Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TEK TIRNAK İŞARETİ(‘ ’)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TEK TIRNAK İŞARETİ(‘ ’)"— Sunum transkripti:

1 TEK TIRNAK İŞARETİ(‘ ’)
NOKTA(.) VİRGÜL(,) NOKTALI VİRGÜL(;) İKİ NOKTA(:) ÜÇ NOKTA(…) SIRA NOKTALAR(…..) SORU İŞARETİ(?) ÜNLEM İŞARETİ(!) KISA ÇİZGİ(-) UZUN ÇİZGİ(_) EĞİK ÇİZGİ(/) TIRNAK İŞARETİ("") TEK TIRNAK İŞARETİ(‘ ’) PARANTEZ( ( ) ) KESME İŞARETİ(‘) KISALTMALAR NOKTALAMA İŞARETLERİ

2 XVI. yüzyılda matbaanın icadı ile kullanılmaya başlanan noktalama işaretlerinin tarihi Bizans dilbilgini Aristophanes'e kadar uzanır. XIX. yüzyılda ise genelleşen ve kesin kurallara bağlanan bu işaretler günümüzde, hemen hemen her millette aynıdır.

3 “Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirlemek üzere noktalama işaretleri kullanılır.”

4 Yazdığımız bir yazının akıcı ve anlaşılır olması için yazım kurallarına dikkat edilmesi ve noktalama işaretlerinin yerinde kullanılması gerekir. Konuşmada söylediklerimizin iyi anlaşılması için vurgudan ve tonlamadan faydalanırız. Yazıda ise söylemek istediklerimizin iyi anlaşılması için noktalama işaretlerinden faydalanırız. Konuşmada yerine göre sustuğumuz, hayrete düştüğümüz, karşımızdakine bir şeyler sorduğumuz yerler olur. İşte bunlar yazıda noktalama işaretleriyle karşılanır.

5 Türk edebiyatında Tanzimat döneminde kullanılmaya başlayan noktalama işaretlerinden Şinasi “Şâir Evlenmesi” adlı tiyatro eserinde söz eder. Daha sonraları Recaizade Mahmut Ekrem “Araba Sevdası” adlı romanında, Tevfik Fikret ve Mehmet Âkif başta olmak üzere bazı şairlerimiz şiirlerinde noktalama işaretlerini kullanırlar.

6 Yazdıklarımızı anlamca kuvvetlendiren ve onlara canlılık kazandıran noktalama işaretlerinin kullanıldığı yerler şunlardır: NOKTA ( . ) Dilimize Arapçadan giren nokta, noktalama işaretleri içerisinde en eski olanıdır. Belli başlı kullanım yerleri şunlardır: Cümlelerin sonuna konur. Cümle okunurken bu işaretten sonra durulur: Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. (Atatürk)

7 Bir metinde yer kazanmak ve aynı kelimeyi tekrarlamamak için yapılan bazı kısaltmalardan sonra konur: Dr. (doktor), Prof. (profesör), Av. (avukat), s. (sayfa), bk. (bakınız), İng. (İngilizce). Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yıl gösteren sayılar arasına konur: , Saat ve dakika gösteren sayılar arasında kullanılır: Saat 16.30’da sınav sona erecektir. Yıllık kazancı liradır.

8 Banka işlemlerinde ise sayıların aralarına nokta konmaz:
lira. Bilimsel çalışmalarda verilen bibliyografik künyelerin sonuna konur: “Türk Dili Derslerinin Aydın İnsana Bakışı”, Mehmet SARI, Çağdaş Eğitim Dergisi, Yıl: 20, S: 211, Ankara, Haziran 1995, s. 21. Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 6.7= 42, 15.5= 75

9 Sayılardan sonra sıra bildirmek için (-inci, -ıncı ekinin yerine) konur:
5. (beşinci), 15. (on beşinci), II. Mehmet, 25. sahife, 2. kat. Sayılar arka arkaya sıralanıyor ise virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan sadece sonuncu rakamdan sonra nokta konur: 3, 5, 7 ve 9. sayfalar; XIII- XIX. yüzyıllar arası.

10 Bir yazıda madde başlarını gösteren rakam ve harflerden sonra konur:
I A. a. II B. b. III C. c.

11 VİRGÜL ( , ) Noktalama işaretlerinin en önemlilerinden olan virgül, cümlenin anlamına açıklık kazandıran, anlatımı belirsizlikten kurtaran ve aynı görevdeki öğeleri birbirinden ayıran bir noktalama işaretidir. Belli başlı kullanıldığı yerler şunlardır: Çoğunlukla cümlenin başında yer alan özneden sonra konur: Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fetheden bir Osmanlı Padişahı olmakla birlikte Avni mahlasıyla şiirler yazan bir divan şairidir.

12 Devrik cümlelerde sonda yer alan özneden önce konur:
Küçük bir şeye sevinen, küçük bir şeye üzülen, anlaşılması güç bir muammadır, insan. Bir cümle içinde eş görevde kullanılan kelimeler arasına konur: Yüzsüz insan üzülür, çekinir, pişman olur zannetme. Yatan, oturan, çalışan, çalışmayan, kısacası kimse hayatından memnun değil.

13 Bir cümlede eş görevde kullanılan birden fazla mastar, ulaç ve ortaç'ı birbirinden ayırmak için konur: Doğru yazmak, doğru konuşmak hepimizin millî görevidir. Bir cümlede eş görevde bulunan ve birbiri ardınca sıralanan kelime (ad, sıfat, zamir, belirteç, fiil) ve kelime gruplarının arasına konur: Biz, köylülerin yağ, bal, yumurta yediklerini biliriz, burada yağdan, yumurtadan geçtik, ekmek yüzüne hasret kaldık. (M. Şevket Esendal)

14 Bir cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur:
Sırası gelmişken, hemen burada, bir örnek vermek isterim. Bir cümlede anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur: Akşam yine akşam, yine akşam, Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)

15 Aktarma cümlelerinde veya konuşma çizgisiyle verilen cümlelerde dedi, söyledi gibi kelimelerden önce konur: Halimi arz etmek için makamına çıktığımda, Bugün git yarın gel, dedi. Sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur: 28, 45(yirmi sekiz tam, yüzde kırk beş), 0, 50 (sıfır tam yüzde elli).

16 Bir cümlede gösterme zamirlerinden (bu, şu, o) sonra bir isim geliyorsa virgül konur: Bu, yıl sonuna kadar bitmez. Eğer virgül konmazsa bu, şu, o zamirleri gösterme sıfatı olarak anlam kazanır: Bu yıl sonuna kadar bitmez. Seslenme durumundaki öznelerden sonra konur: Sena, hocanı görürsen selam söyle. Eğer virgül konmaz ise unvan grubu oluşur: Sena Hocanı görürsen selam söyle.

17 Her biri ayrı bir yargı ifade eden sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:
Söylediklerimi dikkate alacağınızı umar, muhabbetlerimi sunarım. Çocuklar televizyondaki çizgi filmi seyrediyor, evin büyükleri ise misafirlerle sohbet edebilmek için kapatılmasını istiyordu. Bağlaçlı yan cümlelerde “ki” bağlacından sonra virgül konur: Beni öyle korkuttu ki, kalbim duracak gibi oldu. Alparslan öyle adaletli bir komutandı ki, Romen Diyojen’i esir ettiği halde silâhlarını vererek serbest bıraktı.

18 Bir cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlaçlarından sonra ise virgül konmaz: İmlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzelecek (Y. Kemal Beyatlı) Esas cümlenin anlamını bir şarta bağlı olarak tamamlayan şartlı yan cümleden sonra konur: Mektubumu aldıysa, muhakkak gelir. Gerçekten seviyorsa, sonunda döner. "Değil" kelimesiyle kurulan olumsuz yan cümlelerde, "değil"den sonra konur: Çalışmadığı için değil, çalışmasını bilmediği için başarısız oldu.

19 Resmî veya özel yazışmalarda yer alan hitap türündeki başlıklardan sonra konur:
Sayın Başkan, Değerli Arkadaşım, Türk Dili Bölümü Başkanlığına, Bilimsel yazılarda bir yargıyı ispat etmek için verilen örneklerin arasına konur: Kaynakları bakımından dünya dilleri çeşitli gruplara ayrılırlar. En önemlileri Ural Altay Dilleri, Hint-Avrupa Dilleri, Hami-Sami Dilleridir.

20 Bibliyografik künyelerde yazar adı, eser adı, basımevi, basım yeri, basım tarihi gibi maddeler arasına konur: Sarı, Mehmet, Osmanlıca Örnek Metinlerle Edebiyat Araştırmaları, Anıl Matbaa ve Cilevi, Ankara, 2007. Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce veya sonra virgül konmaz: Metin içinde tekrarlı bağlaçlarından önce veya sonra virgül konmaz: Ya bunları bilirsin, ya sınıfta kalırsın. Hem çalışmaz hem sormaz. Ne sorar ne söyler.

21 NOKTALI VİRGÜL ( ; ) Dilimize Fransızcadan giren noktalı virgül, noktaya yaklaşan bir kullanım özelliğine sahip olup kullanılışı bakımından virgülden daha kuvvetli ve kesindir.

22 Bir cümlede virgüllerle ayrılmış tür, takım gibi kelime öbeklerini birbirinden ayırmak için konur:
Kış günlerinde portakal, mandalina, limon; yaz günlerinde erik, kiraz, üzüm yenilirdi. Pazardan birer kilo domates, patlıcan, biber; ikişer kilo da şeftali, muz, elma aldım. Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak Ege’nin; Samsun, Trabzon, Rize Karadeniz’in; Ankara, Konya, Sivas İç Anadolu'nun şehirlerindendir.

23 Birleşik cümleler arasında kullanılan noktalı virgül, cümleleri birleştirme özelliğine sahiptir. Bu işaretten sonraki cümle, nitelik olarak ilk cümlenin bildirdiği yargıyı açıklar veya tamamlar durumdadır. Noktalı virgülden sonraki cümlenin ilk kelimesi küçük harfle başlar: “Ey Türk İstikbâlinin evladı! İşte; bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır.” (Atatürk).

24 Atasözlerimizin çoğu iki cümleden meydana gelmiştir
Atasözlerimizin çoğu iki cümleden meydana gelmiştir. Bu cümleler birbirinden ayrılmaz bir bütünlük ve ahenk içindedirler. Anlamca birbirini tamamlarlar. Bu atasözlerindeki cümlelerin yüklemleri çekimlidir. Bu atasözlerinin arasına noktalı virgül konur: Doluya korum, almaz; boşa korum, dolmaz. At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır. Çok yaşayan bilmez; çok gezen bilir.

25 Noktalı virgülle birbirinden ayrılmış olan cümlelerde bazı öğeler ortaktır. Genellikle bu ortak öğe ikinci cümlede yer almaz: Baharın gelişiyle ağaçlar yeşillenir, toprak çimlenir; insanlar mutluluk ve sevinç şarkıları söylemeye başlar. Onun sevgisiyle yüzüm güler, gözlerim parlar; içimi sevinç ve mutluluk kaplardı.

26 Bazen anlamca birbirine bağlı iki cümlenin yüklemlerine gelmesi gereken ekler, tekrar edilmez ve sadece ikinci cümlenin yükleminde kullanılır. Bu tür cümleler arasına noktalı virgül konur: Benim söylediklerimi dikkate almaz; kendi bildiğini yapardı.

27 İKİ NOKTA ( : ) Bir cümlede anlatılmak istenen fikir ayrıca açıklanmak istenirse bu tür cümlelerin arasına konur. İkinci cümlenin ilk kelimesi büyük harfle başlar: Dünyadaki Türk Devletleri şunlardır: Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti, Kazakistan Cumhuriyeti, Kırgızistan Cumhuriyeti, Türkmenistan Cumhuriyeti, Özbekistan Cumhuriyeti. Atatürk, ilmin önemine ta o zamanlar temas etmişti: ‘Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir’.

28 Bir cümleden sonra örnek vermek veya konuya açıklık kazandırmak istenirse iki nokta konur. Bu işaretten sonraki örnekler cümle durumunda ise ilk harf büyük yazılır. Yalnız örnek sözler verilmişse ilk harf küçük yazılır: Devlet adamlığıyla sanat adamlığını birbirine karıştırmayan iki şahsiyet tanırım: Avni mahlasıyla yazan Fatih Sultan Mehmet ve Muhibbi mahlasıyla yazan Kanuni Sultan Süleyman.

29 Söz içinde birinden veya bir yerde alınmış tırnak içinde verilen bir cümleden önce iki nokta konur. Ancak, tırnak içindeki açıklamanın verileceğini bildiren bizim cümlemiz bir cümle niteliğini taşımalıdır. Bu konuda en güzelini Atatürk söylemiş: "Bir Türk Cihana Bedeldir."

30 Eğer tırnak içindeki açıklamanın verileceğini bildiren cümlemiz kesintiye uğramış ve tırnak içindeki cümle bu arada yer almışsa, tırnaktan önce iki nokta konmaz: Annesi kızına "Niçin geç kaldın kızım?" diye sordu. Bu örnekte de görüldüğü gibi tırnak içindeki sözler cümle niteliğinde ise büyük harfle başlar. Cümlenin sonuna konulması gereken soru, ünlem, nokta gibi işaretler, tırnak işaretinden önce konur.

31 Konuşma çizgisi ile satır başına alınan bir cümleden önceki cümlenin sonuna konur:
Avazı çıktığı kadar bağırıyordu: -Ben senden bunu mu istedim? Çırak korkarak cevap verdi: -Başkasını getireyim usta!

32 Konuşma cümlesi tırnak içinde verilmek isteniyorsa, o zaman konuşma çizgisi konmaz ve iki noktadan sonra cümle devam eder. Kapıdan girer girmez sordu: "Birini mi istediniz efendim?" Bir metinde karşılıklı konuşma var ise, konuşan kişinin adından sonra konur: Kürşat Yüzbaşı: Yarım saate kadar herkes hazır olsun! Emireri: Emredersiniz komutanım! Genel Ağ adreslerinde kullanılır:

33 ÜÇ NOKTA ( ... ) Söylenmek istenmeyen ve maksatlı olarak kesilen cümlelerden sonra kullanılan üç nokta, cümlenin devamında olması gereken sözlerin yerini tutar ve söylenilmeyen sözler, okuyucunun düşüncesine bırakılır. Bu işaretten sonra gelen cümlenin ilk harfi büyük yazılır. Belli başlı kullanıldığı yerler şunlardır:

34 Üç noktadan önceki cümlenin sonunda soru işareti veya ünlem varsa, bu işaret üç noktanın noktalarından biri sayılmamalı ve üç nokta aynen korunmalıdır: “Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!... İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.” Yahya Kemal BEYATLI “Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri, Ta uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri...” Yahya Kemal BEYATLI

35 Kaba sayıldığı veya başka sebeplerle yazılmak istenmeyen kelimelerin veya tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur: Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz. Bir daha seni onun yanında görürsem…

36 Alıntılarda, alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konur:
“… İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler… Memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir…” (Atatürk) Bir konu üzerinde açıklama yapıp, yeterli örnekler verdikten sonra sözü uzatmamak için üç nokta kullanılır: Türkiye'nin en büyük şehirleri şunlardır: İstanbul, Ankara, İzmir…

37 Herhangi bir yerden kaydedilen sözlerin anlaşılmayan yerlerine üç nokta konur. Arap harfleri ve diğer harflerle yazılmış metinleri yeni harflere aktarırken okunamayan kelimelerin yerine konur. Bibliyografya yazımlarında cilt, sayı ve tarih gibi bilgilerin bilinmeyişi durumunda, noksan bilgilerin yerine parantez içinde üç nokta konur.

38 Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için kullanılır.
Karşılıklı konuşmalarda, sorulan soruya cevap verilmeyen ve susulan yerlere konur: -Adın ne senin yavrum? -... (...) -Annen, baban yok mu?

39 SIRA NOKTALAR ( ) Sorulan bir soruya cevap verilmeyip susulduğu, düşünceye dalındığı zaman, söylenilmesi gerekip de söylenilmeyen kelime veya kelimelerin yerine sıra nokta konur: -Yaptığını beğendin mi? Susarsın tabi. Peki ne olacak şimdi? Sınavlarda istenilen cevap yerine sıra noktalar konur: Yapıları bakımından diller…. diye üçe ayrılır.

40 SORU İŞARETİ ( ? ) Soru bildiren, çekimli fiiller ve isim soylu kelimelerle oluşan cümle veya sözlerin sonuna konur. Bu işaretten sonra gelen cümleye büyük harfle başlanır: Türkçemizin inceliklerini biliyor musun? (Sorulu fiil cümlesi) Bana söyleyeceğin bu muydu? (Sorulu isim cümlesi)

41 İçinde tam bir soru kavramı bulunan, "evet" veya "hayır" ile cevaplandırılabilen cümlelerin sonuna soru işareti konur: Dersinizi çalıştınız mı? (Evet çalıştım/Hayır çalışmadım). Soru belirteçleri, soru sıfatları ve soru zamirleriyle kurulmuş bazı soru cümleleri ise "evet" veya "hayır" ile cevaplandırılmazlar. Bunların sonuna soru işareti konur: Bana sormak istediğin şey nedir? Bu yolu ne kadar zamanda aldın? Kimi dinliyorsun?

42 Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:
“Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı? Üsküdar’dan mı, Hisar’dan mı, Kavaklar’dan mı?” Yahya Kemal BEYATLI Şöhret mi, mevki mi, dostluk mu, sağlık mı istersin? Devrik cümlelerde, fiil soru kavramı taşıyorsa bunların sonuna soru işareti konur: Hiç düşünmedin mi bu işin olmayacağını?

43 Bilinmeyen, doğruluğundan emin olunmayan, şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. bilgiler için soru işareti kullanılır: Yunus Emre (1240? -1320) yılları arasında yaşamıştır. Bazıları, Etileri Türk olarak kabul eder? Anlam olarak soru durumunda oldukları için,"demek" fiili ile kalıplaşmış cümlelerin sonuna soru işareti konur: "Demek artık sevmiyorsun? Demek onu istemiyorsun?

44 “Soru eki ve soru kelimesi kullanılmadan ezgili söyleyişlerde soru işareti kullanılır”:
Hakim zanlıya baktı: Adınız? Yaşınız? mı / mi soru ekiyle kurulan bazı cümleler olumsuzluk kavramı taşır. Bu tür cümlelerde doğrudan doğruya soru anlamı bulunmadığından ve cevap beklenmediğinden sonlarına soru işareti konmaz: Sonunda bu da mı gelecekti başımıza! Bunca hakaretten sonra yüzüne nasıl bakacaksın onun!

45 mı / mi soru ekiyle kurulan bazı cümleler olumsuzluk kavramı taşıdığı için bunların sonuna soru işareti konmaz. Bu tür cümlelerde doğrudan doğruya soru sorulmayıp olayın, aksine olması gerektiğine dikkat çekilir: Bunca olanlardan sonra sizi tanımaz olur muyum. Hayatı nasıl sevmem.

46 mı / mi soru eki –ınca / -ince anlamında zarf-fiil görevinde kullanıldığı zaman da cümlenin sonuna soru işareti konmaz: Sabah oldu mu yeniden doğmuş gibi hissederim kendimi. Onu gördüm mü içimi bir sevinç kaplar. mı / mi soru eki bir cümleye belirsizlik kavramı katıyorsa bu tür cümlelerin sonuna soru işareti konmaz: Baban mıydı, amcan mıydı, yoksa dayın mıydı, yanında birisi vardı. mı / mi soru eki bir cümleye kesinlik kavramı veriyor ise bu tür cümlenin sonuna soru işareti konmaz: Antalya’ya kadar gitmişken denize de girdin mi girmedin mi, önce onu söyle.

47 ÜNLEM İŞARETİ ( ! ) Ünlem kavramı taşıyan, acıma, heyecan, sevinç, kızgınlık, kıvanç, şaşma, korku gibi türlü duyguları anlatan cümlelerden sonra kullanılır. Bu kelimeler vurgu, ton ve okuma (uzun-kısa) bakımından diğer kelimelerden ayrıdır: vay!, eyvah!, of!, hey! vb. Ne güzel resimdi o! Cesaretin böylesine hayret! Şaşırdım kaldım! Demek bugün gelecekmiş! Ne mutlu Türk’üm diyene! Mustafa Kemal Atatürk

48 uf!, ha!, be!, ay! gibi ünlem olan sözlerin anlamlı sözlük değeri yoktur. Heyecan yaratan bu kelimelerin bazıları doğadaki sesleri yansıtan yansımalı kelimelerdir. Bunlar yalın olarak kullanıldıklarında sonlarına ünlem işareti konur: şangır!, pat!, çat!, küt!, güm! Ah bir görebilsem!

49 İmdat. , Dikkat. , Defol. , Ateş. , Fırla. , Aferin. , Yazık
İmdat!, Dikkat!, Defol!, Ateş!, Fırla!, Aferin!, Yazık! gibi ünlem bildiren sözler, cümle içinde kullanıldıklarında ünlem işareti, cümlenin sonuna konur. Ünlem kavramı taşıyan bazı emir cümlelerinin sonuna da ünlem işareti konur: Söylediklerine aldırma! Görünüşe bakma!

50 Anlam olarak seslenme kavramı taşıyan dilek kipinden sonra da ünlem işareti konur:
Bana da kitap alsana! Biraz da ders çalışsana! Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur. İşaret, seslenme sözünden hemen sonra kullanılabileceği gibi cümlenin sonuna da konabilir: “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” Mustafa Kemal Atatürk “Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak bir devrin battığı yerdir.” N. Halil Onan

51 Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak isteniyorsa, bu sözden sonra parantez içinde ünlem işareti kullanılır: Çok yorgunmuş(!) sabaha kadar ders çalışmış (!) yine de başarılı olamamış. Büyüyünce doktor(!) olacakmış.

52 Bazı cümleler içinde soru eki veya soru kelimesi bulunmakla birlikte anlam olarak soru değil ünlem kavramı taşırlar. Bu tür cümlelerin sonuna ünlem işareti konur: Kim bilir ne nerelerde kiminledir şimdi! Ünlem işaretinden sonraki yeni cümlenin ilk kelimesi büyük harfle başlar.

53 KISA ÇİZGİ (-) Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur Ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır: “Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini! Göster, kabaran sular nasıl yıkar bendini! Küçük görme, hor görme -delikanlım- kendini! Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın; Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!” Arif Nihat ASYA “Bizim imlâmız, söylendiği gibi yazılma, yazıldığı gibi okunma ilkesine dayanır ve-yukarda sözünü ettiğim Amerikalı’nın belirttiği gibi- gücünü, güzelliğini de oradan alır.” Mehmet ÇINARLI

54 “Dil bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için konur: uç-ak, gör-üş, bil-gi-li, gözle-, okut-
“Eklerin başına konur”: -çi, -da, -yor, -mış “Heceleri göstermek için kullanılır”: o-ku-na-cak-tı, ça-lış-ma-lı-yız “Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır”: 57-40=17

55 UZUN ÇİZGİ (_) “Konuşma çizgisi” de denilen bu işaret yazılı bir metinde satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır: “_ Çaresaz, dedi, sana bir şey soracağım. Fakat doğru söyleyeceksin… _ Buyurun efendim!... _ Dilber nerelerde? Niçin hiç gözükmüyor?...” (Sergüzeşt, Samipaşazade Sezai)

56 Konuşmalar tırnak içinde verilirse uzun çizgi kullanılmaz:
“Benim elimde her şey ölüyor" diye üsteledi adam; "Her şey... Onun için..." Sustu. Soluk borusu tıkanır gibi olmuştu. Konuşmadılar. Sonra adam sordu yine: "Evin var mı baba?" "Var oğul. Bir gözcük işte. Gecekondu. Tee orda; tepede." Şehrin dışını gösteriyordu. Peki bekleyenin? Bekleyenin var mı?" Işığın altındaydılar. Çiçekçi maviş maviş baktı adama. "Var" dedi. "Oğlan da kız da koyup gitti bizi; ev bark kurdular. Ama biz kaldık. Geç oldu bugün; köroğlunun gözü yollardadır." Mustafa Necati Sepetçioğlu

57 EĞİK ÇİZGİ ( / ) Bir şiirin mısraları yan yana yazılırsa mısralar arasına konur: “Bir ceylân gibi durma artık gecenin ortasında / Ceylân gibi bakma aya / Seni bir beyaz duvağa altın halkaya / Duyuran benim.” (Yavuz Bülent Bakiler)

58 Adres yazımlarında apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur:
Yasemin Caddesi, Nu.: 22/2 Örnekevler/ AFYONKARAHİSAR Tarih yazımlarında gün, ay ve yıl gösteren sayılar arasına konur: 11/ 12/ 1954, 17/12/2009 Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır: -lık / -lik, -di / -ti, -sa / -se Genel ağ adreslerinde çift eğik çizgi kullanılır: http: //tdk.gov.tr

59 TIRNAK İŞARETİ ( “ ” ) Bir yazıda başka bir yazıdan veya kimseden olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içinde verilir. Alıntının sonunda bulunan noktalama işareti tırnak işareti içinde kalır. Alıntılarda birden fazla paragraf var ise her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır:

60 Atatürk ilim üzerine şöyle demiştir: "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir
Tırnak içinde verilen söz bir cümle değerinde ise cümlenin ilk harf büyük yazılır. Bu tür cümlelerde tırnağı kapatmadan önce nokta konmaz: Kendisini terk ettiğini anlayınca "Artık bir daha seni aramayacağım" diyerek telefonu kapattı.

61 Bir yazıda cümle içinde verilen atasözleri ve vecizeler tırnak içinde yazılırlar:
Bu konuda atalarımız "Gönülsüz yenilen aş, ya karın ağrıtır ya baş" dememişlerdir. Cümle içinde yer alan kitap ve makale adları tırnak içinde verilir: Hasan Âli Yücel’in “İyi Vatandaş İyi İnsan” adlı kitabını okumanızı öneririm. Pek muhterem hocam Prof. Dr. Hamza Zülfikar’ın “Yükseköğretimde Türkçe Yazım ve Anlatım” adlı kitabı “Türkiye Türkçesi” dersimizde takip ettiğimiz kitap idi.

62 Bazen cümle içinde yer alan kitap ve makale adları, özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya eğik yazıyla (italik) dizilerek verilebilir: Mehmet Kaya Bilgegil “Sigara”, Âşık Veysel de “Kara Toprak” şiirinde bulur gerçek dostluğu.

63 TEK TIRNAK İŞARETİ (‘ ’ )
Tırnak içinde verilen bir metinde daha önceden tırnak içinde verilmiş bölümleri vermek için kullanılır: “Washington’da tanıştığım Amerikalı bir deniz albayı, bana Türkçenin imlâsını övmüş, ne kadar kolay, ne kadar mantıklı bir yazımız olduğunu söylemişti. ‘Her kelimeyi nasıl söylüyorsanız öyle yazıyorsunuz. Bir harf hangi kelimede geçerse geçsin aynı şekilde okunuyor. İngilizce öyle mi? Harflerin okunuşu, içinde bulunduğu kelimeye göre değişir.’ Bana, ‘ough’ harfleriyle biten ‘enough’ ve ‘dough’ gibi sekiz kelimeyi örnek olarak göstermiş, bu sekiz kelimenin sekizinin de son hecelerinin aynı harflerle yazılmış olmalarına rağmen, başka başka okunduklarına dikkatimi çekmişti.” Mehmet ÇINARLI

64 PARANTEZ (( )) Bir cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır: Günümüzde birçok bilim adamı (Gerçek bilim adamlarını tenzih ederim.) parayı bilimden önde tutuyor. Biyografilerde bir kişinin doğum ve ölüm tarihleri parantez içinde verilir ve parantez kapandıktan sonra söze devam edilir: Nasreddin Hoca (1208?-1284)nın hazırcevaplılığı her kişide görülmez.

65 Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır: Kürsüdeki öğretmen_ (Elindeki kitabı göstererek) İşte bu kitap bana okuma zevkini kazandıran rehber oldu… Alıntıların aktarıldığı kaynağı göstermek için kullanılır.

66 KESME İŞARETİ ( ‘ ) Özel isimlere getirilen iyelik, durum ve bildirme eklerini ayırmak için kullanılır: Atatürk’ün, Mehmet Âkif’e, Baki’den Nedim’e, Uşak’tan, Yozgat’a, Tokat’ı, Zonguldak’ı. Sonunda p, ç, t, k sert ünsüzlerinden birisi bulunan bu özel adların üzerine ünlüyle başlayan bir ek gelirse bu ünsüzler yazıda korunur, ama söylenişte yumuşak şekliyle söylenir.

67 Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesme ile ayrılmaz: Türklük, Türkçülük,Türkçemiz, Müslümanlık, Afyonkarahisarlı, Ankaralı, Ayşeler, Mehmetler vb. Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dili Bölüm Başkanlığına, Afyon Kocatepe Üniversitesinden, İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi Dekanlığına vs.

68 Akım, çağ ve dönem adlarından sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz:
Mahallileşme Akımından, Cumhuriye Dönemi Türk Edebiyatının, Yeni Çağın. Kişi adlarından sonra gelen saygı sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur: Mehmet Bey’den, Ayşe Hanım’a, Ali Efendi’den, Küriat Paşa’ya vb.

69 Sayılara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır: 1994'te göreve başladım. 1.72’1lik boya sahip.
Şiirlerde ölçü dolayısıyla düşen sesleri göstermek için kullanılır: N'oldu? N'apalım? Karac'oğlan gibi. Gerçek kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır: TDK'nin, THY’de, TRT’den, AET'nin.

70 KISALTMALAR A Alay AA Anadolu Ajansı AAM Atatürk Araştırma Merkezi AB Avrupa Birliği AKÜ Afyon Kocatepe Üniversitesi Alm. Almanca anat. Anatomi ant. Antropoloji AO Anonim ortaklığı AÖF Açıköğretim Fakültesi AP ABD Haber Ajansı (Associated Press)

71 ATAM Atatürk Araştırma Merkezi
ET Eski Türkçe F. Fiyat vs. Ve saire zf. Zarf zm. Zamir zool. Zooloji astr. Astronomi AT Avrupa Topluluğu ATAM Atatürk Araştırma Merkezi Atğm. Asteğmen Av. Avukat C. Cilt çev. Çeviren, çevirmen D Doğu dk. Dakika dm Desimetre Erm. Ermenice


"TEK TIRNAK İŞARETİ(‘ ’)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları