Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ERGENLİK DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ERGENLİK DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ"— Sunum transkripti:

1 ERGENLİK DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ
Yıldız YILDIZ Altındağ Rehberlik ve Araştırma Merkezi

2 ERGEN KİMDİR? Ergen, ne çocuk ne de yetişkindir.
Kimliğini belirlemeye çalışan bir bireydir. Ergenlik dönemi genel olarak yaşları olarak kabul edilir. (Bu yaş aralığı esnektir).

3 ERGENLERDE GÖRÜLEN GENEL DEĞİŞİMLER
Hızlı büyüme (ilk ergenlik döneminde) gözlenir. Bu hızlı değişimlerden ötürü şaşkınlık yaşanabilir. Hızlı değişimin bitiminde, görünümlerine ilişkin son hallerini merak ederler. Kendi gelişimlerine kişisel ilgi duyarlar. Örneğin boyumu ölç gibi

4 İLK ERGENLİK Aileye karşı isyankar olabilirler.
Olgunlukla çocukluk arasında gidip gelirler. Aynı yaşta ve cinsiyetteki yakın arkadaşlarla birlikte olmak isterler. Karamsardırlar. Dağınık ve düzensizdirler. "Bağımsız beni" ortaya koyma çabasındadırlar. "Ben kimim?", "Ne çeşit bir insanım?" gibi sorular zihinlerini meşgul eder.

5 Hızlı büyümektedirler.
Bedenlerinin farkına varmaya başlarlar. Cinsel kimlik olgunluğu görünmeye başlar. Deri problemleri görülebilir (sivilceler). Önceki yıllara oranla iştahları artar, sürekli açlık hissederler. Önceki yıllara oranla daha fazla uyurlar. Artan olgunluğun işareti olarak geç saatlere kadar oturma isteği vardır.

6 İlk Ergenlikte Erkeklere Ait Özellikler
Gürültülüdür. Sakardır. Ketumdur. Saldırgandır. Dağınıktır, temizliğine yeterince önem vermez. Puberty (erinlik) döneminde erkekler boyca ve ağırlıkca kızlara göre daha hızlı gelişmektedir. Cinsellik ve kızlar hakkında daha fazla konuşurlar. Ev dışında daha fazla vakit geçirirler.

7 İlk Ergenlikte Kızlara Ait Özellikler
Erkeklere göre daha belirsiz ve silik özellikler taşırlar. Yaşca büyük erkeklere ilgi duyarlar. Romantik aşkla ilgilidirler. Rol yaparlar. Konuşkandırlar fakat bu iletişim kurmaya yönelik değildir. Olur olmaz şeylere gülme eğilimindedirler (Kıkır kıkır gülerler).

8 ORTA ERGENLİK İçki içme, sigara ve bağımlılık yapan
madde kullanımına ve cinsel deneyimlere en fazla ilginin gösterildiği 12 ve 16 yaşlarını kapsar. Bu dönemde ilk cinsel ilişki ve ilk içki içme deneyimi yaşanabilir. Ergenler sıklıkla riskli deneyimlere atılır. Bu gelişim dönemindeki ergenler neden ve sonuç kavramlarına sahip değildir.

9 Güçlü olduklarına ve zarar görmeyeceklerine ilişkin
inançları yüksektir. Bu nedenle de genellikle içkili olma ile araba kazaları ya da içkili olma ile erken cinsel etkinliğin olumsuz sonuçları arasında sebep sonuç ilişkisi kurmada güçlük çekerler. Bağımsız ve özerk olma yönündeki çabaları oldukça artar. Yüzleşme ve çözümleme gerektiren aile çatışmaları yer alır. Ergenler ile aile arasındaki çatışmalar normal ve gereklidir.

10 Ergenler bu konuları, kendi içlerinde
paylaşırlar. Cinsel gelişim, cinsel dürtülerde önceden kestirilemeyen dalgalanmalara sebep olabilir. Bu değişime kaçınılmayan cinsel fantaziler ve cinsel dürtüler eşlik eder. Cinsellik orta ergenlik döneminin en temel özelliğidir. Bu dönemdeki gençlerin sürekli zihinlerini meşgul etmektedir.

11 Erkeklerde bulunan yüksek testosteron;
cinsel saldırganlıklara, fiziksel dürtü ve tatmine neden olabilir. Cinsel davranışlarda bulunma güdüsü genel olarak birine yakınlaşmak, kendine saygıyı güçlendirmek, cinsel kimliği pekiştirmek ya da otoriteye baş kaldırmak gibi cinsel olmayan ihtiyaçları doyurmak amacıyla ortaya çıkabilmektedir.

12 GEÇ ERGENLİK (Kız ve Erkekler)
İsyankardırlar. Kişisel dış görünüme ilgi duyarlar. (aynanın önünden ayrılamama gibi) Karamsardırlar. Karşı cinse ilgi duyarlar. Kendi ego kimliğini oluşturma çabasındadırlar. "Dünyanın neresindeyim?" gibi sorular zihinlerini meşgul eder.

13 Toplumda ergenlere yönelik yer alan belirsizlikler problemleri arttırmaktadır. Örneğin toplumun ergeni ne çocuk ne de genç olarak görmesi gibi. Fiziksel büyüme yavaşlamaktadır. Fiziksel gelişimde son değişimler hemen hemen tamamlanmıştır. Uyku ihtiyacı yetişkin düzeyine yaklaşmıştır. Yeme gereksinimi yetişkin düzeyine yaklaşmıştır. Yemek yerken arkadaşlarla bir arada olma ihtiyacı sürmektedir.

14 Kendi cinsinden arkadaşlarla çok yakın ilişkiler kurma ihtiyacı azalmaktadır.
İlgileri daha çok karşı cinsiyetten arkadaşlıklara yönelmiştir. Toplum, yaşadığı çevre ve okulca kabul görme ihtiyacı içindedirler. Düşüncelerine ve olgunluklarına aileleri tarafından saygı duyulması ihtiyacı içindedirler. En önemli sorulan soru "Ben ne olacağım?" sorusudur. Geç ergenlik döneminde, iş fırsatları ergenleri değişik meslek seçeneklerini araştırmaya iter.

15 Meslek seçimi ergenin benlik kavramını pekiştirir. Bu,
aynı zamanda kimlik oluşumu için de önemlidir. Meslek seçimini etkileyen faktörler şunlardır: Aile değerleri Toplumsal sınıf Sosyo - ekonomik durumlar Prestij kazanma ihtiyacı Bağımsız irade Özel yetenekler Motivasyon

16 Meslek seçiminde kararsızlıklara
neden olan etkenler şunlardır: Aile etkisi: "Babam doktor ama ben rock yıldızı olmayı istiyorum" Bireysel ilgiler: Özellikle ergenler yetenekli olduklarında ve birden fazla alana ilgi duydukları zaman kendileri için neyin daha iyi olabileceğine karar vermekte zorluk çekmektedirler.

17 Geç Ergenlikte Erkeklere İlişkin Özellikler
Cinsel problemler belirgin ve ısrarcıdır. Mesleki tercihlere ilişkin planlamalara ilgi duyarlar. Eş seçimine kızlardan daha az ilgi duyarlar.

18 Geç Ergenlikte Kızlara İlişkin Özellikler
Karşı cinse ilgi artar. Bu ilgi eş aramaya yöneltir. Romantik aşka ilişkin hayaller kurar. Meslek seçimine yönelik ilgileri erkeklerden düşüktür. Kızlarda görülen cinsel problemler, erkeklerde yaşananlardan daha azdır. Cinsel konular kızların zihinlerini daha az meşgul etmektedir.

19 ERGENLERİN DAVRANIŞLARINDAKİ DEĞİŞİMLER
1. Yalnızlık isteği Her genç yalnızlığını paylaşacağı ayrı bir odasının olmasını ister. Odasında saatlerce kalabilir. Küçük nedenlere kızabilir, kırılabilir. Gencin bu isteğinin doğal karşılanması gerekir.

20 2. İsteksizlik Hızlı bir bedensel gelişme içinde olmak için bu durum enerjilerini tam olarak kullanamamalarına neden olmaktadır. Tüm enerji bedene yansımakta ve sonuçta isteksizlik oluşabilmektedir. Bir takım ağrılar ve sızılar da ortaya çıkabilmektedir. Tüm bu durumlar derslere de yansıyabilmekte, ilkokulda elde edilen başarıda düşüş görülebilmektedir. Bu başarısızlık durumundan kaygı duymamak gerekir. Bunun geçici olduğunu düşünmek en doğru çözüm olur.

21 Bu dönemde isteksizliğe bağlı olarak can sıkıntısı da
oluşabilmekte ve can sıkıntısı uzun sürebilmektedir. Ayrıca huzursuzluk oluşabilmektedir. Bunun nedeni ise bedendeki değişimlerdir. Öğrencide, sürekli bir şeylerle ilgilenme, meşgul olma isteği vardır.

22 karşı çıkar. Bu nedenle çevresi ile olan ilişkilerinde zaman zaman
3. Toplumsal zıtlık durumu Genç sürekli içinde bulunduğu ortama karşı çıkar. Bu nedenle çevresi ile olan ilişkilerinde zaman zaman geçimsizlik oluşabilir. Otoriteye karşı direniş eğilimleri: Ev ortamında mutlaka otoriteyi temsil eden birisi vardır. Ya anne ya baba ya da ağabey, abla. Gelişmekte olan ergenin karşı çıkacağı ilk kişi otoriteyi temsil eden kişidir. Genellikle 13 yaş kişinin en huzursuz olduğu en geçimsiz olduğu, her şeye karşı çıktığı bir dönemdir

23 Otoriteye Karşı Gelemeyen Bireylerde Bazı
Davranış Bozuklukları Oluşabilmektedir: Olay yaratmak İnsanları kızdırmak Yerli yersiz ıslık çalmak Dikkatsizlik Kabalık Sabırsızlık Dalgınlık, aldırmazlık İnatçılık Kafa tutma Şüphecilik

24 Genellikle bu dönemde kızlar ve erkekler birbirlerini sevmezler.
Karşı cinse olan zıtlık Genellikle bu dönemde kızlar ve erkekler birbirlerini sevmezler. Ancak birbirleri olmadan da yapamazlar. Bir yandan da sürekli, karşı cinsten olanları küçük düşürme eğilimime girebilirler. Duygululuğun artması Bu dönemde ergenler çok fazla duygusal olabilmektedirler. Ancak bu durum biçim değiştirerek kendisini gösterir. Karamsarlık oluşur. Kendilerine söylenen şeyleri ters anlarlar. Çabuk sinirlenirler. Hiçbir şeyden memnun olmazlar. Küçük şeylerden dolayı hemen ağlama görülebilir.

25 Kendilerine olan güven duygusu azalabilir
Çocukların kendilerine olan güvenlerinin azalmasının nedeni onlardan beklenen rollerin yoğunluğudur. İyi bir öğrenci, iyi bir evlat, iyi bir abla ya da ağabey... Ayrıca bu dönemde çekingenlik oluşabiliyor ve kendilerini bu yönde gizleme eğilimi görülebiliyor. Hayalcilik oluşabiliyor. Genç nelerden yoksunsa, nelere arzu duyuyorsa o şeylerin hayalini kurar.

26 ERGENLİK DÖNEMİNDE EN SIK RASTLANAN HEYECAN BİÇİMLERİ
KORKU Ergenler için özellikle bilinmeyen şeyler korkunun doğmasına temel nedendir. Ergenin ilgilendiği faaliyetlerin sonucunu kestirememesi de korkuya neden olabilir. ENDİŞE Gerçek nedenden çok, hayali nedenlerden oluşan korku tipleridir. Cinsel olgunlukla birlikte, endişelerin de farklılık gösterdiği dikkatimizi çeker. Orta ve lise öğrencileri özellikle çeşitli okul sorunları hakkında endişe duyarlar. Dış görünüş ve arkadaşları arasında popüler olmama, endişe yaratan diğer konulardır.

27 ÖFKE Ergenlik döneminde öfkeye neden olan uyarımlar genellikle sosyal kaynaklıdır. Ergeni öfkelendiren konular şunlardır: Alay edildiğinde, gülünç düşürüldüğünde Tenkit edildiğinde, azarlandığında Haksız yere cezalandırıldığında İnsanlar ona hükmetmeye başladığında İşleri ters gittiğinde Özel eşyaları, kardeşleri ya da ana babası tarafından habersizce alındığında gençler öfkelenir.

28 SEVGİ Ergenlikte sevgi, hoş ilişkiler kurabilen, kendini seven ve güven veren kişilere yönelmiştir. Aile üyeleriyle olan bağı azalmış ve arkadaşlarıyla olan bağı artmıştır. Ergenin sevdiği kişi adedi azdır. Bu nedenle sevgisi çok kuvvetlidir. Karşı cinse delicesine aşık olma, kısa süre sonra bu duyguyu yitirme sıkça görülen olaylardır.

29 ERGENLERİN KAYGILARI Ergenlik dönemi bireyin kendisi ile ilgilendiği dönemdir. Bu ergenlerin kaygılarının sıkıntılarının çeşitliliğinden kolaylıkla anlaşılır. Ergenlerde gözlenen kaygı alanları çok çeşitlidir.

30 Kişilik ile ilgili kaygılar
Kendini aşağı görme, kendisine güveni olmamak, kendisini yetersiz görmek, sık sık öfkeye kapılmak, küçük şeylere üzülmek, olayları çok ciddiye almak. Aile ve ev yaşamına ilişkin kaygılar Kendisine ait bir odasının olmaması, cinsel sorunlarını ailesi ile paylaşamaması, arkadaşları ile dışarı çıkamaması, çocuk yerine konmak, ailesinin arkadaş çevresine, tercihlerine, isteklerine karışması, özgürlüğünün kısıtlanması.... Sosyal ilişkilerine yönelik kaygılar Yeni tanıştığı insanlarla nasıl konuşacağını bilememe, yeterince arkadaş edinememek....

31 Okulla ilgili kaygıları
Dikkatini toplayamama, çalışma yöntemini bilememe, çalışırken hayal kurma, derse kendisini verememe, çalışmak isteyip de çalışamama, kendisini derste ifade edememe, etkili bir programının olmaması, not kaygısı, sınav kaygısı, uzun bir süre kendisini televizyondan alamama, zaman kaybı Meslek seçimi ile ilgili kaygılar Hangi mesleği seçeceğini bilememek, yeteneklerinin ilgilerinin ne olduğunu bilememek, ailesinin meslek seçimine fazlaca karışması

32 ERGENLİKTE SOSYAL GELİŞİM
Bu dönemde toplumsal gruplaşmalar önem kazanır. Klikler İlgi ve yetenekleri benzeşen 3-4 samimi arkadaştan oluşurlar. Bu kliklerde duygusal bağlılık fazladır. Telefonda uzun uzun görüşme yapılır, sinemaya, tiyatroya, spor müsabakalarına beraberce gidilir. Klik kurallarına kesinlikle uyulur. Kurallar aile ile çatışsa bile yine de uygulanır.

33 Kümeler En geniş ergen gruplarıdır. Önceleri aynı cinsten üyelerden
oluşurken, daha sonraları her iki cins de aynı kümede yer alabilir. Küme içerisinde eş arkadaşlıklardan olabilir. Kümeleri oluşturan üyeler aynı toplumsal gruptan gelmeyebilirler. Bundan dolayı üyeler arasında samimiyet sınırlıdır.

34 Örgütlü Gruplar Ergenleri bir araya getirebilmek için okullar, bazı kuruluşlar genç grupları örgütlerler. Bu son yıllarda görülen bir durumdur. Çeteler Okula uyum sağlayamayan ve okulda arkadaş edinemeyen kız ve erkek ergenlerin kurduğu topluluklardır. Klik ve kümelere girmeyen bu gençler zamanlarını cadde Ve sokaklarda boş dolaşarak geçirir ve genellikle aynı cinsten bazen her iki cinsten üyelerin bir araya gelmesiyle çeteler kurarlar.

35 ÖZDEŞLEŞME Bu dönemde ergen, çevresinde ‘onun gibi olmak’
istediği kişileri arar. Bu aileden, sevgi ve anlayış gördüğü bir kimseden, Arkadaşlarından biri olabileceği gibi ünlü bir pop müzik sanatçısı da olabilir. Ergen, kim olduğunu, neye değer vereceğini, kime Bağlanıp inanacağını, amacını bulmaya çalışır. Ergen, içinde bulunduğu grubun idealleri ve sosyal standartlarıyla kendi davranışını değerlendirme durumundadır. Özdeşleşmenin oluştuğu ortamın toplumsal, ekonomik, kültürel özellikleri bir yandan kişiliği oluştururken, öte yandan kişilikle toplum arasındaki tüm ilişkilerin temeli olan özerklik ve sorumluluk kavramlarını biçimlendirir.

36 KİMLİK ARAYIŞI Ergenlik döneminin en önemli sorunu kimlik arayışıdır.
Bu dönende ergen, yavaş yavaş bir yaşam felsefesi, bir dünya görüşü ve inançlar geliştirmek durumundadır. Kişinin kimliğini açık seçik bulması, başkalarına ne denli bağımlı olursa olsun, kendini diğerlerinden ayrı bir varlık olarak algılamasına, ‘ben varım’ demesine bağlıdır. Toplumda kadınla erkek için belirlenmiş ideallere, ilkelere ters düşmek ve bu duruma çevrenin hoşgörüsüz tutumu, ergenin üstünde olumsuz etki yapabilir.

37 YABANCILAŞMA Bazı ergenler, baskıları uzlaştırma yolunda
mücadele edecekleri yerde, bunlara yenik düşerek yabancılaşma durumuna girerler. Toplumları içinde fiziksel olarak yaşayan, ama Psikolojik açıdan toplumdan kopmuş olan bu bireyler, bir kimlik sahibi olmak ve toplumda özel bir yer kabul etmek istemezler. Bu gençlerin çoğu kimlik bunalımına ya da kimlik dağılmasına uğrarlar. Mesleki bir seçim yapamazlar, belli bir cinsel rolü üstlenemezler.

38 Yabancılaşma bir tek tutum ve davranışa bağlı olamaz.
Bir çok tutum ve davranış bir araya gelince kişinin sevilmemesine ve grup dışına atılmasına neden teşkil ederler. Bunlar şöyle sıralanabilir: -Gösterişcilk -Kabadayılık,kabalık -Diğerlerine zıt gitmek -Hep yanlış anlaşılma hissi içinde olmak ya da hep şikayette bulunmak -Kin gütmek ya da hasetlik -Çekimserlik -Devamlı bahane bulmak gibi savunma mekanizmalarını kullanmak -Diğerleri üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmak -İnatçı, asık suratlı olmak

39 KUŞAKLAR ARASI ÇATIŞMA VE İSYAN
İki kuşağın farklı biçimde sosyalleşmesi, kuşaklar arasında düşünce, inanç ve eylem bakımından farklılık yaratmaktadır. Böylelikle, anne babaların özümlediği sosyal ve kültürel biçimler,çocukların öğrendikleriyle az da olsa farklılık göstermektedir. Yine yaş ilerledikçe sosyalleşmenin azalması kuşaklar arası boşluğu arttıran bir başka nedendir. Çatışmaya neden olan bir diğer etken, çocuklarının yeni statülerine ana babanın uyumda güçlüğe uğramalarıdır. Anne babanın sosyalleştirme kurumu niteliğindeki rehber rollerinden, çocuklarını kısmen kendileriyle eşit statüde görmek şeklindeki rol değişimi bu zorluğu yaratmaktadır.

40 Bu farklılaşma, ya düşük düzeydeki sosyo-ekonomik
Eğitimsel farklılaşmalar, iki kuşağın anlaşmazlıklarını arttırmaktadır. Bu farklılaşma, ya düşük düzeydeki sosyo-ekonomik çevreden gelen çocukların yüksek öğrenim görerek babalarını aşmaları ya da iki kuşağın izledikleri öğretim programlarının birbirinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu da farklı beklenti, değer ve davranışların kazanılmasına neden olmaktadır.

41 Kuşaklar arası çatışmaları ortadan kaldırmak için,
yetişkinlerle ergenler arasında dengeli ve düzenli bir iletişim kurarak diyaloğu gerçekleştirmek ve ortak değerler oluşturmak en akılcı çözüm olmaktadır.

42 Gençlerde Davranış Bozuklukları
Ruhsal hayatlardaki olumsuzlukların sonuçlarını davranışlarda görmek mümkündür. Her davranış bozukluğu mutlaka bir sebebe dayanmaktadır. Ruh sağlıkları olumsuz olarak etkilenmiş olan gençlerde çeşitli tepkiler görülür. Bu tepkiler genel olarak iki grupta toplanabilir: -İçe Yönelmiş Uyumsuz Davranışlar -Dışa Yönelmiş Uyumsuz Davranışlar

43 İçe Yönelmiş Uyumsuz Davranışlar
Bu tür davranış gösteren gençler; genellikle çok mutsuz, korkutulmuş, sindirilmiş, suçluluk duygusu içinde bir takım baskılara maruz kalmış kendilerine güven duygularını yitirmiş çevrelerindeki insanlarla ve dış dünya ile iletişimleri kopmuştur.

44 Kimi gençlerde çok fazla çekingenlik, aşağılık duygusu gibi
davranışlar görmekteyiz. Kendine güveni az olan gençler için olumlu yanlarının gösterilmesi güven kazanmasında etkili olacaktır. Anne baba ve öğretmenlerin bir çoğu içe kapanık davranışları pek önemsemezler. Sessiz, sakin, uslu ve terbiyeli çocukları model çocuk olarak nitelendirirler. Bu çocukları gerçek duygu ve düşüncelerini göstermeyen çocuklar olarak nitelendirmeliyiz. Bu gençlerin üzerinde daha fazla durmak gerekir. İçe kapanık kişilerdeki başlıca davranışlar; tırnak yeme, tikler, unutkanlık, hayal kurma, anne babaya aşırı bağımlılık, aşırı alınganlık, olmadığı halde sık sık rahatsızlanma gibi davranışları sayabiliriz.

45 Dışa Yönelmiş Uyumsuz Davranışlar
Yalan Bir ergen sık sık yalana başvuruyorsa ana babasının beklentilerini karşılamakta güçlük çekiyor ya da ceza korkusuyla yalana sığınıyordur. Gençlere, isteklerini, sıkıntılarını ve endişelerini rahatça dinlemeye ve çözüm yollarını bulmaya hazır olduğunuzu hissettirirseniz, sizinle rahatlıkla konuşurlar ise duygularını gizlemek için yalana başvurmazlar.

46 Hırsızlık Psikolojik ve ekonomik doyumsuzluk sonucu ortaya çıkan olumsuz bir davranıştır. Hırsızlık yapan bir çocuğun söylemek istediği bir şey olduğu muhakkaktır. Özel yaşantısından kaynaklanan bir sorun olabilir, bir şeyi eksiktir veya bir şeyin değiştirilmesi gerekiyordur. Gençler, grup arkadaşlarıyla ‘sırf eğlence olsun’ diye hırsızlık yapabilirler.

47 Çalmaların karşısında anne babaların soğukkanlı
davranmaları gerekmektedir. Ağır suçlamalar, evden atmalar, acımasız dayaklar sorunu kötüye götürmekten başka bir işe yaramaz. Hatta dayak yiyen çocuk cezasını çektiğini ve ödeştiğini düşünerek yeni bir çalmaya yönelebilir. İlk çalmaların ağır biçimde cezalandırılmaları çalmaların sürüp gitmesine neden olur.

48 Saldırganlık Saldırgan çocuk, ruhsal sorunları nedeniyle yaşıtları ve çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramamaktadır. Saldırgan çocuk, temelde güvensiz çocuktur. Çevreden iyi bir davranış beklemediği için ilk tepkisi saldırmak olur. Kendi görmediği hoşgörüyü başkasına gösteremez.

49 Saldırgan genç, doyumsuz ve sevilmediğine inanır.
Kabadayılık gösterileriyle kendini güçlü olduğuna inandırmaya çalışmaktadır. Anne babanın tutarsız eğitimi çocuğun saldırgan olmasına etkendir. Saldırgan genç, ailedeki dengesizliğe ve olumsuz çevre koşullarına bağlı olarak suça yatkınlık kazanır. Sevgi yetersizliğine, katı cezalar ve sürekli anlayışsızlık da eklenince suça itilme imkanı artar.

50 Davranış Bozukluklarını Önleme ve Koruma
Anne baba gencin yanında tartışmaktan kaçınmalıdır. Davranış bozukluğu çocuktaki yetersizlik, önemsizlik ve değer duygusu eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle anne baba ona değer verdiğini, önemsediğini fırsatlar oluşturarak gence hissettirmelidir.

51 Gencin kapasitesinin ve gücünün üstünde başarı
beklememeli, elde ettiği sonuçlar olumsuz bile olsa tenkit edilmemeli, yavaş yavaş onu incitmeden daha iyi sonuç elde etmesine yardımcı olunmalıdır. Genci daha iyi anlayabilmek için arkadaşlarını tanımak gerekir. Gencin arkadaşlarıyla da gençle nasıl iletişim kuruluyorsa öyle iletişim kurulmalı, gence nasıl önem ve değer veriliyorsa arkadaşlarına da aynı şekilde önem verilmelidir.

52 ERGENLİK DÖNEMİNDE DEPRESYON
Belirtileri 1. En az birkaç haftadır devam eden, olağan dışı; Keyifsizlik, neşesizlik, Huzursuzluk, hırçınlık, sinirlilik ya da içe kapanma, aldırmazlık ve uyaranlara cevapsızlık. Uyku ve yeme alışkanlıklarında bozulma (artma yada azalma), Ders başarısında düşme, Arkadaşlarına bile ilgisinin azalması, Sevdiği, hoşlandığı etkinliklere ilgisizlik, Ölme yada yaşamama isteğini dile getirme ya da notlar yazma. Tanımlayamadığı bir sıkıntı hali olmaması.

53 2. Yanlış davranışlara yönelim riski artmıştır.
3. Tepkisel özelliği sonucu çoğunlukla kendi ve başkalarına zarar verici davranışlara yönelebilir. 4. Kaygı ve huzursuzluğunu gidermek için sağlıksız çözümler arayabilir (alkol,sakinleştirici, uyuşturucu maddeler gibi)

54 Nedeni Nedir? Aile veya kan bağı olan tüm akrabalarda bu ve benzeri bur durumun olması, Genelde düşünce biçiminin kötümser, evhamlı, hassas alıngan olması, Çevresel stresler (Okul, aile ve arkadaş ilişkilerinde çocuğu zedeleyen olaylar ya da değişiklikler yaşanması), Yaşamında önemli yeri olan kişiyi (somut ya da soyut olarak) ya da ilgisini kaybetmesi, Onarıcı, düzeltici sosyal destek sistemlerinin yetersizliği.

55 Bu nedenler her gençte depresyona yol açmaz, çocuğun
biyolojik yapısı olayları yorumlama biçimi ve destek yetersizliği belirleyici rol oynar. Döneme özgü bedensel biyolojik değişimler depresyon oluşumunu kolaylaştırır.

56 Ne Yapmak Gerekir? Ergenlik dönemi özelliklerini dikkate alarak yaklaşın. Yukarıdaki belirtilerden bir yada bir kaçı varsa konunun uzmanına başvurun. Öğretmeni ile konuşup okul ve arkadaş ilişkilerindeki değişiklikleri değerlendirin. Sakin olup, şefkatle ve güven sağlayıcı bir şekilde yaklaşın. Fazla bunaltmadan gözetim altında tutun.

57 Tedavi edilebilir mi? Tedavi edilir ve tamamen eski haline döner.
Her türlü tedavide (ilaç tedavisi, psikoterapi vb.) hekim ile güvenli işbirliği tedavinin etkinliğini yakından etkiler. Ergenlerde ona rehber, örnek olabilecek ve gerektiğinde yönlendirebilecek danışmana (terapiste) gereksimin vardır. Depresyon bir akıl hastalığı değildir. Kalıcı değildir ancak ailede varsa tekrarlayıcı olabilir.

58 İNTİHAR Ergenlik yılları diğer hayat dönemlerine oranla intiharın en çok olduğu dönemdir.

59 Nedenleri Gençteki sevgi yoksunluğu. Anne babanın ölmesi, ayrılması, aileden ayrılma, karşı cins tarafından reddedilme, grup içinde aşağılanma, onuru ile oynanması Üzüntünün aşırı olması, bireyi çaresizlik içinde bırakması, ergeni ölüme bu acı verici duygulardan kaçmanın bir yolu olarak bakmaya itebilir. Ölümün sıkıntılardan kurtulmanın tek yolu olarak görülmesi ergenlerin intihar etme riskini arttıran çok önemli bir etkendir.

60 Belirtileri En belirgin ipucu bireyin canına kastetmeyi düşündüğünü ifade etmesidir. Bir şekilde hayattan bezdiğini intihar etmeyi düşündüğünü ifade eden birey kesinlikle ciddiye alınmalıdır. Daha önce intihara teşebbüs etmiş bir insan da açık bir şekilde intihar riski taşımaktadır. Ölüm hakkında konuşmalar, ümitsizlik içinde olma, geleceğe yönelik isteklerden ve değer verdiği şeylerden vazgeçme, aile ve arkadaşlarından uzaklaşma, sürekli endişeli ve gergin olma, davranışlarda ani değişiklikler, alkol ve uyuşturucu gibi alışkanlıkları edinme, uykularda bozukluk, kendini değersiz bulma, sürekli bezgin ve mutsuz olmanın yanında hayatı yaşamaya değer bulmama gibi belirtiler intihar eğilimi taşıyanlarda gözlenmektedir.

61 Alkol ve uyuşturucu hem intihar eğilimleri açığa çıkarması
bakımından tehlikelidir hem de sorunlu olanlar için bir sığınma aracı olarak kullanıldığından sorunlarla baş etme yollarının öğrenilmesini zorlaştırır. İntihar eden gençler arasında anne ve babası ayrılmış olanların oranının yüksek olduğu, yakın çevrelerinde intihar vakası ile karşılaştıkları ifade edilmektedir.

62 Önleme 1. Durumun ciddiyetinin farkına varılmalıdır.
En önemli başlangıç bu eğilimi taşıyan gençlerle konuşmaktır. Bu konuşmanın onları değerlendirme, yargılama ve benzeri tavırlar taşımadan yapılması, destekleyici, onunla yakın ve sıcak ilişki kurmaya yönelik olması ilk şarttır. Ergen, onu anladığımızı, değer verdiğimizi ve destek olacağımızı hissetmelidir. İntihara teşebbüs edenlerin önemli bir kısmı derdini anlatacak kimse bulamamaktan yakınmıştır. Dertlerini ifade eden ergen kısmi bir rahatlama duyar.

63 2. Ergenin sorunlarını çözme konusunda geliştirdiği başetme
biçimleri gözlenmeli ve ona bu konuda yeni stratejiler öğretilmelidir. Bireyler çocukluklarından beri çevresindeki insanların benzer durumlarda kullandıkları çözüm yollarını taklit eder. Sorunun ağırlığı altında ezilmek, onun çözümsüz olduğunu ve kendisine hiç kimsenin yardım edemeyeceğini düşünmek intiharı düşünenlerin sorunlarına yaklaşımlarında genellikle gözlenen tavır alışlardır. Buna karşılık sorunların önemli bir kısmının zamana ve içinde bulunulan şartların değiştirilmesi ile sorunlara yaklaşımlarının da değişeceğini kabul etmek daha olumlu bir yaklaşımdır.

64 Sorunların üstesinden gelme ile ilgili olumlu bakış açıları
öğretme ile kazandırılabilir. Sorunları ve çözümleri konusunda kendisinden daha deneyimli bireylerin değerlendirmeleri bireyin içgörü geliştirmesine yardım eder. 3. İntihar eğilimi olan bireye kaygı ve gerilimi ile baş edebilmesi için gevşeme tekniklerini ve kendine güvenini desteklemek için güvenli davranış tekniklerini öğretmek önerilebilir.

65 ERGENLERE YARDIMCI OLABİLMEK İÇİN STRESLE BAŞA ÇIKABİLME BECERİSİ GELİŞTİRİNİZ
1. Gevşemeyi öğrenin Derin bir soluk alıp nefesinizi yavaş yavaş verin. 2. Kendinizle baş başa kalın Çocuklarınızla gergin bir an yaşadıktan kısa süre sonra kendinize biraz zaman tanıyıp, hoşlandığınız şeylerle ilgilenin 3. Eşinizle baş başa kalabileceğiniz bir zaman dilimi ayırın 4. Arkadaş, eş, dostla duygularınızı paylaşın 5. Yürüyüş ve spor yapın 6. Kendi kendinize haksızlık edecek düşüncelerden uzaklaşın 7. Öfkenizi kontrol etmeye çalışın 8. Çocuğunuzla geçireceğiniz zamanın kalitesini artırın.

66 ÖNERİLER Sonradan kabul edebileceğiniz şeylere baştan hayır demeyin,
Soğukkanlı ve sakin olun, fevri davranışlardan kaçınmaya çalışın, Sıkıcı, öğüt veren konuşmalardan kaçının, çocuklarınızın söylediklerini anlamaya çalışın, İyi bir dinleyici olun, konuşulanların sır olarak kalacağı konusunda onlara güven verin

67 Ailenin tahttan indirilip, arkadaşların çıkarıldığı bu
dönemde, çocuklarınız sizden uzaklaşıyor gibi görünse de, gösterdiğiniz doğrular yeri geldiğinde kullanılacaktır. Önemli olan sağlıklı ve güvenli kuracağınız iletişimdir. Bu dönemde çocuklar ne yetişkin ne de çocuk olarak görülmekte ve bu karmaşa davranışlarına da yansımaktadır. Bu karmaşaya çevreden aldıkları çelişkili mesajlarda neden olmaktadır. Siz de çocuğunuzun bu durumunu fark ederek, onun yetişkin davranışlarını destekleyip, çocukça yaptığı davranışlarda ise bu çelişkiyi yaşatmadan destek olun.

68 Bu dönemde ki çatışmalar, ergenin bir yandan sizin gibi
olmak istemesi diğer bir yandan da bağımsızlığını sizden farklı bir birey olarak gerçekleştirme çabasıdır. Bunu hatırlayarak çatışmaların kaçınılmazlığını kabullenin. Çatışma-çözüm becerilerinizi gözden geçirin. Bu konuda önemli model olduğunuzu unutmayın. Yeteneklerini ve ilgi alanlarını tanımaya çalışan gencin, ilgilerindeki değişkenlik normaldir. Ona bu değişkenliğinde kendini tanımasına fırsat verin ve yardımcı olun.

69 Gencin zihinsel yaşadığı dağınıklık ve değişkenlik, dış
görünümüne ve çevresine de yansıyabilir. Sizin kurallarınızla sıklıkla çatışabilen bu durumu ancak gençle uzlaşmaya giderek çözebilirsiniz. Geçlerdeki olumsuz davranışlardan önce olumlu davranışları görmeye çalışarak, hem iletişimi güçlendirin hem de bu sayede olumlu davranışları pekiştirin. Bu dönemde yaşayacağınız aşırı baskıların ve cezalandırmaların genci arkadaş grubuna iteceğini unutmayın. Bu nedenle yapıcı eleştiriler kullanın.

70 Problemlerinizi "kapı aralığında" çözmeye kalkışmayın.
Problemleri çözmek için yer ve zaman ayırın. Problemi doğru tanımlayın. Çocuklarınızın kendi sorumluluklarını üzerinize almayın. Unutmayın sorumluluklarını ne kadar önce üstlenirse o derece de sorumlu bireyler yetiştirebilirsiniz. Kuralların öğretilmesi ve uygulanmasında tutarlı, açık ve kararlı tutumunuz en önemli faktörlerdir. Olumlu ve olumsuz duyguları ifade etmesine yüreklendirin.

71 Sonuç olarak, ergenlerin isteklerini şu şekilde sıralayabiliriz.
· Büyüme, gelişme ve kuvvetlendirme isteği, · İlerleme, olgunlaşma ve değişme isteği, · Bireysel ve bağımsızlık elde etme isteği, · Başarma güven kazanma isteği, · Beğenilme ve takdir edilme isteği, · Etrafındaki kişilerle, olumlu sosyal ilişkiler kurma isteği, · Mutlu olma isteği, · Geleceğe yönelik iyi yatırımlar yapma isteği,

72 Bu isteklerinin karşılanmasında, ortaya çıkabilecek
engellemeler, zorluklar ve anlaşmazlıklar: ergende kaygı ve telaşa yol açabilir. Her konuda, her sorunda; onların karşısında değil yanında yer almalıyız.

73 KATILIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ


"ERGENLİK DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları