Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

CİVA, CİVA ZEHİRLEMESİ VE ANALİZ YÖNTEMLERİ Müge KUYUMCU Didem NOGOGİL.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "CİVA, CİVA ZEHİRLEMESİ VE ANALİZ YÖNTEMLERİ Müge KUYUMCU Didem NOGOGİL."— Sunum transkripti:

1 CİVA, CİVA ZEHİRLEMESİ VE ANALİZ YÖNTEMLERİ Müge KUYUMCU Didem NOGOGİL

2

3 CİVA NEDİR? KULLANIM ALANLARI NELERDİR? VÜCUTTAKİ MACERASI NASILDIR? CİVA ZEHİRLENMESİ VE ANALİZ YÖNTEMLERİ

4 CİVA NEDİR? Cıva, periyodik tablodaki sembolü "Hg" ve atom numarası ise 80 olan, kimyasal bir elementtir. "Hg" sembolü, Latince'deki hydrargyrum (sulu/sıvı gümüş) sözcüğünden gelir. Cıva için İngilizce'de ise iki sözcük kullanılır; "mercury" ve "quicksilver" (akıcı gümüş).

5 **Cıva, hava, su ve toprakta üç şekilde bulunur. Bunlar,
Elementel (Metalik) cıva, İnorganik cıva, Organik cıva bileşikleri şeklindedir.

6 Nasıl Bir Metale İlgilenmekteyiz?
Civa; -39°C'de katılaşan, 357°C'de kaynayan, Yoğunluğu 13,5 g/cm³ olan bir metaldir. Yani 1 litre cıva 13,5 kg ağırlığındadır.

7 Yüksek yoğunluğu nedeniyle,
bilardo topları gibi nesneleri hacimlerinin en fazla %20'si batacak şekilde, üstünde yüzdürebilir.

8 Zehirli ve pahalı bir elementtir.
İnhibitör olduğu için çok tehlikelidir.

9 Ağır, gümüş renkli bir geçiş metali olan cıva, oda şartlarında (25 ºC'de) ya da normal şartlar altında sıvı durumda bulunan beş elementten biridir; Diğerleri ise,metal olan ** Sezyum => **Fransiyum **Galyum **Ametal olan Bromdur =>

10 Cıva uçucu bir element olduğundan oda sıcaklığında sürekli buharlaşır.
Civa buharları mono atomik yapıda olup lipitte çözünebilir; bu yüzden organizmada 80% ile birikim olur. Buharlaştığı ortamda zehirli etki yapar. Herhangi bir yüzeye cıva döküldüğü zaman üzerine toz kükürt serpilmesi gerekir. Oluşan katı dikkatli bir şekilde ortamdan uzaklaştırılmalıdır.

11 Civa doğada özellikle elementel ve inorganik formda bulunmaktadır.
Organik civa ise biyolojik prosesler sonucu mikroorganizmalarda oluşmaktadır. Organik olarak oluşan civa (metil civa bileşiği) daha sonra çeşitli yollarla toprak veya suya geçer.

12 DOĞADAKİ CİVA KAYNAKLARI
Cıva doğada genellikle, kırmızı renkli bir cevher olan zincifre içinde cıva sülfür (HgS) olarak bulunur. Ayrıca damlalar, kimi zaman da büyük sıvı kütleleri halinde bulunduğu da olur. .

13

14 Fotoğrafta dolomit üzerinde zincifre kristali görülüyor.
Kırmızı civa sülfatı olan zincifre, civanın elde edildiği cevherdir.  Zincifre genellikle saf, tanecikli veya toprağımsı biçimde bulunur ve rengi parlak kırmızıyla kiremit rengi arasında değişir.

15 Zincifre bazen elmas parlaklığında kristaller olarak da görülür
Zincifre bazen elmas parlaklığında kristaller olarak da görülür.  İçerisindeki civa içeriğinden dolayı çok zehirli olan zincifre yüzyıllar boyunca kırmızı boya maddesi olarak kullanılmıştır.

16 En çok İtalya, İspanya, Çin, Rusya, Meksika, Türkiye gibi yanardağ etkinliğinin görülmüş olduğu ülkelerde vardır. Türkiye'de cıva en çok Ege Bölgesi'nde bulunur. Başlıca cıva yatakları Tire, Karaburun, Ödemiş, Uşak, Kastamonu ve Konya'dadır.

17 Civa Nasıl Elde Edilir? Zincifreden cıva elde etmek için,
**Cevher öncelikle hava akımında 580°C'ye kadar ısıtılır. **Buharlaşan cıva sülfür havanın oksijeniyle tepkimeye girer, kükürt dioksit ve cıva açığa çıkar. **Daha sonra buhar yoğunlaştırılarak sıvı cıva elde edilir.

18 Evrene Hangi Yollarla Karışır?
Civa yerkürede doğal olarak bulunan bir maddedir. Volkanik patlamalar esnasında civa buharı şeklinde dışarıya verilir.

19 Kömür veya katı yakıt yakarak elektrik üreten fabrikalardan gökyüzüne civa buharı salınır,
Rüzgar yolu ile atmosfere civa yayılır veya Yağmur yolu ile tekrar yerküreye ve denizlere döner.

20 **1997’de EPA’nın (çevre koruma örgütü) yaptığı bir açıklamada atmosferdeki civa için en büyük kaynak olarak katı yakıt yakan fabrikalar suçlanmıştır.

21 Civanın Başlıca Kullanım Alanları Nelerdir?
Tarım alanında tohumların korunması amacıyla antifungal (mantarlara karşı) bir ajan olarak metil civa kullanılmaktaydı. (1972 yılında Irak’ta metil civayla kontamine olmuş unla yapılan ekmekten kişi zehirlenmiş ve  459 kişi ölmüş)

22 Benzer salgınlar Pakistan, Guatemala ve Gana'dan da bildirilmiş ve bunların sonunda tüm dünyada alkil cıva bileşiklerinin tohumlarda kullanımı yasaklanmıştır.

23 1990’lı yıllarda yine antifungal özelliğinden dolayı duvar boyalarının yapısına ekleniyordu.
Fakat günümüzde boyalar içerisinde civa kullanımı birçok ülkede sınırlanmış ya da yasaklanmıştır.

24 Şu an daha çok gemilerin deniz altında kalan kısımları bu boya ile boyanarak tabanlarına midye ve istiridyelerin yapışarak toplanmaları önlenir.

25 Floresan ampul, pil, diş dolgu malzemelerinin yapımında ve bazı aşıların içinde koruyucu madde olarak kullanılmaktadır.

26 ** 1990 yılında floresan lamba yapımında çalışan, idrar civa düzeyleri ortalama 27.7mg/l olan işçiler arasında yapılan 9 yıllık bir çalışma sonucunda ; İşçilerde hafızada ve karakter özelliklerinde eksikliklerin geliştiği izlenmiştir.

27 Cıvanın nitrik asitte çözülmesi ve buna alkol katılmasıyla elde edilen cıva fülminat (Hg(CNO)2 ), top mermilerinin ateşleme kapsüllerinde kullanılır. ** Cıva buharından elektrik geçirilirse cıva ışıl özellik kazanarak morötesi ışınım yayar.

28 Morötesi ışınlar bakterileri yok ettiği için, cıva buharlı lambalar hastanelerde ve hazır yemek sanayisinde kullanılan araç gereçlerin ve yiyeceklerin sterilize edilmesinde kullanılır. Güneş ışığı olmadan bronzlaşmak için de bu tür lambalardan yararlanmaktadır.

29 Thimerasol (mercurothiolat) ,
**Aşılarda (Difteri, boğmaca, tetanoz, hepatit B ve bazı menenjit aşılarında ), **Göz damlalarında, **Kontakt lens solüsyonlarında yaygın olarak kullanılan organik bir civa bileşiğidir.

30 Dişçilikte kullanılan amalgamlar ; gümüş,kalay ve bakır alaşımının civa ile karıştırılması ile elde edilir. ** %45-50 ‘sini oluşturan civa metalleri birbirine bağlanarak dayanıklı bir dolgu malzemesi elde edilir.

31    Elementel civa ; sanayide klor gazı ve soda yapımında kullanılmaktadır. Bu da ciddi bir civa kirliliğine sebep olmaktadır. Termometre, barometre, vakum tulumbaları , aynaların sırlanması, altın ve gümüş üretiminde de yaygın olarak kullanılmaktadır.

32 TERMOMETRELER AYNALARIN SIRLANMASI BAROMETRELER

33 İnorganik civa tuzları ise;
**Antiseptik krem, **Merhem ve güneş kremlerinin içinde yer alır. İnorganik bir civa tuzu olan merkürik nitrat; keçe şapka yapımında keçenin tuzlanması aşamasında kullanılmaktadır.

34 **1860 yılında şapka yapımında çalışan işçilerde deli şapka işçisi sendromu olarak adlandırılan civanın MSS (merkezi sinir sistemi) üzerine toksik etkisine bağlı davranış bozukluklarının izlendiği bir klinik tablo tanımlanmıştır.

35 Gübrelerde, Pestisidlerde, Döşeme cilalarında, Boru yapımında, Laksatiflerde (kabızlık giderici), Deri sanayisinde, Klima filtrelerinde, Yapıştırıcılarda bulunmaktadır.

36 İnsan ve Diğer Canlılar Cıvaya Nasıl Maruz Kalırlar?
İnsan faaliyetleri sonucunda cıva; *Atmosfer, göl ve akarsu ekosistemlerinin bazı kısımlarında yoğunlaşmaktadır.

37 İnsan ve hayvanlar bu ekosistemlerde yaşayan canlılarla beslendikleri takdirde cıva zehirlenmesine maruz kalırlar. İnsanlar cıvayı; yiyeceklerden, çevresel, endüstriyel maruziyetler ve amalgam dolgulardan alırlar.

38 Hemen hemen herkes, çevreye dağılmış bulunan cıva nedeniyle, dokularında eser miktarda cıva taşır.
Çeşitli faktörlere bağlı olarak, cıvanın insan sağlığına etkisi çok şiddetli olabileceği gibi, çok sinsi ve uzun sürede ortaya çıkan bir etki şeklinde de olabilir. Bazı durumlarda ise hiçbir etkisi olmayabilir.

39 -Maruz kalma şekli (yeme, soluma, enjeksiyon, dokunma),
Cıvaya maruz kalan insanın zarar görüp görmeyeceği birçok faktöre bağlıdır: -Cıvanın Kimyasal Formu [elementel, inorganik ya da organik bileşikler ] , - Doz -Maruz kalma süresi, -Maruz kalma şekli (yeme, soluma, enjeksiyon, dokunma), -İnsanın kişisel özellikleri (yaş, sağlık).

40 ELEMENTEL (METALİK) CİVA
‘Likid gümüş’ de denilebilir. **Parlak, kokusuz, likid, gümüş renginde, özellikle termometrelerde kullanılan civa formudur. ~~Oda sıcaklığında buharlaşabilir.

41 *GİS yoluyla (mide-bağırsak sist.)
*Akciğerler yoluyla *Deri yoluyla *Plesanta ve anne sütü yoluyla  bünyeye alınmaktadır.

42 ** Doku bütünlüğü bozulmamış GİS (Gastro İntestinal Sistem)‘ten elementel civa absorbe edilemez.
Ancak toplumumuzun %33’ünde mide-bağırsak sistemi bozuklukları olduğu düşünülürse, elementel civa GİS ‘ten kolaylıkla absorbe olabilir. Civa, GİS bakterilerince bir organik civa formu olan metil civaya dönüştürülür. **Elementel civa GİS ‘te buharlaşabilir ve civa buharı şeklinde mukoz membranlardan absorbe edilebilir. (ağız ve bağırsak mukoz membranlarından)

43 **Havada bulunan elementel civa buharının %80’ini akciğerler yoluyla solunabilir ve akciğer mukoz membranlarından absorbe edilerek sistemik dolaşıma katılır. **Ayrıca amalgam dolgularında da civa elementel (Hg 0 ) şekildedir ve akciğerlerden absorbe olarak kana karışır.

44 Amalgam dolgunun insan sağlığına etkisi olmadığı yönünde görüşler olmakla birlikte, bu dolguların çok ciddi cıva zehirlenmelerine yol açtığını gösteren bulgular da vardır.

45 **Cıva içeren amalgam, dişin çürük olan bölgesinde dolgu malzemesi olarak kalmayıp vücuda yavaş yavaş yayılarak kronik cıva zehirlenmelerine neden olabilmektedir.

46 Amalgam dolgulardan açığa çıkan cıva, elementel cıva buharıdır ve solunduğunda %80 absorbe olur.
Çiğnendiği takdirde gastrointestinal sistemden de kolayca absorbe olur. Diğer olası absorbsiyon yolları ise oral mukoza ve pulpal * dokudur. * Dişin iç kısmında, bulunan ve diş dokularının beslenmesini ve korunmasında önemli görevi olan sinirler.

47 Amalgam dolgu yaptıran bazı kişilerde ;
saç dökülmesi, baş ağrıları, romatizma ve eklem iltihabı, iştahsızlık, sık gribal enfeksiyon, bayılma, ağır depresyon ve psikolojik problemler saptanmıştır.

48 Amalgam dolgu yaptıran ve bu şikayetlerle gelip tedaviye cevap vermeyen 160 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada, dolgular çıkartılmış ve hastaların şikayetlerinde bir düzelme olup olmadığını takip edilmiştir. Alınan sonuç çarpıcı olmuştur;

49 Amalgam dolguların çıkartılmasından sonraki ilk bir yıl içerisinde hastaların büyük çoğunluğu
(%83) durumlarının "çok iyi" ya da "iyi" olduğunu ifade etmişlerdir. “ Sonuç göstermektedir ki; amalgam dolgunun çıkartılması, şikayetlerin düzelmesini ve devamlı bir iyileşmeyi sağlamıştır. “

50

51 **Civa buharı deri yoluyla da vücut tarafından absorbe edilebilir;
Civaya korunmasız dokunmak ciddi zehirlenmelere yol acabilir. Buna bir örnek olarak elementel civa zehirlenmesi görülen üç kardeşin klinik kontrollerinden bahsedeceğiz;

52 Semptomları en belirgin olan 12 yaşında kız kardeş ;
titreme, kilo kaybı, terleme, güçsüzlük, iştahsızlık, ellerde soyulma ve son bir ayda yaklaşık on kilo kaybı şikayetleri ile başvurmuştu. **Son birkaç gündür kardeşlerinde de benzer şikayetler başladığı öğrenilmişti.

53 Fizik muayenesinde elleri ve ayakları terli ve pembe renkteydi
**Fizik muayenesinde elleri ve ayakları terli ve pembe renkteydi. Avuç içlerinde ve ayak tabanlarında aşırı terlemesi ve özellikle ellerinde soyulmaları mevcuttu.

54 Paslı dili ve gövdede döküntüsü vardı. Araştırmalar sonucu hastanın yaklaşık bir buçuk ay önce okul laboratuarından eve civa getirdiğini ve uzun süre kardeşleri ile birlikte ellerine alarak oynadıkları öğrenilmiş.

55 24 saatlik idrar testlerindeki civa düzeyinin normalden yüksek çıkması nedeniyle kardeşlere
DMSA ( dimerkaptosüksinik asit) tedavisi başlanmış. ** Emilen civanın tamamına yakını idrarla atıldığı için 24 saatlik idrardaki civa miktarı tanı için tercih edilmektedir.

56 Kardeşlerin üç ay sonraki kontrollerinde idrarda civa düzeyleri normal sınırlara gelirken nörolojik bulguları azalmıştır.

57 Civa vücut kompartmanlarına çok hızlı dağıldığı için kandaki yarı ömrü kısadır.
Vücuttaki yarı ömrü ise ortalama iki aydır. Bu sebeple nörolojik bulguların azalması daha uzun zamana yayılan bir süreçtir.

58 ** Bunların yanı sıra civa plesantadan da kolaylıkla geçebilir ve fetusun gelişmekte olan beyin dokusu üzerine nörotoksik etki oluşturabilir. Anne sütüne direkt geçebilir. Bu sütle beslenen yeni doğanlar da doğar doğmaz civaya maruz kalırlar.

59 Çarpıcı bir örnek ise; Türkiye'de bir bilim insanının çalışmaları sırasında ortaya çıkmış. **Suudi Arabistanlı bir işadamının 4.5 yaşındaki otistik çocuğun tedavisinde, çocuğun annesinin diş hekimi olmasından dolayı cıva zehirlenmesinden şüphelenilerek, çocuğun vücudunda ağır metal aranmış ve çok yüksek oranda cıvaya rastlanmış.

60 Çünkü çocuğun diş hekimi olan annesinin vücudunda biriken civa, gebelik döneminde ve sonrasında da sürekli olarak çocuğa aktarılmıştır.

61 Doktor, bunun üzerine psikiyatrik tedavinin yanı sıra metal detoksifikasyonu olarak bilinen vücuttan ağır metallerin, atılmasını sağlayacak metabolik tedavi uygulamayı uygun görmüştür. Daha önce hiç konuşamayan çocuğun kısa sürede su isteyebildiğini ve acıktığını söyleyebildiğini kaydedilmiştir.

62 Elementel Civa Daha Çok Nerelerde Etkilidir?
Elementel civa özellikle ; ~~beyin ~~böbrekler, ~~karaciğer, ~~immun (bağışıklık) sistem hücreleri üzerine toksik etki göstermektedir.

63 Elementel civanın toksik etkisi daha çok MSS (Merkezi Sinir Sistemi) ‘ nedir.
Bunun nedeni elementel civanın lipitde çözünebilmesi sayesinde kan-beyin bariyerini aşarak beyine ulaşması ve burada okside olarak (yükseltgenerek) 2+ değerlikli civa iyonlarına dönüşmesi ile açıklanır.

64 Elementel civa çok hızlı olarak absorbe olur.
Genelde böbreklere etki gösterir ve orda toplanır.

65 Organik Civa; Civanın karbon atomu veya karbon içeren bileşiklerle kombine şeklidir. Civanın en toksik formudur. ~~Organik civanın en sık karşılaşılan formları; metil civa ve etil civadır.

66 Metil Civa Nasıl Oluşur?
Bazı mikroorganizmalar elementel cıvayı daha toksik ve organik bir bileşik olan metil cıvaya dönüştürür. Metil cıvanın en önemli kaynaklarından biri de inorganik cıvanın mikrobiyal biyotransformasyonudur. ** Bu bileşik, çevrede en çok karşılaşılan organik cıva bileşiğidir ve yağda çözünen özellikte olduğu için besin zincirindeki organizmalarda birikir.

67 Küçük organizmalar da beslenirken metil civa bileşiğini bünyelerine alırlar.

68 ** Metil cıva, bu organizmalarla beslenen ve besin zincirinin daha üst kademelerinde yer alan organizmaların bünyelerinde daha da fazla birikir; Bu olaya biyokümülasyon denilmektedir.

69 **Mesela besin zincirinin daha üst kademesinde bulunan büyük balıklarda (köpek balığı, uskumru, tuna balığı ve kılıç balığı vb..) daha altta yer alan diğer balıklara göre çok daha fazla oranda metil cıva birikir.

70 İnsanların birinci derecede cıvaya maruz kaldıkları besin maddesi, metil cıva içeren balık etidir.
**Cıva birincil olarak balıkta ve diğer deniz ürünlerinde metil cıva iyonu (CH3Hg+) şeklinde bulunur.

71 FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi);
balıklardaki maksimum civa düzeyini 1 ppm olarak sınırlandırmıştır.

72 Organik civa içeren çöpler, 1950 yılında Minamata Körfezine (Japonya) boşaltılmış.
**Bu bileşikler ile kontamine olmuş balıklardan yiyen kişi zehirlenmiş ve 46 kişi de civa zehirlenmesinden ölmüştür.

73 **Organik civa ile kontamine olmuş balıklardan yiyen hamile kadınlardan doğan çoçukların %7’sinde nörolojik problemler ortaya çıkmış. (inkoordine hareketler,anormal refleksler, konuşma problemleri..) **Yetişkinlerde de bazı nörolojik problemler ortaya çıkmış. (görme bozuklukları, halsizlik, bulantı, işitme kaybı, depresyon, iştah kaybı, hafıza problemleri)

74 Organik cıva bileşikleri de vücuda alındıktan sonra civanın elementel formu gibi Hg2+ ye oksitlenir.
~~Bu iyonlar vücutta cıva bileşiklerini meydana getirirler.

75 **Absorbe edilen cıva, oksidasyon işlemleri sonrasında idrarla dışarı atılır.
**Ancak önemli ölçüde bir azalma sağlanabilmesi için aylar, hatta yıllar gerekebilir.

76 Organik civa formları yağda erir.
**GİS kanaldan en hızlı absorbe olan civa formudur. **Metalik civaya benzer şekilde kan-beyin bariyerini ve plasentayı kolaylıkla geçer. Metalik civada olduğu gibi organik civa buharı da deriden ve akciğerlerden absorbe edilebilir. Sadece metil civa deriden absorbe edilemez.

77 Metil civa GİS kanaldan absorbe edildikten sonra hızla kana geçer ve beyinde merkurik civaya (inorganik form) çevrilir. **Bu çevrilme oldukça yavaştır.

78 İnorganik (Merkürik) Civa
Civanın karbon içermeyen maddelerle kombine şeklidir. ~~ İnorganik civa; beyaz toz şeklinde veya kristaller halinde bulunabilir. **Civa tuzları bir çeşit inorganik civadır.(merkuriknitrat gibi ) En sık kullanılan inorganik civa, civa kloriddir (HgCl2) . HgCl2 ve Hg2Cl2 gibi civa tuzları sanayide kullanılmaktadır. HgCl2 daha toksiktir.

79 KBB’ni geçemez. İnorganik civa; İlaçlarda, Sanayide bazı maddelerin
işlenmesinde kullanılmaktadır. İntakt GİS ‘ten absorbe edilemez, KBB’ni geçemez.

80 Ancak aylık bebeklerde KBB tam olarak oluşmadığı için bu dönemde inorganik civa ; Somatik Sinir Sistemine kolaylıkla geçebilir.

81 İnorganik Civanın Vücut Üzerine Etkileri Nelerdir?
Organik ve metalik civa formları beyinde inorganik civaya çevrilerek depo edilir. Beyinde depo edilmiş inorganik civanın yarı ömrü yaklaşık 20 yıldır. Çeşitli dönemlerde depo edildiği yerlerden kana salınabilir.

82 Civa tuzları (inorganik civa) özellikle gastrointestinal sistemi etkiler ve ciddi renal hasara yol açabilirler. Civa tuzları kan beyin bariyerini kolayca geçememelerine rağmen, sürekli veya ağır etkilenim olmaksızın nörolojik hasara yol açabilirler.

83 Akut ölümcül oral civa klorür dozu yaklaşık 1 gr'dir.
% oranında civa klorur içeren periton yıkama solüsyonlarının kullanımının ciddi zehirlenme tablosu ve ölüme neden olduğu tespit edilmiştir.

84 ÇEŞİTLİ CİVA FORMLARININ ORGANİZMA ÜZERİNE ZARARLI  ETKİLERİ
Civa özellikle ; karaciğer, böbrek, immun (Bağışıklık) Sistem hücreleri, SSS (Somatik Sinir Sistemi) Periferik sinir sistemi ve Beyin üzerine toksik etkilidir.

85 *** Civa organizmada 3 şekilde zararlı etki oluşturur;
1. Civa; enzimlerin sülfidril gruplarına bağlanabilir. 2. Proteinlerin tersiyer yapıları değiştiğinde; yeni oluşan proteinler organizma için immunojen hale gelir ve B lenfosit proliferasyonuna neden olur. 3. Organik civa formları lipofilik organlarda birikir. Örneğin; beyin ve miyelin kılıflarda biriken civa nörotoksik etkilere neden olur.

86 Civa organizmaya çeşitli yollarla alındığı takdirde;
1.      Nöronlarda protein sentezini inhibe eder. 2.      Mitokondri fonksiyonlarını bozar. 3.      İyon kanallarını etkiler. 4.      Nörotransmitter salınmasını inhibe eder. 5.      Nöronları hücre membranlarındaki yapısal proteinleri tahrip eder.

87 Bu tahribatları ve olumsuz etkileri şu kimyasal etkileşimlere girerek meydana getirir;

88 --Oksidatif stres ile protein ve DNA’yı zedeleyen serbest radikal oluşumu,
--Hücre bölünmesi sırasındaki mikrotübül oluşumunun bozulması, --Hücre hareketlerinin ve kromozom hareketlerinin kontrolünün bozulması,

89 -- Kan-beyin engelinin geçirgenliğinin artması,
--DNA replikasyonu ve protein sentezinin bozulması, --Nöronal kalsiyum metabolizmasında bulunan proteinler ile interferans.

90 KBB’ni (Kulak Burun Boğaz Sistemini), Transport mekanizmalarını ve
Yani özetle Civa ; KBB’ni (Kulak Burun Boğaz Sistemini), Transport mekanizmalarını ve Nöronların tübül protein yapılarını tahrip eder. Nörotoksik etkilidir. SSS’de Ca+2 bağımlı nörotransmitterlerin salınmasını inhibe eder.

91 Civa intoksikasyonundan kısa bir süre sonra kanda , idrarda ve saçta civa düzeyi yükselir.
Ancak civa, intoksikasyondan sonra çok kısa bir süre kanda kalabilmektedir. Civa intoksikasyonundan birkaç hafta sonra kanda, idrarda ve saçta civa tespit edilemeyebilir.

92 Vücuttan hızlıca giderilmezse;
hızlıca karaciğer, böbrek, GİS ve beyindeki Sülfidril içeren enzim ve proteinlere bağlanmaktadır.

93 SSS (Somatik Sinir Sistemi) gelişimini etkileyen dozlardan çok daha az miktarlar, nörotransmitterler ile ilgili biyokimyasal anormallikler doğurmaya yeterlidir. Gelişim ile ilgili bozukluklar genellikle 5mg/kg ‘ın üstündeki dozlarda izlenir.

94 Civa Somatik Sinir Sisteminde özellikle;
Görsel korteks, Cerebellum (beyincik), Omurilik Soğanı üzerine toksik etkilidir.

95 Civa Kaynaklı Somatik Sinir Sistemi Bozuklukları
Anksiyete, Uyku  bozukluğu, Manik-depresyon, Ataksi ve Tremor, Kararsızlık, Hafıza kaybı, Oto kontrolde azalma Otizm İrritabilite, Emosyonel İnstabilite, Mental depresyon, Ellerde, ayaklarda, dudaklarda uyuşma ve kızarıklık, İnkoordinasyon, Kas güçsüzlüğü, Paralizi,

96 CİVA ZEHİRLENMESİ VE ANALİZ YÖNTEMLERİ
Endüstride yaygın olarak kullanılan civa ile zehirlenmeler, tedavi sırasında ya da kazalar sonucu gelişebilir. ***Amerikan İlaç Ve Gıda Örgütü (FDA) ve Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) tarafından günlük maksimum Hg alımı 0.03mg/gün olarak belirlenmiştir. Civa için öldürücü doz 1gr’dır.

97 Normal bireylerde kan civa düzeyi 5 mg/L’nin altındadır.
Diş hekimlerinde olduğu gibi meslek icabı sürekli olarak  orta derecede civaya maruz kalan kişilerde kan civa düzeyi 15 mg/L ‘ye kadar yükselebilir. İnorganik civa intoksikasyonunda kan civa düzeyi 200 mg/L’nin üzerindedir. Organik civa intoksikasyonunda ise kan civa düzeyi 50 mg/L’nin üzerindedir. Saçta ölçülen civa düzeyi 50 ppm aştığında insanda sinir hasarları başlayabilir.

98 CİVA ZEHİRLENMESİNDE OLUŞABİLECEK BELİRTİLER:
Sindirim yolu ile alınmışsa ; Mide ve karın ağrısı , Kusma ve kanlı ishal vardır. Solunum yolu ile alınmışsa , Ağızda metalik tat , İrritasyon(tahriş), Ağızda yaralar görülebilir. **GİS bütünlüğü bozulur. Baş ağrısı , ataksi, konvülsiyon gelişir.

99 Daha önce belirttiğimiz gibi civa zehirlenmelerinde;
-Doz ve maruz kalma süresi en önemli etkendir. Öyle ki aynı dozlarda alınmasına rağmen akut ve kronik zehirlenmelerde oluşan belirtiler farklılık göstermektedir;

100 AKUT ZEHİRLENMEDE: Ağız iltihabı, Metalik tat, Pis ağız kokusu,
Kolayca kanayan diş etleri, Dişlerin sallanması, Hipersalivasyon, Uykusuzluk, Solukluk, bitkinlik, Sempatik aktivitede artma, Kas ağrısı, Albüminüri , İshal ve Deride döküntüler BAŞLICA BELİRTİLERİDİR.

101 KRONİK ZEHİRLENMEDE: İlerleyici sinir bozuklukları , Halsizlik ,
Ellerde,kollarda,başta,dilde tremorlar, Konuşmada tutukluk , Kekemelik görülebilir.

102 Zehirlenmeden uzun yıllar sonra SSS bulguları ortaya çıkabilir.
Bunun nedeni dokulara bağlı formda bulunan depo formundaki civanın yavaş yavaş kana salınmasıdır. SSS’de depo edilen civa, kana en son salınmaktadır.

103 İnsan vücudunda bulunan  civa düzeyleri;
=> Kan, => İdrar => Saç örneklerinde ölçülebilir.

104 Geçmiş yıllarda civa ölçümü için çok çeşitli metodlar kullanılmıştır.
Atomik absorbsiyon spektofotometrisi, Emisyon spektrometrisi, Kütle spektrometrisi, Potansiyometri, Voltametri, Gaz veya sıvı kromotografi v.b.

105 Ancak günümüzde çok daha gelişmiş bazı yöntemler ön plandadır;
~~Soğuk Buhar Absorbsiyon Spektrofotometrisi ~~Spektroflorometrik Analiz ~~ICP-MS (İndüktif Olarak Eşleşmiş Plazma-Kütle Spektrometresi)

106 SOĞUK BUHAR ATOMİK ABSORBSİYON SPEKTROSKOPİSİ
Ölçüm için kan plazmasından veya 24 saatlik idrardan yararlanılabilir. Bu metod ile civa ölçümü yapılırken ; ** Spesmen (Örnek) güçlü bir oksidan ajanla muamele edilir. ** Bunun için kristalize potasyum sülfat kullanılabilir. Bu işlem sonunda tüm civa formları Hg+2 formuna döner.

107 **Daha sonra güçlü redüktan (indirgen) bir reaktifle spesmen muamele edilerek Hg+2 formundaki tüm civa molekülleri Hg0 ‘ye dönüştürülür. **Redüktan ajan olarak %20’lik hidroklorik asit solüsyonu ile hazırlanmış %25’lik klorid kullanılabilir. --İnorganik civa ölçülürken oksidan ajanla muamele etmeye gerek yoktur. * Son olarak spesmen argon gazından geçirilir ve 254 nm’de ölçüm yapılır.

108 SPEKTROFLOROMETRİK ÖLÇÜM
Hg+2 nin müreksid ile kompleks oluşturması sebebiyle müreksidin floresans şiddetinde azalma meydana gelir. Bu azalmadaki miktardan yararlanarak; ~sentetik karışımlarda, ~farmasötik preparatlarda ve ~kirli su örneklerinde civa ölçümü yapılabilir.

109 Müreksid dışında ; merkaptopurin
Müreksid dışında ; merkaptopurin* veya rhomdamine –B de kompleks oluşturmak için kullanılabilir. Ancak bu metodların duyarlılığı müreksidden daha düşüktür. **Merkaptopürin; belirli kanser türleri ve lösemi (kan kanseri) tedavisinde kullanılan bir ilaçtır.

110 ICP-MS (İNDÜKTİF OLARAK EŞLEŞTİRİLMİŞ PLAZMA-KÜTLE SPEKTROMETRİSİ)
İndüktif eşleşmiş plazma-kütle spektrometrisi; **Örneklerin yüksek sıcaklıktaki bir plazmaya, genellikle argon gönderilerek moleküler bağların kırıldığı ve atomların iyonlaştırıldığı bir analitik tekniktir.

111 İyonlar örnekleme ve ikinci aşama süzme (skimmer) konileri ara yüzeyinden geçerek vakuma alınır.
~~Burada birleştirilmiş mercek sistemi,iyonları kütle spektrometresine odaklar.

112 Kütle Spektrometresine odaklanan iyonlar, kütlelerine ayrılıp taramalı elektron çoğaltıcısı ile analizlenir. **Örnek, genel olarak bir solüsyon halinde ve sisleştirici aracılığıyla cihaza gönderilir. ICP-MS çok hızlı bir şekilde farklı kütleleri ölçebildiği için, çoklu element ölçüm cihazı olarak düşünülebilir.

113 Başta metalik elementler olmak üzere periyodik tablodaki elementlerin büyük çoğunluğunun nicel ve yarı-nitel tayinlerinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. ICP-MS’in çalışma aralığı diğer yöntemlere oranla oldukça geniştir.

114 Birçok element için pg-mg/L arasında kalibrasyon grafikleri çizilebilmektedir ve bu farklı derişime sahip birçok elementin aynı anda analizine olanak sağlamaktadır.

115

116 Kan,idrar ve saç civa düzeyleri vücuttaki civa düzeyi hakkında kesin  bilgi vermez.
Karaciğer, böbrek ve GİS ‘de varolan civanın miktarını direkt ve net bir şekilde göstermek için  tek yol organ biyopsisidir. Ancak bu yol pek tercih edilmemektedir.

117 Civa ile temas kesilmelidir.
CİVA İNTOKSİKASYONUNUN TEDAVİSİ Civa ile temas kesilmelidir. Dental amalgamlar çıkarılmalı, kontamine yiyecekler, deniz ürünleri yenmemelidir. Dokulara gevşek bağlanan civa vücuttan uzaklaştırılmalıdır. Daha sonra dokulara sıkı bağlanan civa uzaklaştırılmalıdır.

118 Civanın zararlı etkilerini engellemek için uygun nütrisyonel (beslenme ile ilgili) destek sağlanmalıdır. Örneğin: antioksidan tedavi verilebilir.

119 Uygun laboratuvar testleri ile tedaviye yanıt değerlendirilmelidir
Uygun laboratuvar testleri ile tedaviye yanıt değerlendirilmelidir. Bu testlerde bir bozulma olduğunda şelasyon tedavisine ara verilmelidir. Sonuçlar normale döndüğünde tedaviye devam edilebilir.

120 DMPS (2,3 dimerkaptopropan sülfat) =>
Civa intoksikasyonunda kullanılan şelatörlerin; Dokularda depo edilen veya kandaki serbest iyonik Hg+2’yi bağlayabilmeleri için  karşılıklı iki sülfidril grubu içermeleri gerekir. Bu amaçla kullanılan şelatörler: DMPS (2,3 dimerkaptopropan sülfat) => DMSA (mezo,2,3 dimerkaptosüksinik asit) MSM (metilsulfonilmetan) =>

121 Lipoik asit BAL-dimerkaprol (tavsiyeedilmemektedir. ) NAC (N-asetil sistein) => Hyaluronik asit Vitamin C =>

122 Bir Tartışma Konusu; Otistik çocukların ilk kesilen bebeklik saçlarında azalmış  civa düzeyleri tespit edildi. USA ‘de yapılan bu çalışmaya, otizm tanısı konulmuş 94 otistik coçuk katıldı. Otistik çocukların saç civa düzeylerinin aritmetik ortalaması 0.47 ppm, Kontrol grubundaki coçukların saç civa düzeylerinin aritmetik ortalaması  3.63 ppm olarak tesbit edildi.

123 Otistik çocukların anneleri, dental amalgam uygulamalarından dolayı kontrol grubundaki çocukların annelerinden daha fazla civaya maruz kalmışlardı.

124 “Erken dönemlerde civaya maruz kalma otizm riskini arttırabilmektedir

125 KULLANILAN KAYNAKLAR


"CİVA, CİVA ZEHİRLEMESİ VE ANALİZ YÖNTEMLERİ Müge KUYUMCU Didem NOGOGİL." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları