Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

3. AKTİFLİK, RADYOAKTİF IŞINLARIN SAYIMI VE SAĞLIĞA ETKİSİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "3. AKTİFLİK, RADYOAKTİF IŞINLARIN SAYIMI VE SAĞLIĞA ETKİSİ"— Sunum transkripti:

1 3. AKTİFLİK, RADYOAKTİF IŞINLARIN SAYIMI VE SAĞLIĞA ETKİSİ

2 DOĞAL RADYOAKTİF ELEMENTLERİN ZARARI VAR MIDIR?
Her elementin izotoplarının yüzde oranları bellidir. Bu oran, dünyanın her yerindeki her bir parça aynı element için değişmez. Doğada bulunan bu elementlerin radyoaktif izotoplarının etrafı radyoaktif olmayan izotoplarla sarılıdır. Bu sebeple insana zarar vermezler. 238U atomları, 235U ile sarılıdır.

3 FEN VE TEKNİK BERABERİNDE, İNSANLIĞI DÜŞÜNME İLE KALP VE VİCDAN DUYARLILIĞINI DA GETİRMELİDİR
Einstein, atom çekirdeğindeki saklı nükleer enerjiyi enerji ihtiyacını karşılamada kullanmayı düşünürken, atomu bir canavara kaptırdığını ancak Hiroşima ve Nagazaki’nin yerle bir olmasından sonra anlayabilmiştir. Ağlayarak Japonyalı bilgin dostundan özür dilemiştir.

4 Bu özür çok geç kalmış ve iş işten geçtikten sonraki bir özürdür.
Nükleer enerjinin, enerji ihtiyacımızın giderilmesi, aydınlatma, ısıtma, çeşitli araçların ve fabrikaların çalıştırılması vb. yerlerde kullanılınca yararlı olacağı malumdur. Ancak nükleer enerji; sorumsuz ve acımasız düşünce sahibi bir kısım Batılı elinde akıl ve vicdanın kontrolünden çıkınca, insanlığın yararına olmamış, zararına olmuştur.

5 1945 yılında Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombası, büyük bir alanı senelerce yaşanmaz hâle getirmiştir. Japonya’da dev şehirlerin yerle bir olmasına, ’den fazla insanın ölümüne sebep olmuştur. Atom bombasının zararlı etkileri hâlâ devam etmektedir. Günümüzde de tehdit unsuru ve tedbir unsuru olarak değişik ellerde tutulmaktadır.

6 İnsanın bir görevi de; maddeye hükmetmektir, atom çekirdeğindeki nükleer enerjinin ne için var edildiğini idrak etmektir. İnsanın keşfettiği nükleer enerji; atom çekirdeğinde saklı bulunan ve var olan bir nükleer enerjidir. Çernobil faciasının; bizi nükleer enerjiden vazgeçirmek için bir tertip olduğu, kasten meydana getirildiği, suikast olması ihtimali vardır. Bu yüzden, uyanık olmalıdır.

7 Şayia, aldatmaca ve maksatlı olan nükleer kaza riski ile atom bombasından korkup, nükleer enerjiden vazgeçmemelidir. Korkulacak konu; uyuşukluk ve tembellik yapıp nükleer santral ve nükleer laboratuvar kurmamaktır. Atılan atom bombasının tahribatı ve Çernobil’deki nükleer kaza gibi nükleer enerjinin bir kısım zararları, bizi nükleer enerjiden vazgeçirmemelidir.

8 Çernobil, dışa sızandır. Duyurulmayan başka sızmalar da olmuştur.
Fayda–zarar analizi yapıldığında işin doğrusu; insanın, nükleer enerjiyi genel olarak ele alması ve ortaya çıkan olumsuz durumlardan başta kendini, sonra da atom çekirdeğinde saklı bulunan nükleer enerjiyi suiistimal edenleri kınamasıdır. Bu nedenle, bilimsel çalışmalarımızı hızlandırarak bir an önce ve zamanı gelince toryum reaktörünü kurmalıyız.

9 Bu bakımdan insan unsurunun iyi eğitilmesi gerekir.
Akıl ve düşünce prensipleri üzerine oturtulan fen ve teknik, insanlığı düşünme ile kalp ve vicdan duyarlılığını da beraberinde getirebilmelidir.

10 1 MART 1954 GÜNÜ BİKİNİ ATALÜ ÜZERİNDE PATLATILAN HİDROJEN BOMBASI
1 döteryum atomu çekirdeği ile 1 trityum atomu çekirdeği birleştirilmiştir. 1 helyum atomu çekirdeği meydana gelmiştir. Bu arada 1 nötron ve enerji açığa çıkmıştır. Birleşme için gerekli olan 15 milyon °C’lık sıcaklık 235U izotopunun fisyonundan sağlanmıştır.

11 ATOM HARBİNİN MORFİNLE ÖNLENMESİ
Morfin, atom şokundan olan ölümü önler. Amerika, Türkiye’deki alkaloit fabrikalarını senelerce bloke etmiş ve morfin stoklamıştır.

12 NÜKLEER SANTRAL ATIKLARI
Yanmış yakıt, 10 sene yüksek sıcaklık ve basınca dayanıklı havuzda muhafaza edilir. Bu suretle radyoaktivitenin % 99’u ölmüş olur. Kalan % 1’i plütonyumdur. Plütonyumun yarı ömrü yıldır. Yenilse bile zararı olmaz. Plütonyum çeşitli şekillerde değerlendirilebilir veya depolanabilir. Plütonyum atığı, tekrar yakıt olarak kullanılabiliyor; yapay elementtir.

13 SOĞUTMA SUYU NEDENİYLE NÜKLEER ENERJİYE KARŞI ÇIKMAK DOĞRU MUDUR?
Entropi kanunu öğretisi; açığa çıkan enerjiyi değerlendirmeyi, en faydalı hâlde muhafaza etmeyi ve israf etmemeyi gerekli kılmaktadır. Bu doğrudur. İtiraz edenler; su buharının, suya dönüştürülmesi esnasında kaybolan enerjiye itiraz etmektedirler.

14 Bu ise (soğutma suyu nedeniyle kaybolan enerji) ihmal edilebilir boyuttadır.
Bu nedenle, bu konuyu bahane ederek nükleer enerjiye karşı çıkmak yersizdir. Temennimiz ileride bu israfın da önüne geçilmesidir.

15 NÜKLEER SANTRALİN ÇEVREYE ZARARI YOKTUR
Evde veya iş yerinde otururken bile bir nükleer santralin çevreye yaydığı radyasyondan 460–470 misli daha fazla radyasyona maruz kalınır. Reaktörün yanı başına oturulsa dahi bu kadar radyasyon olmaz. Dünyanın her tarafında uranyum vardır.

16 Uranyum zamanla bozunup radona dönüşür veya başka bir element uranyuma dönüşür. Radon gazı her yerden geçer. Sürekli etki hâlindeyiz. Bunlar doğal ve faydalı olaylardır. Kozmik ışınlarla gelen radyasyon, nükleer reaktörle gelenden 120 kat daha fazladır. Nükleer santraller, kaza durumunda ısınınca kendi kendini kapatıp zincirleme reaksiyonu kapatacak şekilde tasarlanmıştır.

17 Soğutma suyu nedeniyle kaybolan enerji ve dünyanın ısı dengesinin bozulması abartıdır ve ihmal edilebilir boyuttadır. Nükleer kaza riski ve çevreye zarar konusu ve iddiaları ya kasıtlıdır ya da cahilliğe bağlı abartılardır. Bu konuları bahane ederek nükleer enerjiye karşı çıkmak bu nedenlerle yersizdir.

18 NÜKLEER ENERJİYE KİMLER KARŞI ÇIKIYOR?
Nükleer enerjiye karşı olanlar ya nükleer enerji sorunsalını bilmeyenlerdir ya da ajanlardır. Çoğunluğu iyi niyetli, dürüst ve idealist insanlardan oluşan bazı kişiler çevreye zarar zannıyla nükleer enerjiye karşıdırlar. Bunlar nükleer enerjiyi araştırdıklarında, cahilliklerinden karşı çıkmış olduklarını anlarlar.

19 Nükleer enerjiye karşı çıkanların içlerinde azınlık da olsa dünyayı yöneten petrol lobisinin içimizdeki ajanları ile Türkiye’nin birinci sınıf devlet olmasını istemeyen çevrelerin ajanları vardır. Nükleer enerjiye karşı çıkma işi genelde çevre koruması adı altında gerçekleştirilmektedir. Çevre koruma kuruluşlarının içlerine de az da olsa ajanlar girmiştir.

20 Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA)
İngilizcesi “International Atomic Energy Agency” olup “IAEA” kısaltmasıyla gösterilmektedir. Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılmasını ve planlanmasını sağlamak, nükleer güvenlik için gerekli standartları hazırlamak amacıyla 1957 yılında kurulmuştur.

21 2005 Nobel Barış Ödülü, Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA)’nın Mısırlı başkanı Muhammed El Baradey'e verilmiştir. Merkezi Avusturya’nın başkenti Viyana’dadır. Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet göstermektedir.

22 TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU (TAEK)
Türkiye'de nükleer ve radyasyon güvenliğinden sorumludur. 1956 yılında Ankara’da nükleer faaliyetler yapma yetkisiyle kurulmuştur. Doğrudan Başbakan’a bağlı olan bir devlet kuruluşudur. Nükleer enerjiyle ilgili araştırma, düzenleme, denetleme ve çalışma yapar.

23 Çekmece nükleer araştırma ve eğitim merkezi, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na bağlı olarak İstanbul'da Küçükçekmece gölü kıyısında kurulan nükleer araştırma merkezidir. Kısaca ÇNAEM olarak adlandırılan bu merkez 1962 yılında kurulmuştur. Çekmece’de bulunan nükleer yakıt pilot tesisi ve iki adet araştırma reaktörü günümüzde atıl durumdadır.

24 Geçmiş yıllarda Çekmece’de tıp ve endüstride kullanılmak üzere radyoaktif sentetik izotop üretilmiştir. Ayrıca uranyum yakıtı ile ilgili test mahiyetinde araştırma çalışmaları yapılmıştır. TAEK Başkanı, Okay Çakıroğlu’dur. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun geçmiş yıllardaki Başkanı Ahmet Yüksel Özemre (1935–2008) nükleer enerji konusunda dünya çapında önemli bir isimdir.

25 Profesör Doktor Ahmet Yüksel Özemre’nin “Çernobil Komplosu” adlı kitabı meşhurdur.
ABD’nin Küresel Nükleer Enerji Ortaklığı (Global Nuclear Energy Partnership – GNEP) projesi kapsamında ABD ve Türkiye beraber çalışmaktadır.

26 NÜKLEER ENERJİ POLİTİKAMIZ
Türkiye’deki uranyum ve toryum rezervlerinin uluslararası tröstlerce ele geçirilmeye çalışılabileceği unutulmamalıdır. Nükleer santral inşa etmeye talipmiş gibi gözüken yerli firmalardan bazılarının da yabancıların taşeronu olabileceği göz ardı edilmemelidir. Yakın geçmişimizde, bor madeninde bu tür durumlar yaşanmıştır.

27 Belki de bu tür ayak oyunlarından dolayı nükleer reaktör inşası gecikiyordur.
Uranyum ve toryum devlet tarafından çıkartılmalıdır ve işlenmelidir. Nükleer santralı devlet inşa etmelidir. Yerli sermayeye dayalı toryum veya uranyum santrali kurmalıyız. Nükleer santral, özel sektöre işlettirilmemelidir; devlet işletmelidir. Nükleer santral devletin işidir, özel sektörün işi değildir.

28 Devletin patron olduğu güvenilir özel sektör, kontrollü kabul edilebilir.
Uranyum ve toryum Türkiye için stratejik öneme sahiptir. Ülkemizi ilerilere götürecek kaynaklardandır.


"3. AKTİFLİK, RADYOAKTİF IŞINLARIN SAYIMI VE SAĞLIĞA ETKİSİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları