda meydana gelmiş olmalıdır. Veya yangın, deprem, su basması gibi doğal bir afet yüzünden değer kaybına uğramalıdır.

48 KIYMETİ DÜŞEN EMTİANIN DEĞERLEMESİ
VUK’un 278. maddesinde yer alan emsal bedelle yapılacak değerlemede, Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde belirtilen birinci sıradaki ortalama satış fiyatı esasının, değer kaybı, mal çeşitlerinde aynı olmayacağı, yani satılan veya hesap dönemi sonunda mevcut olan maldaki kayıp derecesi farklı olacağı için uygulanması mümkün değildir. Anılan maddenin ikinci sırada belirtilen maliyet bedeli esasının uygulanması ise söz konusu değildir. Bu nedenlerle, maldaki değer kaybı dolayısıyla takdir komisyonlarına başvurulup, emsal bedeli tespitinin istenmesi gerekir. Malın tamamen değer kaybına uğramış olması bu durumu değiştirmez. Bu durumda takdir komisyonu değerin tamamen yok olduğunu başka bir ifadeyle sıfır olduğunu takdir eder.

49 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ÇALINAN VE KAYBOLAN MALLAR Çalınan veya kaybolan malların zarar yazılabileceğine dair vergi kanunlarında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Çalınan veya kaybolan mallar ile ilgili olarak, söz konusu malların kıymeti düşen emtia olarak değerlenmesi ve vergi matrahı ile ilişki kurulması da mümkün değildir. Çalınan mallar işletme için sermayede vukua gelen bir eksilmedir ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 88. maddesi uyarınca gider olarak dikkate alınamayacaktır.

50 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ÇALINAN VE KAYBOLAN MALLAR Hırsızlık olayı polis kayıtları vb. belgeler ile kanıtlanabiliyorsa, çalınan mallar maliyet bedeli üzerinden kanunen kabul edilmeyen gider olarak kaydedilmelidir. (Ayrıca KDVK Md. 30/c)

51 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ÇALINAN VE KAYBOLAN MALLAR Hırsızlık olayının polis kayıtları vb. kayıtlar ile kanıtlanamaması halinde ise çalınan malın emsal satış bedeli ile değerlenerek ortaklara satış gibi işlem yapılması gerekmektedir. Bu işlem ile ilgili olarak, ayrıca katma değer vergisi hesaplanması gerekecektir.

52 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
İŞLETMEDEN ÇEKİLEN MALLAR GVK Md. 41 ve KVK Md. 13 gereğince işletmeden çekilen mallar hasılat sayılmalıdır. İşletmeden yapılan çekişlerin Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesi gereğince emsal bedelle değerlenerek (kurumlar vergisi mükellefleri için KVK Md. 13’e göre değerlenerek) hasılat kaydedilmesi ve stoklardan çıkış kayıtlarının yapılması gerekmektedir.

53 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ALINAN PRİMLER VE YAPILAN İSKONTOLAR Vergi idaresinin KDV açısından yaptığı yorum (KDV Genel Tebliği 26), bizleri, verilen primler ve yapılan iskontoların, emtia maliyeti ile ilişkilendirilmeksizin doğrudan gelir olarak dikkate alınması gerekeceği sonucuna ulaştırmaktadır. Diğer taraftan, mal alımı sırasında yapılan ve fatura ve benzeri belgelerde gösterilen iskontoların maliyet bedelini etkileyeceği şüphesizdir.

54 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
ÖDENEN AVANSLAR KVK GT.1’de borç olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.

55 STOK DEĞERLEMESİNDE ÖZELLİKLİ DURUMLAR
İmha edilen malların KDV’leri düzeltilecek (KDVK GT.113)

56 MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ
Hisse senetleri ile fon portföyünün en az % 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile Borsa rayici yoksa ya da borsa rayici muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır (KIST GETİRİ). Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kâr ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler alış bedeli ile değerlenir.

57 MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ
Kıst dönem getiriye basit bir örnek olarak vadesine 6 ay kalmış, TL. itibari değeri olan 1 yıl vadeli TL bedelle iktisap edilmiş finansman bonosunu verebiliriz. Bu bononun, değerleme gününde [ (50.000*6/12)=] YTL bedelle değerlemesi gerekmektedir. Bu durumda gelir olarak dikkate alınacak tutar YTL olacaktır.

58 MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ
A TİPİ YATIRIM FONU KATILMA BELGELERİ ? B TİPİ YATIRIM FONU KATILMA BELGELERİ ?

59 YABANCI PARALARDA, YABANCI PARA İLE OLAN ALACAK VE BORÇLARDA DEĞERLEME
Yabancı paraların normal değerleme ölçüsü, Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesine göre borsa rayicidir. Aynı maddede, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. 130 seri numaralı VUK GT’ de ve 217 seri numaralı GVK GT’de belirtildiği üzere, değerleme günü itibariyle Maliye Bakanlığınca kur ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurların esas alınması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kurunun (bulunmaması halinde döviz alış kurunun), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun uygulanması gerekmektedir.

60 ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ
Vergi Usul Kanunu’nun 281 ve 285. maddeleri uyarınca alacak ve borçlar mukayyet değerleri ile değerlemeye tabi tutulur. Ancak, alacak ve borç senetleri için reeskonta tabi tutulma imkanının getirilmesi ile senetli alacak ve borçların tasarruf değeri ile değerlenmesi mümkün hale gelmiştir. 5228 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun 281 ve 285. maddelerinde önemli değişiklikler yapılarak mevduat ve kredi sözleşmelerine dayanan alacak ve borçların değerlemesinde yeni usul ve esaslar belirlenmiştir. Alacak ve borçların değerlemesinde iki önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi senede bağlı alacak ve borçların reeskonta tabi tutulması diğeri ise mevduat ve kredi sözleşmelerine dayanan alacak ve borçların değerlemesidir.

61 REESKONT UYGULAMASININ ŞARTLARI
Reeskonta Tabi Tutulacak Alacak veya Borç İktisadi İşletme ile İlgili Olmalıdır Reeskonta Tabi Tutulacak Alacak veya Borç Senede Bağlı Olmalıdır Alacak ve Borç Senedinin Vade İçeriyor Olması Gerekmektedir

62 REESKONT UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR
Reeskont İşlemi İsteğe Bağlıdır (Alacak senetlerini reeskonta tabi tutan mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde işleme tabi tutmak zorundadırlar.) Hatır Senetleri Müflisten Olan Senetli Alacaklar (Borçlunun gayrimenkul ipoteği ile teminata bağlanmış alacakları dışında kalan alacakları, borçlunun iflasının açılması ile muaccel olur.) Şüpheli Alacak Mahiyetini Kazanmış Senetli Alacaklar KDV Dahil Olan Alacak Senetlerinde Reeskont Uygulaması

63 VADELİ ÇEK REESKONTU 5838 sayılı Kanun ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’a tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Geçici 2. madde eklenmiştir. “31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek üzere muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.” (Bu hüküm 5941 sayılı yeni Çek Kanunu’nun geçici 1. maddesi ile “31/12/2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.” şekline getirilmiştir.) Bu hükme rağmen 41 seri numaralı VUK Sirkülerinde çekler için reeskont hesaplanamayacağı belirtilmiştir.

64 REESKONT UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR
Danıştay’ın istikrar kazanmış görüşlerine ve Maliye Bakanlığı muktezalarına göre, teminata verilen senetlerin reeskonta tabi tutulması mümkündür. Değerleme günüde henüz tahsil edilmemiş olmaları şartıyla, tahsile verilen alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması mümkündür. Reeskont uygulaması yapılırken tüm alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması gerekir. Bir kısım alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması bir kısmının ise tabi tutulmaması, yani alacak senetleri açısından kısmi reeskont işleminin yapılması vergi idaresince kabul edilmemektedir. Ancak, Danıştay 4. Dairesi tarih ve E:1985/5206, K:1986/1684 sayılı kararında kısmi reeskont uygulamasının mümkün olduğunu belirtmiştir.

65 REESKONT HESAPLAMASI 238 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde alacak ve borç senetleri reeskontu uygulamasında, senette faiz oranı açıklanmamışsa, Merkez Bankasınca kısa vadeli avans işlemleri için belirlenen faiz oranının uygulanacağı, ayrıca yine söz konusu reeskont hesaplamalarında “iç iskonto yöntemi” nin uygulanacağı belirtilmiştir.

66 MEVDUAT VE KREDİ SÖZLEŞMELERİNE DAYANAN ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ
5228 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun 281. maddesinin birinci fıkrası, tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.”

67 MEVDUAT VE KREDİ SÖZLEŞMELERİNE DAYANAN ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ
Diğer taraftan 5228 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun 285. maddesinin birinci fıkrası tarihinde yürürlüğe girmek üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.”

68 VADELİ MEVDUATLARDA STOPAJ MAHSUBU
Vadesi değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile vadeli mevduat hesaplarına ilişkin olarak, değerleme gününe kadar tahakkuk eden ve ticari kazancın tespitinde gelir olarak dikkate alınan faiz tutarları üzerinden, ilgili dönem beyannamesinin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar tevkif edilmiş olan verginin, beyannameye ithal edilen gelire isabet eden kısmı hesaplanan vergiden mahsup edilecektir. Buna göre; vadesi değerleme gününden ( 31 Aralık 2010 ) sonra, ancak beyanname verme tarihinden önce dolan mevduat hesaplarında kıst olarak hesaplanıp gelir yazılan işlemiş faizlere isabet eden gelir vergisi stopajı mahsuba konu edilebilecektir. Vadesi beyanname verme süresinden sonra dolan mevduat hesaplarında ise stopajın tamamı faiz ödemesinin yapıldığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan vergilerden yapılacaktır.

69 VADELİ MEVDUATLARDA STOPAJ MAHSUBU
Örneğin; Liman Limited Şirketi vadesi tarihinde dolan 6 ay vadeli mevduat hesabından TL brüt faiz geliri elde etmiş, Bankaca faiz ödemesi sırasında TL gelir vergisi tevkifatı yapılmıştır. Söz konusu faiz gelirinin – tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan TL 2010 yılı kurum kazancının hesabında, – tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan TL ise 2011 yılı kurum kazancının hesabında gelir olarak dikkate alınacaktır. Aynı şekilde bankaca faiz ödemesi sırasında yapılan TL gelir vergisi tevkifatının – tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan TL 2010 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde, – tarihleri arasında kalan üç aylık kıst döneme isabet eden kısmı olan TL ise 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir.

70 VADELİ MEVDUATLARDA STOPAJ MAHSUBU
Aynı örnekte mevduat hesabının vadesinin 25 Nisan 2010 tarihinden sonraki bir tarihte dolacağı, dolayısıyla gelir vergisi stopajının da bu tarihten sonra yapıldığı bir durumda ise yapılan stopajın tamamı 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecek, 2010 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde ise bu gerekçe ile herhangi bir mahsup yapılmayacaktır.

71 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI
Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde, tahsili şüpheli hale gelen alacaklar için değerleme gününün tasarruf değeri ile karşılık ayrılabileceği belirtilmiştir.

72 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI AYIRABİLMENİN ŞARTLARI
Karşılık ayrılabilmesi için alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili bir olay nedeniyle doğmuş olması gerekmektedir. Bilanço Esasına Göre Defter Tutulması Gerekmektedir . Alacak Şüpheli Hale Gelmiş Olmalıdır

73 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI AYIRABİLMENİN ŞARTLARI
Alacağın Teminatsız Olması Gerekmektedir - Alacağın teminatlı olup olmadığına, hangi tarih itibariyle itibariyle bakılmalıdır ? - Alacağın ne kadarlık kısmının teminatlı, ne kadarlık kısmının teminatsız olduğunun tespitinde zorluklar yaşanıyorsa ? - İzleyen dönemlerde icra takibinin sonuçlanması ve haciz uygulaması sonucu teminatlı hale gelmesi durumunda; daha önce karşılık yolu ile gider yazılmış tutarın bu defa gelir yazılması gerekecek midir ? - Haciz uygulanması hali ? - Şahsi kefalet teminat sayılır mı ? - Adi ortaklıklardan olan alacaklar ? - Ciro edilerek gelen senetler ? - Kamu idaresinden olan alacaklar ?

74 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR
Şüpheli Hale Gelen Alacaklar Karşılık Ayrılarak Zarar Yazılabilirler Şüpheli Alacak Karşılığının Ayrılacağı Dönem Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılmasında Hatır Senetleri İflas Halinde Şüpheli Alacak Karşılığı Uygulaması Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın "İflas ertelemesi hükümleri kapsamında dava ve icra takibine konu edilmeyen alacaklar hakkında şüpheli alacak karşılığı ayırabileceği yönünde" verilmiş özelgesi bulunmaktadır. (İstanbul Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı gün, sayı: 25281) İştiraklerden Olan Alacakların Durumu Aciz Vesikasına Bağlanan Alacakların Durumu

75 Tahsil Edilemeyen KDV İçin Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılabilir mi?
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR Tahsil Edilemeyen KDV İçin Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılabilir mi? Avans Niteliğindeki Alacaklarda Karşılık Uygulaması Yurt Dışından ve Döviz Cinsinden Olan Şüpheli Alacakların Durumu , Borçlunun Konkordato Talebinde Bulunması Durumunda Alacakların Durumu Karşılık Ayrılan Alacağın Tahsil Edilmesi

76 DEĞERSİZ ALACAKLAR Değersiz alacaklar, Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmü aşağıdaki gibidir. “Madde 322: Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.”

77 DEĞERSİZ ALACAKLAR İÇİN GEREKEN ŞARTLAR
Alacak Ticari İşle veya İşletmeyle İlgili Olmalıdır Alacak, Bilanço veya İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutan Ticari veya Zirai Kazançla İştigal Eden İşletmelere Ait Olmalıdır Alacağın Tahsili, Kazai Bir Hükme veya Kanaat Verici Bir Vesikaya Göre İmkansız Hale Gelmelidir Alacak, Ticari ve Zirai Kazancın Elde Edilmesi ve Devam Ettirilmesi ile İlgili Olmalıdır

78 DEĞERSİZ ALACAKLARDA ÖZELLİK ARZEDEN HUSUSLAR
Hatır Senetlerinin Durumu Aciz Vesikalarının Durumu Vade Konkordatosunda Değersiz Alacaklar İflas Durumunda Değersiz Alacak Ayrılabilecek midir? Değersiz Alacağın Zarar Yazılacağı Dönem Zarar Yazılan Değersiz Alacakların Sonradan Tahsili

79 VAZGEÇİLEN ALACAKLAR Vergi Usul Kanunu’nun 324. maddesinde; konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacakların, borçlunun defterinde özel bir karşılık hesabına alınacağı, bu hesabın muhteviyatının ise alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunacağı belirtilmiştir. Konkordato ya da sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, alacaklı mükellef açısından değersiz alacak niteliğindedir. Borçlu yönünden ise bu durum, vazgeçilen alacaktır ve gelir ya da kar niteliğindedir. Vazgeçilen alacağın borçlu tarafından karşılık hesabında tutulabilmesi için işletmenin bilanço esasına göre defter tutuyor olması gerekir. Borçlunun işletme hesabı esasına göre defter tutması halinde ödenmeyen borç aynı yıl gelir yazılmalıdır. Çünkü karşılık hesabı sadece bilanço usulüne göre defter tutan mükellefler için kullanılmaktadır.

80 VAZGEÇİLEN ALACAKLAR ZARAR MAHSUP YÖNTEMİ
Vergi Usul Kanunu’nun 324. maddesinde vazgeçilen alacağın alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunacağı belirtilmiştir. Yani alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde işletme bünyesinde bir zarar doğarsa bu alacaklar söz konusu zarara mahsup edilir. Geçmiş yıl zararları kaynağı ne olursa olsun, bekleme süresi içinde vazgeçilen alacaktan mahsup edilemez.

81 VAZGEÇİLEN ALACAKLAR ZARAR MAHSUP YÖNTEMİ
Söz konusu maddede, vazgeçilen alacağın zararla itfa edilebilmesi için üç yıllık süre tanınmış ve bu sürenin alacaktan vazgeçilen yılın sonundan başlayacağı belirtilmiştir. Örneğin, 2007 yılında bir firmanın alacağından vazgeçtiğini kabul edersek; borcunu ifa ödevinden kurtulan firmanın 2007, 2008 ve 2009 hesap dönemlerinde oluşacak zararı ile vazgeçilen alacağı mahsup etmesi gerekmektedir. Bu yıllarda zarar oluşmuyor ise karşılık hesabına alınan tutarın 2010 hesap döneminde gelir yazılması gerekecektir.

82 ÖZELGELERLE ÇEŞİTLİ KONULAR
Taraflardan birinin ödediği damga vergisini diğer tarafa fatura ile yansıtmasında KDV hesaplanmayacaktır. Finansal Kiralama Şirketlerinin, kiracılarına yansıttıkları MTV’ler ve emlak vergileri finansal kiralama sözleşmesinde geçerli oran üzerinden KDV’ye tabi tutulacaktır. Süresinde düzenlenmemesi nedeniyle hiç düzenlenmemiş sayılan faturalar, gider belgesi olarak kabul edilebilir. KDV’leri indirilebilir. Adi ortaklığın ortakları tarafından hisseleri oranında para konulması işlemi, adi ortaklığın gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmaması, adi ortaklığın kullanımına bırakılacak paranın sonuçta ortakların hesabını ilgilendirmesi, dolayısıyla böyle bir durumda borç alan ve kullananların aynı kurumlar olması nedeniyle, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edilemeyecektir. Bu itibarla söz konusu paralar için faiz hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır. Yurt dışındaki ana firma tarafından temin edilip aynı koşullarla yansıtılan krediye ait faiz ödemeleri örtülü sermaye kapsamına girmez, ancak, yurt dışındaki ana firma finans kurumu olmadığı için KVK Md. 30 uyarınca alacak faizi üzerinden vergi kesintisi yapılması gerekir.

83 KİRALAYANIN YAPACAĞI DEĞERLEME İŞLEMLERİ
1. Alacak Değerlemesi Kiralama süresi boyunca kiracı tarafından kiralayana yapılacak kira ödemelerinin tamamı (anapara+faiz), kiralayan tarafından alacak olarak aktifleştirilecektir. Aktifleştirilen alacak tutarı ile kira ödemelerinin bugünkü değeri arasındaki fark ise gelecek dönemlere ait faiz geliri olarak pasifleştirilmek suretiyle değerlenerek kayıtlara intikal ettirilecektir. Aktifleştirilen alacak tutarının Vergi Usul Kanunu’nun 281. maddesi hükmü çerçevesinde reeskonta tabi tutulması mümkün değildir.

84 KİRALAYANIN YAPACAĞI DEĞERLEME İŞLEMLERİ
2. İktisadi Kıymet Değerlemesi Kiralayan tarafından, kiralama konusu iktisadi kıymet, net bilanço aktif değerinden kira ödemelerinin bugünkü değerinin düşülmesi sonucu bulunan tutar ile değerlenecektir. İktisadi kıymetin net bilanço aktif değerinden kira ödemelerinin bugünkü değerinin düşülmesi sonucu bulunan tutarın sıfır veya negatif olması halinde, iktisadi kıymet iz bedeliyle değerlenip aradaki fark iktisadi kıymetin elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar gibi işleme tâbi tutulacak olup gelir kaydedilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla kira ödemelerinin bugünkü değeri, kiralanan iktisadi kıymetin net bilanço aktif değerinden büyük ise, aradaki fark, iktisadi kıymet satış karı gibi işleme tabi tutulacaktır. Finansal kiralama konusu iktisadi kıymetin net bilanço aktif değeri ile kira ödemelerinin bugünkü değeri çoğu zaman birbirine eşit olacağından finansal kiralama şirketi veya kiralayan, iktisadi kıymeti genel olarak iz bedeliyle kayıtlarında gösterecektir.

85 KİRALAYANIN YAPACAĞI DEĞERLEME İŞLEMLERİ
2. İktisadi Kıymet Değerlemesi İktisadi kıymetin net aktif bilanço değerinden, kira ödemelerinin bugünkü değerinin düşülmesi sonucu oluşan tutarın pozitif olması durumunda, pozitif fark iktisadi kıymeti kiralayan şirket tarafından amortismana tabi tutulacaktır. Örneğin, net bilanço aktif değeri veya fatura tutarı YTL, kira ödemelerinin net bugünkü değeri YTL ise, YTL pozitif fark, kiralayan şirket tarafından amortismana tabi tutulacaktır. Amortisman ayırma işlemi Vergi Usul Kanunu ve ilgili genel tebliğlerde bu iktisadi kıymet için tespit edilmiş sürelerde yapılacaktır. Bununla birlikte iktisadi kıymetin net aktif değeri ile kira ödemelerinin bugünkü değeri arasındaki farkın sıfır veya negatif olması durumunda amortisman ayrılması mümkün değildir.

86 KİRALAYANIN YAPACAĞI DEĞERLEME İŞLEMLERİ
2. İktisadi Kıymet Değerlemesi Finansal kiralamaya konu iktisadi kıymetler açısından, kiralayan şirketler tarafından iktisadi kıymetin salın alınmasında Türk Lirası veya döviz cinsinden kredi kullanılmış ise ilk yıl için ödenen kur farkları ve faiz giderlerinin sözleşme yapılmasından önce kıymetin maliyetine ilave edilebilecek olması halinde maliyete ilave edilecek aksi halde ve diğer yıllarda ise gider kaydedilecektir.

87 KİRACININ YAPACAĞI DEĞERLEME İŞLEMLERİ
1. Borç Değerlemesi Finansal kiralama sözleşmesinden doğan borç, kiralama konusu iktisadi kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenecektir. Finansal kiralama konusu iktisadi kıymet, kullanma hakkı olarak aktife alınacak karşılığında ise kiralayana olan borç pasife kaydedilecektir. Finansal kiralama borçlarının Vergi Usul Kanunu’nun 285. maddesi kapsamında reeskonta tabi tutulması mümkün bulunmamaktadır. 319 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, finansal kiralama işleminin bir kredi işleminden farklı olmadığı belirtilmiştir.

88 KİRACININ YAPACAĞI DEĞERLEME İŞLEMLERİ
2. Kullanma Hakkının Değerlemesi Finansal kiralama işlemine konu iktisadi kıymeti kullanma hakkı, kiralama konusu iktisadi kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenecektir. Finansal kiralama konusu iktisadi kıymet, kullanma hakkı olarak aktife alınacak karşılığında ise kiralayana olan borç pasife kaydedilecektir. Kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadi kıymeti kullanma hakkı amortismana tabi tutulacaktır.

89 KİRACININ YAPACAĞI DEĞERLEME İŞLEMLERİ
2. Kullanma Hakkının Değerlemesi Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 290. maddesi hükümleri tarihinden sonra yapılacak kiralama işlemlerine uygulanmak üzere yürürlüğe gireceğinden bu tarihten önce yapılan finansal kiralama sözleşmelerindeki ödeme planına göre fatura edilen finansal kiralama bedelleri gider kaydedilmeye devam edilecektir. Öte yandan, kiralayan şirketin yurtdışında bulunması halinde kiracı tarafından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 24. maddesine göre, 93/5147 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 3’üncü maddesinin (a) bendi gereğince, %1 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

90 Teşekkürler…..


"DEĞERLEME & DÖNEM SONU İŞLEMLERİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları