Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ERGOJENİK YARDIM Stj.Dyt.Ayşe Pınar ÖNÜR.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ERGOJENİK YARDIM Stj.Dyt.Ayşe Pınar ÖNÜR."— Sunum transkripti:

1 ERGOJENİK YARDIM Stj.Dyt.Ayşe Pınar ÖNÜR

2 Sporcuların performansını etkileyen temel faktörlerin başında genetik yapı, uygun antrenman ve beslenme gelmektedir. Beslenme, sporcuların bilgi sahibi oldukları taktirde kontrol altında tutabilecekleri ve performanslarını etkileyen en önemli etkenlerden sayılmaktadır. TC.Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü/Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü.Sporcu Beslenmesi,ANKARA,2008.

3 Sporcuların en önemli amaçlarından biri;müsabaka kazanmaktır
Sporcuların en önemli amaçlarından biri;müsabaka kazanmaktır.Bu amaca ulaşmak için en uygun yol;optimal fizyolojik,psikolojik ve biyomekanik yönde destekleyen antrenman programları uygulamaktır. Sporcuların çoğu performanslarını üst düzeye çıkarabilmek için,antrenmanın önemine inanmakla birlikte,kazanma sınırını aşmak için farklı arayışlar içine girmektedir.

4 Kazanmakla kaybetmek arasında saliseler, milimetreler, gramlar önemli oldukça, performansı arttıracak yöntemlerin ya da maddelerin kullanımı da önem kazanmaktadır.

5 Ergojenik yardım Yunanca ergon = iş genon = üretmek
anlamına gelen iki kelimeden türetilmiştir. Yücesir İ, Güner R, Atasü T. Dopingle Mücadele ve Futbolda Performans Arttırma Yöntemleri.Ajansmat Matbaacılık,Ankara,2011.

6 Ergojenik yardım veya ergojenikler;
Performansı geliştiren, normal antrenmanın etkisi üzerinde performansı arttırmak için kullanılan öğeler, tedaviler ve stratejilerdir. Ersoy G. Egzersiz ve Spor Performansı için Beslenme, 1.Baskı, Betik kitap yayıncılık, Ankara, 2010;

7 Ergojenik yardımcılar
Fizyolojik Beslenme kaynaklı Farmakolojik Psikolojik Mekanik

8 Fizyolojik ergojenikler: Egzersiz süresince enerji oluşumu için gerekli metabolik işlevlerin artırılarak, fiziksel gücün artırılmasını amaçlamaktadır. Örneğin:Anabolik androjenik steroidler ve kreatin monohidrat kuvvet ve gücü arttıran öğeler olarak kullanılmaktadır.

9 Psikolojik ergojenikler: Müsabaka öncesi ve sırası psikolojik işlevleri etkileyecek mental gücü artırmayı amaçlamaktadır. Örneğin:Hipnoz ve mental imaj yöntemleri ile spor dalına göre gevşeme ve uyarana karşı dayanıklılık saptanarak psikolojik yardım sağlanmaktadır.

10 Mekanik ergojenikler: Enerjinin etkin kullanımını sağlamaktadır
Mekanik ergojenikler: Enerjinin etkin kullanımını sağlamaktadır. Örneğin:Rüzgarın etkisini azaltan kayak giysileri,kayak ve paten gibi sporlarda hızı artırmaya yardımcıdır. Koşucuların ayak yapılarına uygun ve daha hafif ayakkabı giymeleri sayesinde koşu sırasındaki sportif performansları olumlu yönde etkilenmektedir.

11 Psikolojik ve mekanik ergojeniklerin çoğu legal olarak pek çok spor dalında kullanılmaktadır.
Fakat fizyolojik ergojeniklerin bir kısmı örneğin;ilaçlar ve bazı yöntemler (örnek;kan dopingi) etik olmayan müsabaka koşulları yaratması nedeniyle yasaklanmıştır. Ayrıca bu uygulamalar ciddi sağlık sorunlarına da neden olabilmektedir.

12 Örneğin Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) tarafından yasaklanmış olan ancak internet üzerinden kolaylıkla ulaşılabilen DNP(dinitrofenol); Vücut ısısını arttırarak yağ yakmayı sağlayan bir madde olarak, kilo vermek isteyen kadınların ve profesyonel sporcuların kullanılabileceği iddiasını taşımaktadır.

13 2001'den 2010'a kadar, DNP ye maruz kalma ile ilgili toplam 12 ölüm olmuştur.
Grundlingh G,Dargan PI,El-Zanfaly M, Wood DM. 2,4-Dinitrophenol (DNP): A Weight Loss Agent with Significant Acute Toxicity and Risk of Death. J Med Toxicol. 2011 September; 7(3): 205–212.

14  Bu ölümlerin sebebi, vücut geliştiricilerin kaza sonucu toksisite ve yanlışlıkla mesleki maruziyet veya kasıtlı doz aşımı olarak bildirilmiştir. Özellikle vücut geliştiriciler tarafından, internet üzerinden doğrudan pazarlanan DNP’nin satın alımının artan durumu, bildirilen ölümlerin nedenini yansıtabilir.

15 DNP alımı ile görülen toksisitenin sonuçları; hipertermi, taşikardi, terleme, kardiyovasküler çöküş / kalp durması ve ölümdür.

16 Bu araştırmaya son zamanlarda verilebilecek en iyi örnek milli sporcu Şahin İrencin’in yüksek miktarda (normalde 12 saatte 1 tane alınması gerekirken 8-9 tablet almış) DNP alıp iç organlarının iflas etmesiyle ’te hayatını kaybetmesidir.

17 Fizyolojik Ergojenik Yardım
Egzersiz stresi organizmayı uyuma zorlayarak akut ve kronik değişiklikler yaratır. Fizyolojik yardımcılar bu stresin tolore edilmesini ve kronik uyumla organizmada gerçekleşen değişiklikleri kolaylaştıran madde ve uygulamalardır. Çeşitli herbal ilaçlar, kafein, kreatin, karnitin vb.

18 Başlıca iki grupta toplanabilirler; diyet destekleri
Besinsel yardımcılar Başlıca iki grupta toplanabilirler; a diyet destekleri b besinsel ergojenik yardımcılar

19 Ergojenik yardım ve besin destekleri doğal ve günlük beslenme ile alınan besin öğelerinin sıvı, toz, tablet formlarında hazırlanmış biçimleridir.

20 Diyet destekleri antrenman, müsabaka ve seyahatler gibi günlük beslenme düzeni ve gereksinimlerini zorlayan faktörlerin olumsuz etkilerini nötralize etmek amacı ile kullanılan ürünlerdir ve performansa katkı beklentisinden ziyade sporcunun gereksinimlerini karşılama amacı ile kullanılırlar. Ergojenik yardımcılar ise performansı arttırma amacı ile kullanılan maddelerdir.

21 Karbonhidratlar, proteinler, aminoasitler, bitkisel kaynaklı ürünler, kreatin, kafein ve vitaminler gibi besinsel içerikli maddeler besinsel ergojenik yardımcılar grubunda yer alırlar.

22 Bu maddeler başlıca: kas kasılması için gerekli yakıt kaynağını geliştirmek dayanıklılığı geliştirmek kas kitlesini ve kas gücünü arttırmak yağ kitlesini azaltmak egzersiz sırasında oluşacak yorgunluğu geciktirmek egzersiz sırasında oluşan laktik asit gibi maddelerin zararlı etkilerini önlemek gibi amaçlarla kullanılırlar.

23 Performansı yapay olarak ve kural dışı bir şekilde artırmak amacıyla organizmaya yabancı bir ajanın verilmesi veya fizyolojik maddelerin anormal miktarlarda bir şahsa yarışma esnasında veya yarışma dışında uygulanması doping olarak kabul edilir.

24 Ergojenik yardım ürünleri performans artışına neden olabilir ancak, doğru ürüne, doğru zamana ve doğru miktara karar verilmeli ve bu konuda profesyonel yardım alınmalıdır.

25 Farmakolojik yardımcılar
İlaç olan maddeler olarak tanımlanabilecek bu yardımcıların içinde hastalıkların tedavisinde kullanılan farmakolojik maddeler, bir kısım fizyolojik yardım maddeleri ve besinsel yardımcıların bir kısmı sayılabilir. Ancak kavram olarak farmakolojik yardımla kastedilen biraz daha daraltılmış ve sıklıkla bir patolojinin tedavisi için kullanılması gereken maddelerin sporcular tarafından performans arttırma amacı ile kullanılmasıdır.

26 Hastalık halleri dışında kullanımları ile sağlıklı kişilerde performansı optimal düzey üzerine çıkarma olasılıkları, doping maddelerinin kullanımını gizleyebilecekleri veya gereksiz yere kullananların sağlıklarını tehdit edebileceğinden, Dünya Anti-doping Ajansı tarafından yasaklanan ilaçlar bu grupta yer alır.

27 Dünya Anti-Doping Ajansı’nın 2013 yılı için yayınladığı yasaklı maddeler listesinde;

28 Anabolik ajanlar (anabolik androjenik steroid)
Peptid hormonlar,büyüme faktörleri ve ilişkili maddeler (Epo, Igf-1 vb.) Uyarıcılar (amfetamin,katin,vb.) Narkotik analjezikler(morfin vb.) Beta 2 agonistler Anti-östrojenik aktivite ajanları Diüretikler ve maskeleyici ajanlar Kannabinoidler (marijuana,esrar vb.) Glukokortikoidler Alkol Beta blokerler olmak üzere 11 ana grup bulunmaktadır. The World Anti-Doping Agent ,The 2013 Prohibited List International Standard,10 September 2012

29 Bu yasaklı maddelerden anabolik androjenik steroidler, özellikle protein sentezinin stimülasyonunda anabolik etkiler oluşturmak ve performans arttırmak için kullanılmaktadırlar. Testosteron, AAS’lerin kimyasal bir türevidir. Testosteron ve türevlerinin birincil derecede anabolik etkisi, daha büyük kas kitlesi ve dayanıklılık etkisi sağlamaktır. Androjenlerin beyin üzerinde aşırı zindelik ve agresiflikle sonuçlanan teşvik edici etkisi, bu ilaçların her seviyedeki sporcular tarafından kullanımına yol açmıştır.

30 Günümüzde 100’den fazla AAS ilaç geliştirilmiştir.
AAS ilaçlar ABD’de reçete ile satılırken, bazı ülkelerde kontrolsüz ve yasa dışı olarak satılmaktadırlar. Türkiye’de ise eczanelerde reçetesiz olarak da satılmakta ve bu ilaçların tanıtım bilgilerinde kötüye kullanımı ile ilgili uyarıcı bilgiler yer almamaktadır.

31 Anabolik-androjenik steroidlerin yan etkileri
kardiyovasküler sistemde yükselmiş kan basıncı, azalmış HDL, aritmi hepatik sistemde hepatotoksisite (Yükselmiş karaciğer fonksiyon testleri),sarılık, neoplazi

32 Üreme-endokrin sistemde fertilizasyonda bozulma, LH ve FSH’de azalma, spermatogenezin bozulması, prostat hipertrofisi, özellikle kadınlarda hirsutizm, sesin kabalaşması, menstrual düzensizlik Davranışsal etki olarak ruhsal değişiklikler, saldırganlık, depresyon, içe kapanma ve bağımlılıktır.

33 ABD'de Genç Erkeklerde Anabolik Androjenik Steroid Kullanımı ve Şiddet Davranışlarına Katılımın Ulusal Temsilci Örneği 15. Beaver KM, Vaughn MG, Lisi MD, Wright JP. Anabolic-Androgenic Steroid Use and Involvement in Violent Behavior in a Nationally Representative Sample of Young Adult Males in the United States. Am J Public Health. 2008 December; 98(12): 2185–2187.

34 Ulusal temsilci örneğine 1994 yılında okuyan 7 den 12
Ulusal temsilci örneğine 1994 yılında okuyan 7 den 12. Sınıfa kadar olan Amerikalı öğrenciler alınmıştır. Veriler den fazla katılımcıdan toplanmıştır. Anabolik-androjenik steroid kullanımı 2 şekilde ölçülmüştür.  

35 İlk olarak, katılımcıların bugüne kadar ömürleri boyunca anabolik-androjenik steroidleri kullanıp kullanmadıkları sorulmuştur (hayır=0; evet=1).  İkinci olarak, katılımcıların geçen 12 ay boyunca anabolik-androjenik steroidleri veya diğer performans arttırıcı ilaçları kullanıp kullanmadıkları sorulmuştur (hayır=0; evet=1).

36 Genel olarak, erkeklerin % 2,6 sı hayatları boyunca en az bir kez anabolik-androjenik steroidleri kullanmış ve %2,3 ü önceki yıl anabolik-androjenik steroidleri kullanmıştır.  Yaygınlık oranları kadınlarda (yaşam boyu kullanım için% 0.9 ve önceki yıla ait %0.4) çok daha düşük olduğu için analizler sadece erkeklerle sınırlandırılmıştır.

37 En az bir kez kendi hayatında anabolik- androjenik steroidleri kullanan erkeklerin şiddet davranışlarının anabolik-androjenik steroidleri asla kullanmayan erkeklerden daha fazla olduğu rapor edilmiştir. Bir önceki yıl anabolik-androjenik steroid kullanan erkekler ile hiç kullanmayanlar karşılaştırıldığında da kullanan grupta şiddetin anlamlı olarak daha fazla olduğu rapor edilmiştir.

38 Ergojenik Yardım Konusunda Kişilerin Bilgi Düzeyleri

39 Türkiye’de Doping, sporcuların doping bilgi düzeylerinin ölçülmesi
(Hentbol Örneği)

40 Bu çalışma, 2007–2008 döneminde Hentbol Süper Liginde mücadele eden 24 adet takımdan (12 Bay- 12 Bayan) 336 sporcu arasından tesadüfî yöntemle seçilmiş 148 sporcudan oluşturulmuştur. Sporcuların kişisel bilgilerinin dağılımı incelendiğinde;

41 FAKTÖR DEĞİŞKEN f % Cinsiyet Bayan Erkek Toplam Yaş 20– 30 ve üzeri Toplam Eğitim Durumu İlköğretim Lise Üniversite Lisans Üstü Üniversite Mezuniyet Durumu BESYO Eğitim Fakültesi Sosyal Bilimler Fen Bilimleri Toplam

42 Araştırma grubunda doping kullanımının; tıbbi, psikolojik ve sosyal yönlerinin kamuoyunun bilgilendirilmesindeki önemine ilişkin görüşleri incelendiğinde:

43 %47.3 ünün  “medya/yazılı ve görsel basın”
%37.2 sinin “antrenör/eğitmen” %8.1 inin “arkadaş” %5.4 ünün “aile” cevaplarıyla doping sözcüğünü ilk olarak nerede duydukları tespit edilmiştir.

44 Ayrıca sporcuların performans arttırıcı ilaç (doping) hakkında bilgilerine ilişkin dağılıma bakıldığında: %4.1 inin kısmen %27 sinin evet %18.9 unun hayır yönünde görüş bildirdikleri görülmektedir.

45 Sporda ilaç kullanımının başarıyı/performansı olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyor musunuz? sorusuna %46.6 sının “kısmen” %24.3 ünün “evet” cevabını verdikleri Sporda ilaç kullanımının başarıyı/performansı olumlu yönde etkileyeceğini düşündüğünüz ilaçların neler olduğunu belirtiniz sorusuna, %52,7 sinin “vitaminler “ %3,4’ünün ise “doping ilaçları” cevabını verdikleri tespit edilmiştir

46 Çevrenizdeki takımlardan sporcu, antrenör ve idarecilerden doping uyguladığını bildiğiniz var mı? sorusuna, %81.8 oranında “hayır” yanıtı verirken %18.2 oranında doping kullanıldığını söyleyen sporcuların bulunduğu görülmektedir.

47 Bu araştırmanın sonucunda,
Sporcuların önemli bir kısmının doping hakkında az bilgi sahibi oldukları görülmüştür. Bu durumun da zaman zaman olumsuz etkilerinin yaşanabileceği düşünülebilir. Ayrıca bazı sporcuların da doping kullandıkları tespit edilmiştir.

48 Sporcuların “doping” sözcüğünü ilk olarak nerde duyduklarına ilişkin orana bakıldığında, medya/yazılı ve görsel basına doping konusunda sporcuların bilgilendirilmesinde önemli rol düştüğünü göstermektedir. Sporcu doping konusunda bilgilendirilmeli ve bu bilinçle, bu tür ilaçların zararlarını öğrenerek kendini ondan uzak tutmalıdır.

49 GAZİ ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN ERGOJENİK YARDIMCILAR, DOPİNG VE SAĞLIK HAKKINDAKİ BİLGİ VE ALIŞKANLIKLARININ BELİRLENMESİ Çetin E, Dölek B, Orhan Ö. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Öğrencilerinin Ergojenik Yardımcılar, Doping ve Sağlık Hakkındaki Bilgi ve Alışkanlıklarının Belirlenmesi. Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi,2008, Cilt: VI, Sayı: 3

50 Çalışmanın örneklemini, Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencileri oluşturmaktadır. Öğrencilere 16 sorudan oluşan bir anket uygulanmıştır. Anketleri, yaşları aralığında olan ve 126’sı bayan, 174’ü erkek olmak üzere toplam 300 öğrenci yanıtlamıştır.

51 İlaç kullanan sporcu öğrencilerin,
%56.8’i antrenör, %31.8’i doktor, %4.5’i arkadaşlarından etkilendiklerini, %6.8’inin ise  kendi kendine ilaç kullandıklarını belirtmişlerdir. İlaç kullanımı sonrası sporcuların % 95,4’ü performanslarının olumlu, ancak %4,5’inin ise olumsuz etkilendiğini belirtmişlerdir.

52 Araştırmaya katılan öğrenciler “ilaç kullanımı hakkındaki bilgi düzeyiniz” sorusuna %95,4’nün ilaçlar konusunda bilgi sahibi, %4,5’i ise bilgi sahibi olmadığı şeklinde yanıt verdikleri görülmüştür. Ancak kullandıkları ilaç ya da ergojenik yardımcılar incelendiğinde yüksek performans için oldukça önemli olan karbonhidrat, kafein ve minareler gibi maddelerin hiç kullanılmadığı görülmüştür.

53 Kullanılan maddeler konusunda kimden yardım alındığı sorusuna ise öğrencilerin, %56,8’lik oranla “antrenörler” yanıtı oldukça büyük bir pay oluşturmaktadır ve düşündürücüdür..

54 Araştırmanın sonucunda öğrencilerin %85,3’ünün herhangi bir ergojenik yardım ve ilaç kullanmadığı, kullananların ise aktif olarak üst düzey spor yapan öğrenciler olduğu tespit edilmiştir. Sporcuların branşları ile ilaç kullanımları arasında ise farklılık olmadığı, kullanılan maddeler dikkate alındığında oldukça düşük oranda bile olsa yasaklı madde kullanıldığı tespit edilmiştir.

55 Çalışmada en yüksek öğrenci potansiyellerinden birine sahip Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin, Ergojenik yardım ve doping bilgi düzeylerinin oldukça yetersiz ve ergojenik yardımcı kullanım oranlarının ise son derece düşük olduğu tespit edilmiştir.

56 FARKLI FERDİ BRANŞLARDAKİ ÜST DÜZEY TÜRK SPORCULARIN ERGOJENİK YARDIMCILARA YÖNELİK BİLGİ VE YARARLANMA DÜZEYLERİ Şenel Ö, Güler D, Kaya İ, Ersoy A, Kürkçü R.Farklı Ferdi Branşlardaki Üst Düzey Türk Sporcuların Ergojenik Yardımcılara Yönelik Bilgi ve Yararlanma Düzeyleri. Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi 2004, Cilt: II, Sayı: 2

57 Araştırmaya atletizm jimnastik güreş halter, badminton branşlarında faaliyet gösteren 75 erkek ve 45 bayan olmak üzere toplam 120 sporcu gönüllü olarak katılmıştır.

58 Araştırma grubundan % 67,5'i ergojenik yardımcılarla ilgili bilgi aldıklarını belirtirken, % 32,5'i ise almadıklarını belirtmişlerdir. Anket grubundan % 42,5'i ergojenik yardımcılarla ilgili bilgi kaynağı olarak antrenörlerini söylemişlerdir.

59 Sporcuların % 27,5'i ergojenik yardımcılarla ilgili yeterli bilgiye sahip oldukları,
% 72,5'inin ise olmadıkları inancını taşıdıklarını belirtmişlerdir Araştırma Grubundan % 34.2'i müsabakaya çıkmadan önce antrenörleri veya bir başkası tarafından hipnoz ya da motivasyon telkinleri aldıklarını belirtmişlerdir.

60 Araştırmaya katılan sporcuların % 8,3'ü kısa sürede sportif başarıya ulaştıracak olmasına rağmen yasal olmayan maddeleri kullanabileceklerini belirtmişlerdir. Sporcuların % 55,0'i ergojenik yardımcıları kullandıklarını belirtirken %45’i ise kullanmadıklarını belirtmişlerdir.

61 Araştırmaya katılan sporcuların çoğunluğunun üniversite eğitimine sahip (% 83,3), milli düzeyde sporcu olmasına karşın (%84,2), küçümsenmeyecek sayıda sporcu (% 72,5) ergojenik yardımcılar hakkında yeterli bilgiye sahip olamadıkları inancını taşımaktadırlar. Ancak sporcuların önemli bir bölümünün psikolojik (% 79,2), besin ve fizyolojik gibi ergojenik yardımcılardan (% 55) faydalandıkları belirlemiştir.

62 Yapılan bu çalışmalara bakıldığında ergojenik yardım ve doping konusunda sporcuların yanı sıra özellikle antrenörlerin ve kulüp yöneticilerinin eğitimine daha fazla önem verilmeli Sporcular daha sık aralıklarda doping kontrolüne tabi tutulmalı Doping maddelerini satanlar veya kullandıranlara ilişkin daha sert yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

63 Bazı Besinsel Ergojenik Yardımcılar, Kullanım Amaçları, Etkileri

64 KAFEİN

65 Kafein cay, kahve, çikolata, kolalı içecekler ve ilaçlarda değişik oranlarda bulunur.
Kafein ağızdan alındıktan sonra kana geçişi çok hızlıdır ve emilim hızı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ağızdan alınan kafeinin tamamı emilir, kanda seviyesi 15 dakika içinde artmaya başlar ve dakika içinde en yüksek düzeye ulaşır.

66 Kafein vücutta merkezi sinir sistemini uyarır
uyku süresi ve uyku derinliğini azaltır iskelet ve kalp kası kasılmasını arttırır kalp atım hızı, atım hacmi ve dinlenim kan basıncını arttırır metabolik hızı, vücut yağlarının serbestleşmesi ve kullanımını, idrar oluşum miktarını arttırır.

67 Kafeinin merkezi sinir sistemini uyarıcı, yağ metabolizmasını ve kas kasılmasını arttırıcı etkisi nedeniyle ergojenik yardımcı olduğu düşüncesi birçok spor dalında sporcular tarafından yoğun şekilde kullanılmasına neden olmuştur.

68 Kafein kullanımının sporcuların metabolizması üzerine etkilerini saptamak amacıyla yapılan araştırmalardan “Sporcularda Farklı Dozlarda Kafein Kullanımının Metabolizma Üzerine Etkileri” çalışmasında; Erdoğan O, Erhan SE, Şen İ, Eroğlu H. Sporcularda Farklı Dozlarda Kafein Kullanımının Metabolizma Üzerine Etkileri. Atabesbd,2009; 11 (4) : 21-28

69 Araştırma grubu: olmak üzere
8 tanesi Erzurum DSİ Spor Kulübü Basketbol takımından 8 tanesi Erzurum Tıp Fakültesi Basketbol takımından 8 tanesi Erzurum Büyükşehir Belediyesi Güreş takımından 8 tanesi de Erzurum Gençlik Spor Kulübü Atletizm (orta mesafe koşucuları) takımından

70 Yaş aralığı 18- 25 yaş arasında olan 32 sporcudan oluşturulmuştur.
Kafeinin egzersizde yapmış olduğu etkileri araştırılırken, egzersiz olarak “20 m. Mekik Testi” kullanılmıştır. Sporculara verilen kafein miktarları iki şekilde olmuştur; 16 sporcuya düşük doz (4 mg/kg) 16 sporcuya orta doz (6 mg/kg) kafein verilmiştir.

71

72 Kafeinin nabız üzerine etkileri düşünüldüğünde ikinci grubun kalp atım sayısı daha yüksek çıkmıştır fakat bu sonuçlar istatistiksel olarak bir anlam ifade etmemiştir. Orta dozda kafein verilen grubun kan oksijen saturasyonunda bir düşüş görülmüş fakat istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır.

73 Yapılan sonuç değerlendirmesinde plazma laktat seviyesinde dozajın artması ile beraber bir artış gözlenmiştir. Kafeinin lipit oksidasyonuna etkisi göz önüne alındığında 32 sporcu üzerinde yapılan genel değerlendirmede laktat miktarında bir düşüş gözlenmiştir. Fakat verilen kafein miktarının düşük dozdan orta doza çıkışı ile plazma laktat seviyesi biraz daha yükselmiştir.

74 Farklı dozda kafein kullanımının glukoz üzerine yapmış olduğu etki orta doz verilen grubun kan glukoz seviyesinin, düşük doz verilen gruptan daha düşük çıktığı şeklindedir. Farklı dozda kafein kullanımının hemoglobin üzerine yapmış olduğu etki orta doz verilen grubun hemoglobin seviyesi, düşük doz verilen gruptan daha yüksek çıktığı şeklindedir.

75 Başka bir çalışmada rekabetçi kürekçilerin kısa vadeli dayanıklılık performansı üzerindeki kafein alımı etkisini araştırmak için yapılan “Kafein Alımından Sonra 2000m Kürek Çekme Performansı Geliştirme” araştırmasında; Bruce CR, Anderson ME, Fraser SF, Stepto NK, Kleın R,Hopkıns WG, Hawley JA. Enhancement of 2000-m rowing performance after caffeine ingestion. Med. Sci. Sports Exerc., Vol. 32, No. 11, pp. 1958–1963, 2000.

76 Sekiz iyi eğitimli erkek kürekçi bu çalışmaya katılmak için seçilmiştir.
Her bir deneysel denemeden önce deneklere sağlanan %63ü karbonhidrat %20si yağ ve % 17si proteinden oluşan, 50kcal/kg’lık standart bir diyet, 24saat boyunca kontrol edilmiştir. Bundan başka ek olarak, deneklerden deneyden önce 72 saat alkol veya kafein içeren içecek ve yiyecek alımından kaçınmaları istenmiştir.

77 Denekler 6mg/kg, 9mg/kg kafein içeren bir kapsül ya da yaklaşık 500mg glikoz içeren bir plasebo ile 3ml/kg suyu yutmuşlar. Mideye geçtikten 30 ve 45 dakika sonra kan örnekleri(10ml) bilgi sağlamış daha sonra da denekler ergometrede standart submaksimal kürek çekmeye başlamışlardır.

78 Plaseboya göre düşük doz kafein yüklemesi sonuçları %1
Plaseboya göre düşük doz kafein yüklemesi sonuçları %1.3 iyileşme göstermiş; yüksek doz kafein yüklemesi de %1.0 iyileşme göstermiştir. İki kafein çalışmasının ortalaması plasebo çalışmasına göre % 1.2 iyileşme göstermiştir.

79 Submaksimal egzersizden sonra laktat konsantrasyonu 3-4 mM yükselmiş ve deneme süresi sonunda mM ulaşmıştır; ortalama olarak bu plasebodan % 22 daha yüksektir fakat kafeinin iki dozu arasında küçük bir farklılık bulunmuştur. Kan şekeri plaseboya göre kafein ile % 13 daha yüksek ve kafeinin yüksek dozlarında daha da yüksek bir konsantrasyon için bir eğilim de bulunmuştur.

80 Kafeinin düşük dozu plazma serbest yağ asitlerini %50; yüksek dozu ise %100 artırmıştır.
Beklendiği gibi, kafein alımını takiben egzersiz sonrası idrar kafein konsantrasyonunda belirgin bir artış tespit edilmiştir.

81 Sonuç olarak, yüksek eğitimli kürekçilerde diyet ve eğitimin iyi kontrol edildiği deneysel koşullar altında güvenilir, kısa süreli, yüksek yoğunluklu dayanıklılık testi öncesi kafein alımının performansı önemli ölçüde geliştirdiği görülmüştür. Yüksek doz kafein alımının idrardaki kafein konsantrasyonun IOC’nin yasal sınırını bazen geçebileceği, düşük doz kafein yüklemesinin ise idrarda yasal sınırı aşmayıp aynı performansı gösterdiği bulunmuştur.

82 4000-m bisiklet sürme deneme süresi (TT) sırasında hız denetimi taktiği ve enerji harcanması üzerinde kafein alımının etkilerini araştırmak için yapılan bir başka çalışma olan ‘4000-m Bisiklet Sürme Deneme Süresi Sırasında Kafeinin Anaerobik Dağıtım ve Hız Denetimi Üzerine Etkisi’ araştırmasında da; Santos RdA, Kiss MAPDM, Silva-Cavalcante MD, Correia-Oliveira CR, Bertuzzi R, David John Bishop DJ, Lima-Silva AE. Caffeine Alters Anaerobic Distribution and Pacing during a 4000-m Cycling Time Trial. PLoS ONE, Vol. 8, Issue 9, September 2013

83 Gönüllü sekiz eğitimli erkek bisikletçi sırasıyla ilk ve ikinci ziyaretlerde maksimal artan testi ve bir alışma testini yapmışlar, Üçüncü ve dördüncü ziyaretlerde, katılımcılar ya kafein (5 mg/kg vücut ağırlığı,CAF) yada selüloz (PLA) içeren kapsülleri yedikten sonra 4000-m bisiklet sürme deneme süresi gerçekleştirmişler.

84 PLA ile karşılaştırıldığında;
CAF alımı güç verimini arttırmış [219.1 ± 18.6 ve ± 21.4 ] ve toplam süreyi azaltmıştır [419 ± 13 ve 409 ± 12 s].

85 2200-,2400-, ve 2600-m sırasında anaerobik katkı CAF alanlarda PLA alanlardan anlamlı olarak daha fazla bulunmuş. Kan laktat konsantrasyonu, kalp atım hızı ve algılanan zorlama derecesinde durumlar arasında farklılık bulunmamıştır.

86 Bu çalışmanın sonuçları göstermiştir ki kafein alımı orta süreli denemelerde anaerobik katkıyı artırmış ve gelişmiş bir genel performans sağlamıştır.

87 Yapılan bu çalışmalara bakarak kafeinin ergojenik etkisinin egzersiz öncesi 6,5-7 mg/kg tüketim ile sağlandığı söylenebilir. Yüksek yoğunluktaki egzersizler öncesi tüketilen kafeinin bu olumlu etkisi gözlenmemektedir. Ayrıca kafein diüretik etkisi nedeniyle hem sıvı gereksinimini hem de uzun süreli müsabakalarda müsabaka sırasında idrara çıkışı artırmaktadır. Bu etkiler uzun süreli müsabakalar sırasında sorun oluşturmaktadır.

88 KREATİN

89 Kısa süreli yüksek şiddetli egzersizlerde acil enerji sistemi öncelikli ATP kaynağıdır.
Kreatin fosfat yüksek enerjili bir fosfat olup bu sistemde ADP’nin refosforilasyonu ile ATP oluşumu reaksiyonundaki enerji, yani ATP  ADP + Pi dönüşümünü takiben gerçekleşen ADP + Pi  ATP dönüşümüne gereken fosfat kasta depolanan Kreatin Fosfat’tan karşılanır.

90 Oksijen ve herhangi bir substrat gerektirmeyen bu reaksiyon sebebi ile pratikte kreatin fosfat = ATP olarak değerlendirilir. Kreatin yüklemesinin kas kreatin iceriğini arttırarak, kreatin fosfat kullanılabilirliğini arttırdığı ve egzersiz sırasında ve sonrasında ATP resentezini arttırabileceği savunulmaktadır.

91 Ancak kreatin kullanımı ile ilgili, bilinen en belirgin yan etki; kas içinde su tutulması ve vücut kitlesindeki buna bağlı artıştır. Kas içinde su tutulması ile kilo artışı, yine su tutulması ile ilişkilendirilen kramplar, kas sakatlıkları riskinde artma, dehidratasyonun yanı sıra gastro-intestinal intolerans, ishal, kusma, gibi performansı olumsuz etkileyebilecek, Hatta dikkatsiz davranıldığı takdirde sporcu sağlığını tehdit edebilecek yan etkiler bildirilmiştir.

92 Ergojenik yardımcı olarak kullanılan kreatin monohidrat’ın uzun süreli (6hafta) yüklemesinin sporcu performansına etkisini belirlemek amacıyla yapılan “Kreatin Yüklemesinin Sporcuların İzokinetik Performansına Etkisi” çalışmasında; Şirin EF, Yalçın S. Kreatin Yüklemesinin Sporcuların İzokinetik Performansına Etkisi. Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, Cilt 3, Sayı 3, 2009.

93 Araştırma grubunu Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda üst düzeyde aktif spor yapan 38 gönüllü erkek sporcu oluşturmuştur. İlk alıştırma günleri olan ve 5.günde,38 denek izokinetik kuvvet ölçüm testleri için uygun bulunmuş ve 8. günde kreatin yüklemesi ve çalışma programına başlamışlardır. Araştırma, beslenme tutumları da göz önüne alınarak kontrol (n=20) ve uygulama (n=18) grubu olarak ikiye ayrılmıştır.

94 Egzersiz testi olarak, kreatin yüklemenin sporcu performansına olan etkisini ölçmek için oluşturulan izokinetik test ölçümleri kullanılmıştır. Kontrol grubundaki denekler plasebo almış (Plasebo grubu), uygulama grubundaki deneklere ise kreatin monohidrat (Kreatin grubu) verilmiştir. Plasebo grubuna çalışma süresince kreatin grubuna verilen dozda pudra şekeri verilmiştir.

95 İlk yükleme günleri olan 8 ile 12. günler arasında (4 gün) denekler 0
İlk yükleme günleri olan 8 ile 12. günler arasında (4 gün) denekler 0.30 g /kg (vücut ağırlığı) formüle uygun olan yüksek dozdan almışlar. Çalışmanın devamı olarak, yüklenme döneminden sonra ( gün) g/kg (vücut ağırlığı) formülüne göre günlük yüklenme dozuna geçilmiş. Deneklerin izokinetik güç ölçümleri için diz ekstansiyon hareketi yapmaları sağlanmış.

96 Her iki grupta da sporcuların yaş, vücut ağırlığı, boy ve haftalık et ve balık tüketimi ortalamaları benzer bulunmuştur. Kreatin ve plasebo grubu arasında beslenme açısından çalışma prosedürüne aykırı bir fark bulunmamıştır.

97 Kreatin grubu yükleme öncesi (Yönc) ve sonrası (15. 22. 36. ve 50
Kreatin grubu yükleme öncesi (Yönc) ve sonrası ( ve 50. gün) 5 set (1-5) maksimal istemli diz ekstansiyonu sırasında kas total iş üretimi değerleri (ortalama±S.Hata)

98 Kreatin grubunda tüm denekler için tüm setlerde yüklemeden sonra toplam iş üretimi artmıştır.
Birinci ve beşinci setlerde yükleme öncesi ve sonrası değerler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Kreatin grubunda yükleme öncesinden 15. güne göre değişimde bütün setlerde istatistiksel olarak önemli bir fark tespit edilmiştir. Aynı şekilde yükleme öncesinden 50. güne göre değişimde ise istatistiksel olarak önemli bir fark tespit edilmemiştir.

99 Plasebo grubu yükleme öncesi (Yönc) ve sonrası (15. 22. 36. ve 50
Plasebo grubu yükleme öncesi (Yönc) ve sonrası ( ve 50. gün) 5 set (1-5) maksimal istemli diz ekstansiyonu sırasında kas total iş üretimi değerleri (ortalama±S.Hata)

100 Plasebo öncesi ve sonrasında her 5 sette, toplam iş üretim değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Plasebo grubunda yükleme öncesinden 15. güne göre değişimde bütün setlerde istatistiksel olarak önemli bir fark tespit edilmemiştir. Aynı şekilde yükleme öncesinden 50. güne göre değişimde ise istatistiksel olarak önemli bir fark tespit edilmemiştir.

101 Araştırmanın göze çarpan bulgularından biri uzun süreli (50 gün) kreatin yüklemenin, maksimal istemli diz ekstansiyonu sırasında kas total iş üretimi değerlerine etkisi olmamış fakat yükleme öncesinden 15. güne göre değişimde anlamlı gelişmeler görülmüştür. Bu da total iş üretiminde, uzun süreli yüklemeler yerine iki haftalık yüklemelerin daha olumlu sonuçlar verdiği sonucunu ortaya çıkarmıştır.

102 Kreatinle ilgili yapılan başka bir araştırma da “Kreatin Takviyesi Ve Çoklu Sürat Koşusu Çalışma Performansı” çalışmasıdır. Glaıster M, Lockey RA, Abraham CS, Staerck A, Goodwın JE, Mcınnes G. Creatıne Supplementatıon And Multıple Sprınt Runnıng Performance.Journal of Strength and Conditioning Research, 2006, 20(2), 273–277.

103 Bu çalışmada amaç çoklu sürat koşusu performansı üzerindeki kısa süreli kreatin monohidrat bileşiği ilavesinin etkilerini gözden geçirmektir. Randomize, çift-kör, plasebo kontrollü bir çalışma olan bu araştırmada; 4 haftalık bir süre içinde, her bir hedef, her biri en az 72 saate ayrılmış 3 ayrı çoklu sürat koşusu denemesini tamamlamıştır.

104 Deneme 1 (T1) Deneme 2 (T2) Deneme 3 (T3)
deneyin sonucu üzerinde öğrenme etkilerini sınırlandırmak için olan bir alışma testi, Deneme 1 (T1) randomizasyon öncesi deneklerin yorgunluk puanlarının uyumlu olması için olanak tanınan temel bir test Deneme 2 (T2) son takviye testiymiş. Deneme 3 (T3)

105 42 sağlıklı, vejeteryan olmayan, erkek, spor bilimi öğrencileri bu çalışma için alınmıştır.
Deneklerden 21 kişiye kreatin 21 kişiye de plasebo uygulanmıştır. Kreatin grubundakilerin yaşları, boyları, kiloları ve vücut yağ yüzdeleri sırasıyla (20±1.0; 1.79±0.07; 76.1 ±10.2; 15.0±5.4) Plasebo grubundakilerin ise (20 ± 0.9; ± 0.06 ; 76.2 ± 9.9; 14.6 ±4.1) olarak gösterilmiştir.

106 Deneme 2’den sonra deneme 3’te, deneklerin her birine 5g kreatin monohidrat +1g maltodextrin veya 6g maltodextrin içeren 20 küçük ağzı kapalı paket verilmiştir. Deneklere 5 gün, günde 4 kere düzenli aralıklarla acil tüketim için ılık suyla toz karıştırmaları talimatı verilmiştir. Tüm testler sentetik bir koşu alanı üzerinde kapalı alanlarda gerçekleştirilmiştir.

107 Kreatin takviyesinin sonucunda, plaseboya göre, vücut kitlesinin 0
Kreatin takviyesinin sonucunda, plaseboya göre, vücut kitlesinin 0.7 kg’lık bir artışı ve vücut yağının %0.4’lük bir azalışı bulunmuştur. Plaseboya göre, kreatin takviyesi yorgunlukta %1.0 lik bir artış, en hızlı koşu zamanında saniyelik bir azalma ve ortalama koşu zamanında ise 0.04 saniyelik bir artış ile sonuçlanmıştır. Kreatin ve ilaç gruplarındaki son test(T3) kan laktat konsantrasyonları da sırasıyla 13.0±2.3 mmol/L ve 12.2±2.7mmol/L bulunmuştur.

108 Ana bulgular kreatin takviyesinin en hızlı zaman, ortalama zaman, yorgunluk veya son test kan laktat konsantrasyonu ölçümleri üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını göstermiştir. Kreatin grubu tarafından gösterilen vücut kitlesindeki artışın sıvı tutumundaki bir artış nedeniyle olduğu düşünülmüştür. Sporda ergojenik bir yardımcı olarak yaygın kullanımına rağmen, çalışmanın sonuçları kreatin monohidrat takviyesinin çoklu sürat koşusu çalışma performansı için yarar ifade etmediğini göstermiştir.

109 Kreatin takviyesinin kas metabolizması ve dayanıklılık yol yarışları sırasında egzersiz performansına olan etkileri araştırmak için ‘28 Gün Boyunca Kafein Alımının Bisiklet Sürüşü Performansı ve Kas Metabolizması Üzerine Etkileri’ adında bir çalışma yapılmıştır. Hickner RC, Dyck DJ, Sklar J, Hatley H , Byrd P. Effect Of 28 Days Of Creatine İngestion On Muscle Metabolism And Performance Of A Simulated Cycling Road Race. Journal of the International Society of Sports Nutrition,2010, 7:26

110 Çalışmaya yaşları ortalama 27. 3 ± 1. 0 yıl, boyları 178. 6 ± 1
Çalışmaya yaşları ortalama 27.3 ± 1.0 yıl, boyları ± 1.4 cm, vücut ağırlıkları ± 2.5 kg, % yağ miktarları 8.9 ± 1.1 olan on iki yetişkin erkek katılmıştır. Bisikletçilere kreatin monohidrat veya plesebo takviyesinden (3 g/28 gün) önce ve sonra 2 saatlik bisiklet maçını tamamlatmışlardır.

111 Kreatin grubunda dinlenme toplam kas kreatini % 24
Kreatin grubunda dinlenme toplam kas kreatini % 24.5 artış ve kas kreatin fosfatında % 38.4 artış bulunmuştur. Kreatin takviyesi 2 saatlik yarış sırasında plazma glukoz, kan laktat ve solunum değişim oranını etkilememiştir. İki saatlik yarışın sonuna yaklaşıldığında submaksimal oksijen tüketimini kreatin takviyesi yaklaşık olarak % 10 azaltmıştır.  

112 Egzersizin 90. dakikasında plazma hacmindeki değişiklikler takviye öncesi ve sonrası kreatin grubunda plasebo grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur.  Kreatin takviyesi 2 saatlik bisiklet yarışı sonucunda oluşan yorgunluğu etkilememiştir. Son sprint için güç çıkışı her iki grupta da %33 oranında artmıştır (kreatin ve plasebo arası farklılık anlamlı değil).

113 Sonuç olarak: Kreatin takviyesinin dinlenme kas toplam kreatin, kas kreatin fosfat ve plazma hacmini arttırdığı ve submaksimal egzersiz sırasında oksijen tüketiminde bir azalmaya yol açtığı, kreatin takviyesinin dayanıklılık bisiklet sürüşü egzersizlerinin sonundaki sprint performansını geliştirmediği gösterilmiştir.

114 Çalışmaların genel olarak sonuçlarına baktığımızda kreatin desteği dayanıklılık aktivitelerinde performansı artırmamıştır. Uzun süreli yüklemeler yerine iki haftalık yüklemeler daha olumlu sonuçlar vermiştir. Buna sebep olarak fazla alınan kreatinin kaslarda depo edilmemesi ve idrarla böbreklerden atılması gösterilmiş.

115 L-KARNİTİN

116 Yapı olarak koline benzeyen, 3 metilli bir amino asit olan L-karnitin küçük, suda eriyebilen vitamin benzeri bir maddedir. Hücrede enerji üretimi için betaoksidasyona uğrayacak olan uzun zincirli yağ asitlerinin mitokondri matriksine taşınmasında kofaktör rolü oynamaktadır. Dokuda yeterli konsantrasyonda karnitin yoksa uzun zincirli yağ asitlerinin oksidasyonu engellenir ve hücresel enerji metabolizması bozulur.

117 Karnitinin % 25’i vücutta iskelet kası, kalp, beyin, karaciğer ve böbrek gibi organlarda esansiyel amino asitler olan lizin ve metioninden endojen olarak sentezlenebilmektedir. % 75’i ise diyetle vücuda alınmaktadır. Bununla birlikte karnitinin aşırı alımı diyareye neden olmaktadır.

118 Dayanıklılık aktivitelerinde yakıt olarak kullanılan substratlar serbest yağ asitleri ve kas glikojenidir. Kas glikojeni ne kadar ekonomik kullanılırsa, yorgunluğun başlaması da o oranda geciktirilmiş olur. L-karnitin kullanımı ile plazma serbest yağ asitlerinin egzersiz sırasında yakıt olarak kullanılmasının artacağı, artan lipoliz sebebiyle yağ kitlesinden kilo vermeye yardımcı olacağı, ayrıca bu sayede kas glikojen depolarının hızla boşalmasının önleneceği varsayılmaktadır.

119 Karnitinin bir diğer etkisi de piruvatın mitokondriye girişini kolaylaştırmasıdır. Bu etkiyle teorik olarak laktik asit birikiminin azalacağı ve anaerobik performansın artacağı düşünülmektedir. Ancak bazı araştırıcılar karnitinin piruvatın kullanımını arttırmasının glikojenin erken tükenmesine neden olduğunu, böylece dayanıklılık performansını bozduğunu savunmaktadırlar.

120 Karnitin ve kreatin kullanımının yaş grubu kayaklı koşu sporcularının mesafe yarışma performansına olan etkisini değerlendirmek amacıyla yapılan “Karnitin Ve Kreatin Yüklemesinin Kayaklı Koşucularda 5 Km Klasik Ve 10 Km Serbest Stil Yarışma Performansına Etkisi” çalışmasında; Çetin E. Karnitin Ve Kreatin Yüklemesinin Kayaklı Koşucularda 5 Km Klasik Ve 10 Km Serbest Stil Yarışma Performansına Etkisi. Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi, Cilt 5, Sayı 2, (2004),

121 Çalışmaya ulusal ve uluslararası düzeyde kayaklı koşu yarışmalarına katılan
yaş ortalaması 15,4± 3,1 yıl boy 164,44 ± 2,61 cm ve 53,77± 4,2 kilo ortalamasına sahip Haftanın 6 günü düzenli antrenman yapan 18 sporcu (12 erkek, 6 bayan) gönüllü olarak katılmıştır. Sporcular kreatin, karnitin ve kontrol olmak üzere 3 eşit gruba ayrılmıştır.

122 3 gruba ayrılan sporculardan kontrol grubuna herhangi bir şey verilmeyerek diğer gruplarla antrenman yapma imkanı sağlanırken, Kreatin grubuna 2220 metre yükseklikte (Kayseri / Erciyes) günde 20 gr kreatin 4 doza bölünerek ve meyve suyu ile karıştırılarak verilmiştir. Karnitin grubuna ise yine 7 gün süresince metre yükseklikte (Kayseri / Erciyes) günde 2 gr karnitin 3 doza bölünerek tablet şeklinde verilmiştir.

123 Grupların 5 Km Klasik İlk ve Son Yarışma Dereceleri
kontrol grubu %14,37, karnitin grubu %12,31 ve kreatin grubuda %10,55 gelişim göstermiş. Gruplar İlk Yarış (dk) Son yarış (dk) Yüzdelik fark (%) kontrol 24,91±8,9 21,33±8,6 14.37 karnitin 21,60±6,2 18,94±5,2 12.31 kreatin 25,97±6,9 23,23±6,4 10.55

124 Grupların 10 Km Serbest İlk ve Son Yarışma Dereceleri
kontrol grubu % 9,9, karnitin grubu % 10,5 kreatin grubu ise % 12,9 gelişim göstermiş. Gruplar İlk yarış(dk) Son yarış(dk) Yüzdelik fark(%) Kontrol 33,68±13,7 30,32±11,8 9.90 Karnitin 35,02±20,5 31,31±16,3 10.50 Kreatin 32,16±15,3 28,00±10,9 12.90

125 Bütün grupların derecelerinde anlamlı bir gelişim gözlenmesine rağmen gruplar arasında anlamlı bir fark görülememiştir. Sonuç olarak, yapılan çalışmada 7 günlük karnitin ve kreatin yüklemesinin sporcuların yarışma performansını etkilemediği gözlenirken; İkinci yarışma sonucunda bütün grupların yarışma zamanlarında anlamlı bir gelişim belirlenmiştir.

126 Bu gelişimin başlıca nedenleri,
sporcuların 10 gün boyunca 2200 m yükseklikte kalarak yüksekliğe uyum sağlaması yapılan antrenmanların aerobik içerikli olması yarışmanın yapılacağı pistte antrenman yapmaları nedeniyle gerekli teknik ve taktik seviyeye ulaşmaları olarak sıralanabilir.

127 L- Karnitin’nin egzersiz ve enerji dengesi üzerine etkileri ile ilgili çalışmalara baktığımızda;

128 Araştırılan Parametreler Sonuçlar
Yazarlar Kişi Sayısı (n) Süreler Araştırılan Parametreler Sonuçlar  Greig C et al (1987) n: 9 antrenmanlı kişi 14 gün süre ile egzersiz yaptırıldı VO2max ve laktat düzeylerine bakıldı 2 gr/kg/gün oral yolla VO2max ve laktatta değişiklik belirlenemedi Smith WA et al (2008) n: 20 erkek ve bayan 8 hafta süre ile aerobik ve anaerobik egzersiz yapıldı Egzersiz öncesi 1 gr/kg/gün karnitin verildi Aerobik ve anaerobik egzersiz üzerinde etkilerinin olduğu belirlendi Benjamin T et al (2011) n: 14 sağlıklı sporcu 12 hafta süresince haftada 3 gün, günde 30 dak. %50-%80 şiddetinde bisiklet ergometresinde egzersiz yaptırıldı Total karnitin, VKİ ve laktat düzeylerine bakıldı Egzersizin şiddeti arttıkça laktat düzeylerinde artış, VKİ’de azalma ve ATP üretiminde artış gözlendi.

129 L- karnitinin egzersiz performansını arttırdığı ve iyileşmede de faydalı olduğu, bununla birlikte laktat birikimini azaltmak,VO2 max ve yağ asidi oksidasyonunu arttırarak egzersiz esnasında enerji tüketiminde etkinliğini gösterdiği ifade edilmektedir. Ancak;L-karnitinin böyle bir etkisinin olmadığını söyleyen çalışmalarda bulunmaktadır. Ayrıca karnitin takviyesinin yararlı olmadığına dair; karnitin kas hücresine alınmaz ve bu yüzden etkili olamaz görüşü de bulunmaktadır.

130 Protein ve Amino Asitler

131 Sporcular protein gereksinmelerini öncelikle gıdalardan elde etmek için bir girişimde bulunmalıdırlar. Bununla birlikte protein takviyesi sporcuların diyetine kaliteli protein sağlamak ve onların protein ihtiyaçlarını karşılamak için uygun bir yol sunar. Ancak, protein ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olanların ötesinde ek protein alarak güç ve kas kütlesi üzerine ek kazançlar görülmemektedir.

132 Besinlerle alınan proteinler yeterli miktarda ve doğru oranlarda amino asit içerirler.
Besinlerle alınan proteinlerle aşırı aminoasit yüklenmesine rastlanmaz, ancak uygun kullanılmayan karışımlarla amino asit dengesizliklerine sıklıkla rastlanır. Aşırı amino asit alınması şiddetli mide ağrıları ve ishal gibi akut mide barsak sistemi rahatsızlıklarına neden olur. Uzun sureli kullanımlarda karaciğer ve böbrek problemleri oluşabilir.

133 Vücut geliştirici veya kas yoğunluğunu artırmak isteyen kişiler mitolojik olarak protein gereksinimlerinin arttığını düşünmektedirler. Halterciler g/kg protein tüketmekte ve bunun çoğunu protein suplemanları oluşturmaktadır. Bu uygulamanın temelinde bilimsel araştırmalardan çok kulaktan duyulan ve geleneksel bilgiler yatmaktadır.

134 Sporcular bu geleneksel düşüncelerle daha çok protein tüketiminin daha çok kas yapımına neden olduğunu zannetmektedirler. Oysa ki proteinden zengin diyet tüketen sporcular karbonhidrat alımlarına dikkat etmemekte, böylece antrenmanın etkinliği azalmaktadır. Bununla birlikte düşük enerji tükettikleri için yetersiz enerji alımına bağlı olarak yağsız vücut dokularının sürdürülmesinde sorun yaşayabilmektedirler.

135 Whey ve kazein

136 10 hafta kuvvet antrenmanı yapan, whey proteini tozu kullanan ve kullanmayan bireylerde vücut bileşiminde oluşabilecek değişikliklerin farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesi amacıyla yapılan “Amino Asit Suplemanlarının Vücut Bileşimine Etkisi” çalışmasında; Ersoy G, Bilgiç P. Amino Asit Suplemanlarının Vücut Bileşimine Etkisi. Beslenme ve Diyet Dergisi / J Nutr and Diet 37(1-2):81-91/2009

137 Çalışmaya, yaşları (23. 3±3. 4 yıl), beden kütle indeksleri (BKİ=22
Çalışmaya, yaşları (23.3±3.4 yıl), beden kütle indeksleri (BKİ=22.09 ±1.8 kg/m2) ve fiziksel aktivite düzeyleri (MET=1.7 mL/ kg/ dk; MET fiziksel aktivitenin gerçekleştirildiği süre boyunca harcanan O2 ) benzer, Gönüllü 24 erkek birey (13 kişi whey proteini kullanan;protein grubu, 11 kişi kontrol) katılmıştır.

138 Her iki gruba da 10 hafta boyunca kuvvet egzersizi yaptırılmıştır.
Protein grubu, günlük diyetine ek olarak;egzersiz yapılan günlerde (3 gün), 70 g/gün,diğer günlerde (4 gün) ise 35 g/gün whey proteini tozu kullanmıştır. Günlük alınan enerji, protein grubunda 2780 ±451 kkal (42.3 kkal/kg) iken, kontrol grubunda 2388 ±271 kkal (35.1 kkal/kg)’dır.

139 Kas kütlelerindeki başlangıç ve sonuç değerleri arasındaki farklar incelendiğinde, her iki grupta da artış olduğu görülmüştür. Bireylerin üst orta kol kas alanlarında da, başlangıçtaki değerlere göre son ölçümlerde protein grubunda 8.0 ±5.5 cm2, kontrol grubunda ise 0.9±2.5 cm2 artış oluşmuştur. Her iki grupta da kuvvet egzersizine bağlı kas kütlesinde artış olmuştur, ancak protein tozu kullanan grupta kas kütlesinde daha fazla artış gerçekleşmiştir.

140 Bireylerin protein alımları ile üst orta kol kas çevresi ve kol kas alanları arasında pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuçlar, kuvvet egzersizleriyle beraber protein tozu kullanmanın kas kütlesini artırdığını göstermektedir. Supleman kullanımının biyokimyasal ve hematolojik parametreleri etkilememesi yan etkilerinin olmadığını düşündürmüştür

141 Ancak egzersiz yapan bireylerde protein tozu kullanılması düşünüldüğünde; diyetisyen tarafından sporcuların besin tüketimleri, protein enerji miktarları ve protein kalitesi, amino asit skorlaması da göz önüne alınarak, gereksinimleri hesaplanmalıdır. Diyetle yetersiz protein alındığı saptandığında supleman kullanımı önerilebilir. Supleman seçerken, doping testlerinde pozitif sonuç vermeyeceği saptanan, doymuş yağ ve kolesterol içermeyen (yüksek oranda izole) whey proteinleri tercih edilmelidir.

142 Piyasadaki en popüler protein formlarından ikisi whey ve kazeindir.
Her iki protein de sütten elde edilir ancak her bir proteinin emilme oranı ve biyoyararlılığı farklıdır, böylece her tür proteinin direnç eğitimine katkısının farklı olması da beklenen bir durumdur.

143 Bu nedenle, proteinin bu iki tipinin de alınmasının potansiyel etkisini araştırmak için ‘Egzersiz Öncesi ve Sonrası Whey ve Kazein Proteini Tüketiminin Vücut Kompozisyonu ve Kolejdeki Bayan Atletlerde Performans Ölçümlerine Etkileri’ çalışması yapılmıştır. Wilborn CD,Taylor LW,Outlaw J,Williams L,Campbell B,Foster CA,Smith-Ryan A,Urbina S,Hayward S.The Effects of Pre- and Post-Exercise Whey vs. Casein Protein Consumption on Body Composition and Performance Measures in Collegiate Female Athletes.J Sports Sci Med March; 12(1): 74–79.

144 16 National Collegiate Athletics Association Bölüm III bayan basketbol oyuncuları, vücut kitlesine göre uyumlu ve rastgele 24 gr whey proteini (WP) veya 24 g kazein proteinini (CP) Egzersiz öncesi ve sonrası sekiz hafta boyunca tüketmek için çift-kör bir şekilde ayrılmıştır.

145 gözlenmiş Vücut yağında azalma Yağsız kitlede artma
Yağ kütlesinde azalma Dikey sıçramada artma

146 Çalışmanın sonucunda egzersiz öncesi ve sonrası protein takviyesinin performans ve vücut kompozisyonunda önemli değişiklikler başlatma yeteneğine sahip olduğu görülmüş. Ancak  whey ve kazein proteinleri arasındaki performans arttırıcı etkiler arasında bir fark görülmemiş.

147 Arjinin,ornitin,lizin

148 Lizin esansiyel amino asittir ve vücuda besinlerle alınması gerekir.
Arjinin ve ornitin ise esansiyel olmayan amino asitlerden olup vücutta yapılabilirler. Arjinin, lizin ve ornitinle ilgili olarak, insan büyüme hormonu ve insülin oluşumunu artırdıkları, böylece artan hormonal aktiviteye bağlı olarak kas yoğunluğu ve kuvvetinde artış sağladıkları iddiasında bulunulmaktadır.

149 Yapılan bilimsel araştırmalarda bu amino asitleri destek besin olarak kullanan sporcuların insulin ve büyüme hormonu kan düzeyleri, kas kitlelerindeki değişim, kas gücü ve kuvvetinin farklı değişkenleri gibi parametreler incelenmiştir. Ancak yapılan çalışmalarda ağız yoluyla kullanılan arjinin, lizin ve ornitin amino asitlerinin büyüme hormonu ve insulini artırıcı etkilerinin olmadığı saptanmıştır. Yüksek dozlarda kullanıldığında da diğer amino asitlerin emilimi önlenir ve diyare gibi sindirim sistemi yan etkileri oluşum riski artar.

150 Dallı zincirli amino asitler ve triptofan

151 Lözin, izolözin ve valin dallı zincirli esansiyel amino asitlerdir.
Zihinsel ve fiziksel güç artışı sağladığı gerekçesiyle sporcuların kullanmaları gerektiği yolunda tanıtımlar yapılmaktadır. Özellikle uzun mesafe koşu ve bisiklet yarışları, futbol ve tenis karşılaşmaları gibi uzun süre dayanıklılık gerektiren sportif aktivitelerde fiziksel ve zihinsel yorgunluğu önlediği iddia edilmektedir.

152 Bir hipoteze göre ; triptofan ağrıyı baskılayan serotonin öncüsüdür
Bir hipoteze göre ; triptofan ağrıyı baskılayan serotonin öncüsüdür.Triptofan suplemanı kullanımı sonucu,beyne giren triptofan serotonin sentezini artırmakta,yoğun egzersiz sırasında ağrıya tolerans artmakta,yorgunluk gecikmektedir. İkinci hipotez ise; artan serotonin düzeyinin merkezi sinir sistemi fonksiyonlarını deprese ederek,yorgunluğa neden olmasıdır.

153 Uzun süreli aerobik egzersizler sırasında, kas glikojeni boşalmakta ve kaslar yakıt olarak dallı zincirli amino asitleri kullanmakta, plazma BCAA:triptofan oranı azalmaktadır. Bu azalma triptofanın beyne girişini kolaylaştırmaktadır.Böylece serotonin oluşumu artmakta,yorgunluk oluşmaktadır. Kısaca dzaa takviyesinin BCAA:triptofan oranını yüksek düzeyde tutarak serotonin oluşumunu azalttığı,böylece yorgunluğun geciktirildiği ileri sürülmektedir.

154 Normalde protein içerikli besinlerde de bulunması nedeniyle dallı zincirli aminoasitlerin güvenli olduğu savunulmaktadır. Aşırı miktarda tüketilecek dallı zincirli amino asitlerin vücutta diğer amino asitlerin emilimini engelleyebileceği bildirilmektedir. Yüksek dozlarda kullanılacak dallı zincirli amino asitler sindirim problemlerine neden olabileceği ve bağırsakların içinde çok fazla miktarda sıvı tutulumuyla diyareye yol açabileceği savunulmaktadır.

155 Glutamin

156 Glutamin proteinlerde bulunan ve esansiyel olmayan bir amino asittir.
Bağırsaklardan sıvı emilimini, vücut direncini arttırıcı, enfeksiyonları önleyici etki gösterir. Güçlü bir antoksidan olan glutatyonun yapı taşıdır ve asit baz düzenlenmesinde de önemli etkileri vardır. Lökositlerin ve lenfositlerin ana yakıtı olup protein sentezinde, sitokin üretiminde ve makrofaj işlevinde önemli rol oynamaktadır.

157 Uzun süreli egzersizler plazma glutamin düzeyinde yaklaşık %20 lik azalma ile sonuçlanmaktadır.
Bu azalma immun işlevleri olumsuz etkilemektedir. Ancak, egzersiz sırasında glutamin düzeylerini korumak amacıyla verilen glutamin desteğinin Ig-A düzeyleri, egzersiz sonrası IL-6 düzeyleri, akut faz proteinleri, lenfosit sayıları gibi immun parametreler üzerine önemli etkileri gösterilememiştir.

158 Triatlondan 30 dakika önce, 30 gün süreyle verilen diyete ek 3 g dallı zincirli amino asit desteğinin egzersiz sırasında plazmada glutamin düzeylerinin düşmesini engellediği ve egzersize olan sitokin yanıtını düzenlediği gösterilmiş. Ayrıca dzaa desteği yapılan grupta, plasebo grubuna göre enfeksiyon semptomları %34 oranında daha az bildirilmiştir. Glutamin ve dzaa desteklerinin plasebo ile karşılaştırıldığı kapsamlı çalışmalarda, yararlı etkilerinin gösterilememiş olması nedeniyle immün sistemi desteklemek amaçlı kullanımı önerilmemektedir.

159 ANTİOKSİDANLAR

160 Egzersiz yapanlarda serbest radikal oluşumu yapmayanlardan fazladır
Egzersiz yapanlarda serbest radikal oluşumu yapmayanlardan fazladır. Egzersiz sonucu kaslarda artan oksidatif işlevler sonucunda serbest radikal ve lipit peroksidasyonu oluşumu artmaktadır. Sporcular özel eğitim koşulları ve yaşam tarzları nedeniyle diğerlerine göre daha verimli bir antioksidan sistemine ihtiyaç duyarlar. Bu sistemi en iyi düzeyde tutabilmek için de birçok antioksidan takviyesini kullanılmaktadırlar.

161 Antioksidan aktivite gösteren vitaminler, özellikle C, E ve beta karoten serbest radikalleri nötralize etmekte, toparlanmayı da hızlandırmaktadır. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda; 3-4 hafta orta düzey antrenman yapan koşucuların diyetine 10 mg beta karoten, 800 IU vitamin E ve 1000 mg vitamin C eklendiğinde, kas hasarı göstergeleri olan laktik dehidrogenaz ve kreatin fosfokinaz düzeylerinin düştüğü, plazma glutatyon düzeylerinin artmadığı, egzersizden sonra toparlanmanın hızlandığı saptanmıştır.

162 Yapılan bir başka çalışmada da; E, C vitamini ve beta karotenin yüksek doz kullanımının lipit oksidasyon göstergeleri olan artan serum malonaldehit dehidrogenaz ve solunan pentan düzeyini, dinlenme ve egzersiz sırasında azaltığı bulunmuştur.

163 E vitamininin futbolcularda oksidan ve antioksidan kapasite üzerine etkisinin araştırılması için yapılan Futbolcularda ‘E Vitamini Kullanımının Oksidan ve Antioksidan Kapasite Üzerine Etkisi ‘ çalışmasında da; Sarıtaş N, Nakaç A, Yazıcı C, Büyükipekçi S, Coşkun B.Effect Of Vıtamın E On Oxıdant And Antıoxıdant Capacıty In Football Players. Nigde University Journal of Physical Education And Sport Sciences Vol 7, No 2, 2013

164 15 antrenmanlı futbolcudan oluşan deney grubu ve 12 erkekten oluşan kontrol grubu olmak üzere toplamda 27 erkek gönüllü olarak yer almıştır. Deney grubuna 30 gün boyunca her gün 400 IU alfa tokoferol verilmiş ve kontrol grubuna hiç bir vitamin verilmemiştir. Kontrol ve deney grubu bir ay boyunca günde 90 dakika, haftada 4 gün aynı eğitim programlarına katılmış; eğitim programı aerobik ve dayanıklılık tipi eğitim karışımlarından oluşmuştur.

165 Egzersiz öncesi ve sonrası fiziksel ve fizyolojik bulgularda herhangi bir farklılık bulunmazken, egzersiz öncesi kalp atım hızında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Eğitim sonrası kalp hızı deney grubunda artmış, kontrol grubunda azalmıştır. Grup içi ve gruplar arası karşılaştırmalarda ise, egzersiz öncesi ve sonrası TAC, CK ve LDH değerlerinde anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

166 Sonuç olarak, antioksidan takviye sporcularda fiziksel aktivitenin tipi, süresi ve şiddetine göre oksidatif stresi azaltmak ve antioksidan kapasiteyi artırmak için faydalı olabilir. Egzersizin vitamin ve diğer antioksidan takviyelerle desteklenmesinin, oksidan kapasiteyi azaltma ve antioksidan seviyeyi yükseltmede etkili olabileceği düşünülmüştür.

167 Antioksidan desteği; artan fiziksel aktivitenin gereksinimlerini karşılamak ve yetersiz diyet tüketildiği durumlarda oluşabilecek eksiklikleri gidermek için yapılmaktadır. Sporcularda fazla tüketim her zaman iyi sonuç vermemektedir. Vitaminlerin yetersiz tüketimi performansı olumsuz yönde etkilemekte ama sporcularda performansı olumsuz etkileyen vitamin yetersizlikleri sık görülmemektedir. En iyi yol; antioksidan vitaminleri doğal olarak besinlerle tüketmektir.

168 KARBONHİDRATLAR

169 Karbonhidratlar; yüksek yoğunluktaki aerobik dayanıklılık egzersizleri (>% VO2 maks) için temel yakıttır. Fakat endojen kaynağı (kas ve karaciğer glikojeni) sınırlıdır ve karbonhidrat yükleme işlemi ile endojen glikojen depoları artırılabilmektedir. Böylece yorgunluğun giderilmesi ve performans artışı sağlanmaktadır.

170 Klasik bir çalışmada; birbirini izleyen günler, iki saat antrenman yapıldığında %40 ve %72 karbonhidrat sağlayan diyet tüketiminin, glikojen sentezine etkileri incelenmiştir. Düşük karbonhidratlı diyet tüketimi ile kas glikojen depoları ilerleyen günlerde azalmıştır ve birkaç gün sonra bu sporcular orta yoğunluktaki antrenmanlara devam edememişlerdir. Karbonhidrattan zengin diyet tüketenler ise yoğun antrenman sonrasında bile kas glikojen depoları yüksek düzeyde bulunmuştur.

171 Tenis maçının oyun performansına CHO desteğinin etkilerini değerlendirmek için yapılan ‘Karbonhidrat Takviyesi Tenis Maçında Oyun Performansını Artırır Mı?’ çalışmasında; Gomes RV, Capitani CD, Ugrinowitsch C, Zourdos MC, Fernandez-Fernandez J, Mendez-Villanueva A, Aoki MS. Does carbohydrate supplementation enhance tennis match play performance?. Journal of the International Society of Sports Nutrition,2013, 10:46.

172 Karbonhidrat (CHO) yüklemesinin tenis maçı performansının azalmasını önlemek için önemli bir yaklaşım olabileceği düşünülmüş. Bu araştırmaya ulusal düzeyde tenis yarışmalarda yer alan toplam 12 erkek tenisçi katılmak için gönüllü olmuştur.

173 5 günlük süre boyunca her oyuncu 3 saatlik tenis maçını tamamlamıştır.
Her maç mevcut skoru ne olursa olsun her 'set' 1 saat sürecek şekilde planlanmıştır. Sporcular 4 oyuncudan oluşan 3 gruba ayrılmışlar, 1.saat Oyuncu A ve B;Oyuncu C ve D 2. saat: Oyuncu A ve C, Oyuncu B ve D 3. saat: Oyuncu A ve D; Oyuncu C ve B

174 Her saat başında, tüm sporcular maltodekstrin içeren bir şişe CHO (%6) çözeltisi ya da yapay olarak hazırlanan şekerli su olan PLA yutmuşlardır. Çalışmaların öncesinde 24 saat boyunca sporcu diyetisyeni tarafından hazırlanan diyet oyuncular tarafından tüketilmiştir (CHO: 8.33 g/kg; Protein:2.10g/ kg; Yağ:1.58 g /kg). Buna ek olarak, her bir maç öncesi deneklere standart CHO çözeltisi (maltodekstrin solüsyonu 1 g /kg ,% 10) uygulanmıştır.

175 Maç öncesi ve sonrasında kan glukozunda önemli bir değişiklik görülmemiş. Bununla birlikte tenis maçı oyununun sonuna yaklaşırken CHO grubu PLA ile karşılaştırıldığında CHO grubunda kan glukozu daha yüksek bulunmuş. Çalışmanın diğer 10 değişkeni (oyun kazanma,ralli süresi,ralli başına vuruş,etkili oynama süresi,ikili hatalar,ilk servis,ikinci servis,ilk dönüş ve ikinci dönüş) arasında ise hiçbir bir fark bulunamamış.

176 Sonuç olarak bu çalışmada CHO takviyesi deneysel koşullar altında tenis maçı oyun performansını artırmamıştır. Bununla birlikte CHO grubunda yüksek kan şekerine doğru bir eğilim varmış. 180 dakikalık tenis maçı oyununda metabolik talepler oyuncuların yeterli CHO diyeti tükettikleri düşünülünce bu kan şekeri önemli ölçüde yüksek değildir diye yorumlanmıştır.

177 Karbonhidrat yükleme işlemi; müsabakadan 5-7 gün önce sporcunun diyetinin g/kg karbonhidrat içermesi ve çalışma yoğunluğunun giderek azalması ilkesine dayanmaktadır. Müsabakadan 1 gün önce sporcu dinlenmeli ve karbonhidrattan zengin diyet tüketmeyi sürdürmelidir. 90 dakika veya daha fazla aralıksız aktiviteler içeren dayanıklılık sporları yapan sporcular için yarar sağlamaktadır. Çoğu sporcunun karbonhidrat yükleme işlemi uygulaması gerekli değildir. Diyetin enerjisinin yarısından çoğunun karbonhidratlardan sağlanması yeterlidir.

178 GİNSENG

179 Ginsengin insanlarda fiziksel ve zihinsel kapasiteyi artırdığı ve yorgunluğu azalttığı için geleneksel bir ünü vardır. Ginsengin ergojenik etkileri yağ asidi oksidasyonunu artırmasından ve glikojen depolarını korumasından kaynaklandığı bildirilmektedir. Ayrıca egzersiz sırasında yüksek enerjili fosfatların daha etkili kullanılmasına yol açtığı ve böylece kaslardaki ATP, glikojen ve kreatin fosfatın azalmasını engellediği kaydedilmiştir.

180 Ginseng verilen ve verilmeyen gerek sedanter, gerekse egzersiz yapan sporcularda plazma nitrik oksit ve malondialdehit düzeylerinde oluşturabilecek değişikliklerin belirlenmesi için ‘Ginseng Uygulamasının Sedanterlerde ve Sporcularda Nitrik Oksit (NO), Malondialdehit (MDA), Üzerindeki Etkisi’ adında bir çalışma yapılmıştır. Civan A, Keçeci T. Ginseng Uygulamasının Sporcularda ve Sedanterlerde Nitrik Oksit ve Malondialdehit Üzerine Etkisi. Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilim Dergisi, 2010; 12(3): 232–238.

181 Denekler 4 gruba ayrılmıştır:
Bu çalışmada Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda okuyan 14 sağlıklı erkek sporcu ve diğer fakültelerde okuyan sporla aktif olarak uğraşmayan 14 sağlıklı erkek öğrenci olmak üzere toplam 28 gönüllü öğrenci denek olarak kullanılmıştır. Denekler 4 gruba ayrılmıştır: S Sedanter N=7 GS Ginseng takviyeli sedanter E Egzersiz Ginseng tekviyeli egzersiz N=7 GE

182 E ve GE gruplarındaki deneklere 6 hafta boyunca haftada 5 gün 20m mekik koşu testi düzenli olarak yaptırılmıştır. GS ve GE grubuna dahil olan deneklerin 45 gün boyunca her sabah saat 10.00’da ve akşam 19.00’da oral olarak 500 mg/kg dozunda ginseng almaları sağlanmıştır.

183 Çalışmada deneklerin uygulama sonrası ölçümlerdeki gruplar arası NO düzeyleri incelendiğinde, en yüksek NO değeri egzersiz grubunda (3. Grup ) bulunurken, kontrol grubuna göre önemli bir farklılık elde edilememiştir. Ginseng takviyeli kontrol grubunun NO düzeyi, 1. grup’tan yüksek, 3. ve 4. gruptan daha düşük bulunmasına rağmen istatistiki yönden herhangi bir anlamlılık bulunamamıştır.

184 Deneklerin uygulama sonrası ölçümlerdeki gruplar arası MDA düzeyleri karşılaştırıldığında, en yüksek değer egzersiz (Grup 3) grubunda elde edilmiştir. Ginseng uygulaması yapılan egzersiz grubunun plazma MDA seviyeleri egzersiz grubundan önemli ölçüde düşük , kontrol grubu ve ginseng uygulamalı kontrol grubundan ise farklı değildir.

185 Araştırma sonucunda elde edilen veriler incelendiğinde, egzersiz grubuna ait plazma NO ve MDA düzeylerinin kontrol grubuna göre artış gösterdiği görülmüştür. Bu sonuç bu araştırmada uygulanan egzersizin kandaki serbest radikalleri artırdığını göstermektedir. Egzersiz ile birlikte ginseng uygulanan gruba ait parametre değerlerinin kontrol grubuna göre farklı olmaması ise, ginsengin en azından bu araştırmadaki şartlarda, egzersiz nedeniyle değişen parametre değerlerinin düzeltilmesinde etkili bir madde olabileceği kanısını uyandırmıştır.

186 Hayvanlarda yüksek dozlarda dayanıklılığı arttırıcı ve yorgunluğu geciktirici etkide bulunduğu ve uzun suren egzersizlerde glikojen ekonomisi sağladığı saptanmıştır. Ancak insanlarda yapılan çalışmaların çoğunda dayanıklılık ve yorgunlukta önemli olan yağ metabolizması, kalp atım hızı, oksijen tüketimi, laktik asit üretiminde olumlu değişiklik yapmadığı saptanmıştır. Uzun sure kullanımda sinirlilik, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara, hipertansiyona, deri lezyonlarına, ishale yol açtığından sportif performansı düşürebilir.

187 YAĞLAR

188 Yağlar az ve orta yoğunluklu yüklenmelerde, daha çok çalışmanın sonunda kas hücreleri tarafından enerji elde etmek için kullanılmaktadır. Yüklenme süresinin artmasıyla birlikte yağ yakılma payı da artmaktadır. 1 mol yağ hücresinden toplam 466 mol ATP elde edilmekte, böylece en fazla enerji yağ oksidasyonundan sağlanmaktadır. Ancak yağların dezavantajı, yakılmaları için karbonhidratlardan daha fazla oksijene gerek duyulmasıdır.

189 Bu durum az ve orta düzey yüklenmelerde sorun yaratmamaktadır çünkü bu tip yüklenmeler sırasında yeteri kadar oksijen alınabilmektedir. Uzun süreli aerobik egzersizler sırasında, kas aktivitesi için değerli bir yakıt ve vücutta pek çok önemli fonksiyonu olmasına karşın; fazla yağ tüketimi önerilmemektedir. ’Yağ yükleme’ hipotezi bu nedenle bilimsel literatürde yer almamaktadır.

190 Omega 3 yağ asitleri

191 Omega 3 yağ asitlerinin koroner kalp hastalığında koruyucu, anti-inflamatuar etkili, artirit ağrılarını azaltıcı, retina ve beyin gelişimi sağlığını koruyucu, kanser ve diğer dejeneretif hastalıkları önleyici, depresyon ve yaşlanmaya bağlı bellek sorunlarını önleyici etkileri vardır. DHA konsantrasyonu özellikle beynin bölgesi olan frontal kortekste yüksektir, burada iç ve dış uyaranlara uygun tepkiler veren, planlı ve karmaşık algısal bilgileri düzenleyen işlevleri geliştirmektedir.

192 Omega 3 yağ asitlerinin nöromotor işlevleri geliştirdiğine yönelik “DHA dan Zengin Balık Yağının Elit Bayan Futbol Oyuncularında Kompleks Reaksiyon Süresini Geliştirme” çalışmasında; Guzmán JF, Esteve H, Pablos C, Pablos A, Blasco C, Villegas JA. DHA- Rich Fish Oil Improves Complex Reaction Time in Female Elite Soccer Players. J Sports Sci Med ,June; 10(2): 301–305

193 Örnek, İspanya Süper ligindeki bayan futbol takımlarından iki tanesinden seçilen 34 elit profesyonel bayan sporculardan oluşturulmuştur. Levante (n=20) ve Valencia (n=14) takımlarından seçilmişlerdir. Her takım, katılımcılar rastgele seçilerek deney ve kontrol gruplarına ayrılmıştır. Deney grubundaki sporcular 3.5 g/gün DHA besin takviyesini alırken, kontrol grubundaki katılımcılar, herhangi bir Omega-3 yağ asitleri içermeyen sadece plasebo (zeytinyağı) almışlardır.

194 Gruplara ön-test ve 4 hafta sonra son-test uygulanmıştır.
Testte 4 farklı görsel uyaran (kırmızı daire, yeşil daire, beyaz çapraz ve beyaz artı işareti) ve iki işitsel uyaran (yüksek ve düşük frekanslı sesler) sunulmuş.

195 4 uyarandan sonra (kırmızı daire, beyaz çapraz, yüksek frekanslı ses ve düşük frekans), katılımcılar, mümkün olduğunca hızlı bir şekilde sağ veya sol tuş veya pedale sağ el ya da sol el ile, sağ ayak ya da sol ayak ile sırasıyla basarak cevap vermişler.  Ekranda yeşil daire ya da beyaz artı işareti gösterildiğinde katılımcılardan yanıt vermemeleri istenmiş.

196 Sonuçlar DHA takviyesinin karmaşık reaksiyon süresini azalttığını dolayısıyla karmaşık reaksiyon verimini arttırdığını göstermiştir. Bu çalışma DHA takviyesi algısal-motor davranışı ile ilgili fayda sağlar fikrini desteklemektedir.  Takviye (ön test-son test) ve deney grubu (DHA-plasebo) arasındaki etkileşim DHA takviyesinin sadece karmaşık reaksiyon süresine değil aynı zamanda karmaşık reaksiyon verimliliğinde de önemli gelişmelere yol açtığını göstermiştir.

197 SPOR İÇECEKLERİ

198 Yaygın kullanılan spor içecekleri %68 karbonhidrat (glikoz, fruktoz, sükroz, maltodekstrin) içermektedir. Ayrıca sodyum, potasyum, magnezyum gibi sıvı ve eloktrolit dengesini sağlayan mineraller de içermektedir. Egzersiz öncesi, sırası veya sonrası kullanılan sporcu içecekleri aerobik güç gerektiren spor yarışmalarında ergojenik yardımcı olarak kullanılabilir.

199 Spor içecekleri enerji içeceklerinden farklıdır ve tanımlar birbiri yerine kullanılmamalıdır.
Spor içecekleri bileşiminde; karbohidratlar ve mineraller bazen de vitaminler veya diğer besin öğelerini bulunduran ürünlerdir. “Enerji” terimi ise “kalori”yi ifade eden bir anlam taşısa da; enerji içecekleri tipik olarak kafein ve guarana gibi uyarıcı maddeler ile değişen oranlarda karbohidrat, protein, amino asitler, vitaminler, sodyum ve diğer mineralleri bileşiminde bulunduran ürünlerdir.

200 Futbol oynayan bayan sporcuların antrenman ve müsabaka öncesi ve sonrası içilen sporcu içeceğinin performansına olumlu bir etkisi olup olmadığının incelenmesi için yapılan “Bayan Futbolcularda Bir Sporcu İçeceğinin Ve Plasebo Olarak Kullanılan C Vitamininin Dayanıklılık Performansına Etkilerinin İncelenmesi” araştırmasında; Odabaş İ, Özbar N, Sü K, Baratelli G. Bayan Futbolcularda Bir Sporcu İçeceğinin Ve Plasebo Olarak Kullanılan “C” Vitamini’nin Dayanıklılık Performansına Etkilerinin İncelenmesi. Başkent Üniversitesi Fiziksel Aktivite Beslenme ve Sağlık Kongresi Konu Metinleri,2009,Ankara

201 Çalışmaya yaşları 18±3. 08 yıl (14-22), boy ortalamaları 160,98±4
Çalışmaya yaşları 18±3.08 yıl (14-22), boy ortalamaları 160,98±4.62cm, vücut ağırlık ortalamaları 53.06±7.87kg olan 3 seneden beri Marmara Üniversitesi Spor Kulübü’nde futbol oynayan toplam 21 bayan futbolcu gönüllü olarak katılmıştır. Araştırma gruplarını oluşturmak için takım iki gruba ayrılmıştır. Denek grubu sporcu içeceği olarak hazırlanan içeceği, kontrol grubu ise plasebo olarak hazırlanan içeceği, içeriklerini bilmeden 6 hafta boyunca antrenman öncesi ve sonrası kullanmışlardır.

202 Sporcuların araştırma başlangıcında hemoglobin konsantrasyonlarının düşük olduğu görülürken, araştırma sonunda her iki grupta da bu parametrelerin normal değerlerde olduğu tespit edilmiştir. Araştırma süresince özellikle beslenme prosedürlerinin yeniden düzenlenmesi ve kontrol altına alınmasının hemoglobin değerlerinin normal değerlere gelmesine neden olacağını düşünmüşlerdir.

203 Denek grubunda 6 haftalık antrenman öncesi ve sonrasında uygulanan son test laktat konsantrasyonları arasında anlamlı farklılıklar olduğu gözlenmiştir. İki grup arasında araştırma sonunda dayanıklılık ve kan laktat konsantrasyonlarındaki farklılıkta denek grubunun kullandığı sporcu içeceğinin ve aynı zamanda iyileştirilmiş beslenme programlarının etkileri olduğu düşünülmektedir.

204 KOLOSTRUM

205 Dünyada son yıllarda yapılan araştırmalarda kolostrumun özellikle atletler başta olmak üzere vücut geliştirme sporcuları, bisikletçiler, hokeyciler ve dayanıklılık gerektiren sporlarla uğraşan kişiler tarafından kullanıldığı bildirilmektedir.

206 Kolostrum protein, karbonhidratlar, yağ, vitamin ve minerallere ilaveten vücudun immün ve büyüme fonksiyonları için gerekli bazı biyolojik aktif molekülleri de içermektedir. Kolostrum desteğinin yüksek şiddetteki egzersizler sırasında ve sonrasındaki toparlanma sürecinde plazmada IGF-1, tükürükte Ig-A düzeylerini yükselterek ve yağsız vücut kütlesini artırarak egzersiz performansını artırıyor olabileceği belirtilmiştir.

207 Kolostrumun kas gelişimine yardım ettiği, özellikle insülin benzeri büyüme faktörleri, büyüme hormonları ile bu özelliği sağladığı bildirilmektedir. İnek kolostrumu, insan kolostrumuna göre daha fazla IGF–1 içerdiğinden vücut geliştirme sporu yapanlar, atletler ve kas kitlesini artırmak için çalışan sporcular kolostrumu kullandıkları belirtilmiştir. Ayrıca yapılan araştırmalarda inek kolostrumu kullanılmasının sporcularda yoğun antrenman sonrası iyileşme süresini kısalttığı da ifade edilmiştir.

208 Sonuç olarak kolostrumun sporcularda;
güç ve dayanıklılığı artırdığı yağ dışı kas kütlesini desteklediği vücuttaki yağı yaktığı yoğun çalışmadan sonra düşen bağışıklık seviyesini yükselttiği iyileşme süresinin kısaldığı yaraların iyileşmesini hızlandırdığı bildirilmiştir. Ancak kolostrumun bu etkilerini daha iyi değerlendirmek ve nitelendirmek için konu ile ilgili daha fazla araştırma yapılması gerektiği vurgulanmıştır.

209 BESİN DESTEKLERİ ÜRÜN İDDİALARI

210 Bu ürünler marketlerde, sağlıklı gıda mağazalarında ve eczanelerde bulunduğu gibi e-posta ve büyük oranda internet aracılığıyla da bu ürünlere ulaşmak mümkündür. Bu ürünlerin besin içeriğiyle ilgili, sağlıkla ilgili ve yapı/fonksiyonla ilgili birçok iddiaları vardır. Sporcular da bu iddialardan dolayı bu destekleri kullanmak istemektedirler. Ayrıca bu ürünlere kolaylıkla ulaşılabilmesi, ürünlerin reçetesiz satılması, güvenli ve etkili oldukları düşüncesi de ürünleri kullanmaya iten nedenlerdendir.

211 Bu besin destek ürünlerinin iddialarının gerçek olmadığını gösteren işaretlere bakacak olursak;
‘mucize’, ’çığır açan’ ve ’yeni bir keşif’ gibi sözcüklerin kullanımı (eğer böyle bir şey olsaydı bilimsel yayınlarda ve gazetelerde, resmi sağlık kurumlarının haber kaynaklarında duyurulurdu) bir ürünün ‘doğal’ olduğunun belirtilmesi (doğal bir ürün her zaman güvenilir olmayabilir örneğin zehirli mantarlar da doğaldır ama hasta edip öldürebilir)

212 ürünle ilgili yetersiz referansa dayalı bilimsel veriler
ürünün yan etkilerinin belirtilmemesi ve bilinmemesidir. Destek ürünlerini satın alırken bu durumlara dikkat edilmelidir. Ayrıca ulusal olarak bilinen üreticilerin ya da distribütörlerin FDA onaylı ürünleri tercih edilmelidir.

213 SONUÇ

214 Diyetle yeterli miktarda karbonhidrat, esansiyel yağ asitleri, protein, vitamin, mineral ve su tüketildiğinde optimal performans sağlanabilmektedir. Çeşitli esansiyel besin öğeleri veya ticari beslenme destek ürünleri kullanmak gerekli değildir. Egzersiz performansı iyi beslenme ve antrenman ile artırılmaktadır. Fakat yapılan çalışmalar, bazı besinsel ergojeniklerin bazı şartlarda, bazı sporcularda ve bazı özel durumlarda ergojenik etkilerini desteklemektedir.

215 Bazı ergojenik yardımcılarla ilgili ise daha fazla çalışma bulgularına gereksinim duyulmaktadır.
Kullanımı sporculara yararı olmayan maddeler veya bilimsel olarak içindeki ürünleri zararlı (doping sayılacak) veya doz acısından zararlı kabul edilen hiçbir ürün kullanılmamalıdır. Gerekli bütün durumlarda kullanımın, doktor ve diyetisyen önerisi ve kontrolünde yapılması en uygun olan yoldur.

216


"ERGOJENİK YARDIM Stj.Dyt.Ayşe Pınar ÖNÜR." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları